Etiket: chp

  • CHP’li vekile şantajda 4 tutuklama

    CHP’li vekile şantajda 4 tutuklama

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’a gizli kamera kaydıyla şantajda bulundukları iddia edilen 4 şüpheli tutuklandı.

    İddiaya göre CHP’li Özgür Karabat, yine partinin Çekmeköy ilçesi üyesi Aynur D.E. bir evde yakınlaşması sonrasında şantaja uğradı. Şüpheli Aynur D.E. ve CHP Çekmeköy eski İlçe Başkanı Erdoğan B.’nin aralarında bulunduğu 4 kişi, evdeki yakınlaşmayı gizli kamerayla kayda alarak milletvekili Karabat’a şantaj yaptı. Görüntüleri milletvekiline gönderen şüpheliler, önce 10 milyon TL, milletvekilinin şantaja boyun eğmemesi üzerine de bu parayı 3 milyon TL’ye düşürdü. Şantajın devam etmesi üzerine milletvekili Özgür Karabat, adli makamlara şikayette bulundu. Bunun üzerine şüpheliler hakkında gözaltı ve yakalama kararı verildi.

    İKİ SUÇTAN TUTUKLANDILAR

    Şüphelilerden Kıbrıs’ta bulunan Cahit A. arama kararı sonrasında polis tarafından yakalanırken, diğer şüpheliler de gözaltına alındı. Şüpheliler Cahit A., Aynur D.E., Erdoğan B. ve Ahmet A. sorgularının ardından dün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildiler. İstanbul Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nca sorgulanan 4 şüpheli, “Özel hayatın gizliliğini ihlal” ve “Şantaj” suçlarından tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. İstanbul 11. Sulh Ceza Hakimliği’nce sorguları yapılan 4 şüpheli tutuklandı. Mahkeme tutuklama gerekçesinde, “Şüpheli Erdoğan B’nin, şikayetçi milletvekili üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla konuyu haberleştirmenin alt yapısını hazırladığı hususunda çeşitli delillerin olduğu, Erdoğan B.nin şikayetçiye şantaj içerikli mesajlar yolladığı, şikayetçi ile Aynur D’nin yakınlaşmasına dair fotoğrafları gönderdiği, para talep etme ve bu fillerden tüm şüphelilerin haberdar oldukları ve kaçma şüphesi nedeniyle ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildiği” belirtildi.

  • CHP’li Sarıbal: 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl oldu

    CHP’li Sarıbal: 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl oldu

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, pandemi sürecinde bütün dünyanın çiftçilerini desteklediğini vurgulayarak, “Bizim ülkemizde 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl olarak hatırlanacak” dedi.

    TBMM’de düzenlediği basın açıklamasında tarımın sektörünün 2020 yılı için kısa bir değerlendirme yapan Sarıbal, pandemi sürecinde gıda arzında bir sorun yaşanmaması için bütün ülkelerin tedbirler geliştirdiğini ve tarım kesimine büyük destekler verdiğini aktararak, pandemi sürecine rağmen AK Parti hükümetleri döneminde uygulanan yanlış tarım politikalarının 2020 yılında da sürdürüldüğünü kaydetti.

    Sarıbal, “2020 yılı çiftçi için çöküş yılı, ithalat lobileri için kazanç yılı, AKP için de bir süreci yönetememenin tarihsel dökümü oldu” dedi.

    Çiftçi üretti, ürün tarlada kaldı

    2020 yılının başında soğan ve patateste, bahar aylarında ise limonda kısıtlama kararı alan AK Parti iktidarının üreticiyi zor durumda bıraktığını kaydeden Sarıbal, “Kararlar nedeniyle Çorum ve Ankara başta olmak üzere birçok ilde soğan çürümeye terk edildi. Limon dalında kaldı” dedi.

    AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin pandemi sürecinde çiftçiye “Üretin. Tek karış yer boş kalmasın, gerekirse ürününüzü biz alırız” dediğini hatırlatan Sarıbal, “Çiftçi üretti ama ürünü tarlada kaldı. Domates, biber, patates tarlada kaldı. Ama ‘üretin gerekirse ürününüzü devlet alır’ diyenler ses çıkarmadı. AKP Genel Başkanı ‘ambarın anahtarı kimin elindeyse güç de onun elinde olur’ demişti. Yine ‘tarım milli savunma kadar stratejiktir’ demişlerdi. Ama pandemi sürecinde çiftçiye gereken desteği vermediler” dedi.

    Afet yılı

    2020 yılında 70’ten fazla ilde iklim değişikliklerinden kaynaklı doğal afetler yaşandığını kaydeden aktaran Sarıbal, Türkiye’de doğal afetlerden kaynaklı çiftçi kayıplarını telafi edecek bir mekanizma bulunmadığını, çiftçinin oluşan zararlarının karşılanmadığını kaydetti. Sarıbal, ciddi bir kuraklık sorunu yaşandığını ama bu konuda herhangi bir plan, program yapılmadığını da söyledi.

    Tarım ekim alanlarındaki daralmanın, buna bağlı olarak çiftçi sayısı ve tarımdaki istihdamın 2020’de de düşmeye devam ettiğini kaydeden Sarıbal, artan nüfusa rağmen tarımsal yeterli tarımsal üretimin gerçekleşmediğini anlattı.

    Sıfır gümrükle ithalat

    Üretimin arttırılmasına dönük politika geliştirmek yerine AK Parti’nin ithalatı öncelediğini ifade eden Sarıbal, “2020 yılı ithalat kararlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine ‘kara yıl’ olarak geçecek bir yıldır” dedi. “Tarım Bakanı çıkıyor ve La Fontaine’den masallar okuyor. ‘Her şey çok güzel. Hiçbir problemimiz yok. Dünyanın en iyi ülkelerinden bir tanesiyiz’ diyor. Ama üstü üste gümrük indirimleri yapılıyor” diyen Sarıbal, 3 Nisan’da, 18 Nisan’a, 5 Ağustos’ta, 21 Ağustos’ta, 21 Ekim’de, 5 Kasım’da, 25 Kasım’da, 17 Aralık’ta ve son olarak 23 Aralık’ta alınan kararlarla buğday, arpa, mısır başta olmak üzere birçok tarım ürününde gümrüklerin ya sıfırlandığını ya da minimize edildiğini söyledi. Sarıbal, “Tüm dünya özellikle stratejik ürünlerde buğday, ayçiçeği, mısır, soya gibi temel ürünlerde kısıta gitti, stoklarını korudu. Covid-19 nedeniyle tedbir aldı. Biz ise elimizde ürün olmadığını biliyorduk. Bunun için gümrük duvarlarını indirmeye başladık. Tarım dış ticaretinde dışa bağımlı olduğumuzu bir kez daha paylaşmak isterim” diye konuştu.

    Çiftçi borcu dağları aştı

    Çiftçiye verilmesi gereken desteklerin verilmediğini ve Tarım Kanunun yürürlüğe girdiği 2007 yılında bugüne çiftçinin 211 milyar TL alacağı bulunduğunu aktaran Sarıbal, gerekli desteği almayan çiftçinin borç yükü altında ezildiğini söyledi. Sarıbal, “Çiftçinin borcu dağları aştı. 2002 yılında 2,6 milyon çiftçimizin resmi borcu yaklaşık 2,5 milyar TL iken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 2020 Eylül ayı verilerine göre, 2 milyon 83 bin çiftçinin bankalara borcu 128 milyar TL borcu var. Çiftçinin borcu 53 kat artmış. Çiftçilerin, Tarım Kredi Kooperatifine ise 12 milyar TL olan borcu ve özel sektör borçları dahil edildiğinde 180 TL’ye yakın borcu bulunmaktadır” dedi.

    Sarıbal, sözlerini şöyle tamamladı:

    “İktidar bitkisel üretimi arttırdığın söylüyor. Üretim yeterli ise neden bu kadar ithalat yapıyorsunuz? Yeterli düzeyde üretim yaptıysanız neden gümrükleri düşürüyorsunuz? 2002 yılında 66.4 milyon nüfusumuz vardı. Bugün sığınmacılarla beraber 87 milyon, turistleri de eklediğimizde günde 89 milyon insanın karnını duyurmak zorundayız. Üretim miktarı ve daralan ekim alanları dikkate alındığında Türkiye’nin hiçbir üretim kalemi Türkiye’nin temel ihtiyacını karşılama gücüne sahip değildir. Türkiye’nin stoku da yoktur.

    Kısacası AKP 2020 yılında da çiftçiye, doğaya, tarıma, üreticiye zarar vermiştir. Üretici 2020 yılını kara bir yıl olarak anımsayacaktır. Bu sarmaldan sağlam, planlı bir tarım politikasıyla çıkarız. Yeter ki yabancı şirketleri ve yandaş lobileri değil çiftçimizi ve halkımızı desteklemeyi öne alalım.”

  • Kılıçdaroğlu’ndan DSÖ’ye çağrı mektubu

    Kılıçdaroğlu’ndan DSÖ’ye çağrı mektubu

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) insanlık ailesinin tüm fertlerinin Kovid-19 aşısına erişimini sağlayacak, aşı ve tedaviye erişimin küresel düzeyde kamu malı olarak kabul edilmesini ve insanlık yararına kullanılmasını güvence altına alacak, bir kamucu küresel anlaşmaya liderlik yapması çağrısında bulundu.

    CHP’den yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, DSÖ’ye çağrı mektubu yazdı ve mektubu dünya genelinde 96 sol-sosyal demokrat partiye de göndererek, dayanışma ve destek istedi.

    Kılıçdaroğlu, mektubunda şunları kaydetti:

    “İnsanlık ailesinin tüm fertlerinin Kovid-19 aşısına erişimini sağlayacak, aşı ve tedaviye erişimin küresel düzeyde kamu malı olarak kabul edilmesini ve insanlık yararına kullanılmasını güvence altına alacak bir kamucu küresel anlaşmaya liderlik yapması için DSÖ’ye her zamankinden daha çok sorumluluk düşmektedir.

    Bu kapsamda, sosyal demokrat ve evrensel sol ilkeleri paylaştığımız siz kardeş partimizle DSÖ’ye yaptığım çağrıyı ekte bilginize sunuyorum. Paylaştığımız ilkeler ışığında benzer bir çağrıyı dört bir koldan yaptığımız takdirde dayanışmayla aşının hakça ve eşit dağıtımını sağlayacağımıza ve var olan engelleri aşıp değişim yaratacağımıza inancım tamdır.”

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’a hitaben yazılan çağrı mektubunda Kılıçdaroğlu, Kovid-19’a ilişkin bilgi, veri ve teknolojilerin bir havuzda toplanması gerektiğini vurguladı.

    Kılıçdaroğlu, “Bu bilgi ve teknolojilere tüm ülkeler tarafından özgürce erişilebilmesinin sağlanması, aşı ile ilgili tüm araçların fikri mülkiyet haklarından bağımsız hale getirilmesi, yeterli üretimle eşitlikçi dağıtımın ve karşılanabilir fiyatlandırmanın güvence altına alınması için uğraş verilmesi gereklidir.” ifadesini kullandı.

    Aşılama hizmetinin, küresel olarak risk gruplarından başlayarak herkese sağlanabilmesi konusunda yaşanabilecek engellerden ve günümüz ihtiyaçlarını karşılayamamasından endişe duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Bu endişelerin giderilmesi ile ilgili şu ana kadar gösterilen çabalara ek olarak DSÖ’ye önemli görevler düştüğü açıktır, çağrımız da bu yöndedir.” dedi.

     “DSÖ, tarihi bir misyon üstlenmelidir”

    Aşılamanın birinci basamak sağlık hizmetlerinin temel bir bileşeni ve tartışılmaz bir insan hakkı olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, hükümetlerin vatandaşlarının sağlık hakkını güvenceye alabilmek için yeterli miktarda aşı temin etme zorunluluğu bulunduğunu ve bunun ancak kamusal üretimle karşılanabileceğini vurguladı.

    Aşı ve tedaviye erişimin küresel düzeyde kamu malı kabul edilmesi ve insanlık yararına kullanılması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Bu konuda DSÖ, bugün yürütülen küresel yanıt programı çerçevesini aşacak, kamucu bir yaklaşımı temeline alacak küresel bir anlaşma yapılması için liderlik ve kolaylaştırıcılık yapmalıdır.” ifadesini kullandı.

    Kılıçdaroğlu, özünde eşitlik ve dayanışma olan bir “halkların aşısı” yaklaşımının, tüm insanlık ailesini pandemiden kurtarabileceğini ve gelecekte ortaya çıkabilecek salgınlara karşı koruyabileceğine değinerek, mektubunu şu sözlerle bitirdi:

    “DSÖ, insanlık ailesinin karşı karşıya kaldığı bu büyük sınav karşısında tarihi bir misyon üstlenmelidir. Ayrımsız tüm insanların aşılanması hedefine yönelik olarak uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin hayata geçmesi ve sağlık alanında kamucu bir anlayışın işlevsellik kazanması tarihe olan borcumuzdur. Dayanışma duygularımızla bu yönde atacağınız her adımı iş birliği içinde olduğumuz her platformda destekleyeceğiz.”

    AKPM’de aynı içerikte bir önerge imzaya açıldı

    Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) üyesi ve Sosyalist Grup Başkanvekili, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke de söz konusu çağrılarla aynı anda AKPM’de aynı içerikte bir önergeyi imzaya açtı.

    Önerge, sağlık sektörünün yapısının ve aşı tedarikini şekillendiren uluslararası kural ve düzenlemelerin yeniden gözden geçirilmesini sağlayacak çok taraflı ve bütüncül bir çerçeveye olan ihtiyacı tespit ediyor.

    Önergede, bu ihtiyaç kapsamında, “Avrupa Konseyi’nin Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve tüm paydaşları bir araya getirecek bu bütüncül, çok taraflı çabaların oluşturulmasına liderlik ederek insan hakları temelli ve kamu yararı güden bir çerçevenin oluşmasına öncülük yapması” çağrısı yapılıyor.

  • CHP’den ‘asgari ücret’ için 27 maddelik yasa teklifi

    CHP’den ‘asgari ücret’ için 27 maddelik yasa teklifi

    CHP, 27 madden oluşan ‘Asgari Ücret Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığı’na sunarak, asgari ücretin 1 Ocak 2021’den geçerli olmak üzere aylık 3 bin 100 lira olmasını istedi.

    CHP grup başkan vekilleri Engin Altay, Özgür Özel ile Engin Özkoç tarafından hazırlanan ve 27 maddeden oluşan ‘Asgari Ücret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’, TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Kanun teklifi ile asgari ücretin sadece işçi için değil işçi ve ailesinin geçimini sağlayacak ücret olarak tanımlanması öngörülürken, 1 Ocak 2021 tarihinden geçerli olacak asgari ücretin net 3 bin 100 TL olarak belirlenmesi istendi. Teklifle asgari ücret üzerinden gelir vergisi alınmaması da öngörülüyor.

  • Kadın cinayeti davası öncesinde kadın dayanışması

    Kadın cinayeti davası öncesinde kadın dayanışması

    Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Kadın Kolları Başkanı Aysel Okumuş, Bursa’da işlenen Songül Yalçın’ın cinayeti nedeniyle Yunus Emre Akar’ın yargılandığı duruşma öncesi Adliye önünde yaptığı açıklama “Mahkemenin karar mekanizmasına sesleniyoruz. Deliller karartılmadan, hakkın yerini bulmasını ve sanığın gereken cezayı almasını diliyoruz” dedi.

    CHP Kadın Kolları MYK Üyesi Hürmüz Avcı’nın da katıldığı basın açıklamasında, şiddete-cinayete kurban giden yüzlerce kadının hikayesinin neredeyse hep aynı olduğunu ifade eden Okumuş, şunları söyledi:

    “Songül Yalçın, gencecik geleceğe umutla bakan bir kız kardeşimiz. Yuva kuracağı evinde düğününe bir gün kala ölü bulundu. Evleneceği kişi Yunus Emre Akar, Songül’ün sinirli, stresli olduğunu, tartıştıklarını ve zemini ıslak olan banyoda düşüp kafa travması geçirip öldüğü ifadesini vermiştir. Bizler; bu ifadeyi kabul etmiyoruz. Katilleri hak ettikleri cezaları vermeden toplum içinde bırakanlar da bu suça ortaktır. Katillerin hak ettiği cezayı alması için bütün davaların sonuna kadar takipçisi olacağız. Şiddeti öven tüm yaklaşımları teşhir edeceğiz. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yaşam hakkımızı savunmaya devam edeceğiz.”

    “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”

    Aysel okumuş’un açıklamasından satır başları şöyle:

    “İstanbul Sözleşmesi kırmızı çizgimizdir. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanımız Aylin Nazlıaka tarafından ‘Yaşam Hak’ projesi ile 81 ilimizde kadına şiddete karşı mücadele için start verildi. Yalnız değilsin! Biz varız… Şiddet karşısında korkma! Yanında biz olacağız. 7/24 hizmet veren 444 82 85 numaralı hattımızdan bize ulaşabilirsiniz.

    Bugün Songül Yalçın’ın cinayeti nedeniyle Yunus Emre Akar’ın yargılandığı dava nedeniyle buradayız. Sayın mahkemenin karar mekanizmasına sesleniyoruz. Deliller karartılmadan, hakkın yerini bulmasını ve gereken cezayı almasını diliyoruz.

    Hangi görüşten, düşünceden, etnik kimlikten, kültürden olursa olsun, toplumun her kesiminden kadınların yaşaması, söz sahibi olması için, dayanışarak, yılmayarak, ‘Yaşam Hak’ diyerek mücadeleye, kadınların sesi olmaya devam edeceğiz.”

  • Kılıçdaroğlu’ndan bütçe eleştirisi

    Kılıçdaroğlu’ndan bütçe eleştirisi

    Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, 2021 bütçesini eleştirdi, “83 milyon vatandaşa getirdiği hiçbir artı yok” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

    Asgari ücret görüşmelerine değinen Kılıçdaroğlu, vergisiz 3100 lira önerisini yineledi.

    Yaptığı konuşmada, 2021 yılı bütçesinin 83 milyon vatandaşa getirdiği hiçbir artı olmadığını da söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bu bütçe tamamen tefecilere hizmet eden bir bütçedir. Kaynağın önemli bir kısmı faizlere ödeniyor. Dolayısıyla bu bütçeye ‘evet’ dememiz felsefemize de aykırıdır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Bütçeye destek vermenin vatandaşın mutfağındaki yangını görmemek anlamına geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Biz vatandaşın mutfağındaki yangını görüyoruz ve ona göre konuşuyoruz. Bütçe görüşmelerinde bütün arkadaşlarım olağanüstü bir performans gösterdiler. Hepinize yürekten teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

    Trabzonspor eski başkanlarından Özkan Sümer’in hayatını kaybettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Trabzonspor denince Özkan Sümer akla gelir. Onu kaybettik. Trabzonspor camiasına başsağlığı dileklerimizi iletiyorum. Trabzonspor’un onur üyesi olmaktan da ayrıca mutlu olduğumu ifade etmek isterim” dedi.

    Kılıçdaroğlu, sporun Anadolu’da şahlanmasının ana aktörünün Özkan Sümer olduğunu dile getirerek, onu rahmetle anmanın boyunlarının borcu olduğuna dikkati çekti.

    GAZİANTEP’TEKİ HASTANE YANGINI

    Türkiye’de insan hayatının çok ucuz olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, gerekli önlemlerin alınmadığını ve insanların kazalar sonucu hayatını kaybettiğini belirtti.

    Gaziantep’te bir hastanede meydana gelen yangında bildiği kadarıyla şu ana kadar 11 kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, vefat edenlere Allah’tan rahmet diledi. Kılıçdaroğlu, bu ve benzeri kazaların bir daha yaşanmamasının en büyük temennileri olduğunu dile getirdi.

    “COVID-19 OLAYINI YÖNETEMEDİLER”

    Covid-19’a karşı alınan önlemlerle ilgili değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

    “O kadar çaresiz ve stratejiden yoksunlar ki Covid-19 olayını yönetemediler, hala yönetemiyorlar. Esnafa, sanayiciye, kuryeciye, bakkala, kahveciye faydamız olun dediler, program açıkladılar işin ta en başında. ‘Otelde konaklar ve uçakla seyahat ederseniz KDV’yi yüzde 18’den yüzde 1’e indirdik’. Hayattan bu kadar kopmuş bir anlayış. Yardım edeceklerine vatandaşa IBAN numarası verdiler, ‘ne olursun bize yardım et’ dediler. Bir hükümet, salgın bir hastalık döneminde, bana dünyadan bir örnek göstersinler, vatandaşına yardım etmek için vatandaşından yardım dileniyor. Sen vatandaşına yardım edeceksin. Nereye gitti bu para? Kovid-19 deyince bir esnafın cümlesi artık tarihsel bir cümle haline geldi. ’40 yıldır bu devlete vergi ödüyorum, bana 40 gün bakamadı’ diye. 5 maskeyi dağıtamayan, dağıtmayı yönetemeyen bir siyasal iktidarın Türkiye’yi yönetmesi mümkün değil. Zaten yönetemiyorlar Türkiye’yi.”

    Kemal Kılıçdaroğlu, dün akşam itibarıyla 18 bin 351 kişinin salgın nedeniyle hayatını kaybettiğine işaret ederek, bu kişilerden 216’sının sağlık çalışanı olduğunu vurguladı.

    “Bu çok acı bir tablo.” diyen Kılıçdaroğlu, bir insanı kurtarmaya çalışan sağlık personelinin hayatını feda ettiğini söyledi. CHP Genel Başkanı ​​​​​​​Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden sağlık çalışanlarına da rahmet dileyerek, bütün sağlık personeline çabalarından ötürü yürekten teşekkür etti.

  • CHP Grup Başkanvekili Özel:”Cumhurbaşkanına hakaretten 264 tane çocuğu hakim karşısına götürmüşler”

    CHP Grup Başkanvekili Özel:”Cumhurbaşkanına hakaretten 264 tane çocuğu hakim karşısına götürmüşler”

    CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 264 çocuğun hakim karşısına çıkarıldığını söyledi.

    Özel, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Özgür Özel, Türkiye’nin farklı illerinden çiftçilerin, borçlarının yapılandırılmasına ilişkin taleplerini iletmek için önce Tarım ve Orman Bakanlığına gittiklerini ancak amaçlarına ulaşamadıklarını, daha sonra geldikleri TBMM önünde de açıklama yapmalarına izin verilmediğini anlattı.

    “Biz onların yanındayız. Karşılarında saray rejiminin polisi, askerleri var.” diyen Özel, 2002’de 2,5 milyar lira olan çiftçinin toplam borcunun bugün 180 milyar liraya ulaştığını; öte yandan iktidarın çiftçiye 211 milyar lira destek ödemesi borcu bulunduğunu savundu.

    Özel, çiftçinin, kendisini ziyaret eden AK Parti’li milletvekillerine köy kahvesinde çay ikram ettiğini ve sobaya odun attığını belirterek, “Sizin temsilcilerinize onlar sopa atıyorlar, Ankara’ya sokmuyorlar. Bunlara nasıl muamele yapacağını çiftçilerimiz, köylülerimiz sandığın başına geçtiğinde bilir. Bir tarafta ‘çiftçi milletin efendisidir.’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, öbür tarafta çiftçiye başı sıkışınca ‘Al ananı da git.’ diyen, Ankara’ya sokmayan, Tarım Kredi borçlarını erteletmeyen Recep Tayyip Erdoğan. Bir birincisine, bir sonuncusuna bak; Cumhuriyeti nereden nereye getirdiler.” diye konuştu.

     “Meclis’e saygısı olsa Recep Tayyip Erdoğan gelir”

    CHP Grup Başkanvekili Özel, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni eleştirirken, bakanların Meclis’e gelmediklerini, milletvekillerinin bakanlarla iletişim kuramadıklarını söyledi.

    Bütçe sunumlarının, önceki hükümetler döneminde yürütmenin başı tarafından yapılırken bugün atanmış kişilerce yapıldığını anlatan Özel, “Almancılar’dan paraları toplayıp da sözünü tutturmayan, Almancıların hala ah ettiği, ağladığı, dolandırmış YİMPAŞ’taki yönetici Fuat Oktay, gelmiş buraya bütçeyi sunacak. Bir kere millete, Meclis’e saygısı olsa Recep Tayyip Erdoğan gelir.” sözlerini sarf etti.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütçe konuşmasının, birçok kesim tarafından beğenildiğini ve sokakta, tarlada gündem olduğunu ifade eden Özel, “AK Parti’nin kimyası bozuldu. Sonra bakanlara talimat, ‘Aman efendim, Kemal Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştırın.’ Hadsiz hadsiz atanmışlar, Meclis kürsüsüne geliyorlar, Sayın Genel Başkana hadsiz sataşmalarda bulunuyorlar. Elbette cevaplarını alacaklar.” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’ın, Kılıçdaroğlu için “Yanlış hesapların uzmanı.” dediğini hatırlatan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Fuat Oktay haddini bil. Bu ülkede, bürokrasinin en kıymetli elemanları hesap uzmanları. Bütün üniversitelerin en iyi öğrencilerinin peşinde koşardı Türkiye Cumhuriyeti’nin Maliye Bakanlığı, hesap uzmanı yapmak için. Hesap uzmanlarından son derece başarılı, yaptığı görevlerde hep takdirnameler almış, en yüksek görevlere gelmiş; millet onu Anamuhalefet Partisinin liderliğine getirmiş birisine mesleği üzerinden laf atmak, saygısızlık, hadsizliktir. Bütün hesap uzmanlarına yapılmış sataşmadır, hadsizliktir.”

    “Vakıf yönetim kurulu üyeliğinden tek kuruş almıyorum”

    CHP’li Özel, Oktay’ın, bürokraside birden fazla maaş alınamayacağını söylediğini, geçen yılki konuşmasında ise “Ben başkasının ne aldığını bilmem, ama kendimin ne aldığını bilirim, tek maaştır.” dediğini aktardı.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un birden çok maaş aldığını kabul ederek “Hayır hasenat işlerinde kullanıyorum.” açıklamasında bulunduğunu belirten Özel, “Fahrettin Altun, dünyalığı sırtımızdan yaptı bizim vergilerle; ahireti de bizim vergilerle kazanacak.” ifadesini kullandı.

    Fahrettin Altun’un eşi Fatmanur Altun’un da Türk Hava Yolları yönetim kurulu üzerinden maaş alma hakkından feragat ettiği yönündeki açıklamasını hatırlatan Özel, Fatmanur Altun’un, THY’deki maaşından pandemi nedeniyle 3 ay süreyle feragat ettiğine ilişkin belgeyi gördüklerini, Haziran’dan sonra da feragat ettiğine ilişkin belgeyi ortaya koymasını istedi.

    Özgür Özel, kendisinin de bir vakıfta yönetim kurulu üyeliği bulunduğunu ancak en başından itibaren bir kuruş maaş almadığını kaydetti.

    “Fahrettin Altun’un evinin yanındaki arazideki pergola ve diğer yapıların sökülmesine ilişkin tutanak” olduğunu belirttiği belgeyi gösteren Özel, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki davaya ilişkin bu şekilde CHP’yi ve CHP’lileri yıldıramayacaklarını söyledi.

    Özel, “Bilsinler ki sarayın hiçbir atanmışı, milletten yetki almamış hiç kimse, kibriyle elde ettiği kamu gücünü bu milletin kullanmadığı yerlerde kullanamaz. Vatandaş çivi çakamazken sen Boğaz’da pergolalar yapamazsın, rüzgar duvarları öremezsin, oraya mangal keyfi için teşkilat kuramazsın. Yıkılması da haberdir bütün demokrasilerde.” diye konuştu.

    “7 tanesine hüküm vermişler”

    CHP Grup Başkanvekili Özel, bugün bir gazetedeki habere atıfta bulunarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret gerekçesiyle bugüne kadar 27 bin 717 dava açıldığını ve görev süresi dolmadan 9 bin 556 vatandaşın ceza aldığını anlattı.

    CHP’li Özel, “Bu vatandaşların 264 tanesi 12-14 yaş arasında. 264 tane çocuğu hakim karşısına götürmüşler cumhurbaşkanına hakaretten, 12 yaşında sabileri. 15-17 yaş arasında 639, 18 yaş altı 903 evladımız, cumhurbaşkanı hazretlerine hakaretten mahkeme kapılarında. Çocuk bürolarında ifadeleri alınıyor, yargılanıyorlar ve bu çocuklardan şu ana kadar 7 tanesine de hüküm vermişler.” diye konuştu.

    Özel, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu toplantısında eğitim reformu yapılması yönünde alınan karara değinerek, AK Parti’ye oy veren kadın seçmenin, kendi çocuğunun eğitiminde gördüğü keşmekeşten rahatsız olduğunu öne sürdü.

    AK Parti iktidarında okullaşma oranlarında düşüş görüldüğünü öne süren Özel, PİSA sonuçlarına göre de AK Parti iktidarlarında, öğrencilerin okuma becerileri, matematik ve fen bilimlerinde gerileme olduğunu savundu.

    Özel, “Tavsiye edenlerden bir tanesi de İsmail Kahraman. Anayasa’nın ilk 4 maddesine itirazı olan adam ‘Çağdaş bir eğitim reformu yapalım’ demiş.” ifadesini de kullandı.

    “Sağlıkçı milletvekilleri toplandı, kararı verdik”

    CHP Grup Başkanvekili Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kovid-19’un sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılması yönünde” talimat verdiğine ilişkin haberlere değinerek, “Çalışma bitti Sayın Cumhurbaşkanı. Bütün partilerin sağlıkçı milletvekilleri toplandı, kararı verdik. Ama sizin tek adam zihniyetinizden dolayı siz ‘he’ demeden, bu Meclis’ten bir şey geçiremiyor AK Parti.” dedi.

    Özgür Özel, Türkiye’nin, dün Kovid-19 vaka sayısında dünyada 6. sıraya yerleştiğini belirterek, günlük vaka sayısında da en yüksek 2. veya 3. sıradaki ülke olduğunu anlattı.

    Almanya 28 günlük karantina için esnafa toplam 105 milyar lira bütçe ayırırken, Türkiye’nin esnafa 3 ayda toplam 5 milyar lira yardımda bulunacağını vurgulayan Özel, öte yandan Türkiye’nin salgın rakamları doğru paylaşılmadığı için vefat sayılarının çok yüksek olduğunu da ifade etti.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin pandeminin başında vefat sayılarına ilişkin açıklamalarını eleştiren Özel, “Dün kovidden 235 kişi hayatını kaybetti, Sayın Bahçeli şimdi ne diyecek?” sorusunu yöneltti.

    Özgür Özel, MHP’nin, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi sırasında Andımız’ın okullarda okutulması yönünde bir talepte bulunmadığını da söyledi.

    “Senin alnını bizzat nasıl karışlıyorum”

    Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özel, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun Tank Paleti fabrikası konusundaki açıklamalarına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, “İzahı uçan sarayda. Dünyanın en pahalı uçağını bizim Cumhurbaşkanımıza bedavaya verdi adam, ordunun Tank Paleti Fabrikası’nı da bedavaya verdi. Bu takası anlamayan mı var?” dedi.

    İktidarın, tanklar için kullanılacak motorların ithal edileceği Almanya ile anlaşma yapılabilecekken, fabrikayı Katar’a peşkeş çektiğini öne süren Özel, “Sayın Genel Başkan ömründe böyle bir ahmaklığın binde birine imza atmaz.” ifadesini kullandı.

    Özel, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in basına yansıyan sözlerinin sorulması üzerine, bunların partiye yönelik olmadığını, hastalığı sürecinde siyasi olarak yol arkadaşlığı yaptığı bazı kişilere ilişkin olduğunu söyledi.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun da Böcek ile olumlu bir telefon görüşmesi yaptığını anlatan Özgür Özel, kendisinin de Böcek’i arayıp duygularını paylaşabileceğini; duygularını anlayıp üzüldüğünü de belirtti.

    Özgür Özel, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın bugünkü açıklamalarının sorulması üzerine de, ekonomideki kötü gidişatın tek sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu savundu.

    Başka bir gazetecinin, Genel Kurul’da CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ile AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin arasındaki “kuru ekmek” konusundaki konuşmayı sorması üzerine de Özel, milletin ilk seçimlerde bunun hesabını soracağını savundu. Özel, “Bir bilinçaltı, zihniyet meselesidir. Oyu alana kadar ‘milli irade’ dediklerine, oyu aldıktan sonra tepeden kibirli bakışın meselesidir.” diye konuştu.

    Özel, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bütçe görüşmelerinde sarf ettiği “Seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz mi var?” sözlerini değerlendirmesinin istenmesi üzerine de, bu sözleri muhalefet partisi milletvekillerinden birinin sarf etmesi halinde “darbeci olmakla” suçlanacağını söyledi.

    İktidarın, bu söylemle vatandaşta, son yerel seçimlerde olduğu gibi “AK Parti dışında bir partinin iktidara gelmesinin derin güçler tarafından önleneceği” yönünde inanç oluşturmaya çalıştığını öne süren Özel, “O seçim olsun, millet o yetkiyi versin, sen de ‘verilmeyecek.’ de bakalım, senin alnını bizzat nasıl karışlıyorum. Kolay mı o?” sözlerini sarf etti.

    Özel, ilk seçimlerde AK Parti’nin kaybedeceğini iddia ederek, kendisinin Bakan Çavuşoğlu’nun görev devir teslim törenine katılacağını belirtti.

  • CHP’li Sarıbal: Saman ithal eden iktidar çökmüş iktidardır

    CHP’li Sarıbal: Saman ithal eden iktidar çökmüş iktidardır

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, “Bu coğrafyada saman ithal eden iktidar çökmüş iktidardır. Bu coğrafyada patates ithal eden iktidar çökmüş iktidardır. Bu coğrafyada büyükbaş, küçükbaş et ithal eden iktidar çökmüş iktidardır. Bu ülkeye ihanet ediyordur” dedi.

    TBMM Genel Kurulunda görüşmeleri devam eden 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi üzerine konuşan Sarıbal, bütçenin halktan toplanan paralardan oluştuğunu hatırlatarak, “Bütçe halkın, halktan para toplanıyor ama buradan “devletin bütçesi sarayın bütçesi” diye söyleniyor. Evet, getiren saray ama para halkın. O yüzden, bu bütçenin kuruşuna kadar halkın sorgulama hakkı var; nereye gittiğini sorgulama hakkı var” dedi.

    Konuşmasında ağırlıklı olarak AKP’nin 18 yıllık tarım politikalarını eleştiren Sarıbal, “Tarım Bakanı dedi ki ‘Çiftçilerin moralini bozuyorsunuz.’ Şu anda, Tarım Bakanlığının önünde ve Meclisin civarında Türkiye’den gelen ziraat odaları, Tarım Kredi ve Ziraat Bankası sarmalından dolayı eyleme gelenler polis şiddetiyle karşılaştı ve dağılmış durumdalar. Kim moralini bozmuş bu çiftçilerin? Bakan mı, saray rejimi mi, on sekiz yıllık AKP tarım politikaları mı, kim? Elbette sizsiniz” diye konuştu.

    2002 yılında 2 milyon 780 bin çiftçinin toplam borcunun 3 milyar TL civarında olduğunu, 18 yılda 654 bin kişi azaldığı halde çiftçi borçlarının bankalara 128, Tarım Krediye 12 milyar TL olmak üzere toplamda 180 milyar TL’ye çıktığını kaydeden Sarıbal şöyle devam etti:

    Tefeciye ihtiyaç yok

    “Çiftçinin borcu 60 kat arttı. Bakan çıktı dedi ki çiftçiyi “Tefeciden kurtardık.” AKP düzeninin kendisi tefeci, bir düzen varsa tefeci olan başka birilerinin o sisteme girip tefecilik yapmaya ihtiyacı yok. Sonuçta düzen açık bir şekilde tefeciliği öngörüyor. Tarım Kredi borçlarının 12 milyarının 5 milyarı şu anda idari ve kanuni takipte. Yüzde 35 faiz alınıyor, tefeciye ihtiyaç var mı? Bu ülkede şu anda yüzde 35’ten faiz alan herhangi bir tefeci var mı? Yok.”

    Çiftçinin girdi maliyetlerinin artarken, mazot, gübre ve hayvancılık desteklerinin 2021 bütçesinde düşürüldüğünü kaydeden Sarıbal, “Türkiye’de tarımda yaklaşık olarak 3 milyar litre mazot kullanılıyor. 6,5 liradan 21 milyar ne yazık ki çiftçi mazota para ödüyor. Toplam bütçeden ayırdığınız para ne kadar? 22 milyar. Yani koca Türkiye Cumhuriyeti, 1 trilyon 360 milyar TL’lik bir bütçe. Bakan övünüyordu “277 milyar TL tarımsal gayrisafi millî hasıla.” Ama çiftçiye ayrılan para sadece 22 milyar. Bu 22 milyar da ne biliyor musunuz? Çiftçinin cebinden mazota verdiği yıllık para” diye konuştu.

    112 milyar dolarlık ithalat

    ‘Türkiye tarımsal üretimde, hayvancılık ve bitkisel üretimde açıktan ithalatçıdır’ diyen Sarıbal, AKP’nin 18 yıllık iktidarı döneminde 112 milyar dolarlık ithalat, 82 milyar dolarlık ihracat yaptığını kaydetti. AKP döneminde 70 milyon ton buğday, 4,5 milyon ton arpa, 22 milyon ton mısır, 5,6 milyon ton pirinç, 3,5 milyon ton kırmızı mercimek, 11,5 milyon ton ayçiçeği, 14 milyon ton pamuk ithal edildiğini belirten Sarıbal, sözlerini şöyle tamamladı:

    Gideceksiniz

    “20 milyon dolarlık saman ithal etmişsiniz. Bu coğrafyada saman ithal eden iktidar çökmüş iktidardır. Bu coğrafyada patates ithal eden iktidar çökmüş iktidardır. Bu coğrafyada büyükbaş, küçükbaş et ithal eden iktidar çökmüş iktidardır. Bu ülkeye ihanet ediyordur.

    Son olarak şunu söylemek lazım: Zenginler ve egemenler halka, yoksullara ve fakirlere sadece ve sadece tanrıyı bıraktılar. Ferman padişahınsa, bu topraklar, bu coğrafya bizim. Yol yakın, gideceksiniz.”

  • CHP’li Öztrak: Esnafımıza destek olmaya devam edeceğiz

    CHP’li Öztrak: Esnafımıza destek olmaya devam edeceğiz

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, pandemi döneminde esnafın kirasının ödenmesine ilişkin, “Kiraları devletin üstlenmesi evet; ama bu yetmez. Biz kira desteği dışında, 16 tedbir daha önermişiz. Biz diğer 16 maddemizin de takipçisi olacağız. Esnafımıza destek olmaya devam edeceğiz” dedi.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleştitilen Merkez Yönetim Kurulu toplantısı ardından basın toplantısı düzenledi. Öztrak, Türkiye’de ekonominin derin bir buhran içinde olduğunu savunarak, “Vatandaşlarımızın omuzuna yüklenen fatura, her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Enflasyon aldı başını gitti. Etin, peynirin olmadığı bir poşet bile, markette, 100 TL’den aşağı dolmuyor” dedi

    ’16 MADDEMİZİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’

    Öztrak, esnaf için yapılacaklar listesini 17 madde halinde aylar önce sıraladıklarını bildirerek, “‘Devlet, esnafın kira borçlarını ödesin’ dedik. Nasıl asgari ücretin artmasını, nasıl emeklilere iki ikramiye verilmesini sağladıysak, şimdi nihayet, esnafın kirasını da devletin üstleneceği anlaşılıyor. Bugün kabineden buna ilişkin karar çıkacakmış. Kiraları devletin üstlenmesi evet; ama bu yetmez. Biz kira desteği dışında, 16 tedbir daha önermişiz. Bunların neredeyse tamamını diğer ülkeler yapmış, esnafını borç batağından kurtarmış. Dünyayı yeniden keşfetmeyin, siz de yapın. Biz diğer 16 maddemizin de takipçisi olacağız. Esnafımıza destek olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    ‘AÇIKLADIKLARI HER VERİ ELDE KALIYOR’

    Öztrak, koronavirüs ile ilgili açıklanan verilere değinerek, “Artık açıkladıkları her veri elde kalıyor. Toplam vaka sayısı değişiyor. Beraberinde iyileşen hasta sayısı da değişiyor. Toplam vaka sayısı bir gecede ikiye katlanıyor. 20 gün sonra da iyileşen hasta sayısını, bir gecede 1 milyondan fazla artıyorlar. Ama her nasılsa, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı bir türlü değişmiyor. Sayıları gizleyerek, belki de yüzlerce vatandaşımızın durumun ciddiyetini anlamamasına, tedbir almamasına, hayatını kaybetmesine neden oluyorlar. Milletin her akşam televizyon karşısında ‘acaba ne söyleyecek?’ diye ağzının içine baktığı Sağlık Bakanı da, Bilim Kurulu da bu gerçekleri vatandaştan kaçırma operasyonuna ortak edildi” dedi.

    ‘PARTİ KAPATILARAK DEMOKRASİ SÜRDÜRÜLEMEZ’

    Öztrak, MHP Genel Bahçeli’nin HDP’nin kapatılması yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de “Bizim dileğimiz hiçbir partinin kapatılmamasıdır. Parti kapatılarak demokrasi sürdürülemez. Dolayısıyla bu konuyla ilgili prosedür bellidir. Bu prosedürün nasıl işleyeceği de bellidir; Sayın Bahçeli ‘kapatın’ dedi diye bir parti kapatılmaz” ifadelerini kullandı.

  • CHP Bursa Milletvekili: Sarayın 4 dakikalık harcaması asgari ücretlinin 1 yıllık maaşı kadar

    CHP Bursa Milletvekili: Sarayın 4 dakikalık harcaması asgari ücretlinin 1 yıllık maaşı kadar

    CHP Grubu adına 2021 bütçe görüşmelerinde söz alan CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, 4 milyar 39 milyonluk bütçesiyle sarayın 4 dakikalık giderinin bir asgari ücretlinin 1 yıllık maaşına denk geldiğini söyledi.

    TBMM’de yapılan bütçe görüşmelerinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın’ın gündeminde asgari ücret vardı. 2014 yılından bu yana Türkiye’de kaç kişinin asgari ücretle çalıştığının açıklanmadığını, sendikaların rakamlarına göre 10 milyona yakın vatandaşın asgari ücretle geçinmek zorunda olduğuna dikkat çeken Erkan Aydın, asgari ücretin en az 3 bin 100 lira ancak en idealinin de 3 bin 800 lira olması gerektiğini söyledi.

    Cumhurbaşkanının 2021 yılı maaşının 7 bin lira zamlanarak 81 bin liradan 88 bin liraya çıktığını, sadece 7 bin TL’lik farkın 3 aylık asgari ücrete denk geldiğine vurgu yapan Aydın şunları söyledi:

    “Peki, sarayın bütçesi? 4 milyar 39 milyon TL. Sarayın, bir günlük değil, bir saatlik değil, bir dakikalık bütçesi ne kadar biliyor musunuz? 7.700 lira. 7.700 lira, bir dakikalık gideri. Dört dakikalık gideri neye tekabül ediyor, biliyor musunuz? Bir asgari ücretlinin bir yıl alacağı ücrete tekabül ediyor. Hani, o, yıllar önce “Bir yüzükle geldim.” diyen Cumhurbaşkanı var ya, bugün beş dakika boyunca ben bu konuşmayı yaparken bir asgari ücretli o beş dakikalık ücreti bir yılda alıyor, bu reva mıdır? Maaşı ise tamı tamına asgari ücretin 30 katı.

    “TAM BİR SAVURGANLIK BÜTÇESİ”

    AK Parti’ye oy veren değerli yurttaşlarımız, bir kez de ben söylemek istiyorum: O yıllarda kendiniz gibi hissettiğiniz, bir yüzüğü olan, sizin gibi fakirlikten geldiğini düşündüğünüz bir Cumhurbaşkanı, bugün sizin hayalleriniz yerine 13 uçakla ve sarayın dört dakikalık gideriyle sizin bir yıllık alın terinizin karşılığına gelecek bütçeyi tüketiyor. Bunu bir sorgulayın lütfen. Siz elbette inanarak, güvenerek, iyi olsun diye düşünerek bu oyları verdiniz ancak bugün geldiğimiz nokta tam bir israf, tam bir haram, tam bir savurganlık bütçesi olmuştur.”

    Asgari ücretin en az 3.100 lira olması gerektiğini ancak bunun da yeterli olmadığını dile getiren Aydın, “Akşam evine peyniri, sütü, eti bırakın, kuru ekmeği götüremeyen babanın gurur kırgınlığını, ocakta kaynatacak yemek bulamayan annenin mutsuzluğunu, yıllarca okuyup üniversite bitirip ancak iş bulamayıp kağıt toplayarak evin bütçesine katkıda bulunmak isteyen gencin umutsuzluğunu ve evinde internet olmadığı için geleceğini ve aslında hepimizin geleceğini karartan o çocuğun geleceğinin kararmaması için bu bütçenin minimum 3.800 lira olması lazım” diye konuştu.