Etiket: Covid-19

  • Dünyada ilk kez Adıyaman’da atlar üzerinde denendi!

    Dünyada ilk kez Adıyaman’da atlar üzerinde denendi!

    Adıyaman’da başlatılan ‘Covidsra’ isimli anti serum çalışması ile atlar, kendilerine enjekte edilen cansız Covid-19 virüsünü 45 günlük süreçte antikora dönüştürüyor. Uzmanlar, dünyada ilk kez denenen çalışmanın ikinci aşamasında atlardan elde edilen antikorları hayvanlar üzerinde test etmeye hazırlanıyor.

    TÜBİTAK’ın desteklediği proje kapsamında Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut başkanlığındaki ekip serum ihracatı yapan Vetal A.Ş. laboratuvarlarında ‘Covidsera’ ismini verdikleri Covid-19 serumu çalışması başlattı. 1 Nisan’da başlatılan çalışmalar kapsamında, pozitif vakalardan alınarak çoğaltılan Covid-19 virüsleri cansız hale getirildikten sonra herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan atlara enjekte edildi. Akademisyenler tarafından yakından takip edilen süreçte, cansız virüslerin enjekte edilmesinden 45 gün sonra atlar antikor üretmeye başladı.

    ’45 GÜNDE İLK AŞAMA TAMAMLANDI’

    Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut, geçmiş dönemlerde yılan ve akrep serumlarında, atlara toksin verilerek plazma alındığını hatırlatarak, bu çerçevede Covid-19 serumu üretmek adına çalışma başlattıklarını söyledi. Hazırladıkları projenin kabul edilmesinin ardından çalışmalara başladıklarını anlatan Prof. Dr. Mehmet Turgut, “Şu anda yaptığımız çalışma dünyada ilk olma özelliği taşıyor. Daha önceleri atlar üzerinde çalışmalar yapılarak antikorlar alınabiliyordu. Bunun en bariz örneği de yılan ve akrep serumlarıdır. Biz buradan yola çıkarak cansız virüsleri atlara verirsek antikor üretebilir miyiz düşüncesiyle yola çıktık. Buradan yola çıkarak hastalarımızdan aldığımız virüsleri önce çoğalttık sonra cansız hale getirdik ve atlara verdik. Yaptığımız takip sonunda 45’inci günde atlardan antikor almaya başladık” dedi.

    ‘ANTİ SERUM, HASTAYI SAĞLIĞINA KAVUŞTURUR’

    Plazmaferez cihazıyla alınan antikorların yine atlarda test edildiğini anlatan Rektör Turgut,

    “Atlardan 45’inci günden itibaren almaya başladığımız antikorları şu anda hayvanlarda test etmeye başlıyoruz. Bu ikinci aşamada da antikorlarla oluşturduğumuz serumun başarısını hedefliyoruz. Dünyada benzer şekilde uygulama ve çalışmalar yapıldı ve elde edilen serumlar birçok hastalıkta kullanıldı. Bizim bu çalışmamızda elde edeceğimiz serum ise Covid-19’a karşı kullanılacak. Testlerimiz bir iki ay daha sürecek. Ama şu anda bu aşamaya gelmek bile büyük başarı ve dünyada öncü olduğumuzu gösteren bir çalışmadır. Ayrıca aşı ile serum arasındaki farkı da insanlarımızın bilmesi lazım. Aşı sağlıklı insanlara yapılarak hastalıktan korunması sağlanır. Bizim ürettiğimiz bu serum başarılı olursa hasta insana uygulayarak sağlıklarına kavuşmalarına olanak tanıyacağız” dedi.

    Rektör Turgut öte yandan çalışmaların başarıyla sonuçlanması halinde seri üretim yapmalarının da mümkün olduğunu sözlerine ekledi.

  • Bakan Koca’dan hastanelerin doluluk iddialarına yanıt

    Bakan Koca’dan hastanelerin doluluk iddialarına yanıt

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bir süredir gündemi meşgul eden hastanelerin kapasitesi doldu haberlerine ilişkin açıklamada bulundu.

    Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada; “COVID-19 nedeniyle hastaneleri dolu bir ilimiz, hatta kapasitesi tamamen dolu hastanemiz yoktur. İddialar asılsızdır. Bu asılsız iddiaların sahipleri, hastaneler doluymuş gibi tedbir alsın. İddiaların topluma belki bu şekilde yararı olur.

    “KONYA: Servis yatağı doluluk oranımız %48, yoğun bakım doluluk oranımız %76, ventilatör doluluk oranımız %42. Yüzde yüz doluluk iddiaları, yüzde yüze varan bir kasıt taşımaktadır. Hastalığı önemsiz gösterenlerle hastaneleri çaresiz gösterenlerin iddialarını dikkate almayın.”

  • Koronavirüs can almaya devam ediyor! Ölü sayısı 704 bini geçti

    Koronavirüs can almaya devam ediyor! Ölü sayısı 704 bini geçti

    Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs (Covid-19) nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı dünya genelinde 704 bin 385’e, virüs tespit edilen kişi sayısı 18 milyon 705 bin 96’ya yükseldi. Dünya genelinde hastalığı yenerek iyileşenlerin sayısı ise 11 milyon 922 bin 692’ye ulaştı.

    Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını 140’tan fazla ülkede yayılmaya devam ediyor. En fazla vakaya sahip ülke olan ABD’de son paylaşılan verilere göre, 4 milyon 918 bin 420 vaka bulunuyor. Virüs kaynaklı toplam can kaybının ise 160 bin 290’a ulaştığı bildirildi.

    GÜNEY AMERİKA’DA BİLANÇO ARTIYOR

    Güney Amerika kıtasında koronavirüs nedeniyle vaka ve ölü sayılarında artış sürüyor. En fazla vakaya sahip 2’inci ülke olan Brezilya’da son paylaşılan verilere göre, 2 milyon 808 bin 76 vaka bulunuyor. Virüs kaynaklı toplam can kaybının ise 96 bin 96’ya ulaştığı bildirildi. Dünya genelinde vaka sayısı olarak 7’nci sırada bulunan Peru’da vaka sayısı 439 bin 890 olurken, virüs kaynaklı can kaybı 20 bin 007 olarak rapor edildi. Şili’de can kaybı yükselerek 9 bin 745 olurken, vaka sayısı 362 bin 962’ye yükseldi. Koronavirüs rakamlarının hızla yükseldiği Meksika’da son 24 saatte 6 bin 148 yeni vaka açıklarken 857 kişinin de hayatını kaybettiği rapor edildi. Ülkede 6 bin 148 yeni vaka ile birlikte vaka sayısı toplamda 449 bin 961’e ulaştı. Koronavirüs kaynaklı ölümler ise toplamda 48 bin 869 olarak açıklandı. Koronavirüs rakamlarının hızla yükseldiği Bolivya’da son 24 saatte 1,515 yeni vaka açıklarken 92 kişinin de hayatını kaybettiği rapor edildi. Ülkede 1,515 yeni vaka ile birlikte vaka sayısı toplamda 83 bin 361’e ulaştı. Koronavirüs kaynaklı ölümler ise toplamda 3 bin 320 olarak açıklandı.

    AVRUPA’DA VAKA VE ÖLÜ SAYILARI

    Avrupa’da ise İtalya’da toplam vaka sayısı 248 bin 419 olarak belirtilirken; toplam ölü sayısı ise 35 bin 171 olarak açıklandı. Almanya’da şu ana kadar 212 bin 331 kişinin enfekte olduğu, toplamda 9 bin 232 kişinin de hayatını kaybettiği belirtildi. Toplamda 9 bin 852 kişinin virüs nedeniyle hayatını kaybettiği Belçika’da ise şu ana kadar 70 bin 648 kişi enfekte oldu ve bunların arasından 17 bin 639 kişinin iyileştiği açıklandı. İngiltere’de ise toplam vaka sayısı 306 bin 293 olarak raporlanırken, can kaybının 46 bin 299’a yükseldiği açıklandı.

    İRAN’DA ÖLÜ SAYISI 17 BİN 617’YE ÇIKTI

    İran’da salgın nedeniyle ölenlerin sayısının 17 bin 617’ye ulaştığı, virüs teşhisi konulan kişi sayısının ise 314 bin 786’ya çıktığı açıklandı.

  • Afrika’da vaka sayısı ciddi artış

    Afrika’da vaka sayısı ciddi artış

    Afrika kıtasında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tespit edilenlerin sayısı 864 bin 94’e yükseldi.

    Kovid-19 görülen ülke ve bölgelerdeki yeni vakalara ilişkin güncel verilerin derlendiği “Worldometer” internet sitesine göre, son 24 saatte kıta genelinde virüs bulaşan kişi sayısı 13 bin 470 artarak 864 bin 94’e ulaştı.

    Salgın nedeniyle ölenlerin sayısı ise 410 artışla 18 bin 218’e çıktı.

    Kovid-19 kaynaklı bugüne kadar en fazla can kaybı yaklaşık 7 bin 67 ölümle Güney Afrika, 4 bin 652 ölümle Mısır ve 1163 ölümle Cezayir’de görüldü.

    Seyşeller ve Eritre’de şu ana kadar ölüm rapor edilmedi.

    Güney Afrika’da vaka sayısı 452 bin 529’a ulaştı, bu ülkeyi 92 bin 482 vaka ile Mısır, 41 bin 180 vaka ile Nijerya izledi.

    Afrika’da, salgına yakalanan 510 bin 89 kişi ise hastalığı yendi.

  • 1 ayda 12 rahibe virüsten öldü

    1 ayda 12 rahibe virüsten öldü

    ABD’de Felician Manastırındaki 12 rahibe son bir ay içerisinde koronavirüs (Covid-19) nedeniyle hayatını kaybetti.

    Michigan eyaletinde Felician Manasıtırının mensubu 12 rahibe son bir ay içerisinde koronavirüsten hayatını kaybetti. Söz konusu rahibelerin yaş aralığının 69-99 arasında olduğu belirtildi.

    Felician Manastırı tarafından Temmuz ayı başında, “Koronavirüse yakalanan bazı rahibeler solunum sorunları ve çeşitli etkilerden kurtulmak için mücadele ediyorlar” açıklaması yapılmıştı.

  • CHP Covid-19 tarım raporunu açıkladı

    CHP Covid-19 tarım raporunu açıkladı

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, “Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmalı. Bu Konseyin alacağı kararlarla birlikte şeffaf ve katılımcı şekilde işletilecek bir Tarım Gıda Kurulu kurulmalıdır.” dedi.

    Sarıbal, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, 22 Temmuz 1980’de Merter’deki evinin önünde düzenlenen suikast sonucu yaşamını yitiren DİSK’in Kurucu Genel Başkanı ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i ölümünün 40’ıncı yılında andı.

    Kadın cinayetlerine değinen Sarıbal, iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak istediğini belirterek, bu durumu eleştirdi.

    Kovid-19 sürecinde tarımın ve gıda güvenliğinin öneminin bir kez daha anlaşıldığını belirten Sarıbal, bu nedenle kendilerinin de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu ile bir rapor hazırladıklarını söyledi.

    Kovid-19 sürecinde, tarım ve gıda için çözüm önerileri konulu, “CHP Kovid-19 Tarım Raporu”nda “Koronavirüs sürecinde dünyada ne oldu?”, “Türkiye’de neler yaşandı?”, “AK Parti iktidarları döneminde tarımda neler yapıldı?”, “Bundan sonra neler yapılmalı?” gibi sorulara cevap aradıklarını aktaran Sarıbal, raporda acil eylem planı olarak önerdikleri 4 ana başlık ve 72 maddeden oluşan öneriler yer aldığını bildirdi.

    Bu önerilerin, tarımsal üretimde 44 madde, gıda üretiminde 11 madde, gıda dağıtımında 10 madde, ithalat ve ihracat süreçlerinde ise 7 maddeden oluştuğunu aktaran Sarıbal, şöyle konuştu:

    “Uluslararası Çalışma Örgütü, salgın nedeniyle işletmelerin tam veya kısmi olarak kapatılmasının, dünyadaki iş gücünün yüzde 81’ini yani 2,7 milyar çalışanı etkilediğini bildirmektedir. 31 Mart’ta Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) tarafından yapılan ortak açıklamada özellikle gıdanın uluslararası ticaretine vurgu yapılırken, aynı zamanda ülkelerin gıda güvenliğini sağlamaları gerektiğine dikkat çekildi. Dünya ekonomisinden bağımsız olmayan ve Kovid-19 ile mücadele içinde olan Türkiye’nin de bir gıda krizi ile karşı kaşıya kalabileceği ihtimali dışlanmamalıdır. Hükümetler yaşanan bu ani daralma sonucunda hem küresel hem de ulusal ölçekte ekonomik krizle baş etmek için stratejik öneme sahip sektörlere ve toplum kesimlerine yönelik destek programları açıklamaktalar. Bu sektörlerin başında stratejik öneme sahip tarım ve gıda sektörü gelmektedir. Her ülkenin kendi iç tüketimini karşılayacak ve üretimini kalıcı şekilde arttıracak önlemleri alması gerektiği bu salgın ile bir kez daha ortaya çıkmıştır.”

    Türkiye’de benimsenen yanlış tarım politikalarının yanı sıra kapitalizmin neo-liberal evresinde Türkiye gibi ülkelere dayatılan yeni uluslararası iş bölümünün de tarımdaki çöküşte belirleyici olduğunu iddia eden Sarıbal, son 20 yılda Türkiye’de uygulamaya konulan tarım politikalarıyla “aile çiftçiliği”nin tahrip edildiğini öne sürdü.

    Hükümetin büyük şirketlerin egemen olduğu tarım gıda sistemine uygun yasaları uygulayarak tarımsal üretimi, endüstriyel üretim biçimi haline dönüştürerek giderek zayıflattığını savunan Sarıbal, “Tarımsal üretimin bu şekilde zayıflatılması, çiftçilerin tarımdan uzaklaşmasına ya da çiftçilerin üretime devam edebilmek için borçlanmasına neden olurken, endüstriyel tarımsal üretim için gerekli olan emek biçimi mevsimlik işçilik olarak yaygınlaştı.” dedi.

    “İnsan sağlığını tehdit eder hale geldi”

    Endüstriyel tarımla ekolojinin tahrip olduğunu, toprak ve suyun kirlendiğini, bitkisel üretim ile hayvan yetiştiriciliği birbirinden koparılarak hayvan sağlığının bozulduğunu iddia eden Sarıbal, bu sürecin bir çıktısı olarak da tarımsal ürünlerdeki besin değerlerinin düşerek insan sağlığını tehdit eder hale geldiğini söyledi.

    Sarıbal, “Gıda ürünün ne kadar ucuz olduğu önemli olunca gıda soframızdaki zehirli kimyasallara dönüştü. Sağlıklı gıdaya erişim ise sınıfsal bir ayrıcalık oldu. Oysa, sağlıklı gıdaya erişim bir yurttaş hakkıdır.” ifadesini kullandı.

    Kovid-19’un gösterdiği gibi dünyada sağlık ve gıda alanında hızlı hareket edip gerekli önlemleri alan hükümetlerin yeni dönemde ekonomik ve sosyal olumsuzlukları daha hızlı aşacaklarını belirten Sarıbal, şunları kaydetti:

    “Ama ne yazık ki ülkemizde, tarım ve gıda sektörünü olası bir krizden kurtaracak tedbirler yeterince hayata geçirilmedi. Gerek muhalefet partileri gerekse meslek örgütleri bu konudaki acil ihtiyacı sürekli gündeme getirmelerine rağmen hükümet, salgın öncesi geçerli olan uygulamalarla yetinmeyi tercih etmekte ve bunun olası bir tarım ve gıda krizini önleyebileceğini düşünmektedir. Bu yanılsama ile Kovid-19 sürecinde tarım ve gıda sektöründe belirgin bir dönüşüm sağlayacak tedbirler almaması nedeniyle, yakın gelecekte gıda enflasyonu ve sonrasında bir gıda krizi ile karşı karşıya kalacağımız aşikardır. Öncelikle Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmalı. u Konseyin alacağı kararlarla birlikte şeffaf ve katılımcı şekilde işletilecek bir Tarım Gıda Kurulu kurulmalıdır. Salgınının yarattığı tahribatları ve yeniden bu tür salgınların oluşmasına mahal vermeyecek şekilde, ekolojik perspektifle, gıda güvenliğini gözeterek, tarımsal üretim, gıda üretimi ve dağıtım süreci, ithalat ve ihracat politikaları ile Türkiye’de yaşayan herkesin sağlıklı gıdaya erişimini sağlayacak kapsamlı planlar yapmalıdır.”

  • Bursa’da Covid-19 kişilere yakın takip

    Bursa’da Covid-19 kişilere yakın takip

    Bursa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Halim Ömer Kaşıkcı, Bursa’daki yeni tip koronavirüs (Kovid-19) temaslı takibi ve evde hasta izlemi çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

    Müdürlükten yapılan açıklamaya göre, Sağlık Bakanlığı Covid-19 Çalışma Rehberi’ne göre ağır semptomları olmayan ancak olası ya da kesin vaka ile teması olan kişilerin 14 gün süreyle izlendiğini belirten Kaşıkcı, tespit edilen tüm yakın temaslı tanımına uyan kişilerin liste haline getirilerek son yakın temaslarından sonraki 14 gün boyunca takip edildiklerini aktardı.

    Yakın temaslıların özellikle ateş ve solunum semptomları açısından izlendiği bildiren Kaşıkcı, “Bu kişileri; titreme, vücut ağrıları, boğaz ağrısı, baş ağrısı, ishal, mide bulantısı, kusma ve diğer semptomları da dikkate alınarak, telefonla arıyoruz ya da gerekirse evde ziyaret ediyoruz. Yakın temaslıların başka bir nedenle hastaneye yatışı gerekmiyorsa, 14 gün boyunca evde kalması ve toplu alanlardan uzak durmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Sağlık Bakanlığı Covid-19 Rehberi’nde yapılan güncellemeye göre titreme, vücut ağrıları, boğaz ağrısı gibi ağır semptomları olan yakın temaslılardan filyasyon ekibince sürüntü alındığı bilgisini veren Kaşıkcı, “Aynı şekilde hane halkı 7’nci gününde de filyasyon ekiplerince ziyaret edilerek, evdeki 60 yaş üstü ve Co-morbit hastalığı olanlar ile yakın temaslılardan semptomu olan var ise onlardan da sürüntü alıyor. Takibimiz bu şekilde aralıksız devam ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Her pozitif hastanın hastanede yatarak tedavi görmesi gerekmediğini belirten Uzm. Dr. Kaşıkcı, şunları kaydetti:

    “Olası veya hafif seyirli vakaların tedavileri düzenlenerek, evde izlemi yapılıyor ve 6’ncı günde ziyaret edilerek, sürüntü örnekleri alınıyor. Evde izlem sadece ülkemizde değil dünyada da kullanan bir sistem. Hafif vakaların hastanede yatırılması hastalar içinde uygun değil. Evde izlenen hastaların evde izolasyonu çok önemli. Bu hastalar, evde tedavileri sırasında evden dışarı çıkmaması, ziyaretçi kabul etmemesi, aynı evde yaşayan kişilerle maskesiz ve en az 1,5 metre mesafe bırakmalılar. Hatta mümkünse ayrı odalarda yaşayıp temizlik kurallarına dikkat etmeliler.”

  • İran’da 23 günlük bebek koronadan öldü

    İran’da 23 günlük bebek koronadan öldü

    İran’ın güneybatısındaki Buşehr eyaletinde 23 günlük bir bebek, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybetti.

    İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’na (ISNA) göre, Buşehr Koronayla Mücadele Merkezi Başkanı Said Keşmiri, “Buşehr’de dün aralarında 23 günlük bir bebeğin de bulunduğu 9 kişi Kovid-19’dan öldü.” dedi.

    Buşehr’deki bir hastanede Kovid-19 tedavisi gören 162 hasta bulunduğunu aktaran Keşmiri, bunlardan 35’inin solunum cihazına bağlı olduğuna dikkati çekti.

    Çin’den dünyaya yayılan Kovid-19, İran’da ilk olarak 19 Şubat’ta Kum kentinde görülmüş, ardından ülkenin tamamına yayılmıştı.

    İran’da bugün itibarıyla koronavirüs kaynaklı toplam can kaybı 13 bin 608’e, vaka sayısı da 267 bin 61’e yükseldi.

  • Bangladeş’te hastane sahibinden Covid-19 vurgunu

    Bangladeş’te hastane sahibinden Covid-19 vurgunu

    Bangladeş’te hastane sahibi Mohammad Shahed (43), koronavirüs (Covid-19) testi yapmadan sahte ‘negatif’ raporu vererek, 350 bin dolar (Yaklaşık 2,5 milyon TL) kazanç sağladığı gerekçesiyle gözaltına alındı.

    Bangladeş’in başkenti Dakka’da sahte koronavirüs testlerinden kazanç sağlayan hastane sahibi Mohammad Shahed, Hindistan’a kaçmaya çalışırken gözaltına alındı. Söz konusu iddiaya göre, Shahed’in hastanelerinde 10 binden fazla koronavirüs testi raporu hazırlandı ancak bunlardan sadece 4 bini gerçek test sonuçlarını yansıttı. Diğer 6 bin kişide ise test yapılmadan ‘negatif’ rapor hazırlandığı kaydedildi. Bu işlemden 350 bin dolar kazanç sağladığı belirtilen Shahed, gözaltına alındı.

    ‘SAĞLIK SİSTEMİNE GÜVEN SARSILDI’

    Shahed’in son günlerde koronavirüsle bağlantılı yolsuzluğa karışan çok kişiden biri olduğunu belirten uzmanlar, ülkede sağlık sistemine güvenin sarsıldığını belirtti. Öte yandan, Shahed’in hükümetle testler konusunda ücretsiz hizmet vereceği konusunda anlaştığı ancak yine de bu testlerden ücret aldığı ifade edildi.

    BANGLADEŞ’TE SON DURUM

    Bangladeş’te son açıklanan verilere göre 196 bin 323 vaka bulunuyor. Ülkede toplamda 2 bin 496 kişi virüs nedeniyle hayatını kaybetti. İyileşen hasta sayısı 106 bin 963 olarak açıklanırken aktif vaka sayısının 86 bin 864 olduğu kaydedildi.

  • Covid-19 ölümlerinin altında yatan neden bulundu

    Covid-19 ölümlerinin altında yatan neden bulundu

    İngilliz bilim insanları yeni tip corona virüs (Covid-19) nedeniyle hayatını kaybeden hastalarının otopsilerinde geniş çaplı bir çalışma yürüttü. Araştırmada, Covid-19 nedeniyle ölen herkesin kan pıhtılaşması nedeniyle durumunun kötüleştiğini ve bu nedenle yaşamını yitirdiği belirtildi.

    İngiltere’nin önde gelen bilim insanlarından biri yeni tip corona virüs (Covid-19) nedeniyle hayatını kaybeden her hastada kan pıhtılaşması meydana geldiğini öne sürdü. Imperial College London’da bulaşıcı bir hastalık uzmanı olan Profesör Graham Cooke, Covid-19 yenik düşmüş hastaların otopsilerini inceledi. Sonuçlar, tüm Covid-19 hastalarda bir tür tromboz(kan pıhtılaşması) bulunduğunu çok net bir şekilde gösterdi.

    Profesör Cooke, trombozun her ölümün doğrudan nedeni olmadığını, ancak bulguların yeni tip corona virüsün vasküler komplikasyonlara (damar hastalıkları) neden olduğu teorisini desteklediğini söyledi.

    Corona virüs, akciğerlere saldıran bir solunum hastalığı olarak kabul edilmesine rağmen, ciddi vakalarda kalp, beyin, böbrek gibi diğer organlara zarar verebiliyor.

    Cooke, konuyla ilgili yaptığı açıklamasında, “Baktığımız her hastanın vücudunun herhangi bir yerinde tromboz bulgusu olduğunu açıkça gösteren çok büyük bir otopsi serisi gerçekleştirdik. Açıkçası, hastada trombozun nerede görüldüğü biraz şansa bağlı. Koroner trombozu (kalp damarında kan pıhtısı) ve vasküler trombozu (genellikle damarda kan pıhtısı) olan hastalar gördük” ifadelerini kullandı.

    COVİD-19 HASTALARINDA KAN PIHTILAŞMASI NEDEN OLUYOR?

    Daha önceki çalışmalarda, bilim insanları her üç ağır Covid-19 hastasından birinde onların ölümüne neden tehlikeli kan pıhtıları geliştirdiklerini açıklamıştı. Pıhtılar, akciğer, kalp, beyin gibi büyük organlara ulaşır ve kan akışını keserse kalp krizi, felç, organ yetmezliği ve emboliyi tetikliyor.

    Bununla birlikte, araştırmacılar, virüsün neden kan pıhtılarına neden olduğunu çözememiş olsa da bununla ilgli 3 ana teori bulunuyor.

    Sitokin fırtınası’ ile tetiklenen yıkıcı akciğer iltihabı, corona virüs hastalarının ölümündeki en önemli etken olarak kabul ediliyor.

    SİTOKİN FIRTINASI

    Bağışıklık sisteminin yaralanma veya enfeksiyona tepkisinde yer alan bir grup hücreye sitokin adı veriliyor. Stokinler problemin ortaya çıktığı yere gitmek için yarışıyor ve vücudu yabancı bir istilacıya karşı savunmak için daha fazla bağışıklık hücresi göndermesi için sinyal gönderiyor.

    Vücudun kendini iyileştirmesinde önemli bir rol oynayan sitokinler bir süre sonra yıkıcı hasara yol açabiliyor. Bağışıklık hücrelerinin akışı kalıcı olduğunda, bağışıklık sisteminin korumaya çalıştığı dokulardaki hücreleri öldürmeye başlayan iltihaplanma meydana geliyor. Sitokin hücrelerinin aşırı miktarda sinyal vermesi nedeniyle çok uzun süre iltihaplanma kontrol dışı kalabiliyor. Bu iltihap, ise corona virüs hastalarının akciğerlerini dolarak solunum yetmezliğine neden oluyor. Eğer iltihaplanma kontrol edilemezse hastaların birçoğu hayatını kaybediyor.