Etiket: cinayet

  • Oğlunun WhatsApp’ta paylaştığı fotoğrafı nedeniyle öldürülmüş

    Oğlunun WhatsApp’ta paylaştığı fotoğrafı nedeniyle öldürülmüş

    Bursa’da Yasin Dere’yi çıkan silahlı çatışmada tabanca ile vurarak öldürdükleri öne sürülen Burak Y. (27), Semih Y. (25) ve Savaş H. (26) yakalandı. Şüphelilerin Yasin Dere’yi, oğlunun WhatsApp’tan paylaştığı fotoğraf nedeniyle çıkan tartışmada öldürdüğü öne sürüldü.

    Bursa’nın Yıldırım ilçesi Değirmenlikızık Mahallesi’nde pazartesi akşamı meydana gelen cinayette Burak Y., Semih Y. ve Savaş H., husumetli oldukları Yasin Dere’nin, iş yerine gitti. Burada taraflar arasında çıkan tartışma, kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştü. Göğsünden vurulan Yasin Dere yaralanırken, şüpheliler ise kaçtı. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen ambulansla Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldıran Dere, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    ŞÜPHELİLERDEN 2’Sİ ORMANLIK ALANDA YAKALANDI

    Olayın ardından Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı. Çevredeki güvenlik kameralarını inceleyen ekipler, şüphelilerin olay yerine kiralık araçla geldiklerini belirledi. Olayın ardından bir süre sonra aracı bölgenin yakınına park edip taksiyle Gürsu TOKİ’ye kaçtıkları belirlendi.

    Şüphelilerin kaldığı adresi tespit eden Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı cinayet büro ekipleri, eve baskın düzenledi. Baskında şüphelilerden Savaş H., olayda kullandıkları 3 silahla yakalanarak gözaltına alındı. Ormanlık alanda saklanan Burak Y. ile Semih Y. de polis tarafından yakalandı.

    ‘OĞLU DOLANDIRICILARLA GEZDİĞİ İÇİN TARTIŞTIK’

    Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen şüphelilerden Burak Y.’nin ifadesinde, “Yasin Dere’nin oğlu, WhatsApp durumunda dolandırıcı olduğunu bildiğimiz Murat isimli biriyle çektiği fotoğrafı paylaşmıştı. Kendisine, ‘neden dolandırıcılarla görüştüğünü’ sordum. Bana ters cevap verince ben de babası Yasin Dere’yi aradım. Ona oğlunun dolandırıcılarla gezip, tozduğunu söyledim. O da ‘Sana ne’ dedi. Telefonda tartışmaya başladık. Küfretti, ben de küfretmemesini söyleyip, ‘Birlikte çay içerek olayı çözebiliriz’ dedim. Bunun üzerine beni iş yerine davet etti. Gittiğimde bunlar bize pompalı tüfekle ateş etti. Biz de üzerimizdeki tabancalarla onlara doğru ateş ettik. O sırada vuruldu, biz de kaçtık” dediği belirtildi.

  • Vahşice katledilen Azra son yolculuğuna uğurlandı

    Vahşice katledilen Azra son yolculuğuna uğurlandı

    Antalya’da cinsel saldırıya uğradıktan sonra vahşice öldürülen Azra Gülendam Haytaoğlu, Osmaniye’de son yolculuğuna uğurlandı. Azra’nın tabutuna mezuniyet cübbesi serildi.

    Antalya’da cinsel saldırıya uğradıktan sonra öldürülen Azra Gülendam Haytaoğlu, bugün Osmaniye’de son yolculuğuna uğurlandı.

    Antalya Adli Tıp Kurumundaki otopsisinin ardından yakınları tarafından teslim alınan Azra Gülendam Hatyaoğlu’nun cenazesi, tören için Cumhuriyet Mahallesi’ndeki İstiklal İlkokulu bahçesine götürüldü.

    Cenaze törenine Haytaoğlu’nun babası Mustafa, annesi Mezide, ablası Ezgi Tuğba ve kardeşi Hazan Haytaoğlu, yakınları, Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mücahit Demirtaş, Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, AK Parti Osmaniye milletvekilleri Mücahit Durmuşoğlu ve İsmail Kaya ile çok sayıda vatandaş katıldı.

    Bakan Yardımcısı Demirtaş, baba Mustafa Haytaoğlu’na başsağlığı diledi, onu teskin etmeye çalıştı.

    Üzerine Türk bayrağı örtülen tabuta, ablası Ezgi Tuğba Haytaoğlu, Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi kardeşi için mezuniyet cübbesi serdi.

    Cenaze namazının ardından Haytaoğlu’nun naaşı, Durmuşsofular köyündeki mezarlıkta defnedildi.

    Üniversite öğrencisinin, Kadirli ilçesi Cumhuriyet Mahallesi İstiklal İlkokulu bahçesindeki cenaze töreni öncesi anne Mezide Haytaoğlu, kızının Gazetecilik bölümünde eğitim aldığını ve gazeteciliği çok sevdiğini söyledi.

    Antalya’da 28 Temmuz’dan beri kızlarından haber alamayan Haytaoğlu ailesinin durumu İlçe Emniyet Müdürlüğüne bildirmesinin ardından arama çalışması başlatılmış, genç kızın cesedi Varsak ormanlık alanında gömülmüş halde bulunmuştu.

    Şüpheli M.M.A. çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.

    ”ARTIK SON BULSUN”

    Konuşmasında yetkililere de seslenen Haytaoğlu, “Başka annelerin de ciğeri yanmasın artık. Artık son bulsun. Benim kuzum şehit oldu. Cumhurbaşkanımızdan, Süleyman Soylu bakanımızdan yardım istiyorum. Kuzumu Allahı’ma emanet ettim, nurlar içinde yatsın, yavrumu topraklar sıkmasın. Allah’ım emanetini geri aldı” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da cinayet zanlısı 3 şüpheli adliyeye sevk edildi

    Bursa’da cinayet zanlısı 3 şüpheli adliyeye sevk edildi

    Bursa’da husumetlisi oldukları Yasin Dere’yi bulunduğu iş yerinde basarak kurşun yağmuruna tutan 3 cinayet zanlısı yakalanarak adliyeye sevk edildi.

    Bursa’nın Yıldırım ilçesi Değirmenlikızık Mahallesi’nde iddiaya göre, H.S., B.Y. ve S.Y. aralarında husumet bulunan Yasin Dere’nin iş yerine geldi.

    Otomobillerinde inen 3 kişi Yasin Dere’nin bulunduğu iş yerine girip ateş açtı.

    Göğsünden vurulan Dere kanlar içerisinde yere yığılırken 2 şüpheli olay yerinde kaçtı.

    Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Yasin Dere, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.  Acı haberi alan Dere’nin yakınları fenalık geçirdi.

    Olayın ardından kısa sürede yakalanan şüpheliler S.Y., S.H. ve B.Y, bugün emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

  • Ailesini ev kirli olduğu için katletmiş

    Ailesini ev kirli olduğu için katletmiş

    Erzurum’da boşandığı Gülçin Karabiyik (50) ile kızları Burçin (25) ve Cansu Arslan’ı (17) tabancayla vurarak öldüren Raci Arslan (44), 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı. Raci Arslan, mahkemedeki ifadesinde eşi ve kızlarını evin kirli olması nedeniyle çıkan tartışma sonrası öldürdüğünü söyledi.

    Geçen yıl 6 Aralık’ta, Erzurum’un merkez Yakutiye ilçesi Kurtuluş Mahallesi’nde  Raci Arslan ile evinde kaldığı boşandığı Gülçin Karabiyik arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Raci Arslan, tabanca ile önce Gülçin Karabiyik’ı, ardından da kızları Burçin ve Cansu Arslan’ı öldürdü. Olayın ardından kaçan Raci Arslan, Mahallebaşı semtinde polisler tarafından sağ el ve karın boşluğundan vurularak yakalandı. Raci Arslan, gelen ambulansla Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedavi süreci tamamlanan Arslan, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    SAVCI 3 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEDİ

    Raci Arslan hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Erzurum 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede Raci Arslan’ın eski eşini öldürmekten müebbet, kızları Burçin ve Cansu Arslan’ı öldürmekten ise 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Arslan hakkında 6136 sayılı yasaya muhalefet suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

    SEGBİS’LE İFADE VERDİ

    Eşi ve kızını öldürmekle suçlanan Raci Arslan, ilk kez hakim karşısına çıkarıldı. 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya Gülçin Karabiyik’in kardeşleri ve avukatlar katıldı. Olayın tanıkları olan çiftin oğulları F. A. (15) ile E. A. (17), Adli Görüşme Odası’ndan (AGO) duruşmayı izlerken sanık Raci Arslan ile başka bir suçtan hükümlü oğlu Anıl Arslan (22) Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden ifade verdi.

    EŞİ VE KIZLARINI SUÇLADI

    Olaydan bir gün önce akşam eşiyle tartıştığını söyleyen Raci Arslan, sabah kahvaltı sırasında evdeki kirliliği sorması sonrası eşi ve kızları tarafından tehdit edildiğini ileri sürerek, “Ev pislik içindeydi. Neden pis olduğunu sorduğumda hep birlikte hakaret ve tehdit ettiler, ellerinde bıçakla saldırmaya başladılar. Evde silah vardı. Eşim silaha doğru koştu ama o almadan ben aldım. O anda kızlar odalarına kaçmışlardı ve ben de silahla vurdum. O anda F.A. ile E.A. benim yanımdaydı. Anneleri ile kızlar bana karşı birlikteydiler. Kızlar da sürekli evden kaçıyorlardı. Eve geldiklerinde ellerinde farklı farklı telefonlar oluyordu ve içlerinde çıplak resimler yakalıyordum. Her defasında farklı farklı bahaneler söylüyorlardı. Kızlar anneleriyle beni 2 kere zehirlemeye çalıştılar, çok sayıda da şikayet ettiler. Hayatımdan bıkmıştım. Utandığımdan bazı şeylerin üzerini kapatmaya çalışıyordum. Şerefimi beş paralık ettiler. Suçum, günahım yoktu. Sadece evin kirlenmesini söyledim. Olaydan sonra da kendimi kaybettim, nereye gittiğimi ve ne yaptığımı bilmiyorum” diye konuştu.

    ANNEMİ DEĞİL KARDEŞLERİMİ VURACAKTIM

    Bir suçtan dolayı tutuklu bulunduğu cezaevinden izinli olarak annesi ve kardeşlerinin cenaze törenine katılan Anıl Arslan, SEGBİS aracılığıyla verdiği ifadesinde babasından şikayetçi olmadığını söyledi. Silahı babasının değil kendisinin aldığını belirten Anıl Arslan, “Silahı aldıktan bir gün sonra ablam beni şikayet etti ve cezaevine girdim. Ablamın davranışları sürekli aynıydı. Annemi değil de kardeşlerimi vuracaktım. Babam yapmasaydı bu işi ben yapacaktım” dedi.

    Duruşmayı izledikleri AGO’dan ifade veren E. A., anne ve ablalarının babalarına hakaret ettiğini anlattı. E. A., ifadesinde şunları söyledi:

    “Annem ile ablalarım babama hakaret etti. Biz babamı sakinleştirirken annem bıçakla geldi ve hakaret etmeye devam ediyordu. Babam evden çıkarken annem gelerek bir şeyler söyledi. Sonra annem silaha doğru giderken babam önceden aldı ve vurdu. Annemle kardeşlerim sürekli babama hakaret ediyorlardı. Babamdan şikayetçi değilim.”

    Olay günü annesi ile kardeşlerinin babasına küfür ettiğini ileri süren F.A. ise, “Ablamlar babama iftira atıyorlardı. Annem de elinde bıçakla geldi ve tartışmaya başladılar. Annem sonra silahı alarak babama yöneltmişti. Babam da silahı alarak onları vurdu. Babamı istemiyorlardı ve çayına fare zehri bile koymuşlardı. Babamdan şikayetçi değilim” dedi.

    Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmayan tanıkların zorla getirilmesine ve sanık Raci Arslan’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

  • Babasını öldürmüştü! İfadesi ortaya çıktı

    Babasını öldürmüştü! İfadesi ortaya çıktı

    Kayseri’de, 2 gün önce sağlık memuru babası Cuma Ali Ceylan’ı (42) bıçaklayarak öldüren C.C.’nin (15) savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde pişman olmadığını söyleyen C.C.’nin, “Sürekli telefonuma bakarak, bana baskı kuruyordu. Bu nedenle babamı öldürmeyi geçen yıl kafama koymuştum ama icraata geçirememiştim. Kendisini sevmediğim için bıçaklayarak öldürdüm” dediği belirtildi.

    Olay, önceki gün saat 04.00 sıralarında Melikgazi ilçesi Cumhuriyet Mahallesi Saffet Arıkan Bedük Caddesi’nde meydana geldi. Sağlık memuru Cuma Ali Ceylan ile hemşire eşi Emel Ceylan henüz bilinmeyen nedenle tartıştı. Çift tartıştıktan sonra ayrı odalarda uyudu. Çiftin kızları C.C., gece yarısından sonra kalkıp, mutfaktan bıçağı alıp, babasının kaldığı odaya girdi. C.C., uyuyan babasını bıçaklamaya başladı. Uyanan Cuma Ali Ceylan ile kızı C.C. arasında arbede yaşandı. Vücuduna 9 bıçak darbesi alan Ceylan kanlar içinde yere yığıldı.

    Çığlık seslerini duyan komşularının ihbarıyla eve polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Gelen sağlık ekipleri, Cuma Ali Ceylan’ın öldüğünü belirlerken, C. C. ise polis tarafından suç aletiyle birlikte gözaltına alındı. Anne Emel Ceylan da ifadesi için emniyete götürüldü. C. C., emniyetteki ifadesinin ardından sevk edildiği adliyede, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    Cuma Ali Ceylan’ın cenazesi Kayseri Devlet Hastanesi’nde yapılan otopsinin ardından Pınarbaşı ilçesi Şabanlı Mahallesi’nde toprağa verildi.

    ‘PİŞMAN DEĞİLİM’

    C. C.’nin savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. C.C. ifadesinde, “Sürekli telefonuma bakarak, bana baskı kuruyordu. Bu nedenle babamı öldürmeyi geçen yıl kafama koymuştum ama icraata geçiremedim. Kendisini sevmediğim için bıçaklayarak öldürdüm. Olay sonrası babamın kanı kıyafetlerime bulaştı. Odama geçerek, üzerimi değiştirdim. Bu sırada polisler geldi. Babamı öldürdüğüm için pişman değilim” dediği belirtildi.

  • Bursa’da aynı mahallede 2 farklı cinayet

    Bursa’da aynı mahallede 2 farklı cinayet

    Bursa’nın Yıldırım ilçesi Değirmenlikızık Mahallesi’nde 1 saat arayla 2 farklı cinayet meydana geldi. Olaylardan ilki aralarında husumet bulunan taraflar  arasında çıktı. B.Y. ve S.Y. isimli 2 kişi Yasin Dere’yi iş yerinin önünde kurşun yağmuruna tutarak öldürdü.

    Bir diğer olay ise yine aynı mahallede meydana geldi. Adem Karasaç isimli şahıs kendisine büyü yaptığını öne sürdüğü Selahatin İskender’i pompolı tüfekle vurarak yaraladı. Bacağından yaralanan İskender kaldırıldığı  hastanede hayatını kaybetti.

    İŞ YERİNDE KURŞUN YAĞMURUNA TUTTULAR

    Bursa Yıldırım’da Değirmenlikızık Mahallesi’nde akşam saatlerinde iddiaya göre B.Y. ve S.Y. isimli 2 kişi, aralarında husumet bulunan Yasin Dere’nin iş yerine geldi.

    Otomobilden inen ikili iş yerine girip Yasin Dere’ye ateş açtı. Göğsünden vurulan Dere kanlar içerisinde yere yığılırken şüpheli 2 kişi olay yerine kaçtı.

    İhbar üzerine bölgeye gelen sağlık ekipleri tarafından Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Dere, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Acı haberi alan Dere’nin yakınları olay yerinde sinir krizi geçirdi. Polis, şüphelileri yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.

    BİR DİĞER CİNAYET BÜYÜ MESELESİNDEN ÇIKTI

    Bir diğer cinayet ise yine ayın mahallede meydana geldi. 45 yaşındaki Adem Karasaç,  kendisine büyü yaptığını öne sürdüğü 57 yaşındaki Selahattin İskender’i pompalı tüfekle vurarak yaraladı. Bacağından vurulan İskender kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken, polis şüpheli Karasaç’ı pompalı tüfekle yakalayarak gözaltına aldı.

    Olay, merkez Yıldırım ilçesi Değirmenlikızık Mahallesi 2. Dalyan Sokak’ta meydana geldi. Psikolojik problemleri olduğu öğrenilen Adem Karasaç, kendisine büyü yaptığını düşündüğü Selahattin İskender’in kapısına dayandı. Burada Selahattin İskender ile tartışan Adem Karasaç, yanında getirdiği pompalı tüfekle İskender’e ateş açtı. Bacağının farklı yerlerine saçma isabet eden İskender kanlar içinde yere yığılırken şüpheli Adem Karasaç ise koşarak olay yerinden uzaklaştı.

    Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. İskender sağlık ekiplerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralı İskender, burada doktorların yaptığı tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    ‘BANA BÜYÜ YAPTIĞI İÇİN VURDUM’

    Bu sırada polis ekipleri ise kaçan şüphelinin peşine düştü. Şüpheli Adem Karasaç, Yıldırım Suç Önleme ve Soruşturma (SÖS) Büro Amirliği ekiplerince suç aleti olan pompalı tüfekle yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelinin ilk ifadesinde, “Selahattin’in benimle problemleri vardı. Mutsuz olmam için bana büyü yapmıştı. Ben de bana büyü yaptığı için onu vurdum” dediği öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

  • 5 gündür haber alınamayan Azra’dan acı haber

    5 gündür haber alınamayan Azra’dan acı haber

    Antalya’da, 5 gündür haber alınamayan gazetecilik bölümü öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu (21) ölü bulundu. Üniversiteli kızı evinde cinsel saldırıda bulunup, boğarak öldüren ve banyoda parçalara ayırıp valizle ormana gömen emlakçı M.M.A. (48) gözaltına alındı.

    Antalya’da 5 gün önce kaybolan 21 yaşındaki genç kızın cesedi, ormanlık alanda toprağa 10 parça halinde gömülmüş olarak bulundu.

    Olaya ilişkin gözaltına alınan 48 yaşındaki şüpheli, sorgusunda genç kızı boğduktan sonra banyoda parçalara böldüğünü, ardından bavullara koyup ormanlık alanda gömdüğünü itiraf etti.

    Edinilen bilgiye göre, 28 Temmuz Çarşamba günü evinden ayrılan Akdeniz Üniversitesi Gazetecilik bölümü okuyan Azra Gülendam Haytaoğlu’ndan ailesi 5 gündür haber alamıyordu.

    Olayla ilgili inceleme başlatan Antalya Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’ne bağlı ekipler, genç kızın son olarak Konyaaltı ilçesindeki inşaat mühendisi ve emlak işiyle uğraşan M. M. A.’ya (48) ile görüştüğünü tespit etti.

    Gözaltına alınan şüpheli ilk ifadesinde, “Önceden tanışmıştık. Geldi, birlikte yemek yedik, ardından gitti” dediği öğrenildi. Bunun üzerine şüpheli serbest bırakıldı.

    Soruşturmayı derinleştiren ekipler, MOBESE ve güvenlik kameralarını inceleme altına aldı. Görüntülerde M. M. A’nın evinden defalarca valizler çıktığını tespit eden ekipler, şüpheliyi tekrar gözaltına aldı.

    Çapraz sorgunun ardından cinayeti itiraf eden M. M. A.’nın ‘Beraber yemek yiyip alkol aldık. Aramızda tartışma çıktı. Boğarak öldürdüm. Banyoya götürüp parçalara böldüm. Kepez ilçesi Varsak’taki ormanlık alana gömdüm” dediği öğrenildi.

    Cinayet itirafının ardından katil zanlısı, belirtilen adreste cesedin yerini gösterdi. Adrese giden ekipler, genç kızın cesedini parçalara bölünmüş halde buldu. Haytaoğlu’nun cenazesi otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı.

    Cinayet zanlısı M. M. A.’nın ise emniyetteki işlemleri sürüyor.

    Akdeniz Üniversitesinden Taziye Mesajı

    Öte yandan Akdeniz Üniversitesi, vahşi bir cinayete kurban giden Azra Gülendam Haytaoğlu ile ilgili bir taziye mesajı yayınladı. Mesajda şu ifadelere yer verildi:

    “Üniversitemiz İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3. sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nun menfur bir cinayet ile aramızdan ayrıldığını büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz.

    Henüz hayatının baharında olan Azra Gülendam Haytaoğlu’nun bir cani tarafından vahşice katledilişi üniversitemizi derin bir üzüntüye boğmuştur. İnsanın en temel hakkı olan yaşam hakkına yönelik gaspın ötesinde kadına yönelik şiddet ve cinayetin can yakıcı kayıplarından biri olan bu cinayeti Akdeniz Üniversitesi olarak şiddetle kınıyor, hunharca hislerle işlenen bu cinayetin failinin, adalet önünde en ağır şekilde cezalandırılmasını diliyoruz.

    Akdeniz Üniversitesi olarak hiçbir canlıya karşı bu tür şiddet ve cinayetlerin bir daha yaşanmamasını temenni ediyor, vefatıyla Akdeniz Üniversitesi ailesini yasa boğan öğrencimize Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve Üniversite camiamıza başsağlığı diliyoruz.”

  • “Abim, annemi ve yengemi öldürdü” diye yardım istedi

    “Abim, annemi ve yengemi öldürdü” diye yardım istedi

    Bursa’da bir iş yerine sığınan adam, “Abim, annem ve yengemi öldürdü” deyip dükkan sahiplerinden yardım istedi.

    Bursa’nın Yıldırım ilçesine bağlı Duaçınarı Mahallesi’nde bir dükkana sığınan şahıs, abisinin, annesini ve yengesini öldürdüğünü söyleyerek yardım istedi.

    İş yeri sahipleri ihbarda bulunan şahsa su vererek sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da polise durumu bildirerek ihbarda bulundular.

    Kısa sürede şahsın bulunduğu dükkanın olduğu bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi.

    Ekipler ihbarda bulunan vatandaşı alarak evine götürmesini istedi ve şahısla birlikte tarif edilen apartmana doğru yola çıktı.

    Olay yerine giden ekipler bölgede böyle bir ailenin yaşamadığı tespit etti. Polisler daha sonra ihbarda bulunan vatandaştan abisinin numarasını vermesini istedi.

    İsmi bilinmeyen ve ihbarda bulunan şahıstan numarayı alan polisler telefon ettikleri kişiden böyle bir olayın olmadığını ve kardeşinin rahatsızlığı sebebiyle yalan söylediği bilgisini aldı.

    Olayın açıklığa kavuşmasıyla birlikte bölgeden  ayrılan ekipler sahte ihbarda bulunan vatandaşı serbest bıraktı.

  • Dünür dehşetinde yeni görüntüler ortaya çıktı

    Dünür dehşetinde yeni görüntüler ortaya çıktı

    İstanbul Beyoğlu Örnektepe’de, dayısına sığınan eşini geri götürmek isteyen damat tarafı ile gelin tarafı arasında çıkan silahlı kavga cep telefonu ile görüntülendi. Görüntülerde, taraflar arasında yaşanan tartışma ile Mürsel Ağrı’nın üç kişiyi silahla vurması görülüyor.

    Örnektepe Mahallesi’nde eşiyle bir süredir sorunlar yaşayan Hacer Giray, dayısının evine sığındı. Hacer Giray’ı eve dönmeye ikna edemeyen kocası Enes Berk Giray, yanına babası Hulusi Giray ve amcasının oğlu Burak Giray’ı da alarak eşinin dayısı Mahmut Akçay’ın evinin bulunduğu sokağa geldi. Sokakta Hacer Giray’ın yakınları ile tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine Hacer Giray’ın kuzenleri Beytullah ve İrfan Akçay tabanca ile vuruldu. Bu sırada yaşananları duyarak olay yerine gelen Hacer Giray’ın babası Mürsel Ağrı, belinden çıkardığı tabancayla dünürü Hulusi Giray, damadı Enes Berk Giray ve Burak Giray’a ateş ederek kafalarından vurdu.

    YAŞANAN TARTIŞMA VE CİNAYET ANI KAMERADA

    Taraflar arasında yaşanan tartışma ve sonrasında Mürsel Ağrı’nın 3 kişiyi vurması cep telefonu kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde tarafların tartışması ve araya girenlerin olayı yatıştırmaya çalışması görülüyor. Bu sırada Mürsel Ağrı belinden çıkardığı silahla dünürü Hulusi Giray, damadı Enes Berk Giray’ı ve damadının kuzeni Burak Giray’ı vuruyor. Yerde yatan üç kişinin daha sonra kafalarına ateş ediyor.

  • Dink cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı

    Dink cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı

    AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu 78 sanığın yargılanarak 26’sının ceza aldığı davanın gerekçeli kararı belli oldu. Gerekçeli kararda, “En başından itibaren örgütsel işbirliği içerisinde yürütülen sözde soruşturmaların FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütü tarafından mensupları eliyle 2007 yılında işlenen sözkonusu cinayet öncesinden tasarlanıp adım adım yürürlüğe konulmak suretiyle gerçekleştirildiği” kaydedildi.

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Mart 2021’de karara bağladığı 78 sanıklı davada, iki ağırlaştırılmış müebbet, iki müebbet hapis ve çeşitli oranlarda hapis cezası olmak üzere toplam 26 sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmişti. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in arasında bulunduğu 13 firari sanığın dosyası ise ayrılmıştı. Mahkeme, 4 bin 532 sayfalık gerekçeli kararın yazımını tamamladı.

    CİNAYET ÖNCESİNDEN TASARLANIP ADIM ADIM YÜRÜRLÜĞE KONDU

    Gerekçede, “En başından itibaren örgütsel işbirliği içerisinde yürütülen sözde soruşturmaların FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütü tarafından mensupları eliyle 2007 yılında işlenen sözkonusu cinayet öncesinden tasarlanıp adım adım yürürlüğe konulmak suretiyle gerçekleştirildiği” vurgusu yapıldı. Kararda, “Cinayetin örgütsel hedefe ulaşmak adına faillerinin azmettirilip teşvik edilmesi, cinayetin önlenmesini sağlayacak delillerin, haber mekanizmalarının ve raporların gizlenmesi, cinayet anına değin faillerin takip edilip işlenmesinin sağlandığı, cinayet sonrası delillerin karartılarak örgütün izlerinin temizlendiği, örgüt yayın araçları üzerinden belli bir amaca yönelik yapılan yayınlarla amaca yönelik dejenere edilmiş bilgilerle devlet kurumlarının cinayetle irtibatlandırıldığı” ifadeleri kullanıldı.

    BİLGİ, KAYIT VE BELGELERİN YOK EDİLMESİNİ SAĞLADILAR

    Örgüt mensubu sanıklardan Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmaer ve Faruk Sarı’nın örgütün çıkarlarını gözeterek birlikte hareket ettikleri, konumları itibariyle gereken tedbirleri alıp müdahale etmek yerine cinayetin gerçekleşmesini, bunun öncesi ve sonrasında bilgi, kayıt ve belgelerin yok edilmesini sağladıkları kaydedildi. Planlı İstihbarat Operasyonları (PİO) uygulaması ve İstihbarat Dairesi Başkanlığında bulunan İstihbarat Değerlendirme Projesi (İDP) kayıtları ile tüm istihbarat ağının bulunduğu bilgi havuzuna ilgili verilerin kaydedilmesi işlemlerini yapmadıkları, yapılan kaydı da cinayetin hemen sonrasında sildikleri de belirtildi.

    DİNK’İN EV VE İŞYERLERİNDE KEŞİF YAPTIRILDI

    Kendilerinden olmayan sıralı amirlerine bu önemli istihbari bilgileri vermeyip gizledikleri, emri altındakilere tanzim ettirdikleri gerçeğe aykırı tutanaklarla en önemli bilgi kaynağı yardımcı istihbarat elemanının istihbarat görevinin dışına çıkarılmasını sağladıkları da anlatıldı. İşleneceği bilinen cinayetin hazırlık hareketleri ile azmettirici ve faillerinin iletişim araçlarını dinleyip fiziki takiplerini yaptırdıkları da anlatılan gerekçede, olay tarihlerinde İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde Tim Komutanı Yüzbaşı olarak görevli olan 15 Temmuz 2016’daki darbe kalkışmasında Jandarma Genel Komutanlığı’nda yaralı vaziyette ele geçen ve hakkındaki yargılamada “darbeye teşebbüs” suçundan mahkumiyetine hükmedilen örgüt mensubu sanık Muharrem Demirkale’nin maktulün ev ve işyerlerinin cinayet öncesinde emri altındakilerce keşfinin yaptırıldığı da vurgulandı.

    CİNAYET GÜNÜ SAMAST TAKİP EDİLDİ

    Demirkale ile sanık Ali Fuat Yılmaer’in önceye dayalı tanışıklıklarının bulunduğu, failin cinayet günü takip edildiği, bu takibi yapan kişilerin sanık Ali Fuat ile irtibat halindeki sanık Muharrem’in emir ve komutasındaki unsur elemanları olduğu da ifade edildi. Cinayetten 10-15 dk sonra sanık Muharrem Demirkale ile sanık Ali Fuat’ın telefon görüşmesi yapması ile bilgi alışverişinde bulundukları, cinayet mahalliyle Levent bölgesi arasında cinayet öncesi ve sonrasında aynı gün içinde sanığın uzunca bir süre ve sürekli şekilde mekik dokumak şeklinde gidip geldiğini ortaya koyan baz bilgilerinin tespit olunmasıyla bu sanığın cinayeti, öncesini ve sonrasını diğer sanık Ali Fuat Yılmaer ile işbirliği içinde takip ettirdiğinin anlaşıldığı kaydedildi.

    CİNAYET FETÖ’NÜN YIKICI EMELLERİ DOĞRULTUSUNDA İŞLENDİ

    Bu sanıkların işbirliği içerisinde cinayetin azmettirici ve faillerini desteklemek ve eylemi tasarlayarak mensubu oldukları FETÖ/PDY silahlı terör örgütün yıkıcı emelleri doğrultusunda cinayetin işlenmesini sağladıklarının anlaşıldığı gerekçede belirtildi. Cinayet sonrası İstanbul İstihbarat Şubesinin örgüt tarafından ele geçirildiği ve uzun yıllar kamuoyunun gündemine oturacak olan kumpas soruşturma ve davalarının bu süreçten sonra adım adım hayata geçirildiği anlatılan kararda, tüm bu eylemler ile birlikte sözde operasyonlar devlet ve meşru hükümet aleyhine, doğrudan örgütün kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen ve oluşturduğu örgüt yönetim piramidinin sevk ve idaresi, emir ve talimatlarıyla gerçekleştirildiği kaydedildi.

    DAVANIN GEÇMİŞİ

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Mart 2021’de karara bağladığı davada, tutuklu sanık dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, “Başkasını araç olarak kullanma suretiyle insan öldürme” ve “Resmi belgeyi yok etme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı tutuklu sanık Ramazan Akyürek de “Başkasını araç olarak kullanma suretiyle insan öldürme”, “Resmi belgede sahtecilik” ve “Resmi belgeyi yok etme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme sanığın pişmanlık göstermediğini ve mahkeme heyetine karşı tutumunu dikkate alarak cezada indirim uygulamadı. Dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Bölücü Faaliyetler İstihbarat Tim Komutanı sanık Muharrem Demirkale hakkında “Başkasını araç olarak kullanmak suretiyle kasten öldürmek” ve “Anayasayı ihlal” suçlarından iki ayrı müebbet hapis cezası verildi. Dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli astsubay sanık Yavuz Karakaya hakkında “Anayasayı ihlal” suçundan müebbet hapis cezası ve “Kasten öldürmeye yardım” suçundan da 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Toplam 26 sanık hakkında değişen oranlarda ceza verilirken, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay hakkında “Kamu görevlisinin görevi ihmal” ve “Kamu görevlisinin görevi kötüye kullanması” suçlarından zaman aşımının dolması nedeniyle davanın düşürülmesine hükmedildi. Sanık dönemin Trabzon İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç hakkında “İhmali davranışla kasten öldürmek” suçundan beraat, “Kamu görevlisinin görevi ihmal” ve “Kamu görevlisinin görevi kötüye kullanması” suçlarından ise zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verildi.