Etiket: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

  • Vahapoğlu’ndan Cumhurbaşkanına teşekkür

    Vahapoğlu’ndan Cumhurbaşkanına teşekkür

    TİP 1 diyabet hastası çocukların ihtiyaç duyduğu sensörlü glikoz ölçüm cihazlarının SGK ödeme listesine alınması için ilgili bakanlıklar nezdinde konuyu sürekli gündeme taşıyan isimlerden MHP Bursa Milletvekili Dr. Mustafa Hidayet Vahapoğlu, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından bu yöndeki müjdeyi veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a TBMM kürsüsünden teşekkür etti.

    Gündem dışı söz alan TBMM Milli Savunma Komisyonu ile Güvenlik ve İstihbarat Komisyon Üyesi Bursa Milletvekili Dr. Vahapoğlu, insülin hormon eksikliği nedeniyle sıklıkla çocukluk ve gençlik yaşlarında ortaya çıkan Tip 1 diyabetin tedavisinde değişmez kuralın insülin enjeksiyonu olduğunu hatırlattı.

    “Diyabetli çocuklarda en önemli sorun, çok hızlı bir şekilde kan şekerinin düşmesi ve yükselmesidir” diyen Milletvekili Vahapoğlu, “Bu risk nedeniyle aileler diyabetli çocuklarının başında nöbet tutarlar. Çocuklar her gün 8-15 kez parmağını delmek zorundadır. Geliştirilen glikoz sensörleri tüm bu sorunları ortadan kaldırarak daha konforlu hayat imkânı sağlamaktadır” şeklinde konuştu.

    ‘’Maddi külfetti’’

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, önceki gün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamayla TİP 1 diyabet hastası çocuklar için sensörlü glikoz ölçüm cihazlarının SGK Ödeme listesinde yer alacağının müjdesini verdiğini belirten Vahapoğlu, “Türkiye genelinde 11 bin 500 çocuğumuz artık her gün defalarca parmağı delinmekten kurtarılacak. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aileler ve çocuklarımız adına bu duyarlılığı için teşekkür ediyorum” dedi.

    Bu arada 20 gün önce Mustafakemalpaşa ilçesindeki parti çalışmaları sırasında oğlu Yağız gibi bütün çocuklara cihaz talebini dillendiren anne Gizem Altıntaş’ı telefonla arayarak müjdeli haberi veren MHP Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu, “Ekonomik durumu el vermeyen aileler bu sensörlere erişemiyordu. Devletimiz, sensörler aracılığıyla düzenli kan şekeri ölçümü yapan cihazları SGK geri ödeme listesine alarak ailelerimizin sırtından bu külfeti de almış oldu. Var olsun devletimiz” diye konuştu.

  • Türkiye-İsveç-Finlandiya-NATO görüşmesi başladı

    Türkiye-İsveç-Finlandiya-NATO görüşmesi başladı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere İspanya’nın başkenti Madrid’e geldi. Havalimanında, yetkililer tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in katılımıyla NATO-Türkiye-İsveç-Finlandiya dörtlü görüşmede bulunmak üzere havalimanından ayrıldı.

    Erdoğan, daha sonra Niinistö, Andersson ve Stoltenberg’in katıldığı Dörtlü Görüşmeye geçti. TS 17.15 sıralarında başlayan görüşme devam ediyor.
    Görüşmede Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Hulusi Akar da hazır bulundu.

  • “Bu yıl sonuna kadar TOGG hizmette olacak”

    “Bu yıl sonuna kadar TOGG hizmette olacak”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve İklim Konulu Büyük Ekonomiler Forumu’na Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantı ile katılarak bir konuşma yaptı.

    “Yol haritamızı teşkil edecek uzun dönemli iklim stratejimizi ve eylem planımızı bu yılın sonunda açıklayacağız”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Paris Anlaşması’nı onaylayarak 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefimizi ve yeşil kalkınma devrimimizi ilan ettik. 26. Taraflar Konferansı’nda da aynı kararlılıkla çelik üretimi, sıfır emisyonlu araçlar, karayolu ulaşımı ile orman kaybı ve arazi bozulumunu tersine çevirmeye yönelik önemli taahhütlerde bulunduk. Ortak evimiz dünyanın geleceği için Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele politikasını ve sektörel stratejilerini güçlendirmek gayesiyle ulusal ve uluslararası tüm paydaşların katılımıyla iklim şurasını gerçekleştirdik. Ulusal katkı beyanımızı güncelliyoruz. Yol haritamızı teşkil edecek uzun dönemli iklim stratejimizi ve eylem planımızı bu yılın sonunda açıklayacağız. Avrupa yeşil mutabakatıyla uyumlu olarak yeşil eylem planımızı kabul ettik. Yeşil limanlarımızın sayısını artırıyoruz. Ormanlarımızı, korunan alanlarımızı genişletiyoruz. Çölleşme ve erozyonla mücadelede dünyanın lider ülkelerinden biriyiz. Ulaştırma kaynaklı emisyonun azaltılması ve gübre yönetimi noktasında da üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Bu yıl sonuna kadar, Türkiye’nin ilk elektrikli otomobili TOGG’u üretim bandından indirerek hizmete sunacağız. Sürdürülebilir ve iklim dostu ulaşım türlerini yaygınlaştırıyoruz. Birleşmiş Milletler ve birçok küresel kuruluş tarafından takdir edilen, eşim Emine Erdoğan tarafından himaye edilen Sıfır Atık Hareketiyle çevre koruma, geri dönüşüm ve emisyon azaltımı hususunda çok büyük mesafeler aldık” ifadelerini kullandı.

    “Enerji alanında gerçekleştirdiğimiz iyileştirmelerle yıllık 100 milyon ton ilave sera gazı emisyonundan kaçınılmıştır”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknoloji ve çığır açıcı araştırma geliştirmenin öneminin bilinciyle yeşil büyüme teknoloji yol haritası çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yeşil hidrojen çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdürüyoruz. Finansman ve teknoloji transferi bu sürecin kilit başlığı olarak öne çıkıyor. Bu hususta en büyük sorumluluk elbette asırlardır sorunun bu noktaya gelmesinde payı olan ülkelere düşmektedir. İklim değişikliğiyle mücadelede bir diğer araç da yenilenebilir enerjidir. Türkiye yenilenebilir kurulu gücü itibariyle dünya 12.’si ve Avrupa 5.’sidir. Jeotermal kurulu gücünde Avrupa’da ilk sırada, hidroelektrik santrali kurulu gücünde ise Avrupa’da ikinci sırada yer alıyoruz. Enerji alanında gerçekleştirdiğimiz iyileştirmelerle, yıllık yüz milyon ton ilave sera gazı emisyonundan kaçınılmıştır. Ukrayna’da yaşanan savaş enerji güvenliğinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Enerji verimliliği, temiz enerjiye geçiş ve enerji dönüşümü, enerji güvenliğinin ayrılmaz parçasıdır. Türkiye olarak uzun süredir zaten bu anlayışla pozisyon alıyorduk. Bu sayede kurulu elektrik gücümüzün yüzde 54’ünü yenilenebilir enerji santrallerinden müteşekkir kıldık. 2021 yılında kurduğumuz üç buçuk gigavat kapasiteli yeni santrallerin yüzde 97’si yenilenebilir enerji santralidir. Temiz enerjiye dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele sürecinde tüm ortaklarımızla iş birliği ve dayanışma içinde olmaya hazırız” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 23 milyon üye talimatı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 23 milyon üye talimatı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.
    Seçim takviminde geri sayımın başladığını ifade eden Erdoğan,” Seçim takviminde bir yıldan geriye doğru saymaya başladığımız bir dönemde geçen her gün ,her geçen hafta bizim için adeta hazine kıymetindedir. Bu çerçevede yaz mevsimini en verimli şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Derdini anlatmak, ülkeyi ve siyaseti takip etmek için başını kaldıran her vatandaşımızın AK Parti teşkilatından birini göreceği şekilde sahayı sıkı tutmalıyız. Muhalefet mensuplarının söyledikleri her yalanı, anında ağızlarına tıkacak ortaya attıkları her iftirayı anında çürütecek. Sergiledikleri her tutarsızlığı anında ifşa edecek bir çalışma tarzı izlemeliyiz. Bunu yaparken asla onların gündemlerine takılıp kalmamalı, asla onların peşinden gitmemeliyiz. Gündemi tayin eden siyasetin tartışma başlıklarını ve istikametini belirleyen daima biz olacağız” dedi.

    Erdoğan,” Aynı şekilde 2023 hedeflerimizle, 2053 vizyonumuzla insanlarımızın umutlarının ve beklentilerinin adresi de yine biz olacağız. AK Parti’nin 20 yıllık eser ve hizmet dönemi her teşkilat mensubumuzun en büyük dayanak noktası, gönüllere girme kapısı olacaktır. Önemli olan bu malzemeyi doğru kullanmak, iyi değerlendirmektir. Her iş gibi siyasette de her işin başı insan kaynağıdır. İnsan kalitesidir, insan gücüdür. Üye sayısı 11 milyonu geçen bir partinin içinde elbette üslubuyla, tavrıyla, bireysel eksiklikleri ile sıkıntıya yol açan kişiler çıkabilir. Bunları derhal geri plana çekip kendilerinden başka alanlarda istifade etmeliyiz. AK Parti ailesi, ihtiyacı olan her konuda doğru insanları bulup onları öne çıkartacak kadar büyüktür, zengindir” diye konuştu.

    “Siyasetin insan kazanma sanatı olduğunu bilmeyen AK Parti adına söz söyleyemez”
    Partililere sahada vatandaşlarla olan iletişimin güçlü kullanılması konusunda uyarıda bulunan Erdoğan,” En önemlisi ise AK Parti’yi temsil eden her kardeşimizin milletimizle tevazu ve samimiyet esasına dayalı bir iletişim kurmasıdır. Halka, tepeden bakan, yaptığı görevi imtiyaz gören, geleni kapıdan içeri almayan, telefonuna ulaşılamayan AK Parti yöneticisi olamaz. Kendisine uzatılan eli tutmayan, insanlarla göz göze, gönül gönüle muhabbet kurmayan kişi AK Parti kimliğini temsil edemez. Siyasetin insan kazanma sanatı olduğunu bilmeyen AK Parti adına söz söyleyemez, İrade ortaya koyamaz. Ülkesine, şehrine ve partisine hizmet için gece gündüz koşturmayı göze alamayan AK Parti’de sorumluluk üstlenemez. Bunlar, AK Parti’de görev alanlarda aradığımız ihtiyari değil, mecburi vasıflardır. Aksi takdirde ortaya çıkan tablodan sadece AK Parti değil bizimle birlikte ülkemiz ve şehirlerimiz de zarar görmektedir. Böyle bir durumda kaybeden sadece AK Parti değil bizimle birlikte kazanımları ve geleceğe ilişkin umutlarıyla tüm milletimiz olmaktadır. Hep söylediğimiz gibi milli iradenin muhafızı, eser ve hizmet siyasetinin tek adresi olan AK Parti’nin kaderi ile ülkenin ve milletin kaderi et ile tırnak gibi birbiri ile iç içe geçmiştir” ifadelerini kullandı.

    2023 hazırlıklarının tüm boyutlarıyla yürütüldüğünü kaydeden Erdoğan,” Hiçbir şahsi menfaat hesap, hiçbir kişisel kapris, dar ekip dayanışması bu ilmi misyonu önüne geçemez, üstüne çıkamaz. Bileğini bükmeye vesayetçilerin, darbecilerin gücü yetmeyen bu partiyi kendi içinden yaralayacak kimseye izin vermez, eyvallah etmeyiz. AK Parti teşkilatlarındaki her bir kardeşimizin sorumluluğuna bu gözle bakmasını istiyorum. Partimizin kurulduğu günden beri girdiğimiz her seçim bizim için rövanşı olmayan müsabaka gibidir. Kazanmak dışında ihtimali olmayan bir seçime daha hazırlanıyoruz. Önümüzdeki kritik sürecin hazırlıklarını tüm boyutlarıyla yürütüyoruz” dedi.
    AK Parti Teşkilatı’na 23 milyon üye talimatı veren Erdoğan,” Kabinemiz ile milletimize eser ve hizmet siyasetimizi kesintisiz şekilde sürdürüyoruz. Ülkemizin 81 şehrinde 85 milyon vatandaşımızın her birine ulaşma, her ulaştığımız insanın da gönlünü kazanma hedefiyle seçim gününe kadar çalışacağız. Hemen ardından 2023 seçim zaferi sembolü olacak 23 milyon üye hedefi ile yolumuza devam edeceğiz. Bununla ne demek istediğimi anlıyorsunuz. 23 milyon hedefini koyduğumuza göre bu oy aynı zamanda üye üye üye. Bunu yapacağız, seçim öncesi seçimi kazanacağız” ifadelerini kullandı.

    AK Parti’nin mevcut 11 milyon üyesi olduğunu anımsatan Erdoğan,” Bu bizim için zor bir şey değil. Şuanda 11 milyonu aşkın üyemiz var mı var. Her üyemiz bir üye daha ilave ederse işte seçimden önce seçimi kazandık demektir. Onun için ana kademe il başkanlarımız, Kadın Kolları İl başkanlarımız, Gençlik kolları il başkanlarımız durmak yok, yola devam. Görüldüğü gibi zor bir konu değil. Eğer ana kademe kadın kolları, gençlik kolları bu üyelerimize bunu telkin eder onlar da bunu yapmaya başlarlarsa mesele bitmiştir. Bütün ana kademeye, kadın kollarına, gençlik kollarına bunu öyle kabul ettirmeliyiz ki her biri benim böyle bir görevim var, bunu başarmalıyım demeli” açıklamasında bulundu.

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına yönelik konuşan Erdoğan,” CHP’nin başındaki zat geçen yine kadınları bize karşı kışkırtmaya çalışarak onları iş hayatının dışında tutmaya çalıştığımızı iddia etmiş. Halbuki AK Parti Kadın Kolları’ndaki kardeşlerimiz sadece son 1 yılda 72 ilimize gittiler. Bay Kemal, neden biliyor musun? Kardeşlerimize verdiğimiz kadınlara devlet desteklerini iyi anlatın, faydalansınlar, işlerini kursunlar, istihdama katılsınlar talimatını yerine getirmek için illerimize gittiler. Sende böyle bir teşkilat var mı? Bir de bu zatın muhafazakar genç kadınlara seslenmesi yok mu? İnsanda azıcık utanma duygusu olsa bu lafı ağzına bile alamaz. Kadınlarımızın en temel hakkı olan başörtüsü özgürlüğünü ellerinden almak için Anayasa Mahkemesi önünde nöbet tutan birine düşen ahkam kesmek değil başını eğip yerine oturmaktır. Ama maalesef bunlarda yalan gibi, iftira gibi, çarpıtma gibi utanmazlık da diz boyu. Milletimiz inşallah şayet yürekleri yeter de sokağa çıkacak yüzleri olursa orada bunlara hak ettikleri cevabı verecektir” dedi.

    “Ülkenin en çürük siyasetçisi Kılıçdaroğlu’ndan bile medet umacak hale geldiler”
    ” Türkiye üzerinde siyasi ve ekonomik hesabı olan herkesin, ülkemizin demokrasi ve kalkınma atılımlarından rahatsızlık duyan tüm çevreler, umutlarını 2023 seçimlerine bağladılar” diyen Erdoğan, ” Bugüne kadar sosyal fay hatlarımızı harekete geçirmeye çalışmaktan, sınırlarımızı tacize, uluslararası kuşatma gayretinden farklı görünümlerdeki darbe girişimcilerine kadar her yolu deneyenlerin artık sabrı kalmadı. AK Parti tökezleterek ülkeyi büyük ve güçlü Türkiye hedef rotasından çıkarmak için ellerindeki tüm kozları sahaya sürmeye başladılar. Ülkenin en çürük siyasetçisi Kılıçdaroğlu’ndan bile medet umacak hale geldiler” dedi.

    “HDP’liler yetmiyor bazen sahneyi Kılıçdaroğlu alıyor”
    6’lı masa eleştirisinde bulunan Erdoğan,” Bürokrasiden siyasete hayatının hiçbir döneminde kayda değer başarısı olmayan bu zata ülkeyi teslim etme senaryoları kuranların niyetlerinin milletin hayrı olmadığı açıkça ortadadır. 6’lı masa diye milletin önüne koydukları yapı sirk çadırından beter bir yer haline dönüştü. Hadi masanın çevresine oturanlar belli altında ve etrafından dolananları ne yapacağız. Yapılacak açıklamaların bile büyükelçilerin onayına sunulduğu bir yerden bahsediyoruz. Dikkat ederseniz bu ithama tüm güçleri ve kalpleriyle böyle bir şey kesinlikle yok diyerek cevap dahi veremiyorlar. Çünkü süt dökmüş kedi gibi kabahatlerini gayet iyi biliyorlar. Bir de masanın gizli ortaklarından yedikleri ayarlar, bölücü örgütün uzantılarından yedikleri zılgıtları var. Her gün bir HDP’li çıkıp bunlara posta koyuyor, tehdit ediyor, istikamet gösteriyor. Hatta inceden şantaj yapıyor. Hiç birinin gıkı dahi çıkmıyor. HDP’liler yetmiyor bazen sahneyi Kılıçdaroğlu alıyor. Bu zat tepesi atınca ortaklarına kürsüden ya bana katılın ya önümden çekilin diyerek meydan okuyor. Yine kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. Masadaki ortaklarından bir diğer işi meşrep fitnesini alevlendirmeye kadar gidiyor yine herkes sus pus. Geçmişlerini ve tüm değerlerini inkar pahasına o masada oturanları milletimizin vicdanına havale ettik. Karşımızda böylesine perperişan bir yapı, uydurduk bir masa, her tarafı dökülen bir ittifak var. Anladık terzi kendi söküğünü dikemez de bunların diktikleri hiçbir sökük vaki değildir. Bir düşünün bunlar mı Türkiye’nin güney sınırlarındaki terörle mücadele harekatlarını yönetecek. Bunlar mı terör öğütlerine dünyayı dar edecek. Bunlar mı ülkemizin Akdeniz ve Ege’deki çıkarlarını düşünecek. Bunlar mı Karadeniz’deki savaşta tarafları bir araya getirerek çözümün adresi olacak. Bunlar mı ülkemizi Balkanlar’dan Kafkaslar’dan dört bir yanımızda kurulan sinsi tuzaklar içinden sahili selamete çıkaracak. Bunlar mı dar gelirli vatandaşlarımızı ekonomik sıkıntıdan kurtaracak. Bunlar mı küresel ekonomik krizi fırsata dönüştürecek. Bunlar mı istihdamı artırarak her insanımıza çalışacak, iş evine götürecek aş imkanı temin edecek. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye kadar kazanımlardan vazgeçtik mevcut durumu koruyacak” ifadelerini kullandı.

    Yaşanan ekonomik sıkıntıların küresel nedenleri olduğunu söyleyen Erdoğan,” Bugün insanlarımızın geçim sıkıntısı olabilir, İnsanlarımızın hayat pahalılığı yükü altında zorlandığını biz de tespit ediyoruz. Şunu bilmek lazım dünya nasıl bir girdaptan geçiyor. Bütün bunlarla beraber şu anda AK Parti iktidarı olarak biz, ülkenin milletin bilhassa da evlatlarımızın geleceğini tehlikeye atmaya yetecek gerekçeler değildir. Çünkü, tıpkı geçtiğimiz 20 yıldaki eser ve hizmetlerimiz gibi aldığımız ve alacağımız tedbirlerle insanlarımızı geçim sıkıntısından kurtaracak olan da enflasyonu düşürecek olan da , istikrarı tahkim edecek olanda, herkesin iş ve aş sahibi olmasını güvence altına alacak olan da, ülkemizi hak ettiği aydınlık yarınlara kavuşturacak olan da biziz.
    Türkiye’nin AK Parti ile Cumhur İttifakı ile Cumhurbaşkanı olarak bizimle yoluna devam etmesi için yüzlerce, binlerce, milyonlarca sebep sayabiliriz. Ülkenin bu kıyafetsizlere teslimi için huzuru kalp ile ortaya konabilecek tek bir akıl , mantık, vicdan, ahlak ürünü sebep bulunamaz.
    Bu hakikatlerle milletimizin huzuruna çıktığımızda karşımıza dikilenlerin hepsinin de kağıttan birer kaplan olduğu kendiliğinden anlaşılacaktır” dedi.
    İnsanlığın son 2 buçuk yıldır tarihinin en ciddi ve geniş çaplı krizlerinden birini yaşadığına dikkat çeken Erdoğan, Korona virüs salgını ile sağlık alanında başlayan sıkıntıların derinleşerek devam ettiği kaydetti. Erdoğan,” Bu salgın dünyada özellikle ekonomideki dengeleri, alışkanlıkları alt üst etti. Hemen her anlamda üretim aksadı, tedarik zincirlerinde kırılmalar oldu. Küresel ticaret aylar boyunca adeta durma noktasına geldi. Salgın noktasındaki olumsuzluklardan az gelişmiş ve yoksul ülkeler değil gelişmiş ülkeler dahil herkes etkilendi” diye konuştu.

    FED ‘in faiz kararıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Erdoğan,” Amerika’da böyle bir adımın atılması sıradan bir olay değildir. Türkiye salgın krizini tüm boyutlarıyla başarılı şekilde yöneten ülkelerin başında geliyor. Vakitlice aldığımız tedbirler sayesinde hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmadık. Hastane kapısından geri çevrilen, ilaç bulamadığı için vefat eden, sağlık hizmetlerine ulaşamayan hemen hiçbir vatandaşımız olmadı. Ekonomik olarak bizden çok daha zengin olan ülkelerde rastlanan vahim görüntülerin hiç biri hamdolsun ülkemizde yaşanmadı. Her kesimden insanımızın yanında olduk. Bu kritik süreçte muhalefetin baskılarına rağmen ekonomide kontak kapatmadığımız gibi şartları zorlama pahasına üretimi sürdürdük. İhracat, istihdam ve sanayi kapasite kullanım oranları uyguladığımız politikaların ne kadar doğru ve isabetli olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yıl, tarihimizin en yüksek ihracat rakamı olan 225 milyar doları aştık. Mayıs ayı itibari ile 12 aylık ihracatımız 243 milyar doları geride bıraktık. Türkiye’nin bu noktaya yıllık 36 milyar dolar ihracattan geldiğini özellikle hatırlatmak istiyorum . Hedefimiz 500 milyar dolarlık ihracata ulaşmak ardından bunu da ikiye katlamaktır. İhracat ile beraber istihdamda önemli bir ivme yakaladık. Sanayi, üretim, turizmin çarkları döndükçe istihdamımız da günden güne artıyor. Pek çok ülke istihdam konusunda pek çok sıkıntı yaşarken biz 30, 4 milyon rakamına ulaştık. Üstelik bunu geçen yılın Ocak ayına göre iş gücümüz 31 buçuk milyondan 34, 2 milyona yükselmesine rağmen başardık” dedi.

    Turizmde bu senenin gerçekleşmelerinin son derece umut verici olduğunu söyleyen Erdoğan,” Dünya ekonomisi ciddi daralma riski ile yüzleşirken biz 2022 yılı ilk çeyreğinde yüzde 7, 3 oranında büyüme kaydettik. Yarımda açıkladığımız yüksek alım fiyatları , pirimler ve desteklerle çiftçimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Salgın günlerinde vatandaşlarımızı nasıl kaderine terk etmediysek korona sonrası dönemde de hiç kimseyi tek başına bırakmıyoruz. Rusya Ukrayna savaşı ile tarihi zirveleri zorlayan petrol, doğalgaz ve emtia fiyatlarının yol açtığı sıkıntılarda vatandaşlarımızın yanındayız. Bu doğrultuda vergi indirimlerinden hibeye, sosyal destek paketlerinden elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki sübvansiyonlara kadar bir çok adım attık. Vatandaşımızın yükünü hafifletmek için konutlarda kullanılan doğalgazın fiyatında yüzde 82’ye varan sübvansiyon sağladık. Hayat pahalılığını azaltmak için yaptığımız defa karlıkları kazanç vesilesi gören tamahkarlara fırsat vermiyoruz. Vatandaşımızın ekmeğine aşına kan doğrayan bu fırsatçılara kesinlikle göz açtırmayacağız” diye konuştu.

    ” Serbest piyasa ekonomisi kurallarıyla uyuşmayan fahiş fiyat artışlarıyla insanımızın rızkına ulaşan habis ellere karşı hukuki düzenlemeleri hayata geçirmeyi sürdüreceğiz” diyen Erdoğan,” Türkiye’yi son 20 yıldaki netameli süreçlerden nasıl başarıyla çıkardıysak inşallah şu anki kriz ortamından da anlımızın akıyla çıkartacağız. Yeni başarı hikayeleriyle evlatlarımıza bırakacağız büyük ve güçlü Türkiye’nin taşlarını döşemeye devam edeceğiz. Mandacı ekonomistleri tetikçi akademisyenler, milletin felaketinden rant devşirmeye çalışan kifayetsiz muhterisler ne derse desin Türkiye sağlam alt yapısı, üretim gücü, nitelikli insan kaynağı ile 21. Yüzyılın yükselen yıldızlarından biri olacaktır. Yeter ki biz bu süreçte umudumuzu asla kaybetmeyelim, biz felaket tellallarının ufkumuzu karartmalarına izin vermeyelim. Biz milletimizle yeter ki aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyelim. Yeter ki biz hakkın rızasını gözeterek halkımız için, gençlerimiz, kadınlarımız, evlatlarımız için çalışmaya devam edelim. Allah’ın izniyle gerisi muhakkak gelecek. Şu an aşılmaz görünen engeller önümüzden birer birer kaybolacaktır. Çünkü, bu kutlu davanın sahibi haktır, hak olan davada zafer muhakkaktır” dedi.

  • “Yatırımını kendi ülkesine yapan karlı çıkacaktır”

    “Yatırımını kendi ülkesine yapan karlı çıkacaktır”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kandilli Bilim Teknoloji ve Araştırma Binası açılış törenine katıldı.

    Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu merkez üretilen bilgiyi teknolojiye dönüştürerek ülkemize güç katacaktır. Derin teknoloji üssünde yer alan altyapıların bir kısmı Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığımızın desteğiyle kurulmuştur. Mesela bunlardan biri biyoyakıttan gıda takviyesine, hayvan yeminden gübreye kadar pek çok alanda uygulama imkanı olan ülkemizin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltacak çalışmalardır. Ülkemizin iklim değişikliği ve çevrenin korunması ile sıfır atık hedefine de destek verecek doğal kaynakların etkin kullanımına yönelik çalışmalar bu birimde yürütülecektir. Desteklenen bir diğer çalışma da sağlık sektörüne yönelik ilaç, aşı, tıbbi cihaz üretimi yapan KOBİ’lere yönelik araştırma, geliştirme, destek laboratuvarları projesidir. Bu çalışmaların gerçekleştirileceği yaşam bilimleri merkezimiz sahip olduğumuz altyapı ve nitelikli insan kaynağıyla ülkemizin yüz akı teknoloji markalarından biri olacaktır. Hem ülkemizde hem dünyada sağlık sektörünün hızla gelişmeye devam etmesi, bu tür çalışmaları daha da önemli hale getirmektedir” dedi.

    “Salgın döneminde sağlık sektörünün en az savunma sanayi kadar kritik öneme sahip olduğunu hep birlikte gördük”

    Konuşmasının devamında Erdoğan, “Salgın döneminde sağlık sektörünün en az savunma sanayi kadar kritik öneme sahip olduğunu hep birlikte gördük. Sağlık sektörünün ihtiyaçlarını yerli ve milli imkanlarla karşılayarak hem cari açığı azaltmak hem bu tür ürünlerin ihracatını geliştirmek istiyoruz. Bu merkezden hizmet alacak KOBİ’lerin akademisyenlerin ve araştırmacıların desteğiyle kısa sürede büyük ölçekli firmalarla rekabet edebilecek seviyeye çıkacağına inanıyorum. Derin teknoloji üssümüz ayrıca kömürden doğal gaz üretimi, deprem acil müdahale sistemi, deprem güvenliği, genetik araştırmalar, nano malzeme, robotik araştırmalar gibi pek çok farklı çalışmaya da ev sahipliği yapacaktır. Bilindiği gibi sağlık ürünleri ve teknolojilerini ülkemizde geliştirmeye yönelik yol haritamızı kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriyle daha önce kamuoyuyla paylaşmıştık. Yol haritamızda yer alan dokuz stratejik hedefi, beş stratejik amacı, otuz bir politika ve eylemi, beş kritik projeyi titizlikle takip ediyoruz. Hizmete açtığımız bu teknoloji üssü gibi yatırımlar yol haritamızın hayata geçmesinde bize önemli destek sağlıyor. İnşallah bu gayretlerimizin karşılığını aldıkça ülkemizin adım adım hedeflerine nasıl ulaştığına hep birlikte şahit olacağız” ifadelerinde bulundu.

    “Türkiye son yirmi yıldır her alan gibi sağlık altyapısına da yaptığı yatırımlar sayesinde bu büyük krizi en az kayıpla atlatmayı başarmıştır”

    Erdoğan, “Koronavirüs salgını ve ardından başlayan Rusya – Ukrayna savaşı tüm insanlığa çok önemli mesajlar vermiştir. Güçlü bir sağlık altyapısına sahip olmayan ülkeler ne kadar zengin, ne kadar müreffeh olurlarsa olsunlar, ciddi tehditler karşısında çaresiz kalmışlardır. Bilgi ve teknolojiyi üretimle, insan kaynağıyla ve altyapıyla desteklemeden salgın gibi yaygın sağlık krizleriyle baş etmenin mümkün olmadığını hep beraber gördük, yaşadık. Türkiye son yirmi yıldır her alan gibi sağlık altyapısına da yaptığı yatırımlar sayesinde bu büyük krizi en az kayıpla atlatmayı başarmıştır. Şehir hastanelerimize dudak bükenlerin, yapılan yatırımları israf yaftasıyla yerden yere vuranların salgın başladığında her ne kadar açıkça ifade etmeseler de sahip olduğumuz bu imkanlara şükrettiklerine inanıyorum. Tabii sadece hastane binası yapmak sağlık personeli istihdam etmek yetmiyor. Bu binaları donatacak, sağlık personelimizin işini kolaylaştıracak araç gereci sistemleri de kendimizin geliştirmesi ve üretmesi gerekiyor. Ülke olarak birinci aşamayı geride bıraktık. Artık tüm enerjimizi ve vaktimizi ikinci safhaya verme sürecindeyiz. Yaşam bilimleri merkezimiz işte bu gayretlerimizin bir sembolüdür.

    Bizim kendi vatandaşlarımızın sağlığını korumanın ötesinde bölgemizin ve dünyanın en önemli sağlık hizmetleri merkezi olma hedefimiz de var. Eskiden bizim vatandaşımız teşhis ve tedavi için yurt dışına giderdi. Şimdi dünyanın dört bir yanından aynı amaçla sayıları milyonu bulan insan ülkemize geliyor. Milyar dolarlık harcamayı burada yapıyor. Önümüzdeki yıl ise inşallah 1.5 milyon yabancı hastaya hizmet vererek küresel sağlık pazarından 10 milyar dolarlık pay almayı hedefliyoruz. Hizmet kalitemizi teknoloji geliştirme ve üretme kabiliyetimizle birleştirdiğimizde kazancımız katlanarak yükselecektir” dedi.

    “Yatırımını kendi ülkesine yapan ve kendi insanına güvenen herkes karlı çıkacaktır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde gıda krizinin dünyayı tehdit ettiği bir dönemde bu yöndeki üretimin ve teknoloji geliştirme çalışmalarının önemi de giderek artıyor. Gıda sektöründe kendi kendimize yeterli olmanın ötesinde tüm insanlığı besleyecek, tüm dünyanın taleplerini karşılayacak bir kapasiteyle yolumuza devam etmek istiyoruz. Küresel krizlerin önümüzdeki dönemde bilhassa da gelişmiş ülkelerde ciddi yalpalamalara yol açacağı açıkça görülmektedir. Türkiye her alanda geleceğin güvenli limanı ülkelerinin başında yer almaya adaydır. Bu iklimde yatırımını kendi ülkesine yapan, kendi halkına ve kendi insanına güvenen herkes karlı çıkacaktır. Sürekli kendi ülkesini aşağılayan, kendi milletini küçümseyen kendi devletini tahkir eden tiplerin sosyal medya propagandaları sadece komplekslerinin üstünü örtmek içindir. Bilimsel başarılarıyla teknoloji geliştirme kabiliyetleriyle üretme becerileriyle, varlık göstermeyenlerin, ideolojik saplantılarla ülkemizin gündemini işgal etme, milletimizin zihnini bulandırma gayretleri boşunadır. Çünkü bu ülkede çalışmak, üretmek, yenilik yapmak isteyen herkesin önü desteklerle, teşviklerle, programlarla sonuna kadar açıktır” diye konuştu.

  • “Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan’dır”

    “Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan’dır”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İzmir Gaziemir’deki il danışma meclisi toplantısında konuştu. Konuşmasında sık sık CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na eleştirilerde bulunan Erdoğan, Millet İttifakı’nın 2023 seçimleri için aday açıklaması konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu. Cumhur İttifakı adayının kendisi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Kılıçdaroğluna da “Ya adaylığını açıkla ya da adayını açıkla” diye seslendi.

    “Bugün bir dava daha kazandım”
    “Geçen 20 yılda nasıl asırlık eser ve hizmetleri kazandırdıysak inşallah büyük ve güçlü Türkiye’yi de yine sizlerle beraber inşa edeceğiz” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnşallah büyük ve güçlü Türkiye güneşinin ilk ışıklarının yükseldiği yer de inanıyorum burası olacaktır. İzmir’den bu hedefimize bu vizyonumuza uygun daha kuvvetli daha samimi daha coşkulu destek bekliyoruz. Maalesef bu şehir kendini temsil edenler bakımından talihsizlikler taşıyor. CHP’nin de başında olan bir milletvekili var İzmir’in. İzmirlilerin kendini temsil etmesi için Meclis’e gönderdiği bu zat, İzmir’in yolunu dahi bilmiyor. Milletvekili olmasına rağmen bizim kadar İzmir’e gidip gelmiyor. İzmir’in derdiyle dertlenmek yerine mesaisinin çoğunu Silivri’deki memleket düşmanlarını yargıdan kaçırmak, Türkiye’yi yabancılara şikayet etmek için harcıyor. Bu şehrin yerel yönetimler kaynaklı sorunlarına çözüm geliştirmek yerine şahsımız ver aile fertlerimizle ilgili sürekli yeni iftiralar atıyor. Bugün bir dava daha kazandım. Sağ olsun o böyle yaptıkça biz de davaları kazanıyoruz. Nihai kararlar geldikçe onları da Bay Kemal’in adına hayır yapıyoruz. Kendisi daha önce İstanbul milletvekilliği yaptı ama oranın da ilçelerini bilemeyecek kadar seçildiği yerden habersizdi. Daha vahimi bu zat bazı şehirlerimize ayrı ülke diyecek kadar Türkiye’den de habersiz. Eline ne tutuşturulursa belge diye kürsüde sallayan, her seferinde mahcup olduğu halde yalandan vazgeçmeyen şahsın ne seçildiği şehirlere ne de ülkeye ve millete hayrı dokunmadı.”

    “Vakit karar verme vakti”
    Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak “Siyasi kariyerinde kasetle geldiği genel başkanlık koltuğunu korumak dışında ülke ve milletin geleceği adına hiçbir çabasını görmedik. Kırıklarla ve başarısızlıklarla oldu dolu siyaset karnesine rağmen bu zat, şimdi de cumhurbaşkanlığı peşinde koşuyor. Bunu da çıkıp adam gibi delikanlıca yapmak yerine, tıynetine uygun şekilde dolambaçlı yollardan gerçekleştirmeye çalışıyor. Meramını milletine anlatmak varken siyasi istikbalini yabancı büyükelçilerin inayetinde arıyor. Hakkını da yememek lazım; cehaletinden kaynaklanan gaflarıyla bizleri zaman zaman güldürmüyor, eğlendirmiyor da değil. Fakat bu da bir yere kadar. Ülkenin yönetimine talip olmak, CHP kürsüsünde gece yarıları sosyal medyada masasının etrafına ve altına doldurduğu şürekası önünde şaklabanlık yapmaya benzemez. Artık masa etrafında top çevirmek, ortaklarını idare etme adına milleti oyalama devri yarıda kaldı. Vakit karar verme vakti” diye konuştu.

    “İşte söylüyorum, aday Tayip Erdoğan”
    Geçen haftaki grup konuşmasında Kılıçdaroğlu’na net bir çağrıda bulunduğunu, amacının hem Kılıçdaroğlu’nu hem partisini hem de CHP’ye oy veren vatandaşları büyük bir yükten kurtarmak olduğunu belirten Erdoğan, “Ama kendisi sorularımıza dürüstçe cevap vermek yerine iftiralarını sürdürerek yine topu taca atmaya çalıştı. Biz de çağrımızı tekrar ettik. Milletvekili seçildiği İzmir’den aynı davetimi yapıyorum. Bay Kemal’e diyorum ki; artık kaçak güreşmeyi bırak. Artık ipe un sermekten, sürekli bahane üretmekten, lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmaktan vazgeç. Havaya bakıp ıslık çalarak etrafta gezinmekle bu iş olmaz. Adaylık meselesini daha fazla geçiştiremezsin. Habire ‘Seçim tarihi belli olsun’ diyorsun. Seçim önümüzdeki yıl haziran ortasında yapılacak. Kaçacak yerin yok Bay Kemal. Habire ‘Cumhur İttifakı’nın adayı belli olsun’ diyorsun. İşte söylüyorum; aday Tayip Erdoğan” ifadelerini kullandı.

    “Ya adaylığını açıkla ya da adayını açıkla”
    Efes 2022 tatbikatında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile beraber olduklarını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: “Tatbikatı beraber izledik ve defalarca Bahçeli ismimi açıkladı, zikretti. Daha ne arıyorsun? Biliyorum ki seçimlerde aday olmak, karşıma çıkmak için de can atıyorsun. Gel kendine ve partine daha fazla eziyet etme Bay Kemal. CHP’ye oy vermiş vatandaşların başını daha fazla yere eğdirme. Cesaretin varsa, yüreğin yetiyorsa bu günden tezi yok ya adaylığını açıkla ya da adayını açıkla. Siyaset hem yürek hem samimiyet işidir. Bu soruma cevap vermezsen hem yüreksiz hem samimiyetsizsin demektir. Ürktüğün, çekindiğin, korktuğun bir durum varsa onu da açık açıkça söyle. Diyet borcundan dolayı birileri seni tehdit ediyorsa bu ülkenin polisi, savcısı, hakimi var, onlar gereğini yapacaktır. Kökeninden, meşrebinden, kimliğinden dolayı birileri sana aba altından sopa gösteriyorsa onun da çaresi var; AK Parti Türkiyesi ayrımcılığa son vermiş, herkesin eşit vatandaşlığını garanti altına almıştır. Kimsenin ötekileştirilmesine izin vermeyiz. Her mazlumun yanında olduğumuz gibi senin de yanında dimdik dururuz Bay Kemal. Hangi sebeple olursa olsun hiçbir vatandaşımızın hayallerine ket vurulmasına müsaade etmeyiz yeter ki sen aday ol.”

    “Aday bile çıkmıyor, gerisi nasıl gelecek?”
    Konuşmasında partililere seslenen Erdoğan, “Haziran 2023’e hazır mıyız? İzmir’de evel Allah bir numara olmaya var mıyız? Ben size inanıyorum. Nasıl 85 milyonun hak ve hukukunu gerektiğinde canımız pahasına koruyorsan ana muhalefet partisinin genel başkanının hakkını da üç beş marjinal tetikçiye çiğnetmeyiz. Yeter ki sen harbi ol, sen dürüst ol, sen açık ol. Bu zatı yüreklendirmek için daha ne söyleyebiliriz bilmiyorum. Bunlar daha Türkiye’nin en önemli meselesi hususunda önce kendi aralarında sonra da milletin önüne çıkıp ne istediklerini söyleyemiyorlar. Daha ülkenin nice kritik konularında nasıl karar verip uygulayacaklar? Bunlar yerinden kalkana kadar Allah muhafaza ülkenin başına kim bilir neler gelir. ‘Horozun çok olduğu köyün sabahı geç olur’ derler. Her birinin hesabı, niyeti, hedefi, patronu farklı olanların masadan memleket hayrına bir şey çıkmaz. Aday bile çıkmıyor, gerisi nasıl gelecek? Bizim için seçimde karşımıza kimin çıkacağının ehemniyeti yok, biz karşımızdakine değil kendimize güvenerek bu mücadeleye giriyoruz. Seçime sizlerle beraber giriyoruz. Bizim burada asıl gayemiz bu gereksiz tartışmadan ülkemizi bir an önce kurtarmaktır. Bakalım bu sefer Bay Kemal nereye kaçacak, hangi bahaneye sığınacak göreceğiz. Biz kimin ne dediğine, ne ettiğine değil kendi işimize bakacağız. Bizim işimiz ülkemize eser, milletimize hizmet kazandırmaktır. Türkiye’nin her karışını her vatandaşımızın hayatını olumlu yönde geliştirmeyi sürdürüyoruz” dedi.

    İzmir yatırımlarını anlattı
    AK Parti’nin hayata geçirdiği hizmetleri sıralayan Erdoğan, şöyle devam etti: “İzmir de eser ve hizmet siyasetimizden payını almıştır. 20 yılda İzmir’de 90 milyar lira tutarında yatırım yaptık. Bay Kemal’in büyükşehir belediyesi İzmir’e ne yaptı? Yağmurlar yağdığında İzmir’i nasıl sular basıyor, kanalizasyon nasıl patlıyor görüyorsunuz. Bunlar yapamaz. Bunlar dertli değil ama biz dertliyiz. Şehir hastanemizi bu yıl içinde tamamlayıp hizmete sunmayı hedefliyoruz. 2 yıl önce yaşanan depremin ardından İzmir sokaklarında enkazdan enkaza koşuyorduk. Bay kemal turist gibi geldi dolaşıp gitti. Biz tüm ekibimizle buradaydık. Çalışmaları adım adım takip ettik. Yitip giden canlarımızı biz unutmadık. Aynı zamanda umudumuzu yitirmememiz gerektiğini de unutmadık. O gün İzmirlilere söz verdik. ‘Önce çocuklarımızı kurtaracağız sonra onlara yeni sıcak yuvalarını armağan edeceğiz’ dedik. TOKİ’miz ile İzmir tarihinin en büyük deprem dönüşüm çalışmasını başlattık. Bir yılda toplam 741 bağımsız bölümden oluşan konutları kardeşlerimize teslim ettik. Her gün sahiplerine yeni konutları teslim ediyoruz. Yılsonuna kadar tüm konutları kardeşlerimize teslim etmenin gururunu yaşayacağız. 1,5 yılda konut ve işyerini ya tamamladık ya da tamamlama aşamasına getirdik ama birileri hala hizmet binalarını ne yapacaklarına karar veremiyor. İnşallah İzmirli kardeşlerimiz bu farkı görüyor ve herkesin notunu veriyor. Son 20 yılda TOKİ eliyle 30 bin konut projesini hayata geçirdik. Riskli yapı olarak tespit edilen 55 bin bağımsız birimin yıkımını bitirdik. Kira yardımı, kamulaştırma gibi çalışmalara 1,3 milyar liralık destek sağladık. Çiğli, Bergama, Bayraklı ve Kiraz’da 4 Millet Bahçesi yapıyoruz. İstanbul’a 3,5 saatte varabilmenizi sağladık. Sabuncubeli Tüneli ve bağlantı yolları sayesinde Manisa ve İzmir’i adeta birleştirdik. Şehre yapılan yatırımlar anlatmakla bitmiyor. Sizlerden bu eser ve hizmetleri her fırsatta İzmirlilerle paylaşmanızı istiyorum. Ancak bu şekilde eser ve hizmet siyasetiyle istismar siyaseti arasındaki farkı İzmirlilere gösterebiliriz. İzmir’de bu defa İzmir’deki tabloya yakışır bir netice elde edeceğimize inanıyorum. Durmak yok yola devam.”

  • İşte kabine toplantısından çıkan kararlar

    İşte kabine toplantısından çıkan kararlar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık artışa gitmeyi kararlaştırdık.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri 3 bin 600’den 4 bin 400’e, şube müdürü, ilçe müdürü seviyesindeki yöneticilerin 2 bin 200’den 3 bine çıkacak.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Yeni düzenlemeyle hakim ve savcılarımızın hem en iyi eğitimleri alarak hem de adeta usta, çırak ilişkisi yoluyla kıdemli meslektaşları tarafından yetiştirilerek, göreve hazırlanmaları hedefleniyor.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ekonomik olarak dezavantajlı ancak mevcut programlardan yararlanamayan kesimlere yönelik 15 milyar liralık yeni bir paketi devreye alıyoruz.”

  • Erdoğan, NATO Genel Sekreteri ile görüştü

    Erdoğan, NATO Genel Sekreteri ile görüştü

    Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre görüşmede, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik talebi ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, İsveç ve Finlandiya’nın üyelik taleplerine dair Türkiye’nin güvenlik endişelerinin haklı ve meşru temellere dayandığını belirtti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki ülkenin de terörizmi desteklemekten vazgeçtiklerini, Türkiye’ye yönelik yaptırımları kaldırdıklarını, ittifak dayanışması sergilemeye hazır olduklarını çok açık ve net bir şekilde ortaya koymaları gerektiğini vurguladı.

    NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de önemli bir müttefik olan Türkiye’nin beklentilerinin karşılanması gerektiğine dikkati çekti.

  • Erdoğan, Aliyev ile birlikte TEKNOFEST’i ziyaret etti

    Erdoğan, Aliyev ile birlikte TEKNOFEST’i ziyaret etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ile birlikte TEKNOFEST Azerbaycan alanındaki stantları ziyaret ederek silahlı insansız hava aracı Akıncı önünde fotoğraf çektirdi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakü’deki TEKNOFEST Azerbaycan programını sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan yarışmalarda dereceye giren 16 takıma ödüllerini verdikten sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile TEKNOFEST alanındaki stantları ziyaret etti.

    Silahlı insansız hava aracı Akıncı önünde fotoğraf çektiren iki lider, Selçuk Bayraktar’dan hava aracıyla ilgili bilgi aldı. Daha sonra liderler, Akıncı’ya imzalarını attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, alanda sergilenen hava araçları Cezeri ve Orbiter hakkında da bilgi aldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Utanmadan bir de ‘kaçacak’ diyor”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Utanmadan bir de ‘kaçacak’ diyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Merkez Ofisi Açılışı ve Ustalara Saygı Ödül Töreni’ne katıldı.
    Törende konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükümetimizi ilk kurduğumuzda bu ülke 1994 ve 2001 krizlerinin ağır yükü altında ayakta durmakta zorlanıyordu. Asırlık ihmaller sonucu altyapı eksiklikleri ve reel ekonomi ve istikrarsızlığın, darbelerin vesayetin akıl dışı etkileriyle sürekli tökezleyen yapıyla geleceği kestiremiyorduk. Önce istikrar ve güven iklimini tesis ettik. Devletine güvenen, siyasetçilerini yanında bulan iş dünyamız bir anda şaha kalktı. İşte ilk önemli adımlar olarak bir Marmaray’ın yapılışı her halde rastgele olay değildi. Bütün engellemelere rağmen, önümüze her türlü takozu koymalarına rağmen bizim için olmaz denilen Marmaray’ı denizin altından girip çıkmak suretiyle insanımızın hizmetine sunduk. Ardından Avrasya olayı yine aynı şekilde engellemelere rağmen, milletimize kazandırdık. Yetmedi Yavuz Sultan Selim Köprüsünü şehitler köprüsünden Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ardından Yavuz Sultan Selim Köprüsünü onu da bitirmek suretiyle yine milletimizin ülkemizin özellikle istifadesine sunduk. Onunla da kalmadık, Osmangazi Köprüsünü aynı şekilde bitirerek, ülkemizin hizmetine sunduk. Bütün bunlar niçin yapılıyordu? Türkiye dünyaya bir şeyi ispatlamak durumundaydı, buradan 7,5 saatte gidilirken, 3 saat 15 dakika nasıl gidilir bunu gösterdi. Bununla kalmadık, bu köprünün devamında yıllarca İzmir-Manisa arasında dağlar aşılamıyordu, bu dağları aşmak için Sabuncubeli Tüneliyle, hızla mesafeler kısaldı. Biz bunlarla hiçbir zaman yetinmedik, ama Neşet babanın dediği gibi ‘aşkınan koşan yorulmaz’ dedik aşk ile koştuk ve yorulmadık. Bunlara devam ettik. Bütün bunlarla beraber 6 bin 100 kilometre aldığımız Türkiye’deki karayollarını 28 bin kilometreye çıkardık. Bunlar olmamış olsaydı, acaba şu anda modernitenin veya modern Türkiye’nin bir anlamı, ifadesi olacak mıydı? Dedik ki bu işin bir de finali var dedik. Bu final 18 Mart Çanakkale Köprüsünü de bunu da yaparak dünyaya bir ilki Türkiye olarak imzayı attık. Böylece Çanakkale 18 Mart Köprüsüyle birlikte Avrupa Asya’yı bir de oradan bağladık. Şimdi hakikaten aşkınız varsa inanıyorsanız, bu ülkeye bir şeyler yapayım diyorsanız, yaparsınız. Biz bu yola böyle çıktık. Bütün bunları başardık” dedi.

    “Utanmadan bir de ‘kaçacak’ diyor. Erdoğan’ı 15 Temmuz gecesi kaçırtamadınız”
    Muhalefet partisinin iddialarıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri çıkıp aç kaldık diyor, ya vicdansızlık yapma, ne aç kalması, aç kalan falan yok. Yeter ki bu noktada dürüst ol, samimi ol, sürekli olarak yapmış olduğumuz zamlarla, yapmış olduğumuz parasal düzenlemelerle de vatandaşımızın bu imkanını nereden nereye getirdiğimiz ortada. Fakat Türkiye öyle bir muhalefetle baş başa ki, bu muhalefet, muhalefet yapmak için değil, sadece akılları bulandırmak için ne yapabiliriz, bunun gayreti içinde. Yıllar yılı bu gün Demokrasi ve Özgürlükler Adasında da ifade ettim, ta 27 Mayıs’ta 62 yıl önce bu CHP ne dediyse, inanın bugün de aynı şeyi söylüyorlar. O zaman ne diyorlardı, rahmetli Menderes ve arkadaşları için, ‘uçaklarla dolu altın ve pırlanta kaçırdı’ diyorlardı. Şimdi aynı şeyi şu anda bay Kemal benim için söylüyor, eline diline dursun. Tayyip Erdoğan için böyle bir şeyi söyle de birileri yutsun bunu, yutmazlar. 2023 geliyor, bu millet sana gereken dersi verecek. Utanmadan bir de ‘kaçacak’ diyor. Erdoğan’ı 15 Temmuz gecesi kaçırtamadınız ama sen tankların arasından kaçtın. Sen saat 23.00’te tankların arasından kaçtın. Kimler sayesinde o FETÖ’cü bazı güvenlikçiler sayesinde Bakırköy Belediyesine kaçtın. Orada keyif kahvesi içtin. Ben de Marmaris’ten çağrı yaptım ve 15 dakika geç kalsaydım, bugün belki karşınızda olmayacaktım. Rabbimin takdiri neyse o, bunu kimse değiştiremez. Herkesi meydanlara çağırdığımda benim milletim, sevdalısı olduğum bu millet Atatürk Havalimanına yığıldılar, bizi beklemeye başladılar. Geldik onlarla orada kucaklaştık ve birlikte yolumuza devam ettik. Bütün bunlar niçindi? Arkadaşlar bu sevdanın neticesidir. Bu sevda varsa gerisi yalan. Bay Kemal ne derse desin, Erdoğan burada bütün dünya ile şu anda alışverişlerimiz nasıldır bunlar da ortada. Bay Kemal sen hiç heveslenme, Erdoğan bu ülkeye hizmet etmeye devam edecek. Paralardan bahsediyor, Amerika’ya falan filan evet 150 bin lira kazandım, bir 100 bin lira daha kazandım. Şimdi bu paraları TÜRGEV ve Ensar vakıflarına ben Bay Kemal adına veriyorum. Hiç olmazsa bir hayra vesile olsun. Böylece buradan oraya gidecek. Bu anlattığı bahsettiği şeyler, özellikle Amerika’da yapılan Türk Evi’nin hemen arkasında muhteşem bir yurt yapılıyor. Buna bu kadar yalan yanlış şeyleri yapıştırmanın ne anlamı var ama akşam yalan sabah yalan” diye konuştu.

    “Mantıklı sürdürülebilir politikalarla ülkemizi bu kısır döngüden kısa sürede çıkartabiliriz”
    “Bütün başlattığımız alt yapı yatırımı seferberliğiyle hak ve özgürlük iklimi iş dünyamızın hem gücünü hem cesaretini artırdı” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece ülkemizi yüzde 1’in altında büyüme oranından aldık. 2003-2021 yılları arasında yılda ortalama 5,4 büyüyen bir konuma çıkardık. Ülkemizin toplam yatırım miktarını 70 milyar liradan alarak 2 trilyon seviyesine yükselttik. Milli geliri 238 milyar dolardan aldık, 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdik. Milli gelirimizin bu gün 1,2 trilyon seviyesine ulaşması gerekiyordu. Gezi olaylarından beri kaldığımız tüm saldırıların ayrılmaz bir boyutunu oluşturan ekonomik tuzakların döviz kuru üzerinde yol açtığı dalgalanmalar nedeniyle, geçtiğimiz yılı 803 milyar dolarla kapattık. Önümüzdeki yıl hak ettiğimiz yere çıkartacağız. Satın alma gücü paritesine göre milli gelir hesabında ülkemizi dünyada 11. sıraya çıkarmayı başardık. Önce satın almada sonra genel milli gelir hesabında dünyanın ilk 10 ülkenin arasına girmeden bize durmak duraksamak bir anı bile boşa geçirmek haramdır. Bugün salgının Ukrayna-Rusya savaşının etkisiyle küresel enerji ve gıda başta olmak üzere küresel emtia fiyatlarında çok dengesiz artışların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bu artışlar tüm dünyada yakın zamanda görülmemiş fiyat dalgalanmalarına enflasyona stok eğilimlerine yol açmaktadır. Küresel ekonomiyle entegre bir yapıya sahip bu etkileri geçmişindeki acı hatırları ve halen tam çözemediğimiz kronik sorunlar nedeniyle çok daha ağır şekilde hissetmektedir. Biz bu tablo içinde 2018 yılında bir yol ayrımına geldik, ya ülkemizi küresel finans sisteminin anaforuna kurban edip istihdamı, büyümeyi feda edecektik ya da kendi programımızla hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürecektik. Biz ikinci yolu yani istihdamı koruyarak hedeflere ilerlemeyi tercih ettik. Bu tercihin ağır bedelleri oldu. Ancak gelişmiş ülkelerin yaşadığı sıkıntıların boyutlarını görünce tercihimizin ne kadar isabetli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Kur ve enflasyon sorununun üstesinden elbette geleceğiz. Bu süreçten en büyük kazanımımız ise yatırımı, istihdamı, üretimi koruyarak iş dünyasından çalışanlarına kadar hiçbir insanımızın çöküşüne izin vermemiş olmamızdır. Tam tersine küresel ekonomik krizin büyümesine rağmen Türkiye krizin daha etkin ve yaygın bir şekilde kullanabilme imkanını hayata geçiriyor. İnşallah bir yandan insanlarımızın günlük hayatlarını olumsuz yönde etkileyen hayat pahalılığının önüne geçecek tedbirleri alarak diğer yandan her kesimin gelirlerini yükselterek refah düzeyindeki gerilemeyi süratle telafi edeceğiz. Bu konuda iş dünyamızdan da destek bekliyoruz. Kesinlikle kötümser senaryolara göre pozisyon alarak akıl ve etik dışı fiyatlamalara yönelmek yerine makul, mantıklı, sürdürülebilir politikalarla ülkemizi bu kısır döngüden kısa sürede çıkartabiliriz” şeklinde konuştu.

    “Bu manda heveslileri 1923’te başaramadılar, 2023’te de başaramayacaklar”
    ‘Aynı gemideyiz’ diyerek konuşmaya devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok klasik bir söz olmasına rağmen günümüz gerçeklerini ifade etmesi için diyorum ki unutmayın hepimiz aynı gemideyiz. Türkiye gemisi hasar görürse, bunun sonuçlarını bilaistisna hep beraber yaşayacak ve göreceğiz. Biz tüm dikkatimizi ve enerjimizi ülkemizin önündeki aydınlık geleceğe yöneltmiş durumdayız. Her ne kadar fırsatçı ve tetikçi kesimler Türkiye gemisinin daha çok yara alması için ellerinden geleni yapıyor olsa da aslında umutlu olmak için önümüzde yeteri kadar veri mevcuttur. Üretim tarafında istihdamda ihracatta gayet iyi durumdayız. Döviz kurunun mevcut durumu göstergelerimizi olumsuz etkilese de rekabet gücümüzü koruyacak seviyededir. Cari açıktaki ve bütçede dengelerinin bozulma nedeni tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kimi kalemlerde 5 kat kimi kalemlerde 10 kat artan enerji giderlerdir. Cari fazla veren ülkelerin tamamında benzer sıkıntılar yaşanıyor. Tarımda inşallah bereketli bir yıl bekliyoruz. Enerjide daha da gaza basıyoruz. Sanayimiz dünyanın yeni üretim merkezi olma yolunda ilerliyor. Turizmde güzel bir sezonun yaşanacağının işaretleri gelmeye başladı. İnşallah hedefi yakalıyoruz. İstihdamda küçük oynamalara rağmen sosyal kırılmalara sebep olacak bir riskle karşı karşıya değiliz. Ülkemizi içimizdeki mandacı iktisatçıları kullanarak soyamayan küresel kuruluşların çaldıkları felaket çanlarına zerre kadar önem vermiyoruz. Bunlar cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağladığı dinamizm ve istikrar sayesinde artık ülkemizi diledikleri gibi yönlendiremeyenlerin düşüncesidir. İçimizdeki bazı kesimlerin ruh hali de Milli Mücadele öncesi umudunu manda ve işgale bağlayan zavallıların durumlarına benzemektedir. İnşallah bu manda heveslileri 1923’te başaramadılar, 2023’te de başaramayacaklar. Siz dünyaya kendi ülkesinden değil, Londra ve New York’tan bakmak dışında hiçbir vasıfları olmayanların hezeyanlarına aldırmayın. Bizim uyguladığımız ekonomi programı gayet tutarlıdır, ilmidir, ülke ve dünya gerçeklerine uygundur. Dünyanın hiçbir yerinde ilişkisi kalmayan faiz, gösterge ve enflasyon dayatmasını tek kurtuluş reçetesi gibi önümüze getirip duranların zır cahildir, bir kısmı ise alenen haindir. Biz çareyi üretimde, istihdam, ihracatta arıyoruz. Bu yolda kararlılıkla devam edeceğiz. Biz ülkemizin gücünü biliyoruz. Çünkü biz ne yaptığımızı biliyoruz. Çünkü biz bunun sonunda ülkemizi nereye çıkartacağımızı da biliyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye inşası yolunda herkes tarihe bu büyük şerefin bir parçası olarak ismini tarihe altın harflerle yazdıracaktır. Siyasetten ekonomiye kadar her alandaki mandacı zihniyet mensuplarının tarihimizdeki yerleri ise birer kara leke olacaktır. Aynı mandacı zihniyetin ekonomik tartışmalar yanında Suriye’den, Akdeniz ve Ege ihtilaflarına, Karabağ’dan NATO meselesine kadar her konuda yansımalarını görmek mümkündür. Kendi ülkesinin ve milletinin yanında yer almak yerine emperyalist güçlere kuyruk sallamayı, sinyal vermeyi siyaset sanan bu zihniyeti milletimizin ferasetine havale ediyoruz” ifadelerini kullandı.