Etiket: çiftlik

  • Hobisi mesleğine dönüştü

    Hobisi mesleğine dönüştü

    Çankırı’nın Eldivan ilçesinde yaşayan 34 yaşındaki Akif Metin, ilkokul döneminde hobi olarak öğrendiği çiftçiliği mesleği haline getirdi. Dedesinden miras kalan çiftlikte hayalini gerçekleştiren Metin’in özenle yetiştirdiği büyükbaş hayvanlara Türkiye’nin farklı illerinden talep gelmeye başladı. Mesleğinde kendini kısa sürede geliştiren Metin, çeşitli büyükbaş ırklarına gelen talepleri karşılamaya başladı. Metin, ürettiği büyükbaş hayvanları Türkiye genelindeki büyük çiftlikler ve firmalara gönderiyor.

    “Hobi olarak başladığım çiftçiliği ticarete çevirdim”

    Mesleğin dedesinden miras kaldığını kaydeden Metin, “Hayvancılık, bana dedemden miras kalan bir meslek. İlkokul yaşlarımda hobi olarak başladığım çiftçiliği ticarete çevirdim. Hayvanları burada beslerken gerçekten çok mutlu oluyorum. Aynı şekilde benden hayvan alanlar da bu sevince ortak oluyorlar. Hayvanları sevmeyen insanlar bu tozun, toprağın içinde duramazlar. Ben de işi severek en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Burada büyükbaş hayvancılıkla uğraşıyorum” dedi.

    “Türkiye genelindeki büyükbaş besi çiftliklerine ve çeşitli firmalara gönderiyorum”

    Satın aldığı buzağıları özenle yetiştirdiğini belirten Metin, “Daha çok, Çankırı’da üretilmiş olan kaliteli buzağıları çiftliğime alarak Türkiye genelindeki büyükbaş besi çiftliklerine ve çeşitli firmalara gönderiyorum. Genelde almış olduğumuz hayvanlar etçil ırklar, simental, limuzin, şarole üretimi yapılıyor. Erkekleri besicilere temin ediyorum, dişileri ise damızlık ayırıyorum. Türkiye genelinde damızlık isteyen üreticilere de burada temin ediyorum. Bu hayvanlar yaylalarda doğup yayalarda yetişen, dengeli sütlerini emen ve gelişimini hızlı sağlayan hayvanlar” diye konuştu.

  • Çiftliğe saldıran kurtlar 2 ineği yaraladı

    Çiftliğe saldıran kurtlar 2 ineği yaraladı

    İlçeye bağlı Büyüktuzhisar Mahallesi’nde meydana gelen olayda, aç kurt sürüsü 270 büyükbaş hayvanın bulunduğu çiftliğe girdi. Hayvanlar büyük panik yaşarken, kurtların saldırdığı 2 inek yaralandı. Saldırı anı güvenlik kamerasına yansırken, çiftlik sahibinin gelmesi üzerine kurtlar uzaklaştı.

  • Çiftlikte bulunan yem dolu depo alev alev yandı

    Çiftlikte bulunan yem dolu depo alev alev yandı

    Yangın, Nilüfer ilçesine bağlı Hasanağa Mahallesi üzerinde ki bir çiftlikte meydana geldi. Hayvan yemlerinin bulunduğu depoda dumanlar yükselmeye başladı. Kısa sürede alevlerin sarmasıyla yem balyaları tutuştu. Alevlerin hızla büyüdüğü gören çevredekiler durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine bölgeye gelen itfaiye ekipleri hızla müdahalede bulunurken, yangında korkutan can kaybı meydana gelmedi. Polis yangının neden çıktığını araştırıyor.

  • Başıboş köpekler şehrin merkezindeki çiftliğe saldırdı

    Başıboş köpekler şehrin merkezindeki çiftliğe saldırdı

    Yenişehir şehir merkezinde bulunan koyun çiftliğine giren köpekler koyunları telef ederken vatandaşlar ve hayvan severler bu duruma isyan ederek yetkilileri göreve davet etti.
    Hayvan üreticisi ve Televizyon programcısı Kemal Çığırdan, “ Bu son zamanlarda Yenişehir’de başıboş gezen sokak köpekleri özenerek aldığımız Texel koyunlarımıza saldırdılar. Sokak köpekleri tel örgülerle çevrili alana girerek koyunlarımızı parçaladılar. Sokağa vatandaşlar tarafından atılan köpekler toprağı kazarak tel örgüden içeri girmişler. Damızlık olarak aldığımız zor bulunan 6 Texel koyunumuzdan 4 tanesini öldürmüşler. Arkalıklarını yemişler. Boğazını sıkmışlar. Canımız yandı” diye konuştu.

    Hayvanseverlere seslenen Çığırdan, “ Birçok ülke dolaştım. Yurt dışında böyle sokaklarda başıboş gezen hayvan göremezsiniz. Barınaklar vardır. Yıl 2023 hala insanlar kuduz oluyor. Neden bu sokak hayvanlarından kaynaklanıyor. Bu hayvanları alıyorsunuz sonra bıkınca sokağa atıyorsunuz. Bu hayvanlar sizin çocuğunuzu da saldırabilir. Böyle hayvan savunuculuğu olmaz. Yetkililere de sesleniyorum. Bu işlere kesin çözüm bulun” dedi.

  • 8 civcivden 200 tavuklu çiftlik kurdular

    8 civcivden 200 tavuklu çiftlik kurdular

    Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde bir araya gelen 4 öğretmen hobi olarak baktıkları 8 civcivi çoğaltarak, şimdi 5 bin dönümlük alanda bin 200 tavuğa bakıyor.
    Yüksekova ilçesine 3 kilometre uzaklıktaki Güllüce köyünde 4 öğretmen bir araya gelerek tavuk çiftliği kurdu.

    Sivaslı Savaş Zengin, Diyarbakırlı Celal Bakıroğlu ve Yüksekovalı Fahrettin Vural ile Güven Güneç, hobi olarak başladıkları civciv işini büyüterek bin 200 tavukla ilçede bir ilki gerçekleştirdi. Temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan ilçede kendi girişimleriyle kurdukları çiftlikte bin 200 tavuğa bakan öğretmenler, birçok vatandaşa da örnek oldu.

    Okulların tatil olması nedeniyle Celal Bakıroğlu ve Savaş Zengin memleketlerine giderken, çiftlikle Yüksekovalı öğretmenler uğraşmaya başladı. Fahrettin Vural, “Dört kişi olarak bu işe 8 civcivle başladık, şu an toplam bin 200 tavuğumuz var. Sağ olsun Yüksekova Ziraat Odası Başkanı Perviz Bey’in yardımlarıyla bu işe girdik. Şu an 5 bin dönümlük arazide çiftliğimizi kurduk ve yakında yumurta üretimine de başlayacağız” dedi.

    Kurdukları doğal ortamda köy tavuğu beslediklerini söyleyen Yüksekovalı Kimya Öğretmeni Güven Güneç ise, 3 öğretmen arkadaşıyla hobi olarak baktıkları civcivler sayesinde çiftlik kurduklarını belirtti. Güneç, “5 bin dönümlük alanda bin 200 tavuğun bakımını yapıyoruz. İlk önceliğimiz tavukların yumurtlaması ve ondan gelir sağlamaktır. Daha sonra civciv üretimini sağlayacağız. Amacımız Yüksekova halkına daha verimli ve daha az maliyetli civciv ve yumurta satışı yapmaktır” ifadelerini kullandı.

    Öğretmenlerin kurduğu çiftliği inceleyen Ziraat Odası Başkanı Perviz Geçirgen, girişimci öğretmenlerin Yüksekova’da örnek teşkil ettiklerini belirterek, “4 öğretmen arkadaşımız inşallah diğer çiftçilerimize öncü olacaktır. Biz hem çiftçilerimize hem de bu arkadaşlarımızın üretim alanındaki girişimlerinin her zaman yanında olacağız. Oda olarak her yerde vurguladığımız gibi üreten bir Yüksekova için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.

  • “Permakültür çiftliği” sürdürülebilir tarımı yaşatıyor

    “Permakültür çiftliği” sürdürülebilir tarımı yaşatıyor

    Permakültür, hiçbir tarım ilacı kullanılmayan, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya katkısı bulunan sürdürülebilir tarım tekniği olarak biliniyor.

    Uludağ’ın güneybatı eteklerinde 750 rakımda 15 dönüm üzerine kurulu olan ve permakültür felsefesi benimsenen Belentepe Permakültür Çiftliği’nde, tıbbi ve aromatik bitkiler, mevsimine uygun meyve, sebzelerin yanı sıra üzüm bağları bulunuyor.

    Konvansiyonel tarım tekniklerine alternatifler arasında organik tarım ve permakültürün öne çıktığı çiftlikte, 100’ün üzerinde ürün elde ediliyor.

    Küçüklüğünden beri tabiatı çok sevdiğini ifade eden çiftlik sahibi Taner Aksel, çocukluğunda dedesiyle beraber toprakta bahçecilik çalışmaları yaptıklarını anlattı.

    Asıl mesleğinin inşaat mühendisliği olduğunu kaydeden Aksel, “Dedelerimden biri çiftçi, diğeri inşaat ustası. Amerika’da binaların deprem dayanıklılığı üzerine master yaptım. 1999 Marmara depreminde İstanbul’da depreme yakalandık ve ne kadar korkunç bir şey olduğunu anladım. Olası böyle bir afete karşı aslında kırsalda tamamen kendi kendine yetebilen, kendi enerjisini üreten, kendi su hasadını, gıdasını üreten bir yaşam alanı kurmanın, böyle zor zamanlarda bir avantaj olacağını düşündüm. Bunun üzerine Belentepe Permakültür Çiftliği’ni hayata geçirmek istedim.” diye konuştu.

    Aksel, 1998 yılında bölgeye piknik yapmaya geldiklerini ve alanı çok beğenince satın alarak tarım hayatına başladıklarını anlattı.

    Araziyi satın aldıklarında terkedilmiş bir tarla olduğunu belirten Aksel, “Bereketini yitirince burayı terk etmişler. Tamamen çoraktı. Ben de ilk başta köylüyle birlikte meyve ağacı ve üzüm diktim ama pek bereket alamadım. 8-9 yıl cebelleştik. Her şeyi doğal yapmaya çalıştım. Hiç kimyasal kullanmak istemedim. Pek ürün alamadım ve sonrasında permakültürle tanıştım.” dedi.

    Aksel, permakültürü araştırmaya başlayınca karşısına tabiatta hayat, organik gıda üretimi, doğal yapılar, temiz enerji gibi konularla karşılaştığını ifade etti.

    Permakültürün başlangıçta 2 önemli başlığı olduğunu kaydeden Aksel, şöyle konuştu:

    “Toprağı canlandırma ve yağmur suyu hasadı en önemli ilk iki işimiz çünkü her şeyi toprak üretiyor. Meğer benim toprağım ölü toprakmış, bereketini yitirmiş; onu yeniden canlandırmak gerekiyordu. Doğal yapılar, temiz enerji, geri dönüşüm, gıda ormanı tasarımı, erozyonu önleme gibi bir sürü konu var permakültürün içinde. Ben bunları öğrendikten sonra çiftliği tekrardan tasarladım ve 2013 yılında Belentepe Permakültür Çiftliği açıldı. O zamandan bu yana çiftlikte doğal yaşamı anlatmak üzere faaliyetler yapıyoruz. Gıda ormanı dediğimiz bir tasarıma döndük. Çok yıllık bitkiler kullanıyoruz ve ormanlaştırıyoruz.”

    “Kendi kendine yeten, örnek bir alan olduğu için bir sürü uygulamayı insanlar burada canlı olarak görme imkanına sahip”

    Permakültür teriminin İngilizce “permanent” kelimesinden kalıcı veya sürdürülebilir manasında kullanıldığını, “culture” sözcüğünün ise insanlık kültürü ve tarım sistemi anlamına geldiğini söyleyen Aksel, “Sürdürülebilirliği anlatmak üzere çeşitli zamanlarda çiftliğe gönüllüler, stajyerler kabul ediyoruz. Belli dönemlerde de atölyeler, aktiviteler, eğitimler yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Buraya gelen insanların farklı bir deneyim elde ettiklerini aktaran Aksel, “Bu aktiviteler olduğu zaman aslında doğada, kırsalda kendisi için yaşam alanı kurmak isteyenler için onların bire bir tecrübe edecekleri ve nasıl bir şey olduğunu hissedecekleri ortam oluşuyor çünkü herkes için uygun olmayabilir. Kırsalda yaşam kolay değil. Burada tecrübe edip sonra yapıp yapamayacaklarını hissediyorlar. Bunu yapabilecek insanlarla da Türkiye çapında birbirimize destek olacak şekilde bu tür çalışmaları yapanlarla bir ağ kurmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.

    İnsanoğlunun dünya üzerinde üstel çoğalışla arttığına dikkat çeken Aksel, doğal kaynakların çok hızlı tükendiğini ve doğanın kirlendiğini vurguladı.

    İklim değişikliği başta olmak üzere doğa için bir sürü olumsuz belirtiler olduğunu aktaran Aksel, şunları söyledi:

    “Toprağın, havanın, suyun kirlenmesi, doğanın yok edilmesi, artan sıcaklıklar ve artan normal dışı afetler gibi olumsuzluklar yaşıyoruz. Buna karşı insanlığın çok hızlı bir şekilde doğayla ahenk içinde sürdürülebilir yaşama dönmesi gerekiyor. Bunun bir an önce ana gündem haline gelmesi gerekir. Mesela işte şimdi temmuz başındayız, inanılmaz aşırı sıcaklar var. Müthiş bir kuraklık geldi. Bu kuraklığa karşı toprağımızı, doğamızı, çiftliğimizi koruyabilmemiz lazım.”

    Aksel, bu olumsuzlukları en az seviyeye indirmek için insanlığın elindeki en önemli araçlardan bir tanesinin permakültür tasarımı ve permakültür felsefesi olduğunu kaydetti.

    Toprağın, canlandırma ve dirençlendirme ile, iklim değişikliği ve benzer normal dışı beklenmeyen koşullara karşı da kendi yapısını daha etkili koruyabileceğini ve bereketini devam ettirebileceğini dile getiren Aksel, şu ifadeleri kullandı:

    “Bu tür çalışmaların, mümkün olabildiği kadar hızlı bir şekilde yayılması ve insanların bir taraftan tutması gerekir. Kentte yaşayanlar, kent bahçeciliği yapabilirler. Kırsalda yaşayanlar topraklarını koruyacak ve doğayı canlandıracak çalışmaları öğrenip o tür çalışmalara gidebilirler. Bunu ne kadar yayabilirsek aslında o kadar da hızlı bir şekilde bu olumsuz etkileri iyileştirme ihtimalimiz, imkanımız olacak diye ümit ediyorum.”

    Türkiye çapında da birçok bölgede ekolojik yerleşkeler, ekolojik çiftlik, ekolojik parklar, topluluk bahçeleri, okul bahçeleri gibi çalışmaların yayılması için tasarım ve danışmanlık çalışmaları verdiğini anlatan Aksel, “İnşaat mühendisliğinin yanında bu alanı aldıktan sonra aslında sürdürülebilir yaşama ve sürdürülebilirliğe karşı olan azmim ve isteğimle birlikte bu tür çalışmaları daha fazla yapar hale geldim. Aslında kendi kendine yetebilen bir yaşam alanı olarak burası güzel bir örnek. Bunu da mümkün olduğu kadar anlatmaya ve yaymaya gayret gösteriyorum.” dedi.

  • Bursa’da çiftlikte korkutan yangın

    Bursa’da çiftlikte korkutan yangın

    Olay. sabah saatlerinde Çelebi Mahallesi’nde bulunan bir çiftlikte meydana geldi. Samanlıkta henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın nedeniyle olay yerine itfaiye ekipleri sevk edildi.

    Ekipler yaptıkları müdahale ile yangını kontrol altına aldı.

    Olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Karacabey’de korkutan çiftlik yangını

    Karacabey’de korkutan çiftlik yangını

    Yangın, saat 23:15 civarlarında Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Fevzipaşa Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yangını gören vatandaşlar durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi.

    İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve itfaiye ekibi sevk edildi. Polis güvenlik önlemi alırken, Karacabey Belediyesine bağlı ve Bursa Büyükşehir Belediyesine bağlı 7 araçla müdahale edildi. Uzun uğraşlar sonucu kontrol altına alınan yangın, korku dolu anlar yaşatırken, polis olayla ilgili çalışma başlattı.

    Öte yandan yangında, büyük oranda maddi zarar meydana geldi.

  • Depremlerin merkezinde üretim devam ediyor

    Depremlerin merkezinde üretim devam ediyor

    7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki büyük depremin merkezi Kahramanmaraş’ta hasar almayan mandıralarda inek ve keçi sütünden çeşitli süt ürünleri üretimi sürüyor. Merkez Onikişubat ilçesinde depremlerden etkilenmeyen süt işletme merkezinde çalışan 35 afetzede, keçi ve inek sütünden mozzarella başta olmak üzere çeşitli peynir çeşitleri, tereyağı ve dondurma üretimi gerçekleştiriyor. 350 büyükbaş 350 küçükbaş hayvanın bulunduğu mandırada çalışanlar depremin ikinci gününden itibaren yoğun bir şekilde üretime devam etti.


    İşletme sahibi Hasan Sami Aksüyek, depremin ikinci günü tam kapasite olarak süt ürünleri üretmeye devam ettiklerini söyledi.

    Kısıtlı imkanlarla hayvanlarının ihtiyaçlarını karşıladıklarını ifade eden Aksüyek, “Dolayısıyla hemen nasıl toparlanırız diye girişimde bulunduk. Beraberinde çiftlikte olduğu için büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar onların ihtiyaçlarının anında karşılanması gerekiyor. Günübirlik sağılması gerekiyordu. Kısıtlı imkanlarla önce onları hallettik. Arkasından mandıramızı çok ivedi bir şekilde hizmete soktuk. İkinci günden itibaren üretim yapmaya başladık.

    Bu defa nasıl bir katkı verebiliriz şehre, depremzedelere onun arayışı içerisine girdik Sıcak süt ve peynir yapımıyla ulaşabildiğimiz noktalara ulaşmaya çalıştık. Aşamalı olarak personelimizi zaman içinde topladık. Şuanda çok şükür tam kapasite olarak çalışmaya devam ediyoruz. Yaklaşık 350 küçükbaş, 350 de büyükbaş hayvanımız var. 35 çalışan personelimiz var. Mandıramızla beraber entegre bir tesisiz. Yemiyle süt üretimiyle kendi sütümüzü işliyoruz ve mamul hale gelerek hizmete sunuyoruz” dedi.


    Çiftlik ve mandıralarının olduğunu ifade eden Furkan Bulut ise, “Kahramanmaraş’ta hem çiftliğimiz hem de mandıramız var. Deprem yaşadık malumunuz. Deprem gününden bu yana biz de sahadayız. Sürekli bir çalışma halindeyiz. Vatandaşlarımızın yaralarını hep beraber sarmak istiyoruz. Alanda bulunduk hep sürekli yardımlarımız oldu. Bir taraftan da üretimlerimiz devam etti. Bir taraftan da insanlarımıza yardımcı olmaya çalıştık, aş götürmeye çalıştık” şeklinde konuştu.


    İşletmede görev yapan İbrahim Aksüyek de, “Güneş enerjilerimiz var çatılarımızda kendi enerjimizi üretiyoruz. Doğa dostu bir çiftliğiz aynı zamanda sadece kendi inek ve keçilerimizin sütünü mandıramızda ürünlere çevirerek tamamen doğal ve katkısız olarak tüketicilere ulaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Çiftlik hayvanlarının depreme verdiği tepki

    Çiftlik hayvanlarının depreme verdiği tepki

    Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki deprem, insanlarda olduğu kadar hayvanlarda da büyük paniğe neden oldu.

    Adıyaman’ın Kahta ilçesinde büyükbaş hayvanların bulunduğu çiftlikteki hareketlilik güvenlik kameralarına yansıdı.

    Saatler 04.17’yi gösterdiğinde, yerin sallanmaya başlamasıyla birlikte ayağa kalkan hayvanlar, sağa sola koşuşturdu.