Etiket: çocuk

  • ‘Çocuğun gözünden deprem’

    ‘Çocuğun gözünden deprem’

    Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Antalya Kültür Yolu Festivali çerçevesinde Kepez ilçesi Dokumapark’ta açılan “Afetzede Çocukların Gözünden Cumhuriyet’in 100. Yılı” temalı sergi düzenlendi. Depremin ardından Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve İslahiye’de kurulan oyun çadırlarına giderek resim çizen 50 çocuğun eserinin yer aldığı sergide çocuklar, Cumhuriyet’in 100. yılı coşkusunun yanı sıra yaşadıkları depremi de resimlerinde yansıtınca duygusal anlar yaşandı.

    “Yerim yurdum falan vardı, ışıklarım yanardı”

    13 yaşındaki Fatma Sena Doğan’ın çizdiği bir resim ise dikkat çekti. Türk bayrağı ve kutlama yazısıyla 100’üncü yılı kutlayan Fatma, resminin sol üst köşesine 04.17’yi gösteren kırık bir saat çizdi, depremden etkilenen şehirlerin haritasını da kara bulutlarla özleştirip yağmur yağdırdı. Hemen yağmurun altında bir evin anahtarını çizen Fatma, ‘Yerim, yurdum falan vardı ışıklarım yanardı’ notunu yazdı. Resmin sol tarafında ise bir babanın enkaz altında hayatını kaybeden kızının elini bırakmadığı simge fotoğrafa da yer verdi.

    “Resimlerde ne kadar acı hüzün görsek de, bir umudu da görüyoruz”

    Sergiyle ilgili bilgiler paylaşan Minika Çocuk Dergileri Yayın Yönetmeni Salih Zengin, sergide deprem bölgesinde yaşayan 5-14 yaşları arasındaki çocukların Cumhuriyet’in 100’üncü yılı için resimler çizdiğini ve ortaya coşkunun yanında duygusal eserler çıktığını söyledi.

    Zengin, depremin acı ve hüznünü çocukların resimlerine yansıttığına dikkati çekerek, “Unutmadılar. Evet, hayat devam ediyor ama orada bir gerçek var. Bu çocukların evleri yok. Masalları hayalleri hep enkaz altında kaldı ve büyük bir travmatik sorun yaşıyorlar. Çocuklar travmalarını genelde konuşmazlar, konuşmak istemezler. Bunu oynadıkları oyunda ve yaptıkları resimde görürsünüz. Cumhuriyet coşkusu var ama bir burukluk da var bu çocuklarda. Çünkü enkaz altında kalan hayatları, umutları gelecekleri var. O umutla o geçmişte yaşadıkları deprem travmasını buluşturdular. Ama hepsinde yine ne kadar acı hüzün görsek de bu resimlerde bir umudu da görüyoruz. Yani uçan kuşlar, verdikleri renkler, boya kullanma biçimleri çocuklarda bu umudun var olduğunu, bu enkaza rağmen yine ayağa kalkacaklarının müjdesini veriyor. 100 yıl önce Milli Mücadele nasıl başladıysa bu çocuklarda kendi küllerinden bir anka kuşu gibi kanatlanacaklar ve bu ülkeye katkı sunacaklar” diye konuştu.

    “Bakınca insan duygulanıyor”

    2 Kasım’a kadar sürecek sergide çocukların duygularını resimlere yansıtmasını çok önemsediklerini aktaran, sergi hakkında bilgiler paylaşan Kültür Yolu Festivali Çocuk ve Sokak Etkinlikleri Koordinatörü Kerem Yılmaz da, serginin oldukça ilgi gördüğünü belirterek çizilen resimlerle vatandaşların Cumhuriyet coşkusunun yanı sıra duygu dolu anlar yaşadığını söyledi.
    Serginin Genel Koordinatörü Eyüp Bolat, 50 depremzede çocuğun zihinlerindeki cumhuriyeti resmettiğini ancak bunu yaparken depremin oluşturduğu travmanın da resimleri yansıdığına dikkat çekti.

    Sergiyi gezenlerden Azerbaycan vatandaşı Ayten Şirinova ise, resimleri görünce çok duygulandığını belirterek, “Bakınca insan duygulanıyor. Çocuklar çok güzel çizmişler, ellerine sağlık. İçlerinden ne geçiyorsa resme dökmüşler. Çok geçmiş olsun bir daha yaşamayalım. 100’üncü yılı kutluyoruz inşallah 1000 yılını da kutlarız Türkiye’mizin” dedi.

  • Yorgun mermi, 6 yaşındaki Tuğrul’u hayattan kopardı

    Yorgun mermi, 6 yaşındaki Tuğrul’u hayattan kopardı

    Olay, 29 Ekim 2023 günü Şahinbey ilçesine bağlı Dumlupınar Mahallesi 59 nolu sokakta meydana geldi. İddiaya göre, evinin bahçesinde oyun oynayan 6 yaşındaki Tuğrul Fırat Gökalp, bir anda yere yığıldı. Küçük çocuğun yere yığıldığını ve kafasından kanlar aktığını fark eden ailesi, durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi.

    Kafasına yorgun mermi isabet etti, 12 günlük yaşam savaşını kaybetti

    İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk değerlendirmesinde 6 yaşındaki Tuğrul Fırat’ın kafasına yorgun mermi isabet ettiği belirlendi. Tuğrul Fırat, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından özel bir hastaneye kaldırıldı. 6 yaşındaki çocuk, gece saatlerinde yapılan tüm müdahalelere rağmen 12 günlük yaşam savaşını kaybetti. Tuğrul Fırat Gökalp’in cansız bedeni, Gaziantep Adli Tıp Kurumunda tamamlanan işlemlerinin ardından defnedilmek üzere yakınlarına teslim edildi.
    Olayla ilgili soruşturmanın ve zanlı ya da zanlıları yakalamak için çalışmaların sürdüğü öğrenildi.

  • Feci kaza hamile kadını ve çocuğunu hayattan kopardı

    Feci kaza hamile kadını ve çocuğunu hayattan kopardı

    Kaza, Başiskele ilçesi D130 Karayolu İzmit istikametinde meydana geldi. İddiaya göre, S.E.E. idaresindeki  otomobil ters yöne girmesiyle yabancı uyruklu H.A. idaresindeki araçla kafa kafaya çarpıştı. Meydana gelen feci kazada 2 otomobil de paramparça oldu. Olayı gören vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve UMKE ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri araçlarda sıkışan bazı yaralıları çıkararak sağlık ekiplerine teslim etti. Araçta 6 çocuk 11 kişi olduğu öğrenildi. Kazada bir çocuk ve hamile kadın hayatını kaybetti. 5’i çocuk toplam 10 kişi de yaralandı. Yaralılar hastaneye kaldırılırken, olay yeri incelemesinin ardından cenazeler morga kaldırıldı.

    Kaza sebebiyle D130 Karayolu 2 buçuk saat boyunca kapalı kapandı, alternatif yollar ile araç geçişine kontrollü şekilde izin verildi. İncelemelerin ve araçların yoldan kaldırılmasının ardında yol trafiğe açıldı.

  • “Çocuklarımızı yıpratıcı etkilerinden koruyacağız”

    “Çocuklarımızı yıpratıcı etkilerinden koruyacağız”

    Adalet Bakanı Tunç, Bilkent Otel ve Konferans Merkezi’nde düzenlenen ‘Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması İşlemleri Değerlendirme Çalıştayı’na katıldı.
    Buradaki konuşmasında İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıları kınayan Tunç, saldırılara sessiz kalan devletler ve uluslararası kuruluşlara birtakım eleştiriler yöneltti.
    “Demokrasi, insan hakları, çocuk hakları, hukuk, adalet, özgürlük, güvenlik sözcüklerini dillerinden düşürmeyen uluslararası kuruluşlar ile devletler bu zulmü sessizce seyrediyor” diyen Tunç, dünyanın gözü önünde, çoğu çocuk ve kadın binlerce masum insanın, teknolojinin son ürünü ağır silahlarla öldürüldüğünü söyleyerek, “Gazze’de yalnızca çocuklar ve masumlar değil, insanlık ölüyor. Biz inanıyoruz ki o çocukların ahı, çocuk katliamlarını yapanları tutacak. Bu katliamı yapanlar, insanlığın huzurunda hesap verecekler. Buna yürekten inanıyoruz” ifadelerini kulandı.
    Adli süreçte çocuk haklarının gözetilmesi ve çocuklara yönelik koruyucu destekleyici tedbirlerin etkinleştirilmesi doğrultusunda çalışmaları sürdürdüklerini hatırlatan Tunç, çocukların yaşları, fiziksel veya ruhsal durumları nedeniyle suçtan daha fazla etkilendiğini aktardı.

    “Gereken tedbirleri gecikmeksizin almak durumundayız”

    Bakan Tunç, çocuk haklarının aynı zamanda insan hakkı demek olduğunu vurgulayarak, “Bu noktada çocuklarımızı acı sürecin yıpratıcı etkilerinden korumak için gereken tedbirleri gecikmeksizin almak durumundayız. Bu sebeple hazırlığına başladığımız Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı’nda, çocuk adalet sistemini onarıcı adalet yaklaşımıyla yeniden yapılandırılması ve mağdur odaklı bir yaklaşım benimsenmesini somut bir hedef olarak ortaya koyacağız” dedi.
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, çocukların korunması noktasına çok hassas olduğunu dile getiren Tunç, “Henüz daha kanun yokken o dönemde Başbakanlık genelgesiyle Çocuk İzlem Merkezleri’ni uygulamaya koydu ve bu genelge sonrasında devam eden uygulamaları özellikle yasal altyapısını oluşturan kanun düzenlemelerini gerçekleştirdik ve ülke geneline yaygınlaştırdık. Çocuk mahkemesi sayısını arttırdık; 83’e yükseldi” dedi.

    “Suça sürüklendiği iddia edilen’ demek lazım”

    Tunç, Çocuk Adalet Merkezi’nin ilk pilot uygulamasının Erzurum’da olduğunu hatırlatarak, “Ülke geneline yaygınlaştırarak gerek suç mağduru çocukların gerekse suça sürüklenen çocuklar, aslında ‘suça sürüklenen’ diyoruz ama ‘suça sürüklendiği iddia edilen’ demek lazım. Suça sürüklendiği iddia edilen çocukların da adliyelerden, yetişkinlerin bulunduğu yerlerden ayrı şekilde yargılamalarının yapılması noktasındaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz” cümlelerine yer verdi.

    “Hepimizin vicdanını sızlatan görüntüler vardı”

    Çocukların velayetinin boşanma sonucunda bir tarafa verildiğini ve bu çerçevede çocukla kişisel ilişki kurulma süreci olduğunu belirten Tunç, şöyle konuştu:
    “İcra memurları ve polisler vasıtasıyla çocuklar bir meta gibi, bir mal gibi alınıp o çirkin görüntüler, hepimizin vicdanını sızlatan görüntüler vardı. Bunun değişmesi gerektiği de yıllarca tartışıldı; ama uygulamaya konulamamıştı. Benim Adalet Komisyonu’nda olduğum dönemde yasalaştı. Sayın Bakanımızla da o dönemde görüşmelerimiz olmuştu. Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle ‘bu kötü uygulamaları artık kaldırın’ diye talimatları vardı. O uygulamaların artık bir yıldan bu yana olmadığını görüyoruz.”
    Tunç, çocuk görüşme merkezlerinde çocuğun üstün yararlarının korunması ve düşünülerek güzel bir çalışma gerçekleştirilebildiğine dikkati çekerek, “Elbette ki uygulamada bazı aksaklıklar, sıkıntılar olabilir. İşte bu çalıştayda, o aksaklıkları sizler gündeme getirdiniz. Onları da ortadan kaldırarak bu işleyişin daha verimli olmasını, daha çocuk yararının olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Ev kirasını ödeyemeyen çift  sokakta kaldı

    Ev kirasını ödeyemeyen çift sokakta kaldı

    Merkez Yüreğir ilçesi Yavuzlar Mahallesi’nde oturan 8 çocuk sahibi Murat ve Oya Yüksel (34) çifti, iddiaya göre 3 ay önce ev kirasını ödeyemedikleri gerekçesiyle evden atıldı. Ekonomik durumlarının yetersizliğinden dolayı başka bir eve de taşınamayan aile, parkta kurdukları çadırda kalmaya başladı. Aile, Akıncılar Kapalı Semt Pazarı yakında kurdukları çadırda yaşıyor. Eşyalarıyla birlikte sokakta kalan ailenin çocukları ise okula gitmek istiyor.

    Çiftin 8 yaşındaki kızları Serpil, okula gitmek istediğini ancak çadırda kaldığı için okula gidemediğini söyleyerek, “Burada okula gidemiyorum. Bizi evden attılar. Burada yaşamakta zorlanıyoruz. Okula gitmek istiyorum, okul çantam olmasını istiyorum” dedi.

  • “Filistinli çocuklar kadar cesaretiniz yok mu”

    “Filistinli çocuklar kadar cesaretiniz yok mu”

    Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, İl Başkanları İstişare Toplantısı için Bitlis’e gitti. Burada partisinin il başkanları ile görüşen Canpolat, daha sonra esnafı ziyaret ederek, partisinin misyonunu anlattı.
    Osmanlı Ocakları lideri Canpolat, burada, Filistin ve Türk bayraklarının önünde yaptığı basın açıklamasında, “Filistin toprakları Selahaddin Eyyubi’den emanet kalmıştır. Bizler Osmanlı torunları olarak Hazreti Fatih’in emaneti İstanbul’a, Selahaddin Eyyubi’nin emaneti Kudüs’e sahip çıkmalıyız. Filistin halkının nüfusu yok edilirken İsrail’in devlet olmasına izin mi verilecek? Bu zorbalık yapan terörist bir grubun istediğini alması anlamına gelmez mi? Bugüne kadar yaptığımız il ziyaretlerinde Filistin halkına yapılan zulüm hissediliyor” dedi.

    “Kim ne kadar Müslüman ve insansa Filistin halkı için o kadar sesini yükseltsin” diye tepki gösteren Canpolat, “Sadece Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bu iş olmaz, bu sadece Osmanlı Ocakları ve Ocak Partisi ile de olmaz. Hepimizin birlik olarak Filistin için ayağa kalkması lazım. Birleşmiş Milletler nerede? Çocuklara neden sahip çıkmıyorlar? Göz göre göre oradaki çocuklar katlediliyor” dedi.
    “O küçük Filistinli çocuklar kadar cesaretiniz yok mu?”

    Türkiye’deki Müslümanlara seslenen Kadir Canpolat, şu ifadeleri kullandı:
    “O küçük Filistinli çocuklar kadar cesaretiniz yok mu? İmanınız yok mu? Vicdanınız yok mu? Onların Hazreti Muhammed’in ümmeti olduğu kadar sizler değil misiniz? İslamiyet’i alçaltmaya çalıştılar lakin kendileri alçaldılar. Kur’an-ı Kerim’i yakmaya çalıştılar lakin kendilerini yaktılar. Filistin’e, Kudüs’e bombalar atmaya çalışıyorlar o bombalar onların başlarında patlıyor farkında değiller. Yeri ve zamanı geldiğinde o bölgeden İsrail silinecek çünkü biz adaleti ve barışı tesis etmek istiyoruz.”

  • Anne ve 5 çocuğu yanan araçta hayatını kaybetti

    Anne ve 5 çocuğu yanan araçta hayatını kaybetti

    İlçenin Gözpınar köyü mevkisinde sürücüsünün kimliği henüz öğrenilemeyen  otomobil, kontrolden çıkarak devrildi. LGP’li olduğu öğrenilen araç bir anda alev aldı. Olay yerine itfaiye, AFAD, 112 Acil Sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri yanan aracı söndürdü.

    Olayda, araçta bulunan anne ve 5 çocuğu yanarak hayatını kaybetti. Kazadan yaralı olarak kurtulan sürücü ise, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
    Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Kendilerini ve çocuklarını tehlikeye atttılar

    Kendilerini ve çocuklarını tehlikeye atttılar

    Tatvan ilçe sınırları içinde bulunan Nemrut Krater Gölü’ne pikniğe veya günü birlik geziye gelen vatandaşlar hem kendilerini hem de çocuklarını tehlikeye atıyorlar. Ayıları görüp onların videolarını ve fotoğraflarını çekmek için yanlarına kadar giden vatandaşlar, ayılarla hatıra fotoğrafı çekip özçekim bile yaptılar. Her geçen yıl sayıları gittikçe artan ayılar, sürü halinde gezerek ya piknikçilerden ya da çöplüklerden beslenmeye çalışıyor.

    Nemrut’ta yaşayan ayıların tehlikeli canlılar olduğu hakkında uyarılar yapılmasına ve Doğa Koruma ve Millik Parklar Bitlis İl Müdürlüğünce çevreye tabelalar asılması da işe yaramadı. Bölgede sürekli doğa, vahşi yaşam ve uzay gözlemciliği yapan Öğretim Üyesi Dr. Cihan Önen, vatandaşların kucaklarında çocuklarıyla ayılara yaklaştığını belirterek, bu durumun son derece tehlikeli olduğunu kaydetti. Önen, “50-60 kişilik bir grup ayıları gördü ve ayıları beslemeye çalıştılar. Ayılara poşet poşet ekmek ve sebze verdiler. Fakat biz defalarca uyarıda bulunduk.

    Ayılar oldukça saldırgan ve tehlikeli. Biz defalarca da bunu gördük ve saldırılara da tanık olduk. Bunların bazıları yaralanmalarla sonuçlandı. Bunun yanında görevliler gerekli tabelaları asmışlar. İnsanlardan ricamız bunları beslemesinler. Ayılara çok fazla yaklaşıyorlar. Hatta kucaklarında bebekleri ile yaklaşıyorlar. Ayı hamle yapıp ölümcül darbeler vurabilir. Ayrıca beslemek ayı için de zararlıdır. Çünkü ayıların doğal dengeleri bozuluyor. Zaten ayılar doğal ortamda bütün besinlerini bulabiliyorlar” diye konuştu.

  • “Gazze çocuklar için mezarlığa dönüşüyor”

    “Gazze çocuklar için mezarlığa dönüşüyor”

    BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD’nin New York kentinde bulunan BM Genel Merkezi’nde İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Guterres, Gazze Şeridi’ndeki durumun insani krizden daha fazlası olduğunu belirterek, bunun bir insanlık krizi olduğunu vurguladı. Guterres, BM ve ortaklarının Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki 2,7 milyon insana yardım etmek için başlattığı 1,2 milyar dolarlık insani yardım kampanyasının desteklenmesi çağrısında bulundu. İsrail-Filistin arasındaki çatışmaların bölgeye yayılması konusundaki endişelerini dile getiren Guterres, “Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria kaynama noktasında” dedi.

    “Her gün yüzlerce kız ve erkek çocuğunun öldürüldüğü veya yaralandığı bildiriliyor”

    Guterres, Gazze Şeridi’nde ortaya çıkan felaketin insani ateşkes ihtiyacını her geçen saat daha da acil hale getirdiğini ve sivillerin korunmasının her şeyden önemli olduğunu vurgulayarak, “Gazze çocuklar için mezarlığa dönüşüyor. Her gün yüzlerce kız ve erkek çocuğunun öldürüldüğü veya yaralandığı bildiriliyor” dedi.

    “En az 30 yıldaki herhangi bir çatışmada öldürülen gazeteci sayısından daha fazla gazeteci öldürüldü”

    Çatışmalarda öldürülen gazetecilere ve BM personeline değinen Guterres, “Dört haftalık bir süre içinde en az 30 yıldaki herhangi bir çatışmada öldürülen gazeteci sayısından daha fazla gazetecinin öldürüldüğü bildiriliyor. Örgütümüzün tarihindeki benzer dönemlere kıyasla daha fazla Birleşmiş Milletler personeli öldürüldü” dedi.

    “İhtiyaç okyanusunda bir yardım damlası”

    BM ve ortakları tarafından başlatılan çağrı ile Gazze Şeridi’ndeki tüm nüfusa ve Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’daki yarım milyon Filistinliye yardım edileceğini aktaran Guterres, Mısır’dan Refah Sınır Kapısı üzerinden Gazze Şeridi’ne geçen insani yardımların “ihtiyaç okyanusunda bir yardım damlası” olduğunu belirtti.

    “Yakıt olmazsa kuvözdeki yeni doğan bebekler ve yaşam desteğindeki hastalar ölecek”

    Gazze Şeridi’ne çatışmalar başlamadan önce günde 500 yardım tırının giriş yaptığını hatırlatan Guterres, geçtiğimiz iki hafta boyunca 400 yardım tırının Gazze Şeridi’ne geçtiğini ve en çok ihtiyaç duyulan yakıtın bu yardım tırlarında bulunmadığını belirtti. Gazze Şeridi’ndeki yakıt krizine değinen Guterres, “Yakıt olmazsa kuvözdeki yeni doğan bebekler ve yaşam desteğindeki hastalar ölecek. Su pompalanamaz veya arıtılamaz. Lağım suyu yakında sokaklara fışkırmaya başlayabilir ve hastalıkların daha da yayılmasına neden olabilir” dedi.

    “Kimse güvende değil”

    Guterres, derhal insani ateşkes sağlanması, tüm tarafların uluslararası insancıl hukuka saygı duyması ve Hamas’ın Gazze Şeridi’nde tuttuğu tüm İsrailli rehineleri koşulsuz olarak serbest bırakması yönündeki çağrılarını yineledi. Sivillerin, hastanelerin, BM tesislerinin, barınakların ve okulların korunması gerektiğini bir kez daha hatırlatan Guterres, “İsrail Savunma Kuvvetleri, kara operasyonları ve devam eden bombardımanlar ile sivilleri, hastaneleri, mülteci kamplarını, camileri, kiliseleri ve barınaklar da dahil olmak üzere BM tesislerini vuruyor. Kimse güvende değil” dedi.
    İnsani yardımların Gazze Şeridi’ne güvenli, hızlı ve ihtiyaç duyulan ölçekte girmesi gerektiğini vurgulayan Guterres, Gazze Şeridi’ndeki ihtiyaç sahibi tüm insanlara yardım ulaştırmak için sınırsız erişim ve sivillerin canlı kalkan olarak kullanılmaması çağrısında bulundu. Çatışmalar nedeniyle antisemitizmin ve Müslüman karşıtlığının yükselişe geçtiğini ifade eden Guterres, nefret dolu söylemlere ve provokatif eylemlere son verilmesi gerektiğin vurgulayarak, dünyanın birçok yerindeki hem Yahudi hem de Müslüman topluluklarının kişisel emniyet ve güvenliklerinden endişe ettiklerini belirtti.

    Gazze Şeridi’nde Filistinlilere yardım ederken hayatını kaybeden 89 Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) personelinin yasını tuttuğunu ifade eden Guterres, “Öğretmenler, okul müdürleri, doktorlar, mühendisler, gardiyanlar ve destek personelinin de aralarında bulunduğu bu meslektaşlarımın çoğu, aile üyeleriyle birlikte öldürüldü” dedi.

  • Kazada yaralanan çocuk 3 gün sonra hayatını kaybetti

    Kazada yaralanan çocuk 3 gün sonra hayatını kaybetti

    Kozan’da, kaza 3 Kasım günü gece Deliçay Köprüsü mevkiinde meydana geldi. İddiaya göre Fatih Çündü’nün yönetimindeki 01 AOA 921 plakalı otomobil, yola aniden çıkan bir köpeğe çarpmış, kazada 62 yaşındaki Mustafa Açık hayatını kaybederken, ağır yaralanan Muhammet Emre Çündü, hastaneye kaldırılmıştı. Tedavi altına alınan çocuk tüm çabalara rağmen hayatta kalma savaşını kaybederek 3 gün sonra hayatını kaybetti.