Etiket: çocuk

  • “Binlerce çocuğa kanser tanısı konuyor”

    “Binlerce çocuğa kanser tanısı konuyor”

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hamdullah Cem Kaçmaz, çocukluk çağında görülen kanser vakaları hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Kaçmaz, kanserin tek bir hastalık olmaktan ziyade çocukluk çağında yaş ve görülme yeri açısından yelpazesi geniş, tedavi ve yönetimi farklılıklar gösterebilen kronik bir hastalık olduğunu kaydetti. Erişkin yaştaki kadar sık görülmese de kanserin çocukluk çağında da görülebildiğini ifade eden Kaçmaz, “Günümüzde tüm kanserlerin yüzde 0,5 ile yüzde 2’lik kısmı 15 yaş altında görülmektedir. Ülkemizde her yıl yaklaşık 3 bin çocuk kanser tanısı almaktadır” dedi.

    Ailevi yatkınlık ve çevresel faktörler önemli rol oynuyor

    Kanser sürecinde ailevi yatkınlıkların ve çevresel faktörlerin önemli rol oynadığını vurgulayan Uzm. Dr. Kaçmaz, “Kanser oluşum mekanizmasında anormal ve kontrolsüz şekilde hücre çoğalması söz konusudur. Hala araştırılmakla beraber en yaygın kabul edilen görüş tümör baskılayıcı genlerin etkisizleşmesi; tümör yapıcı genlerin ise aktif hale gelmesidir. Bu süreçte ailevi yatkınlıklar ve çevresel faktörler önemli rol oynamaktadır. lyonizan radyasyon, ultraviyole, bir takım kimyasallar, enfeksiyona yola açan bazı virüsler, ağır metaller, petrokimya ürünleri, solvent çözücüler, pestisitler gibi birçok etkenin farklı kanser tipleri için risk oluşturduğu belirlenmiştir. Ayrıca çocukluk çağı kanserleri, tutulum yeri açısından farklılıklar gösterebiliyor. 5 yaş altında daha çok embiyolojik kökenli tümörler ve iç organların kanserleri görülürken; 5 yaş üzerinde lösemi ve daha ileri yaşlarda ise lenfomanın daha sıklıkla görülebiliyor” diye konuştu.

    “Kanser, birçok hastalığı taklit edebilir”

    Çocukluk çağı kanserlerinde belirli keşifler ile kanserin tutulum yerine göre değişim gösterebileceğini, bu açıdan bakıldığında başvuru şikayeti olarak kanserin birçok hastalığı taklit edebileceğini belirten Dr. Kaçmaz, “Genel anlamda kilo kaybı, düşkünlük, kemik ağrıları, nedeni açıklanamayan ateş, cilt, mukoza, burun kanamaları veya kolay morarma, eklem şişliği gibi bulgular kanserlerde sık görülen şikayetlerdir. Bununla birlikte organ tutulumlu kanser türlerinde tutulan organa bağlı olarak baş ağrısı, fışkırır kusma, bilinçte bozulma, görme/konuşma bozuklukları, nöbetler, diş eti şişliği, bölgesel kitleler gibi daha özgül bulgular da görülebilir” şeklinde konuştu.

    “İyileşme oranı, erişkin kanserlerine oranla daha yüksek”

    Erişkinde olduğu gibi çocuklarda da kanserlerin tek tip tedavisi bulunmadığını ve erişkinlere oranla çocuklarda iyileşme oranının daha yüksek olduğunu dile getiren Kaçmaz, “Tedavi türü her hastaya özel planlanmaktadır. Tümörün türü, yeri, yaygınlığı ve hastanın yaşı gibi birçok etken göz önünde bulundurularak tedaviye karar verilmektedir. Başta kemoterapi ve radyoterapi olmak üzere bazı kanser türlerinde gerektiğinde kemik iliği nakli, organ nakli veya cerrahi yolla tedavi uygulanmaktadır. Erişkin kanserlerine oranla çocukluk çağı kanserlerinde kür denilen tam iyileşme oranının daha yüksek olduğu görülmüştür” ifadelerini kullandı.

    “Ailelere ve doktorlara önemli görevler düşüyor”

    Hastalık hakkında toplumsal bilincin artırılması ve çevresel risk faktörlerinin azaltılması ile bazı kanser türlerinden korunmanın ve sıklığını azaltmanın mümkün olabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Hamdullah Cem Kaçmaz, ”Genetik temelli kanser türleri başta olmak üzere erken tanı ve tedaviye erken başlanmasının sağ kalımı ve tam iyileşme oranlarını artırdığı görülmüştür. Bu açıdan ailelere ve çocukları muayene eden doktorlara öncelikli görev düşmektedir. Özellikle sigara maruziyeti başta olmak üzere çevresel risklerin tanınarak en aza indirilmesi ve çocuğun korunması aile tarafından sağlanmalıdır. Kanser tanısı almış çocukların takip, tedavi ve enfeksiyon kontrollerinin iyi şekilde sağlandığından emin olunmalıdır. Hekim boyutunda ise kanserin her türlü hastalığı taklit edebilen bulgulara sahip olduğu, açıklanamayan bulgular ve klinik bir şüphe varlığında ileri araştırmanın veya yönlendirmenin gerekliliği tüm hekimlere göz önünde bulundurulmalıdır” dedi.

  • Çocuklarda yüksek ateşe dikkat

    Çocuklarda yüksek ateşe dikkat

    Gaziantep Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Korkmaz, ateşin önemsenmesi gerektiği konusunda uyardı. Dr. Korkmaz, “Çocukların büyük kısmında zaman zaman ateş yüksekliği görülebilir genellikle ateş çocuklar için tehlikeli değildir. Hatta bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşmasına yardımcı olduğu için yararlıdır. Çocuklarda ateş genellikle enfeksiyondan kaynaklanır ateş bağışıklık sistemini enfeksiyonla savaşmaya teşvik ederek vücuda yardımcı olur ayrıca çocuklarda ateşin bir nedeni de aşırı giydirmedir. Bebekler, özellikle de yeni doğanlar aşırı giydirildiklerinde, battaniyeye sarıldıklarında veya sıcak bir ortamda tutulduklarında ateşleri yükselebilir. Çocuklarda aşı yapılması da ateş nedeni olabilir. Bebekler ve çocuklar bazen aşı olduktan sonra yaklaşık bir gün süren hafif bir ateş yükselmesi gösterebilirler. Diğer bir neden olan diş çıkarma da vücut ısısında hafif bir artış olabilir, ancak 37.8 derece üstü pek yükselme görünmez. Genel durumu iyi olan, sağlıklı çocukların büyük kısmında ateş ciddi değildir. Ama üç aylıktan küçük bebekler ve başka bir sağlık sorunu olan çocuklarda ateş ciddiye alınmalı ve doktora başvurulmalıdır. Çocuklarda ateş eğer, bebek üç aylık veya daha büyükse, genel durumu iyi, beslenmesi bozulmamış, deri rengi normal ise büyük ihtimallerde ciddi olmayabilir” ifadelerini kullandı.

    “Ateşte bu belirtilere dikkat”

    Çocuklarda ateş yükselince farklı davranışlar sergileyeceklerini belirten Dr. Korkmaz, “Ateşi yükselen çocuklar huysuz veya normalden daha sakin olabilirler. Nefes alma vermeleri sıklaşır normalden hızlı kalp atışı gözlenir. Çocuklarda ateş olunca titreme ve üşüme veya terleme gözlenir. Yanakları kızarır. Bu belirtilerden herhangi biri varsa, çocuğunuzun gerçekten ateşi olup olmadığını öğrenmek için ateşini ölçmek gerekir. Ateş durumunda hemen doktora acile başvurmaya genellikle gerek yoktur. Doktora başvuru, çocuğun yaşına, hastalığına ve başka belirtilerin olup olmadığına bağlıdır. Bebek üç aydan küçük ve sıcaklığı 39’den yüksek olan üç aylık veya daha büyük her yaşta ancak kanser veya orak hücre hastalığı gibi sağlık sorunu olan çocuklar mutlaka doktora götürülmelidir. Üç aylık veya daha büyük bir çocukta, sıvıları reddetme hasta görünüm şiddetli ishal veya tekrarlanan kusma, uyku hali, üç günde uzun süren ateş, varsa doktora başvuru gereklidir“ dedi.

    “Ateşi olan çocuklara ilk müdahale önemli”

    Ateşli çocuklara ilk müdahalenin önemli olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Halil Korkmaz, ”Çocuklarda ateş yüksekliği varsa hafif giysiler giydirilmeli, hafif bir çarşaf ile örtülmelerini sağlamak gerekir. Ağır giysiler ve battaniyeler vücudun soğumasını engelleyebilir ve bu da çocuğunuzun rahatsız olmasına neden olabilir. Odayı da rahat edebileceği bir sıcaklıkta tutmak gerekir. Eğer çocuk hala anormal bir şekilde oyun oynuyor, su içiyorsa ve ağrısı yoksa herhangi bir tedaviye gerek yoktur. Ateş yüksekliği rahatsızlık veriyor ve çocuk sıvıları iyi içmiyorsa ateş düşürücü ilaç vermek gerekir. Üç aydan küçük bebeklere doktor tavsiyesi olmadıkça ateş düşürücü ilaç verilmez. Ateş düşürmek için bol sıvı vermek, fiziksel soğutma, ılık su ile banyo önerilir. Soğuk su olmaz, ateş düşürmek için kolonya ve alkol kullanılmaz. Vantilatör ile soğuk hava, ılık kompres iyi gelebilir” diye konuştu.

  • Büyükler kirletti, çocuklar temizledi

    Büyükler kirletti, çocuklar temizledi

    Avrupa Çevre Ajansı girişimi olan Deniz Çöpü İzleme Programı kapsamında 7 Şubat’ta Bodrum Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü ve Türkiye Çevre Eğitim Vakfı Muğla Şubesi iş birliğinde Yalı Mahallesi Gerenkuyu Halk Plajında temizlik çalışması gerçekleştirildi.

    Temizlik etkinliğine TÜRÇEV Muğla ubesi üyeleri, Bodrum Belediyesi Destek Hizmetleri ve Temizlik İşleri Müdürlüğü personeli ile Saliha Veysel Oktay Ortaokulu’ndan öğrenciler katıldı. 200 metre kıyı şeridi uzunluğunda gerçekleştirilen plaj temizlik çalışması yaklaşık 1,5 saat sürdü. Çalışmalarda toplanan atıklar ayrı ayrı kategorize edilerek toplandı. Öğrencilere atıklarla alakalı bilgiler verildi. Belirlenen alanın izlenmesi ve veri devamlılığının sağlanabilmesi için uygulama alanı koordinatları kayıt altına alınırken toplamda 11,6 kg, 1053 parça çöp toplandı.

    Program kapsamında aynı bölgede yılda dört kez yapılan çalışmayla deniz çöpü sorunuyla mücadele etmek amaçlanıyor.

  • Ailesi PUBG oynamasına izin vermediği için kendini vurdu

    Ailesi PUBG oynamasına izin vermediği için kendini vurdu

    Olay, Samsun’un Vezirköprü ilçesinin Sarıdibek Mahallesi’nde dün akşam saat 21.00 sıralarında meydana geldi.

    İddiaya göre, 12 yaşındaki E.C., internette şiddet içeren PUBG (Papçi) adlı oyunu oynamasına ailesi izin vermeyince evlerinde yatak odasına geçip burada tabancayla kendini kafasından vurdu.

    Silah sesi üzerine yatak odasına koşan ailesi çocuklarını kanlar içinde buldu. Vezirköprü Devlet Hastanesine kaldırılan çocuk, ilk müdahalesinin ardından Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi.

    Çocuğun yolda ambulansta kalbi durunca sağlık ekipleri çocuğu en yakın Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdü. Burada müdahalenin ardından duran kalbi çalıştırılan çocuk, doktor gözetiminde OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesine götürüldü. Yaralı, yoğun bakım servisinde tedavi altında alınırken, sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

    Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Yasak aşktan dünyaya gelen çocuklarını öldürdü

    Yasak aşktan dünyaya gelen çocuklarını öldürdü

    İskenderun ilçesinde yaşayan ve 7 aylık hamile olan 33 yaşındaki Selma Abacı ve çocukları; 2 yaşındaki Sait Kerim Abacı ve 1 yaşındaki Hamza Azat Abacı’dan haber alınamaması üzerine JASAT ekipleri Turgay K.’yı fiziki olarak takibe aldı. Dedektif gibi iz süren ekipler, takip sonrası şüpheli şahsı gözaltına aldı. JASAT ekiplerinin başarılı sorgu çalışması sonucu Turgay K., hamile anne ve 2 çocuğu öldürdüğünü itiraf etti.

    Jandarma ekipleri, şahsın cesetleri bıraktığını söylediği bölgeye giderek yaptığı aramada hamile anne ve 2 çocuğun cansız bedenleri Bitişik Mahallesi Demen Yaylasında çukura gömülmüş halde bulundu. Av tüfeğiyle vurulduğu tespit edilen cesetler, olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı çalışma sonrası morga kaldırıldı.
    Öte yandan katil zanlısı Turgay K.’nın, Selma Abacı ile yasak ilişki yaşadığı ve öldürdüğü 2 çocuğun babası olduğu ortaya çıktı. Kan donduran detayların odağındaki katil zanlısının jandarmadaki işlemlerinin sürdüğü öğrenildi.

  • Unutulmaya yüz tutan masal geleneği

    Unutulmaya yüz tutan masal geleneği

    Türkiye’de eşine az rastlanan sınıf Erzincan’da yoğun ilgi görüyor. Kentteki çeşitli anaokulundan öğrenciler Masal Atölyesi Sınıfına gelerek üniversiteli ağabey ve ablalarından masal dinliyorlar. Hem ders görüp hem de minikleri sevindiren üniversite öğrencileri ise bu durumdan bir hayli mutlu oluyorlar.
    Masal dinleyen minikler çok güzel olduğunu ifade ederek büyüklerinden masal dinlemenin hoşlarına gittiğini belirttiler.
    Masal Atölyesi Sınıfından çıkan anaokulu öğrencileri daha sonra EBYÜ Çocuk ve Oyun Kulübü öğrencilerinin koridorda kurduğu oyun stantlarında bolca neşeli vakit geçiriyorlar.
    EBYÜ Çocuk ve Oyun Kulübü Başkanı Ayşenur Çiydem, temel eğitim öğrencileri olarak çocuklarla buluşmak, onlarla etkinlik yapmak ve güzel anılar bırakmak istediklerini ifade etti.
    Çocuk ve Oyun Kulübü Akademik Danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Fulya Ezmeci’de, “Okul Öncesi Anabilim Dalı olarak Çocuk ve Oyun Kulübünü kurduk. Neden çocuk oyunu? Çünkü çocuk oyunla büyür. İnsan oyunla çocuk kalır. İnsan doğumundan ölümüne kadar hep oyun oynar. Ama bu çocuklukta biraz daha farklı. Çocuğu geliştirir, eğlendirir, geleceğe hazırlar. O yüzden Çocuk ve Oyun Kulübünü kurduk.” dedi.
    EBYÜ Eğitim Fakültesi, Temel Eğitim Bölümünden Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt’ta, “Ben çocuk edebiyatı alanında çalışmalar yapıyorum. Derslerde bizim öğrencilerimiz 2000 ve 2000 sonrası doğumlu öğrenciler. Hep sorarım masal dinleyip büyüyen var mı içerinizde. Maalesef çok az parmak kalkıyor sınıfta. Bir, iki, bazen hiç. Masal geleneğinin devam etmesini bizde düşünüyoruz. Hem kendilerinin gelişimi açısından hem de öğrencilerine bilinçsel, dilsel, konuşma becerisi açısından çok büyük katkısı olduğunu ve bizim değer aktarımını sağlayan önemli ürünler bunlar. Buradan hareketle seçmeli bir ders açtık. 3 dönemdir devam ediyor. Kendi öğrencilerimizin çok ilgisi var. Keyifle katılıyorlar. Beraberinde tabi bunlar ekran çocukları. İnteraktif masal anlatıcılığı yapıyoruz birazda. Farklı olarak çocukları da, dinleyenleri de işe dahil ediyoruz. Sonrasında ilimizden de anaokulundaki öğrenciler buraya gelip bizlerden masal dinlemek istediklerini belirttiler. Böylede bir katkımız var şehrimize. Öğretmen adayları da burada birebir öğrendiklerini uygulama fırsatı buluyorlar. Bu şekilde süreç ilerliyor.” diye konuştu.

  • ‘Çocuklar öpücük hastalığına karşı korunmalı’

    ‘Çocuklar öpücük hastalığına karşı korunmalı’

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Öztürk, öpücük hastalığına yol açan Epstein-Barr virüsü (EBV) hakkında açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Öztürk, yakın temas, öpüşme ve sık kucaklaşmanın neden olduğu bu virüsün başta kanser olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkartabildiğini söyledi.

    “Bağışıklık sistemi güçlendirilerek korunulabilir”

    Epstein-Barr virüsünün, Herpesviridae ailesinden bir virüs olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Emre Öztürk, “İnsanlarda enfeksiyona neden olan bu virüs, genellikle çocukluk veya genç yetişkinlik döneminde bulaşır ve gneellikle ‘kissing disease’ veya ‘mononükleoz’ olarak bilinen öpücük hastalığına yol açar. Ateş, boğaz ağrısı, yorgunluk ve iştahsızlık gibi belirtilerle kendini gösterir. Virüs, özellikle tükürük yoluyla temas, öpüşme, paylaşılan içecek veya yiyecekleri kullanma gibi yakın temaslar sonucunda yayılabilir. Kişisel hijyen, öpüşme ve yakın temastan kaçınma, bağışıklık sistemini güçlendirerek EBV enfeksiyonundan korunabilirsiniz” diye konuştu.

    “Damlacık yoluyla bulaşır”

    EBV’nin, damlacık yoluyla bulaşan bir hastalık olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Öztürk, “EBV’de özellikle tükürük yoluyla bulaşan enfeksiyonlar sık görülür. Virüs, özellikle damlacık yoluyla temas, öpüşme, paylaşılan içecek veya yiyecekleri kullanma gibi yakın temaslar sonucunda yayılabilir. Epstein-Barr virüsü enfeksiyonunun yaygın bir belirtisi öpücük hastalığıdır. Bu durum ateş, boğaz ağrısı, lenf bezlerinde şişlik, yorgunluk ve genellikle karaciğer ve dalak büyümesi ile karakterizedir. Mononükleoz genellikle kendiliğinden iyileşen bir hastalıktır, ancak bazı durumlarda dinlenme ve belirtileri hafifletmek için ilaçlar gerekebilir” ifadelerine yer verdi.

    “Ömür boyu sessiz de kalabilir”

    Epstein-Barr virüsünün, Hodgkin lenfoması, Burkitt lenfoması, nazofarenks kanseri ve diğer bazı kanser türleriyle ilişkilendirildiğinin altını çizen Uzm. Dr. Öztürk, “Çoğu insan EBV ile enfekte olmasına rağmen, bu kanser türlerinin sadece küçük bir yüzdesi EBV enfeksiyonu sonucunda gelişir. Epstein-Barr virüsü, bir kez enfekte olan bir kişide ömür boyu latent (sessiz) bir enfeksiyon oluşturabilir. Bu, virüsün belirli bir dönemde aktif hale gelerek hastalığa neden olabileceği anlamına gelir. EBV enfeksiyonlarının çoğu hafif ve kendiliğinden iyileşir, ancak bazı durumlarda ciddi sorunlara yol açabilir. Herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşan kişilerin bir sağlık uzmanına danışmaları önerilir” şeklinde konuştu.

    Bulaşı önlemek için alınabilecek önlemler

    Uzm. Dr. Öztürk, Epstein-Barr virüsünün (EBV) bulaşmasını önlemek için bazı önlemler alınması gerektiğine dikkat çekerek, korunmak için dikkat edilmesi gereken unsurları şu şekilde sıraladı:
    “Kişisel hijyen: Elleri sık sık yıkamak, özellikle yemek hazırlamadan veya yemekten önce, tuvalet kullanıldıktan sonra ve burun, ağız veya gözleri temas ettikten sonra, EBV ve diğer enfeksiyonlardan korunmada önemlidir.
    Öpüşme ve yakın temastan kaçınma: EBV, genellikle tükürük yoluyla bulaşır. Bu nedenle, hastalığı olan kişilerle yakın teması sınırlamak ve özellikle enfekte kişilerle öpüşmekten kaçınmak enfeksiyon riskini azaltabilir.
    Hijyenik alışkanlıklar: Kişisel eşyaların paylaşımını en aza indirgemek, özellikle bardaklar, tabaklar, çatal-bıçaklar, havlu ve diş fırçaları gibi öğelerin paylaşımını önlemek EBV ve diğer enfeksiyonların yayılmasını engelleyebilir.
    Bağışıklığı güçlendirmek: Güçlü bir bağışıklık sistemi, vücudu enfeksiyonlara karşı daha dirençli hale getirebilir. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek, dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, yeterince uyumak ve stresten kaçınmak önemlidir.
    Hastalıklı kişilerle temastan kaçınma: EBV enfeksiyonu veya mononükleoz teşhisi konmuş kişilerle teması sınırlamak önemlidir. Bu kişilerle temas etmek zorunluysa, hijyenik önlemler alınmalı ve enfekte olmuş eşyaları kullanmaktan kaçınılmalıdır.
    Aşılar: EBV enfeksiyonuna karşı spesifik bir aşı bulunmamaktadır. Ancak, bazı ülkelerde bu önlemler EBV enfeksiyonundan korunmada yardımcı olabiliyor, riski tamamen ortadan kaldırmıyor.”
    Uzm. Dr. Emre Öztürk, enfeksiyondan kaçınmak için her zaman dikkatli olmak ve temel hijyen uygulamalarına dikkat etmenin önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

  • 7 ameliyat sonrası kulağı çürüdü

    7 ameliyat sonrası kulağı çürüdü

    Denizli’de yaşayan Öz ailesi doğuştan bir kulak kepçesi kapalı olan 4 yaşındaki Kaan Batu Öz’ü ameliyat ettirmek için Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hastanesine getirdi. Burada hastanenin Plastik Cerrahi Bölümünde Doktor Öğretim Üyesi Salih Kavuncu tarafından ameliyata alındı. Küçük çocuk vücudunun 5 farklı bölümünden alınan parçalar ile 7 defa ameliyat edildi. Ancak çocuğun kulağı ameliyatlar sonrası çürüdü. Öz ailesi ise bunun üzerine CİMER ve savcılığa başvurarak hem doktor hem de hastane hakkında şikayetçi oldu. Aile ayrıca doktorun kendilerinden kıkırdak alınacağını söyleyip 59 bin TL para aldığını ve bu parayı da bankadan Yusuf isimli bir şahsın üzerine gönderdiklerini dile getirdi. Aile ayrıca bununla ilgili de şikayetçi olacaklarını dile getirdi.

    “Çocuğum 7 defa ameliyat oldu”

    Küçük çocuğun annesi Memnune Öz, çocuğunun ameliyatlar sonrası psikolojisinin bozulduğunu kaydederek, ayrıca hastanede kaldıkları 2 aylık süre boyunca ekonomik sıkıntıya da düştüklerini dile getirdi. Anne Öz, “1 Aralıkta hastaneye geldik. Dr. Salih Kavuncu doğuştan sol kulağı bitişik olan çocuğumun ameliyatına ‘ben yaparım en fazla 3 ameliyatta bitiririm’ dedi. Bunları söyleyerek çocuğumu sürekli ameliyata aldı. Çocuğum 7 defa ameliyat oldu. Ameliyatlarla ilgili hiçbir zaman bize doğru dürüst bir açıklama yapılmadı. Kulakta bir açıklık ve enfeksiyon var, son şekilde verip bizi taburcu edeceklerini söylediler. Operasyonlar güzel geçti diye bizi oyaladılar” dedi.

    “Doktorlar ve hemşireler alaya alır gibi ‘çocuğun oyun yapıyor’ diyorlar”

    Ameliyatlar için küçük çocuğun vücudunun 5 farklı noktasında parça alındığını kaydeden anne Öz, “Çocuğumun 2 kasığı, sağ kulak arkası, kafasından ve göğsünden parça alındı. Çocuğumun kulağı çok kötü durumda eski hali daha güzeldi. Doktor mahvetti çocuğumu, yarım bıraktılar, çocuğumu sakat bıraktılar. Çocuğum psikolojik açıdan mahvoldu, hiçbir şey yemek istemiyor. Doktorlar ve hemşireler alaya alır gibi ‘çocuğun oyun yapıyor’ diyorlar. 4 yaşındaki bir çocuk ne anlar oyundan” diye konuştu.

    “Kulağı çürümüş, geri kesiyoruz’ dediler, bizim başka hastaneye gidecek paramız bile yok”

    Küçük çocuğun dedesi Mehmet Koç ise kendilerinden 59 bin TL para istediklerini ve bununla da malzeme getirteceklerini söylediklerini ve kendilerinin de bu parayı ödediklerini dile getirdi. Koç sonrasında yaşananları şöyle anlattı:
    “Çocuğun ilk ameliyatı yaklaşık 10 saat sürdü. İkinci ameliyat 8, üçüncü ameliyat ise 6 saat sürdü. Altıncı ameliyatta ise doktor ‘ben yapamam, kulağı çürümüş, geri kesiyoruz’ dedi. Bize sonra ‘2-3 yıl ameliyat yapılamaz’ dediler. Peki, yapılamaz ise neden ameliyat ettiler? Kızım Denizli’de oturuyor, durumları da şuanda çok kötü. Çevreden gelen ve SYDV’nin yardımları ile ayakta duruyorlar. Şuanda bizim başka hastaneye gidecek paramız bile yok.”
    Konu ile ilgili hastane yönetiminden ise yazılı bir açıklama yapılacağı belirtildi.

  • Morgda bularak hayata döndürdüğü çocuğu bir yıldır arıyor

    Morgda bularak hayata döndürdüğü çocuğu bir yıldır arıyor

    Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde Hatay’ın İskenderun ilçesinde öldü diye morga konulan bebeğin yaşadığını gören ve yeniden acil servise götürerek hayata döndüren Ahmet Vurgun, bir senedir çocuktan bir iz bulabilmek için uğraşıyor. Çocuğun anne ve babasının hayatını kaybettiğini öğrendiğini belirten Ahmet Vurgun, “Ben enkazda çalışırken enkazdan genç bir çocuk aldım hastaneye götürmeye çalışıyordum. Çocuk ne yazık ki yolda hayatını kaybetti. Hastaneye götürdüm hastanede çok kötğ bir görüntü vardı. O günleri Allah bir daha yaşatmasın. Ben de o genç arkadaşı hastanenin morguna götürdüm. Çok fazla cenaze vardı. En çok dikkatimi çeken bebek cenazeleriydi. Benim bulduğum çocuk da öldü diye oraya konmuştu üzerinde başka cenazeler vardı. Rabbim bana görmeyi nasip etti. Parmağının oynadığını gördüm. Hemen aldım çocuk nefes alıyordu. Kolunda serum iğnesi vardı. Belli ki daha önce müdahale edilmiş. Ben aldım hemen acile götürdüm. Kalp masajı yaptılar çocuk hayata döndü. Sonra çocuğu yoğun bakıma aldılar. Ben yarım saat bekledim. Bana ailesi misin diye sordular. Yok dedim bana durumunun iyi olduğunu söylediler. Bana soran hemşireye nasıl bulduğumu anlatınca ağlamaya başladı. Ben çocuğu bir daha bulamadım o zamandan bu yana hastaneye gidiyorum çocuğun öğrendiğim kadarıyla annesi babası da vefat etti. Çocucğu çok merak ediyorum üzerinden tam bir yıl geçti. Hala bir ümit karşılaşırız diye bekliyorum. Ben onu bulsaydım evlatlık alırdım. Acı büyük tarifi yok. Biz de bir yıldır konteynerde yaşıyoruz bizim de evimiz yıkıldı. Bir ümit onu bekliyorum ben belki birileri anlatır ileride kendisine ya da haberleri büyüyünce görür ben kendisini çok merak ediyorum. Rabbim böyle acıları bir daha yaşatmasın. Acının tarifi yok” diye konuştu.

  • Otobüsün çarptığı çocuk ağır yaralandı

    Otobüsün çarptığı çocuk ağır yaralandı

    Kaza, merkeze bağlı Ali Rıza Septioğlu Bulvarı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, M.Y. idaresindeki 23 EB 992 plakalı halk otobüsü, karşıya geçmeye çalışan 14 yaşındaki H.B.’ye çarptı. Çarpmanın etkisiyle çocuk ağır yaralandı.

    Haber verilmesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı çocuk Fethi Sekin Şehir Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
    Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.