Etiket: Cumhurbaşkanı Erdoğan

  • Erdoğan: Kısıtlamaları peyderpey kaldıracağız

    Erdoğan: Kısıtlamaları peyderpey kaldıracağız

    Gaziantep’te konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayata gerçidiğimiz tedbirlerle salgını hızını kestik” dedi. Vaka ve ağır hasta sayısının hedefin altına düşmesiyle kısıtlamaların peyderpey kaldırılacağını söyleyen Erdoğan, kiralarla ilgili bir düzenlemeye gidecekleri müjdesini de verdi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı ve Doğanpınar Barajı Açılış Töreni’ne canlı bağlantı ile katıldı.

    Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

    • İnşallah vaka ve ağır hasta sayılarının hedeflediğimiz seviyelerin altına düşmesiyle sınırlamaları peyderpey kaldırmaya başlayacağız.
    • Salgının dünya ile birlikte ülkemizi de etkilediği bir dönemde ne sağlık hizmetlerimizden ne de yatırımlarımızdan taviz veriyoruz.
    • Milletimizin hiçbir ferdini salgın döneminde yalnız bırakmadık.
    • Kiralarda vesaire düzenlemelere gidiyoruz. Onları da kısa zamanda büyük ihtimalle kabine toplantımızın ardından açıklayacağız.
    • Aşı çalışmalarında gelinen seviye itibarıyla inşallah önümüzdeki döneme çok daha umutlu bakıyoruz.
    • Yerli aşımızın devreye gireceği tarihe kadar ihtiyacımız olan aşıların bağlantılarını büyük ölçüde tamamladık.
    • Salgının dünya ile birlikte ülkemizi de etkilediği bir dönemde ne sağlık hizmetlerimizden ne de yatırımlarımızdan taviz veriyoruz.
    • Ülkemizi yeniden cazibe merkezi yapacak reformların hazırlıkları içindeyiz.
    • Kurak bir yıl geçiriyoruz. Yağış oranlarının neredeyse yarı yarıya azaldığı şu dönemde hep birlikte su tasarrufuna önem vermemiz gerekiyor.
    • Elimizdeki imkanları küçük tedbirlerle destekleyerek, barajlarımız yeniden suyla dolana kadar dikkatli hareket etmeliyiz.
    • Gaziantep ve Kilis arasındaki bölgeyi ülkemizin en önemli tarım üretim merkezlerinden biri haline dönüştürüyoruz.
    • Gelişmiş ülkelerin dahi başa çıkmakta zorlandığı böylesine kapsamlı bir sağlık ve ekonomi krizini hamdolsun herhangi bir yıkıma veya kitlesel sefalete meydan vermeden bugüne kadar getirdik.
    • Halen ön hazırlıkları yürütülen 500 hektarlık bir alanda kurulacak lojistik köy projesiyle Gaziantep’e, Mersin ve İskenderun limanlarıyla irtibatlı bir kuru liman kazandıracağız.”

    “AB’NİN TAVRINI DOĞRU BULMUYORUM”

    Erdoğan ardından Manisa-Akhisar Çevre Yolu Açılış Töreni’ne de video konferans yoluyla katıldı. Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar ise şöyle:

    • AB ilişklerimizde diyalogla çözüm bulmamıza rağmen gösterdikleri tavrı doğru bulmuyorum. ilişkilerin iki devletin ayak oyunlarına terk edilmesi doğru değil.
    • Türkiye’yi dışlayarak ötekileştirerek cezalandırmaya çalışarak hiçbir yere varılamaz. Alınan yanlı ve taraflı kararlara takılmadan hedeflerimize yürüyeceğiz.
    • Bu ülkede her rekabeti her kavgayı her çekişmeyi belki bir şekilde izah etmek mümkündür ama yatırım düşmanlığına anlam vermek mümkün değildir.
    • Yatırımcıları kökenlerine, inançlarına göre ayıran bu kirli zihniyetin tek derdi Türkiye’nin ekonomik çöküntüye uğramasıdır.
    • CHP’nin geçmişinden bugüne kadar bütün işi hep engellemek olmuştur. Hiçbir zaman teşvik olmamıştır.
  • Kısıtlamalar genişleyecek mi? Erdoğan’dan net cevap

    Kısıtlamalar genişleyecek mi? Erdoğan’dan net cevap

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, ‘Kısıtlamalar genişleyecek mi’ sorusuna “Bizim Bilim Kurulu’nda öyle bir şey yok. Bizim Bilim Kurulu’nun bize söylediği, şu anda hafta sonlarında, yani cuma akşamı 9’dan itibaren pazartesi sabahı 5’e kadar eve kapanalım. Dediği bu. Buna uyuyoruz.” yanıtını verdi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, hem iç hem de dış politika, koronavirüs süreci ve ekonomi ile ilgili gelişmelere dair önemli mesajlar verdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme ilişkin açıklamaları ve kendisine yöneltilen sorulara yanıtları şöyle:

    “Karabağ Zaferi, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin tarihinde bir dönüm noktasıdır. “Tek millet, iki devlet” ilkesi, Azerbaycan’la dayanışmamızın temel felsefesidir. Bu birlik ve beraberlik Karabağ’ın özgürleştirilmesiyle adeta taçlanmıştır.

    Karabağ Zaferini getiren 44 günlük mücadele süreci boyunca biz anbean Azerbaycan’ın yanında olduk. Ben sürekli süreci bizzat takip ettim. Başta Dışişleri Bakanım, Millî Savunma Bakanım, Millî İstihbarat Teşkilâtı Başkanım olmak üzere arkadaşlarım ilişkileri sürekli diri tuttular. Bunun yanında, diğer ekiplerimizin oraya gidiş gelişleriyle, süreci yakından takip ettik. İlham Aliyev kardeşimle sürekli telefon diplomasimizi ayakta tuttuk. Arkadaşlarımız da sürekli sahada ve masada yoğun bir mücadele verdiler. Bu 44 günün perde arkası eminim yazılacaktır. Zaman, bu işin çok ciddi bir şahidi olacaktır.

    “KAFKASLARIN TARİHİNDE YENİ BİR SAYFA AÇILMIŞTIR”

    Karabağ Zaferi ile Kafkasların tarihinde yeni bir sayfa açılmıştır. İnanıyorum ki bundan sonra bölge tarihi yeni bir istikamette şekillenecektir. Üzerinde çalıştığımız 6’lı platform herkes için kazan-kazan imkânı sağlayacak bir girişimdir. Ermenistan da bu sürece katılır ve olumlu adımlar atarsa Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de yeni bir sayfa açılabilir. Yeni imkanlar doğduğu takdirde şüphesiz ki burada Ermenistan’ın kazancı da ciddi manada artacaktır. Bundan en çok da Ermenistan kazanacaktır.

    Azerbaycan ziyaretimizde ikili ilişkilerimizi de ele aldık ve 5 anlaşma imzaladık. İlişkilerimizi bundan sonra da her alanda geliştirmeye devam edeceğiz. “BMC AZ Şirketi ile Azerbaycan Otoyolları Devlet Acenteliği Arasında Anlaşma Protokolü”, “BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile Bakü Ulaşım Başkanlığı Arasında Anlaşma Protokolü”, “Azerbaycan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Geliştirilmesi Ajansı ile Türkiye Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Arasında Mutabakat Zaptı”, “Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Medya Alanında Stratejik İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzaladık. Ayrıca, “Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 25 Şubat 2020 Tarihinde Bakü’de İmzalanan Karşılıklı Vize Muafiyetine Dair Anlaşma’ya Getirilen Değişikliklere Dair Protokol” de imzalandı. Yani artık pasaportla değil kimlik kartı ile gidiş gelişlerin yapılabileceği bir süreç olacak. Adeta Kuzey Kıbrıs ile olan gidiş gelişlerdeki uygulamayı burada da yapmış olacağız.

    Bu anlaşmaların dışında, özellikle karşılıklı yatırımların artırılması hususunda, ticaret ve turizm alanlarında çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Karabağ’ın yeniden inşasında biz Türkiye olarak önemli bir rol oynayacağız. Gerek alt yapıda gerek üst yapıda atacağımız adımlar olacak. İnşallah bir yıla varmadan özellikle Karabağ bölgesinin yeniden şekillenmesini sağlayacak adımların atılması yönünde bir karara da değerli kardeşim İlham Aliyev’le varmış bulunuyoruz”

    6’LI PLARTFORM

    6’lı platformdan bahsettiniz. Sayın Aliyev’in önerisiydi. Siz de destekleyen mesajlar verdiniz. Ermenistan’a yönelik de bir çağrınız var. Rusya’nın yaklaşımı ne bu konuda? Sayın Putin’le görüştünüz mü?

    Sayın Putin buna olumlu yaklaşıyor. Aramızdaki telefon görüşmesinde, benim kanaatimin ne olacağını sordu. Ben de “Sayın İlham Aliyev buna olumlu yaklaştıktan sonra benim açımdan da buna olumlu yaklaşmak önemlidir” dedim. Hatta burada Gürcistan da gündeme geldi. “Bu çalışmayı olgunlaştıralım” dedik. Kendilerine, buradaki basın toplantısında da ifade ettiğim gibi, “Eğer Ermenistan bu süreci olumlu istikamette geliştirecek olursa, biz kapalı olan kapılarımızı da Ermenistan’a açarız. Çünkü bizim tek derdimiz, özellikle halklar arasındaki bölgesel barışa bir destek sağlamaktır. Burada da biz bölgesel barışı düşünüyorsak, bunu ele alıyorsak ve bu 6’lı platform bunu getirecekse, bize düşen görev de zaten bu kapıları açmaktır. Türkiye bu olgunluğa erişmiş bir ülkedir. Bizim siyaset anlayışımızda da bu zaten vardır” dedik. Sayın Putin de bundan çok çok memnun oldu. İlham Aliyev kardeşimiz de “Siz ne derseniz ben ona uyarım” dedi. Bu şekilde mutabık kaldık.

    “MACRON’UN BU SÜRECE OLUMLU KATKISI OLMAMIŞTIR”

    Dağlık Karabağ’da yaklaşık 30 yıldır süren bir işgal var. Bu işgal sonlanır sonlanmaz Fransa Parlamentosu’ndan “Dağlık Karabağ’daki sözde yönetimi tanıma kararı” çıktı. Fransa’nın tavrını nasıl yorumlarsınız? Fransa bölgede ne istiyor?

    Çok açık ve net konuşacağım; Minsk Üçlüsü içerisinde dönem başkanlığını yürüten Macron’un bu sürece olumlu bir katkısı maalesef hiç olmadı. Burada da ne yazık ki Fransa’nın Cumhurbaşkanı olarak hakikaten acemice tavırlar içerisinde. Çok acemice attığı adımlar sebebiyle de şu anda burada her şeyi birbirine kattı.

    Dikkat ediyorum; Macron’un siyasi yaşamında her yerden bir şeyler elde etme veya çıkarma gayreti var. Bakıyorsunuz; Lübnan’da her taraf yanmış yıkılmış, Macron Lübnan’a oradan talimatlar veriyor, oradan iş çıkarmaya çalışıyor. Yani hep durumdan vazife çıkarma gibi bir gayret içerisinde. Ne oldu? Halk Lübnan’dan bunu adeta kovdu. Aynı şeyi darbeci Hafter’in yanında yer almak suretiyle Libya’da yaptı. Bir Berlin Konferansı yaşandı. Darbeci Hafter’i Birleşmiş Milletler tanımıyor ama sen onun yanında yer alıyorsun! Sen demokrasiden yana mısın, darbelerden yana mısın? Öbür tarafta ise meşruiyeti olan bir Serrac var. Senin Serrac’ın yanında yer alman lazım. Ama almadı. Orada durumdan vazife çıkarmak suretiyle bizimle dalaşmaya başladı. Orada bizim bir sivil gemimize saldırma ve bu sivil gemimize bir suç isnat etme yoluna gitti. Halbuki hiç alakası yok. Ama “Oradan ben nasıl Türkiye’ye bir çamur atarım?” hesabı yaptı. Her şey ortaya konuldu, açıklandı ama o buna rağmen çeşitli ülkelerle irtibatlar kurarak oradan bize çamur atmaya kalkıştı. Tutmadı tabi. Yani Macron böyle bir karakter.

    Dolayısıyla şu anda Azerbaycan’la ilgili attığı adımlarda da hesapları burada da tutmadı. Özellikle Sayın Aliyev buradaki duruşuyla Macron’un hesaplarını alt üst etti. Bunun zararı kime olacak? Fransa’ya olacak. Niye? Fransa bugüne kadar attığı adımlarla ilgili, örneğin çeşitli anlaşmalar vesaire dışında, belki Azerbaycan-Fransa ilişkilerini bitirmiş olacak. Siyasi acemilik budur. Siyasetin acemiliği budur. Macron da bir siyaset acemisidir. Zaten şu andaki tüm kamuoyu araştırmalarında da kendisini bitirmiş durumdadır.

    “DAYANIŞMAMIZ HER ALANDA DEVAM EDECEK”

    Rus barış gücünün Karabağ’a gelmesiyle alakalı Azerbaycan kamuoyunda bir endişe söz konusuydu. Türkiye’nin sürece dahil olmasıyla bu endişe biraz giderildi. Bundan sonraki süreçte, Azerbaycan Türkleri, bu endişelerinin tamamen giderileceği şekilde, Türkiye’nin fiili varlığını görebilecek mi?

    Biliyorsunuz bizim zaten Azerbaycan’la askeri eğitim noktasında da bir anlaşmamız var. Son olarak bu anlaşmayı zaten Meclisimizden de geçirmiş bulunuyoruz. Bu iş birliğimizle de bir defa eğitim-öğretim noktasındaki anlaşma aramızdaki dayanışmayı çok daha farklı bir platforma taşıyacaktır. Bununla ilgili Rusya’yla da aramızdaki bağları bir dayanışma içerisinde adeta pekiştirdik. Bunu Sayın Putin’le de görüştük. Türkiye şu anda Azerbaycan topraklarında bu eğitimi-öğretimi yapabileceği gibi, zaten Azerbaycanlı askerler daha önce de ülkemize gelip eğitim-öğretim alıyordu, yine alabilecekler.

    Bütün bunlar aramızdaki dayanışmayı da pekiştirecektir. Zaten bizim aramızda istihbarat iş birliği vesaire, bütün bunlar var. Yani inşallah Azerbaycan Türkiyesiz olmayacak ve bu dayanışmamız her alanda devam edecek. Azerbaycan’la siyasi, askeri, ekonomik, kültürel, diplomasi, her alanda bu iş birliğini sürdüreceğiz. Sadece başkanlar düzeyinde değil bütün bakanlarımız, diğer birimlerimiz de bu iş birliğini cansiperane devam ettirecek.

    Azerbaycan’da imzalanan anlaşmalardan biri de iki ülke arasında bir medya platformu kurulmasına yönelikti. Bu belki de iki ülke arasında bir ilk olacak. Türkiye’nin bu oluşumdan beklentisi nedir?

    Aslında bu ilk değil. Biz bundan önce bir de Türkiye-Pakistan-Malezya arasında da böyle bir adım attık. Şimdi bunu daha farklı şekillendirmeye yönelik bir çalışmamızı İletişim Başkanlığımız devam ettiriyor.

    Şimdi Azerbaycan’daki bu gelişmeler sebebiyle, İletişim Başkanlığımız ve Azerbaycan’daki muadili kurum arasında yapılan bu anlaşma, süreci çok daha zenginleştirecektir. Çünkü Azerbaycan’ın böyle bir dayanışmaya, böyle bir ittifaka ihtiyacı ciddi manada var. Bölgeyle ilgili zaten böyle bir şeye ihtiyaç var. Bunu inşallah süratle geliştireceğiz ve bir de tabi bunu zenginleştireceğiz. İletişim Başkanlarımız, aralarında görüşmek suretiyle, buraya hangi ülkeler katılırsa daha güçlü hale geleceğinin çalışmasını da yürütecek. Bu mesela Pakistan mı olur, yoksa başka bir ülke mi olur; bu çalışmaları da devam ettirmek suretiyle, inşallah bu yapılan anlaşmayı daha zengin hale getireceğiz.

    ABD’NİN YAPTIRIM TEHDİTLERİ

    ABD de Avrupa Birliği de müttefikimiz. Ama son yıllarda her iki taraftan da sürekli olarak yaptırım tehditleri alıyoruz. ABD CAATSA yaptırımlarını uygulamayı planlıyor, Avrupa Birliği de yaptırımları ele alıyor. Bu tehdit dilinin altında yatan nedir?

    Aslında cevap sizde var. Türkiye bir NATO ülkesidir. Amerika da bir NATO ülkesidir. Kaldı ki NATO’nun ilk 5’i içerisinde Türkiye önemli bir ülkedir. Yani sıradan bir ülke değildir. Gerek Sayın Trump döneminde gerek Sayın Obama döneminde her zaman iftiharla “Türkiye gibi bir NATO ülkesine sahibiz” denilirken, şu anda Amerika’nın kalkıp CAATSA diye bir olayla Türkiye’yi karşı karşıya getirmesi, bir defa NATO’daki çok önemli bir ortağına yapılan bir saygısızlıktır. Ben olaya böyle bakıyorum.

    Şu anda Trump bu işi bırakmadan bu hangi konuma varır onu bilemiyorum ama ben 4 yıllık Trump döneminde Amerika ile herhangi bir sıkıntılı iletişim kurmadım. Tam aksine çok daha olumlu adımlar attım birçok konuda.

    Öbür tarafta Sayın Obama’nın -ki bir Demokrat- 8 yıllık döneminde de ben onunla çalıştım. “Benim dünyadaki ilk 5 dostum arasında en önemlilerinden bir tanesi Erdoğan’dır” dediği kişiyim. Şu anda Demokratlar iş başına geliyor. Dolayısıyla ne oldu da şu anda Türkiye’ye böyle bir CAATSA yaptırımına gidilecek? Kaldı ki Biden, evimde beni rahatsızlığımda ziyaret eden birisidir. Kendisiyle Amerika’da birkaç kez görüşmüş birisiyim. Beni iyi tanıyan birisi. Ben de onu iyi tanıyorum ama bir kez bir açıklaması oldu, ben cevap dahi vermedim. Şimdi böyle bir şey, dünyada siyasiler arasında asla tevessül edilmeyecek bir konudur. Fakat ben bazı şeylere alıştığım için diyorum ki Amerika’da devir teslim yapıldıktan sonra herhalde akışı çok daha iyi göreceğiz. Onun için bize düşen “men sabera zafera”; sabredeceğiz ve göreceğiz.

    “HALA SİYASETİ ÖĞRENEMEDİ”

    “2008-2011 yılları arasında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından dinlendiği bilinen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, o dönem kendisini dinleyenlerden şikayetçi olmazken, şimdi dinlendiğini iddia etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?”

    Buna en güzel cevabı Sayın Bakanım verdi. Yani böyle bir şey varsa, eğer sen de ciddiysen, yapman gereken ne? Bunu bu şekilde medya önünde seslendirmek değil. Bu işin mercii yargıdır. Belgeyle, bilgiyle bunu yargıya bildirirsin. Ama diyorum ya; bu daha hala siyaseti öğrenemedi, bilmiyor bu işi. Tek bildiği bir şey var; akşam yalan, sabah yalan; iftira iftira… Başka bir şey bilmiyor. Burada da iftirada bulunuyor. Hadi git yargıya. Yargıya anlat bunu. Seni kim, nerede, ne zaman dinlemiş? Yargıya anlat. Ona göre de gereği yapılır. Nitekim Bakanım da bunu gayet güzel bir şekilde söyledi. Olay bu.

     Konu Kemal Kılıçdaroğlu’na gelmişken benim de bir sorum olacak. 2023 bütçe görüşmelerinde bir konuşması var Sayın Kılıçdaroğlu’nun. AK Parti grubundan bazı vekillerin “Aday olun” diye seslenmesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Aday olup olmayacağımı size kim söyledi?” diye bir çıkışta bulundu. Bu bütün siyasi çevreler tarafından “2023’te Kılıçdaroğlu’nun aday olacağının” sinyali olarak yorumlandı. Bu konuda görüşlerinizi merak ediyorum. Olmalı mı? Olacak mı?

    Hani bizde güzel bir laf var ya; “Gaza geldi” diye. Orada da gaza geldi. Gazı hayırlı olsun.

    “SIFIR ATIK PROJESİ ÇOK BÜYÜK GETİRİLER ORTAYA KOYDU”

    Benim çevreyle ilgili iki sorum olacak. 2018’de il başkanları toplantısında “Sıfır Atık Vakfı kuracağız” demiştiniz. Şimdi Çevre Ajansı adında Bakanlık bünyesinde kuruluyor. Hayaliniz gerçek oluyor. Geçtiğimiz hafta da Çevre Kanunu’nun 12 maddesi Meclis’ten geçti. Kalanı inşallah bütçe görüşmelerinden sonra geçecek. Sizce bu adımlar, Hanımefendinin de himayesine aldığı “sıfır atık” sisteminin çalışmasına yardımcı olur mu? Beklentileriniz nelerdir?

    Şimdi ben eşimin elinden, adımları atılmış böyle güzel bir işi alamam. O onun hakkıdır. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte yine o işi kendisinin de vakıf namı altında, ajansla da bütünleşerek yürütebileceğine inanıyorum. Çünkü o işi gerçekten çok seviyor, adeta kendini o işe adamış vaziyette. Tabi orada bize de ne düşerse eşime ve bu konuda görev alacak olan tüm arkadaşlara inşallah yardımcı oluruz. Çünkü bu kısa sürede bunun getirilerini gördük. Gerçekten ülkemiz için bu sıfır atık projesi çok büyük getiriler ortaya koydu. Hele hele böyle bir kurumsallaşmada çok daha önemli getirisi olacağına inanıyorum.

    “HOLLANDE MAALESEF VERDİĞİ SÖZÜ TUTMADI”

    Diğer sorum da Paris İklim Anlaşması ile ilgili. 2015’te Paris’teyken müzakerelerde sizin Türkiye adına birtakım talepleriniz olmuştu ve yerine getirileceği taahhüdü verilmişti ama hala maalesef yerine getirilmedi. Son G20 Zirvesi’nde de siz bu konuda şerh düştünüz. Acaba müzakereler devam ediyor mu? Anlaşmayı Meclis’ten geçirmeyi düşünür müsünüz?

    Şimdi bu konuyla ilgili (eski Fransa Cumhurbaşkanı) Hollande maalesef verdiği sözü tutmadı. Bize dedi ki “Biz gelişmekte olan ülkeler statüsünde size yapılması gereken destekleri yapacağız.” Ne Merkel ne de Hollande bu sözü tutmadı. Tutmayınca da ben ondan sonra bu konuyla ilgili yapılan her toplantıda dedim ki “Bak sözünüzü tutmadınız. Sözünüzü tutmadığınız için ben buna imza atmam. Ama sözünüzü tutar da Türkiye’ye yapılması gereken desteği yaparsanız, o zaman imzayı atarım.” Şimdi Suudi Arabistan’daki G20 toplantısında yine bunu yerine getiremediler. Hep bize dayatma yapmaya çalışıyorlar. İşte “Bu 20’de 20 çıksın. Bunu başaralım” diyorlar. Dedim ki “Yani kusura bakmayın, 20’de 20 çıkacaksa, 20’de 20’nin vereceği onayla bunun çıkması lazım. Siz bu onayı vermiyorsunuz, bizi köşeye sıkıştırıp ‘gel işte buna evet’ de ve ‘Riyad G20 toplantısı başarılı bir şekilde sonuçlandı desinler’ diyorsunuz. Hayır. O zaman ne olacak? İşte Paris’teki toplantıda, “orada şöyle olur, böyle olur vesaire.” Ne oldu? Bizim imzamız olmadan 19’la bu çıkmış oldu. Şimdi Londra’da yapılacak olan toplantıda bu konu yine önümüze gelecek. Tabi biz orada şerhimizi en geniş manada ortaya koyacağız. Çünkü bizi gelişmiş ülkeler statüsünde tuzağa düşürmek istiyorlar. Olay bu.

    Bir de hayvanları koruma kanunu ile ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?

    Çalışılıyor. Onda şu anda geri adım atma yok. Devam ediyor. Büyük ihtimalle bütçeden sonra herhalde çıkar.

    EKONOMİ VE HUKUKTA REFORM

     Geçtiğimiz haftalarda “ekonomi ve hukukta yeni reform dönemi başlatıyoruz” demiştiniz. Önümüzdeki günlerde bunun somut adımları olacak mı? Belli çerçevesi ya da öne çıkan adımlar var mı? Örneğin yeni yasa tasarıları mı göreceğiz? Yahut uygulamada bazı aksaklıklar görüyorsunuz da onların düzeltilmesi için bu alanda somut olarak neler göreceğiz? Çünkü ilk açıkladığınızdan beri oldukça olumlu hava yarattı. Somut olarak neler olacak?

    Bakın son işsizlik rakamları açıklandı. İşsizlikte bir düşüş söz konusu. Hamdolsun üçüncü çeyrekte büyümede ciddi bir sıçrama göz önünde. Yani şu anda ibre olumlu istikamette gelişiyor. Tabi burada her birimin üzerine düşeni hakkıyla yerine getirmesi halinde bizler şu korona döneminde mesafeyi çabuk kapatırız diye düşünüyorum. Çünkü Türkiye’nin altyapısı buna müsait. Bizim bu noktada bir sıkıntımız yok. Ama nasıl ki tüm dünya şu anda bir sıkıntının içinden geçiyorsa tabi ki bunun bizde de yansımaları var. Ama ben şuna eminim; daha da iyi olacağız. İhracatta iyi bir konumdayız. Her şeyden önce özellikle teknolojideki gelişmelerimiz, savunma sanayiindeki ihracat kalemlerimiz her an sürekli artmaya devam ediyor. Yani biz leblebi, çekirdek veya buğday gibi ihraç kalemlerine dayalı bir ülke değiliz. Bizim artık Türkiye olarak bundan sonra gücümüz ağırlıklı olarak teknolojiden geliyor. Tabi bu ileri teknoloji hamdolsun Türkiye’yi farklı yere doğru taşıyor. Şimdi bizim bunu çok iyi değerlendirmemiz lazım. Buradan bulacağımız güçle de inşallah kendimizi toparlayacağız. Onun için 2021 çok çok önemli. İnşallah 2022’ye de çok çok farklı girmeliyiz.

    Hukuk reformu konusunda bir takvim var mı? İnsan Hakları Eylem Planı’nda?

    Bu konuyla ilgili hukuk reformuna yönelik Külliye’deki o toplantıda bunların hepsini A’dan Z’ye açıkladım. Hakimler, savcılar, avukatlar, hepsiyle ilgili neler yapacağız; hak ve özgürlükler konusunda neler yaptık, neler yapıyoruz, neler yapacağız; bunların hepsini açıkladım. Son olarak Adalet Bakanım bütçe müzakerelerinde de açıkladı. Bundan sonraki süreçte de inşallah sürekli bunları açıklamaya ve düzenlemeleri yapmaya devam edeceğiz.

    KORONAVİRÜS TEDBİRLERİ

    Koronavirüs bulaşma sayıları yüksek seyrediyor. Tedbirleri gözden geçirme düşünceniz var mı?

    Bilim Kurulumuz bu konuda son durumu değerlendirmek üzere sürekli toplanıyor. Fakat şu anda dünyanın her yerinde maalesef ciddi bir sıkıntı var. Tabi biz artık özellikle aşılara adeta endekslendik. Biliyorsunuz şu anda Çin’den ilk etapta 10 milyon doz aşı gelecek, bunu 50 milyona tamamlayacağız. Bunların ödeme planıyla ilgili imzayı da atmış durumdayım. Bu uygulamadan sonra temenni ederiz ki inşallah alınacak olumlu netice zaten kısa zamanda kendini gösterecektir. Ama bütün mesele burada gerek gönüllülük konusuna hassasiyet gösterilmesi gerek 65 yaş üstü ile ilgili planlamalarımıza halkımızın uymasıdır. Bütün bunların dışında yine bir başka olay da şu anda cuma akşamından başlayıp pazartesi sabahına kadar yaptığımız uygulamaya halkımızın uymasıdır. Burada tereddütsüz bir ilgi alaka bekliyoruz. Çünkü Bilim Kurulumuzun da tavsiyesi; “evimizde bulunmaktan başka şu an çıkış yolumuz yok” diyorlar. Bir de tabi zaman zaman maalesef bazı yerlerde toplu bulunmalar var ki bu konuda da İçişleri Bakanlığımız çok kararlı. Yine söylüyorum; özellikle bu süreç içerisinde sigara, nargile içenlere, bunların hastalarına tavsiyem bunlardan kaçınmalarıdır. Çünkü sigara da nargile de akciğerin bir numaralı düşmanıdır. Yani doktorlar nereye bakıyor? Akciğer tutulmasına bakıyor. Yani orada bir tutulma varsa diyor ki bu ağıra gidiyor, sıkıntı var. Şimdi buna da benim vatandaşımın dikkat etmesi lazım. İçme şu meredi ya! Sigarayı, nargileyi içme! Kendi kendinin katili oluyorsun.

    “AŞIYI OLACAĞIM”

    Kovid-19 aşısının yan etkilerinden endişe edenler var. Bu konuda neler söylersiniz?

    Ben inşallah başladığımızda aşıyı olacağım.

    Çin aşısıyla ilgili endişeleri giderecek bir mesajınız da olur mu?

    Şu anda biz Çin’le bu anlaşmayı yaptık. Çin’deki bu firma da dünyada kendini ispatlamış bir firma. Bunun dışında kendi çalışmamız var biliyorsunuz. Bir de malum Almanya’daki iki Türk’ün, yani Uğur Bey ve eşi Özlem Hanım’ın beraber yaptığı çalışma var; BionTech ve Pfizer çalışması. Üçlemiş olacağız o zaman ama ilk etapta elimize geçecek olan bu Çin’deki firmanın aşıları. Oradan gelecek olan ilk aşılarla adımı inşallah atalım diyoruz.

    KISITLAMALARIN GENİŞLEMESİ SÖZ KONUSU MU?

    Hafta sonu kısıtlaması var ama genişlemesi söz konusu olabilir mi? Bazı bilim insanları vaka sayısının azaltılması için tamamen kapanmadan, 14 günlük bir sokak kısıtlamasından bahsediyor.

    Bizim Bilim Kurulunda öyle bir şey yok. Bizim Bilim Kurulu’nun bize söylediği, şu anda hafta sonlarında, yani cuma akşamı 9’dan itibaren pazartesi sabahı 5’e kadar eve kapanalım. Dediği bu. Buna uyuyoruz.

     Haftaya 17 Aralık’ın yıldönümü. FETÖ ile mücadelede gelinen noktayı bize özetleyebilir misiniz? Çünkü o yargı ve polis darbesi doğrudan sizeydi. Ne düşünüyorsunuz?

    Bilmiyorum şu anda muhatap olmaya yönelik bir değerlendirme yapmam doğru olur mu ama biz şu anda FETÖ terör örgütü ile mücadelede, yoğun bir şekilde, Emniyet Teşkilatı içinde, Silahlı Kuvvetlerimizin içinde Jandarma Teşkilatımızın içinde ne bulursak gereğini yapıyoruz. En son biliyorsunuz 300 civarında yakalandı, alındı. Yine alınmaya devam edecek. Yani biz kimsenin bu terör örgütüyle ilgili ağlamasına sızlamasına bakamayız ve bu konuda acıma düşünemeyiz. Niye? Çünkü bizim için PKK terör örgütü neyse, diğerleri de aynıdır. Bu noktada da görevimiz anında müdahaledir ve bu müdahalemizi de yapacağız. Çünkü bu millet bunlardan çok çekti. Bunlara asla fırsat vermeyeceğiz.

  • Azerbaycan’da ortak zirve! İki liderden Ermenistan mesajı

    Azerbaycan’da ortak zirve! İki liderden Ermenistan mesajı

    Azerbaycan’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in baş başa gerçekleştirdikleri görüşme sona erdi. Görüşmenin ardından ikili anlaşmalar imzalandı. İmza töreninin ardından ise iki lider ortak basın açıklamasında bulundu.

    “Rusya-Türkiye-Azerbaycan-İran-Gürcistan eğer kabullenir uyarlarsa, Ermenistan da bu platformda yer alabilir. 6’lı platform ile ‘bölgesel barışı tesis edelim’ dediler.” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Eğer bu konuda olumlu adım atılırsa biz de kapalı kapılarımızı açarız. Kapılarımızı Ermenistan’a kapatalım diye bir derdimiz yok. Ermenistan halkına da bir kinimiz yok. Sıkıntımız Ermenistan yönetimiyledir.” diye konuştu.

    ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI

    FLAŞ ERMENİSTAN MESAJI: OLUMLU ADIM ATILIRSA KAPALI KAPILARIMIZI AÇARIZ

    “44 günlük savaş sonrasında ortaya çıkan netice Azerbaycan’daki kardeşlerimiz gibi, Türkiye’deki kardeşlerini de sevindirmiştir.

    Buna özellikle de yazılı-görsel medyanın büyük kısmı katıldı ve bu zaferi beraber, sürekli olarak kutladılar, mesajlarını da bu istikamette verdiler.

    Bugün bu törenlere biz kardeşimin de davetiyle geldik. Caddedeki o heyecanı gördüğümüz zaman böyle bir zaferin neticesinde ancak coşku böyle olurdu, bunu gördük.

    Ortada şu anda bugün etraflıca kardeşimle görüştük. Karabağ niçin bugüne kadar sürüncemede kaldı? Neden 30 sene Karabağ’da bu çile çektirildi? MİNSK üçlüsü denilen bu üçlünün işi neydi? Bunlar dünyanın en güçlü ülkeleriydi. Neden bu oyalandı? Neden neticelendirilmedi? Neticeye kavuşturamazlar mıydı acaba? Kavuşturabilirlerdi. Fakat daha sonra çok daha olumlu mesajlar gelmeye başladı. Bunların başında da Fransa. Devamlı gardaşımı arıyordu, ondan neticeler elde etmeye çalışıyordu. Zaman zaman bize de ulaşmak istiyordu ama doğrusu dönmedik.

    Biliyordu ki dert başkaydı. Bunu da özellikle kardeşlerimiz ‘göbeğimizi keseceğiz’ dediler, adımı attılar. Adımı attıktan sonra da iş yürümeye başladı.

    Platform konusunu ben de önemsiyorum. Gerekirse 6’lı bir platform da oluşturabiliriz dedi. Sayın Putin de bunu kabullendi. Rusya-Türkiye-Azerbaycan-İran-Gürcistan eğer kabullenir uyarlarsa, Ermenistan da bu platformda yer alabilir. 6’lı platform ile ‘bölgesel barışı tesis edelim’ dediler.

    Bugün de kardeşime söyledim; eğer bu konuda olumlu adım atılırsa biz de kapalı kapılarımızı açarız. Kapılarımızı Ermenistan’a kapatalım diye bir derdimiz yok. Ermenistan halkına da bir kinimiz yok. Sıkıntımız Ermenistan yönetimiyledir. Benim ülkemde yüz bin Ermeni vatandaşımız var.

    MACRON’A: NEREDE NE NASIL OLUR BUNU DA BİLMİYOR

    Maksat özellikle barışı egemen kılalım. Liderlikler çok önemli burada. Kalkıp da Karabağ’ı kendi meclisinden geçirdiğin bir kararla ‘Burası artık devlettir. Ve biz burayı tanıdık.’ deme hakkına sahip değilsin. Bunu Paşinyan bile kabul etmiyor. Sen Macron olarak böyle bir şey getirip Meclis’inden geçirmeye çalışıyorsun. Demek ki daha siyaseti öğrenememiş. Devlet yönetimini de öğrenememiş. Nerede ne nasıl olur bunu da bilmiyor. Yarın bana kızacak, belki bu akşam kızacak. Öyle de olsa biz hakkı söylemek zorundayız.

    “CAMİLERİ, KİLİSELERİ BİLE YAKIP YIKTILAR”

    Şehitlerimiz bir şeye inanarak şehit oldu. O ruhaniyetin, o mekanlarından bizim bu sedayı duymamız lazım. Çünkü onlar ölü değil, diridirler.

    Gazilerimizi görünce ayrıca mutlu olduk. Bunlar boşuna gazi olmadılar. Bu gaziliğin altında yatan bir şey var. Karabağ’ı gerçek sahiplerine kazandırmak içindi ve bu gaziler verdikleri şehitlerle bunu başardılar.

    Altyapı-üstyapı çalışmalarımızı yaptık. Tüm o bulundukları yerlerde her şeyi yakıp yıktılar. Camileri, kiliseleri bile yakıp yıktılar. Bunları anlamak mümkün değil.

    Yakıp yıkılan yerlerin imarını da nasıl 20 yıl önce geldiğimde nasıl bir Bakü vardı, bugün nasıl bir Bakü var… Tamamen değişti. İşte 20 yıl öncesinden bugüne getiren Azerbaycan yönetimi orayı da hiç gecikmeden 3-5 yıl içerisinde çok daha farklı bir hâle getirecektir. Bu güç, kudret İlham kardeşimde var.

    “ATILACAK DAHA ÇOK İMZALAR VAR”

    Bugün kabir ziyaretlerinde dolaşırken İsmail Kahraman Bey daha önceki gelişlerimden her birinde çok farklı bir Azerbaycan gördüm. dedi. Dolayısıyla ben bunu 20 yıl içinde çok yaşadım. Bu yaz mevsiminde bile inşallah Karabağ’ın nasıl değiştiğini de göreceğiz.

    Atılacak daha çok imzalar var.”

    ALİYEV: ERDOĞAN TÜRKİYE’Sİ DÜNYA İÇİN BİR ÖRNEKTİR

    Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev şu açıklamalarda bulundu:

    “Türkiye çatışmanın ilk günlerinden itibaren desteğini göstermiştir.

    Türkiye gibi kardeşimizin yanımızda olması bize güç verdi. Biz güçten istifade ederek kendi topraklarımızı geri aldık.

    Kendi kardeşimi karşılarken, Türkiye’de olurken, Türkiye ile Azerbaycan kadar birbirine yakın ülkelerin olmadığını gördüm.

    Birbirinin her zaman yanında olan ikinci bir ülke yoktur.

    Aziz kardeşimin liderliği sayesinde dünyanın birçok ülkesinde, Türkiye hakkı, adaleti koruyor, ezilmiş hakların çıkarlarını savunuyor.

    Bugün Erdoğan Türkiye’si dünya için bir örnektir. Bağımsızlık, mertlik, cesaret örneğidir. Ve gelişmişlik örneğidir.

    Bizim şehirlerimiz Türkiye ve Azerbaycan bayraklarıyla bezendi. Bu insanların yüreğinden gelen duygulardı.

    Bu asırlardan gelen servettir.

    Vatan muharebesinde Türk savunma sanayisinin ürünü meşhur Bayraktar, büyük değişikliğe sebep oldu. Zaferimizde müstesna rol oynadı.

    Bu işbirliği platformunda yer alan tüm ülkeler bundan faydalanabilir. Geleneksel, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan iş birliği var. Azerbaycan-İran-Rusya iş birliği var. Türkiye-Rusya-İran iş birliği var.

    Tüm bu iş birliği platformlarını birleştirip yeni bir iş birliği platformu oluşturacağız.

    Düşmanı topraklarımızdan çıkardık. Ordularını mahvettik. Büyük darbe vurduk. İdeoloji sütunlarını mahvettik. Ondan sonra ise iş birliğine hazırız dedik.

    Yeni bir iş birliği platformuyla gelecekte bölgemizde muharebe riskini sıfıra indirebilelim.

    Ermenistan yönetimi asılsız iddialarından vazgeçerse, onlar da bölgede kurulacak çeşitli iş birliği platformlarında yer alabilir.

    Türkiye Azerbaycan birliği sarsılmazdır.”

  • Azerbaycan ziyareti öncesi önemli açıklamalar

    Azerbaycan ziyareti öncesi önemli açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti öncesi basın toplantısında konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:

    • Canları pahasına Karabağ’ı işgalden kurtaran şehitlere Allah’tan rahmet diliyorum.
    • Türkiye olarak bu haklı mücadeleye destek verdik.
    • 44 gün süren çetin mücadeleler sonucunda hamdolsun bugün yıldız ve hilal Karabağ semalarında dalgalanıyor.
    • Milletimiz ve Azerbaycanlı kardeşlerimiz 30 yıllık adaletsizliğe son verilmesinin sevincini yaşıyor.
    • Milletimizin tek parti CHP’sinin 1944 yılında Boraltan Köprüsü’nde ülkemize yaşattığı utançtan kurtarmış olduk.
    • Azerbaycan’a desteğimiz bundan sonra da devam edecektir.
    • Azerbaycan halkının haklı sevincine ortak olacağız.
    • Önümüzdeki süreçte atılacak adımlara ilişkin fikir alışverişinde bulunacağız.

    SORU-CEVAP

    (Günlerdir kamuoyunda CHP’deki taciz tecavüz skandalları konuşuluyor. CHP’den henüz bir yanıt yok. Kılıçdaroğlu’nun adaylık açıklaması gündem değiştirmeye yönelik midir? Adaylığı konusunda değerlendirmeniz nedir? İkinci sorum; AB Liderler Zirvesi’nnde Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı alınırsa Türkiye’nin tavrı ne olur?)

    “KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞI İSABETLİ OLUR”

    Sayın Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir adım atacağı konusunda bu bizim derdimiz değil, kendi derdidir. Yaptığı açıklama da cevabı da sulandırılmış bir cevaptır. Eğer aday olacaksa gerçekten düşünüyorsa partisi için de ülkemiz için de isabetli olur.

    “AB’NİN YAPTIRIM KARARI TÜRKİYE’Yİ IRGALAMAZ”

    AB ile ilgili şu anda 10-11, yani bu konuda Türkiye’ye yapılacak herhangi bir yaptırım kararı Türkiye’yi çok fazla da ırgalamaz. Zaten biz 1963’ten beri AB, bize zaten yaptırım uyguluyor. Hiçbir zaman AB dürüst davranmamıştır. Hiçbir zaman AB verdiği sözün arkasında durmamıştır. Ama biz o günden bu güne sabrettik, sabrediyoruz.

    “KUZEY KIBRIS’IN HAKLARINI KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    (Miçotakis’in açıklamaları…) Bu konuyla ilgili olarak zaten Sayın Miçotakis’in bu açıklamaları sürekli masadan kaçanlar bunlar. Hiçbir zaman masada durmadılar. En son Stoltenberg masaya çağırdığında kaçtılar. Ondan önceki süreçte de masadan kaçtılar. Farklı bir adım da örneği Arnavutluk-Yunanistan-Türkiye arasında adım atılsın denildi. Hep yalan üzerine siyaset… Böyle bir yaklaşım içindeler. Biz ise dünden bu güne nasıl dik durduysak bundan böyle de dimdik yolumuza devam ediyoruz.

    Doğu Akdeniz’de hakkımız neyse haklarımızı korumaya devam edeceğiz. Kuzey Kıbrıs’ın haklarını korumaya devam edeceğiz. Buralardan taviz vermemiz asla mümkün değildir. Yunanistan dürüst davranırsa bizler de masada olmaya devam ederiz.

    TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ: “BIDEN İLE YABANCI DEĞİLİM”

    Biden ile yabancı bir isim değilim. Biden ile OBama döneminde gayet iyi tanışan birisiyim. Evime kadar gelmiş olan birisidir. Rahatsızlığımda beni evimde ziyaret etmiştir. Ömer Çelik Bey de o ziyarette vardı. Dünyada siyaset çok çirkin ilerliyor maalesef. Aklına herhangi bir şey gelen hemen masaya yaptırımı getiriyor. Türkiye ile ABD arasında nasıl bir süreç var? Biz NATO’da beraber değil miyiz? NATO’da iki önemli ülke değil miyiz? ABD’den sonra ilk 5’te yer alan ülkelerden birisi Türkiye’dir. Bunu kendileri de itiraf etmişlerdir. Silah alımlarıyla alakalı maalesef attıkları adımları, ifadeleri şık bulmuyoruz.

    Özellikle de şu anda Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın doğusunda yaklaşımları doğru bulmuyoruz.

    Yaptığımız yapacağımız açıklamaları da erken buluyoruz. Görevi üstlensin, sonra Sayın Biden ile oturup bazı şeyleri konuşacağız.

    Siyasette çatışma olmaz. Diplomaside özellikle bu konular görüşülerek, anlaşılarak yol bulmuştur. Ülkenizden birileri negatif şeyler sufle edebilir. O önemli değil, onlar siyasetin acemileridir. Biz ABD ile bu süreci çok farklı şekilde ilerleteceğimize inanıyorum.

    “YARGININ İŞİNE MÜDAHALE BENİM İŞİM DEĞİL”

    Yargının işine müdahale benim işim değil. Özellikle biz Selahattin Demirtaş gibi bir teröristin bu noktada varsa bir hakkını koruyacak değiliz. Ben inanıyorum ki yargımız Selahattin Demirtaş gibi bir teröriste böyle bir hak tanımaz. Kobani’nin faili, Diyarbakır’ın faili, Yasin Börü’nün faili odur. Bunları görmezden mi geleceğiz? Yargımız bunları görmezden mi gelecek? Böyle bir teröristin asla önünün açılmasına yol vermeyiz.

    Bunların mülkiyet hakkı diye bir şey yok ki. Bunların bu halka ödemesi gereken çok büyük hesapları var. FETÖ de aynı şekilde. Şu anda İngiltere’de bulunan zat bunun bedelini nasıl ödeyecek?

    PARİS’TE IRKÇI HAKEM SKANDALI

    Fransa’daki Başakşehir-PSG maçında meydana gelen bu hadise hakikaten Fransa’nın son dönemlerdeki özellikle ırkçı yaklaşımlarının yeni bir ifadesidir. Buradaki bu yaklaşım asla affedilemez. Nitekim ben de dün akşam bununla ilgili Twitter hesabımdan açıklamalarımı yaptım. Gerek parti sözcümüz gerek aynı şekilde Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz açıklamalarımızı yaptık. Bu duruşu aynı kararlılıkla devam ettireceğiz.

    Dün akşam Başakşehir çok kararlı bir duruş sergiledi ve sahadan çekilmeleri, Romen hakemi almalarına rağmen arkadaşlar direndiler, ‘bizim için yeterli olmaz’ dediler. Hakemlerin dördünün de değiştirilmesi kararı verildi. Tabi burada Demba Ba falan çok kararlı durdular. Bu kararlı duruş sonrasında da bu akşama alındı maç.

    Fransa ırkçı yaklaşımların yoğunlaştığı bir yer haline geldi. Temenni ederiz ki bu akşamki maç suhuletle devam eder.

    ASGARİ ÜCRET

    Görüşmeler devam ediyor. Görüşmelerde bakanlığımız bu görüşmeleri işveren-işçi kesimiyle yürütecekler. Bizim de önümüze gelecek, adımları birlikte atacağız. Temennimiz isabetli, hayırlı bir karar çıkar ve yola devam ederiz.”

  • Erdoğan’dan reform ve ekonomi mesajı

    Erdoğan’dan reform ve ekonomi mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Covid-19 salgınında birçok ülke ekonomik bakımdan durgunluk yaşarken, Türk ekonomisi hamdolsun toparlama sürecini başarıyla yürütüyor. Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılara ‘gelin, Türk misafirperverliğinin farkına varın’ diyorum” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Yatırım Derneği tarafından düzenlenen zirveye videomesaj gönderdi.

    Cumhubaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları;

    Covid-19 salgınında birçok ülke ekonomik bakımdan durgunluk yaşarken, Türk ekonomisi hamdolsun toparlama sürecini başarıyla yürütüyor.

    Üçüncü çeyrekte elde ettiğimiz güçlü büyüme oranını, ülkemizin bu süreçteki başarısının bir tescili olarak değerlendiriyoruz.

    Ülkemizin, özellikle Asya merkezli üretim ağına alternatif arayışındaki uluslararası yatırımcılara önemli avantajlar sunduğuna inanıyorum.

    Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi 2020 sıralamasında sadece son iki yılda 27 basamak ilerleme kaydettik.

    2002’den bu yana çektiğimiz 220 milyar dolarlık doğrudan yatırımı, uluslararası girişimcilerin Türkiye’ye güveninin tezahürü olarak görüyoruz.

    Önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz ilave reformlarla yatırım ortamını daha da iyileştireceğiz.

    Altını çizerek ifade etmek isterim ki 18 yılda uluslararası müteşebbisleri asla ‘yabancı’ yatırımcı olarak görmedik, görmüyoruz.

    Dünyanın dört bir yanındaki yatırımcılara ‘gelin, Türk misafirperverliğinin farkına varın’ diyorum.

    Hukuk, demokrasi ve ekonomide yeni bir reform seferberliği başlattık. En geniş zeminde, en kapsamlı mutabakatla kimseyi dışlamadan bu süreci yönetmeyi arzu ediyoruz.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Doğu Akdeniz mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Doğu Akdeniz mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Avrupa Birliği (AB), içine düştüğü stratejik körlükten bir an önce kurtulmalı, Rum Kesimi ve Yunanistan tarafından Doğu Akdeniz’de bir ‘koçbaşı’ gibi kullanılmasına müsaade etmemelidir. Doğu Akdeniz’e kıyıdaş tüm bölge ülkelerinin ve Kıbrıs Türklerinin de yer alacağı bir konferans düzenlenmesi önerimiz halen masada duruyor. Muhataplarımızdan, Türkiye’nin uzattığı bu eli havada bırakmamalarını bekliyoruz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Üniversiteler Konseyi ve Akdeniz Üniversitesi tarafından düzenlenen Doğu Akdeniz Çalıştayı’na videomesaj gönderdi. Doğu Akdeniz’le ilgili meselelerin, Türkiye ile birlikte dünyadaki birçok devletin ve akademik kuruluşun öncelikli gündemini oluşturduğuna işaret eden Erdoğan, Akdeniz’e kıyısı olsun veya olmasın pek çok ülkenin, burada meydana gelen olayları yakından takip ettiğini ve bir şekilde müdahil olmaya çalıştığını söyledi. Son yıllarda başta enerji olmak üzere Avrupa, Afrika ve Ortadoğu eksenli tüm tartışmaların odağında Doğu Akdeniz’in yer aldığını dile getiren Erdoğan, “Kamuoyuna yansıyan kimi bilimsel araştırmalar, bölgedeki çıkarılabilir doğal gaz miktarının 3,5 trilyon ile 10 trilyon metreküp arasında olduğunu ifade etmektedir. Aynı şekilde bölgede 1,5 ila 3,5 milyar varil civarında petrol rezervinin mevcut olduğu hesaplanmaktadır” bilgisini paylaştı.

    ‘TÜRKİYE’NİN GELİŞMELERİ TRİBÜNDEN İZLEMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR’

    Ekonomik gücü ve konumu ne olursa olsun bölgedeki hiçbir ülkenin bu potansiyeli görmezden gelemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, “Özellikle Türkiye gibi, Akdeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülkesinin burada yaşanan gelişmeleri tribünden izlemesi mümkün değildir. Biz de hem kendi menfaatlerimizi garanti altına almak, hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki kardeşlerimizin haklarını korumak için süreci çok yakından takip ediyoruz. Ülkemizin, Antalya sahillerine hapsetmeyi amaçlayan plan ve haritaları kabul etmeyeceğini açıkça dile getirdik. Tehdit ve şantajlara boyun eğmeyeceğimizi, emperyalist yayılmacılığa izin vermeyeceğimizi muhataplarımıza ifade ettik. Biz kimsenin hakkını, hukukunu gasp etme peşinde değiliz, biz sadece haklarımızı elimizden almaya çalışan korsan zihniyete karşı dik bir duruş sergiliyoruz” diye konuştu

    ‘KALICI ÇÖZÜM İÇİN DİPLOMASİYE ŞANS TANINMALIDIR’

    Geride kalan birkaç ayda yaşananların, Türkiye’nin bu konudaki kararlılığının tezahürü olduğunu kaydeden Erdoğan, “Ülkemiz, Doğu Akdeniz meselesinde asla gerilimden değil; barıştan, iş birliğinden, hakkaniyetten ve adaletin tesis edilmesinden yanadır. Bunun yolu da karşılıklı saygıya dayalı müzakereden geçiyor. Akdeniz’deki sorunları, birbirimizi dışlayarak değil, bölgedeki tüm aktörleri aynı masa etrafında buluşturarak çözebileceğimize inanıyoruz. Şayet Akdeniz’de kalıcı çözüm yolunda mesafe alınmak isteniyorsa, diplomasiye şans tanınmalıdır. Zira diplomasi ve müzakere bizi ortak paydada buluşturacak en kestirme, en garanti yoldur” dedi.

    Bu konuda Türkiye’nin 2003 yılından bugüne Yunanistan ve Rum Yönetimi’nin tüm şımarıklıklara rağmen soğukkanlılığını muhafaza ettiğini vurgulayan Erdoğan, bugün de aynı uzlaşmacı tavrın sürdürüldüğüne dikkat çekti.

    ‘AB, İÇİNE DÜŞTÜĞÜ KÖRLÜKTEN KURTULMALI’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AB, içine düştüğü stratejik körlükten bir an önce kurtulmalı, Rum Kesimi ve Yunanistan tarafından Doğu Akdeniz’de bir ‘koçbaşı’ gibi kullanılmasına müsaade etmemelidir. Birlik dayanışması adı altında, Kıbrıs Türklerine ve Türkiye’ye daha fazla haksızlık yapılmamalıdır. Doğu Akdeniz’e kıyıdaş tüm bölge ülkelerinin ve Kıbrıs Türklerinin de yer alacağı bir konferans düzenlenmesi önerimiz halen masada duruyor. Muhataplarımızdan, Türkiye’nin uzattığı bu eli havada bırakmamalarını bekliyoruz. Başta Yunanistan olmak üzere Akdeniz’de komşumuz olan tüm ülkeleri, bu meseleyi ‘sıfır toplamlı bir oyun’ olarak görmekten vazgeçmeye çağırıyorum. Sağduyu, samimiyet ve aklıselimle hareket edildiğinde, herkesin hakkını koruyan, kazan-kazan temelli bir formül bulabileceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.

  • Erdoğan’dan tank palet fabrikası açıklaması

    Erdoğan’dan tank palet fabrikası açıklaması

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Arifiye’deki fabrika her şeyiyle bedeli 250 milyon doları ancak bulan bir tesistir. Bu fabrikaya 20 milyar dolar diyen hem ömründe hiç fabrika görmemiştir hem de 20 milyar doların ne anlama geldiğini bilmiyordur. Neresinden tutsanız elinizde kalacak bir iftira ile karşı karşıyayız. Yapılan işlemin adı satış değil, işletme devridir” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir’deki “İlk Milli Helikopter Motoru TEİ-TS1400’ün Teslimi ve Tasarım Merkezi Açılış Töreni”ne İstanbul’daki Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantıyla katıldı.

    Türk mühendisleri tarafından tasarlanıp imal edilen turboşaft motorunun test için teslimi ile tasarım merkezinin açılışının gerçekleştirildiğini ifade eden Erdoğan, bu projelerle savunma sanayisinde yeni bir döneme girildiğini söyledi.

    Turboşaft motor geliştirme projesi kapsamında yapılacak yatırımlar ve kazanılacak kabiliyetlerle TEİ’nin kendi alanında ülkede rol model haline dönüşeceğini vurgulayan Erdoğan, tasarım merkezinde ise mühendislerin, tasarım ve araştırma geliştirme birimlerinin çok daha verimli ve koordineli bir şekilde çalışmamalarını yürüteceğini kaydetti.

    Erdoğan, Türkiye ile birlikte uluslararası arenada da milli sanayi kuruluşu TEİ’nin sektörün en önemli oyuncuları arasında yer almasını hedeflediklerini belirterek, şöyle devam etti:

    “Dünya üzerinde motor teknolojileri konusunda söz sahibi bir elin parmakları kadar ülke var. Bir motorun geliştirilmesi için yurt içinde yazılımından malzemesine çok geniş bir ekosistemin beraber çalışması gerekiyor. Hamdolsun TEİ artık sadece motor üreten değil, motor tasarlayan, üreten ve dünyaya satan bir marka haline dönüşüyor. Turboşaft projemiz ile ülkemizde bu ve benzeri sınıftaki motorları test edebilecek çok ciddi bir test alt yapısı da tesis ediyoruz. Bu alt yapı aynı zamanda milli muharip uçak motoru gibi daha yüksek güç sınıfı motorlarımızın testinde de kullanılabilecek. Ayrıca yeni nesil hafif zırhlı araçlar, altay tankı, İHA’lar ve füzelerimiz ile birçok platformumuzun çeşitli güç sınıflarındaki motorlarını da geliştiriyoruz. Allah’ın izniyle yakında tüm bu motorları envantere almaya başlayacağız.”

    Erdoğan, helikopter turboşaft motoruyla açılan yoldan diğer savunma sanayi araçlarının motorlarının tamamı yapılana kadar ilerlemeyi sürdüreceklerini belirterek, “Bir yandan TUSAŞ’ın, diğer yandan özel sektör kuruluşlarımızın gayretleriyle Türkiye’yi havacılık başta olmak üzere, her türlü motor tasarımı ve üretimi alanında adres ülke yapma hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Her ne kadar birileri Arifiye’deki tank paleti fabrikası üzerinden ülkemizin savunma sanayisini baltalamaya çalışsa da biz bu hedeften asla vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

    TANK PALET FABRİKASI TARTIŞMASI: YAPILAN İŞİN ADI İŞLETME DEVRİ

    Sakarya Arifiye’deki fabrika meselesini bir kez daha anlatmak istediğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Her şeyden önce Arifiye’deki fabrika arazisi, binası, makineleri dahil her şeyiyle bedeli 250 milyon doları ancak bulan bir tesistir. Bu fabrikaya 20 milyar dolar diyen hem ömründe hiç fabrika görmemiştir hem de 20 milyar doların ne anlama geldiğini bilmiyordur. Yani neresinden tutsanız elinizde kalacak bir iftirayla karşı karşıyayız. Ayrıca yapılan işlemin adı satış değildir, özelleştirme de değildir. Yapılan işin adı işletme devridir. Mülkiyeti Milli Savunma Bakanlığımızda kalmak üzere bir Türk şirketi olan BMC’ye 25 yıllığına işletme devri yapılan fabrikanın Katarlı yatırımcılara satışı gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Fabrikanın devri sürecinde ve sonrasında çalışan personelin özlük haklarında herhangi bir kısıtlama yapılması bir yana iyileştirmeye gidilmiştir. BMC bazı projelerinde elbette pek çok şirket ve kurum gibi Katarlı yatırımcılarla da ortaklık ilişkisi kurmaktadır. Savunma sanayi projelerimizde Amerikalılarla, İngilizlerle, Almanlarla, diğer pek çok ülkeyle ortaklık yaptığımızda ne oluyorsa ne bir eksiği ne bir fazlasıyla Katarlı yatırımcılarla da aynısı olmaktadır.”

  • Erdoğan’dan ‘Aşı olacak mısınız?’ sorusuna yanıt

    Erdoğan’dan ‘Aşı olacak mısınız?’ sorusuna yanıt

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Koronavirüs aşısıyla ilgili soruya Erdoğan, “Şahsen aşı olma konusunda sıkıntım söz konusu değil. Sağlık için gerekeni yapar ve aşı olurum” yanıtını verdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    “Şu anda Cumhurbaşkanlığı makamında olan bir kişi olarak her şeyden önce eleştiri değil hakaret seviyesine çıkan ifadeleri nedeniyle hukuk içinde bu kişiye gerekli hesap sorulmalıdır. Avukatlarım da şu anda hukuk dairesinde gereken neyse bunun hesabuını bu şahsa soruyorlar. Olay budur çünkü edep denilen bir şey var. Bu ülkede cumhurbaşkanı ve makamına nasıl konuşulur nasıl oraya mesajlar verilir bunu öğrenmesi lazım.

    CHP YÖNETİMİNE TEPKİ

    Şu anda İstanbul İl Başkanlığını yürüten bayan ciddi bir cezai durumla karşı karşıya ve istinafta. Buradan da ne çıkacağı belli değil. CHP’nin şirazesi kaybolmuştur. CHP istikametini kaybetmiştir. CHP bundan sonraki süreçte kendisini toparlayamayacaktır.

    AŞI OLACAK MISINIZ SORUSUNA YANIT

    Çin’in dışında Rusya ile görüşmeler var. Bu konuyla ilgili şahsen benim de aşı olma konusunda herhangi bir sıkıntım söz konusu değil. Çeşitlilik ilkesi var. Uğur Bey ile bizzat görüştüm. Ülkede vatandaşlarımıza örnek olma konusunda böyle bir adımı atmamız gerekiyor.

    FRANSA’YA KARABAĞ TEPKİSİ

    Fransa’nın arabulucu şansı bu saatten sonra kaybolmuştur. Macron Fransa’nın başına beladır. Fransa tehlikeli bir dönemi yaşıyor. Macron belasından Fransa bir an önce kurtulmalı. Sarı yeleklilerden kurtulamayacaklar. Yönetim olarak ne tür bir karar alacaklar göreceğiz. İlham Aliyev’in Fransızlara bir tavsiyesi oldu, Ermenileri bu kadar seviyorlarsa marsilyayı onlara versinler. Ben de aynı şeyi söylüyorum. Karabağ Azerbaycanlı kardeşlerimizindir. İşgal altında olduğunu ABD ve Rusya da kabul ediyor. Fransa da kabul ediyordu, şimdi farklı yollara tevessül ettiler.

    KADİR TOPBAŞ’IN SAĞLIK DURUMU

    Oğlu ile görüştüm. temenni ederiz ki yoğun bakımdan bir an önce çıkar. 15-16 gün önce kendisiyle konuştum, durumu sonradan kötüye gitti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Dünya Engelliler Günü mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Dünya Engelliler Günü mesajı

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hayatın tüm alanlarında yer alarak toplumun ayrılmaz bir parçası olduklarını gösteren engelli kardeşlerimiz spor, sanat, siyaset, eğitim ve iş dünyasında elde ettikleri nice başarılarla bizleri gururlandırmaktadır.” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” dolayısıyla bir mesaj yayımladığı bildirildi.

    Mesajında 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün, tüm dünyada engellilerin yaşam kalitesini yükseltecek, hayatlarını kolaylaştıracak yeni adımların atılmasına vesile olması dileğinde bulunan Erdoğan, “Hayatın tüm alanlarında yer alarak toplumun ayrılmaz bir parçası olduklarını gösteren engelli kardeşlerimiz spor, sanat, siyaset, eğitim ve iş dünyasında elde ettikleri nice başarılarla bizleri gururlandırmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.

    “Pek çok soruna çözüm getirdik”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet olarak engelli insanların sorunlarının çözümünü öncelikleri arasında gören bir anlayışla, onların her konuda yanında olmaya ve hayatlarını kolaylaştırmaya gayret ettiklerini bildirdi.

    Engelli vatandaşlar için fiziki engelleri kaldıracak yatırım, hizmet ve mevzuat çalışmalarını hayata geçirirken, kalplerdeki, zihinlerdeki engelleri yıkacak toplumsal faaliyetlere de ağırlık verdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Bu duyarlılıkla sosyal devlet anlayışının gereği olarak son 18 yılda eğitimden evde bakım hizmetlerine, istihdamda pozitif ayrımcılıktan engelli haklarına kadar pek çok soruna çözüm getirdik.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sürecinde engelli insanlarımızı da yalnız bırakmadık. Onların salgın sürecini fiziki ve ruhsal olarak en az etkiyle atlatmaları için devlet olarak bütün imkanlarımızı seferber ettik. Engelli kardeşlerimizin sosyal hayatta daha çok yer almaları, huzur ve refahlarının artması için çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün toplumda engellilere yönelik farkındalığın artmasına ve daha fazla sorumluluk alınmasına vesile olmasını temenni ederek, hayatın önlerine çıkardığı zorluklara karşı mücadele azmini ve kararlılığını kaybetmeyerek, topluma örnek olan tüm engellileri muhabbetle selamladı.

  • CHP’yi eleştirdi: “Mehmetçiği size yedirtmeyeceğiz”

    CHP’yi eleştirdi: “Mehmetçiği size yedirtmeyeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ordu Katar’a satılmış polemiği üzerinden CHP’yi eleştirdi, “Hakaret edilen her ordu ve onun ferdi Mehmetçiktir. Biz Mehmetçiği size yedirtmeyeceğiz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenecek “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilişinin 86. Yıl Dönümü Programı”na katıldı.

    Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

    • “Aileye yönelik her saldırıyı, tehdidi doğrudan varlığımıza yapılmış kabul ediyoruz.”
    • “Şiddet gören kadını nasıl koruyorsak terör örgütü tarafından dağa kaçırılan kızlarımızı da korumak zorundayız.”
    • “Kimse kimsenin mülkü olmadığı gibi kadının da kimsenin malı sayılması ve layüsel davranışlara maruz kalması kabul edilemez.”
    • “Tacize uğrayan her kadını nasıl koruyorsak inancı ve kıyafeti yüzünden ayrımcılığa maruz kalan kızlarımızı korumak da bizim için görevdir.”
    • “İster terörist olsun ister siyasetçi, kadının haklarını hedef alan herkesin karşısına dikilmek insan olarak boynumuzun borcudur.”
    • “CHP’de kendi mensuplarını bile isyan ettiren tecavüzlere sessiz kalan zihniyetin kadın hakları konusunda söyleyecek hiçbir sözü olamaz.”
    • “(CHP) Belediye başkanlarının, belediye başkan yardımcılarının aşağılık kabahatlerini örtmek için 40 takla atan bunlar değil mi?”
    • “Senin tecavüzcün kötü benimki iyi, senin ahlaksızın kötü benimki iyi, yaklaşımı kadar iğrenç bir anlayış yoktur.”
    • “Bay Kemal, senin milletvekilin askerime hakaret edecek, senin ağzından bununla ilgili olumsuz ifade çıkmayacak. Bu millet seni affetmeyecek”
    • “Hakaret edilen ordu ve onun her mensubu birer Mehmetçiktir. Biz Mehmetçiğimizi size yedirtmeyiz ve yedirtmeyeceğiz.”
    • “İçlerindeki rezillik ve kepazeliklere bakmadan önlerine gelene çamur atmayı siyaset kılıfıyla örtmeye kalkanların maskelerini düşüreceğiz.”
    • “Tank Paleti Fabrikası’yla ilgili her şeyi vesikalarıyla ortaya koyduğumuz halde hala bunu konuşuyor. Buradan ekmek çıkmaz, boşuna konuşma.”
    •  “CHP’li hanım kardeşlerimize, Türkiye’deki tüm kadınlara sesleniyorum, partisindeki taciz ve tecavüz furyasına sessiz kalan hatta her hadisenin üzerini örtmeye çalışan, önüne gelene hakaret eden bu zata ve partisine ilk fırsatta unutamayacakları bir ders verin.”
    • “İnancımız ve kültürümüzle ilgisi olmayan birtakım yanlış uygulamaları ve adetleri, aile kurumunu yıkmak için kullanmaya kalkanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz.”