Etiket: Cumhurbaşkanı Erdoğan

  • Cumhuriyet tarihinin ilk kilisesi törenle açıldı

    Cumhuriyet tarihinin ilk kilisesi törenle açıldı

    umhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilköy’deki Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin açılış törenindeki konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı.

    Açılışı yapılan kilisenin temelinin 2019’da kendisinin de katıldığı törenle atıldığına vurgu yapan Erdoğan, kilisenin Süryani cemaatine hayırlı uğurlu olmasını dilerken, inşasında emeği geçenleri tebrik etti.

    “CEMAAT VAKIFLARININ TAŞINMAZ MAL EDİNEBİLMELERİNE İMKAN SAĞLADIK”

    Erdoğan, 85 milyonun her bir ferdi gibi Süryani toplumunun ihtiyaçlarını karşılamayı da devletin asli görevi addettiğini belirterek, şöyle konuştu:

    “Özellikle Yeşilköy’de ibadethane konusunda Süryani vatandaşlarımızın bizden geçmişi 14 yıla kadar uzanan bir talebi vardı. Başbakanlığımız döneminde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız rahmetli Kadir Topbaş’la birlikte bu süreci başlattık. Süryani cemaatinin yöneticileriyle eş güdüm içinde çalışarak uygun yer tespitinden arsanın tahsisiyle ilgili idari düzenlemelerin halledilmesine kadar gerekli adımların atılmasını sağladık. Sürecin kesintiye uğramaması ve süratle neticelenmesi noktasında Vatikan nezdinde de girişimlerde bulunarak 3 Ağustos 2019 tarihinde kilisenin temelini attık. İlk günden itibaren bizzat takip ettiğimiz, karşılaşılan sıkıntıların çözülmesi yolunda güçlü irade gösterdiğimiz kilisenin bugün açılışını yapmanın sevincini yaşıyoruz. Devletimizin desteği, Süryani toplumunun da maddi katkısıyla inşa edilen kilisenin sizlere, Süryani vatandaşlarımıza ve şehrimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.”

    “1084 TAŞINMAZIN CEMAAT VAKIFLARI ASINA TESCİLİ TAMAMLANDI”

    Cumhuriyet tarihinde inşa edilen ilk kilise olan Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin 2002’den beri din ve inanç özgürlüğü alanında hayata geçirilen reform niteliğindeki birçok çalışmadan sadece birisi olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Yasal değişikliklerle cemaat vakıflarının taşınmaz mal edinebilmelerine ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunabilmelerine imkan sağladık. Taşınmaz malların vakıf adına tescili için gereken Bakanlar Kurulu izni şartını kaldırdık. Daha önce el konulmuş cemaat, vakıf mallarının iadesini, üçüncü şahıslara geçenlerin ise bedelinin ödenmesini temin ettik. Bugüne kadar 113’ü Süryani cemaati olmak üzere toplam 1084 taşınmazın cemaat vakıfları adına tescili tamamlandı. Beyoğlu Merkez Rum Kız Mektebi Vakfı, İzmir Musevi Cemaati Vakfı, Surp Haç Tıbrevank Ermeni Lisesi Vakfı, Beyoğlu Sakızağacı Ermeni Katolik Kilisesi gibi vakıfların tüzel kişilikleri vakıf kütüğüne kaydedildi.”

    Türkiye’de azınlıklara ait toplam 58 okul bulunduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
    “2013 yılında Süryanilerin de anaokulu açmasını temin ettik. Aynı şekilde yine bu bölgede talep edilen bir okul konusunu da İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya Bey’in bugün verdiği bir müjdeyle inşallah yaklaşık iki dönüme yakın bir arazinin tahsisiyle o adımı da atmış olacağız. Bu okulları, devletimizin resmi okullarından ayrı tutmuyoruz. Ücretsiz kitaplardan diğer teşviklere kadar her türlü desteği kendilerine sunuyoruz. Ayrıca uzunca bir süredir yapılamayan vakıf seçimleri, çıkarılan yönetmelik sayesinde başarılı bir şekilde kısa sürede gerçekleştirildi. Yeni yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle 6 ay içinde 167 azınlık vakfının seçimleri suhuletle tamamlandı. Daha burada saymaya kalksak uzun zaman olacak; nice adımı, reformu ve çalışmayı, hürriyeti siz vatandaşlarımızın istifadesine sunduk. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bundan sonra da her türlü ihtiyacınızda sizlerin yanında olmayı sürdüreceğim. Ortak devletimiz ve vatanımız olan Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlenmesi, büyümesi, dünyada hak ettiği yere gelmesi için sizlerin de gereken desteği vereceğinize inanıyorum. Türkiye Yüzyılı’nın inşasında sizlerin destek ve katkısına güveniyorum.”

    “ADI, İNANCI, MENSUBİYETİ NE OLURSA OLSUN ZALİMİN KARŞISINDA MAZLUMUN YANINDA DURMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın pek çok yerinde acılar, zulümler, haksızlıklar, çatışmalar yaşanırken burada sergilenen hoşgörü tablosunu çok anlamlı ve değerli bulduğunu kaydetti.

    Türkiye’nin farklı kültürleri ve inanç mensuplarını asırlar boyunca barış içinde yaşatmış örnek bir birikime sahip olduğunu söyleyen Erdoğan, insanı, yaratılmışların en şereflisi gören İslam inancının, her zaman adil olmayı ve hakkaniyetle davranmayı emrettiğini vurguladı.

    Aynı şekilde medeniyetlerinde mazlumun da zalimin de kimliğine bakılmadığını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Adı, inancı, mensubiyeti ne olursa olsun zalimin karşısında mazlumun yanında durmak bizim görevimizdir. Ahmet Yesevi’den Yunus Emre’ye, Mevlana’dan Hacı Bektaş-ı Veli’ye kadar tüm gönül sultanlarımızın, manevi rehberlerimizin bize telkini de bu yöndedir. Ancak son dönemde İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı başta olmak üzere doğrudan insana yönelik nefret suçlarının arttığını görüyoruz. Kur’an-ı Kerim’i yakan fanatiklerin alçakça saldırılarına, düşünce hürriyeti denilerek maalesef göz yumuluyor. Büyükelçiliklerimizin önünde milyarlarca Müslümanı rencide ve tahrik eden bu saldırıların gerçekleştirilmesine müsaade ediliyor. Müslümanlarla birlikte akıl, izan ve vicdan sahibi diğer inanç gruplarının da bu nefret suçları karşısında verdiği tepki yok sayılıyor. Günden güne büyüyen, kimi ülkelerde artık tahammül sınırlarını aşan bu saldırılara yenilerinin eklenmesini asla kabul edemeyiz. Hangi bahaneyle olursa olsun, insanların kutsallarına saldırılmasına müsaade edenleri anlayışla karşılamamız mümkün değildir. Nefret suçlarına göz yumanlar, farklı kültürlerin bir arada barış içinde yaşama iradesini de ne yazık ki dinamitlemektedir. Asırlardır çeşitli inanç mensuplarına ev sahipliği yapan Türkiye, İslam ve yabancı düşmanı akımlarla mücadelede de öncü rol üstlenmektedir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere üyesi olduğumuz tüm uluslararası platformlarda bu tehlikeye dikkat çekiyor, insanların kutsallarına yönelik eylemleri reddettiğimizi güçlü bir şekilde dile getiriyoruz.”

    Musevisi ve Hristiyanı ile Türkiye’deki tüm cemaatlerin bu konuda kararlı bir tavır takındığını görmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, İstanbul Süryani Kadim Vakfına Kur’an-ı Kerim’i ve Müslümanları hedef alan nefret suçları karşısında verdikleri tepki için teşekkür etti.

    SAİT SUSİN: TARİHİ BİR GÜN YAŞIYORUZ

    Yeşilköy’deki kilisenin açılış töreninde konuşan İstanbul Süryani Kadim Vakfı Başkanı Sait Susin, tarihi bir gün yaşadıklarını, Cumhuriyet’in yüzüncü yılında ülkeye, İstanbul’a yakışan bir kilise yapma çalışmalarının sonuna geldiklerini belirtti.

    İstanbul Tarlabaşı’nda mülkiyetlerindeki tek kilisenin cemaatlerinin ihtiyacını karşılamaktan çok uzak olduğunu dile getiren Susin, yedi ayrı kilisede ayinlerini yapmak zorunda kaldıklarını, zaman yetersizliği ve ritüellerin farklı olması nedeniyle ibadetlerini yapmakta ciddi zorluklarla karşılaştıklarını anlattı.

    “CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN DESTEĞİ VE İRADESİ OLMASAYDI KİLİSEYİ YAPMA İMKANI OLMAZDI”

    Susin, kilise ihtiyaçlarını Başbakanlık döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a arz etmelerinin ardından kilise yapım sürecinin başladığını anımsatarak, Cumhurbaşkanı’nın her zaman olduğu gibi seslerini duyduğunu ifade etti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği ve iradesi olmasaydı kiliseyi yapma imkanlarının bulunamayacağını belirten Susin, Erdoğan’ın temel atma töreninde de yer aldığını hatırlattı.

    Susin, son 20 yılda AK Parti hükümetleri döneminde genelde bütün farklı inanç sahipleri, özelde Süryanilerin birçok alanda ilkleri yaşadığını söyledi.

    “HİÇ KİMSENİN KUTSAL DEĞERİNE EL UZATILAMAZ”

    Bütün dünyaya seslenmek istediğini ifade eden Susin, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

    “Kutsal değerlere, Kur’an-ı Kerim’e yapılan saldırıların maalesef ardı arkası kesilmiyor. Durum böyleyken nüfusunun yüzde doksan dokuzdan fazlası Müslüman olan bir ülkenin cumhurbaşkanı, kilisenin temelini atmakla kalmıyor, kilisenin açılış törenine gelip bizi onurlandırıyor. Bu alkışı gerçekten Sayın Cumhurbaşkanı’mız ve bütün ekibi fazlasıyla hak ediyorlar. Böyle bir örneği dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz. Bize göre hangi inançtan olursa olsun, hiç kimsenin kutsal değerine el uzatılamaz, hakaret edilemez, aşağılanamaz. Böyle bir hareket ne demokrasi ne kişisel ne de ifade özgürlüğü olarak kabul edilemez. Bu insana, insanlığa yapılan bir saldırıdır.”

    Susin, kutsal değerlere, ibadethanelere, ibadet eden insanlara yapılan her saldırıyı nereden gelirse gelsin, şiddetle kınadıklarını, lanetlediklerini belirterek, “Bu saldırılara engel olmayan herkesi kınıyoruz. İnsana değer veriyorsak, o insanın inancına, kutsalına değer vermeliyiz. Başkasının kutsalına hakaret etmek özgürlükle asla ifade edilemez.” dedi.

    Bazı ülkelerde kutsal değerlere yapılan saldırılara inat, ülkede her dinden, her inançtan insanların kutsal değerlerinin yüceltildiğini kaydeden Susin, Darphane’de üstünde Mor Gabriel Manastırı’nın resmi olan hatıra para bastırıldığını anlattı. Susin, bunun bir örneğini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a arz edeceklerini söyledi.

    “TÜRK BAYRAĞI İLE DE GURUR DUYUYORUM”

    Susin, Süryanilerin bu topraklarda 5 bin yıllık geçmişi olduğunu, varlıklarını bu topraklarda koruduklarını, kutsal mekanlarının birçoğunun Güneydoğu’da bulunduğunu dile getirerek, daha önce birçok kontrol noktasından geçerek, bazen kimliklerini bırakarak gün kararmadan geri dönmek zorunda kalarak manastırlarını ziyaret ettiklerini, şimdi her istedikleri saatte, en uzaktaki manastırlarını, kiliselerini güven ve huzur içinde ziyaret edebildiklerini anlattı. Susin, Süryani kimliğiyle gurur duyduğu gibi Türk bayrağı ile de gurur duyduğunu söyledi.

    PATRİK VEKİLİ ÇETİN’DEN BAŞKAN ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR: SİZİ ÇOK SEVİYORUZ

    Süryani Ortodoks Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Çetin, Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin açılış töreninde Cumhuriyet tarihinde ilk kez yaşanan anlar için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkürlerini sundu. Çetin, ”Sayın Cumhurbaşkanımız, kilisemizin 2 bin yıla yakın tarihinde ilk kez bir devlet başkanı bize ait bir kilisenin temelini atmış ve ardından açılışını yapıyor. Sizi çok seviyoruz. Sağlığınız için dua ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    ÇETİN: CUMHURBAŞKANI SAYESİNDE 179 YIL SONRA İKİNCİ KİLİSEYE KAVUŞTUK

    Süryani Kadim Cemaati Patrik Vekili Mor Filüksinos Yusuf Çetin ayrıca tarihsel olarak, İstanbul’da Süryanilere ait ilk ve tek kilisenin 1844 yılında Padişah Abdülmecid’in fermanıyla Tarlabaşı’nda inşa edilen Meryem Ana Kilisesi olduğunu anımsattı.

    Allah’ın inayeti ve Cumhurbaşkanı sayesinde, 179 yıl sonra Yeşilköy’de yıllardır umutla bekledikleri ikinci kiliseye kavuştuklarını belirten Çetin, Erdoğan’ın iktidarda bulunduğu 21 yıllık süreçte sadece Süryanilere değil, ülkede yaşayan tüm farklı inanç sahiplerine yüreğini ve kapısını açtığını kaydetti.

    Çetin, kilisenin açılışının devlet başkanı tarafından yapılmasının ülkenin demokraside bulunduğu seviyenin anlamlı ve en güzel göstergelerinden olduğunu vurgulayarak, “Bu son zamanlarda Batı’nın kimi ülkelerinde ifade özgürlüğü kapsamında bazı hadsiz kişi ve odaklar tarafından Kur’an-ı Kerim’e yönelik tekrarlanan insanlık dışı saldırıları bütün fikrimizle ve bütün gücümüzle kınıyoruz. İnsanların manevi değerlerine hakaret etmek, onların kutsallarına saldırmak, fikir özgürlüğüyle bağdaşamaz. Bu tür provokatif nefret eylemlerinin amacı insanları ayrıştırmak, dünya barışını zora sokmaktır.” ifadelerini kullandı.

    Ana düsturu insan sevgisi ve barış olan dünya genelindeki Hristiyanların duygularının aksine olan bu olayların bir an evvel son bulması için ilgili ülkelerin en etkili önlemi almasını kuvvetle beklediklerini belirten Çetin, Süryani Ortodoks Kilisesi’nin geleneğinde icra edilen tüm ayinlerde her daim devletin yöneticilerinin anıldığını, onların esenliği, ülkenin birlik ve beraberliği için dua edildiğini aktardı.

    CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KURDELEYİ KESTİ

    Programda Süryanice duaların edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “La ilahe illallah İbrahim Halilullah’ diyerek kurdeleyi kesti. Süryani Kadim Cemaati Patrik Vekili Yusuf Çetin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdimi yaptı. Erdoğan, “Bu büyük hatırayı Cumhurbaşkanlığı makamımda en mutena yerde bugünün hatırası olarak saklayacağım.” diyerek hediyeyi aldı. Törende daha sonra İstanbul Süryani Kadim Vakfı Başkanı Sait Susin de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdiminde bulundu. Öte yandan açılış programında, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ile yurt içi ve yurt dışından dini cemaat temsilcileri hazır bulundu.

    Törenin ardından kiliseden ayrılan Erdoğan, aracından inerek yol üzerinde kendisine yoğun sevgi gösterisinde bulunan vatandaşlarla bir araya geldi. Vatandaşlarla bir süre sohbet eden Erdoğan, daha sonra Kısıklı’daki konutuna geçti.

  • “Prangaların sökülüp atılma zamanı geldi”

    “Prangaların sökülüp atılma zamanı geldi”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Eğitim Tesisi Açılış Töreni’ne katıldı.

    Erdoğan’ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

    “Adaleti 4 önceliğimizden biri olarak kabul etmiştik. Bu ilkemizden hiçbir zaman taviz vermedik. Bugün yüksek yargı organlarımızın hepsi modern, görkemli binalarda milletimize hizmet veriyor.

    Yüksek yargı organlarımızın tamamını sundukları hizmetin saygınlığına kavuşturmaya gayret ettik. Bugün Yüksek yargı organlarımızın hepsi ferah, görkemli binalarda milletimize hizmet veriyor. Türkiye adalet hizmetlerinin sunulmasında her geçen yıl çıtayı biraz daha yükseltiyor.

    Ekim ayı tarihimizde çok önemli bir yere sahiptir. 29 Ekim’de bu topraklarda kurduğumuz son devlet olan cumhuriyetimizin 100. yılına ulaşacağız. Cumhuriyetimizin 100. yaşını, bir anma etkinliğinden öte yeni reform hamlelerimizle hak ettiği şekilde kutlamak istiyoruz.

    Son 1 asrın kapsamlı muhasebesini yaparken milletimizin demokratik kazanımlarını daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. Vesayetçilerin 27 Mayıs’ın Türkiye’nin ayağına vurduğu 12 Eylül’ün perçinlediği prangaların sökülüp atılma zamanı gelmiştir. Bu talebe, siyaset kurumu başta olmak üzere, sorumluluk makamında olan hiç kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur. Her türlü tartışmaya müzakere açık olduğumuzu ifade ettik.

    Milletimize vereceğimiz asıl müjdenin sivil bir anayasa ile milletimizi buluşturmak olduğu anlaşılıyor. Vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını genişletme idealimizin tepesinde ülkemizi darbe anayasasından kurtarmak vardır. En geniş, en kapsayıcı mutabakatla bu süreci başarıya ulaştıracağımıza inanıyorum. Sivil anayasa talebi, iradesine gerektiğinde canı pahasına sahip çıkan aziz milletimize anasının ak sütü gibi helaldir.

    “MİLLETİMİZE İZAH EDEMİYORUZ”

    Binlerce evladını teröre kurban vermiş bir millet olarak eli kanlı canilere gösterilen müsamahakar tavrı biz anlayamıyoruz. Klasörler dolusu delile rağmen terör elebaşılarına yönelik hiçbir adım atılmamasını ne kendimize ne milletimize izah edemiyoruz. En zor olanı kravatlı teröristlerle mücadele etmektir. Biz adaletin tecellisi için çalışan kurumlardan şunu bekliyoruz. Taziye mesajlarınız şüphesiz anlamlıdır. Ama ülkemizin terör örgütlerine karşı mücadelesinde başarıya ulaşması için yeterli değildir.

    “TERÖRLE MÜCADELEDE SOMUT ADIM BEKLİYORUZ”

    Önceki gün TBMM’nin açılışına denk getirilen bir terör eylemi oldu. Polisimizin etkin müdahalesi sayesinde teröristler etkisiz hale getirildi. Bu teröristlerin 6 aylık bebeği olan sivil vatandaşımızı şehit ettiği ortaya çıktı. Her açıdan vahşi ve saldırgan bir terör örgütüyle karşı karşıyayız. Teröristler etkisiz hale getirilmeseydi yurtdışına kaçıp siyasi sığınmacı olacaktı. Dostlarımızdan, kınamayla birlikte somut adımlar görmek istiyoruz. Bizi teskin, terörü telin eden beyanatların, yaramıza merhem olmayacağı bilinmeli.

  • Meclis’te yeni yasama yılı başladı

    Meclis’te yeni yasama yılı başladı

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 28. Dönem 2. Yasama Yılı bugün başladı.

    Yeni yasama yılının ilk Genel Kurul Toplantısı’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Erdoğan, Genel Kurul’da milletvekillerine hitap etti.

    Erdoğan konuşmasında, yeni anayasadan ekonomiye, dış politikadan terörle mücadeleye kadar birçok başlıkta önemli mesajlar verdi.

    YENİ ANAYASA İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞMA ÇAĞRISI

    Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak, “Türkiye’yi 12 Eylül’de darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anayasa kamburundan kurtarmak, hepimizin en öncelikli sorumluluğudur.” diyen Erdoğan, “41 yıllık tarihinde uğradığı irili ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın, 2023 Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır.” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan konuşmasında, toplumun tüm kesimlerine yeni anayasa için birlikte çalışma çağrısı da yaptı. Erdoğan, “Tüm milletvekillerini, tüm toplumsal kesimleri, bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi yapıcı bir anlayışla, yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.

    ENFLASYON VE HAYAT PAHALILIĞI

    Konuşmasında ekonomiye ilişkin mesajlar da veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek enflasyonun tüm dünyada bir sorun olduğunu söyledi. Dünya genelinde, enflasyonun son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştığını belirten Erdoğan, “Mevcut küresel ekonomik görünümü, hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız bu hassas dönemden, ülkemizi en az kayıpla ve şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır.” dedi.

    Erdoğan, “Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.” ifadelerini kullandı.

    DIŞ POLİTİKA VE AB İLE İLİŞKİLER

    Dış politikada Türkiye’nin dostlarını çoğaltmak için samimi bir gayret içerisinde olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzattığımız dostluk elini tutan herkesle, ortak çıkarlar doğrultusunda yol yürümekten memnuniyet duyarız. Son dönemde bu doğrultuda pek çok önemli adımı başarıyla attık.” dedi.

    Erdoğan, Avrupa Birliği ile ilişkilere de değindi.

    “Biz AB’ye verdiğimiz sözleri tuttuk. Ama onlar hiçbirini yerine getirmediler. Avrupa Birliği’nin ülkemize yönelik adaletsiz tarafgir tutumunda bir değişiklik olmadı.” diyen Cumhurbaşkanı, “Artık iyice lafta kalan tam üyelik sürecini sonlandırmak gibi bir niyetleri varsa işin o tarafı da kendi bilecekleri bir iştir. Biz demokrasi, adalet ve özgürlükler noktasında Kophengah Kriterleri’ni gerekirse Ankara kriterleri yapar yine yolumuza devam ederiz.” şeklinde konuştu.

    ANKARA’DAKİ SALDIRI

    Erdoğan, bu sabah saatlerinde Ankara’da gerçekleştirilen saldırı girişimine ilişkin ise “Bu sabah, emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır. Vatandaşın huzuruna ve güvenliğine kast eden alçaklar, emellerine ulaşamamıştır, asla da ulaşamayacaktır.” dedi.

    Meclis’te yeni yasama yılı başladı | Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “yeni anayasa” mesajı - 1

     

    Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

    – Yeni yasama yılında bu çatı altında milletimize hizmet verecek tüm milletvekillerine başarılar diliyorum. Sizlerden milli ülkümüz olan Türkiye yüzyılı vizyonuna yakışır fikri eserler bekliyoruz.

    – TBMM, darbelerden cuntalar nice badireleri atlatarak dimdik ayakta kalmıştır.

    – Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonraki süreç, Gazi’nin hayal ettiği hızda ve içerikte yürümemiş olsa da bir asır sonra aynı hissiyatla burada buluşmamız, kurucu iradenin geçerliliğini sürdürdüğüne işaret ediyor. Tarihe baktığınızda, geniş bir coğrafyada kurulan Türk devletlerinin büyük bölümünün ilk asrına gücünün zirvesinde girdiğini görüyoruz. Cumhuriyetimizin önünde kat edecek hala epeyce mesafe olması, bize yapacak çok işimiz olduğunu anlatıyor. Kimsesizlerin kimsesi olarak tahayyül edilen Cumhuriyet, bu vasfına tam manasıyla Türkiye Yüzyılında kavuşacaktır.

    – Geçtiğimiz 21 yılda, ülkemizin kalkınma ve demokrasi alt yapısının eksiklerini tamamlayarak bu doğrultuda atılacak büyük adımların zeminini hazırladık. Artık meclisimizin kapısına kilit vurulduğunu, başbakanların ve bakanların idam sehpasına gönderildiği dönemler geride kalmıştır.

    – Meclisimiz ve milletimizle omuz omuza vererek hep birlikte yazdığımız 15 Temmuz destanı bir dönüm noktasıdır.

    – Ülkemizi cumhuriyetin ilk yıllarının ardından tekrar yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturma görevimiz var.

    – Türkiye’yi 12 Eylül’de darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anayasa kamburundan kurtarmak, hepimizin en öncelikli sorumluluğudur. 41 yıllık tarihinde uğradığı irili ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın, 2023 Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır.

    – Yeni anayasa meselesi 10 yılı aşkın süredir, ülkemizin ve meclisimizin gündemindirdir. Cumhur İttifakı olarak 2021 yılında önce kendi hazırlıklarımızı yaptık, ardından diğer siyasi partileri de kendi hazırlıklarını yapmaya davet ettik. Maalesef bu samimi davetimiz karşılık bulmadı. Lafa gelince sürekli darbe anayasasından şikayet edenler, iş somut adım atmaya gelince ne yazık ki konfor alanlarının dışına çıkmak istemediler. Buna rağmen biz ümidimizi kaybetmedik.

    – Tüm milletvekillerini, tüm toplumsal kesimleri, bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi yapıcı bir anlayışla, yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyoruz.

    – Yeni anayasayla birlikte, yönetim sistemi tartışmalarını ilanihaye sona erdirme fırsatı bulacağız.

    Meclis’te yeni yasama yılı başladı | Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “yeni anayasa” mesajı - 2

    – Dünya genelinde enflasyon oranları son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Gıdadan enerjiye, ticaretten istihdama kadar her alanda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Gelişmiş ülkeler dahil hemen hiç kimse önünü net bir şekilde göremiyor. Türkiye olarak biz de ister istemez bu olumsuzluklardan etkileniyoruz.

    – Mevcut küresel ekonomik görünümü, hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız bu hassas dönemden, ülkemizi en az kayıpla ve şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır.

    – Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme stratejimiz ekonomi politikamızın omurgası olmaya devam ediyor. Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.

    – Bu sabah, emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır. Vatandaşın huzuruna ve güvenliğine kast eden alçaklar, emellerine ulaşamamıştır, asla da ulaşamayacaktır.

    – Özellikle sanat öne sürülerek milli iradeye kast edenlerin propagandasının yapılmasını kabul edemeyiz.

    Meclis’te yeni yasama yılı başladı | Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “yeni anayasa” mesajı - 3

     

    – Dış politikaya daima çok önem verdik. Kimi zaman yaptığımız fedakarlıkların karşılığını alamadığımız durumlar elbette oldu. Mesela Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz bunlardan biridir. Biz AB’ye verdiğimiz sözleri tuttuk. Ama onlar hiçbirini yerine getirmediler. Avrupa Birliği’nin ülkemize yönelik adaletsiz tarafgir tutumunda bir değişiklik olmadı.

    – Kağıt üzerinde ortaya koydukları kuralları, süreçleri hiçe sayan bir yaklaşımla ülkemize haksızlık üzerine haksızlık yapıyorlar. Türkiye olarak 60 yıldır kapısında bekleyen AB’den herhangi bir beklentimiz yok. Şayet, bize karşı örtülü bir yaptırım gibi kullandıkları vize dayatması başta olmak üzere haksızlıklarından geri dönerlerse kendi yanlışlarını düzeltmiş olurlar. Yapmazlarsa, siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri olarak bizden herhangi bir beklentiye girme hakkını tümüyle kaybederler.

    – Artık iyice lafta kalan tam üyelik sürecini sonlandırmak gibi bir niyetleri varsa işin o tarafı da kendi bilecekleri bir iştir. Biz demokrasi, adalet ve özgürlükler noktasında Kophengah Kriterleri’ni gerekirse Ankara kriterleri yapar yine yolumuza devam ederiz.

    – Avrupa Konseyi’nin bir kurumu olan AİHM’in verdiği son kararlar adeta bardağı taşıran son damla olmuştur. Bu karardan cesaret alan terör örgütü mensupları ve yandaşları, beyhude yere heveslenmesinler. Mahşeri vicdanda zaten mahkum olan FETÖ’cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. Türkiye bu ihanet çetesiyle mücadelesinden milim geri atmayacak, herhangi bir tavize, eskiye dönüşe müsahade etmeyecektir. Bir kez ihanet eden, her zaman ihanet eder.

    – 30 yıllık işgalin ardından Azerbaycan toprağı olan Karabağ, özgürlüğüne kavuşmuş, hak yerini bulmuştur. Biz dostlarımızı çoğaltma ve bu konuda samimi bir gayret içindeyiz. Uzattığımız dostluk elini tutan herkesle, ortak çıkarlar doğrultusunda yol yürümekten memnuniyet duyarız. Son dönemde bu doğrultuda pek çok önemli adımı başarıyla attık.

    – Ülkemizin etrafında barış ve huzur kuşağı oluşturma hedefimizde ciddi mesafe aldık. Bölgesel entegrasyon projeleriyle işbirliğimizi derinleştirmeye çalıştık. Bunlara yenilerini eklemeye hazırız.

  • Prof. Dr. Hayrettin Karaman’a vefa günü

    Prof. Dr. Hayrettin Karaman’a vefa günü

    Bursa’da ilahiyatçı yazar Prof. Dr. Hayrettin Karaman için vefa programı düzenlendi. Yıldırım Belediyesi tarafından Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda Yıldırım Belediyesi Kültür Yayınlarından çıkarılan, Hayrettin Karaman’ın kaleme aldığı “Dert Söyletir Aşk Ağlatır” kitabı tanıtıldı. Programda, güftesi Karaman’a, bestesi musikişinas Mehmet Kemiksiz’e ait özel ilahi albümü katılımcıların beğenisine sunulurken, ilahi olarak bestelenen 13 şiir için 13 ayrı ebru sanatçısının hazırladığı eserler sergilendi. Etkinliğe, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti Bursa milletvekilleri Osman Mesten, Mustafa Yavuz, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile çok sayıda davetli katıldı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan telgraf gönderdi

    Vefa programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gönderdiği telgraf okundu. Telgrafında Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a, Prof. Dr. Hayrettin Karaman için düzenlenen vefa gecesine daveti için teşekkür eden Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi de olan Prof. Dr. Hayrettin Karaman hocamız sadece ilmi kimliğiyle değil vesayete karşı dik duruşu ve mücadelesiyle de temayüz etmiş birisidir. Muhterem hocamız karşı karşıya kaldığı tüm zorluklara rağmen hikmet dolu yazılarıyla, makaleleriyle, sohbetleriyle bizlerin gönül dünyasını aydınlatmıştır. İslam fıkhından Müslümanların soru ve sorunlarına güncel çözüm yolları arayan içtihat kapısını açık tutmak için mücadele eden hocamızın bilinirliği bu yönleriyle ülkemiz sınırlarının ötesine ulaşmıştır. Ayrıca imam hatip neslinin yetişmesinde ilk imam hatip mezunlarından biri olarak hocamızın değerli emeği vardır. Prof. Dr. Hayrettin Karaman Hocamıza Rabbimden sağlıklı, bereketli ömürler niyaz ediyorum. Hocam olması dolayısıyla da kendisine ayrıca saygılarımı sunuyorum. Bu anlamlı programın düzenlenmesinde emeği geçenleri kutluyor, programa iştirak edenleri en kalbi duygularımla selamlıyorum” ifadelerini kullandı.

    “Hayrettin Hocamız bizim için bir ufuk olmuştur”

    Programda konuşan Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz da Hayrettin Karaman ile aynı asırda yaşamaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “Fakülte yıllarımızda, imam hatip okullarımızdan itibaren hem sözüyle, hem eseriyle hem de duruşuyla kendisinden hep müstefid olduğumuz muhterem hocamız. İmam hatip okullarının ve bir nesil davası için kendisini adamış ve her zaman bize ufuk göstermiş bir hocamız. Hayrettin Hocamız bizim için bir ufuk olmuştur. Rabbimiz ondan daha çok istifade etmeyi nasip eylesin. Biz sizi çok seviyoruz.” diye konuştu.

    “Hocamıza bir nebze de olsa vefa borcumuzu ödeme gayreti içindeyiz”

    Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz da böyle bir etkinliği düzenlemekten dolayı mutluluk duyduklarını anlatarak, “Fıkıh, hadis, tefsir, edebiyat, beşeri hayata dair meseleler gibi pek çok alanda eserler veren, nice müşkül meseleyi, çağın getirdiği problemlere çözüm üreten, sohbetleri ve şiirleriyle sayısız gönle dokunan Prof. Dr. Hayrettin Karaman hocamıza bir nebze de olsa vefa borcumuzu ödeme gayreti içindeyiz. Ömrünü ilme adayan Hayrettin Karaman hocamız ilme ve düşünce dünyamıza birçok katkı sağlamıştır. Öğretim, tebliğ ve irşad faaliyetleri ile binlerce öğrenci yetiştirmiştir. Sadece ilmi kimliğiyle değil vesayete karşı dik duruşu ve mücadelesiyle de temayüz etmiş bir isimdir” şeklinde konuştu.
    Prof. Dr. Hayrettin Karaman da kendisi için böyle bir program düzenlenmesinde emeği geçenlere ve programa katılanlara teşekkür etti. Program çerçevesinde ayrıca “İlme adanmış bir ömür, Hayrettin Karaman’a vefa paneli” düzenlendi. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, gecenin anısına Prof. Dr. Hayrettin Karaman’a hat işlemeli tablo hediye etti.

  • ‘Yapamazsınız’ diyenlere inat ‘Biz yaparız’ diyenler burada

    ‘Yapamazsınız’ diyenlere inat ‘Biz yaparız’ diyenler burada

    TEKNOFEST’te konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 günde toplam 330 bin ziyaretçinin geldiğini dile getirdi. İzmirlilerin TEKNOFEST’te yoğun ilgi gösterdiğini de sözlerine ekleyen Erdoğan, “Şu ana kadar 330 bin ziyaretçiyi ağırlayan festivalin, her açıdan İzmir’e ve Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına layık bir etkinlik olacağına inanıyorum.” dedi.

    Karabağ mesajı da veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açtığımız gedikten gümbür gümbür gelen TEKNOFEST gençliğinin ayak seslerini içimizdeki gafiller duymasa da tüm dünya duyuyor, biliyor. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından özgürlüğe kavuşan Karabağ’da 30 sene sonra evlerine dönen muhacirler sizin için dua ediyor.” ifadelerini kullandı.

    Öte yandan Erdoğan, İzmir’e yaptıkları kamu yatırımlarının 225 milyar liraya ulaştığını da sözlerine ekledi.

    “2 MİLYON GENCİMİZ TEKNOFEST’E SAHİP ÇIKTI”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    İzmirli gençlerimizle kucaklaşmaya geldik. Milli teknolojimizin hamlesi, sembolü TEKNOFEST 2023 vesilesiyle sizlerle olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum.

    Bizleri aydınları yarınlarımızın teminatı olan siz gençlerimizle buluşlturan tüm kurumlarımıza şükranlarımızı sunuyorum.

    Bu sene Cumhuriyetimizin 100. yılına ulaşmanın şerefindeyiz. TEKNOFEST coşkusundan bu muhteşem atmosferinden fazla sayıda gencimizin istifade ettirelim istiyoruz.

    TEKNOFEST’i 3 ilimizde yapalım dedik. 2 milyon 247 bin ziyaretiyle kendi rekorunu kırmıştır. Türkiyenin savunma sanayii hamlelerinin siyasi sebeplerle hedef alındığı günlerde 2 milyon gencimiz TEKNOFEST’e sahip çıktı.

    TEKNOFEST Ankara’da 943 bin ziyaretiyi ağırladık. Bu günde TEKNOFEST 2023’ün son durağı olan güzel İzmir’deyiz. Şehrimize, ülkemize, milletimize ve size hayırlı olmasını diliyorum. İzmirli gençlerimiz de TEKNOFEST’e çok yoğun ilgi gösteriyor.

    TEKNOFEST İZMİR’E 330 BİN ZİYARETÇİ

    Şu ana kadar 330 bin ziyaretçiyi ağırlayan festivalin, her açıdan İzmir’e ve Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına layık bir etkinlik olacağına inanıyorum.

    “KOLTUK KAVGALARINA BİR GÜN TEKNOFEST MOLASI VERMELERİ KENDİLERİNE KAZANÇ OLUR”

    Bitip tükenmeyen koltuk kavgalarına yalnızca bir günlük TEKNOFEST molası vermeleri kendileri adına büyük kazanç olacaktır. Bugün burada sadece milli teknoloji hamlemizin, hepsi gurur kaynağı ürünlerini görmüyoruz. Aynı zamanda büyüyen, güçlenen, sınırları aşan, özgüven sahibi Türkiye’ni yükselişine de şahit oluyoruz.

    KIZILELMA, AKINCI, ANKA, HÜRJET, TB2, TB3, GÖKBEY, ATAK’la birlikte mücadele var, gayret var, sabır, azim, cesaret var. Burada zorluklar karşısında yıkılmayan güçlü bir irade var.

    Sadece milli teknoloji hamlemizin ürünlerini görmüyoruz aynı zamanda büyüyen Türkiye’nin yükselişine şahit oluyoruz. Yeni teknolojiyi ülkemizde değil de uzak ülkelerde arayanları da buraya davet ediyoruz.

    “HİÇ KİMSEYİ ÖTEKİLEŞTİRMEDİK”

    Hangi görüşe, kökene, hayat tarzına sahip olursa olsun, bu ülkenin gençleri ile iftihat ettim. Hiç kimseyi kılık kıyafeti, inancı dolayısıyla ötekileştirmedik. Dayatmacı, baskıcı, yasakçı değil, tüm vatandaşlarımızla birlikte gençlerimizin özgürlük alanlarını genişletenlerden olduk. Ne yapıyorsak sizin istikbaliniz için yapıyoruz. İçeride ve dışarıda verdiğimiz tüm mücadelelerin amacı size daha güçlü bir Türkiye teslim etmektir.

    KARABAĞ MESAJI

    Açtığımız gedikten gümbür gümbür gelen TEKNOFEST gençliğinin ayak seslerini içimizdeki gafiller duymasa da tüm dünya duyuyor, biliyor. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından özgürlüğe kavuşan Karabağ’da 30 sene sonra evlerine dönen muhacirler sizin için dua ediyor. Sizlerin başarıları gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize cesaret aşılıyor.

    225 MİLYAR LİRA KAMU YATIRIMI

    İzmir’e yaptığımız kamu yatırımları 225 milyar liradır. Uzmanlaşmayı teşvik etmek gayesiyle 12 bin öğrenciyi lisans üstü eğitim yapmak için yurt dışına gönderdik. Saatler sürece nice işe, yatırıma, reforma imza attık.

    Hizmet çıtamızı sürekli yukarı taşıdık. Gençlerimize olan sözlerimizi tek tek yerine getiriyoruz. Aile ve Gençlik Bankası ile ilgili kanun teklifini Meclis’e sunacağız. Depremin ekonomimize yüklediği 105 milyar dolarlık zarara rağmen gençlerimize mahcup olmamak için elimizden geleni yaptık. Seçim döneminde vaadettiğimiz vergisiz telefon ve bilgisayar ile aylık 10 GB internet sözümüzü tutuyoruz.

    KILIÇDAROĞLU’NA ELEŞTİRİ

    Başkaları ne yaparsa yapsın, biz sizin için koşturmaya devam edeceğiz. Seçim döneminde gençlerin demokrat dedesi maskesi takanların söz konusu koltuk olunca nasıl faşizan hale geldiklerini görüyoruz.

    Birileri hala akıl almaz iddialarla karalama kampanyalarını sürdürse de Togg’un üretimi artarak devam ediyor. Geçen haftaki ABD ziyaretimizde rekabet iyidir diyerek Tesla’yı da ülkemizde yatırım yapmaya devam ettik.

    KIZILELMA ile ilgili testleri hızla tamamlıyoruz. KAAN ismini verdiğimiz milli muhalif uçağımızın tanıtımını yaptık.

    Savunma sanayii hamleleriyle ihracatımız da katlanarak artıyor. Hedefimiz 6 milyar dolar aşmaktır.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Prens Edward’ı kabul etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Prens Edward’ı kabul etti

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Beştepe’de gerçekleşen kabul yaklaşık 45 dakika sürdü.

  • “Hangi Erdoğan’ı muhatap almalıyız?”

    “Hangi Erdoğan’ı muhatap almalıyız?”

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bugün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Karamollaoğlu, şunları söyledi:

    “KUR’AN-I KERİM’İ YIRTIP, YAKACAK DENLİ BİR GÖZÜ DÖNMÜŞLÜKLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

    “Ne yazık ki son günlerde Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde dinimize ve değerlerimize alçakça saldırılar gerçekleştirilmektedir. Bütün insanlığın hayat rehberi, güzel ahlakı, adaleti, şefkat ve merhameti öğütleyen kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yırtıp, yakacak denli bir gözü dönmüşlükle karşı karşıyayız. Bu ırkçı, faşist ve İslamofobik ruh hastalarına sessiz kalınması, hatta korunmaya alınması ise İslamofobinin Avrupa’da kurumsallaştığını göstermektedir. En son Lahey’de bizim ve diğer İslam ülkelerinin büyükelçiliklerinin önünde gerçekleştirilen saldırıda da görülmüştür ki Avrupa, yine iki yüzlü davranıyor. Bu ikiyüzlülük karşısında haykırmamız gerekiyor: Bu mudur sizin inançlara saygınız, bu mudur sizin hak ve hukuk anlayışınız, fikir ve düşünce hürriyeti denilince anladığınız sizin bu mudur?

    Tam aksi bir durum yaşansa, Ankara’da, Tahran’da, İslamabad’da; Danimarka, Hollanda veya İsveç büyükelçiliklerinin önünde benzer hadiseler yaşansa rapor üstüne rapor yayınlayacak olanlar, şimdi üç maymunu oynuyor hatta bu hasta ruhlara kol kanat geriyorlar. Hadi Avrupa her zamanki gibi samimiyetsiz, tamam da İslam ülkelerine ne oluyor? Nedir bu sessizlik Allah aşkına? Türkiye, sadece 3-5 satırlık kınama bildirisi yayınlayacak, ardından da tüm olup bitenleri sessizce izleyecek bir ülke mi olmalıdır? Bir oldu, iki oldu; kınamalarla geçiştirdiniz. Defalarca görüldü ki, kınamadan anlamıyorlar; alçak saldırılara her gün bir başkası ekleniyor. İslam İşbirliği Teşkilatı, bu konuda iş birliği yapıp, had bildirmeyecekse ne zaman ve hangi konuda adım atacak? İsrail ile münasebetlerini iyileştirme yarışına girenler, Avrupa’nın gözüne girmeye çalışanlar, adeta ABD veya Rusya’nın kuklası olmayı şeref kabul edenler; nasıl bir zilletin içine düştüklerinin farkındalar mı acaba?

    “SAYIN ERDOĞAN’IN, ELİNDE ON BİNLERCE FİLİSTİNLİ MAZLUMUN KANI OLAN BİR KATİLLE SARMAŞ DOLAŞ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMEZDİK”

    Sözün burasında Sayın Erdoğan’ın BM toplantısı için gittiği New York’taki temaslarına da değinmek istiyorum. Sayın Erdoğan’ın dost ve düşman tanımının her seçim öncesi ve sonrasında değiştiğini biz zaten biliyorduk. Ancak terör devleti İsrail’in en şedit başbakanlarından Netanyahu ile olan samimiyetinin bu denli ilerleyebileceğine biz bile ihtimal vermiyorduk. Cenaze namazında dahi muhalefet parti liderlerinin elini sıkmaktan ısrarla kaçınan Sayın Erdoğan’ın, elinde on binlerce Filistinli mazlumun kanı olan bir katille sarmaş dolaş olabileceğini düşünmek bile istemezdik. Şimdi net olarak görülüyor ki; seçim öncesi muhalefet bloğunu akla hayale gelmedik odaklarla işbirliği yapmakla suçlayanların, aslında kapalı kapılar ardında kimlerle iş birliği yaptığı çok açık olarak ortaya çıkmıştır.

    Seçimlerin ardından hükümetin yaptıkları ve yapmadıklarıyla, ekonomi ve dış politikada attıkları adımlarıyla çok açık olarak görülmüştür ki; ABD, Rusya, AB ve İsrail, hepsi seçim sonuçlarından büyük bir memnuniyet duymaktadır. Çünkü onlar çok iyi biliyorlar ki; değil tek başına iktidar olması, Milli Görüş’ün iktidar ortağı olduğu bir dönemde ülkemizin Cumhurbaşkanının, Siyonistlerle sarmaş dolaş olamayacağını. Çünkü onlar çok iyi biliyorlar ki; Saadet Partisi’nin hükümette yer aldığı bir denklemde para bulmak için uluslararası tefecilerin kapı kapı gezilmeyeceğini. Çünkü onlar gayet iyi biliyorlar ki; biz gelince BOP’u yırtıp atacağımızı, faizcileri kapı dışarı edeceğimizi, ekonomi yönetiminde bildikleri gibi at koşturamayacaklarını. Geçmişte de Erdoğan ve Erbakan farkını da çok iyi biliyordu onlar, AK Parti ile Saadet Partisi’nin farkını da çok iyi biliyorlar bugün.

    “İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ DÖNEM ARTIK; ‘DERİNLEŞMİŞ VE KALICI YOKSULLUK DÖNEMİ’DİR”

    Saadet Partisi iktidarda olacak da emeklilerimize 7 bin 500 lira reva görülecek, mümkün mü? Saadet Partisi iş başında olacak da; IMF reçeteleri farklı ambalajların içinde uygulamaya konulacak, mümkün mü? Milli Görüş anlayışı değil 22 yıl, 22 ay iktidarda kalacak da; hem yüksek enflasyon hem yüksek faiz hem de yüksek kur sarmalına girilecek, Allah aşkına olacak şey midir bu? Seçimlerin üzerinden 4 ay geçti. Soruyorum; bırakın geride kalan 20 küsur yılı, şu son 4 ayda iyiye giden ne var? Bırakın en ufak bir iyileşmeyi, aksine her geçen gün problemlerimiz daha da derinleşiyor. İçinde bulunduğumuz dönem artık; ‘Derinleşmiş ve Kalıcı Yoksulluk Dönemi’dir.

    Vatandaşlarımız; kıt kanaat geçinmeye çalışıyor, ayın sonunu getiremiyor, taksitlerini ödeyemiyor. Kredi kartı takibine düşüyor, sofrasındaki porsiyonlar gün be gün küçülüyor. Et, süt, peynir hatta artık yumurta bile alamıyor. Kış kapıda; on binlerce aile tüm kış yorganın altında ısınmaya çalışacak. Okullar açıldı; yine binlerce aile çocuğuna beslenme koyamamanın burukluğunu, hüznünü yaşıyor. İşsizlerimizin yanında, aldığı ücretle geçinemeyen binlerce insanımız da ek iş arıyor.

    “KARŞIMIZDA KAÇ ERDOĞAN VAR, DOĞRUSU MERAK EDİYORUM, HANGİSİ GERÇEK ERDOĞAN?”

    ‘Vatanı satmak nasıl olur biliyor musunuz? Vatan satmak, bu topraklarda bin yıllık ortak geçmişi olan insanların birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlayamayarak, ülkenin maddi, manevi kayıplara uğramasına göz yummakla olur. Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur.’ 27 Şubat 2015 tarihli bu konuşmayı kim yapmış biliyor musunuz? Sayın Erdoğan. Bu cümlelerin ve ardından bugün yaşadıklarımızın takdirini ben aziz milletimize bırakıyorum. Ancak karşımızda kaç Erdoğan var, doğrusu merak ediyorum. Hangisi gerçek Erdoğan? Biz hangi Erdoğan’ı muhatap almalıyız, doğrusu şaşırıyoruz.

    Seçim öncesi Nevşehir’deki mitinginde Netanyahu’yu katil ilan eden Erdoğan’ı mı, yoksa seçimlerin ardından New York’ta Netanyahu ile sarmaş dolaş pozlar veren Erdoğan’ı mı? Seçim öncesi faiz lobilerine heyheylenen Erdoğan’ı mı, yoksa seçim sonrası faiz üstüne faiz arttıran, faiz lobileriyle seri toplantılar yapan Erdoğan’ı mı? Seçim öncesi işçiye, memura, emekliye, gençlere ve ev hanımlarına vaatlerde bulunan Erdoğan’ı mı, yoksa seçimlerin ardından hepsini unutan Erdoğan’ı mı?

    Aylar geçti, hala 7 bin 500 lirayla geçinmeye çalışan emeklilerimize zam yapılacak mı, ne zaman yapılacak, Meclis açılınca mı yoksa yılbaşında mı bunlar konuşuluyor. Hakikaten ayıptır, yazıktır. Bu saatten sonra yapılan düzenlemenin bir anlamı da yoktur. Dalga geçer gibi her gün bir başka iktidar yetkilisi açıklama yapıyor. Günlerdir bu insanlar ne çekiyor, nasıl geçiniyor; umurlarında bile değil. 1 Ekim’den sonra Meclis’i onlara dar edeceğimizi bildikleri için, şimdi alelacele bir düzenleme yapmaya çalışıyorlar. Ne olurdu Meclis kapanmadan önce bu düzenlemeyi hep birlikte yapsaydık? Ne kaybederdiniz Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdığımızda; ‘gelin, bu düzenlemeyi hemen şimdi yapalım’ teklifimize evet deseydiniz de emeklilerimiz de 3 ay en azından bir nebze de olsa rahat edebilselerdi? Hâlâ birkaç ay daha erteleyebilir miyiz derdindesiniz, hâlâ kelime oyunlarıyla süreci uzatmaya çalışıyorsunuz.

    “HİÇ KİMSE İNSANIMIZI BİR KEZ DAHA KANDIRMAYA KALKMASIN”

    Ne iktidarın ne de doğrudan veya dolaylı ortaklarının vatandaşlarımızı düşündüğü, derdiyle dertlendiği falan yok. Bunun iyi idrak edilmesi lazım. Göstermelik karşı çıkışlarla, iktidarı uyarıyormuş gibi yapan açıklamalarla hiç kimse insanımızı bir kez daha kandırmaya kalkmasın. Karşımızda -mış gibi yapan bir iktidar ve -mış gibi yapan ortakları var; mesele bundan ibarettir. Daha da vahimi; sınırlarımızın kevgire dönüşü karşısında hiçbir açıklama yapmayan, vatandaşın alım gücünün gün be gün eriyişi karşısında sessiz kalan, uyuşturucu-siyaset-mafya üçgenine karşı sesini yükseltmeyenlerin, bir şeylerin ucu kendilerine dokununca birbirlerine nasıl sahip çıktıklarına şahit oluyoruz. Çok net ifade ediyorum: Biz Saadet Partisi olarak, siyasi anlayışımız ve ahlakımız gereğince; İktidar da yapsa insanımızın hayrına olacak her icraatın arkasındayız. Uyuşturucu tacirlerine, mafyalara, çetelere karşı kim mücadele veriyorsa onun yanındayız. Evlatlarımızı zehirleyenlere kim diz çöktürüyorsa, şehirlerimizin huzur ve güvenliğini bozanlardan kim hesap soruyorsa biz onların destekçisiyiz.

    Pazar günü TBMM açılacak, şimdiden bugün buradan uyarıyorum; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İktidar, 2002’den bugüne alışık olduğu Meclis’ten çok farklı bir Meclis görecek bu dönem. Çünkü artık Saadet-Gelecek Grubu var, inanç, azim ve kararlılıkla biz orada olacağız. İktidar-muhalefet ayırt etmeksizin iyiyi, doğruyu, faydalıyı ve güzeli kim teklif ederse etsin yanıtımız evet olacak. Bakanlar arasında geçmişte bizimle birlikte olmuş mu olmamış mı, bize yakın mı değil mi bakmaksızın yanlışı kim yaparsa yapsın dimdik karşısına dikileceğiz. ‘Milletin Meclisi’nin, milletin hayrına olacak işlere imza atması adına büyük bir gayret sarf edeceğiz, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

    “KÜRESEL GÜÇLERİN TEKERİNE ÇOMAK SOKMAYA DA DEVAM EDECEĞİZ”

    Yine aynı şekilde Saadet Partisi olarak, küresel güçlerin tekerine çomak sokmaya da devam edeceğiz. Büyük Ortadoğu Projesi’ni her fırsatta milletimize anlatmaya, bu konuda kamuoyu oluşturacak ve engel olacak adımları atmaya devam edeceğiz. Aile yapımızı sarsan, kadını ve erkeği farklı tanımlar üzerinden tartışmaya açanlara karşı da yine mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz. Biz, iklim değişikliği tartışmaları üzerinden başka hesaplar güden emperyal güçlerin ne yapmak istediklerini de gayet iyi biliyoruz. Önümüzdeki günlerde de bu konuda verilere dayalı, gerçekte neyin olup bittiğini kapsamlı bir şekilde ele alan, uluslararası sözleşmelerdeki maddelerin olumlu ve olumsuz yönlerini tek tek irdeleyen bir değerlendirme yapacağımızın da bilinmesini isterim.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’ye F-16 mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ABD’ye F-16 mesajı

    Azerbaycan’ın Karabağ’da yasa dışı bulunan Ermeni silahlı gruplarına karşı başlattığı terörle mücadele operasyonunun sona ermesinin ardından masaya oturmak zorunda kalan Ermeni tarafı, silah bırakmayı ve silahlı güçlerini Karabağ’dan çekmeyi kabul etmişti. Operasyonun ardından Azerbaycan yönetimi Karabağ’daki Ermenilerin haklarının ve güvenliklerinin garanti altına alınacağını belirtmesine rağmen bazı Ermeniler kendi istekleriyle bölgeyi terk ediyor. Azerbaycan yönetimi ise Karabağ’ı terk etmek isteyen Ermenilerin Ermenistan’a güvenli geçişi için gerekli koşulları oluşturdu. Gönüllü olarak Karabağ’dan ayrılan Ermeniler otobüs ve özel araçlarla Ermenistan’a geçiş yapıyor.

    “Benim bütün dostlarım Müslümandı”

    Hankendi’de 40 yıldır yaşadığını söyleyen 74 yaşındaki Slava Sarkiçeviç, “3 gündür yoldayım. Her şey düzeldiğinde, sorunlar çözüldüğünde geri dönmek istiyorum. Bakü’de uzun yıllar yaşadım. Herkesle aramız iyiydi. Birlikte bir sofraya oturur, sofradan kalkardık. Gümrükten çok rahat bir şekilde geçtim. Hiçbir sorun yaşamadım. Benim bütün dostlarım Müslümandı” dedi.

    “Eskiden bu topraklarda birlikte yaşıyorduk”

    Azerbaycan vatandaşlığını kabul etmeye hazır olduğunu belirten Sarkiçeviç, “Azerbaycanlıların bana çok iyilikleri oldu. Savaş olmamasını ve halklarımızın birlikte yaşamasını arzu ediyorum. Hankendi’de kalan çok kişi var. Onlar kalmak istiyor” ifadelerini kullandı.
    Hankendi’de doğduğunu söyleyen 83 yaşındaki Hrantik Hareçunyan ise, “Biz eskiden bu topraklarda birlikte yaşıyorduk. Eskiden Azerbaycanlı dostlarım vardı. Onlarla aramız iyiydi. Tekrar Hankendi’ye dönmek istiyorum. Kim bunu istemez ki” dedi.

    “Ermeniler bize ‘çıkın gidin’ dediler”

    Karabağ’da kalmak istediğini söyleyen Enrik Harutunyan ise, Karabağ’daki sözde Ermeni yetkililerinin kendilerini gitmeleri konusunda uyardıklarını belirterek, “Ermeniler bize ‘çıkın gidin’ dediler, daha nereye gideceğimizi kesin bilmiyoruz” diye konuştu.

    Görüşmeler devam ediyor

    Azerbaycan’ın operasyonu sonrası Karabağ’daki Ermeni sivillerin temsilcileri ile Bakü yönetimi arasında Karabağ’daki Ermenilerin entegrasyonu ve hakları konuları kapsamında 21 Eylül’de Yevlah’da ve 24 Eylül’de Hocalı kentinde görüşmeler gerçekleştirildi. Üçüncü görüşmenin ise yakın tarihlerde yapılması konusunda mutabakata varıldı.

    Aliyev ile Paşinyan 5 Ekim’de İspanya’da görüşecek

    Karabağ operasyonu sonrası Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasındaki ilk görüşme 5 Ekim’de İspanya’da gerçekleşecek. İspanya’nın Granada kentinde düzenlenecek olan Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nde, görüşmelere Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel’in de katılması planlanıyor.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nahçıvan’da

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nahçıvan’da

    Azerbaycan’ın Karabağ’da ayrılıkçı Ermeni birliklere karşı başlattığı operasyonun ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nahçıvan’a kritik bir ziyaret gerçekleştiriyor.

    Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetlisi olarak çalışma ziyareti kapsamında Nahçıvan’a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’nde, Aliyev ile baş başa görüştü.

    Yaklaşık 1 saat süren zirvede, Türkiye-Azerbaycan ikili ilişkileri, Karabağ’daki son gelişmeler başta olmak üzere güncel, bölgesel ve küresel meselelerin ele alındığı öğrenildi.

    IĞDIR – NAHÇIVAN DOĞALGAZ BORU HATTI İÇİN İMZA TÖRENİ

    Görüşmenin ardından Erdoğan ve Aliyev huzurunda iki ülke arasındaki anlaşmaların imza törenine geçildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Kars-Nahçıvan Demiryolu Projesi’ne İlişkin Niyet Protokolü”nü imzaladı.

    İmzaların atılmasının ardından Erdoğan ve Aliyev imza protokollerini birbirlerine vererek tokalaştı.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile Azerbaycan Şehir Planlama ve Mimari Devlet Komitesi Başkanı Anar Guliyev, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin Kahramanmaraş İlinde Konut Binaları, İlkokul, Anaokulu, Kültür Merkezi İnşaatına İlişkin İşbirliği Anlaşması”na imza attı.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Azerbaycan Enerji Bakanlığı arasında elektrik enerjisiyle ilgili mevcut işbirliğinin devamını içeren metin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov tarafından imzalandı.

    ALİYEV: ERMENİSTAN ORDUSU TESLİM OLDU

    İmza töreninin ardından iki lider ortak basın toplantısı düzenledi.

    Basın toplantısında ilk sözü alan İlham Aliyev, “BM kürsüsünde Azerbaycan’ın çıkarlarını savunan adil, uluslararası hukuka dayanan açıklamalarda bulundunuz. Türkiye tarafından sergilenen bir sonraki kardeşlik adımıdır.” dedi.

    Karabağ’daki operasyon sonrası Ermenistan ordusunun teslim olduğunu söyleyen Aliyev, “Ermenistan şartlarımızı kabul etti.” dedi.

    İki ülke arasındaki ticari ilişkilere de değinen Aliyev, “Ticaret hacmimiz 6 milyar dolardan fazladır. Bu yıl yüzde 40 arttı. 15 milyar dolar hedeflemiştik. Yakın gelecekte buna da ulaşacağız.” ifadelerini kullandı.

    ERDOĞAN: ERMENİSTAN’IN SAMİMİ ADIMLAR ATMASINI BEKLİYORUZ

    Aliyev’in ardından sözü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aldı.

    Azerbaycan’ın Karabağ operasyonunun başarıyla tamamlanmasının iftihar meselesi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muzaffer Azerbaycan ordusunu tarihi başarısı ve sivillere yönelik sergilediği insani tavrı dolayısıyla tebrik ediyorum.” diye konuştu.

    “Bölgede kapsamlı normalleşme için yeni fırsat pencereleri açılmıştır. Bu fırsatın değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum.” diyen Erdoğan, Erivan yönetimine seslenerek, “Ermenistan’ın kendisine uzatılan barış elini tutmasını artık samimi adımlar atmasını bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

    HAVALİMANINDA TÖREN

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Nahçıvan Havalimanı’nda Aliyev’in yanı sıra Azerbaycan Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Fuad Necefli, Nahçıvan Yüksek Meclisi Başkan Yardımcısı Anar İbrahimov, Nahçıvan Valisi Mirsenani Seyidov, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı ve Türkiye’nin Nahçıvan Başkonsolosu Asip Kaya ile ilgili yetkililer karşıladı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve bazı yetkililer Nahçivan’a geldi.

    MECLİS’TE RESMİ TÖREN

    Erdoğan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’ne gelişinde resmi törenle karşılandı.

    Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetlisi olarak çalışma ziyareti kapsamında Nahçıvan’a gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanından Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’ne, Aliyev ile aynı araçla geçti.

    Tören alanına Aliyev’le birlikte gelen Erdoğan, burada askerleri selamladı.

    Erdoğan ve Aliyev’in, tören alanındaki yerlerini almasının ardından iki ülke milli marşları çalındı.