Etiket: çocuk

  • Bursa’da taksi şoförünü bıçaklayan çocuk serbest kaldı

    Bursa’da taksi şoförünü bıçaklayan çocuk serbest kaldı

    Olay, geçtiğimiz gün merkez Yıldırım ilçesine bağlı Kurtuluş Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, Halil İbrahim Acar, yol üzerinden müşteri olarak aldığı 15 yaşındaki Ç.K. ile ücret konusunda tartışmaya başladı. İkili seyir halindeyken bir anda kavgaya tutuşunca, Ç.K. taksi şoförü Acar’ı boynundan bıçakladı. Durumu gören çevredekiler hemen yaralı taksicinin yardımına koşarken, Ç.K. ise olay yerinden koşarak kayıplara karıştı.

    İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı şoförü Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırdı. Tedavinin ardından Acar taburcu olurken, polisin yaptığı çalışmayla Ç.K., evinde gözaltına alındı.

    Çocuk Şube Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Ç.K., çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest kaldı.

  • Çocuk ailesi tarafından otobüste unutuldu

    Çocuk ailesi tarafından otobüste unutuldu

    Olay, 1 Aralık Cuma günü akşam saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 8 yaşındaki Yusuf A. isimli çocuk ailesiyle birlikte Esenler otogarında 76O Avcılar-Otogar hattında çalışan İETT otobüsüne bindi. Koltuğa oturan küçük çocuk bir süre sonra uyudu. İETT Otobüsü İkitelli durağına geldiğinde küçük çocuğun ailesi küçük çocuğu otobüste bırakarak indi.

    Aile bir süre sonra çocuklarını otobüste unuttuklarını fark ederek telaşlandılar. Çocuğun otobüste tek olduğunun ve uyuduğunun fark edilmesi üzerine polis ekiplerine ihbarda bulunuldu. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri küçük çocuğu alarak emniyete götürdü. Polis ekipleri ailesine ulaşarak haber verdi. Ailesi emniyete gelerek çocuklarını teslim aldı.

  • Depremzede çocuklar fidan dikti

    Depremzede çocuklar fidan dikti

    Türkiye İzcilik Federasyonunca düzenlenen Asrın Dayanışması Yaz İzcilik Kampına katılan depremzede çocuklar, Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneğinin (ÇEKUD) koordinasyonuyla deprem sonrası gösterilen yardımseverlikten dolayı tüm Türkiye’ye teşekkür etmek için elleriyle tohum toplarını üretti. Kampa katılan depremzede öğrencilerle, temel izcilik eğitiminin yanı sıra kurulan atölyede kurutulan tohum topları, her bir şehre 1000 adet olacak şekilde ülkenin tüm kentlerine gönderildi.

    Bu çerçevede Mersin’e gönderilen 1000 akasya tohum topu ile 1000 fidan, Orman Bölge Müdürlüğü, Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği İl Temsilciliği ve Türkiye İzcilik Federasyonu temsilcilerinin katılımı ile Kuyuluk Ağaçlandırma Sahasında yapılan etkinlikle, depremzede öğrencilerle birlikte toprakla buluşturuldu.
    Etkinliğe Mersin Orman Bölge Müdürü Mustafa Yalçın, ÇEKUD İl Temsilcisi Cevdet Akkaymak, dernek üyeleri ve Türkiye İzcilik Federasyonu üyelerinin yanı sıra öğrenciler katıldı.

  • “Ortak görevimiz çevresel güvenliği sağlamaktır”

    “Ortak görevimiz çevresel güvenliği sağlamaktır”

    Rusya’nın başkenti Moskova’da Hazar ülkelerinin Dışişleri Bakanları toplantısına ev sahipliği yaptı. Toplantıda Azerbaycan, Rusya, Türkmenistan, Kazakistan ve İran’ın Dışişleri Bakanları bir araya geldi. Toplantıda konuşan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, “Hazar Denizi, bu denize kıyısı olan ülkelerin 270 milyondan fazla insanının ortak mirası, dostluk merkezi, iyilik ve bereket kaynağıdır. Bu değerli mirası gelecek nesillere aktarmaya çalışmalıyız” dedi. Abdullahiyan, “Hazar Denizi, kuzey ile güney, doğu ile batı koridorları arasındaki bağlantıdır. Hazar Denizi’nde güvenlik ayrılmaz bir olgudur ve bunun sürdürülmesinde hepimize görev düşüyor. Beşli işbirliği süreci hızlandırılmalıdır. Tek taraflı eylemlerin durdurulması lazım. Hazar Denizi’ndeki tüm işbirliği alanlarını yönetebilecek ve denetleyebilecek bir sekretarya veya organizasyonun oluşturulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    “İsrail’in uluslararası mahkemede yargılanması gerekiyor”

    İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçları nedeniyle uluslararası mahkemelerde yargılanması gerektiğini belirten Abdullahiyan, Hazar Denizi’ne sınırını olan ülkelerin İsrail aleyhinde alacağı kararların önemli olduğunu söyledi. Abdullahiyan, “İsrail’e yakıt sağlama ve ürün gönderme gibi ticari faaliyetler sonlandırılmalı. İsrail ürünleri boykot edilmeli. Filistin halkı ile dayanışma için en azından bu adımlar atılabilir” dedi.

    “Gazze’de yaşananlar trajedi ve insani felakete dönüştü”

    Hamas’ı Filistin halkının kurtuluş hareketi olarak gördüklerini belirten Abdullahiyan, Filistin direnişini ve başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını desteklediklerini söyledi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının bölge için tehdit oluşturduğunu kaydeden Abdullahiyan, “Güvenlik, ülkeleri birbirine bağlayan önemli bir unsur. Dünyanın başka bir noktasında yaşanan olumsuz gelişmeler diğer ülkeleri de etkiliyor. Gazze’de yaşananlara bu pencereden de yaklaşabiliriz. Siyonist İsrail rejiminin Gazze’ye yönelik ikinci saldırıları acımasız bir şekilde devam ediyor. Gazze’de yaşananlar bir ‘kriz’ olmaktan çıkarak büyük bir ‘trajedi’ ve ‘insani felakete’ dönüştü. Tüm dünya Gazze’deki ateşkesin kalıcı olmasını beklerken, Siyonist rejim içeride ve dışarıdaki baskılara rağmen ateşkesi ihlal ederek savaş suçu işlemeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.

    “Çocuklara karşı işlenen suçlarda İsrail ilk sırada yer alıyor”

    İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında 16 binin üzerinde sivilin hayatını kaybettiğini belirten Abdullahiyan, “Çocuklara karşı işlenen suçlarda İsrail ilk sırada yer alıyor. Ne bölgede ne de dünyanın başka yerlerinde hiçbir terör örgütünün tarihinde bu kadar çocuk cinayeti kaydedilmedi. İsrail’in savaş suçlarının ispatı için bu kadar sivil insanın ölümü yeterli değil mi? Uluslararası toplum hala bu katliam ve soykırımı izlemeye devam mı edecek?” şeklinde konuştu.

    Nurtleu: “Ortak görevimiz çevresel güvenliği sağlamaktır”

    Kazakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Nurtleu ise, Devlet başkanlarının Hazar’da askeri faaliyetler alanında güven artırıcı önlemler anlaşmasına ilişkin talimatın yerine getirilmesinin geciktiğini belirterek “Kazakistan, taraflarca üzerinde mutabık kalınan niceliksel ve niteliksel sınırlarla denizde silah kontrol mekanizmasının oluşturulması gerekliliğinden hareket ediyor. Gelecekte silahlanma yarışını engellemek amacıyla anlaşma taslağında somut ve açık güven artırıcı önlemlerin belirtilmesini öneriyoruz. Kazakistan, bu bağlamda gelecek yılın başında taslak anlaşmaya ilişkin üçüncü tur görüşmeleri düzenlemeye hazır” dedi.
    Nurtleu, Hazar Denizi’nin hukuki statüsüyle ilgili Aktau Anlaşmanın yürürlüğe girmesinin önemli hedeflerden olduğuna dikkati çekerek, “Bildiğiniz üzere Aktau Anlaşmasının onaylanmasının bir şartı doğrudan temel çizgilerin belirlenmesine yönelik metodoloji üzerinde 5 tarafın mutabık kalmasıdır. Bu aşamada yüksek düzey çalışma grubunun çabalarını, tüm tarafların çıkarlarını dikkate alarak bu belge üzerinde anlaşmaya varmaya yoğunlaştırması gerektiğine inanıyoruz. Tarafları yapıcı olmaya ve dengeli bir çözüm bulmaya çağırıyoruz” ifadesini kullandı.
    Bakan Nurtleu, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in girişimiyle bu yılın sonuna kadar Kazakistan’da Hazar Denizinin araştırılması için bilimsel-araştırma enstitüsünün kurulacağını aktardı. Kazakistan’ın, Azerbaycan’ın Hazar’ın sığlaşmasına ilişkin 5 kıyı ülkenin katılımıyla çalışma grubu oluşturma girişimini desteklediğini söyleyen Nurtleu, “Hazar Denizi, benzersiz bir ekosistem nesnesidir ve durumu kıyı ülkelerin doğası ve hayatını doğrudan etkiliyor. Bu nedenle ortak görevimiz çevresel güvenliği sağlamaktır. Bu sorun istisnasız tüm bölge ülkelerini ilgilendiriyor ve eşgüdümlü, zamanında ve etkili eylemler gerektiriyor” dedi.

    Meredov: “Son 25 yılda deniz seviyesinin 2 metre geriledi”

    Türkmenistan Dışişleri Bakanı Raşid Meredov da Azerbaycan’ın Hazar’la ilgili beş taraflı uzman grubunun oluşturulması girişimini desteklediklerini ifade ederek, “Çalışmalarına bilimsel güçleri dahil etmenin, konferanslar, yuvarlak masalar ve benzer etkinlikle formatında tartışma platformları oluşturulmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Özellikle bu sürece Hazar havzasında su kaynakları yönetim konularıyla ilgilenen araştırmacı ve uzmanların dahil edilmesi önemlidir” değerlendirmesini yaptı. Meredov, Hazar Denizi seviyesindeki düşüşün yakından incelenmesi ve dikkat edilmesi gereken acil konulardan olduğunun altını çizerek, son 25 yılda deniz seviyesinin 2 metre gerilediğini aktardı.

  • Eşi terk etti, kumasının çocuklarına sahip çıktı

    Eşi terk etti, kumasının çocuklarına sahip çıktı

    Elazığ’ın merkez Karşıyaka Mahallesi’nde yaşayan 7 çocuk annesi Songül Erdemci’nin (29) evinde yaklaşık 3 ay önce yangın çıktı. Evlerinin bir kısmı yangında zarar gören Erdemci, aynı zamdan depremde hasar alan evine girmeye korktu. Bunun üzerine anne Erdemci, evinin karşısında bulunan tarlaya komşularının da yardımı ile ağır hasarlı binalardan çıkan odunlarla derme çatma bir baraka kurdu. Bir çocuğu Sevgi Evlerinde olan Erdemci, 2’si kumasından 6 çocuğu ile barakada yaşam savaşı veriyor. Eşinin ara sıra gelip sadece çocukları gördüğünü dile getiren Erdemci, geceleri barakanın buzdolabına döndüğünü, en temel ihtiyaçlarının barınma olduğunu vurgulayarak çocuklarının da uzun süredir okula gitmediğini söyledi.

    Yıkılan evlerden topladıkları malzemelerle baraka yaptı

    3 ay önce evlerinin yandığını aktaran Songül Erdemci, “Yıkılan evlerden topladığımız odunlarla kendimize bir baraka yaptık ve burada kalıyoruz. Depremde evimiz zaten hasar görmüştü, kirası da uygundu diye çıkamadım. Ev sahibi kiramız biriktiği için bizi çıkarıyor. Barakayı da tarlaya kurduk sahibi gelirse bizi buradan da çıkartacaklar. Çocuklarla kalacak yerimiz olmadığı için tek çaremiz burada kalmaktı. Yarın bir gün arsanın sahibi gelip burayı yıkarsa çocuklarımla birlikte ortada kalacağız, gidecek bir yerimiz yok. Şu anda çok çaresiziz” dedi.

    ”Gece kaldığımız yer buzdolabına dönüyor”

    En çok barınma ihtiyacı olduklarını dile getiren Erdemci, “Bizi buradan attıkları anda kalacak bir yerimiz kalmıyor. 5 tane öğrencim var. Geceleri buralar çok soğuk oluyor. Çocuklar üşümesin diye gece 3-4 gibi kalkıp sobaya odun atıyorum. Yoksa içerisi buzdolabına dönüyor. 2 aya yakındır bu barakada kalıyoruz. Önceden barakanın üst tarafları açıktı yıkılan evlerden getirdiğimiz odunlarla barakayı yaptık. Yetkililerden bizlere el uzatmalarını bekliyoruz. Çocuklarımla bizlere kalacak bir yer ayarlamalarını bizlere yardım etmelerini istiyorum” diye konuştu.

    Çocukları okula gönderemediğini aktaran Erdemci, “3-4 aydır okullar açılmış ama çocuklar bir hafta gidiyorsa harçlıkları olmadığı için 10 gün okula gitmiyor. Bazen kandırıp okula gönderiyorum ben size harçlık getireceğim ama aç gidip aç geliyorlar. Bin 750 lira aile destek parası alıyoruz, başka da bir gelirimiz yok. Eşim ara sıra çocukları görmek için geliyor başka da gelmiyor” şeklinde konuştu.

  • Bahçesindeki meyvelerini çocuklara gönderiyor

    Bahçesindeki meyvelerini çocuklara gönderiyor

    Kahramanmaraş Afşin’de dünyaya gelen ve 5 yaşına kadar yetim ve öksüz büyüyen Zekiye Nacar, 5 çocuklu bir aileye evlatlık olarak verildi. Evlatlık olarak verildiği aile ile bir misafirlikte ilk defa portakal ikram edilen Zekiye Nacar, o günden itibaren portakalı çok sevdiğini söyledi.
    Yetimhanede büyüyen rahmetli eşiyle evlendikten sonra çocukluktan beri portakal ve mandalina ağaçlarıyla dolu bir ev hayalini gerçekleştirmek istediğini ifade eden Nacar, 20 yıl önce eşiyle Kemer’e bağlı Çıralı’ya gelen Zekiye Nacar, burada içerisinde portakal, mandalina ve nar fidelerinin olduğu bir bahçe satın aldı.

    Bahçesindeki meyve fidanlarını çocukları gibi büyütüp ağaç haline dönüştüren Nacar, ağaçların meyve vermesinden sonra topladığı meyveleri çocuk esirgeme kurumuna göndermeye başladı.

    “Başka yetim ve öksüz çocuklar portakal ve mandalinasız kalmasın diye çalıştık”

    Şu an emekli olan Zekiye Nacar, yaptığı açıklamada, “Çocukken elime bir portakal verdiler. Ne olduğunu, tadının nasıl olduğunu bilmiyordum. Ben de o zaman portakala karşı bir his oluştu. Eşimle 20 yıl önce Çıralı’ya geldik ve bir arsa satın aldık. Arsa, portakal, mandalina ve nar fideleriyle doluydu. Bu ağaçlara çocuklarımız gibi baktık. Ben zamanında yetim ve öksüz olarak büyüdüğüm için portakal ve mandalina nedir bilemedim. Başka yetim ve öksüz çocuklar portakal ve mandalinasız kalmasın diye çalıştık. Topladığımız meyveleri eşimle sürekli çocuk esirgeme kurumlarına ve okullardaki öğrencilere gönderdik. Onlar da belki görmemiş yememiş olabilir. Onlarda yesin ve mutlu olsun istiyordum. Bu meyveleri satmak benim için önemli değil. Benim için çocukların mutlu olması önemli. Bu ağaçlara ben çocuklarım gibi baktım. Her ağacın dibinde Yasin okudum, bol meyvesi olsun diye çok dua ettim” dedi.

    Kemer Belediyesi’nden yardım eli

    Artık yaşlandığını ve eşinin de rahmetli olduktan sonra meyveleri toplayacak gücünün olmadığını ifade eden Zekiye Nacar, “Aklıma Kemer Belediyesi’ni aramak ve yardım talebinde bulunmak geldi. Kemer Belediyesi’ni aradım ve yardım istedim. Sağ olsunlar hemen geldiler ve meyveleri topladılar. Onlardan Allah razı olsun. Toplanan meyveler çocuk esirgeme kurumuna ve okullardaki çocuklara gidecek. O kadar mutlu oldum ki akşam sevincimden uyuyamadım. Sanki mutluluktan kanatlanıp uçuyor gibiyim” diye konuştu.
    Mandalina ve portakalın Belediye ekiplerince toplanması sırasında ekiplere Belediye Başkanı Necati Topaloğlu’nun eşi Fikriye Topaloğlu eşlik etti. Toplanan meyveler Kemer Belediyesi Kültür Müdürü Mehmet Derya Baytekin ve belediye personeli tarafından okullara ulaştırıldı.

  • Çakmakla oynadığı sırada evi yaktı

    Çakmakla oynadığı sırada evi yaktı

    Muş’ta yabancı uyruklu sığınmacıların kaldığı ev çıkan yangın sonrası kullanılmaz hale geldi. İddialara göre 7 yaşlarında bir çocuğun evde tek başına kaldığı sırada çakmakla oynaması sonucu çıktığı tahmin edilen yangın Muş İtfaiye ekipleri tarafından kontrol altına alındı.

    Muş Merkez Kültür Mahallesi Yeni Cami civarında isimleri henüz öğrenilmeyen yabancı uyruklu sığınmacıların ve çocuklarının yaşadığı tek katlı ahşap evde yangın çıktı. Evde yangın esnasında tek başına olan çocuk, kapının kilitli olması nedeniyle pencerenden giren Muş İtfaiye ekipleri tarafından kurtarıldığı öğrenildi.

    Muş Belediyesi itfaiye ekipleri yangına müdahale ederek yangını kontrol altına aldı. İtfaiye ekipleri yoğun dumanların yükseldiği evde çıkan yangının çevredeki binalara sıçramasını önledi. Hatalı parklar nedeniyle zor anlar yaşayan itfaiye ekiplerinin çalışmalarını evde kiracı olarak kalan yabancı uyruklu aile üzüntülü gözlerle izledi. Kış ayında evsiz ve eşyasız kalan aile çaresizlik yaşadı.

  • Babasının kullandığı traktörün altında kaldı

    Babasının kullandığı traktörün altında kaldı

    Olay, Kuyucak-Nazilli Karayolu üzerinde bulunan bir tarlada akşam saatlerinde meydana geldi. Yabancı uyruklu bir kişi, traktörle tarla sürerken geri manevra yaptığı sırada 1 yaşındaki oğlu Yusuf Halbini’yi görmeyerek ezdi.

    Çocuğunun çığlığını duyan baba, traktörden indiği sırada oğlunu kanlar içerisinde yerde buldu. Olayı görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrollerde bebeğin hayatını kaybettiğini belirledi. Acı haberi alan baba yasa boğuldu. Olay yeri inceleme çalışmalarının ardından Halbini’nin cenazesi hastane morguna kaldırıldı.

    Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • “Çocuklarınızı kış hastalıklarından koruyun”

    “Çocuklarınızı kış hastalıklarından koruyun”

    Kış aylarında artış gösteren hastalıklar en çok çocukları etkiliyor. Kapalı ve kalabalık mekanlarda daha fazla vakit geçirmek, okul ve kreş ortamı gibi etkenler çocukların daha sık hastalanmasına neden oluyor. Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Ayas, kış aylarında çocukları hastalıklardan korumak için neler yapılması gerektiği hakkında şu bilgileri verdi:

    “Havaların soğuması ile birlikte özellikle çocuklar hassas olan yapıları nedeniyle hasta olmaya daha çok meyilli. Kışla beraber kapalı, kalabalık alanlarda geçirilen vakit arttıkça hastalıkların bulaşması da kolaylaşır. Açık alanda mikropların çocukları bulması zorken kapalı alanlarda çok kolaydır. Çocuk yoğunluğunun yüksek olduğu tüm kapalı mekanlar, oyun gurupları, yuva ve okullar, hijyeni yeterince iyi sağlanmayan, iyi havalanmayan oyun, parti alanları, alışveriş mekanları da hastalık kapmak için yeterli imkanı sunar. Özellikle kış aylarında çoğalan ve dört bir yanda kol gezen bakteriler ve virüsler, kalabalık ve sık havalandırılmayan ortamlarda yayılır. Kreş ve okullarda geçirilen vakit de enfeksiyonların yayılması için zemin oluşturur.”

    “Tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına neden olur “

    Dr. Ayas, “Tehlikeli olan hastalıkların başında grip geliyor. Hastalık öksürük ve aksırıkları ile havaya yayılan salgıların solunması yoluyla bulaşıyor. Birkaç günlük kuluçka döneminin ardından ise ani başlayan ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, kas ve vücut ağrısı, halsizlik, burun akıntısı ve öksürük belirtileri ile ortaya çıkıyor. Bu hastalık birçok kişi tarafından önemsenmiyor ancak dikkat edilmediğinde ciddi sorunlara yol açabiliyor. Enfeksiyon, ilerlerse ve iyi tedavi edilmezse larenjit, farenjit, bronşit, sinüzit ve orta kulak iltihabına dönüşebiliyor. Daha ilerlerse zatürre, menenjit, beyin ve kas iltihabı gibi yaşamı tehdit eden hastalıklar da ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle bu hastalıkta erken önlem alınması gerekiyor. Gerekli tedavinin ardından yakınmalar yaklaşık 1 haftada geçiyor, öksürük ise diğer belirtiler kaybolduktan sonra 1 hafta daha sürebiliyor. Tedavide çocuğun dinlenmesi ve bol sıvı alması önemli. Akciğerlere ait hava yollarının iltihaplanmasıyla oluşan bronşit de, özellikle sonbahar ve kış aylarında çocukları tehdit ediyor. Öksürükle bulaşan ve tedavisi eksik kalan gribin zemin hazırladığı bronşitin belirtileri arasında çocuklarda yoğun balgam, hırıltılı ve sık solunum, öksürük nöbetleri yer alıyor. Uzayan öksürüklerle kendini gösteren zatürrenin belirtileri arasında ise ateş, titreme, üşüme, terleme, öksürük, balgam, göğüs / sırt ağrısı, hızlı nefes alıp verme, göğüste hırıltı, nefes alıp verirken göğüs duvarında içe çekilmeler, kusma, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, gibi belirtiler görülüyor. Soğuk havalar pek çok hastalığın oluşumuna zemin hazırlarken, özellikle orta kulak iltihabı da bu dönemde sağlığı olumsuz etkileyen hastalıklar arasında yer alıyor. Bu hastalık, ateş, işitme problemleri ve kulak akıntısı ile kendini gösteriyor. Hastalıklar erken tanı, tedavi ve düzenli takip ile kontrol altına alınabilmektedir. Tedavi edilmediği takdirde ise yayıldıkları bölgeye göre ciddi sağlık problemlerine yol açabilir” dedi.

    Ailelerin alacakları basit önlemlerle çocuklarını hastalıklardan koruyabileceğini dile getiren Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayas, “Gerekli önlemler alındığı takdirde hastalıktan korunmak mümkün. Çocukların soğuk nedeniyle enfeksiyon kapma riski artar. Ancak sırf bu nedenle terlemelerine neden olacak kalın kıyafetlerden de kaçınılmalıdır. Ailelerin çocuklarını giydirirken aşırı üşütmek ya da aşırı terletmemeye özen göstermeleri gerekmektedir. Hijyen şartlarının iyi olmadığı yerlerde enfeksiyonlar hızlı yayılmaktadır. Bu nedenle ailelerin temizlik kuralları konusunda çocuklarını eğitmesi de önemlidir. Çocuklar yorgun ve uykusuz olduklarında vücut dirençleri de düşerek daha kolay hastalanabilirler. Bu nedenle çocuklarda uyku düzeni özellikle kış aylarında daha da önem kazanmaktadır. Tüm gün okulda efor harcayan çocukların uykusu kadar dinlenmelerine ve dengeli beslenmesine de dikkat edilmeli. Çocukların bulunduğu odalar sık sık havalandırılmalı, aileler çocuklarını kirli havadan ve sigara dumanından uzak tutmalılar“diye konuştu.

  • Köpekten kaçarken arabanın altında kalıyordu

    Köpekten kaçarken arabanın altında kalıyordu

    Olay, Pazar ilçe merkezinde meydana geldi. Okuldan çıkan 12 yaşındaki Eyüp Ş., bir köpek tarafından kovalanmaya başlandı. Köpekten kaçmaya başlayan çocuk, başka bir köpeğe takılıp yere düştü. Yere düştüğü esnada yoldan geçen aracın sürücüsü çocuğu fark edip hemen durdu. Düşmenin etkisiyle kafasından hafif yaralanan 12 yaşındaki çocuk etrafta bulunan vatandaşlar tarafından buzla müdahale edildi. Vatandaşlar tarafından 112 acil çağrı servisine yapılan ihbarın ardından olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri çocuğu tedbir amaçlı ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Çocuğun köpek tarafından kovalandığı anlar ise çevrede bulunan güvenlik kamerası tarafından anbean kaydedildi.