Etiket: corona

  • Türkiye’deki bu oran korkutuyor… Avrupa’nın 4 katı!

    Türkiye’deki bu oran korkutuyor… Avrupa’nın 4 katı!

    Sözcü’den Nazan Doğaner Halıcı haberine göre, Prof. Dr. Erk’in açıklamaları şu şekilde:

    Tüm dünyada korku salmaya devam eden Covid-19, çocuk ve gençlerde az ve hafif seyrediyor. 15 yaş altında hastalığın görülme oranı yüzde 10-15. 20-50 yaş arasında ölüm oranı ise binde 2.

    45 yaş altındakilerin yoğun bakıma girme oranı da yüzde 12. Buna rağmen hastalık gençlerde ve çocuklarda ağır seyredebiliyor.

    Erkeklerde daha yaygın

    Türkiye’de 60 yaşından önce ölenlerin oranı yüzde 21.3. Bu oran Avrupa’dan 4, dünya ortalamasından 9 kat fazladır. Bunda; genç ve orta yaşlılarda obezite, diyabet, kalp-damar hastalığı ve hipertansiyonun fazla olmasının, yoğun sigara içiminin ve beslenme bozukluklarının etkisi büyük.

    Gençlerde ve yetişkinlerde hastalığın ağır seyretmesinin genetik birtakım nedenleri de olabileceği düşünülüyor. Bağışıklık sistemini düzenleyen genlerde farklılıklar, farklı kan grupları ve virüsün insan hücresine girmesine neden olan ACE-2 proteinini belirleyen genlerdeki değişikliklerin hastalığın ağır seyretmesinde rolü olduğu sanılıyor.

    Hastalık erkeklerde daha fazla görülüyor ve daha öldürücü seyrediyor. Dünya ortalamasına bakıldığında ölenlerin yüzde 65-70’i erkek. Bu açıdan erkek cinsiyet ve ileri yaş belirgin bir risk faktörüdür.

    Erkeklerde bu hastalığın daha sık ve ağır seyretmesinin davranışsal, hormonal ve bağışıklık sistemi ile ilgili nedenleri var.

    Kadınlara göre çok daha fazla sigara içiyorlar. Sigara içenlerde hastalık 10-14 kat ağır seyrediyor. Erkeklik hormonu olan testosteronun bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkisi var ve erkeklerde bağışıklık sistemini düzenleyen kromozomlardan bir adet var.

    Ayrıca erkekler kadınlara göre daha az el yıkıyor, az sabun kullanıyorlar, sağlıklarına daha az önem veriyor ve doktora geç başvuruyorlar.

    Kadınlar neden avantajlı

    Kadınların bağışıklık sistemi daha güçlü ve antikor cevapları daha fazladır. Bu nedenle kadınlarda kanser ve enfeksiyon hastalıkları daha az görülüyor.

    Kadınlık hormonu östrojen bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve kadınlarda bağışıklık sistemini destekleyen genler daha fazladır. Kadınlar erkeklere göre çok daha az sigara ve alkol kullanıyor, sağlıklarına daha fazla dikkat ediyor ve hijyene önem veriyorlar.

    Öte yandan insanların en az yüzde 30’unda herhangi bir belirti ve bulgu ortaya çıkmıyor. Dolayısıyla bu kişiler oldukça bulaştırıcı ve hastalığı en az 15 gün yayabilme özelliğine sahiptir.

  • Türkiye’de koronavirüsten 2 bin 805 can kaybı

    Sağlık Bakanlığının internet sitesinde yer alan ve Sağlık Bakanlığı Fahrettin Koca’nın Twitter’dan paylaştığı “Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu”nun güncel verilerine göre, bugün 30 bin 177 test yapıldı. Bu kapsamda 2 bin 357 kişiye koronavirüs tanısı konuldu.

    Son 24 saatte 99 hasta vefat etti, 2 bin 357 hasta ise iyileşti.

    Toplam test sayısı 889 bin 742, toplam vaka sayısı 110 bin 130, toplam vefat sayısı 2 bin 805, toplam yoğun bakım hasta sayısı 1776, toplam entübe hasta sayısı 883, toplam iyileşen hasta sayısı 29 bin 140 oldu.

    Sağlık Bakanı Koca açıklamasında:

    “Temaslı sayısı ve temas ortamı azaldığı için 50.000’e varan günlük test kapasitemizin 30.000’i kullanıldı. Son 20 gün içinde yeni vaka sayısının en düşük olduğu gün, bugün oldu. Yoğun bakım desteği alan hastalarımızın sayısındaki azalma devam etti”

  • Hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısı açıklandı

    Hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayısı açıklandı

    Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun yaşamını yitirdiği 1 Nisan 2020 tarihinden bugüne kadar, koronavirüs nedeniyle 14’ü hekim 24 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiğini, yüzde 38’ini hekimlerin oluşturduğu 3474 sağlık çalışanının COVID-19 tanısı aldığını açıkladı.

    Türk Tabipleri Birliği’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    TTB Merkez Konseyi, Tabip Odaları aracılığıyla illerde ulaşılabilen sağlık kurumlarından derlediği hasta sağlık çalışanı sayılarını raporlaştırarak kamuoyuna açıkladı.

    44 ilde kamu ya da özel ayırt edilmeksizin tüm sağlık kurumlarını kapsayan rapora göre, tanı almış hekim sayısına 37 ilde ulaşıldı, üç ilde sağlık çalışanlarının meslekleriyle ilgili ayırım yapılamadı.

    En yüksek sayı İstanbul’da

    Tanı almış hekim sayısının en yüksek olduğu iller İstanbul, Ankara, Kırklareli, İzmir ve Adana olarak belirlendi.

    İstanbul’da 960’ı hekim olmak üzere toplam 2005 sağlık çalışanının COVID-19’a yakalandığı bilgisi paylaşılırken, bu illeri sırasıyla 12 sağlık çalışanı ile Diyarbakır, 11 ile Kırklareli, 11 ile Antalya, 10 ile Bursa, 9 çalışan ile Samsun’un izlediği belirtildi.

  • Yeni virüs! 38 bin vaka görüldü!

    Yeni virüs! 38 bin vaka görüldü!

    Ülkedeki dang vakalarını raporlayan Malezya Sağlık Bakanlığına ait iDengue isimli internet sitesinin verilerine göre, 29 Aralık 2019’dan 21 Nisan’a kadar ülke genelinde 38 bin 240 vaka tespit edildi.

    En çok vakanın görüldüğü Selangor eyaletinde, söz konusu tarih aralığında 23 bin 22, başkent Kuala Lumpur’da ise 2 bin 906 vakanın görüldüğü bildirildi.

    Ülkedeki dang humması vakalarının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarının bir hayli üzerinde olduğunu açıklayan Sağlık Bakanlığı, dang tehlikesinin hafife alınmaması gerektiğini belirtti.

    Dang humması virüsü, insanlara sivrisinekler aracılığıyla bulaşıyor. Kuluçka döneminden sonra genel olarak hafif ateşe sebebiyet veren hastalık, bazı vakalarda ölümcül olabiliyor.

    Bilim insanları, yüksek sıcaklık ve uzun süren yağışların sıtma ve dang humması taşıyan sivrisineklerin artmasına sebep olduğu uyarısında bulunuyor.

    Dang humması nedir?

    Dang humması, ya da dang humması (İngilizce: Dengue Fever) dang virüsü kaynaklı bir enfeksiyondur. Sivrisinekler dang virüsünü bulaştırır (ya da yayar). İnsanların kemikleri kırılır gibi şiddetli ağrı çekmesine neden olduğu için, Dang humması “kırık kemik humması” olarak da bilinir. Dang hummasının semptomlarından bazıları şunlardır: baş ağrısı, kızamık görünüşlü cilt kızarıklıkları ve kaslarda ve eklemlerde ağrı. Dang humması, az sayıda insanda hayatı risk haline gelebilir. Bunlardan ilki hemorajik ateş olup kan damarlarında (kan taşıyan tüpler) kanama ve sızıntının yanı sıra trombositlerde (kanın pıhtılaşmasını sağlar) düşük seviyede kan görülmesine neden olur. İkincisi dang şoku sendromudur ve tehlikeli derecede düşük tansiyona neden olur.

    Dang virüsünün dört farklı türü vardır. Virüslerin bir türü kişiye bulaştığında, hayatının sonuna kadar bu virüs tipine karşı korunur. Bununla beraber, diğer üç virüsten sadece kısa süre için korunabilir. Daha sonra bu üç virüs türünden birini kapması halinde, ciddi sorunlar yaşaması olasıdır.

  • Virüsü yenenlerde inanılmaz değişiklik!

    Virüsü yenenlerde inanılmaz değişiklik!

    Çin’in Vuhan kentinde koronavirüse (Covid-19) yakalanan ve 2 ay tedavinin ardından hastalığı yenen Kardiyolog Dr. Yi Fan ve Ürolog Dr. Hu Weifeng’in ten renginin değiştiği görüldü. Şaşkına dönen Çinli uzmanların söz konusu doktorların ten renginin değişmesini ise virüsün karaciğerde hasar oluşturmasına bağlıyor.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan ve 170 binden fazla kişinin ölümüne neden olan koronavirüsün ortaya çıktığı Vuhan’da, koronavirüslü hastaları tedavi eden Kardiyolog Dr. Yi Fan ve Ürolog Dr. Hu Weifeng’in büyük değişime uğradığına ilişkin haber geldi.

    Virüs sonrası ten renkleri değişti

    Sözkonusu iki doktorun 18 Ocak’ta kornavirüse yakalandığı ve iki ay süren yoğun tedavinin ardından iyileştiği belirtilirken, Kardiyolog Dr. Yi Fan ve Ürolog Dr. Hu Weifeng’in daha sonra ten renklerinin değiştiği gözlemlendi. Çinli uzmanlar iki doktordaki ten rengi değişimini virüsün karaciğere hasar vermesine bağlıyor.

    ‘Karaciğerim tedavi sırasında hasar aldı’

    Virüse yakalanan ve daha sonra tedavi edilen Dr. Hu Weifeng, yaşadığı değişimi Çin medyasına anlattı. Dr. Hu Weifeng yaptığı açıklamada, “Bilincim yerine geldiğinde ve sağlık durumumu öğrendiğimde korktum. Sık sık kabuslar görüyordum” ifadelerini kullandı. Huazhong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar uzmanı Song Jianxin, doktorların organlarının, tedavileri sırasında hasar gördüğünü söyledi. Karaciğerlerinde depolanması gereken demirin, organlar düzgün çalışmadığı için kan damarlarına dolduğunu ifade etti. Bu sebeple, ten renginde değişmenin gözlemlendiği belirtildi.

    ‘Bu sadece bir solunum yolu hastalığı değil’

    Ürolog Dr. Li Shusheng da doktorların ten renginin zamanla normale dönmesinin beklendiğini ekledi. Öte yandan bilim insanları, koronavirüsü yenen hastaların hayati organlarında ciddi hasarların meydana gelebileceği ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun (PTSD) ortaya çıkabileceğini ifade etti. Yale Üniversitesi’nden Kardiyolog Dr. Harlan Krumholz ise “Covid-19 sadece bir solunum yolu hastalığı değildir. Bu hastalık, kalbi, karaciğeri, böbrekleri, beyni, endokrin sistemini ve kan sistemini etkileyebilir” ifadelerini kullandı.

     

     

  • Korkutan açıklama: Daha en kötüsünü görmedik!

    Korkutan açıklama: Daha en kötüsünü görmedik!

    Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, koronavirüs pandemisi ile ilgili olarak “En kötüsü henüz gelmedi. SARS ve MERS’te olduğu gibi çok büyük bir katil. Bunun çok tehlikeli bir kombinasyonu var” dedi. Özellikle bazı Avrupa ülkelerinin kısıtlayıcı önlemleri gevşetmeye başlamasından sonra WHO direktörü, “Bu trajediyi önleyelim. En kötüsü daha gelmedi. Birçok insanın hala anlamadığı bir virüs” açıklamasını yaptı.

    ABD Başkanı Donald Başkan Trump’ın, Çin’i hastalık hakkında raporları saklamakla suçladığı ortamda WHO Direktörü Ghebreyesus ABD’nin koronavirüs hakkında zamanında uyarıldığını söyledi. İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan WHO genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nden (CDC) 15 personelin ocak ayından bu yana WHO’da geçici olarak görev yaptığını belirten Ghebreyesus, “ABD’nin CDC personeline sahip olması gizli hiçbir şey olmadığı anlamına gelir. Tüm ülkeler gibi ABD’de ilk günden itibaren anında bilgi aldı” açıklamasını yaptı.

    Öte yandan 17 Nisan’da WHO’nın Afrika acil operasyonlar yöneticisi Michel Yao, bu kıtada korona virüsün Ebola’dan daha kötü olabileceğini açıklamıştı. Afrika’daki ölüm sayısının 10 milyon olabileceğini iddia etmişti.

  • Umut veren tablo: Tünelin ucu aydınlık!

    Umut veren tablo: Tünelin ucu aydınlık!

    Covid-19 salgınında ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan bugüne 634 bin test yapılırken, son bir haftada yatay duraksamaya geçen yoğun bakım ve entübe hasta sayısından sonra vaka artış hızında azalmanın başlaması uzmanları umutlandırdı.

    Milliyet gazetesinden Mert İnan’ın haberine göre, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, “Ortaya çıkan tablo hepimizi umutlandırdı. Vaka artış hızımız yavaşladı. Tedbirler sıkı sıkıya uygulanırsa iyi günler bizi bekliyor” dedi.

    İhmale yer yok!

    Pandemide 5. haftayı geride bırakırken, en kritik dönemin 6 ve 8’inci haftalar olduğuna dikkat çeken enfeksiyon uzmanı Prof. Dr. Alpay Azap, “Tepe noktaya vardıktan sonra, sayıların azalmaya başladığını göreceğiz. Cumartesi ortaya çıkan tablo hepimizi gelecek günler için umutlandırdı. Vaka artış hızımız, önceki haftalara göre daha yavaşlamış durumda. Yoğun bakım ve entübe hasta sayısında azalma söz konusu. Temkinli olmaya devam etmeliyiz. En ufak ihmal ikinci salgın dalgasına yol açabilir. Altını çizerek söylüyorum, tedbirleri uygulamaya devam ettiğimiz takdirde, iki hafta sonra daha iyi bir tablo göreceğiz, iyi günler bizi bekliyor” değerlendirmesini yaptı.

    “İyi sınav verdik”

    Türkiye’deki sağlık sistemi ve sağlık çalışanlarının iyi bir sınav verdiğini de dile getiren Azap, “ABD, İtalya, İspanya gibi olmadık. Tedbiri elden bırakmadığımız takdirde de bu ülkeler gibi olmayacağız. Çin’deki tecrübelerden faydalanarak, bu ülkedeki hekimlerle görüşerek kendi algoritmamızı oluşturduk. O algoritma gayet iyi işliyor. Kamuoyunun bildiği ilaçları, hastalığın ilk haftasında, henüz semptomlar hafif seyrederken uyguladık. Bu dönem virüsün çoğaldığı dilim ve en kritik zamandır. İkinci hafta ise bağışıklık sistemini düzenlemeye, sitokin firtınasına yönelik tedavileri algoritmamıza dahil ettik. Türkiye’nin enfeksiyon ve klinik mikrobiyoloji geçmişinin çok eskiye dayanması, geçmişteki aşı üretme tecrübelerimiz yolumuzu aydınlattı. Elbette eksiklerimiz var ama sağlık sistemimize güveniyoruz” diye konuştu.

    ‘Evde kalmak en etkili yöntem’

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Geçen hafta sonu sokağa çıkmamanın etkisini bugün görüyoruz. Umarım vaka sayılarımız giderek düşer. Iyi gidiyoruz ama rehavete kapılmamalıyız. Evde kalmak etkili oluyor. En ufak gevşemede tekrar bulaşma hızı ve vaka artabilir. ABD ve Avrupa’da sağlık sistemleri iflas etti. Türkiye’de açıkta kalan hastamız olmadı. Vatandaş sosyal izolasyona uyarsa aydınlık günlere kısa zamanda ulaşırız.”

    ‘Tünelin ucu aydınlık’

    Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Asuman İnan: “Vaka artış hızımız iki haftalık süreçte yüzde 14’ten yüzde 4’e geriledi. Filyasyon ekipleri, tedavi algoritması ve rehberi, yoğun bakım yatak sayımızın çokluğu ile sağlık ordumuzun fedakarlığı artış hızında duraksama ve düşüşe geçmeyi sağladı. Tünelin ucu aydınlık. İkinci dalganın gelmemesi için tedbirleri taviz vermeden uygulamaya devam etmeliyiz.”

    Test sayısı artmasına rağmen vaka artış hızı geçtiğimiz gün, 4 binin altına inerek 3 bin 783 olarak tespit edildi. 3 Nisan’da vaka artış hızı yüzde 15 seviyesine ulaşırken, 11 Nisan’a kadar geçen sürede artış oranı yüzde 11 ile 14 arasında seyretti. 12 Nisan’da vaka artış oranı yüzde 9.2 olarak tespit edilirken, bu oran 18 Nisan’a kadar kademeli olarak düşüşe geçti.

    Geçtiğimiz gün toplam 40 bin 520 test yapılırken vaka artış hızı yüzde 4.8 oldu. Bu oran test sayısının artmasına rağmen 3 Nisan’dan bugüne kadar geçen sürede en düşük artış hızı olarak kaydedildi.

  • Koronavirüsü atlatanların iyileşmesi ne kadar sürüyor?

    Koronavirüsü atlatanların iyileşmesi ne kadar sürüyor?

    Kovid-19 sadece birkaç ay önce ortaya çıkmış bir hastalık. Ancak şimdiden hastalığa yakalananların eski sağlıklarına kavuşmalarının uzun zaman aldığını söyleyebiliyoruz.

    Koronavirüse yakalanan bir kişinin iyileşme süresi, hastalığı ne kadar ağır geçirdikleriyle doğru orantılı. Pekçok kişi için Covid-19’un sıradan bir gripten farkı olmuyor.

    Ancak hastalığı ağır geçirenlerde Kovid-19 kalıcı izler bırakabilir.

    Yaş, cinsiyet ve sağlık durumu virüsü kapan kişinin hastalığa nasıl tepki vereceği konusunda belirleyici etkenler arasında.

    Hastaların geçtiği tedavi sürecinin ne derece ağır olduğu da iyileşme süresini etkileyen bir diğer etken.

    Hafif atlatanlar

    Covid-19’a yakalananların çoğu sadece kuru öksürük ve ateş belirtilerini yaşıyor. Ancak eklem ağrıları, halsizlik, boğaz ve baş ağrısı da görülen semptomlar arasında.

    Öksürük başta kuru oluyor. Ancak bazı hastalar, hastalığın ilerleyen evrelerinde balgam da atmaya başlayabiliyor. Bu balgamlarda virüsün öldürdüğü akciğer hücreleri bulunuyor.

    Bu semptomlar istirahat ve bol sıvı tüketimiyle tedavi ediliyor. Tedavi sürecinde ağrı kesici olarak parasetamol tavsiye ediliyor.

    Kovid-19’u hafif geçirenler kısa sürede eski sağlıklarına kavuşuyor.

    Ateş bir haftadan kısa bir sürede düşse de öksürük şikâyetleri bir süre daha devam edebiliyor.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Çin’deki veriler üzerinden yaptığı bir araştırma, hafif Kovid-19 hastaları için iyileşme süresinin yaklaşık iki hafta olduğu belirtilmişti.

    Ağır hastalar

    Kimileri için hastalık çok daha ciddi bir hâl alabiliyor. Enfeksiyonun yedi ile 10’uncu gününde hastanın durumu ağırlaşabiliyor.

    Durumun ağırlaşması ani bir şekilde yaşanabiliyor. Nefes darlığı başlıyor ve akciğerlerde yanma hissi ortaya çıkıyor. Bunun nedeni virüsle savaşmaya çalışan bağışıklık sisteminin sağlıklı akciğer hücrelerini de hedef almaya başlaması oluyor.

    Hastalığı bu şekilde geçirenlerin hastanede oksijen desteği alması gerekebiliyor.

    Pratisyen hekim Sarah Jarvis, “Nefes darlığının iyileşmesi uzun zaman alabilir… Vücut, enflamasyonu tedavi etmeye çalışacaktır. Bu durumlarda eski sağlığa kavuşmak iki ila sekiz hafta sürebilir” diyor.

    Jarvis hastalığı bu şekilde geçirenlerde uzun süre halsizlik gözlemlenebileceğini de ifade ediyor.

    Yoğun bakıma yatırılanlar

    WHO, virüse yakalanan her 20 kişiden birininyoğun bakım tedavisine ihtiyaç duyacağını varsayıyor.

    Yoğun bakımdaki hastalar ilaçlarla uyutuluyor ve solunum cihazlarına bağlanabiliyor.

    Nedeni ne olursa olsun, yoğun bakım tedavisi gören bir hastanın nekahat dönemi ve tamamen iyileşmesi çok uzun zaman alabiliyor.

    Yoğun bakımdan çıkarılan hastalar önce normal odalara alınıyorlar, ardından da nekahate evde devam ediyorlar.

    Yoğun Bakım Tıp Fakültesi Dekanı Doktor Alison Pittard, yoğun bakımda yatımış bir kişinin eski sağlığına kavuşmasının 12 ile 18 ay sürebileceğini belirtiyor.

    Uzun süre hastane yatağında yatmak, kas kaybına yol açabiliyor. Yoğun bakım yatış döneminde kaslarını yitiren ve güçsüz düşen hastaların, kuvvetlerini yeniden kazanmaları gerekiyor.

    Bazı hastalar, yeniden yürüyebilmek için fizik tedaviye ihtiyaç duyuyor.

    Yoğun bakımda alınan ilaçlar nedeniyle hastalar deliryuma girebiliyor, psikolojik sorunlar yaşayabiliyorlar.

    Cardiff ve Vale Üniversitesi’nden fizyoterapist Paul Twose, “Bu hastalık özelinde bir sorun daha söz konusu. Viral yorgunluk kesinlikle çok önemli bir etken” diyor.

    İtalya ve Çin’den bildirilen vakalarda tüm vücutta bitkinlik, en ufak harekette nefes darlığı, bir türlü geçmeyen öksürük nöbetleri ve düzensiz solunum rahatsızlıkları raporlanmıştı.

    Hastalığı ağır geçirip atlatan bu kişilerde sürekli bir halsizlik de söz konusuydu.

    Ancak genel sonuçlara ulaşmak da kolay değil.

    Bazı Covid-19 hastaları yoğun bakımda görece kısa süre geçirirken bazı hastalar haftalarca solunum cihazına bağlı kalıyor.

    Koronavirüs kalıcı izler bırakır mı?

    Hastalığın çok yeni olmasından dolayı elde uzun vadeli etkileri incelemede kullanılacak herhangi bir veri yok.

    Bağışıklık sistemi aşırı çalışıp akciğerlere hasar veren hastalarda, akut solunum sıkıntısı sendromuna (ARDS) rastlanabiliyor.

    Fizyoterapist Twose, “Beş yıl sonra dahi fiziksel ya da psikolojik sorunlar yaşanabileceğini gösteren veriler elimizde mevcut” diyor.

    Warwick Tıp Fakültesi’nden Doktor James Gill ise hastalığı atlatanların iyileşme sürecinde mutlaka psikolojik destek de almaları gerektiğini vurguluyor.:

    “Nefes almakta güçlük çektiğinizde doktor size ‘Solunum cihazına bağlamamız lazım. Sizi uyutacağız. Ailenizle vedalaşmak ister misiniz?’ diye soruyor. Bunları yaşayan hastalarda tavma sonrası stres bozukluğuyla karşılaşmamız şaşırtıcı değil.”

    Bazı durumlarda hastalığı hafif atlatanlarda dahi sürekli halsizlik gibi kalıcı izler oluşma ihtimali de gözardı edilmiyor.

    Virüse yeniden yakalanmak mümkün mü?

    Virüse yakalanan bir kişinin geliştirdiği bağışıklığın süresi konusunda elde çok fazla bilgi yok.

    Ancak genel kanı, virüse yakalanıp iyileşenlerin yeterli ölçüde bağışıklık geliştirmiş olması gerektiği yönünde.

    Virüse ikinci kez yakalandığı bildirilen ender sayıdaki kişinin testleriyle ilgili sorunlar yaşanmış olabileceği ifade ediliyor.

    Özellikle Kovid-19 aşısı üzerinde çalışanlar için bu soru hayati öneme sahip. Geliştirilecek olan aşının ne kadar dayanıklı olacağı konusu, virüse karşı bağışıklığın süresine bağlı.

     

    (BBC)

     

     

     

     

     

  • Türkiye’de Toplam Can Kaybı 2017’ye Yükseldi

    Türkiye’de Toplam Can Kaybı 2017’ye Yükseldi

    Son 24 saatte 127 kişi daha hayatını kaybetti. Türkiye’de toplam hayatını kaybeden sayısı 2017’ye yükseldi. Bugün 35 bin 344 test yapıldı. 3 bin 977 kişiye koronavirüs tanısı kondu.

    Bugün 1523 kişi iyileşti, toplam iyileşen hasta sayısı 11 bin 976.

    Toplam vaka sayısı 86 bin306, yoğun bakımda yatan hasta sayısı 1922 entübe hasta sayısı 1031. Türkiye’de yapılan toplam test sayısı 634 bin 277.

  • “Hayat Eve Sığar” uygulaması kullanıma açıldı

    “Hayat Eve Sığar” uygulaması kullanıma açıldı

    Bütün dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını ile başa çıkabilmek için çeşitli teknolojiler geliştirilmeye devam ederken, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgına karşı vatandaşların takip edilmesini sağlayacak bir uygulama üzerinde çalıştıklarını açıklamıştı. Bakanlık tarafından geliştirilen ‘Hayat Eve Sığar’ isimli uygulama, Google Play Store’da ve iOS App Store’da yayımlandı.

    Uygulamadaki harita üzerinden çevrenizdeki eczane, hastane, toplu taşıma, metro istasyonları ve marketlerin mevkileri görülebilirken, ayrıca bulunduğunuz bölgede evde izolasyon, enfekte kişiler ve riskli bölgelerin yoğunluk oranlarını gösteriyor. Ailem bölümüne merak ettiğiniz ve takip etmek istediğiniz yakınlarınızı ekleyerek, ilgili kişinin bu uygulamayı yükleyip, uygulama üzerinden onay vermesi durumunda, onların mevki bilgilerini de görülebiliyor, takip edilebiliyor ve bulundukları bölgelere göre risk durumlarını öğrenilebiliyorsunuz. Ayrıca uygulamanın alt kısmında, ülkemizin günlük koronavirüs istatistikleri takip edilebiliyor.