Etiket: cinayet

  • Kin yüzünden el ve ayaklarını bağlayıp foseptiğe atmış

    Kin yüzünden el ve ayaklarını bağlayıp foseptiğe atmış

    Bursa’nın Orhangazi ilçesinde zeytin bahçesindeki foseptikte el ve ayakları bağlı cansız bedeni bulunan Sezai Katmer’i (45) öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan Erkan Kuşoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı. İfadesinde Sezai Katmer’i para meselesi yüzünden öldürdüğünü itiraf eden Kuşoğlu, “Paralarını yediğimi söylediği için ona kinlenmiştim. Ellerini ve ayaklarını bağlayıp onu foseptiğe attım” dedi.

    Olay, Orhangazi ilçesi Yeniköy Mahallesi’nde meydana geldi. 2019 yılında ‘silah bulundurmak’ ve’ kavgaya karışmak’ suçlarından tutuklanan, mart ayında da tahliye olan Sezai Katmer, bir süre sonra ortadan kayboldu. Yakınlarının başvurusu üzerine polis ekipleri arama çalışması başlattı. Ailenin ifadesine başvuran ekipler, tüm çabalara karşın Sezai Katmer’e ulaşılamadı.

    FOSEPTİKTE CESEDİ BULUNDU

    Ekipler, 12 Ağustos’ta Sezai Katmer’e ait Yeniköy yolundaki zeytinlikte inceleme yaptı. Zeytinlikteki bağ evinin altında bulunan, daha önce bahçe sulamak için su kuyusu olarak kullanılan, ardından foseptiğe dönüştürülen alanda ceset bulundu. Cumhuriyet Savcısının gözetiminde yapılan çalışmada, itfaiye ekipleri cesede ulaşamadı. Bunun üzerine bölgeye AFAD ekipleri sevk edildi. İş makineleriyle yapılan yaklaşık 2 saatlik çalışmanın ardından ceset çıkarıldı.

    Yapılan incelemede elleri ve ayakları bağlı olan cesedin, Sezai Katmer’e ait olduğu tespit edildi. Katmer’in cansız bedeni, Bursa Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

    POLİSİN TİTİZ ÇALIŞMASIYLA YAKALANDI

    Polis ekipleri, Katmer’in cep telefonu ile bölgedeki güvenlik kameralarının kayıtlarını incelemeye aldı. Yapılan araştırmada, Erkan Kuşoğlu’nun cinayetle ilgisi olduğu tespit edildi. 5 günlük teknik ve fiziki takibin ardından Erkan Kuşoğlu Gemlik ilçesi Kumla Mahallesi’nde yakalanıp, gözaltına alındı.

    ELLERİNİ VE AYAKLARINI BAĞLAYIP, FOSEPTİĞE ATTIM

    2000 yılında eski eşi Feriha’yı yaralayıp, kayınpederi Fahrettin Gümüş’ü öldürdüğü iddiasıyla ceza alan, 2016 yılında da tahliye olan Kuşoğlu, sorgulanmak üzere Acemler Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Sorgusunda suçunu itiraf eden Kuşoğlu’nun, “Sezai ile eski arkadaşız. Ben 2000 yılında eski eşimi ve kayınpederimi vurdum. 2016 yılına kadar cezaevinde kaldım. Cezaevinden çıktıktan sonra Sezai bana destek oldu. Daha sonra Sezai, 2019 yılında bir kavgaya karıştığı için cezaevine girdi. O cezaevindeyken Yeniköy’deki zeytinliğini benim işletmemi istedi. Sadece zeytinlik değil, birçok işi için bana vekalet vermişti. Fakat daha sonra bu vekaletleri iptal ettirdi. Ben de o yüzden ona karşı kinlendim. Sürekli bana zeytinliğin kazancının düştüğünü ona az para gönderdiğimi söylüyordu. Bu sebeple aramızda tartışmalar çıkıyordu. Cezaevinden çıkınca zeytinliğinin başına geçti ama bizim aramızdaki husumet bitmedi. Mayıs ayında konuşmak için yanına gittim. Orada aynı şeyler yüzünden tekrar tartışmaya başladık. Ona karşı kinlenmiştim çünkü herkes onun paralarını benim yediğimi söylüyordu. Öldürdükten sonra ellerini ve ayaklarını bağlayıp onu foseptiğe attım” dediği belirtildi.

    Erkan Kuşoğlu’na yardım ve yataklık ettikleri belirlenen Adem A. ve Aykut A. da Orhangazi ilçesinde gözaltına alındı.

    Şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği belirtildi.

  • 8 yıl sonra gelen intikam

    8 yıl sonra gelen intikam

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, 8 yıl önce Atakan ve Atalay Keleş kardeşleri öldüren Ersin Aydoğan (47), ilçe merkezinde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Ersin Aydoğan’ı vuran kişinin ise öldürdüğü Atakan Keleş’in oğlu Devrim Keleş olduğu öğrenildi.

    Olay, saat 16.00 sıralarında ilçe sahil gezi yolunda meydana geldi. Devrim Keleş, iddiaya göre 8 yıl önce babası Atakan Keleş ve amcası Atalay Keleş’i öldüren Ersin Aydoğan ile sahil gezi yolunda karşılaştı. Devrim Keleş, üzerinde taşıdığı tabancayla Ersin Aydoğan’a iki el ateş etti. Ersin Aydoğan, olay yerinde hayatını kaybederken, Devrim Keleş kaçtı. İhbar üzerine olay yerine giden ekipler, park girişinde Devrim Keleş’i yakalayarak gözaltına aldı. Aydoğan’ın cesedi yapılan incelemenin ardından Ereğli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

    BABASINI VE AMCASINI ÖLDÜRMÜŞ

    Ersin Aydoğan’ın 2012 yılında sahibi olduğu barda çıkan kavgada Atakan ve Atalay Keleş kardeşleri vurarak öldürdüğü ortaya çıktı. Olayla ilgili 22 yıl 1 ay hapse mahkum olan ve 8 yıldır cezaevinde bulunan Ersin Aydoğan’ın bir süre önce izinli olarak çıktığı öğrenildi.

  • Bursa’da dehşet saçmıştı! Cinayetin ayrıntıları ortaya çıktı

    Bursa’da dehşet saçmıştı! Cinayetin ayrıntıları ortaya çıktı

    Bursa’da tekel bayi Yılmaz Aslankılıç’ı (39) pompalı tüfekle öldüren Sezgin Özfındukkıran’ın (50) asıl hedefinin, evli kızıyla ilişkisi olduğunu öğrendiği Özfındukkıran’ın çalışanı Muhammet D. olduğu ortaya çıktı. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Aslankılıç’ı neden öldürdüğünün net olarak anlaşılamadığı bildirilen Özfındukkıran’ın pompalı tüfekli saldırısı, güvenlik kamerasınca kaydedilmişti.

    https://youtu.be/IuNtwX0xRSE

    Olay, 13 Haziran günü, Nilüfer ilçesi Görükle Mahallesi’nde meydana geldi. Tekel bayi sahibi Yılmaz Aslankılıç, Sezgin Özfındukkıran tarafından iş yerinde pompalı tüfek ile vurularak öldürüldü. Polis, olaydan sonra kaçan Sezgin Özfındukkıran ile saldırıyla ilgileri olduğu tespit edilen Yiğit Kaysuk ve Ahmet G.’yi (52) saklandıkları evde yakalayarak, gözaltına aldı.

    Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Sezgin Özfındukkıran ile Yiğit Kaysuk tutuklandı, Ahmet G. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    KIZINA CİNSEL SALDIRIDA BULUNULDUĞUNU ÖNE SÜRDÜ

    Soruşturmayı yürüten savcılık iddianameyi hazırladı. İddianamede, Özfındukkıran’ın ifadesinde “Cezaevinde bulunduğum sırada kızım G.K.’ye, Görükle’deki tekel bayinde çalışan Muhammet isimli biri tecavüz etmiş. Bunu öğrendiğimde deliye döndüm. Tecavüz eden kişiyi cezalandırmaya karar verdim. Kızımın kayınbiraderi Yiğit’e, ‘Bir alacağım var’ deyip, ‘Görükle’ye gidelim’ dedim. Arabadan av tüfeğini alarak, dükkana girdim. Bir el ateş ettim, sonra olay yerinden ayrıldım” dediği bildirildi.

    Yiğit Kaysuk’un da ifadesinde, “Sezgin bana gezmeyi teklif etti. Ahmet’i alarak Görükle’ye gittik. İçki almak için tekel bayisine gitti. Cinayetten haberim yoktu. Arabada, gazete kağıdına sarılı tüfeği görmedim. Bira olduğunu zannediyordum. Suçlamaları kabul etmiyorum” dediği kaydedilen iddianamede, Ahmet G.’nin “Yiğit ile daha önce sık sık alkol alıyorduk. Olay günü Görükle’de gezmeyi teklif etti. Sezgin ile Yiğit, tekel bayinin önünde araçtan indi. Yiğit, elinde bira şişesiyle geri döndü. Sezgin’in dönmeyeceğini söyledi. Aynı araçla döndük. Araçta bulunan silah ve cinayetten haberim yoktu” anlatımına yer verildi.

    CEZAEVİNDEKİ EŞİNİ ALDATTIĞI ORTAYA ÇIKTI

    İddianamede, cinsel saldırıya uğradığı öne sürülen G.K.’nin ise şunları anlattığı bildirildi:

    “Ş.K. ile evliyim. Üç çocuğumuz bulunuyor. Eşim cezaevine girdiğinde, Muhammet D. ile tanıştım. Aramızda ilişki başladı. Muhammet, evimde cep telefonunu unutmuş. Telefonu kayınbiraderim Yiğit Kaysuk bulmuş. Muhammet ile birlikte, samimi pozlarla çekilmiş fotoğraflarımı görmüş. Yiğit, ‘Ağabeyimi aldattın’ diyerek, beni dövdü. Babam Sezgin Özfındukkıran’ın bu şekilde olaydan haberi oldu. Babam tarafından öldürülen Yılmaz Aslankılıç ile hiçbir ilgim bulunmuyor. Babam yanlış yönlendirilmiş olabilir. Maktül ile tanışıp tanışmadıklarını bilmiyorum.”

    ‘NEDEN ÖLDÜRDÜKLERİ ANLAŞILAMADI’

    Tutuklular Sezgin Özfındukkıran ve Yiğit Kaysuk hakkında ‘”kasten adam öldürmek’ suçundan müebbet, tutuksuz Ahmet G. hakkında ‘kasten adam öldürmeye yardım etme’ suçundan 8 yıl hapis cezası istenen iddianamede, savcılık şu tespitte bulundu:

    “Sezgin Özfındukkıran’ın kızı G.K.’nin ilişki yaşadığı Muhammet’in Kahramanmaraşlı, maktül Yılmaz Aslankılıç’ın ise Gümüşhaneli olduğu, Sezgin’in kızına tecavüz edildiği iddiasıyla maktülü öldürdüğü iddiasının havada kaldığını, söz konusu şahısla, maktülün herhangi bir akrabalığının bulunmadığının kesin olduğu, tanışıklık ya da diyaloğun olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil olmadığı, olay yerinde keşif yapan şüphelilerin neden Yılmaz Aslankılıç’ı öldürdükleri net olarak anlaşılmadı.”

    İddianame, Bursa 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Şüphelilerin yargılanmasına önümüzdeki ay başlanacak.

  • Korkunç olay! Oğluyla gelinini katletti

    Korkunç olay! Oğluyla gelinini katletti

    Kahramanmaraş’ta arazi anlaşmazlığı yüzünden tartıştığı oğlunu ve gelinini av tüfeğiyle öldüren baba gözaltına alındı.

    Olay, gece saatlerinde Onikişubat ilçesi Döngele Mahallesinde meydana geldi.

    İddiaya göre Antalya’da yaşayan Adem M. (29) ve babası Dursun M.(57), aralarındaki arazi anlaşmazlığı nedeniyle telefonda tartıştı. Tartışmanın üzerine Adem M., sabah saatlerinde eşi Meryem M. (30) ile babasının evine geldi.

    Baba-oğul tartışmayı burada da sürdürdü. Tartışmanın devam etmesi üzerine Dursun M., evindeki av tüfeği ile oğlu ve gelinine ateş etti.

    Gelen sesler üzerine çevredekiler durumu jandarma ve sağlık ekiplerine bildirdi.

    İhbar üzerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı müdahalede çiftin hayatını kaybettiği belirlendi.

    Çevrede güvenlik önlemi alan jandarma ekipleri babayı gözaltına aldı.

    Çiftin cenazesi, otopsi yapılmak üzere Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi morguna gönderildi. (

  • 8 yaşındaki kardeşini bıçaklayarak öldürdü

    8 yaşındaki kardeşini bıçaklayarak öldürdü

    Antalya’nın Manavgat ilçesinde, ağabeyi S.Y.’nin (18), ormanlık alanda bıçaklayıp öldürdüğünü söylediği Seyit Taha Y.’nin (8) cenazesi yakınlarına teslim edildi. Gözyaşları arasında alınan Seyit Taha Y.’nin cenazesi toprağa verilmek üzere Yozgat’ın Sorgun ilçesine götürüldü.

    Olay, dün saat 15.30 sıralarında Manavgat’ın Türkbeleni mesire alanının Kasaplar Mahallesi’ne bakan tarafındaki ormanlık alanda meydana geldi. Manavgat Emniyet Müdürlüğü Şelale Polis Merkezi’ne gelen S.Y., ilkokul öğrencisi kardeşi Seyit Taha Y.’yi Türkbeleni ormanlık alanına götürüp, bıçakla öldürdüğünü söyledi. Bunun üzerine S.Y.’yi gözaltına alan polis, sağlık ekipleri eşliğinde bölgeye giderek inceleme yaptı.

    Orman yolundan yaklaşık 300 metre içeri giren polis S.Y.’nin belirttiği noktada, Seyit Taha Y.’nin cansız bedeniyle karşılaştı. Vücudunun çeşitli yerlerine aldığı bıçak darbeleriyle yaşamını yitirdiği belirlenen Seyit Taha Y.’nin cesedi, yapılan incelemenin ardından Antalya Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Komşuları tarafından S.Y.’nin psikolojik sorunları olduğu ve ailesinin kardeşine daha fazla ilgi gösterdiği iddiasıyla kıskançlık yaşadığı öne sürüldü.

    Seyit Taha Y.’nin cansız bedeni bugün yapılan otopsinin ardından ailesine teslim edildi. Manavgat’ta şoförlük yapan baba Osman Y. ile eşi ve diğer yakınları Adli Tıp Kurumu morgu önünde büyük üzüntü yaşadı. Seyit Taha Y.’nin cenazesi, işlemlerinin ardından toprağa verilmek üzere yakınlarına teslim edildi. Ailenin cenazeyi Yozgat’ın Sorgun ilçesine götüreceği öğrenildi.

  • Vahşice katledilen Pınar’a hüzünlü veda

    Vahşice katledilen Pınar’a hüzünlü veda

    Muğla’da, 5 gündür kayıp olarak aranırken cinayete kurban gittiği ortaya çıkan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin (27), memleketi Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Gayda köyünde gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı.

    Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, geçen 16 Temmuz’da kaybolmuş, ailesinin başvurusu üzerine jandarma ve polis tarafından arama çalışması başlatılmıştı. Ekiplerin çalışması sonucu, Cemal Metin Avcı katil zanlısı olarak evinde gözaltına aldı. Avcı, genç kızı çıkan kavgada elleriyle boğup öldürdüğünü, bağ evinde cesedini çöp varilinde yakıp, üzerine beton döktüğünü itiraf etti. Ormanlık alanda yapılan aramada Gültekin’in varil içerisinde üzerine beton dökülmüş yanmış cesedine ulaşıldı.

    Pınar Gültekin’in cansız bedeni, Adli Tıp’taki işlemlerinin ardından dün ailesine teslim edildi ve cenaze aracı ile memleketi Bitlis’in Hizan ilçesi’ne getirildi. Pınar’ın cenazesi ilk olarak Hizan Merkez Camii’ne getirilerek burada cenaze namazı kılındı. Pınar’ın tabutu ise kadınlar tarafından taşındı. Pınar’ın tabutuna sarılan tülbenti babası Sıddık Gültekin ve Annesi Şefika Gültekin tarafından gözyaşları ile bağlandı. Uzun süre tabuta sarılarak ağlayan yakınları çevredekiler tarafından sakinleştirildi.

    Cenaze törenine Hizan Kaymakamı Mustafa Köleoğlu, Belediye Başkanı Cezail Aktaş, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü İsmetullah Altun, bazı kurum amirleri ve vatandaşlar katıldı. Hizan Müftüsü Murat Demir tarafından kıldırılan cenaze namazı sonrası Pınar için dualar edildi. Cenaze daha sonra defnedilmek üzere Gayda köyüne götürüldü. Burada kalabalık tarafından omuzlarda taşınan Pınar’ın cenazesi daha sonra dualarla toprağa verildi.

    ANNEDEN ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR

    Pınar Gültekin Hizan ilçesine bağlı Gayda köyünde gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlandı. Acılı anne Şefika Gültekin, kızına kıyıp da bir tokat bile atmadığını belirterek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yayımladığı mesaj için de teşekkür etti. Anne Gültekin, “Cumhurbaşkanımızın takipçisi olmasını istiyoruz. Onun hakkını yerde bırakmasınlar. Sadece cumhurbaşkanımdan bunu istiyorum. Bunu idam etsinler. Başka da birşey istemiyorum. Benim isteğim bu. Zaten biliyorum vicdanlı bir cumhurbaşkanımız var. Allah razı olsun. Hepsi çok ilgilendiler. Ben onun idamını istiyorum. Kızım suçsuz. Ben kızıma kıyıp da bir tokat bile atmadım. Allah razı olsun cumhurbaşkanımızdan. Hakkını yerde bırakmasın. Onun da eşi ve çocukları var. Allah kimsenin başına getirmesin. Bizim başımıza geldi Allah kimsenin başına getirmesin. Ben cumhurbaşkanıma güveniyorum. Onu biliyoruz. Takipçisi olsun” diye konuştu.

    Kızını öldürenin tek olmadığını da iddia eden Gültekin. “Ben oraya gittim. Her şeyi biliyorum. Ben kameralara baktım. Tek kişi değil ama tek kişi yakalanmış. Cumhurbaşkanımızdan onu da takip etmesini istiyoruz. O hem bizi mahvetti hem de kendi ailesini mahvetti. Bizi yaktı” dedi.

    ‘ARTIK PINARLAR, ÖZGECANLAR ÖLMESİN’

    Kızını son yolculuğuna uğurlayan baba Gültekin ise mezarlık çıkışında açıklama yaptı. Baba Gültekin, “İlk başta Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum. Muğla emniyet teşkilatına, jandarma ekiplerine teşşekür ediyorum. Gerçekten 4 gün boyunca gece gündüz demeden gözlerimle gördüm çok iyi çalışmaları oldu. Ve onlar olmasaydı belki kızımı bir daha bulamayacaktım. Çok üzgünüm. Artık Pınarlar ölmesin memlekette. Gerçekten her kız öğrenciye bir nöbetçi mi koymak lazım ? Artık Pınarlar, Özgecanlar ölmesin. Bu ölümler son bulsun. Artık bir isyan noktasına gelmiştir. Zaten fark ederseniz tüm şehirlerde kadınlar ayakta yarın erkekler de bunlara destek verir Türkiye ayaklanır. Bir an önce bu iş bitsin. Bu adam bizim yüreğimiz yaktı. Ve kendi aielsinin yüreğini de yaktı. Hem kendisine hem bize yaptı. Söyleyecek söz bulamıyorum sözün bittiği yerdeyiz. Türkiyemiz çok güzel bunun değerini bilelim. İnsanlar sevelim. Ölüme son diyelim. Bu kan bitsin” dedi.

  • Pınar’ın katilinden kan donduran ifade! 20 saniye boğazını sıktım

    Pınar’ın katilinden kan donduran ifade! 20 saniye boğazını sıktım

    Muğla’da, üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i (27) vahşice öldüren Cemal Metin Avcı’nın (32) jandarmada ve savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Pınar’ın 15-20 saniye boyunca boğazını sıktığını itiraf eden Avcı, genç kızın cansız bedenini varile koyarken elinden kaydığı için iple boğazını sardığını anlattı. Pınar’ın cansız bedenini yakarken kendisini komşunun gördüğünü de anlatan Avcı, komşusunun “Ne yakıyorsun?” sorusunda “Plastik kasalar var onları yaktım” dediğini itiraf etti. Cinayeti işledikten sonra iş yerine gittiğini söyleyen Avcı, “Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim” dedi.

    Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin’i kıskançlık nedeniyle çıkan kavgada boğazını sıkarak öldüren ve cesedini ormanlık alana götürüp, çöp varilinde yakarak üzerine beton döken Cemal Metin Avcı’nın, jandarmada ve savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Avcı ifadesinde olayı şöyle anlattı:

    “Pınar ile iş yerim olan barda tanıştık. Sonrasında da bazen tek bazen de arkadaşlarıyla geliyordu. O günlerde bana instagramdan teşekkür mesajı attı. Sonrasında da telefon numaralarımızı verdik birbirimize WhatsApp üzerinden konuşmaya başladık. Bana, buluşmak istediğini söyledi. Ben de ertesi gün buluşmayı kabul ettim. Amacım tamamen ilişkimi bitirmekti. Saat 15.00 sıralarında kendisini aldım. Birlikte eve gittik. Kendisinden konuşmasını istedim. Benden ne istediğini sordum. Kendisine artık bu işin bitmesi gerektiğini söyledim. Bağırmaya başladı ve ‘karına söylerim’ şeklinde sözler söyledi bana. Bu sırada sağ kolum dirsekten çizildi.”

    ‘YUMRUK ATTIM, BOĞDUM, SONRA AİLEM AKLIMA GELDİ’

    Pınar Gültekin’in boğazına doğru yaklaştığını iddia ederek, bunun üzerine kendisine yumruk attığını söyleyen Avcı, ifadesini şöyle sürdürdü:

    “Sonrasında boğazıma doğru yaklaşınca ben de kendisine yumruk attım. Yere düştü ve kafasını yere çarptı, sanırım kafasının arka kısmını çarptı. Biraz kan aktı. Sonrasında yerdeyken yüzüne bir yumruk daha vurdum. Hatırladığım kadarıyla yere düştükten sonra bir kere vurdum. Sonrasında hareket etmediğini fark ettim ve boğazını 15-20 saniye kadar sıktım nefes alıp almadığını, tepki verip vermediğini kontrol ettim. Ancak nefes almıyordu. Sonrasında ne yapacağımı bilemedim. Yerde yatar vaziyette duruyordu. 5-10 dakika bir şey yapmadan bekledim. Herkesin öğrenmesinden çok korktum. Ne yapacağımı bilemedim. Aklıma ailem geldi. Ne yapacağımı düşünmeye başladım.”

    ‘ELİMDEN KAYIYORDU, SABİT TUTMAK İÇİN ORADA BULUNAN İPLE BOĞAZINI SARDIM’

    İfadesinde “Aklıma bahçedeki varil geldi. Bu varil bahçedeki çöpleri ve benzeri şeyleri yakmak için kullandığımız bir varildi” diyen Cemal Metin Avcı, evde Pınar’ın cansız bedenine yaptıklarını şöyle anlattı:

    “Varili evin içine getirdim. Pınar’ı varilin içine koymak istedim ancak elimden kayıyordu. Sabit tutmak için orada bulunan iple boğazını sardım. Bir elimle ayaklarından, diğer elimle de boğazına sardığım ipten tutarak varilin içine koydum. Bu sırada Pınar’dan herhangi bir emare yoktu. Bu olaylar oluncaya kadar tahmini 15 dakika geçmiştir. Pınar’ı varile koyarken başındaki kanlardan dolayı elbisemin göğüs kısmıma kan bulaştı. Daha sonra varili evin içinde üzerine odun atmak suretiyle yakmaya çalıştım. Evin içi duman doldu, varili tuvalet tarafına götürdüm. Varil evin içinde yanmayınca ve evi duman kaplayınca endişeyle varilin evde yanmayacağını anladım.”

    ‘TELEFONU SİNYAL VERSİN DİYE AKYAKA’YA GİTTİM’

    Cemal Metin Avcı, Akyaka’da kalan Pınar Gültekin’in telefonunun burada sinyal vermesi için araçla bölgeye gidip, sim kartını parçalayarak geri döndüğünü belirterek, şunları söyledi:

    “Sonra Pınar’ın da telefonu ile benzin almak için aracıma bindim. İlk önce yayla tarafına Keyif Oturağı civarına gittim, oradan geri döndüm. Pınar, Akyaka’da kaldığı için telefonu Akyaka’da sinyal versin diye oraya doğru yola çıktım. Akyaka kavşağına vardığımda geçitten yeni yapılan yerden geri döndüm. Akyaka kavşağına 1-2 kilometre kala sim kartı telefondan çıkardım dişimle ısırarak kırdım ve parça parça camdan attım. Daha sonra Muğla’ya geri döndüm.”

    ‘BENZİN DÖKÜP YAKARKEN KOMŞUM GÖRDÜ, PLASTİK YAKIYORUM DEDİM’

    Muğla’ya gittikten sonra eve gidip üstünü değiştirdiğini anlatan Avcı, “Yani tişörtümü ve şortumu değiştirdim. Sonra deterjan ile tişörtümü çitiledim, ertesi gün makinede yıkandı. Ardından petrolden iki 1.5 litrelik şişelerde benzin aldım ve aracıma da mazot aldım. Sonrasında tekrar yaylada bulunan eve geri döndüm. Döndükten sonra varili bahçeye çıkardım. Orada varilin içine biraz tahta parçası attım ve üzerine benzin döküp yaktım. Benzini bir anda dökmemle alev yükseldi. Bahçede bulunan asma çardağın bir kısmı ve ağaç yaprakları bu alevin etkisi ile yandı. Yan komşu Melek teyze gördü ve bana ‘ne yaptın yangın çıkacak’ dedi. Ben de ‘plastik kasalar var onları yaktım’ deyince, ‘bu havada yangın çıkar yakma’ dedi ve gitti” diye anlattı.

    ‘YAKTIKTAN SONRA ÇALIŞMAYA GİTTİM, YANDI MI DİYE ARA ARA KONTROL ETTİM’

    Varili ateşe verdikten sonra iş yerine çalışmaya gittiğini anlatan Avcı, varilin içinde Pınar’ın cansız bedeninin üzerine duvar sıvısını nasıl boşalttığını ve genç kızın cansız bedenini nasıl taşıdığını şöyle itiraf etti:

    “Ben de daha sonra iş yerime geldim çalıştım. Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim. Gece saat 23.00 gibi gittiğimde varilin içine su dökerek söndürdüm. Palet yardımı ile üç basamak aşağıda olan depo gibi olan bir yere koydum. Sonrasında iş yerime döndüm. 15.00-16.00 gibi dükkandan yemek yemek için çıktım. O esnada yaylaya gittim. İş yerinin fayanslarını değişmiştim. Artan malzemeler yayladaki evin deposunda duruyordu. Burada artan malzemelerden duvar sıvasını varilin içine boşalttım. Ağırlaşacağı aklıma geldi. Aracı yanaştırmıştım. Kapılarını da kimse görmemesi için açmıştım. Balyozla varilin ağzını küçültmek için yamulttum. Varili paletin üzerine yerleştirdim. Paleti kaldırarak aracın içine paletle ittirdim. İttirirken de de bacaklarımda yaralanmalar oldu. Hatta varili ilk paletin üzerine koyarken sağ ayağım altında kaldı. Varili aracın arka kısmına yerleştirdim. İçine önce boşalttığım torbanın geri kalanını ve bir torba daha duvar sıvası koydum ve üzerine su ekledim, sulandırdım. Sonra varilin ağzını küçültmüştüm, biraz daha balyozla vurarak kapattım. Yani ağzını yummuştum. Sonrasında arabaya binip, yayladan Sanayi Kavşağı’ndan karşıya devam ettim. Gülağzı tarafına ayrılan yola döndüm. 1-1.5 kilometre sonra yolun sağ tarafına doğru yanaştım. Aracı geri geri yanaştırdım. Arkasını dereye doğru verdim. Arka kapakları açtım ve yine palet yardımı ile aşağıya indirdim. Bu sırada varil yuvarlandı, palet de aşağı düşüyordu ancak paleti tutarak aracımın içerisine koydum ve aracımla Gülağzı’ndan inerek Gülağzı kavşağından Muğla istikametine doğru devam ettim.”

    ‘ARKADAŞI ARADI, PINAR’I SORDU, HABERİM YOK DEDİM’

    Katil Cemal Metin Avcı, Pınar’ın arkadaşlarından Ceren’in kendisini aradığını da ifadesinde belirterek şunları söyledi:

    “Sanayiye iş yerine gittim, üzerimi değiştirip iş yerim olan Cüce isimli yere gittim. 18 Temmuz’da Pınar’ın arkadaşı olan Ceren isimli şahıs aradı ve bana ‘Cemal nasılsın, ben Pınar’ın arkadaşıyım biz Pınar’a ulaşamıyoruz. Senin haberin var mı?’ diye sordu. Ben de ‘Haberim yok, nereden haberim olsun’ dedim. O da ‘Tamam biz jandarmaya haber verdik’ diyerek kapattı. Daha sonra evde de temizlik yaptım.”

  • Bursa’da cinayet sanıklarının tahliye talebine ret

    Bursa’da cinayet sanıklarının tahliye talebine ret

    Bursa’da alacağını isteyen Aydın Aktaş’ı (53) öldürüp, 2 kişiyi de yaraladıkları iddiasıyla tutuklanan baba-oğul ile damatlarının 3’er kez müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmalarına devam edildi. Tutuklu sanıkların tahliye talepleri reddedilen duruşma ertelendi.

    Olay, Osmangazi ilçesinde, geçen yıl ekim ayında bir iş hanında meydana geldi. Aydın Aktaş, kendisine 40 bin lira borcu bulunan Cengiz Beran’ın (50) kayınpederi Murat Beran’a (63) ait ganyan bayiine, arkadaşlarıyla gitti. Aydın Aktaş’ın Murat Beran’a kafa atması sonucu taraflar arasında kavga çıktı. Kavgaya, Beran’ın oğlu Kadir Beran (35), damadı Cengiz Beran ile Aktaş’ın oğlu Kaan Aktaş ve yakını Yusuf Gökçe de dahil oldu. Cengiz Beran ve Kadir Beran, tabancayla ateş ederek, yaralanan Aydın Aktaş, Kaan Aktaş ve Yusuf Gökçe hastaneye kaldırıldı. Durumu ağır olan Aydın Aktaş, kurtarılamadı. Olaydan sonra gözaltına alınarak, Bursa Adliyesi’ne sevk edilen Murat Beran, oğlu Kadir Beran ve akrabaları da olan damat Cengiz Beran, tutuklandı.

    Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Kasten adam öldürmek ve öldürmeye teşebbüs’ suçlarından 3’er kez müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan baba-oğul ve damatları ile 9 müşteki sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Cengiz Beran ve Kadir Beran, SEGBİS aracılığıyla katıldı. Diğer tutuklu sanık Murat Beran ise karantina koğuşunda bulunması nedeniyle katılmadı. Davanın müşteki-sanıkları ile taraf avukatları da salonda hazır bulundu.

    ‘SEN BURAYA ÖLMEYE Mİ GELDİN?’

    Duruşmada ifadesi alınan müşteki-sanık Kaan Aktaş, babasının olaydan bir gün önce alacak verecek meselesi yüzünden darp edildiğini öne sürerek, “Özür dilemek için şahısların dükkanına gittik. Murat Beran, babama, ‘Sen buraya ölmeye mi geldin?’ dedi. İçeri yürüdük, Kadir Beran bizi görünce silahını çıkardı, babama doğru ateş etmeye başladı. Babam vurulup düştü, sonra bana yakın mesafeden ateş edip bacağımdan vurdu. Arkadan da silah sesleri duydum, kim kime ateş etti bilmiyorum?” diye konuştu. Müşteki Yusuf Gökçe de kendisini Kadir Beran’ın vurduğunu öne sürdü.

    Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve eksik evrakların tamamlanmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

  • Pınar Gültekin’i öldüren zanlının görüntüleri

    Pınar Gültekin’i öldüren zanlının görüntüleri

    Pınar Gültekin’i öldüren zanlının kamera kayıtları ortaya çıktı. Zanlı Cemal Metin Avcı cesedi yok etmek için benzin aldığı görülüyor.

    Muğla’nın Ula ilçesinde 5 gün önce kaybolan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in katil zanlısının bir benzinlikte benzin alırken güvenlik kamerasına yansıdı.

    https://www.youtube.com/watch?v=1O1AsP00Glk&feature=youtu.be

  • Kars’ta anne ve oğlunu öldüren zanlılar tutuklandı

    Kars’ta anne ve oğlunu öldüren zanlılar tutuklandı

    Kars’ta tüfekle öldürüldükten sonra su kuyusuna atılan anne Figen Karadağ ile oğlu Mert Karadağ’ın ölümüyle ilgili adliyeye sevk edilen 2 zanlı tutuklandı.

    İstanbul’dan ev almak için geldikleri Kars’ta Şehitler Mahallesi’nde ev baktıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan Figen Karadağ ile oğlu Mert Karadağ’ın ölümüne ilişkin gözaltına alınan Mesut S. ve Adem S’nin emniyetteki işlemi tamamlandı.

    Zanlılar, sağlık kontrolünün ardından yoğun güvenlik önlemleri altında adliyeye sevk edildi.

    Emniyetteki sorgusunda cinayeti işlediğini itiraf eden Mesut S, adliyeye çıkartılırken gazetecilere, “pişmanım olayla alakam yok.” ifadesini kullandı.

    Savcılıkta ifadesi alınarak sulh ceza hakimliğine çıkartılan 2 zanlı, “kasten adam öldürme” suçundan tutuklandı.

    İstanbul’dan Kars’a ev almak için gelen anne Figen ile oğlu Mert Karadağ 18 Temmuz’da merkeze bağlı Cumhuriyet köyü yakınlarında bir su kuyusunda ölü olarak bulunmuş, olayla ilgili 2 şüpheli gözaltına alınmıştı.

    Kars Emniyet Müdürlüğü, Figen ile Mert Karadağ’ın tüfekle öldürülüp su kuyusuna atıldığını ve olayın aydınlatıldığını açıklamıştı.