Etiket: Cumhurbaşkanı Erdoğan

  • Seçimden sonra masanın etrafında kimse kalmayacak

    Seçimden sonra masanın etrafında kimse kalmayacak

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle;

    “Deprem konutlarımızın temellerini süratle atıyoruz, dün itibarıyla inşası başlayan konut ve köyevi sayısı 100 bini buldu.

    Deprem bölgesi dışında kalan iller, deprem mağduru kentlerimize düzenli yardım gönderiyor.

    Yaraları tamamen sarıncaya, depremin izlerini tamamen silinciye kadar sahada olmayı sürdüreceğiz.

    Ülkemiz 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerin atmosferine girdi, sandığın önümüze gelmesine bir aydan az bir zaman kaldı. Seçimler yaklaştıkça birileri ikbal derdine düştü. Tüm tuşlara aynı anda basmaya başladı.

    Terör örgütünün uzantılarıyla işbirliğinden sapkın yapılarla sütre gerisinde yürütülen pazarlıklara kadar her türlü yolu deniyorlar.

    Bizimle eser ve hizmet siyasetinde yarışmak yerine abuk sabuk vaatlerle günü kurtarmaya çalışıyorlar. Onca yıldır yönettikleri belediyelerde yapmadıkları önce söz verip sonra üzerine beton döktükleri ne kadar iş varsa ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getiriyorlar.

    Millete umut olacak hiçbir projeleri yok. Mazilerinde ülkeye kazandırdıkları hiçbir yatırımları yok. Ülkenin geleceğine dair hiçbir ufukları yok. Gençlerimize umut aşılayacak hiçbir vizyon yok. Türkiye’nin sorunlarını çözebilecek kapasiteleri yok.

    Bu yokluklar ittifakında ne var? Bolca anlaşmazlık var. Bir sene boyunca onlarca temas yaptılar. Adaylarını bile kavgasız belirleyemediler. Aynı masanın etrafına oturmuş 7 kişi daha birbirlerini idare edemiyorlar. Makam mevkii dağıtmak dışında bir şey yaptıkları yok. Her partinin genel başkanına cumhurbaşkanı yardımcılığı veriyorlar. Utanmadan sıkılmadan israftan bahsediyorlar. İsrafın ta kendisi bu. Bunlar devlet nedir haberi yok. Böyle devlet yönetilir mi?

    Bunların tek derdi Kandil’den aldıkları talimatı yerine getirmek, terör örgütleriyle omuz omuza yürümek. Terör örgütleriyle elele, omuz omuza kardeşçe yürümek. Bunlar değil mi Diyarbakır annelerinin yavrularını dağa kaçıranlar? Diyarbakır’da 51 vatandaşımızı katledenler. O Selo denen adam, Kürt mü zannediyorsunuz? Hayır! O Zaza. Kürtlüğüyle övünüyorlar.

    14 Mayıs’ta bunları sandığa gömeceğiz. Bunlar benim milletimin tüm bu yaşananları görmediğini sanıyor. Benim milletim koalisyon dönemlerini çok iyi bilir, bu millet siyasi istikrarsızlığın ne demek olduğunu iyi bilir. Seçimden sonra masanın etrafında kimse kalmayacak. Siyasi mevta olacaklar.”

     

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim beyannamesini açıklıyor

    Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim beyannamesini açıklıyor

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu’nda AK Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Aday Tanıtım Toplantısı’na katıldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buradaki konuşmasından öne çıkanlar:

    “Şu karşımdaki tabloyu, Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bırakmakta olduğumuz bir dönemde, Türkiye Yüzyılının muştusu olarak görüyorum. Sevginiz, coşkunuz, ahde vefanız, ülkemize ve milletimize hizmet için çarpan kalpleriniz, dosta güven veren, düşmana korku salan aslan yürekleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.

    Yine bir 14 Mayıs arifesinde 1950’deki inanç ve iradeyle bir kez daha ‘Yeter söz milletindir.’ demek, ‘Yeter söz de karar da gelecek de milletindir.’ demek için bir aradayız.

    Hayatlarını mücadeleye adamış milletin adamlarının kiminin sonu darağacında bitmiş olsa da, yüreklerde yaktıkları hak, hukuk, özgürlük, kalkınma ateşi hiç sönmedi. Darbeciler, süngüleriyle bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Vesayetçilerin millete tepeden bakan kibirleri, bu ateşi söndürmeyi başaramadı.Küresel emperyalistlerin içerideki ve dışarıdaki tetikçilerinin hoyratlıkları, bu ateşi söndürmeyi başaramadı.

    Siyasi ve sosyal mühendislik hesaplarıyla girişilen sayısız teşebbüs, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Hamdolsun milletimiz, her seferinde iradesine sahip çıktı, istiklaline ve istikbaline sahip çıktı, yönünü aydınlık geleceğine çevirdi.

    “Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar”

    AK Parti, işte bu kutlu mirasın son 21 yıldaki temsilcisi olarak, milletimizle gönül gönüle, omuz omuza tarihi bir demokrasi ve kalkınma mücadelesi yürütüyor. Kurulduğumuz günden beri girdiğimiz her seçimi, bu çetin mücadelenin yeni adımı, yeni bir safhası olarak yaşadık.

    Bugün ‘Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar.’ diyerek bir kez daha milletimizin huzurundayız. Darbecilere, vesayetçilere, küresel emperyalistlere, siyasi ve sosyal mühendislik projelerine karşı milletimizle birlikte Türkiye Yüzyılının kapısını aralamak için buradayız.
    AK Parti’nin 14 Mayıs’ta milletimizin huzuruna çıkacak kadrosu olarak, ahdimizi yenilemek için bir aradayız.”

  • “Mescid-i Aksa’ya el uzatılması kırmızı çizgimizdir”

    “Mescid-i Aksa’ya el uzatılması kırmızı çizgimizdir”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, emeklilerle iftarda bir araya geldi. İsrail’in Mescid-i Aksa ve Müslümanlara yönelik saldırılarına sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail polisinin terör eylemleri için Mescid-i Aksa’yı ve Filistinli Müslümanları hedef almasından duyduğumuz üzüntü ve öfkeyi belirtmek istiyorum. İbadet eden sivillere ses bombalarıyla, coplarla, plastik mermilerle müdahalede bulunmak. İsrail yönetiminin tüm samimi ikazlara ve telkinlere rağmen estirdiği bu şiddet dalgasının arkasında içeride yaşadığı sıkışmışlığın yattığı anlaşılıyor. Bunun adı zulüm siyasetidir, kan siyasetidir, provokasyon siyasetidir” dedi.

    “Mescid-i Aksa’ya el uzatılması kırmızı çizgimizdir”

    Türkiye’nin bu saldırılar karşısında asla sessiz ve hareketsiz kalamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail’e çağrıda bulunarak, “Mescid-i Aksa’ya el uzatılması Haremi Şerifin kutsiyetinin ayaklar altına alınması bizim kırmızı çizgimizdir. Kudüs’e gerektiğinde canları pahasına sahip çıkan Filistinli kardeşlerimiz yalnız değildir. Müslümanların ilk kıblesine yönelik alçak eylemleri ülkem ve milletim adına kınıyor, bu saldırıların bir an önce durdurulması çağrısında bulunuyorum” ifadelerini kullandı.

    Bugün emekli vatandaşla iftarda bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, insanoğlunun uzun hayat yolculuğunun önemli dönüm noktaları olduğunu belirtti. Salgın döneminde dünyanın birçok yerinde emekliler, ölüme terk edilirken Türkiye’de üzerine en çok titrenen kesimin emekliler olduğunu söyleyen Erdoğan, Ülkenin modern hasta ve sağlık sistemi sayesinde süreci rahat geçirdiğini kaydetti.

    Geçtiğimiz ay yürürlüğe giren emeklilik düzenlemesi ile 2 milyon 250 bin vatandaşın önündeki yaş engelinin ortadan kaldırıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vatandaşlarımızın bir kısmı mutlaka kendi işinde ve ya ücretli olarak çalışmaya devam edecektir. Bir kısmı ise bugün için sakladığı hayalini gerçekleştirmek üzere yeni bir hayata adım atacaktır. Çalışırken olduğu gibi emeklilik dönemlerinde de sizlerin hep yanında olacağız. Türkiye Yüzyılını sizlerin tecrübesi, birikimi ve geniş ufkuyla şekillendireceğiz. Sizler eski Türkiye’yi eski Türkiye’nin yokluklarını, krizlerini, kayıplarını en iyi bilenlersiniz. Ülkemizin 20 yıldır nereden nereye geldiğini gençlerimize anlatmakta belki zorlanıyoruz ama sizler bunun canlı şahitlerisiniz. Eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, sanayiden tarıma, spordan sosyal yardımlara kadar her alanda ülkemizi asırlık eksikliklerini tamamlayarak bugünlere beraberce getirdik” dedi.

    “En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, yaklaşık 400 dolara yükselttik”

    Emekli vatandaşlara destek çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah şimdi Türkiye Yüzyılını da birlikte inşa edeceğiz. Bu konuda sizlerden destek bekliyorum. Hayatın en ağır yüklerini geride bıraktıktan sonra emekliliği rahatça sürdürmek bunun için gereken imkanlara sahip olmak sizlerin hakkıdır. Ülkemizde geçmişte emekli maaşları gerçekten çok kötü bir seviyedeydi. Hükümette geldiğimizde 50 dolara tekabül eden emekli maaşı alan insanlarımız vardı. Türkiye’nin geçtiğimiz 20 yılda sağladığı büyümeden emeklilerimiz de istifade etti. En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, yaklaşık 400 dolara yükselttik. Aynı dönemde asgari ücreti 185 liradan 8 bin 500 liraya, engelli aylığını 25 liradan 2 bin 400 liraya, 65 yaş aylığını, 25 liradan bin 900 liraya çıkardık. Memur, emekli ve esnaf sosyal güvenlik kurumlarını tek çatı altında toplayarak hem işlemleri kolaylaştırdık hem hizmet standardı bakımından aradaki uçurumu kapattık. Bir dönem çalışanlarımız gibi emeklilerimiz de fiş , fatura toplayarak vergi iadesi alırdı. Biz bu uygulamayı kaldırarak elde edilen yüzde 4- 5 civarındaki geliriz maaşlara ekledik. Tasarrufu teşvik fonu ve konut edindirme yardımı gibi çalışırken yapılan kesintilerin ödemesini emeklilerimize de biz yaptık. Maaşların yattığı bankalarının sizlere promosyon ödemesi yapmasını temin ettik. Madenciler başta olmak üzere farklı iş kolunda çalışan çok sayıda vatandaşımıza hakkaniyeti temin ettik” açıklamasını yaptı.
    Yurt dışında çalışanların Türkiye’deki emekliliklerini kolaylaştırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Borçlanma imkanını genişleterek emeklilik haklarından yararlanabilmekteki gecikmenin önüne geçtik. PTT aracılığı ile talep eden emeklilerimizin maaşlarını evlerinde almalarını sağladık. Memurların ek göstergelerinde yapılan düzenlemelerden emeklilerimiz de yararlandı Tarihimizde ilk defa emeklilerimize bayram ikramiyesini biz başlattık. Biner lira olarak başlayan bu ödemelerin tutarını bin 100 liraya şimdi de 2 bin liraya çıkardık. Bu listeyi onlarca madde ile uzatmak mümkündür” dedi.

    “Her seçim öncesi gibi açmışlar vaat bohçasını bol keseden dağıtıyorlar”

    Kılıçdaroğlu’nun emekli ikramiyesi açıklamasını hatırlatan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun mahalli seçimlerde verdiği sözleri hatırlattı. Erdoğan, “Son günlerde birileri emeklilerimizin maaşları ve ikramiyeleri üzerinden bir istismar siyaseti yürütmeye çalışıyor. Maaşları ikramiyeleri öyle yapacakmış bunun için söz veriyormuş. Aynı zat mahalli seçimler öncesi tek bir işçinin işinden edilmeyeceği konusunda namus sözü vermişti. Nerede namus bunca insanlar belediyelerden çıkarıldı. 10 binlerce insan işinden, ekmeğinden edildi. Bu kişi namus sözünü asla yerine getirmedi. Aynı şekilde mahalli seçimler öncesi belediyelerinde toplu taşımadan suya kadar her hizmeti bedava yapma sözü verdiler. Onların da hiçbirini tutmadılar. Ekranlara çıkıp belediyeleri kazandıkları yerlerde her çiftçiye bedava traktör vereceğiz dediler. Sorun bakalım ülkenin neresinde hangi çiftçiye bedava traktör vermişler. Anlaşılan şimdi de gözlerini emeklilerimize çevirmişler. Her seçim öncesi gibi açmışlar vaat bohçasını bol keseden dağıtıyorlar. Sizlere sormak istiyorum biz 20 yıldır emeklilerimiz başta olmak üzere milletimize verdiğimiz tüm sözleri tuttuk mu tuttuk. Yapağız dediğimiz her projeyi yaptık mı, yaptık. Çözeceğimiz dediğimiz her sorunu çözdük mü, çözdük. Eksiklerimiz olmuş olabilir verdiğimiz her sözü yerine getirerek ülkemize çağ atlattığımızı kimse inkar edemez” diye konuştu.

    “Bunlar en az 7 kişiye Cumhurbaşkanı yardımcılığı, vaatlerine bakılırsa en az 50 kişiye de bakanlık makamı dağıtmaya geliyor”

    “Bugün bile hem depremin yaralarını sarıyor hem de milletimizin aşını, ekmeğini büyütmeye çalışıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kişi Allah göstermesin ülkenin yönetimine geçerse olacakları söyleyeyim. Sözünü ettiği o ikramiye maaş artışlarını yapar mı bilmiyorum. Emeklisinden işçisine, memuruna kadar devlet bütçesinden maaş alan hiç kimse bir sonraki ay hesabının o paranın yatıp yatmayacağını bilmeyecektir. Bunların halef selef oldukları başkanları da öyle yapmadı mı. Daktilolar başbakanlığa atılmadı mı. Deprem bölgesinde yıkılan evinin yerine bir an önce yenisinin yapılmasını bekleyen vatandaşımız o yuvasına ne zaman kavuşacağını hiçbir zaman bilemeyecek. Devletten sosyal yardım ödemesi alan hiçbir vatandaşımız bir sonraki ay hesabına bu paranın gelip gelmeyeceği bilemeyecek. Bunlar ülkeyi yönetmeye, devletin sorunlarını çözmeye gelmiyor. Bunlar en az 7 kişiye Cumhurbaşkanı yardımcılığı, vaatlerine bakılırsa en az 50 kişiye de bakanlık makamı dağıtmaya geliyor. Böyle devlet yönetimi olur mu? Bunlar köprüsünden tüneline, şehir hastanesinden savunma sanayi projelerine kadar yapılanları yıkmaya, devam edenleri durdurmaya geliyor. Şu anda Ankara’da 4 bin 6 4 bin 6, iki şehir hastanemiz var mı var. Bu şehir hastanelerimizde sağlıkta vatandaşlarımız en lüks hizmeti alıyor mu alıyor. Eskiden bu hastanelerimizin halini düşünün. Bunlar ülkemizi bölgesinde ve dünyada söz sahibi yağan yatırımlarına altında imzası olanlara dünyayı dar etmeye geliyorlar” değerlendirmesini yaptı.

    “ABD’ye gidip maaşları ödemek için para dilenecekler”

    Türkiye’nin IMF’ye bir bağımlılığının olmadığının altını çizen Erdoğan, “Bunlar siyasette koalisyonlar, güvenlikte terör ve kaos, ekonomide kriz ve çöküş, sosyal hayatta kavga ce dövüş, dış politikada mahcubiyet ve teslimiyet olan eski Türkiye’yi geri getirmeye geliyorlar. Bunları biz söylemiyoruz, bizzat kendileri söylüyor. Böyle bir kafanın, böyle bir zihniyetin bırakınız ülkeyi büyütmeyi, geliştirmeyi, güvende tutmayı mevcut işleyişi sürdürmesi mümkün mü? Ekonomiyi 2 günde yerle yeksan edecekler sonra da tıpkı o koltukta daha önce oturanların yaptığı gibi Avrupa’ya Amerika’ya gidip memur maşı ödemek için para dilenecekler, para. IMF’den gidip para dilenmediler mi? Memur maaşlarını ödeme için. 20 yıldır böyle bir durumu bizde gördünüz mü? Bunlar otel odalarında buluştukları IMF’nin ayağına çantacılarını gönderecekler, el açacaklar, 3 kuruş için ülkenin onurunu ayağa düşürecekler. Göreve geldik, IMF’ye olan borç neydi 23 buçuk milyar dolardı. 2013 yılında biz IMF’ye olan borcu bitirdik ve ondan sonra IMF’yi kapımıza sokmadık. Bizim IMF ile ilgimiz yok. Her geçen gün daha da iyi olacak. Türkiye 20 yıl sonra yeniden küresel lobilere bağımlı hale getirmeye çalışıyorlar. Kendinizin, evlatlarınızın, torunlarınızın geleceğini bunlara, bu iş bilmez muhterislere teslim etmeyeceğinize inanıyorum. İnşallah Allah’ın izni, milletimizin desteği ile ülkemizin böyle bir felakete uğramasına meydan vermeyeceğiz” dedi.

  • “Türkiye yerli gazını kullanmaya başlayacak”

    “Türkiye yerli gazını kullanmaya başlayacak”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV, 360 ve tv4 ortak yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı.

    Köy evlerini bir kısmını bayrama yetiştirmenin gayreti içinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgelerinde konteyner kentler kurduklarını, prefabrik konutlar yaptıklarını söyledi. Erdoğan, prefabrik konutlarla adeta yeni yeni şehirler oluşturulduğunu belirterek, geçtiğimiz hafta İslâhiye ve Nur Dağı’nı ziyaret ettiğini hatırlattı. Erdoğan, imkanların seferber edildiğini, NATO’nun gönderdiği çadırların önem taşıdığını belirtti.


    Bunların alışılmış çadırlar olmadığını belirten Erdoğan, “Benzer bir çadır sistemi İsveç’in var. Bundan sonraki dönemde seçimden sonra gerek Kızılay gerek AFAD bu çadırların projelerini alıp ülkemizde üretsinler istiyorum. Hayatı süratle normalleştirmek için insanlarımızın temel ihtiyaçlarını eksiksiz tamamlamamız gerekiyor, barınma ve beslenme büyük önem teşkil ediyor. Ara karar aldık bu kararla online sisteme geçelim yurtlarımızı boşaltıp depremzedelerimizi bu yurtlarda misafir edelim istedik” dedi.

    Yüksek kira uygulaması yapanların hesabının yargı vasıtasıyla sorulacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bizim için şu an önemli olan can. Kentsel dönüşüm ile ilgili sözümüz var bu dönüşümü yerine getirdiğimizde biz tekrar sizleri yerlerinize alacağız diyoruz. Seçimi hayırlısıyla atlatalım bundan sonraki dönemde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla burada yasal düzenlemelerle yerel yönetimlerle merkezi yönetimin bir görev dağılımına gitmesi şart. Bu görev dağılımına gitmedikten sonra yerel yönetimlerde farklı yaklaşımlar meydana geliyor. Mimar ve Mühendisler Odası ile ilgili atacağımız adımlar var. Bunların elinde olan yetkiler bir çok yerde olumsuz şekilde kullanıyor. Belediye, çevre şehircilik burada yük paylaşımı yapsın, bu tür yanlışlara fırsat vermesin. TOKİ inşaatında dikkat çeken zemin etütleri. Bu inceleme bitmeden hiçbir proje başlamaz” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun seccade üzerindeki fotoğrafının sorulması üzerine şöyle konuştu,

    “Seccadenin üzerinde ayakkabı ile basılıp basılmayacağı ilim, irfan hikmet işi. Adap, edep meselesidir. Bu farkında olmuş olmamış bizi ilgilendirmiyor. Benim halkım bunlara çok önem verir. Bizim medeniyetimizde seccade bir halı parçası, başörtüsüne diyor bez parçası. Sen kalkıp başörtüsüne bez parçası diye yaklaşırsan bizim değerler silsilesinde bizim kutsalımızdır. Mahremiyetin ifadesidir. Bunu bu şekilde diyen Kur’an-ı Kerim için kağıt parçası der. Aynı şekilde cami taş tuğla parçası, ekmek hamur parçası değildir. Cennet annelerin ayakları altındadır, hadisi yanlış söylüyor. Erbakan hocamızın özellikle ayetle ilgili yaptığı açıklamaları filan kalkıyor iftar sofrasında değişik şekilde anlatıyor. Manevi değerlere hassasiyeti olmayanın seccadede de gözü olmaz. Vatandaşlarım bu fotoğrafları iyice belleğine kazısın bu CHP zihniyetinin ne olduğunu gayet net ortaya koyan bir fotoğraf bu. Bu fotoğraflardan sonra inanıyorum ki seccadenin de kıymeti anlaşılacaktır.

    Bu kadar cesurca bu ifadeleri kullananların bekledikleri şey bu seçimi kazanacağız, bu seçimi kazandıktan sonra yargıda kendilerine göre reformlar yapacaklarını, bu ülkenin hukuk devleti olduğunu kabullenmiyorlar bu anayasayı da değiştirecek güce sahip olacağız. Bu güce sahip olacağımıza göre daha önce Öcalan ile ilgili verilen kararı bir kenara koyarız, Edirne’dekinin de aldığı cezayı bir kenara koyarız, teröristleri de çıkarırız. Bu ülke hukuk devleti değil. Selo’nun Diyarbakır’da attığı adımla 51 Kürt vatandaşımızın ölümüne neden olması Kürt kardeşlerimin gözünden kaçıyor. Daha sonra Selo içeri girdi, aldığı ceza ortada. Nereden bakarsan bak 5 yıla mahkum oldu. Ne kadar cesurane Bay bay Kemal bunları çıkaracağız diyor. Bu ülke onlarla ilgili böyle bir ceza verdi. Yargı verdi bu cezaları. Verilmiş olan cezaya rağmen sayın Kılıçdaroğlu hangi cesaretle bunları konuşuyor. Sen nasıl olur da yargı devletinde bunları konuşabilirsin. Yargıyı hiçe sayıp verilmiş cezalarla ilgili bunları konuşuyor. 14 Mayıs’ta bunlar beklediklerini bulamayacaklar. 14 Mayıs’ta benim milletim gerçek yargı olarak son sözü söyleyecek ve gerekli olan kararı verecek sonraki süreçte adalet tecelli ederek yolumuza devam edeceğiz.“

    Bugüne kadar hiçbir CHP yöneticisinin PKK’yı, HDP’’yi, PYD’yi eleştirmediğini söyleyen Erdoğan, ”Bunların bölücü emelleri ve insanımızın arasına düşmanlık sokmaya çalışan zehirli dili konusunda eleştirdiklerini gördünüz mü? Hayır. HDP’liler bunlara ağır hakaretler ettiklerinde bunlara karşı seslerinin çıktığını duydunuz mu, hayır. Aynı durum FETÖ için de geçerli, bunların hepsinin de ipi aynen. PKK ile FETÖ’nün aynı projenin farklı yüzleri olduğunu biliyoruz. CHP’nin de bir süredir yaşadığı dönüşümle bu projeye gönüllü yazıldığını anlıyoruz. Bu masanın etrafında oturan diğerleri nasıl böyle bir tabloyu içlerine dindirebiliyor işte onu anlamakta zorlanıyoruz. Ülkemiz ve milletimiz adına üzülüyoruz” dedi.

    “Bay Bay Kemal’in HDP’den alacağı destek karşılığında yapacağı iş bu ülkeyi terör örgütlerinin ve onun siyasi ajandasının rotasına sokmaktır” diyen Erdoğan, ”Partisine gidip ziyaret edemedi. Meclisteki odalarında ziyaret etti. Kapalı kapılar arkasında ne konuşuldu çok önemli. Selahattin Demirtaş şu anda sadece tutuklu olarak bir süreci yaşıyor asıl hüküm giydiğinde o zaman bunları konuşmayacaklar. O hükmü giydiğinde bu kadar rahat edemeyecekler. Bunun takipçisiyiz. Dağdakiler bu açıklamaları hangi rehavet içinde yapıyorlar. Bunlar dağdaki teröristler. Bu beyanlarla toplum adeta bilgilendiriliyor Yanlış istikamette bilgilendiriliyor” diye konuştu.

    LGBT’ye karşı Saadet Partisi’nin tepkisiz kalmasıyla ilgili soru üzerine ise Erdoğan, ”7’li masayı tarif etmekte zorlanıyoruz. Milliyetçiyim diyenler PKK ile HDP’den rahatsız olmuyorlar. Muhafazakarım diyenler sapkın adımlarla anılıyor sesleri çıkmıyor. Resmen teröristi, sapığı bir olmuş parmaklarının ucunda oynattıkları bir masada devleti, milleti dinamitlemeye çalışıyorlar. Geçmişte bir arada bulunduğumuz kişileri bu tablo içinde görmek bizi ciddi manada rahatsız ediyor.

    Milletim ne PKK’nın peşine düşenlere ne sapkın akımların hamiliğine soyunanlara bu ülkeyi emanet etmez. Bizim önceliğimiz aile kurumunu, kadınlarımızın, erkeklerimizin onurunu, çocuklarımızın geleceğini korumaktır. Şu sapkın akımlar dediğimiz olaylara Oğuzhan beyin göz yumması mümkün değildi. Şu anda genel başkanın masanın etrafında bunlarla oturmasını hiçbir şekilde tarif etmek mümkün değil. Hiç birisinin bunlardan rahatsızlığı yok. Rahatsızlığı olsa çıkar konuşurlar. Bizim milli, yerli, dini değerlerimiz, özellikle kutsalımız aile yapımız buna müsaade etmez. Biz LGBT konusunda anayasaya düzenlemesi konusunda aileyi ön plana çıkardık. Biz Allah nasip ederse seçimlerden sonra gündeme getireceğimiz en önemli maddelerden biri aile olacaktır. Aile değerlerimizi sağlama çıkarmadığımızda aile yapımız her an tehdit içindedir. Terörle nasıl etkili mücadele yürütüyorsak, sapkın akımların toplumumuza dayatılmasıyla aynı şekilde mücadele edeceğiz, bundan taviz veremeyiz. Temel Bey’in nerede durduğunu herkes tam manasıyla bilmeyebilir. Şu anda Saadet Partisi içinde ciddi sıkıntılar var. Temel Bey’in Saadet Partisinde görev almadan önce ben Tayyip Erdoğan olarak gençlik kollarından tutunuz partinin MKYK ‘sına varana kadar görev almış biriyim. Temel Bey bu işin içinde yoktu bile” değerlendirmesini yaptı.

    Türkiye’nin yüzde 20 olan savunma sanayide yerlilik oranını yüzde 80’e çıkardıklarını hatırlatan Erdoğan, önümüzde 2, 3 hafta içinde biz Altay Tankının devreye alınmasını ve orduya teslimatının yapılacağını açıkladı. Erdoğan, “İHA’larımız, SİHA’larımız, Kızılımız çok büyük önem arz ediyor. Bunlar dünyada dikkat çekiyor. Bu adımları attık, bütün bu partinin söylem ve tercihleri ile Rahmetli Erbakan hocamızın aziz hatırasını çiğniyor. Hocamızın manevi mirası tek bir partinin çatısı altına sığdırılamayacak kadar büyüktür. Bay bay kemal hedefine ulaşmak için kime ne söylemesi gerekiyorsa söylüyor, kime ne taahhütte bulunması gerekiyorsa bulunuyor. Bir gün terör örgütünün partisini ziyaret edip özerklik edebiyatı yapıp ertesi gün milliyetçilik rolüne bürünüyor. Bir gün muhafazakar takıp diğer sapkınların rolüne ortak oluyor. Hocamızın mahkumiyeti ile ilgili bazı adımların atılmasında da aktif rol oynadılar. Ben inanıyorum ki aklıselim sahibi benim milletim bu terör örgütü beslemelerine 14 Mayıs’ta gereken cevabı verecek, milletimiz şöyle huzur içinde rahat bir nefes alacaktır diye düşünüyorum” dedi.

    6’lı masayı eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan , ”7’li masa adaylarını bile ortak kararla çıkaramadı, bir sürü kavga gürültü yaşandı. Masanın aldığı tek ortak karar var. Eskiye dönmek. Gerisinde irade ve altyapı olmayan öylesine söylenmiş bir karar. 6’lı masanın her şeyi yalan dolan. Hanımefendi hatırlayın başbakan olacağım diye ortada gezinip durdu. Başkan yardımcısı olmaya aday oldu. Güçlendirilmiş parlamenter sistem deyip milleti kandırdılar. Bunların derdi ülkeyi daha iyi bir yönetim sistemine kavuşturmak hiç olmadı. Siyasetçilik oynarken kendilerine makam dağıtıyorlar o kadar. Mevcut sistemin Cumhurbaşkanı yardımcılığını 17 mi olur, 7 mi olur, 77 mi olur bilmiyoruz oraya çıkarma noktasına geldiler. Benim bir cumhurbaşkanı yardımcılığıma tahammül edememişti. 2 olur, 3 olur ama biz kuru sıkı atmayız. Devlet adamıyız. Devlet yönetiyoruz. Sadece ülkemiz sınırları içinde kalmadık tüm dünyada kabul gördük. Ben bu görevi aldığım zaman bizim kabinedeki sayı 35’di. Bu 35 sayısı fazla dedim. Bu masanın etrafında olanlardan şu anda yanımda olanlar vardı. Onlar da çok iyi bilirler. O zaman bu sayıyı biz 15’e kadar düşürdük. Bununla beraber bunun nasıl yapılacağını gösterdik. 17- 18 tane kabinemde bakanım var. Gayet güzel yönetiyoruz. İlk adımları böyleyse ellerine fırsat geçtiğinde neler yapacaklarını siz düşünün” diye konuştu.

    Önümüzdeki hafta içinde adayların yerlerini, konumlarını paylaşacaklarını söyleyen Erdoğan, bakanlar için adaylıkların genel olarak büyükşehirlerden olacağını bildirdi. Erdoğan, “YSK’ya verildikten sonra kim nerede hepsi ortaya çıkmış olacak. Kabinedeki arkadaşlarımızla ilgili çalışmalarımıza devam ediyoruz. Her an her şey değişebiliyor. Daha çok bakan arkadaşlarımızı istisnalar dışında büyükşehirlerde değerlendirmek. Partimize teveccühün yüksek olduğu aday adaylığı süreci yaşandı. 6 bin üzerinde başvuru aldık” dedi.

    Milletvekili adayları arasında süpriz isimlerin olacağını açıklayan Erdoğan, “Bakanlarımız gibi başvuruya gerek olmaksızın sürpriz isimlerimiz mutlaka olacak. Yazar, çizer entelektüel isimler olacak. Listemizi YSK’ya verdiğimizde bu isimler paylaşılacak. Önümüzdeki dönemin kabinesini ve üst yönetimini şimdiden çalışmaya başladık. Meydanlarda vatandaşlarımla olmak benim bambaşka mutluluk. Hasbihal ettiğimde onların gözündeki heyecanını okuyorum. Depremzedelerimize olan saygımız nedeniyle seçim mitinglerini bayram sonrasına planladık. Ramazan ayı boyunca temel atma, açılış vesilesiyle vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz. İstanbul’da olduğumuz günlerde ilçe programlarımıza katılıyoruz. Bu hafta sonu Pendik’te olacağız. Geçen Pazar mesela İstanbul- Bağcılar’da yaptığımız törende aldığım resmi rakamlar 60 bin üstündeydi. Siyasi hayatımda öğrendiğim meydanların dilinin yalan söylemeyeceği. Milletimden aldığım hissiyat 14 Mayıs inşallah Cumhur İttifakı’nın zaferiyle sonuçlanacaktır. Birileri küresel sistemin en önemli operasyon aygıtı haline dönüşen sosyal medyada oluşan algıya bakarak başka hayaller kuruyor olabilir bizim gördüğümüz ve hissettiğimiz tablo budur” açıklamasında bulundu.

    Erdoğan, anketlerde hem Cumhurbaşkanı hem de mecliste açık ara önde olduklarını belirterek, ”Medyada dolaşıma sokulan rakamların anketle ilgisi olmadığını herkes çok iyi bilsin. Vaka bu. Şayet iş masa başı anketlere kalsa 21 yıldaki seçimleri CHP kazanırdı. Sandıkta kazanan hep biz olduk. Bize gelen raporlara göre hem Cumhurbaşkanlığında hem mecliste açık ara öndeyiz. Bu durum bizi rehavete sürüklemiyor. Farkı açmak için daha çok çalışacağız. Ben milletime güveniyorum, inanıyorum. Rabbim de bizleri mahcup etmeyecektir” ifadelerini kullandı.

    Mescid- Aksa’ya yönelik saldırılarla ilgili de konuşan Erdoğan, şunları kaydetti,

    “Hiçbir güvenlik kaygısı böylesine insanlık dışı bir müdahalenin açıklaması olamaz. Mescid-i Aksa’nın tarihi statüsü ve maneviyatına, Filistinlilerin inanç ve yaşam özgürlüğüne yönelik müdahale ve tehditler kesinlikle son bulmalıdır. Çocuklara yaptıkları zulme bakın İsrail tansiyonu artıracak, gerginliği artıracak adımlardan kesinlikle vazgeçmelidir. Bizim mabetlere yönelik bir saldırımız var mı? Bunlar maalesef her hal ve şartta Filistinli kardeşlerimizin yanında yer almaya biz devam edeceğiz. İsrail’in de bunu böyle bilmesi gerektiğini ifade etmek isterim.”

    20 Nisan’da Karadeniz gazının devreye gireceğini açıklayan Erdoğan, ”Karadeniz gazının ateşini Filyos’ta yakacağız. Sonra da Türkiye yerli gazını kullanmaya başlayacak. Birileri rüyada kendini darı ambarında görürken bizim rüyalarımız büyük ve güçlü Türkiye, Türkiye Yüzyılı içindir. Bu proje uzun yıllara dayanan bir planlama ve strateji ile bu yolda yürüdük. Burada duracak değiliz, aramaya sondaj yapmaya devam edeceğiz. Daha milletimizle yürüyeceğimiz uzun bir yolumuz var. Yeni projelerimiz, yatırımlarımız olacak. Birilerinin hayallerinin bile ulaşamadığı nice şey gerçek olacak. Bizim gemilerimiz atamız Fatih gibi bir çağı açar inşallah bir çağı kapatır. 20 Nisan’da müjdemizi tüm milletimize vermiş olacağız” şeklinde konuştu.

    Tüm dünyanın klasik ekonomi politikalarının karşılaşılan sorunlara çözüm getirmediği yaşayarak gördüğünü ifade eden Erdoğan, ”Biz kendimize yeni bir yol çizmiştik. Her kriz ekonomi modelimizin doğruluğunu teyit ediyor. Ekonomimiz son 10 çeyrektir kesintisiz büyüyor. Sanayi ve turizm gibi döviz getirici sektörlerimiz Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar güçlendi. Rekorlar kırdığımız diğer alan turizm sektörü oldu. Önümüzdeki dönem ekonomi politikalarımızı daha geliştirmek için önemli adımlar atıyoruz. Mehmet Şimşek kardeşimiz koordinasyonunda bir ekip bu doğrultuda çalışmalar yapıyor. Merkez Bankamız ve diğer birimlerimizde yürütülen çalışmalar var” açıklamasını yaptı.

    Ülke genelinde Togg istasyonlarının kurulmaya devam ettiğini aktaran Erdoğan, ”Eşim bu araçtan çok memnun kaldı. Ayrıca bizim diğer makam otomobili çok huzurlu. Ülkemize hayırlı olsun. İlham Bey memnuniyetini ifade etti. O da çok güzel bir araç dedi” ifadelerini kullandı.

  • Büyükelçilerle iftar programı

    Büyükelçilerle iftar programı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen 14. Geleneksel AK Parti Büyükelçiler İftar Programı‘na katıldı. Programda konuşan Erdoğan, ırkçılığın, ayrımcılığın, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi akımların veba gibi yayıldığı bir dönemde bu sofraların öneminin daha iyi anlaşıldığını belirtti. Bu yıl 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi nedeniyle ramazanı buruk karşıladıklarını ifade eden Erdoğan,

    “Ramazanı şerifin gönüllerimizi yumuşatan, kalpleri birbirine yaklaştıran manevi iklime daha fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. Ramazan ayının ülkelerimizle birlikte tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum. Bu yıl 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi nedeniyle ramazanı buruk karşıladık. Depremlerde ve ardından yaşanan sellerde 50 binin üzerinde canımızı toprağa verdik. Hayatını kaybeden kardeşimizin acısını yüreğimizde hissediyoruz. Aralarında sizlerin de vatandaşlarından olduğu müteveffa tüm misafirlerimiz için sabır ve baş sağlığı dileklerimi tekrarlıyorum. Depremin ilk gününden itibaren devlet millet el ele tüm kurumlarımız ve imkanlarımızla kararlı bir mücadele yürütüyoruz. Milletçe içinde bulunduğumuz bu zor günlerde dost ve kardeş ülkelerin güçlü desteğini yanımızda görmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz.” diye konuştu.

    Uluslararası yardım çağrısına 90 ülkeden 11 bin 320 personelle bir fiil destek verildiğini belirten Erdoğan, “Arama- kurtarma ekipleriniz yüzlerce vatandaşlımızın enkaz altından çıkarılmasına yardımcı oldu. Bölgede kurduğunuz sahra hastaneleri yaralıların tedavisine katkıda bulundu. Ayni ve nakdi yardımlarınız sahadaki acil ihtiyaçların karşılanmasında rol oynadı. Bu yardımların yanı sıra telefonla aramak mesaj göndermek hatta bizzat ziyaretimize gelmek suretiyle acımızı paylaşan milletimizle dayanışma sergileyen tüm dost ve kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Türkiye olarak nerede bir mazlum varsa kimliğine bakmadan imdadına koşmayı görev bilen bir ülkeyiz. Milli geliri oranla insani yardımlarda en üst sıralarda yer alıyoruz. Dünyanın en fazla yardım yapan ülkesi olmayı milletimiz adına bir şeref payesi olarak yıllardır gururla paylaşıyoruz.

    Ülkemizin ekonomik şartlarından bağımsız bir şekilde bugüne kadar hep mazlumun, mağdurun başı dara düşenin yanında olduk. Küresel korona virüs salgınında 160 ülke ve 14 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım ulaştırarak insani vazifemizi yerine getirdik. Bunların karşılığını da deprem afetiyle mücadelemiz sırasında olsun birebir görme fırsatı bulduk. Kimi dostlarımız milletimiz için dua etti. Kimisi yardım kampanyaları düzenledi. Kimisi uçaklar dolusu çadır ve yardım malzemesi gönderdi. Kimisi kıt imkanlarına rağmen elindeki avucundakini seferber etti. Kimisi yardım etmeyip isteyip de edememenin çaresizliğini de gözyaşı döktü. Ama bir dönem elinden tuttuğumuz yardımına koştuğumuz yaralarını sarmasına destek verdiğimiz hiçbir dostumuz bizi yalnız bırakmadı. Milletçe bize uzatılan yardım elini hiçbir zaman unutmayacağımızın bilinmesini istiyorum” diye konuştu.

    Türkiye’nin tarih boyunca sayısız imtihanlardan geçmiş bir millet olduğunu vurgulayan Erdoğan şu sözleri kullandı:

    “Bizler tarih boyunca sayısız imtihanlardan geçmiş bir milletiz. Bu topraklardaki bin yıllık mevcudiyetimizin nice saldırıyı işgal girişimini nice badireyi alnımızın akıyla atlattık. Zorluklar karşısında yılmadık. Önümüze çıkan engellere aldırmadık. Bağımsızlık irademizin kırılmasına izin vermedik. Gerektiğinde 250 bin evladımızı kara toprağa verme pahasına istiklal ve istikbalimize sahip çıktık. Çok ağır bedeller ödesek de her defasında tıpkı bir anka kuşu gibi küllerimizden yeniden doğmayı başardık. Bugün de aynısını yapıyoruz. Asrın felaketinde mücadelemizde aynı sarsılmaz azmi gösteriyoruz. 6 Şubat’tan bu yana deprem bölgesindeki illerimizin hepsini bir kaç kez ziyaret ettik. Cumhur İttifakı olarak beraberce dolaştık. Gittiğim ilerin tamamında aziz milletimizin metanetine hayata yeniden başlama kararlılığına gerçekten hayran kaldım. Depremin yıktığı şehirlerimizi eskisinden bir güçlü şekilde tekrar ayağa kalmak için adeta sabırsızlanıyor. Devlet kurumları belediyesi, sivil toplumu, gönüllüsüyle birlikte 85 milyon olarak yaralarımızı hızla sarıyoruz. Hasar tespit çalışmalarımız neticelenmek üzere enkaz kaldırma faaliyetlerimiz süratle devam ediyor. Çadırların yerini konteyner kentler ve prefabrik yapılar alıyor. Konternerlerin sayısını en kısa zamanda 100 bine çıkartacağız. Bir yandan geçici barınma alanların tamamlanırken diğer yandan kalıcı konutların inşasına geçiyoruz. Dün itibariyle 70 bin konut ve köy evinin yapım süreci başladı. Bunlardan 40 bin 761’nin temelini attık. Bu sayılar her gün yukarı yönlü güncelleniyor. Deprem bölgesinde toplamda 650 bin, ilk 1 yıl içerinde de 319 bin konut ve köy evinin inşasını planlıyoruz. Bugüne kadar vatandaşına verdiği tüm sözlerini tutan bir hükümet olarak Allah’ın izniyle bunu da başaracağız. Seçim sürecinin bu çalışmalarımızı yavaşlatmasına izin vermeyeceğiz. Bu konudaki kararlılığımızı ilk günden itibaren ortaya koyduk. 11 ilimizi ve 14 milyon vatandaşımızı etkileyen deprem felaketine rağmen seçimlerini erteleme yoluna gitmedik. Biz Türkiye’nin kapasitesine demokrasimizin gücüne hepsinden önemlisi milletimizin dayanışma ruhuna güveniyoruz. 14 Mayıs seçimlerinde insanımızın hem kendi hem de evlatlarının geleceği için sandıkta yine en doğru kararı vereceğinden şüphemiz yok. Meydanların dilini çok iyi bilen son 20 yılda girdiği 15 seçimin hepsinde milletin teveccühünü kazanan bir siyasetçi olarak dalga dalga büyüyen bir zaferin ayak seslerini duyuyoruz. Türkiye yüzyılının cemresi sadece gönüllere değil aynı zamanda sandığa da şimdiden düşmüştür. 2014 yılından beri yurt dışındaki vatandaşlarımızda oy kullanılabiliyor. Geçen seçimlerde gümrük kapılarının yanı sıra 60 ülke 123 merkezde sandık kurduk. 14 Mayıs seçimleri yurt dışında yaşayan kardeşlerimizin bulundukları yerlerde oy kullanacağız 6’ıncı seçim olacak. Vatandaşlarımızın iradelerini sandığa özgürce ve geniş bir katılımla yansıtabilme noktasında sizlerin desteğini bekliyoruz. Özellikle bölücü örgütlerin baskıyla zorbalıkla seçimlere gölge düşürmesine müsaade etmeyeceğinize yürekten inanıyorum.”

    “Felaketlerin en çarpıcı hakikatinin dünya hayatının faniliği yanında tüm insanların aynı kaderi paylaştığıdır.”

    ifadesini kullanan Erdoğan, “Hangi inanca, kültüre, kökene mensup olursak olalım hepimiz büyük insanlık ailesinin bir er ferdiyiz. Fikir ayrılıklarımız farklı önceliklerimiz çoğu zaman çıkarlarımız farklı olsa da her birimizin müşterek faydası insandır. Bu ortak payda temelinde küresel barış ve huzurun temini için bizlere önemli görevler düşüyor. Türkiye olarak girişimci ve insani vasıflarıyla öne çıkan dış politikamızı bu ilkeler ekseninde yürütmenin çabasındayız. Ülkemizin çıkarlarını cesaretle savunurken, komşularınızdan başlayarak, çevremizde yaşanan trajedilere sırtımızı dönmüyoruz. Çatışmaları görmezden gelmiyor, mazlum ve mağdurların feryatlarına kulaklarımızı tıkamıyoruz. Nerede bir yangın varsa söndürmenin, nerede bir insani dram varsa durdurmanın, nerede bir kriz varsa çözüm bulmanın peşindeyiz. Özellikle Ukrayna savaşındaki tutumumuz kolaylaştırıcı ve ara bulucu rolümüz bunun en son örneğidir. Türkiye ilk günden itibaren yangına körükle gitmenin değil, iki komşusu arasındaki krize çözüm üretmenin derdinde olmuştur. Karadeniz tahıl girişimi, savaş şartlarına rağmen müzakere ve uzlaşı ortamının mümkün olduğunu göstermiştir. Muhataplarımızın da destekleriyle elde ettiğimiz bu diplomatik başarıyla küresel gıda krizinin önüne geçtik. Mart ayında mutabakatın devam etmesi temin edecek çabaları yine aynı hüsnüniyette sürdürdük. Aynı şekilde esir takaslarıyla pek çok aileyi buluşturmanın, sevdikleriyle yeniden kucaklaştırmanın mutluluğunu yaşadık. Biliyorsunuz savaşın başından bu yana Zelenski ve Putin’le irtibat halindeyim. Hemen hemen her hafta her ikisiyle de görüşüyorum. Çatışmaların durması için, samimiyetle gayret gösteriyorum. Her iki tarafa da onurlu çıkış imkanı verecek bölgemizi sürüklendiği girdaptan çekip alacak adil bir barışın mümkün olduğuna inanıyorum. Sadece Rusya, Ukrayna krizi değil, Filistin’de, Suriye’de, Afganistan’da, Libya’da, Yemen’de, Somali’de de kronikleşen sorunlar çözüm bekliyor. Fakat uluslararası toplum, krizleri hangi yoluna koyacak iradeyi sergilemekte mütereddit davranıyor. Çözümsüzlüğü sıradan hale getiren bu tablonun gerisinde küresel güvenliği sağlamakla meşgul kuruluşların adaletsiz yapısı vardır. Bir süredir dünya beşten büyüktür diyerek işte bu adaletsizliğe ve çarpıklığa dikkat çekiyoruz. Güçlüyü koruyan, zayıfın hakkını yok sayan, insanlığın kaderini beş ülkenin iki dudağı arasına hapseden mevcut nizam sürdürülebilir değildir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kapsayıcı ve kuşatıcı bir anlayışla reforma tabi tutulması acil bir ihtiyaçtır. Bu konuda adım atmakta geç kaldığımız her günün ceremesini maalesef hiçbir günahı olmayan masumlar çekiyor. Kendi tecrübelerimizin ışığında artık şu muhasebeyi yapmamız gerekiyor. Bir çoğumuz ömrümüzün önemli bir kısmını soğuk savaş şartlarında iki kutuplu dünyada geçirdik. Milyonlarca insanın hayatına mal olan çatışmaları, krizleri, gerilimleri yaşadık. Vaktinde adım atılmadığı için, göz göre göre ölüme sürüklenen çocukların bebekleri gördük. Buna bir dur demenin vaktinin çoktan geldiğine inanıyorum. Evlatlarımıza yeni bir dünya perspektifi sunalım istiyoruz. Bu hasbi çağrımıza tüm ülkelerin destek vermesini bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

    Dayanışmaya ihtiyaç duyulan bir başka alanın terörle mücadele olduğunu ifade eden Erdoğan, “Terörü insanlığın gündeminden çıkarmak temel vazifelerimiz arasındadır. Bu şiarla PKK, PYD, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terörün her türlüsüne karşı ayrım yapmadan mücadelemizi sürdürüyoruz. Kelime oyunlarıyla, diplomatik ve askeri cambazlıklarla, bölücü terör örgütünü palazlandırma girişimlerini biliyor tek tek takip ediyoruz. Vakti saati geldiğinde elbette bunların muhataplarının önüne koyacağız. Nasıl ülkemizin bir terör koridoruyla kuşatılmasına rıza göstermediysek yeni teşebbüslere de kesinlikle izin vermeyeceğiz. Vatanımıza yönelik terör tehditlerini kaynağında bertaraf etme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz. Doğu Akdeniz ve Ege’de Yunanistan’la son dönemde oluşan havanın sorunların çözümü için bir fırsat olarak değerlendirilmesi temennimizdir. Balkanların istikrarı ve huzuruna katkı sağlayan adımları her zaman olduğu gibi destekliyoruz. Maruz kaldığımız onca haksızlığa rağmen Avrupa Birliği üyeliği stratejik hedefimiz olmayı sürdürüyor. Ancak kimi Avrupa ülkelerinde İslam düşmanlığını körükleyen eylemlere göz yumulması geleceğimiz bakımından endişe vericidir. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in mushafının yakılmasına kadar varan bu menfur girişimler hiçbir şekil kabul edilemez, maruz görülemez. Bu açık ve net bir nefret suçudur. Mushaf yakma eylemlerine ifade hürriyeti kisvesi altında izin verenler demokrasi ve özgürlük kavramlarının altını oymaktadır. Yaklaşık iki milyar insanı rencide etmekle kalmayıp öfkeye sürükleyen bu alçaklıklara artık bir son verilmesi gerektiğinin altını özellikle çizmek istiyorum. Bu beklentilerimizin ilgili makamlarınıza ve ülke kamuoylarınıza gerektiği şekilde aktarılması noktasında sizlere güveniyorum” diye konuştu.

    “Amerika Birleşik Devletleri’yle yakın diyaloğumuz devam ediyor” sözlerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şu şekilde devam etti: “İki ülke arasındaki stratejik mekanizmadan da faydalanarak iş birliğini ilerletiyoruz. Yeniden Asya girişimimizi güçlendirirken Latin Amerika ve Afrika açılım politikalarımızın müspet sonuçlarını pek çok alanda görüyoruz. Sayısı iki yüz altmışa çıkan dış temsilcilik ağımızla ülkelerinizle ilişkilerimizi güçlendirmek için canla, başla çalışıyoruz. Türkiye’de mukim, diplomatik temsilcilik sayısının 302’ye ulaşması da bu çabalarımızda bizlere güç veriyor. Bu dünyada çocuklarımızın ve gelecek nesillerin misafiriyiz. Misafirliğin hakkını vermek, evlatlarımıza bizimkinden daha adil, daha barışçıl, daha yeşil ve güzel bir dünya bırakmakla mümkündür. Biliyorsunuz eşim Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Sıfır Atık Projesi, Birleşmiş Milletler 77’nci Genel Kurulu’nda kabul edilen kararla küresel boyut kazandı. 30 Mart tarihi Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak ilan edildi. Bu anlamlı günü idrak etmek üzere kısa süre önce Birleşmiş Milletler’de bu konuda özel bir oturum da düzenlendi. İnsanlığın geleceğini ilgilendiren, bu konudaki destekleriniz dolayısıyla her birinize teşekkür ediyorum”

  • Erdoğan açmıştı, çalışmalar hız kesmiyor

    Erdoğan açmıştı, çalışmalar hız kesmiyor

    Aydın’ın Çine ilçesinde, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından yapılarak su tutmaya başlayan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla resmi olarak açılan Gökbel Barajı’nda çalışmalar aralıksız devam ediyor. Önemli tarım kentlerinden olan Aydın’da yapılan barajın, bölgeye büyük katkı sağlaması hedefleniyor.

    Temelden yüksekliği 62.5 metre ve su depolama kapasitesi 12 milyon 730 bin metreküp olan Gökbel Barajı’nda yapılacak sulu tarım ile birlikte bölge ekonomisinde yıllık 561 milyon 200 bin zirai gelir artışı yaşanması bekleniyor.

    Gökbel Barajı’nda depolanacak su ile Çine Ovası’nda 69 bin 800 dekar, Koçarlı ve Bağarası Ovası’nda 146 bin 40 dekar olmak üzere toplamda 215 bin 840 dekar arazinin sulanmasının sağlanacağı barajda gerçekleştirilen çalışmalar da hız kesmiyor. Bu çerçevede bölgeye giden DSİ 21. Bölge Müdür Yardımcısı İnan Gündüz, beraberindeki heyetle birlikte Gökbel Barajı’nda ve devam eden relokasyon yolları inşaatı çalışmalarında incelemelerde bulundu.

  • YSK, gerekçeli kararı açıkladı

    YSK, gerekçeli kararı açıkladı

    YSK, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olmasına yönelik itirazları oybirliğiyle reddetti. YSK, yayımladığı gerekçeli kararında şu ifadelere yer verdi:
    “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk seçildiği tarih 10 Ağustos 2014 olup, 26. Dönem TBMM seçimi ise 1 Kasım 2015 tarihinde yapıldığından, anılan Cumhurbaşkanı seçimi TBMM seçimiyle birlikte yapılmayıp, münferiden yapılmış bir seçimdir.

    Buna karşın 27. Dönem TBMM seçimi ise Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte aynı gün, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılmıştır. Anayasanın 101’inci ve 6271 sayılı Kanunu’nun 3’üncü maddesine göre cumhurbaşkanının görev süresi birlikte yapılan bir önceki seçim tarihi esas alınarak belirlenecektir. Bir başka deyişle birlikte yapılan ilk seçim 24 Haziran 2018 tarihindeki seçimdir. Buna göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görev süresi Cumhurbaşkanı ve TBMM seçimlerinin birlikte yapıldığı bir önceki seçim tarihi esas alınarak belirleneceğinden ve ‘birlikte yapılan ilk seçim’ tarihi 24 Haziran 2018 olduğundan, birinci dönem beş yıllık görev süresi bu tarihten itibaren başlayacaktır. Bu durumda yukarıda belirtilen nedenlerle Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığına yönelik itirazların reddine karar verilmesi gerekmiştir.”

  • “Ne oldu? Yüksek Seçim Kurulu suratlarına vurdu”

    “Ne oldu? Yüksek Seçim Kurulu suratlarına vurdu”

    Adaylığı için Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) yapılan itiraz başvurularına yönelik tepki gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ne oldu? Yüksek Seçim Kurulu suratlarına vurdu. Şimdi ne diyorlar, ‘Anayasa Mahkemesine gidiyoruz.’ Yolunuz açık olsun.” dedi.

    Erdoğan’ın buradaki konuşmasından öne çıkanlar:

    “Deprem sadece düştüğü yeri değil tüm Türkiye’yi yakmıştır. Dünyanın birçok noktasından samimi taziye mesajları aldık. Bugün bir kez daha hem kalıcı konutlarımızın temelinşi atmak hem de sizlerle hasbihal etmek için buradayız. Köyleri ve ilçeleri,yle depremin yıktığı şehirlerin tamamını ayağa kaldırmadan durup dinlenmeyeceğiz. AFAD ve diğer kurumlarımızın yanı sıra, yüzlerce belediyemiz deprem bölgesinde çok güzel hizmetler verdi. Kardeş belediyeler oluşturduk. Partimizin belediyeleri, kardeş belediyelerle bir arada çalışmalarını yürüttüler. Bu vesileyle tüm belediye başkanlarımıza ve ekiplerine bir kez daha teşekkür ediyorum.”

    313 bin bina yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı…

    Şehirlerimizin birikimini hedeflerini mutlaka gözetiyoruz. Mevcut merkezlerin dönüşümünü hep bu anlayışla yapıyoruz. Milletimize verdiğimiz sözü tutmak için gece gündüz çalışıyoruz. 67 binin üzerinde konutun yapım sürecini başlattık. Van, Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde, Antalya ve Muğla ve yangınlarında nasıl kimseyi mağdur etmeden evleri teslim ettiysek, burada da aynısını yapacağız.”

    Sayın Bahçeli’nin de dediği gibi 7’li koalisyonlarla, masa üstü-masa altı koalisyonlarla bu ülke geçmişte nasıl bir yere gidemediyse bilin ki şimdi de bir yere gidemez.

    Dünyamız ve ülkemiz kritik bir dönemden geçiyor.

    Akıncı, İHA, SİHA ve AKINCI’yı yaptık mı? Hepsinden öte Kızılelma’yı yaptık mı? Türkiye nereden nereye geldi. Çıkmışlar diyorlar ki ‘E bunların hepsini gözden geçireceğiz. Yol vermeyiz. Sen ztane hayatında bu millete en ufak bir hizmet veremedin ki… Enerjide müjde üstüne müjde açıklıyoruz. Yenileri de sırada. Tek tek saymaya kalksak saatler alır.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Destici ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Destici ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici’yi BBP Genel Merkezi’nde ziyaret etti.

    Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Destici, ziyarette deprem ve seçim konularının konuşulduğunu açıkladı.

    Destici, seçime kendi logo, ismi ve adaylarını katılacaklarını vurgularken “Bu seçim sistemi, elbetteki birleşenlere tek listeyle seçime katılabilenlere büyük avantaj sağlıyor. Cumhur İttifakı’nın yüzde 49-50 civarında oyumuz var. Partiler ayrı ayrı girdiğinde kayıp yaşanacaktır. 4 parti birden girdiğinde yüzde 49-50’lik oyla Meclis’te yüzde 60 çoğunluk elde edilebilir.” dedi.

    “Şu anki karar dört siyasi parti kendi listelerini hazırlıyor.” diye konuşan Destici,  “Biz BBP olarak 81 ilde kendi adaylarımızla girecek şekilde seçime hazırız.” ifadelerini kullandı.

    Destici’nin açıklamalarından öne çıkanlar:

    Seçim sürecinde Cumhur İttifakı’nı buluşturan partilerimizi ziyaret ediyorlar. Pek çok başlıklarda istişarelerde bulunduk. Öncelikli konumuz deprem bölgesiydi. Biz kendi faaliyetlerimizi ve BBP’nin sahada yaptığı çalışmaları kendisiyle paylaştık. Kendisi de bizimle düşüncelerini paylaştı. Sayın Cumhurbaşkanımız ile bölgeye ziyaretlerimiz devam edecek.

    İkinci gündem maddemiz ise seçime gidilirken pek çok kesimimizin talepleri var. Bunların pek çoğu çözüldü. BBP olarak milletin sesiyiz. EYT, 3600 ek gösterge, taşeronların kadroya kavuşması gibi pek çok konuda sesleri olduk. Şu anda mağduriyet yaşadığını dile getiren kesimlerimiz var. Bütün bu kesimlerin bize ulaşan taleplerini de Sayın Cumhurbaşkanımızla paylaşma ve dile getirme imkanını da tekrar değerlendirdiğimizi ifade etmek istiyorum.

    Seçim süreci

    Seçimlerle ilgili de değerlendirmelerimizi yaptık. Bizdeki saha çalışmalarını kendisiyle kısmem paylaştık. Kim ne derse desin Cumhur İttifakı’mız Cumhurbaşkanlığı ayağını birinci turda kazanacak hem de milletvekili ayağını da Meclis’te çoğunluğunu muhafaza edecektir.

    Bu seçim sistemi, elbetteki birleşenlere tek listeyle seçime katılabilenlere büyük avantaj sağlıyor. Burada diyelim ki 4 parti tek listede seçime girdik. Cumhur İttifakı’nın yüzde 49-50 civarında oyumuz var. Partiler ayrı ayrı girdiğinde kayıp yaşanacaktır. 4 parti birden girdiğinde yüzde 49-50’lik oyla Meclis’te yüzde 60 çoğunluk elde edilebilir. Şu andaki karar dört siyasi parti kendi listelerini hazırlıyor. Biz BBP olarak 81 ilde kendi adaylarımızla girecek şekilde seçime hazırız.

    Yaklaşık bir saat süren görüşme sonrası açıklama yapan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, seçime Cumhur İttifakı çatısı altında kendi logo ve adayları ile gireceklerini belirterek “Cumhur İttifakı’na katılmakla, 6’lı bir kaosa ülkemizi milletimizi teslim etmemek adına milli ve kararlı bir adım attık.” ifadelerini kullanmıştı.

  • Elektrik ve doğalgaza indirim

    Elektrik ve doğalgaza indirim

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’na katıldı.

    Erdoğan’ın buradaki konuşmasından öne çıkanlar:

    “Depreminin ilk gününden beri depremzedelerimizi yalnız bırakmıyoruz. Buradan depremzede vatandaşlarıma seslenmek istiyorum, seçim durumu nedeniyle sizi unutturmayacağız.

    Buradan depremzede vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum. Seçime kadar en fazla sayıda ilimizi ziyaret ederek vatandaşlarımızla kucaklaşmayı hedefliyoruz. Kalıcı konutların inşasına bir yıl içinde bitecek şekilde hızla devam ediyoruz.

     

    “177 Binden fazla başvuru aldı”

    Yapamazsınız dedikleri TOGG önceki gece itibarıyla 177 binin üzerinde ön sipariş aldı. Milletimiz ilk yerli otomobiline sahip çıktı, çekilişi bugün yapılacak. İlk TOGG’a talip olduğumuzu söylemiştik, pazartesi günü aracımızı teslim alacağız.

     

    Elektrik ve doğalgaza indirim

    Arefe Günü, Karadeniz Gazı’nın Filyos’a getirilmesi töreni yapılırken, milletimize yeni müjdelerimiz olacak. İki bayramı bir arada yaşayacağız. Şimdiden 2 müjdeyi paylaşalım.

    Elektrikte tüm abone gruplarında nisan ayından itibaren yüzde 15 indirime gidiyoruz. Sanayicilerimizin kullandığı ve konut aboneliğine göre oldukça yüksek kalan doğalgaz tarifesinde, nisan ayından itibaren yüzde 20 indirim yapıyoruz.

     

    TTK’ya bin madenci alımı 

    10 bin madencimiz deprem bölgesinde canla başla çalışarak milletimizin gönlünü kazandı. TTK’ya bin madenci alıyoruz.

    YSK’ya göre 4 cumhurbaşkanı adayı bulunuyor, bu gelişmenin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Seçim süreci sonunda milletin iradesi galip gelecek, Türkiye kalkınma ve demokrasi yolculuğunu sürdürecek.

     

    Millet İttifakı’na eleştiri

    7’li koalisyon kesin bir yenilgiye uğrayıp siyasi bir mevta (ölü) olacaktır. Cumhurbaşkanı yardımcılıklarının ve bakanlıklarının işporta tezgahına döndürülmesinden rahatsızız.

    Mitinglerimizde yüksek sesli müzik kullanmayacağız. Muhalefetin aymazlığına rağmen biz taviz vermeyeceğiz. Böyle bir dönemde bile çıkar peşinde koşanlar itibar etmeyeceğiz. Eleştirilerimizi dillednireceğiz, hadisizliklere gereken cevabı da vereceğiz. Yalanlarla milletimizin kafasının bulandırılmasına müsaade etmeyeceğiz.

    Hiçbir siyasi parti terör örgütleriyle arasındaki mesafeyi net olarak belirlemeden meşruiyet tartışmasını aşamaz. O yüzden benim milletimin üzerindeki sorumluluk çok büyük.

    “Sana söz baharlar gelecek” diyenler, bu zihniyetle ancak Kandil’e, Pensilvanya’ya, ülkemize kin ve nefretle bakan kimi başkentlere bahar getirebilir.

    Üç dönem kuralı nedeniyle aday listelerinde yeni isimler olacak. Bu bir bayrak yarışıdır. Bakanlarımız bugüne kadar Kabine’de verdikleri hizmetleri 14 Mayıs’tan sonra Meclis’te verecekler. Kabine’de yeni isimler olacak.”