Etiket: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

  • Erdoğan, yaşlı teyze ile sohbet etti

    Erdoğan, yaşlı teyze ile sohbet etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitingine katıldı. Miting alanında kendisini bekleyen yaşlı teyze ile sohbet eden Erdoğan, teyzenin, “Diyarbakır’da sandıkları patlatacağız” demesi üzerine, “Allah’ın izniyle. Ben sana inanıyorum” dedi.

    Yaşlı teyzenin “20 yıldır seninle beraberim” ifadesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize ne düşüyorsa her şeyi yapmaya hazırız” yanıtını verdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, teyzenin bazı sağlık problemlerinin olduğunu söylemesi üzerine, yanındakilere, yaşlı teyzenin ihtiyaçlarının karşılanması talimatını verdi. Yaşlı teyze, “Mezara kadar Recep Tayyip Erdoğan. Allah’ım var devletim var, yeter bana” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Batman’da halka hitap etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Batman’da halka hitap etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batman Valiliği önündeki Turgut Özal Bulvarı Adalet Caddesi’nde halka hitap etti. Batman ilçeleri ve köylerini selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 ay sonra yeniden Batman’a gelmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Batman’a olan muhabbetlerinin karşılıksız olmadığını söyleyen Erdoğan, “Şu anda Batman’daki katılım bunu gösteriyor. Meydana gelmeden önce sorun dedim katılım ne kadar, 50 bin olduğunu söylediler. Meydanlara sığmayan sevdanız için her birinize teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    “Birileri devletimize iftara atsa da yarım asırdır hep mazluma yardım eli uzattık”
    Türkiye Cumhuriyeti devletinin Filistin’e sahip çıkmadığını ileri sürüp iktidarı hedefe alanlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör devleti İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları yüreğimizi yakıyor. 173 gündür İsrail Filistin halkının direnişini kıramadı. Yapılan müzakerelar sonucu ateşkes ilan edildi. Filistin halkı tüm dünyaya bu destansı direnişiyle kendini göstermiştir. Gazzeli kardeşlerimizin barışa kavuşması için her türlü çabayı sergileyeceğiz. Varsın birileri devletimize iftira atacak kadar gözünü karartsın. Biz yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her döneminde olduğu gibi dün de bugün de yarın da zalimlere boyun eğmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

    “Altılı masadan eser kalmadı”
    Birilerinin zorla, milleti bilmediği ve istemediği siyasi tercihlere zorladığını dile getiren Erdoğan, 6’lı masanın da böyle yaptığını ancak darmadağın olduğunu söyledi. Erdoğan, “Altılı masa dediler şu anda hiç birisi parlamentoda değil. Masanın altına birilerini soktular ne çıktı hiç. Bugün siyaset arenasına baktığınızda Cumhur İttifakı kararlı bir şekilde devam ederken 6’lı masa yerle bir oldu. Şimdi birbirlerine kurdukları kumpasları gördükçe bizde hicap duyuyoruz. Allah Türkiye’nin yüzüne bakmış da bunlar iktidara gelmemiş. Zaten ne diyor bunlar, iyi ki kazanmamışız diyorlar. Bunları millete pazarlayanlar, bunların içlerinin boş olduğunu çok iyi biliyorlar. Benim Kürt kardeşlerime dahi o masaya oy verdirdiler. Aynı küstahlığı aynı milli irade simsarlığını bu seçimde de sürdürüyorlar. CHP ve DEM’li bir avuç dışında kimse bir şey bilmiyor. Milletimize dayatma yapıyorlar. Batmanlı kardeşlerim inanıyorum ki iradelerine ipotek koydurmayacaklardır. Vatandaşlarımız bunlara artık yeter diyecektir. Karar da tercih de benim diyen insanlarımızı meydanlarda görüyorum. İradesini pazarlık masasında meze etmeyecek Batmanlı kardeşlerimi karşımda görüyorum. İdaresine ve geleceğine sıkı sıkı sahip çıkanlar işte bu meydanlarda var. Sandıkta cumhur ittifakına verilen her oyun çok değerli olduğunu herkese izah edeceğiz, kırılan varsa gönlünü alacağız, bir şekilde her kesin sandığa gitmesini sağlayacağız. Hiçbir projesi olmayan siyasilere oyunu verip boşa gitmelerini engelleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Terör örgütünün yurt içindeki varlığı bitme noktasına geldi”
    Açıklamalarında terör örgütlerine vurulan darbelerden de bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke sınırları içerisinde hiçbir terör örgütünün barınamaz hale geldiğini söyledi. Erdoğan, “Türkiye olarak etrafımız çatışmalar ve savaşlarla çevrili olmasına rağmen hedefimize doğru kararlılıkla ilerliyoruz. Biz oyunlara gelmedik. Türkiye’yi bölgesindeki birçok ülkeyi saran ateşten uzak tuttuk. Bölücü örgütünün topraklarımızdaki varlığı bitme noktasına geldi. Suriye ve Irak’tan ülkemize tehditler bitmek üzere. Bölücü terör örgütünün buradaki varlığı bittikçe bölge ayaklandı turizm arttı, bölgedeki insanlarımızın tamamı kazandı. İnşallah bunu muhafaza edeceğiz. Ağır bedeller ödeme pahasına bundan taviz vermeyeceğiz” dedi.

    “Enflasyon rakamları yılın ikinci yarısından sonra düzelme eğilimi gösterecektir”
    Dünyayı etkileyen enflasyonun Türkiye’yi de olumsuz etkilediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu yenmek için güçlü bir kadro kurduklarını ve bu kadronun başına da Mehmet Şimşek’i getirdiklerini söyledi. Erdoğan, “Eski karanlık günleri kimse geri getiremeyecek. Bölgemizde bu kritik adımları atarken dünyayı etkileyen ve ülkemizi de etkileyen enflasyon meselesini göz ardı etmiyoruz. Güçlü bir kadro kurduk, bu kadronun başında da Batman’ın evladı Mehmet Şimşek var. Mehmet Şimşek’e tam itimadımız var İnşallah yılın ikinci yarısından sonra göstergeler düzelmeye doğru eğilimde olacaktır. Tüm hanelere sağladığımız 25 metreküplük ücretsiz doğalgaz desteğimiz bu yıl da devam ediyor. Enflasyon düştükçe ve deprem yükümüz düştükçe bunu daha çok programlı olarak halka destek sunacağız. Biz ne kimlik ne istismar siyaseti yapıyoruz sadece millete hizmet etmeye çalışıyoruz bu amaçla son 21 yılda Batman’a 91 milyar lira yatırım yaptık” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bugün 70 sente muhtaç olan değil 1 trilyon dolardan fazla milli geliri olan Türkiye’ye var”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bugün 70 sente muhtaç olan değil 1 trilyon dolardan fazla milli geliri olan Türkiye’ye var”

    Seçim öncesi mitinglerini sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aksaray mitinginden sonra Yozgat’ta halka hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan Yozgat mitinginde, Türkiye’nin milli gelirinin 1 trilyon doların üzerine çıktığını belirterek, “Bugün 70 sente muhtaç olan değil 1 trilyon dolardan fazla milli geliri olan Türkiye’ye var. Düne kadar toplu iğneyi ithal eden bir Türkiye vardı. Tabancasını bile yurt dışından satın alan değil 5.5 milyar dolar ihracatla savunma sanayinde destek yazan bir Türkiye var” dedi.

    “Bugün, Boraltan köprüsünde olduğu gibi kardeşlerine sırtını dönen bir Türkiye değil, kardeşlerinin haklarını korumak için her türlü adımı atabilen bir Türkiye var”
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçmişte Türkiye’de Boraltan köprüsünde soydaşlarımıza sırt dönüldüğünü hatırlatarak, “Bugün, Boraltan köprüsünde olduğu gibi kardeşlerine sırtını dönen bir Türkiye değil, kardeşlerinin haklarını korumak için her türlü adımı atabilen bir Türkiye var. Bugün Balkanlarda barışın korunmasında, Karabağ’da 30 yıllık işgalin sonlandırılmasında, Libya’da darbenin engellenmesinde aktif rol alan, güçlü, cesur, dirayetli bir Türkiye var. Türkiye’yi bu günlere sizlerle birlikte getirdik. Ekonomiden ihracata, turizmden istihdama ülkemizi her birlikte 4-5 kat büyüttük. Eli kanlı terör örgütlerine Irak ve Suriye’nin kuzeyini beraberce dar ettik. Ülkemizi birçok başlıkta parmakla gösterilir konuma birlikte getirdik. El ayranı ciğer soğutmaz diyerek başta savunma olmak üzere birçok alanda kendi göbeğimizi kendimiz kestik” dedi.

    “Yüzde 4.5 oranında büyüme kaydedildi”
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, deprem felaketine rağmen yüzde 4.5 oranında ekonomik büyüme sağlandığını ifade ederek, “Ekonomimizin ihracat, istihdam ve büyüme tarağında hiçbir sorunumuz yok. Deprem nedeniyle oluşan 104 milyar dolarlık ilave yüke rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 4.5 gibi çok büyük oranda büyüme kaydettik. Milli gelirimiz ilk kez 1.1 trilyon doların üzerine çıktı. İşsizlik oranımız yüzde 9.4 ile son 10 yılın en düşük seviyesini gördü. Turizmde 57 milyon turist ve 54.5 milyar dolar geliri yakaladık. Enflasyon konusunda da yılın 2. yarısından itibaren olumlu haberler gelmeye başlayacak. Nasıl daha önce enflasyonu tek haneye düşürdüysek aynı başarıyı tekrarlayacağız” dedi.

    “İçerisinde bulunduğumuz çağa Türk’ün mührünü vuracağız”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, içerisinde bulunulan çağa Türk’ün mührünü vuracaklarının altını çizerek, “İçinde bulunduğumuz asra Türk’ün mührünü hem de çok güçlü, çok kararlı bir şekilde vurmadan durmayacağız. Bunun için yapmamız gereken bellidir. Kimsenin bizi bölmesine, aramıza fitne sokmasına, aramıza nifak tohumları ekmesine izin vermeyeceğiz. En bu meydanda ezeli ve ebedi kardeşliğine sıkı sıkı sahip çıkan bir Yozgat görüyorum. Ben size inanıyorum. Fitneye, fesada yer vermeyeceğinize inanıyorum” dedi.

    “Muhalefet eski taş eski hamam devam ediyor.”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında “muhalefetin eski taş eski hamam devam ettiğini” belirterek, “Biz sadece iş yapmanın, eser ortaya koymanın sizlere layıkıyla hizmet etmenin, şehirlerimizi mamur etmenin peşindeyiz. Muhalefetin içler acısı halini sizler de görüyorsunuz. Son seçimlerde yaşadıkları yenilgiden sonra güya bir değişime gittiler. Ama 13’üncü Cumhurbaşkanımız diyerek yere göğe sığdıramadıkları genel başkanları dışında hiçbir şeyi değiştirmediler. Darbe severlikten ayrımcılığa, milletle ve milletin inanç değerleriyle kavga etmekten, faşizme kadar eski tas, eski hamam devam ediyor” dedi.

    “Şaft kaydı, dingil kırdı”
    Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de göndermede bulunarak, “Bay Kemal’in yerine bin bir umutla getirdikleri çırak genel başkan selefinden bile fason çıktı. Daha 5 ay bile demeden, muazere kayboldu, şaft kaydı, dingil kırıldı. Motor su kaynattı. Özgür Efendi! Bu eziyet bir an önce bitse de kurtulsak havasında 31 Mart’ı adeta iple çekiyor. Her gün konuşuyor. Bir şeyler söylüyor. Hatta arada CHP’li belediyeleri eleştirip bizim ulaştırma yatırımlarımızdan övgüyle bahsettiği de oluyor. Hatta bazen belediye başkan adayını sahneye bile çıkaramıyor. Ama ne hikmetse, bavullarla, çantalarla taşınan, deste deste dolarlar, avrolar hakkında ağzını bıçak bile açmıyor. Akıllı telefondan, banka uygulamasıyla otuz saniyede halledebilecekleri bir işlem için altı yedi adamı neden bu kadar yorduklarını açıklamıyor. Daha kapalı kapılar ardında DEM’le kurdukları ve içini deştikçe sürekli farklı şeyler çıkan matruşka ittifakını saymıyorum. Sorsan ittifak mittifak yok diyorlar. Ama neden belediye başkanı meclis üyesi olarak devşirme adaylar gösterdiklerinin sebebini söylemiyorum. Yani ortada tam anlamıyla bir siyasi dalavere ancak bundan her iki partinin seçmeninin de haberi yok. Kendilerine oy veren seçmenlerinin iradesini işporta malı gibi sürekli birilerine peşkeş çekiyorlar. 31 Mart seçimleri Türk siyasetinin bu kirli ve kibirli zihniyetten kurtuluşunun inşallah miladı olacak. Tabii bunun için sandıktan çıkacak sonuç çok çok önemli” şeklinde konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Şu anda terör örgütlerinin kaçacak delik aradıklarını görüyoruz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Şu anda terör örgütlerinin kaçacak delik aradıklarını görüyoruz

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde Çorum’da düzenlenen mitinge katılarak vatandaşlara seslendi. Çorum il merkezindeki Kadeş Barış Meydanı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çorum’un güzelliğini, siz değerli kardeşlerimin şu güzelliğini satın almaya dünyanın gücü yetmez. Dedim bir sorun, Çorum’da ne kadar katılım var, 40 bin kişi. Çorum bugün bir başka güzel. Çorum ile bizim aramıza kimse giremez. Yiğidin harman olduğu yer Çorum, bitti. Çorum ile olan yol ve dava arkadaşlığımızın bizde yeri ayrıdır. Çorum kurulduğu günden beri harekatımızı bağrına basmıştır. Bugüne kadar girdiğimiz 17 seçimin hepsinde sizlerin desteğini, duasını, sevdasını hep yanımızda gördük. Siz bizi yalnız bırakmadınız. 14-28 Mayıs seçimlerinde de hamd olsun bu gelenek değişmedi. Türkiye’nin en kritik seçimlerinden bir tanesinde Çorumlu kardeşlerimiz bize, Cumhur İttifakı’na sahip çıktı. Cumhur İttifakı’na, milletvekilliğinde yüzde 60,50, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 65’i bulan oy oranları ile destek veren Çorum’a şükranlarımı sunuyorum. Biz Çorum’dan razıyız, Allah da sizden razı olsun. Siz nasıl bize sahip çıktıysanız, biz de size teşekkür borcumuzu daha faza teşekkür ederek yerine getireceğiz. Çorum’un her meselesi, her sıkıntısı, her talebi bizim meselemizdir. Bugüne kadar el ele, omuz omuza verdik. Çorum’u bölgesinin en gözde, en güzel şehirlerinden bir tanesine dönüştürdük. Artan ihracatı ile üretimiyle, sanayisiyle, dinamik ekonomisiyle Çorum bir başarı örneği olarak tüm Türkiye’de, kendinden söz ettiriyor. Yapacağımız ilave yatırımlarla Çorum’un bu vasfını inşallah daha da güçlendireceğiz. Hepimiz şu gerçeği çok iyi biliyoruz, Çorum’un elde ettiği başarılarda hükümetimizin icraatlarının yanı sıra, belediyemizin çalışmalarının da önemli payı var. Şehrimizde rahmetli Arif Ersoy hocamızla başlayan hizmet ve eser siyaseti sonraki gelen arkadaşlarımız tarafından da devam ettirildi. Rabbim hepsinden razı olsun. Sanayicisi, tüccarı, üreticisi, çiftçisiyle tüm Çorumlu kardeşlerimiz de bu çabalarımızda bize destek verdi. Çorum’un başarı hikayesini hep beraber yazdık. Sizler çalıştınız, didindiniz, kabuğunuzu kırmak için mücadele ettiniz. Biz de her alanda sizleri destekledik, önünüzü açtık, işinizi kolaylaştırdık. İnşallah 31 Mart’ta bu birlikteliğimizi daha da perçinleyeceğiz. Çorum’un yeni başarılara imza atması için ne gerekiyorsa yapacağız. Ama onun için 31 Mart imtihanını vermemiz gerekiyor. 31 Mart’ta yine özellikle Çorum’un destan yazacağından şüphe duymuyorum. 1994’ten beri tam 30 yıldır sürdürdüğümüz güzel geleneği yine bozmayacağız. Çorum’da gerçek belediyecilikle durmak yok, yola devam. Karşımdaki şu meydanda 31 Mart seçiminin zaferini duyuyorum. Öyle bir ses verin ki yankısı Ankara’ya ulaşsın” dedi.

    “Bir dönem bizim yanımızda, yöremizde durup beklentileri karşılanmayınca hemen başka yerlere dümen kıran cambazlara karşı dostlarımızı uyaracağız”
    Çorumlulardan diğer iller için de destek isteyen Erdoğan, “Benim yol ve dava arkadaşım Çorum budur. Sadece Çorum’u rekor oylarla kazanmak yetmez. Ankara ve İstanbul başta olmak üzere diğer vilayetlerdeki tüm hemşehrilerimizi de telefonlarla aramaya var mıyız? İstanbul’u, Ankara’yı arayacağız değil mi? Nazımızın geçtiği ne kadar tanıdık var ise bir şekilde ulaşacağız. Onları da AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın adaylarına oy vermek için ikna edeceğiz. Bir dönem bizim yanımızda, yöremizde durup beklentileri karşılanmayınca hemen başka yerlere dümen kıran cambazlara karşı dostlarımızı uyaracağız. AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na kaybettirmek için çalışanların oyununa gelmemek için, onları da iyi niyetle ikaz edeceğiz. Rabbim emeklerinizi zayi etmesin, rabbim muhabbetimizi, dayanışmamızı daim etsin” ifadelerine yer verdi.

    “Artık silahlı insansız hava araçları ile sınırımızdan 300-350 kilometre ötede hainleri tespit ediyor ve dünyayı başlarına yıkıyoruz”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Bugün bölgesinin parlayan yıldızı olan Çorum geçmişte çok acı olaylar yaşadı. Milletimizin birliğini, dirliğini, huzurunu hedef alan karanlık çevreler Maraş’ta, Çorum’da, daha sonra Sivas’ta provokasyonlar denediler. Alevi-Sünni diyerek bizi bölmek istediler. Kürt-Türk diyerek aramıza nifak sokmaya çalıştılar. Laik-anti laik diyerek sosyal barışımızı bozmaya yeltendiler. Maalesef bunların bir kısmında da başarılı oldular. 1980 darbesine giden yolun, 28 Şubat müdahalesinin ortamı, ne idiği belirsiz tiplerin sağdan sola arzı endam etmesiyle hazırlandı. İktidarlarımız döneminde Cumhuriyet mitingleri kılıfı altında yapılan darbe çağrılarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Gezi hadisesinde ağaç bahanesi ile sokaklarımızın ateşe verilmesinden FETÖ’cü alçakların 15 Temmuz ihanetine kadar bu saldırıların ardı arkası hiç kesilmedi. Bunda başarılı olamayınca bu sefer Suriye’de bir terör koridoru kurarak bizi kuşatmak istediler. Ardından DEAŞ’ı üzerimize saldılar. Suriye’ye düzenlediğimiz harekatlarla tüm bu saldırıları püskürttük, oyunları bozduk, vatanımızı bölme planlarını yırtıp attık. Ülkemizin üzerinde ameliyat yapılmasına izin vermedik. Sadece bununla da kalmadık, terörü kaynağında yok etme stratejisini uygulayarak teröristlerin inlerini başlarına geçirdik. Bunu Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Dereler’de yaptık. Şu anda terör örgütlerinin kaçacak delik aradıklarını görüyoruz. Artık silahlı insansız hava araçları ile sınırımızdan 300-350 kilometre ötede hainleri tespit ediyor ve dünyayı başlarına yıkıyoruz. Türkiye’yi bölücü terör örgütü belasından kurtarıncaya kadar bu mücadelemizi devam ettireceğiz.”

  • Erdoğan: Ortada bir ‘matruşka ittifakı’ var

    Erdoğan: Ortada bir ‘matruşka ittifakı’ var

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Başkent Millet Bahçesi’ndeki “Büyük Ankara Mitingi”nde halka seslendi.

    Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

    Sözlerimin hemen başında dün Moskova’daki bir konser salonuna yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı dolayısıyla ülkem ve milletim adına Rusya hükümetine taziyelerimizi iletiyoruz. Masum sivilleri hedef alan bu menfur terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Terör kimden gelirse gelsin, faili kim olursa olsun kabul edilemez. Terörün kanlı yüzünü çok iyi bilen bir ülke olarak Rus halkının acısını milletçe devletçe paylaşıyoruz. İnsanlığın ortak düşmanı olan teröre karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.

    Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum. Rabbimden bizleri Ramazan’a ulaştırdığı gibi bayrama da ulaştırmasını niyaz ediyorum. Selçuklu’nun paylaşılamayan şehri, Osmanlı’nın emaneti, cumhuriyetin başkenti Ankara maşallah bugün bir başka güzel. Sordum Ankara mitingimizde katılım ne kadar? Ne dediler, 200 bin maşallah. Demek ki, 31 Mart’ta bu katılım Ankara’da her şeyi değiştirecek. Buna hazır mıyız? Buna var mıyız? Öncelikle Ankara’ya ve Ankaralı’lara 14-28 mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı’na verdikleri samimi destek için teşekkür ediyorum. Milletvekilliğinde yüzde 47, cumhurbaşkanlığında yüzde 49’luk oy oranlarıyla milli irade bayrağını başkentin burcuna bir kez daha diktiniz. Esasen bizim Ankara ile aramızdaki gönül bağına baktığınızda bu oranların çok daha ilerisinde olduğunu görüyoruz. İnşallah 31 Mart’ta Ankara ile aramızdaki muhabbetin derinliğine uygun bir sonuçla bunu telafi edeceğiz. Başkentimize de böylesi yakışır.

    “Ankara kıyamete kadar mazlumların ümidi olmaya devam edecektir”

    Ankara’nın milli mücadelenin ardından başkent olması öyle birilerinin iddia ettiği gibi tesadüf eseri değildir. Tarihinin her döneminde Ankara şehir kimliğini muhafaza etmiş bir yerdir. Ankara, bir bozkır kasabasıydı diyerek bu şehri küçümseyenler, onun gerisindeki parıltılı geçmişten habersizler. Devlet kuracak, organizasyon kabiliyetine ulaşan Ankara ahilerinin mücadelesi bile tek başına bu şehri tarihte seçkin bir yere taşımaya yeter. Ne diyor o güzel marşta; Ankara Ankara güzel Ankara, seni görmek ister her bahtı kara, senden yardım umar her düşen dara. Allah’ın izniyle Ankara kıyamete kadar mazlumların ümidi olmaya devam edecektir. Biz de bu dünya şehri Ankara’ya layık olmaya çalışıyoruz. Bu şehir sadece devletin merkezi sıfatıyla sahip olduğu kamu gücünden ibaret değil. Bunun yanında Ankara sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla en önemlisi insanıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır. Bugün burada Başkent Millet Bahçesi’nde bir araya gelen sizler sadece Ankara’ya sadece ülkemize değil tüm dünyaya mesaj veriyorsunuz.

    “Yatırımların hazırlıklarını Ankara’da yaptık”

    Bir asır önce düşman Ankara’nın kapısına kadar dayanmıştı. Top seslerinin Ulus’taki Meclis’ten duyulduğu o zor günlerde ortaya konan güçlü iradenin yankıları hala sürüyor. Aynı irade 15 Temmuz gecesi darbecileri sokaklara, meydanları çıktıklarına pişman eden ruhun adıdır. Bu ruh hem milli mücadeleyi zafere ulaştırdı, hem cumhuriyetimizi kurdu, hem tüm demokrasi ve kalkınma atılımlarımıza ilham oldu. Çok partili siyasi hayata geçtiğimizden beri demokrasimizin başına kara bulutlar her toplandığında baharı önce Ankara başlattı. Ülkenin her karışını ilmik ilmik ördüğümüzün yatırımların hazırlıklarını Ankara’da yaptık. Milletimizin her bir ferdinin hayatına dokunan hak ve reformlarımızı burada gerçekleştirdik. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına atıfla hazırladığımız 2023 hedeflerimizi Ankara ile birlikte fiiliyata geçirdik. Şimdi burada bu meydanda aynı hissiyatı, aynı heyecanı ben şu katılımla aynı azmi görüyorum. Allah’ın izniyle Ankara, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına hazır. Türkiye Yüzyılı ile ülkemizi dünyanın devlet ligine yükseltme mücadelemizde bizimle yol yürüyeceğinize inanıyorum. Ankara yanımızda olduğu müddetçe yedi düvel karşımıza çıksa evelallah yıkar geçeriz.

    “Çöp, çukur, çamur… bu CHP’nin pratiğidir”

    Ankara’yı bilmek, Ankara’yı anlamak, Ankara’yı sevmek elbette önemli. Ama asıl mühim olan Ankara’yı tüm vasıflarına uygun eser ve hizmetlerle donatmaktır. Şurada mevcut Ankara belediye başkanı şu 5 yılda Allah aşkına siz Ankaralılar olarak ne yaptı? Yollarımızın hali ortada. Çöp, çukur, çamur… bu CHP’nin pratiğidir. Bundan başkasını bunlar yapamaz. İstanbul’da da öyleydi. Onlardan devraldık. Ankara da öyle. Çöp, çukur, çamur. Bunlardan artık kurtulalım. Beş yıl boşuna geçti. Onun için 31 Mart çok önemli. Ankara’yı başkentlik sıfatına uygun hizmet veremeyenlerden kurtarma vakti çoktan gelmiştir. Öyleyse 31 Mart akşamı bu işin hakkını verelim.

    “Ankara daha fazla yavaşlamayı, daha fazla ataleti kaldıramaz”

    Burası hiçbir şey yapmayarak üstüne bir de bununla övünerek idare edilebilecek bir şehir değildir. Bunca yılın Ankaralısı olarak şehrin nereden nereye geldiğini de, nerede durduğunu hatta gerilediğini de bizzat görüyoruz, biliyoruz. Hele hele ana kademe, kadın kolları, gençler sizler bunu çok iyi biliyorsunuz. Ankara daha fazla yavaşlamayı, daha fazla ataleti kaldıramaz. Nedir bu yavaşlardan çektiğimiz. Ankara’yı bu içine düştüğü sıkışmışlık, çaresizlik, dayatma halinden bir an önce kurtarmak gerekiyor. Ulaşımda çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu. Trafikte çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu öyleyse şu 9 gün sonra bu işin hakkını verelim. Sandıkları patlatalım. Turgut Altınok kardeşimiz ile büyükşehirde, diğer adaylarımızla ilçelerde bu şehirde eser ve hizmet çağını çok daha güçlü bir şekilde yeniden başlatmak istiyoruz.

    “1 Nisan’dan itibaren çok daha farklı bir hizmeti ortaya koyacağız”

    Kimsenin şahsıyla alıp veremediğimiz yok. Bizim tek derdimiz bin yıllık kadim yurdumuzu ve başkentimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Cumhurbaşkanınız olarak ve tüm grup bakanlıklar hep beraber biz zaten üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz, yapacağız. Yerel yönetimlerle el ele vererek 1 Nisan’dan itibaren çok daha farklı bir hizmeti ortaya koyacağız. Metrolardan otoyollara, millet bahçelerinden kentsel dönüşüm projelerine kadar pek çok eseri hizmete açtık. Bu işin mahalli idareler ayağını da sağlam tutalım ki verdiğimiz emek, tahsis ettiğimiz kaynak boşa gitmesin. Ankara’yı taşlarına, dar sokaklarına bakıp göz yaşlarımızı silerek başkent yapmış olabiliriz. Ancak Ankara’yı aynı standartlara mahkum etmeye çalışanların vizyonsuzluğuna rıza göstermek zorunda değiliz. Nüfusu pek çok ülkeden fazla Ankara’mız her şeyin en iyisine, en güzeline, en modernine layıktır.

    Alt yapısıyla, üst yapısıyla şehir içindeki ve kırsaldaki mahalleleri ile Türkiye Yüzyılı’na hazırlamayı vaat ediyoruz. Başkentimizi içinde oturanlarının ve çalışanlarının huzurla işte benim şehrim diyeceği konuma getirmek arzusundayız. Sadece bu değil, Ankara buraya gelen ve gören herkesin hayranlık duyacağı bir şehir olmalıdır. Bu potansiyele de ziyadesiyle sahiptir. Caddeleriyle, parklarıyla, ulaşımıyla, alt yapısıyla, sosyal ve kültürel donatılarıyla hep birlikte gurur duyacağımız bir Ankara’nın peşindeyiz. Çok mu şey istiyoruz? Hayır, hepsi mümkün. Bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı Türkiye’ye yakışır bir başkent için 31 Mart’ta her şey ayağımıza geliyor.

    “Kaybettiğimiz yılların telafisi ancak son 21 yılda mümkün olabildi”

    Demokrasi ve kalkınma yolculuğu hem uzundur hem meşakkatlidir. Ülkemiz bu bakımdan talihsiz kesintiler yaşamıştır. Cumhuriyet dönemi boyunca kaybettiğimiz hazine değerindeki yılların telafisi ancak son 21 yılda mümkün olabildi. Ankara tüm bu süreçlerin en yakın şahididir. Ülkemizi büyütmek ve güçlendirmek, milletimizin hak ve özgürlüklerini genişletmek, insanımızın refahını artırmak için attığımız her adımda gizli açık nice engellemelerle karşılaştık. Bunların bir kısmını dal budak salmadan bertaraf ettik. Bir kısmının üstesinden bedel ödeyerek geldik.

    “Gece gündüz Türkiye aleyhinde çalışanlar var”

    Emperyalistlerin ülkemizi dizleri üzerine çökerterek kendilerine tabi kılmak için sahneledikleri oyunlara maalesef içeriden destek veren figüranlar da çıktı. Bu aparatlar kimi zaman vesayet, kimi zaman terör örgütü, kimi zaman darbeci, kimi zaman siyasi, sosyal veya ekonomik tetikçi kisvesiyle arzı endam etti. Meşhur hikayedir, gövdesine ardı ardına balta darbeleri inen ağaç duruma şöyle bir bakıp, sapı bendendir diye hayıflanmış. Ülkemizin demokrasi ve kalkınma hamlelerine çelme takanların çoğu işte aynı hissiyatı taşıyor. Kağıt üzerinde bu ülkenin siyasetçisi, sivil toplum temsilcisi, medya mensubu, sosyal medya kullanıcısı olduğu halde gece gündüz Türkiye aleyhinde çalışanlar var.

    “CHP’nin takındığı tutum ülkemiz adına endişe vericidir”

    Kimi zaman üzüldüğümüz, kimi zaman öfkelendiğimiz bu tiplerle uğraşmak bizi bir hayli yorsa da yolumuzdan alıkoymadı. En çok da ana muhalefet partisi CHP’nin takındığı tutum ülkemiz adına endişe vericidir. Bu partinin tek parti faşizmi döneminde işlediği ve milletimizin kalbinde derin yaralar açan günahlarını bir kenara koyuyorum. Sadece son 21 yılda bu parti bir dönem vesayetin sözcülüğünü yürüttü. Bu parti bir dönem FETÖ ihanet çetesinin taşeronluğunu üstlendi. Bu parti bir dönem PKK’nın ve Suriye’deki uzantılarının savunuculuğuna soyundu. Bu parti her dönem Amerika’nın, Avrupa’nın Türkiye husumetiyle maaruf uluslararası kuruluşların sesi oldu.

    Geçtiğimiz mayıs ayındaki seçimlerde kurulan tuhaf ittifakı hatırlıyorsunuz. 6’lı masa, altında da ne vardı? DEM, ne oldu? Hepsi dağıldı mı? Bu 6’lı masadan parlamentoya giren var mı? Bu dersi kim verdi? Siz verdiniz, siz. Benim milletim istemezse hiçbir şey olmaz. Birbirlerini yolda görseler selam vermeyecek olanları cumhurbaşkanı yardımcılığı vaadi ile milletvekilliği kontenjanı dağıtarak güya aynı masa etrafında bir araya getirdiler. Bay bay Kemal ne oldu? Ama Ankara’da bir apartman dairesi bulmuş. Şimdi orada kalıyormuş. Bunların hepsinin akıbeti aynı olacak. Ülke ve millet hayrına herhangi bir ortak payda olmadığı için seçim bitince hepsi de darmadağın oldu. Halbuki Cumhur İttifakı dimdik ayakta yoluna devam ediyor.

    “Vatandaşlarımız bu karanlık ve kirli ilişkiyi içlerine sindiremiyor”

    CHP geçen seçimlerde o zamanki ismiyle HDP ile gizli saklı işbirliği yapmıştı. Bu seçimlerde yine utana sıkıla adını koyamadıkları ama altta belediye başkanlıklarını, belediye meclis üyeliklerini, belediye bürokrasisini paylaştıkları kirli bir pazarlığa giriştiler. Ortada kapağını kaldırdıkça sürekli yeni şeyler çıkan bir Matruşka ittifakı var. Bundan seçmenin haberi yok. Onlar da ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. Yeni adıyla DEM’e oy veren vatandaşlarımız da CHP’ye gönül veren vatandaşlarımız da bu karanlık ve kirli ilişkiyi içlerine sindiremiyor. Bir varmış, bir yokmuş muamelesi yapılan bu ittifaktan toplumumuzun her kesimi gibi bu partilere oy veren vatandaşlarımız da rahatsız.

    “Para kulelerinin izahını yapamadılar”

    Ortaya bir de deste deste dolarlar, avrolar çıktı. Şimdi mahkemelerde hesap veriyorlar. CHP’den hiçbir Allah’ın kulu çıkıp da para kulelilerinin doğru dürüst izahını yapamadı. Mesela, banka uygulamasıyla 30 saniyede yapabilecekleri basit işlem için neden kendilerine bu kadar eziyet ettiklerinin cevabını veremediler. Öyle ya, birine para gönderecekseniz internet bankacılığı duruyorken valize, çantaya ve bunları taşımak için 6-7 kişiye ne gerek var. Son derece makul bu soruları cevaplamak yerine suçu AK Parti’ye yüklemeye kalktılar. Parayı getiren CHP belediyesinin bürokratı, parayı toplayan CHP belediye başkanının müdürü, parayı aldığı söylenen kişinin beyan ettiği rakamlarla ortadaki meblağın ilgisi yok. Ama suçlu AK Parti. Türk siyaseti çok yüzsüzlük, çok utanmazlık, çok pişmanlık gördü fakat böylesiyle ilk defa karşılaşıyoruz.

    Genel başkanları darbe çığırtkanlığı yapıyor. Adaylarının biri kirli ilişkileri, kibri ve yalanlarıyla ortada geziyor. Bir diğeri terör örgütünü övüyor, bir başkası millete hakaret ediyor, ötekisi tembelliğine metiye düzer. Böyle ana muhalefet partisi olur mu? Bu partiye umut bağlayanlara yazık değil mi? Geçmişleri ne olursa olsun CHP amblemi altında seçime girenler kendilerini tüm bunların vebalinden kurtarabilir mi? Milletimiz 31 Mart’ta CHP’ye de, DEM’lendiği ortaklarına da kazanmak değil sadece AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na kaybettirmek için ortada dolananlara da hak ettikleri cevabı sandıkta verecektir. Biz bugüne kadar milletimize güvendiğimiz, inandığımız, sırtımızı daima milletimize yasladığımız için hiçbir konuda hayal kırıklığına uğramadık, kaybetmedik. İnşallah bu sefer de milletimiz tercihini istismar siyasetinden değil eser ve hizmet siyasetinden yana kullanacaktır.

    “Ankara’ya son 21 yılda 1 trilyon 91 milyar lira kamu yatırımı yaptık”

    İl mitinglerimizi genellikle o şehre yaptığımız yatırımların özetini anlatarak yapıyoruz. İşte dün Karabük’teydim, Karabük’ten Çankırı’ya geçtim. Her ikisinde de 40 bin civarında katılım vardı. Oralarda neler yaptık onları anlattım. Hele hele konu Ankara olunca bu yatırımların listesi öylesine uzun ki, ne kadar özetlersek özetleyelim bitecek gibi değil. Bunun için sadece bir kaç başlığı zikrederek başkente yaptığımız hizmetleri hatırlatmak istiyorum. Ankara’ya son 21 yılda 1 trilyon 91 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık.

    Faaliyete geçirdiğimiz 12 yeni üniversite ile toplamda 21 yükseköğretim kurumuna ulaşıp Ankara’nın eğitim şehri unvanını biz güçlendirdik. Hizmete açtığımız yaklaşık 30 bin kişilik yurtlar ve 133 spor tesisi ile gençlerimize sahip çıktık.

  • Erdoğan: Türk siyasetini kirletmeye kimsenin hakkı yok

    Erdoğan: Türk siyasetini kirletmeye kimsenin hakkı yok

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Albay Karaoğlan Caddesi üzerinde düzenlenen mitingde halka hitap etti.

    9 yıl aradan sonra Karabük’e gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Osmanlı’ya nice devlet adamı yetiştiren, şairleri ve yazarlarıyla nam salmış Karabük’te sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu sefer arayı biraz açtık galiba. Karabük’ü özlemişiz. Sanki Karabük’te bizi eccük özlemiş gibi. Şu katılıma bak. Merak ettim sordum. Ne kadar. Emniyetin verdiği rakam 46 bin. Bu ne demektir? 31 Mart akşamı inşallah Karabük’te zaferi beraber kutlayacağız. Karabük, Cumhuriyetimizin yurdu demir ağlarla örme, bu hedefin ilk meyvelerinden biri olarak milletimizin gıpta ettiği bir iftihar tablosudur. Demir yollarının sadece ulaşım ağından demir çelik fabrikalarının sadece bir tesisten ibaret olmadığının aynı zamanda koskoca bir şehri doğurabildiğinin ispatı Karabük’tür. Bu şehrin 13 haneli bir köyünden bu günkü modern şehre dönüşümü Cumhuriyetimizin kazanımlarından biridir. Ekmeğini demirden çıkartan insanların şehri olan Karabük Türkiye sanayisinin de can damarları arasında yer alıyor. Fabrikalar yapan fabrikasıyla ekonomimize eşsiz katkılar sağlıyor. Karabük’e hizmet etmek Gazi Mustafa Kemal’in mirası olan bu şehri daha ileriye götürmek aynı zaman bizim için bir refah meselesidir”

    Karabük’ün Mayıs ayındaki genel seçimlerde cumhur İttifakı milletvekilliğinde yüzde 62, Cumhurbaşkanlığında yüzde 64’e varan destek verdiğini ifade eden Erdoğan, “Sizlerin sevgisine, vefasına, kardeşliğine, layık olabilmek için bizler de daha çok çalışacağız. Ben Cumhurbaşkanı olarak ekibimle çok çalışacağım. Ve yerel yönetimlerle el ele vereceğiz” dedi.

    “Karabük’ü çok daha farklı bir yere taşıyacağız”

    Karabüklülerin 31 Mart günü sandıkta daha yüksek oy oranlarıyla destek vereceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karabük hem güzel hem de merhametli bir şehir olarak ülkemiz için bir rahmettir. Geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan seçimlerde Cumhur İttifakına milletvekilliğinde yüzde 62’yi aşan Cumhurbaşkanlığında kardeşine yüzde 64’e varan oranlarda destek verdiniz. Bunun için her birinize ayrı yar ayrı şükranlarımı sunuyorum. 31 Mart’ta sandıkta çok daha yüksek oy oranlarıyla yanımızda olacağınıza inanıyorum. Sizlerin sevgisine, vefasına, kardeşliğine, layık olabilmek için bizler de daha çok çalışacağız. Ben Cumhurbaşkanı olarak ekibimle çok çalışacağım. Ve yerel yönetimlerle el ele vereceğiz. Allah’ın izniyle Karabük’ü çok daha farklı bir yere taşıyacağız. İşçi, esnaf, üretici, emekli, öğrencisiyle bu şehirde yaşayan her bir kardeşimin üzerimize hakkı var. Bunları ödemekle mükellefiz. Bilhassa çalışanlarımızın ve emeklilerimizin yaşadığı sıkıntıların çözümü boynumuzun borcudur” dedi.

    “Sırtlarında yumurta küfesi olmayanlar diledikleri gibi atıp tutabilirler”

    Bazılarının söz verip göreve gelince unuttuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sırtlarında yumurta küfesi olmayanlar diledikleri gibi atıp tutabilirler. Bunlar meydanlarda söz verip göreve gelince unutmayı bilirler. Biz ise bir şeyi söylediğimiz zaman yapmakla mesulüz. Önce tüm hazırlıklarımız tamamlayacağız. Ondan sonra da çıkıp sözümüzü söyleyeceğiz. Aksi halde ötekilerden farkımız kalmaz. Ülkemizin son 10 yılda yaşadığı badireleri biliyorsunuz. Hepsinin üzerine bir de asrın felaketi olan 6 Şubat depremleri yaşandı. Depremin ekonomimize getirdiği ilave fatura 104 milyar dolardır. Sadece bu yıl için deprem bölgesine 1 trilyon liradan fazla kaynak aktardık. İstanbul başta olmak üzere risk altındaki şehirlerimizin süratle depreme hazırlanmaları gerekiyor. Önümüzdeki en büyük problemi olan enflasyon yılın ikinci yarısından itibaren düşmeye başladığında bunların hepsi için daha geniş bir hareket alanına sahip olacağız. Ülkenin imkanlarını milletimizin tüm kesimlerine yansıtarak son dönemde yaşanan refah kayıplarını fazlasıyla telafi edeceğiz. Türkiye’yi 21 yılda nasıl 3 kat büyüttüysek önümüzdeki dönemde 2 kat daha büyüterek bunu başaracağız. Azimle ve sabırla çalışarak üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur. Yeter ki birlik ve beraberliğimize, Kardeşliğimize sahip çıkalım. Yeter ki aramıza bozguncuları ve fitne tüccarlarını sokmayalım. Gerisi sadece vakit ve planlama meselesidir. Karabük’ün bu zorlu süreçte yanımızda yer alacağın inanıyorum. Buradan öyle bir ses verin ki duymayan kalmasın. Seçim gününe kadar ana kademe, kadın kolları, gençler, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Karabük ile birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakının renkleriyle boyamaya var mıyız? Şu mübarek günlerde verilen sözler çok daha önemli. Başı rahmet ortası mağfiret sonu ebedi azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif’inizi tekrar tebrik ediyorum. Ramazan Bayramı gelmeden 31 Mart’ı milli irade bayramı olarak beraberce kutlayacağız” ifadelerine yer verdi.

    “Her seçim aynı zamanda kimin kiminle yol yürüdüğünü kimin nerede durduğunu görmemize vesile olan tarihi bir sınamadır”

    Seçim dönemlerinin demokrasi şölenleri olmasının ötesinde anlamlara sahip olduğunu, her seçimde kimin kiminle yol yürüdüğünün sınaması olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

    “Ülkemizde seçim dönemleri Cumhurbaşkanından, milletvekiline ve belediye başkanına kadar her kademedeki yöneticilerin belirlendiği demokrasi şölenleri olmasının ötesinde anlamlara sahiptir. Her seçim aynı zamanda kimin kiminle yol yürüdüğünü kimin nerede durduğunu görmemize vesile olan tarihi bir sınamadır. Cumhur İttifakı olarak biz seçime ister birlikte ister ayrı adaylarla girelim hep Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet. Bir olacağız, iri olacağız. Diri olacağız. Şu karşımdaki tablo gibi kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Siyasetimiz milletimizin birliği, vatanımızın bütünlüğü, devletimizin bekası çevresinde şeffaf ve erdemli bir tarzda şekillendi. Geçtiğimiz Mayıs ayında karşımızda kurulan ittifakı hatırlıyorsunuz değil mi? Şimdi kerede bunlar. Altılı masa ne oldu? Parlamentoda bunlardan bir kişi yok. Hepsi gitti. Dağıldılar gittiler. Birisi de hani diyordum ya o da Ankara’da bir daire ona tutmuşlar. Kim o. Şimdi o dairede takip ediyor. Tüm suçu Bay Kemal’in sırtına yükleyip hepsi de şimdi kendi keyfine bakıyor. Altılı masa dediler, 16’lı masa dediler. Birileri de masanın altına girdi. Şimdi bizim Karadeniz’in çayını demliyorlar. Bu ucube ittifaktan geriye kala kala masanın gizli ortağı Dem ile bir türlü adını koyamadıkları, millete çıkıp ne olduğunu anlatamadıkları tuhaf bir ilişki kaldı. Sorsan ittifak yapmadık diyorlar. Ama pek çok yerde ortak belediye başkanı adayı ortak meclis üyesi listesi çıkartıyorlar. Belediye bürokrasisi pazarlığı yapıyorlar. DEM’in hiçbir söz hakkı olmayan tabanının iradesini tek parti faşizminin günümüzdeki temsilcisi CHP ile pazarlık masasına sürdüler. Bedeli hala bilinmeyen bu kirli pazarlıkların gerisinden hangi pis kokular hangi menfaat paylaşımları hangi hain taktikler çıkacak inşallah hep birlikte göreceğiz. Şu anda yargı bunları takip ediyor. Şimdiden bazı emareleri ortaya çıkmaya başladı.”

    “Türk siyasetini bu kadar kirletmeye, kendilerine oy verenler başta olmak üzere insanımızı bu kadar utanmaya kimsenin hakkı yok”

    Türkiye’nin gündeminin deprem, terörle mücadele olduğunu ancak muhalefetin başka tavırlar sergilediğini söyleyen Erdoğan, “Ülkenin gündemi deprem. Bunların umurunda değil. Hatta depremzedelere hakaret ederek gerçek karakterlerini sergiliyorlar. Ülkenin gündemi sınırlarımızın terörden arındırılması. Ama bunların umurunda değil. Hatta ortaklarına yaranmak için utanmasalar terör örgütüne militan yazılıp ideolojik eğitime girecekler. Ülkenin gündemi çalışanların refah kaybının telafisi. Ama bunların umurunda değil. Hatta istismarla ettikleri üç beş lafı saymazsak buradan kendilerine çıkacak siyasi rantı düşünüp el ovuşturuyorlar. Hangi meseleyi ele alırsak alalım. Karşımıza benzer manzaralar ortaya çıkıyor. Şimdi ortaya deste deste valiz valiz para görüntüleri çıktı. Dolar mı dersin Euro mu dersin. Şimdi bunlar var. Türk siyasetini bu kadar kirletmeye, kendilerine oy verenler başta olmak üzere insanımızı bu kadar utanmaya kimsenin hakkı yok. Nereden nerelere geldik. Hale bak. Bunun için kızarmasını bilen bir yüz utanmasını bilen bir yapı lazım. Allah’tan korkuları var mı bilemeyiz. Ama kuldan utanması olmayandan uzak durmak lazım. Bunun adı siyaset değil. Ortada eser ve hizmet namına en ufak bir şey yok. İstanbul’da var mı? İstanbul’un karışını bilirim. İstanbul’da doğdum, orada büyüdüm, belediye başkanlığı yaptım. İstanbullu oradan sonra aldı beni Başbakanlığa sonra da Cumhurbaşkanı oldum. Tam tersi kendilerini hiçbir iş yapmamakla hiçbir proje sahibi olmamakla övünecek kadar sefil bir duruma düşürmüş halde. Hiç değilse kabahatlerini kabul edip bir kenara çekilme erdemini gösterseler maalesef o da yok. Milletimiz her seferinde sandıkta bunlara derslerini vermesine rağmen ısrarla ve inatla iktidara gelmeyi umut ediyorlar. Birbirlerine öyle gaz veriyorlar ki Türkiye’yi bilmeyen biri baktığında ortada bir şey var sanır” dedi.

    “Bu CHP, DEM’den ve maalesef duruşlarıyla onlardın değirmenlerine su taşıyanlardan hiçbir şey olmaz”

    İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘Aramızda kalsın kazanıyoruz’ sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün ekranlarda aramızda kalsın kazanıyoruz diyorlardı. Bu günde aynısını diyorlar. Meydan meydan geziyorum. Aramızda kalacak bir şey yok. Herkes bilsin. Bu CHP, DEM’den ve maalesef duruşlarıyla onlardın değirmenlerine su taşıyanlardan hiçbir şey olmaz. Bunlar daha kendi içlerinde bir insicam sağlayamamışlar ki ülkeye ve millete hayırları dokunsun. Kavga, gürültü, didişme, ayak oyunları hiçbir gün eksik olmuyor. Demokrasinin güzel tarafı, medya, sosyal medya, uluslararası medya ne derse desin son sözü sandığın söylemesi noktayı milli iradenin koymasıdır. İnşallah 31 Mart’ta Türkiye belediye başkanlarını seçme yanında muhalefetin suratına bu hakikati bir kez daha çarpacaktır. Ben Karabüklüye inanıyorum, ben halkıma inanıyorum. Karabük’ün bu milli irade şahlanışında en ön saflarda yer alacağına inanıyorum. Bunun için sizlerden söz istiyorum. 31Mart’ta derdi ülkesi, milleti, şehri olmayanları sandığa gömüyor muyuz? 31 Mart’ta milli iradenin gücünü bir kez daha dünya aleme gösteriyor muyuz?” dedi.

    “Bizim davamız tarihimizden aldığımız ilhamla Türkiye Yüzyılını inşa etme davasıdır”

    Tarihten alınan ilhamla Türkiye Yüzyıl’ını inşa etme davasında olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hemen bütün şehirlerimizde altını çizerek ifade ettiğim bir hususu Karabük’te de vurgulamak istiyorum. Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Olay bu. Semer, eser. İşte karşımdaki şu topluluk eser bırakan topluluktur. Bizim ne köken, ne mezhep, meşrep istikrarıyla ne ideolojik saplantılarla işimiz olmaz. Bizim davamız tarihimizden aldığımız ilhamla Türkiye Yüzyılını inşa etme davasıdır. Ülkemizin her karış toprağına her bir vatandaşımızın hayatına dokunan nice işlere imza attık. Karabük’e de 21 yılda 94 milyar lira kamu yatırımı yaptık. Eğitimde bin 452 adet yeni derslik kazandırdık. Karabük Üniversitesi’ni kurduk. Türkiye’deki ilk tıp mühendisliği raylı sistemler mühendisliği, ulaştırma mühendisliği bölümlerini açtık. Gençlik ve sporda 11 bin 732 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları açtık. 37 spor tesisi inşa ettik. Karabüklü ihtiyaç sahiplerine 1,1 milyar tutarında kaynak aktardık. 686 yataklı yeni hastane dahil 16 sağlık tesisi kazandırdık. Eğitim araştırma hastanemizin ek hizmet binasıyla büyüteceğiz. TOKİ vasıtasıyla 6 bin 212 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 280 konutun yapımı sürüyor. Soğuksu’da 860 konutluk yeni TOKİ’lerin ihalesine yakında çıkılıyor. Şehrimize kazandırdığımız iki atık su arıtma tesisiyle belediye nüfusunun yüzde 91’ine hizmet veriyoruz.

    Karabük’teki 4 millet bahçesi projemizden birini tamamladık. Diğerlerinin yapımına devam ediyoruz. Ulaştırmada 7 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 116 kilometreye çıkardık. Safranbolu, Karabük, Gerede ayrımını Eskipazar, Ovacık şehir geçişini bölünmüş yol olarak yaptık. Şehrin çeşitli bölgelerinde 15 adet tek, 9 adet çift köprü inşa ettik. Karabük-Kastamonu yolu, Karabük-Yenice yolu, Karabük şehir geçişi, Safranbolu-Karabük ayrım yolu, Ovacık-Karabük ayrımı yolu yapımına devam ediyoruz. Demir yollarında Irmak-Karabük-Zonguldak hattını modernize ettik. Tarım ve ormanda Karabük’e 2 baraj, 4 içme suyu tesisi, 3 sulama tesisi, 1 gölet, 56 taşkın koruma, yeraltı depolama tesisi, 4 hidroelektrik santral tesisi inşa ettik. Aldeğirmen barajı inşaatına devam ediyoruz. Çiftçilerimize yaklaşık 7,5 milyar tarımsal hibe desteği verdik. İstihdamı desteklemek için Karabüklü işverenlerimize 1,1 milyar lirayı aşan prim teşviki sağladık. Eskipazar OSB’yi kurarak 76 adet sanayi parselinin tamamının yatırımcı firmalara ön tahsisini yaptık. Alt yapı çalışmaları devam eden bu bölgede 6 bin istihdam sağlanacak. Ayrıca Karabük OSB’yi 226 hektar ilave ile büyütüyoruz. Böylece bu OSB’de yaklaşık 5 bin kişiye daha istihdam sağlayacağız.

    Kapanmak üzere olan Kardemir’i alıp ülkemizin en büyük demir-çelik tesislerinden biri haline biz getirdik. Fabrikamızı üretimi ve istihdamı ile sürekli büyütüyoruz. Enerjide merkez Eskipazar, Safranbolu ve yenice doğalgaz arzını sağladık. Diğer ilçelerimize doğalgaz arız sağlamak için çalışmalarımız aynen devam ediyor. Yer tahsisi yapılan yeni adliye binamızın inşasına yakında başlanacak. Devlet demiryolları tesislerini Garpark olarak nefes alanı alarak kazandırmakta kararlıyız. Allah’ın izniyle 31 Mart’tan sonra bunları belediyelerimizle işbirliğinde Cumhurbaşkanı ve ekibim, tüm yerel yöneticilerle çok daha fazlasını ekleyeceğiz” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından AK Parti Karabük Belediye Başkan Adayı Özkan Çetinkaya ve diğer adaylarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Mitinge Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İletişim Başkanı Fahrettin Altun da katıldı.

  • Emeklilere müjde: Kamu bankaları 8-12 bin lira ödeyecek

    Emeklilere müjde: Kamu bankaları 8-12 bin lira ödeyecek

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kayseri mitinginde konuşuyor.

    DİKKAT ÇEKEN PANKART

    Mitingde alana yakın bir noktadaki otelden açılan pankart dikkat çekti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri için kullandığı “Son seçimim” açıklamasının ardından Kayseri mitinginde destek pankartı açıldı.

    “Bu bir final olamaz, hayaller yarım kalamaz” sözlerinin yer aldığı metinle Erdoğan’ın 2028’de tekrar aday olması için çağrı yapıldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    Kayseri, 14-28 Mayıs seçimlerinde ahde vefasını bir kez daha gösterdi. Şahsıma verdiğiniz yüzde 68’i bulan destek için her birinize şükranlarımı sunuyorum. Mayıs seçimlerinde ülkemizde fırsatını bulduğunda ülkeyi karıştırmaya milleti ötekileştirmeye çalışan bir zihniyetin pususa beklediğini gösterdi.

    Bugünkü toplantıda karşımda 75 bin kişi var. Yerel yönetim seçimine gidiyoruz. 31 Mart’a kadar 9 günümüz var. Bu 9 günde Kayseri’de ana kademe durmak yok. Kadın kolları durmak yok. Gençler durmak yok. Cumhur İttifakı olarak 31 Mart akşamı bize balkon konuşmamızda gereğini yapmamızı isteyeceksiniz.

    “21 YILDA 3 KAT BÜYÜTTÜK”

    Her alanda tarihi değiştirecek işler yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Ülke ve milletçe biz çalıştıkça Rabbimiz’de bereketini verdi. 21 yılda 3 kat büyütmeyi başardık. Şimdi amacımız önümüzdeki dönemde ülkemizi 2 kar daha büyüterek dünyanın en güçlü ekonomileri arasında hak ettiği yere çıkartmaktır. Bunu yapacak birikime, dirayete ve azme sahibiz. Hep birlikte biraz daha çok çalışarak sabırlı olmamız gerekiyor.

    Hayat dikensiz bir gül bahçesi değildir. Son dönemde milletçe başımıza gelen felaketlerden en büyüğü 6 Şubat depremleriydi. Şehirlerimizi ayağa kaldırmak için gece gündüz çalışıyoruz.

    EMEKLİLERE PROMOSYON ÖDEMESİ

    Kamu bankaları emeklilere 8-12 bin lira arasında promosyon ödemesi yapacak. Diğer bankaların da katılacağına inanıyorum.

    MUHALEFETE TEPKİ

    CHP’li yöneticiler tarafından sürekli ayrımcılığa ırkçılığa maruz kalmayı sindiremiyorlar. Belediyelerini yönettikleri şehirleri bekleyen en büyük riskin deprem olmasına rağmen ellerindeki kaynakları bambaşka yerlerde kullanıyorlar.

    Muhalefet tarafında değişim arayışları başladı. Böyle giderse 31 Mart’tan sonra muhalefet cenahında yeni bir meydan muharebesi yaşanacağı anlaşılıyor.

    PARA SAYMA GÖRÜNTÜLERİ

    İzahını hala yapamadılar. Olayı dürüstçe açıklamak yerine çirkinleşerek skandalı örtbas edebileceklerini zannediyorlar.

    İSRAİL’E TEPKİ

    Netanyahu denilen malum kişiyi Rabbimize havale ediyoruz. Bize düşen bu kardeşlerimize var gücüyle olmak hem de sahip olduğumuz güvenliğin huzurun nimetlerin kıymetlerini bilmektir.

    KAYSERİ’YE YATIRIMLAR

    171 milyar lirayı aşkın kamu yatırımı yaptık. Kayseri’ye 2’si devlet olmak üzere 3 yeni üniversite kurduk. Yükseköğretim yurt binaları açtık. 1 stadyum ile 49 adet spor tesisi inşa ettik. İhtiyaç sahiplerine 7 milyar lira tutarında kaynak aktardık. 2407 yataklı 21 hastane dahil 60 sağlık tesisi kazandırdık.

    TOKİ vasıtasıyla 19 bin 845 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik.

  • Erdoğan: Genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi

    Erdoğan: Genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanı’ndaki Isparta mitinginde konuştu.

    Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

    Gül bahçesi gül verir arı konar bal verir. Isparta, kıymetini bilene gönül verir. Efendimizin remzi olan gülleri ile güzel gönüllü insanlarıyla maruf Isparta’da bir kez daha sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. Selçuklu’nun yoldaşı, Osmanlı’nın gözde şehri, cumhuriyete giden yolda istiklal mücadelemizin mihmandarı Isparta, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına da öncülük ediyor. Isparta dururken elbette sizden başkasına gönül vermek olmaz. Sizler de 14-28 mayıs seçimlerinde milletvekilliğinde yüzde 55,5, cumhurbaşkanlığında yüzde 58 oy oranı ile gönlünüzün bizden yana olduğunu gösterdiniz, bizi yalnız bırakmadınız. Sevginiz ve vefanız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Biz de Isparta’dan aldığımız güçle, şevkle, heyecanla Türkiye Yüzyılı’nın inşası yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.

    “Enflasyon düştükçe getirileri daha iyi yansıtma imkanı bulacağız”

    Biliyorsunuz, geçtiğimiz yılın mayıs seçimlerini 6 Şubat depremlerinin acısı eşliğinde gerçekleştirmiştik. Milletimiz depremde sergilediği birliği, beraberliği, kardeşliği hamdolsun sandıkta da sürdürdü. Türkiye son 10 yıldır terörden darbe girişimine, salgından bölgemizdeki çatışmalara kadar ardı arkası kesilmeyen nice sınamalara maruz kaldı. Asrın felaketi bu depremler üzerimizdeki yükü daha da artırdı. Fakat şu anda geldiğimiz noktada yerel yönetim seçimlerine gidiyoruz. Bugün de hayat pahalılığıyla ve onun bir sonucu olarak sabit gelirli insanlarımızın refah kaybıyla sınanıyoruz. Allah’ın izniyle bunların da üstesinden geleceğiz. Uyguladığımız programın sonuçlarını bu yılın ikinci yarısından itibaren görmeye başlayacağız. Esasen genel ekonomik göstergelerimiz gayet iyi. Milli gelirimiz, istihdamımız, üretimimiz, ihracatımız tarihimizin en yüksek seviyesinde. Enflasyon düştükçe, ekonomideki bu olumlu tablonun getirilerini çalışanlarımıza ve emeklilerimize daha iyi yansıtma imkanı bulacağız. Bunun dışındaki palavralara sakın ha kanmayın.

    “Ülkemizin hedeflerinden sapmasına asla izin vermedik”

    Eski Türkiye’de bu palavracı siyaset anlayışı yüzünden ülkenin onlarca yılı heba edildi. Güvensizliğin, istikrarsızlığın, programsızlığın, plansızlığın kol gezdiği bir ülkede herkes kaybeder en çok da çalışanlar ve emekliler kaybeder. Hatırlarsanız, bu ülkede emekliye, memura, işçiye maaş ödenememe tehlikesinin yaşandığı günler oldu. Üstelik o günlerin hem çalışan ve emekli sayıları hem bunların toplam bedelleri bugünle mukayese edilemeyecek kadar küçük rakamlardı. Türkiye bugün 32 milyonu bulan çalışan, 16 milyona ulaşan emekli sayısıyla gerçekten çok farklı bir ligin oyuncusudur. Biz güven ve istikrar iklimini muhafaza ederek diğer faktörler ne olursa olsun ülkemizin hedeflerinden sapmasına asla izin vermedik. Bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Dışarıda ve içeride ne yaşarsak yaşayalım milletimizin işini, aşını, huzurunu, güvenliğini koruma kararlılığımızdan asla geri adım atmıyoruz. Şimdi meydana gelirken arkadaşlara dedim ki, emniyete sorun bakalım şu anda alanda ne kadar Ispartalı kardeşim var. Ne dediler; 35 bin. İşte Isparta bu. Gül diyarı bu. Biz Isparta’yı sevdik, Isparta’da bizi seviyor.

    “Bu dönemde milli gelirimizi 3 kat büyüttük”

    Ülkemizin son 21 yıldaki kazanımlarına sahip çıkmadan daha güçlü ve müreffeh bir toplum hayali kuramayız. Bu dönemde milli gelirimizi 3 kat büyüttük. Önümüzdeki süreçte milli gelirimizi 2 kat daha büyütebiliriz. Böylece hepimiz daha iyi refah seviyelerine kavuşabiliriz. Ama bunu oturup sadece eleştirerek veya yattığımız yerden ahkam keserek değil, çalışarak hem de çok çalışarak yapmamız gerekiyor. Hiç çalışmadan dünyanın en yüksek refah seviyesinde bir hayat yaşamayı umut etmenin adı hayal perestlik değil başka birsendir. Milletimizin çalışkan, üretken, becerikli olduğunu biliyoruz. Biz insanımızın bu vasıflarını harekete geçirebileceği, kullanabileceği, katma değere dönüştürebileceği bir alt yapı oluşturmanın peşindeyiz.

    “5’inci nesil uçak yapabilen 4 ülkeden biri olduk”

    İşte savunma sanayii bunun örneklerinden biridir. Şu anda biz dünyada havada var mıyız? İnsansız uçaklarımızla var mıyız? Şu anda daha da yapacağız. KIZILELMA ile var mıyız? Aynen devam, AKINCI ile var mıyız? Devam, dünyada insansız hava araçlarında ilk 3 ilk 4’ün içindeyiz. Daha düne kadar neredeyse tamamen dışa bağımlı bir savunma sanayimiz vardı. Yüzde 20’si yerli… biz geldik bu yüzde 20’yi yüzde 80’e çıkardık. Şimdi yüzde 80 yerli. Bize tabanca vermiyorlardı. Şimdi bizim yerli tabancalarımıza dünyanın dört bir yarından talep var. Şu anda aynı alanda dünyanın önde gelen ihracatçıları arasına girdik. İnsansız hava araçları teknolojisinde dünyanın ilk 3 ülkesinden biriyiz. Milli savaş uçağımız KAAN ile 5’inci nesil uçak yapabilen 4 ülkeden biri olduk. Aynı tabloyu makineden gıdaya, giyimden seramiğe, turizmden müteahhitliğe her alanda görmek mümkündür.

    “Amaçları karamsarlık bulutlarını tepemize toplayarak milletimizi yıldırmak”

    Her kim bu ülkenin yandığını, bittiğini, çöktüğünü iddia ederek etrafına umutsuzluk saçıyorsa emin olun kafasında başka hesaplar vardır. Eskiler otu çek köküne bak derlerdi. Bunların da köküne baktığınızda ya kifayetsiz muhterisleri, ya terör örgütü yandaşlarını, ya emperyalistlerin beşinci kol elemanlarını görürsünüz. Amaçları karamsarlık bulutlarını tepemize toplayarak milletimizi yıldırmak, insanımızın mücadele azmini kırmak, hepimizin dikkatini dağıtmaktır. Geçmişte aynı şeyi toplumsal farklılıkları çatışmaya dönüştürerek, vesayetçilerin önünü açarak, terör örgütlerini kullanarak, darbecileri destekleyerek, ekonomik tetikçileri harekete geçirerek yapıyorlardı.

    “10 gün sonra sandıklarda gelin bunları demokratik şekilde gömelim”

    Şimdi yöntem değiştirmişler, milletimizin moralini çökertme taktiği uyguluyorlar. Halbuki bu milletin morali Çanakkale’de yedi düvel üzerine geldiğinde çökmedi. En zor şartlarda verdiği milli mücadelede çökmedi. Rahmetli Adnan Menderes’in bedelini canı ile ödediği demokrasi mücadelesinde yaşanan o kesintilerde çökmedi. Daha başımıza gelen nice badirelerde çökmedi. Gezi’sinden 15 Temmuz’una son dönemde maruz kaldığımız onca saldırılarda çökmedi. Aslında bunlara yanıldıklarını 14-28 Mayıs seçimlerinde sandıkta gösterdik. Ama bunlar hala anlamıyor, anlamayacaklar. Şimdi 31 Mart’ta bunlara bunu anlatmaya hazır mıyız? 10 günümüz var. 10 gün sonra sandıklarda gelin bunları demokratik şekilde gömelim. Isparta’nın bu tarihi hesaplaşmada milli irade safının en önlerinde yer alacağına ben inanıyorum.

    “Gazzeli kardeşlerimizin yanındayız”

    Bu yıl Gazze’de yaşanan katliamların üzüntüsüyle buruk bir ramazan yaşıyoruz. Türkiye olarak bilinen ve bilinmeyen yardımlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanındayız. Rabbim oradaki kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyoruz. Bizim hem kendi insanımız, hem dünyadaki tüm mazlumlar için yapacağımız en iyi şey birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkarak ülkemizi hedeflerine ulaştırmaktır. Bunu başardığımızda artık yepyeni bir Türkiye’ye, yepyeni bir bölgeye, yepyeni bir dünyaya Allah’ın izniyle gözlerimizi açacağız. Bize bugüne kadar nice zaferleri yaşatan rabbimiz inşallah bu güzel günleri görmeyi de nasip eder.

    “Isparta’ya 21 yılda 76 milyar lirayı aşkın kamu yatırımı yaptık”

    Her şehrimizde ısrarla altını çizerek ifade ediyorum. Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Bizim istismarla, saplantıyla, yalanla dolanla, kibirle işimiz olmaz. Bizde tevazu egemendir. Biz gece gündüz ülkemizi ve şehirlerimizi nasıl ileriye taşıyacağımızın planlarıyla, projeleriyle yatıp kalkıyoruz. Bu anlayışla Isparta’ya 21 yılda 76 milyar lirayı aşkın kamu yatırımı yaptık. Allah’ın izniyle 31 Mart’tan sonra bunlara belediyelerimizle işbirliği içinde çok daha fazlasını ekleyeceğiz.

    “Deste deste dolarlarla İstanbul’da seçim kazanmak istiyorlar”

    Bizim için en büyük mükafat, insanlarımızın gönüllerinden kopararak söze döktükleri Allah razı olsun duasıdır. Yaptığımız eserlerle gök kubbede hoş bir sada bırakmadıktan sonra siyasetin, hükümetin, unvanların ne önemi var. Hep medeniyet diyoruz, medeniyet davası diyoruz. Medeniyet içi boş kavgalarla kimseye faydası olmayan polemiklerle ülkenin vaktini ve enerjisini boşa harcayarak inşa edilmez, geliştirilmez, deste deste dolarlarla nereye gidersin… Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkan adayı deste deste dolarlarla İstanbul’da seçim kazanmak istiyorlar. Ben Ispartalı kardeşlerime İstanbul’daki hemşehrilerini arayarak onları da dikkatle uyarmalarını istiyorum. Ecdat, gece gündüz harama uçkur çözmeden, harama eyvallah etmeden helalinden kazandılar, helalinden yediler. Böyle ter döktüler. Şimdi Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, Cumhuriyetin bu topraklarda vurduğu her mührün miras olarak bizlere emanet ettiği her bir eserin gerisinde böyle zorlu bir mücadele var. Ne diyor o güzel Isparta türküsünde; “Bahçelerde saz olur, gül açılır yaz olur. Ben yarime gül demem gülün ömrü az olur.” Ecdadın bize bıraktıklarıyla yetinmeye kalkarsak milletçe bu vatan topraklarındaki ömrümüz az olur.

    “Birileri hiçbir iş yapmadan, sadece eleştirerek siyaset yaptığını sanıyor”

    Sürekli üzerine daha fazlasını, daha güzelini, daha iyisini koyarak devam edeceğiz ki devraldığımız emanetin hakkını verelim. Bizden sonraki nesillere daha büyümüş, daha güçlenmiş, daha zenginleşmiş bir Türkiye bırakacağız ki onlar da çıtayı daha yükseğe koyabilsinler. Tabii birileri hiçbir iş yapmadan, hiçbir eser ve hizmete imza atmadan sadece eleştirerek, sadece hata yapılmasını bekleyerek siyaset yaptığını sanıyor. Bu armut piş ağzıma düş zihniyetinin hasbelkader yönetimlerini ele aldıkları şehirlerimizi nasıl geriye götürdüğünü çevrenizdeki örneklere bakarak sizler de görüyorsunuz. Üstelik bu uğurda bölücü örgütün uzantılarıyla DEM’lenmekten, eskiden bizimle birlikte olanları güya kurnazlık yapıp karşımıza çıkarmaktan, deste deste para görüntüleriyle siyaseti kirletmekten öte gitmiyor.

     

  • “Siyasi rekabeti husumete dönüştürmeye çalışanlar var”

    “Siyasi rekabeti husumete dönüştürmeye çalışanlar var”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mamak Yeşilbayır Mahallesi Sağduyu Caddesi’nde Toplu Açılış Töreni’ne katıldı. Mamaklılara hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasetin bir bayrak yarışı olduğunu söyleyerek, “Bu seçimlerde Mamak’ta bayrak değişimine gittik. Belediye başkanı olarak 5 yıldır görev yapan Murat Köse kardeşimizin yerine Asım Balcı kardeşimizi aday gösterdik. Murat kardeşimize ilçemize hizmetleri dolayısıyla teşekkür ediyoruz. Kendisi ile olan yol ve dava arkadaşlığımızı inşallah başka alanlarda devam ettireceğiz. Asım Balcı kardeşimizin Mamak’ta hizmet bayrağını çok daha yukarılara taşıyacağına inanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak her an Asım kardeşimin, Turgut kardeşimin yanında olacağım. Onlarla beraber bu yolculuğa devam edeceğim” diye konuştu.

    “‘Şu partiye oy verenler belediyenin kapısından giremez’ diyen ırkçı, faşist zihniyetten asla olmadık”

    Yaklaşık çeyrek asırdır Mamak’ın hizmetkarı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. İlçemize hizmet ederken kimsenin kökenine ve mezhebine bakmadık. Yaratılanı sevdik, Yaradan’dan ötürü anlayışıyla nerede bir ihtiyaç sahibi varsa elinden tutmanın, nerede bir sorun varsa onu çözmenin gayretinde olduk. Mamak’taki mahallerimizin hepsi siyasi tercihlerinden bağımsız olarak aynı standartta hizmet aldılar. Belediyemizin ve kamu kurumlarımızın kapısını hiç kimseye kapatmadık. ‘Şu partiye oy verenler belediyenin kapısından giremez’ diyen ırkçı, faşist zihniyetten asla olmadık. Teröre ve şiddete bulaşmadığı, bu millete ihanet etmediği sürece hangi parti oy verirse versin herkesi bağrımıza bastık. 14-28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi 31 Mart öncesinde de siyasi rekabeti siyasi husumete dönüştürmeye çalışanlar var. Tek parti zihniyetinin günümüzdeki temsilcilisi olan CHP yönetimi ırkçılık, ayrımcılık ve bölücülükte yine kendi geçmişiyle yarışıyor. Bunlar lafa gelince sağda solda sürekli ahkam keserler ama insanlarımızı kökenleri, kılık kıyafetleri üzerinden ayrıştırmadan da duramazlar. Hızlanacağız, durmak yok. 31 Mart’a kadar 11 gün var” ifadelerini kullandı.

    “AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın kardeşlik siyasetine sahip çıkmanızı istiyorum”

    “Biz yakın geçmişinde Çorum olaylarını, Maraş olaylarını yaşamış bir milletiz. Biz Sivas olaylarında çok ciddi provokasyonlara maruz kalmış bir ülkeyiz” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

    “Son olarak ‘Gezi’ hadisesinde sokaklarımızın nasıl karıştırıldığını, milletin nasıl birbirine düşürülmek istendiğini hatırlıyoruz. Haftalarca sokaklarımızı terörize ettiler. Belediyeye ait araçları yaktılar. Esnafımızın malına, mülküne zarar verdiler. Milletimizin iradesine, geleceğine ve kardeşliğine sahip çıkması sayesinde bu kaos girişiminin önüne geçtik. Hangi inanca, kökene mensup olursa olsun 85 milyonu kimsenin göremeyeceğini içimizdeki fitne tüccarlarına açık ve net gösterdik. Bu ülkede benzer senaryoların tekrar yaşanmasına izin veremeyiz. Her kim mezhebi kimliği üzerinden siyaset yapıyorsa bu ülkenin iyiliğini istemiyor demektir. Her kim bölgecilik yapıyor, insanları etnik kökenine göre ayırıyorsa bu milletin huzurunu istemiyor demektir. Siyasi partiler elbette yarışacağız. Siyasetçiler olarak elbette eleştirilerimizi dile getireceğiz. Ülkemizin ve milletimizin menfaati adına doğru bulmadığımız hususları açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Bunları yaparken bizi birbirimize düşürerek aramıza nifak sokmaya çalışanlara karşı daima uyanık olacağız. Sizlerden kardeşliğinize, birlik ve beraberliğinize çok sıkı sarılmanızı istiyorum. Sizlerden AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın kardeşlik siyasetine sahip çıkmanızı istiyorum. Mamaklı vatandaşlarımın başlayan ve belli bir aşamaya gelen yatırım hamlelerinin tökezlemesine müsaade etmeyeceğine inanıyorum.”

    “Ankara bu kadar ihmale, bu kadar yatırımsızlığa tahammül edemez”

    Ankara’nın son 5 yılda hizmetsizlik ve esersizlik girdabına düştüğünü söyleyen Erdoğan, şunları aktardı:

    “Sizler çok iyi biliyorsunuz. Havalimanından buralara kadar yolların asfaltlanması diye bir şey var mı? Nereden nereye geldik. Seçim meydanlarından bol keseden vaat dağıttılar ama göreve gelince verdikleri sözlerin hiçbirini yerine getirmediler. Kullandıkları devasa bütçelere rağmen ortada örnek gösterebilecekleri, eserleri ve yatırımları yok. Proje diye bahsettikleri işlerin çok daha fazlasını bizim orta çapta bir belediyemiz bunlardan çok daha iyi yapıyor. Şu anda Ankara’da metro adına yapılan ne varsa hepsi bizim yaptıklarımız. Belediye olarak bunların yaptıkları yok. Asfalt dökmemekle, yol yapmamakla, taş üstüne taş koymamakla övünen beceriksiz bir yönetim var. Elini vicdanına koyan tüm Ankaralı kardeşlerim şu gerçeği kabul edecektir. Ankara 5 yıl daha böyle yönetilmeyi kaldıramaz. Ankara bu kadar ihmale, bu kadar yatırımsızlığa tahammül edemez. Ankara’nın yavaşlıktan kurtulmanın ve bir an önce hızlanması gerekiyor. Trafik başta olmak üzere şehrimizin sorunlarının kördüğüm haline gelmemesi için, 31 Mart seçimleri büyük bir fırsattır. Gelin bu fırsatı heba etmeyelim. Gelin Ankara’nın önünde yeni ufuklar açalım. Bunun için önümüzdeki 11 günü çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Kaybedeceklerini anlayanların tahriklerine kapılmadan 11 gün boyunca çok iyi çalışacağız. 31 Mart günü sandık başına gittiğimizde ise ilçede Asım Balcı kardeşime, büyükşehirde Turgut Altınok kardeşime mührü basacağız.”

  • Erdoğan: “İstanbul’da kirlenmiş bir yönetim var”

    Erdoğan: “İstanbul’da kirlenmiş bir yönetim var”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Törenine Canlı Bağlantı ile katıldı.

    7 Şubat depreminde hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz 53 bin kardeşimizi bir kez daha rahmetle, hasretle yad ediyorum. Rabbim hepsini cenneti ve cemaliyle müşerref eylesin diyorum. Depremin ardından sabırla, metanetle, fedakarlıkla, iline, ilçesine, Mahallesine, köyüne, sokağına, evine, işine sahip çıkan vatandaşlarımızın her birine şükranlarımı sunuyorum. Geçici olarak gittikleri yerlerden ilk fırsatta dönerek şehirlerine ve ailelerine dört elle sarılan vatandaşlarıma da teşekkür ediyorum. Afeti takip eden haftalarda ve aylarda Dünyanın en başarılı iyileştirme operasyonunu gerçekleştirdik” dedi.

    “30 bin 723 vatandaşımızı daha evlerine kavuşturuyoruz”

    Her afetzedenin yanında olduklarını hayatını kaybedenlerin yakınlarına destek verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Taşınmadan kiraya, enkaz kaldırmadan geçici barınmaya, her konuda 115 milyar liralık bir kaynakla 2 milyon kişiye ulaştık. Depremin ardından hayatını kaybedenleri geri getiremeyiz. Ama onun dışındaki tüm kayıpları telafi edecek güce imkana, dirayete sahibiz demiştik. İşte bu sözümüzü tutmak için gece gündüz çalışıyor, geçici barınmadan kalıcı konutlara tüm dönüşleri hızlı bir şekilde sağlıyoruz. Geçtiğimiz ayın başlarında yapımı tamamlanan 46 bin konut ve köy evinin kurasını çekerek anahtarlarını teslim etmiştik. Bugün de biraz önce başlattığımız kura ile 30 bin 723 vatandaşımızı daha evlerine kavuşturuyoruz. Kahramanmaraş’ta 7 bin 858 ‘i konut ve 445’i köy evi olmak üzere 8 bin 303, Hatay’da 3 bin 304’ü konut ve 310’u köy evi olmak üzere 3 bin 614, Adıyaman’da 5 bin 145’i konut, ve 273’ü köy evi olmak üzere 5 bin 418, Gaziantep’te 3 bin 600’ü konut ve 412’si köy evi olmak üzere 12, Diyarbakır’da 2 bin 992 konut Malatya’da 858’i konut 842’si köy evi olmak üzere bin 700 konut, Osmaniye’de bin 586’sı konut ve 10’u köy evi olmak üzere bin 596 konut, Şanlıurfa Bin 94’ü konut ve 38’i i köy evi olmak üzere bin 132 konut, Elazığ’da 838 konut, Adana’da 727 konut, Kilis’te 342’si konut ve 49’u köy evi olmak üzere 391 konut, toplamda 30 bin 723 ailemize yeni yuvalarının hayırlı, uğurlu, bereketli olmasını diliyorum” açıklamasını yaptı.

    Bir buçuk ayda 76 bin konut sayısının aşıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” 2 ayda 80 bin konutu teslim etme sözümüzü yerine getirmeye çok az kaldı. İnşallah bu sayı yıl sonuna kadar 200 bine tamamlayacağız. Amacımız yaklaşık 390 bin konut, 11 bin 500 ahır, 40 bin 500 iş yerinden oluşan 442 bin hak sahibinin hiç birini mağdur etmeden tamamını yuvalarına ve iş yerlerine kavuşturmaktır.

    Tabii asrın felaketinin sebep olduğu sıkıntıların altından kalkmak öyle kolay bir iş değildir. Depremin yol açtığı yıkımların maliyeti 104 milyar doları buluyor. Sadece bu yılın bütçesinde deprem çalışmalarına bir trilyon liranın üzerinde kaynak ayırdık. Geçtiğimiz yıl da bütçeden aşağı yukarı aynı meblağda harcama yapmıştık. Dikkat ederseniz bunlar sadece bütçeden yaptığımız harcamaları ifade ediyor. Sivil toplum kuruluşlarımızın, özel şirketlerimizin, vatandaşlarımızın, belediyelerimizin katkıları bunun dışındadır. İnşallah, önümüzdeki yıldan sonra ülkemizin ve şehirlerimizin üzerindeki deprem yükünü tümüyle kaldırmayı hedefliyoruz. Bu tablo Avrupa’daki pek çok ülkenin nüfusundan ve konut sayısından daha yüksek bir inşa faaliyetini ifade ediyor” dedi.

    “Böyle bir yükün altından milli dayanışma, afetle mücadele ve konut inşası alanındaki güçlü birikimimizle ancak biz kalkabilirdik” diyen Erdoğan,” Millet ve devlet olarak canımızdan bir parça olarak gördüğümüz deprem bölgesinin ve depremzedelerimizin yaralarının bir an önce sarılması için gece gündüz çalıştık. Biz sadece depremin yıktıklarını yerine koymakla kalmıyoruz. Şehirlerimizi, konutları ve iş yerleri yanında, caddeleriyle, meydanlarıyla, Üretim ve istihdam altyapısıyla yeni baştan tasarlıyoruz. İnsanlarımızı içinde güvenle ve huzurla oturacakları evler ve şehirler yanında kendilerini esenlik içinde hissedecekleri bir geleceğe de kavuşturmanın peşindeyiz. Ülkemizin tamamıyla birlikte deprem bölgemizi de Türkiye yüzyılına hazırlıyoruz. Ülkede ve dünyada ne yaşanırsa yaşansın.

    Hiçbir gündemin bizi deprem bölgesiyle ilgili programımızdan uzaklaştırmasına izin vermiyoruz. İşte sizler de gördünüz. Depremin hemen ardından geçtiğimiz Mayıs ayında cumhurbaşkanını ve milletvekillerini belirlediğiniz önemli bir seçim yaşadık. Şimdi de yerel yöneticilerimizi belirleyeceğimiz yeni bir seçimin arifesindeyiz” diye konuştu.

    Bölgemizde ardı ardına yaşanan insani krizlerin ve çatışmaların bitmek bir yana sürekli genişlediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya-Ukrayna savaşıydı, Suriye’de devam eden sorunlardı, Akdeniz çevresindeki gerilimlerdi derken şimdi de Gazze’deki katliamın insani ve vicdani sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Hayat pahalılığıyla mücadelenin önceliklerimizin başında yer aldığı ekonomi programımızı zor şartlarda uygulamayı sürdürüyoruz. Seçim sonrası için felaket senaryoları yazarak bu programı sabote etmek için çalışanlar var. Onları da yakından takip ediyoruz. Ama bunların hiçbiri deprem bölgemizi ayağa kaldırma çalışmalarımızın önüne geçemiyor. İnşallah bu badireyi de mutlaka geride bırakacağız. Milyonlarca insanımızın hayatında unutulması mümkün olmayan acılara yol açan deprem felaketi, sadece bu bölgemizin değil ülkemizin bir gerçeği olarak karşımızda durmaktadır. İstanbul’dan İzmir’e, Van’dan Bolu’ya ülkemizin dört bir yanında milyonlarca insanımız tarihin bilinen en tehlikeli fay hatlarına yakın yerlerde yaşıyor” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin 1999 depreminin ardından bu felakete karşı hazırlık için önemli bazı adımlar attığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükümetlerimiz döneminde hem inşaat kalitesini yükseltmek hem şehirlerimizi dönüştürmek için pek çok projeyi hayata geçirdik. TOKİ’nin öncülüğünde ülkemizin konut stokunun kayda değer bir bölümünü yeniledik. Sadece TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 314 bin depreme dayanıklı kaliteli ekonomik konutu vatandaşlarımızın emrine sunduk. Özel sektörümüz ve vatandaşlarımızla bu sürece dahil olduk. Aynı şekilde depremde ayakta kalmaları hayati önem taşıyan kamu binalarının büyük kısmını da güçlü bir şekilde tekrar inşa ettik. Kat ettiğimiz mesafe önemli olmakla birlikte hala dönüştürmemiz gereken pek çok bina var. Nitekim 6 Şubat depreminde yıkılan binaların yüzde 90’ından fazlasının 1999 öncesinde yapılanlar olduğunu ne yazık ki görüyoruz. Yıkıma uğrayan nispeten az sayıdaki yeni binanın ise teknik eksikler ve sonradan müdahaleler sebebiyle bu akıbete maruz kaldığı anlaşılıyor. Deprem maalesef bizi beklemiyor. Bizim hazırlıklarımızı bitirmemizi hiç beklemiyor. Dolayısıyla şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getirmek için acele etmeliyiz. Bilhassa İstanbul gibi yoğun nüfusa sahip yerlerde, Allah göstermesin, böyle bir afetin altından kalkmak gerçekten çok zor olacaktır. Şehirlerimizi yeniden inşa etmekte harcayacağımız kaynak, yıkımları telafi etmekten çok daha az maliyetlidir. En önemlisi ise bu şekilde kurtaracağımız canların bedeli olmayacaktır” dedi.

    Devlet ve millet el ele vererek bu tehdide karşı bir an önce gereken dönüşümleri gerçekleştirmek mecburiyetinde olunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükümet olarak ‘Yarısı Bizden’ kampanyasıyla bu doğrultuda önemli bir adım attık. Deprem bölgesindeki çalışmalarımızın bitmesiyle diğer şehirlerimizin dönüşümüne daha çok kaynak ayırma imkanına kavuşacağız. Her kim deprem tehdidini küçümseyerek buraya harcanması gereken kaynağı başka yere yönlendiriyorsa bu milletin en büyük düşmanıdır. Zübük siyasetiyle başka alanlarda insanların gözlerini boyamak belki mümkün olabilir. Ama bu anlayışın deprem karşısında zerre kadar önemi yoktur. Bunun için milletimden kendi evinden başlayarak mahallesini, ilçesini, şehrini, ülkesini depreme karşı hazırlayacak olanlara destek vermesini istiyorum. En iyi sizler biliyorsunuz. Deprem siyaset üstü bir konudur. Deprem ihmale gelmeyecek bir konudur. Geçtiğimiz günlerde Çanakkale’de yaşanan ve Marmara Bölgemizde de hissedilen şiddetli sarsıntı, bu gerçeği bize bir kez daha hatırlatmıştır. İşte bu anlayışla deprem riski ve deprem sonrası yaşayabileceği kayıp oranı en yüksek şehrimiz İstanbul’a, Murat Kurum kardeşimizi aday gösterdik. Ülkemizde son 5 yaşanmış tüm afetler sonrasındaki çalışmaları başarıyla yürüten Murat Kurum kardeşimizin İstanbul’u da depreme en iyi şekilde hazırlayacağından asla şüphe duymuyorum.

    İnşallah önümüzdeki dönemde hem deprem şehirlerimizi hem ülkemizi aynı tehditle yüz yüze olan diğer şehirlerini dayanıklı hale getirmek için seferberlik ruhuyla çalışmayı sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bugünkü kura töreniyle anahtarlarını alacak vatandaşlarımıza konutlarının ve köy evlerinin tekrar hayırlı olmasını diliyorum” açıklamasını yaptı.