Etiket: çin

  • Bebe ve çocuk giyim sektörünün ihracat rotası Avrupa

    Bebe ve çocuk giyim sektörünün ihracat rotası Avrupa

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından yürütülen Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (UR-GE) Projeleri kapsamında önemli ihracat başarıları yakalayan bebe ve çocuk giyim sektörü, yurt dışı pazar payını artırmak için Avrupa ülkelerine odaklanacak.

    Çin’e alternatif arayışı içinde olan Avrupa’nın son dönemde Türkiye’den siparişlerini artırdığını belirten BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, “Avrupa’ya ihracatımızda önemli bir atak yapma fırsatımız var. Fuar ve ikili iş görüşmeleri organizasyonları ile pazardaki konumumuzu daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.

    BTSO tarafından Ticaret Bakanlığı destekleriyle yürütülen Bebe ve Çocuk Konfeksiyonu Sektörü UR-GE Projelerinin Yürütme Kurulları Ortak İstişâre Toplantısı 1889 Bursa Double F Restoran’da gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, BTSO Meclis Üyeleri Mustafa Gürses, Nihat Alpay ve Mesut Okyay ile BEKSİAD Başkanı Ömer Yıldız ve kurul üyelerinin iştirakiyle düzenlenen toplantıda 2021 ve 2022 yılları için yurt dışı faaliyet plânları görüşüldü.

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmail Kuş, BTSO’nun 21 aktif UR-GE projesi ile Türkiye’nin en fazla UR-GE projesi yürüten kurumu olduğunu söyledi. UR-GE’ler arasında faaliyetlerine ilk başlayan projenin Bebe ve Çocuk Konfeksiyonu Sektörü UR-GE’si olduğunu hatırlatan Başkan Yardımcısı Kuş, “Bebe ve çocuk giyiminde 4. UR-GE projesini de hayata geçirdik. Projelerden ikisi tamamlandı. İki projede ise çalışmalar sürüyor. Bebe ve çocuk giyimi UR-GE projeleri kapsamında şimdiye dek 24 eğitim, 7 danışmanlık, 16 alım heyeti ve 19 yurt dışı pazarlama faaliyeti gerçekleştirdik. Junioshow Fuarımız ile firmalarımıza ürünlerini uluslararası alıcılara sunma imkanı sağladık. UR-GE faaliyetlerinin katkısıyla firmalarımız küresel ticarette önemli bir konuma yükseldi. Pandemi sebebiyle bir süre ara vermek zorunda kaldığımız proje çalışmalarımızı yeniden hızlandırmayı hedefliyoruz” dedi.

    Yurt dışı faaliyetlerinde Avrupa ülkelerine odaklanmayı istediklerini belirten İsmail Kuş, “Üretim kalitemiz ve lojistik avantajımız sayesinde Avrupa ile önemli bir ticaret hacmine sahibiz. Pandemi ile birlikte Çin’e alternatif arayışı içerisine giren Avrupa ülkelerinden siparişlerimiz artmaya başladı. Bu trendi sürdürülebilir kılmak için güçlü bir ihracat ve tanıtım atağı yapmamız gerekiyor. İngiltere, Fransa, Sırbistan, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde fuar ve ikili iş görüşmeleri organizasyonlarına katılarak Avrupa pazarındaki pozisyonumuzu güçlendirebiliriz” diye konuştu.

    BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Metin Şenyurt, 2018-2020 yıllarında Türkiye bebe giyim ihracatı yüzde 10,8 azalırken, Bursa’da sektörün ihracatının yüzde 9,38 arttığını kaydetti. Bu başarıda UR-GE projelerinin büyük rolü olduğunu vurgulayan Şenyurt, “Ticaret Bakanlığımız tarafından faaliyetleri ve ihracat başarıları ile örnek olarak gösterilen Bebe Çocuk Konfeksiyonu UR-GE projelerimizde normalleşme ile birlikte çalışmalarımıza yeniden hız kazandıracağız” dedi.

    Bebe Çocuk Konfeksiyon Sektörü Sanayici ve İşadamları Derneği (BEKSİAD) Başkanı Ömer Yıldız, UR-GE projeleri kapsamında şimdiye dek gerçekleştirilen 19 yurt dışı pazarlama faaliyetinin tamamının başarılı geçtiğini belirterek, “UR-GE projeleri sayesinde küresel pazarda etkinliğimiz her geçen gün daha da artıyor. Pandemi döneminde aksayan faaliyetlerimize yeniden güçlü bir şekilde devam etmeliyiz” diye konuştu.

    BTSO Meclis Üyesi Mesut Okyay ise sektör için Avrupa pazarının önemli olduğunu, bununla birlikte Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nda (ECOWAS) yer alan Nijerya, Gana, Mali ve Togo gibi ülkelerin de fırsatlar barındırdığına dikkati çekti. Nüfusla birlikte bölgede talebin de arttığını ifade eden Okyay, ECOWAS ülkelerinde bankacılık alt yapısının diğer Afrika ülkelerine kıyasla daha gelişmiş olduğunu sözlerine ekledi.

  • 60’tan fazla köpek mezbahadan kurtarıldı

    60’tan fazla köpek mezbahadan kurtarıldı

    Çin’deki köpek eti festivali her yıl dünya çapında çok eleştiri alıyor ama ne olursa olsun ‘gelenek’ devam ediyor. Festival kapsamında acımasızca öldürülüp bulaşıcı hastalık riski gözardı edilerek yenmek üzere mezbahaya götürülen 60’tan fazla köpek hayvan aktivistleri tarafından kurtarıldı. Hayvanların kafes içindeki görüntüleri ise içler acısıydı.

    Küçük tel kafeslere tıkıştırılmış köpekleri taşıyan bir kamyon, geçen hafta Cuma günü Çin’in Yulin şehrine giderken durduruldu.

    Köpek eti festivali için mezbahaya götürülen 60’tan fazla köpek, hayvan aktivistleri tarafından kurtarıldı. Hatta hayvanlardan biri hamileydi ve kamyon durdurulup köpekler kurtarıldıktan kısa bir süre sonra iki yavru dünyaya getirdi.

    ”HAYVANLARIN ÇEKTİĞİ ACILAR BİR TRAJEDİ”

    Humane Society International’ın Çin politika uzmanı Dr Peter Li, “Gerçek şu ki, Yulin’dekiler de dahil olmak üzere çoğu Çinli insan köpek yemiyor. Yulin’de bu hayvanların çektiği acılar elbette bir trajedi, ancak bu vahşi ticarete sadece Haziran ayında bir şehirde değil, her gün Çin genelinde bir son verilmesi için çağrıda bulunmamız gerekiyor” dedi.

    Her yıl festival öncesinde aktivistler mezbahalara baskın düzenliyor ve köpekleri kurtarmak için kamyonların yolunu kesiyor. Aktivistler, hayvanların yiyecek ve sudan mahrum kalmanın yanı sıra, kurtarılan köpeklerin paslı tel kafeslere sıkıca tıkılmış halde, zar zor hareket edebildiğini, boğulduğunu, nefes nefese kaldığını ve travma geçirdiğini söylüyorlar. Kurtarılan köpeklerin çoğunun da fiziksel sağlıkları kötüydü ve gözleri enfeksiyon kapmıştı.

    EVCİL HAYVANLARI ÇALIYORLAR

    Köpeklerden bazıları, eylemcilere çalıntı evcil hayvanlar olduklarını gösteren davranışlar sergiledi. Guangxi aktivisti Liang Jia, “Yetkililerin onları durdurması ve köpeklere el koyması gerekirken Yulin’e köpek kamyonlarının gelmesini izlemek çok sinir bozucuydu. Bu yüzden bazı köpekleri kendimiz kurtarmaya karar verdik ve otoyolda bir sonraki kamyonun gelmesini bekledik. Geldiğinde onu işaretledik ve kamyon şoförünü köpekleri teslim etmeye ikna ettik çünkü bunlar açıkça çalıntı evcil hayvanlardı. Köpekler bize evde evcil hayvanlara öğretilenler gibi patilerini verdi, sağlıklı dişleri vardı. Ve bu da çalınmadan önce iyi bakıldıkları anlamına geliyor.

    Eylemciler köpekleri kurtardıktan sonra, dinlenmeleri ve bakılmaları için bir tesise götürüldüler. Daha sonra Humane Society International tarafından desteklenen bir sığınağa götürülecekler.

    HALK, KÖPEK PAZARINA AKIN EDİYOR

    Binlerce insan, geleneksel olarak yılın en sıcak ayları olan Mayıs ve Haziran ayları arasında, hayvanları satın almak ve yemek için Çin’in güneyindeki pazarlara akın ediyor.

  • Çin’de ilk kez insanda rastlandı

    Çin’de ilk kez insanda rastlandı

    Çin’de ilk kez bir insana H10N3 türü kuş gribi tanısı konuldu. İnsanda ilk kez görülen yeni kuş gribi varyantının, insandan insana bulaşmadığı belirtiliyor.

    Çin’de ilk kez bir insanda kuş gribinin H10N3 türü tespit edildi.

    Açıklama Çin Ulusal Sağlık Komisyonu’ndan geldi.

    Ülkenin doğusundaki Jiangsu eyaletinde 41 yaşındaki bir kişinin, kuş gribinin H10N3 türü ile “ilk insan enfeksiyonu vakası” olduğu bildirildi.

    Ateş ve diğer semptomlar gösteren hastanın 28 Nisan’da hastaneye kaldırıldığı, hayati tehlikesi bulunmadığı bildirildi.

    Virüsün nasıl bulaştığı bilinmezken, H10N3 varyantının bulaşıcılığının düşük olduğu belirtildi.

    Ülkede 2016-2017 yıllarındaki H7N9 kuş gribi salgınında 300 kişi hayatını kaybetmişti.

    Çin’de görülen kuş gribi türleri genelde kümes hayvanlarıyla ilgilenen kişilere bulaşsa da, yeni varyantın salgın riski taşımadığına vurgu yapılıyor.

  • Çin’de 3 çocuk sahibi olmaya izin çıktı

    Çin’de 3 çocuk sahibi olmaya izin çıktı

    Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülkesi Çin’de doğum oranlarının düşmesinin ardından politikada bir değişiklik yapılarak çiftlere izin verilen çocuk sayısı 2’den 3’e yükseltildi.

    1979 yılında ülke nüfusunu kontrol etme amacıyla tek çocuk politikasını resmen hayata geçiren Çin, nüfusun hızla yaşlanması sorunu karşısında 2015 yılı sonunda çiftlerin iki çocuk sahibi olmalarına izin vermişti. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in başkanlığında toplanan Çin Komünist Partisi Politbüro toplantısında yaşlı nüfus sorunu ele alınırken daha büyük kapsamlı adımlar atılması kararına varıldı. Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülkesi Çin’de doğum oranlarının düşmesinin ardından politikada bir değişiklik yapılarak çiftlere izin verilen çocuk sayısı 2’den 3’e yükseltildi. Toplantı sonrası yapılan açıklamada ise, “Doğum politikaları ilerletilecek. Çiftlere 3 çocuk sahibi olma izni veren bir politika, ilgili destekleyici tedbirlerle birlikte yürürlüğe girecek” ifadelerine yer verildi.

    Söz konusu politikanın Çin’in nüfus yapısını iyileştireceği belirtilirken, buna destek olarak emeklilik yaşının ertelenmesi, gençlere yönelik evlilik ve aile değerleri eğitimi gibi tedbirlerin yürürlüğe sokulacağı çocuk bakımı, annelik izni ve çocuk doğum sigortası gibi konularda ilerleme sağlanması için de çalışılacağı belirtildi.

    Yenidoğan sayısı 2019 yılına kıyasla yüzde 18 geriledi

    Çin’de 2020 yılı sonunda yapılan nüfus sayımına göre, ülke nüfusu 1 milyar 410 milyona yükseldi. Çin nüfusu 2010 yılına kıyasla sadece yüzde 5,4 büyüyerek 1953’ten bu yana on yıllık bazda en düşük büyümeyi kaydetti. Çin’de 2020 yılında yenidoğan çocuk sayısı da 2019 yılına kıyasla yüzde 18 gerileyerek 12 milyon olarak kayıtlara geçti. Çin’de doğurganlık oranı ise 1,3’te kaldı. Nüfusun istikrarının korunması için doğurganlık yenilenme seviyesinin 2,1 olması gerektiği kabul ediliyor.

    Çin’de 65 yaş üstü nüfus, 2010 yılında toplam nüfusun yüzde 8,87’ini oluştururken, 2020 itibarıyla toplam nüfusun yüzde 13,5’ine tekabül ediyor. Uzmanlar, gelir seviyesindeki artış, çocuk yetiştirmenin yükselen maliyeti ve kentleşme gibi faktörler nedeniyle söz konusu politikadaki gevşetmelere rağmen Çinli çiftlerin çocuk sahibi olmak istemediğini belirtiyor.

  • İlk kez görüntülendi! Dünyada nerede düşeceği bilinmiyor

    İlk kez görüntülendi! Dünyada nerede düşeceği bilinmiyor

    Çin, 29 Nisanda uzaya gönderdiği Long March-5B roketinin kontrolünü kaybetti. 22 tonluk roket birkaç güne Dünyaya düşecek. Ancak bilim insanları henüz roketin nereye düşeceğini bulamadı. Roketin dünya üzerinde herhangi bir yere düşebileceği belirtiliyor. ABD Uzay Kuvvetleri, roketi takip ettiklerini açıkladı. Son İtalyan gökbilimci Gianluca Masi, kontrolden çıkan Çin’e ait Long March 5B tipi roketi ilk kez görüntülemeyi başardı. İşte kontrolden çıkan rokete dair gelişmeler…

    Dünyayı alarma geçiren kontrolden çıkan Çin’in yörüngedeki Long March 5B roketinin ilk görüntüsü gökbilimciler tarafından yayınlandı. Dünyadan 700 km uzakta olan roketin görüntüsünü ‘Elena’ robotik teleskopuyla görüntülemeyi başaran İtalyan gökbilimci Gianluca Masi, “Gökyüzü inanılmaz derecede parlaktı. Bu koşullar görüntülemeyi oldukça zor bir hale getirdi. Fakat robotik teleskopumuz sayesinde roketi görüntülemek başarılı oldu. Bu robotik tesisimizin gökyüzündeki nesneleri izleme konusundaki inanılmaz yeteneklerini gösteren bir olay.”diye konuştu.

    8-10 MAYIS’TA YERYÜZÜNE DÜŞECEK

    Çin’in uzay istasyonunun ana modülünü taşıyan Long March 5B roketi 29 Nisan’da Hainan adasından başarıyla kalkış yapmış, uzayda roket modülden ayrılarak kontrolden çıkmıştı. Saatte 27 bin 600 kilometre hızla Dünya’nın etrafından dönen roketin atmosferden geçerek hafta sonu Dünya’ya düşeceği tahmin ediliyor.

    Roketin 8-10 Mayıs arasında yeryüzüne düşmesinin beklendiği açıklandı. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) sözcülerinden Mike Howard, roketin dünyanın hangi noktasına düşeceğinin çarpmaya ancak birkaç saat kala tahmin edilebileceğini aktarmıştı.

    ABD Uzay Kuvvetleri Komutanlığının, Çin’e ait kontrolden çıkmış bir uzay roketinin, hafta sonu yeryüzüne düşmesini beklediği ve bu roketin güzergahını takip etmeye devam ettiği bildirildi.

    Çin’e ait Long March 5B tipi roketin kontrolden çıkması, dünyayı alarma geçirdi.

    Pentagon sözcülerinden Mice Howard, roketin 8 Mayıs’ta yeryüzüne inmesini beklediklerini ve roketin güzergahının ABD Uzay Kuvvetlerince takip edildiğini kaydetti.

    Howard, şu anda roketin kalıntılarının tam olarak dünyanın hangi noktasına düşeceğini bilmediklerini belirtirken, bunun, roketin dünyaya inmesine saatler kala tahmin edilebileceğini ifade etti.

    Çin, geçen hafta kendi uzay istasyonlarının parçalarını fırlatma amacıyla bu roketi kullanmıştı.

    Roket kontrolden çıktıktan sonra parçaların bir kısmının atmosferde yandığı ifade edilirken, 22 tonluk roketin bazı parçalarının ise yerleşim alanlarına düşmesinden endişe ediliyor.

    Çin basınında, ABD Uzay Kuvvetleri Komutanlığının kontrolden çıkan roketle ilgili açıklamasına ilişkin bir habere rastlanmazken, resmi makamlar da konuya ilişkin bilgi vermedi.

    Devasa roketin kontrolden çıktıktan sonra bir kısmının atmosferde yandığı belirtilmişti. Roketin sağlam kalan bazı parçalarının ise yerleşim alanlarına düşmesinden endişe ediliyor.

    LONG MARCH 5B 29 NİSAN’DA UZAYA FIRLATILMIŞTI

    Çin Uzay İstasyonu’nun ilk parçası ve çekirdek modülü Tienhı’yı (Gök Uyumu) uzaya taşımak için Long March-5B roketi 29 Nisan’da uzaya fırlatılmıştı.

    Fırlatılmanın ardından Tianhı modülü roketten ayrılarak planlanan yörüngesine girmişti.

    Roketin ana gövdesinin de Dünya’da önceden planlanan bir noktaya inmesi gerekiyordu.

    Fırlatmayı Çin Başbakanı Li Kıçiang ve devlet erkanı başkent Pekin’deki bir merkezden izlerken, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Vınçang Uydu Fırlatma Merkezi personeline tebrik mesajı göndermişti.

    Pekin yönetimi, Çin Uzay İstasyonu’nun çekirdek modülünü yörüngeye taşıyan Long March 5B roketinin kontrolden çıktığı ve hafta sonu Dünya’ya düşmesinin beklendiği yönündeki haberler konusunda sessiz kaldı.

    Mekik 2018’de dünyaya inişi sırasında kontrolden çıkarak dünya atmosferine girmişti. Güney Pasifik’e doğru yönelen Gök Saray-1 büyük oranda atmosferde parçalanmıştı.

    O dönemde Gök Saray-1’in Türkiye’ye düşmesi ihtimali üzerinde de duruluyordu.

  • Kanada, Çin’in Uygurlu Türklere yönelik uygulamalarını ‘soykırım’ olarak tanıdı

    Kanada, Çin’in Uygurlu Türklere yönelik uygulamalarını ‘soykırım’ olarak tanıdı

    Kanada’da, Çin’in Uygurlara yönelik uygulamalarını ‘soykırım’ olarak tanımlayan yasa onaylandı.

    Kanada’da milletvekilleri, muhalefetteki Muhafazakar Parti tarafından Çin’in Sincan’daki Müslüman Uygurlara karşı uygulamalarını soykırım olarak tanımak için sunulan bağlayıcı olmayan önergeyi onayladı. Öte yandan Dışişleri Bakanı Marc Garneau, oylamanın ardından yaptığı yazılı açıklamada “Keyfi gözaltı, siyasi yeniden eğitim, zorla çalıştırma, işkence ve zorla kısırlaştırma gibi Sincan’daki insan hakları ihlallerine ilişkin korkunç raporlardan derinden rahatsız olmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Koronavirüs Çin’de ortaya çıkmamış olabilir

    Koronavirüs Çin’de ortaya çıkmamış olabilir

    Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Çin’e giden ekibinden Profesör John Watson, Covid-19’a neden olan virüsün Çin’de ortaya çıkmamış olabileceğini öne sürdü.

    İngiliz TV kanalı BBC One’de konuşan Dünya Sağlık Örgütü’nün Çin’e giden ekibinden Profesör John Watson, Covid-19’a neden olan virüsün Çin’de ortaya çıkmamış olabileceğini öne sürdü. Watson, virüsün hayvanlardan insanlara sıçramasının ülke sınırları dışında gerçekleşmiş olabileceğini ve pandeminin büyük olasılıkla bir ‘hayvan rezervuarında’ enfeksiyonla başlayıp daha sonra da ‘ara konak’ yoluyla insanlar geçmiş olabileceğini söyledi.

  • Çin ikinci yerli Kovid-19 aşısını onayladı

    Çin ikinci yerli Kovid-19 aşısını onayladı

    Çinli Sinovac Biotech firması, Pekin yönetiminin ikinci yerli Kovid-19 aşısının şartlı onayladığını duyurdu.

    Çinli Sinovac Biotech firması yaptığı açıklamada, Kovid-19 aşısının şartlı olarak toplu kullanımı için resmi olarak onaylandığını belirtti. CoronaVac, Sinopharm aşısının ardından ülkede onay alan ikinci koronavirüs aşısı oldu. Çin medyasının son dakika olarak duyurduğu haberde, Sinovac’ın Çin Ulusal Tıbbi Ürünler İdaresi’nin firma tarafından geliştirilmiş Kovid-19 aşısı CoronaVac’a şartlı onay verildiği aktarıldı. Devlete ait China National Pharmaceutical Group’a (Sinopharm) bağlı bir Pekin enstitüsü tarafından geliştirilen aşının Aralık ayında onaylanmasından sonra onaylanan ikinci Kovid-19 aşısı olduğu ifade edildi.

    SALGINA BAĞLI ÖLÜMLERİ ÖNLEMEDE YÜZDE 100 ETKİ

    Sinovac, Brezilya ve Türkiye’de yapılan ileri safha denemelerin CoronaVac aşısının Covid-19 kaynaklı hastaneye yatma ve ölümleri önlemede yüzde 100 etkili olduğuna işaret ettiğini açıklamıştı. 12 bin 396 bin kişinin katıldığı denemelerde, aşının enfeksiyonu önlemedeki başarısının daha düşük olduğu belirtilmiş, CoronaVac’ın tıbbi tedavi gerektiren vakaları önlemede etkisinin yüzde 83.7 olduğu, enfeksiyonların önüne geçmede ise etkinlik oranının yüzde 50.65 olduğu aktarılmıştı. The Lancet’te, aşının 60 yaş üstü kişilere uygulanmasına dair yapılan çalışmaların ara sonuçları yayınlanmıştı. Söz konusu raporda, CoronaVac’ın 60 yaş üstü yetişkinlerde güvenli olduğuna işaret edilmişti.

  • Virüs laboratuvardan mı yayıldı?  Çin’de araştırma yapan DSÖ ekibinden açıklama

    Virüs laboratuvardan mı yayıldı? Çin’de araştırma yapan DSÖ ekibinden açıklama

    Koronavirüsün ilk ortaya çıktığı Çin’in Wuhan kentinde incelemelerini sürdüren Dünya Sağlık Örgütü’nün İngiliz üyesi Dr. Peter Daszak, “Veriler bizi virüsün laboratuvardan yayıldığı tezlerine götürecekse, verileri takip edeceğiz” dedi.

    Küresel bir salgına dönüşen koronavirüsün kökenini araştırmak için virüsün çıktığı Çin’in Wuhan kentine gelen Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) üyeleri incelemelerini sürdürüyor. Salgının başlangıcından bu yana çeşitli komplo teorileri üretilirken, yürütülen çalışmalar kapsamında virüsün üretildiği yer olduğu iddia edilen Viroloji Enstitüsü laboratuvarını ziyaret eden DSÖ ekibi, “daha önce kimsenin görmediği veriler” tespit ettiklerini ve bir noktaya ulaşmakta olduklarını açıkladı. Ekibin İngiliz üyesi Dr. Peter Daszak, herkesi şaşırtan bir açıklamada bulundu. Virüsün laboratuvardan yayıldığı ihtimalini göz ardı etmediklerini söyleyen Daszak, “Yeni veriler elde ettik ve bu iyi bir şey. Virüs için doğru yönlere bakmamıza yardımcı olmaya başlayan çok değerli şeyler” dedi.

    Salgının Çin’de ortaya çıkmasından bir yıl sonra bölgeye gelen DSÖ ekibinin İngiliz üyesi, yetkililerle de görüştüklerini ifade ederek, “Daha önce görülmemiş verileri bizimle paylaşıyorlar. Olası yolları bizimle açıkça konuşuyorlar. Bir yere varmaktayız ve ekibin tüm üyelerinin bu şekilde düşündüğünü söyleyebilirim. Çin’in bizimle çalışmaya istekli olduğunu düşünüyorum ve bunu her gün görüyorum” ifadelerini kullandı.

    “Her şey artık masada ve bizler de bu konuda açık görüşlüyüz”

    Koronavirüsün laboratuvardan yayıldığına dair iddiaları bildiklerini ifade eden Daszak, “Enstitüdeki laboratuvarın konuyla ilgisi olabileceğine dair tezlerden haberimiz elbette var. Ve merak etmeyin bu konuda sorular sormaya devam edeceğiz. Eğer bulduğumuz veriler bizi virüsün laboratuvardan yayıldığı tezlerine götürecekse, verileri takip edeceğiz. Kanıtları takip edeceğiz. Bilgiler bizi canlı hayvan pazarına götürürse oraya, vahşi hayvan satılan marketlere götürürse oraya ve hatta bir laboratuvara götürürse oraya gideceğiz. Her şey artık masada ve bizler de bu konuda açık görüşlüyüz” açıklamalarını yaptı.

  • Covid-19 soruşturması için harekete geçildi

    Covid-19 soruşturması için harekete geçildi

    Koronavirüsün (Kovid-19) kökenlerini araştıracak Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) 13 kişilik heyetin virüsün ilk kez tespit edildiği Çin’in Vuhan kentinde olduğu 14 günlük karantina uygulaması bugün sona erdi.

    Dünyanın gözü salgının çıktığı Çin’in Vuhan kentindeki araştırmalara çevrildi. Koronavirüsün (Kovid-19) kökenlerini araştıracak Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 13 kişilik heyetin, virüsün ilk kez tespit edildiği Çin’in Vuhan kentindeki karantinadan çıktı. DSÖ uzmanları Vuhan’da kaldıkları otelde 14 Ocak’ta karantinaya girmişti. ABD, Avustralya, Almanya, Japonya, İngiltere, Rusya, Hollanda, Katar ve Vietnam’dan uzman ve araştırmacılardan oluşan heyet, 14 günlük karantina sürecinde Çinli yetkililerle çevrim içi toplantılar yaptı. Hollandalı virolog ve ekip üyesi Marion Koopmans, karantinada oldukları otelden ayrılmadan önce verilen son basın toplantısında “Dünyanın gözleri buna odaklanmış, dünyanın fikirleri buna odaklanmıştır” dedi.

    İLK KEZ VUHAN’DAKİ GIDA PAZARINDA GÖRÜLMÜŞTÜ

    Dünya, Kovid-19 salgınından ilk kez Çin’in, 31 Aralık 2019’da Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde “kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının” ortaya çıktığını DSÖ’ye bildirmesiyle haberdar olmuştu. Hastalık, ilk kez Vuhan kentindeki deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülmüş, sebebi anlaşılamayan “solunum rahatsızlığı” şikayetiyle 17 Kasım’da ilk hasta hastaneye başvurmuştu.

    ÇİN SORUŞTURMA ÇAĞRILARINI GERİ ÇEVİRMİŞTİ

    Pekin yönetimi daha önce ABD yönetiminin virüsün kökenine dair soruşturma başlatılmasına dair talebini reddetmiş, Avustralya hükümetinin nisan ayında DSÖ’ye yaptığı uluslararası soruşturma çağrısı yapması üzerine bu ülkeye ihracat kısıtlamaları getirmişti.