Etiket: çocuk

  • Depremzede çocukların helikopter sevinci

    Depremzede çocukların helikopter sevinci

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından koordinasyonunu yürüttüğü Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde geçici barınma alanlarında devam eden çalışmaları yerinde inceledi. Bölgeyi gezerken, Bakan Kurum’un yanına gelen bir grup depremzede çocuk, helikoptere binmek istediklerini söyledi.

    Çocukların isteğini geri çevirmeyen Bakan Kurum, alan incelemeleri için kullandığı Jandarma Genel Komutanlığı’na ait helikoptere binmelerini sağladı.

    Daha önce uçağa bile binmediklerini ifade eden yaşları 7 ile 9 arasında değişen 9 çocuk heyecanla helikoptere koştu. Yaklaşık yarım saat boyunca Gaziantep’e gökyüzünden bakan çocuklar, heyecan ve mutluluklarını gizleyemedi. Bazı çocuklar ise ellerindeki telefonlarla o anları kayıt altına aldı.

    Helikopterden inerken hediye edilen oyuncakları da alan çocuklar, “Bakanımıza teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun. Onu çok seviyoruz. Bizi uçağa bindirdi. Bir güzel gezdik. Çok güzeldi. Uçak sahibinden de Allah razı olsun. Çok mutlu olduk. Allah razı olsun vatanımızdan” dediler.

  • Yıldırımlı miniklerden depremzede kardeşlerine destek

    Yıldırımlı miniklerden depremzede kardeşlerine destek

    AFAD koordinasyonunda yürütülen yardım çalışmalarına, Yıldırımlılar destek olmaya devam ediyor.

    Yıldırım Belediyesi Kreşi öğrencileri, afet bölgesindeki çocuklara gönderilmek üzere en sevdiği kıyafetleri, oyuncakları ve atıştırmalıkları kolilere doldurdu.

    Çizdikleri resimlerle de afetzedelerin acılarını paylaşan minikler, depremin akranları üzerindeki etkisini bir nebze olsun hafifletebilmeyi hedefliyor.

  • Depremzede çocuklara ilişkin açıklama

    Depremzede çocuklara ilişkin açıklama

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sosyal medya hesabı üzerinden depremzede çocukların durumuna ilişkin paylaşımda bulunuldu.

    Yapılan açıklamada, depremzede çocuklara ilişkin şu bilgilere yer verildi:

    “Enkaz altından çıkarılan, refakatçisi olmayan 1838 çocuğumuz kayıt altına alınmıştır. Başvurucuların kimlik kontrolü ve doğrulaması sonrasında 1286 çocuk ailesine teslim edilmiş, 85 çocuğumuz tedavisinin ardından Bakanlığımız tarafından kuruluş bakımına alınmıştır.

    467 çocuğumuzun ise hastanelerde devam eden tedavi süreci takip edilmektedir. Kimliği tespit edilen 1625 çocuğumuz, kimliği henüz bilinmeyen 213 çocuğumuz bulunmaktadır.”

  • “Sen iyi ol, top da oynarız”

    “Sen iyi ol, top da oynarız”

    Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde Hatay’da evleri yıkılan ve kaçarken düşen molozların altında kalarak kardeşi Saadet (10) ile yaralı olarak kurtulan Mahmut Ağrı (11), Adana’da hastane odasında hayranı olduğu Arda Güler’e çağrı yapmıştı. Koyu Fenerbahçeli olduğu için Arda Güler’i çok sevdiğini söyleyen Mahmut, “Arda Güler’in yanıma gelmesini çok isterim. Arda ağabey hastanede seni bekliyorum, gelirsen mutlu olurum” demişti.

    Çağrıya kayıtsız kalmayan genç futbolcu Arda da Mahmut’u görüntülü aradı. Arda Güler, Mahmut’a imzalı formasını yollayacağını söyleyerek, “Sen iyileşince tesislere de gel, diğer futbolcularla da görüşürsün. Sen iyi ol, top da oynarız” dedi.

  • Depremzede Melek’in isteği bilgisayar teslim edildi

    Depremzede Melek’in isteği bilgisayar teslim edildi

    Yaraları sarmak için ilk günden itibaren deprem bölgesinde çalışmalarını aralıksız sürdüren Bursa Büyükşehir Belediyesi ekipleri, yardım malzemelerinin dağıtımından enkazda canlı arama çalışmalarına, konteynır kenti ve seyyar tuvalet kurulumundan sokak hayvanlarının beslenmesine kadar ihtiyaç duyulan her konuda gece gündüz demeden çalışıyor. Asrın felaketine tanık olan minik yürekleri de unutmayarak oyuncak dağıtımı yapan Büyükşehir Belediyesi ekipleri, evlerinin yıkılması sonucu halası ve eniştesiyle birlikte çadırda kalan 7 yaşındaki Melek’in istediğine duyarsız kalmadı. Bilgisayarının enkaz altında kalmasına çok üzüldüğünü dile getirmesi üzerine ekipler, hemen harekete geçerek kısa sürede yeni bir bilgisayar temin etti.

    Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Gazali Şen, daire başkanları Hakan Bebek ve Feridun Tarım ile ekipler, minik Melek’i çadırında ziyaret ederek yeni bir bilgisayar teslim etti. Ateşin başında ısınan ve ödevlerini yapan Melek’le sohbet eden Gazali Şen, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın selamını ileterek, minik kızın üzülmemesini istedi. Küçük kıza oyuncak bebek ve gıda yardımında da bulunduklarını belirten Şen, minik kızın ve ailesinin Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulacak olan konteynır kente nakledileceğini ifade etti.

    7 yaşındaki Melek’in halası olan Fatma Açık, depremde evlerinin yıkıldığını, yanlarına terlik dahi alamadan dışarı kaçtıklarını anlatı. 1 yaşından beri yeğeni Melek’e kendisinin baktığını söyleyen Açık, “Eşim ve yeğenim, Melek ile birlikte 3 kişi çadırda kalıyoruz. Melek birinci sınıfa gidiyor. Okuma yazmayı yeni öğreniyor. Elimize ne geçerse tekrar yaptırıyorum, yazıları okutuyorum. Geçtiğimiz günlerde ekipler gelerek bizlerle sohbet etti. Melek de bilgisayarın enkaz altına kalmasına çok üzüldüğünü dile getirdi. Ekipler bizi kısa süre sonra ziyaret edip bilgisayar getirdi. Hiç beklemiyordum. Bize de sürpriz oldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz” dedi.

  • Malatya’da, çocukların çadır kent yaşamı

    Malatya’da, çocukların çadır kent yaşamı

    Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 2 büyük deprem, 11 ilde yıkıma neden oldu. Asrın felaketinde binlerce insan hayatını kaybederken, yine binlercesi yaralandı. Deprem nedeniyle bazı evler çöktü, birçok ev ise hasar gördü. Hasar gören evlerinde kalamayan aileler için kent genelinde kurulan çadır kentlerle birlikte birçok geçici barınma alanları oluşturuldu. İlk andan itibaren kurulan çadır kentlere yerleştirilen aileler için kalıcı barınma yerleri yapılması için hızlı bir şekilde çalışma başlatıldı. Her türlü imkanın sağlanmaya başladığı çadır kentlerde, ailelere 3 öğün yemek verilirken, çocuklar için de her türlü ihtiyaç düşünülüyor. Malatya Kültür ve Kongre merkezinde AFAD ve Kızılay tarafından kurulan çadır kentte çocuklar, hem yeni arkadaşlar ediniyor, hem de parklar ve dağıtılan oyuncaklarla oynayarak günlerini geçiriyor. Öte yandan emniyet ekipleri de her türlü güvenlik tedbirini de alarak ailelere yardımcı oluyor.

    “Güzel etkinlikler var”

    Çadır kentte yaşamaya devam ettiklerini belirten çocuklardan İbrahim Halil Sert, “Depremden dolayı birkaç haftadır buradayız. Sağ olsun burada abiler ve ablalar ile AFAD bize yardımcı oluyorlar. Gezici kütüphane, Nasrettin Hoca ve Psikososyal destek ekipleri var bize her daim yardım ediyorlar. Gezici sinema da geldi, oyuncak dağıtıp bizi eğlendiriyorlar ” dedi.

    “Bizleri mutlu etmeye çalışıyorlar”

    Yeni arkadaşlar edindiğini söyleyen Hüseyin Erol, “Birkaç haftadır burada barınıyoruz. Depremden dolayı hem psikolojik açıdan hem de maddi açıdan çok kişi bizde zarar gördük. Çadır kente yerleştik burada yeni arkadaşlar tanıdık. Burada kardeşlerimizin ve kendimizin bu zorlu süreçte kendimize gelebilmemiz için belirli yerler var. AFAD, Psikososyal çadırlar, Gezici kütüphanedeki görevlilerin hepsi elinden geldiği kadar yardım edip bizleri mutlu etmeye çalışıyorlar. Kendilerinden Allah razı olsun. Burada yeni arkadaşlar edindim” ifadelerini kullandı.
    Çocuklardan Ayaz Kılıç, “Futbol, saklambaç ve yerden yüksek oynayarak vakit geçiriyoruz” diye konuştu.

  • Yaşı küçük ama gönlü büyük

    Yaşı küçük ama gönlü büyük

    Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve Türkiye’yi yasa boğan depremlerin ardından başlatılan yardım seferberliği gönüllülerin desteği ile aralıksız devam ediyor. Edirne’de bir yandan deprem bölgelerine gönderilmek üzere yardım çalışmaları yapılırken, bir yandan da kente gelen depremzedeler için oluşturulan ücretsiz market aracılığı ile yaraların sarılmasına katkı sağlanıyor. Türkiye depremzedeler için tek yürek olmuşken, 7’den 70’e herkes yapılan çalışmalara destek oluyor. 11 yaşındaki Fatih Yıldırım da, Edirne’de depremzedeler için Mimar Sinan Spor Salonu’nda oluşturulan yardım toplama merkezinde gönüllülerle birlikte bazen koli taşıyor, bazen paketleme yapıyor, bazen ise ihtiyaçlarını karşılamaya gelen depremzedelere yardımcı oluyor. Kendi küçük gönlü büyük Fatih’in bu örnek davranışı çevredekilerden takdir topluyor. Yaşıtları dışarıda vakit geçirirken neredeyse zamanının tümünü depremzedelere destek için geçiren Fatih, birlik, beraberlik ve dayanışmanın en güzel örneklerinden birisi oluyor.

    “Burada hep beraber birlik olmaya çalışıyoruz”

    Ülkemizde yaşanan depremlerin herkesi çok üzdüğünü söyleyen 11 yaşındaki Fatih Yıldırım, gönüllü olarak yardım toplama merkezine geldiğini ve hep birlikte çalışarak bazen eve bile gitmediklerini belirtti. Hep beraber birlik olmaya çalıştıklarını aktaran Yıldırım, “Tır geliyor, kolileri taşıyoruz. Depremzedeler buraya geliyor, onlara burada yardımcı oluyoruz. İsteklerini yazıyorlar, onlara veriyoruz. Burada hep beraber birlik olmaya çalışıyoruz. Burada olmaktan ve onlara yardım etmekten dolayı kendimle gurur duyuyorum” dedi.

    “Senin yaşındakiler dışarıda geziyor diyorlar”

    Yaşının küçük olmasına rağmen depremzedeler için canla başla çalışmalara destek veren Fatih, “Beni görenler senin yaşındakiler gidip eğleniyorlar, sen hep burada çalışıyorsun diyorlar. Onlara da açıklıyorum nedenlerini. Burada tırlar geliyor, bazen tırlardan kolileri indiriyoruz, bazen tırlara koli yüklüyoruz. Liste ile gelenler ihtiyaçlarını istiyor, onları veriyoruz” diye konuştu.

  • Yıkılan anaokulunun enkazına balonlar bağlandı

    Yıkılan anaokulunun enkazına balonlar bağlandı

    Kahramanmaraş,’ta 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerden 11 il etkilendi.

    Depremlerde en çok hasarı alan illerin başında ise Hatay yer alıyor. Hatay’daki bir anaokulu da depremde yerle bir oldu.

    O anaokulundan geriye çocukların hikaye kitapları, çizdiği resimler kaldı.

    Bazı vatandaşlar, o anaokulunun enkazına depremde hayatını kaybeden çocukların anısına balonlar bağladı.

  • Çocuklarda deprem travmasına dikkat

    Çocuklarda deprem travmasına dikkat

    Öncelikle ebeveynlerin kendi duygu regülasyonlarına dikkat etmeleri gerektiğini belirten Klinik Psikolog Nida Biçen, “Ailelerin çocuğun yanında ağlayarak yüksek tepkiler vermesi çocuğun da duygularını çok daha yüksek bir şekilde yaşamalarını sağlayacaktır. Bu demek değildir ki duygularımızı hiç göstermeyelim bunu daha normal ve doğal tepkilerle belli etmek, çocuğun bunu öğrenmesini ve rol model almasını sağlayacak” dedi.

    Çocukları sosyal medya ve görsel içeriklerdeki deprem görüntülerine tekrar maruz kalmamasını sağlamak gerektiğini de belirten Klinik Psikolog Nida Biçen, “İzledikçe tekrar tekrar bu tramvatik durumlara maruz kalmak çocukların kaygısını artırabilir. Bir diğeri enkaz altında kaldı, çıkarılamadı, öldü, başına bir şey geldi, çok kötü oldu gibi daha büyük söylemlerde bulunmamak çocuklar için oldukça önemli. Bunları daha basitleştirilmiş daha çocukların yaşına uygun bir şekilde ifade etmeliyiz” şeklinde konuştu.

    Açıklamasında, ebeveynlerin çocuklarıyla kaygıları hakkında konuşmanın da önemli olduğuna dikkat çeken  Klinik Psikoloğ Nida Biçen şunları söyledi:
    “Bu olay hiç yaşanmamış gibi davranmak yerine kaygıları konuşmak, bu depremin nasıl olduğunu, ölenlerin neyden kaynaklı öldüğünü, çocuğun yaşına ve çocuğun doğasına göre anlatmak oldukça önemli. Bazı çocuklar yaşları gereği sözel olarak anlayabilirler, fakat yaşları daha küçük olanlar için, bunu oyunlarla, masallarla yada legolarla bir deprem düzeneği kurarak yaşına uygun basit ve net bir dille anlatmak önemli. Ayrıca, çocuğun duygularını ifade etmesine izin vermek, kaygılarını, korkularını ve konuyla ilgili ne kadar bilgisi olduğunu dinlemek gerekmektedir. Bu dinlemeyi şefkatle ve sabırla yapmalıyız. İlk önce şefkatle dinlemek önemli. Burada endişelenme, korkacak hiçbir şey yok, üzülme demek yerine, bu duygularını ona yansıtmak, şuan üzülüyorsun, kaygılanıyorsun bu beni de kaygılandırıyor haklısın gibi ona yansıtma yapmak veya bu konuyla ilgili daha küçük çocuklarda oyunlar oynamak masal anlatmak, bu konuyla ilgili resim çizmek ve duygu aktarımını sağlamaya çalışmak çocukların duygu ifadesinde rahatlatıcı bir özelliğe sahip. Burada çocuklar şefkate, sıcaklığa ve güvene ihtiyaç duyacaklardır. Sözel olarak yada dokunsal olarak çocuğun izin verdiği şekilde çocuğun üzerine gitmeden çocuğa destek olmak, sevgimizi daha fazla dile getirmek, çocuğun kaygısını, korkularını azaltacaktır.”

    Deprem travmasına karşı ebeveynlere önerilerde de bulunan Klinik Psikolog Nida Biçen, “Ailecek sevdiğiniz etkinliklere yer verebilirsiniz. Bu hem iyileştirici bir etkiye hem de beraber vakit geçirmenize sebep olacaktır. Bu yüzden bol bol aktivite yapmak, belki dışarıya çıkmak, gezmek, temiz hava almak, doğa yürüyüşleri yapmakta aslında sadece çocukların değil ebeveynlerin de kaygısını, korkusunu ve gerginlik hissini azaltacaktır Çocuk bu dönemde her zamankinden daha fazla güvene ihtiyaç duyacaktır. Daha sık bir şekilde ben hep senleyim, seninle beraber vakit geçirmeye devam ediyorum ve güvendesin hissine çocuklara sözel olarak ya da davranışsal olarak belli etmekte onların o güven hisleriyle beraber daha rahat bir şekilde günlerine devam etmesini sağlayacaktır” dedi.

  • Anne adaylarına uyarı

    Anne adaylarına uyarı

    Hamilelik sırasında aşırı alkol tüketimi ile yüz değişikliklerinin yanı sıra zihinsel ve fiziksel gelişim sorunlarına yol açan fetal alkol spektrum bozukluğu (FASD) arasındaki ilişki uzun süredir biliniyordu. Ancak, Hollanda’da yapılan yeni bir çalışma, hamilelik öncesinde çok düşük miktarda alkol tüketmenin bile bebeklerin yüzünde çeşitli değişikliklere yol açacağını ortaya koydu.

    Bununla birlikte, Dünya SAğlık Örgütü (DSÖ), gelişmemiş karaciğerleri nedeniyle kimyasal maddeleri düzgün bir şekilde işleyemedikleri için, bir fetüsün alkolü ne kadar güvenli bir şekilde tolere edebileceğinin bilinmediğini belirtiyor. Sağlık yetkilileri, herhangi bir riski minimumda tutmak için kadınlara hamilelik sırasında hiç alkol almamalarını tavsiye ediyor.

    Yeni, çalışma kapsamında 3 binden fazla 9 yaşındaki ve yaklaşık 2 bin 500 tane 13 yaşındaki çocuğun fotoğrafları, yüzündeki 200 farklı noktayı tanımlayan bir yapay zeka algoritması ile değerlendirildi. Annelere hamilelik sırasında ve hamilelikten hemen önce ne kadar alkol tükettikleri soruldu.

    Rotterdam Erasmus Tıp Merkezi’nden Prof. Dr.  Gennady Roshchupkin, “Bu çalışma için, yüzün yüksek çözünürlüklü 3D görüntülerini çeken ve 200 benzersiz ölçüm veya ‘özellik’ üreten yapay zeka tabanlı bir algoritma geliştirdik. Doğum öncesi alkol maruziyeti ile ilişkileri araştırmak için bunları analiz ettik ve annenin alkol tüketimiyle ilişkili belirli yüz özelliklerini göstermek için ısı haritaları geliştirdik.” diye konuştu.

    Diğer taraftan, hamile kalmadan önce veya çocuklarının doğumundan önceki herhangi bir noktada üç ay boyunca içki içmeyen anneler çalışmada kontrol grubu olarak yer aldı. Ardından bu grup, hamile  kalmadan önce alkol tüketen  ancak hamileyken bırakan kadınlar ve hamileliği boyunca alkol alan kadınlarla karşılaştırıldı.

    Ekip, hamilelikten önceki üç ay içinde haftada 12 gramdan az alkol (330 ml’lik bir bira veya 175 ml’lik bir kadeh şaraba eşdeğer) içen kadınların bile, hafifçe değişmiş yüzlere sahip bebekleri olduğunu buldu. Prof. Dr. Roshchupkin, hamilelikten önceki bu küçük alkol alımı ile yüz değişiklikleri arasında önemli bir ilişki olduğunu söyledi.

    Araştırmanın ilk yazarı ve bir doktora öğrencisi olan Xianjing Liu ise “Dokuz yaşındaki çocuklarda doğum öncesi alkol maruziyeti ile yüz şekli arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulduk. Anneler ne kadar çok alkol alırlarsa, çocukların yüzündeki değişiklikler o kadar arttı.” dedi.

    Öte yandan çalışma, anne karnında alkole maruz kalan çocukların burun ucunun kalkık, burnunun kısalmış, çenesinin kalkık ve alt göz kapağı ile ilgili bölgelerin içe dönük olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu buldu.

    Prof. Dr. Roshchupkin, yüzün bir çocuğun genel sağlığını yansıttığı için bir “sağlık aynası” olduğunu ve bu çalışmanın alkol maruziyetinin daha derin sorunlara yol açabileceğini gösterdiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

    “Yüzün genel sağlığı yansıttığını vurgulamak önemlidir. Yani bu, yüz farklılıklarıyla birlikte alkolün sağlık üzerinde başka etkileri olabileceği anlamına geliyor. Bunu elbette kesin olarak bilmiyoruz ama daha dikkatli olmakta fayda var ve bunu daha fazla araştırmamız gerekiyor.

    Hamilelikte güvenli bir alkol tüketimi düzeyi olmadığını ve hem anne hem de gelişmekte olan fetüs için en iyi sağlık sonuçlarını sağlamak için hamile kalmadan önce bile alkol içmeyi bırakmanın tavsiye edildiğini vurgulamak çok önemlidir.”

     

    Çalışmanın bulguları Human Reproduction adlı bilimsel dergide yayımlandı.