Kocaköy ilçesinde 12 yaşındaki çocuk, DEDAŞ’ın açtığı elektriği direği çukuruna düştü. İhbar üzerine olay yerine sağlık, itfaiye, AFAD ve jandarma ekibi sevk edildi. Çocuk, AFAD ekipleri tarafından düştüğü yerden çıkartılarak sağlık ekiplerine teslim edildi.
Hastaneye sevk edilen çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Etiket: çocuk
-
12 yaşındaki çocuk elektrik direği çukuruna düştü
-
13 yaşındaki çocuğu bıçaklayan şüpheli yakalandı
İlçeye bağlı Yenidoğan Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, aralarında husumet bulunan 2 grup arasında çıkan tartışma çıktı. Tartışma kısa sürede büyüyüp kavgaya dönüştü.
Kavga esnasında henüz kimliği tespit edilemeyen şahıs yanındaki bıçakla M.T.’ye (13) saldırdı. M.T. vücuduna isabet eden bıçakla ağır yaralanırken, ihbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Kayseri Şehir Hastanesine kaldırılan M.T. tedavi altına alınırken, durumunun ağır olduğu öğrenildi. Olay yerinde güvenlik önlemi alan polis olaya karışan kişi veya kişileri yakalamak için çalışma başlattı.
Olayı gerçekleştiren şüpheli yakalandı
Olayın ardından geniş çapta çalışma başlatan ekipler, olayı gerçekleştiren şüphelinin S.C. (15) olduğunu tespit etti. Operasyon düzenleyen ekipler şüpheli S.C.’yi suç aletiyle beraber yakalayarak gözaltına aldı. Sağlık kontrolünde geçirilen S.C., emniyete götürüldü. -
Diyabetli çocuklara sensör
Van’da, 14 Kasım Diyabet Günü dolayısıyla düzenlenen programda diyabetli çocuklara sensör dağıtıldı. 14 Kasım Diyabet Günü dolayısıyla Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde program düzenlendi. Programda diyabet ile ilgili yapılan sunumların ardından konuşan Van Valisi Ozan Balcı, 2 yıl önce başlatılan diyabetli çocuklara şeker ölçüm sensörü dağıtım projesinin kesintisiz devam ettiğini söyledi.
“Diyabet bir yaşam şeklidir” diyen vali Balcı, “Biz başlattığımız bir proje kapsamında şu anda 550 çocuğumuza şeker ölçüm sensörü dağıtıyoruz. Devletimiz güçlüdür. İmkanlarımızı devletin gerçek sahibi milletimizin çocuklarına harcamaktan mutluluk duyuyoruz. Bu projemiz kesintisiz bir şekilde devam ediyor ve bundan sonra da devam edecek.
Diyabetli çocuklar ve ailelerinin sıkıntılarını biliyoruz. Biz çocuklarımızın parmaklarının delinip acı çekmelerinin önüne geçiyoruz. İlgili kurumlarımız planlamalarını yapıyor. Şimdiye kadar olduğu gibi sensör konusunda hiçbir çocuğumuz mağdur edilmeyecek” dedi.
-
Otomobilin küçük çocuğa çarpma anı
Malatya’da, yolun karşısına geçmeye çalışan küçük bir çocuğa otomobil çarptı. Aracın çocuğun üzerinde geçtiği kaza anı ise kameraya yansıdı.
Eylül ayında kent merkezi Emeksiz Caddesi üzerinde meydana gelen kazada, yolun karşısına geçmeye çalışan küçük çocuğa otomobil çarparak üzerinden geçti. Kaza anı saniye saniye kameralara yansırken, yaralanan çocuk hastaneye kaldırıldı. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı. -
Küçük kız toplantıda Vali Bakan’a sarıldı: “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın”
Vatandaşlarla tokalaşıp yakından ilgilenen Vali Bakan, “Halk günü toplantısında kıymetli vatandaşlarımızla görüşerek, talep ve sorunlarını dinledik. İnsanımızın, bizlere ihtiyaç duydukları her an yanlarında olmak, asli ve öncelikli görevimizdir” dedi.
Toplantıda, Vali Yardımcısı Adem Ünal ile İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Yakup Türköz de yer aldı.
-
Çocuklarda ani tehlike: Kafa travmaları
Denge ve koruma mekanizmalarının tam gelişmemiş olması nedeniyle ilk 7 yaşta kafa travmalarının sık görüldüğünü söyleyen Uzm. Dr. S. Nur Çetinkaya Bodur, “Kafa travmalarının en sık görüldüğü dönem erken çocukluk çağı olan 2-7 yaş arası dönemdir. Bu yaş grubundaki çocuklarda genellikle oyun oynarken kafaya darbe alma durumu sıklıkla meydana gelebilir. 7-14 yaş arası çocuklarda ise ön görülemeyen daha şiddetli kafa travmaları yaşanabilir’’ dedi.
“Travmanın şiddetini anlamak için çocuktaki belirtileri dikkatle gözlemleyin”
Travmanın şiddetini anlamak için çocuğun yaşadığı belirtileri dikkatle gözlemlemek gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. S. Nur Çetinkya Bodur, kafa travmalarının hafif travmalar (beyin sarsıntısı gibi) ve şiddetli travmalar olarak genellikle iki ana kategoride değerlendirildiğini kaydetti. Uzm. Dr. S. Nur Çetinkaya Bodur hafif kafa travmalarında hafif baş ağrısı, kısa süreli baş dönmesi, uyuklama hali veya yorgunluk, geçici hafıza kaybı (çarpma anını hatırlamama) ve hafif mide bulantısı olabileceğini söyledi. Ciddi kafa travmalarının belirtilerinin ise daha belirgin, endişe verici olabileceğini kaydeden Uzm. Dr. S. Nur Çetinkaya Bodur, ebeveynlerinin şüphelendikleri an hastaneye başvurmaları gerektiğini vurguladı ve ciddi kafa travmalarının belirtilerini şöyle sıraladı:
“Bilinç kaybı; çocuk kafasını çarptıktan sonra bayılma veya birkaç saniyeden uzun süre bilincini kaybetme olabilir. Şiddetli baş ağrısı; geçmeyen veya giderek şiddetlenen baş ağrısı oluşabilir. Tekrarlayan kusma; birden fazla kusma durumu gözlemlenebilir. Gözle görülür deformasyon; kafada şişlik, morarma, açık yara veya çökme gibi fiziksel belirtiler olabilir. Nöbetler; çocukta nöbet benzeri hareketler (kontrolsüz kasılmalar) gelişebilir. Bilinçte bulanıklık veya konuşma zorluğu; çocuk kafasını çarptıktan sonra konuşmakta zorlanıyor, kafası karışmış görünüyor olabilir. Denge kaybı veya hareket güçlüğü; çocuk yürümekte zorlanıyor veya vücudunun bir tarafında zayıflık hissediyor olabilir. Görme problemleri; çift görme, bulanık görme veya görmede ani değişiklikler oluşabilir. Dışarı kanama veya beyin sıvısı sızıntısı; kulaktan veya burundan kan ya da açık renkli sıvı gelebilir.”Kafa travmasından sonra çocuğu dikkatlice gözlemlemenin hayati öneminden bahseden Uzm. Dr. S. Nur Çetinkaya Bodur, bu durumlardan herhangi biri gözlemlenirse, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğinin altını çizerek, “Ebeveynler, belirtileri doğru bir şekilde değerlendirip zamanında müdahale etmeli ve bu tür kazalarda vakit kaybetmeden bir acil servise giderek, çocuğun gerekli muayene ve testlerden geçmesini sağlamak hayati önem taşır. Öte yandan, hafif travmalarda dikkatli bir takip ve dinlenme genellikle yeterli olacaktır. Unutmamak gerekir ki, çocukların güvenliği için tedbirli olmak ve gerektiğinde hızlı hareket etmek, onların sağlıklı bir şekilde büyümelerine katkı sağlar’’ diye konuştu.
-
Çocuklarda hastalık bulaşmasını önlemenin yolu el hijyeninden geçiyor
Dr. Nar, yaptığı açıklamada, çocuk sağlığında eylülden sonra üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları hastalıklarının, nisan ve mayıs itibarıyla da idrar yolu enfeksiyonları ile mide ve bağırsak bozukluklarının daha çok yaşandığını söyledi.
Bu dönemlerde özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarının çok sık görüldüğünü belirten Nar, yenidoğan döneminden 3 yaşına kadar farklı belirtilerin oluşabildiğini dile getirdi.
Eve özellikle ağabey veya ablası tarafından okuldan taşınan ve onların sadece hapşırmasına yol açan mikrobun bebeklerde çok ağır, yoğun bakıma yatırılmasını gerektirecek kadar ciddi hastalıklara neden olabileceğini vurgulayan Nar, şöyle devam etti:
“Okul çağındaki çocuklarda el yıkama ve kişisel öz bakım temizliği en önemli şey. Yani tuvalet temizliği, tuvalette kendisini temizleyebilmesi ve çıkışta elini yıkayabilmesi hastalıkların bulaşmasını en aza indiriyor. Okul çağı çocuklarda oyun oynadıktan sonra arkadaşlarıyla paylaştığı mikroplardan arınmak için el ve yüz temizliği çok çok önem kazanıyor. Eve geldikten sonra da yine aynı şekilde el temizliğini ve üzerini değiştirdikten sonra evin içine o şekilde girmesini öneriyoruz.”
Nar, el hijyeninin çocuklara hastalık bulaşmasını yüzde 80 engellediğini, kalanının kişisel korunma yöntemleriyle sağlanabileceğini anlattı.
Aşırı burun akıntısı, hapşırma ve öksürükle devam eden vakalarda maske kullanımının büyük önem taşıdığına dikkati çeken Nar, “Maske kullanımı aslında sadece koronavirüste geçerli olan bir koruma yöntemi olmamalı. Yani çocuğunuzun genel durumu iyi ama burun akıntısı, hapşırığı, öksürüğü varsa maskesini takarak okula gitmesi hem kendisine hem de arkadaşlarına olan saygısını gösteriyor.” dedi.
“Vitamin değerlerinin ciddiye alınması gerekiyor”
Ebeveynlere koruyucu hekimlikle ilgili tavsiyede bulunan Nar, tam kan sayımı gibi yılda bir kez yapılması gereken tetkiklerin olduğunu hatırlattı.
Vitamin değerlerinin de önemli olduğuna ve kontrol edilmesi gerektiğine işaret eden Nar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“D ve B12 vitaminlerine bakılabilir. Bu vitaminlere bakıldıktan sonra bunlarda düşüklük, gerileme varsa bunların yerine konulması, bağışıklık sisteminin düzgün çalışması için çok önemli. Yani kansızlığı olan bir çocukta tam randımanlı bir bağışıklık sistemini beklemek çok yanlış oluyor. O nedenle bu değerlerin mutlaka ciddiye alınması gerekiyor. Uzun süredir kan tahlili yapılmamış çocuklara mutlaka kan tahlili yaptırmanız gerekiyor. Bu eksiklikler yerine konulduktan yani her şey optimize edildikten sonra ‘Bağışıklık sistemini bir tık daha artıralım.’ dersek o zaman düzenli olarak kullanılacak C vitamini, balık yağı ve D vitamini takviyeleriyle çocuğumuzun bağışıklık sistemini ve genel iyilik halini artırmış oluruz.”
Vitamin ve balık yağı takviyelerine 2 ay kullanıldıktan sonra 15-20 gün ara verilmesinin yararlı olacağını aktaran Nar, “Bu ara verme takviyelerin daha etkin kullanımı için yeterli oluyor. Çocukların bütün kan değerleri normalse takviye edici gıdaların bu şekilde kullanılmasını öneriyoruz. Örneğin, 2 ay kadar multivitamin kullandıktan sonra 2 hafta ara verip sonra sadece C vitaminiyle devam edebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
Dr. Gül Güner Nar, çocukların beslenme çantalarına taze, mevsimsel meyve ve sebzelerin konulabileceğini, paketli gıdalardan uzak durulması gerektiğini sözlerine ekledi.
-
Otizmli çocuk evi yaktı
Olay, İzzet Baysal Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde bulunan bir apartmanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, apartmanın 1. katında oturan kadın, 14 yaşındaki otizmli çocuğunu evde bırakıp markete gitti. Annesi markete giden çocuk, ağabeyi ile evdeyken evi ateşe verdi. Marketten dönen kadın evinde yangın çıktığını görünce şok oldu. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine adrese sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Evdeki çocuklar ve diğer dairelerde yaşayanlar ekipler tarafından tahliye edildi. Kısa sürede söndürülen yangında, dairede büyük hasar meydana geldi. Apartman sakinleri otizmli çocuğun annesine tepki göstererek, “Yettiniz artık” dedi. Acılı anne ise, “Bana ‘Ne oldu komşu’ diyeceklerine defol git diyorlar” diyerek isyan etti.
“Zor bir hayatları var”
14 yaşındaki otizmli çocuğun teyzesi Şükran Bozoğlu, “Ablamın otizmli bir çocuğu var. Çok problemli, yerinde durmuyor. Sürekli bakılması gerekiyor. Ablam da markete gitti. Onu bırakıp hiçbir yere gitmiyor. O kadar zor bir hayatları var ki zaten. Çocuğu bakımevine yerleştirmek için mahkemeye başvuruldu. Süreç işliyor, sonuç bekliyoruz ama bu süre içerisinde ona iyi kötü bakmak zorundalar” ifadelerini kullandı.“İnsanları linç etmeye kalkıyorsunuz”
Apartman sakinlerine tepki gösteren Bozoğlu, “Apartmandan sürekli tepki var. Azıcık bir gürültü olsa kapıya geliyorlar. Bu özel bir çocuk. Bu bina hiçbir şey görmemiş. Dünyadan bihaberler. Siz ona yardımcı olmak yerine insanları linç etmeye kalkıyorsunuz” dedi. -
Çocuklarda böbrek taşı belirtilerine dikkat
Böbrek taşlarının böbreklerde ve idrar yollarında sert minerallerin birikmesiyle oluşan küçük taşlar olduğunu belirten Uzm. Dr. Akgün, çocuklarda daha az görülmesine rağmen son yıllarda daha da artış gösterdiğine dikkat çekti. Çocuklarda böbrek taşının oluşmasının birçok nedeni olabileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Akgün, “Genetik faktörler, yetersiz sıvı tüketimi, beslenme alışkanlıklarının yanı sıra aşırı tuzlu ve protein ağırlıklı gıdalar böbrek taşlarına yol açabilir. Aynı zamanda bazı metabolik hastalıklar da buna sebep olabilir” dedi.
İdrarda kanama, idrar renginde biraz pembeleşme, karın veya sırt ağrısı şeklinde belirtilerin olabileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Akgün, “Sık ve ağrılı idrara çıkma olabilir. Bulantı veya kusma olabilir. Daha küçük çocuklarda huzursuzlukla kendini gösterebilir. Eğer ki bu belirtilerden birisi varsa ailelerinin bir üroloji uzmanına başvurmalarında fayda görmekteyiz. Biz, ultrason ve röntgen ile tanı koyuyoruz. İleri inceleme olarak da bilgisayarlı tomografi görüntüleme ile kesin tanıya ulaşıyoruz. Ancak çocuklarda kademe kademe bu görüntülemeleri sağlıyoruz ve tomografiyi daha sonraki seçenek olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
Tedavi yöntemlerini hakkında bilgiler veren Akgün, “Eğer taş küçük ve idrar kanalına düşmüşse bol su tüketimi ve ağrı kesici ilaçlarla taşın kendiliğinden düşmesini bekleyebiliriz bir süre. Kendiliğinden düşme haricinde diğer tedavi seçeneklerimiz ise ESWL dediğimiz şok dalga tedavisi veya endoskopik cerrahi yöntemler olabilir. Şok dalga tedavisi böbrek taşlarını parçalamak için kullanılan bir yöntem. Çocuklar için güvenli bir tedavi seçeneğidir. Diğer yöntemlerimiz endoskopik cerrahi müdahaleler ise eğer ki taşlar kendiliğinden düşmeyecekse böbreğe zarar verme gibi bir durum söz konusuysa bu sefer bu hastalarda endoskopik yöntemlere başvuruyoruz” diye konuştu.
Ağrı Hissetmeden Tedavi Ediliyor
ESWL denilen şok dalga tedavisinin böbrek ve idrar yollarındaki taşları parçalamak için vücut dışından gönderilen şok dalgaları ile kullanılan bir tedavi yöntemi olduğunu aktaran Akgün, “Bu yöntem taşları küçük parçalara ayırarak idrar yoluyla daha kolay atılmasını sağlıyor. Cerrahi müdahale gerektirmediği için çocuklar için avantajlı bir tedavi seçeneği haline geliyor. Bunu çocuklara uygularken genelde genel anestezi yöntemlerini kullanmaktayız. Bu da çocuğun işlem esnasında ağrı hissetmemesi avantajını bize sağlıyor” ifadelerini kullandı.
11 Aylık Bebek Sağlığına Kavuştu
Yakın süreçte 11 aylık bir bebeğin böbreğinden 11 milimetrelik böbrek taşı çıkardıklarını ifade eden Akgün, “Son zamanlarda yine başvuran 11 aylık bir bebeğimiz olmuştu. Ağrı ve huzursuzluk şikâyetiyle gelen bebeğimizde 11 milimetrelik bir böbrek taşı bulduk. Bu taş nedeniyle şok dalga tedavisiyle taş kırma uyguladık hastamıza. Genel anestezi altında bu uygulamayla beraber bebeğimiz ağrı hissetmeden başarılı bir şekilde taşlarını tedavi ettik. Söylediğim gibi bu nadir bir durum ancak son yıllarda sıklığı artmakta. Biz de şok dalga tedavisini kliniğimizde başarılı bir şekilde uygulamaktayız” şeklinde konuştu.
-
Bursa’da bataklığa saplanan çocuk kurtarıldı
Yeniceköy Mahallesi’nde suları çekilen gölete giden kız çocuğu, gölet içine girdiği sırada bataklığa saplandı. Bağırarak çevreden yardım isteyen çocuk, vatandaşların yoğun çabaları sonucu kurtarıldı. Çocuğunun kurtarılma anı amatör kameraya saniye saniye yansıdı.