Etiket: çocuk

  • Erzurum’da çocuklara teravihte çikolata sürprizi

    Erzurum’da çocuklara teravihte çikolata sürprizi

    Erzurum’un tarihi camilerinden Ulu Cami’de teravih namazına gelen çocuklar, namaz çıkışı ayakkabılıklara bırakılan çikolataları görünce şaşırdı. Bir grup genç kız, çocuklara hoşluk olması ve camiye gelmelerini teşvik etmek için böyle bir yola başvurduklarını ifade ettiler. Cami içerisinde de çocuklara çikolata ikram eden gençler, “Toplumda dayanışmayı ve birliği güçlendirmek için böyle bir fikir ortaya attık. Çocukların mutluluğu bizim için her şeye değerdi” diye konuştular.

    Çocuklar, namaz çıkışı ayakkabılarını alırken kendilerine hazırlanan sürpriz karşısında sevindi.

  • Çocuklara orman ve ağaç bilinçlendirmesi

    Çocuklara orman ve ağaç bilinçlendirmesi

    Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası çerçevesinde, Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü; Erzurum, Kars, Sarıkamış, Ağrı, Iğdır ve Ardahan İşletme Müdürlükleri merkez ve köy okullarında ki öğrencilere ormancılığın önemini vurgulamak, ormanların korunması ve yenilenmesi için farkındalık oluşturmak amacıyla etkinlikler düzenlendi.

    Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftasında, öğrencilere Orman Yangınları, Küresel Isınma, Fidan dikimi ve Ormancılık çalışmaları ile ilgili bilgilendirmeler yapıldı. Teknik personel tarafından yapılan sunumların ardından etkinlikler kapsamında çocuklara Sincap Çocuk Dergisi, tohumlu kalem ve çocuk şapkası hediye edildi.

  • Alfa kuşağının teknoloji alışkanlıkları değişti

    Alfa kuşağının teknoloji alışkanlıkları değişti

    2013 yılından sonra doğanlar, literatürde Alfa kuşağı olarak yerini almaya başladı. 21’inci yüzyılda doğmuş tek kuşak olan Alfalar; güncel teknolojik aletler ile vakit geçiren ve içine kapanık bireyler olarak tanımlanıyor. Bu durum, beraberinde ebeveynlere yeni sorumluluklarda getiriyor.
    Psikiyatrist Dr. Öğretim Üyesi Aslıhan Eslek, gelişen teknolojiyle birlikte değişen davranışları anlattı. Eslek, “Öncelikle günceli takip etmemiz gerekiyor. Ebeveynler olarak teknolojik aletleri çocuğumuza vermeyi çok doğru bulmasak da oyalanmaları için verebiliyoruz. Bu sebepten dolayı kararsız kalabiliyoruz. Teknoloji bağımlılığı nerede başlıyor? En çok sorulan soruların başında bu geliyor. Z kuşağı zamanında ilk 2 yaşta televizyon dahil teknolojik aletler önerilmiyordu; ancak Amerikan Psikoloji Birliğinin son yayınlarına baktığımızda, ilk 18 ay ebeveyn eşliğinde görüntülü bir sohbetin sıkıntı oluşturulmayacağına değiniliyor. 2 yaşından 5 yaşına kadar ise çocuğu uygun programların ebeveyn eşliğinde izlenebileceğine vurgu yapılıyor” ifadelerini kullandı.
    Ebeveynlerin, çocuklarını içerik ve saat konularında kontrol etmeleri gerektiğine vurgu yapan Eslek, “Ebeveynler, yaş aralıklarına göre bir tutum belirlemeliler. Ergen yaş grubuna günde 3-4 saat elektronik cihazlar öneriliyor. Bu saati çok otoriter olmamakla beraber takip etmek gerekiyor. Bunun yanı sıra içeriğin takibi de oldukça önemli; çünkü çocuklar nelere maruz kalacaklarını, ne tür riskler alacaklarını bilemezler. Örneğin; ebeveynler, çocuklarına mahremiyet konusunu öğretmeliler. Para yatırarak girdikleri oyunlar da kumar bağımlılığına giden bir sürece neden olabilir. İnternette paylaştığı bilginin kaynağının ne olduğu, ne kadar güvenli olduğu gibi durumların çocuklara öğretilmesi gerekiyor” diye konuştu.
    Anne ve babaların, hem çocuklarını korumaları hem de teknolojiden uzaklaştırmamaları gerektiğini belirten Psikiyatrist Dr. Öğretim Üyesi Aslıhan Eslek, “Çocuğumuzla birlikte yol aldığımızda hem riskleri öğrenmiş oluyoruz hem teknolojinin de nimetlerinden faydalanıyoruz; çünkü teknolojiye ‘kötü’ diyeceğimiz bir çağda değiliz. Çocuğumuzun internette neler izlediğini ebeveynler olarak takip etmemiz gerekiyor. Boş zamanlarında farklı şeylerle de ilgilenebileceğini örnek olarak göstermeliyiz” dedi.

  • Vali Aktaş, yetim çocuklarla bir araya geldi

    Vali Aktaş, yetim çocuklarla bir araya geldi

    Deniz Polis Evi’nde düzenlenen iftar programına Vali İlhami Aktaş ve eşi Songül Aktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ali Ömüt, İl Müdür Yardımcısı Harun Hazır, yetim çocuklar ve gençler ile aileler ve kurum personeli katıldı.
    İftar programında yetim çocuklar ve gençlerle ile bir araya gelen Vali İlhami Aktaş ve eşi Songül Aktaş, masaları tek tek gezerek konuklarıyla yakından ilgilendiler ve onlarla bir süre görüşerek sohbet etti.
    Kur’an-ı Kerim tilaveti ve akşam ezanının okunmasının ardından Vali İlhami Aktaş, yetim çocuklar, gençler ve aileleri ile birlikte oruç açtı.
    Allah’ın emanetleri bu çocuklar ve gençlerle olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Aktaş, “Devletimizin, çocuklarımıza ve gençlerimize her zaman sahip çıkacağını belirterek, hiçbir çocuğun öksüz ve yetim kalmamasını yüce Allah’tan niyaz ediyor, tüm yetim ve öksüz yavrularımıza sağlıklı, başarılı, mutlu ve huzurlu bir hayat diliyorum” dedi.

  • Kayıp çocuk 3 gündür bulunamadı

    Kayıp çocuk 3 gündür bulunamadı

    Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesine bağlı Yukarı Durmuş kırsal Mahallesi yakınlarından geçen Cırcıp Deresinde akıntıya kapılarak kaybolan 11 yaşındaki Davut K.’yi arama çalışmaları devam ediyor. Cuma günü yaşanan olay sonrası bölgeye giden ekipler, çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Sualtı arama ve kurtarma ekipleri dere içerisinde arama yaparken jandarma ve vatandaşlar da kıyıdan ilerleyerek çocuktan biz iz bulmaya çalışıyor. Olayın yaşandığı yerden yaklaşık 20 kilometrelik dere hattını kontrol eden ekipler, herhangi bir sonuç elde edemedi.

    Olay, geçtiğimiz Cuma günü yaşandı. Bölgede inek otlatan Şemse D., Yasemin Ç. ve 11 yaşındaki Davut K., şiddetli bir şekilde akan Cırcıp deresinin kenarında oynarken suya düştü. Akıntıya kapılanlar, derenin ortasındaki sığ bir yerde durmayı başardı. Çevredekilerin yardım etmeye çalıştığı şahıslar ile onların yanına gitmeye çalışan Davut K.’nin annesi Şadiye K. akıntıya kapıldı. Kadın ile 2 kız çevredekiler tarafından kurtarılırken 11 yaşındaki çocuk ise gözden kayboldu.

  • Çocuk ve ergenlerde yeme bozukluğu

    Çocuk ve ergenlerde yeme bozukluğu

    Uzm. Psikolog Koçer, çocukta yeme sorunlarının 2-3 yaşlarında görülmeye başladığını, bu dönemin çocuklar açısından pek çok açıdan zorlu olduğunu söyledi. Bebeklerin bireyselleşip özgürlüğünü kazanmaya çalışırken aynı zamanda bakım verenden de kopmamaya çalıştığını kaydeden Uzm. Psikolog Koçer, “Ancak çocuğun bireyselleşme çabasına çocuğa bakım veren ebeveyn kızabilir, telaşlanabilir hatta suçluluk duygusu yaşayabilir” ifadelerini kullandı.

    Çocuk ve ebeveyn arasında “savaş ortamı” oluşabileceğini, her gün, her öğünde defalarca çocuk ve ebeveyn arasında aynı senaryonun yaşanabileceğini hatırlatan Uzm. Psikolog Koçer, “Bu gerilim gittikçe artmaya; gerilim arttıkça çocukta karşı koymalar ve çatışmalar da artmaya başlar. Buradaki çatışma çocuğun diğer davranışlarına da etki ederek tuvalet eğitimi, uyku düzeni, ebeveynle iletişimi de bu gerilimle zorluklar doğurmaya başlar” uyarısını yaptı.

    Yeme bozukluklarının çocukluk ve ergenlik çağında çocukların duygu, düşünce ve davranışlarını olumsuz etkileyen önemli bir bozukluk olduğuna dikkat çeken Uzm. Psikolog Koçer, şöyle devam etti: “Yeme bozukluğu görülme oranı son yıllarda artış göstermektedir. Genetik, psikolojik ve sosyal etkenlerin bir araya gelmesiyle yeme bozukluğu meydana gelebilir. Doğru tanı ve tedavi ile yeme bozuklukları tedavi edilebilmektedir. Yemeği reddetme veya ağızda bekletme, yemek seçme, bir başkası yedirmeden kendi kendine beslenim olmaması, öğün zamanları yaklaşınca kusma- ağlama- öfke patlamaları, yemek esnasında dolaşma, ayağa kalkma ve masada oturmama en sık rastlanılan sorunlardır. Çocuklarda yeme bozuklukları birçok nedenden meydana gelebilir. Alıştığı besinler harici yeni tat ve deneyimlere karşı olumsuz tutum davranış gösterebilir. Birincil bakım veren (Anne-baba-anneanne-babaanne-bakıcı) ve bebek ilişkisindeki sorunların yansıması; ebeveyndeki psikiyatrik hastalık, yeme bozukluğu var oluşu veya ebeveyn kaybı sonrası yeme bozukluğu oluşabilmektedir. Ağız, yemek borusunu etkileyen cerrahi işlem veya solunum yoluna bir şey kaçması gibi travmatik deneyim sonrası gelişebilir.”

    Kalp, akciğer veya farklı bir tıbbi bozukluk yaşandığında da beslenme bozukluğu ortaya çıkabileceğini vurgulayan Uzm. Psikolog Koçer, anne babalara şu önerilerde bulundu: Çocuğunuzu yemek yemesi için tehdit edip zorlamayın. Çocuğunuza sözlerinizle ve davranışlarınızla örnek olun. Çocuğunuzun bir yaşından itibaren kendi kendisine yemek yiyebilmesi için gerekirse kirlenmesini de göze alarak teşvik edin. Öğünlerde çocuğunuza alternatif seçimler sunun. İyileşmeler görebilmek adına olumlu yeme davranışlarında sosyal ödüllendirmeler verin. Çocuğunuzun belirli sevmediği besinler varsa bu konuda katı davranmayın. Kesin, tutarlı, net olun ancak davranış değişimleri için sert bir tutum göstermeyin. Öğünler için net zaman dilimleri belirleyin. Yemek zamanı televizyon karşısında ya da oyun karşısında olmak yerine masaya oturarak yedirmeye özen gösterin. Çocuğunuzun sevgi ihtiyacına doyması gerekir, öfkeyle değil pozitif duygularla yaklaşın. Bu tüm kurallar için en önemlisi tutarlı olun”.

    Ergenlik dönemindeki yeme bozukluğunun gelişim dönemine bağlı ve genellikle 13-14 yaşlarında daha sık görülebildiğini söyleyen Uzm. Psikolog Koçer, söyle konuştu: “Erken müdahale tedavi gidişatında çok önemli rol oynamaktadır. Ergenlik dönemi kişinin beden şekli ve kilosuna yönelik farkındalığın ve kaygının başladığı dönemdir. Yeme bozuklukları genellikle ergenlik döneminde başlamaktadır. Ebeveyn tutum ve davranışları, sosyal medyanın mükemmel beden algısı etkisi, ergenlik dönemi yaşanılan anksiyete ve depresif bozukluklar, akran zorbalığı, fiziksel veya psikolojik şiddet, cinsel taciz ve yaşanılan kayıplar gibi travmatik deneyimler; çocuğun hayır diyememe, sınır koyamama, düşünce, duygu ve ihtiyaçlarını konuşamama, ilişkilerde ve aile içerisinde gereğinden fazla sorumluluk almak gibi kişilerarası ilişkilerdeki sorun; genetik yatkınlık, klinik düzeydeki mükemmeliyetçilik, kişilik özellikler ve psikiyatrik bozukluklar da yeme bozukluğunun oluşmasındaki risk faktörlerindendir. Her ne kadar kadınlarda daha sık olduğunu düşünsek de erkeklerde görülme sıklığı son yıllarda ciddi oranda artış göstermektedir. Bu belirtileri çocuğunuzda, çevrenizde hatta kendinizde gördüğünüzü düşünüyorsanız öncelikle bir ruh sağlığı uzmanına başvurun.”

    Uzm. Psikolog Koçer, anne babalara konuyla ilgili önerilerini şöyle sıraladı: “Çocuğunuzun beden şekli ve kilosunu eleştirmeyin. Fazla korumacı, kontrolcü veya fazla ilgisiz davranmayın. Çocuğunuza alan bırakın. Çocuğunuzu bir başkasının çocuğuyla kıyaslamayın. Çocuğunuza rol model olun, önce kendi yemek tutum ve davranışlarınızı düzenleyin. Yiyecekleri ödül olarak kullanmayın, sosyal ödüllendirmeleri değerlendirin. Duygu, düşünce ve zorlandığı şeyleri ifade edebilmesi için çocuğunuzu destekleyin. Bu süreçte ne kadar zorlansanız da sabırlı ve sevgi ile yaklaşın. Bu tüm kurallar için en önemlisi tutarlı olun.”

  • Kontrolünden çıkan elektrikli bisikletle vitrine daldı

    Kontrolünden çıkan elektrikli bisikletle vitrine daldı

    Kaza, eski kaymakamlık binası önünde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, yolun karşısına geçmekte olan küçük yaştaki çocuğun kullandığı elektrikli bisiklet, yoldan kaldırıma indiği sırada küçük çocuğun direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle vitrininden içeri girdi. Kazada vitrinin camı ve vitrinde bulunan malzemeler etrafa saçılırken, bisikleti kullanan çocuk çevredeki vatandaşlar ve işyeri çalışanları tarafından bisikletiyle birlikte vitrinden çıkarıldı.

    Küçük çocuğun çok korktuğu her halinden belli olurken büyük şans eseri camların içerisinden burnu bile kanamadan çıktığı görüldü. İşyeri çalışanı bir anda camın patlama sesine döndüğünü, bisiklet ve çocuğu vitrinin içerisinde gördüğünü, çocuğun bir şeyinin olmamasının sevindirici olduğunu dile getirdi. Kaza anları ise güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

  • Çocuklarını öldürüp arkalarından mektup yazmış

    Çocuklarını öldürüp arkalarından mektup yazmış

    Dehşete düşüren olay, 23 Mart 2023 tarihinde Körfez ilçesinde meydana geldi. Gece saatlerinde bir vatandaşın sokakta şüpheli şekilde gezdiğini gören polis ekipleri 45 yaşındaki Murat R.’yi durdurdu. Şahıstan şüphelenen ekipler hemen evi kontrol etti. Murat R.’nin annesinin evinde yapılan incelemede Beril Yağmur (13) ve Yunus Emre R.(10) isimli kardeşler ölü bulundu. Murat R. gözaltına alınırken, çocuklar ise morga kaldırıldı. Yapılan otopside çocukların boğularak öldürüldüğü tespit edildi. Gözaltına alınan Murat R. ruh ve sinir hastalıklarına sevk edildi. Burada 5 ay kalan zanlı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    “Eşimin bana davranışları ve hakaretlerinden dolayı psikolojim bozuldu”
    Olayla ilgili duruşma Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı. Duruşma salonunda taraf avukatları hazır bulunurken tutuklu sanık Murat R. ile müşteki anne Merdiye R. SEGBİS ile davaya katıldı. Mahkeme başkanının başka çocukların var mı? sorusuna sanık Murat R., “Yok diyorlar. Hatırlamadığım şeyden dolayı cezaevindeyim. Eşimle 14 yıldır evliyim. Evliliğimizden beri eşim bana kötü davranıyor. Eşimin bana davranışları ve hakaretlerinden dolayı psikolojim bozuldu. Erkekliğime adamlığıma laflar söylüyordu. Evi geçindirmeye çalışmama rağmen hakaretlerine devam etti” diye konuştu.

    “Cezaevinde kuru ekmek yiyorum ama huzurum yerinde”
    Eşiyle geçinemediklerini belirten tutuklu sanık Murat R., “Eşim, birkaç kez evlilik yaptığından dolayı anneme, ‘Namussuz kadın’, bana da ‘Namussuzun çocuğu’ diyordu. Ev almak için uğraşıyordum ancak dolandırıldım. O süreçte eşimi memleketine gönderdim bir süre uzak kalırsak sorunlarımız düzelir diye düşündüm ama düzelmedi. Eşimin hakaret ve isteklerinden yoruldum ve boşanmak istedim. Çocuklarım için elimden geleni yaptım. Eşim bana, ‘Çocukları sana göstermeyeceğim’ diyordu. Mahkeme kararı olacağı için bu sözleri umursamıyordum. Cezaevinde kuru ekmek yiyorum ama huzurum yerinde. Evlilikte hiç huzur bulamadım” şeklinde konuştu.

    “Çocuklarımı öldürdüğümü hatırlamıyorum”
    Eşinin çocuklarını kendisine karşı da doldurduğunu belirten Murat R., “Eşim çocuklarımıza, ‘Bu sizin babanız değil’ diyordu. Bir süre sonra çocuklar da birkaç kez öyle demeye başladı. Olay günü çocuklara ayakkabı almak için evden çıktım. Çocuklar evde uyuyordu, daha sonra çay bahçesine gittiğimi ve polisin yanlarına oturduğumu hatırlıyorum. Polislerle konuştuğumu, annemin evine gittiğimizi, sonra cezaevine geldiğimi hatırlıyorum. 5 ay ruh ve sinir hastalıklarında kaldım, sonra cezaevine geldim. Çocuklarımı öldürdüğümü hatırlamıyorum” ifadelerini kullandı.

    Çocukları öldürdükten sonra not yazmış
    Çocukları öldürdükten sonra sanığın yazdığı not da mahkeme salonunda okundu, “Melek evlatlarım benim. Bu dünyada sizden başka kimsem yok. Ben hem annesiz hem de babasız büyüdüm. Sizi asla kimselere mahcup ettirmem. Sizler meleksiniz. Artık sizi bu kötü dünyanın insanlarına emanet etmeyeceğim. Ben sizi almadan yaşamam. Sizlere babasızlığın acı gününü yaşatmam asla. Dolandırıldım, annenizle aramızda maddi olarak hep kavga vardı. Sizlerden ayrılmak benim için ölüm gibi geliyor. Sizler benim içimde birer melek olarak yaşayacaksınız. Sizi seven babanız. Sizleri çok seviyorum, onun için sizleri Allah’a emanet ediyorum, varsın ben yanayım” notu dikkat çekti. Mahkeme başkanının notu hatırlayıp hatırlamadığını sorduğunda sanık, “Çocukları uyuttuktan sonra bir şeyler yazmışımdır ama ne yazdığımı hatırlamıyorum” dedi.

    “Murat, ‘Çocukları uyuttum’ diyor, çocukları boğarak mı uyutmuş?”
    Olaya ilişkin dinlenen sanığın eşi Merdiye R., “Ben ne kendisine ne de annesine hakaret etmedim. Murat sürekli bana hakaret ediyordu. Asıl ben dayanamadığım için kendisinden boşanmak istedim. 14 yıldır bir gün bile oturup benimle sohbet etmedi. Bana, ‘Köyden geldin, mağaradan geldin, Suriye’den geldin, çingenesin’ deyip hakaretler diyordu. Olay günü Murat çocuğu berbere götüreceğini ve alışveriş yapacağını söyledi. Çocuğu gelip aldı gitti. Kızımı ise kurs çıkışı alıp götürmüş. Çocukları boğarak öldürmüş. ‘Çocukları uyuttum’ diyor, çocukları boğarak mı uyutmuş? Sanık annesine çocukların fotoğrafını çekip atmış, annesi bana haber vermedi. Haber verseydi belki yetiştirdim, çocuklarımı kurtarırdım, şikayetçiyim” diye konuştu.

    “Gelinimden çocukların boğulduğunu öğrendim”
    Tanık olarak dinlenen sanığın annesi Yurda B., “Olay anında Antalya’daydım. Görgüye dayalı herhangi bilgim yoktur. Olayı gece saatlerinde telefonla öğrendim. Saat 00.00-01.00 gibi beni gelinim aradı, Murat’ın nerede olduğunu, evinin anahtarını ona verip vermediğim sordu. Anahtarı Antalya’ya gelmeden Murat’a verdiğimi söyledim. Zaman zaman anahtarımı gelinime ve oğluma verirdim. Saat 02.00 gibi polisler beni aradı ve oğlumu sahilde dengesiz hareketlerde bulunduğunu, madde kullanıp kullanmadığını sordu, ben de kullanmadığını söyledim. Evime girmek için izin istediler ben de izin verdim. Daha sonra gelinimden çocukların boğulduğunu öğrendim” diyerek gözyaşı döktü.

    Cezai ehliyeti olup olmadığı tespit edilecek
    Mahkeme heyeti, sanığın cezai ehliyetinin olup olmadığının tespiti için ATK’ya gönderilmesine, tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın ertelenmesine karar verdi.

  • Kucağında çocuğuyla adliyeye sevk edildi

    Kucağında çocuğuyla adliyeye sevk edildi

    Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü, 7 Şubat Çarşamba günü Gebze’de evden 113 bin TL değerinde ziynet eşya çalınması olayına ilişkin inceleme başlattı. Polis ekiplerince yapılan çalışmada şüphelinin S.U isimli şahıs olduğu tespit edildi. Polis ekiplerince dün yapılan operasyonda S.U. yakalandı. Emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli mahkemece S.U’ya ev hapis cezası verildi.

  • Bilecik’te çocuklar palmiye ağacını yaktı

    Bilecik’te çocuklar palmiye ağacını yaktı

    Bilecik merkez İstiklal Mahallesi Santral Sokak üzerinde belediyeye ait iftar çadırında aileleriyle birlikte iftar yapan çocuk ardından dışarıya oynamaya çıktı. Ellerine geçirdikleri çakmak ile bir palmiye ağacı altında çakmakla oynayan çocuklar bir anda ağacın alev almasına neden oldular. İftar çadırında bulunan yangın tüpleri ile belediye çalışanları hemen yangına müdahale ederken, çevrede bulunan kamyoncu durağına sıçramadan söndürdüler. Olay yerine Bilecik Belediyesine bağlı itfaiye ekipleri gelirken, çocukların korkutan olay yerinden kaçtıkları öğrenildi.