Etiket: Cumhurbaşkanı Erdoğan

  • Erdoğan: “Depremzedelere her imkanı sağladık”

    Erdoğan: “Depremzedelere her imkanı sağladık”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ay içinde İzmir’deki deprem konutlarının yapımına başlayacaklarını söyledi. Erdoğan, ”Önümüzdeki yıl bitmeden de hak sahiplerine evlerini teslim etmiş olacağız. 1 milyon 400 bin metrekarelik alanı rezerv alanı olarak yapılacak olan konutlara tahsis ettik. İstiyoruz ki zemin sorunu olmasın” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında açıklamalarda bulundu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar:

    İZMİR DEPREMİ

    İzmir depreminde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

    Deprem anından itibaren arama-kurtarma, enkaz kaldırma, hasar tespiti ve sağlık hizmetleri ile barınma-gıda tespitleriyle depremzedelerin tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılanmıştır.

    1 ay içinde deprem konutlarının yapımına başlayacağız.

    Önümüzdeki yıl bitmeden de hak sahiplerine evlerini teslim etmiş olacağız.

    ANA MUHALEFETE ELEŞTİRİ

    Yaşanan her felaket bir derstir. Ne yazık ki ana muhalefetin başındaki zat, oraya yaptığı turistik ziyarette, “5 gün oldu, enkaz hala kaldırılmadı” diyor.

    Bilmediğin iş hakkında neden konuşursun? Sus da adam sansınlar.

    İzmir milletvekilisin… Düşünebiliyor musun? Şöyle bir uğrayıp dönüyorsun. Başından sonuna kadar kalman lazım. o ilin vekilisin yahu. Bunu da yapmayıp orada hayatını her şeyini feda etmeye hazır olan bakan arkadaşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız hakkında ileri geri konuşuyorsunuz.

    Kızılay ile ilgili de bir şey demişti, hatırlarsınız. ‘Bir tane Kızılay çadırı görmedim’ demişti.

    Şimdi burayla ilgili de Kızılay’a verdiler veriştirdiler. Kızılay orada, AFAD tüm imkanlarıyla orada. 4000’e yakın çadırla orada hazır oldular. Yoğun şekilde de çadır kuruluşları yapıldı.

    Hangi imkanlar istendiyse bunlar sağlandı.

    Yaşanan her felaket bize ülkemizin deprem kuşağında olduğunu, her an yeni sarsıntılarla karşılaşabileceğimiz gerçeğini tekrar hatırlatıyor.

    Bu konuda milat hiç şüphesiz 1999 depremidir. Bu işin çok daha gerisi var. Erzincan, Erzurum, Çaldıran’dır… Bunlar çok daha önceleri.

    Erzincan depreminde CHP sözcüsünün dedesinin sözcüsü de o zaman İçişleri Bakanı’ydı. 33 bin vatandaşımız o zaman ebediyete intikal ettiler.

    “İZMİR’DE 1 MİLYON 400 BİN METREKARE TAHSİS EDİLDİ”

    Büyük Marmara Depremi’nin ardından başlayan mevzuat düzenlemelerini hükümetlerimiz dönemlerinde geliştirerek sürdürdük.

    Farklı kurumlara dağılmış imkanları bir araya getirerek her depremde ön safta yer alan AFAD’ı biz kurduk.

    Stokta bin konteyner vardı. Bu konteynerleri İzmir’de kullanıyoruz, kullanacağız.

    Şuanda İzmir’le ilgili bu malum depremin olduğu bölge sulak bir bölge.

    Biz şimdi orada Tarım Orman Hayvancılık’a ait bölgeyi 1 milyon 400 bin metrekare, burayı rezerv alan olarak şuanda yapılacak olan konutlara tahsis ettik. Konutları Çevre Şehircilik Bakanlığımız inşaata başlayacak. İstiyoruz ki zemin sorunu olmasın.

    Tüm oradaki zeminle ilgili etütler yapıldı, adımlarımız buna göre atılıyor. Genişleme noktasında da daha farklı rezerv alanlarını oluşturma gayreti içindeyiz.

    TOKİ ile başlatılan konut atılımı özel sektörün de gayretleriyle önemli bir dönüşümün gerçekleşmesini sağlamıştır. Hala dönüştürmemiz gereken 6,7 milyon konut bulunuyor.

    İstanbul başta olmak üzere deprem riskinin yüksek olduğu şehirlerimizde bu süreci hızlandıracağız.

    Artık depremlerin ve diğer afetlerin ardından hızlı bir müdahale ile vatandaşlarımızın yanında yer alıyoruz.

    Riskli yapı tespiti yapılan 1 milyon 395 bin birimdeki 5 milyon vatandaşımıza yaklaşık 15.5 milyar liralık destek verdik.

    Ülkemizi deprem başta olmak üzere tabii afetlere hazırlıklı hale getirmek için gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz.

    BİR MİLYON YENİ ÜYE

    Geçtiğimiz salı günü, iktidara gelişimizin 18.yıl dönümüydü. İzmir depremi sebebiyle hedeflediğimiz bir milyon fidanı toprakla buluşturamadık. AK Parti Türkiye’nin en fazla üyeye sahip partisidir. Diğer partilerinin tüm üyelerini toplayıp 3 ile 5 ile çarptın yine bize yetişemiyorlar.

    Bir milyon yeni üye hedefi ile kolları sıvadık. Bu yıl bir milyon yeni üye hedefine ulaşıyoruz. Üye sayısı bizim için sadece bir skor değildir. Bir gönüldaş olarak görüyoruz.

    Seçimlerde aldığımız oy da bir oran değildir. AK Parti’nin yerinde sayması elbette beklenemez. Biz de politikalarımız geliştirip, teşkilatlarımızı değiştirerek milletimize daha çok hizmet sunmanın gayreti içindeyiz.

    Teşkilatlarımız içindeki yeni üye yarışı hayırda yapılan bir yarıştır. AK Parti’nin büyümesi Türkiye’nin büyümesi demektir. AK Parti’nin başarılı olması gözünü ve kalbini bize yönelten kardeşlerimizin umutlarının artması demektir.

    18 yıl önce ‘artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ diyerek çıktığımız yolda bugün işte bu noktadayız.

    Teröristlerin benzin dökerek İskenderun’da Hatay’ın farklı ilçelerinde ormanlarımızı yaktılar. Teröristler boş durmuyor. Baktılar ki insanları öldürmekle başarılı olamıyor, sessiz, masum ağaçlarımızı yakmaya başladılar.

    Salgın döneminde tüm ülkeler gıda ürünlerinde ihtiyatlı bir gümrük politikası izlerken Türkiye’nin bunun dışında kalması beklenemez. Geçen yılki sertifikalı tohum üretimimiz, bizden önceki döneme göre 8 kat artmıştır. Çiftçilerimize 2020’nin 11 ayında 17,1 milyar liralık tarımsal destek verdik.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni tedbirleri açıkladı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni tedbirleri açıkladı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantı, 3 saat 25 dakika sürdü.

    Kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar. Erdoğan’ın açıklamasından öne çıkan başlıklar:

    KORONAVİRÜS SALGININDA YENİ ÖNLEMLER

    • Türkiye’de bazı şehirlerimizde zaman zaman endişe verici artışlara rağmen genel olarak kontrollü bir süreç yaşıyor.
    • Sağlık altyapımızın gücü, sağlık çalışanlarımız sayesinde bu alanda herhangi bir sorunla karşılaşmadık. Aşı çalışmaları dünyada ve ülkemizde devam ediyor.
    • Yıl sonunda yurt dışında üretilen aşının ülkemizde kullanılacak hale geleceğine inanıyorum.
    • Yerli aşının da Sonbahar zamanında hazır hale gelecektir.
    • Özel sektör ve kamuda esnek mesai uygulaması teşvik edilecektir.
    • Pazar ve market gibi yoğun insanların olduğu yerlerde denetim arttırılacaktır.
    • Berber kuaför, nikah salonu, yüzme, internet kafe, halı saha, konser salonu vb yeri tüm işyerlerinde saat 22’de sona erecektir.

    İZMİR DEPREMİNDE SON DURUMU AÇIKLADI

    Deprem anının hemen ardından devletimiz tüm imkanlarıyla İzmirli kardeşlerimizin imkanına koşmuştur. Diğer şehirlerden alınan yardımlarla depremzedelere yardım çalışmaları sürmüştür. 110 kişinin enkaz altından cansız bedeni çıkartılmıştır. Bin 27 yaralımız vardır. Arama kurtarma çalışmalarıyla enkaz altından sağ çıkarılan kişi sayısı 107’dir. İlk depremin ardından bölgede 44’tanesi 4’ün üzerinde olmak üzere 1600’e yakın artçı sarsıntı kaydedilmiştir. Yükselen deniz Sığacık mahallesini 1 metre altından bırakmıştır. 44 tekne karaya oturmuştur.

    YIKILAN BİNALARLA İLGİLİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI

    Bakanlıklarımız ve ilgili tüm kurumlarımız imkanlarını depremzedeler için seferber etmiştir. Yargı yapılan ve yıkılan binalarla ilgili soruşturma başlatmıştır. Kızılay ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu İzmir halkına destek vermek için gece gündüz sahadadır. Evleri hasar gören, veya evlerine girmek istemeyen depremzedeler için 2700 çadır kurulmuştur. Yıkılmış veya yıkılacak durumda bulunan binalardaki vatandaşlarımıza 30 bin lira eşya yardımı yapıyoruz. Evlerini taşıyacak mülk sahiplerine 15 bin lira, kiracılara 5 bin lira taşınma yardımı veriyoruz. 29 milyon liralık kaynak gönderilmiştir.

    ESNAFA HİBE DESTEĞİ

    İzmir depreminde işleri yıkılan, iş yeri yıkılan ve ya hasar gören denizin taşması sebebiyle iş yeri sular altından kalan vatandaşımıza 50 bin liraya kadar hibe desteği verilecektir. En çok hasar Bayraklı’dayken Bornova, Aliağa ve Seferihisar ilçelerimiz takip ediyor. Deprem konutlarının inşasına 1 ay içinde başlamayı planlıyoruz. Bugüne kadar İzmir’de TOKİ vasıtasıyla yapılıp teslim edilen konut sayısı da 16 776’dır.

    DEPREM KONUTLARININ İNŞASI 1 AY İÇERİSİNDE BAŞLAYACAK

    Deprem konutlarının inşasına 1 ay içinde başlamayı planlıyoruz. Bugüne kadar İzmir’de TOKİ vasıtasıyla yapılıp teslim edilen konut sayısı da 16 776’dır. Sadece 50 yılda yaşadığımız depremler bile karşımızdaki tehlikenin büyüklüğünü göstermeye yeterlidir. İzmir’den önce Elazığ ve Malatya depremlerini yaşamıştık. Yer kürenin işleyiş kanunlarının neticesi olarak depremlerinin önüne geçemeyiz. Ama felaket öncesinde yapabileceğimiz çalışmalar vardır. Kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak, denetimleri sıklaştırarak, insanlarımızı bilinçlendirerek binalarımızı sağlama almak mecburiyetindeyiz. Bu yıl 100 bin konut üretimine ulaştık. Önümüzdeki yıl 100 bin konut üretimini planlıyoruz.  Vatandaşlarımızın desteğiyle bu çalışmaları hızlandırma bir an önce binalarımızı, şehirlerimizi güvenli hale getirmek zorundayız. İnsanlarımızın canı hiçbir şeyden daha değerli değildir.

    YALAN HABER TEPKİSİ

    Dayanışmaya kardeşliğe en çok ihtiyacımız olduğu günlerde provakatif ve yalan haberlerle gündemi zehirlemeye çalışanların ortaya çıkmasıdır. Kızılay’ın deprem bölgesinden olmamasından, deprem zedelere çadır verilmemesinden sosyal medyadaki birçok yalan tedavüle sürülmüştür. Daha bu sabah bir evladımızı yıkıntılar altından çıkarmanın sevinici yaşadığımız bir günde, enkazların hala kaldıralamadığından şikayetçi olacak kadar cahil, izansız, vicdansız bir kişiyle deprem tartışması yapmak millete zulümdür. Deprem gibi ortak bir acıyı istismar edenlerin insanlıktan nasibini almamış kalbi kin ve nefretle kararmış mahluklar olduğuna inanıyorum. Kabinemle toplantı yaptık. İzmir Büyükşehir Belediye başkanı da oradaydı. Çünkü değerlendirmeleri iyi yapmak lazım. Biz Kabine yönetmiyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyetini yönetiyoruz. Rabbimden ülkemizi her türlü felaketten, salgın hastalıktan korumasını niyaz ediyorum. Temenni ederdim ki muhalefetin başındaki zat “Bize ne düşer” sorusunu sorsun.

    SANAYİ ÜRETİMİ VE PAREKENDE SATIŞ HACMİMİZ ARTTI

    Hükümet olarak bir yandan salgınla en etkili şekilde mücadele ederken diğer yandan da üretimi, ticareti eğimi velhasıl hayatın her alanındaki işleyişi durdurma durumuyla karışı karşıyayız. Bunun zor olduğunu elbette biliyoruz. Bugüne kadar ki uygulamalar sürecin çok ciddi sorunla karışılaŞmadan ilerlediğini gösteriyor. Salgının seyrine göre önümüzdeki haftalarda diğer sınıfların durumunu değerlendireceğiz. 3. çeyrekte sanayi üretimimiz ve perakende satış hacmimiz bir önceki çeyreğe göre yüzde 30 arttı. Aynı şekilde ekonomik güven endeksindeki artışta %30’u aştı. Yılın ilk 9 aylık döneminde ise konut satışlarımız 1,2 milyon adede ulaştı. İhracatta ise yeni bir rekor geldi. Ekim ayı ihracatımız %5,6 artışla 17 milyar 333 milyon doları bularak tüm zamanların rekorunu kırdı. Pek çok firma ihracat talep vermekte zorlanıyor.

    ‘KÜÇÜCÜK BİR HADİSEDE BİLE MÜSLÜMANLAR HEDEF GÖSTERİLİYOR’

    Bu zihniyet son 30 yılda Irak’ta 2 milyon, Suriye’de 1 milyon Bosna’da yüzlerce insanın ölümüne yol açmıştır. Asırlardır sürdürdüğü sömürgenin çatırdadığını görüyorlar. İslam’a saldırı öyle bir noktaya geldi ki küçücük bir hadisede önüne arkasına bakılmadan Müslümanlar hedef gösteriliyor. Dün gece Viyana’da yaşanan kanlı saldırıyı samimiyetle kınadığımı belirtmek istiyorum. Avusturya halkına geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Avrupa’nın bir kısmı İslam’ı yeniden tanıma ve biçimlendirme teşebbüsüne girecek kadar sınırları zorlamaktadır. Üstelik bu yaklaşım yeni de değildir. Dünyada her inanç grubu sayıca artıyor. Ama İslam’a yönelişte büyük bir sıçrayış var. Bu gelişme Müslümanların her alanda ezildiği, sömürüldüğü bir süreçte yaşandı. Elbette Asya’nın Afrika’nın Akdeniz’in tabi zenginliklerini, stratejik gücünü de unutmamak gerekiyor.

  • Cumhurbaşkanı’ndan 29 Ekim mesajı

    Cumhurbaşkanı’ndan 29 Ekim mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda ”Hedeflerimize yaklaştıkça, ülkemize yönelik saldırıların cephesi genişlemekte, sayısı ve dozu artmaktadır. Ülkemiz, kimin ne dediğine ve ne yaptığına bakmadan, kendi vizyonuna, kendi ajandasına göre hareket etmeyi sürdürecektir” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla yayımladığı görüntülü mesajda, Türkiye’de ve yurt dışında yaşayan bütün vatandaşların bayramını tebrik etti.

    Cumhuriyet Bayramı sevincine ortak olan herkese en kalbi şükranlarını sunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilanının 97’nci yıl dönümünde, İstiklal Harbi’nin tüm kahramanları ile Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü tazimle andığını söyledi.

    Malazgirt Zaferi’nden bugün pek çok cephede birden sürdürülen terörle mücadele harekatlarına kadar, bin yıldır vatan topraklarını korumak için şehitlik ve gazilikle şereflenen tüm kahramanları rahmet ve şükranla yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

    “İstiklal Harbimizi bizzat yöneten, 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı gösterdiği şanlı direnişle bir kez daha gazi unvanı alan, milli iradenin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisimize saygılarımı sunuyorum. Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünü coşkuyla kutlamaya hazırlandığımız bir dönemde, aynı zamanda 2023 hedeflerimize ulaşma kararlılığı içinde yolumuza devam ediyoruz.

    Türkiye, demokrasi ve kalkınma mücadelesini, tek parti diktasından darbelere, vesayetin tasallutundan terörle mücadeleye kadar birçok engeli aşarak sürdürmüş bir ülkedir. Bu uzun ve zorlu süreçte karşılaştığımız sıkıntılar, milletimizi istiklal ve istikbal davasından döndürmek bir yana, tam tersine, azmini bilemiştir.”

    “SALDIRI DALGASINI BİRER BİRER BOŞA ÇIKARTIYORUZ”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şunları kaydetti:

    “Cumhuriyetimizin kuruluşuna varan kurtuluş mücadelesinde, yediden yetmişe kenetlenen, tek yürek, tek yumruk olan milletimiz, bugün de birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde geleceğini inşa etmektedir. Hedeflerimize yaklaştıkça, ülkemize yönelik saldırıların cephesi genişlemekte, sayısı ve dozu artmaktadır.

    Milletimizden aldığımız güçle diplomasiden ekonomiye ve değerlerimize kadar uzanan bu saldırı dalgasını birer birer boşa çıkartıyoruz. Geçmişte çok küçük müdahalelerle sürekli istikamet belirledikleri Türkiye’nin, kendi iradesiyle hareket etmesinden rahatsız olanların sözleri ve eylemlerinin artık hiçbir hükmü kalmamıştır. Ülkemiz, kimin ne dediğine ve ne yaptığına bakmadan, kendi vizyonuna, kendi ajandasına göre hareket etmeyi sürdürecektir.

    Cumhuriyetimizin kurucu iradesi, nasıl bu vatanı yedi düvelin planlarını bozarak işgalden kurtarmışsa, biz de hedeflerimize aynı şekilde ulaşmakta kararlıyız. Bugün, 20 yıl öncesine göre her bakımdan çok daha güçlü, çok daha dirayetli, çok daha inançlıyız. İnşallah ülkemizi 2023 hedeflerimize ulaştırdığımızda, bölgemizde ve dünyada yepyeni bir dönemi de başlatacağız.

    Küresel sistemin çarpıklıklarına işaret ettiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ çağrımızın yankıları giderek genişlerken dostlarımızla birlikte hayalini kurduğumuz huzurlu ve müreffeh geleceğe çok daha büyük umutlarla yürüyoruz. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyor, bu duygularla bir kez daha Cumhuriyetimizin 97’nci kuruluş yıl dönümünü tebrik ediyorum.”

  • Erdoğan’dan hakaret içeren karikatüre tepki

    Erdoğan’dan hakaret içeren karikatüre tepki

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransız Charlie Hebdo dergisinde kendisine yönelik hakaret içerikli karikatüre tepki göstererek ”Ben neyim ki, sevgili peygamberime, sevgililer sevgilisine bu denli hakaret eden namussuzlarla ilgili benim bir şey söylememe de gerek yok zaten” dedi. Erdoğan, başsavcılığa suç duyurusunda da bulundu. AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı, Suriye’de yeni bir harekat mesajı da verdi.

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan’a Allah’tan rahmet dileyerek başladı.

    Erdoğan, “Bizlerle birlikte bu ülkede gerçekten demokrasi mücadelesinde çok aydınlık geleceğe imzalar atan bu kardeşimiz iki dönem milletvekili, sonunda da bizimle Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi olarak çalıştı. Son dönemde gerçekten çok çile çekti. Kendisini arkadaşlarımızla birlikte ebedi aleme uğurlarken dünyaya da bir mesajı verdik. O mesaj da bizim birlikteliğimizin, kadim medeniyetimizin gereği neyse, orada dayalı olduğu anlayışıydı. Kendisine rahmet, ailesine ve yakınlarına sabırlar diliyorum” diye konuştu.

    Hatay ve İskenderun’a “geçmiş olsun” dileklerini ileten Erdoğan, önceki gün Amanoslardan Türkiye’ye eylem için giren iki teröristin, güvenlik güçlerinin dikkati ve feraseti sayesinde kısa sürede tespitinin, büyük bir felaketin önüne geçtiğini söyledi. Erdoğan, “Her ikisi de güvenlik güçlerimizce etkisiz hale getirilen teröristlerin, daha önce belirlenen bir grubun son üyeleri olduğu anlaşılmıştır. Kahraman güvenlik güçlerimizi tebrik ediyor, her birinin alınlarından öpüyorum” ifadesini kullandı.

    Erdoğan, bu olayın, Türkiye’nin Suriye merkezli terör saldırıları konusundaki hassasiyetinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gösterdiğini belirtti.

    SURİYE’DE YENİ OPERASYON MESAJI

    Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekatları ile İdlib’deki ısrarlı duruşun bir bahane veya vehim değil, somut güvenlik kaygılarına dayandığını hiç kimsenin inkar edemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

    “Suriye sınırımız boyunca kontrolümüz altında bulunmayan yerlerdeki terör örgütü varlığının ve ülkemize yönelik tehditlerinin, bize verilen tüm sözlere rağmen artarak sürdüğünü görüyoruz. Şayet bize verilen sözler tutularak buralardaki tüm teröristler belirlediğimiz hattın dışına çıkarılmazsa ihtiyaç duyduğumuz her an harekete geçmek için meşru sebebe sahip olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyorum.”

    Erdoğan, Suriye’den Türkiye’ye gelen terör örgütü DAEŞ mensuplarının eylem arayışlarının sürdüğünü, geçtiğimiz günlerde yakalanan çok sayıdaki teröristten bildiklerini belirterek, “Suriye’deki varlıklarını DEAŞ’la mücadeleye bağlayanların bahanesinin altı da boştur. DEAŞ’la gerçek anlamda yalnızca Türkiye mücadele ediyor” dedi.

    “TEK GAYEMİZ GÜVENLİĞİMİZİ SAĞLAMAK”

    Rusya’nın, İdlib bölgesindeki Suriye Milli Ordusu güçlerinin eğitim merkezine yönelik saldırısının, bölgede kalıcı barış ve huzurun istenmediğinin işareti olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Amerika’nın, Suriye’nin Irak sınırı boyunca oluşturmaya çalıştığı yapının, yeni çatışmaların, acıların, trajedilerin habercisi olduğu da açıktır. Suriye halkı, bölge dışından gelen güçlerle onların güdümündeki terör örgütlerinin ve rejimin strateji oyunlarının bedelini kanıyla, canıyla ödüyor. Biz bu riyakarlığa, bu haksızlığa, bu adaletsizliğe seyirci kalamayız. Çünkü sınırlarımızın hemen yanı başında yaşanan her hadisenin sancısını biz de hissediyoruz. Hatay’daki olay bunun en son ve müşahhas örneğidir.

    Suriye topraklarına çöreklenen ama DEAŞ’la bizim kadar mücadelesi olmayan güçler, artık bu orta oyununu bir kenara bırakmalıdır. Türkiye’nin gücü gerekiyorsa Suriye’yi tüm terör örgütlerinden temizlemeye yeterlidir. Ama biliyoruz ki Suriye üzerinde yapılan hesapların, ülke halkının yaşadığı zulmü sona erdirmekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bizim tek gayemiz kendi güvenliğimizi sağlamak, Suriye halkının huzura ve esenliğe kavuşmasını sağlamaktır. Bunun dışında kimsenin ne toprağında ne petrolünde ne hakkında ne de hukukunda gözümüz bulunmuyor.”

    “SORUMLULUĞUMUZ AĞIR”

    Bir asırdır emperyalistlerin oyun sahası haline dönüşen bu kadim coğrafyanın artık içine sokulduğu cendereden kurtulma vaktinin geldiğinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

    “İnşallah bu kutlu çıkışın en büyük destekçisi de Türkiye olacaktır. Suriye’yi dilim dilim bölme çabalarına karşı ortaya koyduğumuz tavır bunun içindir. Libya’nın geleceğini kukla darbeciler eliyle karartma girişimlerinin önünü kesmemiz bunun içindir. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurtarılma mücadelesine verdiğimiz destek bunun içindir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve ülkemizin Doğu Akdeniz’deki haklarını savunma kararlılığımız bunun içindir. Siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri gücümüzü artırmaya, kendimiz yanında kardeşlerimize ve dostlarımıza destek olmak için de ihtiyacımız bulunuyor. Velhasıl sorumluluğumuz ağırdır. AK Parti olarak Meclis grubumuzla, genel merkezimizle, teşkilatımızla, belediyelerimizle bu şuur etrafında çalışmak mecburiyetindeyiz. Kabinemiz de aynı anlayışla gece gündüz çalışıyor. İnşallah ülkemizi hedeflerine ulaştırarak, halkımızın güvenine layık olacağız.”

    CUMHURİYETİN KURULUŞUNUN 97. YIL DÖNÜMÜ

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Cumhuriyet’in kuruluşunun 97. yıl dönümüne ulaşılacağına işaret ederek, “Milletimizin Cumhuriyet Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyorum. Geçtiğimiz asrın başlarında Balkanlardan Kafkaslara, Karadeniz’den Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada saldırıya uğrayan devletimize, Anadolu toprakları bile çok görülmüştü. Bugünkü topraklarımızı parça parça bölerek paylaşmayı, milletimizi Anadolu’da esir haline getirmeyi ve hatta tümden tasfiye etmeyi planlayanların hesaplarını, İstiklal Harbimizle bozmuştuk. Dönemin şartlarında razı olabileceğimizin asgarisini oluşturan, Misakımilli’nin bile gerisindeki bugünkü sınırlarımızda, kendimize yeni bir gelecek kurduk. Milli iradenin üstünlüğü ilkesi üzerine inşa edilen Cumhuriyetimiz, işte bu geleceğin sembolüdür” değerlendirmesinde bulundu.

    Önceki asırda dünyayı kan ve gözyaşına bulayanların, Türkiye’yi de hiçbir zaman rahat bırakmadıklarını ifade eden Erdoğan, Türkiye’yi siyasi ve ekonomik olarak kendilerine bağlı ve bağımlı tutmak isteyenlerin, farklı görünümler ve isimler altında sürekli işbaşında olduğunun altını çizdi.

    Recep Tayyip Erdoğan, “Yeri geldi toplumsal yapımıza saldırdılar. Yeri geldi darbe yaptırdılar. Yeri geldi terör örgütlerini üzerimize saldılar. Yeri geldi vesayet düzeni kurdular. Hamdolsun milletimiz her saldırının ardından yeniden iradesine sahip çıktı, ülkeyi yeniden rayına oturttu” diye konuştu.

    Erdoğan, İstiklal Harbini yöneten Meclis’in, bugüne kadar yaşadığı tüm badirelerin ardından dimdik ayağa kalkmayı başardığına dikkati çekti. Erdoğan, en son 15 Temmuz’da kuşatılmasına ve bombalanmasına rağmen milletle birlikte darbecilere cesaretle direnen Meclis’in, ikinci kez gazilik unvanıyla şereflendiğini hatırlattı.

    Erdoğan, Cumhuriyetin, tüm bu badirelerden sıyrılıp gelerek bugünlere ulaştığını vurguladı.

    “2023 HEDEFLERİMİZE ULAŞMAKTA KARARLIYIZ”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkmanın kolay, yapmanın zor olduğunu dile getirdi. Milli şair Mehmet Akif Ersoy’un, “Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen. İki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak hadi gel yapalım geri şunu desen. Bir Sinan bir de Süleyman gerek.” dizelerini okuyan Erdoğan, “Bunun için elimizdeki her değer gibi, Cumhuriyetimize de sahip çıkacağız” ifadesini kullandı.

    Yakın zamanda bölgede yaşananların, bu gerçeğin en açık ispatı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Geçmişten bugüne hepimizin bildiği tüm eksiklerine, tüm sıkıntılarına rağmen Cumhuriyetimize var gücümüzle sahip çıkarak kendimize güçlü bir gelecek inşa edeceğiz. Nasıl İstiklal Harbimizde Gazi Mustafa Kemal Paşa ordumuza ‘İlk hedefiniz Akdeniz’dir.’ diyerek istikamet göstermişse, bugün bizim de ilk durağımız 2023 hedeflerimizdir. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması demek, her alanda dünyanın en üst ligindeki varlığını tescil etmesi demektir. Ülkemizin son 7 yıldır kesintisiz yaşadığı saldırı dalgası kimi alanlardaki ilerlememizi yavaşlatmış olsa da 2023 hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız. Böylece bizden sonraki nesillere 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmış olacağız.”

    Erdoğan, konuşmasında bu gece Müslümanlar için özel bir gece olduğunu belirtti. “Mevlit Kandili değil, Leyle-i Mevlid” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbime bizleri, adı güzel, kendi güzel Muhammed’in dünyaya vasıl oluşunun bir seneidevriyesine daha kavuşturduğu için hamdediyorum. Bu mübarek gecenin günahlarımızın affına vesile olmasını diliyorum. Bu kutlu gece hürmetine Rabb’imin kıldığımız namazları, ettiğimiz duaları, yaptığımız hayırları dergahı izzetinde kabul buyurmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

    FRANSA’DA CHARLIE HEBDO’NUN HAKARET İÇEREN KARİKATÜRÜNE TEPKİ

    “Maalesef, İslam ve Müslüman düşmanlığının, Peygamber Efendimize saygısızlığın özellikleAvrupa’daki yöneticiler arasında adeta kanser gibi yayıldığı bir dönemden geçiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fransa’da Peygamber Efendimizle ilgili çıkan çirkin ve ahlak yoksunu karikatürleri yayınlayan derginin şimdi de kapaktan yayınladığı bir karikatürle şahsımı hedef aldığını duyduk. Bu tür ahlaksız yayınlara ne yaptığını görmek amacıyla da olsa itibar etmeyi dahi zül kabul ettiğim için karikatüre bakmadım. Ben neyim ki, benim sevgili Peygamberime, Sevgililer Sevgilisine bu denli hakaret eden bu namussuzlarla ilgili benim herhangi bir şey söylememe de gerek yok zaten” değerlendirmesinde bulundu.

    Bu sözler üzerine salondaki milletvekilleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı uzun süre ayakta alkışladı.

    Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Üzüntüm ve öfkem şahsıma yapılan iğrenç saldırıdan değil, aynı mecranın canımızdan aziz bildiğimiz Peygamber Efendimize yönelik terbiyesizliklerin kaynağı olmasındandır. Hedefin şahsımız değil, savunduğumuz değerlerimiz olduğunu biliyoruz. Ülkemizde de bunların uzantılarınınolduğunu da görüyor ve biliyoruz. Hatta hatta bu parlamentonun çatısı altında olanları da biliyoruz. Aile mefhumunu bir kenara koymak suretiyle bu tür saldırının içerisinde olanları da biliyoruz. Böyle bir zamanda yek vücut olmak gerekirken, hala bunlar buralardan oy devşireceklerini zannediyorlar. Bu pazarda size yer yok. İslam ve Türkiye düşmanlarının özgürlük adına girdikleri kin ve nefret bataklığında boğulup gideceklerine inanıyorum. Bunlar Avrupa’nın yeniden barbarlık dönemine geri gidişinin işaretleridir. Fransa ve genel olarak Avrupa, Macron’un ve onunla aynı zihniyeti taşıyanların bu kısır, provokatif, çirkin, nefret tohumları saçan politikalarını hak etmiyor. Sağduyulu Avrupalıları, kendileri ve çocukları adına aydınlık bir gelecek için bu tehlikeli gidişe karşı inisiyatif geliştirmeye davet ediyoruz. Müslüman ve Türk düşmanlığını, iç politikalarındaki başarısızlıklarını örtmenin kılıfı olarak kullanmaya çalışanlardan, o kirli ellerini mukaddes değerlerimizden çekmelerini istiyoruz.”

    “1442 YIL ÖNCE MEDİNE HALKININ VERDİĞİ ŞEKLİYLE TEKRARLAYALIM”

    “Peygamber Efendimize hakareti savunarak, kararmış kalplerini cesaretlendirmeye çalışanlara cevabı, 1442 yıl önce Medine halkının verdiği şekliyle tekrarlayalım.” diyen Erdoğan, “Taleal Bedru” ilahisinin sözlerinin bir bölümünü okudu.

    “Ay doğdu üzerimize/Veda tepesinden/Şükür gerekti bizlere/Allah’a davetinden/ Ey bize gönderilen elçi/Yüce bir davetle geldin/Geldin Medine’ye şeref verdin/Merhaba ey Sevgili” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mekke’ye Medine’ye, Asya’ya, Afrika’ya, Avrupa’ya, tüm dünyaya, tüm zamanlara şeref veren Peygamber Efendimize yapılan saldırılara samimiyetle karşı durmak bizim şeref meselemizdir. Biz, son nefesimizi verdiğimiz gün değil, asıl bu saldırılar karşısında sessiz, tepkisiz kaldığımız, mukabelede bulunmadığımız gün öldük demektir” diye konuştu.

    Türklerin özgürlüğünün sembolü olarak gördükleri ezanı ve bayrağı için gerektiğinde canını veren bir millet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunların karşısında mı boynumuzu büküp, susup duracağız Bunların karşısında mı onurumuzdan vazgeçeceğiz Bunların karşısında mı yönümüzü başka tarafa çevireceğiz Birileri böyle yapabilir ama Türk milleti, inancına ve değerlerine yönelik hiçbir saldırı karşısında böyle cibiliyetsiz bir tavır asla takınamaz” değerlendirmesinde bulundu.

    Türklerin kendi dininin yanı sıra diğer dinlerin kutsallarına da saygı duyan bir millet olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Asırlardır bu topraklarda cami, kilise, sinagog, yan yana müntesiplerine hizmet vermiştir. Hatta ecdadımızın koruması altına alınmıştır. Devletin koruması altına alınmıştır. İstanbul’dan Hatay’a bunun sayısız örneği hala vardır. Şimdi buradan ben Batı’ya sesleniyorum, hepsine sesleniyorum, siz değil misiniz, Ruanda’da yüzbinlerce insanı katleden Siz değil misiniz, milyonlarca Cezayirliyi katleden Siz değil misiniz Afrika’nın her ülkesine sadece ‘elmas, fosfat, altın var’ diye giren ve oradaki insanları katleden. Siz katilsiniz, katil. Bugün hala aynı şeylerin arayışı içerisindesiniz ama kusura bakmayın. Lübnan’a gidiyorsun. Ne işin var senin Lübnan’da? Lübnan’da bir felaket yaşanıyor, oraya güya istikamet vermeye gidiyor. Ne oldu aradığını buldun mu orada Bulamadın. Niye Kovdular seni kovdular. Vaka bu. Tanındıkça bunlar her yerden kovulacak. Adeta, bunlar, Haçlı Seferini yeniden başlatmak istiyorlar. Haçlı Seferlerinden itibaren ne zaman ki Avrupa üzerinden gelen fitne ve kin tohumları bu topraklara düşmeye başlamıştır o vakit huzur bozulmuştur. Bin yıl birlikte yaşadığımız insanlarla bir anda düşman kesilmemiz için hiçbir sebep yoktur. Biz sadece dışardan ve içerden maruz kaldığımız saldırılara karşı kendimizi savunduk. Tehcir ve mübadele gibi hadiseler Batılı güçlerin topraklarımızda sahneledikleri oyunların acı sonuçlarıdır. Buna rağmen ülkemizde vatandaşımız veya misafirimiz olarak bulunan diğer dinlerin mensupları eşsiz bir hoşgörü ve saygı iklimi içinde hayatlarını sürdürüyor.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye’de çok sayıda kilise ve sinagog bulunduğunu belirtti. “Topraklarımız içinde, bu vatanda 435 kilise, sinagog ve havra bulunuyor ve bunlar devletimizin yedieminindedir, güvencesi altındadır. Hiç kimsenin inancına, ibadetine, kutsalına müdahale etmedik, etmiyoruz ve etmeyeceğiz” diyen Erdoğan, son 18 yılda kilise ve diğer ibadet yerlerinin restorasyonu ile farklı inançlara sahip insanların dini özgürlük alanını genişletmek için birçok adım attıklarını vurguladı.

    Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak, Hristiyan ve Musevi vatandaşların sıkıntısını, derdini daima kendi sorunları olarak gördüklerine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Ülkemizdeki hoşgörü anlayışı Avrupa’daki gibi faşist suratların yüzlerine maske yaptıkları türden bir riyakarlık değil inancımızın köklerinden ve kalplerimizin derinliklerinden gelen samimi bir hissiyattır. Almanya’da Mevlana Camisi’ne sabah namazında 100-150 kadar Alman polisinin girmesini bana Şansölye Merkel izah edemez. Ne yaptığına bakarım. Sadece görüşmek, konuşmak bunlar çıkar yol değil. Bugün milyonlarca insanın yaşadığı Almanya’da oradaki vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın inancına, kimliğine eğer gerekli değeri vermiyorsanız kusura bakmayın. O insanların ciddi bir kısmı şu anda senin vatandaşın. Onların inanç hürriyetine, onların eğitim, öğretim özgürlüğüne, onların yaşam hürriyetine değer vermen lazım ama yok böyle bir şey. İstiklalimize ve istikbalimize, değerlerimize saygı duyulması şartıyla biz hiç kimseye inancından, kökeninden, renginden, mezhebinden, meşrebinden ötürü husumet beslemeyiz.”

    “MİNSK ÜÇLÜSÜ İPE UN SERİYOR”

    Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısıyla başlayan çatışmalara da değinen Erdoğan, Ermenistan’ın Azerbaycan Türklerinin topraklarını işgal etmesinden bu yana 30 yılın geçtiğini anımsattı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Minsk Üçlüsü” olarak adlandırılan Amerika, Rusya ve Fransa’nın bu sorunu çözemediğini belirtti.

    “Minsk Üçlüsü’nün adeta ipe un serdiğini” söyleyen Erdoğan, “Her toplantı; oturdular, konuştular, dağıldılar şeklinde geçti” ifadesini kullandı.

    Liderle görüşmelerinin devam ettiğini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “En son dün akşam Sayın Putin ile de bir görüşmemiz oldu. Kendileri ile buradaki süreci etraflıca ele aldık. Dedik ki ‘Artık bu işe Kafkaslar’da bir son verelim. İstersen bu işi birlikte çözeriz. Siz Paşinyan ile görüşmeleri yapın, ben İlham kardeşimle bu görüşmeleri yapayım. Bu işi artık tatlı bir yere bağlayalım’ dedik. Heyetinizi gönderin, heyetlerimizle görüşmeler yapsın. Dışişleri bakanlarımız birbirleri ile görüşmeler yapsın ama bir şeye karar vermemiz lazım. Bu işi çözecek miyiz, çözmeyecek miyiz Daha önce kendileriyle görüştük. Bu konuda samimi bir adım atalım. Burada bu işi bitirmek durumundayız. Biz samimiyiz, ben sizin de samimi olduğunuza inanıyorum, bu adımı atalım. Güzel bir görüşme oldu, temennim odur ki inşallah bunu neticelendiririz. Tabii kırmızı çizgilerimizi de söyledik, bu kırmızı çizgilerimiz aşıldığında da hiç kimse kusura bakmasın babamızın oğlunu gözümüz görmez.

    Bize diyorlar ki ‘Siz Orta Doğu’dan, Suriye’den Azerbaycan’a asker gönderiyorsunuz, yabancı güçler gönderiyorsunuz’ filan, felan. Ben de Sayın Başkan’a bir şey söyledim, ‘Şu anda 2 bin civarında istihbari olarak tespit ettiğimiz PKK’lıları YPG’lileri şu anda Ermenistan 600 dolar maaşla oraya aldı, orada savaşıyorlar, yabancı savaşçılar olarak onlar orada.’ ‘Benim onlardan haberim yok’ dedi. ‘Ben şimdi size haber veriyorum’ dedim. Bunun üzerinde durmanız lazım. ‘Bu PKK’lılar, YPG’liler nereden geliyor biliyor musunuz ‘ dedim. Suriye’de bunlar çalışıyordu, Suriye’den oraya ithal ve bu konuda da dayanışmamız lazım. Benim özellikle tabii Sayın Putin’in PKK, YPG bunlara yüz vereceğine ihtimal vermiyorum ama Paşinyan’a bunu söylemesi lazım. Aksi takdirde gereği yapılır.”

    “TERÖRİST, KALBİ KARA, ELİ KANLI BİR CANİDİR”

    İslama ve Müslümanlara saldıranların en büyük bahanesinin ve hilesinin bu kavramları terörle özdeşleştirmek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Peygamber Efendimize hakareti de düşünce ve fikir özgürlüğü kılıfı altında meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Hollanda’da bir müsvedde var ya, adı da güya Özgürlük Partisi, ne özgürlüğü ya, adı özgürlük arkasında ne takarsan var. Halbuki Müslümandan terörist olmaz, teröristten de Müslüman olmaz. Zira terörist kendi amaçlarına ulaşmak için masum insanları katletmekten çekinmeyen, bu yolda her yöntemi kullanabilen, kalbi kara, eli kanlı bir canidir” diye konuştu.

    Teröristi, hangi dine mensup olursa olsun, tüm sıfatlarının ötesindeki amaçları ve eylemleriyle tanımlamak gerektiğine değinen Erdoğan, “Kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın teröristi böyle görmeyen ve tavır geliştirmeyen herkes Fransa’nın düştüğü duruma düşer. Aynı şekilde Peygamber Efendimize yönelik saygısızlıkların özgürlükle izahı da en bayağısından bir kandırmacadan başka bir şey değildir. Halbuki Peygamber Efendimiz, insana insan olduğu için saygı duyan, kişinin dini dahil diğer tüm vasıflarına bunun ardından bakan bir anlayışa sahipti” dedi.

    Erdoğan, “Osmanlı tarihinde Osman Bey’den Fatih Sultan Mehmet Han’a kadar tüm padişahların Hristiyan ve Musevi toplumlarıyla bir arada yaşama iradelerinin ürünü sayısız örnek vardır” diye konuştu.

    İslam’ı ve Müslümanları, kendinden başka hiç kimseye tahammülü olmayan, terör yoluyla diğer dinlerin mensuplarını hedef alan bir konuda veya bir konumda göstermenin, İslam dinine yapılan en büyük bühtan olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

    “Bu öyle büyük bir bühtandır ki güya İslam adına terör eylemi yapanların Müslümanlardan başka kimsenin kanını döktükleri, başka kimseye zarar vermedikleri gerçeğini dahi gizler. Zulüm gören Müslüman, ölen Müslüman, tüm yükü çeken yine Müslüman. Buna karşılık bunun gürültüsünü çıkartan, istismarını yapan, rantını yiyen, terörizm üzerinden İslam’a ve Müslümanlara hakaret eden ise Batı ve Avrupa. Bu çarpıklığı dile getirdiğimiz, yüzlerine vurduğumuz için de bize saldırıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, imkan bulduğumuz her platformda, hakkı ve hakikati savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

    “BU MÜCADELEYİ BAŞARIYA ULAŞTIRMAKTA KARARLIYIZ”

    Türkiye’nin, dünyadaki siyasi ve ekonomik güç dengelerinin yeniden şekillendiği kritik süreçte tarihi bir mücadelenin içinde olduğunun altını çizen Erdoğan, “Milletimizin birliği ve beraberliği ile devletimizin büyüklüğünden aldığımız güçle, bu mücadeleyi başarıya ulaştırmakta kararlıyız” diye konuştu.

    KILIÇDAROĞLU’NA SERT TEPKİ

    Adil, ahlaklı, iyi, güzel, hayırlı olanı istediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Dün, Bay Kemal eşimle ilgili bazı laflar etti. Sende zerre kadar yürek varsa benimle ilgili konuş, eşimle ilgili konuşma. Sen ne biçim siyasetçisin Sana siyasetçi demek için sokaktan binlerce şahit getirmek lazım. Senin siyasetle alakan yok. Sende o yürek varsa siyasetçiysen benimle, siyasetçi arkadaşlarımla ilgili konuş. Biliyorsun ki onlar seni paçavraya çevirirler. Yakılacak çantalar arıyorsan, sizde çok. Yanınızda beyaz Türkler çok. Onların yakacak çantaları da vardır. O ayrı bir konu. Zeka yoksunu bir adamsın. Zira airbusları satmamızı istiyorsun. Onunla bunun ne alakası var. Birisi stratejik bir ürün. Bu, sadece Fransa’nın da değil zavallı. Bunun ortakları arasında İngiliz’i, İtalyan’ı, Alman’ı var. Tüm bunlarla beraber, bir ortaklığın, bir konsorsiyumun ürünü. Bundan bile senin haberin yok. Bu kadar zavallısın sen. CHP’ye gönül veren kardeşlerime diyorum ki iyi tanıyın bu adamı. Ülke için maalesef bu bir sıkıntı.”

    “BU ZİHNİYET, AVRUPA DEMOKRASİSİNİ KANSER GİBİ SARIYOR”

    “Bu erdemli mücadelede attığımız her adımda karşımızda geçmişi sömürge ve katliam gibi insanlık suçlarıyla dolu olanları bulmamız, gittiğimiz yolun doğruluğunun işaretidir.” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan,son iki asırdır dünyayı demokrasi, özgürlük, çoğulculuk, hukuk devleti gibi kavramlar üzerinden yönetenlerin gerçek yüzlerinin son dönemde ardı ardına yaşanan krizlerle birlikte ortaya çıkmaya başladığını dile getirdi.

    Erdoğan, “Bu cilalı maskenin ardındaki faşist, ırkçı, kibirli, kendinden olmayan herkesi düşman gören zihniyet, Avrupa demokrasisini kanser gibi sarıyor. Avrupa değerleri, Fransa değerleri denen ve tüm dünyaya dikte edilen ilkeler, bizzat bunları vazedenler tarafından çiğnenmektedir” değerlendirmesinde bulundu.

    Özellikle İslam ve Türk düşmanlığının gizlenmeye dahi gerek duyulmayan bir kompleksin dışa vurumu olarak tüm Avrupa’da yükseldiğine dikkati çeken Erdoğan, “Bedelini dünyanın ve insanlığın kalan kısmının tamamının acı ve sefalet olarak ödediği sahte özgürlük ve refah düzenlerinin tehdit altına girdiğini görenlerin hırçınlığı her geçen gün artıyor” diye konuştu.

    “ZAFER, AZERİ TÜRKÜ KARDEŞLERİMİNDİR”

    Türkiye’nin bu çirkin ve nobran zihniyetin saldırılarına rağmen, medeniyetinin ve tarihinin mirası olan sorumluluklarını yerine getirdiğini vurgulayan Erdoğan, bunun için Kafkasya’dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş coğrafyada mücadele yürüttüklerini söyledi.

    Azeri Türklerinin kaybettiği toprakların ciddi bir kısmını geri aldıklarına dikkati çeken Erdoğan, “İnşallah en kısa zamanda kaybettikleri toprakların, inanıyorum ki tamamını geri alacaklar. Azeri Türkler topraklarına yeniden dönecekler. İnanıyorum ki zafer, Azeri Türkü kardeşlerimindir. Rabbim yar ve yardımcıları olsun. Buradaki mücadelede her an yanlarında olduk, yanlarında olmaya da devam edeceğiz” dedi.

    Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023’e Türkiye ve tüm dostları için daha huzurlu, güvenli, müreffeh bir dünyaya kavuşmuş olarak girmeyi hedeflediklerinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı güçlendirdikçe hedeflerimize biraz daha yaklaşıyor, mazlumlar ve mağdurlar nezdindeki itibarımızı sürekli yükseltiyoruz. Girdikleri yanlış yolu düzeltmeye çalışmak yerine, çıkış yolunu ülkemizi kuşatma altına alarak arayanların sonu hüsran olacaktır. Muhteris ve zalim yönetimleri bekleyen akıbet bir süre sonra kendi ülkelerinde dahi sokağa çıkamayacakları bir nefretin odağı haline dönüşmektir. Biz kendi yolumuzda ilerlemeyi sürdüreceğiz.”

    SORULARI YANITLADI

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Grup Toplantısı’nın ardından Meclis’te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevapladı.

    Fransa’nın Ankara Büyükelçiliğinin, vatandaşlarına Türkiye’ye seyahat uyarısı yaptığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Biz şu anda kendi büyükelçimize… Şu anda orayla ilgili hukuki bir süreç var. Buradaki ayağı var, oradaki ayağı var. Bu süreci başlatıyoruz. Fransa’nın seyahatlerle ilgili bir kararı varsa biz o kararı bir görürüz, gözden geçiririz. Bunlara karşı mukabil adımları da biz atarız. Türkiye bir kabile devleti değil, hele hele Macron gibilerin baktığı, tanıdığı bir devlet de değil” diye konuştu.

    “Sınır ötesi harekata ilişkin ‘Bir gece ansızın gelebiliriz.’ ifadesini kullanıyorsunuz ama bugün sanki yeni bir sınır ötesi harekata ilişkin ipuçları verdiniz. Böyle bir durum söz konusu mu ” sorusuna Erdoğan, “Gerçekten öyle bir sınır ötesi operasyonu anladın mı Biz zaten sınır ötesindeyiz. Pençe’de, Barış Pınarı’nda, Zeytin Dalı’nda, bütün oralarda her an varız ve şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bırakmayacağız” karşılığını verdi.

    MHP’nin, “askıda ekmek” kampanyasına muhalefetten eleştirilerin geldiğinin dile getirilmesi üzerine Erdoğan, “Her şeyi bizden öğrenmeyin. Türkiye’de böyle bir şey var mı Bugün evine ekmek götüremeyen diye bir şey Türkiye’de var mı Buna inanıyor musunuz Bazı şeyleri siz kendiniz bir çözün. Var mı böyle bir şey Elhamdülillah, bugün asgari ücretiyle, maaşıyla, her şeyiyle birçok ülkeyi geride bırakmış bir Türkiye var. Büyüme oranına bakıyorsun, şu anda dünyada hamdolsun en iyi noktada olan bir ülkeyiz. IMF’in, OECD’nin ölçeklerine bakıyorsun, en iyi konumda olan ülke konumundayız ama bunlar hesap kitap bilmiyor” değerlendirmesinde bulundu.

    ERDOĞAN’DAN CHARLIE HEBDO DERGİSİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

    Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda, derginin yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni ve karikatürist hakkında “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan soruşturma yapılarak şüpheliler hakkında kamu davası açılması talep edildi.

    Söz konusu yayının basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği kaydedilen suç duyurusu dilekçesinde, basın kuruluşlarının basın etik kurallarına uymasının, bireylerin hak ve özgürlüklerini ihlal edecek tutum ve davranışlardan kaçınmasının gerekliliği ifade edildi.

    Anayasa’nın 26 ve 28’inci maddelerinde basına sınırsız bir ifade özgürlüğü tanınmadığı belirtilen dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin birçok kararında da basın özgürlüğünün, basının ödev ve sorumluluklarıyla birlikte zikredildiği bildirildi.

    Söz konusu ödev ve sorumlulukların, başkalarının şöhret ve haklarının zarar görme ihtimalinin bulunduğu, özellikle şahsın itibarının söz konusu olduğu durumlarda özel önem arz ettiği hatırlatılan dilekçede, derginin yayınında basın özgürlüğünün getirdiği sorumluluk bilinciyle hareket edilmediği aktarıldı.

    Charlie Hebdo’nun kullandığı görsel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişiliği, saygınlığı ve itibarınının hedef alındığı, cumhurbaşkanına hakaret suçunun işlendiği belirtilen dilekçede, “Arz olunan ve resen göz önünde bulundurulacak hususlar çerçevesinde şüpheliler hakkında atılı suçtan soruşturma yapılarak haklarında kamu davası açılmasını talep ederim” denildi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Patrik Sahak Maşalyan ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Patrik Sahak Maşalyan ile görüştü

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Ermenileri 85. Patriği Sahak Maşalyan ile görüştü.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Esayan için cenaze töreninin düzenleneceği Kumkapı Meryem Ana Ermeni Kilisesi önüne geldi.

    Erdoğan, kendisini karşılayan Türkiye Ermenileri 85. Patriği Sahak Maşalyan ile Fatih Sultan Mehmet’in fermanıyla 1461 yılında kurulan Türkiye Ermenileri Patrikliğine geçti.

    Burada bir süre Maşalyan ile görüşen Erdoğan’a, eşi Emine Erdoğan’ın yanı sıra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak da eşlik etti.

    Yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Esayan için dini törenin düzenleneceği Meryem Ana Ermeni Kilisesi’ne geçti.

  • Kabine toplantısı sonrası önemli açıklamalar

    Kabine toplantısı sonrası önemli açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantı, 3 saat 15 dakika sürdü.

    Kabine toplantısı sonra açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:

    ‘KIBRIS TÜRKLERİ’NİN YANINDA YER ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

    Pazar günü KKTC’de yapılan seçimlerde Cumhurbaşkanlığı görevine seçilen Ersin Tatar’ı şahsım milletim adına tebrik ediyorum. Kıbrıs Türklerinin sandıkta koydukları tercihi Türkiye ile birlikte ortak gelecek kurmanın nişanesi olarak görüyoruz. Sayın Tatar’a cumhurbaşkanlığı görevinde başarılar diliyorum. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi Kıbrıs Türkleri’nin yanında olmaya devam edecektir.

    KARADENİZ’DEKİ DOĞALGAZ ARAMALARI

    Fatih Gemimizin, Tuna 1 kuyusundaki sondajlarında keşfedilen gaz miktarı 405 milyar metreküpe ulaştı. Fatih gemimiz, önümüzdeki ay Türk Ali kuyusunda sondaja başlayacak. Elimizdeki veriler, Tuna 1 kuyusundaki gibi verimli keşif haberleri alabileceğimize işarete ediyor. Karadeniz’de keşfedilen doğalgazın her metreküp bu milletin refahı, huzuru geleceği için en verimli şekilde kullanılacaktır. Buradan elde edilecek her kuruş milletimiz için harcanacaktır.

    TÜM OYUNLARI BOZMAYI BAŞARDIK

    İbni Haldun’un daha sonra pek çok düşünür ve devlet adamı tarafından tespiti de “coğrafya kaderdi”. Buradaki kader sözü, dini anlamının ötesinde tarihi ve toplumsal tespitler üzerinden yapılan bir değerlendirmeyi anlatır. Türkiye, bir yanı Avrupa’ya bir yanı Asya’ya bir yanı Afrika’ya uzanan Akdeniz ve Karadeniz gibi iki kadim denizi birbirine bağlayan coğrafyanın tam merkezinde yer alıyor. Bilindiği gibi tarih kitaplarının yeniden yazılmasına gerektirecek öneme sahip en eski yapı topluluğu Göbeklitepe’de bulunuyor.

    “TÜM SALDIRILARI, OYUNLARI BOŞA ÇIKARMAYI BAŞARDIK”

    Elbette bölgemizdeki tüm krizleri sınırlarımızın içine taşıma planları oldu. Terör örgütlerinin saldırılarından darbe girişimine kadar her yöntem devreye sokuldu.  Tüm saldırıları oyunları boşa çıkarmayı başardık. Bu süreçte uluslararası kuruluşların ülkemize karşı sergiledikleri çifte standartla gerçek yüzlerini ortaya koydular. Mazlumun, mağdurun, hakkın adaletin yanında dimdik yer almaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye, büyüdükçe ve güçlendikçe dahil olduğu hususlar doğal olarak genişlemektedir.

    AZERBAYCAN-ERMENİSTAN ÇATIŞMASI

    Libya’da bir darbecinin ülkeyi göz göre parçalamasına rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesine tüm kalbimizle destek verdik, vereceğiz. Libya’da bir darbecinin ülkeyi göz göre parçalamasına rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Bin yıldır vatanımız olarak bu coğrafyadan bizi tasfiye etmeye çalışanlara daha çok kabuslar yaratacağız. Vatanımıza uzatılan her eli kıracağız, sürekli yeni cepheleri açılan mücadelemizin mesajlarını aktaracağız.

    KORONAVİRÜS SALGINI

    Terör örgütlerinin küresel düzeyde artan saldırıları, tüm hızıyla süren korona salgını tüm dünyada panik etkisi yarattı. Daha düne kadar kimi parasına, kimi silahına, kimi sırtını dayadığı küresel yapılara güvenerek efelik taslayan devletler bugün giderek sosyo-ekonomik sıkıntılarla uğraşıyor. Ülkemizin yaşadığı kimi sıkıntılara rağmen krizlerden olumlu yönde ayrıştığını izahın ve vicdan sahibi herkes kabul ediyor.

    “TÜRKİYE YÜKSELEN YILDIZ KONUMUNDADIR”

    Küresel ve bölgesel tüm dengeler hızla yıkılıyor, Türkiye yükselen yıldız konumundadır. Karşılarında geçmişte 2 çift lafla, birkaç hamleyle sindirdikleri Türkiye’nin olmadığını gördükçe öfkeleri artıyor. Dışardan yapabildikleri her şeyi zaten yapıyorlar, bunun yanında da içeride kendilerine destek olacak kişiler devşirmeye yapılar kurmaya çalışıyorlar. Biz ülkemizin darbeler ve vesayet döneminin bittiğini söyledikçe bazıları hezeyanlara cevap veriyorlar. Allah’ın izni ve milletimizin ferasetiyle artık bu ülkede kimsenin vesayeti milli iradenin üzerine çıkarmaya gücü yetmeyecek. Oralardan belki umdukları sözleri duymaya devam edebilirler, ama bekledikleri somut desteği bulamazlar.

    MİLLETİMİZ BİZİ ANLADI, ÖNÜMÜZÜ AÇTI

    2023 hedeflerini ilk açıkladığımızda, birilerinin bizi müstesi bir ifadeyle süzdüğünü hatırlıyoruz. Biz sadece seçim kampanyasında kullanılıp sonra bir kenara bırakılacak bir slogan söylediğimizi sanıyorlardı. Milletimiz de bizi anladı. “Durmak yok, yola devam” diyerek önümüzü açtı. Şimdi 2023’e 3 yıl kaldı. Karşımıza çıkanlar, adeta rüzgar gülü gibi her gün başka şeyler söyleyip başka istikametlere yol açarken biz rotamızdan şaşmadık. Bir sonraki safhada 2053 vizyonumuzla milletimizin karşısına çıkacağız. Her alanda yürüyen bu hazırlıklar tamamlandığında inşallah önümüzdeki 30 yılın haritası elimizde olacak. Küresel düzeyde yaşanan yeniden yapılanma sürecinde ülkemizin hangi alanda yürüyeceğinin kararını bu çalışma ile belirleyeceğiz. Türkiye’nin bu güne kadar gerçekleştirdiği yapısal reformlar sadece çok daha büyük hamlelerin temeliydi. Her hal şart altında olduğu gibi bu hususta da baktığımız tek yer milletimizdir. 2023 yılında hem hedeflerimize ulaşmanın sevincini, hem de yeni vizyonumuzun millletimizle paylaşmanın heyecanını yaşayacağız.

    YÜZ YÜZE EĞİTİM GENİŞLİYOR

    Ulaşım araçları başta olmak üzere çok sayıda insanın bulunduğu mekanlar ve kapalı alanlarla etkin denetimler sürdürülecek. Temaslı kişilerin takibi çok daha sıkı şekilde yapılacak. Yerli aşılarda insan üzerinde denemelere 2 hafta içinde ulaşılacağı görülüyor. Hedefimiz önümüzdeki bahar aylarına kadar aşı meselesini çözmektir. Ortaokullarda 5. sınıflarda liselerde 9. sınıflarda yüz yüze eğitimi 2 Kasım itibariyle başlatıyoruz. Uzaktan eğitimin sürdüğü sınıflarla ilgili durumu gelişmelere bakarak en kısa sürede ilan edeceğiz. 17 Ekim BM tarafında yoksullukla mücadele gücü olarak ilan edilmiştir. Ülkemizde yoksullukla mücadele konusunda en kapsamlı programları biz hayata geçirdik. Türkiye, BM verilerinde artık yüksek insani gelişmişlik seviyesine sahip ülkeler arasında arasında yer alıyor.

    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE MÜJDE

    Üniversite gençliğine de müjde vermek istiyorum. Lisans seviyesindeki öğrenceler için kısa adı STAR olan stajyer araştırmacı burs programını başlatıyoruz. Ülkemizde ilk defa hayata geçen bu denli büyük projenin gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum.

  • Erdoğan’dan Macron’a sert tepki

    Erdoğan’dan Macron’a sert tepki

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam’ın yükselişinden rahatsız olanlar, bizzat kendilerinin sebep olduğu krizleri öne sürerek, dinimize saldırmaktadır. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un başını çektiği bu tür girişimlerin esas gayesi, İslam’la ve Müslümanlarla hesaplaşmaktır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca online olarak düzenlenen ‘İslam İşbirliği Teşkilatı’na Üye ve Gözlemci Ülkelerin Diyanet İşleri Bakanları/Başkanları/Başmüftüleri İstişare Toplantısı’nın açılışına video mesaj gönderdi. Dünyanın tamamını etkileyen koronavirüs salgını sebebiyle toplantının dijital platformlar vasıtasıyla gerçekleştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinden geçtiğimiz bu sancılı ve imtihanlarla dolu dönemde, Müslümanlar olarak birbirimizi daha fazla dinlememiz, daha sık fikir alışverişinde bulunmamız gerektiğine inanıyorum. Bu tarz toplantılar, birbirimizi daha iyi anlamamıza imkân vermenin yanı sıra meselelerimizi özgürce konuştuğumuz çok kıymetli platformlardır. Bilhassa inancımızda ‘Peygamberlerin varisleri’ olarak tavsif edilen siz âlimlerimizin bir araya gelmesi, görüş teatisinde bulunması çok önemlidir. Görüş ayrılıklarımızı bir yana bırakıp, çeşitli zeminlerde istişare kültürünü yaygınlaştırdığımız ölçüde sıkıntılarımıza çözüm üretebiliriz. Farklılıklarımızdan ziyade ortak noktalarımıza, ortak meselelerimize yoğunlaştığımız müddetçe sorunlarımızın üstesinden gelebiliriz” dedi.

    ​Müslümanların, ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır’ ikazına uygun şekilde safları sıkılaştırıp, birbirlerine kenetlendikleri sürece dünya ve ahiret saadetine kavuşabileceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerden omuzlarınızda taşıdığınız yükün ağırlığıyla mütenasip olarak, yolumuzu ve ufkumuzu aydınlatan, cihanşümul kardeşliğimizi güçlendiren kararlara imza atmanızı istirham ediyorum” diye konuştu.

    ‘BİZİM NE SÜNNİLİK NE DE ŞİİLİK DİYE BİR DİNİMİZ VARDIR’

    Erdoğan, Yemen’den Suriye’ye, Afganistan’dan Libya’ya birçok bölgede kan, gözyaşı ve istikrarsızlığın kol gezdiğini, asırlar boyunca insanlığa ışık tutan, ilim, hikmet ve barışla anılan kadim İslam beldelerinden bugün feryatların yükseldiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya genelinde her gün ortalama bin Müslüman kardeşimizi teröre veya şiddete kurban veriyoruz. Bilhassa ırkçılık, kavmiyetçilik, mezhepçilik ve terör fitnesi, İslam âlemini içeriden çökerten sorunlar haline gelmiştir. Ölenin de öldürenin de ‘Allah-ü ekber’ dediği bir tabloyu bizim kabul etmemiz, içimize sindirmemiz asla mümkün değildir. ‘Haksız yere bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmek’ olarak kabul eden bir dinin mensupları katliam yapmaz, yapamaz. Peygamber Efendimiz bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini tanımlarken ‘Müslüman, diğer Müslümanların dilinden ve elinden selamette olduğu kişidir’ diyerek, gayet net sınırlar çizmiştir. Şayet bugün Müslümanlar kardeş kavgasına tutuşmuşsa, bunun sebebi veda hutbesindeki ‘Benden sonra küfre ve sapkınlığa düşüp birbirinizin boynunu vurmayın’ emrine riayet edilmemesidir. Şayet bugün Müslümanlar Irak’tan Yemen’e etnik ve mezhep temelli kavgalarla tüm enerjilerini tüketiyorsa, bunun en büyük nedeni efendimizin ‘sıkı tutunun’ buyurduğu Kur’an ve Sünnetten uzaklaşmamızdır. Bizim ne Sünnilik ne de Şiilik diye bir dinimiz vardır, bizim dinimiz İslam’dır. Müslüman olmak, âlemlere rahmet olarak gönderilen kutlu Nebî’ye ümmet olmak bize şeref olarak yeter” diye konuştu.

    ‘EMPERYALİSTLERİN BİZİ BÖLMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’

    Allah’a kulluğun dışında bir paye arayanın büyük bir gaflet içinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz üstünlüğün malda, mülkte, ırkta değil; takvada olduğuna inanıyor, böyle iman ediyoruz. İslam toplumlarını içten içe kemiren bu fitnelerin ortadan kaldırılmasında, siyasilerle beraber özellikle siz âlimlerimize çok önemli görevler düşüyor. Bunun için öncelikle Allah’ın ipine sımsıkı sarılacak, fitneye düşmeyecek, kardeşliğimize asla halel getirmeyeceğiz. Emperyalistlerin bizi Şii-Sünni, siyah-beyaz, Türk, Kürt, Arap, Farisî diye bölmesine müsaade etmeyeceğiz. Birbirimizi etnik kimliğinden, kabilesinden, ırkından dolayı değil; sadece ve sadece Allah için, Allah’ın rızası için seveceğiz. Günlük siyasi tartışmaların ümmet bilincimizi gölgelemesine, aramızdaki kardeşlik hukukunu zedelemesine asla izin vermeyeceğiz” ifadesini kullandı.

    ‘PEK ÇOK PROBLEMİN GERİSİNDE İSLAM’IN DOĞRU BİLİNMEMESİ VARDIR’

    Kainatın boşluk kabul etmediğini, hak ve hakikatin geri çekildiği yeri hemen batılın işgal ettiğini belirten Erdoğan, özellikle dini konularda boşluğun sonunun dünya ve ahirette hüsran olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, “İnsanlar, dini alandaki susuzluklarını, sahih kaynaklardan gideremezlerse DEAŞ, FETÖ, El Şebab, Boko Haram gibi terör örgütlerinin, İslam’a mugayir sapkın yapıların pençesine düşeceklerdir. Bugün sosyal hayatta yüzleştiğimiz pek çok problemin gerisinde İslam’ın doğru bilinmemesi ve doğru anlaşılmaması vardır. Dinimizin cihanşümul ilkeleri ile hayatın gerçeklikleri arasında güçlü ve muhkem bir bağ kurulması bu bakımdan çok mühimdir. Ülkelerimizden başlayarak tüm dünyada sahih İslam anlayışının yayılması ve dinimizin hakiki mesajlarının duyurulması büyük önem arz ediyor. Yeni medya araçlarını kullanarak bu konuda hepimizin gayret sarf etmesi gerekiyor” dedi.

    ‘BU GİRİŞİMLERİN GAYESİ İSLAM İLE HESAPLAŞMAKTIR’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların içinde bulunduğu bu üzücü manzaranın emperyalistlere ve İslam düşmanlarına cesaret verdiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

    “İslam’ın yükselişinden rahatsız olanlar, bizzat kendilerinin sebep olduğu krizleri öne sürerek, dinimize saldırmaktadır. İslam ve Müslüman karşıtı söylemler, günümüzde batılı siyasetçilerin başarısızlıklarını örtmek için başvurdukları en kullanışlı aparatlardır. Yakın zamanda gündeme getirilen ‘Fransız İslam’ı, ‘Avrupa İslam’ı, ‘Avusturya İslam’ı gibi kavramlar, bunun en son örnekleridir. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un başını çektiği bu tür girişimlerin esas gayesi, İslam’la ve Müslümanlarla hesaplaşmaktır. ‘Aşırılıkla mücadele’ kisvesi altında terörle muadeleden ziyade; zulme tepki vermeyen, zalime ses çıkarmayan pasif, pısırık, korkak, iddiasız bir Müslüman vatandaş profili hedefleniyor. Dinin sadece evde yaşandığı; sokakta, iş yerinde, çarşıda, sosyal hayatta dine, dini prensiplere ve dini sembollere müsaade edilmediği İslam karşıtı bir sistem kurulmak isteniyor. Dinin devlet eliyle kontrol edildiği, baskı altına alındığı, çok daha vahimi biçimlendirilmeye çalışıldığı bu sistemin adı demokrasi değil, totaliterliktir. Hiçbirimizin, hiçbir Müslüman ülkenin böyle bir hadsizliğe rıza göstermesi mümkün değildir. Dışarıdan sistemli şekilde yürütülen saldırılar, içerden, bu saldırılara zemin hazırlatan hatalar, dinimizin ruhuna asla nüfuz edemeyecektir.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, dinin alanını genişletmek ya da daraltmak gibi özden uzak girişimler yerine, dinin özünü anlamaya ve idrak etmeye yönelmenin, yeni kapıların açılmasını muhakkak beraberinde getireceğini ifade etti. Ümmetin ve yeryüzünün umudu olarak gördüğü alim ve münevverlerin bu konuda da öncü bir rol üstleneceğine duyduğu inancı dile getiren Erdoğan, “Rabbim, bizleri Kur’an’ın ve Sünneti Seniyye’nin aydınlık yolundan ayırmasın diyor, sizleri bir kez daha selamların en güzeliyle selamlıyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.

  • Eğitim ve öğretimde istediğimiz ilerlemeyi sağlayamadık

    Eğitim ve öğretimde istediğimiz ilerlemeyi sağlayamadık

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Samimi bir muhasebeyle geçtiğimiz 18 yılda her alanda, tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı ama eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi açılış töreninde konuştu.

    Erdoğan, “Genç bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu layıkıyla hayata geçiremiyoruz” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    Samimi bir muhasebeyle geçtiğimiz 18 yılda her alanda, tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı ama eğitim ve öğretimde, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum.

    Bir şekilde önüne konan çerçevenin körü körüne fanatikliğini yapanın kendine de ülkesine de medeniyetine de hayrı olmaz.

    Dünyadaki hakim fikri anlayışın ve fiili düzenin sadece ardından giderek, kendimize çok daha ileri bir medeniyet inşa edemeyeceğimize inanıyoruz.

    Geçmişten bugüne yaşadığımız nice acıların, döktüğümüz nice gözyaşlarının, çektiğimiz nice sıkıntıların gerisinde, kuşaklar boyunca maruz kaldığımız bu fikri istila gerçeği vardır.

    Önceliğimizi aileden başlayarak eğitim öğretim hayatları boyunca evlatlarımızı hakkıyla yetiştirmek olarak değiştirmemiz şarttır.

    Siyasi bağımsızlığın da ekonomik bağımsızlığın da temelinde fikri bağımsızlık yatar.

    Ülke olarak kendimizi kontrolsüz bir batılılaşma fırtınasının içinde bulduk.

    İnşallah Türkiye fikir tartışma zenginliğini kendisi ve dostları için hayırlı bir inkişafla neticelendirecektir.

    Eğitim-öğretim görüyorlar ama çoğu alanda kendini geliştirmiş insan kapasitesine sahip değiliz.

    Kimsenin fikri iktidar arayışından rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışa herkesin katkı sağlamasını bekliyoruz.

    En haklı konularda bile dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Bize lazım olan ilhamını gelenekten alan yenilikçiliktir.

    Ne milletimizin, inancımızın birikimine sırtımızı döneceğiz ne de modern insanlığın sunduğu imkanlara.

    Yapmamız gerken kendi medeniyet birikimimize uygun nesiller yetiştirmektir.

    Topyekün bir eğitim öğretim reformu yapmamız gerekiyor.

  • Cumhurbaşkanı yeni müjdeyi bugün açıklayacak

    Cumhurbaşkanı yeni müjdeyi bugün açıklayacak

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Karadeniz’deki Fatih sondaj gemisini ziyaret edecek. Ziyarette Erdoğan’ın “yeni müjdeler geliyor” diyerek duyurduğu ek rezerv açıklanacak.

    Merakla beklenen Karadeniz’de ek rezerv açıklaması bugün yapılacak.

    Açıklamayı, Sakarya Gaz Sahası’nda (Tuna 1) faaliyetlerine devam eden Fatih sondaj gemisini ziyaret edecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapacak.

    Erdoğan geçtiğimiz çarşamba günü grup toplantısında “Yeni müjdeler geliyor cumartesi günü Fatih sondaj gemimize giderek hem çalışmaları görecek hem yeni rezerv miktarını açıklayacağız” ifadelerini kullanmıştı.

    Edinilen bilgilere göre Fatih gemisinin ilk kuyudaki sondaj çalışmaları tamamlandı ve rezerv miktarı arttı.

    21 Ağustos’ta Fatih sondaj gemisinin Karadeniz açıklarında 320 milyar metreküplük rezerv bulduğu açıklanmıştı. Gazın 2023 yılında kıyıya getirilip sisteme bağlanması bekleniyor.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere seslendi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere seslendi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Türkiye olarak tüm imkanlarımızla tüm kalbimizle dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanındayız ve yanında olacağız. İnşallah Karabağ işgalden kurtulana kadar bu mücadele sürecektir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreninde, gençlere seslendi. Erdoğan, “Gençlerimize her türlü desteği vermeye, katkıyı yapmaya, altyapıyı kurmaya hazırız. Maziden atiye kuracağımız köprünün en son ve en sağlam ayağı sizler olacaksınız. Türkiye’nin size, sizin enerjinize, gayretinize, cesaretinize, üretkenliğinize ihtiyacı var.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte toplu açılış törenine katılmak için Konya’ya geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve kent protokolü tarafından havalimanında karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazını Sultan Selim Camii’nde kıldı ardından caminin yanındaki Mevlana Müzesi’ni ziyaret etti. Erdoğan, daha sonra aralarında 421 bin 566 metrekare kapalı alana sahip 1250 yataklı Konya Şehir Hastanesi, lojistik merkezi ve çevre yolunun 1’inci etabının da olduğu projelerin toplu açılış törenine katıldı. Konya Şehir Hastanesi’nde yapılan törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu eşlik etti.

    Sağlık Bakanı Koca, Konya ve Ankara başta olmak üzere salgının artış gösterdiği illerde son 1 ayda düşüşler olduğunu söyledi. Bakan Koca, “Bildiğiniz gibi geçtiğimiz ay içinde başta Ankara ve Konya olmak üzere Anadolu’nun birçok yerinde hasta sayılarında önemli artışlar oldu.

    Son 1 aydır Anadolu’muzun çeşitli illerinde bölge değerlendirmeleri yaptık. Bütün sağlık teşkilatımız özveriyle uğraş verip bu gidişi durdurmayı başardı. Gördük ki alınan tedbirlerle hasta sayılarımız kısa sürede azalıyor. Bu da gösteriyor ki salgının üstesinden gelmek bizim elimizde. Bunu milletçe hep birlikte mücadele vererek başarabiliriz” dedi.

    ‘YATAKLARIN YÜZDE 44’Ü, YOĞUN BAKIMLARIN YÜZDE 65’İ DOLU’

    Türkiye genelindeki hastane doluluk oranlarını da açıklayan Bakan Koca, “Hasta sayısı son 3 hafta içinde yarıdan fazla azaldı. Bunu, hastanelerimizdeki yoğunluğun azalışından da anlamak mümkündür. Şu anda şehrimizde yatak doluluk oranımız yüzde 46, yoğun bakım yataklarımızın doluluk oranı yüzde 69, ventilatör doluluk oranımız yüzde 25. Türkiye genelinde de düşüşlerimiz devam ediyor. Yataklarımızın yüzde 44’ü, yoğun bakımlarımızın yüzde 65’i dolu. Sağlığa yapılan yatırımların, güçlü altyapımızın ve fedakarca çalışan sağlıkçılarımızın sayesinde salgınla mücadeleyi birçok ülkeden daha etkili yürüttüğümüze inanıyorum” diye konuştu.

    TÜRKİYE’Yİ KUŞATMA ALTINA ALMAYA ÇALIŞTILAR

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya Şehir Hastanesi’nin şehir hastaneleri arasındaki önemli projelerden biri olduğunu söyledi. Erdoğan, Konya Şehir Hastanesi’nin geçen ay 100 bine yakın kişiye hizmet verdiğini hatırlattı. Erdoğan, Türkiye’nin kuşatma altına alınmaya çalışıldığını belirterek, şunları söyledi:

    ”Dünyayı meşgul eden kriz alanlarının neredeyse tamamına yakını ülkemizin etrafından yer alıyor. Suriye’den Akdeniz’e ve Kafkaslar’a kadar uzanan kriz noktalarını birleştirdiğinizde ortaya çıkan bu tablo, Türkiye’nin açık bir şekilde kuşatma altına alınmaya çalışıldığıdır. Biz bu oyunu çok önceden gördük. Bir yandan ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini korurken diğer yandan bu kuşatmayı yaracak adımları birer birer hayata geçirdik. Sadece bununla birlikte kalmayıp, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ çıkışımızla küresel sistemi adeta bloke edenlere bunun o kadar kolay olmayacağı mesajını verdik. Önce ülkemizi dikkate almayarak, sözlerimize kulaklarını kapatarak, gayretlerimizi küçümseyerek, eski alışkanlıklarını sürdürmeye çalışanlar sonunda kazın ayağının öyle olmadığını gördüler. Bugüne kadar ne dediysek yaptık ne söylediysek arkasında durduk. Bu kararlı tutumumuz karşısında uluslararası toplumun tüm aktörleri, bölgesel ve küresel denklemlerde Türkiye’yi hesaba katmak zorunda kalmıştır. Artık hem sahada hem masada asli yerini olan bir ülke durumundayız. Elbette bunun bir bedeli olur. Kimi zaman terör örgütleriyle kimi zaman ekonomik tuzaklarla kimi zaman uluslararası baskılarla bizi yolumuzdan döndürmeye çalıştılar. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu yoldan dönmedik, dönmeyeceğiz. Hep söylediğimiz gibi başaramadılar, başaramayacaklar.”

    ‘8 BİN 200 KİLOMETREKARELİK ALANI KONTROL ALTINDA TUTUYORUZ’

    ”Sınırlarımıza dayanan vatan topraklarına gözlerini dikenlere cevabı mücadeleyi sınırlarımızın ötesine taşıyarak verdik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Bugün Suriye’de 8 bin 200 kilometrekarelik alanı kontrol altında tutuyoruz. Bunu keyiften yapmadık, zevkten yapmadık. Aslında sadece oralardan yapılacak saldırıları ta merkezinde kontrol altında almak için yaptık. Hala Suriye toprakları üzerinde terör adacıkları oluşturarak ülkemize tehdit hesabı yapanlar artık bu oyunun başarı şansının kalmadığını görmelidirler. Ülkemizde tehdit oluşan her yer bizim için hareket alanıdır. Benzer bir oyunu Akdeniz’de oynamak istediler. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti deniz sahasının ardından Libya ile vardığımız anlaşma sayesinde Doğu Akdeniz’in önemli bir bölümünü meşru faaliyet alanımız haline dönüştürdük. Bu haliyle Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gaz rezervi hem emeklerimizin karşılığını almayı hem de millet olarak moral bulmamızı sağladı. Doğu Akdeniz’deki tartışmalarda ülkemize kurusıkı tehditlerle içi boş şantajlarla geri attıramayanlar nihayet diyalog çağrılarımıza kulak vermek zorunda kaldı.”

    ‘KARABAĞ İŞGALDEN KURTULANA KADAR MÜCADELE SÜRECEK’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Azerbaycan’ın yanında olduklarını belirtip, ”Doğu Akdeniz’de sular durulmamışken bu defa Kafkasya’da kritik gelişmeler yaşanmaya başladı. Ermenistan, aşağılık katliamlarla işgal ettiği Karabağ sorunu çözülmemişken yeniden Azerbaycan topraklarına saldırdı. Ama bu defa kardeş Azerbaycan devleti hem kendi topraklarını savunmak ve hem işgal altındaki Karabağ’ı kurtarmak üzere büyük bir hareket başlattı. Şu ana kadar cephede başarıyla ilerleyen Azerbaycan ordusu pek çok yeri işgalden kurtardı. Türkiye olarak tüm imkanlarımızla tüm kalbimizle dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanındayız ve yanında olacağız. İnşallah Karabağ işgalden kurtulana kadar bu mücadele sürecektir” diye konuştu.

    Ekonomik gelişmelere de değinen Erdoğan, ”Salgının etkisiyle ikinci çeyrekte biraz durakladık. Şimdi üçüncü çeyrekle ilgili her gün güzel haberler alıyoruz. Dün eylül ayı ihracatımızın 16 milyar doların üzerine çıkarak xumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığı müjdesini milletimizle paylaştık. Bugün de otomotiv satışlarının 90 binin üzerine çıkarak yine tüm zamanların rekorunu kırdığını görüyoruz. Ayrıca organize sanayi bölgelerimizdeki elektrik tüketimi de geçtiğimiz ay yılın rekorunu kırdı” dedi.

    ERDOĞAN’DAN GENÇLERE ÇAĞRI

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreninde, Konya’ya son 18 yılda 60 milyarlık yatırım yapıldığını belirterek, bu yatırımları anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Son 18 yılda Konyalı çiftçilerimize 9,7 milyar liralık tarımsal destek verdik. Ama ana muhalefetin başındaki zat ‘Çiftçilerimize bir şey verilmiyor. Çiftçilerimiz yalnız kaldı’. İnsafın kurusun. Bizim ne yaptığımızdan senin haberin yok. Şöyle gel, bu yollardan dolaş, bak. Yüksek hızlı trende neler oluyor, Ankara- Konya arasında neler oluyor bir bak; ama işlerine gelmez. Sağ olsun Konya da toplamda 24,2 milyar liralık hayvansal ve bitkisel üretimle ülkemizin tarım başkenti olduğunu tescil etti” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisini güçlendirmek için gelecek yıl Konya’da Türkiye Silah Test Merkezi’nin kurulacağını belirtti. Gençlere seslenen Erdoğan, şöyle konuştu:

    ”Gençler, lütfen şimdiden ülkemizin 2053 vizyonunu şekillendirmek suretiyle çalışmaya başlayın. Sizlerin de gördüğü gibi zaman hızla akıp gidiyor. Göz açıp, kapayana kadar zaten 2023’e ulaşmış olacağız. Ülkemizin ondan sonraki rotasını, içini gençlerimizin dolduracağı 2053 vizyonu belirleyecek. Biz bu konuda gençlerimize her türlü desteği vermeye, katkıyı yapmaya, altyapıyı kurmaya hazırız. Maziden atiye kuracağımız köprünün en son ve en sağlam ayağı sizler olacaksınız. Türkiye’nin size, sizin enerjinize, gayretinize, cesaretinize, üretkenliğinize ihtiyacı var.”

    Erdoğan’ın konuşmasının ardından Konya Şehir Hastanesi ile diğer yatırımların açılışı yapıldı.