Etiket: çin

  • Karantina bitti hava kirliliği tekrar yükseldi…

    Karantina bitti hava kirliliği tekrar yükseldi…

    NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Çin’de araçların trafiğe dönmesi ve endüstriyel tesislerin tekrar açılmasıyla meydana gelen azot seviyelerindeki artışı gösteren haritalar paylaştı.

    Tatil sezonundan sonra ülkede doğal bir düşüş olmasına rağmen, virüs nedeniyle hava kirliliğindeki geleneksel artış ertelenmiş ve geçen ayın sonuna kadar olağan eğilimlerin altında kalmaya devam etmişti.

    NASA ve ESA, Çin’de Şubat ayında başlayan nitrojen dioksitteki azalmayı izlemek için kirlilik izleme uydularını kullandı.

    Azot dioksit yakıtın yanması sırasında açığa çıkan ve arabalar, enerji santralleri ve endüstriyel tesisler tarafından yayılan zararlı bir gazdır. Kömür, gaz veya dizel gibi fosil yakıtlar yüksek sıcaklıklarda yandığında oluşur ve solunum yollarında iltihaplanma ve astım krizi riskinin artması da dahil olmak üzere akciğerler üzerinde bir dizi zararlı etkiye neden olabilir.

    HAVA KİRLİLİĞİ SEVİYELERİ KARANTİNA ÖNCESİNE YAKIN

    Çin geçtiğimiz ay karantinayı sona erdirdi ve yeni verilerde yılın bu zamanında hava kirliliği seviyelerinin normale yakın olduğunu görüldü.

    NASA ve ESA tarafından yayınlanan haritalar, atmosferin en düşük tabakasıolan troposferde Çin üzerindeki azot dioksit seviyelerini gösteriyor.

    Görüntüleri oluşturmak için kullanılan veriler, 10 ile 25 Şubat tarihleri ​​arasındaki (karantina sırasında) orta ve doğu bölgelerdeki azot dioksit seviyelerini ve 20 ile 12 Nisan arasındaki (kısıtlamalar kaldırıldıktan sonra) seviyeleri karşılaştırmalı olarak açıklıyor.

    Verilerde, Şangay, Xian, Wuhan ve Yinchuan dahil olmak üzere büyük şehirlerin çoğunde Nisan ayından itibaren azot dioksit seviyelerinin yükselmeye başladığı görülüyor.

    TOPLU TAŞIMA YERİNE ÖZEL ARAÇ TERCİH EDİLİYOR

    Diğer taraftan, Helsinki merkezli Enerji ve Temiz Hava Araştırmaları Merkezi (CREA), geçtiğimiz günlerde, Çin’de karantina uygulamaları sona erdirildikten sonra, 2019’daki aynı döneme karşılaştırıldığında hava kirliliğinin büyük bir artışla geri döndüğünü tespit eden bir çalışma gerçekleştirdi.

    Çin’de toplu taşıma kullanımı yıldan yıla daha düşüş göstermeye devam ediyor, ancak CREA Covid-19 nedeniyle, insanların yoplu taşıma yerine hava kirliliğinin artmasına neden olan özel araçları seçmesinde belirgin bir artış olduğunu kaydetti.

    Öte yandan, Çin’de şu ana kadar Covid-19 nedeniyle 4 bin 634 ölüm ve 82 bin 993 vaka belirtildi.

  • Çin, 30 yıl sonra ilk kez büyüme hedefi belirlemedi

    Çin, 30 yıl sonra ilk kez büyüme hedefi belirlemedi

    Çin Başbakanı Li Keqiang’ın Çin Ulusal Halk Kongresi toplantısına sunulmak üzerine hazırladığı çalışma raporunda 1990’lardan bu yana ilk kez GSYH büyüme hedefine yer verilmedi. Çin ekonomisi ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,8 daralmıştı.

    Çin Ulusal Halk Kongresi’nin açılışında konuşan Başbakan Li, global salgın durumu, ekonomik ve ticari durumdaki belirsizlik ve Çin’in kalkınmasının karşı karşıya olduğu bazı öngörülemez faktörler nedeniyle bu yıl ekonomik büyüme için spesifik bir hedef belirlemedik” dedi.

    Li, yurt içi tüketim, yatırımlar ve ihracatın düşmekte olduğunu belirtirken, istihdam üzerinde baskının ciddi şekilde artmakta ve finansal risklerin büyümekte olduğunu da vurguladı.

    Sunulan raporda 2020 yılı için bütçe açığı hedefe 2019’daki yüzde 2,8’den yüzde 3,6’ya çıkalırken, yerel yönetim tahvilleri ihracı için kota 2,15 trilyon yuandan 3,75 trilyon yuana yükseltildi.

  • Yaraslarda 1500 Koronovirüs tespit edildi

    Yaraslarda 1500 Koronovirüs tespit edildi

    The Big Picture Science podcast paylaşımında belirtildiği üzere Vuhan Viroloji Enstitüsü’nden Shi Zhengli yarasaların organizmalarında, bazıları ileride yeni bir pandemiye yol açabilecek olan yaklaşık 1.500 koronavirüs türü saptadı.

    Yaklaşık 15 bin örnek analiz edildi, yüzde 10’unda koronavirüs saptandı

    Habere göre laboratuvar çalışanları yarasaları yakalayıp biyolojik verilerini topladı. Yakalanan yarasaların tükürük, kan ve dışkısından alınan yaklaşık 15 bin örnek analiz edildi. Araştırma sırasında bilimciler, örneklerin yüzde 10’unda ‘bir dünya’ koronavirüs buldu, ardından virüsler enstitüde muhafaza edilmek üzere donduruldu.

    Hangi virüslerin insana bulaşabileceği araştırılıyor

    Haberde, “Bu virüslerin birçoğu asla insanlara bulaşmayacak, ancak bazıları buna meyilli olabilir. Bilimci şu anda örneklerden hangilerinin insanlara bulaşma riski taşıdığına açıklık getirmek için onları test etmeye devam ediyor” ifadeleri yer aldı.

    Virüs dağ mağaralarının yakınındaki köy bölgelerinden yayılmaya başlamış olabilir

    Bulunan bazı koronavirüs tiplerine karşı antikorlara Çin’in güneyindeki köylülerin kanında rastlandığı belirtilen yazıda, bunun Kovid-19 salgınının Vuhan’dan değil, içlerinde yarasaların yaşadığı dağ mağaralarının yakınında bulunan köy bölgelerinden yayılmaya başladığını gösterdiği ifade edildi.
    Bilimciler, henüz kendilerini ortaya çıkarmayan, ancak buna meyilli olan bunca virüsün ‘saatli bomba’ olduğunu belirtti.

    Şu ana kadar koronavirüslerin SARS (2003), MERS-CoV (2012–2015) ve Kovid-19 olmak üzere 3 türünün pandemiye yol açtığı biliniyor.

  • Çin başa döndü! Bir şehir sınırlarını kapattı

    Çin başa döndü! Bir şehir sınırlarını kapattı

    Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgının ortaya çıktığı Çin başa dönerken, ülkede ikinci dalga endişeye yol açtı.

    Çin’in Jilin bölgesinde yer alan, 4 milyondan fazla nüfusuyla Jilin şehri koronavirüs nedeniyle sınırlarını kapattırken, toplu taşımayı da askıya aldı. Jilin yerel yönetiminden yapılan açıklamada; Jilin’deki tüm sinemalar, kapalı spor salonları, internet kafeler ve diğer kapalı alandaki eğlence mekanlarının derhal kapatılması ve eczanelerin tüm ateş ve antiviral ilaç satışlarını bildirmesi gerektiği belirtildi.

    Yerel yönetim aynı zamanda, şehir sakinlerinin sadece, son 48 saat içinde Covid-19 için negatif test sonucu aldıklarını ve belirtilmemiş bir ‘katı öz izolasyon’ dönemi tamamladıklarını kanıtlayan bir rapor almaları durumunda şehirden ayrılmalarına izin verildiğini söyledi. Jilin ve Shulan şehri Çin’in, Rusya ve Kuzey Kore ile sınırları olan Jilin bölgesinde bulunuyor.

  • Batı Karadeniz’de kahverengi kokarca alarmı

    Batı Karadeniz’de kahverengi kokarca alarmı

    Düzce Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevcan Öztemiz, fındık ve tarım üreticilerini kahverengi kokarcaya karşı uyararak, önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. Ana vatanı Çin, Kore ve Japonya (Doğu Asya) olan zararlı böceğin sadece fındıkta değil, birçok meyve, sebze ve süs bitkileri ile beslendiğinin bilindiğini söyleyen Prof. Dr. Öztemiz, “Ülkemize Gürcistan üzerinden 2017 yılında giriş yapmış ve ilk olarak Doğu Karadeniz’de görülmüştür. Bir yılda Karadeniz’in doğusundan batısına hızla yayılış gösterdi ve 2018 yılında Sakarya’nın Hendek ilçesinde tespit ettik. Kayıtlarda zararlının İstanbul’da varlığı bilinmektedir. Karadeniz iklimi böceğin yayılması ve yaşamını devam ettirebilmesi için çok uygundur” diyerek üreticileri ve yetkilileri uyardı.

    “Fındık başta olmak üzere birçok sebze ve meyveye zarar veriyor”

    Kahverengi kokarcanın zararlı çok sayıda bitki ile beslendiğini söyleyen Prof. Dr. Öztemiz, “Konukçuları arasında fındık başta olmak üzere buğday, mısır, sorgum, soya, pamuk, ayçiçeği, şerbetçiotu gibi tahıllar ve endüstri bitkileri; elma, armut, şeftali, Trabzon hurması, yaban mersini, kivi, turunçgil gibi meyveler; fasulye, bezelye, biber, domates, salatalık gibi birçok sebze ve süs bitkileri de yer alıyor.” dedi.

    “Fındıkta kalite ve verimi yüzde 50 azalttı”

    Zararlı böceğin Amerika ve Avrupa ülkelerinde de yayılış gösterdiğini söyleyen Öztemiz, “Amerika, Avrupa ve Gürcistan’da bazı bahçelerde yüzde 80’lere ulaşan zarar söz konusudur. Doğu Karadeniz’de zararlı böceğin fındıkta kalite ve verimi yüzde 50 azalttığı ve bulaşık fındık oranının yüzde 20’lerde olduğu bildirilmiştir. Mayıs ayına girdiğimiz bugünlerde kahverengi kokarcanın görülmesi muhtemeldir. Kışı ergin olarak geçiren zararlı böcek mayıs ve haziran aylarında yumurtalarını yaprakların alt kısmına gruplar halinde bırakmaktadır. Yumurtadan çıkan nimfler fındıkta bitki özsuyunu emerek beslenmeye başlar. Meyvelerde beslenme sonucu fındıkta boş ve buruşuk meyve oluşumu ile lekeli iç şeklinde zarar meydana getirirler” diye konuştu.

    “Meyve ve sebzelerin şeklini ve lezzetini de etkiliyor”

    Meyvelerde renk değişimi, şekil bozukluğu, acılaşma ve pazar değerinin azalmasına da neden olduğunun altını çizen Öztemiz, “Zararlı iki döl vermektedir. Temmuz-ekim aylarında ikinci dölün nimf ve erginleri görülür ve benzer şekilde beslenmeye devam ederler. Hava koşullarına bağlı olarak ekim-kasım aylarında kışı geçirmek için kışlağa çekilen ergin böcekler zaman zaman evlerimize girerek pis koku salgılarlar ve insanları rahatsız ederler. Beslenmeden kışı geçirdiği bu süre; yaklaşık 4-5 aydır. Havaların ısınması ile birlikte nisan-mayıs aylarında kışlakları terk eden ergin böcekler tekrar görülmeye başlar ve yumurta bırakarak yaşamına devam ederler. Görüldüğü gibi tarımsal alanlarda yaklaşık 7-8 ay aktif olan zararlıya karşı üreticilerimizin zamanında ve doğru şekilde bu böcekle mücadele yapmaları gerekiyor” şeklinde konuştu. Bir an önce tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Öztemiz, tedbirler alınmadığı taktirde Doğu ve Orta Karadeniz’de hızla yayılış gösterdiği gibi Batı Karadeniz ve Marmara Bölgesi’nde de yayılarak başta fındık bahçeleri olmak üzere meyve, sebze ve süs bitkileri alanlarında verim ve kaliteyi düşürerek ekonomik kayba neden olabilecek potansiyele sahip olduğunun altını çizdi.

    “Entegre mücadele uygulamalıyız”

    Zararlının yayılışını engellemek için karantina tedbirlerinin alınmasının önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztemiz, “Karantina tedbirlerinin alınması ve eradikasyon yönteminin uygulanması çok önemli. Zararlının mücadelesinde çevreye en az zararı olan mücadele yöntemlerine öncelik vermeliyiz. Uygun olan tüm mücadele yöntemlerini bir arada kullanarak, yani entegre mücadele uygulamalıyız. Kışlamış ergin, nimf ve yeni nesil erginlerin toplanıp imha edilmesi popülasyonu azaltacaktır. Mekanik olarak elle yapılabileceği gibi ışık ve fermon tuzakları da kullanılabilir. Zararlıya karşı feromon tuzakları gerek popülasyon takibinde ve gerekse kitlesel yakalama amacıyla bir çok ülkede kullanılmaktadır. Zararlının biyolojik mücadelesinde birçok doğal düşman saptanmıştır. Avcı böceklerden ziyade yumurta parazitoidlerinin etkili olduğu özellikle Samuray arıcığı olarak bilinen faydalı böceğin kahverengi kokarcayı kontrol altında tuttuğu rapor edilmiştir. Ülkemizde de bir an önce yerli doğal düşmanlarının araştırılması, etkin bulunanlar mevcut ise etkinliğinin araştırılması, yok ise orijin bölgesinden etkili arıcığın ithal edilerek kullanılması yararlı olacaktır” diyerek zararlıyla doğal yöntemlerle mücadele etmenin mümkün olduğunu ifade etti.

    “Kimyasal mücadele uzun vadede tek başına yeterli olmayabilir”

    Entegre mücadelede son çare olarak bilinen kimyasal mücadelede ise kışlamış erginlere karşı mayıs ayında fındık kurduna karşı yapılacak uygulamaların zararlının popülasyonunu azalttığını söyleyen Öztemiz, temmuz ayında görülen yeni nesil erginlere karşı uygulanacak mücadelenin daha önemli olduğunu dile getirdi. Birçok ülkede yapılan çalışmalarda zararlıyı kontrol etmek için yapılan kimyasal mücadelenin uzun vadede tek başına yeterli olmadığının bildirildiğini ifade eden Prof. Dr. Öztemiz, bu nedenle zararlıya karşı sürdürülebilir bir mücadele programının başlatılması için gerekli tüm önlemler geciktirilmeden alınması gerektiğini vurguladı.

  • Virüsü yenenlerde inanılmaz değişiklik!

    Virüsü yenenlerde inanılmaz değişiklik!

    Çin’in Vuhan kentinde koronavirüse (Covid-19) yakalanan ve 2 ay tedavinin ardından hastalığı yenen Kardiyolog Dr. Yi Fan ve Ürolog Dr. Hu Weifeng’in ten renginin değiştiği görüldü. Şaşkına dönen Çinli uzmanların söz konusu doktorların ten renginin değişmesini ise virüsün karaciğerde hasar oluşturmasına bağlıyor.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan ve 170 binden fazla kişinin ölümüne neden olan koronavirüsün ortaya çıktığı Vuhan’da, koronavirüslü hastaları tedavi eden Kardiyolog Dr. Yi Fan ve Ürolog Dr. Hu Weifeng’in büyük değişime uğradığına ilişkin haber geldi.

    Virüs sonrası ten renkleri değişti

    Sözkonusu iki doktorun 18 Ocak’ta kornavirüse yakalandığı ve iki ay süren yoğun tedavinin ardından iyileştiği belirtilirken, Kardiyolog Dr. Yi Fan ve Ürolog Dr. Hu Weifeng’in daha sonra ten renklerinin değiştiği gözlemlendi. Çinli uzmanlar iki doktordaki ten rengi değişimini virüsün karaciğere hasar vermesine bağlıyor.

    ‘Karaciğerim tedavi sırasında hasar aldı’

    Virüse yakalanan ve daha sonra tedavi edilen Dr. Hu Weifeng, yaşadığı değişimi Çin medyasına anlattı. Dr. Hu Weifeng yaptığı açıklamada, “Bilincim yerine geldiğinde ve sağlık durumumu öğrendiğimde korktum. Sık sık kabuslar görüyordum” ifadelerini kullandı. Huazhong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı Song Jianxin, doktorların organlarının, tedavileri sırasında hasar gördüğünü söyledi. Karaciğerlerinde depolanması gereken demirin, organlar düzgün çalışmadığı için kan damarlarına dolduğunu ifade etti. Bu sebeple, ten renginde değişmenin gözlemlendiği belirtildi.

    ‘Bu sadece bir solunum yolu hastalığı değil’

    Ürolog Dr. Li Shusheng da doktorların ten renginin zamanla normale dönmesinin beklendiğini ekledi. Öte yandan bilim insanları, koronavirüsü yenen hastaların hayati organlarında ciddi hasarların meydana gelebileceği ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun (PTSD) ortaya çıkabileceğini ifade etti. Yale Üniversitesi’nden Kardiyolog Dr. Harlan Krumholz ise “Covid-19 sadece bir solunum yolu hastalığı değildir. Bu hastalık, kalbi, karaciğeri, böbrekleri, beyni, endokrin sistemini ve kan sistemini etkileyebilir” ifadelerini kullandı.