Etiket: Cumhurbaşkanı Erdoğan

  • Erdoğan, Milli Takımı tebrik etti

    Erdoğan, Milli Takımı tebrik etti

    UEFA 2024 Avrupa Şampiyonası’na (EURO 2024) katılmayı daha önce garantileyen A Milli Futbol Takımı, elemelerdeki son maçında Galler’le deplasmanda 1-1 berabere kalarak D Grubu’nu lider tamamladı. A Milli Takım’ın Galler ile oynadığı karşılaşmayı tribünden izleyen Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, maçın ardından milli takımı soyunma odasında ziyaret ederek, teknik heyet ve futbolcuları tebrik etti. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakan Osman Aşkın Bak’ın telefonu aracılığıyla Teknik Direktör Vincenzo Montella ve milli futbolcularla görüştü. Vincenzo Montella’yı kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tebrik ediyorum. Galler ile berabere kalarak Almanya’da düzenlenecek olan şampiyonaya grup lideri olarak gitme imkanı yakaladık. Almanya’da zaten kendi sahamızda oynayacağız. Almanya ile yaptığımız hazırlık maçında oradaki seyircilerimizin desteğiyle nasıl adeta kendi sahamızda oynar gibi oynadıysak, şimdi şampiyonluğa giderken de bu imkanı yakalayacağız” ifadelerini kullandı.

    Maçın ilk yarısında sakatlanarak oyundan çıkan Kaleci Uğurcan Çakır ile konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık durumunu sorduğu milli kaleciye, “Allah şifalar versin” diyerek geçmiş olsun dileklerini iletti. Milli Kaleci Altay Bayındır ile de görüşen ve kendisini tebrik eden Erdoğan, A Milli Takım’ın penaltıdan beraberlik golünü atan Yusuf Yazıcı için de “Gayet güzel bir şekilde köşeye topu bıraktı” dedi.
    Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ve milli futbolcuları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm arkadaşları gözlerinden öpüyorum. Yönetimi de ayrıca kutluyorum” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Batı’ya Gazze tepkisi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Batı’ya Gazze tepkisi

    Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Beştepe’de saat 15.20’de başlayan toplantı 3 saat sürdü. Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yaptı. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    “Kıbrıs’ta adil ve kalıcı çözüm irademizi muhafaza ediyoruz. Bunun yolunun da Kıbrıs Türklerinin eşit statüsünün teyit edilmesinden geçtiği kanaatindeyiz.  Ermenistan’ı kışkırtarak kendilerine rant devşirenler aslında en büyük zararı Ermenilere verdiler.

    “TOGG TESLİMATI 12 BİNE YAKIN”

    Togg’la küresel rekabetteki yerimizi aldık. ‘Türk araba yapamaz’ diyenleri, ‘Vatandaş bunu almaz’ diyenleri hüsrana uğrattık. Togg şimdiye kadar 12 bine yakın teslimat yaptı.

    “GAZZE’YE 800 TON YARDIM MALZEMESİ GÖNDERDİK”

    Türkiye olarak sınırlarımız içinde değil, yurt dışında da zulme uğrayanların yanındayız. AFAD, Kızılay, TİKA’yla ihtiyaç sahiplerinin imdadına koşuyoruz. Türkiye’nin soydaş topluluklara yönelik hassasiyeti zirveye bizim dönemimizde çıkmıştır. İsrail’in ahlaksız ve alçak saldırıları altında hayat mücadelesi veren Gazze halkına da bu anlayışla sahip çıkıyoruz. Toplam 800 tona varan insani yardım malzemesini bölgeye sevk ettik. İsrail, hastaneleri bombalayarak Gazzelilerin direniş azmini de kırmaya çalışıyor. Gazze’de bir vahşet, bin yıl önceki Haçlı işgalinde yaşananları aratmayan bir gaddarlık sergilenmektedir. İsrail yönetimi bir atışta iki ölü diyerek hamile kadınları doğmamış bebekleriyle katletmekle övünen bir cinnet halindedir.  Hastanelerle ilgili ortaya iddiaların safsata olduğu ortaya çıktı. Güya medeni dünya İsrail’in hastanelere saldırılarını sessizce seyretti.

    “88 HASTAYI ÜLKEMİZE GETİRDİK”

    Gazze’den toplam 88 hastayı ülkemize getirdik. Gazze’de mahsur kalan vatandaşlarımızın bir kısmının tahliyesini gerçekleştirdik. Diğerleri için çabamız sürüyor.

    “HEPSİNİN BORÇLARI VAR”

    İsrail işgal güçleri masumları katlediyor ama Avrupa’sından Amerika’sına hiçbir tepki dahi gelmiyor. Atom bombası atma tehdidi dahil modern savaç araçlarını kullanan İsrail insanlık vicdanı nezdinde de yargılanacaktır. İspanya gibi bir iki ülkeyi dışarıda bırakırsak Batılı kuruluşlar kulaklarını tıkadılar. Holokost utancu Avrupalı liderleri esir almış durumda. İsrail ateşkes çağrısı dahil her türlü tepkiyi antisemitizm parantezine alarak boğmaya çalışıyor. İsrail’in antisemitik yaftası vuramayacağı tek ülke Türkiye’dir. Bizim borcumuz yok onların hepsininin İsrail’e borçları var. İsrail nükleer silaha sahip olduğunu açıkca ikrar ediyor. Ama herhangi bir inceleme başlatılmıyor. Bugün İsrail’e ses çıkarmayanların yarın başka ülkelere söyleyecek hiçbir sözü olamaz. İsrail’in nükleer silahları meselesenini unutturulmasına izin vermeyeceğiz.

    Güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör koridorunu Suriye’nin kuzeyine yaptığımız harekatlarla parçaladık. Bölücü terör örgütünü palazlandırma girişimlerini yakından takip ediyoruz. ‘Bir gece ansınız gelebilriiz’ ikazımız bugün de geçerlidir.

    SELDEN ETKİLENENLERE DESTEK ÖDEMELERİ

    Türkiye olarak iklim değişikliğine bağlı olarak tüm dünya gibi biz de olumsuz etkileniyoruz. Ülkemizi son bir iki gündür etkileyen sağanak yağış ve fırtınalarda 9 vatandaşımız hayatını kaybetti, 52 vatandaşımız yaralandı. 11 kişi için kayıp ihbarında bulunuldu.

    Devletimiz afetzede kardeşlerimizin yanındadır. Zarar tespit çalışmalarımız hızla tamamladıktan sonra destek ödemelerini yapacağız”

  • Erdoğan’dan kritik diplomasi trafiği

    Erdoğan’dan kritik diplomasi trafiği

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gazze diplomasisini farklı ülkelere yapacağı ziyaretlerle arttıracak.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk ziyaretini Almanya’ya yapacak. Günü birlik yapılması planlanan ziyarette Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Başbakan Olaf Scholz ile bir araya gelecek. Erdoğan’ın Berlin’den Gazze’ye yönelik kritik mesajlar vermesi beklenirken ziyarette tek gündem maddesi Gazze olmayacak. Görüşmelerde Türkiye-Almanya ilişkileri ele alınacak. Özellikle savunma sanayiine ilişkin bazı kritik başlıkların masada olması beklentiler arasında yer alıyor.

    ALMANYA’DAN SONRA CEZAYİR

    Erdoğan’ın Almanya’dan sonraki adresi ise Cezayir. 21 Kasım’da Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun ile görüşmesi beklenen Erdoğan’ın gündeminde ilk başlık İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları olacak. Erdoğan’ın Cezayir’den barışın sağlanmasına yönelik önemli mesajlar vermesi bekleniyor.

    ANKARA’DA KRİTİK GÖRÜŞME

    Cumhurbaşkanı Erdoğan,, 28 Kasım’da ise önemli bir konuğu Ankara’da ağırlayacak. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirecek. Erdoğan ile Reisi bu ziyarette hem iki ülke ilişkilerini hem de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını değerlendirecek.

    ERDOĞAN, YUNANİSTAN’A GİDECEK

    Aralık ayında yapılması beklenen ilk ziyaretin ise Yunanistan’a olması bekleniyor.

    Erdoğan’ın Yunanistan Başbakanı ile bir araya geleceği ziyarette iki ülke ilişkileri masada olacak. Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Avrupa ve Türkiye’nin Gazze’deki çatışmaların tırmanmaması noktasında ortak çıkara sahip olduğunu açıklamıştı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Hasan Aksay’a ziyaret

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Hasan Aksay’a ziyaret

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Devlet Bakanı Hasan Aksay’ı tedavi gördüğü hastanede ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aksay’ı ziyaretinde çekilen fotoğraf, Erdoğan Dijital Medya hesabından paylaşıldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu şunu bil; gidicisin

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Netanyahu şunu bil; gidicisin

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri Açılış Töreni’nde konuştu.

    Erdoğan konuşmasında Gazze’ye yönelik saldırılarını sürdüren İsrail’in başbakanı Binyamin Netanyahu’ya tepki gösterdi.

    “SENİ DAHA FARKLI GÜNLER BEKLİYOR”

    İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Bebekler, kadınlar, yaşlılar bombalanıp öldürülüyor. Bunun hiçbir gerekçesi ve meşruiyeti yoktur.” şeklindeki açıklamasından rahatsız olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazzeli bebeklerin ahı seni affetmez. Seni daha farklı günler bekliyor.” dedi.

    Türkiye’nin Gazze’de saldırıların sonlanması için girişimlerini sürdüreceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, soğukkanlı ve basiretli adımlar atılacağını dile getirdi.

    “YERLEŞİMCİLERİN TERÖRİST İLAN EDİLMESİ, BANA GÖRE EN ÖNEMLİ MADDE”

    Erdoğan konuşmasında, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde alınan kararlara da değindi.

    Zirvede, İsrail’in işlediği savaş suçlarının takibinden, Gazze’ye yönelik insani yardımlara kadar birçok noktada önemli konuların ele alındığını söyleyen Erdoğan, imzalanan ortak bildirideki Yahudi yerleşimciler ayrıntısına dikkat çekti.

    Erdoğan, “Yerleşimcilerin terörist ilan edilmesi bu sonuç bildirgesinde bana göre en önemli maddeydi.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

    30 bini çocuk, 100 binden fazla insanımıza yuva olan Darülaceze bizim için gurur vesilesidir.

    Eğer finans kuruluşlarımız, bu işin arkasında olmasaydılar, biz burayı bu kadar kısa zamanda bitiremezdik.

    “HİÇBİR AYRIM YAPMADAN HİZMET GÖTÜRDÜK”

    Hiçbir ayrım yapmadan, tüm vatandaşlarımıza hizmet götürdük. Ülkemizin 81 vilayetinin tamamına, eserlerimizle mührümüzü vurduk. Dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara, milletimizin iyilik elini uzattık.

    Toplumun yıllarca en çok dışlanmış kesimlerinden başlayarak, herkesin refahını artırmaya çalıştık.

    Yaptığımız hiçbir işe, sağladığımız hiçbir imkana lütuf nazarıyla bakmadık. Tam tersi birer hak teslimi olarak gördük.

    Her ilde en az 1 merkez olacak şekilde, Türkiye genelinde 134 engelsiz gündüz yaşam merkezimiz çalışmalarını sürdürüyor. Daha bunun gibi birçok hizmet, proje ve desteğimiz var. Her ne kadar fildişi kulede yaşayanlar bilmese de, vatandaşlarımız bu hizmeti çok iyi biliyor.

    Türkiye, sosyal güvenlik şemsiyesinin kuşatıcılığı bakımından dünyanın en ileri ülkelerinden birisidir. İnşallah bundan sonra da kimsesizlerin kimi olmaya devam edeceğiz.

    Laf yerine hizmet ve icraat üreten anlayışımızın en güzel örneği, bugün açılışını yaptığımız şu güzide eserdir.

    “ÖRNEK BİR ESERİ ÜLKEMİZE KAZANDIRIYORUZ”

    6 Şubat’ta yaşadığımız depremler sebebiyle 5 aylık bir gecikme oldu. Deprem felaketine rağmen, projemizin inşa sürecini yakından takip ettik. Aile Bakanımıza gerekli talimatları vererek, tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bugün de açılışını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz.

    Tüm sosyal donatılarıyla her açıdan örnek bir eseri İstanbul ve ülkemize kazandırdığımızı görüyoruz.

    Bu projeye katılan tüm bağışçılarımıza özellikle teşekkür ediyorum.

    “NETANYAHU BU İYİ GÜNLERİN”

    Türkiye olarak nasıl kendi vatandaşlarımıza sahip çıkıyorsak, tüm mazlumlara kol kanat geriyoruz.

    Gazze’deki katliama karşı en güçlü tepkiyi verirken, yine insani açıdan konuya yaklaşıyoruz.

    Şimdi, bakıyorum Netanyahu kalkmış yanına iki bakanını alıyor, dün bir basın açıklaması yapıyor. Çok rahatsız olmuş.

    Fransa Devlet Başkanı Macron’un açıklamaları onu çok rahatsız etmiş.

    Ben ne dedim geçenlerde; “Ey Netanyahu şu an senin iyi günlerin…”

    Seni daha farklı günler bekliyor.

    O bebekler, o yavrular, o 3 yaşında, 5 yaşında kefene sarılmış çocuklar, o anneler… Bunların ahı seni iflah ettirmez.

    Netanyahu şunu bil; gidicisin.

    BİLDİRGEYE GÖRE YERLEŞİMCİLER TERÖRİST İLAN EDİLECEK

    Riyad’ta düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde Filistin halkı ile dayanışmamızı ortaya koyduk.

    İsrail’in işlediği savaş suçlarının takibinden, insani yardımların ulaştırılmasına kadar birçok konuda önemli konular alındı.

    Yerleşimcilerin terörist ilan edilmesi bu sonuç bildirgesinde bana göre en önemli maddeydi.

    Bu süreçte ateşkesin tesissi ve Gazze’deki katliamların sona ermesi için gayret göstermeye devam edeceğiz.

    Vicdan ve vizyon sahibi tüm ülkeleri temaslarımızı yoğunlaştıracağız. Geçmişinde hiçbir utanç lekesi bulunmayan bir ülke olarak, sorumluluklarımızın farkındayız.

    Soğukkanlı ve basiretli adımlarla, bunu yerine getirmeye çalışıyoruz.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gazze çağrısı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Gazze çağrısı

    İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenleniyor.

    Zirveye katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada bir konuşma yaptı.

    Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

    “Zirveye teşrif eden kardeşlerime teşekkür ediyorum. Toplantımızın Filistinli kardeşlerimizle birlikte tüm İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Filistin ile dayanışmamızı gösteriyoruz. Hastanelerin, okulların, mülteci kamplarının bombalandığı, sivillerin katledildiği, tarihte eşi benzeri görülmemiş barbarlıkla karşı karşıyayız.

    “İNTİKAMI KADIN VE ÇOCUKLARDAN ALIYORLAR”

    Hastanelerde cenazeleri sıra sıra dizilmiş çocuklar, evlatlarını arayan anneler babalar 36 gündür süregiden vahşedin şahididir. İsrail intikamını kadınlardan ve masum çocuklardan çıkarmaktadır. Vatanını savunan Filistinliler ile İsrail’i aynı kefeye koymamız mümkün değildir.

    “BATI’NIN SESSİZLİĞİ UTANÇ VERİCİ”

    BM’ye göre katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 70’i kadın ve çocuklar. Batılı ülkelerin Filistindeki katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir. Gazze’de 12 bin insan ölmüş, tamamı yıkılmış ama Batılı ülkeler ateşkes çağrısı bile yapmıyor.

    ABD ve Batılı ülkeler savunuculuğunu yaptığı değerleri İsrail’in ihtiraslarına kurban ettiler. Dünyanın dört bir köşesinde katliama karşı yükselen sesleri ümitvar buluyoruz. İsrail destekçilerinin bu sese kulak vermesini bekliyoruz.

    “ACİL OLAN ARA DEĞİL KALICI ATEŞKES”

    Çatışmaların durması ve insani yardım için gayret gösteren diğer ülkeleri de tebrik ediyorum. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralı tedavisi ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gelinen aşamada birinci öncelik ateşkesin sağlanması ve insani yardımların kesintisiz ulaştırılmasıdır. Acil olan birkaç saatlik ara değil kalıcı ateşkestir.

  • “Sesimizi ne zaman yükselteceğiz”

    “Sesimizi ne zaman yükselteceğiz”

    Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 16’ncı Zirvesi, Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te başladı.

    Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in ev sahipliğinde düzenlenen zirve öncesi liderler, aile fotoğrafı çektirdi.

    Burada çekilen aile fotoğrafında Erdoğan ve Mirziyoyev’in yanı sıra İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Pakistan geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Başbakanı Alihan İsmailov, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhamedov yer aldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Batılı ülkeler İsrail'in katliamını uzaktan seyrediyor - 1

     

    Aile fotoğrafının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarda bulundu.

    Batılı ülkelerin İsrail’in saldırılarına sessiz kaldığını dile getiren Erdoğan, “Batılı ateşkes çağrısı yapamayacak kadar acziyet içinde.” dedi.

    Öte yandan Erdoğan, 15 Kasım tarihinde Gazze için İstanbul’da uluslararası bir toplantı gerçekleşeceğini de açıkladı.

    Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    İSRAİL’İN GAZZE SALDIRISI

    Enerji ve gıda fiyatlarındaki aşırı yükselişin tetikleidği enflasyon son 60-70 yılın zirvesine çıkarak sıkıntıları daha da arttırdı. İşgal edilmiş Filistin topraklarındaki işgal hepimizin yüreğini yaraladı. 34. günü geride bıraktık.

    Şu an 11 bin çocuk, kadın öldürüldü dünya sessiz. Başta ABD, Batı hep birlikte sessizler.Batılı ülkelerin tam desteğini alan İsrail yönetimi insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsini çiğneyerek, okulları, camileri, kiliseleri, hastaneleri üniversiteleri bombalamaya devam ediyor.

    Batılı ateşkes çağrısı yapamayacak kadar acziyet içinde.

    İnsani ateşkesin sağlanması ve çatışmaların yayılmasının engellenmesi için diplomatik çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

    İSTANBUL’DA ULUSLARARASI TOPLANTI

    Gelişmeler, Müslümanlar olarak birliğimizi güçlendirmemiz gerektiğini bir kez daha bize göstermektedir. Bölgeye insani yardım ulaştırmak için yoğun şekilde çalışıyoruz. Bugüne kadar 230 tonu aşan 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini Mısırlı kardeşlerimizin de desteğiyle El-Ariş Havalimanı’na sevk ettik.

    15 Kasım tarihinde İstanbul’da devlet başkanları eşleri katılımıyla uluslararası bir toplantı gerçekleştirilecek.

    Gazzeli kardeşlerimiz için güçlü bir dayanışma sergilenecek. 500 milyonluk nüfusu ve 1,5 trilyon doları bulan toplam geliriyle Ekonomik İşbirliği Teşkilatı bu açıdan şüphesiz önemli bir konuma sahip.

    EİT olarak hep birlikte Müslümanlar olarak sesimizi bugün çıkartmayacaksak, yükseltmeyeceksek, ne zaman yükselteceğiz.

    Bölgeye insani yardım ulaştırmak için çalışıyoruz. Müslümanlar olarak birliğimizi güçlendirmeliyiz.

    “KALICI BARIŞ”

    Karabağ’da 30 yılı aşkın süre devam eden işgalin tamamen sona ermesiyle birlikte, bölgemizde kalıcı barışa bir adım daha yaklaştığımızı görüyoruz.

    Gayri hukuku uygulamalarla, haksız bir şekilde baskı ve izolasyon altında tutulan Kıbrıs Türklerinin seslerini duyurmak hepimizin sorumluluğudur.

    KAYNAK: NTV

  • “Netanyahu bizim için muhatap alınabilir biri değil”

    “Netanyahu bizim için muhatap alınabilir biri değil”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi 10. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Kazakistan’ın başkenti Astana dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Zirvede, yürütülen mevcut projelerin durumunu istişare ettiklerini söyleyen Erdoğan, yeni iş birliği alanlarının belirlenmesine dair kararlar aldıklarını belirterek, “Bölgemizin refahını artırmak üzere ekonomi, ticaret, karşılıklı yatırımlar, ulaştırma, enerji gibi alanlarda çalışmalarımızı sürdürmekte kararlıyız. Ulaştırma alanındaki yol haritamız, bölgesel ekonomik kalkınmanın önünü açarak, Türk dünyasının iktisadi ve sosyal entegrasyonunu hızlandıracaktır” diye konuştu.
    Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan insanlık dramını da zirve gündemine taşıdıklarını kaydeden Erdoğan, “Akan kanı durdurup, kalıcı barışa nasıl katkı sunabileceğimiz konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Kardeş devletler olarak, uluslararası alanda iş birliğimizi ve dayanışmamızı artırmak noktasında mutabık kaldık. Müteakip zirvenin 2024 yılında Kırgız Cumhuriyeti’nde gerçekleştirilmesini kararlaştırdık” dedi.
    Erdoğan, Kazakistan’da yaptıkları tüm görüşmelerin hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak, Türk dünyasının birliği ve dirliği için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.

    “Dünyanın umudu Türk devridir”

    Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasıyla beraber Türk devletleri arasında birliği ve dayanışmayı başlattıklarını hatırlatan Erdoğan, “Şu anda artık siyasi birlikteliğimiz hamd olsun mevcut. Askeri noktada en önemli dayanışmayı zaten malum Karabağ’da gösterdik. Karabağ dünyaya karşı bunun en büyük ispatı oldu. Yani bir devlet, bir millet böyle bir dayanışmayı arkasında görürse neticeyi de alabilir mesajı verildi. Karabağ’da da işte o netice alındı. Teşkilatımızın dinamizmi artık işlevsiz kalmaya başlayan küresel mekanizmaların boşluğunu kısa zamanda doldurma noktasında bizlere umut veriyor. Türk Devletleri Teşkilatı, uluslararası sistemdeki tıkanıklıkları açmak, etkin ve kalıcı çözümler üretmek için dünyanın yükselen gücü haline gelmektedir. Geleceği ve bugünkünden daha kapsayıcı, daha adil bir dünyayı inşa etmek için daha çok çalışacağız. Çünkü dünyanın umudu Türk Devridir” dedi.

    “Gazze’de Türkiye’nin garantör ülke olmasından daha tabii ne olabilir”

    Türkiye’nin Gazze’de yaşanan çatışmaların sona erme ihtimalinin ardından oluşabilecek bir uluslararası barış gücü gibi bir askeri oluşumun içinde yer alıp almayacağına ve garantörlük konusunun sorulması üzerine Erdoğan, şunları aktardı:
    “Garantörlük konusunu bu olaylar başladığı andan itibaren sürekli söyledik, söylüyoruz. Dedik ki; eğer Türkiye’ye bir garantörlük görevi düşerse biz görevi almaya hazırız, garantör ülke olabiliriz. Kıbrıs’ta, Yunanistan garantör ülke olabiliyor, İngiltere garantör ülke olabiliyor, Türkiye haliyle garantör ülke ise, Gazze’de neden benzeri bir yapı olmasın? Gazze’de Türkiye’nin garantör ülke olmasından daha tabii ne olabilir? Yani biz orada da garantör ülke rolünü üstlenebiliriz. Bunun şekli ne olur onu olaylar gösterir, onu zaman gösterir. Bunun güvenlik boyutu da olur, siyasi boyutu zaten olacaktır ve bütün bunlarla beraber tarihi ve kültürel boyutu da var zaten. Bu tarihi arka planın şekillendirdiği bir yapı söz konusu ve Türkiye olarak bizim başat bir rol üstlenmemiz gerekir. Bu da tarihle bugünü ve geleceği adeta şekillendiren bir gelişme olacaktır. Bakın saldırıların başlamasının üzerinden bir aya yakın zaman geçti. Şu anda gelişmeler işi biraz daha İsrail’in aleyhine doğru taşıyacak diye görüyoruz. İsrail bu acımasız adımı kendi gücüyle atmadı. Amerika dendiği zaman akla Amerika’nın kendisi gelmemeli. Amerika bana göre Batı’nın içerisinde değerlendirilmeli. Başta Amerika olmak bütün Batı şu anda İsrail’in yanında. Tüm bu yaşananlar bittiğinde bizler Gazze’nin 1967 sınırlarında, coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olarak, huzurlu bir bölge olmasını isteriz. Tüm çabamız artık insanların ölmediği, yerlerinden edilmediği, hastanelerinin, sokaklarının, okullarının, ibadethanelerinin bombalanmadığı huzurlu bir Gazze, huzurlu bir Filistin içindir. Bu sebeple bunu sağlayacak formülleri oluşturuyor ve dünyaya ilan ediyoruz. Oluşturulmaya çalışılan diğer formülleri de hakkaniyete uygunluk ilkesi çerçevesinde inceliyoruz. Görüştüğümüz tüm liderlerle bu konuları konuşuyor ve onlara bölgede adil ve kalıcı bir barış tesis edilmeden bölgeye huzur gelmeyeceğini anlatıyoruz. Bunun İsrail’in katliamlarına göz yuman ve kendi savundukları değerleri çiğnemeyi dahi göze alarak İsrail’in arkasında konumlanan devletler de farkında. Biz bölgeye huzuru ve barışı getirecek formülleri destekleriz. Filistinlilerin yaşamlarını daha da karartacak, onları tarih sahnesinden aşama aşama silecek planların ise destekçisi olmayız. Sivilleri gözlerini dahi kırpmadan öldüren, kundaktaki bebeklerin, hastanedeki yaralıların üzerine bomba yağdıran İsrail’i daha pervasız hale getirecek formüller bizim açımızdan çözüm değil çözümsüzlük kaynağıdır.”

    “İsrail çok yanlış bir adım attı, geleceğini kararttı diyebilirim”

    Erdoğan, “Sizin Gazze konusunda diplomasi trafiğiniz en başından beri sürüyor. En son konuşmanızda ‘İsrail’in durdurulması gerekiyor’ dediniz. Bunun için nasıl bir yol izlenmeli” sorusuna ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
    “Bu ay içerisinde Riyad’da İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi var. O zirveye katılacağız. Yine önümüzdeki hafta bir de Özbekistan ziyaretimiz olacak. Bunlar çok kritik zamanda kritik ziyaretler olarak önümüzde duruyor. Bu ay sonu İran Cumhurbaşkanı Sayın İbrahim Reisi gelecek, onunla görüşmemiz olacak. Bugüne kadar ben ve arkadaşlarım muhataplarımızla birçok görüşme yaptık. Doğudan batıya, kuzeyden güneye herkesle görüşüyor ve bu akan kanın durmasını sağlamaya çalışıyoruz. Görüşme trafiğimiz önümüzdeki günlerde de sürecek. İsrail’in hukuk tanımayan anlayışını dizginlemekte aciz kalan uluslararası toplum en başta kendi ilkelerini yok saymaktadır. Filistinlilerin maruz bırakıldıkları katliamı görmezden gelmeleri yetmezmiş gibi, İsrail ile kucaklaşma yarışına giriyor ve daha çok bebek öldürmeleri için onları cesaretlendiriyorlar. Vicdanlarını hapsettikleri zindanlar yarın onlar için utanç duvarları olacaktır. Daha önce göz yumdukları katliamlar hatırlatılınca boyun büken Batılı devletler Gazze katliamındaki tutumlarının utancının altında ezileceklerdir. Nerede adalet diye haykırıyoruz. Nerede barışı korumak üzere kurulmuş uluslararası kuruluşlar? Nerede insan hakları savunucuları? Devlet yöneticileri sussa da halklar susmuyor görüyorsunuz. Avrupa sokaklarında onca yasağa, onca engellemelere rağmen halklar adalet istiyor meydanlarda. Terör örgütlerinin militanlarına ifade özgürlüğü kılıfıyla son derece müsamahalı davranan kimi ülkeler, bir halkın sembolü Filistin bayrağını yasaklamaya dahi kalktılar. Neyse ki vicdan sahibi insanlar o yasaklara aldırış etmedi. Nasıl bir yol izleneceğine ilişkin konuya gelecek olursak. İsrail çok yanlış bir adım attı.

    Bu adımla aslında kendi geleceğini kararttı, diyebilirim. Bu sadece İsrail’i değil, İsrail’in dışındaki uzantılarını da rahatsız eden bir durum. Onun için yapılması gereken buradan geri adım atması ve bu işin durmasıdır. Tabii bu işin bir numaralı sorumlusu da İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ta kendisidir ve şu an itibarıyla İsrail’de Netanyahu aleyhinde konuşmalar başlamıştır. Onu dünya siyaseti de yargılıyor. En önemlisi de Birleşmiş Milletler’deki Gazze’de acil ateşkes talebi oylamasında, 121 ülkenin İsrail’in ve beraberindekilerin karşısında durması Oylamada sadece 45 ülke çekimser kaldı ve 14 ülke İsrail’den yana tavır takındı. Amerika’yı bir kenara koyarsanız, İsrail’in yanında kimse yok. Bu neyi gösteriyor, senin istediğin kadar silahın olsun, istediğin kadar paran olsun, yetmiyor. Birleşmiş Milletler’deki oylama bu açılardan çok çok önemliydi. Aslında bu oylama bir karnedir. Bu karnede İsrail sınıfta kalmış, geçer not alamamıştır. Bu oylamanın benzerleri bundan önce de oldu ama kimse İsrail’e bir şey yapamadı. Ben Filistin Mitingi’ndeki konuşmamda bir şey söyledim. İsrail’in insan hakları ihlallerini ve savaş suçlarını Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıyacak girişimlere destek vereceğimizi açıkladım. Bunun çalışmasını başta Dışişleri Bakanlığımız olmak üzere ilgili makamlarımız yürüteceklerdir. Küresel sistem ve uluslararası hukuk şimdi çetin bir sınavdadır. İsrail’i durdurulamazsa, yapılanların hesabı İsrail’e sorulamazsa insanların uluslararası hukuka da küresel sisteme de zaten azalan güveni yok olmaya yüz tutacaktır. Biz uluslararası hukuku işletmek için, savaş suçlarının cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız.”

    “İslam İşbirliği Teşkilatı Riyad Zirvesi’nde ateşkes için şartları zorlayacağız”

    İsrail ile Gazze arasında gerçekleştirilebilecek bir ateşkesin ilerleyişinin nasıl olacağına dair soru üzerine Erdoğan, ateşkes noktasında Birleşmiş Milletler (BM) üyesi devletlerin ikiye bölünmüş durumda olduğunu hatırlatarak, “BM oylamasındaki 121 ülke, ateşkesi bana göre sağlıklı olarak isteyenler. 45 ülke ise isteyelim mi istemeyelim mi noktasında duruyor. 14 ülke ise ateşkese hayır diyor. Dünyada böyle bir yapı söz konusu. Bu nedenlerle ben İslam İşbirliği Teşkilatı Riyad Zirvesi’ni çok önemsiyorum. Riyad’da biz ateşkes için hem yükleneceğiz hem de bu ateşkeste usul itibarıyla neler olması lazım, esasta neler olması lazım onun ön çalışmalarını yapacağız. Zirvede bu usul-esas konusunda sunumlarımızı yapacağız ve buna göre inşallah ateşkes için şartları zorlayacağız. Burada tabii özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin duruşu çok önemli. Bu ateşkes istediğini oylarıyla beyan eden 121 ülkenin içerisinden yanımıza çekeceğimiz ülkeler önemli. Bu adımla birlikte de ateşkesi zorlama bizim en önemli yolumuz olacak” dedi.

    “Artık dünya Filistinli çocukların çığlığını duymak zorundadır”

    Erdoğan, sürekli muhataplarıyla görüştüklerini, doğruyu ve adıl olanı anlattıklarını ve buna devam edeceklerini belirterek, “Filistinli çocuklar dünyanın diğer çocukları gibi huzur içinde yaşayabilsin diye mücadele ediyoruz. Onların daha güzel bir dünyada güvenlik endişesi duymadan yaşaması için çalışıyoruz. Artık dünya Filistinli çocukların çığlığını duymak zorundadır. O masumlara, o mazlumlara yardım elimizi uzatmak boynumuzun borcudur. İnsanlık görevidir bu. Kendi topraklarında hür biçimde ve huzur içinde yaşama isteklerini dünya görmezden gelemez. Biz o isteği hatırlatmaya, yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “Gazze’deki insani şartlar giderek ağırlaşıyor”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, bölgedeki çatışmalar nedeniyle faaliyetlerinin durduğunu açıkladığı Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesi’nden tahliye edilecek kanser ve ağır hastaların sürecine ilişkin soruyu cevaplayan Erdoğan, Mısır’a 10 uçak ayni yardım gönderdiklerini, ancak yardımların Gazze’ye her gün sınırlı bir şekilde ulaşabildiğini hatırlattı.
    Erdoğan, sınırlı sayıda tırların içeriye girebildiği, onların da girdiği ve dağıtıldığı yerlerin sürekli kontrol altında olduğunu aktararak, “Bölgeye giden arkadaşlarımız yaralıların tedavisi için neler yapılabilir bunun arayışı içinde. Gıdaların depolanmasında şu an bir sıkıntı yok, şu anda Gazze’ye giden miktara göre depolanan miktar fazlasıyla mevcut. Şu an önceliğimiz giden yardımların tümünün Gazze’ye ulaşması ancak İsrail buna izin vermiyor. Böyle bir sıkıntı da var. AFAD Başkanımızla görüştüm. Bugün yaptığım görüşmede sıkıntı hala devam ediyordu. Gazze’deki insani şartlar giderek ağırlaşıyor. Özellikle içme suyu problemi yaygın hastalıkların da ortaya çıkmasına sebep oluyor. Kanalizasyon problemi var. Bu kadar bombaya kanalizasyon dayanır mı? Gazze’de sağlık sistemini bilerek çökertmeye çalışan İsrail ve bu zulme göz yuman uluslararası toplum sivilleri, hastaları, bakıma muhtaç bebekleri ölüme terk ediyor” ifadelerini kullandı.

    “Biz Gazze’yi yalnız, çaresiz bırakmayacağız”

    “Biliyorsunuz bölgede elektrik yok, altyapı harap halde, hastaneler güvenli değil, tıbbi altyapı yetersiz. Hatta artık ameliyatların dahi hastaları uyuşturmadan yapılmak zorunda kalındığını biliyoruz” diyen Erdoğan, hastaların tedavisi için sahra hastanelerin kurulmasından gemi hastane göndermeye varıncaya kadar tüm hazırlıkları yaptıklarını dile getirerek, “Hatta yaralıların ve hastaların Türkiye’ye nakilleri konusunda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hem bölge ülkeleri ile hem de Dünya Sağlık Örgütü gibi kuruluşlarla da temas halindeyiz. Biz Gazze’yi yalnız, çaresiz bırakmayacağız. Mısır’a doktor dahil her türlü tıbbi ekipmanı gönderdik, daha göndereceklerimiz de bulunuyor. Yeter ki insani ateşkesi sağlayalım ve onu kalıcı ateşkese dönüştürebilelim” dedi.

    “Netanyahu hiçbir şekilde bizim için muhatap alınabilir biri değil artık, onu sildik attık”

    Erdoğan, “Bu savaşta da barışın sağlanması için bir rol üstlenir misiniz? Yoksa bu katliamlardan sonra İsrail sizin için konuşulur olmaktan çıktı mı? İsrail’le konuşur musunuz” sorusu üzerine şu açıklamalarda bulundu:
    “Benim şu anda bir temasım yok. MİT Başkanımız İbrahim Kalın İsrail tarafıyla görüşüyor. Tabii ki Filistin’le ve Hamas’la da görüşüyor. Şunu söyleyeyim, Netanyahu hiçbir şekilde bizim için muhatap alınabilir biri değil artık. Onu sildik attık. Bu konudaki kararı İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde yapacağımız görüşmelerle vereceğim. Oradaki havayı bir görelim. Ama bunun dışında bağları tamamen koparmak, hele hele uluslararası diplomaside öyle bir şey olmaz. Onun için gerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gerek Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve gerek diğer bakan arkadaşlarımla, diplomasinin bütün imkanlarını kullanıyoruz ve buna devam edeceğiz. Bizim temel amacımız İsrail-Filistin meselesinde nihai barışı tesis edebilmek. Bunun için girişimler yapıyor, formüller geliştiriyoruz ve buna da devam edeceğiz. Akan kanın durması, barışın tesisi için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Amacımız bölgemizi de ülkemizi de rahatlatacak kalıcı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmaktır. Bunu sağlamak için çağrılar yapıyoruz, mesela ilgili tüm tarafları bir konferansta buluşturmak istiyoruz.”

    “Avrupa Birliği bu dönem içerisinde çok garip, tutarsız rol oynadı”

    “Avrupa Birliği yönetimi İsrail-Filistin çatışmasını sonlandıracak bir barış konferansının yakında düzenlenebileceğini, ancak AB’nin bulunacağı böyle bir konferansta Hamas’a rol görmediklerini söylediler. Bununla ilgili değerlendirmeniz ne olur” sorusunu cevaplayan Erdoğan, şöyle konuştu:
    “Avrupa Birliği zaten bu dönem içerisinde çok garip, tutarsız rol oynadı. Adil bir yaklaşımı Avrupa Birliği ortaya koymadı, koyamadı. Ne İngiltere’si, ne Almanya’sı, ne İtalya’sı, ne Fransa’sı hiçbiri bu dönem içerisinde maalesef adil bir yaklaşım sergilemedi. Yani Avrupa Birliği’nden zaten böyle bir şey beklemek de mümkün değil. 50 yılı aşkın zamandır Türkiye gibi bir ülkeyi kapıda bekleten böyle bir oluşumdan başka ne bekleyebilirsiniz? Onun için her ne kadar biz adil bir dünya mümkündür diyorsak da konu Avrupa Birliği olduğunda adil tutum hiç mi hiç beklemeyelim. Çünkü dikkat edin şu anda İsrail’in yanında yer alan, aynı şekilde Rusya-Ukrayna savaşında diplomatik süreçlerin dışında kalan kim? Avrupa Birliği. Maalesef Avrupa Birliği’ne güvenimiz iyice sarsıldı. Avrupa Birliği yönetimi öncelikle uluslararası hukuka ve her fırsatta sözünü ettikleri evrensel değerlere güven meselesini iyice düşünmek durumundadır. Hastaneler vurulurken, mülteci kamplarında siviller öldürülürken, İsrail ibadethanelere, okullara, pazar yerlerine ölüm kusarken nerede olduklarını izah etmek durumundalar. İsrail’e ziyaretlerinde İsrail yönetimini uluslararası hukuka ve insan haklarına uymaya neden davet edemediklerinin hesabını temsil ettikleri halklara vermek durumundalar. Ben soruyorum Avrupa Birliği yönetiminin çözüm planı nedir? Barış konferansında sadece İsrail’in yer alması ve onun söylediklerinin çözüm diye dayatılması mı? Filistin topraklarının İsrail tarafından tamamen işgaline zemin hazırlayıp Filistin’in varlığına fiilen son vermek mi? Tarafların bir araya getirilmediği bir toplantının barışa hizmet etmesini düşünmek dahi yanlış olur. Zaman kuru gürültü zamanı değil, insan hayatını ve yaşama hakkını savunma zamanıdır.”

    “Avrupa’da çifte standardın, ilkesizliğin, hukuksuzluğun tarihi yazılıyor”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her seferinde insan haklarından, demokrasiden, özgürlükten, uluslararası hukuktan bahsedenler, uygar devletler, İsrail’in tutumuna ve barbarlığına karşı neden hala sessiz? Bu sessizliği siz neye yoruyorsunuz? Yıllardır aslında görüşmeleriniz sürüyor. Sizce Avrupa ve Amerika’nın İsrail’e karşı bir diyet borcu mu var?” sorusuna yönelik, “Şimdi cumartesi günkü konuşmamda hatırlarsanız bir ifadeyi seçerek kullandım. Neydi bu ifade? ‘Bunların tamamının İsrail’e borcu var. Ama Türkiye’nin İsrail’e borcu yoktur’. Bundan daha açık net ifade olmaz. Şimdi Almanya öde öde bitiremiyor borcu. Çok açık net. Diğerleri hakeza öyle. Oralarda hukukumuzun çok ileri olduğu bazı siyasiler, ‘bizim İsrail’e borcumuz var, açıkça biz bu borcu ödüyoruz’ diyorlar. İsim vermeyeceğim. Çok samimi olduğum bir Alman siyasetçi ‘borcumuz var’ diyor. Holokost var ya. Şimdi diyetini ödüyorlar. Avrupa’da çifte standardın, ilkesizliğin, hukuksuzluğun tarihi yazılıyor. Tarihte Yahudilere karşı yaptıklarının Avrupa ülkelerinin ayağını bağladığını, kendilerini inkar derecesine getirdiğini bugün görüyoruz. Sıra sıra dizilmiş bebek cesetlerini görmezden getiren nedir? Avrupa’yı Gazze’ye yağan bombaları göremeyecek kadar körleştiren nedir? Bu nasıl bir diyet borcudur ki o zaman yapılanları aratmayacak derecede çirkin, insanlık dışı katliamları yok saydırabiliyor? Yarın hiç istemeyiz ama Allah korusun bir Avrupa ülkesi benzer katliamlara sahne olsa Avrupa Birliği demek ki katliamı yapana borçlu olup olmadığına göre tavır takınacak. Biz tarihte Avrupa’nın göbeğinde Bosna’da, Srebrenitsa’da neler yaşandığını ve o zaman Avrupa ülkelerinin tıpkı bugün olduğu gibi nasıl sessiz kaldıklarını ve katliama göz yumduklarını çok iyi biliriz. O yüzden dedim, bizim kimseye diyet borcumuz yok. Geçmişimizde diyet borcu doğuracak utançlarımız yok. Dün nerede duruyorsak bugün de aynı yerde duruyoruz ve durmaya da devam edeceğiz” cevabını verdi.

    “Mazlumların sesine kulak veren milyonların haykırışları İsrail’e pes ettirecektir”

    “Başta İslam dünyası olmak üzere Rusya ve Çin bu savaşı durduracak güçte değil mi? Netanyahu’nun din ve medeniyet savaşı söylemine ne dersiniz?” sorusuna ilişkin Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
    “Şimdi tabii Netanyahu hangi Tevrat’tan bahsediyor, o önemli. Bizim için aslolan nedir? Sahih Tevrat’tır. Netanyahu’nun sahih Tevrat’la amel etmesi zaten mümkün değil. Çünkü kendisi sahih değil. Biz sahih olanla amel ederiz. On Emir’deki sayılanlar ile İsrail’in yaptıklarının alakası var mı? On emirden biri ‘öldürmeyeceksin’ demiyor mu? Ancak o çocukları öldürüyor. Bu zaten ona yetiyor. Kadınları öldürüyor, bu zaten ona yetiyor. Sadece şu On Emir, bunlar için yeter de artar bile. Adam kalkıyor, Tevrat’tan bahsediyor, diğer gün İncil’den bahsediyor. Senin yaptığının ne İncil’le ne Tevrat’la alakası var. Bunu ne İncil kabul eder, ne Tevrat kabul eder, ne Zebur kabul eder. Zaten Kur’an-ı Kerim şu anda hayatta olan en hakiki ve hiç bozulmamış tek kaynak. Onun için de bizim bu işin üzerine böyle varmamız, böyle gitmemiz lazım. İsrail’in barbarlığının sadece Tevrat’ta değil, hiçbir inançta yerinin olmadığının insanlara anlatılmasına ihtiyaç var. Netanyahu, İsrail halkının da tepkisini çeken, vatandaşlarının desteğini yitirmiş biri. Tevrat’tan alıntı yaparak, dini terimler kullanarak yaptıkları katliamlara destek bulmak istiyor. Bu kişinin yaptığı tamamen halkla ilişkiler çalışması, popülist bir yaklaşım. İsrail yönetimi sistematik olarak Filistinlilerin evlerini, sokaklarını, iş yerlerini, yaşam alanlarını gasp etmektedir. Onlara hayat hakkı tanımayan uygulamalara imza atılmaktadır. Adına yerleşimci denilen işgalcileri Filistinlilerin yuvalarına yerleştirme yöntemi ile işgal yaygınlaştırılmıştır. İsrail ordusunun işlediği savaş suçlarını dini beyanlara meşrulaştırmak istiyorlar. Sağduyulu, savaşın kazananı olmayacağına inanan Yahudilerin eleştirilerini bu yolla bertaraf etme çabasındalar. Bu savaşı bitirmeye devletlerin gücü tabii ki yeterlidir ancak bu savaşı halkların vicdanı sona erdirecektir. Mazlumların sesine kulak veren milyonların haykırışları İsrail’e pes ettirecektir.”

    “PKK terör örgütünün İsveç’teki faaliyetleriyle ilgili maalesef şu ana kadar alınmış herhangi bir tedbir yok”

    Erdoğan, “İsveç’in NATO’ya üyelik protokolü Meclis’e getirildi. Aynı zamanda İsveç’in taahhütlerini yerine getirip getirmediğine dair zaman zaman değerlendirmeleriniz oldu. Türkiye’nin beklentileri yerine getirildi mi? Aynı zamanda ABD ile devam eden F-16 görüşmelerinde son durum nedir?” sorusuna ilişkin şunları ifade etti:
    “Bizim beklentilerimizin içerisinde en önemli olan PKK terör örgütünün Stockholm caddelerinde yaptığı gösterilerdi. Bunu Sayın Başbakan ile konuştuk. Türkiye’ye İsveç’ten silah ihracının önünü açtıklarını da bizlere söylediler. O konularda bu adımları attıkları doğru. Ama PKK terör örgütünün İsveç’teki faaliyetleriyle ilgili maalesef şu ana kadar alınmış herhangi bir tedbir yok. Atılan bir adım yok. Bizim görevimiz ilk etapta bu işi parlamentoya sevk etmekti, yaptık. Şimdi parlamentoda arkadaşlarımız Cumhur İttifakı olarak biz, orada çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Geçen gün NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bana bir ufak teşekkür mesajı gönderdi. O da bu çalışmaları yakından takip ediyor. Benim bu işi Meclis’e gönderme adımımı olumlu bir adım olarak gördüğünü söylüyor. Ben de kendisine haber gönderdim. Dedim bundan sonrası parlamentoya ait. Amerika’nın Temsilciler Meclisi, senatosu varsa bizim de Meclisimiz var. Meclisimiz bunu nasıl yorumlayacak, nasıl bunun müzakeresini yapacak göreceğiz. Şu anda biliyorsunuz Bütçe dönemi geldi. Meclis yoğun bir şekilde bütçeye ağırlığını verecek. Bütçe komisyonda falan tartışması yapıldı ama şimdi Genel Kurul’a geliyor. Genel Kurul çalışmaları bizim bütçede öyle kısa geçmiyor. Fakat biz mümkün olduğunca işi kolay kılmaya çalışacağız. Bu noktada elimizden gelen olumlu gayreti göstermeye çalışacağız. Yeter ki karşımızdakiler bize olumlu yaklaşsınlar.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tokayev’e TOGG hediye etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tokayev’e TOGG hediye etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleştirilen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları Konseyi 10’uncu Zirvesi’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Kazakistanlı mevkidaşı Kasım Cömert Tokayev’in zirvede yer alan liderler onuruna Ak Orda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda verdiği yemeğe katıldı.

    Erdoğan zirvenin ardından ev sahibi Tokayev’e Türkiye’nin yerli otomobili TOGG hediye etti. Astana’daki temaslarını tamamlayan Erdoğan, Tokayev tarafından uğurlanarak Türkiye’ye hareket etti.

  • “Benzeri görülmemiş bir insanlık dramı yaşanıyor”

    “Benzeri görülmemiş bir insanlık dramı yaşanıyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in ev sahipliğinde Ak Orda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, “Türk Devri” temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 10. Zirvesi’nde konuşma gerçekleştirdi.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, Kazakistan’ın Karaganda bölgesindeki kömür madeninde meydana gelen kazada hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına ve Kazak halkına başsağlığı dileyerek başladı. Dönem başkanlığını devreden Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’e teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dönem başkanlığını devralan Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’e başarılar diledi, Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in “Türk Dünyası Ali Nişanı”yla taltif edileceğini söyledi.

    “Ermenistan’ın yükümlülüklerini yerine getirmesi mühimdir”

    Küresel sınamalarla mücadelelerde en önemli gücün, Türk dünyasının birlik, beraberlik ve dayanışması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu hakikati, son dönemde karşılaştığımız pek çok hadisede gördük, görüyoruz. Can Azerbaycan vatan muharebesinin ardından Karabağ’da 30 yıldır süregelen işgale son verdi. Bu tarihi başarıdan büyük bir gurur ve sevinç duyuyoruz. Böylece bölgemizde kalıcı barışa bir adım daha yaklaşmış olduk. Açılan fırsat penceresinin değerlendirilmesi en büyük arzumuzdur. Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi mühimdir. Azerbaycan’ın batı bölgeleriyle Nahçıvan’ı birbirine bağlayacak ulaştırma hattının hayata geçirilmesi de büyük önem taşıyor. Hattın açılması, tüm bölge ülkelerinin refahına ciddi katkı sağlayacağı gibi Türkiye’yi de ata yurdumuz olan Orta Asya’ya bağlayacaktır. Bu sürecin başarıyla tamamlanması için Türk dünyası olarak Azerbaycan’a olan desteğimizi sürdürmeliyiz” dedi.

    “Filistin’de masum çocuklar acımasızca katlediliyor”

    Türk kültür ve medeniyetinin adaleti gözetmeyi, mazlumun elinden tutmayı, haksızlıklar karşısında susmamayı tavsiye ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’de tüm dünyanın gözleri önünde benzeri görülmemiş bir insanlık dramı yaşanıyor. Hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, mülteci kampları bombalanıyor. Masum çocuklar acımasızca katlediliyor. 7 Ekim’den beri şahit olduklarımızı mazur gösterecek, bu vahşeti anlatacak hiçbir kavram yoktur. Açık ve net söylemek gerekirse Gazze’de tam 28 gündür insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu kriz ilk patlak verdiği andan itibaren Türkiye olarak ilkeli ve insani bir duruş benimsedik. Sivillere karşı eylemleri tasvip etmediğimizi her fırsatta söyledik, söylüyoruz. Önceliğimiz insani ateşkesin süratle tesis edilmesidir. Müslüman, Hristiyan veya Yahudi fark etmeksizin herkesin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalar üzerinde de çalışıyoruz. Uluslararası Barış Konferansı için zemin oluşturma çabalarımız sürüyor. Şimdiye kadar 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini bölgeye sevk ettik. Sahada şartlar el verdikçe yenilerini göndermeye devam edeceğiz. Türk dünyası olarak birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz, önce ateşkese, sonrasında da kalıcı barışa giden yolu kolaylaştıracaktır. Türk Devletleri Teşkilatı olarak sergileyeceğimiz duruş da diğer kuruluşlara örnek teşkil edecektir” şeklinde konuştu.

    “Türkiye olarak adil barışın tesisi yönündeki gayretlerimizi sürdüreceğiz”

    Rusya-Ukrayna Savaşı’nın enerji, gıda ve ulaştırma gibi alanlardaki yansımalarının tüm dünyayı olumsuz etkilediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak adil barışın tesisi yönündeki gayretlerimizi sürdüreceğiz. Afganistan’da sürdürülebilir barışın ve istikrarın tesisi, Orta Asya’nın ötesinde tüm kıtada kalıcı güvenlik ve refaha hizmet edecektir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri olarak Afganistan’daki mevcut yönetime eş güdüm içinde verilecek mesajların önemli olduğunu söyledi.
    Türk Devletleri Teşkilatı’nın 6 Şubat depremlerinin akabinde sergilediği dayanışmayı Türkiye’nin unutmasının mümkün olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “16 Mart’ta Ankara’da düzenlediğimiz olağanüstü zirvede tüm dünya bu dayanışmaya şahit olmuştur. Ankara’da aldığımız kararla Türk Devletleri Teşkilatı Sivil Koruma Mekanizması’nın kurulması için önemli bir adım atmıştık. Gerekli süreçleri bir an önce tamamlayarak mekanizmanın hayata geçirilmesinde fayda görüyoruz” ifadelerini kullandı.
    Türkiye’nin, teşkilatın bugüne kadar elde ettiği başarıların devamı için gayretlerini sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nahçıvan Anlaşması’nda değişiklik yapılmasına ilişkin protokol, Meclisimiz tarafından Türk Devletleri İş Birliği Günü olan 3 Ekim’de kabul edildi. 1 Kasım itibarıyla protokolün iç onay sürecini tamamladık. Tüm üye ülkeleri, protokolün bir an evvel hayata geçirilmesi için gerekli adımları atmaya davet ediyorum. Başta ticaret ve ekonomi, enerji ve ulaştırma olmak üzere muhtelif iş birliği alanlarında mevcut potansiyelimiz, bize çok daha fazlasını vadediyor” diye konuştu.

    “Ülkelerimiz arasındaki ulaştırma ağlarını geliştirme hedefine özellikle eğilmeliyiz”

    Ankara’daki Olağanüstü Zirve’de kuruluş anlaşması imzalanan İstanbul merkezli Türk Yatırım Fonunun faaliyetlerine bir an evvel başlamasını istediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bununla ilgili anlaşma da önceki gün Parlamentomuzda kabul edildi. Mega enerji ve ulaşım altyapısı projeleri, Türk devletleri arasında her zaman temel ve önemli bir iş birliği alanı oldu. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı ve Trans Anadolu Boru Hattı bunun somut örnekleridir” diye konuştu.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazar doğal gazının Türkiye’ye ve Avrupa’ya taşınmasının hem Türk devletlerinin refahı hem de Avrupa’nın enerji güvenliğine katkı yapacağını belirterek, “Ülkelerimiz arasındaki ulaştırma ağlarını geliştirme hedefine de özellikle eğilmeliyiz. Bu anlayışla Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridoru’nu etkinleştirme gayretlerimizi sürdürüyoruz. Ulaşım ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, ulaşım ağlarının zenginleştirilmesi, sınır geçişlerinin ve vize işlemlerinin kolaylaştırılması noktasında iş birliğimizi güçlendirmeliyiz” dedi.

    “Birlik ve beraberliğimizin güçlenmesi için dil birliğinin önemi aşikardır”

    Semerkant Zirvesi’nde imzalanan Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşması ve Ulaştırma Bağlantısallık Programı’nın önemli katkılar sağladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Bugün de 2023-2027 yıllarına ait Ulaştırma Ortak Eylem Planı’nı imzalayarak yeni dönem yol haritamızı belirlemiş olacağız. Tüm bu alanların yanında ortak dil, kültür ve tarihe dayalı beşeri ilişkilerimizi geliştirmek amacıyla yükseköğretim alanındaki iş birliğimizi kuvvetlendirmeye yönelik çabalarımız da sürüyor. Özellikle birlik ve beraberliğimizin güçlenmesi için dil birliğinin önemi aşikârdır. Bunun ilk adımı, alfabe birliğinin sağlanmasıdır. Bu konuda başkanların desteği çok çok önemlidir. Yükseköğretim Kurulumuzun sekreteryamıza ilettiği önerilerin siz kıymetli kardeşlerim tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine inanıyorum”.

    “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni gözlemci üye statüsüyle aramızda göreceğimize inanıyorum”

    Aile Meclisinin geçtiğimiz yılki Semerkant Zirvesi’nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne oy birliğiyle gözlemci üye statüsü vererek tarihi bir karara imza attığını ifade eden Erdoğan, “Sizlere bu kararın alınmasında sağladığınız destek nedeniyle bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu kararla Türk dünyası, tecrit edildikleri hâlde öz vatanından vazgeçmeyen Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadıklarını herkese göstermişti. Büyük Türk ailesinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkleriyle dayanışma içinde hareket etmek hepimizin yükümlülüğüdür. Müteakip zirvemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni karar verdiğimiz şekilde gözlemci üye statüsüyle aramızda göreceğimize inanıyorum. Bu konuda sizlerin dirayetli liderliğinize güveniyorum. Bu vesileyle gözlemci üyemiz Türkmenistan’ı da Aile Meclisimizde tam üye olarak görmek istediğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum” diye konuştu.

    “Önümüzdeki dönemi Türk devri yapmak için omuz omuza çalışacağız”

    “Birliğimiz gücümüzdür” şiarıyla Türk dünyasını her alanda kuvvetli kılmayı, farklı meydan okumaları karşısında daha dirençli ve dayanıklı hâle getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Liderler olarak birlik ve beraberlik içinde güçlü bir Türk dünyası tasavvuruyla Türk dünyası bayrağını taşıyan gönüllere yol göstermeliyiz. Bu sene 100. yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm Türk dünyasının barışı, refahı ve güvenliği yönünde adımlar atmayı sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu teşkilatımıza da teşmil ederek önümüzdeki dönemi inşallah Türk devri yapmak için omuz omuza çalışacağız” diye konuştu.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda ev sahibi Kazakistan ve Cumhurbaşkanı Tokayev olmak üzere zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek, istişarelerin ve alınacak kararların başta ülkeler ve Türk dünyası olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi.