Etiket: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

  • Kılıçdaroğlu saat 22:00’de neyi açıklayacak ?

    Kılıçdaroğlu saat 22:00’de neyi açıklayacak ?

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Saat 22:00’de açıklamada bulunacağını dile getiren Kılıçdaroğlu “Akşam saat 22:00’de bir kaçış planının anatomisini ifşa edeceğim.Milletimi de bekliyorum.Erdoğan sakın reddetmeye kalkma.Bütün belgeler elimizde” dedi

    Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkan satırbaşları:

    Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini iddia ederek, “Bütün vatandaşlarıma çalıştığı alan ne olursa olsun seslenmek isterim, siz de görüyorsunuz ben de görüyorum. Türkiye iyi yönetilmiyor. O kadar havai bir yapı var ki, gerçeklerden o kadar kopuk bir yapı var ki eleştiri geldiği zaman gözlerime bakın diyorlar. Biz sizin gözünüze, boyunuza, endamınıza, diplomanıza da baktık; Siz bu ülkeyi yönetemiyorsunuz. Türkiye ilk kez bir ekonomik krizle karşılaşmıyor ama bu krizler atlatıldı, sürekli bir hal almadı. 2018’den bu yana başlangıçta var olan kriz, ekonomik buhrana dönüştü. Bir sosyal buhranla karşı karşıyayız. Bunun saray ne kadar farkında emin olun bilmiyorum. Vatandaştan kopan, derdini dinlemeyen, sormayan bir yönetim Türkiye’de var olan sorunları çözemez, çözemiyor da zaten. Çürüme görüyoruz devlette. Kim ne yaptığı, hangi kararı aldığı belli değil. Ben ilk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde dar gelirli gruplardan kaynak alıp bir avuç üst gelir grubuna kaynak aktaran ekonomik politikaya ilk kez tanık oluyorum. 84 milyon bir avuç kişiye çalışıyor. Aşağıda insanlar perişan. Pazara çıkamıyor, alışveriş yapamıyorlar. Bu tablo Cumhuriyet tarihinde ilk kez yaşanıyor” dedi.

    Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
    “Milletin Sesi mitingimizi yaptık. Mitingin olaysız sonuçlanması dolayısıyla bütün güvenlik güçlerine yürekten teşekkür borcumuz var. Çok büyük bir kalabalık vardı. Yüzbinler oradaydı. Onlara söz verdim. Haramilerin saltanatını yıkacağız. Bu toplumun kucaklaşmaya, huzura ihtiyacı var. Açlığa mahkum edilen çocuklara değil. Yine söz verdim. Hiç endişe etmeyin az kaldı, hakkı, hukuku, adaleti bu ülkeye mutlaka ama mutlaka getireceğiz. Bize güvenin. Bizim arkamızda kara bir leke yok. Biz birilerinin önünde boyun eğmeyiz. Birileri telefon etti diye papazı teslim ettiler. Bizim dönemimizde asla böyle bir ayıbı Türkiye yaşamayacaktır. İşimizin kolay olmadığını biliyorum. Siyasallaşmış yargıyla, mafyayla, mafyayla fotoğraf çektirenlerle, uyuşturucu baronlarıyla, bütün paramiliter yapılarla, beşli çetelerle, trollerle, yandaş medya ve onların beslemeleriyle ancak ve ancak biz kavga edebiliriz. İş, aş sözü verdim. Asla unutmayacağım. İşi de aşı da bu ülkeye getireceğim. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bütün vatandaşlarım not alsınlar. Bizim iktidarımızda hiçbir fakir, fukaranın elektriği kesilmeyecek.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan “Suyu akmayan musluğu açmakla ‘biz hizmet ettik’ diyemezsiniz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan “Suyu akmayan musluğu açmakla ‘biz hizmet ettik’ diyemezsiniz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri temel atma törenine katıldı.
    Törende konuşan Erdoğan, “Hiçbir ayrım gözetmeden tüm düşkünleri kucaklayan bu müessese, medeniyetimizi ve milletimizin insana bakışının en güzel örneklerinden biridir. Biz de ecdaddan aldığımız ilhamla üstlendiğimiz her görevde çalışmalarımızı ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla yürüttük, yürütüyoruz. Darülaceze’nin 127 yılı bulan geçmişinde 30 bin çocuk 100 bin insanımıza şefkat yuvası olması benzer çalışmalarımızda bize ilham vermektedir. Bu müesseseniz yaşatılması ve geliştirilmesi için katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Suyu akmayan musluğu açmakla ‘biz hizmet ettik’ diyemezsiniz”
    Belediye Başkanlığı döneminde Kayışdağı Darülaceze’nin yapıldığını hatırlatan Erdoğan, “Şu andaki malum iktidar aynı şekilde bugün temelini atacağımız adımlarla süreci devam ettiriyor. İstanbul’un şu anda Büyükşehir Belediye Başkanlığını üstlenmiş olan kişi veya kişilerin acaba bu alanlarda attıkları bir adım var mı? Bir şey yapın. Suyu akmayan musluğu açmakla ‘biz hizmet ettik’ diyemezsiniz. Milleti aldatmayın. Gelin bu tür eserleri yapın. Bu ülkenin darda kalmışına elinizi uzatın. Bu tür şeyleri yapın biz de sizleri alkışlayalım. Ama yok” şeklinde konuştu.
    Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri’nin yatay mimari ile hayata geçirileceğini vurgulayan Erdoğan, “Projemiz sağlıklı ve yatağa bağlı sakinler, çocuklardan oluşan bine yakın sakini ile insanımıza hizmet verecektir. Rehabilitasyon ünitesinden Cami, Kilise ve Havra’nın yer aldığı ibadethanelerine kadar tüm birimleri ile bu proje Darülaceze tarihine yakışır bir eser olacaktır. Darülaceze gayrimenkul gelirleri ve eğlence vergisi payı yanında asıl hayırseverlerin bağışları ile faaliyetini yürüten bir yerdir. Biz bu dönemde milli bütçeden de katkı vermek suretiyle çok daha güçlü bir karaktere kavuşması noktasında adımımızı attık. Sosyal hizmet şehri inşasında da en büyük desteği bağışçılardan bekliyoruz. İnşallah el birliği ile bu güzel projeyi kısa sürede tamamlayarak milletimizin hizmetine sunacağız. Rabbimden Darülaceze’mize yapılacak tüm bağışların kabulünü niyaz ediyorum” açıklamalarında bulundu.

    “Darülaceze Sosyal Hizmetler Şehri dünyada bu işin tek örneği olacak”
    Türk milletinin asırlardın yaşadığı saldırıları ve sıkıntıları metanetle göğüslediğini dikkat çeken Erdoğan, “Bu başarının gerisinde sahip olduğu bu birliğin gücü vardır. Medeniyet birikim, aile yapısı, sosyal müesseseleri ile bireysel inisiyatifleri ile tecessüm eden bu haslete sahip çıkmamız gerekiyor. Ekonomik bakımdan güçlü, gelişmiş ülkelerin sosyal bakımdan en kırılgan ve geleceği tehdit altında nüfuslara sahip olmalarının sebebi de aynıdır. Bunun örneği bizden başka bir ülkede yok. Kurallar önemlidir. Maddi imkanlar önemlidir. Bireylere değer vermek önemlidir ama bunlar sadece günü kurtarır. Ailenin merkezinde olduğu güçlü bir sosyal yapı olmadan bunları hiçbiri geleceği kurtarmaya yetmez. Bizim önceliğimiz medeniyet mirasımıza inanç ve kültür değerlerimize sarılarak dezavantajlı gruplar dediğimiz engellilerimizi, yaşlılarımızı, kimsesiz çocuklarımızı sosyal yapımız içinde yaşatmaktır. Buna rağmen kimsesiz kalan vatandaşlarımızı da kurduğumuz müesseseler ve oluşturduğumuz mekanizmalar vasıtasıyla insani hayat sürebilecekleri imkana kavuşturmaktır. İnşallah Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri dünyada bu işin tek örneği olacak bittiği anda. Bugün Türkiye dünyanın en iyi işleyen sosyal destek sistemine sahip ülkelerden biridir. Eğer şu dünyayı tanımışsam biliyorsam ülkemiz gibi bir başka örnek dünyada yok” diye konuştu.

    Hükümete geldiklerinde 2 milyar lira olan sosyal yardım bütçesini 100 milyar lira sınırına getirdiklerini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Bu rakamın milli gelirimize oranı yüzde 0.38’den, yüzde 1.36’ya yükseldi. Eskiden daha ziyade ayni olan yardımları, hem insanımızın onurunu korumak ve ihtiyaç öncelerini kendisine bırakmak için nakde döndürdük. Böylece ülkemizde günlük harcama düzeyi dünya standardı olan 5.5 dolar altında kalan nüfus oranını yüzde 34’den yüzde 10 seviyesine gerilettik. Nüfusun bir ülkenin en büyük gücü olduğu gerçeğinden hareketle anneleri ve çocukları destekleyecek çalışmalara özellikle önem veriyoruz. İstihdam sağlık eğitime kadar her alanda bu çerçevede pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Devlet korumasındaki çocukların bize Allah’ın ve milletin emaneti olduğu anlayışı ile bunları kendi ailelerinin yanında veya aile iklimine yakın şartlarda yetiştirecek bir modele geçtik. Engellilerimizi evde bakımı ile, rehabilitasyon merkezleri ile, umut evleri ile istihdamı ile her alanda hayatın içine katan bir yaklaşım sergiledik. Yaşlılarımızı 65 yaş maaşı ile gündüz bakım hizmetler ile ailelerinin yanında desteklemeyi, huzur evleri ile sahipsiz bırakmamayı hedefleyen programlar uyguladık. Kadınlarımız şiddetten istihdama, siyasi temsile, kılık kıyafet özgürlüğünde eğitim seferberliğine kadar her alanda Cumhuriyet tarihin en ileri haklarına biz kavuşturduk. Şehit yakınları ve gazilerimizi de sahiplendik. Görüldüğü gibi devletin imkanlarını milletimizin her kesimine sunuyoruz”

    “İmkanı varken annesini babasını kuruma yerleştirmek, bizim aile kültürümüzle taban tabana zıttır”
    Asıl olanın tüm ihtiyaç sahiplerinin aileleri bünyesinde sahiplenmeleri olduğunu söyleyen Erdoğan, “Kendi evi imkanı vakti varken annesini babasını engelli aile üyesini korunmaya muhtaç evladını kamuya veya özel sektöre ait kuruma yerleştirmek, bizim aile kültürümüzle taban tabana zıttır. Huzur evlerinde kalan yaşlılarımızın önemi bir kısmını iyi eğitimli, iyi kariyerli çocuklara sahip olmaları düşündürücüdür. Büyükanne büyükbaba anne baba ve torunların aynı evde oturmasalar bile aynı ortamda hayatlarını sürdürdükleri büyük ailelerin giderek azalıyor olması da üzüntü vericidir. Aile yapısındaki bu dağılma ve aşınma nesilden nesile aktarılan değerlerimizin geleceğinde de bir belirsizliğe yol açmıştır. Eğitim önce ailede başlar. Ana karnında başlar. Oradan başlayıp doğumla gelişen bir eğitim dünyası. Okul tek başına bunu yapamaz. Ailede atılan temelin üzerinde inşasını yürütür. Ailede verilmesi gereken değerler eksik kaldığı zaman okullar arzu ettiğimiz milli manevi, ahlaki, insani, medeni hasletlere sahip çocuklar yetiştirme konusunda zorlanıyor” dedi.

    “Bu sene fetih şenliklerimizi Atatürk Havalimanı’nda yapacağız”
    Gelecek dönemde ailenin güçlendirilmesi konusunun öncelikli hedefler arasında yer alacağını belirten Erdoğan, “Gelişmiş ülkelerin, batının düştüğü hataya inşallah biz düşmeyeceğiz. Batı tarzı bir güvenlik ve refah anlayışı uğruna aileden başlayarak tüm sosyal yapımızı, medeniyet ve kültür değerlerimizi inancımızı feda edecek şekilde köklerimizle bağımızı koparmayacağız. Tam tersine maziden atiye kurduğumuz köprüden yürüyerek demokraside ve kalkınmada dünyanın en ileri ülkeleri arasındaki yerimiz alacağız. Şu anda bugün temelini atacağımız bu perspektif bu genişlemenin uygulamasıdır. Bunun için milletimizin karşısına cumhuriyetimizin kuruluşunun 100 üncü yıldönümüne atfen 2023 hedeflerimiz, İstanbul’un fethinin 600’üncü yıldönümüne atfen 2053 vizyonumuz. İnşallah bu sene fetih şenliklerimizi Atatürk Havalimanı’nda yapacağız. İstanbul’a yakışır bir fetih şenliğini Atatürk Havalimanı’nda hep birlikte yapacağız. Muhteşem bir fetih şenliğini öyle yapalım ki inşallah Fatih Sultan Mehmet Han’a layık olalım. Malazgirt zaferinin bininci yıldönümüne atfen 2071 hayallerimiz var bizim. Tarihimizin en önemli sembolleri ile çıktık bu yola. İnşallah diğer alanlarda birlikte acezemize sahip çıkacak projelerimizi de bu anlayışla hayata geçirmeyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
    Konuşmasının ardından projenin yapımını üstlenen müteahhit firmasını kürsüye çağıran Erdoğan, çalışmaların bir yıl içerisinde bitirilmesi sözünü aldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan NATO kararı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan NATO kararı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde farklı şehirlerden gelen gençlerle bir araya geldi. Kütüphane Söyleşileri çerçevesinde gençlerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine ilişkin soru üzerine NATO’nun bir güvenlik teşkilatı olduğunu anımsatarak, “NATO ile ilgili adımda malum bu İsveç, Finlandiya bütün bunlar bizdeki terör odaklarını kendi ülkelerinde barındıranlar. NATO bir güvenlik teşkilatıdır. Böyle bir güvenlik teşkilatı içinde biz terör örgütlerinin olmasını kabullenemeyiz. Geçmişte girenler girdi. Almanya var, Fransa var. Fransa ve Yunanistan girip çıkmışlardı. Maalesef o dönemin Türkiye’deki yönetimi bunların önünü açtı. Tekrar NATO’ya geri dönebildiler. Geri döndüler ne oldu? Dedeağaç’ta Amerika üs kurdu. FETÖ terör örgütü Yunanistan üzerinden Avrupa’ya seyahat ediyor. Kendisine verdiğimiz isim listesini görmezden geliyor. Bunları hala korumaya devam ediyorlar. ‘Efendim talepleriniz nedir bilelim, ona göre İsveç ve Finlandiya’dan bunları isteyelim.’ Biz bir sokulduğumuz delikten bir daha sokulmayı düşünmüyoruz. Yunanistan’da bunu yaşadık. Biliyoruz ki İsveç de, Finlandiya da bize aynı numarayı çekecek. Neden böyle bir gaflete düşelim” dedi.

    “Kararlı bir şekilde bu politikamızı sürdüreceğiz”
    NATO’da yeni bir üyelik için tam ittifak gerektiğini kaydeden Erdoğan, “Bir ülke hayır derse NATO ittifakı içerisine o ülkeyi alamazlar. Bizim de konuyla ilgili iki ülke hakkında, hele hele İsveç kesinlikle tam bir terör odağı, tam bir terör yuvasıdır. Bunlar bize silah noktasında yaptırım da uyguladılar. Yunanistan’a geliyoruz. Batı’ya 400 milyar avro borcu var. Hala Batı bunlara silah desteğini de veriyor. Amerika’nın üst kurmalarına müsaade ediyor. Bir taraftan da bizimle görüşmelerinde ‘Biz sizinle aramızdaki münasebetleri geliştirmek istiyoruz’ derken, kalkıp Kıbrıs’ta iki devletli çözüme ‘Biz olumlu bakmıyoruz’ diyorlar. Senin olumlu bakmadığın şeye bizim olumlu bakacağımızı kim sana söylüyor. Kusura bakma. Biz de eğer Türkiye isek, 85 milyonluk Türkiye isek geçmişte bu ülke bu delikten bir defa sokuldu ama biz tekrar bu delikten sokulmayı kesinlikle istemiyoruz. Onun için kararlı bir şekilde bu politikamızı sürdüreceğiz. NATO’ya Finlandiya ve İsveç’in girmesine ‘hayır‘ diyeceğimizi ilgili arkadaşlarımıza söyledik, yolumuza da bu şekilde devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

    “Bu politikada ne Putin ile ne Zelenskiy ile bağları koparıp atmaya asla niyetim yok”
    Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile ilgili bir denge politikası yürüttüğünü ifade eden Erdoğan, her iki ülke ile ortak bağların koparılmayacağına vurgu yaptı. Erdoğan, “Rusya ve Ukrayna savaşıyla alakalı olarak bizim denge politikamız var. Bu politikada ne Putin ile ne Zelenskiy ile bağları koparıp atmaya asla niyetim yok. İkisi ile de telefon diplomasimi sürdürüyorum. Özel temsilcimi onlara gönderdim, gönderiyorum. Bundan sonraki süreçte aynı şekilde bunu devam ettireceğiz. Bir yeni dünya savaşının çıkmasının ne bölgemize ne dünyaya hiçbir faydası yok. Ukrayna’dan olan göç ortada, öbür tarafta bu işin Rusya-Ukrayna’ya olan maliyetleri ortada. Bir taraftan da bizim her iki tarafla değişik bağlarımız var. Bugün Rusya ile nükleer enerjide bir adımımız var. Önümüzdeki yıl içinde Akkuyu Nükleer Santrali’ni bitirip açacağız. Bizim için çok çok ciddi bir kaynak. Öbür taraftan Ukrayna ile ilgili adımlarımız var. Yine Rusya ile bizim şu anda kullandığımız doğalgazın yüzde 50’sini Rusya’dan temin ediyoruz. Bunlar bizim için stratejik önemde münasebetlerdir. Bu münasebetlerimizi kesip atamayız. Ukrayna ile de gıda alanında birçok ortaklığımız var, bunları devam ettiriyoruz. Bölgede istikrar unsuru olacak devlet varsa bu da Türkiye’dir, bunu korumak durumundayız” dedi.

    “Bir ihtimal pistler kalacak”
    Atatürk Havalimanı alanına yapılacak millet bahçesinde pistlerin kalabileceğini ifade eden Erdoğan, tamamlandığında Türkiye’nin en büyük millet bahçesi olacağını kaydetti. Erdoğan, “Bütün bunlarla, oyun parklarıyla, kültürel merkezlerle çok ciddi bir güç devşirecek. O bölge millet bahçesi noktasında fakir. Ağacıyla, yeşiliyle çok çok güzel bir yer olacak. Şehir hastanesiyle birlikte bir tarafta bin 6 odalı şehir hastanesi, yanında millet bahçesi, oranın güzelliği neyle izah edilebilir. Burada gayet güzel bir proje hayata geçecek. Şimdiden ben oranın bitmiş halini adeta görüyorum. Bir ihtimal pistler kalacak. Pistler dışındaki mevcut yeşil alanları biz çok daha farklı yeşil alan haline getirmek suretiyle orayı zenginleştireceğiz. Ve bununla ilgili olarak proje üzerindeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 29 Mayıs kutlamasını bu sene orada yapacağız” ifadelerini kullandı.

    “Dünyada masa tenisinde çok farklı sitiller var”
    Erdoğan, masa tenisi maçlarında raketi farklı tutuşu ile ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:
    “Dünyada masa tenisinde çok farklı sitiller var. Türkiye’nin klasik bir raket tutma tarzı vardır. Dünyada çoğunlukla o kısım kullanılır. Raketin sap kısmından tutarlar. Ama mesela Çinlilerin, Japonların tutuş şekli benim tuttuğum şekildir. Ben onlardan örneği alarak o şekli kullanırım. Fena değil bayağı işe yarıyor. Son zamanlarla bazı dostlarla yaptığımız müsabakalarda işe yaradı. Yurttaki masa tenisinde voleybol milli takım koçumuz ile oynadık. O da klasiği kullanıyordu. Ben ise raketi avucuma alarak oynadım. Stil birçok şeyleri değiştirebiliyor. Futbolda da vuruşlar vardır. Hepsinin farklı farklı sistemde netice alışları var. Benim de masa tenisinde raketi böyle kullanmam işe yaradı. İyi de gidiyor.”

    “Sokak hayvanlarındaki bu sınırsız çoğalma bize ciddi bedeller ödetebilir”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokak hayvanları konusundaki bir soru üzerine şunları kaydetti:
    “Rahmetli Neşet babanın bir sözü var, aşkına koşan yorulmaz. Belediyelerimizin bu konuda hepsinin ölçüsü çerçevesinde gücü var. Arzu ederlerse koskoca İstanbul Büyükşehir Belediyesi neden bu konuda kalkıp da hayvanlarla ilgili barınak yapmıyor? Yapsın, örneğin bizim şu anda Konya Belediyemizin nefis bir barınağı var. İstanbul’da Beykoz Belediyemizin gayet güzel barınağı var. Teşhis, tedavi ve bunun dışında atmaları gereken adım. Buralarda ortak paydamız en önemli süreç burada kısırlaştırmadan geçiyor. Kısırlaştırmaya yönelik özellikle sokak hayvanlarına yönelik bu adımın atılması gerekiyor. Aksi takdirde sokak hayvanlarındaki bu sınırsız çoğalma bize ciddi bedeller ödetebilir. Belediyelerimizin işinin kolaylaşması noktasında kısırlaştırmanın büyük önemi var. Bunun yanında teşhis, tedavi ve operasyonlar. Ben tabii gittim gördüm, belediyemiz hakikatten nefis bir yer yapmış adeta bir hastane. Demek ki isteyince oluyor, yani aşkınız varsa bu konuda bir şeyler yapmak istiyorsanız var. Aynı durum Konya’daki Büyükşehir Belediyemiz. O da büyük bir projeyi hayata geçirdi. İstanbul’da Beykoz Belediyemiz ve ilçe belediyelerimiz içinde atılan adımlar var. Biz bu konu ile ilgili özellikle Tarım ve Orman Bakanlığımızı da devreye soktuk. Müşterek çalışma yapmak suretiyle tabii bu sokak hayvanlarına yönelik bazı adımlar atmamız gerekiyor ki, yani Allah göstermesin bu çocuklarımızın, kızlarımızın, yavrularımızın köpeklerin saldırısına uğraması anne baba olarak bizleri de rahatsız edecektir. Kimse bunu güle oynaya karşılayamaz. Düşünün ki bir anne babanın yavrusu parçalanıyor. Ne olacak alkışlanacak hali yok. Hayvan sevgisi denebilir mi denemez, burada gerçekçi olmak lazım. Tedbir, teşhis, tedavi ve koruma yöntemleri ve bunlara yönelik de adımlarımızı atıyoruz. Birinci derecede de bu konuda özellikle bakanımıza dedim ki ‘Artık bütün hocalığını bu konuda kullanacaksın ve adımını atacaksın’”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri’nde

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri’nde

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Halife bin Zayed El Nahyan’ın vefatı nedeniyle Abu Dabi’ye geldi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, taziye ziyareti çerçevesinde Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı ve Abu Dabi Emiri Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan’la görüşme gerçekleştirdi.

    Erdoğan’a ziyaretinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun eşlik ediyor.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan “hudut kartalları”na seslendi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan “hudut kartalları”na seslendi

    Bakan Akar’ın beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever ile sınır hattındaki inceleme ve denetlemeleri sürüyor. Sınırın sıfır noktasında hudut güvenliğine yönelik alınan tedbirleri yerinde inceleyen Akar, beraberindeki komutanlarla Şehit Yüzbaşı İlker Acar Hudut Karakolu’nu da ziyaret etti. Buradaki incelemelerinin ardından Mehmetçik ile öğle yemeğinde bir araya gelen Bakan Akar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefonda görüştü. Telefondan hudut kartallarına hitap eden Erdoğan, sözlerine Bakan Akar’ın hudut hattındaki denetlemelerinin önemine değinerek başladı.

    Mehmetçiğe görevinde başarı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ordumuz, şu ana kadar hudut boylarında en ufak bir yanlışa fırsat vermedi. Ordumuzun siz değerli mensuplarını şahsım, milletim adına alkışlıyorum. Bu gayretleriniz tarih boyunca unutulmayacaktır” diye konuştu.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmetçiğin geçmiş bayramını da kutladı.

  • “1 Milyon Suriyeli ülkesine geri dönecek”

    “1 Milyon Suriyeli ülkesine geri dönecek”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AFAD koordinasyonunda İdlib’de inşa edilen briket evlerin anahtar teslim törenine video mesaj gönderdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, video mesajında, “Coğrafyamızda barış, huzur ve güven özlemi iççindeki Mazlum ve mağdur tüm kardeşlerimizin bayram gibi bayram geçirecekleri günlere bir an önce kavuşmalarını diliyorum. Suriye’nin kuzeyindeki güvenli bölgelerde yıllarca çadırlarda yaşayan kardeşlerimizin hayat şartlarını bir parça da olsa düzeltmek için 250 noktada inşa ettiğimiz briket evlerin resmi açılışını yapıyoruz. 77 bin briket evin 57 bin 306’sını tamamladık. Kalanların inşası ve hazırlıkları sürüyor. Bu evler camisiyle, okuluyla, sosyal tesisi çocuk parkı ile eksiksiz bir yaşam alanı olarak tasarlanmıştı. İnşası biten yerlere şuana kadar 50 bin aile yerleştirildi. Briket ev sayısını 100 bine çıkartarak 100 bin ailenin şartları bir parça da olsa düzeltmiş olacağız” dedi.

    “1 milyon Suriyelinin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak projenin hazırlığı içindeyiz”
    “Kimse vatanını, evini düzenini sebepsiz yere terk etmez” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarının devamında “Böyle bir mecburiyetle karşı karşıya kalanlara sınır ve gönül kapımızı açmak bizim insanlık borcumuzdur. Medeniyetimiz de tarihimiz de bize böyle davranmamızı öğütlüyor. Bu vazifemizi yerine getirmenin huzuruyla dünyanın karışışına çıkıyoruz. Batılıların sergiledikleri, ırkçı ayrımcı bencil tutumu yüzlerine vuruyoruz. Mazlumlara bakarken sadece insan gördük, görüyoruz. Kimsenin teninin, saçının rengine, inancına bakmadık bakmıyoruz. Bu anlayışla, sadece Suriye’de değil, dünyanın pek çok yerinde yardım ve destek programları yürütüyoruz. Yıllardır Afrika’nın ve balkanların birçok yerinde dostlarımızın yanındayız. Daha önce dünyanın milli gelirine göre en çok yardım yapan ülkesiyken şimdi tüm alanlarda dünyanın en çok yardım yapan ülkesi konumundayız. Sadece mazlumların canlarını ve onurlarını kurtarmalarını sağlamak için kapılarımızı açmakla kalmadık, onların yeniden evlerine dönebilmeleri için de her türlü gayreti gösterdik, gösteriyoruz. Türkiye’nin Suriye’de derinleşen insani trajedi karşısında başlattığı sınır ötesi harekatları güvenli bölgelere bu güne kadar 500 bin Suriyeli dönüş yapmıştır. Özellikle briket evler bu adımlar bunlardan biriydi. Şimdi de ülkemizde bulunan 1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni projenin hazırlığı içindeyiz. Bu projeyi ülkemizdeki ve uluslararası sivil toplum kuruluşları desteğiyle hayata geçireceğiz. Azez-Cerablus-El Bab-Tel Abyad ve Resulayn başta olmak üzere 13 bölgedeki yerel meclislerle yürüteceğimiz proje bir hayli geniş kapsamlıdır. Konuttan okul ve hastaneye kadar, tarımdan sanayiye kadar kendi kendine yeterli tüm ekonomik altyapı projenin içinde yer alacaktır. İnşallah Suriye’nin diğer kısımları da güvenli hale geldiğinde oralarda da benzer çalışmalar yürüterek gönüllü geri dönüşler için gereken zemini hazırlamanın gayreti içinde olacağız” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Mushafı programına katıldı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Mushafı programına katıldı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Çamlıca Camii Konferans Salonunda düzenlenen İstanbul Mushafı’nı Takdim ve Tanıtım Programında katıldı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih farklı medeniyetlerin yükselişine ve düşüşüne şahitlik etmiştir. Dünyanın son birkaç asrına ise Avrupa ve Amerika merkezli batı medeniyetinin damga vurduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Bu sürecin elbette kölelikten katliamlara, sömürüden istismara kadar uzanan boyutları vardır. Ama batı medeniyeti dünyayı asıl, sanatıyla, kültürüyle, sinemasıyla, dizisiyle, müziğiyle, resmiyle, sporuyla yani modern tabirle yumuşak güç unsurları denen içerik üretimiyle istila etmiştir. Tabii burada teknolojinin bizatihi kendisiyle muhteviyatının ayrımını iyi yapmak gerekiyor. İnterneti, sosyal medyayı ve benzeri uygulamaları kullanmak herkesin hakkıdır. Herkese kolaylık sağlar. Şayet bu teknolojik imkanın içeriğini siz üretmiyor, dilini ve mesajlarını siz yönetmiyorsanız hak ve kolaylık olarak gördüğünüz şey kısa sürede sizi gönüllü şekilde esir alan bir silaha dönüşür. Benzer örnekleri tüm medya mecraları tüm iletişim araçları için vermek mümkündür. Bu mecraların yeni bir faşizm dalgasının araçları haline dönüşmeye başlaması dünyayı ve insanlığı geçmiştekilerden çok daha güçlü bir tehdidin kucağına doğru hızla itmektedir. Geçmişte yaşanan acılardan, felaketlerden, zulümlerden yeterince ibret alınmamış olacak ki dünya yeniden ırkçılığın, İslam düşmanlığının, ötekileştirmenin yükselişe geçtiği bir döneme girdi. Avrupa ülkelerindeki seçimlerde ırkçı partilerin iktidara ortak olma hatta tek başına iktidara gelme seviyesinde desteklere ulaşmaları üzüntü ve kaygı verici bir tablodur. Müslümanlar olarak bu kötü gelişmelere karşı en büyük gücümüz, en büyük imkanımız hiç şüphesiz inancımızdır, imanımızdır. Onunla birlikte birliğimiz ve beraberliğimizdir. Bunun yanında medeniyetimizin zengin birikimini ihya etme kabiliyetimizi harekete geçirerek maruz kaldığımız ön yargıların, ithamların, dayatmaların hatta saldırıların üstesinden gelebileceğimize inanıyorum. Elbette yüzümüze tokat atana, ayağımıza çelme takana, canımıza kast edene, haysiyetimize saldırana eyvallah edecek değiliz” dedi.

    “Asıl mesafe kat etmemiz gereken yumuşak güç alanlarını, sanatı, kültürü, edebiyatı, akademiyi, medyayı, sporu ihmal etmeyeceğiz”

    “Devletimizi güçlendirerek, ekonomimiz geliştirerek, siyasi ve sosyal birliğimizi tahkim ederek mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu yaparken asıl mesafe kat etmemiz gereken yumuşak güç alanlarını, sanatı, kültürü, edebiyatı, akademiyi, medyayı, sporu ihmal etmeyeceğiz. En az diğer hususlar kadar bu alanlara da ihtimam göstereceğiz. Bu anlayışla biz de ülkenin temel altyapı eksiklerini tamamladıkça milletin demokrasi ve özgürlük taleplerini karşıladıkça vaktimizi ve enerjimizi bu alana daha çok vermeye başladık. Mimarimizi yeni bir yorumla tekrar ihya ettik. Birileri rahatsız olabilir. Varsın onlar rahatsız olsun. Ama biz onlar rahatsız oluyor diye o izi sürmekten geri duramayız. Hatta televizyon dizilerinden müziğe, sinemadan bilgisayar oyunlarına kadar geniş bir alanda özgün kültür ve sanat içeriklerimizle şimdi dünyaya açıldık. Bilim insanlarımız sanatçılarımız, edebiyatçılarımız, sivil toplum temsilcilerimiz uluslararası düzeydeki çalışmaları ve başarılarıyla elhamdülillah takdir topluyor. İstanbul Mushaf’ını da medeniyetimizin bu alandaki inkişafının yeni bir işareti, yeni bir sembolü olarak görüyorum” diye konuştu.