Etiket: Cumhurbaşkanı Erdoğan

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Bursa’da coşkulu kutlama

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Bursa’da coşkulu kutlama

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yüksek destek veren Bursa’da binlerce vatandaş, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda toplandı, şarkılar ve havai fişeklerle zaferi kutladı. Cumhur İttifakı’na ve Recep Tayyip Erdoğan’a destek veren Bursalılar gecenin ilerleyen saatlerine kadar 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndan ayrılmadı.

    15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndaki coşkulu kalabalığa seslenen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarını eleştirerek, “14 gün önce Ankara ve İstanbul Belediye Başkanı, çıkıp aramızda kalsın, kazanıyoruz dediler. Ama onların Bursa’dan ve Türkiye’den haberi olmadığı için bu necip millet dedi ki, aramızda kalmasın, cümle alem duysun. Recep Tayyip Erdoğan kazandı. Çok teşekkür ediyorum. Bu alanda Cumhur İttifakı’na mensup kardeşlerimiz var. Bizim derdimiz vatan, bayrak, devlet, millet. Onların bir tane derdi vardı.

    Recep Tayyip Erdoğan ile kafayı bozdular. Yattılar Recep Tayyip Erdoğan. Kalktılar Recep Tayyip Erdoğan. Cumhur İttifakı çatısı altında mücadele veren öncelikle Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, tüm liderlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Sandığa gitmeyecekler dediler. Bursa yüzde 88’lik katılımla ‘buradayız’ dedi. Kavgalar ettiler, masadan kalkanlar oldu. Oturanlar oldu. Hele hele o Zafer Partisi Başkanı’nın yaptığı neydi. Hesapta PKK’ya karşıydın, hep beraber masaya oturdular. Ama bu millet yemedi. Cümle alem haykırdı. Allah’ın izniyle sonuçlar belli. Sandıkların tamamına yakını açıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanı oldu. Bu millet hem Cumhurbaşkanımıza hem Cumhur İttifakına hem bu ülkenin birlik beraberliğine oy verdi. Mahcup etmedi. Bu millet beklentilerini de ortaya koydu. Bizim işimiz var. Onlar şu anda şoktalar. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Yarın sabahtan itibaren gelişmeleri takip edin. Biz bu milletin ekonomisini düzeltmek için muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için durmadan yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz” dedi.


    Aktaş, yarın sabah Bursalıları Ulucami’ye namaza davet ederek, “Sabah namazına Ulucami’ye bekliyorum. Yarın kutlu fethin 570.yılı. Çorba ikramımızdır. Bu millet beklentilere de oy verdi. Biz mesajı aldık. Biz mahalle mahalle, ilçe ilçe, il bütününde bunu değerlendirip nerede eksiğimiz varsa gidermek için canımızı dişimize takacağız. Gerisini onlar düşünsün. Ülkenin ciddi ana muhalefet problemi vardı. Bay bay Bay Kemal” şeklinde konuştu.

    “Bursa hep destek verdi, 85 milyon kazandı”

    AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ise, Bursa’nın Erdoğan’ın 17. zaferine de büyük destek verdiğini hatırlatarak, “Bu akşam öyle bir mutluluğu yaşıyoruz ki, 21 yıllık hizmetlerimizin devamında Cumhurbaşkanımıza yaptığı hizmetlerin nişanesi olarak bugün onu külliyenin koltuğuna oturttuk. Bursa’nın bambaşka bir güzelliği var. Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de hiçbir zaman Cumhurbaşkanımıza Türkiye ortalamasının üzerinde destek verdik. Ben bu teşkilatla, bu milletimle bu dönemi yaşamakla onur ve gurur duyuyorum diyordu ya Cumhurbaşkanımız. Biz de onunla yol yürümekten onur ve gurur duyuyoruz. AK Parti iktidarı olarak güzel hizmetler sunduk Her bir hizmetimizde vatandaşlarımızdan hayır dua aldık. Yolumuzda dimdik yürüdük. Adamlar 10 defa yenildiler. Yine de doymadılar. Bay bay Bay Kemal diyoruz. Oy toplamak için kılıktan kılığa girdiler.

    Kimi zaman PKK yandaşı olup teröristlerle kol kola girdiler. Daha sonra baktılar ki oylar başka tarafa gidiyor. Milliyetçi kesildiler. İnanan insanlarla ilgili dertleri var. Onlara yalan söylüyorlar. Biraz dindar olmaya çalıştılar. Yine göze battılar. Ama milletimiz çok şükür bunu sağduyu ile gördü. En sonunda gülünç bir hale geldiler ki, kendilerine oy vermeyenleri günahkar ilan ettiler. Hakikaten gülünecek duruma düştüler. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin. 10 defa yenildiler. Bu 11’ncisi oldu. Biz 17. zaferimizi ilan ettik. 2 haftalık süreç içerisinde kendisi referandum diye diye bir hal oldu. O referandum aslında kendi referandumuydu. Onların seçmenlerine saygı duyuyoruz ama öyle bir liderlerine sahip oldukları için üzülüyoruz. Biraz daha onun seçmenleri artık liderlerini değiştirirler. Bu seçimin kaybedeni hiç olmadı. Herkes kazandı. Milletimiz kazandı. 85 milyon kazandı. Sonuçta adam gibi adam kazandı. Recep Tayyip Erdoğan kazandı” diye konuştu

    “Rabbimize bize bu gururu yaşattığı için şükürler olsun”

    Cumhur İttifakı’nın PKK ve LGBT yandaşı olmadığını da ifade eden Gürkan, “Sizin ayaklar altına aldığınız seccadelerde bir gün gelecek şükür namazı kılacağız dedik. Rabbimize bize bu gururu yaşattığı için şükürler olsun. Biz Cumhur İttifakı olarak biz PKK yandaşı olmadık. Biz LGBT yandaşı olmadık. Vatan haini olmadık, olmayacağız. Biz Cumhur İttifakı olarak onları dinlemiş olsaydık, 21 yıldır yapmış olduğumuz hizmetlerin hiçbirine sahip çıkamazdık. Osmangazi Köprüsü, Çanakkale Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, TOGG, Otobanlar. 7 tane uydu gönderdik. Onları dinleseydik ne şehir hastaneleri, ne otobanlar, ne uydular, denizlerde TCG Anadolu gemimiz olurdu. Onları dinlemedik, hizmete ram olduk. Biz Türkiye ortalamasını yükselterek Cumhurbaşkanımıza özel destek veriyoruz. Cumhurbaşkanımıza sahip çıkan hemşehrilerime şükranlarımı arz ediyorum. Bundan sonra bu akşam milletimizin iradesiyle ortaya konulan kararla biz durmadan, yorulmadan çalışmalarımıza devam edeceğiz. Milletimiz bize durmak yok, yola devam dedi” ifadelerini kullandı.


    MHP İl Başkanı Cihangir Kalkancı da kalabalığa seslenerek, “Türk milleti bu akşam karar verdi. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan son sözü söyledi. Her dem yeniden doğarız. Bizden kim usanası. Hepinize saygılar sevgiler sunuyorum. Çok teşekkür ediyorum” diye konuştu
    Büyük Birlik Bursa İl Başkanı Haldun Filizli ise, “Bu zaferi tüm Türkiye’ye ve mazlum coğrafyalara armağan ediyoruz” ifadelerini kullandı.

  • “Güveninize layık olacağız”

    “Güveninize layık olacağız”

    Türkiye, ikinci tura kalan cumhurbaşkanı seçimi için sandığa gitti.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oy sayımı devam ederken İstanbul Üsküdar Kısıklı’da toplanan vatandaşlara hitap etti.

    Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    ”Biz İstanbul’u çok seviyoruz, İstanbul aşığıyız. İstanbul ile yola çıktık İstanbul ile yola devam ediyoruz. Bugün Kısıklı, Üsküdar İstanbul bir başka. Cumhurbaşkanlığı seçim,inin ikinci turunu tamamlamış bulunuyoruz. İki bayram arasında bize bir demokrasi bayramı yaşatan milletime şükranlarımı sunuyorum.

    ”TÜM VATANDAŞLARIMA TEŞEKKÜR EDİYORUM”

    Sandık başına giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Kampanya ekibimizi, kadınlarımızı, gençlerimizi ve AK Parti davasına gönül veren tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum. Yurt içinde ve yurt dışında ikinci tura göre yüksek oy oranları ile sandığa koşan herkese teşekkür ediyorum. Yaptığı tercih ile önünmüzdeki 5 yıl boyunca ülkeyi yönetme sorumluluğunu bir kez daha bize tevdi eden milletimizin her bir ferdine teşekkür ediyorum.

    ”GÜVENİNİZE LAYIK OLACAĞIZ”

    İnşallah sizlerin güvenine 21 yıl layık olduğumuz gibi layık olacağız. Pazara kadar değil mezara kadar beraber olacağız dedik. Bu sevda burada bitmez dedik. Şimdi bak bay bay Kemal diyorlar. Bay bay bay Kemal.”

    ”KAZANAN SADECE TÜRKİYE’DİR”

    Bir hesap yapıyorum hesap uzmanıyım diyordu ya 2018’de CHP’nin vekil sayısı 146’ydı 2023’te 169. Fakat malum toplamda yüzde 1 bile oya sahip olmayan malum partilere kiralık vekil verdi 40 tane. Ne oldu? Şimdi 129’a düştü CHP. Hesap uzmanı ya bu işleri çok iyi bilir. Kaybettiği vekiller sebebiyle herhalde CHP bunu bay bay bay Kemal’e bunun hesabını soracaktır. 14 Mayıs seçiminin de 28 Mayıs seçiminin de galibi 85 milyon vatandaşımızın tamamıdır. Biz öyle bir kazanacağız ki kimse kaybetmeyecek demiştim. Bugün kazanan sadece Türkiye’dir. Şimdi Türkiye Yüzyılı’nın kapısını açtık ama beraberce açtık.

    ”ÖNÜMÜZDE 2024 YEREL SEÇİMİ VAR”

    Önümüzde 2024 var. 2024’te Üsküdar’ı da İstanbul’u da yerel seçimlerde kazanmaya hazır mıyız? Durmak yok çok çalışacağız. Emniyetten Kısıklı Meydanı’nda ne kadar vatandaşımız var dedim. Rakam 55 bin.

    ”HİÇ KİMSE TÜRKİYE’YE PARMAK SALLAYAMAZ”

    Seçim sonuçları birkez daha göstermiştir ki  hiç kimse bu ülkenin kazanımlarına göz dikemez. Şimdi dünya ülkeleri arıyor. Az önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham kardeşim aradı. Özbekistan Cumhurbaşkanı, Libya Başbakanı aradı. Hepsi ardı ardına arıyorlar ve diyorlar ki  gerekirse ilan edin davet edin hemen şimdi de geliriz. Bu zaferi bizimle gerek Batı’da gerek Körfez’de Katar arıyor. Hiç kimse milletimize tepeden bakamaz gençlerimizi kendi dipsiz karanlıklarına sürükleyemez. Hiç kimse Türkiye’ye parmak sallayamaz.

    ”CHP, HDP, İYİ PARTİ LGBT’Cİ”

    Bu CHP, HDP, İYİ Parti o yanındaki bazı ufaklıklar var LGBT’ci midir? AK Parti’ye, MHP’ye Cumhur İttifakı’nın diğer üyelerine LBGT sızabilir mi? Bizde aile kutsaldır aileye kimse dil uzatamaz. Kadına şiddet bizde yasak haramdır. Buna kimse tevessül edemez ümüğünü sıkarız.

    ”BALKON KONUŞMASI KÜLLİYE’DE”

    Şimdi Ankara’ya yola çıkıyoruz. Bu feda bir değişiklik yapıyoruz balkon konuşmasını Külliye’de yapacağız.”

  • “Tüm kardeşlerimi sandıklara sahip çıkmaya davet ediyorum”

    “Tüm kardeşlerimi sandıklara sahip çıkmaya davet ediyorum”

    14 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanı Seçimi’nde adayların salt çoğunluğu alamaması nedeniyle Türkiye, yeni cumhurbaşkanını belirlemek için bugün tekrar sandık başına gitti.OY VERME İŞLEMİ SONA ERDİTürk siyasi tarihinde ilk kez yaşanan Cumhurbaşkanı Seçimi ikinci turunda oy verme işlemi 17.00’de sona erdi.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN PAYLAŞIM GELDİ

    Sandıkların kapanmasıyla birlikte seçimlerde yarışan iki adaydan biri olan Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.”ŞİMDİ MİLLETİMİZİN İRADESİNİ KORUMA VAKTİ”Erdoğan, “Sabahın erken saatlerinden beri sandıklarda fedakârca görev yapan her bir dava arkadaşıma teşekkür ediyorum. Sonuçlar kesinleşinceye kadar tüm kardeşlerimi sandıklara sahip çıkmaya davet ediyorum. Şimdi, milletimizin başımız üzerine olan iradesini son ana kadar koruma vakti” ifadelerini kullandı.

     

  • “Şimdi milletin iradesini son ana kadar koruma vakti”

    “Şimdi milletin iradesini son ana kadar koruma vakti”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye genelinde oy verme işlemi sona ermesinin ardından sosyal medya hesabından mesaj paylaştı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, oy kullanma işlemlerinin sona ermesinin ardından sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paylaşımında, “Sabahın erken saatlerinden beri sandıklarda fedakârca görev yapan her bir dava arkadaşıma teşekkür ediyorum. Sonuçlar kesinleşinceye kadar tüm kardeşlerimi sandıklara sahip çıkmaya davet ediyorum. Şimdi, milletimizin başımız üzerine olan iradesini son ana kadar koruma vakti!” ifadeleri yer aldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan oyunu Üsküdar’da kullandı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan oyunu Üsküdar’da kullandı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, 13. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oylarını kullanmak için Üsküdar Kısıklı’daki konutlarından saat 12.00’da Saffet Çebi Ortaokulu’na geldi. Okul bahçesini dolduran vatandaşların sevgi gösterilerinde bulundu. Erdoğan’ı okula girişinde Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile “3279” numaralı sandığın bulunduğu sınıfa girerek, sandık görevlileriyle tek tek tokalaştı. Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, gerekli kontrolün yapılması için kimliklerini sandık görevlilerine verdi. Emine Erdoğan’ın oy zarfını sandığa atmasının ardından Erdoğan kabine geçerek oyunu kullandı ve zarfı sandığa attı. Öte yandan, Saffet Çebi Ortaokulu’nda 380 seçmen oy kullanacak.

    “Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk defa şahit olduğumuz bir vaka”

    Oy zarfını attıktan sonra gazetecilere konuşan Erdoğan, “Öncelikle Türk demokrasi hayatımızın ilk defa iki turlu bir seçime şahit oluyoruz. Birinci tur malum 14 Mayıs’ta gerçekleşmişti ikinci turda 28 Mayıs’ta kullanmış oluyoruz. Sadece iki aday söz konusu ve bu iki adaya halkımız oylarını vereceği içinde çok seri bir şekilde bugün ki oylama bitecektir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk defa şahit olduğumuz bir vaka bu dünya tarihinde yüzde 90’a varan katılımda başka bir ülke yok. Ülkemiz milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyoruz” dedi.

  • Erdoğan, Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti

    Erdoğan, Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde, İstanbul’da Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti.

    ”DÜNYA DURDUKÇA MENDERES HAYIRLA YAD EDİLECEK”

    Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

    ”Menderes darbe yönetimi tarafından kurulan uyduruk mahkemenin kararıyla idam edildi. Dünya durdukça Menderes hayırla dua ile yad edilecektir. Menderesi’i idam edenler devirenler ise milletimiz tarafından hep nefretle anılmıştır. Menderes bu milletin adamıydı.

    ”YARIN GİDECEĞİMİZ SANDIK BAŞINDA DARBELER DÖNEMİNİN BİTTİĞİNİN MÜJDESİNİ DUYURMAK İÇİN SABIRSIZLANIYORUZ”

    Ülkemizle ilgili karanlık hevesler hiçbir zaman tüm manasıyla başarıya ulaşamadı. Türk demokrasisi bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemiştir. 63 yıl sonra yine bir 27 Mayıs’ta yarın gideceğimiz sandık başında darbeler cuntalar muhtıralar döneminin bittiğinin müjdesini cümle aleme duyurmak için sabırsızlanıyoruz. Türkiye seçimleri dünyada örneği olmayan katılım seviyesi yanında şeffaf şekilde gerçekleştirmesiyle de farkını ortaya koymuştur.”

  • “Cumhur İttifakı, cumhurun ve Cumhuriyet’in teminatıdır”

    “Cumhur İttifakı, cumhurun ve Cumhuriyet’in teminatıdır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan,  ortak canlı yayında Banu El ve Okan Müderrisoğlu’nun sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Bugün yine çok yoğun olduğu belirtilerek, hal ve hatırı sorulan Erdoğan, gayet iyi olduğunu, Esenler’de bugün muhteşem bir miting gerçekleştiğini, gerek alana gelirken gerek çıkışta, o coşkunun insanın bütün yorgunluğunu aldığını söyledi.

    Miting öncesinde kadınlarla İstanbul Kongre Merkezi’nde çok güzel bir program yaptıklarını, salonun tamamen dolu olduğunu anlatan Erdoğan, seçim öncesine kadar kadınlarla bu kadar geniş çaplı bir toplantı yapmadıklarını, bugünkü toplantıya yaklaşık 3 bini aşkın kadının katıldığını, kadınların coşkularıyla bu seçime ağırlıklarını koyacaklarını da gösterdiklerini dile getirdi.

    İkinci tur kesinleşince hep “rehavet” vurgusu yaptığı anımsatılarak, rehavet görüp görmediği, meydanların ve bu tarz buluşmaların kendisine hangi mesajı verdiğinin sorulması üzerine Erdoğan, meydanlar ya da bugünkü İstanbul Kongre Merkezi’ndeki toplantı olsun, bir rehavetin olmadığını, tam aksine şu anda tabanın bu işe asıldığını ve seçime çok kararlı olduklarını gördüğünü ifade etti.

    Erdoğan, “İkinci turla ilgili olarak da gerek hanımların gerek bugün Esenler meydan mitinginde yaklaşık 150 bine yakın insan vardı yollardakiyle beraber, bu tabii bir şeyi gösteriyor; ‘Biz hazırız ve bu işi kesinlikle bırakmayacağız.’ Bunu gördüm. Yarın da aynı açık hava toplantısını Beykoz’da yapacağız. Ben Beykoz’da da doğrusu böyle bir coşkunun, böyle bir heyecanın olacağına inanıyorum.” değerlendirmesini yaptı.

    Seçmen kitlesinin ne istediği, neyi amaçladığı, farkın daha da açılmasını mı istedikleri sorulan Erdoğan, “21 yıldır gördükleri, tanıdıkları, bildikleri, eser ve hizmetleriyle tanıdıkları bir Başkan var. Öbür tarafta Sayın Kılıçdaroğlu’nun böyle eser, hizmet, bu tür şeyleri filan söz konusu değil. Referansı yok. Ama Erdoğan’ın bir referansı var. Bu referansı dolayısıyla oylama durumunda olacak benim halkım. Ziya Paşa’nın sözünü her zaman söylüyorum, gene söyleyeceğim, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.” yanıtını verdi.

    “Kendine ‘Demokrat dede’ dedirtmekle demokrat olunmuyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs seçimleri öncesinde Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin bir siyasi lince maruz kalarak adaylıktan çekildiği, ardından ATA İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın ikinci turda Cumhur İttifakı’na destek vereceğini açıklayınca benzeri bir tabloyla karşılaştığı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de altılı masadan kalktığında siyasi lince tabi tutulduğu ve geri dönmek zorunda kaldığı belirtilerek, muhalefetin “Ya benimsin ya da değilsin.” şeklindeki anlayışını nasıl yorumladığı sorusuna şu yanıtı verdi:

    “Bir defa kendinden olmayana tahammül göstermeyen Kılıçdaroğlu’nun linç kampanyaları artık rutinleşti. Yeni bir şey değil bunlar. Başından itibaren bunlara hep şahit oluyoruz. Bu, Kılıçdaroğlu’nun demokrasiden ne anladığını da gösteriyor. Kişilerin kararlarına, tercihlerine saygısı olmayanların ki bunu CHP her zaman yapıyor, ilk başvurdukları yöntem linç kampanyasıdır. Bunu 14 Mayıs’tan sonra depremzedelerimiz için de yaptılar. Depremzedelerimize gerçekten çok çok insani olmayan saldırılar yapıldı. Kendilerine oy vermedi diye vatandaşlarımıza etmedikleri hakaret kalmadı. Oysa iyiliğin karşılığını bekleyen tefecidir. Nasıl elle kalp yapmakla kalpler kazanılmıyorsa, gönüller inşa edilmiyorsa, kendine ‘Demokrat dede.’ dedirtmekle de demokrat olunmuyor. Kendinden olmayana adeta yaşam hakkı tanımayan bir zihniyete sahipler. Allah bu zihniyete fırsat vermesin.”

    Bugün Muharrem İnce ile ilgili bir haberin gündeme geldiği aktarılarak, İnce’nin annesi rahatsızlandığında kendisinin onu arayıp bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorduğu, Kılıçdaroğlu’nun ise ertesi gün Tandoğan mitingine katılması için İnce’yi aradığı dile getirilip değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Sayın İnce’yi adaylıktan çekilmesi sonrasında aramıştım ilk. Bunu daha önce zaten açıklamıştım. Adaylıktan çekilmesine üzüldüğümü de ifade ettim. Çünkü 4’lü bu yarışa girdik, keşke böyle devam etseydik. Hem de bu arada hastalanan validesi için geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Daha sonra Sayın İnce’nin rahatsızlandığını duydum. Yine ben kendisini aradım, geçmiş olsun dileklerimi yine ilettim. Birincide olduğu gibi ‘Bize düşen herhangi bir şey varsa elimizden geleni yapalım.’ dedik. ‘Zaten ben de şimdi hastaneden çıktım. Evde istirahatteyim.’ dedi. Biz de tabii insani görevimiz olarak Allah’tan şifalar diledik.”

    “Milleti kandırmaya çalışarak siyaset yapılmaz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Millet İttifakı’na desteğini açıkladığı gün, Twitter hesabından İçişleri Bakanı olacağını ima ettiği paylaşımı ile HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın “Ümit Özdağ ile protokol imzalamış olabilirler. Bizim için esas olan Kılıçdaroğlu’nun bize vermiş olduğu sözlerdir.” açıklamasına yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine, şöyle konuştu:

    “Bunlar, Kılıçdaroğlu’nun başından beri ilkesiz siyaset yaptığının bir yerde resmidir. Siyaseti hizmet yarışına değil adeta kusura bakmayın, at pazarlığına çevirdiler. Ortada böyle bir durum var. Oy oranına bakmadan siyasi parti tabelası olan herkes CHP’den ya bir bakanlık ya da cumhurbaşkanı yardımcılığı kopardı. Toplam oyu yüzde 1’i bile bulmayan partiler, düşünün 40’a yakın vekil kopardı. Bunun bir orantılamasını alsak sormazlar mı adama, ‘Ey CHP, peki sana şimdi ne kalıyor?’ Sen hem ‘Hesap uzmanıyım.’ diyorsun. ‘Hesap uzmanıyım.’ diyen sen 40’ını bu ufak partilere verdikten sonra, sana ne kalıyor? Ama bizim böyle bir siyaset anlayışımız yok. Çünkü böyle bir siyaset olmaz. Milleti kandırmaya çalışarak siyaset yapılmaz. Milletim, millete karşı oynadıkları oyunlar, yaptıkları pazarlıkları biliyor, görüyor ve sandıkta da bunlara gereken cevabı benim milletim muhakkak verecek.

    Kılıçdaroğlu birbirine bu kadar zıt, birbirine bu kadar benzemez bir şüreka ile işin içinden nasıl çıkacak, doğrusu ben de merak ediyorum. Çıkılmaz. Kaldı ki burada çok enteresan bir şey var. PKK uzantısı Yeşil Sol Parti’nin bir milletvekili Kılıçdaroğlu’nun HDP ile bir mutabakat yaptığını açıkladı. O mutabakatta neler olduğunu HDP’lilerin açıklamalarından anlıyoruz zaten. ‘Teröristbaşını ve Demirtaş’ı hapisten çıkarma.’ Şimdi bu Selo, Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bir teröristtir. Şu anda cezasını çekiyor. Kılıçdaroğlu ne diyor? ‘Eğer onu çıkarmak istiyorsanız, oyunuzu bana vereceksiniz.’ diyor. Böyle bir siyaset olabilir mi? Böyle bir hukuk olur mu? Hani sen ‘Hak, hukuk, adalet.’ diyordun. İstanbul’a böyle yürümüştün. Nerede kaldı hak, nerede kaldı hukuk, nerede kaldı adalet? Terörle mücadele operasyonlarını durdurmaktan bahsediyorsun. Nasıl oluyor bu terörle mücadeledeki operasyonlar veya onlara karşı durma? Öbür taraftan kalkıyorsun ‘özerk yönetim ilan etme’. Bunlar zaten HDP’lilerin talepleri, bunları biliyoruz. ‘Sen bunlarla ne mutabakatına vardın Kılıçdaroğlu, bunu açıkla?’ diye sorarlar. Bütün bunlarla beraber CHP Genel Başkanı bunlara niye cevap vermiyor. Ver cevabını.”

    Sunucu Müderrisoğlu’nun “HDP’nin desteğini tabii ciddi bir şekilde birinci turda belki aldığı için de bu cevap çok net bir şekilde…” yorumu üzerine Erdoğan, “Aldın ama şimdi ikinci turda neyin desteğini alacaksın? Bu da var. Onu şimdi pazar günü göreceğiz. Bir de burada bu hani Yeşil Sol vesaire, bunlar da garip garip oluşumlar. Bütün mesele şimdi sandıkta her yönüyle inşallah ikinci turda belli olacak.” dedi.

    “Eğer yalanın dersini almak istiyorsan bay bay Kemal’e git”

    Müderrisoğlu’nun “Gerek birinci turda gerek ikinci turda hem HDP-Yeşil Sol Parti kimliği hem de Kandil açık bir şekilde Sayın Kılıçdaroğlu’ndan yana tavır sergilediklerini yüksek sesle ifade ettiler. Bunu Kandil’deki terör baronları bugün de ifade etmeye devam ediyorlar.” ifadelerinin ardından, buna yönelik hazırlanan video izlenildi.

    Video sona erdiğinde, bu görüntülerin kendisine neler hissettirdiği ve Kılıçdaroğlu’nun “milliyetçilik” söyleminin ikinci turda tutup tutmayacağı sorularını Erdoğan, şöyle yanıtladı:

    “Zaten milletim benim bu yapay milliyetçilikle ilgili, teröre yaklaşım noktasında veya onlarla işbirliği noktasında öyle zannediyorum ki kararını verdi. Ama biz yine de ‘Et-tekrarü ahsen velev kane yüz seksen.’ diyeceğiz. Tekrarda fayda var. Çünkü bu adamların söylediklerine inanılmıyor. Bunlar çünkü yalanı böyle kabak çekirdeği gibi yiyorlar. Çok rahat yalan söylüyorlar. Çünkü bay bay Kemal bir defa yalanın piri, yalancının piri. Eğer yalanın dersini almak istiyorsan bay bay Kemal’e git. İki hafta öncesine kadar ‘Helalleşme.’ diyordu. Şimdi önüne gelene nefret kusuyor. Depremzedeler de buna dahil. Aynı şekilde insanın siyasette ilkesi olmayınca sonuç hep böyle olur. Düne kadar ‘Sosyal demokratız.’ diyorlardı. Bugün Nazileri mumla aratacak dil kullanıyorlar. Bu kadar ileri gittiler. Bölücü örgütün uzantılarıyla olan işbirliklerini de bu arada rahatlıkla devam ettiriyorlar. ‘Ne şiş yansın ne kebap.’ politikasıdır bunun adı.

    Dağdaki teröristlerin Kandil’den çektikleri destek videolarına karşı bir kere bile ‘Bizim size ihtiyacımız yok.’ dediler mi? Hayır. Aynen devam ediyorlar. Mitinglerinde, Van’da mesela ‘Kana kan, intikam, intikam.’ diye sloganlar atanlarla yan yana gelmekten utandılar mı? Hayır. Şimdi çıkmış milletin gözünü boyamaya çalışıyor ve yapay bir milliyetçilik. Sadece o değil, yanındakiler de teröristlerle anılmaktan imtina etmiyorlar. Şu an CHP’nin İstanbul İl Başkanlığını yapan kişinin terörist seviciliğini ortaya koyduğu açıklamaları herhalde görmüşsünüzdür. PKK’nın kurucularından birinin öldürülmüş olmasına ‘Yanlış.’ diyor. Bu kişi daha önce de öldürülen terörist için ‘İnsanlık kaybetti.’ demişti. Kılıçdaroğlu kendisine terörist desteğini yanına alırken CHP yönetimine de terörist sevicileri doldurmuş durumda. CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarım bunları çok iyi görüp, kararını vermeli diye düşünüyorum.”

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na terör örgütünün desteğini ortaya koyarken, PKK ile Kürt vatandaşları kesinlikle ayrı tuttuklarının altını çizen Erdoğan, “Yani Kürt kardeşlerimiz bir tarafa ama PKK bir tarafa. Kürt kardeşlerimiz, 80 milyonluk büyük Türkiye ailesinin önemli bir parçasıdır. Onları biz onlarla beraber haşredemeyiz.” diye konuştu.

    “İnşallah bundan sonra da Kürt kardeşlerimizle yol yürümeye devam edeceğiz”

    Bugün Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığını yaptığı CHP zihniyetinin yasaklarla, baskılarla Kürtler’e yaşattığı acılara, zulümlere kendilerinin son verdiğini kaydeden Erdoğan, “Onların dillerinden, kimliklerinden dolayı yaşadıkları sorunları çözüme kavuşturan biz olduk. İnşallah bundan sonra da Kürt kardeşlerimizle yol yürümeye devam edeceğiz.” dedi.

    Erdoğan, şu an çatısı altında bulundukları Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nin özellikle çözüm sürecinde çok şeylere tanık olduğunu belirterek, “Biz bu konuda neler yaptık? Neleri çözmeye çalıştık? Burada onların akillerle beraber çok tartışmalarını yaptık.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Bir tarafta İYİ Parti, Gelecek, Deva, Saadet, Demokrat Parti. Sonra CHP çatısı altında birbirine yakınlaşan uçtaki Zafer Partisi’yle bu taraftaki Yeşil Sol Parti, HDP. Hepsi sadece size karşı bir araya gelmiş oluyorlar. Yani bu sizin herhalde liderliğinizin ve bunun üstesinden gelmenin başka çaresi olmadığının göstergesi mi?” şeklindeki soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi:

    “Bu söylediğiniz kişilerle ilgili, bunlara başbakanlıksa başbakanlık verdik. Bakanlıksa Dışişleri Bakanlığı, ekonomi bunları verdik. Ama insanoğlu doymuyor. İnsanoğlu öyle doyumsuz ki. Rabbimin de buyurduğu gibi ‘Hem zalimdir, hem cahildir.’ diyor. Bunu bizzat biz yaşadık. Mesela başbakanlık görevi verdiğimiz zat, ayrılışında bir veda konuşması yapmıştı. Ankara Kapalı Spor Salonu’nda. Ne demişti? ‘Pazara kadar değil, mezara kadar beraberiz.’ demişti. Diğeri bana istifasını getirdiği zaman benim yanımdaki arkadaşların, yani kifayetsiz olduğundan bahsetmişti. Senin yanındakiler ne kadar kifayetli diye sorduğumda o zaman bana cevap da verememişti. Ama ben onların gramajını biliyordum. Yani başbakanlık yapanın da diğerinin de. Onlarla beraber attığımız adımlar, yaşadıklarımızı biliyorduk.”

    “Kılıçdaroğlu o kadar güçlü bir hesap uzmanı ki bunlara 40 tane milletvekilliğini verdi”

    Erdoğan, HDP’den Zafer Partisi’ne ve diğer partilere kadar bu kadar unsurun kendisine karşı konsolide olmasını nasıl bulduğu sorusuna karşılık ise, şunları söyledi:

    “Tabii biraz Sayın Kılıçdaroğlu’nun koltuğu kapmak için ihtiyacı var. Bunu garantiye almak için böyle yarım puan, bir puan ki bunları da yakalayamıyorlar. Hepsi yarım puan civarında toplanıyorlar. Hepsini toplasan zaten biri de yapmıyor. Yani böyle bir durumdalar. Burada Kılıçdaroğlu’nun derdi nedir? Bir defa ‘Ne yapıp yapıp ben cumhurbaşkanlığı koltuğunu nasıl kaparım?’. Şimdi birinci turdaki durumu gördük. Burada zaten İYİ Parti, öbür tarafta HDP. Biraz ağırlıklı olan bu iki parti. O diğerleri onlar zaten bir puanı ile sağlayamıyorlar. Ama Kılıçdaroğlu o kadar güçlü bir hesap uzmanı ki bunlara 40 tane milletvekilliğini verdi.”

    “Şimdi bir grup kurmaya çalışıyorlarmış haberiniz var mı?” sorusuna Erdoğan, “Dedikodularını duyuyoruz.” yanıtını verdi. Karşılarında olan koalisyonun tek başına olmadığını kaydeden Erdoğan, bir de dışarıda hamileri, akıl hocaları bulunduğunu aktardı.

    Dış müdahaleyle ülkenin büyüme ve kalkınma hamlesini, muhalefetin aynı zamanda durdurmaya da çalıştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Biz büyük, bağımsız ve güçlü Türkiye’yi kurmaya çalışırken onlar bölünmüş ve küçülmüş bir Türkiye istiyorlar. Biz ‘İstikrar.’ diyoruz. Onlar kaos vadediyorlar. Bütün bunlarla beraber pazar günü bizim bu seçimi almamız halinde onların bu hesapları da zaten ne yapacak? Yerle yeksan olacak, tutmayacak. Bir de tabii işin en ilginç yanı bunlar paramparça olacaklar. Duman olacaklar. Hep söylüyorum. Bunların bir kısmı emekliye ayrılacak, belki tamamı emekliye ayrılacak. Böyle bir durum var. Niye? Bu iş çok ciddi bir tecrübe istiyor. Bunların şu anda uluslararası platformdaki ağırlığı ne? Buna baktığınız zaman bunu göremezsin.”

    “Şu anda zatımızı dünyadaki liderler yoğun bir şekilde arıyorlar”

    Kendisini dünyada liderlerinin yoğun şekilde “Ben önce geleyim”, “Ben törene katılmak istiyorum.” diye aradığını aktaran Erdoğan, “Bu tür şeyler şimdiden başladı. Çünkü onlar da bütün kamuoyu araştırmalarını takip ediyorlar. Biz de diyoruz ki inşallah yani bu törenle ilgili pazar gününü bir görelim. Pazar gününü gördükten sonra da sizlerle irtibatlarımızı inşallah kurar, bu yeni atacağımız adımı sizin de katılımlarınızla beraber atarız.” diye konuştu.

    Deva Partisi ile Gelecek Partisi’nden istifa haberleri geldiğini belirtilen Erdoğan, “En son AK Parti rozetlerini takan Van’daki siyasetçileri de gördük. Bir süre Deva Partisi’yle, Gelecek Partisi’yle yol yürümüş siyasetçilere, genç siyasetçilere anladığımız kadarıyla yuvanın kapıları açık. Öyle değil mi?” şeklinde yöneltilen soruyu, şöyle yanıtladı:

    “Bu konuda bazı şeyleri hemen konuşursak yanlış olur. Ama partimize oradan istifa edip de ayrılma durumunda olanlara, ‘bunları sabıkası olanlar olarak söylemiyorum’ ama partiden ayrılıp bize katılmak isteyenlere biz şu ana kadar kapımızı kapatmadık. Ama sabıkası olanlar ayrı bir konu. Onu tabii ki değerlendirmemiz lazım. Çünkü o bizim tabanımızı da üzer. ‘Bu kadar ihanetten sonra bunlara kapıyı nasıl açıyorsunuz?’ derler. Onun için sabırlı olmakta fayda var. Çünkü ihtiyaç olarak da onların birçoğuna ihtiyacımız da yok.”

    “Meclisin 28. dönem açılışını inşallah Devlet Bey’in başkanlığında gerçekleştireceğiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemde kabinede kimler olacağına dair bir ipucu verip vermeyeceği sorusunu, “Yani çok aceleci bir yaklaşım olmuyor mu? Yani burada meclisin 28. dönem açılışını inşallah Devlet Bey’in başkanlığında gerçekleştireceğiz. Bu tabii şu anda Anayasa’nın bir gereği. Bu konuda da tabii ‘En yaşlı üyeyle meclis açılır.’ diyor. Sağ olsun biz de Devlet Bey’e ricada bulunduk. O da daha önce böyle bir şeyi kabul etmemişti. Ama bu defa ricamızı o da kırmadı ve kabul ettiler. İnşallah Devlet Bey’in riyasetinde parlamentoyu böylece bu geçici süreçte açmış olacağız. Onunla birlikte de inşallah süreci başlatmış olacağız.” diye cevapladı.

    Bu arada milletvekillerinin mazbatalarını almaya başladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Kabine konusuna gelince inşallah Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışan bir kabinemiz şüphesiz ki olacak. Büyük ve güçlü Türkiye idealimize gönül vermiş, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu sahiplenmiş kadrolarla yola devam edeceğiz. Kadrolarımızı yenilemekten hiçbir zaman geri durmadık. Yine durmayacağız. Her dönem kadrolarımızı yenileyerek dinamik ekiplerle yolumuza devam ettik. Siyasetten bürokrasiye, iş dünyasından kültür sanat dünyasına kadar pek çok değerli ismimiz mevcut. Bu kıymetli isimlerin tecrübelerinden yararlanabiliriz. İnşallah kabinemizde Türkiye Yüzyılı vizyonumuza ayak uyduracak, aşkınan koşup yorulmayacak isimler olacak. Bu isimlerle beraber de inşallah bu yeni dönemi güçlü bir şekilde geleceğe motive edeceğiz.”

    Erdoğan, kadın bakan sayısını artırmayı düşünüp düşünmediği sorusunu ise, “Biraz sabır.” diye yanıtladı.

    “Topluma sürekli bunlar karamsarlık yüklüyorlar”

    Muhalefet cephesinden toplumu korkutmaya yönelik yapılan “İktidar değişmezse bir daha gençler için bu ülkede konserler olmayacak.”, “Genç kızlar tek başına sokağa çıkamayacak.”, “Bankalardan paranızı ayın 29’unda çekemeyeceksiniz.” gibi yapılan açıklamalara ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, “Bunlardan siz hiçbir zaman doğru bir söz duydunuz mu? Ben duymadım. Yani benim belediye başkanlığımda da bunlar aynı şeyleri söylediler. Trenden aşağı atarlar, otobüsleri ikiye bölerler. Kadın kısmı, erkek kısmı. Bunların işi gücü yalan. Yani bu konserler, bütün belediyelerde, bizim belediyelerimiz de dahil olmak üzere festivaller her zaman yapılmıştır. Yapılmaya devam ediyor. Topluma sürekli bunlar karamsarlık yüklüyorlar. Kendi seçmenlerini yalanla zehirliyorlar. 21 yılda kim bankadan parasını çekemedi bana söyler misiniz? Bu sahtekarlık. Bu tam bir fitnedir, fesattır.” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, böyle bir şeyin bankalarda hiçbir zaman cereyan etmediğini kaydederek, “Yani bankaya gidip parasını alamayan kim var? Ben böyle bir şeyi bugüne kadar duymadım. Ama bunu duymak istiyorsanız bunlara müracaat edeceksiniz. Bunlarda çünkü her numara var. Bölücü faaliyetlere hizmet etmediği sürece hangi konser bugüne kadar engellendi? Salgında sokağa çıkma kısıtlaması zamanlarında bile online konserler organize edildi. Bir siyasi parti, insanları ikna etmek istiyorsa önce doğru bilgi vermeli. Yalandan kaçınmalı, samimi olmalı. Vatandaşım bu ülkede böyle bir muhalefet görmek istemiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Borçların Hazine’ye yüklenmesi, yapılandırılması konularında, düzenleme yapma yetkisi Meclis’e aittir”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun korku senaryolarıyla korku imparatorluğu kurarak insanları kandırmaktan vazgeçmediğini belirten Erdoğan, “Dün bir de vatandaşlara SMS göndermiş. Kendisi seçilirse vatandaşın kredi kartı borçlarını Hazine devralacakmış. Böyle bir şeye inanıyor musunuz ya? Yani bu nasıl bir yalan ya? Yani bu zat yalan vaatleriyle milleti aldatmaktan vazgeçmiyor. Sen şu anda neyin hesabını yapıyorsun ya? Bir defa bütçeyi nerenin onayıyla çıkaracaksın? Parlamentonun onayı gerekmiyor mu? Şu anda Meclis’te 323 nerede? Cumhur İttifakı’nda.” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, komisyonların da ağırlıklı olarak Cumhur İttifakı’nda olduğunu, Kılıçdaroğlu’nun yalan söylediğini, Plan Bütçe Komisyonu’ndan bunu geçiremeyeceğini kaydetti.

    Kılıçdaroğlu’nun milleti aldattığını dile getiren Erdoğan, “Borçların Hazine’ye yüklenmesi, yapılandırılması konularında, düzenleme yapma yetkisi Meclis’e aittir, Plan Bütçe Komisyonlarına aittir. Buralardan bunu geçirmen lazım, burada Cumhur İttifakı hakim olduktan sonra bunu nasıl yapacaksın? Ya önce bunu öğren ya. Milletimize yalan söyleme, milletimizi aldatmaya kalkma. ‘Ben bunların hepsini halledeceğim.’ diyor. Bol keseden atıyorsun. Neymiş ondan sonra? Hesap uzmanıymış. Senin her yerin hesap uzmanı olsa ne yazar ya?” diye konuştu.

    Erdoğan, geçmişte AK Parti olarak kredi kartı borçlarına dair düzenlemeleri hep komisyondan ve Meclis’ten geçirdiklerini, ihtiyaç halinde bankacılık sektörünün ‘Düzenlemeye ihtiyaç var.’ dediği yerde kendilerinin yine gerekli yasal düzenlemeleri Meclis’ten geçireceklerini anlattı.

    “Bu ülkede bir sorun varsa onu da yine biz çözeriz”

    Kılıçdaroğlu’nun başkanlık sisteminde bu işi yapmasının zor olduğuna değinen Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Başkanlık sisteminde bunu hiç yapamazsın. Niye? Çünkü başkanlık sisteminde buralardaki özellikle cumhurbaşkanının geçirdiği bir bu noktadaki kararname gidecek Meclis’e, Meclis Genel Kurulu’ndan geçmesi lazım. Meclis Genel Kurulu’ndan geçmedikten sonra sen bu işi yapamazsın. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi de yetmiyor bu yeni sistemde. Bu ülkede bir sorun varsa onu da yine biz çözeriz. Biz başkan olduğumuzda Meclis çoğunluğu kimde olacak? Bizde olacak, 323’le. Dolayısıyla 323’le de bunu çözme yetkisi bizde. Ben milletime diyorum ki bu tür şeyleri halletme, bu tür bunların yalan yanlışlarının doğrusunu yapma, o da yine bizim irademizdedir. Bunları yine biz çözer, biz hallederiz.”

    Gazeteci Banu El’in, Kılıçdaroğlu’nun “5 yılı ödemesiz, 20 yıl vadeli, çok düşük faizle uluslararası kredi için sözleşmeler yapılmış vaziyette” dediğini hatırlatması üzerine Erdoğan, “İnandınız mı? Ona sorarlar, senin ne sıfatın var? Uluslararası finans kuruluşlarından bir parayı alabilmek için önce bir sıfatının olması lazım. Öyle mi? Tabii sıfatının olması lazım. Eğer senin böyle bir sıfatın yoksa sana delikli kuruş vermezler.” dedi.

    Erdoğan, uluslararası para fonlarının böyle bir şey yapmayacağını, 21 yıldır bu ülkede yönetici olduğunu, hepsinin tüm detayını bildiğini söyledi.

    “Depremzede kardeşlerimiz ‘Yaparsa Reis yapar’ diyor”

    Kılıçdaroğlu’nun “hesap uzmanı” sıfatının tarih olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Sen bu sıfata mı para alacaksın? Yok Londra piyasasından 300 milyar dolar alacakmış. Yalan söyleme ya, neyi alıyorsun? Ya ortada hiçbir vasfın yok, sıfatın yok, yalan. Depremzede kardeşlerimiz ne diyor şimdi, ‘Yaparsa Reis yapar’. ‘Bay bay Kemal yapar.’ demiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Erdoğan, Hatay Defne’de CHP’nin yüzde 90, kendilerinin yüzde 8 oy aldığını ancak kendisinin siyasal tercihlere hiç bakmadığını, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya talimat vererek hemen hastanenin yapılmasını istediğini dile getirdi.

    Defne Hastanesi’nin iki ayda bitirildiğini, kendisinin ziyaret ederek açılışını yaptığını aktaran Erdoğan, “Gayet modern, sağlık elemanlarıyla ve bunun yanında ciddi manada tomografisiyle, MR’ıyla, ultrasonografisiyle, bütün bunlarla beraber odalarıyla, ameliyathaneleriyle, 11-12 tane de ameliyathanesi var. Böyle güzel bir yeri tek katlı olarak yaptık. Şu anda bu hastane hasta alımına başladı. Ne dedi muhalefet? Ben 3 ay dedim ya, ‘3 ayda neyi yapıyorsun?’ dedi. Sözde şimdi milletvekili de oldu ya ve Meral Hanım da buna aldandı. ‘Bunlar yalan söylüyor, yapamazlar.’ dedi ve yaptık.” açıklamasında bulundu.

    Gazeteci Okan Müderrisoğlu’nun, İzmir ve Van’daki depremlerde de AK Parti’nin çok oy almadığı yerler olmasına rağmen hemen çalışmalara başladığını hatırlatması üzerine Erdoğan, şunları ifade etti:

    “Mesela Van’a daha ikinci gecesinde ben kendim bizzat gittim. Evet ilk gün bakan arkadaşlarımı gönderdim. Biz Van’ın tamamına çok ciddi bir yatırım yaptık. Van’ın o zamanki büyükşehir belediye başkanı malum örgütün mensubuydu. Adam suyunu getirmiyor, sular kesildi. Ve o zaman ben Veysel Bey’e dedim ki ‘Hemen DSİ’yi devreye sok.’ DSİ’yi devreye sokarak Van’ın su sorununu hallettik. Halbuki büyükşehirlerde su problemini çözmek büyükşehir belediyesine aittir. Fakat sağ olsun Veysel Bey’in üstün gayretleriyle DSİ oranın su sorununu çözdü.”

    Erdoğan, Edremit ve Erciş’e de çok yüksek yatırımlar yaptıklarını, kendilerine oradan yüksek oy çıkmadığını, kimsenin kendilerine “ayrımcılık” iddiasında bulunamayacağını vurguladı.

    “Burası CHP’ye oy veriyor diye hiç düşünmedik”

    İzmir’de de geçen dönemle aynı milletvekili çıkardıklarını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “‘Burası işte CHP’ye daha çok oy veriyor. Onun için biz buraya bu tür yatırımları yapmayalım. Nasıl olsa belediye CHP’nin belediyesi, varsın yapsın.’ demedik. Bu gerçekleri her şeyden önce bir görmemiz lazım. Ama biz öyle de olsa böyle de olsa biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevdik. Bu mücadelemizi, bu hizmet aşkımızı, hizmet anlayışımızı aynen bu şekilde veriyoruz. Mesela ben şimdi 8 Şubat tarihindeki depremden sonra ne dedim? Bize bir yıl verin dedim, şu anda biz bir yılın içindeyiz. Allah’ın izniyle bir yılda biz bu yıkılan konutları inşallah 3-4 kat zemin artı, bu şekilde yapmanın gayreti içerisinde olacağız. Tabii bu arada biz geçici dönemde de 910 bini aşkın çadır ile 117 bin konteynerin kurulumunu tamamladık. 13 bine yakın iş yerimizi de faaliyete aldık. Bugüne kadar 175 bin bağımsız bölümün inşa sürecini başlattık. 319 bini ilk bir senede olmak üzere toplamda 650 bin afet konutunu inşa edeceğiz. Ekim, kasıma kadar da bu işleri bitirmeyi kendimize hedef olarak tayin ettik.”

    Müderrisoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’nun Anayasa’nın ilk 4 maddesinin tartışmaya açılıp açılmayacağına ilişkin soruya “hayır” demediğini, DEVA Partisi’nin de “Türk” vatandaşlığı tanımının tartışmaya açılabileceğini ve burada başka bir tanımlamaya gidilebileceğini söylediğini belirterek, “Esasen bu altılı masa şeklindeyken HDP’yle birlikte yapılan bir anayasa taslağı çalışması da vardı. Orada da Anadolu Cumhuriyeti, mesela Türkiye Cumhuriyeti yerine, Türk vatandaşlığı tanımı bütünüyle ayıklanıyordu. Sonra bu metne sahip çıkmadılar. Siz bu çerçevedeki tartışmaları özellikle muhalefet cephesinde en uçlara kadar gidip gelen bu yaklaşımı nasıl yorumluyorsunuz?” şeklindeki sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

    “Şimdi Kılıçdaroğlu, yani aklınıza gelebilecek her konuda yalan söyleyecek karakterde biri. Bir defa burada da yine yalan söylüyor. Böyle bir düşünce ne geçmişimizde vardır ne de şimdi var. Anayasa’nın ilk 4 maddesinin değiştirilebileceğini söyleyen kendisidir. Sizin de ifade ettiğiniz gibi yanındakilerdir. Üstelik bunu PKK kanalında katıldığı bir programda ifade etmiştir. Burası da çok enteresan, belli ki CHP Genel Başkanı’nın kapalı kapılar ardında yaptığı pazarlığın bir parçası da Anayasa’nın ilk 4 maddesinin değiştirilmesidir. İşte az önce de dinledik. Yine terör örgütünün uzantısı partiden bir tanesi ne diyor? ‘Biz yüzyılı ne yapacağız, değiştireceğiz.’ diyor.”

    “Cumhur İttifakı, cumhurun ve Cumhuriyet’in teminatıdır”

    Erdoğan, aynı kişinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili de çok ağır sözleri olduğunu hatırlatarak, “Ben tabii burada bizim yargımıza da şaşıyorum. Yargımız burada daha neyi bekliyor? Bunların suç teşkil ettiği ortada değil mi? Apaçık ortada.” diye konuştu.

    Bu kişinin milletvekili olamadığını ve dokunulmazlığı bulunmadığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Kaldı ki bize bakınca, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bu bizim ciğerlerimize işlemiştir. Biz bayrağımıza böyle bakarız. Başkentimiz noktasında zaten en ufak bir sıkıntımız söz konusu değil. Diğer iki maddeyle ilgili en ufak bir sıkıntımız benim partimin, arkadaşlarımın böyle bir sıkıntısı söz konusu değil. Yani bunlar kendilerine göre bu işi alıp farklı yere gidiyor. Bunlar tartışılabilir, konuşulabilir. Kimse endişe etmesin, Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı cumhurun ve Cumhuriyet’in teminatıdır. Buralarda herhangi bir spekülasyona nasıl 21 yıldır biz fırsat vermediysek, bundan sonra da kesinlikle böyle bir spekülasyona, böyle bir yaklaşıma asla fırsat vermeyiz.”

    “Batı medyası tüm ilgi alakasını bize kanalize etmiş durumda”

    Sabah Gazetesi muhabirlerinin sabah saatlerinde şafak baskını yapılarak, Almanya’da gözaltına alınmasına ilişkin soruyu cevaplayan Erdoğan, “Batı medyası tüm ilgi alakasını bize kanalize etmiş durumda. Kendi ülkelerindeki seçimlerden çok, Türkiye’deki seçime ilgi duyuyorlar. Ama sürekli yalan haberlere imza atıyorlar. Basın ahlakı hak getire. Böyle bir şey yok. Konu Türkiye aleyhine yayın olunca, basın etik ilkeleri ihlal edilebiliyormuş onu da bu vesileyle anladık. Tabii yapılanların farkındayız. Hangi odaklara hizmet ettiklerinin bilincindeyiz. Bunlar oralardaki FETÖ uzantılarıyla müşterek olarak attıkları adımlar. Bu ikircikli tavrı çok önceden beri biliyor ve bu tarz yayın yapanlara zaten itibar etmiyoruz.” ifadelerini kullandı.

    “Gereken hesabı biz sorarız”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini üzen durumun Türkiye’de belli kesimlerin de bu yayınlara inanması olduğunu belirterek, “Alman güvenlik güçlerinin firari bir FETÖ’cünün şikayeti üzerine Türk gazetecileri gözaltına almasını ise kabul edilemez buluyoruz. Bu yapılanlar çok açık bir şekilde basın özgürlüğünün bir defa ihlalidir. Her fırsatta Türkiye’yi basın özgürlüğü konusunda eleştirenlerin düştükleri durum kendileri adına utanç verici bir durum. Bunlar bundan sonra bizi ziyarete geldiklerinde veya bizimle bir araya geldiklerinde herhangi bir yerde, nasıl kalkacaklar da bize basın özgürlüğüyle ilgili herhangi bir sorumluluk yüklemeye yanaşacaklar. Onlara gereken hesabı orada biz sorarız.” şeklinde konuştu.

    Erdoğan, soruya ilişkin yanıtına şöyle devam etti:

    “Ülkemdeki hiçbir gazetecinin özgürlüğü, mesleklerini icra ettikleri için kısıtlanmamıştır. Ve onların hepsi de basın ahlak yasasının dışında affedersiniz her türlü yanlışı yaptıklarından dolayı ülkemizdeki yani yasama veyahut da yargı noktasında o yönden bunlar tutuklanmıştır veya içeri alınmıştır. Olay budur. Ama onlar her zaman, ‘İşte şu an cezaevlerinde bu kadar basın mensubu var.’ filan gibi yaklaşımlarla bize yanaşıyorlar. Halbuki birçoğu bunların ya bakıyorsun silah bulundurmaktan ya esrar, eroin vesaire bu tür şeyleri bulundurmaktan. Bunlardan dolayı içeride olanlar. Ama nedir? Elinde bir gazeteci kimliği vardır. Buna sığınarak bu adımları bunlar atmışlardır. Olay budur.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni petrol müjdeleri var mı?” sorusunu “Yakın.” diyerek cevapladı.

    Muhalefetin “Her seçim öncesi oluyor.” diye bir kampanyası olduğunun hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Tabii 21 yıldır zaten Türkiye’de malum bunların iktidar diye bir şeyleri söz konusu olmadı. Daha bunlar çok bekleyecekler. Ama biz 21 yıldır yerli, yabancı bütün ülkelerle bu konuda sismik araştırmalar yaptık, sondajlar yaptık ve bulamayana da dedik ki ‘Bulamadığına göre artık daha devamı da gerek yok’ ve hepsiyle de yüzde 50 yüzde 50 anlaşmalar yapmıştık ve bunların içerisinde Shell’i vardı, BP’si vardı. Fakat netice alamadılar. Bu arada da işte özellikle Berat Bey’in döneminde biz bu sondaj gemilerinden alım yaptık. Ve bu sondaj gemileriyle beraber, bir defa artık kendi kendimize yeter hale geldik. Önce işte 2 sondaj gemimiz vardı, 1 sismik araştırma vardı. Daha sonra bunları 4’e, 5’e çıkardık. Sismik araştırmayı aynı şekilde artırdık. Ve bunları tabii elde edince, kendimizin malı da olunca o zaman tabii biz çok daha rahat hareket eder hale geldik.”

    Erdoğan, sondajlarla doğal gazı bulduklarını belirterek, “Tabii burada önemli olan bir şey şu, rezerv çok önemli. Şimdi şu anda Azerbaycan’la mukayese ederken Azerbaycan’ın konumu farklı. O da çok farklı kuyularda, çok farklı rezervler elde ediyor. Hazar’a varıncaya kadar onların böyle bir rezerv konusu var. Şimdi bizim tabii şu anda öncelikle Karadeniz, Sakarya. Şimdi bir de tabii Ordu ve Rize olayımız var. Ordu ve Rize’de birisinde petrol olayı var, birisinde doğal gaz konusu var. Şimdi inşallah burada da rezervi iyi yakalayabilirsek, rezervi iyi yakalamamız halinde gerek Ordu gerekse Rize’de çok daha farklı bir potansiyele ulaşmış olacağız. Tabii Sakarya, yani oradaki rezerv olayı inşallah, siz 711 dediniz, daha da artabilir. Böyle de bir durum söz konusu.” şeklinde konuştu.

    Keşfin ardından doğal gazı ilk ay 1 ay ücretsiz yaptıklarını anımsatan Erdoğan, “Ama yıl boyu da inşallah, 1 yıl boyu mutfakta biz yüzde 25 gibi bunlara özellikle yıl sonuna kadar bunu ücretsiz vereceğiz. Bunu da ‘Cumhurbaşkanının hediyesidir.’ diye de altına bir not düştü arkadaşlar. Böyle devam edecek.” dedi.

    “Bugün petrol aradığımız bu dağlarda zamanında teröristler kol geziyordu”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün gayelerinin ülkenin zenginliğini milletle paylaşmak olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

    “Vatandaşlarımızın gelirini, hayat kalitelerini daha da arttırmak. Şimdi Batı Karadeniz’deki aramalarımızı Orta ve Doğu Karadeniz’e de böylece kaydırmış olduk. Özellikle Ordu ve Kastamonu açıklarında yoğun sondajlarımız var. Ordu tamam. Petrol keşfi konusunda da Gabar’da Şehit Esma Çevik Sahamızın keşfiyle arama ve sondaj çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Ve bu sahaya yakın bir bölgede Türkiye tarihinin en büyük keşfini yaptık. Bu sahamıza da Şehit Öğretmen Aybüke Yalçın adını verdik. Burada yeni sondajlarla birlikte, ‘bakın burası çok önemli’ günlük 100 bin varil petrol üreteceğiz. Bu muhteşem bir zenginlik. Türkiye’nin şu an günlük yurt içi petrol üretimi 80 bin varil. Şimdi bunu düşünün, 100 bine. Ve bunun yaklaşık 1,5 katını sadece bir sahadan karşılayacağız. Bugün petrol aradığımız bu dağlarda zamanında teröristler kol geziyordu. Ve bunlar sebebiyle buralarda bu tür çalışmalar yapılamıyordu.”

    “Kadınların iş ve aile yaşamı dengesini tahkim edecek mekanizmaları da güçlendireceğiz”

    Petrol ve doğalgaz gelirleriyle Aile ve Gençlik Bankası kurulması müjdesinin ne zaman hayata geçeceğine ilişkin soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi:

    “Aile ve Gençlik Bankamıza gelince, bankamızı kurduk. Bay bay Kemal’in böyle salladığı gibi değil bu işler. Önce kaynağı bulacaksın. Kaynağımızı bulduk. Yani Aile ve Gençlik Bankamızın da ne oldu şimdi; Kaynağı ortaya çıktı. Meclis çalışmaya başlayınca konuya dair yasal düzenlemeleri hızlıca yapacağız. Bu banka vasıtasıyla ‘şimdi şurası çok önemli’ ev hanımlarına emeklilik imkanı başta olmak üzere, ailelerimize farklı gelirler sağlayacağız. Ev hanımlarına emeklilik bu çok önemli. Yeni evlenen çiftlere iki yılı geri ödemesiz, 48 ay vadeli, 150 bin lira faizsiz evlilik kredisi sunacağız. Kadınların iş ve aile yaşamı dengesini tahkim edecek mekanizmaları da güçlendireceğiz. Toplumumuzun hiçbir kesimini çaresiz, sahipsiz hissettirmeyeceğiz.”

    Erdoğan, konuyu seçim beyannamelerine aldıkları zaman bunların hazırlıklarının da yapıldığını kaydederek, “Sadece vatandaşımızdan onay bekliyoruz. Bu onay pazar günü. Vatandaşımızın bize ‘Yürü Erdoğan.’ demesi halinde hemen süratle 323 de zaten parlamentoda, parlamentoyla el ele vereceğiz. Başkaları gibi ‘Tefecilerden bize şu kadar borç gelecek, onun için size vaatte bulunuyorum.’ dedik mi? Demedik. Ama bay bay Kemal diyor. Kendi yerli ve milli kaynaklarımızı yine ülkemizin hayrına kullanacağız. Yani bizim metodumuz bu. Kılıçdaroğlu’nun metodu ise ortada bir şey yok ama atıyor.” dedi.

    Gençlere evlenirken verilecek kredinin önemine dair değerlendirme üzerine Erdoğan, “Çok iş görecek.” dedi.

    “Önceliğimiz vatandaşlarımızı bu fahiş fiyat artışlarına karşı korumak”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, dar ve sabit gelirlilere kira noktasında nasıl bir yaklaşımlarının olacağına dair soruyu, “Bir defa bizim önceliğimiz vatandaşlarımızı bu fahiş fiyat artışlarına karşı korumak. Biliyorsunuz, kira artışlarına biz yüzde 25 sınırlaması getirmiştik. Şimdi de başka alternatifler üzerinde çalışıyoruz. Vatandaşlarımızı bir defa ne demiştim, ‘Enflasyona ezdirmeyeceğiz’ ve bunu biz yaptık, ezdirmedik. Adalet Bakanlığının konuyla ilgili işlemleri içeren tedbirleri olacak. Ayrıca çeşitli destek paketleriyle konut arzını daha da arttıracağız. Toplu konut noktasında atılan adımlarla meseleye çözümler üretiyoruz. Deprem bölgesindeki konutları da hızlı bir şekilde tamamlıyoruz.” diye cevapladı.

    İstanbul’da belediye başkanlığı yaptığı dönemde KİPTAŞ’ı kurduğunu anlatan Erdoğan, “KİPTAŞ’la yüz binlerce konut inşa ettik. Şimdi Ekrem Efendi İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı. Ya bir sorun bakalım, ‘Sen geldin geleli acaba ne kadar konut inşa ettin?’ Doğru dürüst hiçbir şeyin yok, yalan bol. Ve biz öbür tarafta TOKİ’yle yoğun bir şekilde konut inşaatını devam ettiriyoruz. Şimdi ise ‘Yarısı bizden’ adımını yine bizler TOKİ olarak attık. Ve ‘Yarısı bizden’ sloganıyla inşallah bu konut inşalarını, bir artı iki, bir artı üç şeklinde başta İstanbul olmak üzere yoğun bir şekilde devam ettireceğiz. Ve bunları yerinde dönüşüm bir taraftan, bir diğer taraftan zemin etütleri yapılmak suretiyle daha farklı yerlerde de bu inşaatları, yani ciddi manada sayısal olarak yoğunlaştıracağız.” ifadelerini kullandı.

    “Kanal İstanbul’da adımı attık, temeli attım ben”

    Erdoğan, büyük bir mücadelelerinin var olduğuna ve olacağına işaret ederek, “O da Kanal İstanbul’un her iki tarafında yapılacak konutlar. Oralar bizim şu anda rezerv alanlarımız olarak bekliyor. Yani mesela Avcılar biliyorsunuz ciddi manada deprem sıkıntısının yaşandığı sorunlu zemin. Bunları bu taraflara taşımak suretiyle ve tabii Kanal İstanbul’un her iki tarafında da gerçekten çok çok kalite, lüks güzel binaların yapılması mümkün ve rezerv alanı oraları seçtik, yeni bir şey değil. Bunlar da ne yapıyorlar? ‘Kanal İstanbul’u yaptırmayacağız.’. Şu anda pazar günü neticeyi alalım, biz zaten şu anda Kanal İstanbul’da adımı attık, temeli attım ben. Ve Kanal İstanbul’da, özellikle kanalın üzerinden çok ciddi bir köprünün yapım çalışmaları devam ediyor.” diye konuştu.

    “Enflasyon şu an düşüş eğilimine girdi ve enflasyonu tek haneli rakamlara inşallah yine biz indireceğiz”

    Temmuz ayında yapılması planlanan maaş düzenlemelerinin hatırlatılması ve “Vatandaşlara nasıl bir mesaj verirsiniz?” sorusu üzerine Erdoğan, en düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya çıkarttıklarını, bu rakamı daha da arttırmanın çalışmalarını da yaptıklarını söyledi.

    Memurların en düşük maaşını da temmuzda 22 bin lira seviyesine yükseltme sözünü verdiklerini, bunu da gerçekleştireceklerini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in bunun açıklamasını yaptığını anımsatan Erdoğan, EYT’lilerin de tüm haklarını verdiklerini, vermeye devam ettiklerini ve onların ilk maaşlarını aldıklarını belirterek, “Güle güle harcasınlar.” dedi.

    Asgari ücrete ilişkin konuşan Erdoğan, “Şimdi temmuz ayında asgari ücrete ilişkin hesaplamalar sürüyor. Biliyorsunuz bu Asgari Ücret Komisyonunun toplanıp çalışmasıyla belirleniyor. Bugüne kadar olduğu gibi yine bütün emekçilerimizi enflasyona karşı koruyacak tedbirleri alacağız ve bu yönde bütün gerekli adımları da atacağız.” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyona değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Enflasyon da şu an düşüş eğilimine girdi ve enflasyonu tek haneli rakamlara inşallah yine biz indireceğiz. Ekonomik programımız planlı şekilde işliyor. Burada tabii bir gerçeği ifade etmem lazım. Başbakanlığım döneminde biz faizi 4,6’ya, enflasyonu da 6,2’ye indirmiş bir hükümettik. Biz bunu yaptık. Bizim deneyimimiz, tecrübemiz buna yeter. Seçimin ardından da inşallah piyasalarda rahatlamayı, ekonomide büyümeyi, yatırımlarda artışı hep birlikte göreceğiz. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Çünkü biz bunu yaşadık, biz bunu yaptık ama bunlar herhangi bir şey yapmadılar. Şimdi bay bay Kemal, bilboardlara koymuş ‘Enflasyonu in-di-re-ce-ğiz.’ Ya bugüne kadar senin böyle bir ne tecrüben var, ne uygulaman var, hiçbir şeyin yok.”

    “Terörü sıfırlama noktasına geldik”

    Bilbordlarda “Terör bi-te-cek.” ifadesinin de yer aldığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Nasıl bitecek? Yanındaki teröristlerle beraber mi bitirecek? Şimdi HDP dediğin zaten bu işin bunlar kompetanı ve orada zaten terörle yatıp terörle kalkanlar var ve bunlar bütün hepsi belgesellere varıncaya kadar şu anda ortada. Kandil, oradan durmadan zaten sinyali veriyor. Bunlarla beraber mi sen bunu bitireceksin veya terör noktasında bu işi ortadan kaldıracaksın? Terörü biz Cudi’de bitirdik, Gabar’da bitirdik, Tendürek’te bitirdik, Bestler Deresi’nde bitirdik ve adeta şu anda sıfırlama noktasına geldik. Bunları bir taraftan da tabii sınır ötesi noktada o koalisyon güçleriyle bile gerektiğinde gereken dersi onlara veriyoruz, vereceğiz.” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, “Bir HDP milletvekili adayı ‘Afrin’i geri alacağız.’ demişti.” hatırlatması üzerine, “Hayır, bizzat Pervin’in kendisi söyledi. ‘Afrin’i geri alacağız.’ diye onun açıklaması var. Bizim olduğumuz bir Türkiye’de, bizim bu işin başında olduğumuz bir Türkiye’de bunlar bu tür adımları atamaz, bunlar avucunu yalar.” dedi.

    “Fiyatların arttırılması için ciddi bir sebep görmüyoruz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Piyasalar merakla bazı mesajları bekliyor. Ekonomik Sosyal Konsey gibi önemli bir kurumsal yapı var. Acaba tarafları bir araya getirerek, ekonomik programla ilgili seçim beyannamenizde ‘Şartlara göre belli güncellemeleri de yaparız.’ şeklinde de bir mesajınız var. Bu yönüyle bir değerlendirme, bir çerçeve çizer misiniz?” sorusu üzerine Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Bu konuyla ilgili tabii kendi hafıza kayıtlarımda belli bazı bu noktalarda isimler var. Bütün bu süreci hem bu isimlerle çok daha farklı bir şekilde güçlendirmek ve onlarla beraber de tabii atacağımız adımı ona göre atmak var. Biz ülkemizin kronik sorunlarının çözümü noktasında bugüne kadar büyük adımlar attık. Şu anda da enflasyon, hayat pahalılığı ve benzeri sorunları da yine biz çözeceğiz ve gıda fiyatlarına gelince bu noktada da marketlerdeki fiyatlar da yaz dönemiyle birlikte inşallah dengeye de kavuşacak ve zaten düşüş başladı. Bakın şimdi domates, patates vesaire fiyatlar 7 liraya kadar düşmüş vaziyette. Şimdi bundan sonraki süreçte bu çok daha farklı olacak ve emtia fiyatları zaten hiç tereddütsüz düşüyor. Girdi maliyetleri bu noktada azalıyor, arz artıyor ve bunun sonucunda da fiyatların arttırılması için de ciddi bir sebep biz görmüyoruz.”

    “Gençlerin önünü açmak, sorunlarını çözmek hep önceliğimiz olmuştur”

    EYT ve 3600 ek gösterge düzenlemelerinin ardından kamuda gençlere yeni kadrolar açılıp açılmayacağının sorulması üzerine Erdoğan, yakın zamanda 45 bin öğretmen atamasını, 4 bini aşkın engelli öğretmen atamasını yaptıklarını anımsattı.

    Erdoğan, bu süreç içerisinde de Kabine’nin oluşumuyla birlikte bu konuda yeni ne gibi atamalar yapacakları noktasında çalışacaklarını belirterek, “Mesela sağlıkta da 40 bini aşkın yine atama yaptık. Memur alımı yaptık. Bunların içinde sağlık memuru var, hemşire var, doktor var vesaire. Yani bu konularda bizim tıkanma diye bir şeyimiz söz konusu değil. Bir de yapamayacağımızı vadetmek gibi de bir alışkanlığımız yok. Gençlerin önünü açmak, sorunlarını çözmek, onları desteklemek bizim hep önceliğimiz olmuştur.” diye konuştu.

    Bu dönemde de gençlere güvendiklerini, inandıklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Bunun için de parlamentoya özellikle bu gençlerimizi almak için şöyle bir yani ufuk hızıyla bir adım atalım istedik ve bunu da birileri gibi işte aynen lafta bırakmıyoruz. Siyasette de onun için gençlere en fazla yeri biz verdik. Seçilme yaşını önce 25’e, sonra da biz 18’e indirdik. Tabii buna o zaman nasıl karşı çıktıklarını hatırlayın; ‘Parlamentoyu çoluk çocuklarla mı dolduracaksınız?’ demişlerdi. Görüldü ki bunların çoluk çocuk dedikleri hepsi parlamentodaki birçoklarını şöyle geriye düşürecek şekilde kabiliyetli, kaliteli gençlerimiz. Bunların içerisinde öyleleri var ki bakıyorsunuz double yapmış, o şekilde mezun olmuş. Siyasette de bayağı deneyimleri, tecrübeleri var. Yani parlamentoya girdikleri anda değil, parlamentoya girmeden önce bunlar siyasetin mektebinde okuyarak geldiler, aday oldular ve bunlara biz de yolu açtık, parlamentoya da girdiler. Ben gençlere güveniyorum.”

    “(UEFA Şampiyonlar Ligi finali) Maça gitmeyi düşünüyorum”

    İstanbul’da 10 Haziran’da UEFA Şampiyonlar Ligi finalinin gerçekleşeceği, futbolu yakından takip eden biri olarak, Manchester City FC ile İnter takımlarından hangisinin kupaya daha yakın olduğu sorulan Erdoğan, “Ben Hakan’la (Çalhanoğlu) da konuştum. İlkay’la (Gündoğan) konuştum. Şimdi birisinden birisini söylersem, onların da kulağına giderse üzerim.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani iyi olan kazansın mı?” denilmesi üzerine, “Her zaman söylendiği gibi öyle. Özel olarak, televizyon şeyinden sonra ben senin kulağına fısıldarım ama fevkalade bir durum olmazsa inşallah maça gitmeyi düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

    Moldova’da 1 Haziran’da düzenlenecek Avrupa Siyaset Diyalog Toplantısı’na katılıp katılmayacağı sorulan Erdoğan, “Pazarı bir halledelim inşallah. Çünkü beklenti var. İnşallah pazardan zaferle çıkmamız halinde Moldova’daki bu toplantıya katılmayı düşünüyorum.” yanıtını verdi.

    Bu tip programlarda sunucuların kendisine “Sayın Cumhurbaşkanı” diye hitap ettikleri, gıyabında “Beyefendi” denildiği, “Reis”, “Tayyip dede”, “Tayyip baba” diye de seslenildiği dile getirilerek, kendisinin en çok hangisini beğendiği sorulan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

    “(Tayyip dede) O tabii ufaklıkların, bazıları pankartlara da yazıyorlar böyle. ‘Tayyip dede, bizim eve çaya gelir misin?’ Bugün mesela Esenler’de çok gördüm, ‘Tayyip dede, ne olur bizim eve çaya gel.’ emir sigasıyla. Tabii bunların hepsi hoş. Bu tabii yani halkınızla eğer iç içe oluyorsanız, zaman zaman da bunların evlerine gittiyseniz, oradan sizi tanıyorlar, biliyorlar. Ben de tabii bunlara çok uzak değilim.”

    Müderrisoğlu’nun, “İyi de harçlık veriyorsunuz.” ifadesi üzerine Erdoğan, “Onu vermemiz lazım. Bunlar bizim için özellikle hele hele bu seçim öncesinin güzellikleri. O çocukları sevindirmekten daha güzel ne olabilir?” diye konuştu.

    Erdoğan’dan “Büyük Türkiye zaferi için hep beraber sandığa” çağrısı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimler öncesindeki son televizyon programı olduğu belirtilerek, vermek istediği mesajın sorulmasının ardından, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Bunu daha önce de söyledim ama şu anda oturmuş olan yani zihinsel devrim diye de düşündüğüm ve buradan hareketle özellikle bu seçim için çok önemsiyorum, bizim başlığımız şu olsun dedik. Nedir o? ‘Büyük Türkiye zaferi için hep beraber sandığa.’ Bu bizim için çok önemli. Yani milletçe bu işi hafife almamak gerekiyor. Burada bizim büyük Türkiye zaferine bir yürüyüşümüz var. Onun için de hep beraber ‘Sandığa’ diyelim ve hiç hafife almadan çünkü 1 oyun çok çok kıymetli olduğunu bilmemiz lazım. ‘Aman canım, bu defa gitmesem de olur.’ demeyelim. Hatta geçen defa gitmeyenleri de getirelim. Onları da bir araştıralım. Akrabadan kimler gelmedi veya komşulardan kimler gitmedi, buna da dikkat edelim. Özellikle Cumhur İttifakı’nı destekleyen bütün vatandaşlarıma sesleniyorum; sensiz olmaz. 28 Mayıs’ta hep beraber sandıklara gidelim. Sensiz olmaz. Türkiye Yüzyılı’nda, ülkemizin bu şahlanış döneminde gelin, her birimizin harcı olsun.”

    Okan Müderrisoğlu’nun, kendisinin meydanlarda söylediği “Duyanlara Duymayanlara” şarkısını açarak dinletmesi üzerine Erdoğan, “Ben o finali bugün Esenler’de yaptım. Yarın büyük ihtimalle Beykoz’da da yapacağım. Biz milletimizi kimseyle mukayese edilemeyecek derecede çok ama çok seviyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, konuşmasının sonunda programı organize edenlere teşekkür etti.

  • “Sandığın telafisi yok”

    “Sandığın telafisi yok”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Kongre Merkezi’nde “Kadın Buluşması” programında konuşuyor.

    Seçimlere 2 gün kaldığını hatırlatan ve rehavet uyarısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sandığın telafisi olmaz.” dedi.

    Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na eleştirilerde bulunan Erdoğan, “Karşımızda yüzde 1 oy alana 40 milletvekili dağıtan garip bir insan var. Bir özelliği daha var, hesap uzmanlığı. Bu nasıl hesap uzmanlığı ki yüzde 1 oyu bile olmayanlara 40 tane milletvekili dağıtıyor.” dedi.

    Öte yandan AK Parti kadın kollarının etkinliğinde kadına dair bir çok uygulamayı ve reformu hayata geçirdiklerini ifade eden Erdoğan, “Kadınlar haklarını kullanırken başörtülü ve başı açık ayrımına gidilmesini biz ortadan kaldırdık. Aile içi şiddeti şikayete tabi olmaktan çıkardık ve resen takip edilen suçlar arasına aldık. Kadınlarımızın en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranını yüzde 88’e ulaştırdık. Ebeveynlerden birine kısmı süreli çalışma imkanı sağladık. Kadınların lehine pozitif ayrımcılığı Anayasa’ya bir getirdik. İstihdamdaki kadın sayısını 6 milyondan 10,5 milyona yaklaştırdık.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turu için sadece 1 gün kaldı. Sadece kendimizle ilgili değil, ülkemizin ve evlatlarımızın geleceği için de çok mühim bir karar vereceğiz. Vatanımızın istiklal ve istikbal uğruna verdiği mücadele ile milletimizin huzurundayız. Elbette her kul gibi yapmak isteyip de yapamadıklarımızla kusurlarımızla milletin huzurundayız.

    14 Mayıs günü şahsıma ve Cumhur İttifakı’na verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Meclis’te 323 vekil ile çoğunluğu elde ettik. Cumhurbaşkanlığında da 49.54 ile rakibimizden 5 puan önde bitirdik.

    Önümüzde seçimlerin en kritik aşaması var. İkinci tur için 1 gün kaldı. Bu pazar bir kez daha sandıklara gidip belki de hayatımızın en önemli tercihlerinden birini yapacağız. Ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğine dair mühim karar vereceğiz.

    Türkiye’ye son 20 yılda kazandırdığımız nice eserle milletimizin huzurundayız. Elbette eksiklerimizle, kusurlarımızla milletimizin huzurundayız. Karşımızda SGK’yı, CHP’yi batırmış bir örnek var. Koltuğunu korumak için Kandil’deki terör elebaşlarından, FETÖ’cülere kadar çiçek dağıtan biri var.

    Bakanlık pazarlığı alev alev. Karşımızda yüzde 1 oy alana 40 milletvekili dağıtan garip bir insan var. Bir özelliği daha var, hesap uzmanlığı. Bu nasıl hesap uzmanlığı ki yüzde 1 oyu bile olmayanlara 40 tane milletvekili dağıtıyor.

    Benim milletim hesap uzmanlığının en güzel örneğini bunlara verecek. Türk siyasetinin 21 yıldıt tüm kötülükleri 3 aya sığdırmış çapsızlık örneği var.

    Erdoğan, 323 kişiyle bu yola devam ederse hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Pazar günü sandıkları hep beraber patlatacağız. Her zaman beim bir sözüm var. “Kale içerden fethedilir.” Sizinle bu fethi yapacağız. Pazar günü hep beraber AK Parti’nin cumhurbaşkanlığı zaferiyle bu işi bitirelim. Nasıl olsa öndeyiz duygusunun bizi rehavete sürüklemesine izin vermeyiz.

    Pazar günü oy kullanmak ve sandıklara sahip çıkmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Sandık önümüze sadece 5 yılda bir gelir. Hayatta pek çok şeyin telafisi vardır ama sandığın telafisi yoktur. Pazar günü oy kullanmak ve sandıklara sahip çıkmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Sabahın çok erken saatlerinde itibaren oy yerlerine gitmenizi ve oraları bayram yerine çevirmenizi rica ediyorum.

    Ülkeye ve millete hizmmet mücadelemizin en önemli kahramanları kadınlardır. 3 Kasım seçimi ile Anadolu ihtilalini başlatanlar kadınlardır. Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından kurtaranlar kadınlardır. 15 Temmuz gecesi tanklara meydan okuyanlar kadınlardır. Hiç endişeniz olmasın dimdik ayaktayız. Tuttukları evlat nöbeti ile terör örgütlerine baş kaldıranlar kadınlardır. Ekonomiden ticarete, eğitime sağlığa kadar tüm alanlarda yazılan destanın altında siz hanım kardeşlerimizin imzası, alın teri vardır. Üniversitelerin kapısından çevrildiğinizde, kıyafetinizden dolayı iş bulamadığınıda ümitsizliğe kapılmadınız. Ayrımcılığa maruz kalsanız da hayatın her alanında başarıdan başarıya sizler koştunuz.

    Sizlerin yanındayım. Adınızı tarihe altın harflerle yazdırdınız. Ülkemizin tüm cesur kadınlarını tebrik ediyorum.

    Eğitimde sıraların üzerine kitapları yerleştirdik mi? Kitapları yavrularımıza verdik mi? Türkiye’de 81 vilayetin tamamında üniversitelerimiz var mı? Bütün bunlarla beraber üniversiteler harç. Bu harçları biz kaldırdık. Daha önce harçlar vardı. Bu harç belasını bitirdik.

    Kadınlar haklarını kullanırken başörtülü ve başı açık ayrımına gidilmesini biz ortadan kaldırdık. Aile içi şiddeti şikayete tabi olmaktan çıkardık ve resen takip edilen suçlar arasına aldık. Kadınlarımızın en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranını yüzde 88’e ulaştırdık. Ebeveynlerden birine kısmı süreli çalışma imkanı sağladık. Kadınların lehine pozitif ayrımcılığı Anayasa’ya bir getirdik. İstihdamdaki kadın sayısını 6 milyondan 10,5 milyona yaklaştırdık.

    Kadınları siyasetin nesnesi olmaktan çıkarıp öznesi haline getirdik. 50 kadın milletvekiyle Meclis’te en fazla kadın milletvekili bulunduran parti biziz. Kadınlarımız için saymaya kalksak birçok reformu, özgürlüğü, teşvik ve uygulamayı hayata geçirdik. Kadınların özgürlük, istihdam ve temsil alanlarını genişlettik. Hiç kimsenin yaşam biçimine karışmadık.

    Şu seçimden sonra önemli olan adımımız bir an önce aile kurumunu güçlü bir konuma oturtmaktır. Bizler bu adımla birlikte bir şeyi ispatlayacağuz. Bunların milli ve yerli olmak konusu sadece eşyada değil ailede de ortaya çıkacak. Aile ve gençlik bankasıyla bunu amaçlıyoruz.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 28 Mayıs mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 28 Mayıs mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kimse endişe etmesin. Ekonomimiz, bankacılık sistemimiz, finans sistemimiz gayet sağlam. Bu arada da yine Körfez’den filan bizim sistemimizin içerisine sağ olsun para depo eden ülkeler oldu. Bu da tabii ister istemez kısa bir süre için de olsa Merkez Bankamızı, piyasamızı rahatlattı” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nden CNN Türk ve Kanal D ortak yayınına katıldı. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: 

    “BİZ KAZANDIĞIMIZDA KİMSE KAYBETMEYECEK” 

    “Terörle mücadeleyi bir kenara koyamayız ve şunu da çok açık, net söyleyeyim, terör örgütleri ile olan mücadelemizde biz çok çok iyi bir konuma geldik. Mesela güneydoğu, doğuyu düşünün, Diyarbakır’ı düşünün. Eskiden Diyarbakır’da akşam sokağa çıkamazdınız. Ama şimdi akşam çıkıp rahat rahat gezebiliyorsunuz. 

    Biz kazandığımızda, bir defa bu ülkede kimse kaybetmeyecek. Çünkü herkes rahat bir şekilde yatırımsa yatırımını yapacak, istihdamsa istihdamını sağlayacak.  

    Varsın birileri gerilimle, kutuplaştırmayla, siyaset dilini zehirlemek suretiyle yol almaya çalışsın, o bizi ilgilendirmiyor. Biz milletimizi kucaklamaya devam edeceğiz. Bu bizim aynı zamanda kültürümüzden de gelen bir anlayış. Buradan taviz veremeyiz. Bunun içinde 28 Mayıs’ta biz kazanırsak, 85 milyonun her bir ferdi kazanacak. 

    Önemli olan o akşam sandıktan ne çıkacak? Şimdi burada sayın Kılıçdaroğlu kazanırsa, terör örgütleri kazanacak, bu da çok açık. Londra tefecileri kazanacak. Amerikalı şirketler kazanacak. Kaybedenler ise ülkemiz üzerine hesap yapanlar olacak. Bu noktada da birliğimize kastedenlere, diyorum ki, fırsat vermememiz lazım. 

    “KADINA ŞİDDETİN YOK OLMA NOKTASINA GELDİĞİ DÖNEM BİZİM DÖNEMİMİZDİR. YAPAMAZLAR, ÜMÜĞÜNÜ SIKARIZ” 

    Kadına şiddeti kesinlikle reddeden bir partiyiz. Kadına şiddet bizim inancımızın, bizim değerler sistemi içerisinde kesinlikle yasaklanmıştır. Yani kadına şiddeti ne tavsiye edebilirsiniz ne de onun yanında yer alabilirsiniz. Böyle bir şeyi düşünmek mümkün değil. Dolayısıyla AK Parti’nin içerisinde de kesinlikle mümkün değildir. 

    Kadınlarımız bu toplumun yarısı. Yarısı olduğuna göre kadınlarımızın da parlamentoda temsil noktasında da bir yerinin olması gerekiyor. Bu ülkede kadınlarımızın ve her bir vatandaşımızın özgür ve eşit bir şekilde yaşamasını sağlayacak adımları zaten biz attık. Ama bu adımların karşısında biz her zaman CHP’yi bulduk. CHP’nin engelleme girişimleriyle mücadele ede ede bugünlere geldik. Biz neyi başardıysak, CHP’ye rağmen başardık. Onların kadınlarla ilgili söylemlerine filan bakmayın, samimi değiller.  

    Kadına şiddetin adeta yok olma noktasına geldiği dönem bizim dönemimizdir. Yapamazlar, yani biz ümüğünü sıkarız. Bu işin şakası yok. 

    “CUMHUR İTTİFAKI’NIN BİR ELEMANI GİBİ ÇALIŞMALARA BAŞLAMIŞ DURUMDA” 

    Sinan Bey’in bize katılımındaki farklılık herhangi bir pazarlık vesaire filan değil. Şu anda Sinan Bey, yarın akşam, diğer akşam, bildiğim kadarıyla bazı televizyon kanallarına çıkacak. Yarın da yine Mevlüt ile birlikte de orada bazı ziyaretler yapacaklar. Yani, şu anda adeta Cumhur İttifakı’nın bir elemanı gibi çalışmalara başlamış durumda. Tabii bu önemli bir gelişme.  

    Şimdi bu 5,2 olabilir, fazla olabilir, eksik olabilir. Önemli olan ortaya çıkan sinerjiyi değerlendirmektir. Ortada bir sinerji var. Niye? Sinan Oğan bir gerçek, bir vaka. Nedir, Cumhurbaşkanı adayı olarak bu seçimlere katılmıştır. Ama daha sonra da aldığı kararla bizimle, Cumhur İttifakı ile hareket etme kararını almıştır. 

    Benim İçişleri Bakanım kaç kez bu açıklamaları yaptı. ‘Türkiye’de şu an itibarıyla 4 milyona yakın Suriyeli var’ diye bunu kaç kez açıkladı. Ama bu adam yalancı ya. Yani, devletin yetkili kurumları, AFAD’ı vesaire, ‘Rakam şu’ diyor, o hâlâ kalkıyor 10 diyor geldi, 10 daha gelecek diyor. Şu anda bizdeki Suriyeli sığınmacı sayısı 3 milyon 388 bin Suriyeli sığınmacı var Türkiye’de. 

    HDP, bu bütünleşmeden sonra eğer desteğini çekerse şaşmayın… Bütün bunlara rağmen bizim de aldığımız feedbackler dolayısıyla farklı. Tepedekilerle taban aynı düşünüyor diye bir şey yok. Şimdi Sinan Oğan’ın 5,2’sine, Özdağ öyle diyor ya, 5,2 diyor yani Sinan Oğan’ın gittiği yoldan gitmez diyor. Kendisi için aynı şeyi söylemiyor. Yani senin şu anda oy potansiyelin ne? O 2,2 senin gittiğin yola gidecek mi?  

    “ALİ KIRAN BAŞ KESEN MİSİN SEN?” 

    ‘Selo’yu çıkaralım istiyorsanız, bize oy vereceksiniz.’ Ya sen kimsin ki kalkıp da yargının verdiği kararın üstünde bir kararla suçluları serbest bırakma vaadinde bulunuyorsun? Bu ülke bir hukuk devleti değil mi? Adaletin gereği ne ise ancak bu olur. Hukukun üstünlüğüne sen nasıl kalkıp da ket vurabiliyorsun? Biz bir anayasa devletiyiz. Anayasa devletinde bu ifade bir hukuk tanımazlığın aslında bir ifadesidir. … Kılıçdaroğlu’nun hukuku siyasallaştırdığının da bir ifadesidir. Aynı zamanda buna benzer, siyasallaştıracağına yönelik birçok adımları da atabilir. Yani mesela ne diyor, malum Taksim Gezi olaylarının baş aktörlerinden bir tanesi, onu da sürekli açıklıyor, diyor ‘Onu da bırakacağım’ diyor. ‘Onun herhangi bir suçu yok ki’ diyor. Tamam da yani burada Ali kıran baş kesen misin sen? Nasıl böyle bir şeyi söyleyebiliyorsun? 

    Kılıçdaroğlu’ndan ona tabii 3 bakanlık teklifi yapılmış. Tabii Numan Bey’e de bu konuda özellikle AFAD gibi bir bakanlık veyahut da İçişleri Bakanlığı, AFAD’ın malum bağlı olduğu bakanlık ya, eğer bu verilirse, bunun yanında terörle mücadelede atılması gereken adımlar atılırsa, kabul edebilirim gibi. Numan Bey de bunu bu akşam televizyon programında açıkladı. 

    “KRİZ TELLALLARININ ÖZELLİKLE SÖYLEMLERİNE KİMSE KULAK ASMASIN” 

    Açık ve net söylüyorum. Bu kriz tellallarının özellikle söylemlerine kimse kulak asmasın. Bu çok çok yanlış olur. Bunun başında da bunun başını çeken de Kılıçdaroğlu ve şürekasıdır. Türkiye ekonomisini çökertmek için yürütülen operasyonlara bunlar alet oluyorlar. Vatandaşımızı algılarla yönlendirmeye çalışıyorlar. … Hatırlarsanız, daha önce de borsalara, bankalara yönelik açıklamalar yapmışlar, piyasaları hep manipüle etmeye gayret ettiler. Ama biz bunları yerinde çökerttik. Kimse endişe etmesin. Ekonomimiz, bankacılık sistemimiz, finans sistemimiz gayet sağlam. Bu arada da yine Körfez’den filan bizim sistemimizin içerisine sağ olsun para depo eden ülkeler oldu. Bu da tabii ister istemez kısa bir süre için de olsa Merkez Bankamızı, piyasamızı rahatlattı. 

    Ya benim Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili sorunum olur mu ya? Bugüne kadar bir sorunu olmamış Tayyip Erdoğan var. Affederseniz, bayrak yere düştüğünde, dünya liderlerinin önünde bayrağımı yerden kaldıran bir lider var.  

    Çözüm sürecinde Ahmet Bey, sen katılmış mıydın bilmiyorum ama o çözüm sürecinde katılanlar bir defa Türkiye’nin bütün entel, dantel, ne kadar kanaat önderleri varsa, Türkiye’nin genelinden buraya insanları biz davet ettik. Onlarla beraber yaptık.  

    “CEBRİ ADIMLAR ATMAK ZORUNDAYIZ” 

    Cebri adımlar atmak zorundayız. Bu konuda Adalet Bakanlığı’nın üzerine çok sert tedbirler ile gitmesi lazım. Ama ben vatandaşlarıma, özellikle, toplu konut noktasında attığımız adımlarla yaklaşmalarında fayda var. Çünkü bu işin önemli çıkış noktası toplu konut. Burada biliyorsunuz, şu anda, özel sektör bile 15 sene vade, 20 sene vade ile konut satışları yapıyor. Bu konut satışlarında da peşinatlar baya düşük. Ve bu tabii, vatandaşlarımızın önünü inanıyorum ki çok çok açacaktır. 85 milyonu bir avuç insanın aşırı kâr hırsına kurban etmeyeceğiz. Konut arzını arttırmak için de kurumlarımız çeşitli destek paketleri açıklıyorlar. Deprem bölgesindeki konutları da söylediğim gibi hızlı bir şekilde tamamlayacağız. Ama fahiş fiyata asla onları kurban etmeyeceğiz.” 

  • “Ortada masa falan kalmadı”

    “Ortada masa falan kalmadı”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Güçlü Sanayi Güçlü Türkiye İstanbul Buluşması”nda konuşuyor.

    Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    ”Pazar günü inşallah milletimiz 14 Mayıs’ın adeta tamamlayıcısı konumunda olan bu tarihi farklı bir oranla bu kardeşinize tevdi edecektir diye inanıyorum. Milletimiz parlamentoda tercihini 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı’ndan yana yaptı. Bu ne demek? Yani Millet İttifakı olarak sizin parlamentoda yasama olarak herhangi bir şey yapma şansınız yok. Milletimiz mıhalefet ve tüm dünyaya da çok net mesajlar göndermiştir. Ülkemizi tekrar koalisyon günlerine döndürme önerilerine hayır diyerek cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yeniden güven oyu vermiştir. Terör örgütleri ile gizli açık iş tutanlara gönlünün kapalı olduğunu sandıkta göstermiştir.

    KILIÇDAROĞLU’NA TERÖR TEPKİSİ: İSPATLAYAMAZSAN NAMERTSİN

    Sayın Kılıçdaroğlu TRT’deki açıklamasında bizim terör örgütleri ile görüşmeler yaptığımızdan bahsediyor. Sayın Kılıçdaroğlu bunu ispatlayamazsan namertsin. Bizim terör örgütleri ile temsilcileri ile herhangi bir yerde herhangi bir görüşme yaptığımızı ispatlayamazsan namertsin. Biz terör örgütleri ile görüşme değil onları inlerinde vurmakla görevli olduk. Sen Kandil’den aldığın talimatla bunların odalarına gidip görüşmeler yapıyorsun.

    Utanmadan sıkılmadan bizi televizyona davet ediyorsun. Senin derdin başka. Şöhret olmak istiyorsun senin yalan şöhretin yeter.

    Artık ortada masa falan da kalmadı. Kendi partilileri dahil kimsenin bu kişiyi taşıyacak mecali kalmadı.Muhalefet cenahında ortalık toz duman. Pazar günü seçimlerinde ardından Kılıçdaroğlu’nun çektiği eziyete milletçe son vereceğiz. 15 seçim bizimle yarışa girdin hepsini kaybettin.

    Sandıklarda şu anda özellikle Cumhur İttifakı’na oy verenlere karşı nasıl saldırdıklarını duyuyorsunuz görüyorsunuz herhalde. Bay Bay Kemal 300 milyar doları Londra’daki tefecilerden alıp getirecekmiş. Böyle de yalan mı olur? Yetti artık bıktık. Londra’nın tefecilerinden bunlar olsa olsa esrar eroin kaçakçılarıdır. Bay Bay Kemal sana delikli 2,5 kuruş bile vermezler göndermezler.

    Suriye’de briket evler yaptık. Ayrıca Katar destekli Suriye’de 1 milyon mülteci alabilecek konutlar yapma çalışmaları devam ediyor.

    Bu Selo Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin canına giren teröristtir. ‘Selo’yu çıkarmak istiyorsanız oyu bize vereceksiniz.’ diyor Kılıçdaroğlu. Benim milletim bir teröristi çıkarmak için gayret eden Kılıçdaroğlu’na oy vermez. Sen pazartesi gününden sonra haline bak. Halin nice olacak.”