Etiket: Coşkun Dönmez

  • Tencere enflasyonun ateşi düştü

    Tencere enflasyonun ateşi düştü

    TÜİK’in verilerine göre Kasım ayı genel enflasyon rakamının 2,88 yıllık enflasyon rakamının ise 84,39 olduğunu belirten Başkan Dönmez, Kasım ayında tencere enflasyonun ise yüzde 6,0 olduğunu ifade etti. 2022 yılı 11 aylık tencere enflasyonun yüzde 114,47 olarak gerçekleştiğini bildiren BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, salgınla geçirilen 2020 ve 2021 yılı sonrasında bu kez Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tüm dünyada gıda fiyatlarını yükselttiğini kaydetti. Rusya ve Ukrayna’nın Türkiye dâhil tüm Avrupa’nın tahıl ambarı olduğuna işaret eden Başkan Coşkun Dönmez, BM ve Türkiye’nin devreye girmesiyle tahıl sevkiyatında yaşanan sıkıntının giderildiğini, sürecin olumlu etkilerinin eylül, ekim ve kasım aylarında görüldüğünü söyledi.

    Dönmez, son üç ayda gıda fiyatlarının nispeten durgun bir süreç geçirdiğini ancak her yıl olduğu gibi sene sonlarında ve Ramazan ayı öncesinde yaşanan gıda fiyatlarındaki hareketliliği tekrar beklediklerini ifade etti. Sektördeki fiyatların sadece gıda enflasyonu ile bağlantılı olmadığını, işçilikten SGK primlerine, enerjiden temizlik ürünlerine kadar birçok girdi maliyetinin söz konusu olduğuna vurgu yapan Başkan Dönmez, açıklamasında şunları söyledi:
    “Gıda enflasyonundaki durgun süreç hem bizim hem müşterilerimiz açısından son derece olumluydu. Sektör olarak elbette gıda fiyatlarının bu şekilde devam etmesini temenni ediyoruz. Ancak yeni yılla birlikte özellikle asgari ücret artışı, doğal olarak bizim sektörümüzde de maliyetleri artıracaktır. Diğer kalemlerde artış olmaması halinde bile, asgari ücretin yansıması bile sadece işçilikten yüzde 15’lik bir yük anlamına geliyor. Diğer öngördüğümüz girdi maliyetlerindeki artış toplamda yüzde 30’lu bulacak. Bu artışı da doğal olarak müşterilerimize sunduğumuz yemek fiyatlarına yansıtmak durumunda kalacağız. Paydaşlarımızın bu durumu anlayışla karşılayacağını ümit ediyoruz.”

    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, hükümetin EYT çalışmasının sektöre ekstra yük getireceğini belirterek, bu konudaki endişelerini kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlattı. Ekonomi yönetiminin, EYT’nin işverene getireceği yüklerin hafifletilmesi konusunda yaptığı açıklamaları olumlu bulduklarını dile getiren Başkan Dönmez, “EYT sonrasında işverenin yükü, tazminat ve emekli çalışanlara ödenecek SSK destek pirimi sebepleriyle artacaktır. Ancak hükümetin 24 ay vadeli KGF Fonu açıklaması tedirginliğimizi hafifletti. Yine emekli çalışanların normal çalışanlara göre yüzde 5 zamlı olan SGK primlerinin fondan karşılanacak olmasını da olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz” dedi.

  • Tencere enflasyonu yüzde 100’ü aştı

    Tencere enflasyonu yüzde 100’ü aştı

    Ekim ayı Tencere Enflasyonu verilerini değerlendiren BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, 2021 yılının son çeyreğinden itibaren artmaya başlayan gıda fiyatlarının yaz aylarında bir nebze yavaşlasa da bir türlü ataşenin düşmediğini söyledi.

    Tüm dünyada yaşanan gıda fiyat artışında en belirgin nedenin Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan savaş olduğunu belirten Dönmez, “Pandeminin hemen arkasında patlak veren bu savaş, tüm dünyada gıda fiyatlarını allak bullak etti. Buna ilave olarak geçen yılın son çeyreği ile bu yılın ilk çeyreği arasındaki 6 aylık dönemde dövizde yaşanan aşırı dalgalanma Türkiye’de fiyatları aşırı yükseltti. Belirsizlik döneminde aylık bazda yüzde 21’e varan gıda enflasyonu yaşadık” dedi. Kur korumalı mevduat düzenlemesi ve Türkiye’nin öncülük ettiği Tahıl Koridoru anlaşmasının aşırı fiyat artışına bir nebze de olsa çare olduğunu ifade eden Başkan Coşkun Dönmez, “Tarla ürünlerinin çıktığı dönemde fiyat artışı yavaşladı. Ancak tüm dünyada artan petrol fiyatlarının bizdeki kur dalgalanmaları ile birleşmesi yüzenden nakliye ve ambalaj giderleri nedeniyle önceki yıllarda alıştığımız eksi veya sıfır enflasyon olmadı. Maalesef 10 ayda tencere enflasyonu %102,29 olarak gerçekleşti” diye konuştu.

    “Veri tabanımızı oluşturduk”

    Coşkun Dönmez tencere enflasyonunu hesaplarken üretim sırasında kullandıkları 38 çeşit temel gıda ürününü baz aldıklarını ve hesaplamalarını bunlardaki değişimlerine göre yaparak kamuoyu ile paylaştıklarını vurguladı. Dönmez, “Bizim açıkladığımız rakamlar, bir önceki ay ile son ay arasında tencere içine giren yağ, tuz, sebze, bakliyat, pirinç ve soğuk mezelerde kullandığımız gıda ürünlerinin fiyat değişimlerine göre hesaplanıyor. Tencere içine giren ürünü hangi oranda kullanıyorsak fiyat değişimini buna göre hesaplıyoruz. Sürekli kullandığımız 38 kalem üründeki fiyat değişimlerini kullandığımız oranda hesap edip aylık tencere enflasyonunu müşterilerimi ile paylaşıyoruz” dedi.

    “Müşterilerimize anlatmakta zorlandık”

    Endüstriyel Yemek Sektörü olarak bu süreçte çok zorlandıklarını da vurgulayan Coşkun Dönmez, maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtmak zorunda kaldıklarını ancak bu durumu müşterilerine anlatmakta çok zorlandıklarını söyledi. Müşterileri ile sık sık fiyat pazarlığı masasına oturmak zorunda kaldıklarını fakat bu durumun herkesi yıprattığını ifade eden Coşkun Dönmez çözümü Eskalasyona (otomatik fiyatlandırma) geçmekte bulduklarının altını çizdi.

    Pirinç, kuru fasulye ve nohutta nem sorunu

    Sektör olarak yaşadıkları mevsimsel sorunlara da değinen Coşkun Dönmez, yeni mahsullerin çıktığı bu süreçte özellikle pirinç, kuru fasulyede ve nohutta nem oranın yüksek olduğunu belirterek, bu ürünlerden yapılan yemeklerin Ekim ve Kasım aylarında diğer aylara göre kıvamlarının bir miktar farklı olduğunu belirterek, müşterilerini anlayışlı olmalarını da istedi. Dönmez bu sürecin her yıl yaşandığını da ifade etti.

    “Gıda stratejik öneme sahiptir”

    Coşkun Dönmez koronavirüs pandemisi, Rusya Ukrayna Savaşı’nın yol açtığı olumsuzluklar, kuraklık ve artan girdi maliyetlerine bağlı olarak üretim azalmasının gıda arz güvenliğini gündemde ilk sıralara taşıdığını böylece tarım ve hayvancılığın stratejik öneminin tüm dünyada yeniden kabul gördüğünü söyledi. Dönmez, bu çerçevede tarım ve hayvancılıkta girdi maliyetlerinin kontrol altına alınıp, yeni yatırımlarla verimlilik artışının sağlanmasının büyük önem taşıdığını ve topraklarında 4 mevsim yaşanan Türkiye’nin bu durumdan ders çıkarıp, sanayileşmeyi ihmal etmeden stratejik öneme sahip olan tarım ve hayvancılığa daha çok önem vermesi gerektiğine vurgu yaptı. Başkan Dönmez şunları da söyledi:

    “Daha önceden de benzer uyarılarımız olmuştu. Fakat tekrar etmekte yarar görüyorum. Öncelikle verimli tarım arazilerimizi plansız sanayiye kurban etmemeliyiz. Tarım ve Orman Bakanlığı ve Yerel yönetimler bu konuda daha hassas olmalılar. Bakanlık ekilmeyen arazileri çitçilerden belirli bir bedel ile kiralayıp bunları profesyonel üreticilere tahsis etmeli. Tarımda makineleşmeye önem vermeliyiz. Ancak bunu da bir plan dâhilinde yapmalıyız. Hem tarımda hem de hayvancılıkta bilimsel yöntemleri kullanmalıyız. Artık ürün planlaması yapmak zorundayız. Tarım ürünleri ve hayvancılık sübvanse edilmelidir. Tarıma dayalı sanayi bölgelerinin sayısı artmalı bu firmalar desteklenmeli. Birde Bursa’da hâl yakınlarında bir tane de gıda toptancıları sitesi kurulmalı.”

  • Fiyatların sabit kalmasıyla yemek sektörü rahatladı

    Fiyatların sabit kalmasıyla yemek sektörü rahatladı

    Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, dünya genelinde yaşanan kuraklık, enerji ve gübre fiyatlarındaki artış ile yetersiz üretim arzının yanı sıra Rusya-Ukrayna Savaşı’nın tahıl sevkiyatına darbe vurması ve ülke içinde döviz kurunda yaşanan yükselişin gıda fiyatlarında yüksek artışlara yol açtığını hatırlattı.

    2021 yılının son çeyreğinde başlayan ve bu yılın ilk 5 ayında yaşanan yüksek enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artışın hammaddesi gıda olan endüstriyel yemek sanayicilerinin belini büktüğünü belirten Coşkun Dönmez, son iki aydır yaşanan olumlu gelişmelerin gıda fiyatlarının belirli ölçülerde istikrara kavuşmasını sağladığını bildirdi.

    Coşkun Dönmez, döviz kurundaki aşırı dalgalanmanın önlenmesi, yaş sebze ve meyvede üretim arzının yeterli hale gelmesi, tarım ürünlerinin pazara inmesi, Rusya ve Ukrayna’dan dünyaya tahıl sevkiyatının başlaması gibi olumlu gelişmelerin gıda fiyatlarındaki artışı frenlediğini belirterek şöyle konuştu:

    “Son üç yıldır yaşanan küresel olumsuzluklara, dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını tuz biber oldu. Üretimin azalması, lojistiğin sekteye uğramasıyla Türkiye’nin yurtdışından sağladığı ürünlere erişememesi, iç piyasada gıda fiyatlarını tavan yaptırdı. Hazır yemek sektörü bu olumsuzlukları en çok yaşayan sektör oldu. Firmalar kapanma noktasına geldi. Yılbaşından bu yana aylık ortalama yüzde 7,5’u bulan enflasyon nedeniyle müşterilerimize periyodik fiyat teklifi bile veremez hale geldik. Maliyet artışlarıyla sıkışıp kalan sektörümüzün tencere enflasyonu yüzde 90’ları bulurken, son iki aydır nefes alarak yaşama döndü. Türkiye, son altı aydır yaşadığı acı tecrübeyi unutmayarak gıda üretimini daha da artırırsa, fiyat istikrarını kalıcı hale getirebilir. Fiyat istikrarı hem sektörü, hem paydaşlarını rahatlatır. Sektörün rahatlaması, ülke ekonomisine de olumlu yansır.”

  • ‘Türkiye’de 7.7 milyon ton gıda çöpe gidiyor’

    ‘Türkiye’de 7.7 milyon ton gıda çöpe gidiyor’

    Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, yaptığı açıklamada gıda israfının hem Türkiye, hem dünya ülkeleri açısından insanlığın geleceğini tehdit eden ciddi bir sorun olduğunu söyledi. Hazır yemek sektöründe faaliyet gösteren bir işadamı olarak gıda israfı konusunda çok hassas olduğunu ifade eden Dönmez, israfın önlenmesi noktasında farkındalık yaşatarak insanların bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

    Gıdaya ve suya talep artıyor
    Başkan Coşkun Dönmez, açıklamasında dünyada ve Türkiye’de gıda israfıyla ilgili çarpıcı rakamları paylaşırken, gıda israfının tüketicilerin bilinçlendirilmesi ve alınacak küçük çaplı önlemlerle en az düzeye indirilebileceğini kaydetti.
    Başkan Dönmez, dünya genelinde her yıl üretilen 1 milyar 300 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini, Türkiye’de ise yılda 7,7 milyon ton gıdanın israf edildiğini bildirdi. Dünya nüfusunun giderek arttığını, Birleşmiş Milletler verilerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun 9,7 milyara çıkmasının öngörüldüğüne işaret eden Coşkun Dönmez, “Nüfusun artması demek, gıdaya ve suya olan talebin artması demek. Milyonlarca insan zaten güvenli gıdaya ulaşamıyor. Açlık tehlikesi özellikle fakir ülkeleri tehdit ediyor. Gıda güvenliğinin sağlanması, gıda israfının azami düzeye çekilmesi hem ülke yöneticilerinin, hem bireysel tüketicilerin önceliğini oluşturmalıdır” dedi.

    Alışveriş alışkanlıkları
    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, açıklamasında gıda israfının önlenmesi için alınacak basit önlemlere de değindi. Alınacak önlemlerle çöpe giden gıdaların, açlık tehlikesi yaşayan insanlara yaşama umudu olabileceğini savunan Başkan Dönmez, alışveriş alışkanlıklarının disipline edilmesi, gıdaların son kullanma tarihlerine dikkat edilmesi ve gıdaların saklama yöntemlerinin doğru uygulanmasının israfın önlenmesine katkıda bulunabileceğini söyledi. Coşkun Dönmez, alınacak önlemlerle ilgili şunları söyledi:
    “Öncelikle alışveriş alışkanlığımızı değiştirmeliyiz. Alışverişe aç karınla gitmek, anlık fiziki ihtiyacın oluşturduğu psikolojiyle gereğinden fazla alışveriş yapılmasına yol açar. Ayrıca markete giderken ihtiyaç listesi çıkartmak en doğru hareket olacaktır. Gıdaların son tüketim tarihi çok önemlidir. Evimizdeki gıdaları tüketirken, önceliği son kullanım tarihi yakın olanlara vermeli, böylece gıdaların bozulmadan tüketimini sağlamalıyız. Tazeliği geçmekte olan gıdaları, farklı ve pratik yemek türleri yaparak değerlendirmek mümkündür. Gıdaların saklanmasında doğru yöntemleri seçmek önemlidir. Tüm bunlara rağmen fazla gelen gıdaları çöpe atmak yerine, ihtiyacı olanlara ulaştırmak, ya da sokak hayvanlarının beslenmesinde kullanılması, gıda israfının önüne geçmemizi sağlayacaktır.”

    Suyu tasarruflu kullanmalıyız
    Başkan Coşkun Dönmez açıklamasının son bölümünde, su kaynaklarının doğru kullanılması ve tasarruf yöntemlerinin uygulanmasının da büyük önem taşıdığını belirtti. İnsanlar için gıda kadar suyun da yaşamsal öneme sahip olduğuna dikkat çeken Coşkun Dönmez, “Gıda da olduğu gibi içilebilir suya erişimde de sorunlar yaşanıyor. İklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle su kaynakları giderek azalıyor. Bu nedenle evimizde, tarlamızda, kısaca su kullandığımız her alanda gereksiz su tüketiminden kaçınmalı, tasarrufa önem vermeliyiz” şeklinde konuştu.

  • BUYSAD gıda krizine dikkat çekti

    BUYSAD gıda krizine dikkat çekti

    Coşkun Dönmez, yaptığı açıklamada kuraklık, iklim değişikliği, savaşlar, küresel düzeyde yaşanan enerji fiyatlarındaki artışın yol açtığı gıda krizi ve tüm dünyayı etkileyebilecek olası açlık tehlikesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak alınması gereken önlemler üzerinde durdu. Bakan Dönmez, yeterli ve güvenli gıdaya erişimde küresel düzeyde sorun yaşandığını belirterek, gelecek yıllara ilişkin felaket senaryolarının gündeme gelmeye başladığına dikkat çekti. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Berlin’deki gıda güvenliği konferansında gıda krizi ve arkasında gelebilecek küresel açlık krizine dikkat çektiğini ve tüm dünyadaki ülkeleri sorunların çözümü için harekete geçmeye çağırdığını hatırlatan Başkan Dönmez, şunları kaydetti:

    Açlık tehlikesine dikkat çekildi

    “Gıda krizi ve açlık tehlikesi dünya genelinde yüksek sesle ve en yüksek perdeden seslendirilmeye çalışılıyor. Gelecek yıl eşi görülmemiş bir felaket ihtimali vurgulanıyor. Dünyanın önde gelen ülkeleri ve liderleri tehlikenin farkına varmış durumda. Hemen harekete geçilmezse her şey daha kötü olabilir. Küresel ekonomik ilişkiler, bir ülkede yaşanan olumsuzluğun anında diğer bir ülkeye ya da ülkelere yansımasına yol açıyor. Söz konusu gıda olunca durum daha kritik hale geliyor. Savaşlar, küresel enerji fiyatlarındaki artış, dünya genelinde yaşanan kuraklık, iklim değişiklikleri üretim arzını etkilemeye başladı. Gıda üretiminde önemli paya sahip Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, tahıl ve ayçiçeği sevkiyatını kısıtladı. Bu süreçte talebin karşılanamaması nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de un ve ekmek fiyatları ile sıvı yağ fiyatlarında olağanüstü artışlar yaşandı. Bu şamada, kısa süre önce İstanbul’da yapılan Tahıl Koridoru Anlaşması ile sorunun bir nebze olsa hafifleyeceğini umuyoruz. Ayrıca gübre ve enerji fiyatlarındaki artış, doğrudan üretim maliyetlerini tetikledi. Asya, Amerika ve Afrika’da pirinç ve mısır hasadının gübre ve enerji fiyatlarından etkilemesi bekleniyor. Afrika Boynuzu denilen Doğu Afrika’da son yılların en büyük kuraklığının yaşandığı söyleniyor.’

    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, değerlendirmesinde Ukrayna-Rusya Savaşı ile halen etkisini sürdüren ve dünyayı 3 yıldır etkisi altına alan Koronavirüs salgınının gıda krizi alanında yaşanan sorunlara tuz biber olduğunu da vurguladı. Ukrayna’nın özellikle tahıl ve ayçiçeği üretimi, Rusya’nın da tahıl ve gübre üretimi açısından kritik öneme sahip olduğunu söyleyen Dönmez, “Gıda krizinin önlenmesi için Rusya ve Ukrayna’daki gıda ile gübrenin kısıtlamaksızın dünya pazarlarına ulaştırılması gerekiyor. Bu nedenle az önce de ifade ettiğim İstanbul’da yapılan Tahıl Koridoru Anlaşması’na imza atan tüm ülkelerin bu anlaşmaya titizlikle uyması gerekiyor. Dünya Gıda Programı’na göre dünya genelinde son iki yılda güvenli gıdaya erişemeyenlerin sayısı iki kat artarak 276 milyona ulaşmış durumda. Bu yıl yaşanan gıdaya erişim sıkıntısının gelecek yıl küresel gıda kıtlığına, küresel açlığa dönüşebileceği endişesi yaşanıyor. Böyle bir felaketin altından hiçbir ülke kolay kolay kalkamaz’ dedi.

    “Yerli üretimi artırmalı ve tarımda sanayileşmeliyiz”

    Bunun yanı sıra Türkiye’nin topraklarını ve su kaynaklarını akılcı kullanarak gıda üretimini artırması gerektiğini savunan Dönmez, sözlerini şöyle tamamladı.

    “Türkiye kendi gıda ihtiyacını karşılayacak, üretimi gerçekleştirebilecek kaynaklara sahip bir ülkedir. Son yıllarda köylerden kentlere doğru başlayan yoğun göçlerle kırsal alanlar boşalmaya başladı. Maalesef milyonlarca hektar tarım arazisi boş duruyor. Öncelikle tarımsal üretimi ve yerli hayvancılığı teşvik edecek, tersine göçün önünü açacak hızlı adımlara ihtiyacımız var. Ayrıca tarımda sanayileşmeyi ve makineleşmeyi hızla tamamlamalıyız. Daha önceden de ifade ettiğim gibi devlet boş arazileri sahipleri ile üretim yapabilecek büyük çiftçiler arasında bir köprü kurmalı ve boş araziler sanayicilere uygun koşularda kiralanarak tarımsal üretim arttırılmalıdır.

    Tarımsal alandaki ithalat politikalarının gıda ve et ihtiyacını karşılamakta, fiyatları aşağı çekmekte etkisi olmadığı görüldü. Üretim yapamadığımız için gıda ve hayvancılık için başka ülkelere milyarlarca dolar ödeme yapmak zorunda kalıyoruz. Tarım ve hayvancılık alanındaki ithalat, cari açığın büyümesine yol açıyor. Dünya genelinde ortaya çıkan gıda krizi, artık paranız olsa da gıdaya ulaşma imkânı vermeyebilir. Bu yüzden, kendimize yetecek kadar üretmeli ve gıdada dışa bağımlılığımızı azaltmalıyız.”

  • BUYSAD başkanı Dönmez güven tazeledi

    BUYSAD başkanı Dönmez güven tazeledi

    BUYSAD merkezinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında Coşkun Dönmez başkanlığındaki yönetimde, Faruk Aslanoba ve Erkan Erk başkan yardımcılığı, Okan Özen sekreterlik, Abidin Şakir Özen saymanlık görevini üstlenirken, Mehmet Emin Kuyu ve Yusuf Yarar üye olarak yer aldı.

    BUYSAD Başkanlığına yeniden seçilen Coşkun Dönmez, kongrede yaptığı konuşmada hazır yemek sanayicilerinin içinde bulunduğu duruma değinirken, dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeleri de değerlendirdi. Hazır yemek sanayicilerinin temel hammaddesinin gıda olduğunu hatırlatan Dönmez, gıda enflasyonunun içinde bulundukları sektörü derinden etkilediğine dikkat çekti.

    Dünyadaki tüm ülkelerin 2020 ve 2021 yılını korona salgının pençesinde geçirdiğini belirten Coşkun Dönmez, enerji ve petrol fiyatlarındaki yükselişle birlikte tüm dünyada özellikle gıda sektöründe arz düşüklüğüne bağlı olarak yüksek fiyat artışları yaşandığını vurguladı. Küresel salgın sonrasında da enerji fiyatlarındaki yükselişin ve yanı sıra da Rusya-Ukrayna savaşının gıda arzının aksatıp fiyatlarını yükselttiğini kaydeden BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, şöyle konuştu:

    Türkiye’nin bazı gıda guruplarında dışa bağlı olması fiyat artışını tetikledi

    “Türkiye’nin bazı gıda guruplarında dışa bağlı olması, yaşanan olumsuzlukları ve gıdadaki fiyat artışını daha da tetikledi. Yemek sanayicileri olarak zor bir süreçten geçtiğimizi söylemeye gerek bile yok. Kaliteden ve hijyen koşullarından ödün vermeden ayakta kalmaya çalışan üyelerimiz, bir taraftan da ambalaj, nakliye ve işçilik maliyetlerinin getirdiği yükü omuzlamaya çalışıyor.

    BUYSAD olarak yemek sanayicilerin sorunlarını her fırsatta dile getirip çözüm için çaba harcıyoruz. Umuyoruz ki ülkemizde ve dünyada hem genel enflasyon, hem gıda enflasyonu kontrol altına alınır ve hazır yemek sanayicileri ile paydaşları rahat nefes alır. Bunu söylerken Dünya Bankası’ndan bir süre önce yapılan açıklamada gıda fiyatlarının 2023 yılı sonuna kadar ateşinin düşmeyeceğinin açıklanmış olmasının tedirginliğini yaşadığımızı da belirtmeden geçemeyeceğim. Bu nedenle meslektaşlarıma tavsiyem her konuda temkinli adımlar atmak arı olacaktır.”

  • “Gıda fiyatları artmaya devam edebilir”

    “Gıda fiyatları artmaya devam edebilir”

    BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, nisan ayında düşme eğilimine giren tencere enflasyonunun mayıs ayında yine can yakıcı bir şekilde yükseldiğini söyledi. Rusya-Ukrayna savaşının sürmesi halinde gıda fiyatlarındaki artışın küresel düzeyde devam edeceğini belirten Dönmez, gıda enflasyonunun mayıs ayında yüzde 17,5, yılbaşından bu yana ise yüzde 76.93 olarak gerçekleştiğini bildirdi. BUYSAD’ın verilerine göre nisan ayında tencere enflasyonunun yüzde 5 düzeyinde gerçekleştiğini hatırlatan Dönmez, mayıs ayındaki artışın üç kat daha fazla olduğunu belirtti. Coşkun Dönmez, dünyadaki gelişmelerin gıda fiyatlarındaki artışın devam edeceği yönünde işaretler verdiğini ifade etti.

    Rusya-Ukrayna savaşının halen devam ettiğini ve Rusya’nın limanlarda bekleyen gıda yüklü gemilerinin çıkışına izin vermediğini kaydeden Dönmez, “Birleşmiş Milletler Rusya’ya hububat ve yağ çıkışlarının serbest bırakılması çağrısında bulundu. Eğer Rusya bu çağrıya olumlu yanıt vermezse, hububat ve yağ ihtiyacını bu coğrafyadan karşılayan başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede sıkıntılı sürecin devam edeceğini söylemek yanlış olmaz” dedi.

    Dönmez, Malezya’nın palm yağı, Hindistan’ın pirinç ihracatını durdurduğunu belirterek, hububat fiyatlarına bağlı olarak ekmek ve makarna fiyatlarının artabileceğini kaydetti. Önümüzdeki dönemde fiyatları yeni sezona göre şekillenecek olan salça fiyatlarının da hazır yemek sektörünü doğrudan etkileyeceğini dile getiren Dönmez, et ve piliç fiyatlarının artabileceğine işaret ederek şunları kaydetti: “Yem fiyatlarındaki artışa bağlı olarak süt ve süt ürünleri sektöründe yüzde 30’luk bir artış söz konusu olabilir. Süte zam demek ete zam demektir. Et bu gidişle 200 liraları zorlayacak gibi görünüyor. Et artınca piliç fiyatları zaten otomatik artıyor. Gıdada hem ülkemizde hem dünyada yakın zamanda bir dalgalanma ihtimalini göz ardı edemeyiz. Eğer bunu döviz de tetiklerse sorun daha büyük olabilir” dedi.