Etiket: Cumhurbaşkanı Erdoğan

  • ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nın ayrıntıları açıklandı

    ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nın ayrıntıları açıklandı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısı’nda konuşuyor.

    İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasından satırbaşları:

    Yaklaşık 2 yıl önce Yargı Belgesi Strateji reformunu paylaşırken yeni reformların başlangıcı olduğunu söylemiştik. Ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlendiğimiz günden beri attığımız adımların şahidi milletimizin kendisidir. Bugün açıklayacağımız İnsan Hakları Eylem Planı, değişim ve reform irademizin devam ettiğinin ve devam edeceğinin bir örneğidir. Her maddenin hayata geçmesi için gereken adımları kararlılıkla atacağız. Önümüzdeki hafta da Ekonomi Reform Programımızı açıklayacağız.

    Yakın tarihimiz bize yaşadığımız acı tecrübelerle mülkün temelinin adalet olduğunu, adaletin temelinde hakları ve onuruyla insanın olduğunu öğretmiştir. Medeniyet müktesebatımız bize adaletin yerini bulmasının bize çok hassas bir dengeye sahip olduğunu gösteriyor. Adaleti kuyumcu titizliğiyle yerine getireceğiz. Ne uluslararası belgelerin kayıtsız şartsız kopyalanmasından yanayız. Biz bugüne kadar tüm reformları falan kuruluş dayattığı için değil milletimiz bunlara layık olduğu için gerçekleştirdik. en büyük dayanağımız ve güven kaynağımız millletimizin o derin iradesidir. 15 Temmuz darbe girişimi gibi tarihin gördüğü en alçak saldırılarından birini dahi hukuk sınırlarına taşmadan bastırabilmiş bu millet daha nice zaferlere imza atacaktır.

    9 AMAÇ, 50 HEDEF, 393 FAALİYET

    Bu eylem planındaki her bir faaliyetin arkasında geniş tabanlı bir istişare süreci var. İlgili bakanlıklar, kurumlar, STK’lar ile milletimizin her kesimi ile bir araya geldiler. Bu sürecin sonunda 9 amaç, 50 hedef, 393 faaliyeti içeren bir belge olarak ortaya çıktı. 2 yıllık bir zaman diliminde uygulanmak üzere hazırlanmıştır. Zaman dilimine yönelik takvim de 2 hafta içinde kamuoyunun bilgisine sunulacaktır.

    Vizyonu özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye olarak belirlenen plan 11 temel ilke ile başlıyor.

    1. İnsan doğuştan sahip olduğu hakları ile yaşar. Devletin görevi de korumaktır.
    2. İnsan onuru bütün hakların özü olarak hukukun etkin koruması altındadır
    3. Dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce temelinde hiçbir ayrımcılık sözkonusu olmaksızın herkes hukuk önünde eşittir.
    4. Kamu hizmetinin herkese eşit, tarafsız biçimde sunulması
    5. Mevzuat tereddüt doğurmayacak şekilde açık kurallar içerir
    6. Sözleşme özgürlüğüne, kazanılmış hakların korunması prensibine aykırı olarak müdahale edilemez
    7. Devlet girişim ve çalışma hürriyetini korur ve geliştirir
    8. Adli ve idari işleyiş masumiyet karnesi lekelenmeme hakkı ve ceza sorumluluğunun şahsiliğini koruyan bir yaklaşımı merkezine alır
    9. Hiç kimse düşünce açıklamaları nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılamaz
    10. Hukuk devleti her alanda tahkim edilir
    11. Haklarının ihlal edildiğini iddia eden herkes hak ve özgürlüklere saygının esasıdır

    AB ile vize serbestisi konusundaki çalışmalara hız veriyoruz.

    KDK ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun kararlarını, kişisel verilerin korunması suretiyle kamuoyunun erişimine açıyoruz.

    İnsan hakları tazminat komisyonu uzun yargılamadan kaynaklı tazminatları karşılayacak.

    Demokratik katılımı güçlendirmek için, siyasi partiler ve seçim mevzuatında değişiklik yapmak üzere kapsamlı bir çalışma başlatıyoruz.

    İNSAN HAKLARI İZLEME KOMİSYONU KURULUYOR

    Barolar, STK’ler ve üniversitelerden temsilcilerin katılımıyla bağımsız bir Ceza İnfaz Kurumları İnsan Hakları İzleme Komisyonu kuruyoruz.

    İnsan Hakları Tazminat Komisyonu, Anayasa Mahkemesine başvuruya gerek kalmaksızın, uzun yargılama zararlarını karşılayacak.

    BİREYSEL BAŞVURUNUN ETKİNLİĞİ ARTACAK

    Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru sisteminin etkinliğini artırmayı hedefliyoruz.

    Çocuklar, kadınlar, engelliler ve yaşlılar başta olmak üzere suç mağdurlarına yönelik psiko-sosyal destek ve bilgilendirme hizmetlerinin etkinliğini artırıyoruz.

    HAKİM VE SAVCILARA COĞRAFİ TEMİNAT

    Hakim ve savcılara coğrafi teminat sağlayarak, hem yargı teminatını güçlendiriyor, hem de kararların hızlanmasını temin ediyoruz.

    HSK’NIN DENETİM ALANI GENİŞLİYOR

    Gerekçelerin sağlam, tutarlı ve tartışmaları bitiren mahiyette olması için HSK’nin denetim alanını genişletiyor, istinaf dairelerine de bu sebepten dolayı bozma yetkisi veriyoruz.

    GEREKÇELİ KARAR 30 GÜNÜ GEÇMEYECEK

    İdari yargıda gerekçeli kararın 30 gün içinde yazılmasını zorunlu kılıyoruz.

    Elektronik tebligat uygulamasına, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı da dahil ediyoruz.

    SGK KAYITLARI HAKİMLERE AÇILACAK

    İş davalarının daha hızlı sonuçlanmasını temin için, hakimlerin, SGK kayıtlarına bilişim sistemi üzerinden erişebilmesini sağlıyoruz.

    İddianamelerin mağdur ve müştekilere de tebliği uygulamasını başlatıyoruz. İdari davalarda dosyaya sonradan giren bilgi ve belgelerin taraflara tebliğini de zorunlu hale getiriyoruz.

    AYM’YE ELEKTRONİK BAŞVURU

    Avukatların, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruları elektronik ortamda yapabilmelerine imkan sağlıyoruz.

    AVUKATLARDAN AZ VERGİ ALINACAK

    Avukatlardan alınan vergi oranlarını düşürüyoruz.

    E-DURUŞMALAR YAYGINLAŞACAK

    Dava, icra ve noter harç ve masraflarını sadeleştiriyoruz. e-Duruşma uygulamasını tüm hukuk mahkemelerine yaygınlaştırıyoruz.

    İdareye yapılan başvurularda idarenin cevap verme süresini 60 günden 30 güne indiriyoruz.

    MAHKEME KARARLARI KAMUOYUNA AÇILIYOR

    İstinaf ve temyize başvurma süreleri, gerekçeli kararın tebliğiyle başlayacak. Tüm ilk derece ve istinaf mahkemesi kararlarını, kişisel verileri koruma ilkesine uygun şekilde, kamuoyunun erişimine açıyoruz.

    HAKİM VE SAVCI YARDIMCILIĞI GELİYOR

    Yargıdaki unvanlı görevler için kıdem şartı aranacak. Hakim ve savcı yardımcılığını sisteme kazandırıyoruz.

    YATIRIMLARCILAR İÇİN OMBUDSMAN

    İdare ile yatırımcılar arasındaki uyuşmazlıkları gidermek için, bağımsızlık ve tarafsızlık esasıyla çalışacak, hızlı karar alabilecek ‘Yatırım Ombudsmanlığı’ kuruyoruz.

    Hatalı rapor hazırlayan bilirkişi sistemden çıkarılacak.

    Mevzuatı ve uygulamayı, ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının en geniş şekilde teminat altına alınması doğrultusunda gözden geçiriyoruz.

    İfade özgürlüğü alanını daha da genişletiyoruz. Toplantı ve gösteri yürüyüşünü teminat altına alıyoruz.

    Katalog suçlarda ‘somut delile dayanma şartı’ getirerek, tutuklamanın istisnai bir koruma tedbiri olduğuna ilişkin ilkeyi tahkim ediyoruz. Adli kontrol tedbirlerini de, tutuklamada olduğu gibi üst süreye bağlıyoruz.

    DİNİ BAYRAMLAR İÇİN İZİN

    Hangi dine mensup olursa olsun, kamu ve özel sektör çalışanları ile öğrencilerin, kendi dini bayramlarında izinli sayılmalarını sağlıyoruz.

    İfade ve basın özgürlüğüne ilişkin standartları yükseltmek için gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin kolaylaştırılmasına yönelik tedbirler geliştiriyoruz.

    Gayrimüslim cemaat vakıfları yönetim kurullarının oluşturulması ve seçimine ilişkin Vakıflar Yönetmeliği’ni yeniden düzenliyoruz.

    GECE YARISI GÖZALTILARINA SON

    İfade vermek için mesai saati dışında gözaltına alma, otelde gecenin bir yarısı gözaltına alma gibi uygulamalara son veriyoruz.

    İfade alma işlemi 7 gün 24 saat yapılabilecek. İşkence ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışını yerleştirdik. İşkence iddialarıyla ilgili disiplin soruşturmalarında zaman aşımını kaldırıyoruz.

    Şikayete bağlı suçlarda açıklamalı davetiye tebliğine rağmen mazeretsiz olarak duruşmaya gelinmemesi halinde, davanın düşürülmesine ilişkin değişiklik yapıyoruz. Böylece yıllarca açık duran dosyaları, sürüncemede kalan yargılamaları ortadan kaldırıyoruz.

    Görevin gereklerine aykırı olarak hak ihlaline sebebiyet veren kamu görevlileri için rücu ve disiplin işlemlerinin etkinliğini artırıyoruz.

    Tek bir kadının dahi şiddet mağduru olmadığı güne kavuşana kadar kurumların, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın ve toplumun tüm kesimlerinin iş birliğiyle bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

    ESKİ EŞ CİNAYETİNE DE AĞIRLAŞTIRICI SEBEP

    Eşe karşı işlenen suçlarla ilgili öngörülen ağırlaştırıcı sebebi, boşanmış eşi de kapsayacak şekilde genişletiyoruz.

    Kadına karşı şiddet suçlarını etkin şekilde soruşturmak amacıyla kurulan özel soruşturma bürolarını ülke genelinde yaygınlaştırıyoruz.

    ISRARLI TAKİP AYRI SUÇ OLACAK

    Tek taraflı ısrarlı takip fiillerini ayrı bir suç olarak düzenliyoruz. Şiddet mağduru kadınlara avukat görevlendirilmesini sağlıyoruz.

    İletişimin tespiti ve dinlenmesi şeklindeki koruma tedbiriyle elde edilen kayıtların, beraat kararı halinde yok edilmesini sağlıyoruz.

    Kamulaştırmayla ilgili tüm mevzuatı yeniden ele alıyor, kamulaştırmasız el atmaya karşı valilikler nezdinde idari başvuru yolu getiriyoruz.

    KİŞİSEL VERİLERE AB AYARI

    Kişisel verilerin işlenmesinde özel hayatın korunmasını sağlamak için KVK Kanunu’nu AB standartlarıyla uyumlu hale getiriyoruz.

    Ceza infaz kurumlarında dijital dönüşümü tamamlıyoruz. Bu çerçevede, hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla görüntülü görüşebilmeleri yanında, mektup alıp gönderme, dilekçe verme ve sağlık durumunu takip gibi işlemlerde de teknolojiden yararlanılacak.

    İCRA VE İFLASA MÜLKİYET GÜVENCESİ

    İcra ve İflas Kanunu ile ilgili yönetmeliği, mülkiyet hakkının en geniş şekilde korunmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenliyoruz.

    İdari yargıda mülkiyet hakkını etkileyen hususların ivedi yargılama usulüyle hızlı biçimde çözümüne imkan sağlıyoruz.

    İdarenin, haklı olduğu belli olan vatandaşa ‘git davanı aç, kazan öyle gel’ şeklinde özetleyebileceğimiz tavrına son veriyoruz.

    Yerleşik yargı içtihatlarının idare tarafından düzenli olarak takip edilmesini sağlayarak, başvuruları kabul etme ve davadan vazgeçme gibi konularda kurumların yetkilerini artırıyoruz.

    Çocukların dijital riskler, siber zorbalık ve internet bağımlılığından korunmasına yönelik çalışmaları en üst seviyeye çıkarıyoruz.

    Tapu siciline idareler tarafından konulan kamusal kısıtlamaları da elektronik ortamda malik ve ilgililerin erişimine açıyoruz

    KİMSESİZ ÇOCUKLARA TÜZEL VESAYET

    Uluslararası koruma ve geçici koruma kapsamındaki kimsesiz çocukların bakım ve gözetiminin daha etkin sağlanabilmesi için tüzel kişi vesayet sistemini hayata geçiriyoruz.

    Çocuk mahkemelerini çocuk dostu olacak şekilde tasarlıyor, duruşmalara hakim, savcı ve avukatların cübbesiz katılımına imkan sağlıyoruz.

    Aile mahremiyeti ve çocuğun üstün yararının daha iyi korunabilmesi amacıyla aile ve çocuk mahkemelerinin müstakil bir kampüs içinde bulunacağı yeni bir adliye mimarisi modeli geliştiriyoruz.

    DENETİMLİ SERBESTLİKTE ÇOCUK BÜROSU

    Denetimli serbestlik müdürlüklerinde çocuk büroları kuruyoruz. Suça sürüklenen çocukların adli süreçlerinin her aşamasını, bu bürolar vasıtasıyla takip ediyoruz.

    Gençlerin toplumsal ve demokratik hayata katılımını artırmak için ortaöğretim müfredatına ‘gönüllülük çalışmaları’ koyuyor ve bunu üniversitelerde de yaygınlaştırıyoruz.

    Gençleri aile kurmaları yönünde teşvik için evlilik yardımının kapsamını genişletiyoruz. İş gücü piyasasına aktif katılımları için Genç İstihdamı Ulusal Strateji Belgesi hazırlayarak staj imkanlarını geliştiriyoruz.,

    İstanbul’da BM Gençlik Merkezi kurulmasına yönelik çalışmalara hız veriyoruz. Böylece BM 2030 Gençlik Stratejisi’nin etkin bir şekilde uygulanması hedefine katkıda bulunmak istiyoruz.

    EVLİLİK YARDIMI KAPSAMI GENİŞLETİLİYOR

    Evlilik yardımının kapsamı genişletiliyor.

    Engelli bireylerin üst kademe kamu yöneticiliği ile mesleklerine uygun görevlerde istihdamını zorlaştıran hükümleri tespit edip kaldırıyoruz.

    Sağlık raporlarında engellilik kriterlerine standart getiriyoruz.

    ENGELLİ VE YAŞLILARA KONUTTA CEZA

    Ağır hasta, yaşlı veya engelli hükümlülerin cezalarının konutlarında infazının imkanlarını artırıyoruz.

    Yaş veya sağlık sebebiyle ceza infaz kurumunda hayatını tek başına idame ettiremeyen hükümlüler için denetimli serbestlik uygulamasının alanını genişletiyoruz.

    Tabiatı ve çevreyi beraber paylaştığımız hayvanları ‘mal’ olarak değil ‘can’ olarak gören bir anlayışla mevzuat değişikliği yapıyoruz.

    Uyuşturucu kullanımından ilk kez denetimli serbestlik kararı alanların rehabilitasyon ve tedavilerinin ara kontrollerle izleneceği, 5 yıl süreli Bağımlılık Takip Modeli kuruyoruz.

    İnsan haklarına duyarlı çalışmalarıyla, emsallerine göre öne çıkan kamu görevlilerini ödüllendiriyoruz.

    Hakim, savcı ve avukat adaylarına Anayasa Mahkemesi’nde staj imkanı getiriyoruz.

    Hukuk fakültelerine girmek için gerekli başarı sıralamasını hukuk fakültelerinde öğrenim süresini 5 yıla çıkarıyoruz.

    İnsan hakları eylem planı dilek ve temenni belgesi değildir. Hayata geçmesi için devletin tüm kurumlarına iş düşüyor. Eylem planımızın nihai amacı yeni ve sivil bir anayasadır.

  • Erdoğan’dan CHP’ye Berat Albayrak tepkisi

    Erdoğan’dan CHP’ye Berat Albayrak tepkisi

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Halkapınar Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti İzmir 7. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. CHP’ye Berat Albayrak tepkisi gösteren Erdoğan; “Berat Albayrak ve onun nezdinde ailemi hedef alan bir kampanya yürütülüyor” dedi.

    Erdoğan’ın şu sıralar burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

    “Ordularıyla bu aziz vatanı işgal edemeyeceklerini anlayanlar sinsi yöntemlerle yeni araçlara başvurmuşlardır. terör örgütü 40 yıldır anne karnındaki çocuktan kundaktaki bebeğe okula giden öğrencilerden ak sakallı ihtiyarlara kadar herkesi katlediyor. Şimdi buradan sesleniyorum, ey CHP ey Kılıçdaroğlu Diyarbakır annelerinin semtine hiç uğradın mı? O terör mağduru aileleri hiç ziyaret ettin mi?

    Terör örgütünü kınamak yerine devleti suçlamak olan kirli zihniyette her masumun vebali var. Biz karanlık güçlerin değirmemine suç taşıyanlarla değil kendi devletinin arkasında dağ gibi duranlarla yol yürüyoruz. Biz Cudi’de varız, biz Gabar’da varız, biz Tendürek’te varız, biz Bestler Deresi’nde varız. Hangi inde terörist varsa o inde biz de varız.

    Oraları onlara mezar ettik. Onbinlerle anılan teröristler şimdi yüzlerle anılıyor. Milletime sesleniyorum sizleri bu kutlu savaşta görmek istiyoruz.

    Berat Albayrak ve onun nezdinde ailemi hedef alan bir kampanya yürütülüyor. Ülke ve milletin hayrına en küçük bir sözlerine şahit olmadığımız CHP’nin kampanyasını görmezden geldik. Ama artık siyaset boyutunu aşıp temel hak ve özgürlüklerine özellikle ailelerimize saldırı boyutuna geldi.

    Bu zat bugüne kadar belgeleriyle mahkeme kararlarıyla şahitleriyle yüzüne vurduğumuz onca yalanına rağmen sürekli aynı şeyleri söylemeyi sürdürüyor. Önüne hangi hakikatlar konulursa konulsun önceden ezberletilen, dayatılan çerçeveye sadık kalarak aynı şeyleri sürekli tekrarlıyor. İki bakanımız grup toplantısından öne kendisine gittiler. İçişleri Bakanım ve Savunma Bakanım CHP ve İYİ Parti genel başkanlarına gittiler. Bu katliamla ilgili kendilerini bilgilendirsin istedim. Bakanlarım bunu söyleyince CHP’nin başındakini adam sandım. Haberizmi yok diyor, asıl kaynağından anlatsınlar istedim.

    Dertlerinin ülke ve millet olmadığını hakikatları binlerce kez dinleseler de kafalarındaki senaryoyu yerine getirmeyi sürdüreceklerini biliyoruz. İzmir’e olan saygımız gereği son 7-8 yıldır ülkemizin ekonomide yaşadığı saldırıları ve verdiğimiz mücadeleyi özetle anlatmak istiyorum. Berat Bey’in ifa ettiği görevlerdeki en büyük talihsizliği ‘damat’ sıfatının, birikimi, gayreti ve başarısının önüne geçirilmiş olmasıdır. Herhangi bir siyasetçi olarak bu işleri yapsaydı kendisiyle ilgili daha objektif değerlendirmeler yapılabilirdi.

    DÖVİZ REZERVLERİ EKSİDE İDDİASINA YANIT

    Şu anda IMF’ye bir kuruş borcumuz yok. Bize diyorlar ki IMF’den borç alın. O sizin cibiliyetinizdir, o sizin karakterinizdir. Bunlar sahtekar. Ne diyorlar? Şu anda Merkez Bankası’nın döviz rezervi sıfırlandı, hatta sıfırın altına düştü. Göreve geldiğimizde merkez Bankası’nın 27,5 milyar dolar döviz rezervi vardı. Şu anda 95 milyar dolar döviz rezervimiz var. Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervi 132 milyar dolara kadar çıktı. Ondan sonra bir düşüşle 95’e indi.

    “YARGIDA HAKKINI ARAYACAK”

    Berat Bey de hukuk çerçevesinde bugün itibarıyla yargıda hakkını arayacaktır. Berat Bey aleyhine kampanyanın amacı bilgi almak değil. Senden o paraları alıp fakir fukaraya dağıtacağız.

    “İŞLEMLER HUKUKA AYKIRI DEĞİL”

    Ne döviz buharlaştı, ne hukuka aykırı bir işlem var. Yapılan döviz işlemleri hukuka uygundur. Bu işlemler sayesinde ekonomimiz ciddi şoklar altında hedeflerine bağlı kalmayı başardı. CHP’nin bu izahlara rağmen aynı teraneyi sürdüreceğinden şüphemiz yok. Bizim muhatabımız millettir. Sözümüzde milletedir. Tayyip Erdoğan’a ailesine çalışma arkadaşlarına saldırarak hedeflerimizden uzaklaştırabileceklerini sananlara, size buradan ekmek çıkmaz diyoruz.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gara açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gara açıklaması

    AK Parti Rize kongresinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gara’daki PKK katliamına değindi. Katliamla ilgili Meclis’e soruşturma önergesi verileceğini söyleyen Erdoğan, “Bu işin gerçeğini anlatacağız” dedi. Erdoğan, ABD’yi terör örgütüne destek vermekle suçladı ve yeni Başkan Biden’a “Bunları iyi tanı” diye seslendi.

    Erdoğan’ın şu sıralar burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

    “Irak’ın kuzeyindeki terör yuvaları için başlattığımız hareketta şehit olan 3 askerimiz ile teröristler tarafından alçakça katledilen şehit edilen 13 kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bu kardeşlerimiz bir kısmı 5 bir kısmı 6 yıl teröristlerin ellerinde esirdi. Bu kardeşlerimizi bu teröristlerin ellerinden kurtacağız bunun hesabını yaptık. Çok uğraştık. En son bu operasyonların yapıldığı gece bu operasyonları yapmak suretiyle kardeşlerimizi kurtaralım istedik. İlk etapta bütün inlerine, mağaralara gireceğiz demiştik ya 42 terörist bu esnada gebertildi. Teörristler alçakça bir katliam yaptı. Meclis’e soruşturma önergesi verilecek, bu işin gerçeğini açıklayacağız.

    Batı bundan anlar mı? İsterse anlasın isterse anlamasın. İşte ABD’nin yaptığı bir açıklama var, evlere şenlik. Hani siz teröristlerin yanında durmuyodunuz, PKK’nın YPG’nin yanında değildiniz. Bal gibi de yanındasınız ve arkasındasınız. Maalesef bunu başından itibaren hep gördük. Kuzey Irak’a binlerce TIR bunlar tank getirdiler ve bunları teröristlere teslim ettiler. Bizim güvenlik güçlerimizle savaştılar. Artık yağma yok. Eğer biz sizinle NATO’da berabersek bu birlikteliğimizi sürdüreceksek bize samimi davranacaksınız.

    “BOMBA VAR SİLAH VAR AMA ÇAKI YOK”

    Son harekatımızda bu gerçeği bir kez daha gördük. Askerimzin karşısında duramayan terör örgütü alçaklıkta sınır tanımıyor. Üstadımızın tabiriyle bunlar alçak değil çukur. En sonunda alçaklar bu kardeşlerimizi buradan kaçış olmadığını anlayınca sözde lider durumda olanı… Şu anda Malatya’ad bütün tetkikler yapılıyor. Aileleri gelip görsün istedik. Bu masumların kanı Irak ve Suriye’de sempati destekleyen herkesin eline bulaşmıştır. Parlamentodaki uzantıları ellerinde çakı bile yoktu diyor. Bomba var silah var ama çakı yok.

    “SOSYAL MEDYA MECRALARI DA SORUMLU”

    Bu Ankara’dan İstanbul’a yürümeye benzemez bu gerçekleri iyi öğreneceksin. Bunun bedelini bu millet size ödetecek. Bu sözüm demokrasi, hak, özgürlük kılıfı altında ülkemizdeki terör örgütleri ve uzantıları ile bağlantılı olanlaradır. Terör örgütlerinin propaganda aygıtlarına dönüşen sosyal medya mecraları, hepiniz 13 silahsız masum insanın alçakça infazından sorumlusunuz.

    “BIDEN BUNLARI İYİ TANI”

    Bölücü terör örgütü 1984’ten bu yana 30 bin sivil insanımızı katletti. Bunlar içinde anne karnındaki çocuktan kadından yaşlıya işçiden öğretmene çobandan imama her kesimden insanımız vardır. Dünyaya diyoruz ki gelin bu alçakların gerçek yüzünü iyi tanıyın. Sayın Biden sen de bunları iyi tanı. Ama bunları tanırken FETÖ’yü de unutma.

    “AİLELERİNİZ SİZLERİ BEKLİYOR”

    Terör örgütü PKK’nın sivil katliamlarını kitaplaştıracak olursak Batılıların o anlı şanlı ansiklopedilerinin hacimlerini geride bırakır. Bir gece ansızın teröristlerin tepesine binecek güce ve kararlılığa sahibiz.

    Terör örgütü tarafından kandırılmış gençlere sesleniyorum, gelin bu kiralık katiller ordusundan kurtulun. Anneleriniz babalarınız sizi Diyarbakır’daki çadırda bekliyor. Vakit daralıyor, geç kalmadan kendinizi bu kirli yapıdan kurtarın. Gara’da yaşanan bu katliamdan sonra artık hiçbir ülke, kuruluş, yapı ve kişi, Türkiye’nin Irak ve Suriye harekatlarını sorgulayamaz. Bu katliamı yapanlar kör bir şekilde kendilerine destek verenlerden güç alıyor.

    “HERKESİN ÖNÜNDE İKİ YOL VAR”

    Bundan sonra herkesin önünde iki yol var. Ya Türkiye ile birlikte hareket edip teröre karşı amasız, fakatsız, lakinsiz tavır alacaklar ya da bu eli kanlı terör örgütünün her cinayetinin ortağı olarak önce vicdanlarda, ardından uluslararası platformlarda hesap verecekler.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Boğaziçi açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Boğaziçi açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ” Bahçeli ile yeni Anayasa konusu gündeme geldi. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olayları, oradaki öğrencilerimizin bir olayı olarak tanımlamak ve bunu bu şekilde kabul etmek mümkün değil” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı sonrası açıklamalar da bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları;

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

    Bu ara malum bu Türkiye’nin yepyeni bir Anayasa’ya ihtiyacının olduğu bir dönemde, bizim de gündeme taşıdığımız bir konuydu.

    Bu konuyla ilgili olarak Cumhur İttifakı’mızın diğer müttefiki konumunda sayın Bahçeli de düşüncelerini zaten açıkladı.

    Yepyeni bir Anayasa’ya ihtiyacımız olduğunu kendileri de söylemişlerdi. Bu konu üzerinde görüş alış verişinde bulunduk. Seçim kanunu, siyasi partiler kanunuyla ilgili neler yapabiliriz bunların üstünde durma fırsatı bulduk.

    Ülkemizde malum son zamanlardaki sorunlarla ilgili bu konuları görüşme şansımız oldu.

    BOĞAZİÇİ’NDEKİ OLAYLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA

    Şunu çok açık net söylemeliyim. Sizler zaten tespit etmiş durumdasınız. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olayları oradaki öğrencilerimizin olayı olarak tanımlamak, o şekilde kabul etmek mümkün değil.

    “ÖĞRENCİLERİMİZLE YAKINDAN UZAKTAN ALAKASI YOK”

    Bunun öğrencilerimizle yakından uzaktan alakası yok.

    Bu işin başını hem siyasetin bir boyutu çekiyor, ki dün akşam işte görüyorsunuz dağdan beslenenlerin yani HDP’nin Kadıköy’de yapmış olduğu çağrı ve oradaki gösteriler bunun çok açık net ifadesidir.

    Aynı şekilde ana muhalefetin başının bu işte üstlendiği görev ortadadır.

    Tüm bunlarla beraber ortak hareket ettikleri akademisyenler de bu işin içinde yer alıyor.

    “BUNDAN ÖNCE BEN İKİ TANE REKTÖR ATADIM”

    Şunu da söyleyeyim. Akademisyenlerin içerisinde bu işe teşne olanlar da var.

    Bir defa bir çoğu maalesef hala şunu öğrenememişler. Bu ülke hukuk devletidir. YÖK’ün yetki alanı var ve bu ülkenin cumhurbaşkanının yetkileri var. Bundan önce ben iki tane rektör atadım. Onların atamasını da yine ben yapmıştım. YÖK teklifini yapmıştır, ben de onadım. Bunları ben yaptım.

    Şimdi Melih bey ile ilgili de 9 tane aday önüme geldi. Ve bu 9 adaydan bir tanesi olan Melih beyi yine aynı şekilde ben atamasını yaptım.

    “YÜREKLERİ YETSE CUMHURBAŞKANI DA İSTİFA ETMELİDİR DİYECEKLER”

    Peki Melih bey kimdir, nedir diye baktığımız zaman; Melih bey iki farklı üniversitede rektörlük yapmış bir insan. ODTÜ’den gelme, Boğaziçi ile ilişkileri olan bir insan. Ve alanında başarılı olan bir arkadaş. Ve kendisini oraya atamaktan dolayı da bazı TV kanalları çıkmışlar, “istifa etmelidir” Yürekleri yetse Cumhurbaşkanı da istifa etmelidir diyecekler.

    Osman Kavala denilen kişinin karısı da yine aynı şekilde Boğaziçi’nde bu provokatörlerin yanında yer alan bir kadındır.

    ABD’YE TEPKİ

    Biz ülkemizi, nadide üniversitemizi, bunlara alın istediğiniz gibi karıştırın mı diyeceğiz? Amerika ve AB ne diyorlar? “Biz Boğaziçi’nde olanları kınıyoruz” Amerika’ya ben şunu söylerim, şurada seçim öncesinde Amerika’daki olaylardan demokrasi adına hiç utanç duymuyor musunuz? Oradaki olaylarda herkes birbirini nasıl tehdit etti, ırkçılıkta tavan yaptınız. Zenci vatandaşlarınızı, orada polisler nasıl yere yatırıp öldürdüler? Nasıl izah edeceksiniz?

    Macron sesleniyor AB’den… Ya Macron sen önce sarı yelekliler meselesini hallet.

    “BU İŞİ BİR DAHA GEZİ OLAYLARIYLA AYNI YERE GETİREMEYECEKLER”

    Bu işi bir daha Gezi olaylarıyla aynı yere getiremeyecekler. Onun için de bütün emniyet teşkilatımız her türlü adımını kararlılıkla atıyor. Dün biz mesela YÖK – Anadolu işbirliği olarak külliyede oturum yaptık. 76 üniversite ile ben bu görevi aldım devraldığımda. Şu anda 207 üniversite var. Bakınız karıştıra karıştıra sadece Boğaziçi Üniversitesi’ni karıştırdılar. Fakat Boğaziçi üniversitesi geriye düşüyor. Melih bey, burayı yeniden ayağa kaldırmak için gelen bir arkadaşımız.

    Siz kalkıp da rektörün odasını işgal etmeye yeltenirseniz ona da hoşgeldiniz demezler.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan trafik güvenliği genelgesi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan trafik güvenliği genelgesi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi (2021-2030) ve Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı’na (2021-2023)” ilişkin genelge yayımladı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan genelgede, trafik kazalarının küresel ölçekte insan hayatına olumsuz etki eden nedenlerin başında geldiği belirtildi.

    Dünya genelinde trafik kazaları sonucu ölüm ve yaralanma sayılarındaki artışın toplumsal ve ekonomik kayıpların ciddi boyutlara ulaşmasına neden olduğuna işaret edilen genelgede, bu durumun ulusal ve uluslararası düzeyde trafik güvenliğine ilişkin sorumluluğu bulunan tüm kurum ve kuruluşların iş birliği içinde sistematik biçimde çalışmalarını zorunlu kıldığı bildirildi.

    Hayatın merkezindeki kara yolu ulaşımının günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğu kadar bugünün dünyasında insan hayatını tehdit eden küresel sorun haline geldiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

    “Hızla ilerleyen teknolojik gelişmelerle küreselleşmeye bağlı olarak önümüzdeki 10 yıllık süreçte günümüz ulaşım ağlarında ve türlerinde yenilikçi yansımaların görülmesi beklenmektedir. Tüm bu gelişmeler ışığında trafik güvenliğine ilişkin atılacak her adımda insanın kıymetli hazinesi olan can güvenliğinin korunması temel prensip olarak yer almalıdır. Bu prensip doğrultusunda 2012’de uygulamaya konulan ‘2011-2020 Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı’ kapsamında trafik kazalarından kaynaklanan ölümlerin yüzde 50 oranında azaltılması hedefi çerçevesinde kara yolu trafiğinin tüm unsurlarını kapsayacak şekilde, kara yolu altyapısından araçların güvenlik özelliklerinin artırılmasına, kurumsal yapının güçlendirilmesinden nitelikli ve eğitimli personel sayısının artırılmasına, sağlık hizmetlerinin imkan ve kapasitenin geliştirilmesi başta olmak üzere kaza sonrası müdahale çalışmalarından modern araç, gereç ve donanımların milletimizin hizmetine sunulmasına kadar çok önemli gelişmeler sağlanmıştır.”

    2030’a kadar kazalar neticesi can kayıplarının yüzde 50 azaltılması öngörülüyor

    Kara yolu trafiğinin daha güvenli hale gelebilmesi için trafik güvenliği konusunda yürütülen tüm hizmetlerin güvenli sistem yaklaşımı çerçevesinde kurumsal sorumlulukların bilincinde, sürekli, düzenli, etkili ve uyum içinde sunulmasının esas olduğu vurgulandı.

    Genelgede şu ifadelere yer verildi:

    “Bu yaklaşım esas alınarak hazırlanan ve yeni dönemin yol haritası olarak kabul edilen ‘Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi (2021-2030) ile insanın hata yapabileceği gerçeğinden hareketle, insanları hata yapmayacak hale getirmenin yanı sıra trafikteki olası hataları telafi edecek bir sistem geliştirilmesi ve sistemi oluşturan tüm unsurların gerekli sorumlulukları yüklenerek sistemin tamamının güçlendirilmesi sağlanacaktır. Ülkemizde yaşayan herkesin yaya, sürücü ve yolcu olarak bir şekilde günlük hayatın akışı sırasında trafik içinde olduğu düşünüldüğünde oluşturulan Strateji Belgesi ile toplumda yaşayan tüm insanların yaşama hakkı ve seyahat hürriyeti gibi temel hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla da çok boyutlu ve çok çeşitli tedbirler planlanmıştır.

    Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi (2021-2030) ile ulaşılmak istenen nihai hedef, etkili iletişim mekanizmalarının kurulması, iş birliği ve koordinasyona dayalı olarak sorumluluk, görev ve yetkilerin kullanılmasını sağlayarak ‘trafik güvenliğinde sorumluluk paylaşımı’ anlayışını geliştirmek suretiyle belirlenen hedefler aracılığıyla trafik kazaları nedeniyle can kaybının yaşanmadığı ve ciddi derecede yaralanmaların meydana gelmediği bir Türkiye’dir. Bu çerçevede, 2030 yılına kadar trafik kazaları neticesinde meydana gelen can kayıplarının yüzde 50 azaltılması, 2050 yılına kadar can kaybının olmadığı bir trafik sisteminin vatandaşlarımıza sunulması öngörülmektedir. ”

    Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi Eşgüdüm Kurulu oluşturuldu

    Genelgenin, Birleşmiş Milletler’in “trafikteki can kayıplarının yüzde 50 azaltılması ve 2050’ye kadar sıfırlanması” hedefinin Türkiye’de gerçekleştirilmesine yönelik 2021-2030 yıllarında Trafik Güvenliği Eylem Planı (2021-2023) ile hazırlanacak “2024-2027” ve “2028-2030 Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planları”nın hayata geçirilmesini kapsadığı bildirildi.

    Strateji Belgesi ve eylem planları kapsamındaki görevlerin aksamadan yürütülebilmesi için kara yolu trafik güvenliğinin tesisine yönelik çalışmaları yönlendirmek, bu konuda gerekli idari ve yasal düzenlemelere ilişkin çalışmaları koordine etmek, önerilerde bulunmak, kaydedilen gelişmeler hakkında kamuoyunun aydınlatılmasını sağlamak, uygulamaya konulan strateji belgesi ve eylem planlarıyla ilgili hedef planlı çalışmaları takip etmek, eylem planlarının yürütülmesine ilişkin sorumluluğu bulunan ve iş birliği gerektiren kurum ve kuruluşlar arasında gerekli koordinasyonu sağlamak üzere “Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi Eşgüdüm Kurulu”nun oluşturulduğu kaydedildi.

    Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi (2021-2030) ve Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planları’nda belirtilen stratejik amaç, hedef ve performans göstergelerinin ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yerine getirilmesinin sağlanması, faaliyet ve çalışmaların sağlıklı yakından takip edilebilmesi ve gerekli durumlarda ivedi olarak uygulamaya dönük kararların alınabilmesi amacıyla “Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi İzleme ve Yürütme Kurulu”nun oluşturulduğu bildirildi.

    Strateji belgesi ve eylem planlarında yer alan görevlerin yürütülmesini izlemek ve koordinasyon ve iş birliğini sağlamak amacıyla Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi İzleme ve Yürütme Kuruluna bağlı “ihtisas gruplarının” da oluşturulabileceği ifade edildi.

    Eşgüdüm Kurulu kararlarının hayata geçirilmesine gerekli destek sağlanacak

    Genelgede Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi Eşgüdüm Kurulu ile Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi İzleme ve Yürütme Kurulunun trafik güvenliği bağlamında yaptığı çalışmaların tanıtılması, Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi’nin vatandaşların dikkatine sunulması, çalışmalara katılımlarının sağlanması ve iyi uygulama örnekleri sunularak görüşlerine başvurulabilmesi amacıyla internet adresi tasarlanarak trafik güvenliği farkındalık çalışmalarının yürütüleceği belirtildi.

    2024-2027 yıllarını kapsayacak eylem planının hazırlıklarının 2023 yılı sonuna kadar, 2028-2030 yıllarını kapsayacak eylem planının hazırlıklarının ise 2027 yılı sonuna kadar Eşgüdüm Kurulu koordinesinde tamamlanacağı bildirildi.

    Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planları’nda “sorumlu kuruluş” ve “iş birliği yapılacak kuruluş” olarak belirlenen bakanlık, kurum ve kuruluşların, eylem planlarının hayata geçirilmesi için planlama dahilindeki görev ve sorumluluklarının takvime uygun olarak yerine getirilmesinde gerekli hassasiyeti göstereceği vurgulandı.

    Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi ve Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı’nda belirtilen görevlerin yürütülmesinde tüm bakanlık, kamu kurum ve kuruluşlarınca öncelik verileceği, Eşgüdüm Kurulunca alınan kararların hayata geçirilmesine gerekli destek ve katkının sağlanacağı ifade edildi.

  • Sürücüsüz otomobilin ilk yolcusu Cumhurbaşkanı

    Sürücüsüz otomobilin ilk yolcusu Cumhurbaşkanı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk mühendisler tarafından geliştirilen dünyanın ilk seri üretim sürücüsüz elektrikli otobüsü Karsan Otonom Atak Electric’in ilk yolcusu oldu. Erdoğan, “Seri üretimle birlikte bu sektörde inanıyorum ki ülkemizin adını da markalarımızın adını da duyuracaklar. Bunda hiç şüphem yok. Bunun da ilk adımının Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden atılmış olması bizleri ayrıca mutlu etmiştir. Misafirlerimiz için çok ses getirir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karsan liderliğinde ADASTEC iş birliği ile geliştirilen Avrupa ve Amerika’nın ilk gerçek yol koşullarında kullanıma hazır yüzde 100 elektrikli ve sürücüsüz otobüsü ‘Otonom Atak Electric’i yakından inceleyerek test etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen etkinliğe, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Kıraça Holding Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, Karsan CEO’su Okan Baş, ADASTEC Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Güçlü ve ADASTEC CEO’su Ali Ufuk Peker de katıldı. Etkinlikte, aynı zamanda kendi sınıfında Avrupa ve Amerika’nın ilk Seviye 4 sürücüsüz ve elektrikli otobüsü olan Karsan Otonom Atak Electric’le ilgili kapsamlı bilgiler alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindeki heyetle sürücü koltuğu boş olan otonom otobüse binerek Külliye içinde seyahat etti.

    Yapay zekanın ideal ürünlerinden bir tanesini Karsan ve ADASTEC’in ortaklaşa ürettiğini bildiren Erdoğan, test sürüşünün de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılmış olmasından mutluluk duyduğunu belirtti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 metre boyundaki araçta herhangi bir sesin olmadığını ifade ederek, yapay zekanın yayalara, tüm trafik sinyallerine karşı duyarlı olduğunu, yıl sonuna kadar 24 metreye kadar elektrikli hale getirileceğini aktardı. Bunun Türkiye için bir iftihar vesilesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Karsan’ı ve ADASTEC’i tebrik etti.

    Erdoğan konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

    “Seri üretimle birlikte bu sektörde inanıyorum ki ülkemizin adını da markalarımızın adını da duyuracaklar. Bunda hiç şüphem yok. Bunun da ilk adımının Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden atılmış olması bizleri ayrıca mutlu etmiştir. Bundan sonraki süreçte de bu süre üretimle birlikte artık mazottu, benzindi bunlar kalkıyor. Her şey artık elektrikliye dönecek. Böyle bir sürecin içerisindeyiz. Bu tabi aynı zamanda temiz enerjinin de ön adımları. Çünkü dünya temiz enerjiye gidiyor. Bu iklim değişikliğinin tartışıldığı, en önde olduğu bir sürecin içerisinde… Bize de diyorlar; ‘Siz niye iklim değişikliği noktasında adım atmıyorsunuz?’ Ben bunu diyenlere şunu söylüyorum, Amerika şu anda iklim değişikliği ile ilgili adımı atsın, biz de atarız. Onlar atmaz, biz atarsak… Bizim şu anda sanayimizde durum ortada. Bizim de güçlü bir sanayiye sahip olmamız için her şeyden önce bazı öncü ülkelerin bu adımı atması lazım. Biz, hiçbir zaman bu konuda geride kalmayız, adımı atacağız.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tesla ve SpaceX’in Kurucusu Elon Musk ile bir görüşme yaptığını hatırlatarak, kendisine, bu konuları görüşmeye hazır olduklarını söyledi.

    “Fiyatlandırma nasıl olacak”

    Konuşmasının ardından, “Otobüsü, yurt içinde yollarda görecek miyiz?” sorusunu cevaplayan Erdoğan, “Önemli olan sürümde kazanabilmek için acaba fiyatlandırma nasıl olacak. Rakamlar yüksek olursa, talibi çok fazla olmaz. Patron biliyor bu işi. Gençler daha bu işlerden pek anlamaz, onlar hemen kazanmak isterler” dedi.

    “Külliyede kullanılacak mı otobüsler?” sorusu üzerine Erdoğan, böyle bir şeyi söylediğini, firmanın “ne kadar isterseniz hemen” dediğini ifade etti. Erdoğan, özellikle misafirler için bu durumun ses getireceğini sözlerine ekledi.

    Erdoğan Karsan Otonom Atak Electric’te muhabirlerle yolculuk yaptı. Muhabirlerin araç içerisinde sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Bugün 25- 30 km hızla gidiyor. Yayayı gördüğü zaman hemen duruyor. Yayayı gördü ve durdu. Başka bir jesti görmemiz lazım” dedi.

    Erdoğan, “İnan bey şimdi bunlardan Cumhurbaşkanlığına kaç tane hediye edilecek” diyerek Saniye ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a ‘Mustafa kaç tane isterseniz Cumhurbaşkanlığına hediyem olur diyor” dedi. Erdoğan, bu arada inşallah süreçte test vs. özel misafirler için tam kullanılabilecek bir otobüse sahip olmuş oluruz” şeklinde konuştu.

    Erdoğan, dünyada ilk kez bir Cumhurbaşkanının böyle bir aracı test ettiğinin söylenmesi üzerine şu yanıtı verdi:

    “Bu ülkemizde bir ilk. Belki de öyle bilmiyorum başka var mı? Ülkemizde böyle bir eserin ortaya konmuş olması bizi ciddi manada mutlu etti. İnşallah seri üretime giriyorlar, bunun adımları atılmış vaziyette. İnanıyorum ki, Cumhurbaşkanlığı olarak böyle bir icraatı ülkemizde gerçekleştirmiş olmak ve bunu ülkem adına, milletim adına ,sanayiciler adına yaşamış olmak şahsıma tüm üreticilerimize ayrı bir mutluluk veriyor. Bu üretim bundan sonraki süreçte bizleri çok daha mutlu edecek. Temennimiz odur ki bizim sanayi üretiminde, icraatında yapay zeka ile birlikte çok büyük bir mesafeyi almış olacağımıza inanıyorum. Bu daha geliştirilecek tabi ki, hızı daha da yükselecek. 50’yi bulur” diye konuştu.

    Türkiye otomotiv sektörünün köklü markası Karsan ve Türk teknoloji şirketi ADASTEC’in otonom yazılımları ile geliştirilen, Avrupa ve Amerika’nın ilk gerçek yol koşullarında kullanıma hazır sürücüsüz otobüsü Otonom Atak Electric, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen etkinlikte görücüye çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın Karsan Otonom Atak Electric’i yakından inceleyerek test ettiği etkinliğe, Kıraça Holding Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, Karsan CEO’su Okan Baş, ADASTEC Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Güçlü ve ADASTEC CEO’su Ali Ufuk Peker de katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyet incelemelerinin ardından sürücü koltuğunun boş olduğu Seviye 4 otonom özelliklerine sahip sürücüsüz Otonom Atak Electric’e binerek Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde özel bir tur attı. Karsan ve ADASTEC’in güçlerini birleştirerek Türk mühendisleri tarafından seri üretime hazır hale getirdiği Otonom Atak Electric, aynı zamanda kendi sınıfında Avrupa ve Amerika’nın ilk Seviye 4 sürücüsüz ve elektrikli otobüsü olma özelliğini de taşıyor.

  • CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybetmektedir

    CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybetmektedir

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizzat eski cumhurbaşkanı adaylarının ifadesiyle CHP bugün yalan ve iftira üretim merkezine dönüşmüş durumdadır. Üzüm üzüme baka baka kararır misali bölücü örgütün uzantılarıyla kurmuş olduğu ittifaktan dolayı CHP siyasi parti kimliğini giderek kaybetmektedir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 7’nci Olağan Erzurum ve Erzincan il kongrelerine video konferans ile katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti kadrolarının gece gündüz demeden çalıştığını, ter dökerek mücadele ettiğini söyledi. Erdoğan, milletin AK Parti ile ilk kez 24 saat kapısını kendine açık tutan, derdiyle dertlenen farklı bir zihniyete kavuştuğunu kaydetti. Erdoğan, AK Parti ile vatandaşların devletin her kademesinde dinamik, vizyoner, gayretli bir kadro ile tanıştığını, milleti hakir gören, ‘yobaz’ diyerek insanları aşağılayanların yerini ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ şartıyla hareket eden yeni bir tasavvura bıraktığını belirtti.

    ‘DEMOKRASİMİZE LEKE VURULMASINA MÜSAADE ETMEDİK’

    Erdoğan, “Yeri geldi sokaklarımızı karıştırmak isteyenlere meydan okuduk, bölücü terör örgütünü açtıkları çukurlara gömdük. Darbecilerle 15 Temmuz gecesi göğüs göğüse mücadele ettik. Ama milletimizin emanetine el uzatılmasına ve demokrasimize leke vurulmasına asla müsaade etmedik. 18 yılda girdiğimiz 15 seçimin tamamından alnımızın akıyla çıktık. AK Parti’nin eşsiz başarısının sırrını öğrenmek istemeyenler aynaya bakıp kusuru kendilerinde aramak yerine hep başka yerlere baktılar. Milleti anlamak, uyuşmak yerine ‘Stockholm sendromu’ diyerek milleti aşağıladılar. Anadolu insanına ‘makarnacı’, ‘yobaz’, ‘kömürcü’, ‘göbeğini kaşıyan adam’ dediler. ‘Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi olacak’ serzenişiyle içlerinde biriktirdikleri kini ortaya saçtılar” diye konuştu.

    ‘BUNUN ADI TAM OLARAK BEŞİNCİ KOL FAALİYETİDİR’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, her hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhtarından emeklisine, öğretmeninden askerine toplumun farklı kesimlerini tehdit etmeye başladığını söyleyerek, “Hemen her gün bir CHP yönetici tarafından ülkesi ve milleti için ter dökenler gerekirse vatanı için canını vermeyi göze alan kahramanlara ‘militan’ yaftası vurularak hedef tahtasına konuluyor. Bölücü terör örgütünün şehir eşkıyalarını çukur eylemlerinde aklama yarışına girenler, bugün devletin valisine, kaymakamına askerine ahlaksızca ‘militan’ iftirası atıyor. Milletimizin canına kast eden PYD’li teröristlere gösterdikleri sempatinin onda birini kendi vatandaşlarına, mesela Diyarbakır’da evlatlarının örgütten kurtarmak için nöbet tutan acılı ailelere göstermiyorlar. Bunu adı siyaset değil siyasetsizliktir. Bunun adı tam olarak beşinci kol faaliyetidir. Türkiye’de muhalefetin böyle bir akıl tutulmasına yakalanması Türk demokrasisi adına gerçekten endişe vericidir. Bu iç karartıcı tablo mevcut CHP yönetiminin siyasi tükenmişliğinin en bariz göstergesidir” dedi.

    ‘SİYASİ KİMLİĞİNİ KAYBETMEKTEDİR’

    Erdoğan, CHP Genel Başkanının bu siyasi tükenmişlikle yüzleşmek varken akla hayale gelmedik iftiralarla AK Parti ve Cumhur İttifakına saldırdığını vurgulayarak, “Parti teşkilatlarını sarmış taciz, tecavüz, yolsuzluk skandallarını; nefret söylemini körükleyerek milletin dikkatinden kaçırmaya çalışmaktadır. Bizzat eski cumhurbaşkanı adaylarının ifadesiyle CHP bugün yalan ve iftira üretim merkezine dönüşmüş durumdadır. Üzüm üzüme baka baka kararır misali bölücü örgütün uzantılarıyla kurmuş olduğu ittifaktan dolayı CHP siyasi parti kimliğini giderek kaybetmektedir. İnşallah 2023 seçimleri Türkiye’de CHP’nin rövanşist siyasetinin de tasfiye edildiği yeni bir dönemin müjdecisi olacaktır” ifadelerini kullandı.

    ‘ASIL GÜNDEMEMİZE ODAKLANACAĞIZ’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti tarzı siyasetin ortak noktalara odaklanan siyaset tarzı olduğunu, AK Parti’nin milletin tamamının emanetini taşıyan bir hareket olduğunu belirterek şöyle devam etti:

    “Bizim rehberimiz yüz yıllardır bu kutlu davayı nesilden nesile taşıyan ilim hikmet ve gönül erleridir. Bizim yolumuz şehitlerin gazilerin kalbi, ülkesi ve milleti için çarpanların yoludur. Muhalefetin içine düştüğü çıkmaz işimizi kolaylaştırmıyor. Bilakis sorumluluğumuzu daha da artırıyor. Biz hiç bir zaman muhalefete göre tavır alan, CHP’ye göre politika belirleyen, muhalefetin kifayetsizliğinden medet uman bir parti olmadık. Kuruluşumuzdan itibaren hep kendimizle yarıştık. Kendi projelerimizle yarıştık. Türk siyasetini esir alan vizyonsuzluğa rağmen her gün bu ülke için hayal görmeye ve bunları gerçekleştirmeye gayret ettik. Biz işimize bakacağız. Türkiye için ne yapabiliriz, ona bakacağız. Milletimizin gönlündeki yerimizi nasıl güçlendiririz ona bakacağız. Muhalefeti kendi bunalımlarıyla, kendi sığ tartışmalarıyla kendi Bizans oyunlarıyla baş başa bırakacak asıl gündemimize odaklanacağız. Varsın onlar ahlaksız siyaset yaparak oyalansınlar. Biz vaktimizi ve enerjimizi kendi çalışmalarımızı daha ileriye taşımak için kullanacağız. Bizler milletin kapısını seçimden seçime çalan, halini hatırını soran bir parti asla olmadık olmayacağız. İlk günkü aşkla heyecanla ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Ulaşamadığımız ve gönlünü kazanmadığımız tek bir vatandaşımız kalmayana

  • Restoran ve kafelere destek ödemesi yapılacak

    Restoran ve kafelere destek ödemesi yapılacak

    Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı “Erdoğan, Gençlerimize bu kazanımların önemini anlatmakta zorlanıyoruz” dedi. Erdoğan, devam etmekte olan reform çalışmaları için ise “Çok köklü ve önemli düzenlemeler içerdiği görülecektir” ifadelerini kullandı. Erdoğan, koronavirüs önlemleri kapsamında kapalı olan restoran ve kafeler için destek ödemesi yapılacağını da duyurdu.

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşuyor.

    Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

    “AK Parti’nin girdiği her seçimden güçlü çıkmasının sırrı milletle kurduğu bağdır. Türkiye’nin son 18 uılda nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkes biliyor. Ama eski Türkiye’de yaşamamış, sıkıntıları çekmemiş, baskılara maruz kalmamış gençlerimize bu kazanımların önemini anlatmakta zorlanıyoruz. Ülkemizin demokrasi ve ekonomide çağ atladığını yaşayarak şahitlik etmeyenlere tüm bunları mukayeseli olarak anlatmamız şarttır.

    Türkiye’nin önünde yapılacak çok şey var. Yürütmede bizim yapmamız gereken çok şey var, yasamada sizin yapacağınız çok şey var. Meclis gündeminde önceden kalan yasama çalışmalarını sizler zaten iyi biliyorsunuz.

    REFORM ÇALIŞMALARI

    Yakında, hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğumuz yeni reform paketlerini Meclisimizin takdirine sunmaya başlayacağız. Milletimizle paylaştığımızda, bu reform tekliflerinin ülkemizi 2023’e ve daha sonrasına taşıyacak çok köklü ve önemli düzenlemeler içerdiği görülecektir.

    AK Parti Grubu, Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız MHP ile birlikte Meclis’in lokomotifidir, dinamosudur. Biz çok çalışırsak, Meclis de çok üretir. Biz işleri rölantiye alırsak, Meclis çok daha az verimle faaliyet yürütür.

    “TEK VAATLERİ ERDOĞAN’I İNDİRMEK”

    Sizlerden şimdiden sıkı bir çalışma dönemine hazır olmanızı istiyorum. Bizden başka hizmet müktesebatı ortaya koyabilen de gelecek vizyonu tasarlayan da yok. Tek vaatleri Tayyip Erdoğan’ı indirmek olan bir muhalefete, bu millet iktidarı vermez.

    Türkiye’yi nereye getireceğini söyleyemeyen kadroları kifayetsiz hiçbir yapı milletimizden iktidar vizesi alamaz. İnşallah 2023’te bir kez daha sandıktan zaferle çıkacağız.

    “İŞİ PİŞKİNLİĞE VURUYORLAR”

    CHP yöneticileri, kendi içlerinde yaşanan taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık skandallarının üzerini örtmek için hem bize, hem milletimize olan hakaretlerinin dozunu sürekli artırmaya başladı. Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış misali, milletimizin önüne çıkıp öz eleştiri yapacak, özür dileyecek, içlerindeki tecavüzcülerden, tacizcilerden, hırsızlardan hesap soracak yerde, işi pişkinliğe vuruyorlar.

    Karşımızdaki zat, sanayiyi, teknolojiyi, tarımı, ticareti, ihracatı, finansı, devletin kurumlarının ve özel sektörün nasıl işlediğini bilmez. Çünkü bunların işi bilgiyle değil, sadece ellerine tutuşturulan kağıtlar ve kulaklarına üflenen suflelerledir.

    MİLİTAN TEPKİSİ: HERKES DAVA AÇMALI

    Bu ara bir militan lafı tutturdular. Sermaye bu. Bunlara göre cumhurbaşkanı militan, hakim, savcı, vali, kaymakam, tüm askerler militan. Diplomatlar militan. Milletin kendilerine oy vermeyen yüzde 75’i militan.

    Peki kendileri ne? Terör örgütü mensuplarına ‘arkadaşlar’ demek bunların meşrebinde kibarlık. Kendilerinden olmayan herkese militan demek bunlara göre şeref göstergesi. Bu devletin hiçbir memuru, bu ülkenin hiçbir evladı CHP’nin hastalıklı zihniyetinin şamar oğlanı değildir.

    İçişleri Bakanımızın da ifade ettiği gibi bence bu ülkenin yargısı var. Kendilerine ‘militan’ diye hakaret eden bu zata, bütün bu hakarete muhatap olanların dava açma zamanı gelmiştir, geçiyor bile.

    ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI

    Bu zihniyeti ve sergilediği pespayeliği Türkiye’nin son dönemdeki imtihanı olarak görüyoruz. Nice imtihanları başarıyla atlatan, nice engelleri ezip geçen, nice mücadelelerden alnının akıyla çıkan milletimiz, elbette ilk seçimde bunlara da bir güzellik yapacaktır.

    Bunlar yatıp kalkıp erken seçim diyorlar ki sanıyorlar buradan bir şey toplarız. Buradan size ekmek yok. Sabrın varsa Haziran 2023’e kadar kapıda bekleyeceksin. Bizim daha yapacak çok işimiz var. Milletimiz, mahalle yanarken kendi kısır hesaplarının peşinde koşanların defterini kökten dürene kadar, bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

    Aşı uygulamasının kapsamı giderek genişleyerek inşallah en kısa sürede hedef kitlenin tamamına ulaşacaktır.

    KAPALI RESTORAN VE KAFELERE DESTEK

    Lokanta, restoran ve kafe gibi sektörlerde alınan tedbirler nedeniyle faaliyetleri kısıtlanan ve 2019 cirosu 3 milyon ve altı olan ticari işletmelere destek ödemesi yapacağız. 2 bin liradan az 40 bin liradan fazla olmamak kaydıyla destek ödemesi yapacağız

  • “İlk etapta 50 milyon doz aşı gelecek”

    “İlk etapta 50 milyon doz aşı gelecek”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde şu anda aşı sıkıntısı var, aşı bulamıyorlar. Biz ise şu anda aşı konusunda attığımız adımlarla, yaptığımız ödemeyle süratle aşılarımızı aldırmaya başladık ve ilk etapta inşallah 50 milyon doz aşı ülkemize gelecek” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen ‘Sosyal Atama Töreni’ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, “Bugün devlet korumasında yetişmiş gençlerimizden 193’ünün, engellilerimizden 2 bin 140’nın, şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınlarımızdan da 370’inin atamasını yapmak üzere bir aradayız. Çeşitli kamu kuruluşlarına atamasını yapacağımız bu 3 bin 603 kardeşimize atamalarının hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    ‘KARABEKİR PAŞA MODELİ MAALESEF DEVAM ETTİRİLEMEMİŞTİR’

    Ülke geleneğinde devletin diğer pek çok vasfının yanı sıra ‘kimsesizlerin de kimsesi’ olduğuna dikkat çeken Erdoğan, vefat veya çeşitli sebeplerle ailelerini kaybeden çocuklara sahip çıkmanın, onlara analık babalık yapmanın devletin boynunun borcu olduğunu ifade etti. Osmanlı Dönemi’ndeki Eytam Nizamnamesinden bugün hala faaliyet gösteren Darüşşafaka’nın kuruluşuna kadar, bu amaçla oluşturulmuş pek çok yapının bulunduğunu belirten Erdoğan, “Ayrıca tarihimizin en önemli kurumları olan ve tüm dünyaya da ülkemizden yayılan vakıfların hemen tamamının senedinde, öksüzlere ve yetimlere sahip çıkma maddesi yer almaktadır. Rahmetli Kazım Karabekir Paşa’nın Doğu Anadolu’da 1’inci Dünya Savaşı yıllarında yetim ve öksüz kalmış çocuklara sahip çıkarak gösterdiği alicenaplık bugün hafızalarımızda hala canlıdır. Himayesine aldığı 4 bin erkek ve 2 bin kız çocuğunun her türlü ihtiyaçlarını ve temel eğitimlerini karşılamanın yanında meslek sahibi de yapan Kazım Karabekir Paşa’nın modeli maalesef devam ettirilememiştir” diye konuştu.

    ‘DEVLET KORUMASINDAKİ YETİŞTİRME MODELİNİ DEĞİŞTİRDİK’

    Hükümete geldiklerinde devlet korumasındaki çocukların, yüzlerce kişinin kaldığı büyük yurtlarda adeta balık istifi şeklinde barındırıldığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Maalesef topluma uyum sağlayabilecekleri iklimden yoksun çocuklarımız bu ortamda ne doğru dürüst eğitim alabiliyor ne de meslek sahibi olabiliyordu. Sivil toplum kuruluşlarıyla da işbirliği yaparak devlet korumasındaki çocuklarımızın yetiştirilme modelini baştan sona değiştirdik. Çocuklarımızı çok büyük yurtlarda koğuş sisteminde barındırmak yerine ev düzenine geçtik. Bu evleri de daha ziyade mahalle içlerinde açarak çocuklarımızın diğer ailelerin çocuklarıyla aynı okula gitmesini, aynı sokakta oynamasını, aynı atmosferi teneffüs etmesini sağlamaya çalıştık. Bugüne kadar 111 çocuk evi sitesi, 1193 çocuk evi ve 65 çocuk destek merkezi oluşturduk. Buralarda görev yapacak personelimizi özel eğitime tabi tuttuk. Hali hazırda 13 bin 524 çocuğumuzun bakımını, aile ortamına en yakın şekilde hazırladığımız bu evlerde sürdürüyoruz. Daha önemlisi ailelere destek vermek suretiyle, çocuklarımızı mümkün olduğu kadar kendi anneleri, babaları veya yakınlarıyla yaşamasını sağlıyoruz. Geçtiğimiz 18 yılda bu çerçevede verdiğimiz desteklerle 652 bine yakın çocuğumuzun ailelerinin yanında hayatını sürdürmesini temin ettik. Sadece son 8 yılda yüzde 86’sı doğrudan annelere olmak üzere, bu amaçla verdiğimiz destek miktarı 6.9 milyar liradır”

    ‘7 BİN 864 ÇOCUĞUMUZ KORUYUCU AİLELERİN YANINDA’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde ihtimam gösterip geliştirmeye çalıştıkları bir diğer uygulamanın da koruyucu aile sistemi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

    “Şu anda 7 bin 864 çocuğumuz çok hassas bir şekilde tespit edilen ve sıkı şekilde denetlenen koruyucu ailelerin yanında hayatlarına devam ediyor. Üstelik bunların 795’i de özel gereksinimi olan çocuklardır. Kimsesiz çocukları evlat edinen ailelere de ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Devlet korumasındaki çocukların kamuda istihdamı 1988 yılından beri sürüyor. Biz 2014 yılında bu çocuklarımızın kamudaki istihdamını merkezi yerleştirmeye dönüştürerek işlerini kolaylaştırdık. Ayrıca istihdamın eğitim düzeylerine göre kendi branşlarında olmasını da temin ettik. Hükümete geldiğimizde kamuda işe yerleştirilen devlet korumasındaki çocuk sayımız 21 bin 300’dü. Bugün bu sayı 55 bini aşmıştır. Sadece son 2.5 yılda 7 bine yakın evladımızı kamuya yerleştirdik. Hayata geçirdiğimiz teşvik uygulamasıyla 4 bin 600’e yakın gencimizin de özel sektörde istihdamını sağladık. Kimsesiz çocuklarımız için kamudan yaptığımız her kuruş harcamayı bu devletin başının gözünün sadakası olarak görüyoruz. İnşallah aile yanında destek ve koruyucu aile gibi uygulamaları daha da yaygınlaştırarak hem hiçbir evladımızın sahipsiz kalmamasını hem de toplumdan kopmamasını temin etmek de kararlıyız.”

    ‘536 BİNE YAKIN ENGELLİMİZE BAKIM DESTEĞİ SAĞLIYORUZ’

    Bir toplumun vicdanını ölçmenin en kestirme yolunun engellilere olan davranışına bakmak olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:

    “Engellilerine sahip çıkan bir toplum yıkılmaz bir bünyeye sahip demektir. Ülkemizde yıllarca bu konuda doğru politikalar geliştirilemediği için vicdanları sızlatan görüntüler yaşanmıştır. Engelli kardeşlerimiz toplumdan izole bir şekilde evlerinin dört duvarı arasında yaşamaya mahkum edilmiştir. Hükümete geldikten sonra üzerinde en çok durduğumuz ve yakın takibini yaptığımız hususlardan biri de engellilerimizin topluma kazandırılması faaliyetleridir. Bugün 536 bine yakın engellimize aileleri yanında bakım desteği sağlıyoruz. Ayrıca resmi ve özel 541 merkezde 29 bine yakın engelliye yatılı bakım hizmeti veriyoruz. Engellilerimizin ihtiyaç duydukları tüm sağlık hizmetleri, genel sağlık sigortası kapsamında karşılanıyor. Geçmişte her kurum için ayrı ayrı alınması sebebiyle ciddi sıkıntı kaynağı olan engelli raporlarının elektronik ortamda tüm kurumlar tarafından görülebilmesini de bu arada temin ettik. Engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın sosyal hayata katılmaları bakımından önemli olan erişilebilirlik konusunda çok ciddi düzenlemeler yaptık.”

    ‘ŞEHİT YAKINLARIMIZ VE GAZİLERİMİZ DAİMA BAŞIMIZIN TACI’

    Engellilerin istihdamı konusunda devrim niteliğinde adımlar attıklarını anlatan Erdoğan, “Kamu kurumlarındaki memur kadrolarının engellilere tahsisli olan yüzde 3’ünün etkin şekilde kullanılabilmesi için merkezi yerleştirmeye dayalı bir sistem kurduk. Aynı şekilde kamu işçi kadroları için de merkezi yerleştirme yöntemine geçtik. Böylece 2002 yılında yalnızca 5 bin 777 olan engelli memur sayımızı, 58 bin 319’a yükselttik. Böylece kamudaki engelli kontenjanlarının doluluk oranını yüzde 82 seviyesine kadar çıkardık. Ayrıca tayinden yer değiştirmeye iş yerindeki görev dağılımından mesai düzenine kadar her konuda engellilerimize pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Tüm bu gayretlerimiz sayesinde engellilerimizin her alanda aktif şekilde hayatın içinde yer aldıklarına şahit oluyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde de engellilerimize hizmet vermeye, daima yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.

    Şehitlerin emaneti olan yakınlarıyla gazilerin kalbinde ayrı bir yeri olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bir insanın hiçbir mecburiyeti olmadığı halde, bilerek ve isteyerek inancı ve vazifesi uğrunda ölümün üzerine yürümesi kadar büyük bir fedakarlık yoktur. Bunun için şehit yakınlarımız ve gazilerimiz daima başımızın tacı olmuştur. Rabbimizin müjdesi olan bu payelerin vakarına, onuruna, hassasiyetine uygun davranan her kardeşimizle son nefesimize kadar yoldaşlık yapmak bizim için şereflerin en büyüğüdür” mesajını verdi.

    ‘KAMUDA İSTİHDAM EDİLENLERİN SAYISI 45 BİNE YAKLAŞTI’

    Milletin tarihi boyunca şehit yakınlarına ve gazilere sahip çıktığını, devletin de geçmişten bugüne çeşitli düzenlemelerle bu insanlara çeşitli imkanlar sağladığını kaydeden Erdoğan, “Biz de hükümete geldikten sonra şehit yakınları ve gazilerimizin hep üzerine titredik, İstiklal Harbinden Kore’ye ve Kıbrıs’a kadar geçmişten miras aldığımız gazilerimizin hak ve imkanlarını genişlettik. Terörle mücadelede sınır ötesi harekatlarımızda 15 Temmuz’da şehit olan ve gazilikle şereflenen her kardeşimize pek çok farklı kalemde ciddi destekler verdik. Tazminattan bağışa, sağlık ve eğitim desteğinden istihdama kadar her konuda, bu kardeşlerimizin kalbini mutmain edecek uygulamalara imza attık. Hükümete geldiğimizde bu kapsamda kamuda istihdam edilen kişi sayısı 6 bin 315’di, bugün ise aynı kapsamda istihdam edilenlerin sayısı 45 bine yaklaştı. Elbette ne yaparsak yapalım, şehitlerimizin ve gazilerimizin haklarını ödeyemeyeceğimizi, en büyük şerefin bizatihi Rabbimizin ve milletimizin nezdinde bu ünvanlara sahip olmak olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte devlet olarak elimizdeki tüm imkanları şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin emrine sunmak suretiyle kendilerine şükranlarımızı ifade etmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    ‘İLK ETAPTA 50 MİLYON DOZ AŞI GELECEK’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının son bölümünde salgın döneminde yapılan çalışmalara değinirek, şunları söyledi:

    “Türkiye’nin sahip olduğu hizmet altyapısının gücü ve sosyal devlet vasfının genişliği kriz dönemlerinde çok daha iyi ortaya çıkıyor. Salgın döneminde sadece sağlık altyapımızın ve genel sağlık sigortamızın gücünü görmekle kalmadık, aynı zamanda sosyal destek sistemimizin kapsayıcılığını da test ettik. Neredeyse bir yıla yaklaşan salgın döneminde yüreklerimizi yakacak ne sağlık krizi ne de sosyal çöküntü görüntülerine şahit olduk. Tam tersine 46 milyar lirayı geçen sosyal koruma kalkanı ödemelerimiz ve geniş bir alanda verdiğimiz desteklerle ülkemizin ayakta kalmasını sağladık. Bakın dünyanın en gelişmiş ülkelerinde şu anda aşı sıkıntısı var. Aşı bulamıyorlar. Biz ise şu anda aşı konusunda attığımız adımlarla, yaptığımız ödemeyle süratle aşılarımızı aldırmaya başladık. Ve ilk etapta inşallah 50 milyon doz aşı ülkemize gelecek. Ve süratle de aşılamayı başlattık, şu anda devam ediyor. Dünyanın en müreffeh ülkelerinden dahi yürek burkan sahnelerin görüldüğü bir süreci ülke olarak biz en az sıkıntıyla geride bırakmayı başardık. Bu yılın bütçesinde sosyal destek harcamaları için ayırdığımız rakam 81 milyar lirayı geçiyor. İnşallah her kesimden vatandaşımızın ihtiyaç duyduğu her an yanında olmayı sürdüreceğiz”

    ERDOĞAN, ATAMA BUTONUNA ÇOCUKLARLA BİRLİKTE BASTI

    Konuşmaların ardından Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, devlet korumasındaki çocukların yaptığı portresini takdim etti. Atama törenini başlatan butona ise Erdoğan, Selçuk ve devlet korumasındaki 3 çocuk birlikte bastı. Bilgisayar ataması sonuçları salondaki dev ekrana yansıtılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda olan ve ataması yapılan gençlere ‘hayırlı olsun’ temennisinde bulundu.

    Ayrıca törende, Saray Çocuk Evleri sitesinden Müzik Öğretmeni Dilan Kayacı yönetiminde koruma altındaki Perihan Çetin, Hasret Çarboğa ve İstanbul Yakacık Hatice Abbas Çocuk Evleri sitesinden Hakkı Çakıcı ile görme engelli Canan Yılmaz ve eşi görme engelli Onur Yılmaz müzik dinletisi sundu.

  • Macron’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan mektup

    Macron’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan mektup

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilişkileri geliştirmek istediğini anlatan bir mektup gönderdiğini açıkladı.

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Pakistan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Bakan Çavuşoğlu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup gönderdiğini ve mektubun içeriğinin olumlu olduğunu söyledi.

    Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:

    “İlişkileri geliştirmek isteğini, Türkiye’ye atfettikleri önemi ve önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanımızla görüşmeyi de arzu ettiğini vurgulayan, güzel, pozitif, hatta bazı kısımlarında Türkçe ifadelerin bulunduğu bir mektup aldık. Cumhurbaşkanımıza takdim ettik, Cumhurbaşkanımız da ‘memnuniyetle görüşürüz’ dedi.”

    ABD’DE YENİ YÖNETİMDEN BEKLENTİ

    ABD’de 20 Ocak’tan sonra göreve başlayacak Biden yönetimine işbirliği mesajı da veren Bakan Çavuşoğlu, ”İlişkilerimizin iyileşmesi konusunda samimi çaba sarf edeceğiz. Aynı yaklaşımı Biden yönetiminden de bekliyoruz. Ama ‘ilişkiler birden tamamen düzelecek’ dersek o zaman gerçekçi olmayız. İlişkilerimiz açısından daha öngörülebilir bir süreç olacağını düşünüyorum. Ama biz hazırız” diye konuştu.

    S-400 GERİLİMİ

    Çavuşoğlu, S-400 konusunda, Trump yönetimine yaptıkları, çalışma grubu kurulmasına dönük teklifi, Biden yönetimine de yapacaklarını kaydetti.

    YUNANİSTAN’LA YAPILACAK GÖRÜŞMELER

    Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan ile 25 Ocak’ta İstanbul’da yapılacak istikşafi görüşmelere de değinerek şöyle konuştu:

    ”Sadece deniz yetki alanlarını değil her şeyi konuşacağız. Daha önceki 60 görüşmede ne görüşüldüyse 61’incisinde de bunlar görüşülecek. Kafa bulandırıcı açıklamalar yapmaya gerek yok, bu müzakerelerden kaçmak anlamına da gelebilir. Biz Türkiye olarak 25’indeki toplantıda tüm dosyaları açacağız. Onlar biz bunları konuşmak istemiyoruz derse, o zaman istikşafi görüşmenin bir anlamı yok.”

    DOĞU AKDENİZ KONFERANSI ÇAĞRISI

    Çavuşoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz konferansı önerisi için henüz Avrupa Birliği’nden ve Avrupa Komisyonu’ndan bir yanıt gelmediğini söyleyerek ”Eğer KKTC’yi kabul etmezlerse biz de Rumların katılmasına izin vermeyiz” dedi.

    BAE VE MISIR İLE İLİŞKİLERDE SON DURUM

    Dışişleri Bakanı, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’la ilişkiler konusunda ise “Eğer samimilerse, somut ve olumlu adımlar atılırsa biz de karşılık veririz” değerlendirmesinde bulundu.

    KARABAĞ’DA ORTAK GÖZLEM GÜCÜ

    Çavuşoğlu, Türk askerinin Karabağ’da görev yapacağı gözlem merkezinin inşaatına başlandığını, merkezin temas hattına 8 kilometre mesafede olacağını da kaydetti.