Etiket: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

  • “Silahımız, çocuklarımıza kültürlerini öğretmektir”

    “Silahımız, çocuklarımıza kültürlerini öğretmektir”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası Demokratlar Birliği’nin bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese, yöneticilerinden bölge başkanlarımıza kadar dava arkadaşlarımızın her birine şükranlarımı sunuyorum. Dar-ı bekaya uğradığımız kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tek genel başkan adayı ve tek liste ile gerçekleştirilen kongrenin Uluslararası Demokratlar Birliğimizi daha da güçlendireceğine yürekten inanıyorum. Avrupa’da İslam düşmanlığından kültürel ırkçılığa pek çok tehdidin tırmandığı bir dönemde birliğimizin öncelikli görevi demokrasi ve hukuktan sapmadan Avrupalı Türklerin hakkını ve çıkarını sonuna kadar savunmaktır. Bunun yolu ise diğer Türk sivil toplum kuruluşları ile birlikte kanun ve nizam çerçevesinde yeni medya araçlarından da istifade ederek bu mücadeleyi kararlılıkla yürütmektir. Sizlerden bulunduğunuz ülkenin siyasi sosyal ekonomik kültürel ve bilimsel hayatına daha fazla katılım sağlamanızı bekliyoruz. Şunu hiçbir zaman unutmayın, asimilasyona karşı en büyük silahımız geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza ana dillerini kültürlerini ve medeniyet değerlerini öğretmektir. Bu konuda Uluslararası Demokratlar Birliğinin gereken adımları yılmadan atmayı sürdüreceğine şüphe duymuyorum. İnşallah bu anlamlı ve önemli mücadelenizde biz de son 20 yıldır olduğu gibi yine sizlerin yanınızda olmayı sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Sizlerin şahsında başta Avrupa’da olmak üzere Türkiye dışında yaşayan tüm vatandaşlarımıza sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum” dedi.

  • “THY’nin ekonomiye katkısı 56 milyar dolar”

    “THY’nin ekonomiye katkısı 56 milyar dolar”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Zirvesi için video mesaj yayımladı.

    Erdoğan açıklamasında, “Milli bayrak taşıyıcımızın kıymetli yöneticileri, sevgili Türk Hava Yolları ailesi, değerli katılımcılar, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Türk Hava Yolları Yönetim Zirvesinin başarılı geçmesini, durumumuz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Milletçe göğsümüzü kabartan başarılarla dolu bir yılı tamamlayıp daha büyük hedeflerle başladığınız 2024 yılında videomesaj yoluyla da olsa sizlerle beraber olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz doğrultusunda emin ve kararlı adımlarla geleceğe yürüyoruz” dedi.

    THY ülke ekonomisine 56 milyar dolarlık katkı sağladı

    Havacılık alanında ülkenin başarı çıtasının giderek yükselmekte olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Türkiye’nin en değerli markası vasfına sahip olmanın yanı sıra dünyanın en fazla ülkesine de uçan hava yolu olan Türk Hava Yolları ülkemiz ekonomisine katkılarıyla da söz ettirmektedir. 2023 yılı rakamlarına göre Türk Hava Yolları ülkemiz ekonomisine 56 milyar dolarlık katkı yapmış yaklaşık 16 milyar dolarlık hizmet ihracatıyla bu alandaki liderliğini perçinlemiştir. Dünya turizminin parlayan yıldızı, Antalya’nın da Türk Hava Yolları’nın güçlü kanatlarından payını alması bizleri memnun etmektedir” değerlendirmesini yaptı.

    “350 uçaklık sipariş gelecek vizyonunun anlamlı bir yansıması”

    Türk Hava Yolları özelinde elde edilen tüm bu başarıları takdirle karşıladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, THY çalışanlarını tebrik etti. Erdoğan,” Geçtiğimiz yılın son haftalarında duyurulan 350 uçaklık siparişinizi, gelecek vizyonumuzun anlamlı bir yansıması olarak değerlendiriyorum. Bu düşüncelerle; bayrağımızı göklerde daha yükseklerde dalgalandırmak için çalışan Türk Hava Yolları ailesini bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Semalarınız açık olsun diyorum” diye konuştu.

  • En düşük emekli maaşı 10 bin lira oldu

    En düşük emekli maaşı 10 bin lira oldu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Daha düşük artış alan SSK ve Bağ-Kur emeklilerimiz için yüzde 5 artış daha yapıyoruz. SSK Bağkur emeklilerimizin Ocak 2024’ten itibaren 6 aylık artış oranı yüzde 42,6’ya yükseliyor. Tüm emekli maaşlarında Temmuz ayında eşitleme yapacağız. En düşük emekli maaşı ise 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkarılacak.”

  • “İstanbul’u yeniden ayağa kaldıracağız”

    “İstanbul’u yeniden ayağa kaldıracağız”

    6 bin 992 polisin göreve başlaması ile bin 573 yeni aracın hizmete alım töreni Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirildi. Törende konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü atama ve araç takviyesiyle İstanbul Emniyeti’nin Avrupa ülkelerinin ordularından daha büyük insan gücüne ulaştığını belirterek, “İstanbul’da görev yapan emniyet teşkilatı mensubu sayımız 56 bin 607’ye, araç sayımız da 8 bin 894’e yükseliyor. Hem personel hem araç bakımında güçlenen İstanbul emniyetimiz, dünyanın en büyük ve önemli metropollerinden olan şehrimize daha iyi hizmet edecektir. Temelini önümüzdeki aylarda atacağımız Hasdal’daki yeni binasına taşınmasıyla İstanbul emniyetimizin hizmet kalitesinin inşallah daha da yükseleceğine inanıyorum. İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzün terörle, uyuşturucuyla, organize suç örgütleriyle, göçmen kaçakçılığıyla mücadelede gösterdiği başarıları yakından takip ediyoruz. Pek çok ülkenin nüfusundan daha fazla sayıda insanın yaşadığı Avrupa’nın, Asya’nın ve Afrika’nın kavşak noktası olan İstanbul’un güvenliği bizim için hayati öneme sahiptir. Bugünkü atamalar ve araç takviyesiyle İstanbul emniyetimiz Avrupa ülkelerinin tamamının bırakınız polisini, ordularından bile neredeyse daha büyük bir insan gücüne ulaşmıştır. Konumuyla, güzellikleriyle, ticaretiyle, turizmiyle ülkemizin kalbi mesabesindeki İstanbul’un huzurunu güvence altına almak için ne yapsak azdır” dedi.

    “Vatan topraklarının her karışını envai çeşit tehdide, saldırıya, tuzağa karşı savunmanın mücadelesini vermeyi sürdürüyoruz”
    Konuşmasında şehit polis memuru Fethi Sekin ve diğer şehit polisleri de anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün, şehadetinin 7’nci yıldönümünü idrak ettiğimiz şehit polis memuru Fethi Sekin ile birlikte görevi başında şehit edilen tüm kahraman güvenlik güçlerimizi burada bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Her fırsatta altını çizerek tekrar ifade ettiğim bir hakikat var. Biz dünyanın en gözde coğrafyasını kendimize vatan yaparak sadece çok büyük imkanlara değil, aynı zamanda çok büyük tehditlere de maruz kalan bir milletiz. İnsanlık tarihi boyunca bu coğrafyayı yönetmek her toplumun hayali ve hedefi olmuştur. Bin yıldır taşıdığımız bu şerefin üzerimize yüklediği sorumlulukları hakkıyla yerine getirmek için çok büyük fedakarlıklarda bulunduk. Alparslan’ın Anadolu kapılarını milletimize açtığı günden beri nerdeyse her anımız mücadeleyle geçti. Çok büyük zaferleri de çok büyük acıları da bu topraklarda yaşadık. Milletimizi tarihten silme hesaplarını parçalayıp atarak kurmuş olduğumuz Cumhuriyet döneminde de bu imtihan devam etti. Tek parti faşizminin yol açtığı sancılardan son 40 yılımıza damgasını vuran PKK terörüne ve FETÖ belasına kadar nice sınamalara maruz kaldık. Hamdolsun bu sınamaların hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık. Bugün de İstanbul başta olmak üzere vatan topraklarının her karışını envai çeşit tehdide, tehlikeye, saldırıya, tuzağa karşı savunmanın mücadelesini vermeyi sürdürüyoruz. Sadece son 10 yılda yaşadıklarımıza baktığımızda dahi bu gerçeğin onlarca, yüzlerce örneğiyle karşılaşmak mümkündür” dedi.

    “İstanbul’u yeniden ayağa kaldıracağız”
    Milleti çeşitli bahanelerle bölmek hem birbirine hem devlete karşı kışkırtmak için sayısız denemelere şahit olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gezi olaylarındaki sokak terörü, bunun örneklerinden biriydi. Türkiye’nin gördüğü en büyük ihanet çetelerinden olan FETÖ’nün 17-25 Aralık’tan 15 Temmuz’a kadar giriştiği darbe girişimleri bunun örneklerinden biriydi. PKK’nın, terörü bitirmek için gerçekleştirdiğimiz onca reforma rağmen 6-8 Ekim olaylarıyla başlayan çukur eylemleri bunun örneklerinden biriydi. Geçmişte sağcı-solcu, Alevi-Sünni, ilerici-gerici, Türk-Kürt gibi kavramlar üzerinden yürütülen nifak siyaseti, bunun örneklerinden biriydi. Şimdi de aynı oyunun bir tarafıyla yabancı düşmanlığı, diğer tarafıyla ülkemizin sembollerine ve milletimizin mukaddes değerlerine yönelik saldırılar üzerinden yeniden sahnelenmeye çalışıldığını görüyoruz. Milletimiz daha önceki oyunları o eşsiz ferasetiyle nasıl bozduysa, Allah’ın izniyle bu kirli oyunu da yerle yeksan edecektir” diye konuştu.

    “Biz İstanbul’a hakim olmadık, İstanbul’a hadim olduk”
    Konuşmasında 31 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel seçimlere yönelik mesaj da veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde geri kalmışlığı, altyapı ve hizmet eksikliğini nasıl ortadan kaldırdıysak, çöp, çamur, çukur, bu pisliklerden, bu İstanbul’umuzu nasıl temizlediysek, 31 Mart itibarıyla yeniden adımları atacak ve İstanbullunun vereceği emaneti inşallah merkezi yönetimle beraber yeniden ayağa kaldıracağız. Terörü tehdit olmaktan nasıl çıkardıysak, şehir eşkıyalarının başını nasıl ezdiysek, organize suç örgütlerinin nasıl tepelerine binmişsek, vatan topraklarının güvenliğini nasıl sınırlarımızın ötesinden başlattıysak, küresel ve bölgesel güçlerin önümüze çıkardığı engelleri nasıl aştıysak, önce 2023 hedeflerimizle, şimdi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla milletimizin ufkunu nasıl genişletip, derinleştirdiysek, medeniyetimizin ve tarihimizin mirası değerlerimize savaş açanların heveslerini de Allah’ın izniyle kursaklarında bırakmakta kararlıyız. Bu tezgahı, inancımıza ve kültürümüze aykırı olmanın yanında milli çıkarlarımıza da darbe vuracak şekilde yabancı düşmanlığı üzerine bina edenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Güvenliğimizden taviz vermediğimiz gibi değerlerimizin ve çıkarlarımızın yıpratılmasına, örselenmesine, çiğnenmesine de rıza göstermeyeceğiz. Tabii biz bu oyunu bozarken en büyük desteği İstanbul’dan, İstanbul’da da sizlerden bekliyoruz İstanbul’u güvenli, huzurlu, üretken, cazip bir şehir haline getirmeden Türkiye’nin istikbaliyle ilgili programlarımızı arzu ettiğimiz etkinlikte uygulayamayız. Bizim bu şehre olan aşkımız, sadece tarihi zenginliğine, fiziki güzelliklerine, manevi derinliğine olan hayranlığımızdan kaynaklanmıyor. Bizim bu şehri kalbimizde ve başımızın üzerinde taşımamızın asıl sebebi milletimiz ve devletimiz için taşıdığı stratejik önemden dolayıdır. İstanbul’a hizmet etmek için önce bu şehri maddi ve manevi tüm boyutlarıyla anlamak, kavramak, hak etmek gerekiyor, İstanbul’a aşık olmak, her yiğidin karı değildir. Kendini bu şehrin hadimi değil, hakimi gibi görenler, ne İstanbul’u anlamış ne de hak etmiş olur. Biz İstanbul’a hakim olmadık, İstanbul’a hadim olduk. İşte bugün burada yaptığımız şu mütevazı törenle şehre kazandırdığımız hizmetler bile bizim İstanbul’un hadimi olduğunun işaretidir. İnşallah şehrin depreme dayanıksız tüm binalarının yeniden inşa edilmesi başta olmak üzere İstanbul’a hak ettiği hizmetleri vermeyi sürdüreceğiz. İstanbul’daki tüm kentsel dönüşüm hizmetlerimizi inşallah bundan sonra da merkezi yönetim ve İstanbul’daki yerel yönetimle birlikte kararlı bir şekilde devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit ailesiyle görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit ailesiyle görüştü

    Irak’ın kuzeyinde bölücü terör örgütü tarafından düzenlenen saldırıda şehit olan 6 askerden birisi olan 32 yaşındaki Piyade Uzman Çavuş Mehmet Serinkan’ın cenazesi, memleketi Denizli’nin Tavas ilçesinde toprağa verildi. Törene askeri üniformayla katılan Çilem Serinkan, eşinin Türk bayrağına sarılı tabutuna dakikalarca sarılırken, alana tekerlekli sandalyeyle getirilen şehidin 23 yaşındaki engeli kardeşi Büşra Serinkan da ağabeyinin fotoğrafına bakarak gözyaşı döktü. Şehit askere son görevlerini yapan eşi ve kardeşinin yaşadıkları acı görenlerin içini sızlattı.
    Şehidi sonsuzluğa uğurlayan binlerce kişiden birisi olan AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci, törenin ardından şehit ailesini Tavas’a bağlı Yorga Mahallesi’ndeki evlerinde ziyaret etti. Aileye taziyelerini ileten Zeybekci, baba Ali Serinkan’ı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüştürdü.

    Baba Ali ve anne Rabia Serikan başta olmak üzere tüm aileye başsağlığı dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan tüm kardeşlerimizin özellikle temennileri, bizi cennetinde kavuşturmasıdır. Rabbim yar ve yardımcınız olsun” diyerek, ailenin acısını paylaştı. Taziye dilekleri için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür eden baba Ali Serinkan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duasına “Amin” diyerek karışık verdi.

    Çok sevdiği Erdoğan’ın sesini duydu

    Babayla görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin sesini duymak isteyen şehidin kız kardeşi Büşra’nın da isteğini geri çevirmedi. Zeybekci’nin yardımıyla Erdoğan ile görüşen Büşra, “Sayın Cumhurbaşkanım ben sizin hayranınızım, ben sizi çok seviyorum” derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise genç kıza, “Allah razı olsun. Sevenlerin çok olsun inşallah. İnşallah Ankara’da veya Denizli’de görüşme fırsatını buluruz” şeklinde karşılık verdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 28 yıl sonra şaşırtan fotoğraf

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 28 yıl sonra şaşırtan fotoğraf

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı yaparken Bursa ziyaretinde fotoğraf çekildiği 10 yaşındaki çocuk, AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı olarak görev yapmanın gururunu yaşıyor.

    Bursa’da 1985 yılında dünyaya gelen Adnan Kurtuluş, 38 yaşında göreve geldiği AK Parti Osmangazi İlçe Başkanlığı görevinde farklı gurur yaşıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı yaparken Bursa ziyaretinde kalabalığı yararak kendisiyle fotoğraf çektiren Adnan Kurtuluş, o fotoğraf karesine gözü gibi baktı. Hayranı olduğu ve örnek aldığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 28 yıl önce çektirdiği fotoğrafı gösterdiğinde de duygu dolu anlar yaşandı.

    O günleri anlatan Başkan Kurtuluş, “1995 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir takım programlar için Bursa’ya gelmişti. O zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Biz onu ekranlardan takip ediyorduk, büyüklerimiz de çokça bahsediyordu. İlk tanışmamız Milli Gençlik Vakfı’nda oldu. Cumhurbaşkanımızın orada yanına gitme fırsatı buldum. Fotoğrafta gördüğünüz üzere kendisi elini omzuma koydu ve bu dava bu evlatlarımızla yükselecek demişti. Tabi zaman gelip geçti, biz bu davanın içinde yetiştik. Gençlik kollarında görev aldık, il yöneticiliği yaptık, meclis üyeliği yaptık. Cumhurbaşkanımızın gençlere verdiği önemin örneklerinden biriyim. Kendilerinin tensipleri ile 2 ay önce o fotoğrafın çekildiği ilçenin ilçe başkanı olarak Osmangazi’de milletimize, vatandaşlarımıza, gençlerimize, hizmet vermeye gayret ediyoruz” diye konuştu.

    Kurtuluş konuşmasını şöyle sürdürdü;

    “Salı günü Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine genel merkezimizde Bursa teşkilatları olarak İl Başkanımız önderliğinde bir araya geldik. Orada şehrimizi istişare ettik. Teşkilatlarla yakinen ilgilenmeye devam ediyor, bize moral ve motivasyonda bulunuyor. O süreçte de Cumhurbaşkanımızın yanına giderek çocuklukta olan bu fotoğrafımı, bu hatıramı kendisi ile paylaştım. Çok sıcak karşıladı, tebessüm etti. ‘Hay maşallah, teşkilatta çocuklarımız nasıl da büyüyor. Bu davada evlatlarımız göreve gelmiş, Osmangazi İlçe Başkanı olarak takdim edildiğimizde de kendi mutluğunu ifade etti. Bunları Cumhurbaşkanımızdan duymak mutluluk verici. O fotoğraf bizim için bir yaşanacak günlerdi aslında. Cumhurbaşkanımızla çocukluktan sevgimizin, muhabbetimizin olması ve hayat boyunca onu örnek almamız ve bugün Cumhurbaşkanımızın lideri olduğu AK Parti’de Bursa’nın en büyük ilçesi Osmangazi’de hizmet etme fırsatı bulduk. Bugünkü noktada bu fotoğrafla bu konumumuzu birleştirdiğimiz zaman aslında partimizin ne kadar kökleri olduğunu, partimizin gençlere ne kadar değer verdiğini, bu teşkilatta görev alan gençlerin bu memlekete hizmet etme yolunda önünün ne kadar açık olduğunun bir göstergesiydi aslında. Bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çok teşekkür ediyorum.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Başbakanı Orban’a Togg hediye etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Başbakanı Orban’a Togg hediye etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Macaristan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Altıncı Toplantısı’na katılmak üzere geldiği Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de temaslarını sürdürüyor.

    Temasları çerçevesinde Sandor Sarayı’nda mevkidaşı Katalin Novak ile baş başa görüşme gerçekleştiren Erdoğan sonrasında Karmelita Manastırı’nda Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile bir araya geldi.

    Erdoğan ve Orban ikili toplantının ardından heyetler arası görüşmeye geçti. Görüşmenin ardından liderler hediye takdiminde bulundu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine at hediye eden Orban’a, Türkiye ile Macaristan arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. Yılı dolayısıyla “HU TR 100″ plakalı “TOGG” elektrikli otomobil hediye etti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan’ı kabul etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan’ı kabul etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ı AK Parti Genel Merkezi’nde kabul etti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan BM’ye Gazze tepkisi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan BM’ye Gazze tepkisi

    AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı, tarafından Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle ‘İnsanlığın Yüzü’ Programı düzenlendi. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve çok sayıda davetli katıldı.

    Burada konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ Birleşmiş Milletler insan Hakları Evrensel Beyannamesi bundan 75 sene önce büyük umutlarla kabul edildi. Aradan üççeyrek asır geçmesine rağmen bu metin insanlığın kazanımları açısından kritik bir belge olma vasfını hala koruyor. Daha adil daha özgür, daha insan odaklı bir dünya ideali ile kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 75 yıldır uluslararası topluma sorumluluklarını hatırlatmayı sürdürüyor. Beyanname bu yönüyle küresel barışın ve istikrarın tesisine de rehberlik ediyor. Her ne kadar insan hakları ihlallerini sona erdirememiş olsa da beyannameyi insanlığın onurlu yaşam mücadelesinin köşe taşlarından biri olarak görüyoruz. Beyannamenin insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda küresel ölçekte bir hassasiyetin oluşmasına ciddi katkılar sağladığına inanıyoruz. Buna rağmen 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü dünyanın pek çok yerinde insan haklarının ayaklar altına alınırken karşıladığımız da bir gerçektir. Batı toplumlarını zehirli bir sarmaşık gibi saran İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı insan haklarına yönelik tehditlerin en başında yer alıyor. Yabancı düşmanı, ırkçı, ayrımcı ve faşizan uygulamalardan en fazla mağdur olan kesim hiç şüphesiz göçmenlerin çoğunluğunu oluşturan Müslümanlardır. Terörist ve terör kavramları İslam’a saldırmanın, Müslümanları tahkir etmenin, masumları katletmenin bir kılıfı haline dönüştürüldü. Bundan 4,5 sene önce Yeni Zelanda’da cuma namazı için toplanan 51 kardeşimizin şehit edildiği saldırı İslam düşmanlığının nerelere varabileceğini göstermiştir. Müslümanlara ve göçmenlere yönelik saldırılar bununla sınırlı kalmadı. Kanada’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne, Avrupa’dan Asya ülkelerine kadar dünyanın pek çok yerinde artarak devam etti. Çok daha enteresan, ‘nefes alamıyorum’ diyerek can veren George Floyd’un dramını asla unutamayız. Benzer olaylarla daha sonra da karşılaştık” diye konuştu.

    Aylan bebeğin nasıl dalgalarla kıyıya vurduğunu izlediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Aylan bebeğin ölümü Batıyı insafa getirmedi. Aylan bebek bir astsubay çavuşumuzun kucağında görüldüğü gibi ebediyete yürüdü. Son olarak Filistin kefiyesi ile gezen üç genç Amerika Birleşik Devletleri’nde Sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı. Batılı ülkeler Frey çörç saldırısından hiçbir ders çıkarmadı. Hatta fikir özgürlüğü bahanesiyle İslam ve Müslüman karşıtı eylemleri meşrulaştırdılar, tasvip ve teşvik ettiler. Ne güvenlik boyutu ile ne hukuki ve siyasi olarak bu eylemlerin önüne geçecek hiçbir tedbir almadılar. Bakınız istatistikler buz dağının sadece görünen kısmı olsa da bu acı gerçeği teyit ediyor. Yılbaşından beri çoğunluğu bizim büyükelçiliklerimiz olmak üzere İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin Avrupa’da bulunan temsilciliklerinin önünde Kur’an-ı Kerim’in yakıldığı 500’e yakın saldırı gerçekleştirildi. Mukaddes kitabımıza yönelik bu alçak eylemlerin hemen hepsi hükümetlerin izin vermesiyle polis koruması altında düzenlendi. İlk defa dün Danimarka’da kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim olmak üzere kutsal kitaplara yönelik saldırılar sebebiyle bir cezai müeyyideyi getirdiler. Müslümanlara ait ibadethaneleri, iş yerlerini, sivil toplum örgütlerini, dernekleri hedef alan nefret suçlarının sayısı günden güne artıyor. Batı’da mukim Müslümanların ibadet, çalışma ve okuma ve inancına göre yaşama hakkı giderek kısıtlanıyor. Meselenin trajikomik yanı tüm bunların demokrasi ve insan haklarının beşiği olarak pazarlanan ülkelerde yaşanmasıdır. Sözle eylem arasındaki farkın bu kadar açıldığı bir dönem olmamıştır. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar iş icraata gelince çifte standardın, ilkesizliğin ve ikiyüzlülüğün adeta kitabını yazmaktadırlar” ifadelerini kullandı.

    İslam düşmanlığına göz yumarak Batının çarpık zihin dünyasını ortaya koyduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Anlaşılan bu ülkeler Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde kayıtlı hakların sadece makbul insanlar için geçerli olduğunu düşünüyor. Yine bunların nazarında Batılı ve beyaz olmayanların bu haklardan tam olarak yararlanma hatta hiçbir şekilde yararlanma imkanı bulunmuyor. Bunu açık açık söylemeseler de kültürel ırkçılığa, yabancı karşıtlığına ve İslam düşmanlığına göz yumarak Batının çarpık zihin dünyasını ortaya koyuyorlar. Geçtiğimiz günlerde ifade ettiğim gibi Batının tüm medeniyetini üzerine bina ettiği beş değerin dördü onlarla ilgisi olmayan çalıntı unsurlardır. Nitekim inancı Kudüs nasıra, felsefesi Ege ve Batı Anadolu, Hukuku Akdeniz ve Roma, bilimi Endülüs ve Doğu dünyası kökenli olan Batının sadece barbarlık vasfı gerçek anlamda kendisine aittir. Son dönemde Batının barbarlık vasfının örneklerini doğrudan yaptığı ve dolaylı olarak destek verdiği hadiseler vesilesiyle giderek daha sık görmeye başladık. İnsanlığa karşı işlenen suçların eninde sonunda mahşeri vicdanda yargılanmak, faillerinin de tarih önünde hesap vermek gibi bir özelliği vardır. Giderek şiddetlenen barbarlık örneklerini ve arşa yükselen masum çığlıklarını bir dönüm noktasına yaklaştığımızın işaretleri olarak görüyoruz. Bugün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin göz göre göre çiğnendiği yer Gazze ve işgal edilmiş Filistin topraklarıdır” dedi.

    Gazze halkının 7 Ekim’den beri hayatı başta olmak üzere her türlü hakkı, işgalci İsrail güçleri tarafından pervasızca yok edilmekte olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in hedef gözetmeksizin yaptığı saldırılar sonucunda 18 bini aşkın Gazzeli kardeşimiz şehit oldu. Ramallah’ta yerleşimci denen teröristlerin ve İsrail güvenlik güçlerinin saldırılarında 300’e yakın Filistinli şehadete yürüdü. İsrail’in alçakça katlettiği her 3 Filistinliden 2’si kadın veya çocuktur. Anne ve babalarının beyaz kefenlerine sarılarak gözyaşı döktüğü masum sabiler İsrail’in vahşetinin sembolleri olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail yönetimi Gazze’de tüm insanlığın yüzünü kızartacak canilikte zulümlere ve katliamlara imza atıyor. Savaşta bile dokunulmaması gereken ibadethanelerden okullara, hastanelerden mülteci kamplarına, evlerden çarşı pazarlara kadar tüm sivil yerleşim yerleri İsrail tarafından alçakça bombalanıyor. Gazze’deki binaların 3’te 2’si ya tamamen yıkılmış, ya ağır hasar almış ya da kullanılamaz hale gelmiştir. İsrail, Gazze halkının suyunu, gıdasını, elektriğini ve iletişimini keserek milyonlarca insanı açlığa ve ölüme mahkum etmiştir. Bugün Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar, yaşlılar, gazeteciler değil aynı zamanda insanlığa dair tüm değerler de katledilmektedir. Maalesef bu vahşet karşısında uluslararası kuruluşlar ve insan hakları örgütleri ihlallerin önüne geçecek hiçbir somut adım atmıyor. Biz ne dedik, dünya beşten büyüktür. İşte dün ne oldu? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 5 daimi üye ve geçici üyeler fakat sadece Amerika’nın ret oyuyla maalesef malum ateşkes reddedildi. Tek başına, böyle adalet olur mu? Böyle adil bir dünya olur mu? Ama biz ne diyoruz, aslında adil bir dünya mümkün. Ama Amerika ile değil. Çünkü Amerika İsrail’in yanında parasıyla bütün silah mühimmatı ile yer alıyor. Ey Amerika bunun hesabını nasıl vereceksin? Yani insanlık Amerika’ya insanlık için gerçekten Amerika bir Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesi’ne destek veren ülke diyemeyecek bundan sonra. Başta biz diyemeyiz. Çünkü İsrail’in yanında yer alan Aylan bebeklerin karşısında yer alanlara diyoruz ki biz de sizin karşınızdayız” açıklamasında bulundu.

    Ülkemizdeki Gezi Olaylarında ve Ukrayna’nın işgalinde olay yerlerine kamp kurup saatlerce canlı yapan BBC’den CNN’ine anlı şanlı basın organlarının en büyük icraatları failleri gizleyip zulmü gözlerden kaçırmaktan ibaret olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ İşte biliyorsunuz bizim TRT’nin ve Anadolu Ajansı’nın bir şehidimiz ve kamerayı paramparça ettiler. Hadi ne oldu? Siz basın özgürlüğünden yanaydınız nasıl oldu? Bunların her şeyi yalan. 70’i aşkın basın mensubu Gazze’de ne yazık ki ebediyete yürüdü. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden ise zaten bir umudumuz, beklentimiz kalmadı. Görevi küresel barışı ve istikrarı korumak olan Güvenlik Konseyi 7 Ekim’den bu yana İsrail’i koruma ve kollama konseyine dönüştü. Ne çatışmalar bir an önce dursun diyen 121 ülkenin iradesi ne Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin çabaları ne de geçici üyelerin gayretleri Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerini harekete geçirmeye yetmedi. Dün gece yapılan oylamayı Amerika’nın vetosu nedeniyle yine ateşkes kararı çıkmadı. Aralarında daimi üyelerin de olduğu 13 ülkenin tasarıya evet oyu vermesine rağmen maalesef sonuç değişmedi. Dünyanın 5’ten büyük olduğu gerçeği bir kez daha görülmüş oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi reformu edilmesi olmazsa olmaz şarttır şart. Bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile insanlığın bir yere varması mümkün değil. Bunu sadece burada konuşmuyoruz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da aynen bu ifadeleri kullanan bir lider olarak söylüyorum” dedi.
    Gazze’deki zulümlerle birlikte Birleşmiş Milletler’in bu aciz ve işlevsiz yapısının da tüm dünyada sorgulanacağına inandıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Bakın çok açık söylüyorum Gazze’den sonra hiçbir şey eski tas eski hamam devam edemez. İşgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan zulmün hoyratlığın, barbarlığın hesabı insanlık vicdanı ile birlikte hukuk önünde de mutlaka sorulmalıdır. Gazze kasapları uluslararası mahkemelerde insanlığa karşı suç teşkil eden eylemlerinin hesabını vermelidir. Allah’ın izniyle eninde sonunda vereceklerdir. Biz bu meselenin takipçisi olacağız. Bunu da Gazzeli masumlarla birlikte tüm insanlık adına yapacağız. Bir daha benzer dramlar yaşanmasın diye, anne babalar çocuklarının parçalarını toplamasın diye, zulüm zalimin yanına kar kalmasın diye, dünyanın dört bir yanındaki masumlar geleceklerine güvenle bakabilsin diye mücadelemizi cesaretle sürdüreceğiz. Gazzeli çocuklar için gözyaşları ile ciğerparelerine sarılan o Gazzeli anneler, babalar için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Rabbim Gazzeli kardeşlerimize sabır versin, tahammül versin, dayanma ve direnme gücü versin diyorum. Tüm imkanlarımızla Filistin’in yanında olurken elbette gönül coğrafyamızdaki diğer kardeşlerimizi de ihmal etmiyoruz, etmeyeceğiz. Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Arakan’dan Türkistan’a ve Kırım’a kadar nerede hakkı çiğnenen, hukuku ayaklar altına alınan, zulme ve baskıya maruz kalan bir kardeşimiz varsa ona sahip çıkmak bizim görevimizdir. Daha önce de söylediğim gibi bizim nazarımızda Gazzeli kardeşlerimizle Doğu Türkistan Türkleri, Kıbrıs Türkleri ile Irak Türkmenleri arasında hiçbir ayrım hiçbir fark yoktur ve olamaz. Çünkü biz tüm bu coğrafyalarda yaşanan bu hadiselere merhum Akif’in şu mısralarında dile getirdiği yüksek vicdan penceresinden bakıyoruz. Ne diyor Akif, kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım ama severim mazlumu. Biz de kim olursa olsun zalimin hasmıyız, mazlumun da hamisiyiz. İsrail yönetiminin terör eylemlerine göz yumanlar ve destek verenler yarın insan içine çıkacak yüz bulamayacak ama biz başımız dik, alnımız ak bir şekilde hakkı savunmaya devam edeceğiz. Bu uğurda yalnız da kalsak, bedel de ödesek yolumuzdan dönmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Son 21 yılda hayata geçirdiğimiz sessiz devrimlerle vatandaşlarımızın Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde kayıtlı hak ve özgürlüklerini kullanmalarını kısıtlayan pek çok engeli ortadan kaldırdık. Cebinde ay yıldızlı kimlik taşıyan herkesin hayatın tüm alanlarında bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak muamele görebilmesini temin ettik. Ülkemizde hiç kimsenin kökeni, inancı, ibadeti, meşrebi, dili, kıyafeti, sakalı, başörtüsü hülasaten dini ve kültürel tercihleri sebebiyle ötekileştirildiği bir iklimi asla kabul etmedik aksini savunduk. Eğitim hayalleri üniversite kapılarında yıkılan kızlarımıza yönelik ayrımcılığa biz son verdik. Kılık kıyafetinden dolayı iş hayatından, devletten, bürokrasiden hatta siyasetten dışlanan kadınlarımıza haklarını yine biz teslim ettik. Ülkemiz kadınları seçilme hakkını yani parlamentoda hiçbir kısıtlama olmadan görev yapma imkanını tam manasıyla bizim dönemimizde kullanabilmiştir. Kamu denetçiliği ve insan hakları eşitlik kurumu gibi yeni yapılarla hak arama yollarını genişlettik. Devlet-vatandaş ilişkisinde köklü bir paradigma değişikliği gerçekleştirdik. Hiçbir farklılığa bakmaksızın tüm vatandaşlarımıza eşit davranan bunları zenginlik olarak gören bir anlayışın yerleşmesini biz sağladık. Tek parti faşizminini ve darbelerin milletimizin gönül dünyasına açtığı yaraları hamdolsun yine biz sardık. Adaletin ve güvenlik hizmetlerinin kalitesini artırarak adil yargılanma hakkı için çok sayıda çalışma yaptık. Bu amaçla yargı reformu yasa paketleri, insan hakları eylem planları, yargı reformu strateji belgeleri hazırlayıp hayata geçirdik. İşkenceye sıfır tolerans politikasını uygulayarak bu suça ilişkin cezaları artırdık, zaman aşımını kaldırdık. Farklı din, mezhep ve inanç gruplarına ait vakıfların mülk edinmelerini kolaylaştırdık. Resmi dilimiz olan Türkçe dışındaki dil ve lehçelerin öğreniminin önünü açtık. Bu dillerde siyasi propaganda, radyo ve televizyon yayını yapılmasına imkan tanıdık. Kürkçe yasaktı önünü biz açtık. Her türlü siyasi propagandayı Kürkçe olarak da benim Kürt vatandaşlarım Kürt kardeşlerim yapabiliyor önünü biz açtık. Nefret suçu ilk kez bizim dönemimizde ceza mevzuatımıza girmiştir. Alevi ve Bektaşi kardeşlerimiz ile Roman vatandaşlarımızın haklarına yönelik birçok önemli düzenlemeyi yaptık. Kültür Bakanlığımız bünyesinde kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığımız bu çabalarımızın en güzel meyvelerinden biri olmuştur. İnsanımızın ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda inanç hürriyeti konusunda ilave adımlar atmayı sürdüreceğiz. Şunu büyük bir memnuniyetle söylemek isterim Türk demokrasisi dünyada örnek gösterilen seviyeye yine bizim hükümetlerimiz döneminde ulaşmıştır” dedi.

    Tek parti döneminde Cumhur ile cumhuriyet arasında örülen duvarları yıkmanın yanı sıra Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini temin ederek milli iradeye vurulan zincirleri parçalayıp attıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Tamamını burada saymaya kalksak saatler sürecek nice reformu nice atılımı tarihe geçen büyük bir demokratik hamlesini son 21 yılda başarıyla ülkemize kazandırdık. 85 milyonun tamamı zaten günlük hayatında bunları görüyor, yaşıyor. Geçmişle kıyaslandığında ülkemizin nereden nereye geldiğini çok iyi biliyor. Terör örgütlerine karşı farklı cephelerde yürüttüğümüz mücadelede ülkemizin insana, insan hayatının korunmasına, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasına verdiği önemin bir göstergesidir. Beynini yıkadıkları gencecik çocukları ölüme gönderen, zorla kaçırdıkları kadınları, kız çocuklarını istismar eden daha kundaktaki bebekleri vahşice katleden, masumların kanı ve canı üzerinden ikbal devşiren bu insanlık düşmanlarının kökünü kurutmakta kararlıyız. Yaklaşık 40 yıldır kan döken vatandaşlarımıza kan kusturan bu alçakları tarihin çöp sepetine atmadan mücadeleyi elden bırakmayacağız. Burada önemli bir hususa daha değinmek durumundayım. Son 21 yılda yaptıklarımızın tamamını çok kıymetli bulmakla beraber hak ve hürriyetler meselesinde durağan bir yaklaşım sergilemiyoruz. Hayatın değişen dinamiklerini içinde biz de kendimizi sürekli yeniliyoruz, sürekli geliştiriyoruz. Vatandaşlarımızın bizar olduğu ne varsa hepsinin de çözümünü bulmak ve uygulamak bizim asli vazifemizdir” açıklamasında bulundu.

    Mesela başıboş sokak köpeklerinin zarar verdiği insanlarımızın haklarını korumanın da görevimiz olduğu bilinciyle hareket ettiklerini belirten Erdoğan, “Başı boş sokak hayvanları ile ilgili artan şikayetlerin farkındayız. Önceki gün Ankara’da yaşanan ve bir evladımızın ağır yaralandığı elim hadise hepimizin yüreğini dağlamıştır. Bu sorunu inşallah inancımıza, kültürümüze ve şefkat medeniyetimizin bize vaz ettiği ilkeler çerçevesinde mutlaka çözüme kavuşturacağız. Özetle insanın hak ve hukukunun söz konusu olduğu hiçbir alanı boş bırakmıyor, görmezden gelmiyor, ihmal etmiyoruz. Elbette bazı süreçler vakit alabiliyor. Ama nihayetinde her meseleyi hal yoluna koyuyoruz. Vatandaşlarımızdan hükümetimize güvenmeye, bize inanmaya, bize destek olmaya devam etmelerini istiyorum. 31 Mart’ı unutmuyoruz değil mi? 31 Mart’a hazırlanıyor değil mi? Ne diyoruz, inşallah yeniden İstanbul diyoruz ve yola devam ediyoruz. Yeniden Ankara diyoruz yola devam ediyoruz. Durmak yok yola devam diyoruz” dedi.

  • Erdoğan, Miçotakis ile görüştü

    Erdoğan, Miçotakis ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 yıl aradan sonra geldiği Yunanistan’da temaslarına başladı. Atina Elefterios Venizelos Havalimanı’na inişinin ardından Yunanistan Cumhurbaşkanlığı’na hareket eden Erdoğan, burada Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou tarafından karşılandı. Görüşmenin ardından ziyaretçi defterini imzalayan Erdoğan, yürüyerek Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile görüşeceği Başbakanlığa geçti. Miçotakis, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Başbakanlık binasında karşıladı. İki lider tokalaşarak basına poz verdikten sonra ikili görüşmeye geçti.

    Erdoğan ve Miçotakis, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’ne katılacak

    Erdoğan ve Miçotakis, Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin 5’inci toplantısına katılacak. İlgili bakanların iştirakleriyle düzenlenecek Konsey Toplantısı’nda Türkiye-Yunanistan ilişkileri tüm boyutlarıyla gözden geçirilecek, iki ülke arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi imkanları ele alınacak. Görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra mevcut bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunulması da öngörülüyor. Ziyaret çerçevesinde ayrıca ikili ilişkilerin hukuki altyapısını güçlendirmeye matuf çeşitli anlaşma ve mutabakat metinlerinin imzalanması da gündemde yer alıyor.

    Erdoğan ve Miçotakis’in görüşmenin ardından ortak basın toplantısı gerçekleştirmesi bekleniyor.