Etiket: çocuk

  • “Zabıta Haftanız kutlu olsun”

    “Zabıta Haftanız kutlu olsun”

    Zabıta Teşkilatı’nın kuruşunun 197’nci yıl dönümü nedeniyle, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı ile Altıeylül Belediyesi ve Karesi Belediyesi Zabıta Müdürlükleri tarafından Atatürk heykeline çelenk sunuldu. Zabıta Daire Başkanı Vehbi Yörük ve minik zabıtalar, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ı ve eşi Mehtap Yılmaz’ı belediye binasında ziyaret etti. Giydikleri zabıta kıyafetleri ve sevimlilikleriyle tüm dikkatleri üzerine çeken minik zabıtalar, Başkan Yılmaz ile birlikte telsizden anons geçerek tüm zabıtaların haftasını kutladı.

    Zabıta teşkilatımız bir köprü

    Zabıta Daire Başkanı Vehbi Yörük, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın kendilerine her zaman destek olduğunu belirtirken Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ise, “Her geçen gün hizmet kalitesini artıran 7 gün 24 saat şehrimizin her noktasında görev alan zabıtalarımız vatandaşın güven ortamında yaşamasının teminatıdır. Çalışkan ve fedakâr zabıta personelimiz, vatandaşlarımız ile kurumumuz arasında köprü vazifesi görmektedir. Şartlar ne olursa olsun en verimli şekilde çalışmalarını sürdüreceklerine eminim. Kuruluş yıl dönümünüz kutlu olsun” dedi.

  • Kuyumcu hırsızlığından önce 3 çocuk kaçırmış

    Kuyumcu hırsızlığından önce 3 çocuk kaçırmış

    Olay, dün saat 13.30 sıralarında Tepecik Mahallesi İstiklal Caddesi’nde bulunan kuyumcuda meydana geldi. 2 kadın ile 2 kız çocuğu kuyumcuya geldi. Kadınlar alışveriş bahanesiyle altınların fiyatını sorarak, tezgahtarı oyaladı. Tezgahtarın dikkatinin dağılmasıyla, kadının koltuğunun altına giren kız çocuğu yüzük tabelasını çaldı. Kız çocuğu ardından kapıya yöneldi. Kadınların da dışarıya çıkmasıyla kaşla göz arasında değeri 60 bin TL olan 16 yüzük çalan hırsılar otomobile binerek uzaklaştı.

    O anlar anbean güvenlik kamerasına yansıdı

    Olaya ilişkin inceleme başlatan Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, hırsızlığı gerçekleştiren S.P. ve yanındaki çocukları Düzce’de düzenlenen operasyonla yakaladı. Şüpheli ile birlikte olaya karışan 3 çocuk da kimlik tespitlerinin ardından ailelerine teslim edildi.

    Şüphelinin yakalandığı araçta bulunan K.P.’nın da 7 yıl 6 ay kesinleşmiş hapis cezasıyla arandığı belirlendi.
    Öte yandan, S.P.’nin yakalandığı araç içinde S.K. isimli çocuk da bulundu. S.K.’nın İzmir’de “çocuğun kaçırılması ve alıkonulması” konusuyla ilgili mağdur konumunda arandığı tespit edildi. Çocuğun gerekli işlemlerinin ardından yurda teslim edildiği bildirildi.

    Tutuklandılar

    Emniyette tamamlanan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden S.P. kuyumcu hırsızlığı suçundan, hakkında 7 yıl 6 ay hapis cezası bulunan K.P. ise aranması sebebiyle tutuklandı.

  • Hamile eşi ve çocuğu ile hastane bahçesinde kalıyor

    Hamile eşi ve çocuğu ile hastane bahçesinde kalıyor

    Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesi 152 Evler Mahallesi’nde 4 yaşındaki çocuğu ve hamile eşi ile kirada oturan Mert Makatlar(30), ev sahibinin talebi sonrası sokakta kaldı. Cezaevinden çıkan oğlunu yerleştirmek için ev sahibinin her gece kapısına dayandığını belirten Makatlar, zaman darp edildiğini söyledi. Mağdur adam, ev sahibinin kapıya dayandığı zamanlar çok korktuğunu ve bu yüzden patronuna güvenip evden çıktığını söyledi. Genç adam patronunun söz verdiği desteği vermek yerine her yerden engellediğini ifade ederek hamile eşi ve 4 yaşındaki çocuğu ile Yüksek İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi bahçesinde yaşamaya başladığını kaydetti.

    “Şu an hiçbir şey yapamıyorum elim kolum bağlı”

    Evi olmadığı için iş de bulamadığını anlatan Mobilya Ustası Mert Makatlar, “Yeni ev tutmuştuk, 2 aydır oturuyorduk. Bu 2 aylık süreçte ev sahibi ile bazı problemler oldu. Ev sahibinin oğlu cezaevindeydi, çıkınca evi boşaltmamızı istediler. Bizde o acil süreçte çıkamayız dedik. O evi bana patronum tutmuştu. Daha sonra ev sahibiyle bir arbede yaşandı, o arbede sonrası çıkmak zorunda kaldık. 2 çocuğum vardı biri vefat etti. Eşim şu an ikinci çocuğumuza hamile. Yardım istemek için her yere gitti ama depremzedelerden dolayı boş yer olmadığını söylediler. 2 aylık süreçte hastanelerde, parklarda kaldık. Bazen paramız olursa otellere gittik. 300 liraya oteller var, duş almak için bazen otellerde kaldık. Ama çoğu zaman hastanedeydik. Geçici olarak ta olsa konaklayacak yer istiyoruz. Ben iş bulup geri kalanını halledeceğim ama şu an hiçbir şey yapamıyorum elim kolum bağlı. Ben Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne gittim geçici bir yer istedim. Bana çocuğumun 4 yaşında olduğunu, ebeveyn yaşına geldiğini sürecin bu şekilde devam ederse almak zorunda kalacaklarından bahsettiler. Bir daha da gidip bir yardım talebinde bulunamadım” şeklinde konuştu.

    “Hamile olduğumu öğrendim”

    Yaşadığı sıkıntılar arasında hamilelik belirtileri gördüğünü ama hastalıktan olabilir diye çok üzerinde durmadığını söyleyen 30 yaşındaki Ayşe Makatlar, “Tahmini 2-3 aylık hamileyim. Bu stres sıkıntı arasında fark ediyorduk ama ben ‘hastalıktandır’ diye üzerinde durmadım. Gebelik testi yaptırdığımda hamile olduğumu öğrendim” dedi.

    “Saldırmaya kalktılar”

    Ev sahiplerinin her gün eve gelip eşine zarar vermeye çalıştıklarını belirten Ayşe Makatlar, “Çocuğumuzun psikolojisi bozuldu. Her gün eve geliyorlardı, eşime zarar veriyorlardı. Birkaç kere saldırmaya kalktılar, çocuğum da çok korktu bu olayda kulaklarını tıkadı. Kira sözleşmemiz var diye evi boşaltmak istemedik. Eşime çıkalım diye ben söyledim. Patronuna güvendik ama bizi her yerden engelledi. Bizim tek bir isteğimiz var 1 ay geçici kalabileceğimiz bir yer istiyoruz. Zaten o bir işe girer biz de kendimizi bir şekilde toparlarız” ifadelerini kullandı.

  • Hayvanları otlatmaya giden çocuk kayboldu

    Hayvanları otlatmaya giden çocuk kayboldu

    Olay, ilçeye bağlı Belalan Mahallesi Absut Yaylası mevkisinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 13 yaşındaki Emirhan Dolak, sabah saatlerinde kendilerine ait küçükbaş hayvanları otlatmak için evden ayrıldı. Çocuğun eve dönmemesi üzerine aile aramaya başladı, 112 Acil Çağrı Merkezini arayıp ihbarda bulundu.

    Bölgeye gelen ekipler yaptıkları araştırmada, hayvan otlatmak için gitmiş olduğu bölgede göletin bulunduğunu, gölet kenarında ayak izlerinin olduğunu tespit etti. Emirhan Dolak isimli çocuğun gölete düşebileceği ihtimali üzerine ekipler bölgede çalışmasını yoğunlaştırdı.
    Konu ile ilgili jandarma ve AFAD ekipleri bölgede arama ve kurtarma çalışması başlatırken, çocuğun izine rastlanmadı.
    Ekiplerin çalışmasının devam edeceği öğrenildi.

  • Osmangazi’de parkları çocuklar tasarlıyor

    Osmangazi’de parkları çocuklar tasarlıyor

    Osmangazi Belediyesi, Hüdavendigar Mahallesi’nde bulunan 2 dönümlük alanda hayata geçirdiği parkı çocuklarla birlikte planladı.Yapım öncesinde parkın özelliklerinin çocukların hayal gücüne göre tasarlanmasını isteyen Osmangazi Belediyesi, bu işi Bursa Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı öğretim üyesi ve öğrencileri, Bursa Peyzaj Mimarları Odası temsilcileri ve 24 çocukla birlikte yaptı.Konusunda uzman öğretim üyesi, öğrenci ve peyzajcılar çocukların hayal ettikleri parkla ilgili fikirlerini alırken aldıkları bu bilgileri maket olarak tasarlayarak çocukların beğenisine sundu.

    Çocukların onay vermesiyle birlikte projeyi hayata geçirmek üzere Osmangazi Belediyesi, çalışmalara başladı. Çocukların hayal dünyasına uygun yapımına başlanan park kısa sürede bitirilerek hizmete sunuldu. Park, Osmangazi Belediyesi ekipleri tarafından geri dönüştürebilir makara, kablo, lastik ve ağaç ürünlerinden imal edildi.

    Çocukların hayal dünyasına uygun yapılan Karaağaç Parkı’nın açılışına Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Ufuk Cömez, parkı tasarlayan çocuklar ve aileleri ile mahalle sakinleri katıldı.
    Dündar: “Çocuklarımızın hayallerini gerçeğe dönüştürdük”

    Yeni parkın açılışında konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, ilçede 800’ün üzerinde park olduğunu belirterek, “Her mahallemizde nerede bir boş alan varsa bu alanı sahiplenipvatandaşlarımızın nefes alabileceği parklar inşa ediyoruz. Yapımını gerçekleştirdiğimiz parkların düzenli bakımını gerçekleştiriyoruz. Parkların içini spor aletleriyle donatıyoruz. Açılışını yaptığımız bu park, çok özel bir park.Bu parkı çocuklarımız tasarladı. İsveç Yerel Yönetimler ve Bölgeler Birliği, Türkiye Belediyeler Birliği, Çukurova Belediyeler Birliği, Marmara Belediyeler Birliği ile Osmangazi Belediyesi’nin organize ettiği RESLOG projesi olarak hayata geçirdik.

    Bu projede özellikle göçmen olarak Bursa’ya gelen çocukların uyum sağlaması adına yapılan bir projedir. Osmangazi Belediyesi ilçenin 3 farklı noktasında bu şekilde parklar yapmıştır. Bu parkta çocuklarımız hayallerinden geçenleri tasarladı. Çocuklar bizim çalışma arkadaşlarımızla birlikte proje geliştirip hayallerindeki parkın yapılmasını sağladı. Bizde belediye olarak çocukların hayallerindeki parkı kısa sürede bitirerek hizmete sunduk. Burası bir parktan da öte etkinlik sahası haline geldi” dedi.
    Başkan Dündar, yeni açılışı yapılan parkta oyun oynayan çocukları izleyerek heyecanlarına ortak oldu.

  • Çocuklarda idrar kaçırması genetiktir

    Çocuklarda idrar kaçırması genetiktir

    Çocukların ve ailelerinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen idrar kaçırma sorunu, nedenleri doğru analiz edilmediğinde önemli problemlere sebebiyet verebiliyor. Bedensel ve zihinsel gelişimi olağan seyreden bir çocuğun beş yaşından sonra gündüz ve/veya gece idrar kaçırması normalin dışında bir durum. Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. İpek Özunan, idrar kaçırma probleminin hafife alınmadan hızla tedavi edilmesi gerektiğine vurgu yaparken, uykuda idrar kaçırmanın ardında, düşünülenin aksine psikolojik değil genetik nedenler olduğu uyarısını yaptı.

    İdrar kaçırmanın bazen damla damla olabileceği gibi bazı durumlarda kıyafeti ile bulunduğu yeri ıslatacak sıklık ve fazlalıkta da olabileceğini söyleyen Prof. Dr. İpek Özunan, “Gece uykuda idrar kaçırma (enürezis) daha çok erkek çocuklarda görülse de 5 yaş çocukların yüzde 15 ila 20’si; 7 yaş dönemindekilerin yüzde 10’u, 10 yaş dönemindekilerin yüzde 5’i ve ergenlik dönemi ve sonrasındakilerin ise yüzde 1’i bu sorunu yaşayabiliyor. Gündüz idrar kaçırma ise kız çocuklarında daha fazla olurken, bu durum okul çağı çocukların yaklaşık yüzde 10’unu etkiliyor” diyor.

    Psikolojik değil genetik

    Çocuklarda idrar kaçırma durumunu önemli bir soruna dönüştüren nedenlerin başında, çok sık rastlanılan “zamanla düzeleceği” inancının geldiğini söyleyen Prof. Dr. İpek Özunan, “İdrar kaçırmanın zamanla düzelme potansiyeli olsa da düzelmesi için bazen uzun yıllar beklenmekte ve bu süre zarfında çocuk ve ailenin yaşam kalitesi ve konforunda önemli bozulmalar olabilmektedir. Ailelerin, gece idrar kaçırmanın önüne geçebilmek için bazen çocuğu iki saatte bir uyandırmaya çalışması başka sorunlara sebebiyet verebiliyor. Sağlıklı bir gece uykusunun olmaması gelişim sorunlarına neden olurken okul başarısında da düşmeye neden olabiliyor. Yine çocuğa ilk bakım veren kişinin (çoğunlukla annenin) psikolojik olarak yıpranması ve istemeden de olsa bunun çocuğa yansıması durumun kısır döngüye girmesine de sebep olabiliyor. Bu tip yaklaşımlar, çocuğun öz saygısında da azalma ve vücut imajının hatalı gelişimine neden oluyor” uyarısını yaptı.

    “İdrar kaçırmanın çoğunlukla psikolojik olduğu düşünülse de sadece yaklaşık yüzde 10’u psikolojik kökenlidir” diyen Prof. Dr. İpek Özunan, “Durumun asıl psikolojik yanı idrar kaçırma devam ettikçe çocuğun psikolojisinde meydana gelen bozulmadır. İdrar kaçırmanın daha çok görülen nedenlerinin başında ise genetik faktörler ve bunlara bağlı uykudan uyanma eşiğinin olgunlaşmasında gecikme ve idrar kesesine (mesane) bağlı sebepler gelir. Genetik faktörlere bakıldığı zaman ebeveynlerinden birinin geçmişinde gece idrar kaçırma varsa çocukta risk yüzde 45, her ikisinde de varsa yüzde 77 düzeyine kadar yükselebilir” ifadesini kullandı. İdrar kaçırmaya neden olan pek çok ikincil sebebin de olabileceğine değinen Prof. Dr. Özunan, bunlar arasında kabızlık, böbrek hastalıkları ve nörolojik nedenlerin yer alabileceğini söyledi.

    Vakit kaybetmeyin

    İdrar kaçıran çocuklarda benlik saygısında azalma, endişe, özgüven kaybı, utangaçlık ve içe kapanıklık gibi problemlerin ortaya çıkabileceğine değinen Prof. Dr. Özunan, “İdrar kaçırmanın zamanla düzeleceği varsayımı ile beklemek, çocukların büyüme çağında sosyal aktivitelerden uzak kalarak akranlarıyla kaliteli zaman geçirmelerine engel olur. Tedavi programının zaman kaybetmeden hazırlanması gerekir” ifadesini kullandı.
    Tedavi süreci hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Özunan, “İdrar kaçırma problemleri olan çocuklarda çok yönlü, ayrıntılı bir öykü alma ve fizik değerlendirme yapılması gerekir. Çocuğun büyümesinin değerlendirilmesi, kan basıncı ölçümü ve sistemik muayenesinin ardından basit bir idrar tahlili; beraberinde çocuğun mesane ve bağırsak alışkanlıklarını daha detaylı görebilmek ve tedavi programının en doğru şekilde çizilebilmesi için ailelerin 2 gün boyunca mesane-bağırsak günlüklerini evlerinde doldurmaları istenir. Bu günlüklerin doğru şekilde doldurulması çocukların mesane-bağırsak problemlerinin doğru şekilde teşhis edilmesinde çok önemlidir. Hasta ve ailenin doğru bilgilendirilmesi ve rahatlatılması, tedavinin ilk ve önemli basamağını oluşturur. Tedavide işeme ve dışkılamadaki problemlerin düzeltilmesi, mesane ve bağırsak sağlığı için önemli olan besin düzenlemeleri, uyku hijyeni ile ilgili öneriler ve altta yatan nedene bağlı gereken ilaç ve rehabilitasyon programları eklenip sorun kalıcı olarak çözülebilir” değerlendirmesini yaptı.

  • Bisikletli çocuk aracın altında kaldı

    Bisikletli çocuk aracın altında kaldı

    Olay, akşam saatlerinde Fatih Mahallesi 56. Sokak üzerinde meydana geldi. İddiaya göre; K.Ö. sevk ve idaresindeki  otomobil, A.A. adlı çocuğun kullandığı bisiklet ile çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle çocuk bisikletiyle otomobilin altına girerek sıkıştı.

    Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve emniyet ekipleri sevk edildi. Yaralı çocuk yaklaşık yarım saatlik çalışmanın ardından otomobilin altından çıkarılarak sedyeyle ambulansa taşındı. Yaralı çocuğa ilk müdahale olay yerinde yapılırken, daha sonra ambulansla Tekirdağ Şehir Hastanesi Acil Servisi’ne sevk edildi.

    Otomobil sürücüsü K.Ö. ise ifadesi alınmak üzere Cumhuriyet Polis Merkezi Amirliği’ne götürüldü. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Bursa’da yaz tatiline coşkulu veda

    Bursa’da yaz tatiline coşkulu veda

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin çocukların hem yeteneklerini geliştirmeleri hem de eğlenceli vakit geçirmeleri amacıyla bu yıl beşincisini gerçekleştirdiği Çocuk Şenliği, yüzlerce çocuğun katılımıyla Botanik Park’ta yapıldı. Bu yıl Cumhuriyet’in 100. Yılı temasıyla yapılan etkinlik, bayrak yürüyüşü ile başladı. Büyükşehir Belediye Bandosu konseri ve Orkestra Şube’nin Cumhuriyet Şarkıları Konseri ilgiyle dinlendi.

    Etkinlikte çeşitli kamu kurumları, özel sektör ve Büyükşehir Belediyesi birimleri tarafından hazırlanan stantlarda çocuklara yönelik eğitici, öğretici ve eğlendirici atölye çalışmaları yapıldı. Bubble Şov, illüzyon gösterisi, kukla tiyatrosu, gün boyu dev ekranda yapılan Kral Şakir fiilmleri gösterimi ve daha sayısız etkinlikle çocuklar, okullar açılmadan önce gönüllerince elenme fırsatı buldu.
    Çocuk Şenliğinde dört yıldır Bursalı minikleri yalnız bırakmayan Kral Şakir karakterinin mimarı Varol Yaşaroğlu, bu yıl da çocuklarla buluştu. Kral Şakir maskotları ve müzikleri ile renklenen şenlikte Yaşaroğlu, çocuklar için kitaplarını imzaladı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız da çocukların eğlencesine ortak oldu. Alanı gezen, çocukların oyun ve etkinliklerine eşlik edip, ip atlayan Yıldız, “Botanik Park’ı bugün çok farklı gördüm. Çocuklarımızın aileleriyle birlikte gösterdikleri bu rağbet bizleri inanılmaz mutlu etti. Çocuklarımızın ekranla büyüdüğü bir dönemde, onlar akranlarıyla beraber hareket edip, hem oyunun zevkini yaşadı hem de geçmişteki oyunları öğrenme fırsatı buldu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Çocuklarımız aileleriyle, mutlu vakit geçiriyorlar. Çocuklarımızın her günü böyle mutlu olsun inşallah” dedi.

    Çok mutluyum

    Çocuk şenliğinde bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu dile getiren Varol Yaşaroğlu ise, “Gerçekten her geldiğimde çok heyecanlanıyorum. Bu kalabalık her geldiğimde daha da büyüyor. Kral Şakir sevgisi gerçekten artık çocukları da aştı, ailelere birlikte dünya markası olma yolunda ilerliyor. Bu sene de acayip bir coşku var. Kral Şakir’le burada olmak bizim için büyük bir mutluluk. Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ve katılan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

  • Boşanma sürecinden en çok çocuklar etkileniyor

    Boşanma sürecinden en çok çocuklar etkileniyor

    Günümüzde boşanma oranlarının arttığını vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Başak Mutluer, pandemi süresince işten çıkarılmalara bağlı ekonomik güçlükler, kapanma dönemlerinde evde geçirilen vaktin artması, evdeki iş yükünün değişmesi, çocuklu ailelerde ebeveynlerin eğitim sürecindeki yükümlülüklerinin artması gibi durumların bir grup ailede çiftleri ortak hedefler istikametinde birbirine yakınlaştırdığını, pek çok ailede ise çiftlerin birbirinden uzaklaşarak boşanmalarına yol açtığını dile getirdi.

    “Yakın çevrenin müdahalesi de bir boşanma sebebi”

    Psikiyatri Uzmanı Dr. Başak Mutluer, boşanmanın hukuki bir süreç olmakla birlikte kişilerin psikolojisiyle doğrudan ilgili olduğuna değinerek, en sık karşılaşılan boşanma sebeplerini, yakın çevrenin evliliğe müdahalesi, aldatma, ekonomik sorunlar, şiddet, genç yaşta evlenmek, eğitim düzeyinin düşük olması, iş yaşamı ve çocuk bakımından kaynaklanan beklentileri karşılamaya çabalamak ve bunlara bağlı olarak çiftlerin yoğun stres altında olmaları olarak sıraladı. Dr. Mutluer, olumsuz hayat tecrübeleri sonucunda eşler tarafından algılanan mutluluğun azalması ve evliliğin kurtarılamayacak derecede ağır zarar görmesi dışında, evlilik tatmininin olmadığı durumlarda da boşanma sürecine gidildiğini ifade etti.

    “Evlilik sürecinin yas dönemi”

    Boşanma sürecine girmiş ailelerin büyük kayıplar ve değişim yaşadığına dikkat çeken Dr. Mutluer, “Eşler hayat arkadaşlarını, hayatlarındaki rollerini, desteklerini, güçlerini, statülerini, güvenlerini, alıştıkları hayatlarını, arkadaşlarını kaybederler. Bu dönemde kaos, başarısızlık, çözümsüzlük, ümitsizlik, hayal kırıklığı, keder, öfke, suçlama, agresiflik, savunma, belirsizlik, korku, şaşırma, ne yapacağını bilmemek, kaybolmuşluk gibi başa çıkması zor duygular ortaya çıkar. Bu süreç devam eden evlilik sürecinin yasını tutmakla eşdeğer sayılabilir. Bu dönemde yaşanan yoğun duygular, etraftan yöneltilen yanlış yönlendirmeler, ego merkezli düşünce yapısı ve sosyal etmenler boşanma sürecini karmaşıklaştırır. Bu karışıklık çözüm yollarının üretilmesini ve uzlaşmanın sağlanmasını büyük ölçüde zorlaştırır. İnsanların olaylardan ders alarak olgunlaşmasına ve onları bekleyen yeni hayat düzenlerine başlamasına engel olabilir. Bu süreçte yaşanan çatışmaların çözülmeden bırakılması kişilerin aynı sorunlu kalıpları diğer ilişkilerinde de tekrar etmelerinin önünü açar” diye konuştu.

    “Sağlıklı boşanma nedir?”

    Aile bireylerinin ilişkileri koparmadan, mevcut saygıyı ve sevgiyi yitirmeden, kendilerini ve başkalarının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bu süreci yaşamasına “sağlıklı boşanma” denildiğini belirten Dr. Mutluer, “Sağlıklı boşanmanın gerçekleştiği ailelerde kişiler daha olgunlaşmış, kendine güvenen, güçlü; geçmişle barışmış ve aynı zamanda geleceğe dair umutlu insanlar olarak hayatlarına devam ederler. Boşanma, kazanan ve kaybedenin olduğu bir süreç olarak değerlendirilirse aile bireyleri olumsuz etkilenir. Aile terapilerinde bu sürecin barışçıl, her birey için kısmen de olsa bir kazanç sağlayan, varsa özellikle çocukların koruma altına alındığı bir ortamın sağlanması için çalışılır” dedi.
    Boşanma sırasındaki duygusal denge bulma sürecinin kişiden kişiye farklılıklar gösterdiğine değinen Dr. Mutluer, yas sürecinde gözlemlenen inkar, öfke, depresyon ve kabullenme evrelerinin boşanmada da görülebileceğini ve bu evrelerin bazen psikiyatrik destek almayı gerektirecek düzeyde olabileceğini söyledi.

    “Terapist hakem değildir”

    Bu süreçte terapistin nötr olarak, görüş bildirmeden ve bir taraf olmaktan kaçınarak danışanı eğitmek ve ihtiyaçlarını karşılamasına yardım etmek için çiftin sürecine eşlik ettiğini vurgulayan Dr. Mutluer, “Terapist karar vermez. Aralarındaki anlaşmazlıklar için hakem ya da avukat rolünde değildir. Terapist doğru-yanlış, iyi-kötü, hastalıklı-sağlıklı insanları ayırt etmeye çalışmaz. Terapist aile içi ilişkileri, etki tepki döngüsünü fark ederek adil bir şekilde kişilerin gerçek ihtiyaçlarının karşılanmasına yardım eder. Bunu; danışanların duygularını kontrol altına alması, ulaşmak istediği hedefleri ve adımları belirlemesi, yardım alabileceği bir destek sistemi geliştirmesi, zararlı düşünce kalıplarını belirleyip değiştirmesi, daha pozitif duygular geliştirmesi için çiftlere yardımcı olarak sağlar. Eğer çocuklu bir aile ise çocukların yararı gözetilir” diye konuştu.
    Bazen eşlerden birinin yaşadığı duygusal acıya tepki olarak boşanma kararı alabileceğini ve terapistin böyle durumlarda yaşanan yoğun duyguların anlaşılması ve çözülmesine yardımcı olarak daha olgun ve sağlıklı bir karara varılmasını hedeflendiğinden bahseden Dr. Mutluer, “Kısa vadeli ayrılık denemeleri gündeme gelebilir. Ucu açık ya da zamanlı ayrılık denemesi, evden ayrılma ya da boşanma öncesi uzun ayrılık kararları planlanabilir. Boşanma sürecine giren çiftlerin terapiye geldiklerinde, birlikte kalıp evliliği kurtarmak; birlikte kalıp, taraflardan biri ya da ikisi boşanmaya hazırlanmak; birlikte kalıp, evliliği kurtarmak isteyip istemediklerine karar vermek; birlikte kalmak ama ilişkiyi kurtarmak için çalışmamak ya da boşanmaya karar vermek gibi hedefleri olabilir. Her bir eşin beklentisi ve ihtiyaçları adil bir şekilde gözetilerek hedefleri istikametinde ilerlenmeye çalışılır” dedi.

    “Travma etkisi oluşturabilir”

    Dr. Mutluer, yapılan değerlendirmelerde boşanmada; eşin vefatı sonrası geride kalan eşin yaşadığı stresin yüzde 70’ine eşdeğer bir stres ortaya çıktığının tespit edildiğini aktararak ekonomik kayıplar, sosyal statü kaybı, hayat şartlarının, bireysel alışkanlıkların, uyku biçiminin, aile içi tartışmaların, aile toplantılarının sayısının değişimi, duygusal kayıplar, güven kaybı, sosyal çevre kaybı gibi faktörler eklendiğinde ise bu etkilenmenin, bir travma etkisi oluşturacak ölçüde arttığını anlattı. Bu süreçte en çok etkilenen bireylerin çocuklar olduğunun altını çizen Dr. Mutluer, eşlerin, çocukların ihtiyaçları için ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi.

    “Çocuklar kendini sorumlu tutabilir”

    Küçük çocukların, boşanmadan kendilerini sorumlu tutma eğiliminde olduğunu belirten Dr. Mutluer, “Ebeveynlerin birbirleriyle iletişimde çocukları aracı olarak kullanmaları, çocukların yaşlarından beklenenin çok üstünde sorumluluk altına girmelerine neden olur. Terk edilme korkusu yaşayabilirler. Ergenlerde görülen intihar girişimlerinde boşanma sonrası yaşanan ebeveyn çatışmaları önemli bir etkendir. Gerek duyulursa aileler, çocukları için Çocuk ve Ergen Psikiyatristi’ne yönlendirilir” diye konuştu.
    Dr. Mutluer, belirsizliklerin yaşandığı bu dönemde yavaş hareket etmek; sürpriz ataklardan kaçınmak; temel kuralları ve sınırları belirlemek gerektiğini vurgulayarak “Çift/Aile Terapisti’nden boşanma için olduğu gibi evlilikte yaşanan sorunların üstesinden gelebilmek adına da destek alınabileceği unutulmamalıdır” dedi.

  • Çocuklarda spor öncesi muayene önemli

    Çocuklarda spor öncesi muayene önemli

    Spor esnasında, vücudun oksijen ihtiyacı arttığını belirten Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Dr. Bahattin Öncü, “Bunun karşılanabilmesi için de kan basıncı, kalp hızı, kalbin kasılma gücü ve dolayısıyla kalbin pompaladığı kan miktarı artmaktadır. Spor ile kalbin artan bu iş yüküne, sağlıklı bireylerin vücudu ve kalbi uyum sağlamakta sıkıntı çekmez. Ancak çocuklarda daha önceden belirti vermemiş bir kalp hastalığı varsa, spor sırasında göğüs ağrısı, bayılma, çabuk yorulma ve hatta ani ölüm bile görülebilmektedir” dedi.

    Genç sporcularda ani ölümlerin çoğu doğuştan kalp yapısının bozukluklarından kaynaklandığını belirten Öncü, “Bu bozukluklar kalp kasının aşırı kalınlaşması, kalbi besleyen damarlarda yapısal farklılıklar ve kalpteki ritim bozukluklarıdır. Bu gibi önemli kalp hastalıklarının tanısını spor öncesinde çocuk kardiyoloji polikliniğinde yapılan muayene ile tespit etmek mümkündür. Bu nedenle tüm çocuklara spor öncesinde mutlaka kardiyoloji muayenesi önermekteyiz” diye konuştu.