Etiket: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

  • İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık

    İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen toplantı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kadına şiddete karşı mücadelesinin tavizsiz olarak sürdüğünü ve 64 binden fazla mağdura destek verdiklerinin altını çizen Erdoğan, “Şehit yakınları ve gazilerimizin her meselesinde yanlarında olduk. Bu yıl aile ve sosyal hizmetlerde mevcut programlarımıza ilave olarak eşi vefat etmiş kadınlarımız ve Roman vatandaşlarımız gibi ihtiyaç sahibi kesimler için sosyal konut yardımı projesi başlatacağız. Koruyucu önleyici sosyal yardımı kalkanı ile yoksulluk sınırına yakın ailelerimizin yanında yer alacağız. Mevcut kaynaklarımızla daha çok vatandaşlarımıza ulaşabileceğimiz modelleri devreye alacağız. Avrupa’dan Suriye’ye kadar sınırlarımız dışındaki tüm etki alanlarımızdaki vatandaşlarımızla ve kardeşlerimize ilave rehberlik ve destek hizmetleri vereceğiz. Aileleri yanında destek verdiğimiz çocuk sayısını 180 bine çıkarıyoruz. Yaşlı ve engellilere yönelik 17 yeni merkezi daha faaliyete geçiyoruz. Toplumun yaş ortalamasını yükseldiğini dikkate alarak bakım güvenci sistemi oluşturmaya yönelik bir çalışma başlatıyoruz. Kadınlarımızı hayatın her alanında destekleyecek yeni projeleri devreye alıyoruz” diye konuştu.

    “Yaklaşık 17 milyon ton tahılın dünya piyasalarına ulaşmasını sağladık”

    Geçtiğimiz yıl Dışişlerinde Türk diplomasinin geldiği seviyenin etkinliğin itibarın ve krizlerin çözüldüğü anahtar rolünün teyit olduğu bir dönemi geride bıraktıklarını hatırlatan Erdoğan, “Aktif, çok boyutlu girişimci ve insanı dış politika anlayışımızla küresel ve bölgesel gündemi ülkemizin menfaatleri doğrultusunda yönettik. Yıl boyunca devlet ve hükümet boyutu seviyesinde toplam 200 telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Balkanlara 37 devlet ve hükümet başkanını ülkemizde misafir ettik. Çok taraflı toplantılara katılmak çalışma ve resmi ziyaret düzenlemek amacıyla 27 ülkeye seyahat ettik. Türk Devletleri Teşkilatı’nın 8. Zirvesine ev sahipliği yaptık. Farklı seviyelerde toplam 275 ikili görüşme ve kabul gerçekleştirdik. Rusya, Ukrayna arasındaki krizin sonlandırılması ve soruna diplomatik çözüm bulunmasını tüm imkanlarımızı seferber ettik. Montrö Sözleşmesi’ni titizlikle uygulamak suretiyle gerilimin Karadeniz’e yayılarak daha da tırmanmasının önüne geçtik. Arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık çabalarımız sayesinde tarafları Antalya, İstanbul’da bir araya getirdik. İstanbul Tahıl Mutabakatını hayata geçirerek bugüne kadar yaklaşık 17 milyon ton tahılın dünya piyasalarına ulaşmasını sağladık. Birleşik Arap Emirlikleri Sudi Arabistan İsrail ve mısır ile ilişkilerimize karşılıklı temaslarla yeniden ivme kazandırdık. Azerbaycan’la ilişkilerimizi tarihimizin en üst mertebesine ulaştı. İnsani diploması alanında Pakistan’da meydana gelen sel felaketleri sonrasında 15 uçak ve 13 tren yardım malzemesi gönderdik.

    Afganistan’a 7 bin 200 tondan fazla yardım malzemesi taşıyan 6 iyilik treni ulaştırdık. Covid-19 salgını kapsamında Afrika’da kardeşlerimize 4.5 milyon doz aşı hibe ettik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Türk devletleri Teşkilatına anayasal ismiyle gözlemci olarak kabulünü önemli bir diplomatik başarı olarak kayıtlarımıza geçirdik. Bosna Hersek’te ki siyasi tıkanıklığı çözme ve Kosova, Sırbistan ilişkilerinde gerilimi yatıştırmak için girişimlerimizi sürdürdük. Madrid’de imzalanan 3’lü muhtıra ile İsveç ve Finlandiya’da terör mücadele ve savunma sanayi alanındaki beklentilerimizi karşılamayı taahhüt ettiler. Afrika’daki büyükelçilik sayımız 44’e Latin Amerika ve Karayip bölgesindeki diplomatik misyon sayımız 19’a ulaştı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 15 Mart’ın İslami Fobi ile Mücadele Uluslararası günü olarak günü kabul edilmesine katkı sağladık. Balkanlardan, Uygur Türklerine, Kırım Tatarları, Irak ve Suriye Türkmenlerine, Ahıska Türklerine tüm soydaşlarımızın yanında yer aldık” şeklide konuştu.

    Bu yıl Dışişlerinde cumhuriyetimizin ilk asrı ile birlikte hariciye teşkilatımızın temellerinin atılmasının 500’üncü yılını idrak edileceğinin ifade eden Erdoğan, “Küresel ve bölgesel meselelerinde olumlu katkılarını artırarak sürdürecek barış ve işbirliği kapılarını sonuna kadar zorlayacağız. Ülkemizi küresel diplomasinin merkezi yapacak gayretlerimizi Antalya Diplomasi Formu gibi vesileler artıracağız” dedi.

    “Yapılan seçimlerde meşru olarak devlet başkanlığı görevini üstlenen Sayın Lula’ya yönelik şiddet hadiselerini kınıyoruz”

    Brezilyada yaşanan olaylara ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
    “Bu vesileyle Brezilyada yaşanan son hadiselerden duyduğumuz üzüntüyü ve endişeyi dile getirmek istiyorum. Yapılan seçimlerde meşru olarak devlet başkanlığı görevini üstlenen Sayın Lula’ya yönelik şiddet hadiselerini kınıyoruz. Ulusal Meclis’in, Devlet Başkanlığı Sarayı’nın ve Yüksek Mahkeme binasının basılmasına kadar varan bu eylemlerin demokraside yeri olmadığına inanıyoruz. Brezilyada Devlet Başkanı Sayın Lula’ya desteğimizi brezilya halkına saygımızı buradan tekrar ifade ediyoruz.”

    “İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık”

    Geçtiğimiz yıl ekonomide küresel krizlerin devam eden yıkıcı etkilerine rağmen ilk 3 çeyrekte yüzde 6.2 oranıyla güçlü ve dengeli büyümeyi sürdürüldüğünün bilgisini veren Erdoğan, “İnşallah yıl büyümesini de OECD ve G-20 ülkeleri arasında ilk sıralarda tamamlayacağız. Tarihimizin en yüksek rakamı olan 31,2 milyonluk istihdamla ekonomi programımızın başarısını ispatladık. İhracatta 254,2 milyar dolarla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Güçlü ihracat ve turizm performansımıza rağmen emtia fiyatlarındaki aşırı artışlar sebebiyle cari açığımızda yaşanan artışın farkındayız. Kendi enerji kaynaklarımızı harekete geçirerek, bu süreci tersine çevirecek adımları atıyoruz. En ciddi sıkıntımız olan enflasyonu yıllık yüzde 64,27 ile geride bıraktık. Önümüzdeki aylarda bu oranın giderek daha aşağıya indiğini hep birlikte göreceğiz” açıklamasında bulundu.

    Mali disiplinden taviz vermediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütçe içindeki faiz harcamalarının oranını 3 puan daha aşağıya çekerek milletimize diğer alanlarda daha çok hizmet verebileceğimiz kaynak oluşturduk. Vatandaşlarımızı enflasyondan korumak için uyguladığımız tüm vergi indirimlerine, sübvansiyonlara, ilave desteklere, bütün bunlara rağmen bütçe açığının milli gelire oranını öngördüğümüz seviyenin altında tutabiliyoruz. Kamu borç stokunun milli gelire oranı Japonya’da yüzde 264, Amerika’da yüzde 122, avro bölgesinde yüzde 93 seviyesindeyken ülkemizde yüzde 35. Yıl içinde ücretliler için yaptığımız yüksek oranlı iyileştirmelerin bir kısmını vergi indirimleri ve destek ödemeleriyle Hazinemiz karşıladı. Bu kapsamda sadece vazgeçtiğimiz vergi tutarı 279 milyar liradır” diye konuştu.

    Elektrikte mesken tüketiminde ortalama yüzde 60, doğal gazda yüzde 80 sübvansiyon yaparak yaklaşık 400 milyar liranın vatandaşın cebinden çıkmasını önlediklerini vurgulayan Erdoğan, icra sorunlarını çözüme kavuşturmak için 5 milyona yakın ailenin 2 bin liraya kadar, bir milyon vatandaşın da varlık yönetim şirketlerine olan 2 bin 500 liraya kadar borcunu Hazine olarak üstlendiklerinin bilgisini verdi. Kayıt dışı ekonomi hem fahiş fiyat artışlarıyla mücadele için bir milyonun üzerinde denetim ve inceleme yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şu sözleri kullandı:

    “Ayrıca bir milyonun üzerinde mükellefin mali tablolarını ve vergi harcamalarını risk analizine tabi tuttuk. Tarım kesimini güçlendirmek için Hazinemizden ilave destekler aktardık. İç borçlanma maliyetini faizlerde yaptığımız indirimler sayesinde yüzde 25,6 seviyesinden yüzde 10,7 seviyesine düşürdük ve vade ortalamasını 70 aya çıkardık.”

    Küresel finans sistemindeki sıkıntılara rağmen dış borçlanmada, sukuk gibi yöntemlerle avantajlı hale gelindiğini aktaran Erdoğan, “Bireysel Emeklilik Sistemi’ni tabana yaymak amacıyla devlet katkısını yüzde 30’a yükselttik, fon seçeneklerini artırdık, 18 yaşından küçükleri de dahil ettik. KOBİ’lere verdiğimiz desteğin en somut örneği, kullanılan kredilerin hacminin 4 katına çıkmasıdır” dedi.

    “Bu yıl ekonomide yıllık ortalama 1 milyon istihdam artışıyla yolumuza devam edeceğiz”

    Sanayi ve turizm yatırımlarını düşük faizli krediyle teşvik ettiklerini, Hazine destekli kefalet sistemiyle 116 milyar liraya yakın ilave kredi imkanı oluşturduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İhracat kazançları ile sanayicilerin üretim, faaliyet kazançlarına uygulanan kurumlar vergisi oranını yüzde 1’e indirerek ihracata ve üretime destek sağladık. Elektrikli taşıt araçlarının geliştirilmesi için alınan mühendislik hizmetlerine KDV istisnası getirdik. Yaklaşık 2 milyon mudinin 1,37 trilyon lirayla yer aldığı Kur Korumalı Mevduat ve katılım hesaplarıyla yatırımcıların kendi paramıza dönüşünü temin ettik. Altın Tasarruf Sistemi ile vatandaşlarımıza ek gelirle altınlarını güvende tutma imkanı getirdik. Bünyesindeki şirketlerin değeri 6,2 trilyon lirayı bulan Borsa İstanbul, muhalefetin art niyetli spekülatif çabalarına rağmen uluslararası düzeyde en yüksek değer artışı sağlayan piyasalar arasına girdi. Bu yıl ekonomide yıllık ortalama 1 milyon istihdam artışıyla yolumuza devam edeceğiz. Küresel ticaretten aldığımız payı daha da artırarak, ihracatımızı katlayarak yükselteceğiz. Özellikle cari fazla hedefimize ulaşmak için enerji başta olmak üzere her alandaki imkanlarımızı kullanacağız. Enflasyonda yüzde 20’li rakamları yakalayacağımız bir program uygulayacağız. Kur Korumalı Mevduat ve katılım hesaplarını yıl sonuna kadar uzatıyoruz. KOBİ’lerimiz, sanayicilerimiz, ihracatçılarımız, turizmcilerimiz, çiftçilerimiz dahil tüm kesimleri finansal olarak destekleyeceğiz. Geçtiğimiz günlerde ilan ettiğimiz 200 milyar lira kefalet hacimli kredi imkanı bu adımlardan sadece biridir” diye konuştu.

    Her kesimden vatandaşı konut sahibi yapmak için uygun maliyetli ve vadeli kredi imkanlarını sunmaya devam edeceklerinin bilgisini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin vizyon projesi Togg’u desteklemek için gerekirse kamu alım garantisi vereceğiz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun sürdürülebilirlik, kalkınma ve istikrar başlıklarında özetlediğimiz hedefler doğrultusunda ülkemizi, refaha, milletimizi gelir dağılımında adalete kavuşturacak politikalar uygulayacağız. Milli gelirimizdeki her artışı 85 milyonun tamamına yansıtacak bir ekonomi yönetimiyle, ülkemizi Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına hazırlayacağız” ifadelerini kullandı.
    Böylece 2022 yılı hizmetleri ve 2023 yılı programlarıyla ilgili değerlendirmelerini sona erdirdiğine işaret eden Erdoğan, “Her günü eser ve hizmet siyasetiyle geçen bir hükümet olarak ülkemizi yeni yatırımlarla, yeni politikalarla, yeni projelerle büyütmek için gece gündüz çalışmayı sürdüreceğimizin altını tekrar çizmek istiyorum” dedi.

  • Otoyol ve köprü geçiş fiyatlarında bu yıl artış yok

    Otoyol ve köprü geçiş fiyatlarında bu yıl artış yok

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi.

    Erdoğan, “Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) olarak bilinen sorunu herhangi bir sınırlamaya gitmeksizin çözüme kavuşturacak çalışmayı yakında TBMM’nin takdirine sunuyoruz” dedi.

    Halen devam eden ilgi sebebi ile bu projenin sürdürülmesi kararını aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği programlarla ilgili bilgiler paylaşarak, “Yeni yılın ilk işgününün anlamına uygun şekilde 2022 ihracat rakamını açıkladığımız bir törenle karşıladık. Tarihin en yüksek ihracat rakamı olan 254,2 milyar dolarlık başarı için tüm sanayicilerimizi, üreticilerimizi, ihracatçılarımızı tebrik ediyorum. Son 7 yılda 7kat artırdığımız ihracatta geldiğimiz seviyeyi önemsiyor ama yeterli bulmuyoruz. Salı günü sözleşmeliden kadroya geçen kardeşlerimizle buluşmamızda yeni yılın memur ve emekli maaş artışlarının ilk etabını yüzde 25 olarak açıkladığımız bu artış içimize sinmediği için ilgili bakanlarımıza başka alanlardan fedakarlık yaparak bu oranı artırma yönünde çalışmalarını süratle neticelendirme talimatı verdim” dedi.

    Çarşamba günü mecliste memur emekli maaş artış oranının yüzde 30’a yükseltildiğini duyurduğunu ifade eden Erdoğan, “Aynı günün akşamında medyamızın kıymetli temsilcileri ile bir araya geldik. Çiftçilerimizle buluştuk” diye konuştu.

    “Fırtına obüsleri düşmana korku, dosta güven”

    Cumartesi günü Antalya’da, Kumluca ve Manavgat’ı içeren bir dizi programa katıldığını ifade eden Erdoğan, “Antalya’daki 90 bin kişinin katıldığı bir buluşmayı yaptık. Kumluca’da 13 bin kişinin katıldığı programda onlarla bir arada olduk. Daha sonra Manavgat’a geçtik orada da 10 bini aşkın vatandaşımızla bir arada olduk. Kumluca’da selden zarar gören vatandaşlarımızın verdiğimiz destekle hızla toparlandığını görmekten memnun kaldık. Hamdolsun anahtar teslim töreninde devletimizin gücüne ve kabiliyetine vatandaşlarımızla birlikte şahitlik ettik. Hem yanan konutların yerine yapılan yeni evlerle hem ağaçlandırma çalışmalarıyla ülkece ne kadar gurur duysak azdır. Aynı günün akşamında kadınlarımızla Menderes’in yadigarı eski dokuma fabrikasının müzeye dönüştürülmüş yerinde güzel bir buluşma gerçekleştirdik. 700 civarında kadınımızla bir arada olduğumuz bu toplantıda coşku, heyecan, müzik, buluşma hepsi bir aradaydı. Pazar günü gençlerimizin coşkusuna ortak olduğumuz bir programla, 10 bin gencin bir araya geldiği bir programdaydık. Bu sabah Sakarya Arifiye’den yola çıktık. Arifiye’de yeni nesil fırtına obüslerinin TSK’ya teslim törenine katıldık. Bu fırtına obüsleri düşmana korku, dosta güven. Bu vesileyle Arifiye’de üretilen Altay Tankı ve zırhlı personel taşıyıcılarını inceleme fırsatı bulduk. Arifiye Fabrikası muhalefetin satıldı, kapatıldı diye diline doladığı bin bir yalan iftirayı ardı ardına sıraladığı yerdir. Satıldı denilen, kapatıldı denilen fabrikanın ülkemize ve ordumuza yaptığı hizmetleri görünce bu yalanları söyleyenlerin yüzleri birazcık da olsa kızarmıştır. Yarın esnaflarımızla bir araya geliyoruz, Çarşamba günü ombudsmanlık, Perşembe Bilim Teknoloji Kurulu Toplantılarına katılıyoruz” açıklamasını yaptı.

    “Rami Kışlamız, İstanbul’un millet kütüphanesi olacak”

    Cuma günü İstanbul’da gerçekleşecek açılışa muhalefeti davet ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meşhur Rami Kışlamızı nasıl burada Millet Kütüphanemiz varsa İstanbul’umuz da inşallah Rami Kışlamız İstanbul’un Millet kütüphanesi olacak. İstanbul’un en büyük Avrupa’nın sayılı kütüphanelerinden birinin açılışını yapıyoruz. Mimarisi ile orada tarih yeniden inşallah ayağa kalkıyor. Bu konuda Kültür Turizm Bakanıma ve bu çalışmayı yürüten mimar mühendis arkadaşlarımıza, yüklenici firmaya çok teşekkür ediyorum. Zira, o kışlanın içinde esnaflık yaptım. Gıda sektöründe çalıştığım zaman Rami Kışlası gıda sektöründe Unkapanı’ndan oraya taşındığımız bir yerdi. Oradan bunları farklı bir yere taşıyana kadar akla karayı seçtik. Bitmedi işimiz Cumartesi günü Muğlalı kardeşlerimizle hasret gidereceğiz Ülkemizi 81 vilayetiyle geliştirme, kalkındırma, büyütme çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz” diye konuştu.

    “Otoyol ve köprü hizmetlerinin fiyatlarında yıl boyu herhangi bir artışa gidilmeyecek”

    Otoyol ve köprü hizmetlerinin fiyatlarında yıl boyu herhangi bir artışa gidilmeyeceğinin müjdesini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kamu özel ortaklığı modeliyle hayata geçen ulaştırma projelerimiz daha plan ve yatırım aşamasındayken birileri tarafından yalanla, iftira ile, çamur atılarak engellenmeye çalışıldı. Halbuki bu model sayesinde kamu bütçesine yük getirmeden pek çok projeyi hızla hayata geçirme imkanı bulduk.

    Garanti seviyelerine ulaşma seviyesine kadar katkı verdiğimiz projelerin hemen hepsi hazinemiz için önemli birer gelir kaynağına dönüşüyor. Yatırıma, üretime, turizme, çevreye yaptıkları katkıyla hesapladığımızda milli gelirimize yaklaşık Osmangazi Köprüsü’nün 10 milyar dolar, İstanbul- İzmir Otoyolunun 29 milyar dolar, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün 5 milyar dolar, Avrasya Tüneli2nin 7 milyar dolar, İstanbul Havalimanı’nın 80 milyar dolar katkısı olmuştur. Diğer projelerin her biri bölgesine ve ülkemize ciddi tasarruf sağlamaya, ekonomik değer üretmeye, insanımızın hayatını kolaylaştırmaya devam etmektedir. Bugün Türkiye Yüzyılı’nı konuşuyorsak gerisindeki en önemli güç kaynaklarından biri 200 milyar doları bulan yatırımla ülkemizin ulaştırma altyapısı sorununu çözmüş olmamızdır” dedi.

    “Asgari ücret desteğini 400 liraya yükselterek bu doğrultuda önemli bir adım daha attık”

    Kamu özel ortaklığı yatırımında önümüzdeki yıl dengenin sağlanacağını 2025’ten itibaren çok daha büyük kazançların ülkenin hanesine yazılacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023’te otoyol ve köprü ücretlerini artırmama kararını sizlerle paylaşıyoruz. Son kabine ve Grup toplantımızda bakanlıklarımızın 2022 yılı faaliyetleri ve 2023 programlarını özetle de olsa sizlere takdim etmiştik. Geçtiğimiz yıl çalışmada devlet, işçi ve işverenlerin katılımıyla yürütülen asgari ücret tespit çalışmalarında yılbaşında 4 bin 253 lira temmuz ayında 5 bin 500 lira rakamlarını belirledik. Bu yıl 8 bin 507 lira olarak uygulayacağımız asgari ücretin hem çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyecek hem de istihdamı koruyacak bir seviyede sağlamakta kararlıyız. Daha önce gelir ve damga verdilerinden muaf tuttuğumuz asgari ücret desteğini 400 liraya yükselterek bu doğrultuda önemli bir adım daha attık” ifadelerini kullandı.

    “İŞKUR ile 17 bini kamuda olmak üzere 1.4 milyon vatandaşımızın istihdamına aracılık ettik”

    Kamu çalışanı ve emeklilerin uzun süredir beklediği ek gösterge düzenlemesinin meclise sunulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 bin madencinin sağlık gözetimini yaptık. İş arayan vatandaşlarımızı işverenlerle buluşturan İŞKUR ile 17 bini kamuda olmak üzere 1.4 milyon vatandaşımızın istihdamına aracılık ettik. Mesleki deneyimi olmayan vatandaşlarımızı istihdama dahil etmek için düzenlediğimiz işbaşı eğitim programından 151 bin kişi yararlandı. Toplum yararına çalışma programlarıyla 111 bine yakın vatandaşımızın kamu hizmetlerinde değerlendirilmesini sağladık. Ülkemizin neredeyse tamamını kapsayan sosyal güvenlik şemsiyesini daha da genişletecek projeleri hayata geçirmeyi sürdürdük” dedi.
    Tüm süreçlerde elektronik devlet hizmetlerinin etkin şekilde kullanılmasının temin edildiğini belirten Erdoğan, “Kronik hastalık, ilaç raporlarının süresini en son 30 Haziran 2023’e kadar uzatarak bu durumdaki vatandaşlarımıza ve yakınlarına kolaylık sağladık. Bu yıl çalışmada, ülkemizin değişen ihtiyaçlarına ve küresel gelişmelere uygun şekilde yeni ulusal istihdam stratejimizi hazırlıyoruz. Dezavantajlı grupların istihdamını sürdürülebilir kılacak yaklaşımlar geliştiriyoruz. Gençlerimiz başta olmak üzere işgücümüzün niteliğini piyasanın ihtiyaçlarıyla bütünleşecek programları yaygınlaştırıyoruz. Yükümlülerini titizlikle yerine getiren işverenlerimizi beyaz bayrak sistemiyle örnek gösterecek çalışma yapıyoruz. Aktif işgücü piyasasını programlarını genişleterek mesleki eğitimi ve işbaşı eğitimini destekliyoruz” açıklamasını yaptı.

    “Kültürel miras listesine en çok değer kaydettiren 3. ülke olduk”

    “Ek gösterge ve emeklilikte yaş düzenlemesi işlemlerini süratle tamamlayarak çalışanlarımızı bir an önce haklarına kavuşturuyoruz” diyen Erdoğan, “E -devlet işlemlerini sadeleştirip artırıyoruz. Geçtiğimiz yıl kültür ve turizmde UNESCO somut olmayan kültürel miras listesine en çok değer kaydettiren 3. ülke olduk. Yurtdışındaki bin 120 adet kültür varlığımızın ülkemize iadesini temin ettik. Arkeolojik kazılarla müzelerimize 10 bin 500 eser daha kazandırdık. Cumhuriyetimizin 100. Yılı kapsamında Ankara’daki pek çok sembolik yapının restorasyonunu tamamladık. Ecdada vefa sanatı ihya Projesi kapsamında İstanbul’da 52 türbesinin restorasyonunu gerçekleştirdik” dedi.

    “Kültür sanat faaliyetlerini toplam 510 milyon lira kaynakla destekledik”

    Ülke içinde 117 yurtdışında 3 vakıf eserin restorasyonunun bitirildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Bursa’daki müzelerin yenilendiğini bildirdi. Erdoğan, “Kütüphanelerimizden 62’sini daha yenileyerek hizmete açtık. Alışveriş merkezleri, garlar, cezaevleri gibi kalabalık mekanlarla kurduğumuz yeni kütüphaneleri hizmete sunduk. Halk kütüphanelerimizde 82’sini millet kıraathanesi formatına dönüştürdük. Bir milyon evladımızı sinema ile tanıştırdık. Özel tiyatroları 42 milyon lira sinema sektörünü 200 milyon lira telif haklarıyla ilgili kültür sanat faaliyetlerini toplam 510 milyon lira kaynakla destekledik. Devlet Opera ve Balemiz, temsiller ve turnelerde 238 bin seyirciye ulaştı. Tarihi alanlarımızdaki çalışmaları dünyada bir rekor olan 700 noktada sürdürerek düzenlemesi biten yerleri hizmete açtık” şeklinde konuştu.

    “Turizm sektöründe 51 milyonun üzerinde turist ve 46 milyar dolara yakın turizm geliriyle dünyada 3. sıraya çıkma hedefini yakaladık”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük ilgi gören Kültür Yolu Festivallerinin 5 şehirde 7 defa gerçekleştirildiğini belirterek, toplamda 4 bin etkinliğin 33 milyon vatandaşla buluştuğu Kültür Yolu festivallerini Anadolu’ya yayarak sürdürdüklerini kaydetti. Turizm sektöründe 51 milyonun üzerinde turist ve 46 milyar dolara yakın turizm geliriyle dünyada 3. sıraya çıkma hedefinin yakalandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Turizm sektörünün nitelikli personel ihtiyacını karşılamak için okullarımızla otellerimizi eşleştiren projeyi yaygınlaştırarak 3 dilde eğitime geçtik. Güvenli turizm programı ile 12 bin 200’ü aşkın tesis ve aracı sertifikalarını vererek resmiyete güçlü hale getirdik. İstanbul’un dünyaca ünlü Michelin rehberine dahil olmasını temin ettik. İnşallah ilerleyen tarihlerde Muğla, İzmir, ve Antalya’nın da bu rehberde yer almasını sağlayacağız. TİKA vasıtasıyla 100’ün üzerinde ülkede bin 300 ‘e yakın kalkınma projesi gerçekleştirdik. Yurtdışında restore ettiğimiz kültür varlığı seviyemizi 140’a çıkardık. Türkiye Burslarıyla 171 ülkeden 5 bin öğrencinin ülkemizde yükseköğrenim görmesini temin ettik. Bu yıl Kültür ve turizmde başlattığımız çalışmalarını katlayarak ülkemizin marka değerini güçlendirmeyi sürdüreceğiz” dedi.

    Bundan sonra her yıl 5 yeni şehri ilave ederek festivalleri yaygınlaştıracaklarını aktaran Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl sosyal hizmetlerde her kesimi destekleyerek, ülkemizde hiçbir bireyin kendisini kimsesiz hissetmemesi için çalıştık. Eskilerin bir sözü var. Ne zaman zemheri ayazında bacası tutmayan bir ev görsem bilirim ki ya evde kimse yoktur ya da evdekilerin kimsesi yoktur” diye konuştu.

    “2.8 milyon haneye elektrik yardımı başlatıldı”

    2022 yılında yapılan sosyal yardım harcamalarının toplam tutarının 578 milyar lirayı bulduğunu aktaran Erdoğan, son olarak elektrik yardımı kapsamının genişleterek 2.8 milyon haneye elektrik yardımı başlatıldığını söyledi. Yakacak yardımını doğalgazı da dahil ederek vatandaşlarımıza şu kış kıyamette ilave destek verdik. Aile Sosyal destek programı kapsamında 1.6 milyon haneye toplamda 4.1 milyon haneye ulaşarak vatandaşımızın dertlerini sıkıntılarını verilen hizmetlerin etkisini yerinde gördük. Çalışmalarımızı daha etkin şekilde yürütmek için yeniden yapılandırdığımız sosyal hizmet merkezlerimizin sayısını 397’ye çıkardık. Geniş bir yelpazede eğitim verdik. Aile danışmanlığı hizmetlerimiz kapsamında 95 bin başvuru sahibine destek sağladık” ifadelerini kullandı.

    “Engelsiz gündüz bakımevlerinin sayısını 130’a, yaşlı gündüz bakımevlerinin sayısını 138’e yükselttik”

    Aile danışmanlığı hizmetleri kapsamında 95 bin başvuru sahibine destek sağladıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
    “Afetlerde vatandaşlarımızın yanında yer alarak 75 binin üzerindeki kişiye psikososyal destek hizmeti sunduk. Risk altındaki çocuklarımızı 46 bini aşkın izlemeyle takip altında tuttuk. Yaklaşık 154 bin çocuğumuza sosyal ve ekonomik destek hizmeti verdik. Özel sektörde işe yerleştirilen koruma altındaki çocuk sayısını 10 bine yaklaştırdık. Engelsiz gündüz bakımevlerinin sayısını 130’a, yaşlı gündüz bakımevlerinin sayısını 138’e yükselttik.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan toplu açılış töreninde konuştu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan toplu açılış töreninde konuştu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kepez Turgut Özal Spor Salonu önündeki miting alanında 1 milyar 157 milyon lira değerindeki 82 projenin açılış törenine katıldı. Burada konuşan Erdoğan, Antalya ile hasret gidermeye geldiklerini belirterek, geçtiğimiz ay aşırı yağış nedeniyle sel felaketine maruz kalan Kumluca, Demre ve Finike’deki vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti.

    Felaketin ilk anından itibaren devlet olarak olaya müdahale etiklerini ifade eden Erdoğan, “Ardından yaraları saracak adımları süratle attık. Her şeyimizle orada devletin varlığını ifade ettik. Kardeşlerimizi o felaketin içinde yalnız bırakmadık, niye biz devletiz. Oralarda görevimizin başındayız. Kumluca’da 1000, Finike’de 226, Demre’de 50 haneye eşya desteği verdik. Toplam 883 iş yerine nakdi destek sağladık. Zarar gören bin 615 araç için sahiplerine maddi yardım yaptık. 1 bin 755 dekar tarım alanı 2 bin 769 çiftçiye, 40 milyona yakın ödeme yaptık. Toplamda 6 bin 534 vatandaşımıza 137 milyon nakdi yardım yapıldı. Bugün Kumluca’ya gidip çalışmaları yerinde göreceğiz. Dere yataklarına yapılan müdahalelere, izinsiz inşa edilen köprü ve menfezlerin, buralardan geçirilen boruları, dökülen sera atıklarının yol açtığı sıkıntıları son afette bir kez daha gördük. Kumluca ilçe merkezindeki selin en önemli sebebinin dere yatağı üzerine inşa edilen pazar yeri ve park alanı olduğunu tespit ettik. Derenin üzeri kapatılan 558 metrelik bölümünü yarıya yakınını hemen açtık, kalanlarını birkaç ay içinde açacağız. Sel bölgesinde bugüne kadar DSİ tarafından yapılan 1,3 milyar liralık yatırım daha büyük felaketin önüne geçmiştir. Meseleyi kökünden çözmek için 9 taşkın koruma tesisi, 4 gölet ve 3 mendirekten oluşan 16 kalem yatırımı 4,3 milyar liralık yatırım bedelle hayata geçirmek üzere çalışmalara başladık. Bu yıl içinde yatırımların inşasına geçiyoruz. Antalya’nın doğu tarafındaki ilçeleri yangın afetine maruz kalmıştı. Manavgat, Gündoğmuş,Alanya Akseki’de yangında zarar gören evlerin yerine inşa ettiğimiz yaklaşık 900 konuttan 427’ sinin konutun anahtarlarını hak sahiplerine ediyoruz. Kalanları da yakına teslim edeceğiz. Yanan bölgelerde 143 bin kilogram tohumu toprakla buluşturarak ağaçlandırma çalışmalarını sürdürüyoruz. Yangına dayanıklı 2.5 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Vatandaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz, mağduriyet yaşayan herkesin maddi manevi her türlü destekle yanlarında yer alıyoruz” diye konuştu.

    “Hızlı ve etkin sisteme sahibiz”

    Afetlerde dünyanın en hızlı ve etkin müdahale sistemine sahip ülkesi durumunda olduklarının altını çizen Erdoğan, “ Turizmde yaptıklarımızı söylemeye gerek bile yok. Antalya Havalimanımızı daha önce büyütmüş ve modern hale getirmiştik. Şimdi havalimanını iki kat daha büyüterek toplamda 8.5 milyar avroyu bulan kiralama bedeliyle hem devletin kazandığı hem de yatırım ve işletme katkısıyla Antalya’mızın kazandığı modeli sürdürüyoruz. Turizm şehri Antalya’nın belediyelerin görevi olduğu halde yapmadıkları atık su tesislerini hükümet olarak biz yapıyoruz. Şuanda karşımda gördüğüm şu katılım Antalya’nın nereye doğru yürüdüğünü gösteriyor. Fazla değil 5 ayımız var 5 ay, 5 ay durmak yok. Ve sandıkları gümbür gümbür patlatmaya hazır mıyız?” diye sordu.

    “Tercihimiz eser ve hizmet siyaseti”

    Serik ve Çamyuva bölgesine hizmet edecek atık su arıtma tesisiyle ilgili sorunu 1 milyar liralık yatırımla çözüme kavuşturduklarına değinen Erdoğan, “Vatandaşların ücretsiz kullanımı için 15 bin şezlong kapasiteli 7 plajı hizmete açtık. Toplamda 7 yeni plajı aynı şekilde devreye alıyoruz, eser ve hizmet siyasetiyle. 20 yılımızı geride bırakırken ülkemizi her alanda yeni yatırımlar, projelerle Türkiye Yüzyılına hazırlıyoruz. Gençler inşallah 2023’teki Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl coşkusunu milletimize yine eser ve hizmet şöleniyle yaşatacağız. Antalya’mızda bu şölenin ilk saflarında yer almayı sürdürecektir. Yeter ki birlik beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkalım. Tercihimizi eser ve hizmet siyasetinden yapmaya devam edelim. Antalya’dan öyle bir ses verin ki Akdeniz’in dört bir yanında duymayan kalmasın. Antalya 2023’de güvenli, huzurlu, müreffeh Türkiye’nin yolunu bir kez daha açmaya hazır mıyız?. Antalya Türkiye Yüzyılını birlikte inşa etmeye hazır mıyız?. Antalya dışarıda Türkiye düşmanlarını içeride onların maşalarının heveslerini kursaklarında bırakmaya hazır mıyız? Antalya bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. 2023’de Cumhuriyetimizin yeni asrını karşılamaya hazır mıyız? Antalya’ya da zaten böylesi yakışır” ifadelerine yer verdi.

    “Gümbür gümbür geliyor”

    Sık sık konuşması gençlerin sloganlarıyla kesilen Erdoğan, “Diyorlar ki AK Parti’de gençlik yok” öyle mi evet bizim gençliğimiz, gümbür gümbür Kepez’in bu alanını işte bugün doldurmuş vaziyette. Sizlerle bir araya gelmişken yapımı tamamlanan eser ve hizmetlerin resmi açılışını da yapalım dedik. Eğitimde anasınıfından liseye kadar her kademede 41 ayrı okulun, Akdeniz Üniversitesi’nin yenilenen hastane binalarının, Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin yatırımlarının açılışlarını yapıyoruz. Gençlik ve sporda inşa edilen spor salonlarını Kepez’de 750 yataklı, Serik’te 500 yataklı, Alanya’daki 1000 yataklı öğrenci yurtlarını, gençlik merkezlerini hizmete açıyoruz. Çevre ve şehircilikte yangın afet evlerinin yanı sıra Çeltik’teki 222 sosyal konutun ve Serik Millet bahçesinin, ulaştırmada Polatlı, Güzelbağ yolunu, enerjide Kemer ve Akseki’de trafo merkezlerinin, tarımda 37 projeye verilen kırsal kalkınma desteklerinin açılışını yapıyoruz. Vakıf eserlerini korumak için 8 caminin restorasyonunu, Muratpaşa Huzurevi, hizmet binalarının açılışını yapıyoruz. Böylece Antalya’ya kazandırdığımız yatırım bedeli 3,2 milyar lira, güncel bedeli 8,1 milyar liralık projenin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    “Durmak yok yola devam”

    Son 20 yılda Antalya’ya toplam kamu yatırım bedelinin 72 milyar lirayı bulduğunu aktaran Erdoğan, “Şehir Hastanesi’nin inşaatı yüzde 70’e geldi. TOKİ vasıtasıyla Antalya’da 4 bin 490 kotunun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 500 bin sosyal konut hamlesi kampanyası bünyesinde şehrimize 7 bin 157 konut inşa ederek, 23 bin alt yapısı hazır müstakil ve arsayı Antalyalı vatandaşlarımıza vereceğiz. Riskli 23 bin 358 konut ve iş yerini dönüştürdük. Bölgenin önemli bir ihtiyacı olan Antalya-Alanya otoyolunu yatırım programına aldık. Durmak yok yola devam. Yapacağımızı çok iş var. Antalya’ya yaptıklarımız saymakla bitmez. 2023’de alacağımız destekle önümüzdeki dönemde şehrimizi çok daha büyük ederler ve hizmetler ve yatırımlarla buluşturacağız” dedi.

    “Muhalefete rağmen bugünlere geldi”

    20 yıldır eser ve hizmetleriyle konuştukları ve yatırımlarıyla milletin karşısına çıktıklarını belirten Erdoğan, Bugün hamdolsun bölgesi ve dünyasında söz, iddia, güç, vizyon ve proje sahibi bir Türkiye var. Sağlıktan savaşa krizlerin kol gezdiği, enerjiden gıdaya her alanda dünyanın sıkıntı yaşadığı bir dönemde dahi ülkemizi hedeflerinin menzilinde tutmayı başardık. Daha önemlisi bu mücadeleyi ve elde ettiğimiz kazanımları, içerideki tek parti artığı kifayetsizlere rağmen yürüttük.
    Attığımız her adımda, başlattığımız her reformda karşımızda ilkel ve sapkın bir zihniyeti bulduk. Milletimizin karşısına hangi projeyle çıktıysak, ne dediler ‘yaptırmayız.’ Ülkemizi hangi hedefe yönelttiysek, şehirlerimize hangi yatırımları götürdüysek, ne dediler ‘yaptırmayız’, niye diye sorduğumuzda da arsızca bizim işimiz bu dediler. Bunlar karşımıza ‘yapamazsınız’ diye her dikildiklerinde, yaparsak biz yaparız diyerek azimle, kararlılıkla, gayretle yolumuza devam ettik. İşte bugün Kepez bunu söylüyor. Türkiye kendine biçtiği tek misyonu yaptırmamak, ettirmemek olan bir muhalefete rağmen bugünlere geldi” şeklinde konuştu.

    “Yapamayacaksınız”

    “Evet, yarın değil hemen şimdi diyerek” kalabalığın ‘Yarın değil hemen şimdi’ şarkısını dinlettiren Erdoğan, “Yeni bir seçimin arifesinde karşımıza yine bir yaptırmayız ittifakıyla çıktılar. Üstelik bu sefer sadece bize yaptırmayacaklarını söylemekle yetinmiyor, kendi aralarında da aynı taktiği izleyeceklerini ilan ediyorlar. Geçmişte on yıllarını kısır siyasi çekişmelerin, çok başlılığın, koalisyonların, siyasi dağınıklığın yol atığı kayıplarla heba eden Türkiye’ye tek vaatleri yine aynı düzeni geri getirmek. Ama yapamayacaksınız. Antalya, Türkiye size bunu yaptırmayacak. Size inanıyorum ve güveniyorum. Biz milletimizi vesayetin cenderesinden kurtarmış olmakla övünüyoruz. Bunlar kendi vesayetlerini inşa etmeye çalışıyorlar. Bu defaki vesayetin adı ne biliyor musunuz, 6’lı masadaki vesayetin adı siyasi vesayet. Biz ülkemizi siyasi ve sosyal kaos ikliminde çıkarmakla gurur duyuyoruz. Bunlar kendi kaoslarını oluşturmaya çalışıyor. Biz cumhuriyetimizin yeni asrına Türkiye yüzyılı vizyonu damgasını vurmaya çalışıyoruz, bunlar tekrar ülkeyi kendi içine kapatmaya çalışıyor. Velhasıl nereden tutsanız elinizde kalan bir anlayışla karşı karşıyayız. Üstelik millete söyledikleri sözleri uygulayabilecekleri hiçbir hukuki zemin mevcut değil. Seçimden sonra böyle bir hazırlıkları ve niyetleri olduğuna dair işarette yok. Türkiye eskiden yürütmede iki başlılığı kaldıramadığı için ağır bedeller ödediği siyasi, sosyal, ekonomik krizler yaşamıştır” dedi.

    Kafaya bak”

    “Bunlar iki de değil, 6 başlı bir yürütme peşinde koşuyorlar” diyen Erdoğan, “Allah akıl fikir izan versin. Ortada vizyon namına program, proje namına hiçbir şey olmadığı için istemezükçülük dışında bir şey de söylemiyorlar. Mesela geçtiğimiz yıl Antalya’ya yurtdışından 25 milyon turist geldi ya bunlara göre, hepsi de kapıları suratlarına kapatmamız gereken yabancılarmış. Kafaya bak ya, sadece Rusya ve Ukrayna’dan 100 bin kişi, aradıkları huzur ve refahı burada buldukları için Antalya’ya geldi. Aynı şekilde Avrupa, Ortadoğu ülkeleri ve dünyanın dört bir yanından insan dinlenmek, eğlenmek, kaliteli vakit geçirmek için Antalya’yı tercih ediyor. Peki bu kadar insan Antalya’ya gelince, milyonlarca vatandaşımız iş sahibi oluyor. Yüzbinlerce üreticimiz, çiftçimiz mülk sahibimiz malını değerinden pazarlayabiliyor. İnşaattan ulaşıma, sanayiden enerjiye tüm sektörler canlanıyor. Öyleyse yurtdışındaki yatırımcılara Türkiye’ye gelmeyin demenin manası nedir? Kim diyor bunu, bay kemal. Bunlarda utanma sıkılma yok. Ülke içindeki yatırımcılara size bunların hesabını soracağız. Kafaya bak ya, kime neyin hesabını soruyorsun. eğitimde, sağlıkta her türlü adımı bunlar attı”ifadelerine yer verdi.

    “Ege’de bizimle uğraşmazsanız, biz sizlerle uğraşmayız”

    Erdoğan konuşmasını şöyle devam etti: ” Ulaşımda 6 bin 100 kilometreden alıp 20 bin 800 kilometre yollarımızı bunlar ulaştırdı. Viyadüklerimizi, köprülerimizi bunlar yaptı. Neymiş şimdi onlara hesap soracakmış, sıkar sıkar, neyin hesabını soruyorsun. Bu millet size bunun fırsatını vermez. Sandıklarda da size bunun fırsatını vermeyecek. Onun için çalışacağız. Huzurumuza kasteden terör örgütü yandaşlarına bunlar yüz vermedi mi, bay kemal bu teröristlerle kol kola dolaşmadı mı? Hala bunların önünü açmaya gayret etmiyorlar mı? Ama Cudi’de, Gabar’da, Terdürek’te de bunların hesabını biz sorduk. Şimdi bu teröristler güneye gittiler ve yine devam ediyoruz, edeceğiz. Soruyorum kendi ülkesi ve milletine düşmanlık eden böyle bir siyaset anlayışının dünyada başka bir örneğini yoktur, göremezsiniz. Çünkü hiçbir ülkede siyasetçi yediği ekmeği, içtiği suyu, soluduğu havayı zehirlemeyi aklından bile geçirmez. Tam tersine milli meselelerde her türlü farklılığı bir kenara bırakıp, kendi devleti ve hükümetinin etrafında sımsıkı kenetlenir. Türkiye’de her meselesini çözdük, sadece işte bu muhalefet sorununu halledemedik. Savunma sanayiinde artık bizim ihalarımız, sihalarımız, akıncılarımız, ızılelmamız var mı, herkes şimdi bunları kıskanıyor. Bay Kemal sen nerede dolaşıyorsun, senin yavruların nerelerde dolaşıyor, biz Tayfun’u şu an ateşledik, menzili ne kadar 561 kilometre , Yunanlar telaşa kapıldı. Hemen gazeteleri başlıklar attı, ‘ya bunlar Atina’yı vuracak’. Bizim öyle bir derdimiz yok. Yeter ki siz bizimle Ege’de uğraşmayın. Ege’de bizimle uğraşmadığınız müddetçe biz sizlerle uğraşmayız, bizim daha yapacak çok işimiz var” ifadelerini kullandı.

    Konuşmasının ardından Erdoğan açılış kurdelesini kesti ve 12 Aralık’ta yaşanan selden zarar gören Kumluca ilçesinde incelemelerde bulunmak üzere bölgeden ayrıldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere yeni destek paketi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere yeni destek paketi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması’na katıldı.

    Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nüfusunun 85 milyonu, dünya nüfusunun ise 8 milyarı bulduğu bir dönemde toprağı ve onu işleyen çiftçiyi ihmal edenin geleceği ihmal etmiş olduğunu söyledi. Her küresel kriz, gıda üretimi ve tedarikinin bu alanın ne kadar stratejik olduğunu kendilerine tekrar tekrar hatırlatmakta olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya-Ukrayna krizi sebebiyle tahıl sevkiyatının sekteye uğraması dünya çapında bir açlık tehdidini ortaya çıkardı. Türkiye olarak yürüttüğümüz çok yönlü diplomasiyle tahıl sevkiyatının başlamasını sağlayarak insanlığı çok büyük krizin eşiğinden döndürdük. Bu durum kendi tarım üretim kapasitemizin önemini de gösterdi. Hükümetlerimiz döneminde çiftçilerimize verdiğimiz desteklerin, sağladığımız kolaylıkların, yaptığımız düzenlemelerin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koyduk. Tüm alanlarıyla birlikte tarım sektörü ve onun ana unsuru olan çiftçimizi bir bütün olarak görüyoruz. Tarlasını en modern ekipmanlarla süren çiftçimizle birlikte bu ekipmanları üreten, satan, finansmanını sağlayan kurumları ayrı tutmuyoruz. Gıda, tekstil, kozmetik sanayiine kadar bu alanda özellikle tüm yapıları aynı sistemin birer parçası olarak görüyoruz” dedi.

    “Ülkemizin tarıma uygun her karış toprağının en yüksek verimle ekilmesinin karşılığını sağlamayı hedefliyoruz”

    Zincirin herhangi bir halkasındaki kopmanın tüm sistemi etkileyeceğini bildiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için çiftçiden tüketiciye uzanan aşamanın hiçbir halkasını atlamadan sistemi bir bütün olarak geliştirecek adımlar atıyoruz. Ziraat Bankamızın tarım sektörüne yönelik hizmetleri de aynı yelpaze genişliğine sahiptir. Tarım sektörünü yeni düzenlemelerle, desteklerle güçlendirirken aslında sistemin tamamına hitap ediyoruz. Örnek uygulamalar, başarı hikayeleri, tecrübe paylaşımlarıyla genç ve kadınlarımızı tarıma yönlendirmeye çalışıyoruz. 81 ilden 2 bine yakın çiftçimizle bugünkü buluşmamızı bu gayretlerin özeti olarak değerlendiriyorum. Çiftçilerimizin ürünlerini sergiledikleri stantları ziyaret ettik. Sadece Ziraat Bankası aracılığıyla kullandığımız 232 milyar lirayı aşkın tarım kredilerinin yerine ulaştığını, toplam kredi miktarının yüzde 88’ine karşılık gelen 204 milyar liraya uyguladığımız faiz desteğinin doğruluğunu, 634 bin çiftçimizin 60 milyar tutarında kredi faizini karşılamamızın isabetini, toprağı aşkla işleyen 1 milyonu aşkın çiftçinin kendilerine sunulan kredi imkanını üretime dönüştürdüğünü, tarım sektörüne bugüne kadar verdiğimiz emeklerin ve desteklerin boşa gitmediğinin ispatıdır. Bu tablo karşısında biz de tüm kurumlarımızla birlikte yürüttüğümüz çalışmaları sadece sürdürmekle kalmayıp, daha ileri seviyeye çıkarma şevki kazanıyoruz. Ülkemizin tarıma uygun her karış toprağının en yüksek verimle ekilmesinin karşılığını sağlamayı hedefliyoruz. Savunma alanında nasıl kendi kendimize yeterliliği stratejik öncelik olarak görüyorsak, tarımsal üretime de aynı anlayışla yaklaşıyoruz. Bunun için devletimizin tüm imkanlarını seferber ediyor, her talebi dikkatle ele alıyor, her imkanı kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan çiftçilere müjde üstüne müjde verdi

    Verilen müjdelerle Türkiye’nin toprak muhafızları, üretim akıncıları olan çiftçilerini daha da güçlendirmeyi amaçladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk olarak Çiftçi Destek Kredisi’ni uygulamaya geçireceğimizin müjdesiyle başlıyoruz. Bu krediyi çiftçilerimiz hasat dönemine kadar yapacakları her türlü harcamaları için kullanabilecektir. Çiftçilerimiz gelir elde edemedikleri dönemdeki ihtiyaçlarını rahatça karşılayabilecektir. Kişi başına 250 bin liraya kadar verilecek bu kredinin yıllık faiz oranı yüzde 9,75, vadesi süresi 36 aya kadar olacaktır. İkinci müjdemiz tarımsal KOBİ kredimizdir. Tarım ürünlerini işleyen küçük ve orta boy işletmeleri destekleyebileceğimiz bu kredi sayesinde nihai malın katma değerinin üreticimizde kalmasını sağlamak istiyoruz. Tarımsal KOBİ kredimizin üst limiti 15 milyon lira. Devlet tarafından ödenen kısmı dışında kalan yıllık faiz oranı yüzde 4,75’tir. Yatırım kredilerinde 10 yıla, işletme kredilerinde 24 aya kadar vade uygulanabilecektir. Süt ve süt ürünleri, meyve ve sebze kurutma, dondurma, meyve suyu, salça, turşu, konserve, reçel, marmelat, pekmez, zeytin, su ürünleri paketleme, tütsüleme, organik tarım ürünleri gibi pek çok başlıktaki işletme faaliyetinde bu kredi kullanılabilecek” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü başlığın tarım borç transferi kredisi olduğunu ifade ederek, “Bu krediyle başka bankalardan yüksek faizle kredi kullanmış çiftçilerimizi Ziraat Bankamızda sağlayacağımız uygun şartlarla bu yükten kurtarmayı amaçlıyoruz. Üst limiti 5 milyon lira olacak bu kredinin de faiz oranı yüzde 9,75, vadesi 60 aydır. Önümüzdeki günlerde Ziraat Bankamızın yanında Ziraat Katılım’ın da çiftçilerimize düşük maliyetli finansman sağlayabilmesini temin edecek bir düzenlemeyi hayata geçireceğiz. Tüm bu kredi imkanlarının çiftçilerimize ve işletmelerimize hayırlı olmasını diliyorum. Genç çiftçi ve kadın çiftçi kredi limitlerinin 500 bin lira olduğunu biliyorum. Biz gençlerimizin ve kadınlarımızın tarımın geleceğinde çok daha fazla söz sahibi olmalarını istiyoruz. Bunun için buradan Ziraat Bankası genel müdürümüze genç ve kadın çiftçi kredi limitlerini 500 binden 1 milyon liraya çıkaralım diyorum. Ziraat Bankası’nın tarım kredilerindeki takip oranının yüzde 1’in altında olması, çiftçilerimizin borçlarına sadık olduklarını ve ödemelerini hassasiyetle yaptıklarını gösteriyor. Buna rağmen yüzde 1’in altında bile olsa borcunu ödemekte zorlanan çiftçimiz varsa onlara destek olmak da boynumuzun borcudur. Tarım kredisi takip hesabındaki çiftçilerimizden anaparasını peşin ödeyenlerin faizlerinin silinmesi bu kardeşlerimizi rahatlatacaktır. Anapara ödemesini peşin yapmakta zorlananlar mutlaka olacaktır. Peşin parası olmayanların borçlarını herhangi bir gecikme ve temerrüt faizi uygulanmadan taksitle yapabilmelerine imkan tanımak lazım” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye’mizi 5 temel esas üzerine büyüteceğiz”

    “Konu çiftçilerimiz, üreticilerimiz, milletimizin meselesi olduğunda çözümler anında geliyor. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizi asırlara bedel eser ve hizmetlere kavuşturmuş bir hükümet olarak Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını da dört bir koldan süratle yürütüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Konu üretim olduğunda, hele de toprağın bereketi olduğunda bizim için akan sular durur. Ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme üzerine inşa eden bir iktidar, hükümet olarak bu 5 temel esas üzerine Türkiye’mizi büyüteceğiz. Bu mücadelede çiftçilerimizden alacağımız destek hayati öneme sahiptir. Biz ülkenin ve milletin sahip olduğu değerlerin, zenginliklerin, imkanların kıymetini bilmeyenleri asla muhatap almıyoruz. Çifti, çubuğu, bağı bahçeyi, ekini, hasadı, davarı, malı bilmeyenlere dönüp bakmıyoruz, bizim onlarla işimiz yok. Oturdukları yerden esip gürleyerek avara kasnak gibi boşa dönüp duranları gülerek izlemekle yetiniyoruz. Zihninde vizyon, gönlünde eser ve hizmet, dilinde hayırlı söz olmayanların topunu bir araya getirseniz şuradaki buluşmamızın hasılasının yanına yaklaşamazlar. Çalışmak için dertli olmak lazım dertli, mücadele etmek için yaşamış olmak lazım, üretmek için de ter dökmek lazım. Başarı kazanmak için tecrübe ve hazırlık lazım. Hepsinden önemlisi tüm bunlar için sarsılmaz bir inanç, mangal gibi bir yürek, çelikten bir irade lazım. Türkiye’yi 1990’ların güvensizlik ve istikrarsızlık ikliminden 2023 hedeflerine, Türkiye Yüzyılı vizyonunu getirene kadar hangi badireleri atlattığımızın, hangi oyunları bozduğumuzun şahidi sizlersiniz. İnşallah Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bırakıp yeni yüzyılına gireceğimiz 2023’ü de güven ve istikrardan taviz vermeden geçirerek hep birlikte hayallerimizi gerçeğe dönüştüreceğimiz bir döneme gireceğiz. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin asırlık eksiklerini nasıl tamamlamışsak, milletimizin asırlık hak ve özgürlük taleplerini nasıl karşılaşmışsak, Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da aynı inanç ve azimle başlatalım istiyoruz. Çiftçi kardeşlerimizin bu kutlu yolda bugüne kadar hep olduğu gibi yine en güçlü şekilde yanımızda yer alacaklarına yürekten inanıyorum.”

  • Erdoğan’dan seçim tarihi açıklaması

    Erdoğan’dan seçim tarihi açıklaması

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

    Erdoğan, “Seçim tarihinin erkene alınmasına ilişkin kamuoyunda üç tarih konuşuluyor. Bunlar gündeminizde mi?” sorusu üzerine, ”Kamuoyunda ne görüşülüp ne konuşulursa hepsi gündemimizde. Biz istikametimizi kamuoyunda konuşulanlardan alıyoruz” açıklamasını yaptı.

  • “NATO müttefikimizi destekliyoruz”

    “NATO müttefikimizi destekliyoruz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Cukanoviç Vahdettin Köşkünde ortak basın toplantısı düzenledi.

    “Karadağ’daki Türk yatırımlarının toplamı 67 milyon doları aşmıştır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada, “Ortak tarih ve kültürü paylaşan Türkiye ile Karadağ arasında ilişkiler en üst düzeydedir. Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığımız görüşmelerde ikili ilişkilerimizi ele aldık, etraflıca görüşme fırsatı bulduk. Daha sonra da heyetler arası çalışma yemeği ile birlikte gerek şu ana kadar olan durum, gerek bundan sonraki geleceği de değerlendirme fırsatı bulduk. Geçen yıl Karadağ’a yaptığım ziyarette ikili ticaret hacmimizi 250 milyon dolara çıkarma hedefini koymuştuk. Bu senenin ilk 11 ayındaki, rakam geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında yüzde 49’luk bir artış yaşandı. Mevcut tablo ile 182 milyon dolara ulaşarak rekor kırdı. Karadağ’daki Türk yatırımlarının toplamı 67 milyon doları aşmıştır. Şu anda Karadağ’daki Türk yatırımcı şirketlerin sayısı ise 3 bin 800. Çok çok önemli bir adım” dedi.

    “NATO müttefikimiz Karadağ’ın Avrupa Birliği’ne tam üye olmasını samimiyetle teşvik ediyor ve destekliyoruz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TİKA, restorasyon eğitim ve sağlık alanındaki faaliyetlerini sürdürürken, Yunus Emre Enstitümüz de Türk sanat ve kültürünü Karadağlı dostlarımızın evlerine taşıyor. TİKA Karadağ’da bugüne kadar toplam değeri 20 milyon Euro’yu aşan 400’den fazla proje ve faaliyet gerçekleştirmiştir. Devletimizin sağladığı Türkiye burslarından faydalanan Karadağlı öğrencilerin sayısı son 25 yılda 500 bine ulaştı. Balkanlar başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında da çok önemli değerlendirmeleri yapma fırsatı bulduk. Güneydoğu Avrupa’da istikrarın korunmasına ve bölgenin ekonomik kalkınmasına özel önem atfediyoruz. Karadağ’da barış ve istikrara önemli katkılar sağlıyoruz. NATO müttefikimiz Karadağ’ın Avrupa Birliği’ne tam üye olmasını samimiyetle teşvik ediyor ve destekliyoruz” dedi.

    “Eğer gelişeceksek, ileri gideceksek güvenli bir şekilde gitmeliyiz”

    Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Cukanoviç ise, “Bu davetten dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Birçok alanları ele almıştık, ekonomik gelişmeleri konuşmuştuk. Altyapı, enerji, su, ormancılık, sağlık ve eğitim alanında konuları ele aldık. Yeni ticari hacminin büyümesi konusunda konuşmuştuk. Eğer gelişeceksek, ileri gideceksek güvenli bir şekilde gitmeliyiz. Bugün dostane ve açık görüşmeler gerçekleştirdik. Dostane ilişkilerimizin gelişmesinde önemli bir toplantı olduğunu düşünüyorum” dedi.

  • Erdoğan’dan yeni doğalgaz müjdesi

    Erdoğan’dan yeni doğalgaz müjdesi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından millete sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi.

    Enerjide dışa bağımlılığın azalması için yerli kaynakların daha fazla kullanımının temel hedeflerden biri olarak belirlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve yenilenebilir kaynaklara yapılan devasa yatırımlarla, ülke içi dağıtım şebekelerinin geliştirilmesinden uluslararası iş birliklerine kadar hayata geçirilen kritik projelerle hedeflere adım adım ilerlendiğini kaydetti. Erdoğan, ”Bu anlayışla petrol ve doğal gaz aramalarına başladığımızda nice şantaja, nice yıldırma çabasına, nice ambargoya, nice içeriden ve dışarıdan gizli açık tehdide maruz kaldık. Ama biz mücadeleden asla vazgeçmedik, geri adım atmadık. Karşımıza çıkartılan her engeli daha büyük bir azimle aştık. Bizi geriletmek için oynanan her oyunu sabır ve dirayetle bozduk. Türkiye’yi kendi gemileriyle, kendi insan kaynağı ile, kendi ekipmanları ile kimseden izin almadan bu işleri tek başına yürütecek imkana kavuşturduk. Hamdolsun bu kararlı ve dik duruşlu çabalarımızın karşılığını Karadeniz’deki 320 milyar metreküplük ilk keşfimizle aldık. Zaman içerisinde yeni keşiflerle birlikte bu sahadaki rezervimiz 540 milyar metreküpe ulaştı. Yerli doğal gazımızı 2023’te milletimizin hizmetine sunmak için gece gündüz çalışıyoruz. Denizaltı ve kara tesislerinin inşasına da başladık. Bir kısmını da tamamladık. Sadece deniz yetmez dedik. Bir zamanlar karada buluyorlardı, sonra burada bir şey yok deyip betonu atıyorlardı. Biz şimdi onların hepsini yeniden hayata geçirdik. Bu arada Sakarya gaz sahasında yeni sondajlar da yaptık” diye konuştu.

    Erdoğan’dan doğal gaz keşfi müjdesi

    Fatih sondaj gemisinin 29 Ekim günü Cumhuriyetin 99. yıl dönümünde Çaycuma-1 sahasında yeni sondajına başladığını bildiren Erdoğan, ”Ekiplerimizin 7/24 esasıyla yürüttüğü yoğun çalışmalar neticesi bugün milletimizle yeni bir müjdeyi paylaşmanın sevincini ve gururunu yaşıyoruz. Fatih sondaj gemimiz Çaycuma-1 sondajında denizin 3 bin 323 metre altında 58 milyar metreküplük doğal gaz rezervi keşfetti” dedi.

    “Karadeniz’deki gaz rezervimiz 710 milyar metreküpe ulaştı”

    Yeni tespit kuyuları ile bu rakamın yukarı yönlü revize edilmesini beklediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Yeni keşfimiz bölgeye komşu diğer jeolojik sahalardaki benzer keşiflerimize de kapı aralayacaktır. Toplanan verileri analiz ettikten sonra en kısa zamanda yeni sondajlara başlayacağız. Karadeniz gazına dair bir diğer müjdeli haberimiz daha önceki rezervimizle ilgili yaptığımız yeniden değerleme çalışmasıdır. Dünyanın alanında en yetkin ve güvenilir rezerv değerlendirme şirketi, sahada açtığımız 13 kuyunun üç boyutlu modellemelerini çıkarttı. Bu modellemelere dayalı verilerin detaylı analizi neticesinde daha önce ilan ettiğimiz 540 milyar metreküplük rezervimiz 652 milyar metreküp olarak revize edildi. Böylece Karadeniz’deki gaz rezervimiz Çaycuma-1’deki yeni keşfimizle birlikte 170 milyar metreküp artarak toplamda 710 milyar metreküpe ulaştı” dedi.

    “Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gazın bugünkü rakamla uluslararası piyasalardaki karşılığı 1 trilyon doları bulmaktadır”

    Sahadaki üretim miktarını kuyu sayısı, boru büyüklüğü ve sahada kullanılacak kompresörler gibi unsurların belirleyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Burada keşfettiğimiz gazı da Sakarya sahasına bağlayarak milli gaz sistemimize entegre edeceğiz. Yeni keşfimiz ve mevcut rezervin son değerlemesiyle birlikte Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gazın bugünkü rakamla uluslararası piyasalardaki karşılığı 1 trilyon doları bulmaktadır. Hazar’ın, Akdeniz’in, Orta Doğu’nun enerjide merkez noktasının Türkiye olmasını sağlamakta kararlıyız. Sadece İstanbul ve Çanakkale’deki köprülerimizle değil enerji köprüleriyle de doğuyu ve batıyı birbirine bağlayacağız. Nihai amacımız, petrol ve doğal gazda dışa bağımlılığımızı bir an evvel tamamen kırarak, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını ilan etmektir. Özel ve kamu günlük yurt içi petrol üretimimiz bugün itibarıyla 80 bin varile ulaştı. Önümüzdeki yıl üretimimizi 100 bin varile çıkarmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

    “Gübre ve yem fiyatlarını nisan sonuna kadar sabitliyoruz”

    Çiftçilerle ilgili bir müjdeyi de paylaşan Erdoğan, ”Bugün tabii çiftçilerimize ve tüketicilerimize bir müjde vermek istiyorum. Bu kapsamda çiftçilerimizin temel ihtiyaçlarının ve girdilerinin başında gelen kimyevi gübre ve karma hayvan yeminde indirim yapıyor, fiyat sabitlemesine gidiyoruz. Yüzde 13’e varan indirim uygulanacak. Aynı şekilde karma yemde de yüzde 5’e varan indirim yapılacak. Gübre ve yem fiyatlarını nisan sonuna kadar sabitliyoruz. Şayet üreticimiz aleyhine bir gelişme olursa bunu da yansıtacağız” diye konuştu.

    “Tarım Kredi satış noktalarındaki indirimler bugün itibarıyla başlamıştır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tarım Kredi’nin toplam 2 bin 170 hizmet noktasında 600 çeşit temel ihtiyaç maddesi ürünün en ucuz fiyatla satışa sunulacağını söyledi. Erdoğan, ”Önümüzdeki yılın ilk yarısında sayılarını 3 bine çıkarmayı hedeflediğimiz Tarım Kredi satış noktalarındaki indirimler bugün itibarıyla başlamıştır” dedi.
    Erdoğan, ”Diğer yandan ocak ayının ilk haftası 3 milyon hak sahibine toplamda 13 milyar lira olarak yapılacak Aile Destek Programı ödemelerini yılbaşından önceye çekiyoruz” açıklamasını yaptı.

  • “Karadeniz gazını 2023’ün ilk çeyreğinde kullanacağız”

    “Karadeniz gazını 2023’ün ilk çeyreğinde kullanacağız”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış törenine katılmak üzere geldiği Erzurum’da miting sonrası Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde düzenlenen “İlk Oyum AK Parti’ye İlk Oyum Erdoğan’a” programında gençlerle buluştu. Gençlerle buluşmasında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de sizlerle gurur duyuyoruz. İnşallah asıl gurur paylaşımını seçimin akşamı yapacağız. Gençler, Rabb’im birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin. Rabb’im ezelden ebede giden kardeşliğimizi kaim eylesin. Sizlerin şu heyecanını görüp duygulanmamak mümkün mü? Bir de diyorlar ki ‘AK Parti’de gençlik yok.’ Sizlerin şu dinamizmine şahit olup da gururlanmamak mümkün mü? Rabb’ime bana sizler gibi yol ve dava arkadaşları verdiği için bir kez daha hamd ediyorum. Gençlerimizle vakit geçirmenin, sizlerle hasbihal etmenin benim için her zaman yeri ayrı oldu. 40 seneyi aşan siyasi hayatım boyunca hep gençlerle yol yürüdüm. İlk günden beri sizlerin yol ve dava arkadaşlığını daima baş üstünde tuttum” dedi.

    “Birileri FETÖ’cülerle benzin istasyonlarında hamburger yemek için 10 bin kilometre uzağa giderken, biz cağ kebabını yedik”

    Erdoğan, “Muhalefet, toplanıp dağılmaktan başka hiçbir icraat yapmazken, biz ülkemizin dört bir yanındaki gençlerimize kulak verdik. Birileri FETÖ’cülerle benzin istasyonlarında hamburger yemek için 10 bin kilometre uzağa giderken, biz cağ kebabını yedik ve biz gittiğimiz şehirlerde kardeşlerimizin sofralarına misafir olduk. Bu programların istisnasız hepsinde gördüğümüz manzara şudur; Türkiye’nin, alfabedeki bir iki harfe hapsedilemeyecek kadar özgün bir gençliği var. Türkiye’nin, diğer ülkelerdeki yaşıtlarına taş çıkartacak kadar azimli, çalışkan, üretken, muazzam bir gençliği var. Türkiye’nin, ülkemizle birlikte dünyayı da yakından takip eden ufku geniş bir gençliği var. Türkiye’nin, Batı’yı kuru kuruya taklit yerine tarihinden, kültüründen, medeniyet değerlerinden beslenen özgüven sahibi bir gençliği var. Tüm bunların ötesinde Türkiye’nin, merhum üstadın ifadesiyle, ‘Kim var diye seslenilince sağına soluna bakmadan fert fert ben varım cevabını veren’ gençlik burada. Böyle bu gençliği her yerde bulamazsınız, bu gençlik farklı. Sizlere baktıkça, tüm bu özelliklere ve çok daha fazlasına sahip bir gençlik görüyorum. Karşımda, Türkiye ile birlikte gönül coğrafyamızdaki 100 milyonların da umudu olan TEKNOFEST gençliğini görüyorum. Rabb’im, bu gençliği korusun, kollasın, ayağına taş değdirmesin diyorum. Sevgili gençler, sizler bizim aydınlık ve müreffeh yarınlarımızın teminatısınız. Türkiye’yi 2053 vizyonuyla buluşturacak, ardından 2071’i yeni nesillerin avuçlarına emanet edecek olan kuşaklar sizlersiniz” şeklinde konuştu.

    “Sadece Erzurum’da 19 bin 14 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları yaptık”

    Kılıçdaroğlu ve 6’lı masayı sert eleştiren Erdoğan, “Bay Kemal ne diyor, ‘bir senede bütün yurt sorunlarını çözermiş.’ Senin şu anda 10-11 tane büyükşehrin var, oralarda kaç tane acaba yurt yaptınız? Şu anda sadece Erzurum’da 19 bin 14 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları yaptık. Ayrıca lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde öğrenim gören gençlerimizin burs ve kredi imkanlarını genişlettik. Buradan sesleniyorum Bay Kemal, 6’lı masa; göreve geldiğimizde burs neydi, 45 liracıktı, şimdi 45 liradan aldık, yıl başından itibaren lisans öğrencileri için 1250 lira, yüksek lisans öğrencileri için 2 bin 500 lira, doktora öğrencileri için 3 bin 750 liraya çıkarttık. Gençler, asgari ücret ne oldu, 8 bin 506 oldu. Temmuz ayında hayata geçirdiğimiz düzenlemeyle toplam 3,3 milyon öğrencimizi 27 milyar liralık bir maddi külfetten kurtardık. Çok daha önemlisi, hatırlayın biz geldiğimizde öğrencilerin harç denilen sıkıntıları var mıydı? Sildik mi? Bir kalemde sildik, bitirdik o işi ve yurtlarımızda kalan öğrencilerimize yaptığımız beslenme yardımını 1800 liraya yükselttik” diye konuştu.

    “Birkaç ay sonra Togg’un Oltu siyahını yollarımızda görmeye başlayacağız”

    Türkiye’nin ilk yerli ve milli otomobili Togg’un herkesin heyecanla beklediğini ifade eden Erdoğan, “Türk sanayisinin gurur vesilesi olan Togg’un üretimi, şu anda devam ediyor. İnşallah, birkaç ay sonra Togg’un Oltu siyahını yollarımızda görmeye başlayacağız. Ayrıca ülkemiz donanmasının şimdiye kadar gördüğü en büyük askeri gemisi olacak Anadolu’yu, yine gelecek sene kullanıma sunuyoruz. Yine gelecek yıl muharip insansız savaş uçağımız Kızılelma’nın seri üretimi başlıyor, milli muharip uçağımızı da hangardan çıkartıyoruz. Tasarım, üretim, montaj, yazılım ve testleri tamamen yerli imkanlarla geliştirilen İMECE uydumuzu ve Türksat 6A’yı uzaya fırlatıyoruz. Böylece uzaydaki toplam uydu sayımızı 10’a çıkarmış olacağız. Karadeniz’de keşfettiğimiz 540 milyar metreküplük doğal gazı da 2023’ün ilk çeyreğinde evlerimizde kullanacağız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarına şöyle devam etti:

    “Sandık önümüze geldiğinde yapacağımız tercih çok nettir. Ülkemiz, ya sabah akşam sürekli kavga eden, birbirlerinin kuyusunu kazan, ‘altılı masa’ denilen ucube yapının insafına kalacak ya da AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın güçlü, vizyoner, dirayetli liderliğinde emin adımlarla geleceğe yürüyecektir. Göreve geldiğimizde Türkiye’nin bir numaralı sorunu terördü. Şimdi terör kaldı mı? Cudi’yi çökerttik mi? Gabar’ı çökerttik mi? Tendürek’i çökerttik mi? Bestler Deresi’ni çökerttik mi? Biz onların inlerine gireceğiz, dedik. Girdik mi? Ama birileri de Suriye’nin kuzeyine gidip, orada turistik seyahat yapacakmış. Onlar terörle böyle mücadele ediyor, biz ise inlerine girerek ediyoruz. Farkımız bu.

    Önündeki ve arkasındakilerle birlikte altılı masadan her türlü ayak oyununun çevrildiği, fitnenin, fesadın, entrikanın kol gezdiği bu garip birliktelikten ne ülkeye ne millete ne gençlerimize hiçbir hayır gelmeyeceği anlaşılmıştır. Şayet solukları yetip de o vakte kadar ayakta kalabilirlerse 2023 seçimleri, eski Türkiye bakiyesi bu arkaik ekibin siyaset sahnesinden silinmesine de vesile olacaktır. Bunun için hepimize, özellikle de gençlerimize çok önemli görevler düşüyor. Kullanacağınız oylarla Türkiye’nin gelecek 5 yılıyla birlikte aynı zamanda 25 yılına da damga vuracaksınız. AK Parti’nin, gençlerin partisi olduğunu sizler göstereceksiniz. Sizlerden bu hassasiyetle 2023 seçimlerine yaklaşmanızı bekliyorum. Gençler; rehavete kapılmak yok, korkmak, çekinmek yok, yorulup geriye düşmek yok. İnanacağız, çalışacağız, koşturacağız, sandıklara sahip çıkacağız. Allah’ın izniyle 2023 seçimlerinde yine çok büyük bir zafere hep birlikte imza atacağız.”

    Erdoğan, gençlerin sorularını yanıtladı. Bir gencin, HDP’li Semra Güzel’in milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Meclis’te yapılan oylamada CHP’nin “hayır” oyu vermesinin nedenini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sual çok çok anlamlı. Bizi izleyen tüm milletime hem Cemre’nin ağızıyla konuşuyorum hem kendi adıma konuşuyorum, o da şudur; Bu, CHP’nin terör örgütleriyle nasıl iç içe, nasıl el ele olduğunun bir göstergesidir” yanıtını verdi. Erdoğan, “CHP onunla beraber böylece hareket etmiştir, hiçbir yere kaçamaz. Ama benim CHP’ye oy veren kardeşlerimin artık bunu anlaması lazım, artık bu konuda daha duyarlı davranması lazım. Daha ne olacaktı? Bir teröristle sarmaş dolaş dağlarda, şurada, burada gezip dolaşanlar, daha kendilerini neyle ifade edecekler? Ben inanıyorum ki benim milletim bu terör örgütüne karşıdır, teröristlere karşıdır. Biz bu kadar teröre kurban verdik, dolayısıyla hala mı bunlar bir şeyleri izah etmenin yoluna gidecekler? Benim milletim Allah’ın izniyle terörle mücadelede devletinin yanında yer alacaktır ve bunlara da gereken cevabı inşallah seçimlerde verecektir. İşte İYİ Parti’den 20 kişi, onlar bizimle beraber hareket ettiler ve AK Parti bu noktada Cumhur İttifakı olarak kararlı davrandı, bu şekilde yolumuza devam edeceğiz” dedi.

    Programdan sonra sanatçı Canan Anderson konser verdi. Anderson’un konserinin ardından Erzurum Büyükşehir Belediyesi Müzik Topluluğu sahne aldı. Topluluğun solisti Fikrimin İnce Gülü şarkısını seslendirdiği sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mikrofonu uzattı. Şarkının nakarat kısmına eşlik eden Erdoğan’ı salondaki gençler coşkulu şekilde alkışladı.

  • “Pazartesi günü yeni müjde vereceğiz”

    “Pazartesi günü yeni müjde vereceğiz”

    Miting alanını dolduran on binlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Erzurumlular yoğun destek verdi, sevgi gösterisinde bulundu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Erzurum’da kar vardır. Kar varsa içinde yar da vardır. Yar yoksa orada durmak akla ziyandır. Yar dolu yaren dolu adam gibi insan gibi insan dolu. Erzurum Malazgirt’ten önce 1048 yılında Pasinler Zaferiyle Anadolu’yu ebediyen yurdumuz haline getirmiştir” dedi.

    Geçtiğimiz 20 yılda asırlık demokrasi ve kalkınma adımlarına imza atıldığını anlatan Erdoğan, “Bugün Hem hasret gidermek hem de yapımı tamamlanan projelerimizin açılışını gerçekleştirmek için Erzurum’a geldik. İspir – Rize İl Sınırı Yolu hizmete giriyor. Erzurum’un kışı ve soğuğu meşhur olabilir. Bizimde doğalgaz hatlarımız var. Erzurum’un 20 ilçesinin 19’u doğalgazın kolaylığına rahatlığına ekonomikliğine kavuşuyor. Karadeniz gazıyla ilgili pazartesi günü yeni müjdeleri paylaşacağım. Bugün resmi açılışını yapacağımız projelerden biriside Çat Afet Konutları. Büyükşehir Belediyemiz Gürcükapı Kentsel Dönüşüm Projesi, Kültür yolu projemizin açılışını gerçekleştiriyoruz” dedi.

    İbrahim Erkal’ın “Hadi gel Erzurum’a gel” türküsünü dinleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de Erzurum’un aşığı olarak bu şehre ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz. 50 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Erzurum’a yakışır. Erzurum değişiyor. Erzurum bir başka. Havalimanı mı vardı Erzurum’da. Şimdi var. Kış sporları tesisleri var mıydı şimdi var. Aynı zamanda üniversite şehri. Erzurum’u şimdi Karadeniz’e bağlıyoruz. Erzurum’u Karadenizden dünyaya açıyoruz. Ovit’i geçebiliyor muyduk. Artık Ovit bizim için ne oldu karayolu oldu. Bayburt-Gümüşhane-Zigana oradan da Trabzon’a gideceğiz. Erzurum’da kent içi tramvay kurmak için çalışmalara başladık. Hızlı tren ile ilgili önümüzdeki yıl projeyi tamamlayıp inşa işine başlıyoruz. Erzincan Erzurum Kars hızlı tren hattımızın; etüd çalışmalarını önümüzdeki yıl bitirip başlayacağız.

    Hazır mıyız. Erzurum. 2023’te güvenli huzurlu müreffeh Türkiye’nin yolunu bir kez daha açmaya hazır mıyız. Türkiye yüzyılını Cumhur ittifakı olarak açalım. Bir olalım, iri olalım. diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Evet Türkiye yüzyılı. Avrupa’yı Amerika’yı Rusya’yı da ihmal etmiyoruz. Karadeniz tahıl koridorunu barış koridorunu kim açtı biz açtık. Önümüzdeki yüzyılda bu şehrin şahlanışında önünde kimse duramayacaktır. Türkiye yüzyılı vizyonuyla coğrafyamızdaki bin yıllık geçmişimizin en önemli atılımlarını yapmaya hazırlanıyoruz. Ülkemizi eğitimiyle sağlığıyla ulaşımıyla enerjisiyle sanayisiyle tarımıyla nasıl ki bu seviyesine getirdiysek Türkiye yüzyılı ile taçlandıracağız. Türkiye ne zaman bir hamle yapma önüne engeller konulmuş. Menderes’in, Özal’ın önü böyle kesilmişti. Vesayetle, terörle, darbeyle defalarca önümüz kesilmek istendi. Milletimizin desteğiyle bu badireleri atlatarak ülkemizi bugünlere getirdik. Makam adamı bozmaz ayarını ortaya çıkarır. Biz belediye başkanlığı, başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı görevlerinde ayarımızı ortaya koyduk. Şimdi birileri çıkmış eser siyasetinde. Siyaset meydanı er meydanıdır. Bu meydanla herkesle kapışmaya hazırız. Ama meydan er meydanı olacak. Karşımıza çıkanlarda er olacak er olacak. 2007’de bize Cumhurbaşkanını seçtirmemek için ne dolaplar çevirdiler. Gezi olaylarıyla ne oyunlar oynadılar. 15 Temmuz gecesi milletten alamadıkları iktidarı darbecilerle almaya çalıştılar. Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’cülerin yardımıyla tankların arasından geçip belediye başkanın evine gitti. Biz ne yaptık milletimize geldik. Fiskos masasında aylardır kirli pazarlıklar yapılıyor. Amaç ne, Erdoğan’ı, Cumhur ittifakını devirmek. Söyledikleri tek şey bizim yaptıklarımızı yıkacaklar. Terör örgütlerinin uzantılarıyla masa altında anlaştılar. Millet siyasetçiliği yerine ajan siyasetçiliği yapınca işte böyle oluyor. Canımızı ortaya koyduğumuz koyacağımız başka vatanımız yok. Birileri kendilerine başka ülkelerde başka topraklarda bir gelecek hayal edebilir. Fırsatını bulduğunda saldırabilir. Helal süt emmiş hiçbir evladı ülkesini satmaz milletine ihanet etmez. Bu adamın derdi Türkiye mi? Durmak yok diyoruz. Şurada altı ay var. Öyleyse öyle bir haykıralım ki tüm Türkiye duysun. Tek millet, tek bayrak, tek vatan. Tek devlet. Bir olacağız. İri olacağız. Diri olacağız. Kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız.”

  • “Yunanistan’ın göçmen tavrı vahşet boyutuna varmıştır”

    “Yunanistan’ın göçmen tavrı vahşet boyutuna varmıştır”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen İslam Dünyası Anayasa Yargını Konferansı Açılış Kongresi’ne katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim devlet geleneğimiz esasını ‘insanı yaşattı ki devlet yaşasın’ düsturu oluşturur. Devletin görevi hepsi eşit haklara sahip insanlara güvenlikten temel ihtiyaçların karşılanmasına her alanda birinci sınıf hizmet vermektir. Kamu eliyle vatandaşa sunulan hizmetin kalitesine kıstas ise devletin yöneten kadrolarının bilgisi, becerisi, vizyonu, dirayetidir. Devlet dediğimiz mekanizmanın varoluş gayesini yerine getirebilmesi, vizyoner yöneticiler vasıtasıyla tüm organlarının sağlıklı işleyişine bağlıdır. Hiç şüphesiz devlet de kendi içinde bir güçler dengesine sahiptir. Bu denge ne kadar sağlıklı kurulur ve işletilirse devlet mekanizması ve onu oluşturan kurumlar da etkili çalışır. Demokratik sistemin omurgasını oluşturan erkler arasında çekişme, çatışma veya yıkıcı rekabet yaşanması halinde ise bunun zararını toplum görmektedir” dedi.

    “Adalet sadece mülkün temeli değildir, devlet mimarisini bir arada tutan kilit taşıdır”

    Yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge kadar bunların her birinin kendi içindeki uyumunun da önemli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yasama organının içindeki uyumsuzluk hem yürütmeyi hem yargıyı etkiler. Yürütmenin krize girmesi topyekün sistemi tıkar. Yargının içindeki aksaklıklar da sistemin tamamında sorunlara yol açar. Türkiye yakın tarihinde bu tür krizlerin acısını bizzat çekmiş, ekonomiden demokrasiye farklı alanlarda bedelini ödemiştir. Kimi zaman vesayet kimi zaman darbe olarak karşımıza çıkan sıkıntıları aşarken kaybettiğimiz vakit ve enerji bizi demokratik ve ekonomik hedeflerimizin uzağında bırakmıştır. Bu tablo içinde yargının ayrı bir önemi vardır. Üstelik Türkiye bu konuda asla hatırlamak istemediğimiz gerçekten çok kötü örnekler de yaşamıştır. Adalet sadece mülkün temeli değildir. Aynı zamanda devlet mimarisini bir arada tutan kilit taşıdır. Devlet ancak ve ancak adalet üzerinde yükselir, gelişir, büyür. Adalet dağıtamayan, vatandaşına adalet ile hükmedemeyen bir devlet, tıpkı temeli çürümüş, yıkılmaya mahkum bir bina gigi yıkılır gider. Hukukun üstünlüğü ilkesi hususunda oluşacak en küçük ihmal ya da ihlal yargı ile beraber yasama ve yürütmeye olan güveni de zedeleyecek, bu da devletin işleyişinde telafisi zor zararlara yol açacaktır” diye konuştu.

    “Yargının bağımsızlığıyla birlikte tarafsızlığını da anayasal güvenceye aldık”

    Türkiye olarak geçmişte yaşanılan tecrübeler ışığında son 20 yılda bilhassa adalet hizmetlerinin kalitesini artıracak pek çok adım attıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sivil yargı-askeri yargı ayrımını ortadan kaldırarak yargıda birliği temin ve tesis ettik. Ulusal yargı projesi UYAP’ı hayata geçirerek teknolojik ve bilimsen gelişmeleri yargının hizmetine sunduk. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı gibi pek çok reformu hayata geçirdik. Yargının bağımsızlığıyla birlikte tarafsızlığını da anayasal güvenceye aldık. Adalet hizmetleri ve insan hakları başlıkları altında yapılanlar ne kadar büyük olursa olsun hiçbir zaman yeterli değildir. Hayatın sürekli değiştiği, değişimin beraberinde yeni sorunlar ürettiği bir iklimde hukuk sisteminin bunun dışında kalması düşünülemez. Devletin bu hususlarda kendini sürekli yenilemesi, şayet varsa eksiklerini gidermesi, var oluş gayesini ifa bakımından son derece mühimdir. Ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyan siyasetçiler olarak biz de meseleye böyle bakıyor, mevduatımızı sürekli geliştiriyoruz. Özgürlük, güvenlik, bu dengeler üzerinde hak ve özgürlükleri ilgilendiren her meselede tavrımızı insan öncelikli olarak belirliyoruz. Bu süreçte önümüzü açan, bizlere ufuk kazandıran, hizmet standardını yükselten her eleştiriye, her fikre de kulak veriyoruz. Milletimizin hayrına olduğuna kanaat getirdiğimiz hiçbir konuda komplekse kapılmadık, kapılmayız. Artık 20 yılı geride bırakan iktidar yıllarımızın en önemli alameti farikası hak ve özgürlük odaklı reform iradesini asla kaybetmemiş olmasıdır. Bunca yıldır bize rehberlik eden reformcu ruhu hep diri tutmakta, sürekli güçlendirmekte kararlıyız” ifadelerini kullandı.

    “Kendi sömürgeci geçmişleriyle yüzleşme erdemini gösteremeyenler, ağızlarını her açtıklarında bize insan haklarından, hukukun üstünlüğünden bahsediyorlar”

    İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin de hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlükler alanında samimi bir gayretin içerisinde olduğunu bildiğini kaydeden Erdoğan, “Ziyaret ettiğimiz pek çok ülkede hayata geçirilen reformlara bizzat şahitlik ediyoruz. Hatta birçok başlıkta İslam dünyasındaki dost ve kardeş ülkelerin Batılı devletlerden çok daha iyi konumda olduğunu görüyoruz. İslam alemine ve Müslümanlara yönelik oryantalist yaklaşımlar bu hasbi gayretleri, atılan kritik adımları çoğu zaman perdelemektedir. İslam dünyası bilhassa hukuk ve adalet konusunda çoğu haksız, temelsiz ve insaf sınırlarını aşan eleştirilere maruz kalıyoruz. Sömürgeci döneme ait bir hastalık olan oryantalizm sadece akademide değil, uluslararası siyaset ve hukuk camiasında da mevcudiyetini koruyor. Kendi sömürgeci geçmişleriyle yüzleşme erdemini gösteremeyenler, ağızlarını her açtıklarında bize insan haklarından, hukukun üstünlüğünden bahsediyorlar. Dünyanın birçok ülkesinde eli kanlı terör örgütlerini desteklemekte hiçbir beis görmeyenler, bizlere insan hayatının kutsallığına dair nutuk çekiyor. Söz konusu kendi güvenlikleri olunca taş üstünde taş, gerektiğinde baş üstünde baş bırakmayanlar bizim hukuk ve adalet sistemimize laf söylüyor. Oysa hukuk ve insan hakları meselesinin devletler arası rekabetin aracı haline getirilmesi, yanlış olduğu kadar tehlikeli de bir yaklaşımdır. Doğrudan insanı, insan onurunu, milletlerin geleceğini etkileyen konularda çifte standart uygulamak, insan hakları mücadelesine zarar vermektedir. Uluslararası kuruluşların ve kimi Batılı devletlerin söylemleri ile eylemleri arasındaki uçurumun ceremesini ise mazlumlar, temel hak ve özgürlükleri hunharca gasp edilenler çekmektedir. Neredeyse 12. yılını tamamlamak üzere olan Suriye krizi bunun en acı örneği olarak karşımızda duruyor. Şimdiye kadar 1 milyonu aşkın Suriyelinin hayatına mal olan bu kriz karşısında maalesef insanlık iyi bir imtihan veremedi. Suriyeli mazlumların arşa yükselen feryatları, Türkiye’nin arasında bulunduğu bir avuç ülke ve kuruluş dışında kimsenin umurunda olmadı. Ne masum bedeni sahile vuran Aylan bebeğin dramı ne de bombalar altında can veren çocukların acısı vicdanları harekete geçirmeye yetmedi” diye konuştu.

    “Batı komşumuz Yunanistan’ın göçmenlere karşı sergilediği tavır artık vahşet boyutuna varmıştır”

    Batılı ülke ve kurumların Suriye’deki insanlık trajedisine ancak mülteciler kapılarına dayandığı zaman tepki gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Bu tepki de sorunun kaynağı olan krize çözüm bulmak yerine göçmenleri dikenli tel örgülerin ardına kapatmak şeklinde tezahür etmiştir. Sınırlarının dışındaki mazlumları görmezden gelenlerin konu kendi güvenlik ve refahları olunca faşizmin en ilkel reflekslerini sergilemelerini ibretle takip ediyoruz. Müslümanlara yönelik arizi bakış açısının ürünü kin ve nefret dalgalarının olumsuz etkisi hemen yanı başımızda devam ediyor. Batı komşumuz Yunanistan’ın göçmenlere karşı sergilediği tavır artık vahşet boyutuna varmıştır. Mülteci botlarının denizin ortasında batırılmasından göçmenlerin işkence edilerek ve soyularak geri itilmesine varan zulümlere her gün bir yenisi ekleniyor. Üstelik Yunanistan’ın bu şımarıklığına ve zalimliğine Batı ülkeleri kayda değer bir tepki de göstermiyor. Sınır hattında ve Nazi kamplarını andıran mülteci barınaklarından yansıyan utanç verici görüntüler karşısında sürdürülen aymazlık hepimizi derinden üzüyor. Benzer bir tavra terörizmle mücadele konusunda da şahit oluyoruz. Suriyeli, Iraklı, Afrikalı göçmenlere kapı duvar olan kurumlar, sıra PKK’lı ve FETÖ’cü teröristlere gelince olabildiğince hoşgörülü davranıyor. 15 Temmuz gecesi 250 vatandaşımızı şehit eden darbeciler, bugün birçok Avrupa ülkesinde ellerini kollarını sallayarak özgürce gezebiliyor. Bölücü terör örgütü her yıl bu ülkelerde topladığı milyonlarca euroyla Suriye, Irak ve Türkiye’ye yönelik saldırılarını finanse ediyor. Hatta kendi bütçesine doğrudan terör örgütüne yardım faslı koyan ülkeler olduğunu da biliyoruz. Tanımı, sınırı, çerçevesi belli olmayan bir siyasi sığınmacı kavramının arkasına saklanılarak teröristler korunmakta, kollanmakta, darbe suçuna karışmış kişiler adaletten kaçırılmaktadır. Adları suç dosyaları, cürümleri ayyuka çıkan birçok darbeci firari ile ilgili ilettiğimiz tüm taleplere rağmen Batılı ülkeler hiçbir hukuki adım atmadılar. Verdiğimiz klasörler, bütün bu klasör dolusu belgeler ortada ama barındıkları ülkede FETÖ elebaşı malikanesinin kapısını çalan olmadı. Türkiye’nin 250 evladını şehit verdiği darbe sonrası hukuki adımları eleştirenlerin bugün darbe söylentileri karşısında aldığı sert tedbirleri hepimiz görüyoruz. Daha düne kadar darbe ile mücadelede bize hukukun sınırlarını zorlayanlar, mesele kendi demokrasileri olunca neredeyse hukuku rafa kaldırma aşamasına geldiler. Ülkemizi hedef alan terör ve darbe suçlarına karşı sergilenen bu tavrın arka planındaki zihin yapısının farkındayız. Biz kimin ne söylediğine bakmadan mücadelemizi hukuk içinde ve meşrutiyet temelinde kararlılıkla yürütüyoruz. Türkiye’yi güvenlikle birlikte özgürlükte ve adalette de dünyada ilk sıralara çıkarana kadar çabalarımıza devam edeceğiz. Ancak insan onuru yerine sadece kendi refah ve menfaat düzenlerini gözetenlerin bu çarpık sistemlerini ilanihaye sürdürme şansı yoktur. Er ya da geç bu adaletsiz sistem çatırdayacak, inşallah yerini tüm insanlığın saadetine hizmet eden kuşatıcı bir nizama bırakacaktır. Bizlere düşen görev insan ve kardeşlerimiz için halkımızın huzuru ve esenliği için tek yürek, tek bilek olarak omuz omuza çalışmayı sürdürmektir. İslam dünyası olarak yarınlarımızın çok daha aydınlık olacağına inanıyorum.”