Kemal Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediyesinin hizmetlerinin tanıtıldığı programa katıldı. Programın kapanış konuşmasını gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, “Şanlıurfa’ya gittim. Şanlıurfa’da çiftçilere söz verdim. Dedim ki, ‘Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığını bize verin, Şanlıurfa’daki bütün çiftçilere elektriği ücretsiz vereceğiz. Çünkü güneş enerjisini hayata geçireceğiz.’ Konya’ya gittiğimde de çiftçiler ‘acaba Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığını size verirsek buradaki çiftçilere de elektriği ücretsiz verir misiniz’ dediler. Konya’dakilere de, Şanlıurfa, Van, Diyarbakır neresi olursa olsun belirli bir zaman dilimi içerisinde güneş enerjisini hayata geçireceğiz. Bütün çiftçiler elektriği ücretsiz kullanacaklar. Ayrıca elektrikten gelir elde edecekler” diye konuştu.
Etiket: çiftçi
-
Bursa tarımında aslan payı Mustafakemalpaşalı çiftçilerin
Genel tanımı itibarı ile kırsal bölgeleri kalkınmayı hedefleyen destek programında, Tarım Kredi Destekleme Kurumu tarafından yüzde 55-65 oranlarında sağlanan hibe desteklerinde çiftçiler kırsal alanlarda, çiftçilik faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi, süs bitkisi, tıbbi ve aromatik bitki, mantar, fide, su ürünleri yetiştiriciliği gibi birçok sektörde faaliyet gösterecek.
Hibe desteğine ilave olarak kırsal alanlarda yapılacak faaliyetlerde çiftçiler, uygun yatırım harcamaları, KDV ve benzeri tüm vergilerden muaf olacaklar. Destekler çerçevesinde tarım kooperatifleri de traktör arkası makinelerinin alımını yapabilecek.
Hibe desteğine hak kazanan çiftçilerle birlikte Bursa İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü’ne adeta çıkarma yapan Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar; ‘’Atıl ve ekilmedik bir karış toprak bırakmayacaklarını’’ söyledi.
Başkan Mehmet Kanar; ‘’Çiftçimiz pastanın en büyük dilimini almaya hak kazandı. Hayırlısıyla İmzalarımızı attık. Her zaman ve her koşulda tarıma ve çiftçilerimize destek olduk, olmaya devam edeceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi, ilçemizi tarımın başkenti yapacağız. Belediyemiz Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü ile çiftçimize her türlü desteği elimizden geldiğinin fazlasıyla sağlıyoruz. Bu çerçevede İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü’nün kırsal mahallelere yönelik yapmış olduğu desteklerde çiftçimizin kazanmış olduğu büyük payın yanı sıra bizlerde yine her zaman proje desteğimizi sürdürüp, çiftçimizin emeklerinin meyvesini almalarının mutluluğunu hep beraber yaşayacağız” şeklinde konuştu.
100. yılını kutlamaya hazırlanan Mustafakemalpaşa Belediyesi’nde Belediye Başkanı Mehmet Kanar; ‘’ Göreve geldiğimiz süreçte belediyemiz bünyesinde ilk olarak Tarımsal Hizmetler Müdürlüğümüzü kurduk. Müdürlüğümüzün başlattığı çalışmalar çerçevesinde, tohumdan ekime teorik ve uygulamalı eğitim çalışmaları, ücretsiz toprak analizi ile çiftçilerimizin bir telefon uzağında olduk.
Çiftçiler gününde Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksek Okulu içerisine kurmuş olduğumuz Tıbbi ve Aromatik Bitkiler bahçemizde, katma değeri yüksek tıbbi aromatik bitkilerin yetiştirilmesi başta olmak üzere yine ekonomik girdisi yüksek bamya, lavanta, adaçayı, aynısefa, kara mürver gibi 28 çeşit ürünün toprakla buluşması sağlanmıştı. Hedefimiz bu çeşitliliği arttırıp çiftçimizin daha çok gelir elde etmesini sağlamak’’ ifadelerini kullandı.
Ayrıca Bal Ormanı projesini ilçeye kazandıran Mustafakemalpaşa Belediyesi, ücretsiz uygulamalı ekim eğitimleri ve toprak analizi çalışmalarını çiftçilerin hizmetine sundu.
-
Bursa’da hırsızlar çiftçiyi mağdur etti! Tarlalar kurudu
Bursa Nilüfer Sulama Birliğinin işletmesini yürüttüğü sulama tesisine ait su pompalarının elektrik tesisatı geçtiğimiz aralık ayında hırsızlar tarafından çalındı. Mayıs ayında sulanması gereken Armutçuk Mahallesindeki tarlalar su pompalanamadığı için kurak kaldı.
Çiftçinin isyanına Nilüfer Sulama Birliği sessiz kaldığı iddia edilirken Büyükorhan Belediyesi bölgede itfaiye araçları ve su tankerleri ile seferber oldu. Kuruyan tarlaları kurtarabilmek için bölgeye taşıma usulü su getiren ekipler, kuraklaşan araziye bir nebze can suyu oldu. Büyükorhan Kaymakamı Furkan Öztürk gerekli birimleri harekete geçirerek vatandaşların mağduriyetini giderilmesi için talimat verdi.
Mayıs ayı başından buyana tarlalarını sulayamayan çiftçiler, “Tarlalarımızdaki meyve fidanlarımız, çileklerimiz yanmaya başladı neden şimdiye kadar beklendi. Nilüfer Sulama Birliği bu pompaların elektrik tesisatının çalındığını bilmiyor muydu? Geçen yılda yine Nilüfer’de, Büyükorhan’da, Aktaş, Orhaneli ve Söğüt Mahallelerinde sıkıntılar yaşandı. Ürünlerimiz susuzluktan yandıktan sonramı harekete geçilecek” diye tepki gösterdiler.
Tarla sahiplerinden Serkan Türkmen’de “Nilüfer Sulama Birliği! Suyu tarlalarımıza verememen bizim suçumuz değil, çiftçiyi bu şekilde cezalandıramazsın. Büyükorhan ilçemizde emeklerimizi bu kadar basiretsiz ve ilgisiz davranarak heba edemezsin. İnşallah bizi mağdur ettiğinin hesabı da sana sorulur” dedi.
Türkmen tüm birimleri harekete geçiren Büyükorhan Kaymakamı ve Belediye Başkanına da teşekkür etti.
-
Bursa’da çiftçilere yönelik eğitimde yeni dönem
Bursa Nilüfer Belediyesi, geçen sezon düzenlediği ve hem kentli hem de kırsaldaki üreticilerin yoğun ilgi gösterdiği “Gıda ve Tarım Eğitimleri”nden sonra, yeni bir eğitim dizisi daha başlattı. Akçalar’daki Nilüfer Belediyesi Çiftçi Evi’nde gerçekleştirilen eğitimlerin ilkinde, zeytin yetiştiriciliği, bakımı ve zeytin zararlılarıyla mücadele ele alındı. Zeytin üreticileri ve zeytin yetiştiriciliğine ilgi duyanların ilgi gösterdiği eğitimde Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Doç. Dr. Himmet Tezcan yaptığı sunumda zeytin hastalıkları ve virüslerle ilgili detaylı bilgiler verirken, bunların yol açtığı zararlara da değindi.
Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Nabi Alper Kumral da zeytin güvesi, pamuklu biti, sineği, tomurcuk akarı, fidan tırtılı, kara koşnili gibi başlıca zeytin zararlıları üzerine bilgi, deneyim ve tecrübelerini paylaştı. Bu zararlıların yumurtlama ve zararlılarla mücadele dönemleri hakkında önemli bilgiler veren Prof. Dr. Kumral, zeytin yetiştiriciliğinde uygulanan yanlış uygulamalardan örnekler de verdi.
Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Doç. Dr. Barış Bülent Aşık da bitki besleme ve doğru gübrelemenin önemine değindi. Doğru gübreleme tekniklerini anlatan Aşık, toprağın, besin elementi açısından yeterli olup olmadığını analizler sonucunda öğrenilebileceğini söyledi. Barış Bülent Aşık, “Toprağın sağlıklı olup olmadığını bilmeden yetiştiriciliğe başlarsak, ezbere gübreleme yaparsak ekonomik açıdan zarara uğrayabiliriz. Topraklarımızın organik içeriğini artırmak her yönden faydamıza olacaktır” diye konuştu.
Eğitimler devam edecek
Nilüfer Belediyesi’nin eğitim dizisi, gübreleme, toprak ve bitki analizleri, incir yetiştiriciliği ve bakımı, yem bitkileri yetiştiriciliği, tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği ve işlenmesi, gıda işletmelerinde hijyen, aşılama teknikleri, organik ve iyi tarım uygulamalarında sertifikalandırma süreçleri, balkon, çatı, küçük bahçe tarımı, rasyon hazırlama teknikleri, budama teknikleri ve kooperatifçilik ve tarımda örgütlenme eğitimleriyle devam edecek.
-
Çiftçiler günü Bursa İnegöl’de kutlandı
Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun (IFAP) kuruluş tarihi olan 14 Mayıs tarihi, 1984 yılından beri her yıl Dünya Çiftçiler Günü olarak kutlanıyor. Bugün tüm dünyada olduğu gibi şehrimizde de Çiftçilerin Günü düzenlenen programla kutlandı. Sanayi şehri olduğu kadar aynı zamanda iyi bir tarım şehri de olan İnegöl’de, Çiftçiler Günü İnegöl Belediyesi ve İnegöl Ziraat Odası iş birliğinde Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törenle kutlandı.
“BİZ ÇİFTÇİ BİR MİLLETİZ”
Bugün 11.00’da saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende, ardından Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yaptı. Çelik, “Dünya Çiftçiler Günü 1984 yılından bu yana kutlanmakta. Tarihi anlamda 14 Mayıs 1946 Uluslararası Tarım Üreticileri kuruluş yılıdır. Türkiye Ziraat Odaları Birliği de 1957. Bizler çiftçi bir milletiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Bu milletin bir eli kılıçta bir eli sabanda olmasaydı bu coğrafyada olmazdık’ demişti. Çok doğru bir söz. İnegöl tarlasından sofraya kadar giden bu yolda elinin değdiği her şeye değer katan çiftçilerimizin 14 Mayıs Çiftçiler gününü kutluyorum” dedi.
İNSANLIK VAR OLDUKÇA ÜRETİM VE TÜKETİM DEVAM EDECEK
İnegöl İlçe Tarım Müdürü İbrahim Ekren ise insanlığın var olduğu sürece üretimin ve tüketimin devam edeceğini kaydederek; “Toprağımızı işleyerek bütün vatandaşlarımızı besleyen çiftçilerimiz Çiftçiler Günü kutlu olsun. İnsan var olduğu müddetçe üretecek ve tüketecek. Belki toplumumuzda birçok kişinin görmediği, bilmediği, sadece sofrasında gördüğü gıda ürünlerini ne şekilde üretildiğini maalesef çoğu insanımız bilmiyor. Biz sektörün paydaşı olarak bu çiftçilerimiz her zaman yanında durmaya çalışıyoruz. Bakanlığımızın, devletimizin programları, destekleri çerçevesinde çiftçilerimizin yanında olmaya çalışıyoruz. Onlara destek olmaya çalışıyoruz. Tekrardan çiftçilerimiz Çiftçiler Günü kutlu olsun” diye konuştu.
“EL BİRLİĞİ İLE ÇABALAMAK ZORUNDAYIZ”
Törende son konuşmayı Belediye Başkanı Alper Taban yaptı. İnegöl’ün hem sanayi hem tarımı aynı anda yapabilen ende şehirlerden olduğuna dikkat çeken Başkan Taban, “Şehrimiz bir tarafta sanayisi, bir tarafta tarım arazileri, orman arazileri ve bereketli topraklarıyla üretiyor. Bu alanda iyi noktaya gelmek istiyorsak, tüm paydaşların bu alanda kendi yetiştirmeye, geliştirmeye devam etmesi lazım. Bizde çiftçilerimizin gelişimine katkı sağlamak istiyoruz. Gerek Milli Eğitim ve Halk Eğitim Müdürlüğümüzün desteğiyle, el birliğiyle kafa kafaya vererek Allah’ın izniyle iyi bir noktaya gelmesi için çabalamak zorundayız” dedi.
“YENİLİK ARAYIŞLARINI SÜRDÜRMELİYİZ”
Göreve gelmelerinin ardından İnegöl’de depolama alanı eksikliği olduğunu gördüklerini kaydeden Başkan Taban, “El birliği ile kooperatifimiz bünyesinde soğuk hava tesisi kurduk. Beraberinde çiftçimizin gelişmesini istiyoruz. Yeni ürün konusunda mutlaka denemek zorundayız. Toprak tahlilleri yapmaya çalışıyoruz. İsteyen, dileyen çiftçilerimize o toprakta en iyi ne yetişirse onu deneyimletelim istiyoruz. Tekke köyümüzde önder çiftçilerimize ekinezya fide desteği vermiştik. Ekimini de gerçekleştirdik hasadını da yaptık. Kendi ifadesiyle 1’e 6 oranında kazanç sağladığını ifade ediyor. Evet cebimizdekiler zaten bizde. Onlar heybemizde. Ama bugüne dair daha yeni şeyler söylememiz gerekiyor. Bundan sonrası için de yeni bir açılım yakalamamız gerekiyor. Bunun için gayret edeceğiz el birliği ile. İnegöl Belediyesi olarak taş toplama aracı aldık. Taşlı arazilerin temizlenerek daha fazla verim elde edilmesine katkı sağladı. Bir koyun yıkama havuzu aldık, orada çiftçimize bir katkı sağlandı. Salça makinesi, ceviz soyma makinesi başkaca desteklerle çiftçimizin yanında olmaya çalıştık. Bugün de 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü vesilesiyle bir aradayız. Ben tüm çiftçilerimize sağlıklı, huzurlu ve bereketli bir hayat temenni ediyorum. Burada bulunan tüm paydaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. İnşallah birlik ve beraberlikle bunu daha güzel noktaya getirmiş olacağız” diye konuştu.
Konuşmaların ardından davetlilere ikramlarda bulunuldu.
-
Bursa’da büyükbaş hayvanlarıyla belediyeyi bastı
Edinilen bilgiye göre Kestel Belediyesi yapı kontrol ekipleri Ü.Y.’nin Kazancı Mahallesi’nde kaçak yaptığı iddia edilen ahırını yıktı. Yıkıma sinirlenen Ü.Y. geçtiğimiz pazartesi günü Kestel ilçe meydanına getirdiği 2 adet büyükbaş hayvanı ile belediye binasını bastı.
İnekleri belediye binasının önüne bağlayan Ü.Y. Kestel Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü A.P.’ye darp girişiminde bulundu. Ü.Y. ve yanında bulunan kalabalık yıkıma tepki gösterip müdahale eden güvenlik güçlerine de direnmeye çalıştı.
Bir polis memuru hafif şekilde yaralandığı olay sonrası Ü.Y. ve yanında bulunan babası ve kardeşleri gözaltına alındı. Saldırıya uğrayan yapı kontrol müdürü A.P.’nin de darp raporu alıp şikayetçi olduğu öğrenildi. Olayla ilgili polisin başlattığı tahkikat sürüyor.
Bursa’da kaçak yaptığı ahırı belediye tarafından yıkılan köylü, büyükbaş hayvanları ile belediyeyi bastı https://t.co/mMod6kvRAo pic.twitter.com/3V9XuGk5gi
— Line TV (@linetv) May 13, 2022
-
“Hayvancılıkta kriz derinleşiyor”
Meclis’te düzenlediği basın toplantısında tarımdaki gündemi değerlendiren Sarıbal, hasat dönemi yaklaşan hububat ve baklagiller alım fiyatının henüz açıklanmadığına hatırlattı.
Çiftçinin hububat ve baklagillerin alım fiyatının bir an önce açıklanmasını beklediğini ifade eden Sarıbal, çiftçinin maliyetleri artı %50 karını karşılayacak bir fiyat verilmesi gerektiğini söyledi.
Esnek prim sistemi uygulanmalı
Sarıbal, ülkenin farklı bölgelerinde sulu ve kuru olmak üzere farklı hububat üretimi yapıldığını, buna bağlı olarak da farklı verim elde edildiğini aktararak, “Mevcut sistemi her yerde aynı alım fiyatı ve prim fiyatı uygulanıyor. Verilen fiyat her yerde aynı olmamalı. Bu şekilde düzenli verim alınarak sürdürülebilir tarım yapılamaz” dedi. Sarıbal, üretimin az olduğu yerlerde çiftçinin desteklenmesi için yeni bir prim sisteminin uygulanması gerektiğini aktardı. Sarıbal, şöyle konuştu:
“Bölgesel farklılıkları göz önüne alarak bir fiyat belirlemek lazım. Bunu açıklanan taban fiyatla vermek kolay olmayabilir ama bir taban referans fiyatı belirlenir, o fiyatın üzerine prim ile aradaki fark giderilir.
200 kilo alınan yer ile bin kilo alınan yer arasındaki dengeyi kurabilmek ancak prim ile mümkün olabilir. Ürünün çok alındığı yerde prim miktarı düşük, kuru tarım yapılan ve üretimin az olduğu yerde prim 1 liraya kadar yüksek verilebilir. Şu anda Türkiye’nin her yerinde buğday için 10 kuruş prim uygulanıyor. Türkiye’nin her yerinde 10 prim, aynı taban fiyat uygulaması doğru değildir.
Bunu buğday ekilen alanlardaki daralmadan anlıyoruz. 2002’de 93 milyon dönüm olan buğday ekim alanları 2021’de 68 milyon dönüme düştü. 25-26 milyon dönüm buğday ekim alanı azaldı.
Onun için maliyetler bölgeye ve üretim biçimine (sulu-kuru) göre hesaplanmalı. Açıklanacak fiyatlar maliyetler artı %50 kar olarak hesaplanmalı. Çünkü çiftçinin bu yükü taşıyabilecek gücü yok.
Esnek, bölge farkını gideren, çiftçinin ekmesini sağlayacak bir gelirin ortaya çıkması gerekiyor. Çiftçi zarar etmemeli.
Çiftçi piyasa koşullarına bırakılmamalı
Artık serbest piyasa koşullarına göre değil, çiftçinin üretim maliyetleri, üretim koşulları ve yaşam koşullarına göre bir fiyat belirlenmeli. Dünya, Avrupa piyasaları üzerinden değil, borsa, rekabet koşulları üzerinden değil sahici, gerçek, hakiki çiftçinin maliyeti ve yaşam kalitesine, ihtiyaçlarına göre bir fiyat belirlenmeli.”
Maliyetler 4.5 liranın üzerinde
Yaptıkları maliyet hesaplarına göre 1 kilo buğday üretim maliyetinin, bölgelere göre, en az 4,5 lira ile 6 lira arasında değiştiğini belirten Sarıbal, hububat ve baklagillerin açıklanacak alım fiyatının bu maliyetler dikkate alarak belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Et ve sütte kriz
Meclisteki basın toplantısında hayvancılığın yaşadığı sorunlara da değinen Sarıbal, et ve süt üretiminde krizin derinleştiğini söyledi.
Artan maliyetler nedeniyle sadece son 2 ayda süte 3 defa süte zam yapıldığını hatırlatan Sarıbal, şunları söyledi:
“Bir tarafta çiftçiyi koruyacaksınız bir tarafta üreticiyi koruyacaksınız. Sadece üreticiyi veya sadece tüketicisi koruduğunuzda o düzen tutmaz, bozulur.
Mesele hem tüketiciyi hem üreticiyi mutlu edecek, ayakta tutacak tüketicinin gıda hakkını koruyup tüketimini sağlayacak, üreticinin de ürettiğinden zarar etmeyecek bir biçimde bir tarım modelini, kamucu yaklaşımla ortaya koymak lazım. Bunu yapmadığımız takdirde kriz büyür ve derinleşir. Bugün de hayvancılıkta, süt ve et üretiminde kriz derinleşiyor.
2021’in başında çiğ süt alım fiyatı litre başına 2.8 liraydı. Asgari ücret ise 2 bin 825 liraydı. Asgari ücretli maaşıyla bin 8 litre süt alabiliyordu. Bugün tam bir yıl sonra bir asgari ücretli 4 bin 250 liralık maaşıyla 15 mayısta yürürlüğe girecek olan 7 lira 50 kuruşluk çiğ sütten 566 litre alabiliyor. Asgari ücretli bir yılda 442 litre daha az süt alabilir duruma gelmiş.
Hükümet süt hayvanlarının kesime gittiğini gördüğü için sürekli süte zam yapıyor. Ancak hala 1 litre süt ile 1,5 kilo yem alabilmesi gereken çiftçi, son zamlara göre 1,3 kilo yem alabiliyor.”
Zam tüketicinin omzuna yüklendi
Süt alım fiyatı arttırılırken prim fiyatının 1 liradan 20 kuruşa düşürüldüğünü hatırlatan Sarıbal, yapılan zammın böylece tüketiciye yansıtıldığını söyledi. Sarıbal, primin düşürülmesi ile tüketicinin daha pahalı süt ve süt ürünleri almak zorunda kalacağını söyledi.
-
“Ucuz ürün için çiftçi desteklenmeli”
Kuru soğan ve patates üretiminin yurt içi tüketime yetmediğini rakamlarla açıklayan Sarıbal, şu bilgiyi verdi:
“2000 yılında 65 milyon nüfusa sahip iken 5,4 milyon ton patates üretimi ile kişi başına 68 kilo patates düşerken, 2020 yılında 84 milyon nüfus için 5,2 milyon ton patates üretimi ile kişi başına patates üretimi 51 kiloya düştü. Kişi başına sofralarımızdan 17 kilo azaldı. 2021 yılında nüfus 1 milyon artmasına rağmen patates üretimi 100 bin ton düştü. Şu anda kişi başına tüketim 50 kilonun altına düştü. Aynı durum kuru soğan üretimi için de geçerlidir. 2000 yılında kişi başına kuru soğan tüketimi 28 kilo iken, 2020 yılında 21 kiloya düştü. Halkımız sofralarına 7 kilo daha az soğan alıyor. Üretim yetersiz ve plansız olunca patates ve kuru soğan bir yıl çok oluyor bir yıl az oluyor. Ülke ihtiyacının karşılanması için 6 milyon ton patates, 2,7 milyon ton kuru soğan üretmeliyiz.”
Girdi arttı, fiyatlar fazla düşmez
Pazarda patatesin kilosunun 9 lira, kuru soğanın ise 4 lira civarında olduğunu belirten Sarıbal, “İki ürün de tüketici için yüksek. Oysa üretici bu yıl soğanı tarlada 80 kuruş civarında satıyordu. Patates de benzer şekilde. Ama artan maliyetler tüketiciyi patates ve soğan tüketemez noktaya getirdi” dedi. Kuru soğan ve patates hasadının başlamasıyla fiyatların bir nebze düşeceğini ifade eden Sarıbal, “Ülkemizin güneyinde başlayacak kuru soğan ve patates hasadı ile fiyatlar bir nebze aşağıya düşecektir. Ancak aşırı bir düşüşü kimse beklemesin. Çünkü tarımsal girdi fiyatları 3 ila 4 kat arttı. Üretici de haliyle yaptığı masrafları ürüne yansıtacaktır” dedi.
Patates ve kuru soğanda ihracatçı bir ülke olduğumuzu vurgulayan CHP Genel Başkanı Başdanışmanı Sarıbal, ihracat pazarının kaybedilmemesi için daha fazla üretim yapılması gerektiğini söyledi. Sarıbal, şunları söyledi:
Depolama için yatırım desteği verilmeli
“Ülkemiz ihtiyacının karşılanması ve ihracat pazarının kaybedilmemesi için patates üretiminin desteklenmesi gerekmektedir. Üretmek yetmez, aynı zamanda patates ve kuru soğanın depolama şartlarının iyileştirilmesi gerekmektedir. Her yıl binlerce ton patates ve kuru soğan çürüdüğünden zayii olmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı hasattan sonra 6 aya kadar depolarda kalan patates ve kuru soğan için yatırım desteği vermelidir.”
Vatandaşların ucuz patates ve kuru soğana ulaşması için çiftçinin desteklemesi gerektiğini ifade eden Sarıbal, “Yazlık patates ve kuru soğan üretimi yapıldı. Bir sonraki kışlık üretimi devam etmesi için kuru soğan ve patates üreticisine ek destek verilmelidir. Bunu yaptığımızda patates ve kuru soğan üretiminde maliyetler düşecek ve tüketici de ucuz gıdaya ulaşmış olacak” görüşünü dile getirdi.
-
CHP’li Sarıbal: Çiftçi nefessiz kaldı
Tarım Politikaları ve Tarım Örgütlerinden Sorumlu CHP Genel Başkan Başdanışmanı Sarıbal, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (BDDK) verilerine göre çiftçi borçlarının 185 milyar lira oldu. Bu yılın başında çiftçinin bankalara olan borcunun 166 milyar lira ve bunun 109 milyar lirası Ziraat Bankasına ait olduğunu kaydeden Sarıbal, “Yılbaşından bugüne 19 milyar lira kredi kullanan çiftçinin borcu 185 milyar liraya çıktı” dedi.
Çiftçinin yıllardır borcunu borçla kapattığını kaydeden Sarıbal, “AKP iktidarı işbaşına geldiği kartopu olan borçlar bugün çığ olmuş çiftçinin üzerine yıkılmıştır” diyerek, şu değerlendirmede bulundu:
Son bir yılda 46 milyar lira borç
“AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 2 milyon 589 bin çiftçinin toplamda 2,4 milyar lira olan banka borcu, çiftçi sayısı 2,1 milyona düştüğü halde, bugün 185 milyar liraya ulaştı. Çiftçinin bankalara olan borcu AKP döneninde 77 kat arttı.
Çiftçi ürettiğinden para kazanamadığı için her yıl borcuna borç katarak ayakta kalmaya çalışıyor. Bugüne kadar borçlarına takla atarak idare eden üreticiler, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen Tek Adam yönetimine geçildikten sonra nefes alamaz hale geldi. Tarımın ve gıdanın önem kazandığı, bütün ülkelerin çiftçisini desteklediği pandemi sürecinde bile bizim çiftçimiz borcuna borç kattı, çünkü hiçbir destek bulamadı.
Çiftçi başına 151 bin lira borç
Yılbaşından bu yana 19 milyar lira kredi kullanan çiftçilerimiz son bir yılda tam 46 milyar lira kredi kullandı. 2020 ile 2021 arasında 38 milyar lira kredi kullanan çiftçi bunun 29 milyarını Ziraat Bankasından aldı. Ortalama bir çiftçimizin Ziraat Bankasına olan borcu 151 bin lirayı aştı.
Acı olan kısım şu; çiftçinin kullandığı bu krediler yatırım kredisi değil. Bu krediler çiftçinin borcuna takla atmak için daha fazla borçlanmasından kaynaklanıyor.
Bütün dünya çiftçisini desteklerken AKP, çaresiz çiftçiyi, kredi kullandırarak, borçlandırarak krize sürüklüyor. Bu öngörüsüzlük nedeniyle üretmek yerine ithalata para aktarılıyor.”
Çiftçi kaybederse ülke kaybeder
Çiftçinin bugüne kadar daha fazla kredi kullanarak borcunu ödediğini vurgulayan Sarıbal, “Ama artık çiftçi duvara dayanmış, ‘iflas’ noktasına gelmiş durumda. Bu borç ödenemez. Bu borçlar ödenecek şekilde yeniden yapılandırılmaz ise çiftçi yine haciz kıskacına girecek. Tarlasını, traktörünü, traktörünü hatta evini kaybedecek. Çiftçi örgütlü olmadığı için çığlığı duyulmuyor ama çiftçinin kaybetmesi demek ülkenin kaybetmesi demek. Nitekim artan gıda enflasyonu bunun en büyük kanıtı. Bugün açıklanan %91 gıda enflasyonu ile ülkemiz OECD ve AB ülkeleri içinde birinci durumda. Çiftçi üretmezse bu tablo daha da ağırlaşacak ve ülkemiz gıda krizi ile baş başa kalacak” dedi.
-
Bursa’da çiftçiye çörek otu tohumu desteği
Bursa’nın dağ ilçelerinde nitelikli tarımı yaygınlaştırarak hem çiftçinin daha fazla kazanmasını hem de yörenin kalkınmasını hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, çörek otu yetiştiricilerine verdiği desteği sürdürüyor. Her alanda çiftçinin yanında olan Büyükşehir Belediyesi, Harmancık ilçesinde 55 çiftçiye 1600 kilogram çörek otu tohumu dağıttı.
Törende konuşan Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Süleyman Çelik, dağ bölgesine son yıllarda ciddi destekler verildiğini söyledi. Bölgenin kalkınmasını ve boş tarım arazisi bırakmamayı hedeflediklerini belirten Başkanvekili Çelik, “Yaptığımız projeler, fide, fidan ve tohum dağıtımlarıyla arazilerimiz birkaç yıl içerisinde daha verimli hale gelecektir. Bursa’nın daha yaşanabilir olması için sürdürdüğümüz çalışmalar çerçevesinde, kırsal kalkınma adımları öne çıkmaktadır. Kırsaldan şehre göçü önleyerek, üreticinin daha çok kazanmasını ve kırsaldaki yaşam kalitesinin artırılmasını hedefliyoruz. Bunun için her alanda Bursa Büyükşehir Belediyesi lokomotif görevi üstlenmektedir. Türkiye’nin en kaliteli çörek otu bu bölgede yetişmektedir. Bu çerçevede 55 çiftçimize 1600 kilogram çörek otu dağıtıyoruz. Yapılan yatırımlarla Bursa’da üretim kalitesi ve çeşitliliği daha da artacaktır” dedi.
İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygün, son yıllarda çiftçilere fidan dağıtımı ve tarımın geliştirilmesi konusunda ciddi artı değerler sağlandığını söyledi. Çörek otunun insan sağlığına çok faydalı olduğunu belirten Hamit Aygün, Keles’te üretilen tohumların çoğunun yurtdışına ihraç edildiğini ifade etti. Harmancıklı çiftçilere dağıtılan 1600 kilo tohumdan 55 çiftçinin yararlanacağını ve 1600 dönümün tamamen ekilmiş olacağını dile getiren Aygün, üründen hasat sezonunda çiftçinin 4 milyon TL’nin üzerinde gelir elde edeceğini anlattı. Türkiye’nin çörek otu üretiminin 6 bin 500 ton civarında olduğunu söyleyen Aygün, Bursa’da ise toplam 180 ton civarında üretim gerçekleştiğini, Harmancık’ta yapılacak hasatla birlikte bu rakamın 300 tona ulaşacağını ifade etti. Aygün, girdi maliyetleri artmasına rağmen üretim azmini kaybetmeyen çiftçiyi tebrik etti.
Harmancık Belediye Başkanı Yılmaz Ataş, geçtiğimiz yıllarda 12 bin kök ayva fidanı dağıttıklarını, şimdi de 1600 kilo çörek otu tohumu dağıtarak çiftçiye destek olmayı sürdürdüklerini anlattı. Ataş, destekleri nedeniyle Bursa Büyükşehir Belediyesi ve HAGEL ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’ne teşekkür etti. Harmancık Kaymakamı Furkan Tuna, Harmancık bölgesinin çok değerli ve insanlarının azimli olduğunu anlattı. Küçük yatırımlarla büyük işler yapılabileceğini söyleyen Tuna, çiftçilerin talebini karşılamak adına her zaman desteğe hazır olduklarını ifade etti.
Konuşmalarından ardından ‘protokol üyeleri tarafından’ çiftçilere çörek otu tohumları teslim edildi.