Etiket: Covid-19

  • Covid-19 organlarımızı etkilemiş olabilir

    Covid-19 organlarımızı etkilemiş olabilir

    Covid-19 salgınının hastalığı geçirenler üzerindeki etkileri bilim dünyası tarafından tartışılmaya devam ediyor. Birçok Covid-19 çalışmasına nezaret eden
    ABD’nin Kuzey Karolina eyaletine bağlı Durham şehrindeki Duke Klinik Araştırma Enstitüsü’nün direktörü Kardiyolog Dr. Adrian Hernandez, 200’den fazla semptomun uzun Covid ile bağlantılı olduğunu söyledi. Dr. Hernandez, “İnsanların kendilerini nasıl hissettikleri, nasıl işlev gördükleri ve neler yapabildikleri açısından neredeyse baştan ayağa semptomlar gösterdiğini görüyoruz. Covid-19’un kısa vadeli etkileri grip benzeri olabilse de, hafif vakalar bile haftalarca veya aylarca sürebilen uzun süreli Covid’e yol açabilir” dedi.

    ABD’nin Kaliforniya eyaletine bağlı Los Angeles’ta bulunan Kaliforniya Üniversitesi (UCLA) David Geffen Tıp Fakültesi’nde uzun Covid programı direktörü olan Dr. Nisha Viswanathan çarpıcı bir tespitte bulunarak, “Covid-19’un akciğer hastalığı olmadığını iddia ediyorum. En muhtemel olanı, hem sinir uçlarını hem de kardiyovasküler sistemimizi etkileyen vasküler ve nörolojik bir enfeksiyon olması” ifadelerini kullandı.

    Mas İlaç Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Can Alkoçlar ise Covid-19’un beyin ve sinir sistemi üzerine etkilerine dikkat çekerek, “Birçok hasta bunu beyin sarsıntısı geçirmiş gibi hissetmek olarak tanımladı ve bunun Covid’den sonra birkaç ay devam ettiğini söyledi. Bilişsel bozukluğa ek olarak kötüleşen veya yeni başlayan migrenler de gördük. Bacaklarda ve kollarda yeni nöropatiler görüyoruz-uyuşma, karıncalanma, nöropati nedeniyle yürümede zorluk gibi şikayetler çoğaldı” şeklinde konuştu.

    Covid-19’un Parkinson hastalığı gibi diğer nörodejeneratif rahatsızlıkları da açığa çıkarabileceğini söyleyen Alkoçlar, hastalıktan önce iyi işlev gören ancak daha sonra semptomlar geliştiren kişilerde yeni Alzheimer hastalığı vakaları teşhis edildiğini vurguladı.

  • Covid-19 aşıları kalp krizlerini artırdı

    Covid-19 aşıları kalp krizlerini artırdı

    Aşıların kalp krizi riskine etkileri üzerinde açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Uğur Arslan, “Covid-19 salgını sonrası kalp krizi olaylarında bir nebze artış hissettik. Ancak bu aslında beklenen bir şey. Direkt aşıları da suçlamamak gerekiyor. Çünkü aşılar hastalığı bir şekilde taklit ettikleri için insana daha hafif dokunsun diye bir miktarda olsa bu riski arttırabilirler. Covid’i bir grip gibi de düşünebilirsiniz. Artık yeni nesil grip biraz daha ağır geçiyor. Bu viral hastalıklar zaten genel olaraktan inflamatuar süreci başlattığı için kalp krizi gibi, koroner arter hastalığı inme gibi riskleri de arttırabilmektedir. Aşılar da bunlara dahildir. Az da olsa arttırmaktadır ama genel olarak bakıldığında kalp krizi için kişi Covid geçirseydi daha yüksek riske sahip olurdu diyebiliriz” diye konuştu.

    Sıcak havaların kalp hastaları üzerindeki etkileri

    Sıcak havalar ve güneş ışıklarını doğrudan almanın bazı sağlık sorunlarına davetiye çıkarabileceğinin altını çizen Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Prof. Dr. Uğur Arslan, “Öğlen güneşinde o sıcağın çok fazla olduğu, güneşin de tam tepede olduğu vakitlerde güneşin altında durmanın çok bir faydası yoktur. D vitamini sentezlemek için bunu yapıyorlar. Biz Türkiye olarak aslında çok güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Güneşi yıl boyunca görebiliyoruz. Dışarıya belirli aralıklarla çıkarsak zaten yeteri kadar D vitamini sentezlemesini sağlayabiliriz. Yoksa çok sıcakta gidip de güneşin altında durmak özellikle cilt kanseri açısından riski arttırmakta. O yüzden de ‘çok sıcağı çıkın, güneşin altında durun, daha fazla D vitamini sentezlersiniz’ demek çok doğru bir söylem değil” şeklinde konuştu.

    Kalp ritminin hızlanmasına bağlı olarak kriz geçirme ihtimalinin arttığına değinen Prof. Dr. Uğur Arslan, “Sıcaklıkların kalp hastaları üzerine etkileri olabilir. Bu sıcaklarda bize daha çok tansiyon düşüşüyle hastalar gelmektedir. Sıcaklar özellikle vücuttaki suyun daha fazla vücuttan atılmasını sağladığı için dehidratasyona neden olmaktadır. Yani vücuttaki su eksilmesine neden olmaktadır. Buna bağlı da insanların tansiyonları düşebilmektedir. Tansiyon hastalarında hipotansiyon riskiyle karşılaşmaktayız. Kalp yetmezliği hastalarında ritim bozuklukları gelişebilir bu aylarda. Bu dehidratasyona bağlı olarak kalp hızını da artması sonucu da yine kalp krizi riskini bir miktar arttırabilir bu sıcak havalar. Mümkün olduğu kadar çok sıcaklarda dışarı çıkmamak aslında kalp sağlığını korumak için önemlidir. Kendi ilaçlarını rutin olarak kullanmaları, yine eğer bir problem yaşıyorlarsa doktorlarına başvurmaları bu dönemde özellikle gerçekten çok önemli bir durum olarak ortaya çıkmakta. Özellikle spor yapmak kalp hastaları için önerdiğimiz bir olay. Günlük en azından bir yarım saat tempolu yürüyüş yapın diyoruz ama bunu sıcak yani öğle vaktinde ya da çok sıcaklarda çıkmamaları, sabah erken saatlerde akşam hava karardıktan sonra yapmalarını öneririz” ifadelerini kullandı.

  • Biden Covid-19’a yakalandı

    Biden Covid-19’a yakalandı

    Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, 81 yaşındaki ABD Başkanı Joe Biden’ın Las Vegas’ta katıldığı etkinliğin ardından korona virüs testinin pozitif çıktığı duyuruldu. Biden’ın aşılı olduğu ve hafif semptomlar gösterdiği belirtildi. Biden’ın Delaware’e eyaletinde karantinaya gireceği, bu süre zarfında tüm görevlerini tam olarak yerine getirmeye devam edeceği vurgulandı. Beyaz Saray’ın Biden’ın durumu hakkında düzenli olarak bilgi paylaşacağı aktarıldı.

    Pfizer’ın geliştirdiği Covid hapından aldı

    Biden’ın doktorundan yapılan yazılı açıklamada da, “Başkan halsizlik, burun akıntısı ve öksürük dahil üst solunum yolu semptomlarıyla başvurdu. Günün ilk etkinliğinde kendini iyi hissetti, ancak daha sonra kendisini iyi hissetmediği için Covid-19 testi yapıldı ve sonucu pozitif çıktı. Başkan, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) kurallarına uygun olarak karantinaya girecek. Semptomları hafif seyrediyor, solunum hızı, ateşi ve nabzı normal. Başkan ilk Paxlovid dozunu aldı. Rehoboth’taki evinde kendini izole edecek” ifadeleri kullanıldı.

    “Kendimi iyi hissediyorum”

    Biden, Delaware’ye gitmek üzere Las Vegas’ta Air Force One uçağına bindiği sırada gazetecilere, “İyiyim, kendimi iyi hissediyorum” dedi. Sosyal medya hesabından da paylaşım yapan Biden, “Covid-19 testim pozitif çıktı, ancak kendimi iyi hissediyorum ve iyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Karantinada olacağım ve bu süre zarfında ABD halkı için çalışmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.

    Daha önce de yakalanmıştı

    Biden ilk olarak 21 Temmuz 2022’de korona virüse yakalanmış, 27 Temmuz’da iyileşmişti. 30 Temmuz’da ise yine testi pozitif çıkan Biden’ın 7 Ağustos’ta iyileştiği açıklanmıştı.

  • Kerem Bürsin koronavirüse yakalandı

    Kerem Bürsin koronavirüse yakalandı

    FİLMDE ASKERİ OYNAYACAK

    Gazeteci Birsen Altuntaş’ın haberine göre, birkaç gündür reklam çekiminde yer alan oyuncu, dün Mavi Mağara setine çıkmaya hazırlanırken rahatsızlandı. Testleri yapılan oyuncunun koronavirüse yakalandığı ortaya çıkınca set ileri bir tarihe ertelendi.

    2 Nisan’da çekimleri başlayacak olan filmde Kerem Bürsin Cem adlı askeri oynayacak. Senaryosunu da kendisinin yazdığı filmi Altan Dönmez yönetecek. Mavi Mağara’nın İstanbul’da başlayacak çekimleri Kaş’ta devam edecek.

  • Covid-19 ile ilgili dikkat çeken araştırma

    Covid-19 ile ilgili dikkat çeken araştırma

    Küresel Hastalık Yükü (GBD) çalışmasının 1950-2021 yıllarında 195 ülkedeki ölüm oranları ve beklenen yaşam süreleri analizinin yanı sıra anketler, nüfus sayımları ve diğer kaynaklardan elde edilen verilerden yararlanılan araştırmada, özellikle Covid-19 salgını dönemine odaklanıldı.

    Washington Üniversitesi Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsünce (IHME) yürütülen araştırmada, dünya  genelinde beklenen yaşam süresinin 2019 ile 2021 arasında 1,5 yılı aşkın azaldığı ve geçmişteki artışların keskin şekilde tersine döndüğü saptandı.

    “Yetişkinler üzerinde derin etki bıraktı”

    IHME’de görev yapan araştırmacılardan Dr. Austin E. Schumacher, Covid-19 salgınının dünya genelindeki yetişkinler üzerinde derin etki bıraktığını belirterek, “Salgın sırasında, ülkelerin ve bölgelerin yüzde 84’ünde beklenen yaşam süresi azaldı. Bu durum, yeni patojenlerin yıkıcı potansiyel etkilerini ortaya koyuyor.” ifadelerini kullandı.

    Beklenen yaşam süresi, bir kişinin ortalama ne kadar yaşadığını ortaya koyan istatistiki bir ölçüt.

    Araştırmanın detayları, “The Lancet” adlı dergide yayımlandı.

  • “Aşı yüksek riskli gruplara yapılabilir”

    “Aşı yüksek riskli gruplara yapılabilir”

    Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Ket Alkan, “Aşılarla 20 milyondan fazla insanın hayatı kurtuldu. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Eylül 2023 verilerine göre Covid-19 enfeksiyonu sebebiyle dünyada 770 milyon 700 bin kesinleşmiş olgu ve buna bağlı olarak yaklaşık 7 milyon ölüm meydana geldi. Pandemi sürecinde etkili ve güvenli aşı yaklaşık 14 milyar doz uygulanmış, ağır Covid-19’u ve ölümleri önlemede yüzde 90’dan fazla etkili olmuş. Böylece 20 milyondan fazla insanın hayatı kurtulmuştur. DSÖ Covid-19 aşı içeriği izleme komitesi; hastalığın seyri, sıklığı, dağılımı, dolaşımdaki varyantların durumu ve kullanımdaki aşıların etkinliği gibi konuları değerlendirerek yeni Covid-19 aşısı önermiştir. Hedeflenen, Covid-19 varyantlarına bağlı hastane yatış ve ölümlerini azaltmaktır” diye konuştu.

    Son korona virüs varyantı olan Eris varyantına bağlı olarak, Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde Ağustos ve Eylül ayında hastane yatışı ile ölümlerde ciddi artışlar gözlemlendiğini söyleyen Uzm. Dr. Alkan, bu artışlar genellikle risk grubundaki kişileri etkilediğinin altını çizdi. Ağır hastalık gelişme riski taşıyan kişileri korumanın en etkili yolunun aşılar olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Alkan, şu bilgileri paylaştı:
    “Yüksek gelirli veya aşı üretme kapasitesi olan ülkeler, yeni varyanta etkili mRNA aşılarını geliştirerek veya temin ederek Eylül 2023 itibarıyla riskli grupları aşılamaya başlamıştır. Yüksek gelirli ülkelerde bir önceki sezon hem orijinal suşla hem de güncellenmiş Covid-19 aşılarıyla yapılan aşılamaların ölümü, aşısızlara oranla 14 kat azalttığı gösterilmiştir. Ayrıca güncellenmiş aşılarla yapılan aşılamaların ölümü azaltmada orijinal suş içeren aşılardan üç kat daha etkili olduğu öne sürülmüştür. SARS-CoV-2’nin akut hastalıktan sonra yol açtığı ölümler dışında, iyileşmiş kişilerde başta diyabet, kalp krizi, embolik olaylar ve diğer uzamış Covid-19 komplikasyonları da dikkate alındığında bu süreçte bazı ülkeler sadece risk gruplarını değil, diğer grupları da aşılamayı planlamaktadır.”

    “Riskli kişilerle yaşayanlar maske ve mesafeye dikkat etmeli”

    Risk altında yer alan bireylere değinen Uzm. Dr. Alkan, “Yeni Covid-19 aşısıyla hatırlatma dozu, yüksek öncelikli gruplar arasında kabul edilen 50 yaş üstü kişiler, ağır hastalıkları (diyabet, kalp hastalıkları, ciddi obezite) olan genç erişkinler, bağışıklığı baskılanmışlar (HIV’le yaşayan bireyler, solid organ veya kemik iliği alıcıları), gebeler, bakım hastaları ve bu gruplara bakım verenler ile sağlık çalışanları için önerilmektedir. Bu riskli kişiler ile bu kişilerle aynı evde yaşayanlar, solunum enfeksiyonlarının artış gösterdiği bu günlerde özellikle kapalı alanlarda maske, mesafe, temizlik ve havalandırma önlemlerine mutlaka uymalıdır” şeklinde konuştu.

    “Riskli grupların aşılanması önemli”

    Özellikle riskli grupların aşılanmasının önemli olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Alkan, “Yeni Covid-19 aşısının en kısa sürede kullanıma girmesine yönelik girişimler yapılmalı, yeni aşının tedarik edilemediği şartlarda ağır hastalığa ve ölüme karşı halen bir miktar koruma sağlayan eski aşılar yüksek riskli gruplarda kullanılmalı, yeni varyantlarla süren Covid-19’un yakından izlenmesi, ilgili uzmanlık dernekleriyle paylaşım yapılmalıdır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.

  • Covid-19 vakaları artıyor

    Covid-19 vakaları artıyor

    17-23 Eylül tarihlerini kapsayan en son veriler, ciddi endişelere yol açtı. 28 Eylül tarihinde Fiocruz tarafından yayınlanan InfoGripe Bülteni’ne göre, ülke son dört haftada Covid-19’un Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) vakalarının D.2’sinin ve şaşırtıcı bir şekilde Covid-19 ile ilişkilendirilen ölümlerin w.5’inin nedeni olarak belirlendi.

    Covid-19 vakalarındaki en büyük artış, Brezilya’nın büyük şehir merkezlerinde gözlemleniyor. Özellikle São Paulo ve Rio de Janeiro’da eylül ayı boyunca enfeksiyonlarda dikkate değer bir artış görüldü.

    Bu veriler, 25 Eylül tarihine kadar toplanan Influenza Epidemiyolojik Gözetim Bilgi Sistemi’nden gelen bilgilere dayanıyor ve virüsün yayılmasını hafifletmek için kamu sağlığı önlemlerinin sıkı bir şekilde uygulanmasının acil bir gereklilik olduğunu vurguluyor.

    São Paulo ve Rio de Janeiro’nun yanı sıra, Fortaleza (CE), João Pessoa (PB), Palmas (TO) ve São Luís (MA) dahil olmak üzere dört diğer eyalet başkenti Covid-19 vakalarında artış bildirildi.

    Bu endişe verici istatistiklerle birlikte, sağlık yetkilileri ve makamlar aşı kampanyalarının, maske takmanın ve sosyal mesafe kurallarına uymanın önemini vurguluyorlar.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) çarşamba günü yaptığı açıklamada, virüsün yeni varyantlarının hastalığın ciddiyetini değiştirmediği belirtilmişti.

    DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus da aynı basın toplantısında kuzey yarımkürede kışın yaklaşmasıyla birlikte Covid-19’un endişe verici eğilimlerine dikkat çekti. Tedros, son 28 günde hastanelere yatışların ve acil servis (YO) başvurularının, özellikle Amerika ve Avrupa’da arttığını, ayrıca en risk altındaki gruplar arasında aşılama seviyelerinin “endişe verici derecede düşük” olduğunu dile getirdi.

  • Eris varyantından korunurken nasıl beslenmeliyiz?

    Eris varyantından korunurken nasıl beslenmeliyiz?

    Zonguldaklı Diyetisyen Gizem Güneş, beslenmenin önemine dikkat çekti.

    Turunçgillerin C vitamini açısından yüksek olduğunu söyleyen Güneş, ”Öncelikle turunçgiller önem taşıyor. C vitamini açısından oldukça yüksek. Portakal mandalina gibi besinleri sofranızdan eksik etmiyoruz. Ispanak roka gibi A, C vitamini yüksek lif başkanından yüksek besinleri sofralarımız ekliyoruz. Tüm bunların yanında sarımsak anti bakteriyel hem de antiviral olduğu için bağışıklığı güçlendirecek etkisi var” dedi.

    Güneş açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

    “Bir korona virüs çeşidi Eris varyantı tüm dünya da hızla yayılıyor. Yakın zamanda bizim ülkemizde de tespit edildi. Bu virüslerle nasıl başa çakacağız, bu virüslerle bağışıklığımızı güçlendirmemiz lazım biliyorsunuz. Bağışıklığımızı güçlendirmek için hangi besinlerden faydalanabiliriz bugün biraz onlardan bahsedeceğiz. Öncelikle turunçgiller önem taşıyor. C vitamini açısından oldukça yüksek. Portakal mandalina gibi besinleri sofranızdan eksik etmiyoruz. Ispanak roka gibi A, C vitamini yüksek lif başkanından yüksek besinleri sofralarımız ekliyoruz. Tüm bunların yanında sarımsak anti bakteriyel hemde antiviral olduğu için bağışıklığı güçlendirecek etkisi var. Yemeklerimize mutlaka sarımsak takviyesi yapmamız gerekiyor. Zencefil bağışık güçlendirme de çok önemli. Zencefili de sofralarınıza ekleyebilirsiniz. Sofralarınızın vazgeçilmesi yoğurt, yoğurt çok probiyotik kaynağı bağırsaklarımızın güçlenmesi demek, bir yerde bağışıklığımızın güçlenmesi demek. O yüzden yoğurdu da sofralarımızdan eksik etmiyoruz. Bu besinler dengeli diyetin parçası olduğu zaman bağışıklığımızı güçlendirebilir ürünleri eklenmesi yeterli gelmeyecektir. Sağlıklı bir beslenme programını oluşturmamız sağlıklı yaşama bu besinleri de ekleyerek öğünlerimizi zenginleştirmemiz gerekiyor.”

  • Koca, Covid aşısı hakkında konuştu

    Koca, Covid aşısı hakkında konuştu

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Beştepe’de düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı’nın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.

    Bir gazetecinin Eris varyantında son durumu sorması üzerine değerlendirmelerde bulunan Koca, “Covid-19 ortaya çıktığında birçok bilinmezliği içeriyordu. Hem virüs hem de hastalıklar açısından bu süreçte mücadele etmek için erken dönemde aşının geliştirilmesi gerekiyordu. Bu çerçevede inaktif olarak bilinen güvenilir kadim tekniklerle üretilen aşıyı yani Turkovac’ı geliştirmiştik. Bu süreçte artık hastalığı biliyoruz, virüsü tanıyoruz. Tüm mutasyonların etkilerini ve değişiklikleri takip ediyoruz. Bu mutasyonlarda bugüne kadar hiçbir zaman virüsün ilk çıktığı dönemdeki hasta yapıcı etkisi, yani virülansında artış olmadı. Olan mutasyonlar hasta yapma gücü daha zayıf olan mutasyonlar, bunu da dediğim gibi yakından takip ediyoruz. Bu anlamda kesinlikle Eris varyantına yönelik yeni bir tedbir gerekmiyor. Bunu en açık şekilde zaten ifade etmiştim. Hastalığı artık çok iyi tanıyoruz ve endişe edecek hiçbir durum yok” ifadelerini kullandı.

    “Küresel Covid aşısı baskısına boyun eğmemiz mümkün değil

    Bazı ülkelerde olduğu gibi yeni varyanta ilişkin Türkiye’de de aşılama programının olup olmayacağı sorusu üzerine Koca, “Bazı ülkelerin aşı baskısı ile örnek olmaya çalıştığına hepimiz şahit oluyoruz. Bazı ülkelerin aşı baskısına boyun eğmesi, bizim de aşı baskısına boyun eğeceğimiz anlamına gelmez. Küresel Covid aşısı baskısına boyun eğmemiz mümkün değil. Türkiye’nin kendi programı var ve birileri istiyor diye aşı programı başlatmayız. Biz kendi programımızı uyguluyoruz ve şu an kesinlikle Covid-19 için yeni bir aşı programı uygulamayı düşünmüyoruz. Bu kadar net” açıklamasında bulundu.

    “(Eris varyantı) Bu dönemde hasta sayısının arttığını söyleyebiliriz”

    Hasta sayısında artış olup olmadığı sorusu üzerine Koca, “Eris varyantının virülansı yani hasta etme gücü daha düşük, fakat bulaşıcılığı daha fazla. Bu dönemde hasta sayısının arttığını söyleyebiliriz. Fakat hastaneye yatış oranları oldukça düşük. Ağır hastalık yapmıyor. Daha hafif seyrediyor. Covid-19 nezle ve grip gibi bir üst solunum yolu enfeksiyonuna dönüşmüş durumda. Bu beklediğimiz bir seyirdi. Paniğe gerek yok. Eski dönemi hatırlatan kısıtlama ve kapanmalar söz konusu değil. Dolayısıyla korunmak için ne yapmamız gerekiyor artık tüm vatandaşlarımız biliyor; hasta olanların kendilerini izole etmeleri, topluma çıkmamaları, riskli olan kişilerin özellikle kendilerini korumaları, onların da kalabalık ortamlardan uzak durması, illa gerekiyorsa da o durumda maske kullanmalarını öneriyoruz. Başka bir önerimiz de yok, yeni bir aşı programımız da yok. Yani toplu bir aşılama programına kesinlikle ihtiyaç yok. Fakat bu dönemde grip aşısını önemsiyoruz. Risk gruplarında olup, grip aşıları tanımlanmış olanların bir an önce aşı olmalarını öneriyoruz. Riskli grupta yer alan ve tanımlanmış kişilere grip aşıları ücretsiz olarak yapılmaktadır” diye konuştu.

    “Çocukluk çağındaki aşı programını hassasiyetle takip ediyoruz”

    Aşı programlarının Covid-19 için bulunmadığını kaydeden Koca, sözlerine şöyle devam etti:
    “Ancak bildiğiniz gibi çocukluk çağı bağışıklama aşı programımız başarıyla sürüyor ve çok önemli görüyoruz. Çocukluk çağındaki aşı programını hassasiyetle takip ediyoruz. Vatandaşlarımız bu konuda hassas davranmalı, çocuklarımızın bağışıklama programındaki aşılarını eksiksiz yaptırmalı. Bu aşılarımızı üretmek için devreye aldığımız Hıfzıssıhha Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi alt yapı inşaatımız devam ediyor. Tüm aşılarımızı yerlileştirmeyi esas alıyoruz. Ayrıca teknoloji transferiyle daha önce ilan ettiğimiz üç aşının süreci de başladı. Su çiçeği, kuduz ve Hepatit-A aşısının teknoloji transferi ile üretilmesini özellikle çocuklarımız için önemsiyoruz.”

  • Eris varyantından korunma yöntemleri

    Eris varyantından korunma yöntemleri

    Açıklamasına göre, Kovid-19’un Omicron varyantının bir alt türü olan Eris, diğer SARS-CoV-2 virüs varyantlarında olduğu gibi en sık, üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileri ile ortaya çıkıyor.

    Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Ali Acar, Eris varyantına ilişkin bilgilendirmede bulundu.

    Prof. Dr. Acar, şu ana kadarki bilgiler doğrultusunda Eris varyantının aşıyla ya da geçirilmiş hastalık sonrası oluşan antikorlardan kaçabildiğini ve bulaştırıcılığa ya da hastalığa yol açabildiğini aktardı.

    Acar, Eris varyantının neden olduğu enfeksiyonların Omicron veya daha önceki varyant enfeksiyonlarından daha şiddetli olmadığını ifade ederek, “Eris varyantı enfeksiyonları hafif seyirli olmaya meyilli ve hastaneye yatış ya da ölüme neden olma sıklığı yüksek değil. Delta varyantına göre çok daha hafif, Omicron’a göre benzer veya daha hafif enfeksiyona neden olduğu söylenebilir. Tabii bu bilgiler şu an için geçerli olup, ilerleyen zamanda daha fazla veri elde edildiğinde çok daha kesin bir değerlendirme yapılabilecektir.” bilgisini verdi.

    Eris varyantının soğuk algınlığı ve grip ile karıştırılabileceğini belirten Acar, soğuk algınlığının hapşırık, tıksırık, burun akıntısı, gözlerde yanma, ışığa karşı hassasiyet, boğaz ağrısı ve bazen yüksek ateş ile seyrederek genelde basit bir üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan bir hastalık olduğunu, gribin ise “influenza” olarak adlandırılan virüslerin neden olduğu ve soğuk algınlığına benzer belirtilerin yanında daha şiddetli kas-eklem ağrısı, yüksek ateş belirtilerine ve bazen de sistemik tutuluma neden olduğunu anlattı.

    Acar, influenzadan her yıl aşılanmak suretiyle korunmanın mümkün olduğuna işaret ederek, “Koronavirüs enfeksiyonu ilk olarak Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan ve sonrasında pandemiye neden olan SARS-COV-2 olarak adlandırılan virüsün neden olduğu viral bir hastalıktır. Genelde akut üst solunum yolu belirtilerine ve bulgularına yol açmakla birlikte, özellikle yaşlılarda ve kronik hastalığı olanlarda şiddetli solunum yetmezliği ile karakterize akciğer enfeksiyonuna ve ölüme dahi neden olan bir enfeksiyondur.” ifadelerini kullandı.

    – “Eris varyantı süresi hastaya göre değişiklik gösterebiliyor”

    Eris varyantının neden olduğu hastalık şiddeti ve süresinin Omicron varyantının neden olduğu hastalıkla benzer olduğuna vurgu yapan Ali Acar, Eris varyantının, Omicron’a göre daha kolay bulaşmasına karşın, daha hafif bir hastalığa yol açtığının görüldüğünü bildirdi.

    Acar, dolayısıyla hastalık süresinin kişinin yaşına, altta yatan hastalığının olup olmamasına göre değişmekle birlikte, semptomatik (belirti gösteren) hafif seyirli olgularda 5-7 gün denilebileceğini, ancak önemli bir oranda belirti vermeyen hastalığa yol açabileceğini ve bu dönemde kişilerin bulaştırıcı olabileceğini belirtti.

    Eris varyantının neden olduğu hastalıktan korunmak için alınması gereken koruyucu önlemlerin önceki varyantlardan farklı olmadığını aktaran Ali Acar, şunları kaydetti:

    “Maske takılması, el hijyeninin sağlanması, hasta olduğu düşünülen kişiler ile aynı ortamda bulunulmaktan kaçınılması, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnun tek kullanımlık bir mendil ya da dirsek içi ile kapatılması, ellerin göz, burun ve ağız ile temasından kaçınılması, kalabalık ortamlardan kaçınılması gerekiyor ve bunların dışında aşı bilindiği üzere en etkili koruyucu önlemdir. ABD’de 2022 yılında Omicron varyantına karşı geliştirilmiş bivalan aşılar, 11 Eylül tarihinden itibaren yerini yeni varyantlara karşı etkili aşılara bıraktı. Bunun en önemli nedeni Omicron varyantının alt tip varyantları ve yeni tanımlanan Eris varyantına karşı eski aşıların etkinliğinin yetersiz olması. Buna karşın Eris gibi yeni varyantlara karşı etkili aşılar ülkemize gelene kadar, risk grubunda bulunanların mevcut aşılar ile aşılanması veya rapel (pekiştirme) dozlarının yapılması hastaneye yatış, ağır hastalık gelişimi ve ölümü azaltabilir.”