Etiket: çin

  • “ABD savaş gemisi karasularımıza girdi”

    “ABD savaş gemisi karasularımıza girdi”

    Çin Halk Kurtuluş Ordusu, ABD donanmasına ait güdümlü füze taşıyan savaş gemisi USS Milius’un yasadışı şekilde Güney Çin Denizi’ndeki bir adanın yakınından geçtiğini ve Çin karasularına girdiğini iddia etti. Çin’in Güney Harekat Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, savaş gemisinin izlendiği ve uyarıldığı belirtilerek, “Çin, Güney Çin Denizi’ndeki adalar ve çevresindeki deniz bölgesinde tartışmasız bir egemenliğe sahiptir” ifadeleri kullanıldı.

    ABD Donanması 7. Filosundan yapılan açıklamada ise savaş gemisinin bölgede “normal” operasyonlar gerçekleştirdiği ve söz konusu bölgeden ayrılarak Güney Çin Denizi’ndeki operasyonlarına devam ettiği kaydedildi.

    Çin ordusu 23 Mart’ta yaptığı açıklamada, USS Milius’un Güney Çin Denizi’ndeki Paracel Adaları çevresindeki sulara izinsiz girdiğini açıklamış, ABD donanması ise savaş gemisinin rutin operasyonlar gerçekleştirdiğini öne sürmüştü.

    Çin, Güney Çin Denizi’nin büyük bir bölümü üzerinde hak iddia ederken, Brunei, Malezya, Filipinler, Tayvan ve Vietnam da bölgede egemenlik iddialarında bulunuyor.

  • Çin “TL-2 Y1” roketini fırlattı

    Çin “TL-2 Y1” roketini fırlattı

    Xinhua’nın haberine göre, uzaktan algılama özellikli bir uydu, yeni roket ile Gobi Çölü’ndeki uydu merkezinden uzaya gönderildi.

    Merkezi Pekin’de bulunan Space Pioneer şirketince geliştirilen TL-2 Y1, Çin’de özel bir şirket tarafından geliştirilen ilk sıvı yakıtlı roket olma özelliğini taşıyor.

    Daha önce Çinli özel şirketler i-Space, “SQX-1 Y1” ve Galactic Energy, “CERES-1” roketleriyle fırlatışlar yapmıştı. Her iki roket de katı yakıtlı itki teknolojisi kullanıyor.

    Sıvı yakıtlı roketler, katı yakıta kıyasla daha etkin itiş gücü sağladıkları için uzay programlarında tercih ediliyor.

    Çin’de ana taşıyıcı sistem olarak, kamuya ait Çin Uzay Havacılık Bilimi ve Teknolojisi Şirketi tarafından üretilen ve geliştirilen Long March (Uzun Yürüyüş) roketleri kullanılıyor.

    Son yıllarda dünyada özel sektörün uzay roketi üretimine ilgisinin artmasına paralel olarak Pekin yönetiminin de bu alandaki özel sektör girişimlerini desteklediği gözleniyor.

  • Josef de Souza, Çin ekibi Beijing Guoan’a transfer oldu

    Josef de Souza, Çin ekibi Beijing Guoan’a transfer oldu

    Ara transfer döneminde Beşiktaş ile sözleşmesini fesheden Brezilyalı orta saha oyuncusu Josef de Souza, Çin Ligi’nden Beijing Guoan ile anlaştı. Beijing Guoan, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamayla, tecrübeli futbolcuyu renklerine bağladığını duyurdu.

    Çin ekibinin internet sitesinde yer alan açıklamada, Josef’in 5 numaralı formayı giyeceği de ifade edildi.
    34 yaşındaki tecrübeli futbolcu, Süper Lig’de Beşiktaş ve Fenerbahçe formaları da giymişti.

  • ABD’de TikTok ve Meta’ya dava

    ABD’de TikTok ve Meta’ya dava

    Yerel basındaki haberlere göre, Arkansas Valisi Sarah Huckabee Sanders ve Başsavcı Tim Griffin, basın toplantısında, söz konusu sosyal medya platformlarına üç farklı dava açıldığını duyurdu.

    Sanders, “Büyük teknoloji şirketlerini, çocuklarımızda bağımlılık oluşturan platformları kullanmaya zorlamaktan ve onları uygunsuz içerik dünyasına maruz bırakmaktan sorumlu tutmalıyız.” dedi.

    Sosyal medya şirketlerinin, çocukları kar için sömürdüğünü söyleyen Sanders, “Yönetimim bu başarısız statükoya müsamaha göstermeyecek.” diye konuştu.

    Griffin de bu davaların içerikle ilgili değil şirketlerin kullanıcılara yönelik “aldatıcı yöntemler” kullanmasıyla ilgili olduğunu söyledi.

    Meta’nın kasıtlı olarak ergenlere bağımlılık yapan ve onların düşüncelerini şekillendiren algoritmalar kullandığını belirten Griffin, “Meta’nın, bu algoritmalar hakkında halka bilgi vermek yerine, kar ve büyüme peşinde olduğu için algoritmaların işleyiş şeklini halktan bilerek gizlediğini” kaydetti.


    Griffin, TikTok ve Meta’nın, eyaletin ticaret uygulamaları yasasını ihlal etmekle suçlandığını aktardı.

    Davalardan birinin, TikTok kullanan reşit olmayan çocukları, cinsellik, uyuşturucu veya alkol kullanımını tasvir eden içerikler dahil uygunsuz içeriklerden korumak için açıldığı ileri sürüldü.

    Meta aleyhindeki davada ise şirketin Facebook üzerinden, çocukların platformda geçirdiği süreyi en üst düzeye çıkarmaya çalıştığı iddia edildi.

    TikTok Üst Yöneticisi (CEO) Shou Zi Chew, Çin merkezli teknoloji şirketi ByteDance ve Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile ilişkisi, Amerikalıların verilerinin Çin’e aktarılması, platformun özellikle gençlerin zihinsel sağlığını olumsuz etkilemesi, zararlı içeriklerin engellenmesi ve siyasi içerikler gibi konularda ABD Kongresinde ifade vermişti.

    Chew, TikTok’un ifade özgürlüğünü gözeten bir platform olduğunu ve bu tarz içeriklerin kaldırılmadığını savunmuştu.

    AB ve ABD’de yasaklar getirildi

    TikTok, güvenlik ve mahremiyet kaygıları, kullanıcı bilgilerine erişilebileceği ve Çin yanlısı görüşlerin yayılmasında kullanılabileceği endişesiyle ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya.

    Avrupa Birliği Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu, güvenlik endişeleri nedeniyle çalışanlarına TikTok yasağı getirirken ABD’de de Beyaz Saray, Savunma Bakanlığı, İç Güvenlik Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı dahil birçok devlet kurumu, Kongre’de Aralık 2022’de yapılan oylamayı beklemeden TikTok’u yasaklamıştı.

    ABD Temsilciler Meclisi de 28 Aralık 2022’de üyeleri ve çalışanlarının kullandığı resmi cihazlara TikTok uygulamasının indirilmesine ve kullanımına yasak getirmişti.

    İngiltere de 16 Mart’ta alınan kararla tüm kamu çalışanlarına ait cihazlarda TikTok’un yasaklanacağını duyurmuştu.

  • Tayvanlı liderden ilk kez Çin’e ziyaret

    Tayvanlı liderden ilk kez Çin’e ziyaret

    Tayvan’ın eski lideri Ma Ying-jeou, Tayvan ve Çin halkının aynı soydan geldiğini işaret ederek, “Tayvan Boğazı’nın her iki yakasındakiler Çinlidir ve her ikisi de Yan ve Sarı İmparatorların torunlarıdır” dedi.

    Çin ile egemenlik ihtilafı yaşayan Tayvan’ın eski lideri Ma Ying-jeou, Çin’in Nanjing şehrinde bulunan ve Çin Cumhuriyetinin kurucusu sayılan Sun Yat-sen’in anıt mezarını ziyaret etti. Ma burada yaptığı konuşmada, Sun Yat-sen’in 1911 yılında son Çin imparatorunu devirip Çin Cumhuriyeti’ne hayat vermesine övgüde bulundu. Ma, “Tayvan Boğazı’nın her iki yakasındaki insanlar Çinlidir ve her ikisi de Yan ve Sarı İmparatorların torunlarıdır. İki tarafın barışı sağlamak, savaştan kaçınmak ve Çin’i yeniden canlandırmak için birlikte çalışacağını içtenlikle umuyorum” diye konuştu. Ma, Tayvan Boğazı’nın her iki yakasında yaşayan halkın barıştan sorumlu olduğunu ve bunun için daha çok çalışmaları gerektiğini ifade etti.

    Ma’nın ziyareti, 1949’dan bu yana Tayvan’ın eski ya da görevde olan bir liderinin Çin’e ilk ziyareti oldu. 2008-2016 yılları arasında Tayvan liderliği yapan Ma’nın, Çin ziyaretinde herhangi bir üst düzey Çinli liderle görüşmesi beklenmiyor.

    Tayvan’da iktidardan Ma’ya eleştiri

    Tayvan’da iktidardaki Demokratik İlerici Partisi (DPP) ise Ma’nın Çin ziyaretine tepki gösterdi. Partinin milletvekilleri, geçtiğimiz Pazar günü Honduras’ın Tayvan ile diplomatik ilişkileri keserek Çin’in tarafına geçtiğini ve böyle kritik bir dönemde Ma’nın neden Çin’e gittiğini merak ettiklerini ifade etti.

    Ma’nın partisi ve Tayvan’ın ana muhalefet partisi Kuomintang (KMT) Çin ile yakın ilişkileri savunurken, DPP ise Tayvan’ın Çin’den bağımsız olduğunu iddia ediyor.

    Çin-Tayvan arasındaki egemenlik ihtilafı

    Pekin yönetimi, Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğunu belirtirken, Tayvan ise “bağımsız bir ülke” olduğunu iddia ediyor. Çin yönetimi, “barışçıl yeniden birleşme” adı altında Tayvan’ın idaresini eline almayı isterken, bu doğrultuda güç kullanmaktan çekinmeyeceğini ifade ediyor. Pekin ayrıca, diğer ülkelerin Tayvan ile resmi temas kurmasını da “egemenlik ihlali” olarak değerlendiriyor.

  • “Çin ile askeri ittifak oluşturmuyoruz”

    “Çin ile askeri ittifak oluşturmuyoruz”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus devlet televizyonuna verdiği röportajda, Çin ile ilişkilerine dair açıklamalarda bulundu. Özellikle stratejik yakınlık kurdukları Çin ile askeri işbirliği alanında önemli adımlar kaydettiklerini ancak bunun askeri ittifak boyutunda olmadığını ima eden Putin, “Askeri-teknik alanda işbirliği yapıyoruz ve bunu gizlemiyoruz. Her şey şeffaf. Burada gizli bir şey yok. Askeri alanda işbirliği yapıyoruz, askeri tatbikatlar gerçekleştiriyoruz. Her şeyi şeffaf bir şekilde sürdürüyoruz. Ancak bu askeri ittifak değil. ABD ne yapıyor? Daha da fazlasını yapıyorlar. Bu da batılı analistler için Batı’nın yeni eksenli ittifak kurma gerekliliğini konuşmaları için bir sebep oluyor” ifadelerini kullandı.

    “NATO’ya katılacak ülkeler sıralanıyor”

    Kendilerine karşı batılı ülkelerin daha küresel bir NATO ittifak geliştirmeyi amaçladıklarını dile getiren Putin, “Özellikle 2022 yılında küresel bir NATO oluşturmaya çalışarak yeni bir mihver ittifakı oluşturma planı üzerinde anlaştılar. Orada Asya-Pasifik ülkeleriyle ilişkilerini geliştirecekleri açıkça beyan edildi. Dahası, bu konseptte küresel NATO’ya katılacak ülkeler sıralanıyor. Listede Yeni Zelanda, Avustralya ve Güney Kore de bulunuyor. Bu yılın başında İngiltere ve Japonya karşılıklı şeffaflık ve yeni askeri alanda işbirliğinin oluşturulması ve ilişkilerin geliştirilmesi için anlaşma imzaladılar” dedi.
    Avrupalı analistlerin Almanya, İtalya ve Japonya’nın yeni bir ittifak kurma çalışmaları yürüttüğünü kendilerinin değil batılı analistlerin dile getirdiğini belirten Putin, “Kaldı ki Batı’nın Almanya ile İtalya’daki faşist rejimler ve militarist Japonya’nın yeni bir mihver ittifakı kurmaya başladığını biz değil, batılı analistlerin kendileri söylüyor” şeklinde konuştu.

    “Avrupa’nın Çin ekonomisine bağımlılığı daha fazla”

    Ülkesinin Çin ile ilişkileri artarken Rus ekonomisinin Çin’e bağımlılığının arttığı yönündeki iddiaları yalanlayan ve Avrupa ülkelerinin Çin ekonomisine bağımlılığının daha fazla olduğunu öne süren Putin, “Avrupa ekonomisinin Çin’e bağımlılığı Rus ekonomisinden daha fazla artıyor. Yani aslında söylediklerinin tam tersi oluyor, dolayısıyla kendilerini düşünsünler” yorumunda bulundu.
    Çin ile ilişkilerinin güçlü temellere dayandığını ancak bu ilişkileri geçmişten beri bozmak isteyenlerin de bulunduğunu söyleyen Putin, “On yıllar boyunca Çin’in Sovyetler Birliği ve sonra da Rusya ile arasını bozmayı isteyenler oldu. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı biliyoruz. İlişkilerimize ve ilişkilerimizin son yıllarda ulaştığı seviyeye çok değer veriyoruz” dedi.

    “Mariupol kentinde emniyet kemeri takmadım”

    Geçtiğimiz günlerde sürpriz bir şekilde Ukrayna’dan ilhak edilen Mariupol kentine ziyaret gerçekleştiren Putin, bu ziyaretin amacını da anlatarak, “Orada çalışmaların nasıl yürüdüğünü, restorasyon ve yeni konut inşa programlarının nasıl ilerlediğini görme zamanıydı. Burada çalışmalar devam ediyor ve uzmanlarla bu konuları ele aldık” dedi.
    Mariupol kentinde tek başına aracıyla şehir turu yaparken neler hissettiği sorusuna yanıt veren Putin, “İhlal edilen tek şey emniyet kemeri takmadan seyahat etmekti. Ancak bu koşullarda emniyet kemeri takmamak araçtan (olağanüstü durumlarda) hızlıca inebilmek için daha önemlidir” diye konuştu.

  • “Çin ve Rusya’yı çok abarttık”

    “Çin ve Rusya’yı çok abarttık”

    Suriye’de DEAŞ ile mücadelede kullanılan bir ABD üssüne saldırı düzenlenmesinin ardından ABD Başkanı Joe Biden’dan konuya ilişkin açıklama geldi. Temaslarda bulunmak üzere resmi ziyaret gerçekleştirdiği Kanada’da ülkenin başbakanı Justin Trudeau ile ortak basın toplantısı düzenleyen Biden, ABD öncülüğündeki koalisyona ait askeri tesisin insansız hava aracı ile vurulduğu saldırı hakkında bilgilendirildiğini ifade etti. Saldırıyı İran destekli grupların düzenlediğini kaydeden Biden, ABD ordusuna bölgeye karşı hava saldırısı düzenleme yetkisi verdiğini açıkladı. Gelişme üzerine ABD askeri kuvvetlerinin Suriye’deki saldırıdan sorumlu olan gruplara yönelik bir dizi hava saldırısı düzenlediğini ifade eden Biden, “ABD, İran’la çatışma peşinde değil. Ancak halkımızı korumak için kararlı bir şekilde harekete geçmemize hazırlıklı olun” ifadelerini kullandı. ABD’nin saldırının ardından düzenlediği operasyona atıfta bulunan Biden, “Dün gece tam olarak bu oldu” ifadelerini kullandı. DEAŞ dahil bölgedeki terör tehditlerine karşı Kanada ve diğer ortaklarıyla mücadele etmeyi sürdüreceklerinin altını çizen Biden, saldırıda hayatını kaybeden personelin yakınlarına başsağlığı dileklerini iletti.

    “Çin ve Rusya’yı çok abarttık”

    Biden, ayrıca Kanada ve ABD’nin önemli küresel meseleler karşısında birlikte hareket ettiğini söyledi. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal girişimi karşısında Moskova’ya yönelik baskının ve Ukrayna’ya verilen desteğin devam edeceğinin altını çizen Biden, ABD ve NATO’nun küresel işbirlikleri ile daha güçlü hale geldiğini ifade etti. Rusya’nın Çin ile yakınlaşmasını sorgulayan Biden, “Çin’i ve Rusya’yı hafife almıyorum. Ancak çok abarttık. Son 3 aydır Çin’in Rusya’ya önemli silahlar sağlayabileceğinden bahsediliyor. Bunu henüz yapmadılar. Bunu yapmayacakları anlamına gelmiyor, ama henüz yapmadılar” ifadelerini kullandı. Kanada Başbakanı Justin Trudeau da Ukrayna halkına verdikleri sarsılmaz desteği yeniden teyit ettiklerini ifade etti.

  • “ABD savaş gemisi izinsiz karasularımıza girdi”

    “ABD savaş gemisi izinsiz karasularımıza girdi”

    Çin ordusu, ABD donanmasına ait güdümlü füze taşıyan savaş gemisi USS Milius’un Güney Çin Denizi’ndeki Paracel Adaları çevresindeki sulara izinsiz girdiğini açıkladı. Savaş gemisinin takip edilerek bölgeden uzaklaştırıldığı kaydedilen açıklamada, ABD gemisinin Çin’in karasularına girerek işlek bölgedeki barış ve istikrarı baltaladığı ifade edildi.

    Çin’in Güney Harekat Komutanlığı sözcüsü Tian Junli yaptığı açıklamada, “Harekat alanı kuvvetleri daima yüksek alarmda kalmaya devam edecek. Güney Çin Denizi’ndeki ulusal egemenlik ve güvenlik ile barış ve istikrarı kararlı bir şekilde korumak için gerekli tüm tedbirleri alacak” dedi.

    ABD’den yalanlama

    ABD donanması ise Çin’in iddialarını reddetti. Donanma tarafından yapılan açıklamada, savaş gemisinin Güney Çin Denizi’nde rutin operasyonlar gerçekleştirdiği ve bölgeden uzaklaştırılmadığı belirtildi. ABD Donanması 7. Filosundan yapılan açıklamada, “ABD, uluslararası hukuka uygun olan her yerde uçmaya, denize açılmaya ve faaliyet göstermeye devam edecek” ifadelerine yer verildi.

  • “Yeni bir jeopolitik düzen doğuyor”

    “Yeni bir jeopolitik düzen doğuyor”

    Japonya Başbakanı Fumio Kishida dün Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gerçekleştirdiği ziyaretin ardından bugün Polonya’nın başkenti Varşova’da mevkidaşı Mateusz Morawiecki ile bir araya geldi. İki başbakan görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Polonya Başbakanı Morawiecki yaptığı konuşmada, Polonya ve Japonya’nın Rusya’nın iki uç sınırında bulunmasına karşılık Rus emperyalizminin uluslararası düzene ve dünya barışına yönelik tehdidini çok iyi anladıklarını söyledi. “Gözlerimizin önünde yeni bir jeopolitik düzen doğuyor. Özgürlük, İstikrar ve barış konusunda Polonya ve Japonya gibi benzer düşünen ülkeler birbirleriyle yakın işbirliği yapmalı” şeklinde konuşan Morawiecki, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in son Moskova ziyaretinin ise kendilerini endişelendirdiğini belirtti.

    Çin-Rusya ortaklığının tehlikeli olduğunu ifade eden Morawiecki, Çin’i uluslararası saldırgan politikasında Rusya’yı desteklememesi için ikna etmeye çalıştıklarını aktardı. Morawiecki konuşmasında Japonya Başbakanı Kishida’ya güvenlikle ilişkili konulara güçlü katılımından dolayı teşekkür etti.

    “Polonya’daki projelerin sayısı artacak”

    Japonya Başbakanı Kishida ise Rusya’nın Ukrayna saldırısının uzamasının Polonya üzerindeki yükü arttırması nedeniyle Polonya’ya karşı “resmi kalkınma yardımı alıcısı” olarak özel bir tutum sergileme kararı aldıklarını ve Polonya’daki projelerinin sayısını arttırmak istediklerini söyledi. Ukrayna’daki Rus saldırganlığının bir an önce sona erdirilmesinde Polonya gibi benzer düşünen ülkelerin birlik içinde kalmasının ve Ukrayna’ya yardım ile Rusya’ya sert yaptırımların sürdürülmesi gerektiğini ifade eden Fumio Kishida, ülkesinin Vişegrad Grubu, Üç Deniz İnisiyatifi ve Bükreş Dokuzlusu ile işbirliğini derinleştireceğini belirtti.

  • Hava kirliliği ‘zehirli’ seviyede

    Hava kirliliği ‘zehirli’ seviyede

    Çin Ulusal Meteoroloji Merkezinden yapılan açıklamada, ülkenin kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinde yılın en yoğun kum fırtınalarının beklendiği bildirildi.

    Açıklamada, Sincan Uygur, Ningxia Hui ve İç Moğolistan Özerk Bölgeleri, Çinghay, Gansu, Şaanşi, Şanşi, Hıbey, Liaoning, Cilin ve Heylonciang eyaletleri ile başkent Pekin ve Tiencin şehirlerinin kum fırtınalarından etkileneceği belirtildi. Açıklama, Pekin-Tiencin-Hıbey bölgesi için bu yıl yapılan 3. kum fırtınası uyarısı oldu.

    Meteorologlar, kuzey çölleri ve steplerinin kış aylarında yetersiz yağış alması nedeniyle yer yüzeyinde biriken kum ve tozun, bahar aylarında güney bölgelerinin erken ısınmasıyla kuzeyden güneye esen rüzgarlarla taşınarak kum fırtınalarına sebep olduğunu kaydetti.

    Başkent Pekin’de, kum fırtınası nedeniyle hava kirliliği kritik seviyelere yükseldi.

    ABD’nin Pekin Büyükelçiliğindeki ölçüm istasyonunun verilerine göre, hava kirliliğine yol açan 2,5 mikrondan küçük parçacık miktarını gösteren “PM2.5” yoğunluğu, bu sabah itibarıyla 318’e, 10 mikrondan küçük parçacık miktarını gösteren “PM10” yoğunluğu 999’a çıktı.

    Uluslararası Hava Kalitesi Endeksine göre, söz konusu seviyeler, insan sağlığı açısından “zehirli” kategorisinde hava kirliliğine işaret ediyor.

    Dünya Sağlık Örgütü, yıllık ortalama 5 mikrogramın üzerindeki PM2.5 yoğunluğunu “insan sağlığına zararlı” kabul ederken, bu değerin üzerindeki hava kirliliğine maruz kalmanın solunum ve kalp damar hastalıklarına yol açabileceği uyarısı yapıyor.