Etiket: cumhuırbaşkanı recep tayyip erdoğan

  • Devlet erkanı Anıtkabir’de

    Devlet erkanı Anıtkabir’de

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aslanlı Yol’un başındaki yerini almasının ardından başlayan törende, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, Yüksek Yargı üyeleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve kuvvet komutanları da Aslanlı Yol’dan geçerek mozoleye çıktı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerinde ay yıldız bulunan çelengi Atatürk’ün mozolesine bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

    Daha sonra Erdoğan ve beraberindekiler, Misak-ı Milli Kulesi’ne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:

    “Aziz Atatürk, bugün bizlere emanetiniz olan milletimizin en büyük eseri, aynı zamanda iftihar kaynağı olan Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümüne ulaşmanın haklı sevincini yaşıyoruz. Bu gurur günümüzde ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında yaşayan tüm vatandaşlarımızın kalbi bizimle çarpan tüm soydaşlarımızın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bu vesileyle zatıalinizi, silah arkadaşlarınızı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha şükranla yad ediyorum.

    Bölgemizde sınırların bir asır evvel olduğu gibi yine kan ve gözyaşıyla çizilmek istendiği bir dönemde vatanımızın bekasını, milletimizin güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alıyoruz. Milli mücadelenin Cumhuriyetin ilanıyla taçlanmasını sağlayan birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu bu süreçte bizlere de rehberlik etmekte yolumuzu bir fener misali aydınlatmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, emin ve ehil kadroların riyasetinde maziden atiye uzanan muazzam yolculuğunu her zamankinden çok daha kararlı bir şekilde sürdürmektedir. Ruhun şad olsun.”

    Anıtkabir, devlet töreninin ardından halkın ziyaretine açıldı.

  • Erdoğan’dan kılıçlı yemin açıklaması: Bu kılıçları kime çekiyorsun?

    Erdoğan’dan kılıçlı yemin açıklaması: Bu kılıçları kime çekiyorsun?

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ÖNDER İmam Hatipliler Derneğinin ev sahipliğinde Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen 21. İmam Hatipliler Kurultayı’na katıldı. Kurultaya, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın da katıldı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının öncesinde Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda ülkemizi başarıyla temsil ederek adını son 8’e yazdıran İstanbul Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi 12. sınıf öğrencisi Millî Okçu Elif Berra Gökkır’a hediyesini verdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından yaptığı konuşmada, “Dostluğun, dayanışmanın hâkim olduğu, muazzam bir atmosferde sizlerle beraber olmanın heyecanını yaşıyorum. Gönüllerimizi buluşturan rabbime sonsuz hamd ediyorum. İmam hatip davasını, çilesini omuzlamış nice isimsiz kahraman var. Bu büyük çınarın bugünlere gelmesinde emeği olan nice vakıf erbabımız var.

    Canıyla, malıyla, ruhuyla kendisini bu davaya adayan öğretmenlerimiz var. Bir gencin daha elinden tutmak, bir gencimize ulaşmak için ter döken nice gönül insanımız var. Türkiye’den ve dünyadan imam hatiplerin kurulması, yaşaması için varını yoğunu seferber etmiş nice hayırseverimiz var. Rabbim o güzel insanların hepsinden razı olsun. Vefat edenlerin mekânı cennet olsun. Son 22 yıldır genel başkan olarak, milletvekili olarak, başbakan olarak şimdi de cumhurbaşkanı olarak, milletimizin verdiği yetki ve sorumlulukla, yol arkadaşlarımla Türkiye’ye hizmet ediyor, hizmetkâr olmanın gurur ve şerefini üzerimizde taşıyoruz. 22 yılda ülkemiz için çok eserler hayata geçirdik, çok hizmetler ürettik. Yollar, köprüler, hastaneler, konutlar, şehirler, okullar inşa ettik. Ekonomide, savunmada, ticarette ülkemizi büyüttük. Her alanda ülkemize ilkleri yaşattık. Kırılmaz denilen rekorları hamdolsun kırdık. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, tarımda, ticarette, iç güvenlikte, dış güvenlikte, aklınıza gelecek her alanda Türkiye’yi ilklerle tanıştırdık. Türkiye’yi, dünyanın ve bölgesinin parlayan yıldızı haline getirdik, itibarını artırdık. Tabi ki bunları tamamı önemlidir, kıymetlidir. Bizim için şeref payesidir. Bunların hiçbiri bizim mücadelemizin asıl gayesi değildir. Şahsen benim için geçmişten bugüne gelen, son nefesime kadar üzerimde taşıyacağım, hatta rabbimin huzurunda bile bana şahitlik edecek makamım, bir rütbem ve sıfatım var o da imam hatipli olmaktır. Bana ömrüm boyunca yaptığın şeyi, ortaya koyduğun tek bir eseri söyle deseler, tereddüt etmeden vereceğim cevap açıktır. İmam hatip okullarının önündeki engelleri kaldırmaktır, imam hatiplerin sayısını ve eğitim kalitesini artırmaktır. Her şey gelip geçer, Bütün makamlar, rütbeler, sıfatlar gelip geçer ama toprağa attığınız tohum, gül bir çınara dönüşür, yüzyıllar boyunca gölgesinde medeniyetle inşa eder. Rahmetli büyüklerimiz işte bu tohumu toprağa attılar. Bedel ödeme pahasına bu tohumları samimiyetle toprağa serptiler. Biz de yeni tohumlar attık, Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırdı. Var olanlara gözümüz gibi baktık, koruduk, kolladık. Fidana, ağaca dönüşmesini sağladık. İmam hatipleri kuranlar sadece 3-5 kişiydi. Biz bir avuçtuk. Şimdi görüyorum ki sel olduk, çağlayan olduk, deniz olduk, hatta okyanus olduk. Sevgili imam hatipli kardeşim. Sen varsın, sen işte buradasın. Sen iftiharla ayaktasın. Sen eskisinden daha çoksun. Eskisinden daha güçlüsün. Şunu unutma; Sen varsan, şehadetleri dinin temeli olan ezan, yurdumun üstünde edebi inleyecek, ebedi okunacak. Sen varsan Allahu Ekber nidaları semalarımızdan eksilmeyecek. Sen varsan rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımız, nazlı nazlı dalgalanmaya devam edecek. Sen varsan bu millet, mazlumların umut kaynağı olmaya devam edecek. İşte biz imim hatipliler olarak en başta bunu başardık. İstiklal marşımızın o ruhunu yaşattık” ifadelerini kullandı.

    “86 yıllık mahzunluğun ardından Fatih’in emanetine sahip çıktık”

    86 yıllık mahzunluğun ardından Fatih’in emanetine sahip çıktıklarını hatırlatan Erdoğan, “O ulu mabedini mümin yüreklerle biz buluşturduk. Ayasofya’nın İstanbul’un, Türkiye’nin, İslam aleminin kalbindeki sızıyı hamd olsun biz dindirdik. Şunu bütün zerrelerimizle söyledik; ‘Hakkıdır Hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal’ Bizim dün yolumuz buydu, bugün yolumuz budur. Allah ömür verdikçe yarında istikametimiz işte bu olacaktır. Sevgili gençler, şunu çok net söylemek isterim; Bu ülkenin her bir vatandaşı bizim için değerlidir. Bu ülkedeki her insan bizim göz bebeğimizdir. Biz okullar arasında ayrım yapmıyoruz. Bu ülkenin her bir okulu da bizim için çok mühimdir ama imam hatipliler bir ihtiyat neticesinde ortaya çıkmış ve hamd olsun varlık sebeplerini hakkıyla ifa etmiş eğitim yuvalarıdır. İmam hatipler her safhası mücadeleler ile dolu bir asırlık mazisiyle direnişin ve dirilişin sembolüdür. Arif Nihat Asya’nın şu şiirini sizlere özellikle hatırlatmak isterim; ‘Biz kısık sesleriz. Minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım. Cihat meydanları pehlivansız bırakma Allah’ım. Kahraman bekleyen yığınlarını kahramansız bırakma Allah’ım. Yarının yollarında yılları da Ramazansız bırakma Allah’ım. Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah’ım. Müslümanlıkla yoğrulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım. Kardeşlerim, biz imam hatipliler olarak işte bunun için varız. Minareler ezansız kalmasın diye varız. Cihat meydanları pehlivansız kalmasın diye varız. Kahraman ordumuz kahramansız kalmasın diye varız. Bir vatanımız var. Bir vatanımız hep var olsun diye varız. Müslümanlıkla yoğrulan yurdumuz Müslümansız kalmasın diye varız. En başından itibaren mücadelemiz bunun içindir. Şunu asla unutmayın sevgili gençler; eğer bu topraklardan Müslümanlığı, ezanı, minareyi, camiyi, Kuran’ı çekip alırsanız geriye inanı hiçbir şey kalmaz. Geride millet de, memleket de kalmaz” diye konuştu.

    “Vatanımız çok açık ve tehlikeli bir saldırının altındadır”

    ‘Bu topraklar iki asırdır saldırı altında’ ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şuna dikkat edin. En çok da imanımıza saldırıyorlar, inanç değerlerimize, ilim ve irfan yuvalarımıza saldırıyorlar. Şunu çok iyi biliyorlar; ezan yoksa, cami yoksa, Kur’an yoksa, iman yoksa vatan yoktur, millet yoktur, Türkiye yoktur. İmam hatip mücadelesi bir vatan savunmasıdır. İmam hatip mücadelesi iman mücadelesidir. Bir varlık, yokluk mücadelesidir. Hatırlayın, 100 yıl önce toplarıyla, tüfekleriyle, tanklarıyla, uçaklarıyla geldiler ama bu aziz toprakları işgal edemediler. Milletin iman dolu göğsünü aşamadılar. Bu milleti imanından koparmadan işgal edemeyeceklerini anladılar. Bu milleti ruh köküyle bağını kesmeden asla eser alamayacaklarını anladılar. Onun için içeriden ve dışarıdan iman kalemizi kuşatmaya çalışıyorlar. Hainlikle, ajanlarıyla, paralı askerleriyle, her türlü yalan ve iftirayla, kışkırtmayla, aileye, ahlaka, geleneklerimize yönelik ellerindeki her türlü aparatla özellikle imanımızı hedef alıyorlar. Dün topraklarımızı nasıl işgal edemediyseler bugün de iman kalemizi kuşatmayacaklar. Bu memleketin her biri evladı vatanı için canını ortaya koyacaktır ama imam hatipliler hem canlarını hem mallarını hem akıllarını ortaya koyacak, vatan ve iman savunmasında yine ön safhada yerini alacaktır” şeklinde konuştu. Sevgili gençler, medya ve sosyal medya; kötü emeli olan, imanımıza ve vatanımıza kast eden ellerde birer işgal silahına dönüşmüştür. Gençliğin ahlakı, imanı, aile kurumu, vatanımız çok açık ve tehlikeli bir saldırının altındadır. Masum gibi görünen, sanki eğlenceymiş görünen bütün o içerikler, sinsi bir ur gibi milletimizin ve gençlerimizin imanını hedef almaktadır. Bu işgal saldırısını püskürtecek, bununla baş edecek, imanını ve vatanını en önde savunacak olanlar sizler olacaksınız” şeklinde konuştu.

    “Filistinliler Ramallah, Gazze’de daracık toprak parçalarına sıkıştırıldılar”

    Gazze’de 11 yıldır insanlık dışı soykırımın devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin toprakları 1918’de Osmanlı devleti oradan çekildiği günden bugüne Siyonistler tarafından karış karış işgal ediliyor. Filistinliler Ramallah, Gazze’de daracık toprak parçalarına sıkıştırıldılar. Şimdi İsrail, hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de soykırım yaparak, oraları da işgal etmeyi hedefliyor. Dün gencecik bir evladımızı, Ayşenur Ezgi Eygi’yi alçakça katlettiler. Bugüne kadar 17’i bini çocuk, 41 bin masum sivili öldürdüler. Çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden barbarca saldırıyorlar, kan döküyorlar. Gazze’de bir İsrail-Filistin savaşı değil, yayılmacı Siyonizm ile vatanlarını koruyan Müslümanların mücadelesi var. Gerek ülkemiz içinde, gerek İslam ülkelerinden bazıları bu meseleyi kendisinden uzak bir mesele olarak görüyor ve fena halde yanılıyorlar. Daha önce de söyledim; İsrail, Gazze’de durmayacak. İsrail, eğer bu şekilde devam ederse Ramallah’ı da işgal ettikten sonra gözünü başka yerlere dikecek. Sıra bölgedeki diğer ülkelere gelecek. Lübnan’a, Suriye’ye gelecek. Dicle ve Fırat arasındaki vatan topraklarımıza göz koyacaklar. Önünde poz verdikleri her haritayla bunu açık açık söylüyorlar. Sadece Gazze’yi işgal ile yetinmeyeceklerini şimdiden ilan ediyorlar. Biz onun için ‘Hamas, Müslümanlar adına direniyor’ diyoruz. Biz onun için ‘Hamas sadece Gazze’yi değil, İslam topraklarını Türkiye’yi savunuyor’ diyoruz. İsrail’in devlet terörünün karşısında durmak, bizim için İslami bir vazifedir, imani bir vazifedir, vatani bir meseledir, tabii ki milli bir meseledir. Böyle kritik bir dönemde İslam ülkeleri bir an önce uyanmalı, tehlikenin farkına varmalı ve iş birliğini daha da artırmalıdır. Mısır ile Suriye ile attığımız yeni adımlar büyüyen yayılmacılık tehdidine karşı dayanışma hattı oluşturulmaya yöneliktir. Bütün İslam ülkeleri nerede duracağı belirsiz İsrail işgaline karşı ortak tavır takınmalıdır. Biz en başından itibaren bu çağrıyı yapıyoruz. İsrail şımarıklığını, İsrail haydutluğunu, İsrail’in devlet terörünü durduracak yegane adım, İslam ülkelerinin ittifakıdır diyoruz. Şunun bilinmesini isterim; Mısır ile başlattığımız yeni süreç Gazze’nin, Filistin’in hayrına olacaktır. Diğer komşu ülkelerle yürüttüğümüz temaslar, bölgemizin faydasına olacaktır. İçimizdeki bedhahların ne dediğine bakmadan, bölgemizdeki dostlarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin dış politikada manevra alanını genişleterek, her türlü adımı bundan sonra da kararlılıkla atacağız” dedi.

    26 Ağustos’ta Sultan Alparslan ve ordusunun muhteşem zaferini, Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yıl dönümünün gururla icra edildiğini hatırlatan Erdoğan, “Geçen hafta Malazgirt’le başlayan, Anadolu’daki zaferlerimizin son halkası olan 30 Ağustos zaferimizi coşkuyla kutlattık. Türk ordusuzu tarihte muhteşem zaferlere götüren hiç kuşkusuz göğsündeki imanıdır. Alparslan ve ordusu Malazgirt’te zaferi iman ile kazandılar. Ordumuz imanıyla zafer kazandı. Türk Silahlı Kuvvetleri demek peygamber ocağı demektir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin göğsünden imanı alırsanız geriye bir şey kalmaz. Bunun acı örneklerini yakın geçmişte gördük. Başörtüsüyle, kılık kıyafetle, imam hatiplilerle, ilim ve irfan yuvalarıyla uğraşan ordunun kabiliyetini nasıl yitirdiğine dışardan çok, içeriyle uğraşarak milletin nazarında nasıl yanlış yere oturduğuna hep birlikte şahitlik ettik. Milletimizin göz bebeği kahraman ordumuz hiç hak etmediği sıfatlarla anılır oldu. Yanlış ellerde ordumuz yıpratıldı, örselendi, güven kaybına uğradı. Sokaklarımızda sarıklı, sakallı insanların kovalandığı, subaylarımızın baş örtülü annelerinin kışlaya alınmadığı vesayetçi dönemlerde FETÖ’cü vatan hainlerini ordumuzun kılcallarına kadar yerleştirdiler. 15 Temmuz’da biz bu hainleri temizledik. Ordumuzu ölümcül bir urdan kurtardık ve şimdi ordumuz hamd olsun aslına, özüne dönüyor. Malazgirt’teki, Çanakkale’deki ruh ordumuzda yeniden kök salıyor. FETÖ’cü hainlerden ve vesayet artıklarından temizlendikçe ordumuz terör örgütleriyle mücadelede, vatan savunmasında destanlar yazıyor” dedi.

  • Erdoğan: “Türksat 6A ile uydu üretiminde yeni safhaya geçtik”

    Erdoğan: “Türksat 6A ile uydu üretiminde yeni safhaya geçtik”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A’nın uzaya fırlatma törenine video mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün ülkemiz ve milletimiz açısından yeni bir gurur vesilesine daha hep beraber şahitlik ediyoruz. Yerli haberleşme uydumuz Türksat 6A’yı az önce uzaya fırlattık.

    Ülkemizin uzaydaki istikbali için büyük önem taşıyan 6A projesindeki alt sistemlerin, uydu yer istasyonu ve yazılımların yüzde 81’den fazlasını millî imkânlarla Türkiye olarak kendimiz ürettik. 2 buçuk sene önce uzaya fırlattığımız 5B uydumuzda olduğu gibi 6A’da da SpaceX firmasının Falcon 9 roketini tercih ettik. Sayın Elon Musk ve SpaceX firmasıyla çeşitli alanlarda tesis ettiğimiz iş birliğinin güçlenmesinden memnuniyet duyuyoruz” dedi.

    Önüne çıkarılan tüm engellere ve kısıtlamalara rağmen Türkiye’nin uzaydaki varlığını artırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli uzay programımızdaki ana hedeflerimizden biri olan ilk insanlı uzay misyonumuzu kısa süre önce gerçekleştirdik. Türksat 6A’yla uydu üretiminde yeni bir safhaya geçmiş bulunuyoruz. 6A’yla birlikte Türksat’ın bölgeye yönelik uydu hizmeti ihracatının da ciddi manada artacağına inanıyoruz. Yerli ve milli haberleşme uydumuz 6A mevcut uyduların yedeklenmesini sağlayacak ve kapasiteyi daha da artıracaktır. 35 bin 786 kilometre uzaklıkta konumlanması planlanan Türksat 6A sayesinde Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya gibi daha önce kapsama alanı dışında olan ülkeler kapsama alanına girecek. Yeni uydumuzla Türkiye’nin uydularının ulaştığı nüfusu 3 buçuk milyardan, 5 milyara çıkaracağız” açıklamasını yaptı.

    Ayrıca Türksat 6A’nın hizmete girmesiyle Türkiye’nin, haberleşme uydusu üretebilen bir ülke konumuna yükseleceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknoloji ve tecrübe kazanımı sayesinde ülkemiz, uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde pazar payına sahip olacak. Haberleşme uyduları gibi kritik öneme sahip teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesi millî güvenliğimiz açısından da büyük önem arz ediyor. Millet olarak bizlere bu gururu yaşatan herkese şükranlarımı sunuyorum. Türksat 6A uydumuzun ülkemiz için, milletimiz için, televizyon yayıncılığımız için hayırlara vesile olmasını diliyor, projede emeği geçenlere teşekkür ediyorum” değerlendirmesini yaptı.

  • “Her yıl 85 bin insanımızı tütün canavarına kurban veriyoruz”

    “Her yıl 85 bin insanımızı tütün canavarına kurban veriyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünya Tütünsüz Günü ve Çevre Hastası Programı” çerçevesinde Vahdettin Köşkü’nde dünyanın birçok ülkesinden gelen gençleri ağırladı. Düzenlenen programa serbest dalış rekortmeni milli sporcu Şahika Encümen, milli para yelken sporcusu Miray Ulaş, dünya şampiyonu milli boksör Ayşe Çağırır, milli atlet Mizgin Ay, oyuncu Berat Efe Parlar ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen öğrenciler katıldı.

    “Her yıl 85 bin insanımızı tütün canavarına kurban veriyoruz”

    Programda konuşan Erdoğan, “Milyarlarca dolarlık hacmiyle sigara endüstrisinin çocuklarımız başta olmak üzere toplumumuzun tüm kesimlerini hedef aldığını görüyoruz. Tütün endüstrisi yeni ürünlerle ve kanuni boşluklardan da faydalanarak insanların hayatı pahasına kazancına kazanç eklemektedir. Aslında rakamlar sorunun vardığı ürkütücü boyutları ortaya koyuyor. Dünyada her gün 20 bin kişi sigaradan kaynaklanan hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise her yıl 85 bin insanımızı tütün canavarına kurban veriyoruz. Tütün sadece insanı zehirlemiyor aynı zamanda dünyamızı da kirletiyor. Dünya genelindeki çocuk nüfusunun yaklaşık yarısı tütün dumanının kirlettiği havayı solumak zorunda kalıyor. Sigara dumanı 4 binden fazla toksik ve kanserojen madde içeriyor. Tütün ürünlerinin içindeki toksin ve diğer kanserojen maddeler havaya yayılarak içen kişinin yakınındakiler için kirli bir ortam oluşturmakta. Tütün kullanmadığı halde tütüne maruz kalanların, yani pasif içicilerin durumu daha vahimdir. Sigaranın bütün bu zararlarına rağmen tütün endüstrisi büyümeye, her yıl 700 milyar dolar kazanç sağlamaya devam ediyor. Şahsımın ilk gençlik yıllarından itibaren sigaraya karşı verdiği mücadeleyi aziz milletimiz çok iyi bilmektedir. Yakın çevremizden başlamak suretiyle tütün kullanan herkesi bu meretin zararlarına karşı açıkça uyardık, varsa sigara paketlerine el koyduk, onlardan bırakacaklarına dair söz aldık” ifadelerini kullandı.

    “Tavizsiz tavrımız neticesinde ülkemizde sigara kullanımında az da olsa bir gerileme yaşandığını memnuniyetle müşahede ediyoruz”

    Sigaraya karşı hayata geçirilen yasal düzenlemelere vurgu yapan Erdoğan, “Düzenlediğimiz çeşitli etkinliklerle gençlerimizi sigara bağımlılığına karşı bilinçlendirmeye özen gösterdik. Kapalı mekanlarda sigara içme yasağından para cezalarının arttırılmasına ve yüksek vergi uygulamasına kadar çok önemli adımlar attık. Sağlık uyarılarının sigara paketleri üzerinde daha görünür ve etkili şekilde yer almasını sağladık. Dumansız hava sahası ve havanı koru kampanyaları ile toplumsal farkındalığı arttırmaya çalıştık. Tütün ürünlerine karşı en kararlı mücadeleyi yürüten hükümetler bizim hükümetlerimizdir. Tavizsiz tavrımız neticesinde ülkemizde sigara kullanımında az da olsa bir gerileme yaşandığını memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bu sinsi tehlikeye karşı bütün vatandaşlarımızın, tüm insanlığın teyakkuz halinde olması gerektiğine inanıyorum. İnşallah bundan sonra da mücadelemizi daha kararlı şekilde sürdüreceğiz. Sorumluluk duygusu ile hareket ederek akranlarınıza örnek olduğunuz için her birinizi tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Denizlerimize ulaşan 8 milyon ton çöpün yüzde 73’ü sigara izmariti”

    Programa katılan Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Encümen ise sigaranın zararlarının denizin altında da görüldüğünü belirterek, “Dünyamızın 4’te 3’ü sularla kaplıyken ben de denizlerimizde en çok sigara izmariti atığı ile karşılaşıyorum. Hatta denizlerimize ulaşan 8 milyon ton çöpün yüzde 73’ü sigara izmariti. Şu an içinde bulunduğumuz küresel iklim krizinde maalesef denizlerimiz bizim atıklarımız yüzünden boğuluyor. Aynı zamanda bir sıfır atık elçisi olarak yaptığımız kıyı temizliği çalışmalarında, su altı çalışmalarında gördüğümüz o pozitif değişimler bana umut veriyor. Nefesimizin sonuna kadar mücadeleye devam etmemiz gerekiyor” dedi.

    Programa İspanya’da katılan Stella Corbera isimli öğrenci, ülkesinde tütün mamullerinin kullanımına ilişkin çıkartılan yeni bir yasadan bahsetti. İspanya’da tütün şirketlerinin sigara izmaritlerinin temizlenmesi için aktif sorumluluk almalarını zorunlu kılan çevre düzenlemeleri getirildiğini söyleyen Stella isimli öğrenci, “Buna bu izmaritlerin toplanması, atık olarak uygun şekilde işlenebilecekleri tesislere taşınması da dahil edildi. Hepimiz için sürdürebilirlik ve sorumluluğu teşvik eden bu tür girişimleri desteklemenin zamanı geldi” ifadelerini kullandı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan ise İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile görüşerek kanun metnini isteyeceğini söyledi.

    Programa Batman Sason’da yetiştirdiği çileklerle katılan Emrullah Işık ise, ailesinin 2007 yılına kadar tütün tarımı ile uğraştığını anlatarak, “Daha sonra devlet desteği ile çilek üretimine başladı. Şu anda ilçemizde yaklaşık 400 çiftçimizin geçim kaynağı çilek tarımıdır. Daha önce sadece tütün üretilirken şu an taze çileğin yanında çilek kurusu, çilek reçeli ve çilek pestili de yapmaktayız. Ürettiğimiz ürünlerle ilçemizin ve ülkemizin ekonomisine katkı sağlamaktayız. Bu durumda hem halk sağlığını hem de çevremizi koruduğumuza inanıyoruz. Size vermiş olduğunuz desteklerden dolayı teşekkür ediyoruz” açıklamalarında bulundu.

    Milli atlet Mizgin Ay ise konuşmasında çocukluğunda pasif içicilik nedeniyle yaşadığı sorunları anlattı. Yoğun şekilde sigara içilen bir ortamda büyüdüğünü söyleyen Ay, “10 yaşında spora başladım ve antrenmanlarımda çok zorlanıyordum. Bir gün antrenmanda bayıldım ve hastaneye gittik. Sigara dumanı nedeniyle akciğer kapasitem düşmüş. Antrenörüm derhal ailemle görüştü ve ‘Mizgin’in yanında kesinlikle sigara içilmesin’ dedi. Hemen antrenmanıma ve derecelerime yansıdı. İlk yılımda Türkiye şampiyonu oldum. Daha sonraki yıllarda Türkiye rekorları kırmaya başladım. 45 Türkiye rekoru kırdım. 2017 yılında da dünya yıldızlar atletizm şampiyonasında 100 metrede cumhuriyet tarihimizin ilk dünya şampiyonluğunu elde ettim. Şimdi hala küçük yaşta pasif içici olarak sigara dumanının yan etkilerini antrenmanlarımda hissediyorum. Kendi geçmişimi değiştiremem ama gelecek nesiller için tamamen sigarasız bir ortam oluşması için elimden ne geliyorsa yapacağım” dedi.

  • 9 Mayıs Avrupa Günü mesajı

    9 Mayıs Avrupa Günü mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Mayıs Avrupa Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, Avrupa bütünleşmesinin temellerini atan Schuman Deklarasyonu’nun yayımlandığı 9 Mayıs tarihinin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) adaylık statüsünün tescil edildiği 1999 yılından bu yana Türkiye’de “Avrupa Günü” olarak idrak edildiğini hatırlattı. 9 Mayıs Avrupa Günü’nün sadece Avrupa’nın siyasi ve ekonomik birliğinin başlangıcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda onlarca yıl süren ortak çabanın meyvesi durumundaki barışın ve istikrarın anılmasına da imkân sağladığını belirten Erdoğan, “Ancak küresel düzeyde ve yakın bölgemizde yaşanan savaşlar, çatışmalar, terör eylemleri, düzensiz göç ve iklim değişikliği gibi birçok meydan okuma, tüm dünyada olduğu gibi Avrupa kıtasında da düzeni tehdit etmektedir. Kıta genelinde giderek tırmanan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve ırkçılık, Avrupa’da hayatlarını sürdüren insanlarımız ve göçmenler için en büyük endişe kaynaklarından biridir. Avrupa Türk toplumuna yönelik ayrımcılık ve nefret suçları günden güne olağan hale gelmektedir” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, bugüne kadar 15 bini çocuk toplam 35 bin Filistinlinin katledildiği Gazze krizi bağlamında bazı Avrupa kurumlarının ve ülkelerinin izlediği politikaların Avrupa değerlerine yönelik inancın sarsılmasına sebep olduğunu da vurgulayan Erdoğan, “Avrupa’yı ve müşterek coğrafyamızı etkileyen krizler, çatışmalar ve savaşlar çözümsüzlüğe mahkûm oldukça, bu değerlerin sorgulanması artarak devam edecektir. Mevcut jeopolitik konjonktürde AB’nin geniş Avrupa coğrafyası ve Akdeniz Havzası’nda kapsayıcı, işbirliğini önceleyen ve adaletli politikalar izlemesi, kıtamızın geleceği açısından her zamankinden daha önemli hale gelmiştir” dedi.

    Genişleme politikasının ivme kazandığı bu kritik dönemeçte Türkiye ve AB’nin ilişkilerinin temeli olan katılım müzakereleri dahil, her alanda işbirliğini geliştirmesi ve daha sağlam bir zemine oturtmasının vaktinin çoktan geldiğini bildiren Erdoğan, “AB’nin ülkemizle ilişkilerini ahde vefa ilkesi çerçevesinde adil ve sonuç odaklı bir yaklaşımla yürütmesi, ilişkilerimizi çıkmaza sokan politika ve söylemlerden kaçınması hayati öneme sahiptir. Avrupa Birliği’nin küresel güç olmasını da olumsuz anlamda etkileyen ülkemize yönelik dışlayıcı politikalar karşısında Türkiye, sahip olduğu stratejik imkân ve kabiliyetlerini kullanmaktan ve geliştirmekten geri durmayacaktır. Türkiye olarak gelecekte daha müreffeh, daha dayanışmacı, daha açık, ülkemizin hak ettiği yeri aldığı bir Avrupa tablosu için birlikte çalışmaya hazır olduğumuzu bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isterim. Bu düşüncelerle vatandaşlarım başta olmak üzere tüm Avrupalıların 9 Mayıs Avrupa Günü’nü tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • KAAN 2028’de Hava Kuvvetlerine teslim edilecek

    KAAN 2028’de Hava Kuvvetlerine teslim edilecek

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankırı’da düzenlenen mitingde konuştu. Çankırı il merkezindeki Belediye Meydanı’nda gerçekleştirilen miting alanını binlerce vatandaşa seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çankırı’ya bugüne kadar mahcup olmadık, yine olmayacağız. Kentsel dönüşüm bizden, TOKİ bizden, fabrikalarda Hüseyin Bey’den. TOKİ yoğun çalışmalarla yanınızda. Fabrikalar da Başkan Hüseyin Bey’den. Sizlerin bu halini gördükten sonra Cumhurbaşkanı olarak sizlerin yanındayım. Çankırı’ya olan minnet borcumuzu daha fazla çalışarak, daha fazla ter dökerek, daha fazla eser ve proje üreterek ödeyeceğiz. Bunun için 31 Mart çok önemli. Sizlerden 31 Mart’ta bir kez daha destan yazmanızı istiyorum. Aşk ile koşan yorulmaz diyerek ülkemize ve milletimize hizmet için gece gündüz koşturuyoruz. Sadece Mart ayının başından itibaren doğudan batıya, kuzeyden güneye 23 farklı ilimizi ziyaret ettim, bu tarz mitingler yaptım. Yabancı misafirlerimizin yanı sıra, şehit ailelerinden sağlık personelimize, şoförlerimizden vakıf ve derneklerimize toplumumuzdan her kesimden insanımızla kucaklaştık, hasbihal ettik, iftar sevincini paylaştık” dedi.

    ”İnşallah 2028 yılında KAAN’ı Hava Kuvvetlerimize teslim edeceğiz”

    Türkiye’nin hedefleri ile ilgili konuşan Erdoğan, “Mazlumlara el uzatmak, zalimlerin zulümlerine dur demek, Gazze başta olmak üzere kardeşlerimize yardımcı olmak için çalıştık, çalışıyoruz. Deprem bölgesinde inşasını tamamladığımız 76 binden fazla konutun kuralarını çekerek depremzedeleri yeni yuvalarına yerleştirdik. Bunun gibi nice hamle, nice faaliyetle Türkiye’yi büyütmenin, Türkiye yüzyılını inşa etme çabasındayız. Bizim gündemimizde deprem bölgesi var, bizim gündemimizde dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimiz var, bizim gündemimizde aziz milletimizi layıkıyla temsil etmek var, bizim gündemimizde içinde bulunduğumuz asra Türk mührünü vurmak var, bizim gündemimizde ülkemizin ekonomisini güçlendirmek, ihracatını arttırmak, tarımını, turizmini, sanayisini geliştirmek var, bizim gündemimizde Türkiye’yi dünyanın devler ligine yükseltmek var. Savunma sanayisinde her gün yeni bir başarıya imza atıyoruz. Bir dönem toplu iğne üretmezken, tabanca bile yapamıyorken, bugün kendi gemimizi, tankımızı, füzemizi, savaş uçağımızı imal eder hale geldik. KAAN’ın göğe doğru süzülüşünü izlediniz değil mi? Uçak teker keserken sizlerin de gözü doldu, göğsü kabardı mı? Bizlere bu günleri gösteren Allah’a hamd olsun. Her türlü ambargoya rağmen 5’inci nesil savaş uçağımız KAAN, ilk uçuşunu başarı ile gerçekleştirdi. ‘Yapamaz’ dediler, yaptık. ‘Uçmaz’ dediler uçurduk. Önümüze engel çıkardılar, hepsini tek tek aştık. Ülkemizdeki müzmin muhalifler ‘kalorifer peteği’ diyerek bu başarıyı küçümsemeye çalışsalar da KAAN savaş uçağımız dostlarımıza güven, düşmanlarımıza büyük korku saldı. Asya’sından Avrupa’sına ve Amerika’sına bu teknolojiye sahip olduğunun ne manaya geldiğini bilenler KAAN’ı çok yakından takip ediyor. İnşallah 2028 yılında KAAN’ı Hava Kuvvetlerimize teslim edeceğiz. Bu tarihten itibaren gök vatanımızı KAAN ile koruyacağız. İnsansız hava araçlarımızın başarılarını artık cümle alem biliyor” diye konuştu.

    “Sınırlarımızın 300-350 kilometre ötesinde teröristleri tespit ediyor, hiç ummadıkları anda etkisiz hale getiriyoruz”

    Teröristlere göz açtırılmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın 50’ye yakın ülkesinde TB-2’ler, Akıncılar, Ankalar, Aksungurlar kullanılıyor. SİHA’lar terörle mücadelede bize kritik kabiliyetler kazandırıyor. Bölücü terör örgütü mensupları için artık hiçbir şey güvenli değil. Sınırlarımızın 300-350 kilometre ötesinde teröristleri tespit ediyor, hiç ummadıkları anda etkisiz hale getiriyoruz. Devletimize kast etmenin, vatan evlatlarına saldırmanın bedelini bu katil sürülerine çok ağır bir şekilde, misliyle ödetiyoruz. Donanmamızın amiral gemisi Anadolu’nun ardından daha büyük bir uçak gemisi yapmanın hazırlıklarına başladık. Savunma sanayisinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmayacağız, yolumuzdan geri dönmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Kayseri’de

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Kayseri’de

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde Kayseri’deki mitinge katılmak üzere şehre geldi. 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü dolayısıyla Erkilet Havaalanı’nda Down sendromlu öğrenciler ve protokol tarafından karşılanan Erdoğan, otobüsle miting yapacağı Cumhuriyet Meydanı’na hareket etti.

    Bu sırada yol kenarında bekleyen vatandaşları selamlayan Erdoğan, çeşitli hediyeler dağıttı. Vatandaşlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yoğun ilgi gösterdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni yıl mesajı yayımladı. Erdoğan mesajında, “Bu gece 2023 yılını tamamlıyor, 2024 yılına adım atıyoruz. Yeni takvim yılının, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Aslında her yeni yılın; sevinçle, umutla ve heyecanla karşılanması gerektiğine inanıyoruz.

    Ancak, bu yeni yıla, hem bölgemizdeki ve dünyadaki olumsuzluklar, hem de geçtiğimiz günlerde verdiğimiz şehitlerimiz sebebiyle, buruk bir şekilde giriyoruz. İnsanlığın tamamı için daha güzel, daha huzurlu, daha müreffeh bir gelecek umudumuzu elbette muhafaza ediyoruz. Bunun için önce, sözde demokrat ve özgürlükçü ülkelerin eli kanlı terör örgütlerine verdikleri destekleri kestiğini görmemiz gerekiyor. Bunun için önce, Gazze’de masum çocukların, kadınların katledilmesine karşı tüm ülkelerin ve kurumların ortak tavır aldığını görmemiz gerekiyor. Bunun için önce, Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere, bireyleri acıya boğan ve ülkelerin kaynaklarını heba eden çatışmaların durdurulması için adil ve samimi çaba gösterildiğini görmemiz gerekiyor. Bunun için önce, asırlardır sömürülen ve onurları çiğnenen toplumların zenginliklerinin kendi gelecekleri, refahları, güvenlikleri için kullanıldığını görmemiz gerekiyor. Velhasıl, umutları fiiliyata dönüştürmek için dünyadaki tüm ülkelerin, kurumların, fertlerin ortak değerler ve ilkeler etrafında bütünleşmesini temin etmemiz gerekiyor. Türkiye olarak biz, bu dünya fotoğrafında farklı bir yeri, farklı bir misyonu, farklı bir anlayışı temsil ediyoruz. Devlet ve millet olarak biz, sadece kendi güvenlik ve refah çabamızı neticeye ulaştırma mücadelesi vermekle kalmıyoruz. Dünyaya ve bölgemize huzur iklimi hâkim olmadan bizim de huzur bulamayacağımız anlayışıyla, herkes için aynı standartları diliyoruz. Bu anlayışla; Bölgemizdeki barış çabalarını neticeye ulaştırmaya çalışıyoruz. Dostlarımızla ilişkilerimizi her alanda geliştiriyoruz. Kardeşlerimizin dertleriyle dertleniyoruz. Dünyayı daha iyi, daha adil, daha müreffeh bir geleceğe hazırlamaya dönük her çabaya destek veriyoruz. Cumhuriyetimizin ilk asrını bitirip, Türkiye Yüzyılı dediğimiz yeni asrına ayak bastığı bir dönemde, daha büyük hedeflere yönelirken, azmimizi ve gayretimizi sürekli perçinliyoruz. Zalimin zulmünün ilanihaye sürüp gitmeyeceğine inanıyoruz. Adaletsiz ve dengesiz küresel yönetim sisteminin son çırpınışlarını yaşadığına inanıyoruz. Mazlumların sesinin derinden derine tüm dünyayı sardığına, bu çığlıkların büyüyerek insanlığın ortak vicdanı haline dönüşeceğine inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.

    Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasının engellenmeye çalışıldığına dikkat çeken Erdoğan, “Ülke olarak biz kendi potansiyelimizi ve imkânlarımızı etkin şekilde kullanmayı sürdürdükçe, bu mücadele daha da sertleşecektir. Çünkü Türkiye’nin büyümesi demek, asırlardır bizim tökezlememiz sayesinde dört bir yanımızda rahatça at koşturanların hesaplarının bozulması demektir. Bizim güçlenmemiz demek, kendi refah ve güvenlikleri için diğer herkesi araç olarak kullananların, sömürenlerin, ezenlerin düzenlerinin sonuna gelinmesi demektir. Bizim sesimize daha çok kulak verilmesi demek, dünyanın her yerindeki hak, adalet, özgürlük ve vicdan arayışlarının güçlenmesi demektir. Milletimiz, tarihinin hiçbir döneminde, kendi hedeflerine ulaşmak için bedel ödemekten, fedakârlık yapmaktan, elini taşın altına koymaktan çekinmedi. Son 21 yılda yaşadığımız nice kritik hadise karşısında milletimizin sergilediği güçlü duruş, kararlılığın bugün de devam ettiğini gösteriyor. Evet, buradan bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Milletimiz birliğine, beraberliğine, kardeşliğine sahip çıktıkça, Allah’ın izniyle bizi kimse bölemeyecektir. Devletimiz 2023 hedeflerinin bir sonraki safhası olan Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirdikçe, Allah izniyle ayyıldızlı bayrağımızın yükselişi hep sürecektir. Siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik başarılarımızla dostlarımıza güven, düşmanlarımıza korku vermeye devam ettikçe, önümüzdeki sisler giderek dağılacaktır. Velhasıl biz istiklalimizden ve istikbalimizden taviz vermedikçe, kimse kutlu yürüyüşümüzün önüne geçemeyecektir. Geçmişte, emperyalistlerin birer aracı olarak başımıza musallat edilen vesayet güçleriyle, darbecilerle, terör örgütleriyle, siyasi ve sosyal mühendislik projeleriyle çok vakit, çok enerji, çok insan kaybettik. Artık bu numaralara karnımız tok olduğu gibi, böyle ağır faturalar ödemeye niyetimiz de yok. Ülkemizi kendi iç mücadeleleriyle meşgul ederek, tarihi mirasından ve sahip olması gereken imkânlardan mahrum edenlerle yollarımızı ayıralı çok oldu. Her fırsatta tekrarladığımız, ‘tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan’ düsturumuzun anlamı işte budur. İnşallah 2024, darbe girişimiyle başlayıp Kovid-19 salgınıyla büyüyen, bölgemizdeki çatışmalarla derinleşen sıkıntılı dönemden kurtulup, hedeflerimize kilitlendiğimiz bir yıl olacaktır. Küresel krizlerin artarak sürdüğü bir dönemde, biz farkımızı bir kez daha göstererek, üreten, istihdam eden, büyüyen, gelişen Türkiye’nin yıldızını yükselteceğiz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajını şu ifadelerle sonlandırdı:
    “Evet, 2023 hedefleri başlangıçtı; asıl çıkışımızı Türkiye Yüzyılıyla, 2024’le birlikte başlatıyoruz. Bu mücadeleyi de, sizlerin desteğiyle zafere ulaştıracağımıza yürekten inanıyoruz. Bu duygularla bir kez daha yeni takvim yılının milletimizin tüm fertlerine ve insanlığa hayırlı olmasını diliyorum.”