Etiket: chp

  • CHP’li Özkoç salgın yönetimini eleştirdi

    CHP’li Özkoç salgın yönetimini eleştirdi

    CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, dün açıklanan Kovid-19 vaka sayılarına ilişkin “Türkiye, dünyada en kötü yönetilen ve vaka sayısı en çok olan 3 ülke arasında, ABD ve Hindistan’dan sonra. Nüfusları düşünecek olursanız, bizim durumumuz tam bir facia.” dedi.

    Özkoç, sağlık sektöründen gelen ve beyaz önlük giyen CHP’li milletvekilleriyle Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

    Türkiye’nin başladıktan 3 ay sonra salgını kabullendiğini savunan Özkoç, salgının etkilerini bildiği halde aylarca futbol müsabakalarının seyircili oynatıldığını, umreden dönenlerin vatandaşların arasına karışmasına göz yumulduğunu, birçok vatandaşın en önemli tedbir olan maskeye aylarca ulaşılamadığı için Kovid-19’a yakalandığını öne sürdü.

    Sağlık çalışanlarının ölümü göze alarak salgınla mücadele ettiğini dile getiren Özkoç, “Recep Tayyip Erdoğan, balkonlara çıkarak onları alkışladı ve vatandaşlarımızın alkışlamasını istedi. Sağlık çalışanları gece gündüz çalışırken, mesai mefhumu yokken, onlara yardımcı olması gereken atama bekleyen sağlık çalışanlarının ataması yapılmadı. Aradan 11 ay geçti, bugün itibarıyla hala atama gerçekleştirilmedi. Yoğun tempoda çalışan 153 sağlık çalışanı maalesef hayatını kaybetti, 50 bin sağlık çalışanı Kovid-19’a yakalandı.” diye konuştu.

    Engin Özkoç, doktor olan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in 10 Eylül’de 29 bin 377 vaka açıkladığını ancak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bunu yalanlandığını belirterek, “Yalanlar devam etti. ‘Hasta sayısını açıklayacağız, vaka sayısını açıklamayacağız.’ dediler. Bunu, ulusal çıkarlara dayadılar. Gerçekleri açıklamak ne zamandan beri ulusal çıkarlara ters düşüyordu, bunu Türkiye’de hiç kimse anlamadı.” ifadelerini kullandı.

    Koca’nın, dünkü vaka sayısını 28 bin 351 olarak açıkladığını anımsatan Özkoç, “Yani arkadaşlarımızın, Murat Emir’in açıkladığı rakam doğru çıktı. Yüzleri kızarmadı çünkü yalan söylemeye alışıklar. Peki ne oldu ulusal çıkarlara? Bunun adı, alçaklıktır. Hiç utanmadılar, utanmaya da niyetleri yok.” dedi.

    İktidarın Hazine’de para kalmadığı için salgın sürecinde vatandaşa gereken hizmeti ve yardımı götürmediğini, atama bekleyen sağlık çalışanlarını atayamadığını iddia eden Özkoç, iktidarın bu dönemde yardım kampanyasıyla vatandaştan para istediğini de söyledi.

    “Elinizi kim tutuyor?”

    CHP Grup Başkanvekili Özkoç, sağlık sektöründen gelen CHP’li milletvekilleriyle Kovid-19’un sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılması yönünde kanun teklifi sunduklarına işaret ederek “130’a yakın ülke salgın sürecinde Kovid-19’u sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul etmişlerdir. Biz neden etmiyoruz? Sağlık Bakanı ‘İstiyorum.’ diyor, komisyon başkanı ‘İstiyorum.’ diyor, tabip odaları ‘evet, olsun’ diyor. Buna kim karşı, kim sizin elinizi tutuyor?” dedi.

    Bu düzenlemenin hayata geçmesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istemediğini ileri süren Özkoç, “Siz isteseniz de yapamazsınız çünkü milletin değil sarayın bakanısınız. Millete değil saraya hesap veriyorsunuz.” görüşünü savundu.

    CHP’li milletvekillerinin Kovid-19 konusunda çalışma yürüterek yapılması gerekenleri ortaya koyduğunu, partisinin belediyelerinin yardım kampanyaları düzenlediğini anlatan Özkoç, iktidarın bu yardımları engellemek için toplanan yardım paralarına el koyduğunu iddia etti.

    Engin Özkoç, Türkiye’deki Kovid-19 vaka sayılarına ilişkin “Türkiye, dünyada en kötü yönetilen ve vaka sayısı en çok olan 3 ülke arasında, ABD ve Hindistan’dan sonra. Nüfusları düşünecek olursanız, bizim durumumuz tam bir facia. Biz biliyorduk. Onlar da biliyorlardı bunun böyle olduğunu. Sakladılar, engellediler. Ama arkadaşlarımız kamuoyuna açıkladılar.” diye konuştu.

    CHP’nin, her zaman olduğu gibi bundan sonra da milleti doğru bilgilendirmeye devam edeceğini ifade eden Özkoç, milletin huzurunun kendilerinin huzuru olduğunu söyledi.

    “Vatan, millet, bayrak meselesi”

    Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özkoç, “Kovid-19 vaka sayıları doğru açıklansaydı durum böyle olur muydu?” sorusuna, “Sağlık Bakanı, bu süreç yanlış yönetildiği, yapması gerekenleri yapamadığı, biri tarafından engellendiği, Hazine tam takır olduğu, paralar uçaklara, saraylara, yandaşlara dağıtıldığı için milletimize gerçekleri söyleyememiştir.” dedi.

    Özkoç, Sağlık Bakanı Koca’yı Bakanlık görevinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Cumhur İttifakı’nı iktidardan istifa etmeye çağırdı.

    Engin Özkoç, başka bir basın mensubunun, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın muhalefet partilerine yönelik eleştirilerini değerlendirmesini istemesi üzerine, şunları söyledi:

    “Biz Türkiye’nin menfaatleriyle ilgili ne yapmamız gerekiyorsa Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde onu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Başta grup başkanvekilleri olmak üzere TBMM’de grubu bulunan bütün siyasi partilerle milletimizin menfaatini bugüne kadar nasıl savunduysak, o şekilde savunmaya devam edeceğiz. Mesele AKP, MHP, HDP, CHP, İYİ Parti meselesi değildir. Bugün geldiğimiz yer itibarıyla mesele vatan, millet, bayrak meselesidir. Bu vatan iyi yönetilmediği için Yunan komutasındaki bir kişi, bayrağımızın dalgalandığı gemiye giderek insanlarımıza esir muamelesi yapabiliyor. Bu millete, iktidar tarafından doğru hizmet götürülmediği için onlar bugün ölümle karşı karşıyalar. Dün gerçeklerle ilgili hangi noktadaysak bugün de aynı noktadayız.”

    CHP Grup Başkanvekili Özkoç, başka bir soru üzerine, Kovid-19’un sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmesinin kanun maddelerine ilave yapılarak sağlanabileceğini dile getirerek “Gereken niyet. Sağlık Bakanı da Recep Akdağ da ‘İstiyorum ama yapamıyorum.’ diyor. Hem Sağlık Bakanı hem de komisyon başkanının yapamadığı bir şeyi yönetmelikle, genelgeyle yapma niyetleri olabilir mi? Olamaz. Muhalefete onların yapmadığını yapmak, kanun teklifini Meclis’e sunmak düşüyor. Biz de onu yaptık.” sözlerini sarf etti.

    Özkoç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen Anayasa’nın 138. maddesine ilişkin dünkü açıklamaları hakkındaki değerlendirmesinin sorulması üzerine, “Anayasa Mahkemesini, her şeyi itibarsızlaştırdığı gibi itibarsızlaştırıp tetikçi yerel mahkemeye Anayasa Mahkemesinin aldığı kararı saydırtmayan bir Cumhurbaşkanı’nın bize akıl vermeye haddi de yok, hakkı da yok.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarafsız olmadığını öne süren Özkoç, erken seçim çağrısında bulundu.

  • “Bursa’da kapatılan hastaneler için adım atılmadı”

    “Bursa’da kapatılan hastaneler için adım atılmadı”

    CHP Bursa il Başkanı İsmet Karaca, hasta garantili olarak hizmete açılıp milyonlarla para akıtılan Şehir Hastanesi’nin ayakta kalabilmesi için kapatılan şehir içindeki kamu hastanelerinin yeniden açılması talebini bir kez daha yineledi.

    CHP Bursa il Başkanı İsmet Karaca, “Covid-19 salgını nedeniyle Bursa’daki hastanelerde yer kalmadığı sıklıkla dile getiriliyor. Neredeyse bir yıldır tekrarlıyoruz; şehir içindeki kamu hastaneleri hiç kapatılmamış olsa ya da kapatılan kamu hastanelerinin yeniden açılması için gereken adımlar ivedilikle atılsa, Bursa’da bu sıkışıklık yaşanmayacaktı” dedi.

    Bursa’ya 18 km mesafede yapılan ve Bursalıların sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştıran Şehir Hastanesi’nin açıldığı gün kapatılan şehir içindeki Bursa Devlet Hastanesi, Zübeyde Hanım Doğumevi ve Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin yeniden hizmete açılması talebiyle konuyu defalarca gündeme getiren CHP’li Karaca, bir ay önce Bursa’ya gelen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yerel basını salona bile sokmadan kaçak-göçek yaptığı basın açıklamasında ‘Bursa Devlet Hastanesi’nin pandemi sonrası renovasyonunu yaparak, sağlık hizmet sunumuna devam etmesini sağlayacağız. Bu tesisler üzerinden hiçbir spekülasyona izin vermeyelim’ şeklinde sözler sarf ettiğini hatırlattı.

    “BURSALILAR SAĞLIK ERİŞİMİNDE ZORLUK YAŞIYOR”

    “Bursalılar sağlık hizmetlerine erişimde zorluk yaşıyor” diyen İsmet Karaca, “Şehir içindeki kamu hastaneleri kapatıldı. Hâlbuki AKP’nin hekim milletvekili Bursa Devlet Hastanesi için asla kapanmayacak diyordu, tek kalemde kapatıldı, gık bile diyemedi. Devlet Hastanesi’nin açılması talebimiz pandemi dönemi geçici hizmeti için değil, Bursa Devlet Hastenesi tüm üniteleriyle yeniden açılmalıdır diyoruz. AKP’nin hekim milletvekili nezaket sınırlarını aşıyor ve diyor ki, ‘Zaten bir ay sonra ihale edilecek Devlet hastanesi’ni gündeme getiren CHP’lilerde zekavet sorunu var’, aradan 6 ay geçti. Zekavet sorununun CHP’de değil, iktidardaki bu zihniyette olduğu da net bir şekilde bir kez daha ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.

    “ATTIKLARI TEK CİDDİ ADIM YOK”

    Şehir Hastanesi’ne milyonların akıtıldığını, ama şehir içindeki kapatılmış kamu hastaneleri için bir tek adımın atılmadığına dikkat çeken Karaca, şöyle konuştu: “Sağlık Bakanı da Bursa Devlet Hastanesi için pandemiden sonra renovasyon yapılacağını söylüyor. Pandemi ne zaman biterse! Hani nerede ihale? Hani nerede faaliyet? Attıkları tek ciddi adım yok, Bursalılara verebilecek cevapları yok, bunları dile getirdiğimiz için bize hakarete yelteniyorlar. Devlet Hastanesi için 1 ay sonra ihale edilecek deniliyordu, üzerine 8 ay daha geçmiş, ihale filan yok, üstelik pandemiden sonra renovasyon yapılacak denilerek çıkmaz ayın son çarşambasına gün veriliyor, Bursa’nın AKP’li hekim milletvekilinim gıkı çıkmıyor, çıkamıyor.”

    “AOS DEVLET HASTANESİ DE BİR AN ÖNCE TAMAMLANMALIDIR”

    Bursalıların sağlık hizmetlerine şehir içindeki kamu hastanelerinde erişiminin sağlanması için Bursa Devlet Hastanesi, Zübeyde Hanım Doğumevi ve Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin tüm birimleriyle yeniden faaliyete açılması talebini tekrarlayan Karaca, ayrıca yapımı ödeneksizlik nedeniyle yarım kalan Acemler’deki Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesinin de biran önce tamamlanmasını talep etti.

    “ÇÜRÜMEYE TERK EDİLDİ”

    Hastanenin bir an önce açılarak Bursalıların rahatlatılması gerektiğini ifade eden CHP’li Karaca sözlerini şöyle tamamladı:

    “Soruyoruz, Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi’ne neden ödenek ayrılmıyor, neden tamamlanamıyor? İhalesi yapıldı, ödenek sorunu yok diyorlar. Sağlık Bakanı da bu cümleleri söyledi, üzerine 1 ay daha geçti. Hareket yok. Yaprak kımıldamıyor. AOS Devlet Hastanesi inşaatı çürümeye terk edilmiş durumda” diye konuştu.

  • CHP’li Sarıbal: Çiftçi haciz kıskacında

    CHP’li Sarıbal: Çiftçi haciz kıskacında

    CHP Bursa Milletvekili ve PM üyesi Orhan Sarıbal, “Ülke çiftçisi borç yükü altında eziliyor. Kamu alacakları yapılandırıldı ama çiftçinin borçları yapılandırılmadı. Borcunu ödeyemeyen çiftçilerin tarım araçları, traktörleri, haciz ediliyor. Borçları yapılandırılmayan çiftçi şimdi haciz kıskacında” dedi.

    TBMM’de düzenlediği basın toplantısında çiftçilerin sorunlarını dile getiren CHP’li Sarıbal, pandemi sürecinde bütün dünya ülkelerinin çiftçilerini desteklemek için bütçe ayırdığını, bizde ise koronavirüsün ekonomi üzerindeki etkilerini azaltmak için açıklanan 100 milyar TL’lik “Ekonomik İstikrar Kalkanı”nda çiftçiye hiç destek verilmediğini hatırlattı.

    Ürün Tarlada Kaldı

    Destek görmemesine ve salgına rağmen çiftçilerin üretmeye devam ettiğini belirten Sarıbal, “Pandemi döneminde başlarında AKP Genel Başkanı “Bir karış toprak boş kalmasın” Tarım ve Orman Bakanının “Ürününüz tarlada, serada, etiniz, sütünüz ise elinizde kalmayacak. Gerekirse devlet olarak biz girer alım yaparız” demişti. Hiçbir destek almamalarına rağmen AKP Genel Başkanı ile Tarım ve Orman Bakanının sözüne güvenip borç edinip, emek harcayıp, ter döküp üretim yapan çiftçiler maalesef yüzüstü bırakıldılar. Çiftçilerin ürünleri domates, biber, soğan, patates tarlada, depoda kaldı” dedi.

    Borç çığ oldu

    “Çiftçi üretmek için her yıl biraz daha borçlanıyor” diyen Sarıbal, şöyle devam etti:

    “AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında çiftçinin toplam borcunun 2.4 milyar liraydı. Bankalara 128 milyar TL, Tarım Kredi Kooperatifine 12 milyar TL ve piyasaya olan borçları da hesaba katıldığında çiftçinin bugün toplam 180 milyar TL borcu var. Çiftçinin AKP iktidarı öncesi kartopu büyüklüğündeydi, şimdi çığ oldu ve çiftçiyi eziyor.

    Çiftçi borcu yapılandırılmadı

    Geçen hafta Meclis’te kabul edilen ve iki gün önce Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Torba Yasa ile kamu alacakları ile ilgili düzenleme getirildi. Birçok kesimin borçları yapılandırıldı. Söz verdikleri halde çiftçinin Tarım Kredi Kooperatifleri borçları yapılandırılmadı.

    Şimdi Tarım Kredi Kooperatifi, borçlarını ödeyemeyen çiftçilerin ekipmanlarını, traktörlerini haczediyor. Yasaya göre tarım ekipmanı haczedilemez ama Tarım Kredi Kooperatifi Amasya’da çiftçilerin traktörlerini ve ekipmanlarını haczetti. Çiftçi bugün borç yükü altında ve haciz kıskacında.”

    Şeker Pancarı Üreticileri Perişan

    CHP’li Sarıbal, Afyonkarahisar ve Erzincan şeker pancarı üreticilerinin sorunlarını da aktardı. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle şeker pancarı üreticilerinin her yıl biraz daha fazla mağduriyet yaşadığını ifade eden Sarıbal, “Şeker fabrikaları satılıp özelleştirildiği dönemde şeker pancarı üretiminin daha da artacağı, fabrikaların çok daha iyi çalışacağı, çalışanların da mağdur edilmeyeceği sözü verilmişti. Hiçbiri olmadı. Satılan fabrikaların çoğu işçileri işinden etti. Kadrolu işçi yerine sözleşmeli işçi çalıştırarak, emekçiler üzerinde baskı oluşturdu” dedi.

    Sarıbal, bugünlerde ise Erzurum Şeker Fabrikasının Erzincan’daki üreticiyi, Afyon Şeker Fabrikasının ise Afyonkarahisar’daki pancar üreticisi çiftçileri zor durumda bıraktığını anlattı. Fabrikaların uyguladığı alım politikası nedeniyle şeker pancarında fire oranının arttığını kaydeden Sarıbal, tonu için 336 TL açıklanan şeker pancarının, yüksek fire nedeniyle çiftçiye gelirinin 210 TL’ye kadar düştüğünü kaydetti. Sarıbal, “Bu paralarla çiftçi nasıl kazanacak, nasıl geçinecek?” diye sordu.

    Sarıbal, özelleştirilen şeker fabrikalarının 5 yıllık taahhütlerini tamamladıktan sonra üretimden tamamen çıkacağını da söyledi.

    TÜİK Bu Yem Fiyatlarını Nereden Almış?

    Sarıbal’ın dile getirdiği bir diğer konu ise yem fiyatlarındaki artış oldu. TÜİK’in Eylül 2020 dönemine ait Tarımsal Girdi Fiyat Endeksinde (Tarım-GFE) bir yıllık kesif yem fiyat artış oranının %18.1 olmasına tepki gösteren Sarıbal, “Türkiye Yem Sanayicileri Birliğinden aldığımız verilere göre yem fiyatları en az %30 ile %38 arasında artmış durumda. TÜİK bu yem fiyatlarını nereden almış? Süt ve besi üreticilerimiz TÜİK’in yem fiyatlarını nereden aldığını merak etmektedir. Adres verirler ise çiftçimiz de gidip oradan yem alacak” dedi.

  • Kılıçdaroğlu ve Akşener’den açıklama

    Kılıçdaroğlu ve Akşener’den açıklama

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İYİ Parti Genel Merkezi’ndeki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

    Akşener’in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

    Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının kongremizden sonra partimize ziyaretleri için teşekkür ediyorum.

    Ben Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinin birbirlerine laf çarptırmasına dikkat çekmiştim. Sayın Adalet Bakanı Abdülhamit Gül Adalet reformundan bahsetmişti. Sayın Erdoğan, bu reform sözüne ekonomiyi de katarak destek vermişti. Sonra ana muhalefetin sayın lideri Kılıçdaroğlu tehdit edildi. Bu tehdit, milli iradeye yapılmış bir tehditti. Hepimiz kınadık, doğrusu da bu.

    Ekonomide, adalette reform yapılacağı, iddia edildi. Sonrasında sayın Kılıçdaroğlu hapisten yeni çıkmış biri tarafından tehdit edildi. Sonrasında bu tehdidin sahibi Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı tarafından sahiplenildi. İlk defa bir siyasetçi tehdidin sahibine sahip çıktı. O zaman şunu söylemiştim: Evet, tehdit sayın Kılıçdaroğlu’na. En şiddetli bir şekilde kınadığımız bir saldırı, bir davranış. Buna yönelik AK Parti Genel Başkanı ve AK Parti yöneticileri ne yapacaklar?

    ARINÇ’IN İSTİFASI

    Sonra sayın Arınç bir konuşma yaptı, sayın Cemil Çiçek telefonla katıldı. Bir makas değişikliği gerekiyorsa sayın Bahçeli ve Sayın Perinçek ne yapacaklar. Bu konuşmadan sonra Sayın Arınç İstifa etmek zorunda kaldı.

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

    Uzun süredir Türkiye yönetilmiyor zaten Türkiye savruluyor. Yönetim olması için liyakat olması lazım, sorunların sağlıklı tespit edilmesi lazım. Rejim değiştikten sonra sorunlar sağlıklı tespit edilmiyor.

    AK Parti içinde iyi niyetle çözüm üretmek isteyenler var ama küçük ortak büyük ortağı esir almış. AK Parti gibi Türkiye’yi tek başına 18 yıl yöneten bir partinin küçük ortak tarafından esir alınması Türkiye’nin yönetilmediğini gösteriyor. Türkiye savruluyor, hepimiz bunu görüyoruz.

  • CHP’den hayvan hakları ile ilgili düzenleme talebi

    CHP’den hayvan hakları ile ilgili düzenleme talebi

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, hayvan hakları ile ilgili düzenleme yapılması gerektiğini belirterek, “TBMM Başkanı Sayın Şentop’a çağrımdır. AKP bu yasayı getirmiyor, bari siz elinizi taşın altına koyup devreye girin ve bu kanunu uzlaşı ile yürürlüğe geçirelim.” ifadelerini kullandı.

    Öztunç, yaptığı açıklamada, hayvan hakları konusunda kurulan komisyonun raporunun tüm siyasi partiler tarafından kabul edildiğini belirterek, bu konuda toplumsal bir uzlaşının sağlandığına da dikkati çekti.

    Hayvanların işkence ve kötü muameleye uğradığını, “turizm” adı altında yaban hayatının yok edildiğini vurgulayan Öztunç, “Hangi torba yasaya elinizi atsanız ya maden ya enerji… Hayvan Hakları neden aciliyet listesinin üst sıralarında yerini alamıyor, hayvan hakları konusunda rant olmadığı için mi bu konu geçiştiriliyor? Bir düzenleme yapılması için illa işin içinde para mı olmalı? AKP paralı işler dışında kanun çıkartmak istemiyor mu?” diye sordu.

    Yürürlükte olan 2004 tarihleri Hayvanları Koruma Kanunu’nun yetersiz olduğunun altını çizen Öztunç, şunları kaydetti:

    “Hayvan dostlarımızın, onları korumanın yanı sıra, bizlerle paylaştıkları tabiat içerisinde, bizler gibi doğuştan sahip oldukları haklar da var. Bu hakları da onlara teslim etmemiz gerekiyor. Bunun için Hayvan Hakları Yasası’nın bir an önce TBMM’ye getirilmesini talep ediyoruz. Her gün başka bir haberle canımız yanıyor. Hayvanlar katlediliyor, işkence ve kötü muameleye uğruyor, cinsel saldırılara maruz kalıyor, turizm adı altında yaban hayatı yok ediliyor. Bu vebali daha fazla taşımayalım. TBMM Başkanı Sayın Şentop’a çağrımdır. AKP bu yasayı getirmiyor, bari siz elinizi taşın altına koyup devreye girin ve bu kanunu uzlaşı ile yürürlüğe geçirelim.”

  • Davutoğlu’ndan Kılıçdaroğlu’na ziyaret

    Davutoğlu’ndan Kılıçdaroğlu’na ziyaret

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkeye güçlü bir demokratik parlamenter sistemi getirmeye bu ülke kararlı, bu ülkenin insanı kararlı. Her kesimin görüşünü almak zorundasınız.” dedi.

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Davutoğlu ve beraberindeki heyeti CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak ile CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke karşıladı.

    Ziyarette Öztrak ve Böke ile Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı, Seyit Torun, Muharrem Erkek ve Gülizar Biçer Karaca da hazır bulundu.

    Davutoğlu’na ise Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcıları Doğan Demir, Serap Yazıcı, Kerim Rota, Nedim Yamalı, Kani Torun ve Mehmet Ali Pulcu eşlik etti.

    Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu, yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    “Yeni bir anayasa ve siyasal sistem modeline ihtiyaç var”

    Gelecek Partisi tarafından açıklanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Modeli çalışmasını Davutoğlu’nun kendileriyle paylaştığını aktaran Kılıçdaroğlu, bu çalışma dolayısıyla Davutoğlu ve ekibine teşekkür etti.

    Davutoğlu ise Türkiye’nin yeni bir anayasaya ve bu anayasanın önünü açacak yeni bir siyasal sistem modeline ihtiyaç olduğunu belirterek, bu çerçevede hazırladıkları çalışmanın geçmişte uygulanan parlamenter sistemin eksikliklerini gideren, temsil-istikrar dengesini sağlayan ve bütün vatandaşların sürece katılmasını temin eden bir siyasal sistem olduğunu söyledi.

    Görüşmede ortak birçok hususun paylaşıldığını bildiren Davutoğlu, güven ve diyalog ortamının teşvik edilmesi noktasında önemli bir adım atıldığını ifade etti.

    Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı

    Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik tehdit ve hakaret içeren paylaşımda bulunduğu gerekçesiyle Alaattin Çakıcı hakkında suç duyurusunda bulunmasına yönelik şunları söyledi:

    “Nasıl bir değerlendirme yapayım? Erdoğan’ı eleştiriyorum, Bahçeli cevap veriyor. Bahçeli’yi eleştiriyorum, yeraltı dünyasının bir lideri cevap veriyor. Ya şu Türkiye’nin geldiği hale bakın Allah aşkına. Nasıl bir hale geldik? Daha önce ifade etmiştim. Hukukun olmadığı, hukukun ihlal edildiği, devlette liyakatin çöktüğü, yargının olmadığı yerde bir süre sonra devlet organize suç örgütü haline dönüşebilir. Ki bunu 2-3 hafta önce ifade etmiştim. Nasıl oluyor da böyle bir eleştiri başka bir yerden geliyor. Bana cevap verecek olan Sayın Bahçeli’dir veya onun arkadaşlarıdır. Aralarındaki ilişki ne onu bilmiyoruz ama ciddiye alınacak bir olay değil. Hiç kimse unutmasın, bizim ruhumuzu oluşturan temel öge Kuvayımilliye’dir. Çakalların bulunduğu yerde hiç kimse ama hiç kimse bize bir şey söyleyemez.”

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yaptığı ziyarete davet edilip edilmediğine yönelik soru üzerine Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın davet teklifinin ziyaretten bir gün önce kendisine ulaştığını bildirdi.

     “Demokrasinin önünü tıkamak için her şeyi yapıyorlar”

    2018 yılında Millet İttifakı ile ortak anayasa çalışması yapıldığı yönündeki açıklamalar hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi tarafından hazırlanan çalışmanın bütün siyasi partilere verileceğine dikkati çekti.

    Türkiye’de huzurun olması ve kurumların sağlıklı çalışması için yeni bir anayasanın hazırlanması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, anayasa çalışmalarının kiminle yapıldığı konusunun çok tartışılmasını anlamadığını belirtti.

    Meclisteki partilerin yer aldığı anayasa çalışmalarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bütün bunları bir tarafa atarak, demokrasinin önünü tıkamak, baskı rejimini yasallaştırmak için her şeyi yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkeye güçlü bir demokratik parlamenter sistemi getirmeye bu ülke kararlı, bu ülkenin insanı kararlı. Her kesimin görüşünü almak zorundasınız.” değerlendirmesini yaptı.

    Davutoğlu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Modeli çalışmasına yönelik AK Parti’nin ziyaret edilip edilmeyeceğine yönelik soru üzerine, bütün siyasi partilere teklifte bulunulduğunu aktararak, şunları kaydetti:

    “Bizim teklifimiz pür, tutarlı, temsil ve istikrarı sağlayan bir parlamenter sistem. İstikrarı sağlarken ilkemiz yapıcı güvensizlik oyu ilkesidir. Yani bir hükümet değiştirmek istendiğinde alternatif hükümetin Meclis onayına sunulmasıdır. Böylece istikrarsızlık ortadan kalkacak, temsil üzerinde de Siyasi Partiler Kanunu ve baraj başta olmak üzere temsilin önündeki bütün engelleri kaldıracağız.”

  • Alaattin Çakıcı hakkında suç duyurusu

    Alaattin Çakıcı hakkında suç duyurusu

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik tehdit ve hakaret içeren paylaşımda bulunduğu gerekçesiyle Alaattin Çakıcı hakkında suç duyurusunda bulundu.

    Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdi.

    Dilekçede Çakıcı’nın sosyal medyadaki paylaşımı aktarılarak, “(Çakıcı) Bu yazı ile CHP Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu’na hadsiz, seviyesiz sözlerle hakaret ettiği gibi genel başkanı tehdit etme cüretini ortaya koymuştur.” ifadesi kullanıldı.

    Dilekçede, “Kılıçdaroğlu’nun suç örgütü liderleriyle aynı düzlemde buluşma olasılığı bulunmadığı gibi hakaret ve tehdit eylemlerinin hesabını sormama ihtimalinin de olmadığı” belirtildi.

    İzmir Milletvekili Kılıçdaroğlu’na yönelik hakaretin “kamu görevlisine karşı hakaret” suçu kapsamında kaldığına, yazıdaki bazı sözlerle de Kılıçdaroğlu’nun açık şekilde tehdit edildiğine yer verilen dilekçede, şöyle denildi:

    “Kullanılan sözler ve şüphelinin suç örgütü lideri olması birlikte değerlendirildiğinde tehdit eyleminin silahla tehdit suçu kapsamında kaldığı algılanacaktır. Dolayısıyla silahla tehdit suçunun tüm yasal unsurları oluşmuştur. Değinilen gerekçelerle şüpheli hakkında kamu görevlisine hakaret ve silahla tehdit suçlarından soruşturma başlatılmasını, sonrasında kamu davası açılmasının sağlanmasını talep ediyoruz.”

  • “Bütün partilerle görüşen tek partiyiz”

    “Bütün partilerle görüşen tek partiyiz”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Birbirimize saygı göstermek zorundayız. CHP’nin bir özelliği var, biz bütün siyasi partilerle görüşen tek partiyiz; çünkü biz demokrasiyi savunan tek partiyiz” dedi.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye’de ekonomi ve hukuk sorunu olduğunu savundu. Sorunu çözecek olanın, siyaset kurumu olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Soruna talip olacak olan kim? İktidarı yönetenler. Peki yöneten görevini yapmıyorsa? O zaman biz devreye giriyoruz. Ekonomik bir buhran var, hukuk buhranı var. Kim çözecek? Siyaset kurumu çözecek. Eğer ekonomide veya hukukta bir sorunu çözecekseniz ve o çözüm milletin hayrına olacaksa CHP olarak biz Meclis’te elimizi kaldıracağız ve ‘evet’ diyeceğiz, engellemeyeceğiz. Fakat ısrarla sadece söylemde kalan sözler var. Gerçeğe dönüşmüyor, yasaya dönüşmüyor. Herkes beklenti içinde; ‘Nasıl çözülecek?’ diye. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Çözecek irade de vardır; kapasite, birikim ve liyakat de vardır. Devleti yönetmek için bilgiye, birikime, liyakate ihtiyacınız var. Devleti yönetenlerin bir sorumluluk anlayışı olması lazım. Devleti yönetenler, vatandaşlar arasında ayrım yapmazlar” diye konuştu.

    ‘VATANDAŞA DOĞRUYU SÖYLEYİN’

    İktidarın, sahada milletin karşısında konuşamadığını, milletvekillerinin konuşmadığını savunan Kılıçdaroğlu, “Daha 15 gün önce ‘Ekonomi pik yapıyor’ diyenler, şimdi ‘Acı reçete vereceğiz’ diyenler değil mi? ‘Ekonomi pik yapıyor’ lafı doğru mu? Bazıları için doğru. Kimler için doğru, söyleyeyim. Dolarla ihale alanlar için doğru, dolarla devlete borç verenler için doğru. Şu anda 10 milyon 287 bin işsizimiz var. Cumhuriyet tarihinin en büyük işsizlik rakamları. İşsizlik sigortasından sadece 225 bin kişi faydalanıyor. Merkez Bankası’nın dolar rezervi eksi 54 milyar dolar. Bir de borç yapmışız. İnsanda biraz vicdan ve ahlak olur. Vatandaşa bari doğruyu söyleyin. Bankalardaki mevduatın yüzde 56,7’si dolar mevduatı. Vatandaşın parası var; ama Türk lirasına güvenmediği için dolara yatırmış” dedi.

    ‘ADALETE TOPLUMUN SAYGI DUYMASINI SAĞLAYIN’

    Geçen hafta sonu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Kıbrıs’a gittiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Gittiler oraya, Rauf Denktaş’ın mezarını ziyaret etmediler. Sen oraya pikniğe gidiyorsan unutma, onu sana sağlayan kişi Bülent Ecevit’tir. Ecevit’in adını ağzına almıyor, alamaz. İyi ki almıyor” dedi.

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ekonomide ve hukukta reform yapacağız” sözlerini hatırlatarak, “Hukukta reform yapma konusunda Erdoğan ne kadar samimi? Adalet kurumuna güven kalmadığını o da görüyor, adalet kurumunda çalışıp adalet dağıtan hakimler de görüyor, onlar da ifade ediyorlar zaten. Hakimlerin, savcıların belli odaklardan talimat almadan karar vermediklerini o da biliyor, biz de biliyoruz, dünya da biliyor. Adalette, hukukta reform yapacaksınız, adalete toplumun saygı duymasını sağlayacaksınız, adalet kurumu sadece adalet dağıtacaksa bir şeyler yapmak gerek” diye konuştu.

    Kılıçdaroğlu, Türkiye’de basın özgürlüğü olmadığını da savunarak, “Basın özgürlüğü konusunda Basın İlan Kurumu ciddi bir tehdit unsuru. Beğenmediği haberler dolayısıyla gazetelere ‘Sana ilan göndermeyeceğim’ diyor. Cumhuriyet Gazetesi Basın İlan Kurumu’nun zulmüne uğradı. Niçin? Fahrettin Altun’un Boğaz’da yaptığı inşaat dolayısıyla. Altun bu inşaatı yaptı mı? Yaptı. İnşaatı yaparken izin aldı mı? Almadı. İnşaatı yıktı mı? Yıktı. Cumhuriyet Gazetesi bunu haber yaptı. Doğru haber yaptığı için ceza alıyor. RTÜK tam bir baş belası. Havuz medyası her türlü şeyi yazar, tık yok” dedi.

    ‘BÜTÜN PARTİLERLE GÖRÜŞEN TEK PARTİYİZ’

    MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin, “CHP ile HDP görüşüyor” yönündeki eleştirilerine de yanıt veren Kılıçdaroğlu, “Birbirimize saygı göstermek zorundayız. CHP’nin bir özelliği var, biz bütün siyasi partilerle görüşen tek partiyiz. Çünkü biz demokrasiyi savunan tek partiyiz. Oy veren vatandaşlarımıza saygılıyız. Biz kendimizi hakim, savcı yerine koyamayız. HDP’ye kızıyorlar, kızabilirsin. Ama bir suç örgütü gibi görüyorlar. HDP’li başkan vekili Meclis’i yönetiyor. HDP Meclis’i yönettiği zaman gelme Meclis’e” diye konuştu.

    ‘KONUŞMAK ZORUNDALAR’

    CHP lideri Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan soruşturmaya değinerek, “CHP’li belediyelerin belde halkına hizmet vermesini engellemeyeceksiniz. Belde başkanı seçimle geldi, genelge çıkarıyorsun, ‘efendim vay sen Kanal İstanbul’a karşı çıktın’. Bu İstanbul halkının çıkarlarını savunmak zorundadır. Öncelik varsa İstanbul’daki bütün konutların depreme dayanıklı hale gelmesi lazım. Talimat veriyorlar, ‘Afişleri kaldıracaksın’. Niye kaldırayım? Belediye başkanları konuşmayacakmış. Niçin? Doğruları duymaya tahammül edemiyorlar. Konuşun kardeşim, ne dersen de. CHP’li belediye başkanları beldenin çıkarları söz konusu olduğunda konuşmak zorundadırlar” dedi.

  • Kılıçdaroğlu: Türkiye’nin sorunlarını çözecek en büyük aktör biziz”

    Kılıçdaroğlu: Türkiye’nin sorunlarını çözecek en büyük aktör biziz”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “83 milyona söylüyorum: Türkiye’nin sorunlarını çözecek olan en güçlü aktör CHP’dir. Bunu büyük bir samimiyetle söylüyorum. Sorun var, çözemiyorlar. Çünkü birikimleri, kapasiteleri yok.” dedi.

    Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, her hafta bir değerlendirme yapacaklarını söyleyerek, “Bütün vatandaşlarımız şundan emin olsunlar, her hafta söylediklerimizin yüzde 100’ü doğrudur. ‘Bir eleştiri yapalım.’ diye konuşmuyoruz. Ciddi bir sorun var.” diye konuştu.

    Sorunun, Türkiye çapında hissedildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Sorunu çözecek olan kim? Siyaset kurumu. Siyaset kurumunda sorunu çözecek, soruna talip olacak kim? İktidar, yönetenler. Peki yöneten görevini yapmıyorsa, o zaman biz devreye giriyoruz.” dedi.

    Bu toplantıların en temel amacının, iktidarın görev yapmadığı ya da görevini yapmadığı konularda iktidarı uyarmak ve nasıl yapılması gerektiğini söylemek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bir yanlışlık var mı? Var. Hatalar var mı? Var. Bir ekonomik buhran var. Bir hukuk buhranı var. Çözülmesi gerekiyor. Kim çözecek? Siyaset kurumu çözecek.” ifadelerini kullandı.

    Daha önce “Ekonomide veya hukukta bir sorunu çözecekseniz ve bu sorunun çözümü milletin hayrına olacaksa, CHP olarak biz TBMM’de elimizi kaldıracağız ve ona ‘evet’ diyeceğiz, engellemeyeceğiz.” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Israrla yalnızca söylemde kalan sözler var. Gerçeğe, uygulamaya, yasaya, kararnameye, genelgeye dönüşmüyor. Herkes nasıl çözülecek diye beklenti içinde.” dedi.

    “Bir devlet, aile şirketi gibi yönetilemez”

    Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu olmadığını, sorunları çözecek irade, kapasite, birikim ve liyakatin olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Ama bir kişi ‘Ben her şeyi çözerim. Benim çözmem lazım.’ diyorsa o olmaz. Bir devlet, aile şirketi gibi yönetilemez. Devleti yönetmek için bilgiye, birikime, liyakata, yetişmiş insan gücüne, enerji dolu özel sektöre, yaptığı her harcamanın hesabını kamuya veren kamu kuruluşlarına ihtiyacınız var. Devleti yönetenlerin bir sorumluluk anlayışının olması lazım. Devletin bir sorumluluk içinde yönetilmesi lazım. Devleti yönetenler, vatandaşları arasında ayrımcılık yapmazlar. Ayrım yaptıkları andan itibaren bölücülük yapmış olurlar. İnsanların kimliği, inançları, yaşam tarzları üzerinden ayrımcılık olmaz. ‘Bendensen hizmet veririm, benden değilsen hizmet vermem.’ Bu anlayış demokrasilerde de insan haklarında da evrensel değerlerde de olmaz. Bu nedenle ekonomide veya hukukta reform yapacaksan, nasıl yapacağını anlatacaksın. Ekonomide derin mi derin sorunlar var.”

    “İktidar sahaya çıkamıyor”

    Geçen hafta 81 ile giden milletvekillerinin hazırladığı KOBİ raporlarını özetlediğini, onların ağzından, yaşanan sorunları ve çözümleri dile getirdiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Çözümleri neden ifade ediyoruz, anlatıyoruz? İktidar sahaya çıkamıyor, konuşamıyor. Milletvekilleri sahaya çıkamıyor. Çünkü hepsi protesto ediliyorlar. ‘Bizi mahvettiniz.’ diyorlar. O zaman görev bize düşüyor.” dedi.

    Kılıçdaroğlu, 81 ile giden milletvekillerinin ticaret odası, sanayi odası, ziraat odası, meslek kuruluşları, kanaat önderleri ve tüm kesimlerle görüştüğünü söyleyerek, “Arkadaşlarımızı şimdi görevin ikinci etabı bekliyor. Geçen hafta anlattığım çözümleri, yine 81 ile gideceğiz, yine aynı kişilerle konuşacağız. Bu kez sadece çözümlerimizi anlatacağız. Atladığımız bir çözüm varsa, ‘Şunu da ilavet etmeniz gerekir.’ diye bir çözüm önerilirse onu da alacağız.” diye konuştu.

    Kısa, orta ve uzun vadede nelerin yapılması gerektiğini tek tek belirlediklerini bildiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

    “Örneğin nisan ayında ertelenen vergilerin ödeme zamanı geldi ama ödenecek potansiyel yok, böyle bir güç yok. Yeniden ivedilikle bir taksitlendirme yapın. Niçin? İnsanlar üretiyorlar. Bari üretemez noktaya gelmesinler diye. Buna benzer bütün önerilerimizi sıralıyoruz. Sadece bunu yapmadık, bir ‘Ekonomi Masası’ kurduk. Ekonomi Masası’nda görev alan milletvekillerimizi veya milletvekili olmayan arkadaşlarımızı; Devlet Planlama Teşkilatınca çalışmış, Hazine’de müsteşarlık yapmış, Gelir İdaresi Başkanlığında başkanlık yapmış, eskiden bakanlık yapmış pek çok arkadaşımızı görevlendirdik. Bu kez her ile gideceksiniz, sorun yaşayan aktörlerle birebir görüşeceksiniz ve sorunları nasıl çözeceğimizi yetkin birer kişi olarak anlatacaksınız. Hem politikacı hem de teknokrat olarak öyle anlatacaksınız ki ülkenin sorunlarını bilen, bütün ayrıntıları analiz eden şekilde anlatacaksınız. Arkadaşlarımız Mersin’e, Adana’ya, Hatay’a gittiler. Yine gidecekler, görüşecekler.”

    “Sorunları çözecek en büyük aktör biziz”

    Sorun olduğunu, bunun demokrasi içinde çözümü de olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

    “Çözecek en büyük aktör biziz. 83 milyona söylüyorum: Türkiye’nin sorunlarını çözecek olan en güçlü aktör CHP’dir. Bunu büyük bir samimiyetle söylüyorum. Sorun var, çözemiyorlar. Çünkü birikimleri, kapasiteleri yok. Çünkü devlette liyakati bitirdiler, liyakatli elemanları yok. Sorunların altında yığılıp kaldılar. Arada bir nefesleri çıkıyor. Biz çözeceğiz ama. Kararlılıkla, inançla çözeceğiz. Bizim çözme konusunda bilgimiz, birikimimiz var. Bizim kimseye verilecek bir hesabımız yoktur. Hiç kimse bizi malvarlığımızla tehdit edemez. Demokrasiyse demokrasi, sonuna kadar. Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimden başlayarak en yaşlımıza kadar hepsinin sorunlarını çözmeye kararlıyız ve çözeceğiz. Arkadaşlarıma söylüyorum, aynı kararlılık, bilgi ve bilinçle anlatacaksınız bunları. Sorun var ama çözümü de var.”

  • Menemen Belediye Başkanı kesin ihraç istemiyle disipline sevkedildi

    Menemen Belediye Başkanı kesin ihraç istemiyle disipline sevkedildi

    CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un kesin ihraç istemiyle tedbirli olarak Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildiğini açıkladı.

    CHP’li Torun, yaptığı yazılı açıklamada, partisinin İzmir İl Başkanlığı’nın, Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy hakkındaki çok sayıda şikâyeti detaylı olarak inceleyerek, Genel Merkez’e bildirdiğini belirtti. Genel Merkez’de yapılan değerlendirmeler sonucunda, üç milletvekilinin bölgeye gönderilmesine karar verildiğini belirten Torun, şu açıklamayı yaptı:

    “Milletvekillerimiz konuyla ilgili incelemelerinin ardından kapsamlı bir rapor hazırlamıştır. Milletvekillerimizin raporu, Genel Merkezimizde ciddiyetle ele alınmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu’nun bugünkü toplantısında, İzmir İl Başkanlığımızın görüşleri ve üç milletvekilimizden oluşan inceleme heyetinin raporu değerlendirilmiş, partimizin ilkeleri ve etik değerleri esas alınarak, Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un kesin ihraç istemiyle tedbirli olarak Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmesine oy birliği ile karar verilmiştir” denildi.