AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan açıklamalarına sert sözlerle tepki gösterdi. Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:
“Örgütlü nefret siyasetinin İstanbul temsilcilerinden biri Cumhurbaşkanımızı ‘diktatör’ diyerek hedef almış. Bu siyasi ahlaksızlığı yapanlar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlık ediyorlar. Aynı zamanda milli iradeyi hedef alıyorlar. Demokrasi düşmanlığı budur! Milli iradeyle kavgalı bu zihniyet daha önce de ‘erken seçimle veya başka bir şekilde’ iktidarı devirmekten söz ederek, demokrasi düşmanı müdahale çağrısında bulunuyordu. Seçimle iktidar değişimi nasıl olur herkes biliyor. Seçim dışında neyi kastettikleri ise asıl niyetleridir. Örgütlü nefret siyaseti, gerçek niyetini demokratik söylemin arkasına saklayarak sinsi bir oyun oynuyor. Gerçek demokrasi sınavlarında ise sürekli sınıfta kalıyorlar. Milletimizin oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanına ‘diktatör’ demek, demokratik siyaseti nefret siyasetinin örtüsü olarak kullananların dilidir. Cumhurbaşkanımıza muhalefet diliyle değil Yassıada diliyle hitap etmek, demokratik siyasetin namusuna kastetmektir. Yassıada zihniyeti ile arasına mesafe koyamayanlar Cumhuriyetten, demokrasiden ve milli iradeden söz edemez! Yassıada zihniyetine yaslanarak sözde demokrat görünmeye çalışanların bu süreçlere ilkesel değil keyfi yaklaştıkları ortadadır. CHP yönetiminin, milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımıza karşı söylenen söz hakkında net bir tavır alması gerekmektedir. Asıl diktatörlük, milli iradeye saygısızlıktır. Partimizin kuruluş yıldönümünde bir kere daha ilan ediyoruz ki, millet egemenliğini, Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi milli iradeye saygısızlık yapan dikta zihniyetine karşı korumaya devam edeceğiz.”
Etiket: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
-
AK Parti Sözcüsü Çelik’ten Kaftancıoğlu’na tepki
-
Erdoğan’dan 21’inci yıl mektubu
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin kuruluş yıl dönümü için partililer ile kuruculara birer mektup yazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin farklı yerinde oluşturulan AK Noktalarda partililere ve vatandaşlara ulaştırılacak mektubunda şu ifadelere yer verdi:
“Değerli kardeşim, sizi en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bundan 21 yıl önce, 14 Ağustos 2001 tarihinde, AK Partimizin resmi kuruluşunu tamamlayarak, milletimize hizmete ve ülkeyi yönetmeye talip olmuştuk. ‘Bir olduk 21 olduk’ şiarıyla çıktığımız bu yolda, ilk günkü heyecanla yolumuza devam ediyoruz. Hamdolsun milletimiz de, kuruluşumuzun üzerinden 16 ay geçmeden girdiğimiz ilk seçimde, partimizi açık ara farkla iktidara getirerek bize olan güvenini göstermiştir. Türkiye’nin; vesayetin sancılarıyla kıvrandığı, geri kalmışlığın yükünün altında ezildiği, istikrar ve güvensizlik bataklığında çırpındığı, dört bir yandan hak ve özgürlük taleplerinin yükseldiği, velhasıl tarihin en bunalımlı dönemlerinden birini yaşadığı bir süreçte üstlendiğimiz bu ağır sorumluluğun hakkını vermek için gece gündüz çalıştık. Bugün dönüp geriye baktığımızda, 20 yılda asırlık bir demokrasi ve kalkınma hamlesi gerçekleştirdiğimizi memnuniyetle müşahede ediyoruz. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora her alanda Türkiye’nin sadece eksiklerini gidermekle kalmadık, gelecekte yapacağı atılımların da altyapısını kurduk. Şimdi bu güçlü altyapının üzerinde 2023 hedeflerimizi hayata geçirerek ve 2053 vizyonumuzu inşa ederek ülkemize ve milletimize verdiğimiz sözlerin tamamını yerine getirmek istiyoruz. Bunun için 2023 seçimleri kritik öneme sahiptir. Kuruluşundan beri girdiği her seçimden birinci çıkan AK Parti olarak, 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde bir kez daha desteğinize talibiz. İnşallah partimizin bir sonraki kuruluş yıl dönümü mutluluğunu, ülkemizi hedeflerine bir adım daha yaklaştırmış bulunmanın gururuyla, yine hep beraber yaşayacağız. Ülkemizin bugüne kadarki tüm meselelerini nasıl çözdüysek, bugünkü sıkıntılarına da yine biz çare bulacağız. Partimize bugüne kadar oyları ve dualarıyla destek olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Sevgi ve saygılarımla.”
“AK Partiyi, 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde yeniden zafere ulaştırmakta kararlıyız”
Erdoğan, parti kurucuları için kaleme aldığı mektupta ise şunları kaydetti:
e“Değerli dava ve yol arkadaşım, bundan 21 yıl önce, sizlerle birlikte, AK Partimizin resmi kuruluşunu tamamlayarak, milletimize hizmete ve ülkeyi yönetmeye talip olmuştuk. ‘Bir olduk 21 olduk’ şiarıyla çıktığımız bu yolda, ilk günkü heyecanla yolumuza devam ediyoruz. Hamdolsun milletimiz de, kuruluşumuzun üzerinden 16 ay geçmeden girdiğimiz ilk seçimde, partimizi açık ara farkla iktidara getirerek bize olan güvenini göstermişti. Türkiye’nin; Vesayetin sancılarıyla kıvrandığı, geri kalmışlığın yükünün altında ezildiği, istikrar ve güvensizlik bataklığında çırpındığı, dört bir yandan hak ve özgürlük taleplerinin yükseldiği, velhasıl tarihin en bunalımlı dönemlerinden birini yaşadığı bir süreçte üstlendiğimiz bu ağır sorumluluğun hakkını vermek için gece gündüz çalıştık. Bugün dönüp geriye baktığımızda, 20 yılda asırlık bir demokrasi ve kalkınma hamlesi gerçekleştirdiğimizi memnuniyetle müşahede ediyoruz. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora her alanda Türkiye’nin sadece eksiklerini gidermekle kalmadık, gelecekte yapacağı atılımların da altyapısını kurduk. Şimdi bu güçlü altyapının üzerinde 2023 hedeflerimizi hayata geçirerek ve 2053 vizyonumuzu inşa ederek, ülkemize ve milletimize verdiğimiz sözlerin tamamını yerine getirmek istiyoruz. Bunun için 2023 seçimleri kritik öneme sahiptir. Kuruluşundan beri sandıktan 15 defa birinci çıkan AK Partiyi, 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde yeniden zafere ulaştırmakta kararlıyız. İnşallah partimizin bir sonraki kuruluş yıl dönümü mutluluğunu, ülkemizi hedeflerine bir adım daha yaklaştırmış bulunmanın gururuyla, yine hep beraber yaşayacağız. AK Partimizin bir neferi olarak, 21 yıldır AK Partimize ve onun asli sahibi olan milletimize yaptığınız hizmetler için size şükranlarımı sunuyorum. Ebediyete uğurladığımız tüm yol arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Sevgi ve saygılarımla.”
-
Erdoğan’dan AK Parti’nin kuruluş yıl dönümü için mektup
AK Parti, kuruluşunun 21. yılını ‘Bir olduk, 21 olduk’ temasıyla 15 Ağustos’ta ATO Congresium’da gerçekleştirecek sade bir programla kutlayacak.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile düzenlenecek programda parti kurucuları, eski TBMM başkanları, eski bakanlar, eski milletvekilleri, 81 ilin ana kademe, kadın ve gençlik kolları başkanları yer alacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hitabının olacağı programda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın da bir konuşma yapması öngörülüyor. Program için binlerce kişilik bir davetli listesi hazırlandı. Etkinlikte AK Parti’nin 21 yıllık iktidarındaki icraatlarını konu alan kısa film gösterilecek.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin kuruluş yıl dönümü için de bir mektup yazdı. Erdoğan’ın yazdığı mektup Türkiye’nin farklı yerinde oluşturulan AK noktalarda partililere ve vatandaşlara ulaştırılacak.
AK Parti, geçtiğimiz yıl da orman yangınları nedeniyle sade bir kutlama programı gerçekleştirmişti. Öte yandan aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 81 il başkanı ile Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda bir araya gelmesi bekleniyor.
“Stratejik üstünlüğü Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle ileriye taşıyoruz”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, AK Parti tarafından hazırlanan Türkiye Bülteni’nde AK Parti’yi anlattı. Yazıcı, AK Parti’yi milletin kurduğunu ve AK Parti siyasetinin temelinde millet olduğunu belirtti. AK Parti’nin darbeyi önleyen ilk parti olduğunu ifade eden Yazıcı, “Türkiye tıkanmıştı, Türkiye’nin önünü açmak için bize görev düştüğünü düşünüyorduk. Tayyip Erdoğan’ın siyaset yapması engellenmek istendi. Dürüst ve donanımlı insan siyasete girmezse donanımsız kişiler tarafından yönetilmeye rıza gösteriyor demektir. Türkiye önemli bir ülkedir.
Tarihimiz ve müktesebatımız çok zengin ve güçlüdür. Böylesi stratejik üstünlüğe sahip ülkelerde hamle yapmanın en önemli unsuru güçlü liderliktir. Mevcut durumu daha ileriye taşıyacak güçlü liderlik Türkiye için önemli bir kazanımdır. Ben bu süreci Recep Tayyip Erdoğan şahsında yaşadığımıza inanıyorum. Stratejik üstünlüğü Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğiyle ileriye taşıyoruz” dedi.
-
“Erdoğan, müzakerelerin düzenlenmesinde büyük rol oynadı”
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, geçtiğimiz Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’de gerçekleştirdiği görüşme hakkında açıklamada bulundu.
Peskov yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmede, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i bir araya getirme arzusunu yinelediğini belirterek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile Ukrayna arasındaki barış sürecini başlatmak için birçok kez teklifte bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekten de müzakerelerin birkaç turunun düzenlenmesinde büyük rol oynadı. Cumhurbaşkanı, bu isteğini dile getirmeye devam ediyor. Ancak Ukrayna tarafı ilgi alanımızdan kayboldu ve özel askeri operasyonumuz da devam ediyor” dedi. Sözlerinin devamında Zelenskiy ile Putin arasındaki muhtemel bir görüşmeyle ilgili kapının kapalı olduğunu tekrarlayan Peskov, “En üst düzeyde görüşme düzenlenmesine gelince, bu sadece müzakerecilerin ev ödevlerini yapmaları sonrası mümkün olabilir. Şu an için böyle bir ihtimal bulunmuyor” ifadelerini kullandı.
“Ulusal para birimlerinin payını arttırmayı hedefliyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Başkanı Putin’in görüşmesinde doğal gaz ödemesinin kısmi olarak Rus rublesi olarak yapılması ve ticarette ülkelerin kendi para birimlerini kullanmasına yönelik varılan uzlaşıya değinen Peskov, “Ulusal para birimlerinin payını arttırmaya devam edeceğiz. Ulusal para birimlerinin kullanımının arttırılmasındaki amaç doları aşağıya çekmek değil” şeklinde konuştu. Soçi’deki görüşmede alınan güvenlik önlemlerinin fazlalığı ile ilgili sorulan soruya da cevap veren Peskov, “Bu önlemler her zaman alınıyor. Korona virüs salgını dönemlerinde bu gibi önlemler daha da arttı” dedi.
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan KPSS açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Soçi ziyareti gazetecilerin sorularını cevapladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in davetine icabetle Soçi’ye yaptığı çalışma ziyaretinin olumlu, başarılı bir şekilde tamamlandığını ifade eden Erdoğan, “Putin’le 19 Temmuz’da Tahran’da bir araya gelmelerinin ardından Soçi’de ikili ilişkileri ve uluslararası meseleleri etraflıca değerlendirdik. Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyimizin müteakip toplantısını Türkiye’de yapmak üzere Sayın Putin’e davetimi gerçekleştirdim” dedi.
Türk-Rus ilişkilerinin karşı karşıya kaldığı meydan okumaların üstesinden diyalog ve iş birliği ile gelmeyi hep başardığını ifade eden Erdoğan, ”Putin’le tesis ettiğimiz karşılıklı güven ve saygıya dayalı ortak anlayış, ilişkilerimizin teminatıdır. Mevcut şartlar altında önemli olan; ilişkilerimizi ortak çıkarlarımız temelinde ve uluslararası sistem içinde sürdürmek, ileri götürmektir” açıklamasında bulundu.
Putin ile ikili görüşmelerinde ticari ve ekonomik iş birliğinin daha da geliştirilmesi üzerinde etraflıca fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Erdoğan, “Ticarette hedefin daha önce 100 milyar dolar olarak ifade etmiştik. Bu doğrultuda enerji başta olmak üzere, ticaret, turizm ve tarım gibi alanlarda iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. İkili ticaret hacmimizin daha dengeli bir zemine kavuşmasını temin etmek noktasında kararlıyız. Ekonomik ve ticari ilişiklerimize dair yol haritası mahiyetinde bir mutabakat zaptı da Soçi’de Ticaret Bakanımız ile Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak tarafından imzalandı” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye’de yuvalanan terör örgütlerine karşı atılabilecek adımların mütalaa edildiğini kaydeden Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden, Suriyeli kardeşlerimizle birlikte askerimize, polisimize, güvenlik güçlerimize, sivil vatandaşlarımıza saldıran bu katil sürüleriyle mücadelemize birlikte gereken cevabı verme kararında da mutabık kaldık. Rusya’yla sürdürdüğümüz diyaloğun müspet yansımalarına Kafkaslarda, Suriye’de ve Ukrayna’da şahit oluyoruz” dedi.
Rusya -Ukrayna sorununun müzakere masasında çözümüne olan inancının devam ettiğini söyleyen Erdoğan, ”Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihraç edilmesine yönelik girişim, bunun en son küresel örneğidir. Şimdi önemli olan, planın sağlıklı şekilde uygulanması ve oluşan müspet havanın İstanbul’daki müzakerelere dönüşe yönelik somut adımlara tahvil edilmesidir. Ukrayna’daki savaşın kazananı olmayacağını başından beri vurguluyorum. Sahadaki sıkıntılara rağmen, krizin müzakere masasında çözüleceğine olan güçlü inancımı da koruyorum. Putin’e, Zelenski’yle görüşmesine ev sahipliği yapabileceğimizi bir kez daha hatırlattım. Karadeniz’den komşumuz Rusya’yla diyaloğumuzu, bölgesel ve küresel barışa katkı sunmak maksadıyla her alanda ilerletmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Rusya- Ukrayna geriliminin çözümünde tutumunun her zaman aynı olduğunu bir kez daha vurgu yapan Erdoğan, ”Türk diplomasisi aslında üzerine düşen bu görevi başarılı bir şekilde sürdürüyor. Burada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Ancak tabii tarafların buradaki yaklaşımı büyük önem arz ediyor. Eğer taraflar verilen sözlerin üzerinde gerçekten hassasiyet gösterip dururlarsa bu işi ciddi manada çözebilecek bir imkana sahip olduğumuzu veyahut da yaklaştığımızı görüyorum. Bunun olmaması için bu noktada bir sebep söz konusu değil” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin terör unsurlarına karşı tavrını Putin ile görüşmesinde ifade ettiğini belirten Erdoğan şunları kaydetti:
“Putin konuyla ilgili Türkiye’ye yönelik adil bir yaklaşım sürdürüyor. Terörle mücadele noktasında her zaman yanımızda olacağını özellikle de ifade ediyor. Burada şunu bize ima ediyor; ‘Mümkün olduğunca bunları, rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur’ gibi bir yaklaşımı var. Biz de diyoruz ki, şu anda bizim istihbarat örgütümüz Suriye istihbaratıyla zaten bu konuları yürütüyor ama bütün mesele netice almak. Eğer istihbaratımız, Suriye istihbaratıyla bu çalışmayı yürütürken, buna rağmen hala orada terör örgütleri fellik fellik at oynatıyorsa bu konuda bize destek vermeniz gerekiyor diyoruz. Bu konuda da mutabakatımız var”.
“Akkuyu’daki çalışmaları yerinde, bizzat heyetimle beraber izleyeceğim”
‘Akkuyu Nükleer Santrali, Cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden bir tanesi. Bunun önemli olmasının sebebi, sadece elektrik üretim kapasitesi değil, aynı zamanda enerji arzı konusunda Türkiye’nin beklentilerinin bir bölümünü karşılamasının öngörülmesi. Diğer taraftan sizin enerji konusunda da en başından beri çok sık vurgu yaptığımız konulardan bir tanesi yerlileşme ve millileşme. Bu çerçevede Rus tarafı ile bir Türk ortağın girişimi olarak yola çıkan IC İçtaş zaman içinde önemli bir bilgi birikimi ve know-how üretmişti. Fakat kısa süre önce ilginç bir gelişme oldu ve Rus tarafı Rosatom yarı yarıya ortak olduğu bu şirkette çalışmalarını durdurdu ve feshetti. Acaba bu konu gündeme geldi mi? Siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu adım bu projenin gecikmesi veya Türk tarafının bir miktar daha böyle taşeronlaştırılmasına neden olabilir mi? Böyle bir risk görülüyor mu?’ sorusuna Erdoğan, “Tabii böyle bir konuyu görüşmemek olamaz. Görüştük. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, ülkemizin enerji stratejisi içinde ayrı bir öneme sahip. Akkuyu’nun ilk reaktörünü 2023 yılında hizmete alma hedefimiz sürüyor. Bu hususları, Rus tarafıyla görüşmelerimizde bir kez daha ele aldık. ‘25 bin kişi şu anda çalışmıyor. Burası kapatıldı’ gibi ifadeler söyleniyor. Böyle bir şeyi ben de kabul etmedim, Rus tarafı da kabul etmiyor. Çalışıyorlar. Şimdi önümüzdeki hafta Mersin Taşucu’nda Abdülhamit Han sondaj gemimizi uğurlamaya gittiğimde aynı gün oradan Akkuyu’ya geçeceğim. Akkuyu’daki çalışmaları yerinde, bizzat heyetimle beraber izleyeceğim. Ondan sonra da Sayın Putin’e oradaki gelinen durumu aktaracağım, söyleyeceğim. Ona göre de yol haritamızı belirleyelim diyeceğim. Yani onlar da bir defa kesinlikle süreci durdurmak gibi bir şeyi kabul etmiyorlar” cevabını verdi.
Türkiye’nin ülkeye yatırım yapmak isteyen herkese kapılarının açık olduğunu söyleyen Erdoğan, ”Bizim şu anda Türkiye olarak kapımız herkese açık. Ülkemizde kimler yatırım yapmak isterse biz onlara her türlü desteği veririz. Çünkü Türkiye dünyada sadece bu son gelişmelerde değil, bunun dışında da serbest pazar ekonomisinin en önemli bir açık kapısıdır” dedi.
“Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık”
Ruble ile alışveriş konusunun da görüşmelerde masada olduğunu bildiren Erdoğan, ”Tabii bu Soçi ziyaretinin bir güzel tarafı da şu oldu, Putin’le ruble üzerinde mutabık kaldık. Ruble noktasında bu alışverişlerimizi yapacağımız için o da tabii Türkiye-Rusya arasında mali noktada ayrı bir güç kaynağı olarak Rusya’ya ve Türkiye’ye inşallah kazandıracak. Bir de Rusya’nın Mir kartı var. Şu anda bizim beş bankamız bunun üzerinden çalışmalarını sürdürüyor. Burada da çok ciddi gelişmeler var. Bu da tabi Rusya’dan gelen turistleri çok çok rahatlatan bir süreç. Onlarla alışverişini, otel ödemelerini yapabiliyorlar. Bu da tabi hem onlar için hem bizim için çok çok rahatlatıcı bir sistem. Bu ziyaretimizde Rusya Merkez Bankası Başkanı ile bizim Merkez Bankası Başkanımız da görüşmelerini yaptılar” açıklamasında bulundu.
Azerbaycan-Ermenistan gerilimi ile ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, “İlham kardeşimle iki gün önce bunları etraflıca konuştuk. Öncelikle bir Azerbaycanlı kardeşimizin şehit olmasına neden olan saldırıyı kınıyoruz. Karabağ, Azerbaycan’ın uluslararası tanınmış sınırları içerisinde yer alan Azerbaycan toprağıdır. Azerbaycan, tabiatıyla topraklarında yasadışı hiçbir silahlı unsurun bulunmasını istemiyor. Üçlü Bildiri’den bu yana yaklaşık iki yıl geçti. Ermenistan’ın buradaki taahhütlerini de bir an önce yerine getirmesi önem taşıyor. Azerbaycan’ın Londra Büyükelçiliğine saldırıyı da kabul edilemez buluyoruz. Bu olayın ciddiyetle ve detaylı bir şekilde soruşturularak faillerine gerekli cezaların verileceğini ümit ediyoruz” şeklinde konuştu.
Erdoğan, “ABD Temsilciler Meclisi Başkanının Tayvan’dan ayrılmasının ardından Çin, işgal senaryosunu andıran bir tatbikat başlattı. Bu gerilimin nereye evrileceğini düşünüyorsunuz? Pasifik’te olabilecek bir çatışma, Türkiye’nin pozisyonunu nasıl etkiler? Ekonomik anlamda özellikle bir kriz çıkarsa hazırlık mıyız?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:
“Biz hepsine hazırız, bir sıkıntı yok. Bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ukrayna’daki savaş ve koronavirüs salgınının küresel ekonomi ve istikrara olumsuz etkilerinin sürdüğü bir dönemde yeni bir krizin ortaya çıkmasına izin vermemeliyiz. Tayvan’la ilgili ortaya çıkan gerginliğin azaltılması için tüm tarafların sağduyulu ve itidalli hareket etmesi çok çok önemli. Eylül ayında Şanghay Beşlisi, Özbekistan’da toplanacak. Görüşmemizde Sayın Putin de rica etti; nasip olursa biz de inşallah oradaki toplantıya katılacağız. Şanghay Beşlisi’nin gerek üyeleri gerek gözlemci ya da diyalog ortağı olarak oraya katılacak olanlarla biz de beraber olalım diyoruz. Örneğin Çin geliyor, öbür tarafta Suud gelecek, Katar gelecek. Orada onlarla bir arada olmayı hedefliyoruz. Şu anda fevkalade bir durum olmazsa inşallah ben de oraya katılacağım. Orada bunları çok daha iyi değerlendiririz.”
Almanya ve Fransa’nın Türkiye’yi hedef alan açıklamalarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Erdoğan, ”Bu taraflı açıklamalara Dışişleri Bakanımız gerekli yanıtları verdi. Ne yazık ki Almanya da Fransa da Rum-Yunan propagandasına alet oluyor. Yunanistan’ın uluslararası hukuku hiçe sayan adımlarına göz yumulurken, doğru olmayan değerlendirmelerle ülkemizin eleştirilmesi kabul edilemez. Avrupa’nın istikrar ve güvenliği için Türkiye’nin yeri aşikâr. Bu rolümüzü küresel tahıl krizinin çözümünde öncü olarak bir kez daha gösterdik. İstanbul’dan geçen Razoni kuru yük gemisi aslında bir ilkti. Bunun arkasında bu şekilde sırada olan 20 civarında gemi var. Hepsinden öte, şu anda Rusya diyor ki ‘Bizim ciddi manada çıkabilecek hazırlığımız var, gücümüz var. Bizdekilere ne zaman aracılık edeceksiniz?’ İlgili bakanlıklarımız, birinci derecede de Ticaret Bakanlığımız bu işlerin şu anda sorumlusu olduğu için bu konuda hızla çalışıyorlar. Hele hele burada imzayı attıktan sonra sorumluluğu daha da artmış vaziyette” dedi.
Erdoğan Rusya’nın da tahıl ihracatı için destek talebinde bulunduğunu belirterek, Rusya diyor ki ‘Benim malım çok fazla. Örneğin asgari 40 milyon ton ben şu anda mal çıkarabilirim.’ Tabii arada kara kediler var, güya Türkiye gemileri durdurmuş gibi dedikodu dolaştırıyorlar. Böyle bir şey yok. Aksine, ilk gemi nasıl Lübnan’a gittiyse, bu tür gemilerin hepsi bizim üzerimizden gitmeleri gereken ülkelere ulaşmaları için yola revan olacaklar. Bunun aracılığını da Türkiye en güzel şekilde ortaya koyacak. İstanbul’daki sözleşmeyle sağladığımız o başarıyı bundan sonra da devam ettireceğiz” diye konuştu.
Yunanistan’da casus yazılım skandalı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstihbarat Teşkilatı Başkanı istifasına yönelik soruya ise “Ben Yunanistan’ın iç işlerine karışmam. Bu onların iç işleridir” açıklamasında bulundu.
Kuzey Irak’taki Zaho olayını sormak istiyorum. Hem dış politika açısından hem iç politika açısından soracağım. 9 sivil öldürüldü iki hafta önce. Bu 9 sivil defnedilmeden işi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yaptığına dair tezvirat yaptılar. Zaho’daki son durum nedir? Bunu Türkiye’ye karşı küresel bir kumpas olarak değerlendirenler oldu. Böyle bir kumpas var mı? Birileri acaba Suriye’ye operasyon yapılacakken böyle işler mi yapıyorlar? Daha önce gerek Dışişleri gerekse Savunma Bakanlığımız açıklamaları yaptı. Bu, terör örgütü PKK’nın bilindik saldırılarının bir değişik versiyonu. Nasıl bugüne kadar bu tür şeyleri yapıp ondan sonra kaçtıysalar, ortada görünmeme gibi yolları seçtiyseler şimdi burada da yine aynı şekilde bu tür suikastları yaptıktan sonra topu hemen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Türkiye’nin üzerine atmışlardır. Olayın aslı budur. Buna yönelik de bugüne kadar yapılmış olan açıklamalarımızın arkasındayız. Tabii başta Amerika olmak üzere, Avrupa’nın değişik ülkelerine bunları İletişim Başkanlığımız da anlattı ve bu şekilde süreç devam ediyor. Biz ilk andan itibaren orada yerel muhataplarımızla konuşmak, görüşmek, temas sağlamak suretiyle her konuda yardımcı olabileceğimizi, bu olayın açığa çıkması için elimizden geleni göstereceğimizi kendilerine söyledik. Bu teklifimiz halen baki. Onlar da teşekkür ettiler. Hatta oradaki yaralılarla alakalı eğer arzu ederlerse onlara sağlık desteği sağlayabileceğimizi kendilerine ifade ettik. Sadece Kuzey Irak’ta veya Irak’ta değil, biz oradan ülkemize alıp en yakın vilayetlerdeki şehir hastanelerimizde, eğitim araştırma hastanelerimizde, ameliyatsa ameliyat, bakımsa bakım bunların hepsini yapabileceğimizi söyledik. Bütün muhataplarımıza taziyelerimizi ilettik. Bizim başlangıçtan itibaren yaptığımız bütün operasyonlarda sivillerin, tarihi, dini, kültürel yapıların ve çevrenin dokunulmaz olduğunu, planlamada ve icrada kesinlikle bu konulara hiçbir ordunun yapmadığı kadar dikkatli ve hassasiyetle yaklaştığımızı ilave ettik. Zaho’daki olaydan sonra Musul Konsolosluğumuza bir saldırı oldu. Oranın bir sivil hedef olduğu biline biline oraya aleni saldırı yapıldı. Kimin sivil hedeflere saldırabileceğini, bu alçaklığı kimlerin yapabileceğini herkesin görmesi lazım.
Zaho’daki son durumu değerlendiren Erdoğan, ”Biliyorsunuz ben Uludere’deki o olayda ebediyete irtihal eden bütün kardeşlerimizin aileleriyle bir araya geldim. Şırnak’ta Şerafettin Elçi Havalimanı’nın açılışında o ailelerle görüşmelerimi yaptım. Bizzat eşimi de Uludere’ye gönderdim. Eşim Uludere’ye gitti, oradaki ailelerle yerinde görüşmeler yaptı. Dolayısıyla bizim Bay Kemal gibi kalkıp da nerede bir fırsatçılık var, o fırsatçılık anı geldiğinde onlarla bir araya gelmek gibi bir yaklaşımımız yok. Bay Kemal helalleşmeden bahsediyor. Sen bu ifadeyle bir defa kendini açığa çıkarıyorsun. Nedir o? Bir yerde bir borç varsa gidersin helalleşirsin. Demek ki sen bu işlerde tarafsın. Böyle bir durum zaten söz konusu. Onun için de helalleşme zarureti doğuyor. Bizim öyle bir helalleşme sıkıntımız yok. Çünkü biz bütün vatandaşlarımıza karşı her türlü yapmamız gerekenleri yaptık, yapıyoruz ve bundan sonra da aynı şekilde yapmaya devam edeceğiz. Bizim vatandaşlarımıza karşı hak noktasında bir sıkıntımız yok, buna inanıyoruz. Hele hele orada belediyeyi de biz kazandığımız için, nasıl oluyor bu iş, hem öyle hem öyle” değerlendirmesini yaptı.
KPSS iptal sürecinin detaylarını paylaşan Erdoğan, ”FETÖ’cü grup mu desek; 6’lı masa mı desek; bir de masanın altı var, yedi Şimdi dikkat ederseniz, aynı anda hepsi adeta aynı cümlelerle, aynı kelimelerle bunu tanımlamaya çalıştılar. Yani biz orada boşta bulunsak veya boşluğa düşsek bunu seçime kadar satacaklardı. Çünkü gençleri nasıl aldatırız gayreti içerisindeler. Tabii bu tutmadı. Çünkü biz durumu gördük. Durumu gördükten sonra, ben ÖSYM başkanı olan arkadaşımızı da bir zan altında bırakmak istemem ama soruşturmaların hayırlı bir netice vermesi noktasından hareketle kendisini görevden almak suretiyle oraya hemen, 24 saati bulmadan bir arkadaşımızın atamasını yaptık. Bu atamayla beraber de hemen ekibini en güzel şekilde kurması için talimat verdik. Üst düzey de bir ekip oluşturduk ve bu ekiple çalışmalarına anında başladılar. Atamayı yaptığımız gibi çalışmayla da hemen ertesi sabah çıktı basın toplantısını yaptı ve önümüzdeki ayın 17’sinde de süreci başlatma kararını aldık. Sınavı iptal edilenlerden herhangi bir ücret talebi de kesinlikle olmayacak. ÖSYM, bundan sonraki süreci, kademeleri de inşallah en güzel surette devam ettirerek, şaibeleri de ortadan kaldırarak yoluna devam edecek” dedi.
-
Sosyal konutla kiralar düşecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu. Son Kabine toplantısının ardından Tahran’a yaptığı ziyarete değinen Erdoğan, buradaki görüşmelerin verimli geçtiğini kaydetti. Rusya ve Ukrayna tarafıyla her seviyede görüşmelerin devam ettiğini söyleyen Erdoğan, “Dünyanın yakından izlediği tahıl krizinin aşılması konusunda atılan adımın tamamen ülkemizin gayretlerinin ürünü olduğu takip edilmektedir. Bugün adım atıldı, gemiler yola çıktı” dedi.
22 Temmuz’da imzalanan anlaşmaların önemine değinen Erdoğan, Türkiye’nin Rusya, Ukrayna ve BM işbirliğiyle yürüyen sürecin sağlıklı işlemesi için her türlü faaliyeti gösterdiklerini söyledi. Tahıl yüklü ilk geminin yola çıktığını söyleyen Erdoğan, geminin İstanbul Boğazı’na ulaştığında bir heyet tarafından kontrol edileceğini ve yükünü indireceği limana doğru yolculuğunu sürdüreceğini bildirdi. Erdoğan, ”Her ne kadar muhalefet idrak edemese de ülkemizin öncülüğünde başlatılan bu çalışma insani ihtiyaçların karşılanmasına yönelik önemli bir diplomatik çalışmadır. Benzer diplomatik başarıları enerji başta olmak üzere diğer alanlara da teşmil edebiliriz” açıklamasında bulundu.
Rusya-Ukrayna savaşının her iki taraf açısından adil bir şekilde neticelenmesi için gayret sarf edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Olumlu hava maalesef sahadaki gelişmelerle akamete uğradı. Şayet taraflar yeniden barışa yönelirse bunu kolaylaştıracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
MGK’nin temmuz ayı toplantısında pek çok meselenin enine boyuna değerlendirildiğini kaydeden Erdoğan, “İstanbul’un tarihi ve potansiyeli ile önde gelen ilçelerinden Eyüpsultan’da 22 Temmuz’da belediyemiz tarafından tamamlanan eser ve hizmetlerin açılış törenine katıldık. Bu vesileyle İstanbul’un manevi muhafızı Eyüpsultan Hazretleri’ni bir kez daha rahmetle yad ettik. Aynı gün İstanbul Arkeoloji Müzelerimizdeki sergilerin açılışını da gerçekleştirerek her köşesi buram buram tarih, kültür ve sanat kokan İstanbul’umuzun zenginliğini bir kez daha hatırladık. Hafta sonları programımız el verdiği ölçüde bir şehrimizi ziyaret ederek hem vatandaşlarımızla hasret gideriyor hem de tamamlanan eser ve hizmetlerin resmi açılışını yapıyoruz“ diye konuştu.
Cumartesi günü Ordu’da hem toplu açılış törenine katıldıklarını hem TMO fındık alım fiyatını açıkladıklarını anımsatan Erdoğan, ”2 hafta boyunca çok sayıda kabul, toplantı ve görüşme ile milletimizin bize tevdi ettiği sorumlulukları yerine getirmeye çalıştık. İnşallah bu hafta sonu cumartesi günü de Kocaeli’de yine Kocaeli’deki tüm halkımızla, kardeşlerimizle hem toplu açılışlar hem de bir bütünleşmeyi birlikte yaşayacağız. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda gece gündüz çalışmayı, mücadele etmeyi, ülkemize yeni eserler ve hizmetler kazandırmayı sürdüreceğiz. Türkiye’nin son 20 yılda demokrasi ve kalkınma yolunda kat ettiği mesafenin önemini karşımıza çıkan her bölgesel ve küresel krizde bir kez daha görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sadece başlıklarıyla ve birer cümle ile ifade edecek olursak son 20 yılda ülkemiz demokrasisini vesayetin cenderesinden kurtararak her kesimden insanımızın asırlık hak ve özgürlük beklentilerini karşıladık. Temel hizmetlere ilişkin altyapımızı eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora kadar her alanda tamamlayarak ayağımızdaki geri kalmışlık prangasını söküp attık” ifadelerini kullandı.
Terör örgütleriyle mücadeleyi sınırlar dışına taşıyarak mafyatik yapılara göz açtırmadıklarını ifade eden Erdoğan, 81 vilayetin tamamında insanların huzur içinde hayatını sürdüreceği bir güven iklimini tesisi ettiklerini söyledi.
“Türkiye’nin siyasi ekonomik, siyasi, diplomatik gücünü herkese kabul ettirerek haklarımızı ve çıkarlarımızı en etkin şekilde savunabileceğimiz bir devlet konumuna geldik” diyen Erdoğan, ”İmkanları artırmış, potansiyeli genişlemiş, altyapısı tamamlanmış, özgüveni güçlenmiş bir ülke olarak her alanda hedeflerimizi büyüttük. Gelecek bir ayımızı, bir yılımızı bile göremediğimiz bir yerden Allah’a hamdolsun bugün 2053 vizyonunu inşa etmeye başlamış bir ülke durumuna geldik. Bu sürecin her adımında elde ettiğimiz kazanımlar yanında büyük bedeller de ödedik. Son dönemde verdiğimiz mücadelede de enflasyonun sembolü olduğu bedelleri ödemeye devam ediyoruz. Bugüne kadar her başarımızı gayrete, sabra ve azme borçluyuz. İnşallah mevcut sıkıntılarımızın üstesinden de çok çalışarak, sabrederek ve azmederek geleceğiz. Önümüzdeki fırsatların ödediğimiz bedellerden çok daha büyük olduğunu bilerek kararlılıkla hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Geçmişte özellikle ülkemizi siyasi istikrarsızlıklarla, sosyal gerilimlerle, ekonomik yıkımlarla, yeri geldiğinde darbelerle kendi istedikleri çizgide tutanların oyunları artık işe yaramıyor. Daha önemlisi bizi bu tür oyunlarla sömürerek geri kalmışlığa mahkum edenler artık kendi güvenlik ve refah düzenlerini korumakta bile zorluk çekiyor. Korona virüs salgını ile gelişmiş ülkelerin üzerine titredikleri sırça köşklerin camlarında çok daha derin çatlaklar oluştu. Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği küresel ekonomik kriz ise makyajları iyice dökmüş, ardındaki gerçek yüzü ortaya çıkarmıştır” dedi.
“Türkiye olarak bu tarihi dönüşümü asırlardır dışlandığımız küresel yönetim sisteminde hak ettiğimiz yere almanın bir fırsatı olarak görüyoruz”
Dünyanın siyasi ve ekonomik olarak kaçınılmaz bir yeniden yapılanma sürecine girdiğini ifade eden Erdoğan şunları kaydetti:
“Türkiye olarak bu tarihi dönüşümü asırlardır dışlandığımız küresel yönetim sisteminde hak ettiğimiz yere almanın bir fırsatı olarak görüyoruz. Ülkemizi uzunca bir süredir küçük sorunlar, küçük aktörler, küçük krizler, küçük ödüller üzerinden oyalayanların bu fırsatı değerlendirmemize engel olmalarına müsaade etmeyeceğiz. Artık bu ülkeyi terörle, darbeci sivil ve askeri bürokrasiyle, üretmek yerine rantiye ile beslenen iş dünyasıyla, kifayetsiz siyasetçilerle oyalama devri bitmiştir. Artık devlet ve millet olarak tüm bu hakikatlerin farkındayız. Ülkemize yapılan dış ve iç dayatmaları reddediyoruz. Kendi vizyonumuzdan ve hedeflerimizden zerre taviz vermiyoruz. Sorunlarımızı çözecek imkana ve dirayete sahip olduğumuz gerçeğinden hareketle yolumuzda kararlılıkla yürüyoruz. Bu anlattıklarımın hiçbiri hikaye değildir, senaryo değildir. Yaşı 35-40’ın üzerinde olan her vatandaşımız filmi şöyle bir geriye sardığında bu sürecin kendi hayatındaki izlerini rahatça görecektir.”“Dünya küçülürken biz üreterek büyüdük ve ihracatımızı 250 milyar dolar sınırına getirdik”
Gençlere hitap eden Erdoğan, ”Eski Türkiye’yi yaşamamış gençlerimiz ise hem büyüklerinden sorarak hem de bilgiye erişmenin bu kadar kolay olduğu bir dönemde basit araştırma ile aynı gerçeklere ulaşabilecektir. Doğruyu eğriden ayırmazsak, hele bir de unutursak aynı felaketleri tekrar yaşama ihtimalimize karşı bu tür hatırlatmaları zaman zaman yapıyoruz. Ülke olarak pek çok alanda verdiğimiz istiklal ve istikbal mücadelesinin ekonomideki yol ayrımında hükümet olarak bir tercihte bulunduk. Ya faiz-kur-enflasyon denklemine uygun şekilde finansal sıkılaştırmaya gidip bu arada belki 10 milyon vatandaşımızın işsiz kalmasına yol açacaktık ya da istihdam odaklı yeni bir yola girecektik. Bir ara 26,5 milyona kadar gerileyen istihdamın ekonomik ve sosyal maliyetlerini en iyi biz biliyoruz. Bunun için tercihimizi istihdamdan yani vatandaşlarımızın işinden, aşından, huzurundan, geleceğinden yana kullandık. Bu sayede dünya küçülürken biz üreterek büyüdük ve ihracatımızı 250 milyar dolar sınırına getirdik. Yine bu sayede dünyada istihdam azalırken, biz 31 milyon sınırına dayanarak tarihimizin en yüksek rakamına ulaştık” dedi.
“Aldığımız ve alacağımız tedbirlerle istismarcıların kötü niyetlerini ellerinde patlatmakta kararlıyız”
Türkiye’nin geçtiğimiz yıl elde edilen yüzde 11‘lik büyüme ile G-20 ülkeleri içinde ilk sıraya yerleştiğini açıklayan Erdoğan, ”Her ne kadar birileri bu politikanın başarısını gölgelemek için yalan üstüne yalan uyduruyorsa da uluslararası değerlendirmeler tam tersini gösteriyor. Mesela geçtiğimiz günlerde IMF, dünyanın büyüme rakamını aşağı yönlü, ülkemizin büyüme rakamını yukarı yönlü güncellemiştir. Pek çok faktörün bir araya gelmesiyle yaşanan enerji ve gıda başta olmak üzere küresel emtia fiyatlarındaki dengesizlikler elbette bizi de etkiliyor. Bu gelişmeler, küresel ticaretin hacmini daraltmış, işleyişini zorlaştırmıştır. Petrol fiyatlarında bir ara 128 dolara kadar varan artışların ülkemizdeki pompa fiyatlarını 30 liraya kadar yükseltmesi bu dalgalanmanın bir sonucudur. Fiyatı neredeyse 11 kat artan doğalgazda yaptığımız sübvansiyon sayesinde vatandaşlarımızın olabilecek en düşük maliyetle evlerini ısıtmalarını sağlıyoruz. Küresel fiyatlardaki dengesizliği istismar edenlerin otomobilden konuta, gıdadan elektroniğe kadar içeride pek çok alanda yaptıkları manipülasyonlarını yakından takip ediyoruz. Aldığımız ve alacağımız tedbirlerle istismarcıların kötü niyetlerini ellerinde patlatmakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.
Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Diğer yandan Amerika ve Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin küresel ekonomik krize verdikleri tutarsız tepkiler sorunu çözmek yerine daha da ağırlaştıracak neticeler doğurmaktadır. Biz ise yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla ile ülkemizi büyütme esasına dayanan Türkiye Ekonomi Modeli’nden taviz vermeyerek krizden pozitif ayrışma stratejimizi dikkatle uyguluyoruz. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz yapısal reformlar sayesinde klasik dayatmaların dışında kalan bu programı başarıyla sürdürüyoruz. İhracattaki başarılı performansı, turizmdeki sevindirici gerçekleştirmelerle tahkim ederek hedeflerimize ilerliyoruz. Yılın ilk yarısındaki gerçekleşmeler, 2022’yi 47 milyon turist ve 37 milyar dolar turizm geliri ile hedeflerimizin üzerinde bir seviyede kapatacağımıza işaret ediyor. Bu rakamları ilerleyen tarihlerde aşacağımıza inanıyorum. Küresel piyasalardaki gelişmeleri değerlendirmek için bir yandan kapasite büyütme, bir yandan yeni pazarlar arayışında olan ihracatçılarımızın gayretlerini yakından takip ediyoruz.”
“Orduda fındık fiyatlarını açıkladık, bay Kemal rahatsız oldu”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun fındık fiyatlarıyla ilgili açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, ”Orduda fındık fiyatlarını açıkladık. Bay Kemal rahatsız oldu. Ben 72 söylemiştim, 72 düşünüyordum diyor. Sen düşünmeye yine devam et. Senin sırtında küfe yok. Sen hala tahminlerden düşünüyorsun. Düşünce aleminden bahsediyorsun. Biz icraattan bahsediyoruz, bay Kemal icraattan. Senin icraatın var mı? Yok. 72 düşünüyormuş. Hepsi tahminlerle konuşuyorlar. Biz ise icraat ve 1 dolardan 3 doların üzerine fındık fiyatlarını nasıl getirdik buna bakın. Biz orada vatandaşımızla da gittik evinde, bahçesinde sohbet ettik. Evinde, bahçesinde sohbet ederken kendilerine beklentilerini sordum. Düşündüğünüz nedir, beklentiniz nedir. Vatandaşın dilinden ve gönlünden geçeni biz meydanda açıkladık. O zaman da meydan patladı. Biz vatandaşımızla beraberiz. Beraber olmaya da devam edeceğiz. Aynı şekilde dış ticaretimizde ortaya çıkan açığın en önemli sebebi enerji ithalatımızın bedelinde üç kata varan artış ile sanayi üretiminde kullanılan diğer emtia maddeleri fiyatlarındaki ciddi yükseliştir. Şayet özellikle enerji fiyatlarındaki bu dengesizlik olmasaydı mayıs ayı itibarıyla 12 aylık cari işlemlerde 34,5 milyar dolar fazla verecektik. İnşallah hiç endişe etmeyin o günleri de göreceğiz” dedi.
“Hanelerdeki ısı yalıtımı çalışmaları için vatandaşlarımıza daire başı 50 bin liraya kadar uygun şartlı kredi imkanı sunuyoruz”
Vatandaşları küresel enerji darboğazına karşı mevcut kaynakları etkin ve verimli bir şekilde kullanmaya davet ettiğini ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:“Bilindiği gibi 2018 yılında ilan ettiğimiz ulusal Enerji Verimliği Eylem Planı’yla bina ve hizmetlerin enerji verimliliğini teşvik edecek yatırımları desteklemiştik. Yapılan hesaplamalar geçtiğimiz yıl enerji verimliliği için yapılan 1.3 milyar dolar yatırım karşılığında 372 milyon dolarlık tasarruf elde ettiğimizi gösteriyor. Sera gazını azaltmayla, iklim değişikliği ile mücadelemize de katkı sağlıyor. Geçtiğimiz yıl 50 milyar dolarlık enerji ithalatı yapan, bu yıl aynı faturanın iki katına çıkması ihtimali olan bir ülke durumundayız. Vatandaşlarımızın her birinden dışa bağımlı olduğumuz enerji kaynaklarını basit tedbirle daha verimli kullanmak suretiyle hem aile bütçelerine hem de milli bütçeye katkı sağlamalarını istiyorum. Bunun için hanelerdeki ısı yalıtımı çalışmaları için vatandaşlarımıza daire başı 50 bin liraya kadar uygun şartlı kredi imkanı sunuyoruz. Yaşadığı yere enerji yalıtımı konusunda eksiği olan tüm vatandaşlarımızı bir an önce bu imkandan istifade etmeye çağırıyoruz.”
“2022 yılında vatandaşlarımızı enflasyona karşı güvence altına alma çabalarımıza destek için vazgeçtiğimiz kamu geliri 251 milyar lirayı bulacaktır”
Küresel krize rağmen bütçe dengesinde herhangi bir bozulmaya meydan verilmediğini söyleyen Erdoğan, “Yılın ilk 6 ayında 94 milyar liraya yakın fazla veren bütçemiz mali disiplinden asla geri adım atmadığımızın en somut ispatıdır. Üstelik, bu görünüme işçilerimize, memurlarımıza, emeklilerimize ve sosyal kesimlere verdiğimiz desteklere, yaptığımız yüksek oranlı artışlara rağmen ulaştık. Asgari ücrette tarihi artışlar yaparken tüm ücretlerin bu seviyedeki kısmından gelir ve damga vergilerini kaldırarak herkese ilave kazanç sağladık” ifadelerini kullandı.
Çiftçiden esnafa kadar kendi hesabına çalışan tüm kesimlere pek çok imkan sunulduğunu ifade eden Erdoğan, ”Gelir vergisini kaldırarak 3 milyon çiftçimizi desteklerken, basit usule tabii 850 bin esnafımızın kazançlarını vergiden istisna tuttuk. Gıdadan temizlik maddelerine kadar çok sayıda üründe yaptığımız KDV indirimleri ile hem vatandaşlarımızın fiyat artışlarından etkilenme seviyesini düşürdük hem de sistemi sadeleştirdik. Sadece 2022 yılında vatandaşlarımızı enflasyona karşı güvence altına alma çabalarımıza destek için vergi indirimleri ile vazgeçtiğimiz kamu geliri 251 milyar lirayı bulacaktır. Devletin imkanlarını her kesimden vatandaşımızla paylaşarak sosyal adaleti ve gelir dağılımındaki dengeyi koruma hassasiyetimizden taviz vermedik. Sosyal amaçlı harcamaların bütçe içindeki payını bu yıl yüzde 5’in üzerine çıkartarak 146 milyar liraya yükselttik. Artık sosyal yardımları sadece mutlak yoksullukla sınırlı tutmayıp gelişen ve büyüyen Türkiye’nin imkanlarının adil dağıtımı aracı olarak kullanıyoruz. Bu çerçevede doğumdan ev onarımına, eşi vefat eden kadınlardan öksüz yetimlere kadar 49 farklı düzenli yardım programımız için ayırdığımız bütçeyi neredeyse iki kat artırarak 11,5 milyar liraya çıkardık” değerlendirmesinde bulundu.“İnşallah yeni yılın ilk aylarıyla birlikte enflasyonun belirgin bir düşüş trendine gireceğini ümit ediyoruz”
Enflasyonun vatandaşların hayatında yol açtığı sıkıntılar için ilave tedbirler geliştirdiklerini söyleyen Erdoğan, dünyanın enerji ve emtia fiyatlarındaki mevcut yükü uzun süre taşımayacağının açık olduğunu söyledi. Erdoğan, “Fiyatlardaki durulma eğilimi başlamıştır. Bu durum ülkemizdeki enflasyonun küresel fiyatlarla ilgili kısmında da bir iyileşme başlayacağı anlamına gelmektedir. Bir dönem ay çiçek yağı üzerinden öyle bir fırtına kopartılmıştı ki tüm insanlık 5 litrelik bir yağ bidonunun içinde boğulacak endişesi ortaya çıkmıştı. Şimdi hem ithalat kanalarının açılması, hem yerli üretimin artmasıyla bu konu gündemimizden kalkmıştır. Stratejik gıda ürünlerinin tedariki ve üretimleri ile ilgili benzer tedbirleri alarak milletimizin bir daha böyle endişelere kapılmasının önüne geçiyoruz. Bugün Türkiye tüm Avrupa’da herkesin dışarıdan aynı fiyatla aldığı petrol ürünlerini en uygun rakamla vatandaşlarına sunan ülke durumundadır. Bu imkanı vatandaşlarımıza akaryakıt ürünleri üzerindeki vergi yükünü önemli ölçüde azaltarak sunduk. Elektrik tarifelerinde yaptığımız benzer bir vergi indirimi ile de faturaları düşürdük. Dünyanın her yerinde etkisi görülen enflasyon ve döviz kuru kaynaklı sorunlara karşı aldığımız macro ekonomik tedbirleri bankacılık uygulamalarıyla destekliyoruz. Milli paramızla tasarrufu teşvik için başlattığımız kur koruma mevduat ve katılım hesapları çok büyük ilgi gördü. Kredileri, yatırımı, istihdamı, üretimi teşvik edecek alanlarda olabildiğinde genişletiyor, buna karşılık enflasyona ve döviz kuruna olumsuz etki edecek alanlarda da sınırlandırıyoruz. Bu yılın ilk yedi ayında Türk lirası ticari kredi rakamının 2.7 trilyon liraya yükseldiğini görüyoruz. Ekonomimize dinamizm sağlayan KOBİ’lerimize kullandırılan kredilerdeki artış ise 384 milyar lirayı buldu. Ticari kredilerde ilk sırayı imalat sanayi alıyor. Amacımız, tüm kesimleri yaşanan küresel şoklara karşı destekleyerek istihdamın ve üretimin kesintisiz artışını sağlamaktır. Önümüzdeki süreçte bu amaçla hayata geçireceğimiz arz güvenliği ile fiyat istikrarını birlikte gerçekleştirecek tüm ihtimalleri hesaba katan yeni adımların hazırlıklarını da sürdürüyoruz. İnşallah yeni yılın ilk aylarıyla birlikte enflasyonun belirgin bir düşüş trendine gireceğini ümit ediyoruz” dedi.
“Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesini başlatıyoruz”
Sosyal konut müjdesi detaylarını paylaşan Erdoğan, ”Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü konut sektöründe de yerine getirecek yeni projeler geliştirdik. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizde en büyük dönüşümleri gerçekleştirdiğimiz alanlardan biri de şehirciliktir. TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 170 bin vatandaşımızı çevre düzenlemeleri ve sosyal donatıları ile ev sahibi yaparak ekonomik, sağlıklı, güvenli konut üretiminde dünyada eşi benzeri olmayan bir başarı ortaya koyduk. Bundan yaklaşık 1 buçuk yıl önce de 100 bin sosyal konut inşası için çıktığımız çağrıya 10 katından fazla talep aldık. Ülkemizin 81 şehrinde hız kesmeden toplu konut projelerini sürdürüyoruz. Pek çok ilimizde şehir içinde kalan sanayi alanlarını dışarıya taşıyor, bu konudaki talepleri de süratle yerine getiriyoruz. Şimdi de Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesini başlatıyoruz. İlk kez ev sahibi olacak vatandaşlarımızın sabırsızlıkla beklediği bu proje ile ilgili hazırlıklar bitmek üzeredir. Vatandaşlarımızı kira öder gibi taksitlerle yerel ve yatay mimari anlayışına göre inşa edilmiş konut projeleri ile ev sahibi yapacağız. Sıfır atık uyumlu, enerji verimli, iklim dostu malzemelerle yapılacak bu konut projelerinin tamamında yenilebilir enerji sistemleri kullanılacaktır. Amacımız salgın döneminde daralan konut arzını hızla artırarak hem inşaat sektörünü canlandırmak hem de insanımızın erişebilir şartlarda ev sahibi olmasını temin etmektir. Bu adım son dönemde ciddi şikayet konusu olan kiraların da düşmesine yol açacaktır. Her zaman olduğu gibi bu projede de şehit yakınları ve gazilerimiz ile emeklilerimize özel bir kontenjan ayıracağız. Ayrıca ilk defa evlenen gençlerimiz de bu projede kota sahibi olacaktır. Önümüzdeki ay bir tanıtım toplantısıyla tüm detaylarını milletimize duyuracağımız konut kampanyasının şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” açıklamasında bulundu.
-
Erdoğan’dan Malezya ile ortaklık mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malezya Başbakanı İsmail Sabri Yakub ile ortak basın toplantısı düzenledi. Malezya Başbakanı Yakub ve heyetini Ankara’da ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, “Ziyaretlerinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bugün yaptığımız görüşmelerde ekonomi, yatırımlar ve ticaret başta olmak olmak üzere savunma sanayi, teknoloji, sağlık, eğitim ve iletişim gibi çeşitli alanlardaki ilişkilerimizi kapsamlı şekilde ele aldık. İşbirliğimizi ileriye taşıma kararlığımızı bir kez daha teyit ettik” dedi.
İki ülke arasındaki ilişkileri stratejik ortaklıktan kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükseltme kararı aldıklarını söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:
“Malezya aynı zamanda Asean bölgesindeki en büyük ticari paydaşımız konumundadır. Salgına rağmen ticaret hacmimiz geçen yaklaşık yüzde 50 artışla 3 buçuk milyar dolar seviyesini aşmıştır. Bu yılın altı ayındaki rakamlar da istikrarlı artışın devam ettiğini gösteriyor. Mevcut ivme 20 belirlediğimiz 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimizi kısa sürede yakalayacağımıza işaret ediyor. Serbest ticaret anlaşmamızın hizmetler, yatırımlar ve elektronik ticareti kapsayacak şekilde genişletilmesinin, ekonomik ve ticari bağlarımızı daha da güçlendireceğine inanıyorum. Bu güncellemeyle hedeflerimize daha hızlı adımlarla ilerleme, mal ve hizmet ticaretini daha dengeli hale getirme imkanına kavuşacağız.”
Malezya Başbakanı Yakub ile yeni işbirliği ve yatırımlara ilişkin fikir alışverişinde bulunduklarını kaydeden Erdoğan, “Gıda güvenliği, enerji, çevre ve iklim değişikliği gibi günümüzün meydan okumaları karşısında dayanışmamızı arttırma hususunda mutabık kaldık.. Yerli ev milli aşımız TURKOVAC’ın Malezya’da kullanıma sunulması, dahil birlikte aşı geliştirilmesine yönelik birlikte çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Sağlık, sağlık turizmi, savunma sanayi, eğitim ve iletişim alanlarında yeni anlaşmalar imzalamak suretiyle ilişkilerimizin ahdi zeminin tahkim ettik” açıklamasında bulundu.
Görüşmelerde güncel ve küresel konular üzerinde de durduklarını ifade eden Erdoğan, bu kapsamda İslam dünyasını yakından ilgilendiren İslam düşmanlığı meselesinin de ele alındığını bildirdi. Erdoğan, “Dayanışmalarımızı farklı platformlarda artırarak özellikle sürdürme kararlığımızı vurguladık. Türkiye olarak Yeniden Asya Girişimimizle, kazan-kazan anlayışıyla Asya’daki tüm kardeşlerimizle iş birliğimizi güçlendirmek için çalışıyoruz. İlişkilerimizi diyalog ortaklığı seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz. Asya pasifik bölgesine yönelik girişimlerimizde Malezya desteğini hissettiğimizi ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
Öte yandan, Malezya ve Türkiye arasında farklı alanlarda işbirliklerini içeren 7 anlaşma Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yakub huzurunda imza altına alındı. -
Bursa’da 18 milyar liralık yatırımı hizmete açacak
Bursa programı çerçevesinde ilk olarak Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğinde kente kazandırılan Gökmen Uzay ve Havacılık Merkezi’ne gelecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada BTSO’nun Ekonomiye Değer Katanlar programına katılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada son iki yılda pandemiye rağmen farklı sektörlerde 45 firma tarafından yapılan 13 milyar liralık yatırımın toplu açılışını gerçekleştirecek.
Tramvayla yolculuk
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yaklaşık 1 milyar liralık yatırımla hayata geçirilen 9 bin 445 metre uzunluğa ve 11 istasyona sahip Kent Meydanı – Terminal Tramvay hattının ilk yolcusu da Cumhurbaşkanı Erdoğan olacak. GUHEM’e en yakın istasyondan tramvaya binecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kent Meydanı’na kadar tramvayla yolculuk edecek. Gökdere Meydanı’ndaki mitingde Bursalılarla buluşacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada da 3 milyar 490 milyon TL’si Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan toplam 5 milyar liralık kamu yatırımını hizmete açacak.
Büyükşehir yatırımları
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan pek çok yatırımın resmi açılışı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılacak. Bursa’nın 17 ilçesini kapsayan ve içme suyu arıtma tesisleri, su, kanalizasyon ve yağmur suyu hatları, atık su arıtma tesisleri, sulama göletleri, su depoları ve su sondajlarını kapsayan 1 milyar 490 milyon liralık yatırımın resmi açılışı gerçekleştirilmiş olacak.
Bu dönem kente kazandırılan Türkiye’ye örnek çevre yatırımlarından biri olan ve atıklardan 75 bin konutun tüketimine eşdeğer elektrik enerjisinin üretileceği Doğu Bölgesi Entegre Katı Atık Bertaraf Tesisi, Vakıf Bera Spor Tesisleri, Kocayayla Kamp ve yaşam alanı, Keles Katı Atık Aktarma İstasyonu, Büyükşehir Ek Hizmet Binası, Çocuk Trafik Eğitim Parkı gibi pek çok projenin resmi açılışı da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden yapılmış olacak.
Bursa için canla başla
Bursa’yı daha sağlıklı bir şekilde geleceğe taşımak için gece gündüz demeden canla başla çalıştıklarını ifade eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursalılara daha konforlu bir yaşam sunmak amacıyla yaptıkları projelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hizmete açılacak olmanın ayrıca mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Yapımını tamamladıkları pek çok tesisi, zaman kaybetmemek için tören bile yapmadan halkın hizmetine sunduklarını dile getiren Başkan Aktaş, “Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Bursa’mız yine tarihi günlerinden biri yaşayacak. Hem gerek kamu gerekse özel sektör tarafından yapılan yatırımlar hizmete açılacak hem de halkımız Cumhurbaşkanımızla buluşacak. Cumhurbaşkanımızın gösterdiği hedefler doğrultusunda çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Açılışı yapılan tüm yatırımların kentimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
-
“Türkiye NATO’nun geleceğinde de söz sahibi”
İspanya’nın başkenti Madrid’de iki gün süren NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nin sona ermesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, basın toplantısı düzenledi. Erdoğan’ın düzenlediği basın toplantısı gazeteciler yoğun ilgi gösterdi. NATO Zirvesi’ni üçüncü çalışma oturumuyla birlikte tamamladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO’nun tarihindeki en önemli zirvelerden birinin böylece başarıyla neticelendirildiğini belirtti.
Zirvenin, müttefiklerin mevcut meydan okumalar karşısında birlik ve dayanışma anlayışının teyit edilmesine vesile olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öncelikle Kral 6. Felipe ve Hükümet Başkanı Sayın Sanchez başta olmak üzere, tüm İspanyol makamlarına sergiledikleri misafirperverlik ve başarılı organizasyon için şükranlarımı sunuyorum. Zirve’nin başarısı için gösterdikleri gayret nedeniyle Genel Sekreter Sayın Stoltenberg’e ve ekibine de ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.
“Müttefiklik ruhu içinde NATO’ya gerekli katkıları vermeye devam edeceğiz”
Zirve çerçevesinde devlet ve hükümet başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu görüşmelerde mevkidaşlarımla ağırlıklı olarak Ukrayna’daki gelişmeleri ele aldık; ittifak gündemi çerçevesinde fikir teatisi gerçekleştirdik. Ayrıca ikili gündemimizdeki konuları farklı yönleriyle değerlendirdik. Zirve ile Türkiye’nin 70 yıldır NATO üyesi olan, ittifakın en büyük ikinci ordusuna sahip, harekat ve misyonlara en fazla katkı veren beşinci ülkesi olarak NATO’nun dününde ve bugününde olduğu gibi geleceğinde de söz sahibi olacağı bir kez daha açıkça görülmüştür. Biz kendi bağımsız dış politikamızı izlerken müttefiklik ruhu içinde NATO’ya gerekli katkıları vermeye devam edeceğiz” dedi. -
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Biden’den ayaküstü sohbet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılmak için İspanya’nın başkenti Madrid’de temaslarını sürdürüyor. İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile görüşme gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Toplantısının ikinci oturumu öncesinde ABD Başkanı Joe Biden ile de ayaküstü sohbet etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ve Madrid’deki IFEMA Fuar Merkezi’nde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Avusturya Başbakanı Karl Nehammer, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile de bir araya gelmesi ve yerel saatle 18.45’te ABD Başkanı Joe Biden ile görüşme gerçekleştirmesi planlanıyor.