Etiket: cinayet

  • Parkta cesedi bulunmuştu! Borç yüzünden öldürülmüş

    Parkta cesedi bulunmuştu! Borç yüzünden öldürülmüş

    Adana’da iki gün önce parkta başından ve göğsünden tabancayla vurulmuş olarak bulunan cesedin Metin Küçükyen’e (36) ait olduğu belirlendi. Küçükyen’in, 200 bin liralık borcunu ödemediği gerekçesiyle Fırat Ç. (23) tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı.

    Olay, önceki gün sabah saatlerinde merkez Yüreğir ilçesi Kazım Karabekir Mahallesi Ege Bagatur Caddesi’nde meydana geldi. Parkta yürüyüş yapan vatandaşlar, bir kişinin yerde hareketsiz yattığını görüp, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine bölgeye ekipler sevk edildi. Başından ve göğsünden tabancayla vurulduğu belirlenen kişinin öldüğü tespit edildi. Ceset, otopsi için morga kaldırıldı.

    Polis ekiplerinin yaptığı çalışmayla cesedin Metin Küçükyen’e ait olduğu tespit edildi. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, şüpheli ya da şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.

    ÖLDÜRÜP İŞE GİTMİŞ

    Olayın yaşandığı bölgedeki güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis, Küçükyen’in en son Fırat Ç. ile görüştüğünü, aralarında husumet olduğu bilgisine ulaştı. Adana Metal Sanayi Sitesi’nde bir iş yerinde çalıştığı belirlenen Fırat Ç., polis ekiplerince gözaltına alındı.

    Olayın ardından hiçbir şey olmamış gibi işe gittiği saptanan Fırat Ç., ifadesinde, “Bana 200 bin lira borcu vardı. Konuşmak için parka çağırdı. Buluştuğumuzda bana hakaret edip, yerden aldığı taşla saldırdı. Ben de tabancayla vurdum” dedi.

    Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Fırat Ç., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

     

  • İşkenceci kocasını öldürmüştü! Avukatlardan itiraz dilekçesi

    İşkenceci kocasını öldürmüştü! Avukatlardan itiraz dilekçesi

    Antalya’da, işkence görüp, kendisini ölümle tehdit eden 12 yıllık eşi Ramazan İpek’i (36) öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Melek İpek (31) için adliyeye gelen avukatlar ‘tutukluluğa itiraz’ dilekçesi verdi. Avukat Merve Özer Er, müvekkillerinin tek mağdur olmadığının ortaya çıktığını ifade ederek, “Maktulün şiddet ve eziyetine maruz kalan başka bir kadın daha olduğu ortaya çıktı. Dosyaya yeni giren belgeler de içimizi acıtmaya devam ediyor maalesef” dedi.

    Döşemealtı ilçesinde oturan Melek İpek, ellerini kelepçeleyip sabaha kadar işkence ettiğini öne sürdüğü 12 yıllık eşi Ramazan İpek’i 8 Ocak sabahı av tüfeğiyle vurarak öldürüp jandarmaya teslim oldu. Çiftin kız çocukları C.D. (9) ve İ.N. (7) savcılık kararıyla Melek İpek’in anne ve babasının yanına yerleştirildi.

    Antalya Barosu’na kayıtlı avukatlar Melek’in davasına bakmak için adeta seferber oldu. ‘Tutukluluğa itiraz’ dilekçesi vermek için bugün Antalya Adliyesi’ne gelen avukatlar, gazetecilerin sorularını cevapladı.

    SORUŞTURMA DERİNLEŞTİRİLDİ

    Avukat Ahmet Onaran, soruşturma ile ilgili çok önemli gelişmeler olduğunu belirterek, “Biz bugün burada avukat meslektaşlarımla birlikte tutukluluğa itiraz dilekçisi vermek için toplandık. Biraz sonra itirazımızı yapacağız. Savcılık, çok disiplinli, ciddi, samimi ve hızlı bir soruşturma yürütüyor. Soruşturma derinleştirilmiştir. Dosya kapsamında yeni bilgi ve belgelere ulaşılmış. Olayın sıcaklığından biraz uzaklaşılmış. Maktulün profiline yönelik çok önemli detaylar vardır. Bir kısmı kamuoyu ile paylaşılacak niteliktedir. Bir kısmı da değildir. Maktulün daha önce silahlı tehditten ceza aldığı, iki davadan sanık olarak yargılandığı, bu vakayı işlediği anda dahi dava dışı bir hanımefendinin koruma kararı olmasına rağmen bu işlemi işlemiştir. Maktulün profili bu olayın aydınlatılmasında çok önemlidir” diye konuştu.

    “MELEK İPEK YENİ YENİ KENDİNE GELİYOR”

    Melek İpek ile cezaevinde görüştüklerini de sözlerine ekleyen Avukat Onaran, “Dün hastane kontrolleri yapıldı. Tomogrofisi çekildi. Yeni yeni kendine geliyor. Çocukları gayet iyi. Teyzesi, anneannesi ve dedesi bakıyorlar. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü çocukların rehabilitasyonu ile ilgililer” dedi.

    Avukat Merve Özer Er ise müvekkillerinin tek mağdur olmadığının ortaya çıktığını ifade ederek, “Maktulün şiddet ve eziyetine maruz kalan başka bir kadın daha olduğu ortaya çıktı. Dosyaya yeni giren belgeler de içimizi acıtmaya devam ediyor maalesef” ifadelerini kullandı.

    Avukat Diler Egemenlik de tutukluluğun her zaman cezalandırma yöntemi olarak kullanılmadığına işaret ederek şöyle konuştu:

    “Bugün müvekkilimizin mağduriyetinin engellenmesi için devletimizin ona sahip çıkarak güvenliğini sağladığını düşünmekteyiz. Bu arada tehditlerde kullanılan bıçak da bulundu,”

    Avukatlar daha sonra ‘tutukluluğa itiraz’ dilekçesi vermek için Antalya Adliyesi’ne girdi.

     

  • Salça kazanı yüzünden oğlunu öldürmüştü! 10 yıllık husumet

    Salça kazanı yüzünden oğlunu öldürmüştü! 10 yıllık husumet

    Bursa’da tartışma sırasında oğlunu öldürdüğü iddiasıyla hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanığın yargılanmasına devam edildi.

    Bursa 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Sami Y. (55), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla cezaevinden katıldı. Tarafların avukatları ise salonda hazır bulundu.

    Sami Y, savunmasında, aile üyeleriyle aralarındaki husumetin yaklaşık 10 yıldır sürdüğünü, davaya konu olayın da bunun sonucu yaşandığını söyledi.

    Tanık olarak dinlenilen Kürşat C. ise komşularının tartıştığını duyup evlerine gittiğini söyledi.

    Kürşat C, “Boğuşma vardı ben gittiğimde, Sami’nin alnı yarılmıştı. Ben onları ayırmaya çalıştım. Bahçeden dışarı çıkardım bazılarını, Sami de kazana düşmüştü o sırada. Sonra Nuri elinde baltayla tekrar bahçeye girdi, silah sesi duyuldu, baktığımda Nuri vurulmuştu.” ifadelerini kullandı.

    Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, diğer tanıkların da dinlenilmesi için duruşmayı erteledi.

    NE OLMUŞTU?

    Yıldırım ilçesi İsabey Mahallesi’nde 12 Eylül 2020’de Sami Y. ile oğlu Nuri Y. (30) arasında salça kazanı kullanma meselesinden tartışma çıkmıştı. Sami Y. tarafından tüfekle açılan ateş sonucu yaralanan oğlu Nuri Y. hastanede yaşamını yitirmişti. Polis tarafından kesici aletle yaralanmış bulunan Sami Y. ise tedavisinin ardından tutuklanmıştı.

  • Bursa’daki cinayetin şüphelisi yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı

    Bursa’daki cinayetin şüphelisi yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı

    Bursa’da bir kişiyi öldürdüğü iddia edilen zanlı, yurt dışına kaçmaya çalışırken Edirne’de yakalandı.

    Nilüfer ilçesindeki bir sitede bekçilik yapan Turgut Kahraman (53), tüfekle vurularak öldürüldü.

    Olayın ardından çalışma başlatan polis ekipleri, Kahraman’ın eşi ile aralarında ilişki olduğu öne sürülen TIR şoförü T.Ç. üzerinde yoğunlaştı.

    Şüphelinin Edirne’ye gittiğini belirleyen ekipler, T.Ç’yi Kapıkule Sınır Kapısı’nda yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalayıp Bursa’ya getirdi.

    T.Ç’nin yanı sıra öldürülen Turgut Kahraman’ın eşi ile kızı da gözaltına alındı.

    Yakalanan 3 zanlının emniyetteki işlemleri sürüyor.

  • Yorgun mermi cinayetleri bu sistemle aydınlatılıyor

    Yorgun mermi cinayetleri bu sistemle aydınlatılıyor

    Bursa’da, İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri, nereden ateşlendiği belli olmayan yorgun mermi ve serseri kurşun yaralamaları gibi olaylarda lazer teknolojisini kullanarak şüphelileri kısa süre içerisinde tespit ediyor.

    Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri; yorgun mermi, serseri kurşun gibi faili belli olmayan olayları, titiz bir çalışma sonucu gün yüzüne çıkarabiliyor. Ekipler, olay yerindeki her detayı araştırarak, özellikle faili meçhul olayların faillerini, lazer teknolojisiyle kısa sürede tespit ediyor. Nereden geldiği belli olmayan bir mermiyle bir kişinin yaralanması ve ölmesi sonucu olay yerine giden ekipler, atış kiti içerisinde bulunan ekipmanlar sayesinde merminin geldiği mesafe ve yönü belirliyor. Özellikle lazer teknolojisiyle, merminin ortalama kaç metre mesafeden, hangi yönden ateşlendiğini tespit eden ekipler, cinayetin veya yaralama olayının aydınlatılması için çok yönlü soruşturma yürütüyor. Olay yerinde elde edilen veriler, soruşturma ekipleriyle paylaşılarak, şüphelilerin belirlenmesi ve yakalanması için çalışma başlatılıyor.

    ‘SORUŞTURMACI BİRİMLERİN ALT YAPISINI HAZIRLIYORUZ’

    Bursa İl Emniyet Müdürlüğü’ ne bağlı Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü’nde görevli Komiser Burhan Ünyel, olay yerinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Maganda kurşunu, serseri kurşun gibi olayların çözümünde atış kiti ve lazer teknolojisini kullanarak birçok faili meçhul olayın failini adalete teslim ettiklerini belirten Ünyel, çalışma yöntemlerini şöyle anlattı: “Öncelikle anons üzerine olay yerine teknik inceleme yapmak için intikal ediyoruz. Olayı, değerlendirip yapacağımız çalışmayla ilgili karar alıyoruz. Karar aldıktan sonra olayın niteliğine göre kullanacağımız teçhizatları, olay yerine taşıyoruz. Şimdi size ‘maganda kurşunu’ veya eğlence sonucunda atılan ‘serseri kurşun’ olarak tabir edilen olaylarda, karşılaştığımız durumda yaptığımız çalışma ve faillerin tespitine yönelik hangi teknikleri kullandığımızla ilgili bilgiler vereceğim. Atış kiti olarak bir kitimiz mevcut. Kimin attığı, nerden atıldığı ve mesafesi belli olmayan olaylarda bu kiti kullanıyoruz. Bu kitimizi özellikle atış, nereden ve kimden geldi? Ne tarafa doğru geldi? Nereye isabet oldu? Gibi sorulara cevap veriyoruz. Özel ışıklarla, yani lazerleri kullanarak gelen yönü tespit ediyoruz. Daha sonra çubuklarımızla, gelen noktayla gelen açıyı çubuklar yardımıyla birbiriyle bağlantılı hale getiriyoruz. Bağlantılı hale getirdiğimizde iplerimizi çekip, notlarımızı alıyoruz. Olayın, nasıl meydana geldiğini fiziken bu teknikleri kullanarak canlandırmış oluyoruz. Olay yerini o anda yaşanmış gibi hazır hale getiriyoruz. Böylelikle, faili meçhul olarak adlandırdığımız olayın faillerini bulma ve tespit etme yönünde önemli mesafeler kat etmiş oluyoruz. Soruşturmacı birimlerin alt yapısını hazırlamış oluyoruz” dedi.

    ‘ÇALIŞMALARIMIZI ATIŞ KİTİYLE YAPIYORUZ’

    Geçen yıllarda, nereden geldiği belli olmayan yorgun mermiyle hayatını kaybeden bir kişinin olayıyla ilgili titiz bir çalışma yürüttüklerini ve failleri kısa süre içerisinde tespit ettiklerini söyleyen Ünyel, “Sürecin ilk aşaması bizimle beraber başlıyor. Daha sonra Adli Tıp Kurumu’nda doktorların yapmış olduğu incelemeler sonucu da açılar, belirlenmiş oluyor. Ama ilk olarak hızlı bir şekilde faile ulaşmamız için yürüttüğümüz çalışmayı, atış kitiyle tamamlamış oluyoruz. Geçtiğimiz yıl işlenen bir yorgun mermi cinayetinde maktulün oturduğu yere gittiğimiz zaman yaptığımız çalışmayı örnek vermek istiyorum; olayın üç yeri kapalı bir alandı. Gelen merminin dar açından geldiğini tespit etmiştik. Maktulün oturduğu açıya bakarak, fişeğin nerden geldiğini tespit etmek zordu. Ayrıca her tarafın kapalı olması da çalışma sahasında, çeşitli ihtimaller üzerinde durmamıza sebebiyet verdi. Bu kitimizi kullanarak oturuş açısına göre lazerle hangi mesafeden ve nereden gelebileceğini tespitini yaptık. Olayı canlandırdık ve fiziki olarak hazır hale getirdik. Merminin nereden geldiğini tespit ettik” ifadelerini kullandı.

    ‘TEÇHİZATLARIMIZ, BİZE YOL GÖSTERİYOR’

    Olay Yeri İnceleme Büro Amiri Ahmet Aykut Aydın, kullanılan ekipmanların yol gösterici olduğunu belirterek, “Bu kitimiz, bir atışın ne şekilde, ne taraftan yapıldığı konusunda lazer gibi ışık tutmaktadır. Olay yeri, fail, mağdur ve mekan arasındaki dinamik ilişki, ‘5N1K’ sorusu cevaplayarak tespit edilir. Burada, atış noktasıyla, mağduriyetin oluştuğu noktada iletişim kurmaya çalışıyoruz. Bu kitimiz de olayın arasındaki mesafe ne olursa olsun, açılar hesaplanarak, atış noktasıyla mağduriyetin meydana geldiği noktalarda bir açı hesaplaması yaparak, atışın nereden meydana gelmiş olabileceği konusunda çalışıyoruz. Burada, bu tür teknolojik teçhizatlar, gün geçtikçe olayların aydınlatılması konusunda bize kolaylıklar sağlıyor. Yol gösterici oluyor. Vatandaşlarımızın da yaşadığı mağduriyetleri gidererek adaletin tecelli etmesinin sağlanması konusunda bizlere son derece yardımcı oluyor” şeklinde konuştu.

    Lazer teknelojisiyle çözülen cinayetlerden birisi de Bursa’da 2019 yılında meydana geldi:

    Ekiplerin çalışması sonucu Bursa’da 2019 yılının Haziran ayında, çay bahçesinde oturduğu esnada sırtına isabet eden yorgun mermi sonucu Milayim Hastürk (47) hayatını kaybetti. Eren Barış Yüksel de (17) yaralandı. Olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı çalışmada, lazer teknolojisinin yardımıyla mermilerin çıktığı tabancayı Ozan Keskin’in (26) ateşlediği tespit edildi. Keskin’e 18 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilmişti.

  • Bursa’da otobüs şoförü cinayetinin sanığı ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanacak

    Bursa’da otobüs şoförü cinayetinin sanığı ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanacak

    Bursa’nın Karacabey ilçesinde geçen yıl temmuz ayında aralarında husumet bulunduğu ileri sürülen otobüs şoförünü bıçakla öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan sanık hakkında hazırlanan iddianamede ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca sanık Mutlu B. (34) hakkında hazırlanan iddianame, Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

    İddianamede, sanığın aralarında husumet bulunan otobüs şoförü Ahmet Budak’ı öldürmek için plan yaptığı, bunun için olaydan yaklaşık 20 gün önce Karacabey’de adresini tespit etmeye çalıştığı, 10 gün önce de 150 liraya bıçak satın aldığı belirtildi.

    Mutlu B’nin, bıçağı bir arkadaşının iş yerine sakladığı aktarılan iddianamede, evinin önünde dışarı çıkmasını beklediği Budak’ı öldürüp kaçtığı, yapılan çalışma neticesi yakalandığı ifade edildi.

    Otopsi raporunda Budak’ın vücudunda 16 bıçak izi olduğuna değinilen iddianamede, ifadeler ve kanıtlar da incelendiğinde “kasten adam öldürme” suçunu işlediği anlaşılan sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

    Tutuklu sanık Mutlu B’nin yargılanmasına 1. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.

    Karacabey Sırabademler Mahallesi’nde 12 Temmuz 2020’de Mutlu B, otobüs şoförlüğü yapan Ahmet Budak’ı (43) bıçakla yaralayıp kaçmıştı. Sağlık ekiplerince Karacabey Devlet Hastanesine kaldırılan Budak kurtarılamamış, polisin gözaltına aldığı Mutlu B. ise çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı.

  • İşkenceci kocasını öldürmüştü! İfadesi kan dondurdu

    İşkenceci kocasını öldürmüştü! İfadesi kan dondurdu

    Antalya’da, ellerini kelepçeleyip kendisini çıplak halde saatlerce döven eşi Ramazan İpek’i (36) av tüfeği ile vurup öldüren Melek İpek (31), jandarmadaki ifadesinde işkence ve cinayeti detaylarıyla anlattı. Kan donduran cümlelerin yer aldığı ifadede Melek İpek, “Öldürmemesi için yalvardım. Kızlarımın üstüne kapandım. Tüfeğin dipçiği ile kafama vurdu. Gözüm, yüzüm, kolum ve omzumdan yaralandım. Çıplak halde ve ellerim kelepçeliydi. Avda kullandığı naylon iple cenin pozisyonunda olacak şekilde banyoda buldum kendimi. Baygınken ters ilişkiyle anal pozisyonda tecavüz ettiğini hissettim. Rambo bıçağıyla göğsümden yaraladı. Çay kaşığı ve saç tel tokaları ile kelepçeyi açmaya çalıştık ama açamadık” dedi.

    Döşemealtı ilçesindeki evlerinde önceki gece çıplak halde kocasının kelepçeli işkencesine maruz kalan ev kadını Melek İpek, servis şoförü eşi Ramazan İpek’i av tüfeği ile öldürüp, jandarmayı arayarak teslim oldu. 8 ve 6 yaşlarında 2 kız çocuğu annesi olan İpek, jandarmadaki ifadesinde, cinayete giden süreci ve işkence gecesi yaşadıklarını detaylarıyla anlattı. Melek İpek, 12 yıllık eşi Ramazan İpek’le evliliğinin ilk başlarından beri maddi sıkıntılardan kaynaklı huzursuzluklarının olduğu, kıskanç tavırlar nedeniyle kavga ettiklerini söyledi. Fiziksel şiddete maruz kaldığını anlatan Melek İpek, çok kez karakola ifade verip rapor almayı istediğini, fakat eşi Ramazan İpek’in büyük kızı C.’nin doğumundan sonra ‘Sen koruma kararı aldırırsın ben karakolda ifade verir çıkarım, döndüğümde seni de bu çocuğu da öldürürüm’ diyerek tehdit ettiğini belirtti. Silahlara olan tutkusu nedeniyle eşi Ramazan İpek’ten korktuğunu, bu yüzden şikayette bulunmadığını anlatan Melek İpek, yaklaşık 7 ay önceki kavgalarında eşinin kendisine şiddet uyguladığı için yaralandığını, ‘Seni buracıkta öldürüp kıyma yapar köpeklere yediririm, kimse senin izini bile bulamaz’ diyerek tehdit ettiğini söyledi.

    EŞİNİN GENÇ KIZLA İLİŞKİSİ

    2011 yılının Aralık ayında ilk kızına hamileliği sırasında eşi Ramazan İpek’in, M.A. isimli 17-18 yaşlarındaki kızı evlerine getirdiğini, korkudan ve endişenden dolayı bir şey diyemediğini anlatan Melek İpek, eşi ve eve getirdiği kızı öpüşürken gördüğünü ve bu nedenle kavga ettiklerini söyledi. Doğum nedeniyle 10 gün annesinin evinde kaldığını anlatan Melek İpek, kendi evine geldiğinde yatak odasında M.A.’nın yatakta çıplak bir şekilde uzandığını görünce elinde bebeğiyle sinir krizi geçirdiğini aktardı. Eşi Ramazan İpek’in, kendisini, ailesini ve bebeği öldürmekle tehdit ettiğini belirten Melek İpek, korktuğunu, M.A’nin yaklaşık 3-4 ay boyunca evde kaldığını, eşiyle M.A’nın ilişkisinin yaklaşık 7-8 yıl boyunca sürdüğünü söyledi.

    Yaklaşık 1 yıl önce Ramazan İpek’in M.A’yı eve getirdiğini, M.A’nın ondan ayrılmak istediğini söylediğini anlatan Melek İpek, “Ramazan sinirlendi. Bugün bana yaptığı gibi M.A.’yı kelepçeledi. Yumruk ve tekme atma suretiyle vurdu. Evde bulunan av tüfeğinin dipçiğiyle vurdu. Ben bu duruma engel olmaya çalıştım ancak silahı bana doğrultup ‘Bu işe karışırsan seni öldürürüm’ dedi. Ben de korktum ve müdahale edemedim” dedi.

    BOŞANMA MESAJLAŞMASI

    Eşi Ramazan İpek’in bir yıl önce arkasından pompalı av tüfeğiyle bir el ateş ettiğini söyleyen Melek İpek, eşinin alkol ve kenevir kullandığını belirterek kendisini çok kıskandığını, cinayetin yaşandığı 7 Ocak akşamı eve geldiğinde eşinin tavırlarında değişiklik olduğunu anlattı. Melek İpek, ifadesinde şunları söyledi:

    “Aynı odada oturmamıza rağmen benim cep telefonuma WhatsApp mesajlaşması üzerinden ‘Ben ayrılmak istiyorum’ şeklinde mesaj attı. Ben de ‘Sen bilirsin’ diye cevap yazdım. Tekrar ‘Diğer odaya gider misin’ diye mesaj attı. Ben de cevap vermeden çocukları alarak diğer odaya gittim.”

    Aynı evin içerisinde mesajlaşmaya devam ettiklerini belirten Melek İpek, “Eşim ‘Çocukların velayeti hakkında konuşmak istiyorum, madem gelmiyorsan çocukların biri sende biri bende kalsın’ diye mesaj attı. Ben de ‘İkisi de sende kalsın ayırmayalım, ben nasıl olsa daha sonra senden çocukları alırım’ diye mesaj attım. Bu şekilde boşanmamız üzerine mesajlaştık. Ancak hiç konuşmadık” diye konuştu.

    İŞKENCE SAATLERİ BAŞLADI

    Saat 22.30 sıralarında çocuklarıyla uyku saati geldiği için yatmak için hazırlandıklarını kaydeden Melek İpek, şunları anlattı:

    “Eşim benim adıma ruhsatlı olan yivli av tüfeğiyle içeri girdi. Tüfeğim normalde salonda duvara dayalı kılıfın içinde dururdu. Bana ‘Son duanı et kelimeyi şahadet getir’ dedi. Tüfeği bana doğrulttu. Ben de öldürmemesi için yalvardım. Tüfeği ateşleyeceğini anlayınca çocuklarımın önüne geçtim. İki kızım birbirine sarılmış ağlıyorlardı. Eşimin elindeki tüfeği elimle ittim, amacım çocuklarımı uzaklaştırmaktı. Bu esnada eşim ateş etti, çıkan mermi camdan dışarı gitti, biz yaralanmadık. Eşim tekrar tüfeği bana doğrulttu, ben tekrar öldürmemesi için yalvardım. Bu sefer tüfeği çocuklarımıza yöneltti. Beni “Sana önce çocuklarının acısını yaşatacağım, sonra seni öldüreceğim’ diye tehdit etti. Ben iki kızımın eşim tarafından öldürüleceği düşüncesi ile çok korkup kızlarımın üstüne kapandım. Bu sefer tüfeğin dipçiği ile kafama vurdu. Bundan dolayı gözüm, yüzüm, kolum ve omzumdan yaralandım. Beni saçından sürükleyerek diğer odaya getirdi burada yumruk ve tekme ile yüzüme ve vücuduma vurdu. Cebimdeki telefonu aldı kafama ve yüzüme telefonla vurdu. Çığlık attığım için susmamı söyledi ve boğazımı şiddetli bir şekilde sıktı. Bunun etkisiyle gözlerim yerinden çıkacak gibi oldu, karardı. ‘Diğerlerine daha azını mı yaptığımı düşünüyorsun’ diye bağırdı. Elinden kurtuldum, kaçmaya çalışırken yakaladı yumruk ve tekme atmaya başladı. Çığlık atmaya devam edince tekrar boğazımı sıktı bu esnada ben bayıldım.”

    BANYODA TECAVÜZ ETMİŞ

    Uyandığında kendini çıplak vaziyette bulduğunu belirten Melek İpek, “Ellerim kelepçeliydi. Boynum ellerime, ellerim ayaklarıma, eşimin avda kullandığı naylon iple cenin pozisyonunda olacak şekilde banyoda buldum. Eşim bana soğuk su tutuyordu. Kendime biraz geldiğimde eşimin ben baygınken ters ilişkiyle anal pozisyonda tecavüz ettiğini acıyla hissettim. Bu arada ben üşüdüğüm için tir tir titriyordum. Eşim ise banyoda çıplak vaziyette bir şey olmamış gibi duş alıyor, duvarları yıkıyordu. Duvarda ve klozetin üstünde kan izlerim vardı bunları yıkıyordu. Banyoyu temizledikten sonra ayrıldı” diye konuştu.

    Eşinin 15-20 santim uzunluğundaki Rambo bıçağıyla yanına döndüğünü belirten Melek İpek, “Ben yerde cenin pozisyonunda olacak şekilde banyoda bekliyordum. Sol göğsümün altına bıçağı dayadı, sol eli bıçağı tutuyordu. Sağ eliyle baskı yapıp bana ‘Buranın biraz daha altından bıçaklarsam ciğerine girer, biraz üstüne sokarsam kalbini delerim ama buradan yaparsam daha çok acı çekerek ölürsün’ derken vücudumun farklı bölgelerinde bıçağı gezdirerek ucunu hissettiriyordu. Ben o an bıçakla keseceğini hissettim sürekli ağlayarak öldürmemesi için yalvarıyordum. Çığlık atıp yardım isteyemiyordum, çünkü bağırdığım takdirde öldüreceğim yönünde tehdit etti. Seni öldüreceğim çocukları da buraya yatıracağım” şeklinde konuştu.

    ‘ELLERİMİ ARKADAN KELEPÇELEDİ’

    Eşinin kendisine banyoda işkence ettiği sırada çocuklarına bağırdığını aktaran Melek İpek, “Çocukları odadan çıkmamaları konusunda uyardı. Çocukları görmedim ve seslerini duymadım. Ellerimi çözdü, kelepçeyi çıkarttı ve ‘duşunu al kapıda bekliyorum’ dedi. Kapıyı açık bırakarak banyonun önünde beni izledi. Ben duşumu aldım havluya sarıldım eşimle birlikte diğer odaya gittik. Bu esnada beni öldürmekten vazgeçtiğini düşünüp rahatladım. Tekrar kelepçeyi getirdi kaçmaya yeltendim ancak başaramadım. Beni yakaladı ellerim arkada olacak şekilde çok sıkı kelepçeledi” dedi.

    Melek İpek, eşinin odada bulunan çekyatı yatak haline getirdiğini, kendisinin çıplak bir şekilde yatmasını istediğini ileri sürdü. Elleri ters kelepçeli olduğu için canının yandığını ifade eden Melek İpek, şöyle devam etti:

    “Yatamıyordum. Kelepçeyi çıkarmasını istedim. Bana ‘Sessiz yat yoksa balkondan aşağı atarım seni. Gecenin karanlığında değil gündüz gözü ile öldürüp parçalayacağım’ dedi. Kızlarım diğer odada idi. Büyük kızım C.’nin kusma sesi geldi onlara bağırarak ‘Yatın uyuyun öldürtmeyin kendinizi’ dedi. Yerde yer yatağında yattı ben yatakta ters kelepçeyle dönmeye çalıştıkça koltuktan ses çıkıyordu. Yanıma geldi kelepçeyi söktü ve önden ellerimi kelepçeledi ve yerdeki yer yatağının yanına yatırdı. Ben açık olan kanepenin alt boşluğunda idim. Beni buraya sıkıştırarak hareket etmemi engelledi. Bu şekilde eşim uyudu ben korku ve üşüdüğüm için sabaha kadar uyuyamadım. Sabah ezanı okunurken kendimden geçmişim. Eşim beni uyandırarak servisi yapıp geleceğini söyledi. ‘Ben gelinceye kadar burada bekle geldiğimde yarım kalan işimi halledeceğim’ diyerek gitti. Evin dış kapısını kilitlemedi. Akşam ateş ettiği silah salonda duvara dayalı şekilde duruyordu. Baktım mekanizması yoktu. Beni öldürmesin diye silah aradım, ancak bulamadım.”

    SAÇ TOKASIYLA KELEPÇEYİ AÇAMADI

    Evde sabit telefonları olmadığını, kızlarının cep telefonunu eşinin sakladığını ve bulamadığını belirten Melek İpek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Kelepçenin anahtarını aradım, bulamadım. Kızlarım ile birlikte çay kaşığı ve saç tel tokaları ile kelepçeyi açmaya çalıştık ama açamadık. Kızım C.’nin yardımıyla üstümü çarşaf ile sardım ve komşumuz Turgut Yaraşlı’nın evine gittim. Evleriminiz arası yaklaşık 100 metre uzaklıktadır. Bunun sebebi eşim bazen milli parklardan ceza yememek için tüfeğini Turgut’un evine bırakır. Kapıyı Turgut’un eşi Semra Yaraşlı açtı, bana ‘ne bu halin’ diye sordu. Ben de korkumdan bir şey söylemek istemedim. Sorularını yine kavga ettim diye geçiştirdim. Kendilerinde eşimin tüfeğinin olup olmadığını sordum. Semra bana tüfeğin kendilerinde olmadığını söyledi. Ben de eve gittim. Semra benim kelepçeli olduğunu görmemesi için ellerimi örtmüştüm. Evde çocuklarım ile birlikte eşimi beklemeye başladık. Çocuklarım sürekli bana ‘Babamız bizi öldürecek mi?’ diye soruyordu. Hatta C. korkudan altına işedi. Bu arada eşimin arabasının sesini duyunca kızlarım, ‘Anne babam geldi, bizi öldürecek mi? diye korkudan ağlamaya başladılar. Ben çocukların olduğu odadan çıktım evin girişindeki soldaki ilk odaya girdim. Eşim aşağıdan küfrederek ve bizi öldüreceğini söyleyerek eve çıkıyordu. Kapıya tekme atarak içeri girdi. Evin içinde bağırmaya başladı. Ben odanın bir köşesinde sinmiş bir şekilde duruyordum.”

    SON ANDA KUŞ SİLAHINI GÖRDÜ

    Tam bu sırada daha önceden görmediği odadaki küçük kuş silahının gözüne çarptığını anlatan Melek İpek, “Ellerim kelepçeli olmasına rağmen silahı elime aldım. Derdim bana sabaha kadar sistematik işkence yapan eşimi korkutmaktı. Bu arada odanın kapısı sert bir şekilde açıldı. Eşimle yüz yüze geldik. Aniden üstüme atılmaya kalkıştı. Bir arbede yaşanırken kontrolsüz şekilde silah patladı. Ben önce öldüğümü düşündüm. Sonra eşimin odanın kapı girişinde yığıldığını, kan aktığını gördüm. Hemen eşimin cebindeki cep telefonunu aldım. Telefonunu açmaya çalıştım. Şifresini bilmediğim için açamadım. Telefonu yüzüne gösterdim şifrenin açılması için. Ancak açılmadı. Sonra acil aramalar çıktı bende 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradım. Eşimi vurduğumu acil jandarma ve ambulansa haber verilmesini istedim. Yaşananların şokuyla eşimin başında çömelmiş vaziyette bekledim. Kapı çaldı jandarma ve ambulans geldi. Kelepçelerimi jandarma çözdü, ben de üzerimi giyindim. Daha sonra işlemler için gözaltına alındım. Ben bu yaşananlardan dolayı üzgünüm ve pişmanım. Ancak böyle kötü bir olay olmasaydı ben ve 2 kız evladım ölmüş olacaktı. Bana sabah kadar işkence yapan eşimi, namusumu temizledim” diyerek ifadesini tamamladı.

    Melek İpek, jandarmadaki ifadesinin ardından bu sabah adliyeye sevk edildi.

  • Bursa’da intikam cinayetinde ceza belli oldu

    Bursa’da intikam cinayetinde ceza belli oldu

    Bursa’da cinayetle başlayan husumet sonrası 9 aylık hamile kadını tabancayla öldüren sanık, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

    Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Necdet C, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Taraf avukatları ise mahkeme salonunda hazır bulundu.

    Karar öncesi son savunmasını yapan Necdet C, pişmanlık duyduğunu belirterek, olay sırasında kendini korumak için ateş ettiğini öne sürdü.

    Mahkeme heyeti, sanığı “kan gütmek saikiyle hamile olduğu bilinen kadını öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti.

    NE OLMUŞTU?

    4 Mayıs 2018‘de Osmangazi ilçesi Yunuseli Mahallesi’nde Murtaza E. isimli şahış aracıyla Necdet C. isimli kişinin evinin önünden hızlı bir şekilde geçtiği gerekçesiyle bu kişiler arasında tartışma çıkmıştı.

    Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Murtaza E’nin pompalı silahla açtığı ateş sonucu Necdet C.’nin eşi Çimen C. hayatını kaybetmişti. Murtaza E. ise tutuklanmıştı.

    İki aile arasında cinayetle başlayan husumet sonrası Necdet C, 30 Mayıs 2018’de Murtaza E’nin dini nikahla birlikte yaşadığı İpek Yılmazcan‘ın (37) Osmangazi ilçesi Güneştepe Mahallesi’ndeki evine gitmişti. 9 aylık hamile olan Yılmazcan’a tabancayla ateş eden Necdet C., olay yerinden kaçmıştı.

    Ağır yaralanan Yılmazcan, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırılmış, bebeği sezaryenle alınarak kurtarılmıştı. İpek Yılmazcan, müdahaleye rağmen yaşamını yitirmişti.

    Olayın ardından polis tarafından yakalanan ve çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanan Necdet C. hakkında dava açılmıştı.

  • Hrant Dink cinayetinde flaş gelişme

    Hrant Dink cinayetinde flaş gelişme

    6 sanıklı davada ‘cinayeti daha önceden bildiklerine dair dosyada delillerin olması gerekçesiyle’ hakkında tutuklama kararı çıkartılan o dönem Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevli iki sanıktan Veysal Şahin, Adana’da yakalandı.

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu, 76 sanığın yargılandığı davanın 117’nci duruşması, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada mahkeme heyeti, o dönem Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli olan sanıklar Veysal Şahin ve Volkan Şahin’in, ‘dosya kapsamında cinayetin daha önceden bilgisi olan ve kendisine Coşkun İğci vasıtasıyla haberdar edilen kişilerden olması, sanıkların cinayeti daha önceden bildiklerine dair dosya kapsamında delillerin olması, mütalaada istenen ceza durumu, kuvvetli suç şüphesinin olduğu, sanıkların tutuklulukta geçen sürelerin azlığını’ dikkate alarak tutuklanmalarına, tutuklanmalarına yönelik yakalama emirleri çıkarılmasına karar verdi.

    ADANA’DA YAKALANDI

    Kararın ardından Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, Veysal Şahin’i kentte, saklandığı adreste yakaladı. Gözaltına alınan Veysal Şahin, Adana Adli Tıp Birimi’nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

  • Komşusunu kalbinden vurdu! Ceviz kırma cinayeti

    Komşusunu kalbinden vurdu! Ceviz kırma cinayeti

    İstanbul Sultangazi’de ceviz kırarken çıkan gürültü nedeniyle iki aile arasında başlayan kavgada, taraflardan biri komşusu Velit Bakır’ı (41) silahla kalbinden vurdu. Ambulansla hastaneye kaldırılan Bakır, hayatını kaybetti.

    Olay, dün akşam saat 21.00 sıralarında 50. Yıl Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Velit Bakır evinde ceviz kırarken çıkan sesten rahatsız olan alt komşusu Mustafa Turan, yukarı çıkarak komşusunu uyardı.

    Mustafa Turan ile Velit Bakır arasında gürültü nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma kısa süre sonra kavgaya dönüştü. Kavgaya diğer iki aile üyeleri de dahil oldu.

    Kavga sırasında Mustafa Turan yanında bulunan silahla Velit Bakır’a iki el ateş etti. Kurşunlardan biri Bakır’ın kalbine isabet etti. Bakır, kanlar içerisinde yere yığıldı. Bakır’ın ailesi sinir krizi geçirirken, haber verilmesi üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi.

    Turan, Bakır’ın yakınları tarafından feci şekilde darp edildi, linç edilmek istendi. Kısa sürede olay yerine gelen polis, linç edilmek istenen Turan’ı kalabalığın arasından alarak silahla birlikte gözaltına aldı.

    Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılan Velit Bakır, burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.