Etiket: çocuk

  • 20 bin çocuktan 7 bini doğum yaptı

    20 bin çocuktan 7 bini doğum yaptı

    İstanbul Beykent Üniversitesi 4’üncü Uluslararası Sağlık Bilimleri Araştırma Günleri Kongresi gerçekleştirildi. Kongrede ‘Çocuk İhmali ve İstismarı’ konusunu ele alan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şevki Sözen, çocuk ihmal ve istismarının her toplumda olduğu gibi Türkiye’de de güncelliğini koruduğunu belirtti. Çocuk istismarı sayısı gittikçe artıyormuş gibi gözükse de aslında farkındalığın arttığının altını çizen Prof. Dr. Sözen, “Çocuk istismarı bir tıbbi tanıdır. Dolayısıyla bizler bu tıbbi tanıyı koyduktan sonra daha reel sayılar ortaya çıkıyor. Bu nedenle sayılardaki artış gittikçe netleşiyor” dedi.

    “Fiziksel ve duygusal istismara uğrayan bir çocuğun cinsel istismara uğrama oranı 3-7 kat daha fazladır”

    Çocuk istismarının tek boyutlu olmadığını söyleyen Prof. Dr. Sözen, ”Fiziki ve cinsel istismar, ekonomik istismar, duygusal istismar ve ihmal vardır. Aslında bunların hepsini birbirinin içerisinde görürsünüz. Yani çocuk fiziksel istismara uğruyorsa o çocuk ihmale de duygusal istismara da uğruyordur. Ayrıca fiziksel ve duygusal istismara ve ihmale uğrayan bir çocuğun cinsel istismara uğrama oranı, böyle istismar geçmişi olan diğer çocuklardan 3-7 kat daha fazladır” açıklamasını yaptı.

    “Çocuğunuzu ürkütmeden sakince dinleyin”

    Prof. Dr. Sözen, anne babalara çocukları istismardan koruyabilmeleri için çeşitli uyarılarda bulundu. Çocuklara ‘hayır’ diyebilmesini öğretmeleri gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sözen sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Kendi bedenlerinin özel olduğunu ve kendi bedenleri üzerinde hiç kimsenin hiçbir tasarrufta bulunamayacağını öğretmek zorundayız. Lütfen çocuklarınız size ‘kendi bedenleri üzerinde istemedikleri bir davranışta bulunan bir kişi olduğunu ve böyle bir eyleme uğradıklarını’ söylediklerinde çocuğu suçlamayın. Baskı yapmayın ya da ‘bunu yapan kişi kim, hadi hemen söyle de ona gününü göstereyim’ gibi cümleler kurmayın. Çocuğu ürkütmeden sakince dinleyin. Çünkü çocuğunuz ancak güvenli ortamda ve sizin başınıza bir şey gelmeyeceğinden emin olunca olayı net ve anlamlı bir şekilde size ifade edebilir.”

    “İstismarcının ekmeğine yağ sürmeyin”

    İstismarcıların genellikle çocukların en yakın çevresinden çıktığını belirten İstanbul Beykent Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sözen, “Çocuklara karşı yaptıkları eylemlerde küçük küçük başlarlar. Önce onlar da çocuğun güvenini kazanmaya çalışır. Çocuk susacak mı ya da bağıracak mı, nasıl bir tepki gösterecek bilemedikleri için önce küçük bir davranışta bulunur. Çocuk bu davranışı daha başındayken yakalayıp bunun bir istismar olduğunu ya da adını koyamasa da bunun kendi bedeni üzerinde istemediği bir davranış olduğunu fark edip aileye gelip söylediğinde o zaman siz ona destek olabilirsiniz. Ama çocuğunuz bu olayı anlattığında çok büyük tepki verirseniz çocuğunuz ikinci kötü davranışta korkacak ve size o davranışı söylemeyecektir. Bu da istismarcının ekmeğine yağ sürecektir” şeklinde konuştu.

    Aileler çocuğunun istismar edildiğini nasıl anlayabilir

    Prof. Dr. Sözen, “Çocukluk çok değişken özellikler gösteren bir çağdır. Özellikle ergenlik dönemine gelmiş çocuklarda hormonların da devreye girmesiyle çocuklarda ciddi davranış değişiklikleri oluşuyor. Meydana gelen bu davranış değişikliklerinin gerçekten çocuğun yaşıyla uyumlu olup olmadığına, ergenlik dönemi özellikleriyle karışıp karışmadığına ya da istismar dolayısıyla çocukta meydana gelen farklı belirtiler olup olmadığını iyice bakmak lazım. Aileler çocuklarını iyi gözlemlemeli ve tanımalıdır. Kimlerle arkadaşlık ettiğini bilmelidir. Özellikle sosyal medya, son dönemlerde oldukça yaygınlaştı. Dolayısıyla aileler, sosyal medya konusunda biraz bilgi sahibi olarak çocuklarının istismar edilip edilmediğini buradan da kontrol edebilirler. İstismar edilen çocukta ciddi davranış değişiklikleri olur. Her şeyden önce normal kabul ettiğimiz yaşam düzeni bozulur. Uykusuzluk belirtileri ortaya çıkar. Davranış değişiklikleri olur. İçine daha fazla kapanır, kimseyle konuşmak istemez. Okula gitmek istemez. Ağlama nöbetleri olabilir. Çevreye karşı ise güvensiz davranabilir. Ya da çocuk, yaşından tamamen daha fazla gelişim gösterir. Cinsel konuda çok daha fazla bilgi sahibi olur. Belki kendisi arkadaşlarına birtakım hoşa gitmeyen davranışlarda bulunmaya başlar. Bu fiziksel, cinsel içerikli davranışlar olabilir. Aileler bu davranışları incelemelidir. Ancak tanıyı kendileri koymamalıdır. Kafalarında bir soru işareti oluştuğunda mutlaka profesyonele başvurulmalılar. Çünkü aileler kendi kendilerine bu görüşmeyi yaptıklarında, görüşme sırasında çocuğa sordukları soruları çocuğu yanlış yönlendirebilir. Böyle durumda çocuklar biz hekimlere getirildiğinde ciddi bilgi kirliliği ile karşılaşıyoruz” açıklamasını yaptı.

    “Öncelikle çocuğun güvenini kazanmaya çalışıyoruz”

    Çocukları nasıl muayene ettiklerini anlatan Prof. Dr. Sözen, “Öncelikle çocuğun güvenini kazanmak gerekir. Güven kazanma süreci ise çocuğun yaşadığı travmanın boyutuna göre değişiyor. Çocuğu yönlendirici sorulardan kaçınmak gerekiyor. Yaşadıklarını kendisinin bizimle paylaşmasını sağlıyoruz. Çocuğa asla ve asla ‘bu bilgiyi benimle paylaş, asla kimseye söylemeyeceğim’ gibi sözler vermiyoruz. Çünkü biz; o bilgiyi paylaşacağız, rapor edeceğiz. Ardından hukuki aşamada yasal yaptırımlar için bu raporu paylaşacağız. Dolayısıyla çocuğa böyle sözler vermiyoruz. Ama şu güvenceyi veriyoruz; ‘sana bunu yapan kişi mutlaka bir suç işlemiştir ve mutlaka bunun karşılığında bir ceza vardır, cezasını alacak. Onun için seninle bu görüşmeyi yapıyoruz” dedi.
    Yaşı küçük olan çocuklarda uyguladıkları muayene şeklini anlatan Prof. Dr. Sözen şunları söyledi:
    “Diyelim ki çocuk 6-7 yaşında. O zaman zaten yaşadığı olayın boyutunu anlamıyor. Aktarabilecek durumda da olmuyor. O zaman da özel görüşmeler yapıyoruz. Resimler çizdirerek ya da birtakım oyuncak bebekler üzerinde oyunlar oynatarak olayın nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyoruz. Ardından rapor ediyoruz. Amacımız ilk muayenenin detaylı ve tam olmasıdır. Çünkü çocuğun yaşadığı travmayı tekrar canlandırarak tekrar yaşamasın.”

    “Sosyal medyada çocuğunuzu paylaşarak kötü niyetli kişilere kapı açmayın”

    Son zamanlarda bazı aileler para kazanmak için sosyal medyada sık sık çocuklarının paylaşımını yapıyor. Bunun doğru olmadığını ve çocukların ekonomik istismara uğradığını belirten Prof. Dr. Sözen son olarak şunları söyledi:
    “Bu durumda birçok istismar var. Çocuğunuz henüz çok küçük ve bütün hakları sizde. Çocuğu çok ciddi boyutta belli bir platformda; herkesin görebileceği şekilde, uygun şartlarda var ediyorsanız o zaman kötü niyetli pek çok kişiye de kapı açmış oluyorsunuz. O nedenle ne yazık ki sosyal medyada çocuğun teşhir edilmesiyle ilgili istismarın pek çok farklı boyutunu görebiliyoruz. Mutlu bir aile fotoğrafını paylaşabilirsiniz. Bunda çok sıkıntı yok. Yanında annesi vardır, babası vardır. Ama bunun ötesinde örneğin çocuğunuzun sürekli gelişimini gösteren paylaşımlar yapmayı çok uygun bulmuyorum.”

    “Kongre sayesinde uluslararası iletişim mekanizması kuruluyor”

    İstanbul Beyken Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Okan Yıllar ise “Kongreyi uluslararası yapmak ayrı ulusal kongre yapmak ise ayrı meseledir. Uluslararası katılım ise daha zordur. Bugün burada başka ülkelerden gelen uzmanlarımız bulunmaktadır. Kongremiz geniş kapsamlıdır. Hemşirelikte yenilikler, bakımda yenilikler, aletlerin geliştirilmesi, çocuk istismarı, çocuk gelişimi, beslenme ve diyetetik, fizyoterapi başlıklarının altında uzmanlarımız konuştu. 3 günlük kongre yaptık. Uluslararası olduğu için de oldukça avantajlı. Çünkü bilgi alışverişi kolaylaşıyor ve yüz yüze yapılabiliyor. Uluslararası iletişim mekanizması kuruluyor. Yeni çalışmaların önü açılıyor” dedi.

  • Soda almaya giden çocuğa akıl almaz yumruklu saldırı

    Soda almaya giden çocuğa akıl almaz yumruklu saldırı

    Olay, Kıraç’ta öğle saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, M.F.A. (12) soda almaya bakkala gitti. M.F.A. bu sırada bakkala gelen bir şahıs tarafından ‘Parkta sen mi benim kafama vurdun’ denilerek yumruklanmaya başlandı. Şahsı çocuğun saldırısından araya giren bakkal sahibi kadın kurtardı. Çocuk yakınları tarafından hastaneye kaldırılırken şahıs ise kaçtı. Yüzünden ve vücudundan morluklar ve darp izi olan M.F.A.’nın ailesi kaçan saldırganın yakalanmasını isterken hakkında şikayetçi olunan şahısın çocuğa saldırı anları ise güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde çocuğun ard arda yumruklanması yer aldı. Öte yandan, çocuğun daha önceden kolundan ameliyatlı olduğu ve bu yüzden platin takıldığı öğrenildi.
    Baba Esat Acar yaşananları anlatarak, “Çocuk bakkala gitmiş bir suçu yok. 12 yaşındaki bir çocuk dövülür mü? Çocuk soda almaya gidiyor. Bakkalda çocuğu yerden yere vuruyor. Neden benim çocuğumu dövsünler yüzünden morluklar var çocuğum zaten kolundan sakat. Çocuk bakkala gidecek tanımadık bir adam tarafından dövülüyor. Siz olsanız ne yaparsınız aynı tepkiyi gösterirsiniz” dedi.
    Başına gelen olayı anlatan M.F.A. ise “ ‘Parkta sen mi benim kafama vurdun’ diyerek hemen saldırdı. Şikayetçiyim” diye konuştu.

  • 13 yaşındaki çocuk toprağa verildi

    13 yaşındaki çocuk toprağa verildi

    Acılık Caddesi’nde dün meydana gelen olayda iddiaya göre, G.T. yönetimindeki odun yüklü  kamyoneti fırına odun bırakmak için park etti.
    Kamyonetin kasasının açılması esnasında 13 yaşındaki Yasin Dombay başına aldığı darbe sonucu ağır şekilde yaralandı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.
    Olay yerine gelen sağlık ekipleri Yasin Dombay’a ilk müdahaleyi yaparak Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırdı.
    Küçük çocuk hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılmayarak hayatını kaybetti.
    G.T. olaydan sonra gözaltına alındı. Yasin Dombay’ın cenazesi ise otopsi işlemlerinin ardından Kilimli ilçesine bağlı Karadon Mahallesi’ne getirildi.
    Dereiçi Camii’nde öğlen namazını müteakiben kılınan cenaze namazına Kilimli Belediye Başkanı Kamil Altun ve vatandaşlar katıldı.
    Kılınan cenaze namazının ardından dua edildi. Yasin Dombay’ın cenazesi Karadon Mahallesi’ndeki aile mezarlığında toprağa verildi.
    Küçük çocuğun ailesinin geçimine katkı sağlamak için odun taşıdığı öğrenildi. Kamyon sürücüsü G.T.’nin emniyetteki işlemleri sürüyor.

  • Konuşmayı öğrenmeden kayak yapmayı öğrendi

    Konuşmayı öğrenmeden kayak yapmayı öğrendi

    Türkiye’nin parlayan yıldızı olma yolunda emin adımla ilerleyen, doğal ve tabii güzelliğiyle nadir kayak merkezlerinden birisi olan Ergan Kayak Merkezi, kayak severlerle dolup taşıyor. Erzincan’ın yanı sıra civar illerden de çok sayıda vatandaşın akın ettiği Ergan Kayak Merkezinde renkli görüntüler oluşuyor. Ergan’da geçtiğimiz 15 aralıkta yeni sezonun başlamasıyla birlikte kayakçılar kayak keyfi yaşıyor. Kayak yapmayanlar ise aileleriyle birlikte Ardıçlı gölü manzarasının tadını çıkardı.
    Ailesi ile birlikte Ergan Dağı Kayak Merkezi’ne gelen 2 yaşındaki Elif Şare Karslı ise kayak pistinde görenleri ise kendine hayran bıraktı. Henüz konuşamayan minik Elif, milli kayakçı Aygen Yurt’tan ilk kayak eğitimini aldı.

    Ergan Dağı Kayak Merkezi pistlerinin Türkiye’deki birçok pistten daha güzel olduğunu söyleyen Aygen Yurt, 2 yaşında kaydırdığı minik Elif’in ileri de büyük sporcu ve şampiyon olabileceğini ifade etti. Dağların en küçük kayakçısı olan Elif için çok cesaretli olduğunu belirten Yurt, “Ankara’dan geliyorum. Ergan’ı çok beğeniyorum. Her sene gelmeye çalışıyorum. Türkiye’deki birçok pistten daha güzel olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda milli sporcuyum. Elif Şare’yi kaydırdım. 2 yaşında dağların en küçük kayan sporcusu diyebiliriz. Geleceğin şampiyonu olacağını düşünüyorum. Çok başarılı, çok cesaretli. Burada olmaktan çok mutluyum” dedi.
    Ergan Dağı Kış Sporları ve Doğa Turizm Merkezi’nde konuklara, kayağın yanı sıra yamaç paraşütü imkanı da sağlanıyor. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist ağırlayan Ergan Dağı, doğal güzellikleri ve göl manzarasıyla ziyaretçilerine pistlerinde 12 kilometre boyunca kayak yapma fırsatı sunuyor. Kapalı gondollarla 2 bin 700 metre yükseklikteki tepeye çıkan kayakçılar, soğuk havada Erzincan manzarasına karşı kayak yapmanın keyfini çıkarıyor. Kent merkezine 17 kilometre, havalimanına 13 dakika mesafede ki Ergan Dağı’nda yer alan kayak merkezine gelen kayak severler, özellikle hafta sonu merkeze gelen sporcular ve tatilciler kayak aktivitesinin yanında yamaç paraşütü, müzik eşliğinde halay çekmenin keyfini yaşıyor.

  • Kozan’da özel çocuklara kuaförlük kursu

    Kozan’da özel çocuklara kuaförlük kursu

    Etkinlikte, bazı çocuklara saç kesimi ve modeli yaptırıldı. Cilt bakımı ve makyaj uygulamaları gerçekleştirildi.
    Proje Koordinatörü Asena Tok, “Her çocuk özeldir ve biriciktir. Bu projeyle amacımız, özel çocuklara sevginin ve ilginin en güzel örneklerini sunmaktı. Gönüllü kursiyerlerimizin de desteğiyle unutulmaz bir gün geçirdik. Bu tür projelerin devam etmesi ve özel çocuklara daha fazla destek olunması çok önemli” dedi.

  • 3 çocuk çaldıkları otomobille Bursa’da kaçarken yakalandılar

    3 çocuk çaldıkları otomobille Bursa’da kaçarken yakalandılar

    Olay saat 01.30 sıralarında Bursa-Ankara karayolu İnegöl girişinde meydana geldi. Devriye atan ekipler, şüphelendikleri otomobilin sürücüsüne “dur” ihtarında bulundu. Ekibin “dur” ihtarına uymayan sürücü hızla kaçmaya başladı. 5 kilometre süren kovalamaca sırasında sürücü ve 2 arkadaşı aracı yol kenarında bırakıp yaya olarak kaçmaya başladılar. Ekipler 3 çocuğu da kovalamaca sonucu yakaladılar.

    Camı kırıp çalmışlar

    Sürücü Miran K.’nin (15) dün öğlen saatlerinde Bozüyük ilçesinde park halindeki aracın arka camını kırıp, düz kontak yaparak çaldığı ve arkadaşları A.B. (12) ve D.A.’yı (13) da alıp İnegöl’e geldikleri ortaya çıktı.

    Şahıslar gözaltına alındı.

  • 9 çocuk okutan baba, ekmeğini taştan çıkartıyor

    9 çocuk okutan baba, ekmeğini taştan çıkartıyor

    İdil ilçesi Tepeköy köyünde yaşayan 50 yaşındaki Abdulhamit Tuzan, devasa kayaları balyozlarla kırıyor. Daha önce köyünde tarım işleriyle uğraşan Tuzan, 6 yıldır da ilçedeki arazilerde bulduğu devasa kayaları kırıp şekil veriyor. Kırdığı taşları bahçe, ev duvarlarında ve yollara parke taşı döşeyerek geçimini sağlıyor.
    Tuzan, taş kırma işçiliğinden, 4’ü kız 10 çocuğundan eğitim öğretim çağındaki 9’unu okutmanın gururunu yaşıyor.

    200-300 kilogramlık taşları kıran Tuzan, 6 senedir taşları kırarak geçimimi sağladığını söyledi. Taşları kırarak ev, bahçe duvarları ve parke taşları olarak kullandıklarını belirten Tuzan, “Son zamanlarda işsizliğin yükselmesi ile beraber taşkıran ustalar fazla olmuş. Bu taşları kırarak duvar örüyoruz, evler güzel bir mimariye sahip oluyor. Bölgemizin mimarisini yansıtıyor. Bu taşlar bölgemize özel sadece İdil ve çevresinde bulunuyor. Taş kırmak çok zor bir iştir. 8 kiloluk balyozlarla sabahtan akşama kadar çalışıyoruz, ekmeğimizi buradan çıkarıyoruz. Bu taşları kırıp şekil verdikten sonra örülen duvara baktığımızda emeğimizin değerini görüyorsunuz. Bilhassa bu yüzden bu mesleği bırakmak dahi istemiyorum” dedi.

  • Çocuklarının kavgasını ayırmak isteyen baba bıçaklandı

    Çocuklarının kavgasını ayırmak isteyen baba bıçaklandı

    K.Ü. (18) ile E.Ü. (21) oturdukları ikamette bilinmeyen bir nedenle kavga etmeye başladılar. Çocukları arasında çıkan kavgayı ayırmak isteyen baba N.Ü. aldığı bıçak darbesiyle yaralandı. Yaralı baba Ulukavak Mahallesi Fatih Caddesi üzerine gelerek 112 Çağrı Merkezini arayarak yardım istedi. İhbar üzerine cadde üzerine 112 sağlık ekibi ve polis ekibi sevk edildi. Yaralı şahıs olay sağlık ekiplerince yapılan müdahalenin ardından Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
    Bıçakla yaralama olayının şüphelisi K.Ü., polis ekiplerince Anadolu 1. Sokak üzerinde yakalanarak gözaltına alındı.

  • Refah operasyonunun engellenmesi çağrısı

    Refah operasyonunun engellenmesi çağrısı

    UNICEF, Gazze’de Gıda Hassasiyeti ve Durum Analizi başlıklı raporunu yayımladı. Raporda, haftalardır yardımın neredeyse tamamen kesildiği Gazze Şeridi’nin kuzeyinde durumun ciddi olduğu belirtildi. Kuzeydeki barınma ve sağlık merkezlerinde yapılan beslenme taramalarında 2 yaşın altındaki her 6 bebekten 1’inin (kuzeydeki çocukların yüzde 15,6’sı) şiddetli yetersiz beslenmeye mücadele ettiğinin tespit edildiği vurgulandı. Çocukların yüzde 3’ünün hayati tehlike oluşturacak şekilde aşırı zayıfladığı, acil tedavi edilmediği takdirde tıbbi komplikasyon ve ölüm riskiyle karşı karşıya olduğu ifade edildi. Verilerin Ocak ayına ait olduğu, bugün durumun daha da vahim olduğu aktarıldı.

    Refah operasyonunun engellenmesi çağrısı

    Yardımın daha fazla olduğu Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Refah kentinde taramalarda ise 2 yaşın altındaki çocukların yüzde 5’inin şiddetli yetersiz beslenmeyle mücadele ettiği tespit edildi. Raporda, “Bu, insani yardıma erişimin gerekli olduğunu ve en kötü sonuçların önlenmesine yardımcı olunabileceğinin açık bir kanıtıdır” ifadeleri kullanıldı. Aynı zamanda Refah’a planlanan kara operasyonunun engellenmesi çağrısı yapıldı.

    “Aç, susuz ve zayıf olan Gazzelilerin çoğu hastalanıyor”

    Gıda, su, sağlık hizmetlerinin endişe verici boyuttaki yetersizliği nedeniyle Gazze Şeridi’nde yetersiz beslenmenin artmaya devam etme riskinin yüksek olduğu ifade edilerek, “2 yaşın altındaki çocukların yüzde 90’ı, hamile ve emziren kadınların ise yüzde 95’i ciddi gıda yetersizliğiyle karşı karşıya. Aç, susuz ve zayıf olan Gazzelilerin çoğu hastalanıyor. Rapor, 5 yaşın altındaki çocukların en az yüzde 90’ının bir veya daha fazla bulaşıcı hastalıktan etkilendiğini ortaya koyuyor. Son 2 haftada yüzde 70’inde ishal görüldü, bu, 2022’deki seviyeye kıyasla 23 kat artışa denk geliyor” denildi.

  • “15 yaşında bir çocuk annesini bırakıp dağa gitmez”

    “15 yaşında bir çocuk annesini bırakıp dağa gitmez”

    3 Eylül 2019 tarihinde farklı kentlerden Diyarbakır’a gelerek oturma eylemi başlatan aileler, bin 631 gündür HDP il binasının önünde evlatları için nöbet tutuyor. Çocuklarının kandırılarak dağa kaçırıldığını iddia eden aileler, evlatlarını alana kadar HDP önünden bir yere ayrılmayacaklarını vurguluyor.
    Batman’dan Diyarbakır’a gelen Remziye Yenidoğan, 11 sene önce evladı Yunus’un fırında çalışırken HDP ve PKK’lılarca kandırılarak dağa götürüldüğünü ileri sürdü. Yenidoğan, çocuğuna ‘teslim ol’ çağrısında bulunarak, “Oğlum 11 sene önce Batman’da fırında çalışırken kandırılarak dağa götürüldü. Daha 15 yaşındaki çocuğu kandırarak götürdüler. Oğlumun 15 yaşında ne iradesi olur da dağa gider. Kendi iradesiyle 15 yaşında bir çocuk annesini bırakıp dağa gitmez. Çocukları kandırıp götürüyorlar. 25 yaşındaki gençleri niye kandıramıyorlar? Bizim çocuklarımızın eline ise silah, bomba verip askerimize polise karşı kullandırtıyorlar. Evladıma çağrım; polis, asker gördün mü kaç gel oğlum. O yılanlara güvenme, devlet güçlerimize sığın” dedi.
    Evlat nöbetindeki ailelerden Rahime Taşçı ise, Kars’ta kandırılarak dağa götürülen 15 yaşındaki oğlu Faruk için evlat mücadelesine kararlılıkla devam edeceğinin altını çizdi.
    Çocuğundan 10 senedir haber alamadığını söyleyen Taşçı, “Kars’tan Diyarbakır’a evladım için geldim. 5 senedir Diyarbakır anneleri olarak eylem yapıyoruz. 10 senedir ben oğlum Faruk’u görmemişim. Sağ mı ölü mü bilmiyoruz. Evladım 15 yaşındayken kandırılarak dağa götürüldü. Şu an evladım 25 yaşında. Oğlum artık gel, kardeşini tek bırakma. Buradan evladımı alana kadar bir yere ayrılmayacağım” ifadelerine yer verdi.