Etiket: cinayet

  • 500 liralık nafaka için öldürüldü

    500 liralık nafaka için öldürüldü

    Gaziantep’te bir kadın ile boşanma aşamasındaki eşi arasında 500 liralık nafaka talebi nedeniyle tartışma çıktı. Vücudunun 12 yerinden bıçaklanan kadın hastanedeki 8 günlük yaşam mücadelesini kaybetti.

    Gaziantep’te boşanma aşamasındaki eşi tarafından bıçaklanan kadın hayatını kaybetti.

    Olay, 27 Ekim 2021 Çarşamba günü Şahinbey ilçesi Dumlupınar Mahallesinde meydana geldi. İddiaya göre, Ali Çakır (62), bir süredir 500 lira nafaka yüzünden tartışma yaşadığı ve boşanmak üzere olduğu eşi Behiye Çakır’ın annesiyle yaşadığı evinin önüne geldi.

    Evin önünde bir süre bekleyen zanlı, daha sonra elindeki bıçakla boşanmak üzere olduğu eşi Behiye Çakır’a saldırdı. Behiye Çakır, vücudunun 12 yerinden aldığı bıçak darbesiyle ağır yaralandı.

    Olay yerine gelen sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılan kadın 8 gün sonra hayatını kaybetti. Ali Çakır ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    “BABAM MÜEBBET ALSIN”

    Annesini öldüren babasının müebbet hapis cezası almasını isteyen talihsiz kadının oğlu Ahmet Çakır, “Bu duruma kimsenin sessiz kalmasını istemiyorum. Annemi öldüren babama sesleniyorum, İnşallah müebbet yersin. Anneler ölmesin, annelere bir şey olmasın. Dünyada tek dileğim budur” dedi.

  • Bursa ‘Ölüm korkusu’ cinayetleri davasında karar

    Bursa ‘Ölüm korkusu’ cinayetleri davasında karar

    Bursa’da, Orhan Aksu (35) ile Orhan Eren’i (40) bindikleri otomobilde av tüfeğiyle vurarak öldüren Levent Katıroğlu, karar duruşmasında hakim karşısına çıktı. Daha önceki duruşmalarda Aksu ve Eren’i, ‘ölüm korkusu’ yaşadığı için öldürdüğünü söyleyen Levent Katıroğlu, ömür boyu ve 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

    Bursa’nın Osmangazi ilçesi Dumlupınar Mahallesi’nde Ocak ayında meydana gelen olayda kentte otel işleten Levent Katıroğlu, otomobiliyle seyir halindeyken, husumetli olduğu Orhan Aksu ile Orhan Eren’i trafikte, aracın içinde gördü. Yanında bulunan av tüfeğini alan Katıroğlu, Orhan Eren’in kullandığı araca yaklaştı, av tüfeğiyle 3 el ateş etti.

    Saçmaların isabet ettiği Eren direksiyon başında, Aksu ise kaçmak isterken öldü. Bu sırada uygulama görevi yapan trafik ekipleri, silah sesini duyup olay yerine gelerek Levent Katıroğlu’nu gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilirken gazetecilerin, “Neden öldürdünüz?” sorusuna “Ölüm korkusu yaşadığım için” diyen Katıroğlu, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    Levent Katıroğlu hakkında Bursa 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 kişiyi öldürmek suçundan 2 kez 2 kez ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Katıroğlu, çıktığı duruşmalarda, Orhan Eren ve Orhan Aksu ile uzun süredir husumetli olduklarını olay günü kendilerini, ölüm korkusu yaşadığı için öldürdüğünü söyledi.

    Levent Katıroğlu, karar duruşmasında hakim karşısına çıktı. Salonda taraf avukatları ile öldürülen Orhan Aksu ve Orhan Eren’in yakınları hazır bulundu. Levent Katıroğlu ise tutuklu bulunduğu cezaevinden, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile ifade verdi.

    Mahkeme heyeti, yaptığı savunmasında önceki ifadelerini tekrarlayan Levent Katıroğlu’na, Orhan Aksu’yu öldürmek suçundan ömür boyu, Orhan Eren’i öldürmek suçundan da haksız tahrik indirimiyle 18 sene hapis cezası verdi.

  • Bursa’da eşini katletmişti! Cinayette yeni gelişme

    Bursa’da eşini katletmişti! Cinayette yeni gelişme

    Bursa’da, tartıştığı boşanma aşamasındaki eşi Serpil Karataş’ı (42), mutfaktan aldığı iki ayrı bıçakla öldürdükten sonra tutuklanan Osman Cenk Karataş’ın (44) yargılanmasına devam edildi. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Karataş, akli dengesinin yerinde olmadığını öne sürdü. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan muayene sonucu, ‘cezai ehliyetinin olduğu’ belirlenen Karataş, bu rapora itiraz etti. İstanbul Adli Tıp Üst Kurulu’nda da muayene edilen Osman Cenk Karataş’ın, akli dengesinin yerinde olduğu tespiti yapıldı.

    Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı Ertuğrul Mahallesi’nde geçen yıl haziran ayında meydana gelen olayda uzun süredir psikolojik tedavi gördüğü öne sürülen Osman Cenk Karataş ile boşanma aşamasında olduğu eşi Serpil Karataş arasında tartışma çıktı. Kavgaya dönüşen olayda Karataş, mutfaktan aldığı bıçağı Serpil Karataş’a art arda sapladı. Bıçağın yamulması üzerine mutfaktan başka bir bıçak alan Karataş, eşini bıçaklamaya devam etti.

    Kadın olay yerinde hayatını kaybederken, otomobiliyle kaçan Osman Cenk Karataş, Kütahya- Eskişehir yolu Sera Köprülü Kavşağı’nda yakalandı. Karataş ifadesinde, “Eşimi öldürdükten sonra evde bulunan altın ve paraları alarak, Uşak’ta oturan babamın yanına gitmek için yola çıktım. Bıçağı evde bıraktım” dedi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Karataş, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Bursa 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Eşe karşı canavarca hisle adam öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Osman Cenk Karataş, duruşmalarda çelişkili ifadeler verirken, akli dengesinin yerinde olmadığını öne sürdü. İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilen Karataş hakkında raporda, ‘cezai ehliyeti vardır’ görüşü bildirildi. İtiraz üzerine mahkeme heyeti sanığı, İstanbul Adli Tıp Üst Kurulu’na sevk etti.

    KADIN KURULUŞLARI DA İZLEDİ

    Dava ile ilgili yargılamaya devam edildi. Öldürülen Serpil Karataş’a destek vermek için gelen kadın kuruluşlarının da izlediği duruşmada, tarafların avukatları, öldürülen Serpil Karataş’ın babası Hulki Şentürk annesi Nesibe ile kardeşi Erdal Şentürk hazır bulundu. Tutuklu sanığın, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı yargılamada mahkeme heyeti, İstanbul Adli Tıp Üst Kurulu’nda yapılan kontroller sonrası, Osman Cenk Karataş hakkında hazırlanan akli dengesinin yerinde olup, cezai ehliyetinin bulunduğunu içeren raporu okudu. Gelen raporu öğrenen Osman Cenk Karataş’ın avukatı kararı incelemek için süre istedi. Mahkeme heyeti, karar aşamasına gelen duruşmayı ileri bir tarihe ertelerken, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

  • Sevgilisini öldürüp cesedi taksiyle karakola götürdü

    Sevgilisini öldürüp cesedi taksiyle karakola götürdü

    Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde Ali Akbaba (50) kendisinden ayrılmak isteyen kadın arkadaşı Seyhan Gözer’i (44) takside tabancayla başından vurarak öldürdü. Akbaba, Gözer’i hastaneye götürmek isteyen şoförün de başına silahı dayayıp, “Bırak, ölürse ölsün. Sen emniyet müdürlüğüne götür bizi” dedikten sonra taksiyle polis merkezine gidip teslim oldu.

    Gölcük ilçesinin kırsal Saraylı Mahallesi’nde Ali Akbaba, sabah erken saatlerde servise binip işe gidecek olan kadın arkadaşı Seyhan Gözer’in yanına gitti. Ali Akbaba, Gözer’e taksiyle kendisini işe bırakacağını söyledi. Bunun üzerine Seyhan Gözer taksiye bindi. Yolculuk sırasında Seyhan Gözer, Ali Akbaba’ya ayrılmak istediğini söyleyince tartışma çıktı. İş yerinin önüne geldiklerinde Ali Akbaba, taksiciye devam etmesini belirtti. Taksi, yeniden Saraylı Mahallesi’nde geldiğinde Ali Akbaba tabancasını çıkararak Seyhan Gözer’in başına ateş etti.

    Taksi şoförü Seyhan Gözer’i hastaneye götürmek istedi. Ancak Ali Akbaba, şoförün başına tabancayı dayayıp, “Bırak ölürse ölsün. Sen emniyet müdürlüğüne götür bizi” dedi.

    Taksiyle Gölcük İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giden Ali Akbaba, polise durumu anlatıp teslim oldu. Gözer’in bahçeye park eden taksideki cansız bedeni ise yapılan incelemenin ardından morga kaldırıldı.

    Gözaltına alınan Ali Akbaba ile taksi şoförünün ifadesi alınırken, soruşturma sürüyor.

     

  • Otomobili çizildi, site görevlisini öldürdü

    Otomobili çizildi, site görevlisini öldürdü

    Konya’da otomobilinin sağ kapısı çizilen Ahmet Ü. (32), görevini yapmadığı gerekçesiyle tartıştığı site görevlisi 2 çocuk babası Adem Topbaş’ı (24) bıçaklayarak öldürdü.

    Konya’nın Karatay ilçesi Erenler Mahallesi’nde meydana gelen akılalmaz olayda Ahmet Ü., oturduğu sitenin bahçesinde bina önüne park ettiği otomobilinin sağ arka kapısında çizikler olduğunu fark etti.  Bunun üzerine öfkelenen Ahmet Ü., apartman görevlisi Adem Topbaş’a, “Otomobili çizmişler. Neden bakmıyorsun da çizdirdin?” diye tepki gösterdi.

    İkili arasında çıkan tartışma, bıçaklı kavgaya dönüştü. İddiaya göre Ahmet Ü., sustalı bıçağının açılmaması üzerine Adem Topbaş’ın elindeki bıçağı kapıp, saldırdı. Vücudunun çeşitli yerlerinden bıçak darbesiyle yaralanan Topbaş, kaçarak site bahçesindeki bir bakkala sığındı. Kanlar içinde yere yığılan Topbaş, ihbar üzerine çağrılan ambulansla kaldırıldığı Konya Şehir Hastanesinde yaşamını yitirdi. Topbaş’ın 4 yaşında kızı ve 30 günlük bir oğlunun olduğu öğrenildi. Olaydan sonra kaçan Ahmet Ü. ise kısa sürede polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.

    Site sakinleri, Ahmet Ü. ve Adem Topbaş’ın site bahçesinde sürekli sohbet edip, çay içtiklerini söyledi. Bekir Candan, “Arabada çizik olduğunu söylemiş. ‘Güvenlik kamerasına bakalım’ denilmiş. Sonra bıçaklaşma olmuş. Aşağıda kan izleri var. Bakkala doğru gitmişler.” dedi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

  • Gamze Pala’nın katiline ağırlaştırılmış müebbet

    Gamze Pala’nın katiline ağırlaştırılmış müebbet

    Rize’nin Fındıklı ilçesinde, AK Parti Seçim İşleri’nden Sorumlu Başkan Yardımcısı Gamze Pala’yı (46) aşkına karşılık vermediği gerekçesiyle tabancayla sırtından vurduktan sonra, boğazını bıçakla keserek öldüren Savaş Dalançıkar (39), ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’ cezasına çarptırıldı.

    Olay, 15 Nisan 2020’de, Fındıklı ilçesinde Sabancı Öğretmenevi’nde meydana geldi. Savaş Dalançıkar, Fındıklı AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Gamze Pala’yı, aşkına karşılık vermediği gerekçesiyle, resepsiyon görevlisi olarak çalıştığı öğretmenevinde, belinden çıkardığı tabancayla sırtından vurdu, ardından da boğazını bıçakla keserek öldürdü. Kanlar içinde yere yığılan Pala’nın başında bekleyen Dalançıkar, ihbar üzerine adrese gelen polis tarafından etkisiz hale getirilip gözaltına alındı. Tutuklanan Dalançıkar hakkında Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.

    Katil zanlısı Savaş Dalançıkar, davanın görülen 6’ncı duruşmasına tutuklu bulunduğu Rize L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Gamze Pala’nın ailesinin avukatı Yunus Çoruh, “Türkiye’nin en vahşi cinayeti işlenmiştir. Canavarca, eziyet çektirerek ve tasarlayarak cinayet işlenmiştir. Keşke idam olsaydı da idam talep edebilseydik. Son zamanlardaki kadın cinayetlerinin fazlalığı ve olayın oluş şekli de dikkate alınarak sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.

    ‘EN ÜST DÜZEYDE CEZA VERİLSİN’

    Pala’nın diğer avukatı Muhammed Berat Özyanık ise, “Olayın meydana geliş şeklinin vahameti, kamuoyunda meydana getirmiş olduğu infialde dikkate alınarak, kamuoyu vicdanının da rahatlatılabilmesi için sanık lehine herhangi bir indirim yapılmayarak en üst düzeyde cezalandırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    ‘ONUN BAŞKASINA AİT OLACAĞINI DÜŞÜNDÜM’

    Karar öncesinde sanık Savaş Dalançıkar’a mahkeme heyetince son sözleri soruldu. Dalançıkar, “Olay tarihinde bir anlık öfkeme kapıldım ve bu olayı gerçekleştirdim. Bu hayatta en çok Gamze’mi seviyordum, yine en çok onu seveceğim. Olay tarihinden önceki bir tarihte Gamze’nin parmağında yüzük görmüştüm. Onun başkasına ait olacağını düşündüm ve öfkelendim. Ben bu olayı tasarlamadım. Tasarlayacak olsaydım önceden Gamze’mi mezarlığa gittiklerinde, arefe gününde öldürürdüm. Mahkemenin adaletine sığınıyorum” dedi.

    İNDİRİM YAPILMADI

    Mahkeme heyeti sanık Savaş Dalançıkar’a ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis’ cezası verdi. Mahkeme heyeti cezada indirim uygulamadı.

    ‘ASSALARDI DAHA GÜZEL OLURDU’

    Duruşma sonrası adliye önünde Gamze Pala’nın ablaları Tülay Pala ve Fatma Serdar gözyaşlarını tutamadı. Kararı değerlendiren Fatma Serdar, “Kardeşimi geri getiremeyiz ki ne diyeyim. Yaktı bizi. Karar beni mutlu etmedi, onu assalardı daha güzel olurdu ama öyle bir kanunumuz yok, keşke idam olsaydı” dedi.

    ‘KARAR YARAMIZA BİR NEBZE MERHEM SÜRECEK’

    Avukat Serkan Ellialtı ise, “İstediğimiz gibi sonuç aldık. Bu tür suçlarda yeri geldiğinde idam edilmesini de isteriz. Ama bugün Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre alabileceği cezayı aldı. Tasarlayarak kasten adam öldürmeden, ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. Cezalarında herhangi bir indirim olmadı. Mahkeme süresince zaten akli dengesi yerinde olmadığı gibi bahanelerle uzatılmaya çalışıldı. Karar yaramıza bir nebze olsun merhem sürecektir. Sonuçta bir canımızı kaybettik. Karar ailenin üzüntüsünü bir nebze olsun saracaktır. Ama bizim için yeterli değildir. Şu an için karara itiraz etmeyi düşünmüyoruz” dedi.

  • Gelinini öldürüp testere ile parçalara ayırdı

    Gelinini öldürüp testere ile parçalara ayırdı

    Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde Fehmi Adsız’ın, tartıştığı Kırgızistan uyruklu gelini Ayat Adsız’ı bıçaklayarak öldürdükten sonra kollarını ve bacaklarını, testere ile parçalara ayırdığı ortaya çıktı. İfadesinde, gelininin, torunlarını sürekli dövdüğünü bu nedenle cinayeti işlediğini söyleyen Adsız, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

     

    Tekirdağ Çerkezköy’de İstasyon Mahallesi Ortanca Sokak’taki bir apartmanda dün gece Fehmi Adsız, aynı evde birlikte yaşadığı Kırgızistan uyruklu gelini 2 çocuk annesi Ayat Adsız’ı, çıkan tartışmada bıçaklayarak öldürdü. Cinayetin ardından Fehmi Adsız, genç kadının vücudunu parçalara ayırdı. Bir süre sonra eve gelen Fehmi Adsız’ın eşi Seher Adsız, kanları fark edip kocasına ne olduğunu sordu. Eşinden, gelinini öldürdüğünü öğrenen Seher Adsız, polise haber verdi.

    BIÇAKLA ÖLDÜRDÜ, KOL VE BACAKLARINI TESTERE İLE KESTİ

    Adrese gelen polis ekiplerinin yaptığı aramada, Ayat Adsız’ın parçalara ayrılmış vücudunun bir kısmı banyodaki çöp kutusunda, bir kısmı ise evin önünde park halinde bulunan otomobilin bagajında çöp poşetleri içinde bulundu. Ayat Adsız’a ait ceset parçaları otopsi yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi, Fehmi Adsız ise gözaltına alındı.

    Yapılan incelemede Fehmi Adsız’ın, gelinini bıçaklayarak öldürdükten sonra vücudunu testereyle parçalara ayırdığı ortaya çıktı. Adsız’ın gelininin iki kol ve iki bacağını testere ile kestikten sonra poşetler içinde bahçedeki otomobilin bagajına koyduğu, vücudunun diğer kısmını da evin banyosunda tuttuğu ve bu kısımları kesemeden, eşinin eve geldiği belirlendi.

    ‘TORUNLARIMI DÖVÜYORDU’

    Oğlu Tolgahan’ın bir tekstil fabrikasında güvenlik görevlisi olduğunu kaydeden emekli Fehmi Adsız, gelininin torunlarını sürekli dövdüğünü, kendilerine de iyi davranmadığı gerekçesiyle aralarında sorun yaşadığını söyledi. Adsız, bu nedenle gelinini defalarca uyardığını, zaman zaman tartışma yaşadıklarını kaydetti.

    EŞİ VE 2 TORUNUNU GEZMEYE GÖNDERİP, GELİNİNİ ÖLDÜRMÜŞ

    Dün, eşi, 2 torunu ve gelini ile gezmeye çıktığını belirten Fehmi Adsız, bir süre sona eşinden torunlarını gezdirmesini istediğini, kendisinin de gelinin alarak eve döndüğünü ve öldürdüğünü itiraf etti. İfadesinde Fehmi Adsız’ın, “Gelinim, sürekli gözlerimizin önünde torunlarımızı dövüyor ve onlara kötü davranıyordu. Defalarca dövmemesi konusunda uyardım ama ikazlarıma aldırmadı. Bize karşı da olumsuz davranıyor ve aileme dil uzatıyordu. Son zamanlarda iyice haddini aşmış, bize karşı geliyor ve çocuklarını dövüyordu. Yapma dedim, defalarca uyardım ama dinlemedi. Bıçakladıktan sonra kendimi kaybetmişim” dediği bildirildi.

    Çerkezköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne soruşturması süren Fehmi Adsız, işlemlerinin tamamlanmasının ardından sıkı güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.

  • Leyla Aydemir cinayetinde 7 beraat

    Leyla Aydemir cinayetinde 7 beraat

    Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davası, Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davada tutuksuz yargılanan 7 sanık hakkında beraat kararı verildi.

    Ağrı şehir merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin çocuğu olan Leyla Aydemir, 2018 yılında Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde 15 Haziran günü kaybolmuştu. Tüm Türkiye’nin bulunması için seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulunmuştu.

    Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2 Ekim 2020 günü görülen karar davasında, tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, tutuksuz 6 sanık hakkında beraat kararı verilmişti. Karar davasının ardından tutuklu amca Yusuf Aydemir de tahliye edildi.

    Minik Leyla’nın davası Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 7 sanık hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin daha önce verdiği kararı bozması sonrası görülmeye başlanmıştı. Sanıklar kararın bozulmasının ardından ikinci kez hakim karşısına çıktılar.

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin Mehmet Ali Aydemir, amca Musa Aydemir (28), amca Yusuf Aydemir (42) ve köylülerden Besim Dursun (47) ile eşi Hatun Dursun (55), Ayşe Artam (37) ve eşi Yıldırım Artam (40) hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin daha önce verdiği kararı bozması sonrası ikinci kez hakim karşısına çıktı.

    Duruşmanın başında ailenin avukatı dosyaya ilişkin beyanlarda bulunurken sanık avukatları savunmalarını sundular. Savcı ise mütalaasında Yusuf Aydemir, Mehmet Ali Aydemir ve Besim Dursun’un kasten adam öldürme suçundan tutuklanmasını Ayşe Artam ve Yıldırım Artam’ın yardım etme suretiyle adam öldürme suçundan tutuklanmasına Musa Aydemir ve Hatun Dursun’un ise beraat etmesini istedi.
    Mütalaanın ardından mahkeme başkanı kararını açıkladı. Davada tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildi.

  • Bursa’da apart cinayetinde çok sayıda tutuklama

    Bursa’da apart cinayetinde çok sayıda tutuklama

    Bursa’da, Cengiz Karadoğan’ın çalıştığı apartta silahla vurularak öldürüldüğü olayla ilgili gözaltına alınıp adliyeye sevk edilen 13 şüpheliden 7’si, mahkemece tutuklandı, 1’i savcılıkça serbest bırakılırken, 5’i de adli kontrolle serbest kaldı.

    Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesinde cuma günü bir apart otelde meydana gelen olayda aralarında husumet bulunan Cengiz Karadoğan ile Vedat Ö., Hüseyin Ö. ve Onur Özbey (23), sabah trafikte karşılaşıp tartıştı.

    Tartışma sonrası olay yerinden ayrılan Vedat Ö., Hüseyin Ö. ve Onur Özbey, akrabalarıyla birlikte Cengiz Karadoğan’ın çalıştığı yeri tespit edip aparta gitti.

    Taraflar arasında burada başlayan tartışma, kısa sürede silahlı kavgaya dönüştü. Vedat Ö., Hüseyin Ö., Onur Özbey ve Cengiz Karadoğan, kavgada yaralandı.

    Hastaneye kaldırılan yaralılardan Cengiz Karadoğan, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı. Onur Özbey taburcu edildi, Vedat Ö. ve Hüseyin Ö.’nün ise hastanedeki tedavileri devam ediyor.

    Cengiz Karadoğan

    APARTIN GÜVENLİK KAMERASI SİSTEMİNİ ÇALMIŞLAR

    Olayın ardından soruşturma başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, şüphelilerin delilleri yok etmek için aparttaki güvenlik kamerası kayıt cihazını çaldığını belirledi.

    Çevredeki güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen polis, 11 şüphelinin aparta geldiğini saptadı. Cengiz Karadoğan’ın olaya karışan yakınlarından C.K. (31), T.K. (28) ve M.T. (27) ile apartı basmaya gelen şüphelilerden 9’u da polisin operasyonuyla gözaltına alındı.

    Aparttaki C.K., T.K., M.T. ile apartı basmaya gelen Onur Özbey, Ö.Ö. (25), F.A. (26), R.F. (22), F.K. (34), A.P. (43), H.Ö. (32), F.Y. (22), D.A. (38) S.E. (18), emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden Vedat Ö. ve Hüseyin Ö. hastanede olduğu için işlemleri yapılamadı.

    Adliyeye sevk edilen şüpheliler, cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadelerinin ardından tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkarılan şüphelilerden Onur Özbey, Ö.Ö., R.F., F.A., D.A., F.Y. ve S.E. tutuklandı. T.K., savcılıkça serbest bırakılırken, C.K., M.T., A.P., H.Ö. ve F.K. ise adli kontrol şartıyla serbest kaldı.

  • Hocasını öldürmüştü! İlk kez konuştu

    Hocasını öldürmüştü! İlk kez konuştu

    Zonguldak’ta, Murat Cura’yı tabancasıyla 9 el ateş edip öldüren ve ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan Erdoğan Kösepınar, ilk kez hakim karşısına çıktı. Kösepınar, vefat eden hocasının rüyasına girerek kalp aleminde kendisine ‘sen mehdisin’ dediğini iddia edip, onu öldürmezse rahat olamayacağını söylediğini anlattı.

    Zonguldak’ın Çaycuma ilçesi Kayıkçılar köyünde 14 Ekim 2020’de meydana gelen olayda, Almanya’da yaşayan ve memleketine tatile gelen Murat Cura (67), yine Almanya’da yaşayan hemşehrisi Erdoğan Kösepınar’ın (55) silahlı saldırısında vücuduna isabet eden 9 kurşunla yaşamını yitirdi.

    Olayın ardından jandarmayı arayıp teslim olan Kösepınar, tutuklandı. Tamamlanan soruşturmanın ardından Erdoğan Kösepınar hakkında, ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talebiyle iddianame hazırladı.

    Zonguldak 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede kendisini mehdi ilan eden sanığın, bunu kabul etmeyen Cura’yı öldürdüğü ifade edildi. İddianamede, Kösepınar için alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, cezai ehliyetini ortadan kaldıracak herhangi bir akıl hastalığının bulunmadığı ve ceza sorumluluğunun tam olduğu açıklandı.

    “3 KİŞİYİ DAHA ÖLDÜRMEMİ SÖYLEDİ”

    Davanın görülen ilk duruşmasında Kösepınar, Almanya’da yaşadığı sırada vefat eden hocasının rüyasına girerek kalp aleminde kendisine ‘sen mehdisin’ dediğini söyledi.

    Murat Cura ve arkadaşlarının bunu bilmelerine rağmen kendisiyle dalga geçtiklerini anlatan Kösepınar, “Ben sıkıntılara dayanamayıp tekkeyi terk edip 2019 yılında Almanya’dan Zonguldak’a yerleştim. Tekkenin şeytanları benimle Türkiye’ye geldiler. Bunları evimden kovamıyordum. Kalp gözümün açılmasını engelliyorlardı. Ölen hocam, kalp yoluyla bana ‘Murat Cura’yı öldürmezsen rahat olamazsın’ dedi. 3 kişiyi daha öldürmemi söyledi. Bu kişiler benim kalp gözümün açılarak insanlara ulaşmamı engellediler” dedi.

    ÖLDÜRMEK İÇİN PLAN YAPMIŞ

    Birkaç kez öldürmek için Cura’nın evinin önüne gittiğini ancak başaramadığını belirten Kösepınar, şöyle dedi:

    “Birkaç kez maktulü öldürmek için kapısına gittim. Bana şeytanlarını gönderiyordu. Korkutup beni geri yolluyorlardı. Bu nedenle öldüremedim. O gün öldürmeye gittim. Bekledim ama çıkmadı. Bir süre sonra Murat Cura’yı kapının önünde gördüm. Sonra yanımda bulunan silahımı çıkararak ateş ettim. Kaç kez ateş ettiğimi bilmiyorum. Sonra ben giderken kayınçosu arabama çarptı. Ben jandarmayı arayıp ‘adam vurdum beni alın’ dedim. Sonra araçta seyir halindeyken jandarma gelip durdurdu beni ve teslim oldum. Cura’nın şeytanları bana dokunmasaydı ben onu öldürmezdim.”

    Mahkeme heyeti, Almanya’da ve Zonguldak’ta akıl hastalığıyla ilgili tedavi gören Murat Cura’nın yeniden akıl sağlığı raporu alınması için Adli Tıp 4’üncü İhtisas Kurumu’ndan gelecek raporun beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.