Etiket: cinayet

  • Komşusunu öldürüp cenazesine katılmıştı! Ömür boyu hapse çarptırıldı

    Komşusunu öldürüp cenazesine katılmıştı! Ömür boyu hapse çarptırıldı

    Zonguldakta’ta, geçen yıl kaybolduktan 4 gün sonra ormanda cansız bedeni bulunan komşusu Sultan Biryan’ı (69) öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan Ahmet Sarı (53), ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ahmet Sarı’nın, Biryan’ı öldürdükten sonra cenazesine de katıldığı ortaya çıkmıştı.

    Yeni Mahalle Dilektepe Sokak’ta 14 Eylül 2019’da meydana gelen olayda, kestane toplamak için evden ayrılan Sultan Biryan’dan bir daha haber alınamadı. Biryan’ın ailesinin kayıp başvurusu üzerine polis ekipleri çalışma başlattı. Sultan Biryan, 4 gün sonra evinden 200 metre uzaklıktaki ormanlık alanda ölü bulundu. Olayın ardından Sultan Biryan’ın altınlarını kuyumcuda sattığı tespit edilen komşusu Ahmet Sarı, tutuklandı. Ahmet Sarı hakkında, ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, yağma suçundan ise 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

    Zonguldak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ahmet Sarı, ölen Sultan Biryan’ın yakınları ve taraf avukatları katıldı. Daha önceki duruşmalarda çelişkili ifadeler veren Ahmet Sarı, yaşlı kadını öldürmediğini, fakat altınları alarak kuyumcuda sattığını kabul etmişti. Mahkeme heyeti, duruşmalardaki çelişkili ifadeler, mevcut deliller ve tanık beyanları doğrultusunda sanık Ahmet Sarı’nın cezasında indirim yapmayarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sarı, ‘yağma’ suçundan ise 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

    Sultan Biryan’ın damadı Yahya Kasımfırtına, tutuklanan Ahmet Sarı’nın kayınvalidesinin cenazesine katıldığını ve ağlayarak kendilerine başsağlığı dilediğini söyleyerek adaletin yerini bulduğunu ifade etti.

  • Cinayete kurban giden Hatice hemşirenin arkadaşları konuştu

    Cinayete kurban giden Hatice hemşirenin arkadaşları konuştu

    Aydın’ın Didim ilçesinde kayıp olarak aranırken eski sevgilisi Suat Aksoy (56) tarafından öldürülüp, cesedinin bataklığa gömüldüğü ortaya çıkan emekli hemşire Hatice Tusu’nun arkadaşları konuştu. Halen olayın şaşkınlığını ve üzüntüsünü yaşayan Tusu’nun arkadaşları, “Hayat dolu, son derece güler yüzlü, çok iyi biriydi” dediler.

    Didim’de geçen cumartesi günü kaybolan emekli hemşire Hatice Tusu’nun oğlu Görkem Öner, polise kayıp başvurusu yaptı. Yapılan çalışmalarla Tusu’nun otomobili, evinin 2 sokak arkasında bulundu. Tusu’nun cep telefonunun da aracın torpido gözünde olduğu belirlendi. Didim İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı. Tusu’yu tanıyanların ifadesine başvuran polis, emekli hemşire ile bir süre ilişkisi olduğu belirtilen Suat Aksoy’u gözaltına aldı. Aksoy, ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Aksoy’un otomobilinde de inceleme yapan polis ekipleri, koltukta kan iziyle karşılaştı. Alınan örneklerle Hatice Tusu’nun kanı eşleşti. Polisin yeniden sorguya aldığı Suat Aksoy, cinayeti itiraf etti. Suat Aksoy ifadesinde, Hatice Tusu ile son kez konuşmak için buluşup, kendi arabasına bindirdiği, yeniden bir araya gelmeye ikna edemeyince de boğazını sıkarak öldürdükten sonra cesedini bataklığa gömdüğünü söyledi. Aksoy’un cinayetten sonra Hatice Tusu’nun aracına binerek evinin iki sokak arkasına park ettiği ve parmak izlerini sildikten sonra oradan uzaklaştığı ortaya çıktı. Aksoy’un ifadesi doğrultusunda bölgede yapılan çalışmayla Tusu’nun cesedine ulaşıldı. Aksoy, çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, Tusu’nun cenazesi dün Söke’nin Özbaşı Mahallesi’nde sevenlerinin gözyaşları arasında toprağa verildi.

    ‘İKİSİ DE ÇOK İYİYDİ NASIL YAPTILAR HALA ŞAŞKINIZ’

    Tusu’nun Didim Devlet Hastanesi’nden mesai arkadaşı Nevin Duran, “İki yıl hastanede birlikte çalıştık. Yatalak hastalara birlikte gidip, evlerinde çok baktık. Hayat dolu, planlı ve programlı, işini bilerek yapan, aklı başında, son derece güler yüzlü biriydi. Ben bir işin içinden çıkamadığımda, oğlumu evlendireceğim zaman hep manevi destekte bulunmuştur. Her konuda bana destek olurdu. En son yaşadığı sitede birisi rahatsızlanmıştı, onu hastaneye getirdi o zaman kendisini görmüştüm” dedi.

    Hatice Tusu’nun koro arkadaşı Hüseyin Çakır da, “Didim Kültür ve Sanat Derneği adı altındaki korada birkaç yıl birlikte çalıştık. Hatice de Suat da arkadaşımızdı. Hatice hanım çok iyi biriydi. Arkadaşlarımızın ikisi de çok efendi kişilerdi. Böyle bir olay nasıl yaşandı, halen şaşkınlık içindeyiz” diye konuştu.

    Cumhuriyet Kadınlar Derneği Didim Şube Başkanı Selma Özöğretmen, “Dernek olarak biz de bu konuda tarafız. Hiç kimse hiçbir kadını öldüremez. Sebep ne olursa olsun. Kadın cinayetlerine son verilmesini istiyoruz. Bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.

  • İTÜ mezunu Halit Ayar cinayetinde gerekçeli karar açıklandı

    İTÜ mezunu Halit Ayar cinayetinde gerekçeli karar açıklandı

    İstiklal Caddesi’nde 7 Eylül 2019 tarihinde İTÜ mezunu 23 yaşındaki Halit Ayar’ı bıçaklayarak öldüren Emra Yaşar ve Erhan Kurdal’a verdiği ağırlaştırılmış müebbet ve 29’ar yıl 3’er aylık hapis cezalarının gerekçesini açıkladı. Gerekçeli kararda, “Sanıklar hakkında haksız tahrik indirimi yapılması mümkün değildir. Fiilden sonra olay yerinden kaçan, 155 veya 112’yi aramayan, yaralılara yardım etmemiş olan, adli sicil kayıtlarından anlaşılacağı üzere suç işleme hususundaki eğilimleri, sosyal ilişkileri, cezanın sanıklar üzerindeki etkisi, geçmişleri ve verilen cezanın ıslah edici etkisi de dikkate alınarak lehlerine takdiri indirim maddesinin uygulanmasına gerek duyulmamıştır” denildi.

    AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET VERİLMİŞTİ

    İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, İstiklal Caddesi’nde 7 Eylül 2019 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik bölümünden mezun olan Halit Ayar’ı bıçaklayarak öldüren Emra Yaşar ve Erhan Kurdal’a, “Nitelikli öldürme” suçundan verdiği ağırlaştırılmış müebbet ve “Birden fazla kişi tarafından gece vakti silahla yağma” suçundan verdiği 29’ar yıl 3’er aylık hapis cezalarına ilişkin kararının gerekçesini açıkladı.

    28 sayfalık gerekçeli kararda, Halit Ayar’ın olay günü yurt dışına gidecek olan bir arkadaşı ile son kez buluşmak için Beyoğlu’na gittiği, üç arkadaşın eğlendikten sonra evlerine gitmek üzere 04.10 sıralarında Şişhane metro durağına gittikleri, sanıklar Emra Yaşar ve Erhan Kurdal ile karşılaştıkları anlatıldı.

    PARA ALAMAYINCA SALDIRDILAR

    Sanıkların maktul Halit Ayar ve arkadaşlarından bira istediği anlatılan gerekçeli kararda, Halit Ayar ve arkadaşlarının biralarını sanıklara verdiği ancak sanıkların bununla yetinmeyerek para istedikleri, Halit Ayar ve arkadaşlarının para vermemesi üzerine saldırmaya başladıkları, bu şekilde taraflar arasında kavga çıktığı, sanık Erhan Kurdal’ın elindeki bira şişesiyle herhangi bir müdahalesi olmayan Halit Ayar ve arkadaşlarına vurduğu, Emra Yaşar’ın da kavgaya dahil olduğu, belinden çıkardığı bıçakla Halit Ayar’ı sol göğüs tarafından yaraladığı, Halit Ayar’ın arkadaşlarının bu sırada olay yerinden uzaklaştıkları kaydedildi.

    YARDIMA GELEN ARKADAŞINI DA BIÇAKLA YARALADI

    Halit Ayar’ın da olay yerinden kaçmak istediği ancak aldığı bıçak yarası nedeniyle yere düştüğü bilgisine yer verilen iddianamede, Ayar’ın arkasından giden Emra Yaşar’ın elindeki bıçakla yerde yatar vaziyette duran Halit Ayar’ı sırtından bıçaklamaya devam ettiği, “Halit Ayar yerden kalkmak istedi ise de bu kez diğer sanık Erhan Kurdal yanına gelerek tekmelemesi nedeniyle yerden kalkamadı. Halit Ayar’ın arkadaşı Mustafa Sinan Nalçacı tekrar olay yerine gelip sanıklara engel olmak istediyse de, sanık Emra Yaşar, Mustafa Sinan Nalçacı’ya bıçak sallayıp birkaç yerinden yaraladı. Bu nedenle Halit Ayar’ın arkadaşları olay yerine yaklaşamayıp kaçtılar” denildi.

    Halit Ayar’ın olaydan sonra kaldırıldığı hastanede aynı gece yaşamını yitirdiği belirtilen iddianamede, “Olay sırasında bıçağı Emra Yaşar’ın kullandığı, diğer sanık Erhan Kurdal’ın da bu sanığın yanında bulunup olaylara elindeki bira şişesi ile katılarak maktül ve katılanlara şişe ve tekmeye vurduğu tüm dosya kapsamında anlaşılmakla sanıkların üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarına karar verildiği” belirtildi.

    ORTAK HAREKET ETTİLER VURGUSU

    Sanıkların Halit Ayar ve arkadaşlarına yönelik yağma suçunu işlemek kastıyla hareket ettikleri kaydedilen gerekçeli kararda, “Sanıkların suçun işlenmesinde yaptıkları katkının suçun icrası açısından birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğu, her bir sanığın suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde de ortak hakimiyet kurdukları, sanık Erhan Kurdal’ın diğer sanık Emra Yaşar ile birlikte irade birliği içerisinde ve fiil üzerinde ortak hakimiyet kurarak suça müşterek fail olarak katıldığı kabul edilerek; sanıkların iştirak halinde birden fazla kişi ile birlikte gece vakti silahla yağma suçuna teşebbüs suçunu ve iştirak halinde başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme suçunu işledikleri her türlü şüpheden uzak olarak sabit görülmüştür” denildi.

    SANIKLARIN KASTLARININ YOĞUNLUĞU ALT SINIRDAN UZAKLAŞMAYA GEREKÇE YAPILDI

    Mahkeme gerekçeli kararında, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, sanıkların kasıtlarının yoğunluğunu gerekçe göstererek sanıklara, “Birden fazla kişi ile birlikte gece vakti yağma” suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildiğini belirtti.

    Gerekçeli kararda, sanıkların Halit Ayar’ın iki arkadaşına yönelik eyleminin öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturmadığını, katılanların hayati tehlike geçirmediklerini gerekçe göstererek, sanıkların bu iki katılan yönünden eylemlerinin, “Nitelikli adam öldürmeye teşebbüs” suçunu oluşturmadığı belirtildi.

    ‘TAKDİRİ İNDİRİM UYGULANMASINA GEREK DUYULMAMIŞTIR’

    Gerekçeli kararda, Halit Ayar ve arkadaşlarının herhangi bir haksız eyleminin bulunmadığı, haksız eylemi başlatan tarafın sanıklar olduğu belirtilerek, “Sanıklar hakkında haksız tahrik indirimi yapılması mümkün değildir. Fiilden sonra olay yerinden kaçan, 155 veya 112’yi aramayan, yaralılara yardım etmemiş olan, adli sicil kayıtlarından anlaşılacağı üzere suç işleme hususundaki eğilimleri, sosyal ilişkileri, cezanın sanıklar üzerindeki etkisi, geçmişleri ve verilen cezanın ıslah edici etkisi de dikkate alınarak lehlerine takdiri indirim maddesinin uygulanmasına gerek duyulmamıştır” denildi.

    DAVA 4 EYLÜL 2020 TARİHİNDE KARARA BAĞLANMIŞTI

    Mahkeme, 4 Eylül 2020 tarihinde yaptığı duruşmada, sanıkları, “Nitelikli öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve üç kişiye yönelik, “Birden fazla kişi ile birlikte gece vakti silahla yağma” suçundan 29’ar yıl 3’er ay hapis cezası ile cezalandırmıştı.

  • Katiliyle aynı karede! Hemşire cinayetinde yeni gelişme

    Katiliyle aynı karede! Hemşire cinayetinde yeni gelişme

    Aydın’ın Didim ilçesinde kayıp olarak aranırken eski erkek arkadaşı Suat Aksoy (56) tarafından öldürülüp, cesedinin bataklığa gömüldüğü ortaya çıkan emekli hemşire Hatice Tusu’nun (50), kendisini sürekli rahatsız eden katil zanlısı hakkında 2 kez uzaklaştırma kararı aldırdığı ortaya çıktı. Aksoy ve Tusu’nun Didim Kültür ve Sanat Derneği’nin sanat müziği korosundayken tanıştığı ifade edildi.

    Didim’de cumartesi günü ortadan kaybolan emekli hemşire Hatice Tusu’nun oğlu Görkem Öner, polise kayıp başvurusu yaptı. Yapılan çalışmalarla Tusu’nun otomobili, evinin 2 sokak arkasında bulundu. Tusu’nun cep telefonunun da aracın torpido gözünde olduğu belirlendi. İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı. Tusu’yu tanıyanların ifadesine başvuran polis, emekli hemşire ile bir süre ilişkisi olduğu belirtilen Suat Aksoy’u gözaltına aldı. Aksoy, ifadesinin ardından serbest bırakıldı.

    Soruşturmayı derinleştiren polis ekipleri, çevrede bulunan yüzlerce ev ve iş yerlerinin güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye aldı. Mobese kayıtlarını da inceleyen polis, Hatice Tusu’nun, en son eski erkek arkadaşı Aksoy ile buluştuğunu tespit etti. Aksoy ikinci kez gözaltına alındı.

    KOLTUĞA DAMLAYAN KAN İZİ KATİLİ ELE VERDİ

    Aksoy’un otomobilinde de inceleme yapan polis ekipleri, koltukta kan iziyle karşılaştı. Alınan örneklerle Hatice Tusu’nun kanı eşleşti. Polisin elde ettiği ipuçlarıyla yeniden sorguya aldığı Suat Aksoy, bu kez cinayeti itiraf etti. Suat Aksoy ifadesinde, Hatice Tusu ile son kez konuşmak için buluşup, kendi arabasına bindirdiği, yeniden bir araya gelmeye ikna edemeyince de boğazını sıkarak öldürdükten sonra cesedini bataklığa gömdüğünü söyledi. Aksoy’un cinayetten sonra Hatice Tusu’nun aracına binerek evinin iki sokak arkasına park ettiği ve parmak izlerini sildikten sonra oradan uzaklaştığı ortaya çıktı.

    Aksoy’un ifadesi doğrultusunda bölgede yapılan çalışmayla Hatice Tusu’nun cesedine ulaşıldı. Tusu’nun cesedi, otopsi için morga gönderilirken, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Aksoy, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    KORODA TANIŞMIŞLAR

    5 yıl önce eşinden boşandıktan sonra iki oğluyla birlikte yaşamaya başlayan emekli hemşire Hatice Tusu’nun Suat Aksoy ile Didim Kültür ve Sanat Derneği’nin sanat müziği korosundayken tanıştığı ve 2 yıl süren arkadaşlıkları sonrasında Tusu’nun ilişkisini sonlandırdığı bildirildi.

    Hatice Tusu’nun, ayrılığı kabullenemeyen Aksoy’un sürekli olarak kendisini rahatsız etmesi üzerine mahkemeden 2 kez uzaklaştırma kararı çıkarttırdığı öğrenildi.

    Hatice Tusu’nun cenazesinin bugün Söke’nin Özbaşı Mahallesi’nde ikindi namazının ardından toprağa verileceği bildirildi.

  • Başkasına zarar vermesin diye oğlunu öldürdü

    Başkasına zarar vermesin diye oğlunu öldürdü

    Bursa’da oğulları Şenol Rençber’i (34) başına levye ile vurduktan sonra bıçaklayan ardından da iple boğup, cesedini yol kenarına bırakan baba Telat Rençber (59) ile anne Ayşe Rençber’in (54) yargılanmasına başlandı. Tutuklu sanıklardan anne Ayşe Rençber, “Oğlum uyuşturucu bağımlısıydı. Bir keresinde bana zorla uyuşturucu içirip tecavüz etmeye kalktı” derken, baba Telat Rençber, “Oğlumu öldürme kastım yoktu. Yaralı halde yol kenarına bıraktım. Oradan biri alır görür de hastaneye götürür diye düşündüm. Çok pişmanım” diye konuştu.

    Kestel ilçsei Gürsu TOKİ yolunda bulunan ormanlık alanda, 14 Mart’ta, bir erkeğe ait ceset bulundu. İhbar üzerine bölgeye giden İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, hayvanlar tarafından parçalanmış ve sol kolu yenilmiş haldeki cesedin evli ve 1 çocuk babası olan Şenol Rençber’e (34) ait olduğu belirlendi.

    Jandarma ekiplerince yapılan araştırmada, Şenol Rençber’in ‘cinsel taciz’, ‘uyuşturucu kullanmak’, ‘kasten yaralama’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ gibi birçok suçtan emniyette kaydı olduğu ortaya çıktı. Ayrıca yapılan araştırmada, Rençber’in komşusuna cinsel içerikli mesaj atmasından dolayı 9 Mart’ta Bursa Adliyesi’nde mahkemeye çıktığı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı, bir daha da kendisinden haber alınamadığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Rençber’in komşusu ve komşusunun eşi ifadeye çağrıldı. Çift, ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. İncelemeyi sürdüren ekipler, Şenol Rençber’in adliyeden babası Telat Rençber ile birlikte çıktığını ve 16 SIB 37 plakalı araca binerek, uzaklaştıklarını tespit etti. Telat Rençber ifadesinde oğlunun ölümü ile ilgisinin olmadığını öne sürdü.

    ANNE VE BABA GÖZALTINA ALINDI

    Jandarma ekipleri Şenol Rençber, babası Telat Rençber ve annesi Ayşe Rençber’in telefon kayıtlarını ve Plaka Tanıma Sistemi’nden (PTS) aracın gittiği yerleri inceledi. Yapılan çalışmada aracın olay günü Şenol Rençber’in ölü bulunduğu yoldan geçtiği ve Telat Rençber’in evi ile olay yeri arasında belli saat aralıklarıyla gidip geldiği saptandı. Rençber ailesinin telefonlarının BAZ istasyonu sinyalleri tespitinde olay günü yan yana hareket ettikleri de belirlendi. Ayrıca ekipler, saat 16.07’den sonra üç telefonun da kapatıldığı bilgisine ulaştı.

    Ulaşılan bilgiler üzerine, 16 Mart’ta Telat Rençber ile eşi Ayşe Rençber, oğulları Şenol’u öldürdükleri suçlamasıyla gözaltına alındı. Telat Rençber, jandarmadaki sorgusunda oğlunu öldürdüğünü ve eşinin de yanında olduğunu itiraf etti. Rençber çifti, 17 Mart’ta ‘tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek’ suçundan adliyeye sevk edildi. Çift, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

    OĞLUNU, BAŞKALARINA ZARAR VERMEMESİ İÇİN ÖLDÜRMÜŞ

    Cumhuriyet savcısı tarafından olayla ilgili iddianame hazırlandı. İddianamede, olay günü Telat Rençber’in oğlunun başına levye ile 2 kere vurduğu, oğlu bayıldıktan sonra eve giderek, bıçak aldığı, bıçağı oğlunun göğsüne sapladığı, oğlunun can çekiştiğini görünce bir ipi oğlunun boğazına dolayarak boğduğu, daha sonra oğlunu yol kenarına bıraktığı ve oğlunun cep telefonu ile kimliğini alarak olay yerinden aracıyla uzaklaştığı belirtildi. Ayrıca iddianamede, Telat Rençber’in oğlunu öldürdüğü için pişman olduğu fakat oğlunun başkalarına zarar vermemesi için olayı gerçekleştirdiği sözleri yer aldı.

    YARGILANMALARINA BAŞLANDI

    Bursa 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde haklarında ‘tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile dava açılan Telat Rençber ve Ayşe Rençber’in yargılanmalarına başlandı. Duruşmaya Ayşe Rençber, tutuklu bulunduğu Yenişehir Kadın Cezaevi’nden, baba Telat Rençber ise Bursa E Tipi Cezaevi’nden SEGBİS’le katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

    ‘OĞLUM BANA VURUNCA BEN DE ONU BIÇAKLADIM, YARALI HALDE BIRAKTIM’

    Duruşmada baba Telat Rençber savunmasında şunları söyledi:

    “Benim oğlum 7 senedir uyuşturucu kullanıyor. Bu olayın gelişmesinde en büyük unsur, alt kattaki komşumuzu taciz etmesidir. Tacizden dolayı kapıda tartışma çıktı. Komşularım oğlumdan şikayetçi oldu. Daha sonra mahkeme serbest bıraktı. Daha sonra komşumun babası beni telefonla arayarak, bize evden çıkmamızı söyledi. Gürsu TOKİ’de bulunan evimize giderken arabada ben, eşim ve oğlum vardı. Oğluma ‘Neden böyle yapıyorsun, eşin ve çocuğun var. Biz insanların yüzüne bakamaz hale getirdin’ dedim. Bana orada sayısızca küfür etti. Oğlum, ‘Bana karışacağına karına sahip çık, eve adamlar gelip çıkıyor, haberin var mı?’ dedi. Ondan sonra ne olduğunu bilmiyorum. Öfkeme yenik düştüm. Yanımda bulunan levye ile iki defa kafasına vurdum. Baygınken eve gidip bıçak aldım. Sonra ormanlık alana gittik. Oğlum kendine gelince bana vurmaya çalıştı. Ben de bıçağı göğsüne sapladım. Eşim o sırada ağlıyordu. Oğlumun boynuna ip bağlayıp, boğarak araçtan indirdim. Oğlumu öldürme kastım yoktu. Yaralı halde yol kenarına bıraktım. Oradan biri alır görür de hastaneye götürür diye düşündüm. Çok pişmanım.”

    ‘OĞLUM BANA UYUŞTURUCU İÇİRİP TECAVÜZ ETMEYE KALKTI’

    Oğlunun uzun zamandır uyuşturucu kullandığını belirten Ayşe Rençber, “Oğlum, uyuşturucu kullandığında eşine ve oğluna kötü davranıyordu. Oğlumu uyuşturucudan kurtarmak için bir evimizi sattık. Odanın kapısını kilitleyerek, bıçakla bize saldırıyordu. Olaydan bir gün önce gelinim işe gitmişti. Oğlum eve gelip, banyoya girdi. Orada uyuşturucu içti. Sonra oturma odasında torunumla birlikte otururken, üzerine soyunup evde çıplak dolaşmaya başladı. Oğluma kızınca beni banyoya sürükledi. Bana zorla uyuşturucu içirmeye kalkıştı. Bana tecavüz etmeye çalıştı. Bunu ilk defa söylüyorum. ‘Sen benim oğlumsun’ dediğimde, beni başkalarıyla fuhuş yapmakla suçladı. Komşular duymasın rezil olmayalım diye çığlık atamadım” dedi.

    ‘EŞİM ÖLDÜRMEMESİ İÇİN YALVARDIM AMA BENİ DİNLEMEDİ’

    Olay gününü anlatan Ayşe Rençber ise şöyle konuştu:

    “Eşim, olay günü beni telefonla arayıp, ‘Dönerciden döner al, içine de iki tane uyutan hap koy’ dedi. Daha sonra eşim ve oğlum araba ile gelip beni evden aldı. Gürsu TOKİ’deki evimize gitmek için yola çıktık. Oğlum arabanın kendisine verilmesi istedi. Eşim de, ‘Arabayı sana veremem’ dedi. Aralarında tartışma çıktı. Tartışmalarını durdursunlar diye bir yerde durup, aldığım dönerleri yiyelim dedim. Sonra yemeğimizi yedik. Oğlum babasına küfürler etti. Oğlumu sakinleştirmeye çalışırken, eşim levye ile Şenol’un kafasına vurdu. Şenol, eşime saldırınca, eşim bir daha Şenol’un kafasına levye ile vurdu. Eşimin ayağına kapanıp, ‘yapma’ diye yalvardım. Eşim bana, ‘Bu bizim imtihanımız’ dedi. Oğlumu arabanın arka koltuğa oturttum. Eşime hastaneye gitmesi için yalvardım. Hastaneye gittiğimizi düşünürken, Gürsu TOKİ yoluna girdik. Ormanlık alana geldik. Kendimde değildim, titriyordum. Eşim, ‘Şenol’u buraya bırakalım, biri bulup hastaneye götürür’ dedi. Ağlamaya başladım, ‘Gitmeyelim’ diye eşime bağırdım. Eşim hiç konuşmuyordu. Şuurunu yitirmiş durumdaydı. Oğlumu yaralı olarak orda bırakıp, daha sonra evimize geldik.”

    ‘EŞİM BİR KERE ABLAMI KAÇIRMAYA ÇALIŞTI’

    Mahkemede tanık olarak dinlenen Şenol Rençber’in eşi P.R. (31), “Şenol, bir seferinde uyuşturucu kullanıp aileme saldırdı. Ablamı kaçırmaya kalkıştı. Eniştemi bir sefer kaçırıp sabaha kadar darbetti. Yengemin kolundaki bilezikleri almaya kalkıştığında, yengem bağırınca eşim korkup kaçmış. Uyuşturucu madde alınca evde çıplak dolaşıyordu. 4,5 yaşındaki oğlumu ondan uzak tutmaya çalışıyordum. Eşim, eski telefonumdan alt komşuma cinsel içerikli mesajlar yazmış. Eşim oluğunu anlayınca, alt komşumun eşi onu dışarıya çağırdı. Camdan baktığımda tartışırken gördüm. Daha sonra karakolluk oldu. Ertesi gün babamla birlikte adliyeye gidip eşimi aldık. Eve gelmesin diye uzaklaştırma kararı aldırmıştım. Arabada olan olaylardan haberim yok. Eşimin düzenli kullandığı bazı haplar vardı. Annem giderken kendine gelir düşüncesiyle hapları alıp götürdü” diye konuştu.

    DURUŞMA ERTELENDİ

    Mahkeme heyetinden bir üye hakim, Ayşe Rençber’in olaya engel olmak istediğini fakat başarılı olamadığını ve olayda oğlunu öldürmeye yönelik bir hareketinin olmadığının görülmesi üzerine Ayşe Rençber’in tahliyesini talep etti.

    Mahkeme heyeti, Telat Rençber’in tutukluluğunun devamına oy birliği, Ayşe Rençber tutukluluğuna ise oy çocukluğu ile karar verdi. Duruşma ertelendi.

  • Bursa’da miras kavgasında 5 yıl 10 ay hapis

    Bursa’da miras kavgasında 5 yıl 10 ay hapis

    Bursa’da geçen yıl iki kardeş arasında miras meselesi yüzünden çıkan kavgada Hasan Bozkurt’un öldürülmesine ilişkin, kardeşi ile oğlunun yargılandığı davada karar açıklandı.

    Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar İsmail ve oğlu Halit Bozkurt, maktulün bazı yakınları ve taraf avukatları katıldı.

    Savunmasını yapan sanık İsmail Bozkurt, Hasan Bozkurt’un kendilerini öldürmeye geldiğini öne sürerek, “Bende 4 tane kurşun var. Kurşunlardan bir tanesi halen kalçamda bulunmaktadır.” dedi.

    Halit Bozkurt ise olayda suçu olmadığını, kendilerinin mağdur taraf olduklarını iddia etti.

    İddia makamı, esasa ilişkin mütalaasında sanık İsmail Bozkurt’un maktule yönelik herhangi bir eylemde bulunmaması nedeniyle, öldürme kastıyla hareket etmediği anlaşılan sanık Halit Bozkurt’un da maktule karşı eyleminin kendisine ve bir başkasına yönelmiş gerçekleşen ve gerçekleşmesi muhakkak olan saldırıyı bertaraf etmek zorunluluğuyla hareket ettiğinden beraatini istedi.

    Maktulün oğlu Erdal Bozkurt, mütalaayı kabul etmediklerini belirterek, “Babamın baskına gitmesi söz konusu değildir. Sanıklar babamın yanına gitmiştir. Mağdur olan taraf biziz. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum.” diye konuştu.

    Suç işlemediklerini dile getiren sanıklar ise beraatlerini istedi.

    Ağırlaşmış yaralama suçunu işlediği belirlenen Halit Bozkurt’a 14 yıl hapis cezası veren mahkeme heyeti, eylemin haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet ve şiddetli eylemin altında işlendiği anlaşıldığından 7 yıla indirilmesine, yargılama sürecindeki davranışları ve cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak 5 yıl 10 aya indirilmesine, sanık İsmail Bozkurt’un ise beraatine karar verdi.

    NE OLMUŞTU?

    Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesi Doburca Mahallesi’nde 9 Mart 2019’da İsmail ve Hasan Bozkurt kardeşler miras meselesi yüzünden kavga etmiş, iki kardeş de silahla yaralanmıştı.

    Hastaneye kaldırılan kardeşlerden Hasan Bozkurt müdahaleye rağmen kurtarılamamış, olayın ardından şüpheli hareketlerde bulunan ve elinde barut izine rastlanan, İsmail Bozkurt’un oğlu Halit Bozkurt babasıyla birlikte gözaltına alınmıştı.

    Çıkarıldığı mahkemede suçunu itiraf edince Halit Bozkurt tutuklanmış, babası ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Halit Bozkurt, meşru müdafaa gerekçesiyle Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itiraz sonucu tahliye edilmişti. Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan sanık mart ayında yeniden tutuklanmış, daha sonra mahkemeye yapılan itiraz sonucu tahliye edilmişti.

  • Gamze’nin ölmeden önceki son görüntüleri güvenlik kameralarında

    Gamze’nin ölmeden önceki son görüntüleri güvenlik kameralarında

    Isparta’da kaldığı apartta sevgilisi Hasan Bölüm tarafından bıçaklanarak öldürülen Gamze Esgicioğlu’nun (23), olaydan birkaç saat önce apartın hemen bitişiğindeki markete geldiği ve alışveriş yaptığı görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, Esgicioğlu’nun markete girip alışveriş yaptığı, sevgilisi Hasan Bölüm’ün ise aparta doğru gidip, bir süre sonra bir köpekle döndüğü, ardından da birlikte marketten ayrıldıkları görüldü.

    Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Uluborlu Meslek Yüksekokulu (MYO) Bilgi Güvenliği Teknolojisi Bölümü’nden geçen yıl mezun olan ve kentte bulunan bir çağrı merkezinde çalışan Gamze Esgicioğlu, dün saat 06.00 sıralarında Anadolu Mahallesi’ndeki 4 katlı apartın 3’üncü katındaki dairede, göğsünden bıçaklandı. İhbar üzerine eve gelen polis ve sağlık ekipleri, Esgicioğlu’nun cansız bedeniyle karşılaştı. Polis ekipleri, olay sırasında evde olan Gamze Esgicioğlu’nun sevgilisi Hasan Bölüm ile M.K., H.Y. ve İ.O.B. adlı erkek şüphelileri gözaltına aldı.

    Şüpheliler, işlemlerinin ardından dün Isparta Adliyesi’ne sevk edildi. Şüphelilerden 3’ü serbest bırakılırken, Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan Hasan Bölüm tutuklandı. Hasan Bölüm’ün ifadesinde, kıskançlık yüzünden aralarında çıkan tartışma sonrası Gamze Esgicioğlu’nun eline aldığı bıçakla üzerine doğru yürüdüğünü, yaşanan arbede sırasında da bıçağın Gamze Esgicioğlu’na saplandığını anlattığı belirtildi.

    BIÇAK VE DARP İZLERİNE RASTLANDI

    Gamze Esgicioğlu’nun cenazesi yapılan otopsinin ardından dün gece toprağa verilmek üzere Denizli’nin Kale ilçesinden gelen ailesine teslim edildi. Yapılan otopside Gamze Esgicioğlu’nun vücudunda bıçak ve darp izlerine rastlandığı bildirildi.

    GELDİKLERİ OTOMOBİL KAMERAYA YANSIMIŞTI

    Öte yandan, olayın yaşandığı gün aralarında Hasan Bölüm’ün de bulunduğu 4 erkek şüphelinin Gamze Esgicioğlu’nun kaldığı apart daireye geldikleri otomobil, güvenlik kamerası görüntülerine yansımıştı. Görüntülerde, 07 FDP 46 plakalı otomobilin apart dairenin bulunduğu sokağa geldiği anlar yer almıştı.

    İKİ SEVGİLİ GÜVENLİK KAMERALARI KAYDETTİ

    12 Ekim Pazartesi saat 19.30 sıralarında ise Gamze Esgicioğlu ve sevgilisi Hasan Bölüm’ün olayın meydana geldiği aparatın hemen yanında bulunan markette birlikte görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, Gamze Esgicioğlu’nun markete giriş anları yer aldı. Gamze Esgicioğlu’nun marketin önüne geldiği sırada, sevgilisi Hasan Bölüm’ün ise aparta doğru ilerlediği görüldü. Gamze Esgicioğlu, 2 çikolata ve 1 paket sigara aldıktan sonra marketin önüne gelerek Hasan Bölüm’ü beklediği, bir süre sonra yanında bir köpekle gelen Esgicioğlu ile birlikte geldikleri yöne doğru gittikleri görüntülere yansıdı.

  • Bursa’da cinayete yardımla yargılanıyor

    Bursa’da cinayete yardımla yargılanıyor

    Bursa’nın Gemlik ilçesinde barışma teklifini geri çevirdiği öne sürülen eski sevgilisini öldürüp intihar eden arkadaşına yardım ettiği iddiasıyla tutuklanan sanığın yargılanmasına başlandı.

    Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, “kasten öldürme” suçundan hakkında dava açılan tutuklu sanık Özcan Ç’nin ifadesi, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla alındı. Öldürülen Özlem M’nin ailesi, taraflar ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu.

    Özcan Ç. savunmasında, kebap salonu işlettiğini, intihar eden Osman K. ile salonuna mermer yaptırdığında tanıştıklarını anlattı.

    Osman K’nin özel hayatıyla ilgili herhangi bir bilgisi olmadığını ileri süren Özcan Ç, şu ifadeleri kullandı:

    “Olay tarihinde bana Gemlik’ten sipariş aldığını, ölçü almaya gideceğini, kendi aracının evraklarının eksik olduğunu söyleyerek onu götürmemi istedi. Kendisini kırmayıp götürdüm. Yol boyunca işlerden konuştuk. Pandemi dolayısıyla iş yerim kapanmak üzereydi. Bana, ‘Buralarda büyük bir fabrikaya girersen en azından aylık maaşın olur’ dedi. Fabrikanın önüne geldiğimizde, ‘Sen iş başvurusu yap git, benim işim uzun sürer’ dedi. Ben fabrikaya girerken, elinde telefon sağ tarafa doğru bakıyordu. Bana nereden iş aldığını söylememişti. Ben içeri girip başvuru için form aldım ancak orada doldurmadım. Çocuklarıma danışmak için alıp döndüm. Osman’ın maktulle görüştüğünü ve beraber olduklarını bilmiyordum. Böyle bir olay yapacağından da haberim yoktu. Bu konuda Osman’la hiç konuşmadık. Bilsem, engel olmak için elimden geleni yapardım. Ben de genç yaşta eşimi kaybettim. En azından olay yerine götürmezdim. Girişte kimliğimi ve aracın ruhsatını bırakarak girdim, böyle bir şey yapacak olsam niye kimliğimi açık vereyim.”

    Özlem M’nin annesi, babası ve kızı ise sanıktan şikayetçi olduklarını belirterek, en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.

    Duruşmada tanık olarak dinlenilen fabrika çalışanı Ahmet S, temizlik yaptığı sırada yukarıdan kendisine, güvenlik görevlisi Özlem M’nin kulübesinde olup olmadığının sorulduğunu söyledi.

    Kulübenin kapısının kilitli olduğunu gördüğünü aktaran Ahmet S, “Anahtar istedim. Anahtar geldi ve kapıyı açtığımda Özlem bir tarafa gitmişti, yüzünü göremediğim bir abi kapı tarafına gitmişti. Yerde silah vardı. Çığlık atıp çıktım ve ambulans çağırmalarını söyledim.” dedi.

    Mahkeme heyeti, dava dosyasındaki eksik belgelerin tamamlanmasına ve sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

    Olay

    Gemlik Serbest Bölge’de 23 Mart’ta, bir fabrikada güvenlik görevlisi olarak çalışan Özlem M’nin (39) yanına gelen eski erkek arkadaşı Osman K. (46), barışmak istediğini söyledi. Aldığı ret cevabı üzerine kadını tabancayla vuran Osman K, daha sonra kendisine de ateş etti. Gemlik Devlet Hastanesine kaldırılan iki yaralı da hayatını kaybetti. Olayın ardından inceleme yapan polis ekipleri, Osman K’nin olay yerine Özcan Ç. ile geldiğini tespit etti. Gözaltına alınan Özcan Ç, daha sonra tutuklandı.

  • Bursa’da tekel bayi cinayeti sanıklarına müebbet

    Bursa’da tekel bayi cinayeti sanıklarına müebbet

    Bursa’da tekel bayi işletmecisi Yılmaz Aslankılıç’ı (39) öldürdükleri iddiasıyla yargılanan tutuklu sanıklar Sezgin Özfındukkıran (50) ve Yiğit Kaysuk (25) ile tutuksuz sanık Ahmet G. (52) hakkında Cumhuriyet Savcısı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Yılmaz Aslankılıç’ın pompalı tüfekle vurulduğu anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.

    https://www.instagram.com/p/CBc5zGXoK5A/

    Olay, 13 Haziran günü, Nilüfer ilçesi Görükle Mahallesi’nde meydana geldi. Tekel bayi sahibi Yılmaz Aslankılıç, Sezgin Özfındukkıran tarafından iş yerinde pompalı tüfek ile vurularak öldürüldü. Polis, olaydan sonra kaçan Sezgin Özfındukkıran ile saldırıyla ilgileri olduğu tespit edilen Yiğit Kaysuk ve Ahmet G.’yi saklandıkları evde yakalayarak, gözaltına aldı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Sezgin Özfındukkıran ile Yiğit Kaysuk tutuklandı, Ahmet G. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Öte yandan Yılmaz Aslankılıç’ın vurulma anı iş yerinin güvenlik kamerasınca kaydedildi.

    YARGILANMALARINA DEVAM EDİLDİ

    Bursa 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde haklarında dava açılan ikisi tutuklu üç sanığın yargılanmalarına başlandı. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Sezgin Özfındukkıran ve Yiğit Kaysuk Bursa E Tipi Cezaevi’nden SEGBİS’le bağlanırken, taraf avukatları ve Yılmaz Aslankılıç’ın eşi Neriman Aslankılıç salonda hazır bulundu. Duruşmaya tutuksuz sanık Ahmet G. ise katılmadı.

    YANLIŞLIKLA BAŞKA KİŞİYİ ÖLDÜRDÜĞÜNÜ ÖNE SÜRDÜ

    Sezgin Özfındukkıran mahkemede yaptığı savunmada, “Olay günü, kızımın ilişki yaşadığını öğrendiğim kişinin çalıştığı tekel bayisinin yakınındaki çalılık alana tüfek sakladım. Daha sonra tüfeği alarak, gittiğim bayide kızım ile ilişkisi olan çalışanın yerine, yanlışlıkla onun patronunu öldürdüğümü anladım. Ben kızıma tecavüz edildiğini düşünmüştüm. Rıza dahilinde ilişkisi olduğunu bilseydim bu işe kalkışmazdım, çok pişmanım” sözlerini tekrarladı.

    ‘BİRİNİ VURACAĞINI BİLSEM GÖTÜRMEZDİM’

    Yiğit Kaysuk da olay günü evinde alkol aldığı sırada Sezgin’in kendisine Görükle’ye gezmeye gitmeyi teklif ettiğini, giderken Ahmet G’yi de aldıklarını anlatarak, “Ehliyetim olmadığı için arabayı yarı yola kadar ben kullandım. Sonrasında Ahmet G. kullandı. Olayın yaşandığı tekel bayisine gittik. Araçtan ilk inen bendim. Bira almaya gitmiştim. Döndüğümde Sezgin arabada değildi. Sezgin’in tüfeğini görmedim. Adam vuracağından haberim yoktu. Bilsem kesinlikle götürmezdim. Orada keşif yaptığıma dair iddiayı kabul etmiyorum” şeklindeki ifadesini tekrarladı.

    https://www.youtube.com/watch?v=IuNtwX0xRSE

    ‘EŞİMİN BİR HUSUMETLİSİ VARDI’

    Duruşmaya katılan Yılmaz Aslankılıç’ın eşi Neriman Aslankılıç, “Sanıkları tanımıyorum. Eşim bu kişilerden hiç bahsetmedi. Benim ve eşimin bu kişilerle husumeti yoktu. Eşimin, Gürol diye biriyle bir husumeti vardı. Biz de tekel bayi işletiyoruz. Bizim tekel bayisi üzerinden sahte hesap açıp, reklam veriyordu. Ben sadece husumetini söyleyebilirim. Ancak kesinlikle o öldürttü diye söyleyemem” dedi.

    ‘ONUN BIYIKLARINI YOLACAĞIM’

    Duruşmada dinlenen tanıklardan Cem Yurt, “Yılmaz Aslankılıç’ın iş yerinde çalışıyordum. Biri hızlı bir şekilde içeriye girdi. Ateş etti ve çıktı. Sanıktan ve Yılmaz ağabeyden olay anında bir ses işitmedim. Sezgin’in girdiği ana kadar başka bir kişinin şüpheli davranışına şahit olmadım. Olaydan önce Yılmaz ağabey bana Gürol isimli kişi ile aralarında husumet olduğunu söylemişti. Bizim dışımızda biri sosyal medyadan bizim adımıza reklam veriyordu. Yılmaz ağabey ölmeden önce Gürol, cezaevinden çıkınca Yılmaz ağabeye selam göndermiş. Yılmaz ağabeye, ‘Onun bıyıklarını yolacağım’ demiş. Yılmaz ağabey bunu öldürülmeden önce bana söylemişti” dedi.

    SAVCI SANIKLARA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEP ETTİ

    Duruşmada mütalaa veren Cumhuriyet Savcısı, olay tarihinden 1 ay önce sanık Sezgin Özfındukkıran’ın ölen Yılmaz Aslankılıç’ı öldürmeye karar verdiği, hatta parası olmadığı için bir süre beklediği, olay tarihinde diğer sanık Yiğit Kaysuk ile birlikte Yiğit’e ait beyaz araç ile yanlarına şoför olarak Ahmet G.’yi de alarak olay yerine geldikleri, Yiğit Kaysuk’un olay yerinde keşif yaptığı, Sezgin Özfindukkıran’ın araçtan tüfeği alıp, tekel bayisine giderek, maktule bir el ateş ederek öldürdüğü anlaşıldığından, her üç sanığın eylemi tasarlayarak gerçekleştirmesinden dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Sanık avukatları savunma için süre talep etti.

    Mahkeme heyeti, Sezgin Özfındukkıran ve Yiğit Kaysuk’un tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı karar için erteledi.

  • Bursa’da köy meydanında cinayet: Çifte müebbet isteniyor

    Bursa’da köy meydanında cinayet: Çifte müebbet isteniyor

    Bursa’da cezaevinden çıktıktan sonra mahalle meydanında tabancayla Mustafa Toğrul’u (60) öldüren, Ali Keser’i (65) de yaralayan Rüstem Özay’ın (63) yargılanmasına devam edildi. Hakkında iki kez müebbet hapis cezası istenen Özay, “Mustafa ile aramızda tarla meselesi vardı. Olay günü köyde üzerime gelince kendimi korumak için ateş ettim” dedi.

    Olay, geçen yıl temmuz ayında merkez Nilüfer ilçesi kırsal Konaklı Mahallesi’nde meydana geldi. 2013 yılında karıştığı ölümlü trafik kazası sonrası hakkında açılan davada hapis cezası alan Rüstem Özay, geçen yıl tahliye oldu. Rüstem Özay, cezaevindeyken tarlasının Mustafa Toğrul ile Ali Keser tarafından ekilip biçildiğini öğrendi. Taraflar, mahalle meydanında karşılaşınca bu nedenle tartışma çıktı. Tartışma sırasında Rüstem Özay, belinden çıkardığı tabanca ile Toğrul ve Keser’e ateş etti. Vücuduna 3 kurşun isabet eden Toğrul yaşamını yitirdi, Ali Kesel ise ağır yaralandı. Ali Kesel, ambulansla Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı.

    Olayın ardından otomobille kaçan Rüstem Özay, polis tarafından yakalanarak jandarmaya teslim edildi. Özay, jandarmadaki ifadesinde, ”Ben cezaevindeyken 1,5 dönümlük tarlamı ekip biçmişler. Bana kira vermediler, tarlamı da terk etmiyorlardı. Köy meydanında ileri geri konuşunca silahımı çektim ve ateş ettim” dedi. Adliye’ye sevk edilen Özay, tutuklanarak cezaevine kondu.

    HAKKINDA ÇİFTE MÜEBBET İSTENİYOR

    Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında ‘Kasten adam öldürme’ ve ‘Adam öldürmeye teşebbüs’ suçlarından iki kez müebbet hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan Rüstem Özay, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Özay ifadesinde, “Olay tarihinde eşimden ayrı yaşıyordum. Cezaevinden çıktıktan sonra traktörümün arkasına takılan parçaların olmadığını gördüm. Bu parçaları köyde verilen kişilerden topladım. Olaydan bir gün önce köye gittim. Evimde yattım. Ertesi gün bakkala arabamla alışveriş yapmaya gittim. Alışveriş yapıp evime dönerken Mustafa Toğrul’u gördüm. Bana el işareti yapıp arabamın yanıma geldi. Çıkan tartışma sırasında elleriyle boğazımdan tuttu. Cama sıkıştırmaya kalkıştı. Ben de can havliyle silahımı çıkarıp ateş ettim. Sonra arabamla seyir halinde iken Ali Keser’i gördüm. O da beni görünce elini beline doğru götürdü. Silah çekeceğini düşünerek ona da ateş ettim” dedi.

    SİLAH SESLERİNİ DUYDUM

    Duruşmada dinlenen tanık Nuri Seçkin ise olay günü kahvehanedeyken insanların yangın olduğu söylentisi üzerine sanığın köyü terk ettiğini belirterek, “Meydana doğru çıktım, silah sesleri duydum. Kafamı çevirdiğimde Ali Keser’in karnını tuttuğunu gördüm, sonra yere yığıldı. Sanığı ve ölen Mustafa Toğrul’u olay yerinde görmedim. Köyde sanığın eşiyle, Ali Keser arasında ilişki olduğu dedikodusu vardı ama doğru olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.

    Ölen Mustafa Toğrul’un yakınlarının ve yaralının avukatı Ziya Ergün, sanığın cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti. Sanık avukatı ise müvekkilinin KOAH rahatsızlığı bulunduğunu, cezaevi şartlarının uygun olmadığını söyleyerek tahliyesini istedi.

    Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına, Adli Tıp Kurumu’ndan akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair raporun beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.