Etiket: cinayet

  • Çöp poşetinden gelen kokular gerçeği ortaya çıkardı

    Çöp poşetinden gelen kokular gerçeği ortaya çıkardı

    Bingöl’de, 4 gündür haber alınamayan müzisyen Deniz Ayaz’ın Sarıçiçek köyü kırsalındaki arazide çöp poşetinde cansız bedeni bulundu. Yapılan incelemede Ayaz’ın silahla 4 el ateş edilerek öldürüldüğü belirlendi.

    Bingöl’de, düğünlerde müzisyenlik yaparak geçimini sağlayan evli ve 5 çocuk babası 35 yaşındaki Deniz Ayaz, 4 gün önce evden ayrıldı. Ayaz’dan bir daha haber alamayan ailesi, durumu jandarma ekiplerine bildirip, kayıp başvurusunda bulundu. Jandarma ekiplerince, Ayaz’ı bulmak için çalışma başlatıldı.

    KÖYLÜLER BULDU

    Sabah saatlerinde merkeze bağlı Sarıçiçek köyü kırsalındaki arazide köylüler, çöp poşetlerinden kötü koku geldiğini fark etti. Bunun üzerine poşetleri açan köylüler, bir erkeğe ait ceset buldu.

    4 EL ATEŞ EDİLMİŞ

    Köylülerin ihbarı üzerine olay yerine gelen jandarma ekiplerince yapılan incelemede cesedin, Deniz Ayaz’a ait olduğunu tespit edildi. Jandarma ayrıca, Ayaz’ın vücuduna 4 el ateş edilerek öldürüldüğünü de belirledi.

    Ayaz’ın cansız bedeni otopsi yapılmak üzere Bingöl Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi morguna götürüldü.

  • Türkiye’yi sarsan cinayetin katili tutuklandı

    Türkiye’yi sarsan cinayetin katili tutuklandı

    Üniversite öğretim üyesi Aylin Sözer’in öldürülmesiyle ilgili detaylar ortaya çıkıyor. Son olarak zanlı Kemal Ayyıldız’ın vahşi cinayeti işlediği binaya giriş görüntüleri ortaya çıktı. Zanlı savcılık sorgusunun ardından “canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmek” suçundan tutuklandı.

    İstanbul Maltepe’de üniversite öğretim görevlisi Dr. Aylin Sözer’in vahşice katledilmesi gündemdeki yerini koruyor.

    Katil zanlısı Kemal Ayyıldız’ın emniyetteki işlemleri tamamlandı.

    Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünden çıkarılan zanlı, güvenlik önlemleri altında Anadolu Adliyesine getirildi.

    Burada savcıya ifade veren Ayyıldız, “canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmek” suçundan tutuklandı.

    CİNAYET ÖNCESİ GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI

    Sözer’in katili Kemal Ayyıldız’ın cinayet öncesi görüntüleri ortaya çıktı.
    Görüntülerde 32 yaşındaki Kemal Ayyıldız ‘ın saat 08.48 sıralarında binaya geldiği görülüyor. Yalpalayarak yürüyen Ayyıldız daha sonra binaya giriyor.

    Dün meydana gelen olayda inşaat işçisi olduğu öğrenilen Ayyıldız, Aylin Sözer’i boğazını keserek öldürdükten sonra evini ateşe vermişti.

    Saat 13.00 sıralarında polis tarafından binadan çıkarılan Kemal Ayyıldız’ın üzerinden Sözer’e ait ziynet eşyaları çıkmıştı.

    İlk ifadesinde Aylin Sözer ile 10 yıldır tanıştıklarını ve ilişkileri olduğunu söyleyen Ayyıldız cinayet günü Aylin Sözer ile konuşarak evine geldiğini söyledi.

    Evli ve 3 çocuk babası olduğu iddia edilen Ayyıldız’ın, Aylin Sözer’le 2009 yılında internet üzerinden tanıştığını, tanıştıklarında Aylin Sözer’in Amerika’da olduğunu, iki yıl boyunca sadece internet üzerinden telefonla konuştuklarını söylediği belirtildi.

    Zanlı, Aylin Sözer’le ilk defa 2011 yılında İstanbul’da yüzyüze görüştüklerini anlatarak “Bir kaç ay görüştükten sonra aramıza bir soğukluk girdi. 2014 yılına kadar hiç görüşmedik. Daha sonra tekrar görüştük. 2015 yılı ile 2018 yılı arasında yine hiç görüşmedik. 2019 yılı Kasım ayından beri sık sık görüşmeye başladık. Kız kardeşi ve oğlu beni tanıyordu” dedi.

    CİNAYETİ KISKANÇLIK YÜZÜNDEN İŞLEDİĞİNİ İDDİA ETTİ

    Aralarında kıskançlık yüzünden tartışma çıktığı iddiasında bulunan Kemal A. “Aramızda kavga çıktı. Bıçağı rastgele salladım. Boğazına geldi. Kanlar içinde yere düştü” iddiasında bulundu.

    Uyuşturucununda etkisiyle şoka girdiğini bu nedenle evden çıkamadığını anlatan Kemal A’nın., “Kapı çalınca panikledim. Evi uyuşturucu için yanımda getirdiğim yanıcı maddelerle ateşe verdim. Kendimi öldürecektim ama beceremedim. Bunun üzerine polislere kendimi vurdurmaya çalıştım. Bu nedenle onlara doğal gaz borusunu kesip ateşe vererek saldırdım” dediği öğrenildi.

    KARDEŞİNİN HESABINA 260 BİN LİRA GÖNDERMEYE ÇALIŞMIŞ

    Şüphelinin saat 10.30 sıralarında Aylin Sözer’in banka hesabına girerek internet üzerinden kardeşinin hesabına 260 bin lira göndermeye çalıştığı tespit edildi. Ancak bankanın EFT’nin yüklü olması sebebiyle telefonla Aylin Sözer’i aradığı, ulaşamayınca EFT talimatını askıya aldığı öğrenildi.

    Şüphelinin ayrıca Aylin Sözer’in telefonundan bir öğrencisine mesaj atarak “Sana EFT yapacağım. Bu parayı euroya çevirip sana söylediğim kişiye teslim edersin” diye yazdığı belirlendi.

    Ancak Aylin Sözer’in öğrencisinin “Hocam ben bu talimatı sizin sesinizi duymadan yapmam” diye mesaj attığı ardından Aylin Sözer’in telefonunu aradığı ulaşamayınca alt katta oturan kız kardeşine durum hakkında bilgi verdiği öğrenildi.

    BİR YIL ÖNCE SOYADI DEĞİŞİKLİĞİ

    Evli ve iki çocuğu olan zanlının Delbe olan soyadını da bir yıl önce Ayyıldız olarak değiştirdiği öğrenildi.

    “EN AĞIR CEZAYI ALMALARINI BEKLİYORUZ”

    Vahşi cinayete toplumun her kesiminden tepkiler geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Her kadın cinayeti, kalbimizde yeni yaralar açıyor. Kadınlarımızı katleden canilerin en ağır cezayı almalarını bekliyoruz. Yitirdiğimiz tüm kardeşlerime Allah’tan rahmet, ailelerine ve tüm ülkemize başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye bu cinayeti konuşuyor! Kan donduran ifadeler ortaya çıktı

    Türkiye bu cinayeti konuşuyor! Kan donduran ifadeler ortaya çıktı

    Öğretim görevlisi Aylin Sözer’in katil zanlısının emniyete verdiği ifadesinin detaylarına ulaşıldı. Uyuşturucu madde etkisinde olduğu öğrenilen zanlının evdeki yangını  uyuşturucu düzeneği ve doğal gaz hortumunu kullanarak çıkardığı öğrenildi. Zanlının, Sözer’in hesabından kendi kardeşine 260 bin TL göndermek istediği de ortaya çıktı.

    Dün, İstanbul Maltepe’de yaşadığı evde vahşice öldürülen Aylin Sözer’in katil zanlısı emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi ve  cinayete ait yeni detaylar ortaya çıktı.

    Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince sorguya alınan Kemal A. cinayeti itiraf ederek tüm detayları anlattı. İlk olarak 2009 yılında internet üzerindeki bir arkadaşlık sitesinde tanıştıklarını söyleyen zanlı, o dönemde Aylin Sözer’in dil eğitimi için Amerika’da olduğunu, ilk görüşmelerini 2011 yılında Sözer Türkiye’ye döndüğünde gerçekleştirdiklerini söyledi.

    2011 yılında bir süre görüştüklerini daha sonra ayrıldıklarını, 2014 ve 2018 yıllarında aralıklarla görüşmeye devam ettiklerini son olarak geçtiğimiz kasım ayında tekrar görüştüklerini belirtti. Aylin Sözer’in de geçtiğimiz ocak ayında boşandığı ve bir çocuğunun olduğu öğrenildi.

    Zanlıdan kıskançlık iddiası

    Evli ve üç çocuk babası olduğu, eşinin bir süre önce şehir dışına tayini çıktığı öğrenilen zanlı, kasım ayından bu yana tekrar görüşmeye başladıkları Aylin Sözer’in evine dün sabah 09.00 sıralarında tekrar gidip Sözer’e bu yılbaşını çocuklarıyla geçireceğini söylediğini ifade etti. Sözer’in ise ise bunu kabul etmeyerek “Çocuklarına değil karına gideceksin” deyince tartışmaya başladıklarını iddia etti. Yine zanlının iddiasına göre, tartışma sırasında Sözer, eline geçirdiği bıçakla kendisine saldırmak isteyince katin zanlısı Kemal A., elindeki bıçağı alarak boğazına önce ince bir kesik attı ardından da boğazını derin bir şekilde kesti.

    Sözer’in hesabından kardeşine 260 bin TL yollamak istedi

    Zanlı daha sonra, Aylin Sözer’in cep telefonundan Sözer’in asistanına onun ağzından bir mesaj attı. Mesajda “Sana EFT yapacağım. Sen de bu EFT’yi nakite çevirip o parayı kuryeyle bana geri getireceksin” demesi üzerine asistanı durumdan şüphelenerek Sözer ile aynı binada yaşayan ablasına haber verdi. Ablası da kardeşinin evine giderek zilini çaldı ancak cevap veren olmayınca şüphelenerek durumu polise bildirdi. Kemal A., asistandan umduğu yanıtı alamayınca bu kez erkek kardeşinin hesabına 260 bin TL göndermek istedi. Meblağın yüksek olduğunu gören banka teyit etmek için kendisini aradı ve karşıda hesap sahibi Sözer’in sesini duyamayınca transfer gerçekleşmedi.

    Polisleri de yakmak istedi

    O sırada ihbarı alan polis ekipleri de Sözer’in yaşadığı dairenin kapısına geldi. Kemal A., dışarıda polisleri görünce kapıya yığınak yaparak eve girişlerini engellemeye çalıştı. Kemal A. bir süre önce kullandığı uyuşturucu maddesini yere ve Sözer’in üzerine dökerek evdeki doğal gaz borusunu kesip ateşe verdi. Polisler içeri girmek isteyince doğalgaz hortumunu pürmüz gibi kullanarak de onları da yakmak istedi. Polis, uzun uğraşlar sonucu içeri girince Aylin Sözer’in yanmış bedenini ve Kemal A.’yı gördü. Kemal A.,’nın üzerinden 3 gram uyuşturucu madde ve Aylin Sözer’e ait ziynet eşyaları çıktı.

    Zanlı şube çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtsız bıraktı. Aylin Sözer’in öldürülmesi olayının zanlısı Kemal A., emniyetteki işlemleri tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.

  • ‘CHP’li vekil Pınar Gültekin’in babasını arayıp davadan çekilmesini istedi’ iddiası

    ‘CHP’li vekil Pınar Gültekin’in babasını arayıp davadan çekilmesini istedi’ iddiası

    Muğlada’da öldürüp, cesedinin varil içinde yakıldıktan sonra üzerine beton dökülen Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin’i arayan CHP’li bir Muğla milletvekilinin davadan vazgeçmesini istediği ancak “Bunu duymamış olayım” yanıtı ile karşılaştığı ileri sürüldü.

    Hürriyet Gazetesi köşe yazarı, gazeteci Fatih Çekirge’nin gündeme getirdiği iddiayla ilgili değerlendirmede bulunan AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan, “Eğer iddialar doğru ise bir milletvekilinin bu tür işlere bulaşması vahim bir durumdur ve asla kabul edilemez. CHP’de adını anmaktan hicap duyduğum skandallara bir de bu iddianın eklenmesi, CHP’nin içinde bulunduğu acziyeti göstermektedir” dedi.

    Muğla’da vahşice öldürülen Pınar Gültekin davasıyla ilgili önemli bir iddia ortaya atıldı. Hürriyet Gazetesi köşe yazarı, gazeteci Fatih Çekirge’nin gündeme getirdiği iddiaya göre, CHP’li bir Muğla milletvekili Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin’i arayarak davadan vazgeçmelerini istedi.

    Gazeteci Fatih Çekirge, “Adı bende” dediği CHP’li vekilin, telefonla ulaştığı Pınar Gültekin’in babasına “Tamam böyle bir şey yaşandı. O aile de perişan. Zaten cezasını çekecek. Gel sen davadan vazgeç. Zaten kamu davası devam edecek” dediğini ileri sürdü.

    Çekirge, Gültekin’in babasının bu teklife karşılık, “Bunu duymamış olayım. Sizin kızınızı diri diri yakıp üzerine beton dökseler bunu ister misiniz?” yanıtını verdiğini aktardı.

    Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, avukatı Rezan Epözdemir aracılığıyla yaptığı açıklamada iddianın doğru olduğunu söyledi.

    Gültekin, 4 Ocak’taki duruşma sonrası, “Arama kaydı var” dediği görüşmeyle ilgili konuşacağını söyledi. CHP’nin Muğla milletvekilleri Mürsel Alban, Süleyman Girgin, Burak Erbay ve Suat Özcan iddiaların asılsız olduğunu söyledi.

    ‘CHP’NİN İÇİNDE BULUNDUĞU ACZİYETİ GÖSTERMEKTEDİR’

    Yaptığı yazılı açıklamayla konuyla ilgili değerlendirmede bulunan AK Parti Muğla Milletvekili Yelda Erol Gökcan, bir CHP Muğla milletvekilinin Pınar Gültekin’in babasını arayarak, davadan vazgeçmesini istediği haberini hayret ve şaşkınlıkla okuduğunu kaydetti.

    Milletvekili Gökcan, “Cinayetin sevginin, saygının, hoşgörünün ve insani değerlerin yüksek olduğu güzel Muğla’mızda yaşanması ve CHP Muğla milletvekilinin adının olaya karışması Muğlalı olarak bizleri ikinci kez üzmüştür. İnanmak istemediğimiz görüşme olayında bugün CHP Muğla milletvekilinin adı açıklandı. Son günlerde CHP’de, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine yakışmayan olaylar yaşanmaktadır. Atatürk sağ olsa ‘Bu Parti benim kurduğum Parti mi’ diye düşünür ve kemikleri sızlardı” dedi.

    “Eğer iddialar doğru ise bir milletvekilinin bu tür işlere bulaşması vahim bir durumdur ve asla kabul edilemez” diyen Gökcan, açıklamasında ayrıca şu ifadelere yer verdi:

    “CHP’de adını anmaktan hicap duyduğum skandallara bir de bu iddianın eklenmesi, CHP’nin içinde bulunduğu acziyeti göstermektedir. Halen iddianın Muğla’mız ve siyaset kurumu adına doğru olmadığına inanmak istiyorum. Gerçekler er geç ortaya çıkacaktır. Bekleyip göreceğiz. Bu vahim iddianın sonuna kadar takipçisi olacağız. Pınar kızımıza tekrar rahmet, kederli ailesine de sabır ve baş sağlığı diliyorum.”

  • Bursa’da eski mankenin evinde işlenen cinayette ceza belli oldu

    Bursa’da eski mankenin evinde işlenen cinayette ceza belli oldu

    Bursa’nın Mudanya ilçesinde eski manken Alev Ç’nin evindeki bıçaklı kavgada bir kişinin öldürülmesine ilişkin açılan davanın sanığı 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

    Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Onur Yılgün’ü öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Sadık Ş, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Taraf avukatları ve yakınları ise salonda hazır bulundu.

    Karar öncesi son sözleri sorulan Sadık Ş, “Aldatıldım. Alev’le uzun süreli ilişkimiz vardı. 5 aydır görüşmediğimizi söylese de olaydan birkaç gün önce birlikteydik ve hastaneye gittik. Olay bunun üzerine gerçekleşti. Bana ilk saldıran Onur’dur.” savunmasını yaptı.

    Yılgün’ün yakınları ise sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.

    Sanığı müebbet hapse mahkum eden mahkeme heyeti, ilk müdahaleyi kimin yaptığı belirlenemediğinden haksız tahrik hükümleri uygulayarak cezayı 18 yıla düşürdü. Ayrıca, sanığın tutukluğunun devamına karar verildi.

    NE OLMUŞTU?

    Mudanya ilçesi Siteler Mahallesi’nde geçen yıl temmuz ayında, eski manken Alev Ç’nin evine giden Sadık Ş. ile Onur Yılgün arasında kıskançlık yüzünden tartışma çıkmıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Yılgün bıçakla yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.

    Olayın ardından Sadık Ş, Alev Ç. ve İsa Ö. gözaltına alınmış, Sadık Ş. çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanırken diğer şüpheliler serbest bırakılmıştı.

  • Leyla Aydemir cinayetinde müebbet alan amcaya tahliye

    Leyla Aydemir cinayetinde müebbet alan amcaya tahliye

    Ağrı’da, kaybolduktan 18 gün sonra ölü bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’i ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezası verilen amca Yusuf Aydemir’le ilgili karar Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi tarafından bozularak, beraatini talep etti. 1’inci Ceza Dairesi istinaf kararında Yusuf Aydemir’in tahliyesine karar verdi.

    Ağrı Kent merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı olan Leyla, Ramazan Bayramı için geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde 15 Haziran 2018 tarihinde kayboldu. Tüm Türkiye’nin seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulundu. Leyla’nın ölümünün ardından, başlatılan soruşturma kapsamında 2’si Leyla’nın öz amcası olmak üzere 7 sanık hakkında dava açıldı.

    AMCA CEZA ALDI, 6 SANIK BERAAT ETTİ

    Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 2 Ekim günü görülen karar duruşmasında amca Yusuf Aydemir, ‘çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Amca Musa Aydemir, baba Nihat Aydemir’in kuzeni Mehmet Ali Aydemir, köylüleri Besim Dursun, eşi Hatun Dursun, Yıldırım Artam ve eşi Ayşe Artam ise beraat etti. Yusuf Aydemir’in hükümle birlikte tutukluluk halinin devamı kararlaştırıldı.

    ATILI SUÇLARDAN AYRI AYRI BERAATİNE

    Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nde bugün görüldü. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi istinaf kararında ceza verilen amca Yusuf Aydemir’in atılı suçlardan ayrı ayrı beraatini istedi. Kararda, şu ifadelere yer verildi:

    “Sanık Yusuf Aydemir’in aşamalardaki inkara yönelik ve aksi ispat edilemeyen savunmaları, mağdur, katılan ve tanık beyanları, olay nedeniyle düzenlenen tutanak içerikleri, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporlar ve tüm dosya kapsamına göre, sanık Yusuf Aydemir’in üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkûmiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediğinden atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine ve karar kesinleştiğinde dava konusu olay kapsamında gerçek fail veya faillerin tespiti hususunda gereğinin takdir ve ifası amacıyla Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, atılı suçlardan yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi.”

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, diğer sanıklar hakkında verilen beraat kararlarını da bozdu.

    TAHLİYE İŞLEMLERİ BAŞLATILDI

    Bu arada Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nin kararından sonra Elazığ Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yusuf Aydemir’in tahliyesi için işlemlerin başlatıldığı öğrenildi.

  • Babalarını kabloyla boğup mağaraya gömdüler

    Babalarını kabloyla boğup mağaraya gömdüler

    Iğdır’ın Taşlıca köyünde hayvanların sulanması yüzünden kavga ettikleri babaları İbrahim Cantemur’u (50) ahırda elektrik kablosuyla boğduktan sonra mağaraya gömdükleri iddiasıyla gözaltına alınan 4 kardeşten 3’ü tutuklandı.

    Olay, 12 Aralık’ta merkeze bağlı Taşlıca köyünde meydana geldi. Jandarma ekipleri, devriye görevi sırasında Yaycı köyü yakınlarında terk edilmiş araç buldu. Yapılan inceleme sonrası aracın Taşlıca köyünde yaşayan 10 çocuk babası İbrahim Cantemur’a ait olduğunu belirlendi. Ailesinin İbrahim Cantemur’a ulaşamadıklarını belirtmesi üzerine jandarma ve AFAD ekipleri, eğitimli köpeklerle arama çalışması başlattı. Jandarma, Taşlıca köyü yakınlarındaki bir mağarada İbrahim Cantemur’un cansız bedenini buldu. Cantemur’un cesedi Iğdır Devlet Hastanesi’nin morguna kaldırılırken, çocukları Emrah (22), Ferdi (21), Metin (24) ve Özcan Cantemir (25) gözaltına alındı.

    AHIRDA KABLOYLA BOĞMUŞ

    Cantemur kardeşler, emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Iğdır Sulh Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan kardeşler, babalarını öldürdüklerini kabul etti. Özcan Cantemur, mahkemede verdiği ifadesinde, babasının annesine kızdığını aralarında tartışma çıktığını söyledi. Babasının av tüfeğini almak için eve girdiğini ileri süren Özcan Cantemur, şunları söyledi:

    “Babam tüfeği bulamayınca kardeşim Emrah ve bana saldırdı, arbede yaşadık. Emrah, babamın telefonunu sakladı. Babam telefonunu aramak için dışarı çıktı. Telefonu bulamayınca ‘sizi öldüreceğim, siz kimsiniz kendi babamı, annemi evden kovdum, sizi de buradan çıkarırım’ dedi. Anneme karşı ağza alınmayacak küfürler, hakaretler ve tehditler savurdu. Daha sonra babam ahıra gitti. Ben de kardeşlerime ve anneme bir şey yapar diye korktuğumdan tek başına sakinleştirmek amacıyla ahıra gittim. Ahırda babamla aramızda arbede yaşandı. Babam bana karşı anneni ve herkesi öldürürüm diye tehdit etti, ben de babama ‘sen bizim paralarımızı başka kadınlar ile yiyorsun’ dedim. Babam ‘sen bana karışamazsın’ dedi. Babam benim ona karşı söylediklerimi önemsemediği için başka çözüm yolu o an için bulamadım ve ahırda elektrik tamiri yaptığı için yerde kablo buldum ve babamın boğazına gelecek şekilde doladım. Kabloyu babamın boğazına dolama eylemim yaklaşık 5 dakika sürdü. Bu esnada babam sırt üstü yere düştü. Bunun üzerine babamın ölüp ölmediğini kontrol ettim. Öldüğünü anlayınca geri çekildim. Babamı öldürdüğüm esnada yanımda kimse yoktu. Daha sonra evin ahırına kardeşlerim Metin ve Emrah geldi. Bunun üzerine ben babamı gömme fikrini ortaya attım ve kardeşlerim Emrah ve Metin’i teşvik ettim. Daha sonra yer araştırmaya başladık, evimizin yakınlarında bir mağara bulduk. Akşam olmak üzereyken etraf sakinleşince babamı Emrah ve Metin ile birlikte gömdük. Bahsettiğim mağara Taşlıca köyündedir. Evimizin bulunduğu yerin 300 metre aşağısındadır. Gömme eylemimizi bizden başka gören olmadı. Kardeşim Ferdi babamı gömdükten sonra olayı öğrendi. Pişmanım.”

    ‘MAĞARAYA, TORBANIN İÇİNDE SÜRÜKLEYEREK GÖTÜRDÜK’

    Emrah Cantemur ise, “Babam, hayvanların sulanması yüzünden anneme kızmaya başladı. Akabinde annemin üzerine yürüyerek onu itekledi. Bu esnada ben ve ağabeylerim Metin ve Özcan kavgayı duyarak dışarı çıktık. Annemi korumak için araya girdik. Babam ‘size ne siz ne karışıyorsunuz?’ diyerek bize çıkıştı ve küfretmeye başladı. Bizim de üzerimize yürümesi sebebiyle karşılık verdik. Bunun üzerine kavga çıktı. Kavga sebebiyle annem fenalaşınca biz annemle ilgilenmeye başladık. O esnada babam ahıra gitti. Ağabeyim Özcan’ın olay yerinde olmadığını fark ettik. Bunun üzerine ağabeyimi aramaya başladık. Metin ile birlikte babam ve Özcan’ı ahırda gördük. Ahıra gittiğimizde babamın ölmüş olduğunu fark ettik. Ağabeyim Özcan ‘babamı gömelim’ dedi. Korktuğumuz için Metin ile birlikte bu fikre iştirak ettik. Akşam olunca ağabeyim Özcan’ın bizi götürdüğü yere babamı gömdük. Babamı evden mağaraya kadar torbanın içinde sürükleyerek götürdük. Babamın arabasını şehir merkezine bırakma fikri aklımıza geldi. Özcan ağabeyimi bunun için gönderdik. O da ehliyeti olduğu için kardeşim Ferdi’yi de yanına alarak arabayı Yaycı köyüne bıraktı. Ferdi’nin olaydan bu aşamaya kadar haberi yoktu. Pişmanım” dedi.

    Metin Cantemur da kardeşleri Özcan ve Emrah Cantemur’un verdiği ifade doğrultusunda ifade verdi.

    BABAM EMRAH’A KIZDI

    Olay günü babasının su hortumunun depoya konulmaması sebebiyle Emrah’a kızdığını anlatan Ferdi Cantemur ise ifadesinde şunları söyledi:

    Babamla Emrah kavga ediyorlardı. Ağabeylerim Metin ve Özcan da niye Emrah’a vuruyorsun diye kavgaya karıştı. Ben ve annem de araya girerek kardeşlerim ve babamı ayırmaya çalıştık. Babam evden tüfeği aldı, biz araya girerek elinden tüfeği bıraktırdık. Biz kavgayı ayırıp odaya geçtik. Babam ‘hepinizi öldüreceğim’ diye tehditlerine devam ediyordu. Sonra dışarı çıkıp ahıra gitti. Ahırın bulunduğu yer, evimizin bulunduğu yere yaklaşık 15-20 metre uzaklıktadır. Bu nedenle oradaki sesler evin içerisine gelmez. Babam ahıra gittikten sonra ağabeylerimden önce Özcan ahıra gitti. Özcan gittikten 5-10 dakika sonra da Metin ve Emrah da yanına gitti. Ben de arkalarından çıktım. Beni geri gönderdiler. Bu esnada taşların üzerinde bir şeyler konuşuyorlardı. 2-3 saat sonra Özcan ağabeyim geldi. ‘Ferdi senin ehliyetin var, arabayı beraber götüreceğiz’ dedi. Ben istemedim, beni zorladı. Benden eldiven takmamı istedi. Ben niye taktığımı sorduğumda bana kızarak ‘giy diyorum sana’ dedi. Ben de arabayı kullanıp Yaycı’ya götürdüm. Ağabeyim Özcan olayı bana arabayı bıraktıktan sonra anlattı. Birlikte yürüyerek eve döndük. Çok geç olduğu için yatıp uyuduk. Sabah kahvaltıda ağabeyim Metin olanları anlattı. Biz ağlamaya başladık. Sonrasında olay jandarmaya intikal etti. Ben gözaltına alındıktan sonra tüm bildiklerimi anlattım.”

    3 KARDEŞ TUTUKLANDI

    Sulh Ceza Hakimliğinde ifadeleri tamamlanan Emrah, Metin ve Özcan Cantemur kardeşler, babalarını öldürdükleri gerekçesiyle tutuklanırken, Ferdi Cantemur ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • Bursa’da lazer teknolojisiyle aydınlanan cinayette hapis!

    Bursa’da lazer teknolojisiyle aydınlanan cinayette hapis!

    Bursa’da 2019 yılı 7 Haziran günü Osmangazi ilçesi Tahtakale Mahallesi’nde kahvehanede otururken sırtına nereden geldiği belli olmayan mermi isabet eden Minayim Hastürk, kaldırıldığı Muradiye Devlet Hastanesinde hayatını kaybetmiş, aynı saatlerde Nalbantoğlu Mahallesi’ndeki tarihi Ulu Cami yakınında yürüyen Eren Barış Yüksel de mermiyle bacağından yaralanmıştı.

     CİNAYET LAZER TEKNOLOJİSİYLE AYDINLATILDI

    İki olayı aydınlatmak için çalışma başlatan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği ekipleri, mermilerin geldiği yön ve konumu lazerle açısal ölçüm yaparak belirlemiş, atışların yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki merkez Yıldırım ilçesi Mollaarap Mahallesi’nden yapıldığını tespit etmişti.

    Araştırmalar sonucu tabancayı ateşleyen kişinin Ozan K. olduğu belirlenmiş, atışları evinin bahçesinden yaptığı anlaşılan şüphelinin adresine operasyon düzenleyen polis, biri suç aleti iki ruhsatsız tabanca ve uyuşturucu ele geçirmişti. Şüpheli çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı.

    DURUŞMADA MAHKEME KARARI AÇIKLADI

    Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya “kasten öldürme”, “ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma” ve “yaralama” suçlarından müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanık Ozan K. Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı.

    Müştekiler ve taraf avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu.

    Ozan K. savunmasında pişman olduğunu, böyle bir olayın yaşanmasını kimsenin istemeyeceğini söyledi.

    Mahkeme heyeti, sanığa “olası kastla öldürmek”, “ateşli silahlar kanununa muhalefet” ve yaralama suçundan 18 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi.

     

     

     

  • Hrant Dink cinayeti davasında duruşma ertelendi

    Hrant Dink cinayeti davasında duruşma ertelendi

    AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 76 sanığın yargılandığı dava, sanıkların ve avukatların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hazırlaması için süre verilerek ertelendi.

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada taraf avukatları celse arasında açıklanan esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapabilmek için süre istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklara ve taraf avukatlarına esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre vererek duruşmayı erteledi.

    MÜTALAADAN

    Cumhuriyet savcısı esas hakkında açıkladığı 68 sayfalık mütalaasında, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü sanık Ali Fuat Yılmazer’in FETÖ amaçları doğrultusunda önceden öldürüleceğini bildiği, Hrant Dink’in hayatını koruma yerine görevini yerine getirmediği anlatılıyor. Mütalaada sanık Yılmazer’in “Tasarlayarak adam öldürmek suçuna iştirak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, “Görevi kötüye kullanma”, “FETÖ yöneticiliği”, “Resmi belgelerin yok edilmesi veya gizlenmesi” suçlarundan 18 yıl 3 aydan 31 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.

    Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in “Tasarlayarak adam öldürmek suçuna iştirak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi, “FETÖ yöneticiliği”, “Resmi belgenin yok edilmesi veya gizlenmesi”, “Görevi kötüye kullanma” ve “Resmi belgede sahtecilik” suçlarından 21 yıl 6 aydan 40 yıla kadar hapsi isteniyor.

    Mütalaada MİT Tırlarının durdurulması davasında hapis cezasına çarptırılan tutuklu sanık Hamza Celepoğlu’nun “Anayasayı ihlal”, “Kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı müebbet hapis cezalarıyla cezalandırılması, “FETÖ üyeliği” suçundan ise 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Tutuklu sanık Muharrem Demirkale’nin ise “Anayasayı ihlal”, “Kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması istenirken, “FETÖ üyeliği” suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapsi isteniyor.

    Mütalaada FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı, Adem Yavuz Arslan’ın da aralarında bulunduğu 13 firari sanığın dosyasının ayrılması talep ediliyor.

  • Çocuklarının gözü önünde dehşet saçtı

    Çocuklarının gözü önünde dehşet saçtı

    Muğla’nın Bodrum ilçesinde, S.D. (37), tartıştığı eşi Vedat D.’yi (38) meyve bıçağı ile çocuklarının gözü önünde 22 yerinden bıçaklayarak öldürdü.

    Olay, akşam saatlerinde ilçeye bağlı Yahşi Mahallesi, Oyder Caddesi Defne Sokak üzerinde meydana geldi. Bodrum’da aşçılık yapan 3 çocuk babası Vedat D. ile eşi S.D. arasında henüz bilinmeyen nedenle tartışma çıktı.

    Tartışmanın kısa sürede büyümesi üzerine Ş.D., eşi Vedat D.’yi eline aldığı meyve bıçağı ile çocuklarının gözü önünde 22 yerinden bıçakladı.

    Ağır yaralanan Vedat D., komşularının haber vermesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilçedeki özel bir hastaneye kaldırıldı.

    Acil Servis’te tedaviye alınan Vedat D., doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Vedat D.’nin cansız bedeni Muğla Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

    Olayla ilgili S.D. gözaltına alınırken, başlatılan soruşturma sürüyor.