Etiket: Cumhurbaşkanı Erdoğan

  • “Benim karşıma çıkmaya cesaret edemez”

    “Benim karşıma çıkmaya cesaret edemez”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Erdoğan benim karşıma çıkmaya cesaret edemez. Ama ben yine de TRT’de çağrımı tekrarladım” notuyla Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için TRT’de yaptığı propaganda konuşmasını sosyal medya hesabından paylaştı.

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Erdoğan benim karşıma çıkmaya cesaret edemez. Ama ben yine de TRT’de çağrımı tekrarladım” notuyla dün Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için TRT’de yayınlanan propaganda konuşmasını sosyal medya hesabından paylaştı. Kılıçdaroğlu, propaganda konuşmasında şunları söylemişti:

    “Sevgili halkım, bugün çok değerli bir davet için karşınızdayım. 14 Mayıs geride kaldı. Millet seçimini yaptı ve ben sandıkta Erdoğan ile baş başa kaldım. Artık yalnızca o ve ben varız. Sakın yanlış düşünmeyin, o parti bu parti yok. Artık sandıkta birbirine taban tabana zıt iki farklı anlayış var. Şimdi tarafsızlığı ile dünyaya ün salmış TRT ekranlarından yüksek cesareti ile gönüllere taht kurmuş, bir kişiye sesleneceğim.

    “ÇIK KARŞIMA VE MİLLETİMİZ, ONUN DERDİNİ BİLENİ DE O DERTLERİ KİMİN ÇÖZEBİLECEĞİNİ DE BU VATANI KİMİN SEVDİĞİNİ DE GÖRSÜN”

    Erdoğan, sana devletin televizyonu TRT’den sesleniyorum; gel, çekinme. İkimiz de er meydanına çıkalım, devletin televizyonu TRT’de, senin istediğin gazetecilerin sorularını yanıtlayalım. İstersen halk da soru sorsun. Sen ki kendine reis dedirten, sen ki bir dünya lideri herhalde Bay Kemal’den çekinmezsin. E çık karşıma ve milletimiz, onun derdini bileni de o dertleri kimin çözebileceğini de bu vatanı kimin sevdiğini de görsün. Varsın, kararını versin.

    “PKK İLE MASAYA OTURAN, GİZLİ SAKLI MÜZAKERELER YÜRÜTEN KENDİSİDİR”

    Sevgili halkım, Erdoğan benim karşıma çıkmaya cesaret edemez. Çünkü o da çok iyi biliyor ki; PKK ile masaya oturan, gizli saklı müzakereler yürüten kendisidir. Kahraman ordumuza kumpas kuranlara yol veren kendisidir. Bir milletin namusu olan ordunun kozmik odasını teröristlere açan kendisidir. 10 milyon düzensiz göçmeni, bile isteye vatanımıza sokan kendisidir. Yabancılara, el altından konut karşılığı vatandaşlık satan kendisidir. Milletin öz evladını, mülteciye çeviren bırak ev araba almayı, kira bile ödeyemeyecek duruma düşüren kendisidir. O biliyor da maalesef TRT de bu gerçekleri sizlere göstermiyor. Bu konuşmayı, TRT istediği için değil; kanunen mecbur oldukları için yayınlıyorlar. Benim güzel halkım, görün, tanıyın, bu vatanı, bu milleti kimin sevdiğini bilin.”

  • “Diktatörlük iddialarının safsata olduğunu gösterdik”

    “Diktatörlük iddialarının safsata olduğunu gösterdik”

    Ülkenin içinde bulunduğu seçim sürecinin sayısız hakikatin anlaşılmasına vesile olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

    “14 Mayıs’ta sandıkta Türk demokrasisinin gücünü görmekle kalmadık, aynı zamanda ‘algı balonlarının’ sönmesine de şahitlik ettik. Peki, neydi bunlar? Türkiye’ye atılan ‘diktatörlük’ iftiralarıydı. Kendi ülkelerinde seçmenin yarısını bile sandığa götüremeyenler tarafından yürütülen karalama kampanyalarıydı. Bizlerle ilgili uluslararası basında yapılan sinsi psikolojik harekatlardı. Muhalefetin meydan meydan tekrarladığı yalanlar ve bühtanlardı. CHP Genel Başkanı ve şürekasının körüklediği korku siyasetiydi.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs gecesi sandıkta tecelli eden iradeyle tüm bunları boşa çıkardıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

    “Diktatörlük iddialarının tamamen safsatadan ibaret olduğunu gösterdik. Milletimize dergi kapaklarından ayar verilemeyeceğini gösterdik. Türk milletinin iradesine zincir vurulamayacağını gösterdik. Yalan, iftira ve korku siyasetiyle seçim kazanılamayacağını gösterdik. Nefret söylemleriyle milletin gönlüne girilemeyeceğini gösterdik. Siyasi ikbal uğruna bölücüler ve FETÖ’cülerle yol yürünemeyeceğini gösterdik. Daha pek çok gerçeğin yanı sıra demokrasimizin son 21 yılda ulaştığı olgunluk seviyesini ve milletimizin ferasetini tüm dünyaya bir kez daha gösterdik. Bunu da hangi siyasi partiye oy verirse versin 85 milyon hep beraber başardık. İnşallah 28 Mayıs’tan sonra ülkemizin tüm bu kazanımlarını el birliğiyle çok daha ileriye taşıyacağız.”

  • “Milletimiz onlara kırmızı kart göstermiştir”

    “Milletimiz onlara kırmızı kart göstermiştir”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Keçiören’de Sivil Toplum Kuruluşları ve Muhtarlar Buluşması programında konuşuyor.

    Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    ”Bu kardeşiniz Keçiören’de misafir değil ev sahibiyiz. Yıllarca Subayevleri’nde oturdum sizlerle komşu oldum. Sizlerle tam 12 yıl boyunca iç içe yan yana yaşadık. Gün oldu beraber zorluklara göğüs gerdik gün oldu aldığımız güzel haberlere beraber sevindik gün oldu aynı cenazeye omuz verdik. 12 sene acısıyla tatlısıyla gerçekten güzel günler geçirdik. Seçimlerde özellikle Keçiörenli kardeşlerimiz yanımızda hep dik durdu. Şimdi de Keçiören’in pazar gününe aynı dik duruşu ile hazırlandığını görüyorum. İnanıyorum ki pazar günü Bay Bay Kemal’e gereken dersi vereceksiniz.

    Pazar günü Ankara sandıklara dolacak, hesapları altüst edecek. Bu hesapları altüst etmeye var mıyız? Buna hazır mıyız? Siz 53’ü aşan oy oranı ile Meclis’te de Cumhur İttifakı diyerek Bay Bay Kemal’in bütün hesabını altüst ettiniz. 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı parlamentoda bir zemin oluşturdu. Yani yasama organı olarak Cumhur İttifakı’nda biz varız. Milletimiz güçlendirilmiş parlamenter sistemi falan ayaklarının altına aldı. Milletimiz o eski Türkiye günlerine geri dönme tekliflerini reddetti. Koltuk paylaşımı yapıyorlar.

    Toplamı 1 puan eden bu malum partiler ondan yaklaşık 40 tane milletvekilini aldılar. Bu ne iştir? Bu nasıl da hesap uzmanıymış? Meclis’te çoğunluğun Cumhur İttifakı’na verilmesi güvenin göstergesidir.

    Milletimiz iktidara giden yolu milli irade yerine Kandil’de ve Pensilvanya’da arayanlara kırmızı kart göstermiştir. Buradan 14 Mayıs’ta istikrar sürsün Türkiye büyüsün diyen tüm vatandaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye eskiden devlet organları arasındaki çatışmalardan çok çekti.

    4 gün sonra yeniden seçim var. Pazar günü için oy verme dışında hiçbir plan yapmayacağız. Pazar erkenden sandıklara giderek oyumuzu kullanacağız irademizi göstereceğiz. Rehavete kapılmak yok zafer sarhoşluğuna girmek yok. Olmazsa olmaz sandık ve sandıkta da Allah’ın izniyle zafere yürüyeceğiz. 28 Mayıs’ta bizim rakibimiz asla CHP Genel Başkanı değildir en büyük rakibimiz rehavettir zaten öndeyiz nasıl olsa kazanırız duygusuna kapılmaktır.

    14 Mayıs’ta aynı zamanda pek çok algı balonunun patlamasına şahitlik ettik. Diktatör 2. tura kalır mı ya? Diktatör işini birinci turda bitirir hem de yüzde 90’larla bitirir. Biz diktatörlüğe değil milletimizin gönlünü kazanmaya hasretiz. Biz dergi kapaklarından millete ayar verilmeyeceğini tüm dünyaya gösterdik.

    Daha sandıkların 10’da 1’i dahi açılmadan CHP Genel Başkanı’nı cumhurbaşkanı ilan ettiler. ‘Öndeyiz kazanıyoruz.’ diyerek seçmenlerini kandırmayı denediler. Şimdi çıkmışlar bir de ‘Kandırdıysak CHP’lileri kandırdık bundan size ne?’ diyorlar. Çamura yatarak paçayı kurtarmaya çalışıyorlar. Biz bize oy vermese de CHP’li vatandaşlarımızın böyle aşağılanmasını kabul etmiyoruz. Her seçim öncesinde CHP’li seçmene istemedikleri adayın bizzat genel başkanları tarafından tıpış tıpış oy vereceksiniz denilerek dayatılmasını kabul etmiyoruz. Böyle siyaset olmaz, yapılmaz.

    Bay Bay Kemal senin o teröristleden ne farkın var? Onlar sana destek veriyorlar sen kalkıp da sizin desteğinize ihtiyacım yok diyemiyorsun. Çünkü oradan gelen destek senin için bal kaymak. Öbürü Gazi Mustafa Kemal’e saldırıyor ‘İt sürüleri.’ diyor. Bu da HDP’li. Hani neredesin Bay Bay Kemal. En ufak bir şey söyleyemiyorsun. Söylemez. Soruyorum size tüm bu rezilliklerle ilgili şimdiye kadar masadan bir itiraz duydunuz mu? Gittiler bunlarla kana kan intikam intikam çağrıları altında Van’da ortak miting yaptılar. ‘Selo’nun ne günahı var? Kavala’nın ne günahı var?’ diyor. Kavala Gezi olaylarını mimarı, Selo da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist. Şimdi çıkaracağım onu diyor Bay Bay Kemal. Milletim bunlara gereken dersi pazar günü sandıkta verecektir.

    14 Mayıs’ta milletten sandıktan tokadı yiyene kadar Kandil’den gelen destek açıklamalarını alkışlarla karşıladılar. Bay Bay Kemal sen ne zaman milliyetçi oldun? Bunlar böyle akşam başka sabah başka. Pazar günü bunlara bir siyaset mezarı yapalım. Bunların her işleri gibi vatanperverlikleri de milliyetçilikleri de maske. Ama benim milletim bunu yutmaz. Hiç kimsenin mezhebi ile kılıf kıyafeti ile asla ilgilenmedik.”

  • Yeni bir zaferle sandıklardan çıkıyoruz

    Yeni bir zaferle sandıklardan çıkıyoruz

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem bölgesi Malatya’da açıklamalarda bulundu.

    14 Mayıs’ta sergilenen iradeyi 28 Mayıs’ta da sergilenmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Sandıklara sahip çıkacağız.” dedi.

    Deprem bölgesindeki çalışmalarını aktaran Erdoğan, “Ziyaretlerimizde 100 bin konteyneri ilk üç ay içinde kurma sözü vermiştik. Bu sözümüzü 17 bin fazlasıyla tuttuk. Ayrıca bölgede 910 bini aşkın çadır kurduk. Ülkemiz genelinde 130 bin konut, 36 bin köy evi ve 5 bin ahır olmak üzere toplam 171 bini aşkın bağımsız bölümün inşa süreci başladı.” diye konuştu.

    Erdoğan, CHP lideri ve Millet İttifakı Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na eleştirilerde bulundu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    Buradan ilçeleri, mahalleleriyle tüm Malatya’ya selamlarımı gönderiyorum. Aşkınız, coşkunuz, ahde vefanız için sizlere teşekkür ediyorum. Evlerden balkonlara, sokaklardan caddelere, meydanlara taşan sevgi seliniz için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Malatya yiğitliğin, mertliğin şehridir.

    Malatya’nın has evladı Türkiye’ye demokraside kazanımlar temin etmiş, 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı şükran ve rahmetle yad ediyorum. Malatya Turgut Özal’a nasıl sahip çıktıysa bizi de hiç yalnız bırakmadı.

    Ülkeye ve millete hizmet mücadelemizde Malatya’nın desteğini daima yanımızda bulduk. Milli iradeye kasteden darbelere meydan okurken Malatyalı kardeşlerimin duasını her zaman yanımızda hissettik. Pazar’a hazır mıyız? Yalnız unutmayın pazara kadar değil mezara kadar beraberiz. Onun için şu 5 günü dolu dolu geçireceğiz.

    Pazara hazır mıyız? Yalnız unutmayın pazara kadar değil, mezara kadar beraberiz. Kale içerden fethedilir. Bayanlar, kalenin içinde onlar var. Gençler bütün muhataplarını hiç ihmal etmiyorsunuz. Çok çalışıyoruz. Yeni bir zaferle sandıklardan çıkıyoruz.

    Ne kadar terörist varsa bay bay Kemal onlarla yol yürüyor. Benim ülkem milletim bu teröristlerle el ele yürüyenlerle pazar günü sandığa gömecek mi? Durmayacağız. Yine rekor düzeyde destek veren Malatya’ya teşekkür ediyorum.

    Toplam 323 milletvekiliğiyle Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na vererek kararınızı deklare ettiniz. “Durmak yok yola devam” dediniz.

    Bay bay Kemal’den bir şey olmaz. SSK’yı nasıl çökerttiğini biliyoruz. Bundan bir şey olmaz, memurluğunu bile doğru düzgün yapamadı. 15 seçim 15 mağlubiyet. Yeni bir mağlubiyete hazırlanıyor. Milletimize parmak sallayanlar derslerini alsın diyeceksiniz. Sandıkları patlatacaksınız. Sizlerden yine rekor bekliyorum.

    6 Şubat depremlerinin acısı yüreklerimizde dinmedi. Şu anda alanda 50 bin kişi var. 50 bini aşkın insanımızı depremde kaybettik ama şu anda onlar buna rağmen bütün kardeşlerim 50 bini aşkın insanımız şu anda pazar günü yapılacak seçim öncesinde alanda bizimle buluştular.

    Afetin ilk saatlerinden itibaren devletimizin ve milletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Arama-kurtarmadan yardım ve barınma ihtiyaçlarının giderilmesine kadar her alanda vatandaşlarımızın yanında olduk. Depremden bu yana 650 bin görevlimiz depremzedelerimize hizmet için görev yaptı. Arama-kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personel bölgede çalıştı.

    Yaralarımızı bir an önce sarmak sizi yuvalarınıza kavuşturmak için canla başla çalışıyoruz. Zemin ve diğer etütü biten zeminlerde konutlarımızın temelini atıyoruz. Deprem bölgesinde yıkık ve acil yıkalacak binaların enkazlarını kaldırdık. Depremzedelere 30 milyar lira ödeme yaptık. Bunun dışında çeşitli yardımlarla depremzedelerimize sahip çıktık.

    Barınma sorununun çözümü gündemimizin hep ilk sıralarındaydı. Evi yıkılan, tahrip olan, evine girmekten endişe eden insanımıza başını sokabileceği bir yer vermenin gayretinde olduk. Daha önceki ziyaretlerimizde 100 bin konteyneri ilk üç ay içinde kurma sözü vermiştik. Bu sözümüzü 17 bin fazlasıyla tuttuk. Ayrıca bölgede 910 bini aşkın çadır kurduk. Ülkemiz genelinde 130 bin konut, 36 bin köy evi ve 5 bin ahır olmak üzere toplam 171 bini aşkın bağımsız bölümün inşa süreci başladı. Malatya’da da 14 bin konutun, 7 bin 131 köy evinin ve 679 ahırın yapımına bismillah dedik.

    Hedef 650 bin yeni konut inşa etmek. Deprem bölgesini eskisinden daha sağlam, daha planlı bir yer haline getirmekte kararlıyız.

    Ekim kasım gibi de kalıcı konutların teslimine başlamayı hedefliyoruz. Deprem bölgesinde hayat yeniden canlanıyor. İnsanımız kayıplarının yasını tuttuktan sonra hayata yeniden dört elle sarılıyor.

    Sırf kendilerine oy vermediniz diye size zulmedenlere bakıp da asla hüzünlenmeyin. Siyasi tercihiniz ne olursa olsun, biz Cumhur İttifakı olarak sizin yanınızdayız. AFAD ile yanınızdayız. Kızılay ile yanınızdayız. Hep birlikte yanınızdayız. Sizi asla yalnız bırakmayacağız. Sorunlarınızı birlikte çözeceğiz. Depremin yaralarını hep birlikte saracağız.

    Size verdiğimiz sözleri tek tek yerine getirene kadar durmadan dinlenmeden çalışacağız.

    Kayısımızı dolu vurdu. Bu konu için iktidar olarak yanınızdayız. Biz sizi yalnız bırakamayız.

    Meydanlarda ne söz verdiysek göreve gelince gerçeğe dönüştürmeye çalıştık. Onlar sürekli kavga etti biz hizmet ettik. Biz 85 milyonu kucaklaştırdık. Onlar terör örgütleriyle kol kola girdi. Biz milletimizle birlikte yürüdük. Onlar yalan söyledi. Biz hakkın ve hakikatin yanında durduk. Onlar yıkmaktan durdurmaktan engellemekten bahsetti. Biz eser dedik yatırım dedik. Çok çalışacağız, işi hafife almayacağız. 40 yılın 50 yılın işini 50 güne sığdırdık.

    Tüm bu projelerin yarım kalmaması için 28 Mayıs çok önemli. 14 Mayıs’ta sergilediğimiz iradeyiz bu sefer 28 Mayıs’ta sandığa yansıtmaya var mıyız? Zafer sarhoşluğuna girmeyeceğiz. Sandıklara sahip çıkacağız.

    En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, emeklilerimizin bayram ikramiyesini 2 bin liraya çıkardık. Bu rakamı daha yukarıya çıkarmanın hesabı içerisindeyiz. Kamu işçilerimizin maaşını 21 bin lira seviyesine çıkardık. Memurlarımızın en düşük maaşını da Temmuz’da 22 bine yükseltme sözü verdik.

  • “Afet Bakanlığı’nın kurulması gündeme gelebilir”

    “Afet Bakanlığı’nın kurulması gündeme gelebilir”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs’taki Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci turu için desteğini açıklayan ATA İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’a teşekkür ederek, “Sinan Bey bizim terörle mücadele, Türk dünyasıyla ilişkiler başta olmak üzere, vatanımızın bekasıyla ilgili net tavrımızı çok çok iyi biliyor. Bu konularda en küçük bir tavizimiz yoktur, olmamıştır, olamaz da. Kendisinin dile getirdiği bazı hususları da biz açıklığa kavuşturduk.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT ortak yayınında ATA İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’ın ikinci tur seçiminde kendisini ve Cumhur İttifakı’nı destekleyeceğini açıklamasına ilişkin soruyu cevapladı.

    Geçen hafta Sinan Oğan ile görüştüğü anımsatılan Erdoğan, “Olumlu bir görüşme yapmıştık. Bugün de kendisi bizi ve Cumhur İttifakı’nı destekleyeceğini beyan etti. Kendisine şahsım, bütün yol arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum. Sinan Bey bizim terörle mücadele, Türk dünyasıyla ilişkiler başta olmak üzere, vatanımızın bekasıyla ilgili net tavrımızı çok çok iyi biliyor. Bu konularda en küçük bir tavizimiz yoktur, olmamıştır, olamaz da. Kendisinin dile getirdiği bazı hususları da biz açıklığa kavuşturduk.” diye konuştu.

    Erdoğan, bu güç birliğinin ülkenin ve milletin faydasına olacağına inandığını belirterek, şöyle devam etti:

    “Ve çok açık bir gerçek, kendilerinin de üzerinde biraz durduğu bu mülteciler, sığınmacılar konusu, vesaire… Bu konuda da biliyorsunuz Suriye’nin kuzeyindeki briket evlerden başlamak üzere, şu ana kadar 450 bin mülteci zaten tekrar yurtlarına döndü fakat şu andaki hedefte 1 milyon mültecinin daha yapılacak yeni konutlarla oralara döneceğine yönelik planımız var. Bu da zaman içerisinde gerçekleşecek. Tabii kendisinin de ifade ettiği gibi bir güven ortamı içerisinde bunların ülkelerine dönüşünü de sağlama gayreti içerisinde olacağız. Tabii burada mutabık kaldığımız en önemli konulardan bir tanesi de Anayasamızın değişmezleri. 66. madde ki bunlar zaten bizim asla ve kata üzerinde herhangi bir sıkıntımızın olmadığı konular, kırmızı çizgilerimiz. Dolayısıyla da bunlarda da mutabık kalıyoruz. Ve bir diğer konu Türk Devletleri Teşkilatı ki bu konuda da başta İlham Aliyev kardeşim olmak üzere Türk devletleriyle biliyorsunuz burada yaptığımız toplantımız vardı. Aynı şekilde Türk devletlerinde yaptığımız toplantılar oldu. Bunlar da bizim yine Türk dünyasıyla olan hassasiyetimizin en güzel örnekleridir.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sinan Oğan’ın cumhurbaşkanı yardımcılığı ya da bakanlık gibi bir talebi oldu mu?” sorusuna cevap vererek, Oğan ile bu tür bir pazarlık yapmadıklarını ifade etti.

    Muhalefetin veya muhalif yapıların bu tür konularda spekülatif bazı arayışların içine girdiğine dikkati çeken Erdoğan, “Böyle bir talep kesinlikle söz konusu olmadığı gibi bütün mesele bugünkü metinde olduğu gibi yani bir Afet Bakanlığının kurulması gibi bir tespiti var çünkü bizde şimdi tabii AFAD var da ama bu bir bakanlık boyutunda değil. Yani bunu bakanlık boyutuna çıkarmak gibi bu metinde de yer alan böyle bir durum söz konusu. Yani bunlar üzerinde düşünülebilecek konular. Bunlar birer ilke olarak hep üzerinde durulabilir. Yani bu bir AFAD olarak değil de bir bakanlık olarak da yarın bir gün gündeme gelebilir.” ifadelerini kullandı.

    “MÜLTECİLER NOKTASINDA BİR PLANLAMA VE YOL HARITASI ÇIKARILABİLİR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sığınmacıların geri dönmesiyle ilgili bir takvimlendirme söz konusu mu?” sorusunu “Şu an itibarıyla tabii derdimiz bir an önce bu pazar gününü atlatmak. Atlattıktan sonra da bu konuyla ilgili, mülteciler noktasında bir planlama ve yol haritası çıkarılabilir. Ne kadar zamanda bunların dönüşü sağlanabilir? Biliyorsunuz bizim ‘dörtlü’ olarak da Moskova’da yapılan bazı çalışmalar var. Rusya, Türkiye, Suriye, İran, çalışma devam ediyor yani bu çalışmalar çerçevesi içerisinde bunlar da zaten gündeme alınabilir ve ne kadar kısa zamanda bu mültecileri kendi ülkelerine döndürürüz, bunun adımlarını da atarız.” diyerek yanıtladı.

    CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’de 10 milyon mültecinin varlığından söz ettiği, buna ek olarak 10 milyon mültecinin daha Türkiye’ye geleceğine ilişkin konuşmasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları belirtti:

    “Bu Kılıçdaroğlu’nun maalesef her zaman yalan üzerine bina edilmiş bir anlayışı var. Yani yalanı tanımlamak istiyorsanız Kılıçdaroğlu’na bakmanız lazım, hayatı yalan. Yani buna deseniz ki o 10 milyonu neye dayanarak söylüyorsun? Söyleyeceği hiçbir şey yok. Bunların bütün belgeleri, belgeleri bizde. Yani nefret söylemleriyle günü kurtarmaya çalışıyor. Sorsan ‘Sosyal demokratız.’ der ama bir haftada Nazi Almanyası’ndaki nasyonal sosyalistlerden hiçbir farkları kalmadı. Bunların tamamı rövanşist. Bu zihniyetin ürünü olan söylemler, bunlarla geçiniyor. Türkiye’nin hiçbir meselesi fevri adımlarla çözülmez. Ve tüm vatandaşlarım müsterih olsun. Sınırlarımız en son teknolojilerle donatılmış vaziyette. Türkiye’nin sınırları hiç olmadığı kadar güvendedir. Ve buralardan taviz vermemiz mümkün değil. İkinci bir konu, biz başından beri sığınmacıların güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini zaten destekliyoruz. Şimdiye kadar 560 bine yakın sığınmacı terörden arındırılan bölgelere döndü. Suriye’den terör örgütleri temizlendikçe bu sayı daha da artacak. Bununla ilgili bir başka adım, Suriye rejiminin temsilcilerinin de olduğu malum bu az önce söylediğim dörtlü diyalog sürecidir. Bu devam ediyor. Kısa süre önce bakanlar seviyesinde görüşmeler oldu. Burada da çok olumlu sinyaller alıyoruz.”

    Erdoğan, diğer bir çalışmalarının da sivil toplum kuruluşlarının ve kardeş ülkelerin desteğiyle yapılan briket evler olduğunu söyledi.

    İlk etapta bir milyon, belki de daha fazla mültecinin kendi topraklarına dönmeleri için bu projeleri de yürüttüklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Bu konuda hem devlet hem STK’ler el ele bu projeleri yürütüyor. Konutlar bittiğinde bu insanlar da kendi topraklarına inanıyorum ki gönüllü olarak döneceklerdir. Ama CHP Genel Başkanı’nın dediği gibi Suriye’nin kuzeyinde askeri çekerseniz hem Türkiye güvende olmaz hem de göçler daha da artar. Kilis’e, Hatay’a, Urfa’ya ve diğer sınır şehirlerimize tekrar roketler düşmeye başlar. Terör örgütlerinden kaçan insanlar sınırlarımıza tekrar akın eder. Kılıçdaroğlu’nun esas yapmak istediği, Türkiye bir Boraltan Köprüsü utancını yaşasın istiyor. Hani, ‘Bizi Ruslar öldürmesin, Ermeniler öldürmesin, siz öldürün.’ demişlerdi ya. Şimdi de benzer bir şeyi, CHP’nin çaldığı bu kara lekeyi biz on yıllar sonra Karabağ’ın kurtuluşuyla ancak temizledik. Ve milletimiz bir daha benzer vicdansızlıklara izin vermeyecektir. Sığınmacılar üzerinden saçılan düşmanlık tohumları tutmayacaktır. Biz, bu meselede başından beri insani, İslami ve vicdani duruş sergiledik. Bundan sonra milletimize yakışanı yapacağız, Türkiye’ye yakışan neyse biz bunu yapmalıyız. Yani bir Alman kalkıp da Suriyeliyi alıyorsa, Amerika alıyorsa biz benzer bir şeyi seçerek güvende niye yapmayalım?”

    “KILIÇDAROĞLU’NUN KARAKTERİNİN, YAPISININ NE OLDUĞUNU MİLLİYETCI KANAT GAYET İYİ BİLİYOR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sinan Oğan’ın kendisine ve Cumhur İttifakı’na desteğini açıklamasının ardından muhalif kesimlerce eleştirilmesine ilişkin, “Bu, bizim beklentimizdi. Yani Sinan Bey’e karşı, muhalif kesimin bu tür linç kampanyalarının içerisine girecekleri beklentimizdi. Ve beklentimiz aynen tahakkuk etti. Tabii bunun dışında farklı bazı ağızlar da çıkabilir. Onlar da aynı şeyleri yapabilir ama Sinan Bey duruşuyla, bugünkü açıklamasıyla zaten tavrını ortaya tam manasıyla koymuş vaziyette. Temennim odur ki inşallah 28’indeki milletimin teveccühü, milletimin duruşu, Sinan Bey’in de duruşuyla bütünleşerek gereken cevap, gereken mercilere, yerlere verilecektir. Tabii linç kültürü ne yazık ki CHP’nin ruhuna işlemiş durumda. Nefret söylemiyle malul bir yapı var karşımızda. Biz özellikle ‘sevgi kültürü’ hakim olsun istiyoruz ama CHP’de böyle bir anlayış maalesef söz konusu değil.” şeklinde konuştu.

    Erdoğan, Millet İttifakı’nın 14 Mayıs seçimleri sürecindeki kampanyalarında “kalp ve sevgi” işaretleri kullandığının hatırlatılması üzerine “(Kılıçdaroğlu’nun sözleri) Şu ifadelerle bunu bırakmış gibiler. Öyle parmaklarla kalp işareti yapmak işi bitirmiyor.” dedi.

    “(Kılıçdaroğlu) Bir söylem değişikliğine gittiğini ve ‘milliyetçi’ bir söylem içerisinde girdiğini görüyoruz. Sizce milliyetçi seçmende bir karşılık bulur mu?” sorusunu cevaplayan Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Bay bay Kemal’in bu tür yaklaşımları falan tutmaz çünkü herkes istikametini belirlemiş durumda. Bu istikametle de 28’ine yürüyor. Ve Kılıçdaroğlu’nun karakterinin, yapısının ne olduğunu milliyetçi kanat gayet iyi biliyor. Dolayısıyla da ‘Kırk yıllık kani, olur mu yani’ misali bu değişmez. Dolayısıyla da kararını veren milliyetçi kesim bu atılacak adımları da atacaktır. Millet, terör örgütlerinin uzantılarıyla yol yürüyenlere sandıkta dersini verdi birinci turda. Şimdi yani Kılıçdaroğlu bir taraftan Kandil’le irtibat halinde olacak, onlarla beraber video kasetler hazırlayacak. Bir diğer taraftan ‘Selo’yu (Selahattin Demirtaş) çıkarmak istiyorsanız oyunuzu bize vereceksiniz.’ diyecek. Şimdi bunu diyen Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın, Kürt vatandaşımızın ölümüne neden olan değil mi? O neden oldu? Ve ardından ‘Eğer Selo’yu çıkarmak istiyorsanız oyunuzu bize vereceksiniz.’ Bu bizim konvansiyonel medyanın hepsinde yayınlandı. Herkes bunları izledi, gördü, biliyor. Yani dağdaki teröristlerden hapistekine, Avrupa’dakilerden firari FETÖ’cülere kadar ne kadar ülke ve millet düşmanı varsa CHP Genel Başkanı’na oy istediler. Yapılan bu skandal açıklamalara dair 14 Mayıs’tan önce tek kelam etmediler. Hatta meydan meydan dolaşıp cezaevlerini boşaltacaklarının sözlerini verdiler. Gerek Kılıçdaroğlu gerek yandaşları tüm bunları yaptılar. Hatta hatta eli kanlı caniler için dillerinden ‘sayın’lar, ‘bey’ler hiç eksik olmadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Van’da yaptığı konuşmada, oradaki bütün dinleyenler ne diyordu? ‘Kan, kan, kan, intikam, intikam.’ Bunları izledik, bunları kimin karşısında söylediler? Ha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, belediye başkanlığında çok başarılı ve buradan bırakıyor belediyedeki görevini, farklı illere gidiyor. Van’da da aynen bu tabloyu orada yaşadık. Ve tamamıyla terör örgütünün işaretleriyle, selamlamaları ve bunları gördük. Milletim bu maskeli baloya sandıkta ‘Dur’ dedi. İnşallah benim milletim bu oyuna gelmeyecek ve iki turda da gereğini yapacaktır.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs öncesinde eli kanlı teröristleri “çiçek” ve “çocuk” olarak gören Kılıçdaroğlu’nun seçim ikinci tura kalınca birden milliyetçiliğin önemini anladığını ancak milletin buna kanmayacağını söyledi.

    Gazeteci Abdulkadir Selvi’nin “Birinci turda Kandil ve HDP, Sayın (Kemal) Kılıçdaroğlu’nu destekledi. İkinci turda da hem Kandil hem HDP destekleme kararı aldıklarını ilan ettiler ama Kılıçdaroğlu ikinci turda hızlı bir şekilde Türk milliyetçiliğine döndü. Türk halkını ikna edebilir mi bu tavrıyla? Halkımız bunu samimi bulur mu?” sorusu üzerine Erdoğan, “Yani bunlar yalan olduğu gibi takiyede de bir numara, bilgisizliğin her türlüsü bunlarda var. CHP Genel Başkanı’nın çıkarı için suistimal etmeyeceği, koltuğunu korumak için kullanmayacağı hiçbir değer, ilke olmadığını zaten gördük.” ifadelerini kullandı.

    Milliyetçilerin adresinin belli olduğunu, bunun da Cumhur İttifakı olduğunu belirten Erdoğan, “Buna yeni adımla Sinan Bey (Oğan) de aynı şekilde katılmıştır. Yerli ve milli bir duruş, bir çıkışla güçlenerek ikinci tura inşallah gireceğiz.” diye konuştu.

    Selvi’nin “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da sizin Öcalan’ı serbest bırakmak istediğinizi hatta bu konuda üç kez girişimde bulunduğunuzu söyledi. İletişim Başkanılığının Dezenformasyonla Mücadele Birimi hemen yalanlamasına rağmen o iddiasını sürdürüyor. Sizin böyle bir çabanız oldu mu” sorusuna Erdoğan “Şimdi Kılıçdaroğlu peşine taktıklarında da akıl ve izan bırakmadı. Yalancılık huyunu etrafındaki herkese bulaştırdı. Yani bunlara hem yalancı hem cahil, ne derseniz deyin. Asılsız iddialarla, yalanlarla siyaseti kirletmeye çalışıyorlar. Ne diyor? Güya 2003, 2006, 2013 yılında AK Parti terörist başına af getirmek için girişimde bulunmuş. Öyle bir yalan olabilir mi?” yanıtını verdi.

    Erdoğan, 2013 yılındaki tasarının açık olduğunu, Mansur Yavaş’ın tasarıyı imzalayanlar olarak zikrettiği Abdullah Gül ve Mehmet Ali Şahin’in o tarihte Bakanlar Kurulu üyesi olmadığını belirterek, şunları belirtti:

    “2003’te bahsettiği Topluma Kazandırma Kanunu… Burada amaç herhangi bir suça karışmamış örgüt mensuplarının teslim olup, örgütün çözülmesini sağlamak. O zaman ilk defa çıkarılan bir kanun da değil. Geçmişte 1985 yılına dayanıyor, 2003 yılına kadar birkaç kez revize edilmiş. Bunun zaten özellikle de Milli Güvenlik Kurulundan bir çıkış süreci var. Burada amaç mensuplarının terör örgütünü terk etmelerinin ve örgütte çözülmenin sağlanması. Bu kanunun çerçevesinde Milli Güvenlik Kurulu kararları da belirleyici. Bu zatın ekranda gösterdiği kanunun içeriğinden bile haberi yok. Yani bu çakma bir avukat, böyle bir durum mu var? Orada zaten şu çok açık bir şekilde belirtiliyor. Terör örgütünü sevk ve idare edenler bu konudan yararlanamazlar.”

    “BİZİM TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI TUTUMUMUZU İNLERİNDE IMHA ETTİĞİMİZ TERÖRİSTLERE SORSUNLAR”

    Gazeteci Selvi’nin “Öcalan dahil değil” ifadeleri üzerine Erdoğan, terörist başının yararlanamayacağını, TCK’nın 125. maddesinden mahkum olduğunu, Yavaş’ın bundan haberi olmadığını, AK Parti’nin hükümetleri döneminde hiçbir şekilde terörist başını hapisten çıkarma düzenlemesi yapılmadığını vurguladı.

    Erdoğan, muhalefetin bu gerçeğe rağmen milleti aldatmaya çalıştığını dile getirerek, şöyle devam etti:

    “Bizim terör örgütlerine karşı tutumumuzu inlerinde imha ettiğimiz teröristlere sorsunlar. Neyse ki milletim bunlara itibar etmiyor. Biz terörle mücadele tarihimize yeni bir konsept geliştirdik. Terörü, teröristleri ve elebaşlarını sınırlarımız içinde olduğu gibi sınırlarımız dışında da etkisiz hale getiriyoruz. Terör örgütünü biz böyle gerilettik, terör örgütünün çok etkili isimlerini inlerinde etkisiz hale getirdik. PKK ve FETÖ gibi terör örgütleriyle ve uzantılarıyla işbirliği yapıp da yalandan geçmiş defterleri karıştırıp alacak çıkarmaya çalışıyorlar. Yaptıkları bu ama bizim bu konuda da defterimiz tertemiz, buradan onlara ekmek çıkmaz. Nitekim İletişim Başkanlığımız da bunları çok açık net açıkladı.”

    Selvi, bu açıklamaların ardından “Birinci turda ‘İmralı’nın kapısını kırıp Öcalan’ı çıkaracağız’ diyen HDP ve Kandil’e ses çıkarmadılar ama ikinci turda Türk milliyetçilerinin oylarını kazanabilmek için bu kez sizin Öcalan’ı serbest bırakmak istediğinizi söylediler. Bu inandırıcı olur mu?” sorusunu Erdoğan’a yöneltti.

    Bunun tamamıyla yalan ve aldatmaca olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Yani kalkıp da terörist başına yol açmak onun önünü açmak gibi bir durum olmuş olsa şu 15 sene, 20 sene içerisinde biz zaten çok daha farklı adımlar atabilirdik ama böyle bir şey oldu mu, mümkün mü? Yani bizim Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde bunların başına başına inişimiz neyin ifadesidir? Hepsi ortada, bunlar kendileri böyle bir adım attılar mı? Terör örgütleriyle el ele, omuz omuza olan bay bay Kemal değil mi?” değerlendirmesini yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün parlamentodaki uzantılarıyla parlamentoda gidip görüşmeler yapan, dağdakilerle video çekimleri yapan kişinin de Kılıçdaroğlu olduğunu söyledi.

    Kılıçdaroğlu’nun yine aynı desteği istediğini dile getiren Erdoğan, “Onlarla omuz omuza yürüyeceksin, ondan sonra utanmadan, sıkılmadan biz Selo’yu da bırakırız diyecekler. Kapıları kırarız, bebek katilini de çıkarırız diyecekler.” ifadelerini kullandı.

    “14 MAYIS GECESİ YAPILANLAR TAMAMEN UTANÇ VERİCİ BİR TABLO”

    Pelin Çift’in 14 Mayıs’ta CHP’den yapılan açıklamaları sormasının ardından Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın seçimlerde önde olduklarına ilişkin açıklamalarının bulunduğu görüntüler izletildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüntüleri izlemesinin ardından şu şekilde konuştu:

    “14 Mayıs gecesi yapılanlar tamamen utanç verici bir tablo. Bunlar siyasi çiğlik örneği olarak tarihimizdeki yerini almıştır, vatandaşın gözünün içine baka baka aynen genel başkanları gibi bunlar da yalan söylüyorlar. Bunu da ellerindeki veriye rağmen yaptılar ama ellerindeki veriler yanlış, sandık sonuçları sayısal veridir. İki artı ikinin dört etmesi kadar gerçek ve doğrudur ama işin içinde CHP yöneticileri varsa bilin ki yalan da vardır, sahtekarlıkta vardır. O gece sandıktan çıkan sonuçlar CHP yöneticilerinin kimyasını bozdu. Panikle ne yapacaklarını şaşırmış vaziyetteydiler. Baktılar ki kaybediyorlar hemen yalana sarıldılar. Çünkü tabanlarını bir şeyle ikna etmeleri lazımdı. Anadolu Ajansını asılsız iddialarla itham etmeye kalktılar.”

    CHP’de kaybetmenin pek çok bahanesini bulabileceğini ama kendilerinde hiçbir hata bulmayacaklarını kaydeden Erdoğan, “Daha seçim sonuçlarını bile doğru düzgün açıklayamayanların ülkeyi yönetmesi mümkün mü? Ya bu kadar teknik bir meselede çuvallayanların Türkiye’yi küresel krizlerden sahili selamete çıkarması mümkün mü? Elbette mümkün değil, bizim gibi vatandaşlarımız da bunu görüyor, oyunun rengini buna göre belirliyor. Şimdi bütün mesele pazar günü de bu tabloyu inşallah çok daha güçlü bir şekilde sandıklarda göreceğiz. Farklı bir şekilde de inşallah milletim bunlara ikinci turda gereken dersi verecektir.” dedi.

    İkinci turla ilgili “rehavet” uyarısının hatırlatılması üzerine Erdoğan, kendi rakiplerinin Kılıçdaroğlu veya CHP olmadığının altını çizerek, rakiplerinin rehavet ve zafer sarhoşluğu olduğunu söyledi.

     “FARK REHAVETE VE ZAFER SARHOŞLUĞUNA GÖTÜRÜRSE YANLIŞ OLUR”

    Erdoğan, arada 5-5.5 puanlık bir fark olduğunu anımsatarak, “Şimdi bir fark eğer bir rehavete, bir zafer sarhoşluğuna götürürse tabii yanlış olur, tehlikeli olabilir. Bir diğer konu da tabii şimdi özellikle de Sinan (Oğan) Bey’in bizi destekleyeceğine dair bugün yapmış olduğu açıklama. O da tabii bir yerde bir güç devşirmesidir diyebilirim. Tabii bu potansiyel devşirme de özellikle bu pazarla ilgili olarak inşallah çok daha farklı bir gelişmeye vesile olacaktır. Özellikle de ‘yerli ve milli bir söylem’ Sinan Bey’in söyleminde hakim. Bu yerli ve milli söylemin bizim söylemlerimizle bütünleşmesi inşallah pazar günü sandıkların çok daha farklı bir şekilde kenetlenmesine de vesile olacaktır diye düşünüyorum.” diye konuştu.

    Pelin Çift’in “Muhalefet sistem tartışması başlattı ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi vadetti ama günün sonunda ortaya çıkan Cumhur İttifakı’nın büyük bir zaferiydi. Bunu acaba aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik bir güven olarak da algılamak mümkün mü?” sorusunu Erdoğan, şu şekilde yanıtladı:

    “Bir defa hatırlarsanız güçlendirilmiş parlamenter demokrasiyle ilgili kampanya süreçleri başladığında bunu çok kullandılar ama kampanya süreci ilerledikçe artık güçlendirilmiş parlamenter demokrasiyi konuşmadılar. Biz ise başından itibaren neyi ifade ettik, başkanlık sistemini ifade ettik. Nitekim yani başkanlık sisteminin getirilerini çok açık net ortaya koyduk. Neydi? Karar almada sürecin çok seri işlemesi. İki, herhangi bir adımı atmada kalkıp da böyle koalisyonlarda Türkiye’nin çektiği çileleri başkanlık sisteminde çekmeyeceğimiz, böyle şeyler olmayacaktır.”

    DEPREMZEDE ÖĞRENCILERE “BURS” MÜJDESİ

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedelerin bu konuyla ilgili tepkilerinin kendisine ulaştırılıp ulaştırılmadığına dair soru üzerine, “Depremzedelerin bir defa oradaki katılımları gerek Hatay’daki, meydandaki katılım muhteşemdi. Aynı şekilde Defne’deki katılım muhteşemdi. Biz tabii tek tek insanların kalbini okuyamayız, ciğerini okuyamayız. Ama oraya meydana gelenlerin tavrı açık, net her şeyi zaten söylüyordu. Ve biz bunu görerek gerek şahsım, gerek Devlet (Bahçeli) Bey gerek Fatih (Erbakan) Bey, hepimiz de tabii mutmain olduk. O şekilde de orada ayrıldık.” dedi.

    Erdoğan, şu anda hala yurtlarda kalan depremzedeler olup olmadığına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

    “Şu anda hala bizim Kredi Yurtlar Kurumunun, bütün o yurtlar hala bu hizmeti sürdürüyorlar. Ta ki yeter artık denilene kadar. Yani yemeleri, içmeleri, her şeyleriyle biz bu süreci devam ettiriyoruz. Zaten inşallah bu yeni dönemde de bir taraftan yurtların yapımı, inşası devam edecek. Depremin ilk anından itibaren devletimizin bütün bu yurtlarını, spor tesislerini, gençlik merkezleri ve kamplarımızı depremzedelerimize açtık. Yurtlarımızda da 383 bin 307 depremzedeyi ağırladık. Halen 30 bini deprem bölgesinde olmak üzere toplam 132 bin kardeşimizi misafir ediyoruz şu an itibarıyla. Yurtlarımızda kalan depremzedelerimize 3 öğün sıcak yemek hizmeti veriyoruz. Anaokulu ya da kreş çağındaki yavrularımız için sınıflar oluşturduk. El sanatları, kültür sanat atölyeleri açtık. Bunlar devam ediyor. Lise ve üniversitelere hazırlanan evlatlarımız için takviye kurslar düzenledik. Psikososyal ekiplerimiz yurtlarımızdaki depremzedelerimize ayrıca destek veriyor. Bu çalışmalara ek olarak, depremde yakınlarını, anne, baba, çocuklar, kardeş, kaybeden veya evi, iş yeri, orta veya üstü hasarlı olan depremzede öğrencilerin tamamına burs verilecek. Bunu ilk defa açıklıyorum. Tamamına burs verilecek. Kredi almakta olanların kredileri bursa dönüştürülecek. Yurtlarda kontenjan ayrılacak ve yurtlara öncelikli onlar yerleştirilecek. Öğrencilerimiz Gençlik ve Spor Bakanlığına başvurarak bu imkanlardan yararlanabileceklerdir.”

    Bu açıklama üzerine sorulan “Burs aldıklarında geri ödeme olmayacak değil mi?” sorusuna Erdoğan, “Hayır” yanıtını verdi.

    “CHP SEÇMENİ, KILIÇDAROĞLU VE EKİBİNE 28 MAYIS’TA ‘ARTIK YETER’ DİYECEKTİR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim gecesine işaret ederek, “Eski CHP Milletvekili Mehmet Sevigen ’40 milletvekili verdik. 40 haramiler CHP’ye çöktüler’ dedi. Sizin ifadenizle de ‘Türk siyasi hayatının en büyük yankesiciliği’ yaşandı, ortakları çöktüler. Bu durumu nasıl izah ediyorsunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı:

    “Tabii şimdi Kılıçdaroğlu ne diyor, ‘Ben hesap uzmanıyım’ diyor. Ya böyle bir hesap uzmanlığı olabilir mi? Eğer böyle hesap yapa yapa CHP’yi bu durumlara düşürdüyse pazar günü bana göre çok çok önemli hesaplar yapılacaktır. Geçen gün de söyledim, masa arkadaşları CHP Genel Başkanı’nı sazan sarmalına almışlar, bir güzel de işletmişler. Bunu ancak sandıklar açıldıktan sonra fark etti. Hepsini toplasan yüzde 1’i dahi bulmayan 4 partiye 40’a yakın vekili altın tepside hediye etti. Şimdi bu yaptıklarını görünce, genel müdürlüğü döneminde SSK’yi nasıl batırdığını daha iyi anlıyoruz. Bürokrasideyken SSK’yi batırdı. Siyasete atıldı, şimdi de CHP’yi batırıyor. Ama CHP seçmeninin Kılıçdaroğlu’nun gözünde zerre kadar değeri yok. Kendi seçmenine sürekli ‘Benim istediğime tıpış tıpış oy vereceksiniz’ diyen bir zatın, millete ve milli iradeye saygısı olabilir mi? Kendi partisine saygısı olabilir mi? Onun için varsa yoksa koltuğunu korumak esastır. Her şeyden önce bu, Gazi’nin hürmetine CHP’ye oy veren vatandaşlarımıza da bir hakarettir. İnanıyorum ki CHP seçmeni, Kılıçdaroğlu ve ekibine 28 Mayıs’ta ‘Artık yeter.’ diyecektir.”

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın “Anayasa değişikliği için Cumhur İttifakı’yla çalışmaya hazırız” şeklindeki ifadelerine yönelik değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

    “Ülkemizi milli irade eliyle hazırlanan yeni bir anayasaya kavuşturmak bizim en büyük arzumuz. Yeni dönemde en büyük gayretlerimizden biri bu konu olacak. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun en önemli hedeflerinden biri de bu yeni anayasa meselesi. Bir darbe dönemi ürünü olan anayasadan demokrasimizi kurtarmak istiyoruz. Elbette bunu da en geniş mutabakatla yapmayı arzu ediyoruz. Cumhur İttifakı olarak önce tabii kendimiz bir değerlendirme yapacağız. Atılacak adımları yine Cumhur İttifakı olarak belirleyeceğiz. İnşallah bu uzlaşıyı sağladıktan sonra diğer tekliflere de bakacağız ama şu bir gerçek ki önce Cumhur İttifakı olarak bu işi nasıl sağlam bir zemine oturtabiliriz. Çünkü şu anda genel başkan veya lider olarak ortada olanlar 28 Mayıs’tan sonra acaba ortada olacaklar mı? Onların herhangi bir inisiyatifi olacak mı? Şimdi 28 Mayıs’ta Cumhur İttifakı olarak, Erdoğan olarak eğer inşallah bu sandıklardan çıkmamız halinde devran tamamen değişiyor. Bunların hemen hemen tamamı ne olacak, siyasi mevta olacak. Onların artık kendi milletvekilleri üzerinde ne kadar inisiyatifi olabilir bilemem. Devran değişecek. Yeni bir aritmetik ortaya çıkıyor. Yeni bir yapı ortaya çıkıyor. Bu yeni yapıda Türkiye geleceğe çok farklı bakacak. Görelim, Mevlam ne eyler, ne eylerse güzel eyler.”

    “MENFAAT TEMELLİ BİR BİRLİKTELİK VAR KARŞI TARAFTA, BÖYLE IÇ KAVGALAR OLACAK”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Babacan’ın bu açıklaması bir yandan da ‘Daha şimdiden ikinci tur seçim olmadan Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını gördü ve şimdiden Kılıçdaroğlu’nu terk etmeye başladı.’ şeklinde yorumlandı. Katılır mısınız buna?” sorusu ve “Hatta Meral Akşener, Ali Babacan’ın açıklamasından sonra dedi ki ‘Ne söylediğin kadar, ne zaman söylediğin de önemlidir.’ minvalinde bir açıklama yapmıştı.” hatırlatması üzerine, şunları söyledi:

    “Bunlar tabii çok çok önemli. Tabii bir taraftan kongre kararları alınıyor. Bir taraftan gemiyi terk etme dönemi başlamış olabilir. Bütün bunlarla beraber ‘Sen mi iyiydin, ben mi iyiydim?’ bunlar başlayabilir ama bütün her şey bir tarafa pazar günü benim milletim birinci turun aksine çok daha farklı rövanşist bir oy kullanmaya giderek inşallah bu adımı atacaktır diye düşünüyorum. Ve ben milletime ‘Sakın ha rehavete kapılmayın. Zafer sarhoşluğuna girmeyin. Ve birinci turdan çok daha farklı bir şekilde sandıklara hücum ve sandıklarda da inşallah bu ikinci turun neticesini Erdoğan evladına sahip çıkarak neticelendirsin.’ diyorum.”

    “Anladığım kadarıyla bu ‘rövanşist’ ifadesini CHP seçmeninin, Kılıçdaroğlu’ndan hesap sorması olarak kullanıyorsunuz. Öyle mi?” sorusu üzerine Erdoğan, “Aynen öyle.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii menfaat temelli bir birliktelik var karşı tarafta, böyle iç kavgalar orada olacak ama ilke ve ahlak temelli birlikteliklerde ise esas olan dava arkadaşlığıdır. Biz bir dava arkadaşlığı içerisinde şu anda bu yolda yürüyoruz ve pazar günü de inşallah dava kardeşliğinin neticesini tüm milletimiz sandıklarda bizlere gösterecektir.” ifadelerini kullandı.

    BATI MEDYASININ SEÇİM YORUMU

    Batı medyasının seçim sürecine dahil olmasına ilişkin soruyu cevaplayan Erdoğan, “Türkiye’deki demokratik kazanımlarımızın birçoğunu biz bugüne kadar hep manşetlerle mücadele ederek elde ettik ve onlarla mücadele ede ede buralara geldik. Millet bizim yanımızda yer aldığı sürece terör örgütlerinin, tefecilerin, emperyalistlerin hepsiyle biz mücadele ederiz. Batılıların ‘Erdoğan gitsin.’ demesini yadırgamam. Çünkü Erdoğan millidir ve yerlidir. Terörün kökünü kazıdığımız için bizden hazzetmezler. Dikkat edin, bütün Batılı dergiler hepsi ‘Erdoğan gitsin’ diye kapak yaptılar. IMF’yi Türkiye’den çıkardığımız için, borcu kapattığımız için bizi istemezler. Çünkü CHP de dahil hepsi IMF’yi yeniden Türkiye’ye sokmak için çok gayret ettiler. Otellerin lobilerinde CHP’nin sözcüsü ve İYİ Parti’nin sözde eski Merkez Bankası Başkanı olan zat, bunlar birlikte bunlarla görüşmeler yaptılar. Ve bu görüşmelerden ‘Türkiye’ye IMF nasıl borç verecek?’, bunun kulislerini attılar.”

    IMF’yle ilgili 2013’te bir adım attıklarını ve 23,5 milyar dolar borcu ödeyerek hesabı kapattıklarını, IMF’yi Türkiye’den çıkardıklarını anlatan Erdoğan, o zaman Merkez Bankasının rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu anımsatarak, şu an o zamana göre çok daha toparlamış vaziyette olduğunu söyledi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu arada kültürel anlamda da bazı adımlar attıklarını, Ayasofya’yı özgürleştirdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:

    “Ayasofya’yı özgürleştirdiğimiz için bunlar bizden nefret ederler. Özellikle savunma sanayisinde attığımız adımlarla onlar bize ‘Hoş geldin’ derler mi? Ya bu kadar yoğun bir şekilde savunma sanayisinde güçlenen, yüzde 20’si yerli olan ama daha sonra bunu yüzde 80’e yerliyi savunma sanayisinde çıkaran bir Türkiye’den bunlar hoşlanırlar mı? Artık onlardan biz silah, mühimmat almadığımız için tabii ki bizi sevmiyorlar, sevmezler ve bundan sonra daha da güçlenerek ileri gittiğimiz için bunlar bizi sevmezler, sevmeyecekler ama biz onlara bakarak adım atmıyoruz ki, biz milletimize bakıyoruz. Milletim onlara 14 Mayıs’ta işte bu cevabı verdi. İnşallah 28 Mayıs’ta da bunun sağlamasını benim milletim yapacaktır.”

    TCG Anadolu’ya gösterilen yoğun ilgiye değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

    “İşte düşünün yani bizim TCG Anadolu uçak gemimiz Sarayburnu’na geliyor. Kuyruklar tükenmedi. İzmir’e gidiyor, hakeza öyle. Niye? Kendi uçak gemisini bu ülke kendisi yaptı. İnşallah yeni dönemde -görüşmelerimi daha önceden zaten yapmıştım- aynen TCG Anadolu’yu yaptığımız gibi ama İspanyollarla ama İngilizlerle aklınıza neresi gelirse tekrar bunun bir büyük segmentini inşallah yapacağız ve böylece denizlerde Türk ordusu, Türk denizcileri çok daha güçlü bir hale gelecek. Zaten hani fırkateynler filan bunları yapıyor, bu leblebi çekirdek gibi. Artık bunların ihracını yapar noktaya zaten Türkiye olarak geldik. Denizaltılarımızı yapıyoruz. Ve bu konuda tabii özellikle yani Almanlarla, farklı ülkelerle birlikteliklerimiz inşallah bu adımlarımızı çok daha güçlü atmamıza neden olacaktır.” şeklinde konuştu.

    Saadet Partisinin Necmettin Erbakan’ın partisi olması diye bir durumun söz konusu olmadığını dile getiren Erdoğan, “Saadet Partisinin, Hocamızın partisinin devamı diye bir niteliği kalmamıştır, yoktur çünkü Hocamızın partisinin başında olan kişi kalkıp da Kılıçdaroğlu’nun, affedersin, anonsunu yapacak kadar zavallı duruma düşmez. Bunlar bu duruma düştüler. Şu anda Erbakan Hocamızın oğlunun kurduğu Yeniden Refah Partisi, onunla mukayese edilemeyecek derecede çok daha farklı bir konumda. En azından kendi logosuyla girmek suretiyle 5 milletvekilliği çıkarması da bunun ne kadar onurlu olduğunu göstermiştir. Saadet ise işte Kılıçdaroğlu’nun yapmış olduğu hesap tekniklerinden almış olduğu milletvekillikleriyle herhalde yoluna devam edecek.” diye konuştu.

    Savunma sanayisinde atacakları adımların Batı’nın ilerisinde olması durumunda bundan rahatsızlık duyulabileceğini ifade eden Erdoğan, “Yani TCG Anadolu, Kızılelma, Anka 3, Kaan savaş uçağımız, Hürjet, Atak helikopteri, Altay tankımız ve daha sayamadığım birçok yeni sistemimiz, özellikle mühimmatımız, silahımız var. Tabii bunlar onları rahatsız ediyor. Bunların hepsi, kendi savunma kabiliyetimizi arttırmaya yönelik çalışmalarımız. Peki siz, bizim bu çalışmalarımızdan dolayı Azerbaycan’dan, Katar’dan, Libya’dan rahatsızlık ifadesi duydunuz mu? Hayır. Başarımızdan rahatsız olanlara baktığımızda kimin dost, kimin düşman olduğunu daha net görebiliyoruz.” ifadelerini kullandı.

    “YENİLİKÇİ HAMLELERİMİZİN ÖNÜNÜ KİMSE KESEMEYECEK”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelede ve savunma sanayisinde Türkiye’nin hep yalnız bırakıldığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

    “‘Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.’ dedik ve dediğimizi yaptık. Bu hamleleri milletimizin bekası, ülkemizin geleceğini güvence altına almak için yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Yenilikçi hamlelerimizin önünü kimse kesemeyecektir. Birileri rahatsız oluyor, birilerinin huzuru kaçıyor diye kendi planlarımızı, programlarımızı bozamayız, bozmayacağız. Savunma sanayimizi, özellikle belirlediğimiz planlama, program çerçevesinde yoluna devam edeceğiz ki güçlenerek yarınlara ulaşalım ama bu şu andaki muhalefetle kesinlikle yapılamaz çünkü onların böyle bir derdi yok.”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın “İHA’lara, SİHA’lara da dokunacağız, hesap soracağız.” şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Kalkıp kendi milli, yerli savunma sanayiinde ‘Ona dokunacağız, buna dokunacağız.’ derken bu ülke yalnız değil ki. Nereye dokunuyorsun? Kimsin, nesin sen? Böyle bir yetkiyi nereden aldın? Böyle bir şey olabilir mi? Yani bunların bir defa özellikle bu ülkenin kendi milli derdine, yerli derdine saygıları yok. İşte onlara bu cevabı vermek için, onlara bu hesabı sormak için bu pazar günü, özellikle benim halkım milli ve yerli olarak kendi savunma sanayiine, kendi ülkesini korunmasına, terörle mücadelesine sahip çıkma uğruna inanıyorum ki Cumhur İttifakı’na desteğini çok daha güçlü verecektir, Erdoğan’a desteğini çok daha güçlü bir şekilde verecektir.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şırnak’ta şehit edilen askerle ilgili soruya, “İş terse döndüğü anda Bestler Dereler’de 5 şehidimiz oldu. Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı, gereği yapıldı. Şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm yakınlarına başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Hepsinin yakınlarıyla telefon görüşmelerimi yaptım. Onlara da sabırlar diledik. Karşı operasyonlarımız devam ediyor. Terör örgütü ne karar alırsa alsın biz, PKK ve uzantılarına karşı mücadelemizi yurt içi ve yurt dışında sürdürmeye kararlıyız. İnlerini başlarına yıktık, yıkıyoruz ve yıkacağız. Bu terör örgütleri pazarlık yaptıklarına karşı eylemsizlik kararı almıştır. Masa arkadaşlarına bunlar sözler verdiler. Biz kimseyle pazarlık yapmadık. Sözler vermedik. Teröristi gördüğümüz yerde imha etmekte kararlıyız.” cevabını verdi.

    CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun terör örgütleriyle ortaklığının artık alenileştiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Onlarla beraber yol haritasını belirlemişlerdir. Hatta hatta video çekimleri de yapmışlardır. PKK elebaşları, ‘İkinci turda da Kılıçdaroğlu’na oy vermeliyiz.’ diye peş peşe açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar gösteriyor ki Kılıçdaroğlu, sırtını PKK terör örgütüne dayamıştır. Gücünü onlardan alıyor. Rabb’im kimseyi böyle bir duruma düşürmesin. Böyle bir utanç yaşatmasın. Bu şahsın, PKK’nın saldırdığı tek siyasetçi olduğu iddiası da safsatadır. PKK bu eyleminden dolayı çıkıp ‘Hedefimiz ne CHP ne Kılıçdaroğlu idi.’ diyerek özür dilemiştir. Bu kadar açık, ortada. Kılıçdaroğlu, bir askerimizin şehit olduğu o menfur saldırıyla ilgili PKK’nın adını anmaktan özenle kaçınmıştır. Daha kundaktaki bebekleri, sivilleri, kadınları, öğretmenleri katlederken bir kez olsun pişmanlık duymayan caniler, niçin Kılıçdaroğlu’ndan özür dilemiştir? CHP Genel Başkanı’nın çıkıp bunu millete dürüstçe açıklaması gerekir. Kılıçdaroğlu’nun, Kandil’dekilerle video çekimleri var. Bunları yayınladılar. ‘Haydi haydi’ türü. Aldınız mı? Kandil’dekilerle bu şekilde ama montaj ama şu ama bu video çekimlerini yaptılar. PKK’lılar, videolarla bunlara destek verdiler. ”

    “EN GERÇEKÇİ ANKETI PAZAR GÜNÜ MİLLETİM YAPACAK”

    Erdoğan, bu hafta sonu Hatay’a gittiğini hatırlatarak, “Hatay’da, Defne’de tabloları gördük. Meydanda bakıyorsun, 40 bin kişi var. Gaziantep’e geldik. Gaziantep’te, meydanda 100 bin kişi var. Şimdi, 14 Mayıs seçimleri ne yaptı? Bütün bu balon anketlere en güzel cevap oldu. Siyaseti meydanlarda, sahada milletin içinde yapan bir kişi olarak, benim için en doğru analiz meydanlardır. Bu konuda şükürler olsun hiç yanılmadım. Gaziantep, 100 bin kişi, bunun anketle manketle izahı olmaz. Bu, çok açık, net ortada. Onun için, ’28 Mayıs’ta özellikle anket yapmaya da gerek yok.’ diyorum. Şimdi, bazı anket firmalarının neticeleri elimde ama ben anketler üzerinden değil. Diyorum ki ‘En gerçekçi anketi pazar günü benim milletim yapacak.’ Nerede yapacak? Sandıklarda yapacak. Rabb’imden, 28 Mayıs’ta bu aziz millete 5 yıl daha hizmet etme şerefini bizlere nasip etmesini diliyorum. Biliyorum ki benim milletim en doğru olanı yapacaktır. Bu millet, aldatılmaya layık değil. Dürüst bir neticeyle bu işi noktalamak ve ondan sonra 21-22 yılın tecrübesini inşallah milletime yeniden aktarmaya nail olalım.”

    Erdoğan, annesinin de yer aldığı videonun gösterilmesinin ardından “Annenizi özlüyor musunuz?” sorusu üzerine, “Özlenmez mi? Ana, bambaşka bir şey.” dedi.

    Pazar günü millet ve ülke için hayırlı bir neticeyle noktayı koymak istediklerini dile getiren Erdoğan, “Büyük Türkiye Zaferi” için hep birlikte milleti sandığa davet ettiğini sözlerine ekledi.

  • ‘Tayyip Erdoğan kaybetse de gitmeyecek’

    ‘Tayyip Erdoğan kaybetse de gitmeyecek’

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Fatih Yeşildirek Mahmutpaşa Esnafı ile sabah kahvaltısında bir araya geldi. Bakan Soylu ‘ya Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, AK Parti Fatih İlçe Başkanı Yakup Yaşa ve esnaf eşlik etti.

    “Türkiye 45 – 60 günde hastaneler yapabilecek kabiliyete sahip oldu”

    Türkiye’nin kısa süre içinde hastane yapabildiğini söyleyen Bakan Soylu, “Türkiye 45 – 60 günde hastaneler yapabilecek kabiliyete sahip oldu. Biz bunları kendi zihnimizde tasarlayamayız. Şunu söylemek istiyorum. Ülkeler de, devletler de insanlar gibidirler. Büyürler, küçülürler, büyürler, gelişirler, serpilirler. Küçükken bazen dayanıksız olurlar. Ama büyüdükleri zaman biraz daha bu meselelere dayanıklı hale gelebilirler. Önemli olan karşı karşıya kalınan bu meselelere dayanıklı hale gelebilmektir. Recep Tayyip Erdoğan ne yaptı diye bana sorarsanız? 21 yıldır bu ülkeyi karşı karşıya kalmış olduğu bütün olaylara dayanıklı hale getirdi” dedi.

    “Biz onları Allah’ın izniyle demeye kadar getirdiysek Cenabı Allah’a şükürler olsun”

    Batı’nın Türkiye’yi yıllarca kendi değerlerinden ve geleneklerinden uzaklaştırmaya çalıştığını söyleyen Bakan Soylu, Bunu televizyon dizileriyle yaptı Dallas’la başladı. Siz benden daha iyi bilirsiniz büyüklerim. Sonra şimdi yeni bir şey çıktı. İsmi Netflix mi, nedir? Şimdi de onlarla devam ediyor. Her televizyon filminde eşcinselliği ortaya koyabilecek, onu sevdirecek bir hal ortaya koymaya devam ettirmeye çalışıyor. Bunu yıllardan beri yapıyor. Aile yapımızı ortadan kaldırmak için. Ama şimdi başka bir şey söyleyeceğim. İş biraz tersine dönmeye başladı, daha da dönecek. Hayat da benim aklıma gelmezdi. Eski CHP İl Başkanı ismini unutuyorum bir kadın Canan Kaftancıoğlu, güzel pankartlar yazmış böyle yazıyor: ‘Allah’ın izni ile daha bitmedi’ şeklinde. Biz onları Allah’ın izniyle demeye kadar getirdiysek Cenabı Allah’a şükürler olsun” şeklinde konuştu.

    “‘Tayyip Erdoğan kaybetse de gitmeyecek’ dediler. Oyları çalacaklar, dediler”

    Bakan Soylu, “‘Tayyip Erdoğan kaybetse de gitmeyecek’ dediler. Oyları çalacaklar, dediler. Seçim geçeli kaç gün oldu? Seçim geçeli 9 gün oldu. Hepsinin sandıkta temsilcileri, avukatları var. Bir tane seçimin sonucuna tesir edecek ufak tefek maddi hatalar her yerde olur kendi hesabımda. Belki bizim aleyhimize oldu. Seçimin sonucunu ortadan kaldırabilecek bir tek örnek bugüne kadar çıkaramadılar. Bu ülkenin koskoca iki belediye başkanı çıktı. O gece dediler ki, Kılıçdaroğlu kazandı. Bütün millete dediler, değil mi? Bizi şöyle bir şeyle karşı karşıya bırakmak istediler. Bakın çok büyük bir tehlike ortaya koydular. Bizim için dediler ki, yani biz kazandık. Aslında onlar çaldılar ve kaybettiler. Bizi kaybettirdiler. Tövbe estağfurullah. Kaç aldık? Yüzde 49 oy oranı alarak Cumhur İttifakı 322 milletvekili çıkardı. Tek bir ses çıkaramadılar. Bir tek söz söyleyemediler. Şunu söyleyeyim. Çok partili siyasi hayatımızın en güvenli seçimi, en huzurlu seçim oldu. Bir seçimi bu millet demokrasi şenliğine döndürdü” ifadelerini kullandı.

  • “Hiçbir seçimin ardından insanımızı tehdit etmedik”

    “Hiçbir seçimin ardından insanımızı tehdit etmedik”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    “Siyasi tercihi ne olursa olsun Hatay’da tüm vatandaşlarıma 14 Mayıs seçimleri dolayısıyla teşekkür ediyorum. Sizler onca yıkıma rağmen hayata yeniden sarıldınız. Koltuk sevdalılarına prim vermediniz. Bizim için sizin oyunuzu almak önemlidir. Alanımızda resmi rakam nedir diye sordum Alana kardeşlerimin sayısı 30 bin. Hatay’da zaman oldu 80 bin, 100 bin kişiyle miiting yaptım.

    Millete tepeden bakanlardan olmadık. 15 seçimin hiçbirinin ardından insanımızı tehdit etmedik. Ayıran, ayrıştıranlardan değil birleştirenlerden olduk. Nefretin, kinin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk. Sandıkta tecelli eden iradeye böyle yaklaşıyoruz. CHP Genel Başkanı ve ardından gelenler gibi milleti suçlamıyoruz. Kimseyi aşağılamıyor, hor hakir görmüyoruz. Siyasi tercihlerinden dolayı ayrımcılık yapmak, kaldıkları yerden kapı dışarı etmek aklımızın köşesinden bile geçmez. Kabahati seçmende aramak yerine kendimizi sorguluyoruz. Nerede eksiğimiz varsa onu düzeltmeye çalışıyoruz. Biz sizi seviyoruz, biz size inanıyoruz.

    “TÜM İMKANLARI SEFERBER ETTİK, DEVLET BURADA”

    Devletimizin ve milletimizin tüm imkanlarını deprem bölgesi için seferber ettik. Televizyonlarda CHP’nin trolleri bir daha size yardım göndermeyeceğiz diyor. Devletimiz burada bizler kalıcı konutlardan tutunuz, konteynerlere varıncaya kadar. Burada aç açık kimseyi bırakmadık. Depremzedelerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. Yaralarımızı süratle sarmaya başladık.

    Az sonra Defne Hastanesinin açılışını yapacağız. Biz Covid döneminde Atatürk Havalimanı’nda üç ayda 1006 Murat Dilmener Hastanesini yaptık. Aynısını Anadolu Yakası’nda yaptık. Defne’de Erdoğan’a verilen oy yüzde 8,5. Peki Bay Bay Kemal’e verilen 90,5. Biz burada mezhebi bir ayrım var diye bu yatırımı yapmıyoruz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bensem, orada yaşayan insan olduğuna göre biz bu yatırımı yapmak zorundayız dedik. Talimatı verdim. Ayrım yapmadık, bundan sonra da yapmayacağız. Hatay’da toplam 650 bin görevli ve gönüllümüz deprem bölgesinde canla başla hizmet etti. Atılan her adımı, yapılan her işi bizzat takip ettik. Arkadaşlarımız şov peşinde koşmadılar, buralara poz vermeye gelmediler. Sadece Hakk’ın ve halkın rızasını gözeterek gece gündüz koşturdular.

    “HATAY’DA 251 BİN KONUT İNŞA EDECEĞİZ”

    Antakya Küçük Sanayi Sitemizi yeniden inşa edip orayı da ayağa kaldıracağız. Ülkemiz genelinde 171 bini aşkın bağımsız bölümün inşa sürecini başlattık. Şehrimizde toplam 251 bine yakın afet konutu inşa edeceğiz. Defne Hastanemizi de bugün açıyoruz. Amacımız 319 bini ilk yıl olmak üzere 650 bin konutu hak sahiplerine teslim etmek.

    “İLK İŞLERİMİZDEN BİRİ AİLEYİ ANAYASAL ZEMİNE OTURTMAK”

    Bunlar talimatı nereden alıyor, Kandil’den. Teröristlerde el ele kol kola dolaşan bir Bay Bay Kemal var mı? Bunlardan benim ülkeme fayda olur mi? 28 Mayıs’ta gereken dersi vermek için bir hafta durmadan çalışıyor muyuz? Hatay’dan bu defa çok farklı bir oy bekliyoruz. Milletin karşısına maskelerle değil samimiyetimizle çıktık. Aile ve Gençlik Bankamızın kurulmasıyla gençlerimizin evliliğinin önünü açacağız. Bu CHP, İYİ Parti, yanındakiler LGBT’ci mi? AK Parti’ye, MHP’ye, Yeniden Refah’a LGBT sızabilir mi? Biz ailenin kutsallığına inanıyoruz. Seçimden sonra ilk işlerimizden bir tanesi aile kurumumuzu anayasal bir zemine oturtmak.

    “MİLLET ESKİ SİSTEME DÖNÜŞ İSTEĞİ OLMADIĞINI GÖSTERDİ”

    Halkımız ilk turda iradesini gösterdi. Milletimiz eski sisteme dönüş isteği olmadığını ortaya koydu. Önümüzdeki pazar günü sandığa çok daha güçlü şekilde sahip çıkacağınıza inanıyoruz. Selo’yu bırakacağım diyor. Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu değil mi? Bu terörist, şu anda cezaevinde. Cezaevlerinin kapılarını kıracağız, Öcalan da dahil olmak üzere serbest bırakacağız diyor. Rakiplerini tasfiye etmek için şantaj, kaset kumpası dahil her yolu meşru görenlerin siyasi ahlakına güvenilir mi? 28 Mayıs’ta irademize sahip çıkacağız. Bunun için mutlaka sandığa gitmeniz gerek.”

  • “14 Mayıs’ta gençlerden en büyük desteği biz aldık”

    “14 Mayıs’ta gençlerden en büyük desteği biz aldık”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Adıyaman’da gençlerle buluştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buradaki mesajlarından öne çıkanlar şöyle:

    “6 Şubat depremlerinden beri buralarda olduk. Biz birileri gibi buraları deprem turisti edasıyla gezmiyoruz. Adım adım yapılan her işi takip ediyor, hiçbir gecikmeye mahal olmaması için çalışıyoruz. Cumhur İttifakı’nın mensuplarıyla depremzedelerimizi hiç yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Ülkemizde birileri gençleri küçümseyerek, karamsarlık aşılayarak sizlerle aramızı açmaya çalıştılar. Halbuki biz hep gençlerle yol yürümüş birisiyiz. Onlar gençlerimizi harflerle etiketlendirerek ufuklarına sınır çizmeye çalışırken biz hep gençlerimizin vizyonunu genişletmek için çalıştık.

    Sizlerin gözlerindeki ışıltı bizi daha çok mücadelelere girme azmi veriyor. Seçimlerde iddia edilenin ve sanılanın aksine gençlerimizden en büyük desteği biz aldık. Mesleki eğitimde adeta sessiz bir devrim gerçekleştirdik. Kasıtlı şekilde örselenen mesleki eğitimi yeniden hak ettiği yere getirdik. Geçmişte yetişmiş insanlarını dışarıya kaptıran Türkiye’den cazip bir ülke haline geldik. Biz artık sizlerin zamanının misafirleriyiz. Vazifem sizlere hayallerinizi en kolay şekilde hayata geçireceğiniz bir Türkiye bırakmaktır. Vatan topraklarını hangi şartlarda düşmandan kurtardığımızı unutmamalıyız. Cumhuriyetimizin ilk asrı boyunca neler yaşadığımızı hatırımızdan asla çıkarmamalıyız. Çeyrek asır öncesinin Türkiye’si ile bugünkü arasında çağ farkı var.

    Sırf bölgeden istedikleri oyu alamadılar diye depremzedelere hakareti bırakmayan dün milletimize neler çektirdiklerini bilmezsek yarınlara güvenle bakamayız. Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. En büyük eserimiz de sizlerin hayatın her alanında gelişimine fırsat sağlamak. Meclis’te artık sizin yaşınızda temsilcilerimiz var.”

    “28 MAYIS’TA GEREKEN DERSİ ALACAKLAR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının ardından gençlerin sorularını yanıtladı.

    Bir gencin, “14 Mayıs seçimlerinden sonra millet devletine olan teveccühünü bu büyük afete rağmen gösterdi. Bu sonucu hazmedemeyen bazı kesimler bizleri rencide eden cümleler kullandı. Biz bunların yargı karşısında ceza almasını sizden rica ediyoruz.” talebi üzerine Erdoğan, bu durumun aynı şekilde kendilerini de rencide ettiğini söyledi.

    Milletin bu kişilere 14 Mayıs’ta gereken dersi ilk etapta verdiğini belirten Erdoğan, “Bitmedi, inşallah 28 Mayıs’ta bunlara belini doğrultamayacakları bir dersi de vermesi lazım. Zira 50 bin şehidimizin üzerine bu şekilde saygısızlık, bu şekilde edepsizlik yapılamaz. Maalesef bunlar ama televizyon kanallarıyla ama farklı mecralarda yazılı, görsel hep depremzedelerimize 11 vilayette hakaretler yağdırdılar. Bunlar onların yanında kalmayacak. Takipçisiyiz, inşallah gereken dersi de alacaklar.” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gencin “Gençlerin yönetime katılımı konusundaki düşünceleriniz nelerdir?” sorusuna, şu yanıtı verdi:

    “Bu konuda bildiğiniz gibi 30 yaş seçme ve seçilme yaşıydı. Bunu önce 25’e sonra da 18’e düşürmek bize nasip oldu. Bu nedir? Biz gençliğe güveniyoruz, gençlerimize güveniyoruz. Çünkü biz Fatih Sultan Mehmet’in, 18 yaşında bir çağı kapatıp bir çağı açan ecdadın torunlarıyız. Ne dediler? ‘Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız?’ dediler. Biz de dedik ki ‘Gençliğine güvenmeyenden hiçbir şey olmaz.’ Cumhur İttifakı olarak da buna yüklendik ve hamdolsun parlamentoda şu anda çok gençlerimiz var. Şu anda 24, 25, 28 bu yaşta gençlerimiz var. Biz size inanıyoruz. Şimdiden önümüzdeki seçimlere hazırlanın, parlamentoda sizleri de oralarda görelim. Devletin kademelerinde sizleri görelim. Sadece öğretmen değil mühendis, doktor, yazılımcı aklınıza ne gelirse. Çünkü biz gençliğimize inanıyoruz, gençliğimize güveniyoruz. Gençliğine güvenmeyenden geleceğini teminat altına almak gibi bir şey olmaz. Ama şimdi ilk etap, 28 Mayıs’ta bu depremzedelerimize hakaret eden ahlaksızlara ilk cevabı vermek olsun inşallah.”

    “SİZLERE ÜLKEMİZİ BIRAKACAK, YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

    Programda bir genç Erdoğan’a, “Türkiye Yüzyılı’nda gençlere yönelik altyapının geliştirilmesine yönelik hedefleriniz nelerdir?” sorusunu yöneltti.

    Bu konuya ilişkin şu anda attıkları adımlarda, gençleri gerek üniversitelerde ardından da süratle Türkiye’nin geleceğinde görev üstlenecek kabiliyette yetiştirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Erdoğan, “Bunu yapacağız ki bizler de Türkiye Yüzyılı’nı siz gençlerimize özgüven içerisinde teslim edelim. Bizim buralara tabii kazık çakacak halimiz yok. Biz de size güvenle bakacak, ondan sonra artık ‘Türkiye emin ellerdedir’ diyeceğiz. Sizlere ülkemizi bırakacak, yolumuza da devam edeceğiz.” diye konuştu.

    Erdoğan, bir gencin TEKNOFEST’in seneye Adıyaman’da yapılması talebi üzerine, “TEKNOFEST yönetimiyle görüşelim, bakalım şu anda onların yol haritası nedir. Eğer onların yol haritası müsaitse inşallah Adıyaman’da böyle bir organizasyonu onlarla planlayalım.” dedi.

    Deprem bölgesindeki gençlere yönelik çalışmalardan çok memnun olduğunu belirten bir genç Erdoğan’a “Siz Sayın Cumhurbaşkanımızın Adıyaman gençlerinden beklentiniz nelerdir?” sorusunu yöneltti.

    Adıyaman gençlerinden beklentilerinin birinci derecede Fen Lisesi’nde okuyup, orayı başarıyla bitirmeleri ve üniversite imtihanlarında da başarılı olmaları olduğunu anlatan Erdoğan, “İnşallah üniversiteye girdikten sonra da ‘Ben ülkemin yönetiminde, her kademede görev almaya hazırım’ deyin. Biz sizden öncelikle bunu bekliyoruz ve bunu başaracağınıza da inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gençlere mesaj

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gençlere mesaj

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Twitter’dan yeni bir paylaşımda bulundu.

    Paylaşımında gençlere seslenen Erdoğan, “Siyasi başarısızlıklarına sizleri de ortak etmek isteyenlerin yalanlarına, çizmeye çalıştıkları o karanlık tabloya lütfen aldırış etmeyin.” dedi.

    28 Mayıs’a ilişkin mesajlar da veren Erdoğan, “28 Mayıs’tan sonra inşallah Türkiye Yüzyılı’nın inşasına da sizlerle birlikte başlayacağız.” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, “Biz her zaman sizin yanınızdayız.” dedi.

    “HİÇBİR GENÇ KARDEŞİMİN HAYAT TARZINA MÜDAHALE ETMEDİK”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paylaşımı şu şekilde:

    Sevgili genç kardeşlerim,

    Hazreti Mevlana “Testinin içinde ne varsa, dışına da o sızar” diyor.

    Dipsiz karanlıklarda debelenenler umut veremez. Vizyonu, hayali, ideali, hedefi olmayanlar ufuk çizemez.

    Siyasi başarısızlıklarına sizleri de ortak etmek isteyenlerin yalanlarına, çizmeye çalıştıkları o karanlık tabloya lütfen aldırış etmeyin.

    Biz her zaman sizin yanınızdayız.

    21 yıldır iktidardayız. Birçoğunuzla aynı yaştayız.

    Bu 21 yıl boyunca hiçbir genç kardeşimin hayat tarzına müdahale etmediğimiz gibi, kimsenin bir başkasının kılık kıyafetine, düşünce tarzına, beklentilerine, beğenilerine karışmasına da izin vermedik.

    Ülkemize kazandırdığımız nice eserin, yatırımın, projenin yanı sıra fikirlerinizi rahatça ifade edebilmeniz, gençliğinizi özgürce ve doyasıya yaşayabilmeniz için de var gücümüzle çalıştık.

    Bugün her türden sanat etkinliğinin rahatça düzenlenebildiği, uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapan, sporun, müziğin, bilimin, teknolojinin hiç olmadığı kadar hayatımızın içinde yer aldığı bir Türkiye’de yaşıyoruz.

    Sayısı 208’e çıkan üniversitelerimizle, 96 teknopark, 316 tasarım merkezi, 1.249 AR-GE merkezimizle hedeflerimize doğru emin adımlarla yürüyoruz.

    1 milyonu aşkın gencimizin yarıştığı TEKNOFEST ile potansiyelinizi sergileyebileceğiniz, dünya ile rekabet edebileceğiniz platformlara sahibiz. Millî Teknoloji Hamlemiz sayesinde teknolojiyi sadece tüketen değil; tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke haline geliyoruz.

    Tüm bunları sizin için yaptık; sizlerin desteği, gayreti, alın ve fikir teriyle başardık. 28 Mayıs’tan sonra inşallah Türkiye Yüzyılı’nın inşasına da sizlerle birlikte başlayacağız.

     

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Sinan Oğan ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Sinan Oğan ile görüştü

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATA İttifakı cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan ile bir araya geldi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sinan Oğan arasındaki görüşme yaklaşık 1 saat sürdü. Görüşmeyle ilgili henüz açıklama yapılmadı.

    KILIÇDAROĞLU ÜMİT ÖZDAĞ’I ZİYARET ETMİŞTİ

    Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile görüşmüştü.

    1,5 saatlik görüşmenin ardından iki lider açıklama yapmış ve Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin demokrasiye, dayanışmaya ve sorunları aşmaya ihtiyacı olduğu ifade etmişti.

    ATA İttifakı’nın kimi destekleyeceğine ilişkin de açıklamalarda bulunan Özdağ, bazı sorular sorduklarını belirterek “Aldığımız cevap çerçevesinde yetkili kurullarımızla değerlendirmeler yapacağız. Kısa zaman içerisinde görüşlerimizi paylaşacağız.” diye konuşmuştu.