Etiket: chp

  • CHP’den istifalara ilişkin ilk açıklama

    CHP’den istifalara ilişkin ilk açıklama

    CHP lideri Kılıçdaroğlu ile görüşüp rahatsızlıklarını ileten 3 milletvekili partilerinden istifa ettiklerini açıkladı. İstifalar sonrası CHP’nin Meclis’teki sandalye sayısı 135’e düştü. Partiden istifalara ilişkin ilk açıklama Grup Başkanvekili Özgür Özel’den geldi. Özel, CHP’nin çizgisinde bugüne kadar hiçbir değişim olmadığını söyledi.

    İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ve Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na bir mektup yazarak parti politikalarıyla ilgili rahatsızlıklarını dile getirmişti.

    Kılıçdaroğlu da mektupla ilgili “Genel Başkana mektup yazılmaz, randevu alınır, gelinir konuşulur” ifadelerini kullanmıştı.

    Ardından iki milletvekili, Yalova Milletvekili Özcan Özel’in de katılımıyla, salı günkü grup toplantısının ardından, Kılıçdaroğlu ile bir araya gelmişti.

    Çarşamba günü de CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile görüşen 3 isim, bugün düzenledikleri basın toplantısında istifa ettiklerini açıkladı.

    Milletvekilleri Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşmede gündeme getirdikleri rahatsızlıklarını ve önerilerini şöyle sıraladı:

    • Devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e sahip çıkılması, parti içerisinde Atatürk’le sorunu olanların görevden alınmasını,
    • Muharrem İnce ile görüşüp yeniden ikna edilmesi, büyük CHP için partide birliğin sağlanması,
    • İttifak görüşmelerinin seçim dönemine bırakılmasını, birinci parti olmak için çaba harcanması,
    • HDP ile CHP arasına net bir mesafa koyulması, terörün her türlü kınanması ve parti içi demokrasinin işletilmesini.

    ”PARTİ ÇİZGİSİNDE HİÇBİR DEĞİŞİM OLMADI”

    CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 3 CHP’li vekilin istifa açıklamasının ardından kameraların karşısına geçerek, ”Partinin çizgisinde bugüne kadar hiçbir değişim yaşanmamıştır. CHP içinde eleştiler özgürce dile getirilebilir” dedi.

    Özel, ”CHP yürüdüğü yoldan dönmedi, dönmeyecektir” diyerek sözlerine son verdi.

    SANDALYE SAYISI 135’E DÜŞTÜ

    İstifalar sonrası CHP’nin Meclis’teki sandalye sayısı 138’den 135’e düştü.

    Meclis’teki sandalye dağılımı da şöyle oldu:

    Adalet ve Kalkınma Partisi: 289, Halkların Demokratik Partisi: 56, Milliyetçi Hareket Partisi: 48, İYİ Parti: 37, Demokrat Parti: 2,
    Türkiye İşçi Partisi: 2, Büyük Birlik Partisi: 1, Demokrasi ve Atılım Partisi: 1, Demokratik Bölgeler Partisi: 1, Saadet Partisi: 1, Yenilik Partisi: 1, Bağımsız Milletvekili: 10.

    MEHMET ALİ ÇELEBİ KİMDİR?

    Mehmet Ali Çelebi, 23 Temmuz 1984’de Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Amasya’da tamamladı. İzmir Maltepe Askeri Lisesi’nden birincilikle mezun oldu.

    Kara Harp Okulu’nu dördüncülükle bitirip 2007 yılında Teğmen rütbesini aldı. Makine Mühendisi olarak mezun oldu.

    1 senelik eğitimden sonra askeri helikopter pilotu oldu. Askerlikten ayrıldıktan sonra uçak pilotluğu eğitimi aldı. CHP 35 ve 36.Kurultaylarında Parti Meclisi Üyesi olarak seçildi.

    HÜSEYİN AVNİ AKSOY KİMDİR?

    Hüseyin Avni Aksoy, 1956 yılında Safranbolu’da doğu. Orta ve lise öğrenimini Safranbolu’da tamamlayan Aksoy Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi.

    1984 ve 1988 yılları arasında Hacettepe Üniversitesinde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalında ihtisasını yaptı. 2000 yılında Karabük Tabip Odası başkanlığına seçildi.

    Üç dönem Tabip Odası Başkanlığı yaptı. TBMM 27. Dönem Karabük Milletvekili olarak seçildi. İyi düzeyde İngilizce ve Fransızca bilen Aksoy, evli ve 1 çocuk babası.

    ÖZCAN ÖZEL KİMDİR?

    Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde doğan 62 yaşındaki Özcan Özel, Bursa Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü’nden 1979 yılında mezun oldu.

    Matematik öğretmeni olan Özel, yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra çeşitli okullarda matematik öğretmeni olarak görev yaptı.

    Özel, daha sonra istifa ederek özel bir dershanenin kurucu temsilciğini ve müdürlüğünü yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi Yalova İlçe Yöneticiliği, İl Sekreterliği ve İl Başkanlığı görevlerinde bulundu.

    Özcan Özel, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan 27. dönem milletvekilliği genel seçimleri’nde Yalova ilinden CHP milletvekili seçildi.

    Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyeliği de yapan Özel, evli ve iki çocuk babası.

  • CHP’den flaş ayrılık! 3 vekil istifa etti

    CHP’den flaş ayrılık! 3 vekil istifa etti

    CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşüp rahatsızlıklarını ileten 3 milletvekili CHP’den istifa etti.

    İzmir milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova milletvekili Özcan Özel CHP’den istifa etti. İzmir milletvekili Mehmet Ali Çelebi, “Tarafım sizler gibi Atatürk Cumhuriyetidir. Bölücü, ayrılıkçı, rantçı, kumpasçı 2. Cumhuriyet değil. Sizin Silivri’de tanıdığınız Atatürk Cumhuriyetinin evladı ‘Teğmen Çelebi’ ateş parçasıdır, şahsi çıkarı ve ikbali için sönmüş mum olamaz! Sönerek yok olmayacağım. Yanıyorum o halde varım” dedi.

    CHP milletvekilleri TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek partilerinden istifa ettiklerini açıkladılar. İzmir milletvekili Mehmet Ali Çelebi, FETÖ kumpaslarıyla 41 ay tutuklu kaldığını hatırlatarak, iki sene boyunca CHP yönetimine itirazlarını dile getirdiğini ve son olarak 10 Aralık 2020’de CHP yönetimi ve milletvekillerine mektup gönderdiklerini ifade etti. Çelebi, “26-27 Ocak 2021 tarihlerinde Sn. Genel Başkanımız ve Grup Başkanvekilimiz Özgür Özel ile yaptığımız görüşmelerde ‘partide birlik için adım atılmalı’ diye ısrar ederek 3 vekil imzalı görüşlerimizi sunduk. Çabalarımız maalesef sonuçsuz kaldı. Bütün ötekileştirmelere rağmen, işime yani milletin vekilliğine odaklandım, partimize ve değerlerine Meclis kürsüsünde milyonlarca sayıda izlenmeye ulaşan konuşmalarla siper oldum. 2,5 sene sonunda yasama ve denetim faaliyetlerinde 95 kanun, 1536 soru önergesi, 79 araştırma önergesiyle, onlarca Meclis ve komisyon konuşmasıyla ortalamanın çok üzerinde, vekiller arasında en yüksek performansı gösterenlerden oldum” ifadelerini kullandı.

    Çelebi, şöyle konuştu:

    “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinden doğmuş özgüveni yüksek CHP’den, AKP’nin ve saray rejiminin miadı dolmuşken, kendi değerleri ve mücadelesiyle 1. parti olmaya çabalamayan, başka partileri parlatan ve siyasi sebil gibi besleyen, iktidar çöplüğünde yeni dostlar ararken partinin başarılı evlatlarını dışlayan CHP’ye geldik. Emperyalizme diz çöktürmüş CHP’den, S400, Mavi Vatan, Kıbrıs, Libya, Azerbaycan, Suriye gibi milli konularda kekeleyen yöneticilere, ‘Hangi istiklal vardır ki yabancıların planlarıyla yabancıların nasihatlarıyla yükselebilsin. Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ten, yabancılardan demokrasi dilenen yöneticilere, Atatürk demekten imtina edenleri sahiplenen ve el üstünde tutan CHP’ye geldik. CHP’den; ülkeye hem demokrasi vadedip hem parti içinde AKP tipi demokrasiyi yani ‘itaat et rahat et’ anlayışını hâkim kılanlara, Parti Meclisi üyelerine, milletvekillerine, il-ilçe başkanlarına tuzluk muamelesi yapan anlayışa, ‘Işığımız Öcalan’ diyen kumpas tetikçilerini CHP için şans görebilen yöneticilere, Atatürk’ü alenen soykırımcı olarak niteleyen HDP yönetimine ses çıkaramayan yöneticilere, kadınlara seçme seçilme hakkı veren CHP’den, grup başkanvekili seçimlerinde milletvekillerinin dahi seçme seçilme hakkını yok sayan, grup başkanvekillerini dahi atayan CHP’ye geldik.”

    Çelebi kendisinin halkın çocuğu olduğunu söyleyerek, “Buraya millete vekillik yapmaya geldim, sindirilmeye ya da susturulmaya değil. Tarafım sizler gibi kurucu 29 Ekim ruhudur, 10 Aralık ve kuyrukçularının zihniyeti değil. Tarafım sizler gibi Atatürk Cumhuriyetidir. Bölücü, ayrılıkçı, rantçı, kumpasçı 2. Cumhuriyet değil. Sizin Silivri’de tanıdığınız Atatürk Cumhuriyetinin evladı ‘Teğmen Çelebi’ ateş parçasıdır, şahsi çıkarı ve ikbali için sönmüş mum olamaz! Sönerek yok olmayacağım. Yanıyorum o halde varım! “Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?” Hakkınızı helal edin! Mesele Cumhuriyeti, Atatürk devrimlerini, altı oku, demokrasiyi, birlik beraberliğimizi, ülkemizin bütünlüğünü yaşatmaksa bu bir veda değildir. Bu anlamda ayrılık yoktur. Doğrular ve doğrunun yolcuları mutlaka ilerde buluşacaklardır! 7 İzlenen politikalarla Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş değerlerinin zarar göreceğine dair derin kaygılarım, bu yönetimle yan yana yürümemi engelleyecek çok ciddi politik görüş ayrılıkları, eksik parti içi demokrasi uygulamaları, ötekileştirme, birlik beraberliği bozan saygısızlık, sevgisizlik ve çıkarcılık ortamı nedeniyle partimden istifa ediyorum. “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.” demişti Yüce Atatürk. Özgürlüklerin en büyüğü doğru olanı yapabilmektir. Bazen görevin kendisi feda olur. Kendimi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve milletimizin selameti adına, arzı feda ederim” dedi.

    CHP Yalova milletvekili Özcan Özel, şunları kaydetti:

    “Muharrem İnce ve ötekileştirilmiş evlatlarla görüşüldü ama çözüm olmadı. 10 Aralık mektubuyla görüşlerimizi Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel’e sunduk. Bu önerilerimiz, Atatürk ile sorunu olanların görevden alınması ve 10 Aralık’a geçit verilmemesi. Büyük CHP için birlik saptanması, birinci parti olmak için çaba sarf edilmesidir. Önerilerimize yanıt gelmedi, açıklama yaptık. Türk milleti için kutsaldır. Dilse ağzımızın içindeki organ değil Türkçedir. Ben partide kalarak önce Yalova, sonra ülkeme sahip çıkmaya çalıştım. Bundan sonra da tüm çabam bu olacak.”

    Karabük milletvekili Hüseyin Avni Aksoy, iktidarda kalmanın, iktidarı alabilmek için ülkeyi bölmeden tek çıkar yolun Türk milletinin ittifakı olduğunu söylediğinin altını çizerek, “Kaderin cilvesi yine bir yurtsever tıbbiyeli, bir kahraman Harbiyeli ve vatansever bir Cumhuriyet muallimi olarak tarihin sahnesine çıkıyoruz. 100 yıl sonra bugün Atatürk’ün 2 büyük eserinden biri olan Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’ün gösterdiği istikametten sapmıştır. CHP’den Atatürk’ün yoluna dönene kadar istifa ediyoruz. Türkiye seçeneksiz değildir. Analar ne yiğitler doğuruyor. Memleketimizde güneşli güzel günler yakındır. Zihninizi boşaltınız; inat ve düşmanlaştırma üzerine kurulmuş bu ittifakları ve birbirinizi alt etme politikalarını terk ediniz” şeklinde konuştu.

    Milletvekilleri gazetecilerden soru almadılar.

    İstifalar sonrası CHP’nin Meclis’teki sandalye sayısı 138’den 135’e düştü.

    Meclis’teki sandalye dağılımı şu şekilde:

    • Adalet ve Kalkınma Partisi: 289,
    • Halkların Demokratik Partisi: 56,
    • Milliyetçi Hareket Partisi: 48,
    • İYİ Parti: 37,
    • Demokrat Parti: 2,
    • Türkiye İşçi Partisi: 2,
    • Büyük Birlik Partisi: 1,
    • Demokrasi ve Atılım Partisi: 1,
    • Demokratik Bölgeler Partisi: 1,
    • Saadet Partisi: 1,
    • Yenilik Partisi: 1,
    • Bağımsız Milletvekili: 10
  • İki lider açıkladı: Süreci başlattık

    İki lider açıkladı: Süreci başlattık

    Ali Babacan, “Bundan sonraki süreçte ikili bazda heyetlerimizin, güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili bir diyalog ve istişare süreci başlatmasının iyi olacağı kararına vardık” derken Kılıçdaroğlu bu kararın çok önemli olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, ayrıca siyasetteki “militan” tartışmasıyla ilgili de açıklamalarda bulundu.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve beraberindeki heyeti, parti genel merkezinde ağırladı.

    Görüşmede Kılıçdaroğlu’na, Genel Başkan yardımcıları Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı ve Muharrem Erkek ile Genel Sekreter Selin Sayek Böke eşlik etti.

    Görüşme sonrası basın mensuplarına açıklamada bulunan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin sorunlarını konuştuklarını belirterek, “Ekonomiden, hukuktan, söylenen hukuk reformundan, dış politikadan, güçlendirilmiş parlamenter sistemden söz ettik, istişarede bulunduk.” ifadesini kullandı.

    Ali Babacan ise Kılıçdaroğlu’na kabul nedeniyle teşekkür ederek, bir araya gelmişken ülkenin sorunlarını da ele aldıklarını dile getirdi.

    ‘ÖNEMLİ BİR AŞAMAYA GELDİK’

    Türkiye’nin çok ciddi hukuk, ekonomi ve dış politika sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu belirten Babacan, şunları kaydetti:

    “Bütün bunları karşılıklı olarak değerlendirdik. Görüş alışverişinde bulunduk. Bizim ve pek çok partinin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili hazırlıkları var. Bizim kendi hazırlığımız önemli bir aşamaya geldi. Fakat bu hazırlığı kamuoyuyla paylaşmadan önce bir mutabakat zemini oluşturmayı önemli görüyoruz. Böyle bir sürecin başlatılmasıyla ilgili yine görüş alışverişinde bulunduk. CHP’nin de önemli hazırlıkları var. Bundan sonraki süreçte ikili bazda heyetlerimizin, güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili bir diyalog ve istişare süreci başlatmasının iyi olacağı kararına vardık. Ülkemizde ciddi bir sistem sorunu var, sistem sorunu kadar yönetim zihniyeti sorunu var. Sistem değiştirmeyle ilgili hazırlıklar son derece önemli. Bunun ilkelerinin, temel esaslarının, vizyonunun belirlenmesi önemli. Böyle bir süreci başlatmayla ilgili karar aldık, ülkemiz için inşallah hayırlı olur.”

    ‘TOPLUMUN YÜZDE 58’İ VAR OLAN SİSTEMDEN MEMNUN DEĞİL’

    Bu kararın çok önemli olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu da şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Kamuoyu yoklamalarına göre, toplumun yüzde 58’i var olan sistemden memnun değil, güçlendirilmiş parlamenter sistem istiyor. Dolayısıyla toplumun önüne bir tablo koymak, ana ilkeleri koymak çok önemli. Bunu partiler olarak bir araya gelip oturup konuşmak, ana ilkeleri belirlemek ve dolayısıyla belli bir uzlaşma kültürünü güçlendirerek toplumun önüne bunları koymak son derece değerli. Kısır çekişmeler değil, kısır tartışmalar değil, uzlaşma ile ülkenin içinde bulunduğu bu açmazları aşmak, Türkiye’yi kendi bölgesinde, dünyada önemli bir konuma getirmek, demokrasiyi güçlendirmek, demokrasi konusunda pek çok ülkeye örnek bir ülke konumuna gelmek için bu çalışmalara ihtiyaç var. Dolayısıyla Sayın Genel Başkanın ve arkadaşlarının önerileri bizim açımızdan da son derece değerli. Hepinizin huzurunda Sayın Genel Başkana ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum”

    Bu konuda nasıl bir süreç işleyeceğine yönelik soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Belli bir takvim yok. Yetkin arkadaşlar bir araya gelecekler, sadece kendileri değil, akademik dünyadan da bu işin uzmanlarından da yararlanacaklar. Dolayısıyla siz toplumun önüne bir belge koyarken veya ilkeleri koyarken o ilkelerin toplum açısından da kabul edilebilir olması lazım. O çerçevede salt kendimiz belirleyecek ve kamuoyunun önüne koyacak değiliz, geniş bir mutabakat sağlayarak ve işin uzmanlarının da görüşünü alarak belli bir çalışmayı gerçekleştireceğiz.” diye konuştu.

    ‘MİLİTAN’ TARTIŞMASI

    Kılıçdaroğlu, siyasetteki “militan” tartışmasına yönelik soruya ise “Sözlüğe bakıldığı zaman, militan, belli bir düşünceyi savunan kişi demektir. O düşünce için mücadele eden kişi demektir.” yanıtını verdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bizim burada kastettiğimiz devletin tarafsızlığıdır, vatandaşlarına karşı tarafsızlığıdır. Eğer bir Milli Eğitim Müdürü, İhvan’ın yaptığı hareketi, logosunu arka tarafındaki panoya koyup böyle bir fotoğraf veriyorsa bu kişi devlet memuru değil. Devlet memuru siyasetle uğraşmaz. Valiler, kaymakamlar siyasetle uğraşmazlar. Onlar tarafsızdır, devleti temsil eder, bir siyasi partiyi temsil etmezler. Eğer siz devlet memurlarını belli bir siyasi partinin elemanı haline getirirseniz onu militanlaştırmış olursunuz. O kişi tarafsızlığını kaybetmiş olur.

    Üzerinde özenle durduğumuz nokta budur ve bu konuda çok sayıda örnek var. Sayın Erdoğan’ın ‘bütün valiler dava açsın’ demesi, ‘bütün valiler benim emrimdedir ve AK Parti’nin emrindedir dolayısıyla ben talimat veriyorum, hep beraber dava açın’… Bu ne demektir, bir partinin genel başkanının talebinin bütün valiler tarafından kabul edilmesi demektir. Bunun akılla, mantıkla bir ilgisi var mıdır? Dolayısıyla üzerinde durduğumuz nokta bu. Oturup baksınlar, devleti politize etmesinler. Kamu görevlilerini politize etmesinler. Onlar gelen her vatandaşa yasaların öngördüğü hizmeti vermekle sorumludurlar. Valisi, kaymakamı, emniyet müdürü, defterdarı, vergi dairesi müdürü, hiçbir ayrım yapmadan, vatandaşların siyasi görüşüne bakmadan her vatandaşa hizmet etmek zorundadırlar. İşin özü budur.”

  • CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybetmektedir

    CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybetmektedir

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizzat eski cumhurbaşkanı adaylarının ifadesiyle CHP bugün yalan ve iftira üretim merkezine dönüşmüş durumdadır. Üzüm üzüme baka baka kararır misali bölücü örgütün uzantılarıyla kurmuş olduğu ittifaktan dolayı CHP siyasi parti kimliğini giderek kaybetmektedir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 7’nci Olağan Erzurum ve Erzincan il kongrelerine video konferans ile katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti kadrolarının gece gündüz demeden çalıştığını, ter dökerek mücadele ettiğini söyledi. Erdoğan, milletin AK Parti ile ilk kez 24 saat kapısını kendine açık tutan, derdiyle dertlenen farklı bir zihniyete kavuştuğunu kaydetti. Erdoğan, AK Parti ile vatandaşların devletin her kademesinde dinamik, vizyoner, gayretli bir kadro ile tanıştığını, milleti hakir gören, ‘yobaz’ diyerek insanları aşağılayanların yerini ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ şartıyla hareket eden yeni bir tasavvura bıraktığını belirtti.

    ‘DEMOKRASİMİZE LEKE VURULMASINA MÜSAADE ETMEDİK’

    Erdoğan, “Yeri geldi sokaklarımızı karıştırmak isteyenlere meydan okuduk, bölücü terör örgütünü açtıkları çukurlara gömdük. Darbecilerle 15 Temmuz gecesi göğüs göğüse mücadele ettik. Ama milletimizin emanetine el uzatılmasına ve demokrasimize leke vurulmasına asla müsaade etmedik. 18 yılda girdiğimiz 15 seçimin tamamından alnımızın akıyla çıktık. AK Parti’nin eşsiz başarısının sırrını öğrenmek istemeyenler aynaya bakıp kusuru kendilerinde aramak yerine hep başka yerlere baktılar. Milleti anlamak, uyuşmak yerine ‘Stockholm sendromu’ diyerek milleti aşağıladılar. Anadolu insanına ‘makarnacı’, ‘yobaz’, ‘kömürcü’, ‘göbeğini kaşıyan adam’ dediler. ‘Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi olacak’ serzenişiyle içlerinde biriktirdikleri kini ortaya saçtılar” diye konuştu.

    ‘BUNUN ADI TAM OLARAK BEŞİNCİ KOL FAALİYETİDİR’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, her hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhtarından emeklisine, öğretmeninden askerine toplumun farklı kesimlerini tehdit etmeye başladığını söyleyerek, “Hemen her gün bir CHP yönetici tarafından ülkesi ve milleti için ter dökenler gerekirse vatanı için canını vermeyi göze alan kahramanlara ‘militan’ yaftası vurularak hedef tahtasına konuluyor. Bölücü terör örgütünün şehir eşkıyalarını çukur eylemlerinde aklama yarışına girenler, bugün devletin valisine, kaymakamına askerine ahlaksızca ‘militan’ iftirası atıyor. Milletimizin canına kast eden PYD’li teröristlere gösterdikleri sempatinin onda birini kendi vatandaşlarına, mesela Diyarbakır’da evlatlarının örgütten kurtarmak için nöbet tutan acılı ailelere göstermiyorlar. Bunu adı siyaset değil siyasetsizliktir. Bunun adı tam olarak beşinci kol faaliyetidir. Türkiye’de muhalefetin böyle bir akıl tutulmasına yakalanması Türk demokrasisi adına gerçekten endişe vericidir. Bu iç karartıcı tablo mevcut CHP yönetiminin siyasi tükenmişliğinin en bariz göstergesidir” dedi.

    ‘SİYASİ KİMLİĞİNİ KAYBETMEKTEDİR’

    Erdoğan, CHP Genel Başkanının bu siyasi tükenmişlikle yüzleşmek varken akla hayale gelmedik iftiralarla AK Parti ve Cumhur İttifakına saldırdığını vurgulayarak, “Parti teşkilatlarını sarmış taciz, tecavüz, yolsuzluk skandallarını; nefret söylemini körükleyerek milletin dikkatinden kaçırmaya çalışmaktadır. Bizzat eski cumhurbaşkanı adaylarının ifadesiyle CHP bugün yalan ve iftira üretim merkezine dönüşmüş durumdadır. Üzüm üzüme baka baka kararır misali bölücü örgütün uzantılarıyla kurmuş olduğu ittifaktan dolayı CHP siyasi parti kimliğini giderek kaybetmektedir. İnşallah 2023 seçimleri Türkiye’de CHP’nin rövanşist siyasetinin de tasfiye edildiği yeni bir dönemin müjdecisi olacaktır” ifadelerini kullandı.

    ‘ASIL GÜNDEMEMİZE ODAKLANACAĞIZ’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti tarzı siyasetin ortak noktalara odaklanan siyaset tarzı olduğunu, AK Parti’nin milletin tamamının emanetini taşıyan bir hareket olduğunu belirterek şöyle devam etti:

    “Bizim rehberimiz yüz yıllardır bu kutlu davayı nesilden nesile taşıyan ilim hikmet ve gönül erleridir. Bizim yolumuz şehitlerin gazilerin kalbi, ülkesi ve milleti için çarpanların yoludur. Muhalefetin içine düştüğü çıkmaz işimizi kolaylaştırmıyor. Bilakis sorumluluğumuzu daha da artırıyor. Biz hiç bir zaman muhalefete göre tavır alan, CHP’ye göre politika belirleyen, muhalefetin kifayetsizliğinden medet uman bir parti olmadık. Kuruluşumuzdan itibaren hep kendimizle yarıştık. Kendi projelerimizle yarıştık. Türk siyasetini esir alan vizyonsuzluğa rağmen her gün bu ülke için hayal görmeye ve bunları gerçekleştirmeye gayret ettik. Biz işimize bakacağız. Türkiye için ne yapabiliriz, ona bakacağız. Milletimizin gönlündeki yerimizi nasıl güçlendiririz ona bakacağız. Muhalefeti kendi bunalımlarıyla, kendi sığ tartışmalarıyla kendi Bizans oyunlarıyla baş başa bırakacak asıl gündemimize odaklanacağız. Varsın onlar ahlaksız siyaset yaparak oyalansınlar. Biz vaktimizi ve enerjimizi kendi çalışmalarımızı daha ileriye taşımak için kullanacağız. Bizler milletin kapısını seçimden seçime çalan, halini hatırını soran bir parti asla olmadık olmayacağız. İlk günkü aşkla heyecanla ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Ulaşamadığımız ve gönlünü kazanmadığımız tek bir vatandaşımız kalmayana

  • Berhan Şimşek hakkında suç duyurusu

    Berhan Şimşek hakkında suç duyurusu

    İçişleri Bakanlığı’nca, “Vali militan, kaymakam militan” ifadelerini kullanan CHP eski milletvekili Berhan Şimşek hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

  • Muharrem İnce’den istifa açıklaması

    Muharrem İnce’den istifa açıklaması

    CHP’li Muharrem İnce, partisinden istifa ettiği yönünde çıkan haberler hakkında açıklama yaptı. İnce, “Memleket Hareketi Kurucu Kurulu üyeleriyle evimin bahçesinde bir araya geldiğim doğru. Parti kurulunca istifa edilir. Bunun için biraz beklemeniz gerekecek” dedi.

    CHP’li Muharrem İnce, bugün Yalova’nın kırsal Elmacık Mahallesi’nde bulunan evinin bahçesinde Memleket Hareketi’nin Kurucular Kurulu üyeleriyle toplantı yaptı. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Muharrem İnce, CHP’den istifa ettiği yönünde çıkan haberlere yanıt verdi. CHP’den henüz istifa etmediğini belirten İnce, “Parti kurulunca istifa edilir. Bunun için biraz beklemeniz gerekecek” dedi.

    “PARTİ KURULUNCA İSTİFA EDİLİR”

    Evinin bahçesinde kuracağı partinin tüzüğünü konuştuklarını belirten İnce, “Bugün kurucular kurulu üyesi arkadaşlarımla toplantı yaptık, bu doğrudur. Doğada bir yürüyüş yaptık. Yakında bazı açıklamalarımız olacak. Toplantı yaptığımız doğrudur. Tüzük tartıştık, program tartıştık. Doğada yürüyüş yaptık, evin bahçesinde de oturduk. Parti kurulunca istifa edilir. Bunun için biraz beklemeniz gerekecek. Öyle bir açıklamamız olmadı” şeklinde cevap verdi.

  • CHP’li Girgin’den Pınar Gültekin’in babasına suç duyurusu

    CHP’li Girgin’den Pınar Gültekin’in babasına suç duyurusu

    Son dakika haberine göre CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin hakkında yarın suç duyurusunda bulunacak.

    Muğla’da öldürülen Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, ‘CHP milletvekilinin kendisini arayarak zanlının ailesine yönelik şikayetinden vazgeçmesini istediği’ iddiasıyla ilgili basın açıklaması yapmıştı.

    Gültekin, kendisini arayan kişinin CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin olduğunu söyleyerek “Ne kadar para istersen veririz yeter ki davadan vazgeç, zaten kamu davası sürüyor dediler” şeklinde konuşmuştu.

    GÜLTEKİN HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK

    Bu gelişmenin ardından CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, Sıddık Gültekin hakkında yarın suç duyurusunda bulunacak.

  • Türbanlı hakim tartışmasına soruşturma

    Türbanlı hakim tartışmasına soruşturma

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Türbanlı hakim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var” sözleri nedeniyle CHP eski milletvekili Fikri Sağlar hakkında, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan soruşturma başlattı.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, “Katıldığı bir televizyon programında, ‘Türbanlı hâkim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var. Bazıları militanca ve ideolojik takılıyor, bununla mücadele edilmeli’ şeklindeki sözleri nedeniyle Durmuş Fikri Sağlar hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 216’ıncı maddesi kapsamında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan, re’sen soruşturma başlatılmıştır” denildi.

  • CHP’den kadın cinayetleri raporu

    CHP’den kadın cinayetleri raporu

    Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları, son dönemde yoğunlaşan kadın cinayetlerine karşı ayağa kalktı. CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı’nın önderliğinde 81 il ve ilçe Kadın Kolları eş zamanlı gerçekleştirilen basın açıklamasıyla, kadın ve çocuk hakları açısından 2020 yılını değerlendirdi.

    Bursa’da da CHP Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş’un okuduğu açıklamada, aldıkları göstermelik cezalarla adeta sırtları sıvazlanan katillerin can almaya devam ettiği vurgulanarak, “Kadınlar, en çok ateşli silahlarla, evlerinde ve sokak ortasında öldürüldü. Ölüm, kadınlara hep en yakınlarından geldi. Kadını her defasında eve hapseden, itaat etmeye zorlayan zihniyet, katillerini de üretti” ifadelerine yer verildi.
    İl Kadın Kolları yönetimi ile Kadın Kolları MYK Üyesi Berna Keser Bilici’nin de katıldığı toplantıda kamuoyuna açıklanan CHP Kadın Kolları 2020 yılı değerlendirmesinden satır başları şöyle:

    HÜKÜMETİN ‘’2020 CİNSİYET EŞİTLİĞİ’’ KARNESİ

    Ocak ayında;

    -27 kadın cinayeti ve 7 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Yıldız Teknik Üniversitesi profesörü Bedri Gender, Elazığ depremin gerekçesinin çocuk yaşta evlendirmenin yasaklanması olduğunu açıkladı. İlgili kişi hakkında üniversite tarafından inceleme başlatıldı.

    -“Deve sidiği şifalıdır” şeklinde garip açıklamalar yapan Yalova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Ebubekir Sifil, bu defa da erkeğin birden fazla eşinin olabileceğini söyledi, bunun meşru olduğunu iddia etti.

    -Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, üniversiteler ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından desteklenen bir bilim projesinin afişinde “erkek öğrencilere yöneliktir” yazdı ve kız öğrencileri yok saydı.

    -Düzce Kaynaşlı Belediye Başkanı Birol Şahin, Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı hakkında kadın düşmanı açıklamalar listesine bir yenisini ekledi ve kadın sporcuların kendini teşhir ettiğini iddia etti ve “Dünya şampiyonu olsan ne yazar. Dinimize göre kadınlar kendi aralarında spor yapabilirler, erkekler huzurunda açık saçık olarak değil” dedi.

    -Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen Las Tesis eyleminde kadınlara karşı şiddet uygulanan “tek” ülkenin Cumhurbaşkanı, başka ülkelerdeki polisler hakkında “coplarla bayanları dövüyorlar, bunları ekranlardan izledik. Türk polisi yapsa dünyayı ayağa kaldırırlar” dedi.

    Şubat ayında;

    -22 kadın cinayeti ve 12 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sözde kadına şiddetle mücadele kapsamında kurduğu aile ve dini rehberlik bürolarına başvuran kadınlara, akla ziyan tavsiyelerde bulunduğu ortaya çıktı. Basındaki habere göre; görevli kişi, şiddet nedeniyle boşanmak isteyen bir kadına “Dayanılmaz hale geldiyse, büyüklerinizle istişare edin. Biz diyoruz ki aile büyükleriyle sıkıntıyı aşmaya çalışın” diyor. Şiddete maruz kalındığında ise polisi aramak yerine “Uygun dille sebebini sorun. Çok büyük bir sorun değil bu, konuşarak çözebilirsiniz.” önerisinde bulunuyor. “Şiddet gördüğümde ne yapmam gerekir?” diye soran kadına ise “Vurursa tepki vermeyin, oradan uzaklaşın. Odanıza çekilin. ‘Nasıl istiyorsan öyle yapayım’ diye olayı örtmeye çalışın, ama uygun zamanda açın. Suçlayıcı dille konuşmayın. Konuşmanın sonunda ‘Peki, polisi aramak gerekir mi?’ diye sorulduğunda ise telefondaki kişi “Yok, bu tür şeyleri çözersiniz inşallah. Allah’a emanet olun…” diyor.

    -Adalet Bakanlığı’nın ikinci yargı paketi çalışmasına göre, aile uyuşmazlıklarına da zorunlu arabuluculuk getirilmesi hedefleniyor. Boşanmalarda şiddet varsa arabuluculuk olmaması gerektiği halde, ‘’mahkemelerin iş yükünün hafifletilmesi’’ gerekçe olarak sunuluyor.

    -TÜİK’in bu ay açıkladığı rapora göre; son 1 sene içinde evlilik oranı azalırken, boşanma oranları arttı. Geçen sene öldürülen 474 kadından 114’ü boşanmak veya ayrılmak gibi kendi hayatlarına dair karar almak isterken öldürüldü.

    Mart ayında;

    -29 kadın cinayeti ve 9 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Covid-19 salgını ile birlikte karantina önlemleri ile başlayan eve kapanma uygulamaları, birçok sorunu beraberinde getirdi. Kadınların iş yükü daha da arttı.

    -Televizyonda yayınlanan bir programda konuşan İlahiyatçı Ali Rıza Demircan, korona virüsün nedeninin “evlilik dışı ilişki ve eşcinsellik” olduğunu iddia etti.

    -Korona virüs salgını nedeniyle başlayan uzaktan eğitim programında çocuklara Adnan Menderes’in idam sahnesi detaylı şekilde izletildi, yayınlanan görüntüler kamuoyu tarafından büyük tepki çekti. Tepkilerin ardından açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise, görüntülerin ‘denetleme ihtiyacı duymadığı’ bir ekip tarafından hazırlandığını ifade etti.

    -TRT EBA TV yayınlarındaki kadın öğretmenler, kıyafetleri bahane edilerek, kadın düşmanı tartışmalarının hedefi haline geldi. Yine EBA TV’de öğrencilere cinsiyetçi bir eğitim verildi. Videoya göre “masayı hazırlama” ve “ütü yapma” gibi ev işleri, erkek seslendirmesiyle komut olarak veriliyor ve kadın oyuncu tarafından bu işler yerine getiriliyor.

    -Düşünce kuruluşu Freedom House’un hazırladığı “Dünyada Özgürlükler 2020” raporuna göre; Türkiye son 10 yılda dünya genelinde özgürlüklerin en çok gerilediği ikinci ülke oldu.

    Nisan ayında;

    -20 kadın cinayeti ve 20 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı Nail Noğay, “Çocuklarım aç, nasıl evde kalayım” diyen kadına düşmanca bir tutum sergileyerek “Geber” cevabını verdi. Kamuoyunun tepkisi sonrasında görevden alındı.

    -Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, camide yaptığı bir konuşmasında homofobik ve cinsiyetçi ifadeler kullandı. Erbaş tarafından yayımlanan “Ramazan Günlükleri” isimli kitapta da üniversite gençleri özel hayatlarıyla ilgili konularda hedef gösterildi.

    -Diyanet’in açıklamasının ardından Almanya’da yaşayan Metin Çakır isminde bir tıp doktoru, eşcinselliği hastalık olarak nitelendirdi. Tepkilerin ardından hastane, doktoru görevden aldığını belirtti.

    Mayıs ayında;

    – 21 kadın cinayeti ve 18 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    – Gazi Üniversitesi Dekanı Orhan Acar, çevrimiçi eğitim sırasında kamera ve mikrofonunun kapalı olduğunu zannedip “çaktırma kızların resimlerini de görüyoruz” dedi. Gazi Üniversitesi, dekan hakkında soruşturma başlatınca, Orhan Acar görevinden istifa etti.

    -AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Hamdullah Arvas, Muğla’da katledilen Zeynep Şenpınar’ın ardından kadın düşmanı bir açıklamada bulundu. Kadın cinayetlerini meşrulaştırmaya çalışarak “Hikaye aynı, özgürlük düşkünü bir kadın ve gayrimeşru yaşantısı içinde geçen bir ölüm hikayesi” dedi. Aynı akşam binlerce kadın sosyal medyada ona gereken cevap verdi.

    -Diyanet İşleri Başkanlığı çevrimiçi olarak yayımladığı “Aile Hayatımız” isimli bir dokümanda, kadınlarla erkeklerin birlikte dans etmemelerini, el ele halay çekmemelerini, horona durmamalarını öğütledi ve bunların İslam’a aykırı olduğunu iddia etti.

    Haziran ayında;

    -27 kadın cinayeti ve 23 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Bir kadın, evli olduğu erkeğin şiddetinden kaçarak başvurduğu karakolun yönlendirdiği sığınma evine yerleşti. Aynı karakolda görevli olan ve evli olduğu erkeğin arkadaşı olan polis memuru, şiddet uygulayıcısı erkeğe sığınma evinin adresini verdi.

    -Cumhurbaşkanı Erdoğan Onur Ayı hakkında yaptığı bir açıklamada, toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele eden kişilere ithafen “Bu tür marjinal akımları destekleyenler bizim gözümüzde aynı sapkınlığın ortaklarıdır” dedi.

    Temmuz ayında;

    -36 kadın cinayeti ve 11 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi aleyhine birçok açıklama yapıldı.

    AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır” dedi.

    AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, “Kadın erkek eşitliği koca bir tantanadır. İstanbul Sözleşmesi, başka toplumsal sıkıntıların kapısını araladı” dedi.

    Eski AKP milletvekili Yasin Aktay, ‘’Bu sözleşmenin etkinliği arttıkça, kadına yönelik şiddette de bir artış olduğunu görebiliyoruz” dedi.

    Ağustos ayında;

    -27 kadın cinayeti işlendi ve 23 kadın şüpheli şekilde öldü.

    -Spiker Melih Şendil, “Futbol o kadar ataerkil bir oyun ki, mesela kadınlara voleybol oynamak çok yakışıyor ama şahsen benim düşüncem kadınlar futbolda olmamalı. Basketbol da bence erkek oyunu” ifadelerini kullandı. Tepkiler sonrası özür diledi.

    -Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Aile Eğitim Programı için hazırladığı “Aile ve Evlilik Hayatı” belgesinde, “Günümüzde çiftler aşk duygusunu çabucak tüketmekte ve aşkın bitmesini boşanma sebebi olarak görmektedirler” ifadeleri kullanıldı.

    Eylül ayında;

    -16 kadın cinayeti ve 20 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Sakarya’nın Akyazı ilçesi’nde bulunan dergâhta çocuk istismarı olayı ortaya çıktı. Tutuklanan Uşşaki tarikatı lideri Fatih Nurullah’ın, her şeyi itiraf ettiği ses kaydı bulundu. Nurallah, olayın büyütülmemesi için çocuğun babasına 70 bin lira vermeyi teklif etti. Baba şikâyetten vazgeçmeyince, müritler tarafından sert bir şekilde darp edildi.

    Ekim ayında;

    -21 kadın cinayeti ve 8 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -GATA’nın Başhekim Yardımcısı Ali Edizer, Medeni Kanun’u hedef alarak erkeklere “ikinci eş almayı” önerdi. Gelen tepkiler üzerine, Edizer görevinden alındı.

    -Resmi Gazete’de yayımlanan 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda sadece kadınlara yönelik açılması planlanan bir “kadın üniversitesi” projesi yer aldı.

    Kasım ayında;

    -29 kadın cinayeti ve 10 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Bütçe tartışmaları gündemi kaplarken bütçenin genelinin halka ait olmadığı, kadın ve çocuklar açısından ise hiçbir önlem alınmadığı görüldü. Bütçe görüşmelerinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın katipliğini, adı Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümüyle anılan Şirin Ünal yaptı. Kadın dernekleri buna büyük tepki gösterdi.

    -SMA hastası çocukların aileleri, Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle görüşmek için Ankara’ya geldiler. Aileler bakanlığa dahi yaklaştırılmadı. Güvenlik güçleri; “Demagoji yapmayın. Burada konuşmakla bir şey olmaz” dedi.

    -Türkiye İzmir depremini konuşurken, AKP Genel Başkanı Erdoğan ‘3 çocuk temennisinde’ bulundu; “Her fırsatta söylediğim 3 çocuk temennisi hayati öneme sahiptir” dedi.

    Aralık ayında;

    -15 kadın cinayeti ve 1 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.

    -Pandemi nedeniyle zorunlu olarak kısa çalışma ödeneğinden faydalanan hamile işçiler, eğer yasada değişiklik yapılmazsa, 90 prim gününü dolduramadıkları için analık ödeneğinden yararlanamayacaklar.

    -Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) 2020 Asgari Ücret Raporu’nu açıkladı. Rapora göre kadınların yarısı asgari ücret ya da bu ücretin altında çalışıyor. Özel sektörde ise her dört kadından üçü asgari ücret civarında ve altında ücret alıyor.

    -Uşak’ta kadınlara yapılan çıplak arama, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemindeydi. AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Türkiye’de çıplak aramaların olmadığını ve Meclis’in terörize edildiğini söyledi. Buna karşın birçok kadın görüntülü ve sözlü beyanda bulunarak çıplak aramaya maruz kaldığını belirtti.

    -Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Ebubekir Sofuoğlu, “üniversiteler fuhuş yuvası” dedi. Kadınların ve kamuoyunun büyük tepkisine yol açan bu açıklama sonrasında, Savcılık Sofuoğlu hakkında resen soruşturma başlattı.

    -“Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” değişikliği yasalaştı. Kanun’a göre; terörle mücadele kapsamında soruşturma açılan dernek yöneticileri, İçişleri Bakanlığınca görevden alınabilir, dernek faaliyetleri durdurulabilir ve uzaklaştırılan kişiler yerine kayyum atanabilir. Düzenleme, yardım toplama şartlarına aykırı faaliyetler için oldukça yüklü miktarda idari para cezaları öngörüyor.

    -Ve dün bir günde üç kadın katledildi. Rakamlardan değil, insan hayatından bahsediyoruz.

    Pandemiyle mücadele edilen 2020 yılı, kadınlar açısından çok daha zor bir yıl oldu. En az 297 kadın katledildi, 161 kadın da şüpheli şekilde öldü. Aldıkları göstermelik cezalarla adeta sırtları sıvazlanan katiller, can almaya devam etti. Kadınlar, en çok ateşli silahlarla, evlerinde ve sokak ortasında öldürüldü. Ölüm, kadınlara hep en yakınlarından geldi. Kadını her defasında eve hapseden, itaat etmeye zorlayan zihniyet, katillerini de üretti.

    Kadınların ve çocukların hayatlarını tek tipleştirmeye çalışan bu zihniyetle, ilk önce biz kadınlar hesaplaşacağız, çünkü asla ödün vermeyeceğimiz haklarımız var! Her gün yaşam çığlığını büyüten ve örgütlü gücüyle yeniden ayağa kalkan kadın mücadelesi var! Tercihimiz eşit, özgür, demokratik, adil bir yaşamdan yana…

    Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; Türkiye’nin her bir köşesinde örgütleniyoruz. Hızla artan kadın üyelerimizle, her geçen gün sesimizi çoğaltıyoruz. Şiddet gören, yalnızlaştırılan kadın ve çocuklara YaşamHak destek hattımızla ulaşıyoruz. Onlara “Yalnız değilsin biz varız” diyoruz. Kadın dernekleriyle kenetlenerek, örgütlü mücadelemizi büyütüyoruz. 2021 yılında, dipten gelen bir dalgayla kadınların, ülkemizin kaderini değiştireceğine inanıyor, hepinizi en içten dileklerimizle selamlıyoruz.

  • Kılıçdaroğlu’ndan Türkçe ezan açıklaması

    Kılıçdaroğlu’ndan Türkçe ezan açıklaması

    Ankara’da gazetecilerle bir araya gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Şeb-i Aruz etkinliğiyle başlayan Türkçe ezan tartışmasıyla ilgili soruyu yanıtladı.

    Ankara’da gazetecilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu erken seçim çağrısını yineledi. Geciken her gün faturanın daha da ağırlaştığını savundu .

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak sorusunu yanıtladı.

    Parlamenter sisteme dönmeyi hedeflediklerini, adayın da bunu bilerek yola çıkacağını söyledi.

    Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Adayın en geç 1-1,5 yıl içinde yetkilerini büyük ölçüde parlamentoya devredeceğini bilmesi gerekiyor. Uzlaşma kültürü içinde kendi cumhurbaşkanı adayımızı veya adaylarımızı çıkarmış olacağız.Adayı erken belirlemek yıpranmasına yol açar”

    TÜRKÇE EZAN TARTIŞMASI

    CHP Lideri’ne İstanbul Büyüksehir Belediyesi’nin Şebi Aruz etkinliğiyle başlayan Türkçe ezan tartışması da soruldu.

    Kılıçdaroğlu soruya “Bir dönem Türkçe ezan okunmuş ama sonra CHP’nin de oylarıyla bugün bildiğimiz şekliyle okunması kararı alınmış.Bugün okunan şekliyle evrensel hale dönüşmüş. Türkçe, Arapça tartışmasını doğru bulmam” yanıtını verdi.

    TACİZ İDDİALARI

    Bazı CHP’lilere yönelik taciz suçlamalarıyla ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu; “Şu olursa eleştiriyi kabul ederiz, olay çıkmıştır, biz duymazlıktan gelmişiz. Ama böyle bir şey hiç olmadı.Bazıları iki üç yıllık olay gereğini yapmışız, bazıları iftira Konya’da olduğu gibi. Hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.