Etiket: çiftçi

  • Fidelerini gazete ve sis bombasıyla korudu

    Fidelerini gazete ve sis bombasıyla korudu

    Amasya’nın Aksalur köyüne bağlı Çayköy mahallesinde yaşayan 22 yaşındaki Çilli, Meteoroloji’nin yaptığı zirai don uyarısı üzerine ailesine ait serada önlem aldı. Dedesinin daha önce uyguladığı yöntemi tekrar hayata geçirdi.

    Atık gazete kağıtlarına külah şekli verip tanesini 13 TL’den satın aldıkları fidelerin etrafına sardırdı. Gece ateşlenen sis bombasının oluşturduğu dumanın etkisiyle de tedbirlerini artırdı.

    Bu dönemde etkili olan zirai dondan ürünlerini şimdilik korumayı sağlayan Çilli, “Hem gazete örttüm. Hem de sis bombalarını kullandım. Sabaha kadar seranın içinde duman oluştu. Netice güzel, şimdilik zararımız yok” dedi.

    Kış döneminde marul, roka ve tere yetişen serasına şimdi domates dikip ürün verecekleri günü bekleyen genç çiftçi, “Çiftçilik güzel bir şey. Babadan, dededen kalan meslek. Bizde aynı şekilde devam ettiriyoruz. İşini iyi yaparsan, Allah’ta verirse her türlü kazandırır” diye konuştu.

  • Kayısıyı don vurdu

    Kayısıyı don vurdu

    Türkiye’nin önemli kayısı üretim merkezlerinden olan Elazığ’ın Baskil ilçesinde, hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesi ve kar yağışı nedeniyle kayısı ağaçlarının çoğunu don vurdu. Yaşanan bu don olayının ardından çiftçinin 12 aylık emeği 2 günde yok oldu.


    Kayısıdaki son durum hakkında bilgi veren Odabaşı Mahallesi Muhtarı Alaattin Karakol, “İki gündür hava soğuk geçiyordu. Zaten Meteoroloji de sık sık uyarıyordu. Hep bu son iki güne dikkat edelim diyorlardı. Biz neye dikkat edelim, koskocaman atmosfer, nasıl dikkat edelim. İki gün böyle soğuk oldu arka arkaya, bu sabaha doğru da kar yağdı. Kar yağınca da don vurdu. Kayısılar yandı kül oldu” dedi.

  • Çiftçilere yabancı otla mücadele uyarısı

    Çiftçilere yabancı otla mücadele uyarısı

    İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan bilgilendirmede şu ifadelere yer verildi:

    “Meyve bahçelerinde sulama, gübreleme, toprak işleme, budama ve seyreltme gibi yıllık bakım işlemlerinin amacı, verim ve kaliteyi artırmaktır. Bu işlemler ne kadar yerinde yapılırsa yapılsın eğer hastalık ve zararlılarla etkili olarak mücadele edilmezse bütün çabalar boşa gider. Zira gerek hastalık ve gerekse zararlılar meyve kalitesini azaltmakla kalmaz, ağaçların sağlıklarını da bozarak verimden düşmelerine ve nihayet kurumalarına yol açar. Hastalık ve zararlılarla mücadele oldukça zor ve pahalıdır. Bilgili iş gücünü gerektirir. Nasıl ve ne zaman yapılacağı bilinmezse başarılı olunamaz. Bitkileri hastalık ve zararlılardan koruyarak sağlıklı yetiştirmek mücadele giderlerini azaltır. Eğer meyve bahçeleri kurulurken ve kurulduktan sonra bazı kültürel önlemler alınmazsa mücadele giderleri artar ve kârlı bir yetiştiricilik yapılamaz.

    Kimyasal mücadele: İklim veya konukçu bitki ortamının çok uygun olduğu zamanlarda hastalık veya zararlılar çok çabuk yayılırlar. Bu durumda mekanik mücadele çok zaman alır ve yetersiz kalır. Böyle durumlarda kimyasal mücadele zorunludur. Ayrıca meyve bahçelerinde bazı bitki hastalıkları ve zararlıları sık sık görülüyor ve önemli düzeylerde zarar yapıyorsa, yayılmalarını önlemek için belli zamanlarda ilaçlama yaparak önlem alınır. Bu mücadele, değişik etki şekillerine sahip fungusit, bakterisit ve insektisit gibi kimyasal maddelerle yapılır. Kullanılan ilacın cinsi, dozu ve uygulama zamanının çok iyi seçilmesi gerekir. Zira bu ilaçlar, hava nemi ve hava sıcaklığı ile uygulanacak bitkilerin gelişme dönemlerine göre toksik etki yapabilmekte ya da dokuları yakabilmektedirler. Bu nedenle mücadele kış ve yaz olmak üzere iki dönemde yapılır.

    Kış mücadelesi, meyve bahçelerinde eğer gerekli ise mücadele kış ilaçlamaları ile başlar. Yaprağını döken tüm çok yıllık bahçe bitkilerinde bu ilaçlama sonbaharda yaprak dökümünden ilkbaharda tomurcukların patlamasına kadar geçen süre içerisinde yapılabilir. Bu ilaçlamanın amacı, gövde ve dallarda kışı geçiren hastalık ve zararlıları yok ederek ilkbaharda tekrar enfeksiyon yapmalarını ya da yüksek populasyona ulaşmalarını önlemektir. Ayrıca ilkbahar ve yaz döneminde, fıtotoksik etkileri nedeniyle kullanılamayan ilaçlar kışın daha yüksek dozlarda kullanarak daha etkili bir mücadele gerçekleştirilebilir. Mantari hastalıklara karşı ise bordo bulamacı yararlı bir ilkbahar mücadelesidir.”

  • Tekirdağ’da çiftçi toplantısı

    Tekirdağ’da çiftçi toplantısı

    Tekirdağ Tarım ve Orman İl Müdürü Oktay Öcal, Süleymanpaşa ilçesi Aşağıkılıçlı Mahallesi’nde düzenlenen çiftçi toplantısına katıldı. Mahalle muhtarı ve üreticilerin katıldığı toplantıda; hayvan beslemede meranın rolü, yem bitkileri ve ekilişlerinin artırılması, merada su kaynaklarının doğru kullanımı ile sulama hakkında genel bilgilendirmeler yapıldı.
    Toplantıda, Tarım ve Orman Bakanlığı Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı çerçevesinde verilen hibe destekleri ve projeler hakkında da görüş alışverişinde bulunuldu.

  • Çiftçilere uygulamalı budama eğitimi

    Çiftçilere uygulamalı budama eğitimi

    Sinop’un Erfelek ilçesine bağlı Kızılcaelma köyünde çiftçilere uygulamalı budama eğitimi verildi. Eğitimde budamanın tekniğine ve kurallarına uygun olarak yapıldığında verim ve kalitenin artacağı anlatıldı.


    Eğitimde çiftçilere Erfelek İlçe Kaymakamı Mustafa Düzgün, Sinop Tarım İl Müdürü Fatih Önlem, Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Yakup Yüzbaşı ve Erfelek İlçe Tarım Müdürü Özgül Dağdeviren eşlik etti.
    Sinop Tarım İl Müdürü Fatih Önlem, budama tekni

  • Çiftçilere tohum desteği

    Çiftçilere tohum desteği

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tarımsal üretimin kesintisiz devam etmesi amacıyla “2023 İlkbahar Dönemi Yem Bitkisi Tohumu Destekleme Projesi” çerçevesinde 2 bin çiftçiye yüzde 50 hibeli 70 ton yem bitkisi tohumu desteği veriyor.

    Geçen yıl ilkbahar döneminde yaklaşık 6 milyon TL değerinde yüzde 50 hibeli dane ve silajlık mısır tohumu dağıtan ve 55 bin dekar tarımsal alanı destekleyen Büyükşehir, bu yıl da üreticilere tohum desteği sağlayacak.

    Büyükşehir Belediyesi’nin, yüzde 50 hibe destekli 70 ton silajlık ve dane mısır tohumu desteğinden 2023 ilkbahar döneminde 2 bin çiftçi yararlanacak. Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı Tarımsal Hizmetler Şube Müdürlüğünce il genelinde yürütülen proje il genelinde bu sene 30 bin olmak üzere geçen yılla birlikte 85 bin dekar tarım arazisi desteklenecek. Yem bitkisi tohumu desteğiyle hayvancılıkta yem giderlerinin azaltılması amaçlanıyor.

    Çiftçiler, il genelinde 14 farklı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden ve Kandıra Park Bahçeler Şefliğinden ön teslim tutanakları ile ürünlerini teslim almaya başladı. Dağıtım, 31 Mart Cuma günü mesai bitimine kadar devam edecek.

  • “Bu yağışlar bize ilaç oldu”

    “Bu yağışlar bize ilaç oldu”

    Kırıkkale’de kurak geçen günlerin ardından hafta sonu yağan yağmur, ekili tarım arazilerine can suyu oldu. Yukarı Mahmutlar köyünde yaşayan çiftçi Ramazan Karakoç, yağışların ilaç gibi geldiğini belirterek, Allah’a şükür edilmesi gerektiğini söyledi. Büyük bir imtihandan geçtiklerini ifade eden Karakoç, “Bu yağışlar bize ilaç oldu. Allah’ın bize bir bağışı oldu. Gözümüzün önüne bakacağız. Allah’a şükür edeceğiz. Allah’ta bize verecek” dedi.


    “Allah devletimize de zeval vermesin”

    Devletin çiftçilere yönelik verdiği desteklerinden de faydalandığını belirten Karakoç, “Allah devletimize de zeval vermesin. Reisimizi de başımızdan eksik etmesin. Cumhurbaşkanımıza da buradan selamlar gönderiyorum. Allah ona uzun ömürler versin. Memlekete her şey getirdi cumhurbaşkanımız. Daha da getirir inşallah. Devlet bize mazot desteği veriyor, gübre desteği veriyor, ekipman desteği veriyor” diye konuştu.

    “Devletin verdiğini baban kardeşin vermiyor”

    Karakoç, “Daha ne yapsın devlet? Devletin verdiğini baban kardeşin vermiyor. Önce Allah, sonra devlet. Allah’ım bu devletimizi ayak üstü tutsun. Rabbim hepsine uzun ömürler versin. Memleketimizi kazalardan belalardan korusun. Yıkıcı seller ve afetler oldu ama bunlar Allah’tan geldi. Biz sabredeceğiz, devlette bize yardım ediyor” şeklinde konuştu.
    Ali Yurdakul ise, “Köyümüze yağmur yağmaya başladı. Çiftçinin yüzünü güldürdü. İnşallah daha da yağar ve hasadımız bol olur” ifadesini kullandı.

  • ”Çiftçinin pazarlama kaygısı olmayacak”

    ”Çiftçinin pazarlama kaygısı olmayacak”

    Bakan Kirişci, Adana Ticaret Odasında tarafından düzenlenen “İş Dünyası İstişare Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, ”Gerçekten Türkiye olarak hele şu son dört yılda çok büyük bir olağanüstülük yaşar hale geldik. Bunun başlangıcı biliyorsunuz küresel ısınmaydı aslında. Küresel ısınma sonrası bir anda pandemiyle dünya tanıştı. Ve iki yıl pandemiyle uğraştık. Tam pandemiden çıktın derken bir Rusya, Ukrayna savaşı söz konusu oldu. Evet oda bir düzene girdi başta tahıl koridor olmak üzere. Türkiye’nin girişimleriyle bir yoluna girdi. Bir umut verir hale geldi derken 6 Şubat’ta peş peşe bu depremleri yaşadık.

    Üç tane deprem, Kahramanmaraş, Pazarcık, Elbistan ve Hatay olmak üzere üçü de gerçekten hem büyüklük bakımından çok şiddetli hem derinliği olabildiğince sığ ve bundan dolayı da bizim tanımımız değil, bizim dışımızdakilerin de kara meydana gelen asrın demekle doğru değil, belki yüzlerce yılın bir ilk denilebilecek depremi yaşandı. 11 ilimizde bu deprem bütün şiddetiyle görüldü. Türkiye hissetti. Beş yüz metre uzunluğunda fay kırıkları oluştu, sınırımızı aştı. Suriye başta olmak üzere güneyde Mısır’a kadar, kuzeyde de Gürcistan’a uzanan bir deprem olduğunu bütün dünya gördü. Ülkemizde on dört milyon gibi nüfusumuzun yüzde on yedisine tekabül eden önemli bir kitle doğrudan etkilendi. Yüz on bin kilometrekarelik bir alan bundan etkilendi. Bundan dolayı da öyle bir tarafta karın yağdığı, bir tarafta yağmurun, bardaktan boşanırcasına düştüğü bir dönemde bu mücadelenin ilk günleri geçirilmiş oldu. Bugün 43 günü geride bıraktık. Tabii yaralar hızla sarılmaya çalışılıyor” diye konuştu.

    “Sel felaketinde 19 kişi hayatını kaybetti”

    Yağışların şu son günlerinde tabii ki 14 ve 15 Mart günü bir de Şanlıurfa’da, Adıyaman’da kısmen de Malatya’da üç ilimizde aşırı yağışların getirdiği sel ve taşkınlar yaşandığını dile getiren Kirişci, şöyle devam etti:
    ”Yani depremin yaraları devam ederken bir de böyle bir afetle karşı karşıya kaldık. Özellikle Şanlıurfa’nın tabii ki o ilk saatlerinden itibaren orada bulunduğum için ifade etmek isterim. Gerçekten yürek burkan insanı çok içini acıtan manzaralar vardı. Dört metre yükselmiş birinci katı geçmiş, bırakın zemini Bodrum’u, zeminin üzerine çıkmış ve vatandaşın kullanılabilir tek bir eşyası kalmamış bir vaziyetteydi. O ilk andan itibaren gerekli müdahaleleri yaptık, iş makinalarımızı soktuk. Oradaki o çalışmaları yerinde, hızlı bir şekilde tamamlamaya çalıştık. Bugün itibariyle an itibariyle de 16 kişi Şanlıurfa’da 3 kişi de Adıyaman’da olmak üzere 19 vatandaşımız vefat etti. Bir kayıp Şanlıurfa için, bir kayıp Adıyaman için olmak üzere iki kaybımızın da arama kurtarma faaliyetleri devam etmektedir. Tabii ki gidenleri geri getiremiyoruz, getiremeyiz. Ama yaraları sarmak kısmen de olsak gündelik hayatlarını hızlıca dönmelerini sağlamak adına da ilk andan itibaren büyük bir çaba, büyük bir gayret sergilendi, sergileniyor.”

    “Çiftçinin ürettiği ürünle ilgili pazarlama kaygısı olmayacak”

    Yıllarca hep planlı üretimi konuştuklarını belirten Bakan Kirişci, ”Plan planlı üretim dedik. İşte arz güvenliği kavramı sıklıkla dile getirildi, bu çerçevede. Bizim asgari, azami üretim miktarlarımızı mutlaka belirlememiz gerektiği, yani bir yıl patates para ederken bir yıl üreten insanlara zarar vermesi veya onları mutsuz etmesi gibi hadiseleri bunların hepsini yaşadık. Dolayısıyla bu ürün fazlası veya ürün eksiliği gibi bir sürecin yaşanmaması için bizim mutlaka belirli çalışmalar yürütüyor olmamız lazım. Dolayısıyla hiçbir çiftçimizin bir pazarlama sorunu yaşamaması gerekiyor. Üretecek, o neyi üretmesi gerektiğini biz onlara paylaşacağız. Bunu ürettikten sonra da artık pazarlamayla ilgili en ufak kaygısı olmayacak. Bizim bu düzenlemeyle aslında muradımız, geldiğimizden günden itibaren sıklıkla dile getirdiğimiz bakanlığının da mottosu haline gelmiş, sen üret yeter diyoruz. Üretici sadece üretimle ilgilenecek, geri kalan kısımları konusunda, mutlaka karşılanmış bir şekilde düzenlenmiş olacak” dedi.

    “Depremlerin maliyeti 103 milyar dolar”

    Kahramanmaraş merkezli ve daha sonra da Hatay Defne merkezli depremle ilgili de Türk ekonomisine maliyeti konusunda bir raporu Cumhurbaşkanlığı strateji ve bütçe başkanlığımız takip edebildiyseniz paylaştığını dile getiren Bakan Kirişçi,” Buna göre 7.7 ve 7.6 şiddetinde bu depremlerin 11 ilimizde bir yıkıma sebep olduğunu görebiliyoruz. Yani bu rakamlara da artık yansımış durumda. Şöyle ki ekonomimize maliyeti ilk belirlemelere göre değerli arkadaşlar 103 milyar dolar. Bu yaklaşık 2 trilyon lira. Bu iki 2 trilyon lira ne demek? Bu 2 trilyon 2023 yılı bizim milli gelir hedefimizin yüzde dokuzuna tekabül ediyor, bunu herkesin bilmesi lazım. Herkes bu rakamın büyüklüğünü bir öncellikle bilmeli” şeklinde konuştu.

  • Toprak yağmurla buluştu, çiftçinin yüzü güldü

    Toprak yağmurla buluştu, çiftçinin yüzü güldü

    Ceyhan’ın Sirkeli Mahallesi’nde bulunan çiftçilerin yüzü yağan yağmurlarla bir nebze olsa da güldü. Ceyhanlı çiftçi Hacı Şevket Özbek, “40 gün önce yaşanan doğal felaketlerden dolayı hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum. Yaşanan sel felaketinde de Adıyaman, Şanlıurfa’da yaşanan olaydan dolayı üzgünüz. Bilindiği üzere yaklaşık 3 aydır burada kuraklıktan doğayı bir sıkıntımız vardı. 1 hafta önce yağan yağmurlarla beraber buğdaylarımız bir nebze olsun kendine geldi. Ovada mısır ekimimizde şu an için hiçbir sıkıntımız yok, toprak yağmurla buluştu, Nisan ayında da bu devam ederse çiftçimizin hiçbir sıkıntısı kalmayacak. Şu an için her şey normalleşme üzerine gidiyor” dedi.


    Ceyhan Ziraat Odası Yönetim Kurulu Üyesi, çiftçi Kenan Balkı ise, “Mısır ekimi yaptığımızda da söylediğim gibi büyük bir kuraklıkla baş başayız diye. Kasım ayında ekilen buğdaylarda çok büyük, özellikle kıraçlarda ekilen buğdaylarda çok büyük sıkıntılarımız vardı. Bütün mahsuller olduğu gibi mahsullerimiz de hayatını idame ettirmek için erken yaşlarda yani boyları kısa olduğu halde başağa dönüşmüşlerdi artık. Fakat son üç, beş gün önce yağan yağmurlar çok büyük bir can suyu oldu, hayat verdi özellikle buğdaylarımıza.

    Kıraçlarda bayağı sıkıntılar oldu, fakat ovada ekilen buğdaylarda bu yağan son yağmurlar çok büyük bir can suyu olarak geldi. Bölgemizde 15, 20 gün mısır ekimimiz tamamlanmıştı. Kuruya düşen tohumlarımız da nem erdiği için ıslandığı için onlar da tamamen yeşerdi. İnşallah yağmurlarımız Nisan ayında da devam eder de mısırlarda bir sıkıntı olmaz. Fakat buğdaylarda biraz sıkıntımız olabilir. Nisan ayı yağmurlarıyla beraber inşallah bu da telafi olur. Allah’ın hazinesinde her şey boldur, inşallah bütün çiftçilerimizin işi rast gider. Yakın zamanda sel felaketi yaşayan illerimize geçmiş olsun diliyorum” diye konuştu.

  • Yağışlar çiftçiyi güldürdü

    Yağışlar çiftçiyi güldürdü

    Ocak ve Şubat aylarında kuraklık yaşanması nedeniyle ürünlerden bekleneni alamayan çiftçiler, son günlerde yağan yağmur yağışlarıyla birlikte yüzü güldü. Siirt Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Günbat, Ocak ve Şubat ayında beklenen yağışların gelmediğini, şehir genelinde son günlerde etkili olan yağışlarla birlikte kuraklık sorununun ortadan kalktığını söyledi.


    Yağışların bu şekilde devam etmesi ve özellikle bahar aylarında yeterli yağışları alınması durumunda Siirt’te tarımsal kuraklık yaşanmayacağını ifade eden Günbat, mercimek, buğday, nohut, arpa gibi ürünlerin bol olacağını dile getirdi.


    Günbat, “Biliyorsunuz uzun süredir bölgemizde özellikle ilimizde yağmurlar yağmadı. 20 Kasım’dan bu yana bir kere yağmur gördük. Çiftçi temsilcisi olarak uykusuz kaldık. Yağmurun yağması için çok dua ettik. Ama Cenabı Allah, inşallah dualarımızı kabul etti. Yağmurlar yağdı, yağmaya devam ediyor. Bugün Siirt’te de hava yağmurludur. Meteoroloji bilgilerinden aldığımız haberlere göre, bu yağmurlar bir hafta sürecek. Bu memleketimiz için bahar yağmurları çok önemlidir. Özellikle Mart ve Nisan aylarında yağmurların yağması durumunda ürünlerde verimlilik, kalite artıyor.

    Meraların otlanması ve hayvanlar için mart ve nisan yağmurları çok önemli. Rumi takvimine göre bugün ayın 2’sidir ve tam da aybaşı yağmur yağdı. İnşallah bu 40 gün dediğimiz yağmurların devamı gelir. Çiftçilerimizle görüştüm. Yağmurlar iyi yağıyor ve herkes bu gece rahat uyudu. Çok uykusuz geceler yaşadık ama şimdi çiftçilerimiz rahat uyuyoruz” dedi.