Etiket: Covid

  • Aşı mağdurlarına tazminat ödenecek

    Aşı mağdurlarına tazminat ödenecek

    Almanya’da Covid-19 aşılarından dolayı ağır yan etkiler yaşayan 301 kişinin, yapılan tazminat başvurularının eyalet yönetimleri tarafından haklı bulunarak kabul edildikleri bildirildi. Eyalet yönetimlerinin yetkili birimleri tarafından yapılan açıklamalar ve eyalet meclislerinde verilen soru önergeleri neticesinde ulaşılan rakamlar Alman basınında geniş yer buldu. Mart ayı itibarıyla 6 bin 977 kişinin başvuru yaptığı ancak yaklaşık 2 bin 300’ünün reddedildiği belirtildi. Başvuruların sadece 301’inin kabul edildiği, diğer kalan kısmının ise üzerinde çalışıldığı açıklandı.

    Aylık bin 395 euro tazminat

    Başvuruları kabul edilenler belirli bir hasar derecesi dikkate alınarak, ayda 164 ila 854 euro arasında ömür boyu temel emekli maaşı almaya hak kazanıyor. Yetkili birimlerce gerekli görüldüğü taktirde bu kişilerin tedavi masrafları devlet tarafından karşılanabilecek ve mesleki yaralanmalar için de tazminat ödenebilecek. Hessen eyaletinde aşı hasarı olduğu kabul edilen kişilerin, 2021 yılı içerisinde ayda ortalama bin 395 euro aldıkları tespit edilmişti.

    Ağır yan etkiler

    Paul Ehrlich Enstitüsü’nün yaptığı açıklamaya göre bugüne kadar toplam 333 bin 492 şüpheli yan etki vakası ve 50 bin 833 şüpheli ciddi yan etki vakası kuruma bildirilmiş durumda. Robert Koch Enstitüsü’nün verilerine göre ise, 2022 yılı sonu itibarıyla 65 milyon kişiye en az bir kez aşı yapılırken toplam 192 milyon doz Covid-19 aşısı kullanıldı. Covid-19 aşısının ağır yan etkileri arasında kalp kası iltihabı, venöz sinus trombozu ve bir sinir sistemi hastalığı olan Guillan-Barre Sendromu bulunuyor. Uzmanlar bu yan etkilere Almanya’da kullanılan BioNTech, Moderna, Astrazeneca ve Johnson & Johnson aşılarından kaynaklı olduğunu ve resmi rakamların 40 katından daha fazla olduğunu belirtiyor.

    Uzmanlar aşıların 200 binden fazla insan üzerinde ağır yan etki gösterdiğini belirtiyor. Aktivistler ise Almanya’da aşı olmuş bir milyondan fazla insanın uzamış covid (Long Covid) belirtileri olan yorgunluk, nefes darlığı, öksürük, eklem ağrısı, göğüs ağrısı, depresyon, kas ağrısı, mide barsak problemleri gibi rahatsızlıkları yaşadıklarını belirtiyor.

    Tazminat başvuruları eyaletlerin yetkili kurumlarına yapılıyor

    Robert Koch Enstitüsü’nün yaptığı açıklamaya göre, devletin tavsiye ettiği aşıdan dolayı mağdur olan kişiler, Federal Tedarik Yasası kapsamında bakımlarını devletin karşılaması için başvuru yapabiliyor. Mağdur olan kişilere yardım yapılıp yapılmayacağına eyaletlerin bakım kurumları (Versorgungsamt) karar veriyor. Aşının kişi üzerinde istenmeyen yan etkilere yol açtığı tıp uzmanları ve bilirkişiler tarafından açıklığa kavuşturulabiliyor. Gerekli tıbbi raporların temininin zaman alması nedeniyle, ilgili bir kararın verilmesi genellikle bir yıl kadar sürüyor. Aşılama ve buna bağlı oluşan hasar arasındaki tıbbi bağlantı ancak çok nadir durumlarda kanıtlanabiliyor.

    Almanya Federal Sağlık Bakanı Karl Lauterbach bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, ağır yan etkilerin yaklaşık on bin aşıdan birinde meydana geldiğini açıklarken, aşı üreticilerinin yaptıkları yüksek karların bir kısmını tazminatlar için kullanmalarını tavsiye etti.

  • Ölümle 3 kez burun buruna

    Ölümle 3 kez burun buruna

    Gaziantep’te Covid-19’a yakalandıktan sonra kaldırıldığı hastanenin yoğun bakım ünitesindeki patlamadan yaralı kurtulan 78 yaşındaki Halil Karakuş, Kahramanmaraş merkezli depremde yıkılan evden de yakınlarıyla sağ kurtulduğu için şükrediyor.

    İslahiye’de yaşayan Karakuş ve eşi, yaklaşık 2,5 yıl önce Covid-19’a yakalandıktan sonra durumları kötüleşince hastaneye yatırıldı.

    Eşini Covid-19 nedeniyle kaybeden Karakuş, Gaziantep’teki bir özel hastanenin yoğun bakımında tedavi görmeye devam etti. Karakuş, hastanenin yoğun bakımında 19 Aralık 2020’de meydana gelen ve 11 kişinin yaşamını yitirdiği patlamada yaralandı.

    Başka bir hastaneye sevk edilen Karakuş, yaklaşık 70 gün süren tedavisinin ardından sağlığına kavuştu.

    Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen ilk depreme evinde yakalanan Karakuş, yıkılan binanın ikinci katındaki evlerinden yakınlarıyla atlayarak bir kez daha yaşama tutundu.

    Hafif yaralanan Karakuş, tedavisinin ardından çocukları ve torunlarıyla Kalyon Konteyner Kent’te kalmaya başladı.

    Halil Karakuş, 2020 yılında Covid-19 tedavisi gördüğü hastanede önce yangın çıktığını söyledi.

    Yoğun bakımda bağrışma seslerine uyandığını anlatan Karakuş, “Yoğun duman vardı, sonra tüpün biri patladı. Sürekli dua ediyordum. Şuurum hep yerindeydi. Dışarı çıkınca bayılmışım. Sonra beni başka bir hastaneye götürmüşler. Gözümü açtım ki başımda bir hemşire bekliyor. Gözümü açtığımı görünce o da şükretti.” dedi.

    Covid-19 salgınının ardından patlamadan da sağ kurtulduğu için sürekli Allah’a şükrettiğini belirten Karakuş, deprem günü oruca niyet etmek için uyandığını dile getirdi.

    Orucu niyet ettikten sonra camiye namaza gitmeyi planladığını kaydeden Karakuş, “Her sabah namazında camiye giderim. Kalkar kalmaz yer sallanmaya başlayınca dua etmeye başladım. Sallantıda oruç için niyet ettim. Merdivene gidecektik, gitmedik. Sonradan gördük ki merdiven çökmüş. Allah bizi orada da kurtardı. Torunlarla 18 kişiyiz. Küçük oğlum iki yatağı aşağı attı. Sonra büyük oğlan aşağı atlayıp onları düzenledi. Hepimiz oraya atladık. Küçük bebeği de top gibi oğlumun kucağına attık.” dedi.

    Karakuş, gelini ve kendisinin yatağa yetişemedikleri için yaralandıklarını ifade etti.

    Yaşadıkları badirelere rağmen şükürden hiç vazgeçmediğini belirten Karakuş, “4 daire 5 dükkanımız vardı, yıkıldı. Şükür burnumuz kanamadı. Allah bizi korudu. Ayağımız kırılabilirdi, başımız bir yere çarpıp beyin kanaması geçirebilirdik, şükür hiçbirimize ciddi bir şey olmadı. Allah’ım inşallah bize ramazanı da nasip eder. Bu yaşa kadar orucumu yemedim, 7 yaşından beri namazımı aksatmadım hamdolsun, Allah’ıma çok şükür.” diye konuştu.

  • Covid-19’dan yaklaşık 60 bin kişi hayatını kaybetti

    Covid-19’dan yaklaşık 60 bin kişi hayatını kaybetti

    Çin Ulusal Sağlık Komisyonu Tıbbi İdare Departmanı Direktörü Jiao Yahui, gerçekleştirilen basın toplantısında, Çin anakarasındaki korona virüs verilerini açıkladı. Jiao Yahui, sağlık kurumlarının 8 Aralık-12 Ocak arasında Covid-19’dan 59 bin 938 ölüm bildirdiğini duyurdu. Jiao, 5 bin 503 kişinin doğrudan Covid-19 enfeksiyonunun yol açtığı solunum yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdiğini, 54 bin 435 kişinin ise Covid-19 enfeksiyonu ile birlikte kanser ve kardiyovasküler hastalıklar gibi altta yatan rahatsızlıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini aktardı. Söz konusu dönemde hayatını kaybedenlerin yaş ortalaması 80,3 olarak kayıtlara geçerken, ölenlerin yüzde 90,1’inin 65 yaş ve üzeri, yüzde 56,5’inin de 80 yaş ve üzerinde olduğu bilgisi paylaşıldı.

    Çin Ulusal Sağlık Komisyonu tarafından geçtiğimiz ay yapılan açıklamada, yalnızca doğrudan Covid-19 kaynaklı solunum yetersizliği nedeniyle meydana gelen ölümlerin korona virüs verilerindeki ölü sayısına dahil edileceği duyurulmuştu.

  • Bilim Kurulu üyesi: Ölüm sayıları giderek artıyor

    Bilim Kurulu üyesi: Ölüm sayıları giderek artıyor

    Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Kurban Bayramı sonrası vaka sayılarında ciddi bir artışın olduğunu ancak şu anda bu artışın oranının azaldığını belirterek ölüm sayılarındaki artışa dikkat çekti. Özlü, ölüm sayılarının giderek artmasının beklenen bir durum olduğunu kaydederek “Vaka sayılarında nispeten iyiye gidiş olduğunu söyleyebilirim. Ama maalesef ölüm sayıları giderek artıyor bu da beklenen bir durum” dedi.

    “Vakalar katlanarak artıyordu şimdi daha hafif bir artış var”

    Şu anda Covid vaka sayılarında artışın devam ettiğini ancak artış oranının azaldığını ifade eden Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Bayram sonrası vakalarda ciddi bir artış oldu. Şu anda artış devam ediyor ama artışın oranı azaldı. Yani haftadan haftaya katlanarak artıyordu şu anda en azından o durum yok. Daha hafif daha ılımlı bir artış var. Vaka sayılarında nispeten iyiye gidiş olduğunu söyleyebilirim. Ama maalesef ölüm sayıları giderek artıyor bu da beklenen bir durum. Çünkü ölüm hastalıktan iki üç hafta içerisinde meydana geliyor. Hasta olduktan sonra hemen ölüm oluşmuyor. Dolayısıyla şu anda rastladığımız ölüm rakamları iki üç hafta önceki vaka sayılarına mutabık oluyor. O açıdan çok şaşırtıcı değil beklenen bir durum. En üzücü tarafı ölüm sayıları yani vaka sayıları artık bence çok önemli değil. Çoğu kişi test yaptırmadığı için gerçek rakamı da yansıtmıyor. O bakımdan vaka sayıları üzerinde çok durmak istemiyorum ama ölüm sayıları önemli. Şu anda Omicron geçen yıl ve daha önceki yıldaki virüse göre daha hafif hastalık yapıyor ama özellikle yaşlılar aşılanmamış olanlar ya da genç de olsa kronik hastalığı olanlar maalesef yine ağır seyredip ölümcül sonuçlanabiliyor. Böyle takip ettiğimiz ağır hastalarımız var ölümler açıkça bunu ortaya koyuyor. O bakımdan özellikle yaşlı ya da genç de olsa kronik hastalığı olanlar ya da tam doz aşılı olmayanların kendisine dikkat etmesi lazım” diye konuştu.

    “Vaka sayılarının düşeceğini ama Kasım-Aralık gibi tekrar artışa geçeceğini düşünüyorum”

    Kasım-Aralık aylarında Covid-19 vakalarında tekrar bir artışın beklenen bir durum olacağına dikkat çeken Özlü, “Şu anda bir miktar artışın sınırlandığını görüyoruz. Ben, pikin tamamlanıp tekrar aşağı doğru düşeceğini düşünüyorum. Ancak Kasım-Aralık gibi tekrar bir artış beklenen bir durum. Genelde solunum enfeksiyonları hep kış aylarında artış gösterir. O da buna uygun olarak seyredecektir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

    “Risk grubundakiler aşılarını hemen yaptırsın”

    Prof. Dr. Tevfik Özlü, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve tam doz aşılı olmayanlar için riskin devam ettiğine dikkat çekerek “Yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve tam doz aşılı olmayanlar için risk devam ediyor. Bu kişiler kendilerini korumalı. Öncelikle hemen aşılarını yaptırmalarını öneririm. Eğer son aşıdan sonra 6-7 ay geçmişse bu kişiler mutlaka hatırlatıcı yeni bir doz aşı yaptırmalılar. Kalabalık, dar, havasız, kapalı mekanlarda çok kalmamalılar. Buralara girerken maskelerini usulüne uygun olarak takmalılar. Bu konuda dikkatli olmalarında yarar var özellikle bu risk grubu kişilerin. Tabi hepimizin dikkat etmesinde yarar var ama gençseniz kronik bir hastalığınız yoksa tam doz aşılı iseniz ‘Ben hastalansam bile bunu hafif atlatırım’ diyebilirsiniz şu anda durum öyle. Ama yaşlılar kronik hastalığı olanlar ve aşısız olanlar için maalesef bu kadar iş kolay olmayabiliyor. Bazen ölüme giden ağır vakalar görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Covid 19 geçiren hastalarda uzun süren sorunlar olabiliyor”

    Covid-19 geçiren hastalarda uzun süreli sorunlar olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Tevfik Özlü, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

    “Covid, geçirmek bir ayrı problem geçirdikten sonrada bazen kronik değişiklikler kalıcı değişiklikler kalabiliyor bayağı uzun süren sorunlar olabiliyor. Bu açıdan da takip ettiğimiz epeyce hastamız var hatta ayaktan geçiren hafif geçiren hastalarda bile aylarca devam eden sorunlar oluyor nefes darlığı olabiliyor. Halsizlik, kırıklık olabiliyor. Akciğerde kalıcı hasarlar ve ona bağlı oksijen tedavisi uzun süre evde oksijen almak zorunda kalan hastalarımız var. Her zaman da tam iyileşmeyebiliyor kalıcı hasarlarla seyredebiliyor. Malul olan hastalarımız var tekerlekli sandalyede oksijen tüpüne bağlı yaşamak zorunda kalan hastalarımız da var maalesef. Onun için ben atlatırım, hafif atlatırım gelir geçer ne olacak grip gibi hastalık demek de her zaman mümkün değil tedbirimizi almamız lazım. Şu an itibariyle bayram sonrası artış piki tamamlanacak gibi duruyor önümüzdeki haftalar içerisinde inişe doğur geçeceğiz diye düşünüyorum. Virüs aramızda dolaşmaya devam ediyor bulaşmaya devam ediyor. Dolayısıyla kışla birlikte diğer solunum enfeksiyonlarında olduğu gibi Covid-19’da da bir artış trendi beklenen bir durum. O açıdan bu iş bitmiş gibi davranmamakta fayda var. Açık havada mesafemizi koruyabiliyorsak sorun yok. Kapalı, dar mekânlarda dolmuş, otobüs, toplu taşıma mesela bunlardan bir tanesi böyle ortamlarda bulaşması çok kolay onun için dikkatli olmakta ve maskemizi kullanmakta fayda var.”

  • Biden’ın son Covid testi açıklandı

    Biden’ın son Covid testi açıklandı

    ABD Başkanı Joe Biden, 21 Temmuz’da Covid-19’a yakalanmış ve kendisini Beyaz Saray’da karantinaya almıştı. Paxlovid ilacıyla tedavi edilen Biden’ın, dün gece ve bu sabah yapılan Covid-19 testlerinin negatif çıktığı açıklandı. Biden’ın doktoru Kevin O’Connor, Biden’ın 5 gündür uyguladığı karantinanın sona ereceğini belirterek, Covid-19 semptomlarının neredeyse tamamen düzeldiğini belirtti. O’Connor ayrıca, Paxlovid’in tedavisinin 36 saat önce sona erdiğini ve “geri tepme” ihtimali nedeniyle Biden’a uygulanan test temposunu artıracağını aktardı.

    Biden ise sosyal medya hesabından negatif çıkan testinin resmini paylaşarak, “Oval Ofise geri dönüyorum. İyi bakım için Doktora (Kevin O’Connor) ve desteğiniz için hepinize teşekkürler” dedi.

  • Covid hastası yolcu uçakta ölü bulundu

    Covid hastası yolcu uçakta ölü bulundu

    Alman Bild gazetesinde yer alan habere göre, 25 Ekim günü Pegasus Havayolları’nın İstanbul-Hamburg seferinde yolculuk yapan 51 yaşındaki yolcu, koltuğunda ölü bulundu. Yapılan otopsi sonucunda ise yolcuda koronavirüs tespit edildiği belirtildi.

    Pegasus Havayolları’nın 25 Ekim günü İstanbul-Hamburg seferinde yolculuk yapan 51 yaşındaki yolcu, uçak iniş yaptıktan sonra kabin ekipleri tarafından koltuğunda ölü bulundu.

    Alman Bild gazetesinde yer alan habere göre, yapılan otopsi sonucu yolcuda koronavirüs tespit edildiği öğrenildi.

    UÇAĞA NASIL BİNDİĞİ ARAŞTIRILIYOR

    Alman basınında yer alan haberlere göre yapılan otopside yolunun koronavirüs testinin pozitif olduğu ifade edilerek, yolcunun koronavirüs testinin pozitif olmasına rağmen uçağa nasıl bindiğinin araştırıldığı belirtildi.

    Almanya ve Türkiye arasındaki COVID-19 düzenlemelerine uygun olan yolcunun çift doz aşı olduğunu kanıtladıktan sonra İstanbul’dan Hamburg’a uçmasına izin verildiği belirtildi.

    Türkiye’den Almanya’ya seyahat eden yolcular aşılanmalı, test yaptırmalı veya hastalığı geçirmiş olmaları gerek. Bu nedenle aşı vurulduktan sonra virüs kapan birinin fark edilmemesi muhtemel.

    Havayolu, “Yolcunun ailesine ve komşularına başsağlığı diliyoruz” açıklamasında bulundu.

  • Covid hamilelerde daha ağır seyrediyor

    Covid hamilelerde daha ağır seyrediyor

    Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi Perinatoloji Uzmanı Dr. Cem Yener, gebelikte koronavirüsün daha ağır geçtiğini belirterek, 12 haftadan sonra anne adaylarının aşı olması gerektiğini söyledi. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Doğan da hamilelerde koronavirüsün yüzde 70 daha ağır seyrettiğini belirtip, “Maalesef bazı hamile hastalarımız bebeklerini kaybetti” dedi.

    Tekirdağ Çorlu Devlet Hastanesi Başhekimi ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Doğan, hamilelerin mutlaka aşı olmaları gerektiğinin altını çizdi. Doğan, “Biz hamilelerin aşı olmasını öneriyoruz. Neden öneriyoruz? Covid hastalığı hamile bayanlarda hamile olmayan bayanlara göre daha ağır seyredebilmekte. Bunda hamileliğin getirmiş olduğu fizyolojik değişikliğin büyük katkısı var. Elde edilen verilere göre, Covid hastalığı hamile bayanlarda hamile olmayan bayanlara oranla yüzde 70’lere varan oranda daha ağır seyredebilmekte. Daha fazla akciğer tutumu, daha fazla ağır zatürre ile karşı karşıya kalabilmekteyiz” dedi.

    ‘HAMİLELERE AŞI ÖNERİYORUZ’

    Hastanelerinde yatan anne adaylarında bu durumun örneklerini gördüklerini kaydeden Doğan, “Bunun örneklerini kendi hastanemizde de yaşadık. Yoğun bakıma yatırmak zorunda kaldığımız çok çetin mücadeleler veren hamile hastalarımız oldu. Bunların bir kısmı da bu süreçte maalesef bebeklerini kaybettiler. Bu nedenle biz mutlak surette hamile bayanlara özellikle Dünya Sağlık Örgütü ve enfeksiyon hastalıkları derneklerinin de önerilerini katarak aşı olmalarını öneriyoruz. İlk 12 haftada tercih hastaya bırakılmakta ama devam eden süreçte kesin bir öneri bulunmaktadır. Öncelikle tekrar ifade ediyorum aşı olmalarını öneriyoruz. Eğer aşı olmayacaklarsa bulaş riskini azaltan temel davranışlar, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulmasını öneriyoruz. Özellikle kalabalık ortamlardan uzak durmalılar, toplu taşıma AVM gibi insanların yoğun bulunduğu alanlara girmekten sakınmalılar” diye konuştu.

    ’12 HAFTADAN SONRA AŞI OLUN’

    Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi Perinatoloji Uzmanı Dr. Cem Yener, hamilelerin mutlaka Covid-19 aşısı olması gerektiğini belirterek, aşının anne karnındaki bebeğe herhangi bir yan etkisinin bulunmadığını söyledi. Yener, “Şu ana kadar yapılan aşılar da ne anne ne de bebeklerde bir yan etki göstermedi. Tüm gebelerimize aşı öneriyoruz. Dünya Sağlık Örgütü de tüm gebelere aşı önermekte. Aşı önemli çünkü Covid-19 enfeksiyonu gebelikte çok daha ağır seyretmekte. Bunlar nedir? Yoğun bakıma yatış oranı artmakta, zatürre oranı artmakta ve bunların da neticesinde maalesef erken doğum riski artmakta” dedi.

    ‘RİSK ÇOK’

    Hamilerin aşı olmaması durumda büyük riskler ile karşı karşıya kaldığını kaydeden Yener, “12’nci haftadan sonra tüm gebelere aşı önerilmektedir. Olmazsa riski, yoğun bakıma yatış oranı artıyor, zatürre oranı artıyor, anne ve bebek ölümü riski maalesef artmakta. Şu anda hastanemizin yoğun bakımında 2 aşı olmamış gebemiz yatmakta. 3 tane mutlaka yapmamız gereken altın kuralımız var. Temizlik, sosyal mesafe ve maske bunlara çok dikkat etmeleri gerekiyor” diye konuştu.

  • Covid hastası 2 kez yataktan düştü, 9 gün sonra öldü

    Covid hastası 2 kez yataktan düştü, 9 gün sonra öldü

    Antalya’da koronavirüse yakalanan Sami Gülhancıoğlu, kaldırıldığı hastanede iki kez yataktan düştü. Düşmenin etkisiyle kafatası çatlayan 61 yaşındaki adam, ameliyata alındı. 9 gün sonra hayatını kaybeden Gülhancıoğlu’nun ölüm nedeni olarak ‘künt kafa travması’ ve ‘Covid’ yazıldı. Yakınları ihmal gerekçesiyle hastane hakkında suç duyurusunda bulundu.

    Antalya’da koronavirüse yakalanan Sami Gülhancıoğlu, 1 Nisan’da yakınları tarafından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada acil serviste muayene edilen Sami Gülhancıoğlu, iddiaya göre kendinden geçip yataktan düştü. Görevliler tarafından kaldırılan Gülhancıoğlu, yeniden yatağa oturtuldu. Gülhancıoğlu, kısa süre sonra yeniden bilincini yitirip zemine düştü.

    Yapılan kontrollerde, Gülhancıoğlu’nun kafatasının çatladığı ortaya çıktı. Aynı günün akşamı ameliyat edilen Gülhancıoğlu, yoğun bakım ünitesine alındı. Burada tedavisi devam eden Gülhancıoğlu, 10 Nisan günü saat 18.30 sıralarında yaşamını yitirdi. Ölüm belgesine ‘künt kafa travması’ ile ‘Covid’ yazılan Gülhancıoğlu’nun cenazesi, işlemlerin ardından toprağa verildi.

    YAKINLARINDAN SUÇ DUYURUSU

    Gülhancıoğlu’nun ölümünde hastane görevlilerinin ihmali olduğunu ileri süren yakını Kadir Tokgöz, suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Tokgöz, “Hastamızı koronavirüs nedeniyle hastaneye kaldırdık. Burada tedavisi sürerken önce yataktan iki yatak arasına düştü. Buna gözümüzle şahit olduk. Görevliler kaldırıp, yerine yatırdı. Kısa süre sonra yine büyük bir gürültü duyduk. Hastabakıcılar hastanın düştüğünü belirtip, koşuşturmaya başladı. Yapılan testlerde kafatasının çatladığını öğrendik. Gerekli izinleri vermemizin ardından aynı günün akşamı önce ameliyata, daha sonra yoğun bakım ünitesine alındı. Burada 9 gün yoğun bakımda kalan Sami Gülhancıoğlu’nu saat 18.30 sıralarında kaybettik.Ölüm nedeni olarak önce ‘Covid’ yazıldı, itirazımız üzerine ‘künt kafa travması’ yazıldı. İhmali bulunan kişilerden şikayetçiyiz” diye konuştu.

    Hastane yönetiminden yapılan açıklamada ise konuya ilişkin idari soruşturma yürütüldüğü kaydedildi.

    Bu arada, Gülhancıoğlu’nun annesi İsmet Gülhancıoğlu’nun (87) Covid hastalığından hayatını kaybettiği, oğlu İsmet Gülhancıoğlu’nun (37) ise hastanede tedavisinin sürdüğü belirtildi.

  • Antalya’da Covid 19 mücadelede toplamda 6 ayrı plazma bağışı gerçekleşti

    Antalya’da Covid 19 mücadelede toplamda 6 ayrı plazma bağışı gerçekleşti

    Türk Kızılay Batı Akdeniz Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Tufan Ertop, Antalya’da korona virüsü yenen 5 hastanın, İmmün Plazma bağışında bulunarak başka hastalara da umut olduğunu söyledi. Ertop, bir doktorun 2’nci bağışında bulunmasıyla, toplamda 6 plazma bağışının yapıldığını aktardı.

    Dr. Tufan Ertop, yeni tip korona virüsünden sonra (covid-19) kan bağışında yaşanan süreç ve İmmün Plazma bağışı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Korona virüsü nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi, Batı Akdeniz’de de kan bağışında azalmalar yaşandığını ifade eden Ertop, 15 Mart’tan sonra bağışlarda yüzde 80 civarında azalma olduğunu belirtti.

    “Stoklardan kullanıyoruz”

    Kızılay olarak stok sistemiyle çalıştıklarını kaydeden Ertop, “Stoklarda sürekli eksiği tamamlamaya çalıştık. Bu dönemde insanların hastaneye gidişi azalmasıyla ve cerrahi operasyonların ötelenmesiyle ihtiyaç bir miktar azaldı. Lakin alınan günlük kan miktarı talep edilen kan miktarını karşılamaktan uzaktı. Dolayısıyla stoklardan kullanmaya başladık. Stoklarımızda iyice azaldı, stoklarda da ciddi sıkıntı yaşıyoruz” dedi.

    “Kan ihtiyacı olanları yok sayamayız”

    Korona virüs sürecinde, vatandaşların evlerinde kalmalarının doğru bir karar olduğunun altını çizen Tufan Ertop, şu ifadeleri kullandı:

    “İlla ki dışarıya çıkan vatandaşlarımız oluyor. Dışarıya çıktıklarında yaklaşık 20 dakikalarını ayırıp, kan bağış noktalarına gelecek olurlarsa iyi olur. Hiçbir şekilde çıkmayan insanlarımız da zaruri sebep olarak kabul edip bağışa gelebilirler. Bütün dünya gündem covide endekslendi ama unutulan bir nokta var. Donör içinde kan ihtiyacı halen devam ediyor. Sadece covid hastaları değil yeni doğanlarımız var, sezeryanlarımız var, acil ameliyatlar var, sürekli kan alma ihtiyacı olan talasemi hastaları var. Kronik kan hastalığı olanlar, kanserler ve kemoterapi alanlar var. O kadar çok hasta grubu var ki, ne olursa olsun bu kana ihtiyaç duyuyorlar. Dolayısıyla Covide endekslenirken bu hasta grubunu yok sayamayız, kaderine terk edemeyiz. Bu dönem de de onların ihtiyaçlarını görmemiz lazım”

    “Riskleri minimum düzeye indiriyoruz”

    Kan bağışında bulunmak isteyen vatandaşların, Kızılay’da oluşturulan hijyenik koşullarda kan vereceğini vurgulayan Ertop, Kızılay olarak riskleri minimum düzeye indirecek şekilde hareket ettiklerini kaydetti. Ertop, Kızılay’da korona virüse karşı alınan önlemleri ise şu şekilde anlattı:

    “Kan bağış alanına gelen her kişinin ateş ölçümü yapılıyor. Mutlaka maske takılıyor, el hijyeni için dezenfektan kullandırılıyor ve bağış alanına alınıyor. Bağış alanında da sosyal mesafeyi koruyoruz. Tüm cihazlarımız sürekli olarak dezenfekte ediliyor. Ayrıyeten tüm çalışanlarımız kişisel koruyucu ekipmanlarını kullanıyor”

    Vatandaşların kan bağışına duyarlı olduğunu dile getiren Dr. Tufan Ertop, “Fakat gündem yoğun olunca insanlar unuttular. Bizim hatırlatmamız da önemli. Biz vatandaşlarımıza attığımız mesajların sayısını sıklaştırdık, mesaj içeriklerini değiştirdik. Buna vatandaşlardan olumlu dönüşler oluyor ancak henüz yeterli seviyede değil” diye konuştu.

    “6 plazma bağışımız gerçekleşti”

    Korona virüs tanısı konulup, tedavi sürecinin ardından iyileşen hastalardan alınan İmmün Plazma bağışı hakkında da bilgiler veren Ertop, “Bu zamana kadar 5 kişiden toplamda 6 bağış gerçekleşti. Aralarından bir tane hekim arkadaşımız 2’nci bağışını gerçekleştirdi. Bizim covidli vaka oranımız, diğer ülkelere nazaran oldukça az. Bizim 6 bağışımız da kullanıldı. Kepez Devlet Hastanesi’nde, Isparta Şehir Hastanesi’nde de kullanıldı. Şehir dışına gönderdiğimiz de oldu. Hava yolu durduğu için kara yoluyla uzak mesafelere göndermemiz mümkün değil. İhtiyaç oldukça yakın mesafelere göndereceğiz” şeklinde konuştu.