Etiket: çiftçi

  • CHP’li Sarıbal: İktidar üreticiye yalan söyledi

    CHP’li Sarıbal: İktidar üreticiye yalan söyledi

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, hükümet yetkililerinin pandeminin başladığı tarihte çiftçiye “üretin, ürününüz tarlada kalmaz gerekirse devlet alır” dediğini belirterek, “Onlar söz verdi, çiftçi gereğini yaptı. Çiftçi sözünü yerine getirdi ama ikisi sözünü tutmadı. Çiftçinin tarlada, depoda kaldı. Şu anda patates depolarda çürüyor. Hükümet halka sözünü tutmamıştır, halka yalan söylemiştir” dedi.

    Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Covid-19 tedbirleri nedeniyle yeni yasaklar uygulanmaya başlandığını, marketlerin açık olduğunu ama halk pazarlarının kapalı kalacağını hatırlatarak, bu kararın yeniden gözden geçirilmesini istedi. Sarıbal, “Yüzbinlerce pazarcı var bu ülkede. Pazarcılar tezgahlarını açamazsa yeterli tarım ürünü satılamayacak, ürün fiyatları daha da artacak, çiftçi hallere daha az ürün göndermek zorunda kalacak. Pazarcıların mutlaka tezgahlarını açmasını sağlamak lazım. Pazarlar açık hava ve sosyal mesafe korunabilir. Pazarlardaki risk marketler kadar yüksek değil” diye konuştu.

    AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1. Su Şurası tanıtımında bazı rakamlar vererek tarımın çok iyi durumda olduğunu savunduğunu hatırlatan Sarıbal, rakamları eğip bükerek gerçeklerin gizlenemeyeceğini belirterek, şöyle devam etti:

    Devletin rakamları

    “Size Devlete ait bazı rakamları açıklamak isterim. AKP iktidarları döneminde, 35 milyon tarım alanı üretimden çıktı. Aynı dönemde 654 bin çiftçi üretimden ayrıldı. AKP öncesinde tarımın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı %10.2 iken 2020 yılında bu oran %6.6’ya düştü. Olması gereken tarımsal hâsıla 515 milyar iken bugün 333 milyar lira. 2002 yılında tarım sektörünün istihdam içindeki payı %35 ve 7.5 milyon insan tarımda çalışıyordu. 2020 yılında ise tarımın istihdam içindeki payı %18’e, çalışan sayısı ise 4.7 milyon kişiye düştü. AKP döneminde tarım sektöründe çalışan 2 milyon 700 kişi işsiz kaldı. AKP iktidara gelmeden önce 2002 yılında 2 milyon 600 bin çiftçinin sadece bankalara olan borcu 2 milyar 400 milyon lira iken 2020 yılında çiftçi sayısı 2 milyon 100 bine düştü. Çiftçinin borcu ise 134 milyar liraya çıktı. Yani verilen destek işe yaramamış, destek değil köstek olmuş. Çünkü verilen desteğin bir amacı olur. Çiftçinin refahını arttırır. Yeni tarım planlaması sağlar. Verilen destekler bunların hiçbirini sağlamamış durumda.

    Üreterek kaybetme modeli

    AKP Türkiye’ye yeni bir model getirdi. Üreterek kaybeden, zarar eden, çöken, göç eden, üretirken yoksullaşan, zengin topraklarda kendi toprağının bekçisi olan yeni bir model. Bu modelin adın AKP üretmez, ithal eder modeli. Bu kadar acımasız bir model.”

    Çiftçinin Tarım Kredi Kooperatifi’ne olan borçlarının Covid nedeniyle ertelenen haciz işlemlerinin 1 Nisan 2021 tarihi itibariyle yeniden başlayacağını hatırlatan Sarıbal, “Haciz işlemleri Covid nedeniyle ertelenmişti. Covid bitti mi? Bitmedi. Daha da şiddetlenerek sürüyor. Bu mevsimde çiftçi hangi üründen para kazanacak da borcunu ödeyecek? Gübre %80 zam aldı. Dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor çiftçi. Tarım ilacı derseniz her gün zam geliyor. Elektrik son iki yılda %110 zam aldı. Su fiyatı son iki yılda %100’ün üzerinde arttı. Bu koşullarda çiftçi borçlarını nasıl ödeyecek?” görüşlerini dile getirdi.

    173 büyük firmanın milyarlarca liralık borçlarının yapılandırıldığını ama üretim yapan çiftçinin borçlarının bir türlü yapılandırılmadığını belirten Sarıbal, “Çiftçiye ne haliniz varsa görün deniliyor” dedi.

     

     

  • Sarıbal: Reform paketinde çiftçi yok gözden çıkarılmış

    Sarıbal: Reform paketinde çiftçi yok gözden çıkarılmış

    Ekonomide Reform Paketi’ni değerlendiren CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, “AKP’nin gündeminde çiftçinin, tarımın olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Pandeminin başında açıklanan İstikrar Kalkanı Paketinde çiftçiye 1 kuruş bile destek vermeyen AKP yönetimi son açıkladığı Reform Paketi’nde de yine çiftçiye bir kelime bile yer vermemiş. AKP tarımı da çiftçiyi de gözden çıkarmış” dedi.

    AK Parti’nin 19 yıllık iktidarı döneminde 23 farklı ekonomi paketi açıkladığını kaydeden Sarıbal, “Açıklanan paketlerin ülke ekonomisine bir katkısının olmadığının farkındayız. Ama kâğıt üstünde bile olsa çiftçinin açıklanan paketlerden dışlanması bize AKP için çiftçinin yok hükmünde olduğunun en bariz göstergesi” diye konuştu.

    Sarıbal, konuya ilişkin şu görüşleri dile getirdi:

    “Geçen yıl pandeminin başında, ülkelerin tarımsal üretimin önemine vurgu yaparak çiftçisine destek olduğu bir dönemde, bütün kesimlere destek amacıyla ‘İstikrar Kalkanı Paketi’ açıklandı. Çiftçiye 1 kuruş verilmedi. Şimdi de Ekonomide Reform Paketi açıkladılar yine çiftçi yok.

    AKP döneminde tarım tam bir çöküş yaşarken, iki yıldır uygulanmakta olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ise tarımdaki veriler daha da kötüleşmeye başladı. Tarım Bağ-Kur’lu sayısı Haziran 2018 tarihinde 690 bin kişi iken 147 bin kişi azalarak Aralık 2020 tarihinde 547 bin kişiye düştü. Yine aynı dönemlerde tarımda çalışan sigortalı 47 bin kişi iken bugün 31 bin kişiye düştü.

    Tüm bunlar yetmezmiş gibi çiftçinin Haziran 2018 tarihinde bankalara borcu 96,9 milyar TL iken 33,6 milyar lira artarak 130,5 milyar liraya ulaştı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde çiftçinin borcu %32 arttı.

    Çiftçi üretimden çıkıyor

    Çiftçi üretimden kaçıyor, köyünü, tarlasını terk ediyor, borcu artıyor buna karşın AKP döneminde ithalat rekorları hız kesmiyor. Canlı hayvandan, buğdaya, arpa, mısır, pamuk, soya, mercimeğe kadar ülkemizde üretilmesi mümkün tüm ürünlerde ya dünya rekoru kırıyoruz ya da Cumhuriyet döneminin ithalat rekoru kırıyoruz.

    Çiftçi hayatından memnunsa neden çiftçiliği bıraksın, para kazanıyorsa neden kredi kullansın. Çiftçi borç ve hacizlerle boğuşurken açıklanan son pakette çiftçinin sorununa yönelik tek bir çözüm yok.

    Bunun adı şudur; AKP ve Saray Rejimi ülke tarımını, ülke çiftçisini gözden çıkarmış. Ama anlamadıkları şey şu, düne kadar üretmek yerine daha ucuz diye ithalatı önemsiyorlardı. Devletin kaynakları ithalata akıtılıyordu. Ama şimdi ithalat üretmekten daha pahalı. Örneğin daha yeni Toprak Mahsulleri Ofisi mısır ithalatı için ihaleye çıktı. Çiftçiden tonunu 1350 liradan aldıkları mısırı şimdi 1800 liradan dışarıdan almaya çalışıyorlar. Buna rağmen çiftçiye gereken desteği vermiyorlar. Açıkladıkları “Reform”larda çiftçinin adını bile anmıyorlar.”

    Bakan başarısızlığını övgülerle kapatmaya çalışıyor

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin “Türkiye açısından her yüzyılın bir lideri vardır. Bu yüzyılın lideri de Recep Tayyip Erdoğan’dır” açıklamasını da eleştiren Sarıbal, “Tarım Bakanı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi dedikleri tek adam keyfi yönetiminde tarımda yaşanan başarısızlığı örtmek için Erdoğan’a övgüler düzüyor ama tarımdaki çöküş bu övgülerle kapanmayacak kadar büyük” dedi.

  • Çiftçilere önce eğitim sonra fidan

    Çiftçilere önce eğitim sonra fidan

    Bursa’da kırsal kalkınmanın sağlanması için fide ve fidan dağıtımı yaptığı çiftçileri, Büyükşehir Çiftçi Akademisi’nde doğru üretim teknikleri konusunda bilgilendiren Büyükşehir Belediyesi, artık fidan talebinde bulunan çiftçilere önce eğitim, sonra fidan verecek.

    Tarımsal kalkınma hedefiyle yüksek verimli hayvan ırklarının temini, kaliteli fide, fidan ve tohumluk dağıtımı, ekipman destekleri başta olmak üzere her alanda çiftçilerin yanında olan Büyükşehir Belediyesi, Tarım A.Ş. aracılığıyla çiftçi eğitimleri konusunda da önemli bir adım attı. Bursa’nın üzümsü meyveler alanında lider konuma gelmesi ve çiftçilerin katma değeri yüksek ürün üretimi konusunda desteklenmesi amacıyla Tarım A.Ş. tarafından 2018 yılında başlatılan “Kaliteli Ahududu Yetiştiriciliği Projesi” ve “Yaban Mersini Yetiştiriciliği Projesi” kapsamında bugüne kadar çiftçilere 650 bin adet fide ve fidan desteği sağlandı. Bu desteği artırarak her yıl 1,5 milyon fide ve fidan desteği sağlamayı hedefleyen Tarım A.Ş., elde edilen ürün miktarı ve ürün kalitesinin artırılması amacıyla çiftçilerin eğitimi için de önemli bir projeyi başlattı.

    Çiftçi Akademisi

    Fide ve fidan desteğinin yanında eğitim ve örnek uygulamalarla çiftçileri en doğru şekilde yönlendirmeyi amaçlayan Tarım A.Ş., “Büyükşehir Çiftçi Akademisi” çatısı altında eğitim faaliyetlerine başladı. İlk aşamada önceki dönemlerde Tarım A.Ş.’den fide ve fidan desteği alan tüm çiftçiler eğitimden geçiriliyor. Fidanın özellikleri, toprağın besin değerleri, doğru gübreleme ve ilaçlama gibi üretimin her alanında bilgilendirilen çiftçilere, eğitim sonunda katılım belgesi veriliyor. Önümüzdeki süreçte ise eğitimler, daha fidanlar dağıtılmadan yapılacak. Fidan talebinde bulunan çiftçiler, önce eğitilecek, ardından da fidan desteği sağlanacak. Bu süreçte çiftçilere yaban mersini yetiştiriciliğinin yanı sıra ahududu, çilek, lavanta, gojiberry yetiştiriciliği konusunda da eğitimler verilecek.

    Eğitim sürecini başarıyla tamamlayan çiftçilere katılım belgelerini dağıtılan Tarım A.Ş. Genel Müdürü Fetullah Bingül, “Verimli tarım arazilerine sahip olan kentimizin kıymetini biliyoruz ve ona hak ettiği değeri verebilmek için canla başla çalışıyoruz. Fidan temininden, eğitimlerin verilmesine ve oradan ürünün pazarlanmasına kadar tüm süreçlerde çiftçimizin yanındayız. Gerek eğitim faaliyetleri, gerekse de fidan destekleri konusunda çiftçilerimiz bizimle kolaylıklı temasa geçebilirler” dedi.

  • CHP’li Sarıbal: Büyüyen tarım değil çiftçinin borcu

    CHP’li Sarıbal: Büyüyen tarım değil çiftçinin borcu

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi, 2020 yılında %4.8 büyüyen tarım kesimi ile ilgili “Pandemi koşullarına rağmen üretim yapan çiftçi sayesinde tarımda bir büyüme görülüyor ama bu büyümenin ne üreticiye ne tüketiciye faydası yok. Çiftçinin son bir yılda borcu 21 milyar arttı. Büyüyen çiftçinin geliri değil, borcu” dedi.

    TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020 yılı büyüme rakamlarını değerlendiren Sarıbal, tarımda %4.8’lik büyüme yaşandığını, 2020 yılında tarımsal hasılanın ise 277 milyar liradan 333 milyar liraya yükseldiğini hatırlattı. Sarıbal, “2003 ile 2020 yılları arasında tarım sektörünün ortalama büyümesi %2.75 oldu. Bu açıdan bakınca 4.8’lik büyüme önemli. Ancak tarımsal hasıla TL bazında büyürken dolar bazında azaldı. 2019 yılında 48,9 milyar dolar olan tarımsal hasılamız 2020 yılında 2,5 milyar dolar azalarak 46,4 milyar dolara geriledi” diye konuştu.

    Pandemi sürecinde Tarım ve Orman Bakanının çiftçiye “bir karış boş yer kalmasın, gerekirse devlet ürününüzü alır” dediğini ve çiftçinin ürettiğini belirten Sarıbal, şunları söyledi:

    Çiftçi de tüketici de kaybetti

    “Çiftçi sözünü tuttu. Hükümet yetkililerine inandı ve güvendi. Ekimini yaptı ve fazla da üretti. Ürettiği için cezalandırılan bir çiftçi kesimiyle karşı karşıyayız. Bir yılda gübreye verilen para yüzde 60 ile 80 arasında artmış. Yem fiyatları yüzde 60 artmış. İlaç yüzde 30 ile 50 arasında artmış. Tohum yüzde 30 artmış. Yani üretim kalemlerinin tümü artmış.

    Bu büyüme, artan girdi maliyetlerine rağmen üreten çiftçinin sağladığı bir büyüme. Ama çiftçimiz pandemide bile ürününden para kazanamadı. Bakınız patates üreticileri perişan. Kilosunu 1.5 liraya mal ettiği patatesi 80 kuruşa, yanı zararına bile satamıyor. Soğanda da durum aynı. Oysa hükümet TMO ve Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla bu ürünleri çiftçiden alıp değerlendirebilir. 12 Eylül askeri darbesi sonrası kurulan cunta hükümeti bile soğanı elinde kalan çiftçilerin soğanını almak için karar almıştı. Mevcut AKP yönetimi ise maalesef çiftçilerin sorunlarına duyarsız.

    Çiftçi üretti ama üretirken de borç batağına saplandı. Nitekim çiftçi borçları son bir yılda 21 milyar lira arttı. Öyleyse bu büyümenin çiftçiye bir yararı olmadığı ortadadır. Çiftçi kazanamadı, artan gıda enflasyonunun da gösterdiği gibi daha pahalı gıda alan tüketici de bu büyümeden yararlanmamış görünüyor. Yani hem çiftçi kaybetti hem tüketici. Bir büyüme var ama ne çiftçiye yaramış ne de tüketiciye yaramış.”

    Zeytin üreticisi yardım eli bekliyor

    CHP’li Sarıbal, basın toplantısında, 23-25 Ocak 2021 tarihleri arasında Ege Bölgesinde etkili olan soğuk havalar nedeniyle Bursa başta olmak üzere birçok ilde zeytin bahçelerinin zarar gördüğünü aktardı. Zeytin üreticilerinin ciddi bir ürün kaybıyla karşı karşıya olduğunu hatırlatan Sarıbal, “Bahçeleri gezdik. Bazı zeytin ağaçları tamamen kuruma riski ile karşı karşıya. 2020 ürünlerinden para kazanamayan üreticinin 2021 yılında ciddi bir ürün kaybı yaşayacağı anlaşılıyor. Yetkililerin derhal bölgede gereken incelemeleri yaparak, üreticiye destek olması gerekiyor. Çiftçilerin acilen borçlarının derhal faizsiz ertelenmesi. Yetmez borç faizlerinin silinerek, kalan borçlarının da uzun döneme yayılacak şekilde yapılandırılması gerekiyor. Çiftçilerin bahçelerinin bakımlarını yapmaları, üretime devam etmeleri için de parasal desteğe ihtiyaçları var. Sattıkları ürünlerin primleri arttırılabilir. Ucuz kredi imkanı tanınabilir. Ama bunların da biran önce yapılması şart” görüşünü dile getirdi.

  • Çiftçiye gübre ve hububat desteği üreticinin yüzünü güldürdü

    Çiftçiye gübre ve hububat desteği üreticinin yüzünü güldürdü

    Gübre ve hububat desteklemelerinin arttırılması üreticinin yüzünü güldürdü.

    Mustafakemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Aydemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başta gübre olmak üzere buğday, arpa ve çavdar gibi ürünlerde çiftçiye desteğin arttırılmasına yönelik sözlerini memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Başkan Aydemir, gübre desteklerinin iki katına çıkartılması ayrıca buğday, arpa, çavdar gibi hububat ürünlerinde dekar desteğinin 16 TL’ye yükseltilmesini değerlendirdi.

    Yerli üretimin daha çok önem kazandığı salgın döneminde tarımsal üretimin sekteye uğratılmaması gerektiğini, bu dönemde ithalatın pahalı hale geldiğini, para olsa da ürün bulmanın zorlaştığını vurgulayan Aydemir, “Üre gübresi fiyatında Aralık ayından bu yana yüzde 30,4’lük, geçen yılın Ocak ayına göre ise yüzde 70’lik bir artış yaşandı. Geçen yıl Ocak ayında tonu bin 765 TL, Aralık ayında tonu 2 bin 300 TL olan üre gübresi bugün 3 bin TL’den satılıyor. Diğer gübrelerden amonyum nitrat (yüzde 26) fiyatı aylıkta yüzde 17,9, yıllıkta yüzde 63,4, kompoze gübre (20.20.0) fiyatı ise aylıkta yüzde 16,2 ve yıllıkta yüzde 54,8 arttı. Artan gübre fiyatlarına karşın çiftçiye gübre desteğinin iki katına çıkartılması olumlu bir gelişmedir” dedi.

    Son dönemde tarımsal girdi fiyatlarındaki artışın üreticiyi endişelendirdiğini kaydeden Mustafakemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Mehmet Aydemir, “Gübre tarımsal üretimdeki en önemli girdilerden biridir ve üretimi yüzde 50’ye kadar artırabilmektedir. Yoğun gübre kullanımının başlayacağı önümüzdeki günleri düşünerek, üretimin aksamaması için artan gübre fiyatlarına acilen müdahale edilmesi gerekiyordu. Cumhurbaşkanımız, gübre desteklerini küresel emtia fiyatlarında yaşanan gelişmeleri göz önünde bulundurarak yüzde 100 artışla iki katına çıkartacaklarını açıkladı. Ayrıca buğday, arpa, çavdar gibi hububat ürünlerinde dekara 8 TL olan destekte 16 TL’ye yükseltilecek. Organik gübre kullanan üreticilerimize dekara 10 TL olan destekleme ödemesi de dekara 20 TL olarak artacak. Bu destek ödemeleri çiftçilerimizin kaynağa en çok ihtiyaç duydukları ilkbahar döneminde hesaplarına yatırılacak” diye konuştu.

  • 69 çiftçiye 10 bin badem fidanı dağıtıldı

    69 çiftçiye 10 bin badem fidanı dağıtıldı

    Kırsal kalkınmaya yönelik desteklerine bir yenisini daha ekleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi, dağ ilçelerinden Keles’te 69 çiftçiye toplam 10 bin badem fidanı dağıttı.

    Bursa’da kırsal kalkınmanın sağlanması hedefiyle yüksek verimli hayvan ırklarının temini, kaliteli fide, fidan ve tohumluk dağıtımı, ekipman destekleri başta olmak üzere her alanda çiftçilerin yanında olan Büyükşehir Belediyesi, üreticileri desteklemeye devam ediyor. Bursa’nın en fazla göç veren dağ ilçelerinden Keles’te 69 üreticiye 10 bin badem fidanı dağıtıldı. Bursa’da badem üretiminde Karacabey’in ardından ikinci sırada yer alan Keles’te bu fidanlarla yaklaşık 337 dekar alanda daha badem üretimi yapılmış olacak. Fidan maliyetlerinin yüzde 70’inin Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılandığı projede, fidanlar törenle çiftçilere teslim edildi. Fidan dağıtım törenine Keles Kaymakamı Kübra Teymur, Bursa Tarım İl Müdürü Hamit Aygül, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Süleyman Çelik, Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin ve üreticiler katıldı.

    Hedef göçü önlemek

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Süleyman Çelik, kırsal kalkınmanın sağlanabilmesi amacıyla bugüne kadar hayata geçirdikleri projelere bir yenisini daha eklediklerini söyledi. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kırsala destek vermeye devam edeceklerini dile getiren Çelik, “Kırsaldan kente göçün önlenmesi, kırsalda yaşayanların gelir kaynaklarını çeşitlendirilmesini hedeflediğimiz bu projelerin bölgemize yararlı olacağını düşünüyorum. Bugün de 69 çiftçimize verdiğimiz 10 bin fidanla 337 dekar alan badem fidanlığı olacak. Katkı veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.

    Bursa’da badem üretiminde Karacabey’in ilk sırada yer aldığını dile getiren Tarım İl Müdürü Hamit Aygül de Keles’in ikinci sırada olduğunu ve dağıtılan bu fidanların meyve vermesiyle birlikte Keles’in bu alanda çok daha bir konuma gelebileceğini söyledi.

    Keles Belediye Başkanı Mehmet Keskin, çiftçiye destekleri nedeniyle Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti ve ilçe ekonomisine katkı sağlaması için çiftçilerden fidanlara çok iyi bakmalarını istedi.

    Konuşmaların ardından protokol üyeleri, badem fidanlarını çiftçilere dağıttı.

  • Bursa Orhaneli’de 5 çiftçiye bamya dikimi proje desteği sağlandı

    Bursa Orhaneli’de 5 çiftçiye bamya dikimi proje desteği sağlandı

    Bursa’nın Orhaneli ilçesinde 5 çiftçiye bamya dikimi proje desteği sağlandı.

    Proje kapsamında farklı mahallelerde oturan 5 çiftçiye, konusunda uzman personel tarafından Orhaneli İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde seminer verildi.

    Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı’nın 2021 yılı yayım faaliyeti kapsamında Orhaneli Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik personeli tarafından hazırlanan “Kurutmalık Bamya Projesi” Bakanlık tarafından onaylanarak yüzde yüz hibe destekli 5 çiftçiye 1’er dekar dikilmek üzere bamya tohumları verilecek. Bu kapsamda çiftçiye ön bilgi amaçlı seminer düzenlendi.
    İlçe bamya ile kalkınacak

    Seminere katılan Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden Dr. Kutay Çoşkun Yıldırım çiftçiyi bilgilendirme toplantısının çok faydalı olduğunu belirterek, “Üreticilerimize ve bölge halkının da bamya ile kalkınmasını hedeflemekteyiz. Kurutmalık bamyada özellikle normal üretimde taze olarak ağırlığa baktığımızda dönümde minimum 1 ile 1,5 ton ürün alınabiliyor. Eğer biz düzgün bir şekilde bakımını gübrelemesini yaparsak 2,5 tona kadar üretimi çıkartabilmekteyiz. Kurutmalık olarak bamyanın kilosu şu anda 200 tl ile 250 tl arasında değişmekte. Buda küçük arazilerde özellikle birim alandan daha yüksek oranlarda gelir sağlıyor. Projede kullanılacak tohumlar Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne ait geliştirdiğimiz Yalova Marmara 1 çeşidimizdir. Projemizin sonunda inşallah bölge halkına faydalı bir gelir kaynağı sağlamış oluruz” dedi.

    Orhaneli Tarım ve Orman İlçe Müdürü Yasin Günhan ise “Köylümüz ve çiftçimizin kalkınması için teknik personelimizle beraber çalışarak ortaya çıkartmış olduğumuz projelerimizin Bakanlığımız tarafından onaylanmasının ardından hemen seminerler ve uygulamalarla çiftçimizin her zaman olduğu gibi bugünde yarında yanlarındayız. Daha öncede yaban mersini, ahududu, Trabzon hurması gibi projelerimizin ardından şimdide bamya tohumu hibe desteğiyle çiftçimizi bilgilendirdik. Günümüzde yaş bamyanın kilosunun 20 TL, kuru bamyanın kilosunun 200, 250 olduğunu göz önüne aldığımızda bu ürünün çiftçilerimiz için yararlı olacağını düşünüyoruz. İnşallah ilçemize yeni bir ürün yeni bir gelir kapısı olur” diye konuştu.

  • 80 yaşında gençler taş çıkartıyor

    80 yaşında gençler taş çıkartıyor

    Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde çiftçilik yapan 80 yaşındaki Cemalettin Sevinç, çalışkanlığı ile gençlere taş çıkartıyor.

    İleri yaşına rağmen bütün işlerini kendisi gören Cemalettin Sevinç, her yıl onlarca dönüm tarlayı tek başına işleyererek mahsûlünü yine kendisi topluyor. İlçeye 45 kilometre mesafadeki kırsal Çiviliçam Mahallesi’nde ikamet eden 3 torun sahibi Cemalettin Sevinç, tarım takvimine göre üreticilerin yulaf ektiği bugünlerde 40 dönüm tarlayı yalnız başına ekerek, çalışkanlığı ile gençlere örnek oluyor.

    Orhaneli sınırındaki 125 nüfuslu kırsal Çiviliçam Mahallesi’nde gençlik yıllarında bahçe ve tarla işlerinde çalışarak dinç kaldığını ifade eden Sevinç, daha çok hayvan yemi olarak kullanılan çavdar ve yulaf gibi kuru tarım bitkisi yetiştirdiklerini söyledi.

    “İşleyen demir ışıldar” diye konuşan 80 yaşındaki Cemalettin Sevinç, “ Orman köyünde yaşıyoruz. Bu bölgenin havası temizdir. Gençken, tarlamızı, bahçemizi ekip biçerdik. Bu yaşımızda hâlâ çalışmaya devam etmek beni daha dinç tutuyor. Beslenmeme dikkat ediyorum ve sıhhatli kalmaya çalışıyorum. Boş zamanlarım da köylülerimizin yardımına koşuyorum. Tarlada çalışan varsa elimden geldiği kadar onlara destek oluyorum. Makineden ziyade eski usul ürünümüzü eker, gübremizi atarız. Allah sağlık verdikçe işimize devam edeceğiz” dedi.

    Çiviliçam Muhtarı Özcan Aydemir’de Cemalettin Sevinç’in köyün en yaşlılarından olduğunu söyleyerek, “Bütün köylüler onu çok sever. O da hiçbir zaman boş kalmaz. Herkese yardımcı olur, kendi işini kendi görmeyi sever” diye konuştu.

  • Çiftçiler için tehlike çanları çalıyor

    Çiftçiler için tehlike çanları çalıyor

    Dünya bir yandan Covid-19’la mücadele ederken bir yandan da kuraklıkla mücadele ediyor. Yağışların olmaması nedeniyle çifti suya hasret kaldı. Bursa’nın İnegöl ilçesinde buğday daha yetişmeden yüzde 40 fire verdi.

    Kuraklık bir yandan Havaların sıcak gitmesi herkesi tedirgin ediyor. Buğday tarları suya hasret kaldı. Çiftçiler ise bu doğal affet karşısında elleri kolları bağlı bekliyor. Bazı çiftçiler buğdaydan bekledikleri alamayınca yeniden tarlalarını sürerek ekim yaparken kimi ise ekmekten vazgeçti.

    İnegöl’de çekilen görüntülerde her şeyi ortaya koymaya yetti. İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, “Bu mevsimde en çok buğdaylar etkilenmiş durumda kuraklıktan dolayı. İnegöl’de 80 bin dekarlık bir buğdayımız var böyle giderse büyük bir sıkıntı yaşayacağımız kesin. Şuanda bile buğdayda yüzde 40 civarında bir fire var aşırı kuraklıktan dolayı. Hatta bazı çiftçilerimiz buğday tarlalarını sürdü bile ya bir daha ekecek yada önümüzdeki seneye ay çekirdeğine bırakacak. Saman fiyatların yüksek olması aşırı derecede buğday ekimine yöneltmişti çiftçiyi bu senede böyle bir kuraklıkla karşı karşıyayız. Bundan sonra olan oldu şimdi bundan sonra inşallah bol yağmur ve kar bekliyoruz. Görüyorsunuz karşımız Uludağ orada bile doğru düzgün kar yok normal şartlarda geçen yol hem burada hemde dağlarımız karla kaplıydı ama bu yıl yok. Ben doğdum doğalı ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Barajlar göletler dereler bomboş kaldı. Allah sonumuz hayretsin. Bu yıl yağışlar olsaydı buğdaydaki geçen sene ki rekoru geçeceğimiz tahmin ediyorduk ama maalesef yüzde 40 civarında bir zarar gözüküyor şuanda İnegöl’de” diye konuştu.

    Çelik havaların sıcak etmesi nedenliye bazı meyve ağaçlarında çiçek açtığını belirterek, “Göletler boş, yeraltı suları azalıyor bahardan itibaren tüm ürünler bunlardan etkilenecek. Böyle giderse bir felaket olur. İnşallah Rabbim en kısa sürede bol bereketli kar yağmur gönderir. İnegöl’de 140 bin dekarlık alanda meyve üretimi de yapılıyor bu sıcaklarda meyvelerinde uyanmaya gittiğini görüyoruz buda başka bir tehlikenin boyutu” dedi.

  • CHP’li Sarıbal: 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl oldu

    CHP’li Sarıbal: 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl oldu

    CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, pandemi sürecinde bütün dünyanın çiftçilerini desteklediğini vurgulayarak, “Bizim ülkemizde 2020 yılı çiftçi için kara bir yıl olarak hatırlanacak” dedi.

    TBMM’de düzenlediği basın açıklamasında tarımın sektörünün 2020 yılı için kısa bir değerlendirme yapan Sarıbal, pandemi sürecinde gıda arzında bir sorun yaşanmaması için bütün ülkelerin tedbirler geliştirdiğini ve tarım kesimine büyük destekler verdiğini aktararak, pandemi sürecine rağmen AK Parti hükümetleri döneminde uygulanan yanlış tarım politikalarının 2020 yılında da sürdürüldüğünü kaydetti.

    Sarıbal, “2020 yılı çiftçi için çöküş yılı, ithalat lobileri için kazanç yılı, AKP için de bir süreci yönetememenin tarihsel dökümü oldu” dedi.

    Çiftçi üretti, ürün tarlada kaldı

    2020 yılının başında soğan ve patateste, bahar aylarında ise limonda kısıtlama kararı alan AK Parti iktidarının üreticiyi zor durumda bıraktığını kaydeden Sarıbal, “Kararlar nedeniyle Çorum ve Ankara başta olmak üzere birçok ilde soğan çürümeye terk edildi. Limon dalında kaldı” dedi.

    AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin pandemi sürecinde çiftçiye “Üretin. Tek karış yer boş kalmasın, gerekirse ürününüzü biz alırız” dediğini hatırlatan Sarıbal, “Çiftçi üretti ama ürünü tarlada kaldı. Domates, biber, patates tarlada kaldı. Ama ‘üretin gerekirse ürününüzü devlet alır’ diyenler ses çıkarmadı. AKP Genel Başkanı ‘ambarın anahtarı kimin elindeyse güç de onun elinde olur’ demişti. Yine ‘tarım milli savunma kadar stratejiktir’ demişlerdi. Ama pandemi sürecinde çiftçiye gereken desteği vermediler” dedi.

    Afet yılı

    2020 yılında 70’ten fazla ilde iklim değişikliklerinden kaynaklı doğal afetler yaşandığını kaydeden aktaran Sarıbal, Türkiye’de doğal afetlerden kaynaklı çiftçi kayıplarını telafi edecek bir mekanizma bulunmadığını, çiftçinin oluşan zararlarının karşılanmadığını kaydetti. Sarıbal, ciddi bir kuraklık sorunu yaşandığını ama bu konuda herhangi bir plan, program yapılmadığını da söyledi.

    Tarım ekim alanlarındaki daralmanın, buna bağlı olarak çiftçi sayısı ve tarımdaki istihdamın 2020’de de düşmeye devam ettiğini kaydeden Sarıbal, artan nüfusa rağmen tarımsal yeterli tarımsal üretimin gerçekleşmediğini anlattı.

    Sıfır gümrükle ithalat

    Üretimin arttırılmasına dönük politika geliştirmek yerine AK Parti’nin ithalatı öncelediğini ifade eden Sarıbal, “2020 yılı ithalat kararlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine ‘kara yıl’ olarak geçecek bir yıldır” dedi. “Tarım Bakanı çıkıyor ve La Fontaine’den masallar okuyor. ‘Her şey çok güzel. Hiçbir problemimiz yok. Dünyanın en iyi ülkelerinden bir tanesiyiz’ diyor. Ama üstü üste gümrük indirimleri yapılıyor” diyen Sarıbal, 3 Nisan’da, 18 Nisan’a, 5 Ağustos’ta, 21 Ağustos’ta, 21 Ekim’de, 5 Kasım’da, 25 Kasım’da, 17 Aralık’ta ve son olarak 23 Aralık’ta alınan kararlarla buğday, arpa, mısır başta olmak üzere birçok tarım ürününde gümrüklerin ya sıfırlandığını ya da minimize edildiğini söyledi. Sarıbal, “Tüm dünya özellikle stratejik ürünlerde buğday, ayçiçeği, mısır, soya gibi temel ürünlerde kısıta gitti, stoklarını korudu. Covid-19 nedeniyle tedbir aldı. Biz ise elimizde ürün olmadığını biliyorduk. Bunun için gümrük duvarlarını indirmeye başladık. Tarım dış ticaretinde dışa bağımlı olduğumuzu bir kez daha paylaşmak isterim” diye konuştu.

    Çiftçi borcu dağları aştı

    Çiftçiye verilmesi gereken desteklerin verilmediğini ve Tarım Kanunun yürürlüğe girdiği 2007 yılında bugüne çiftçinin 211 milyar TL alacağı bulunduğunu aktaran Sarıbal, gerekli desteği almayan çiftçinin borç yükü altında ezildiğini söyledi. Sarıbal, “Çiftçinin borcu dağları aştı. 2002 yılında 2,6 milyon çiftçimizin resmi borcu yaklaşık 2,5 milyar TL iken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 2020 Eylül ayı verilerine göre, 2 milyon 83 bin çiftçinin bankalara borcu 128 milyar TL borcu var. Çiftçinin borcu 53 kat artmış. Çiftçilerin, Tarım Kredi Kooperatifine ise 12 milyar TL olan borcu ve özel sektör borçları dahil edildiğinde 180 TL’ye yakın borcu bulunmaktadır” dedi.

    Sarıbal, sözlerini şöyle tamamladı:

    “İktidar bitkisel üretimi arttırdığın söylüyor. Üretim yeterli ise neden bu kadar ithalat yapıyorsunuz? Yeterli düzeyde üretim yaptıysanız neden gümrükleri düşürüyorsunuz? 2002 yılında 66.4 milyon nüfusumuz vardı. Bugün sığınmacılarla beraber 87 milyon, turistleri de eklediğimizde günde 89 milyon insanın karnını duyurmak zorundayız. Üretim miktarı ve daralan ekim alanları dikkate alındığında Türkiye’nin hiçbir üretim kalemi Türkiye’nin temel ihtiyacını karşılama gücüne sahip değildir. Türkiye’nin stoku da yoktur.

    Kısacası AKP 2020 yılında da çiftçiye, doğaya, tarıma, üreticiye zarar vermiştir. Üretici 2020 yılını kara bir yıl olarak anımsayacaktır. Bu sarmaldan sağlam, planlı bir tarım politikasıyla çıkarız. Yeter ki yabancı şirketleri ve yandaş lobileri değil çiftçimizi ve halkımızı desteklemeyi öne alalım.”