Etiket: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Törenine katıldı.
    Yeni akademik yılın açılışı vesilesiyle katılımcıları Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin Evine, bu gazi mekâna hepiniz hoş geldiniz. Yükseköğretim Kurulumuzun 2024 Üstün Başarı Ödüllerini tevdi edeceğimiz bilim insanlarımız ve üniversitelerimizi tebrik ediyorum. Akademik yıl dönemi boyunca değerli hocalarımıza ve gençlerimize üstün başarılar diliyorum. Burada öncelikle bir hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bizler dünyanın ilk eğitim merkezlerinin neşet ettiği, medeniyetler beşiği olan Anadolu coğrafyasının bin yıllık sakinleriyiz. Ecdadımız, kurduğu eğitim müesseseleriyle, yetiştirdiği ilim erbabıyla tarihin her dönemine ışık tutmuş; akla, bilime ve teknolojiye yön vermiştir. Örneğin Nizamülmülk tarafından ilk olarak Bağdat’ta yaptırılan Nizamiye Medresesi, bugünkü manada kurulan ilk resmi eğitim yuvasıdır.” dedi.

    Daha sonra Semerkant, Buhara, Kahire ve Kayrevan başta olmak üzere coğrafyanın her yanında benzer eğitim merkezlerinin inşa edildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Endülüs’te, İspanya sınırları içerisinde kalan Kurtuba’daki medreselerde Müslüman öğrencilerle birlikte Hristiyan öğrenciler de eğitim almıştır. Evet, Avrupa’yı karanlıktan aydınlığa çıkaran Endülüs’tür. Tarihteki diğer devletlerimiz gibi Osmanlı’ya da altın çağını yaşatan işte bu tasavvurdur. Söğüt’teki beylikten cihan imparatorluğuna giden yolun mihmandarlığını böyle alimler ile alimlere karşı hürmetkar sultanlar yapmıştır. Benzer örnekler tarihteki diğer büyük devletler için de geçerlidir. Şunun bir defa hepimiz farkındayız: İlme, araştırmaya, bilime, düşünceye ve ilim erbabına verilen değer ne kadar büyükse, bir ülkenin istikbali o kadar aydınlıktır. Bir millet insanlığın ortak bilgi birikimine katkıları oranında güçlüdür. Bilgiyi üreten, işleyen, geliştiren, yayılmasını sağlayan merkezler ise hiç şüphesiz üniversitelerdir” diye konuştu.
    Akademinin sadece bilgi aktarım yeri değil, aynı zamanda bir ülkenin ihtiyacı olan tüm fikri temellendirmelerin zemini olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Bununla birlikte akademi bir ülkenin ihtiyacı olan pozitif ve sosyal bilimlerin can damarıdır. Bu anlayışla, milletin teveccühüyle ülkeyi yönetme görevini devraldığımız günden beri gündemimizin en başına eğitimi yerleştirdik. Okul öncesinden başlayarak yüksek öğrenime kadar her aşamada Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesini temel önceliğimiz olarak belirledik. Çok geniş bir yelpazede, bugün geriye doğru baktığımızda “imkânsız görünen” nice düzenlemeyi kararlılıkla hayata geçirdik. 2002 yılında 76 olan yükseköğretim kurumu sayısı bugün itibarıyla 208’e ulaştı. Yine bu dönemde öğrenci sayısı 2 milyondan 7 milyonun üzerine çıktı. Hem kuruldukları şehrin mirasını evrensel değerlerle buluştursunlar, hem de gençlerimize fırsat eşitliğini sağlasınlar diye her ilimize bir üniversite kurduk” dedi.

    “Üniversitelerimizin yaygınlaşmasıyla birlikte okullaşma oranı da arttı”

    Şu anda, 81 vilayetin hepsinde üniversite olduğunu, İstanbul, Ankara, İzmir dışındaki illerinde de üniversite sayılarının ihtiyaca göre 2’ye, 3’e, 4’e yükseldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Yükseköğretim bütçesini 2002 yılında 2,4 milyar liradan, 2024 yılında 341 milyar liraya getirdik. Üniversitelerimizin yaygınlaşmasıyla birlikte okullaşma oranı da arttı.2003 yılında yüzde 15 olan yükseköğretimde net okullaşma oranı, yüzde 50’ye ulaştı. Kadınlarda yükseköğretimdeki net okullaşma oranının yüzde 14 iken, bugün bu oran yüzde 51’i buldu. Göreve geldiğimizde 64 bin civarında olan öğretim elemanı sayısı bugün 185 bine çıktı” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin öğretim elemanı sayısı bakımından OECD ülkeleri içinde 8’inci sıraya yükseldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Üniversitelerimizdeki kadın öğretim elemanı oranı ise yüzde 46,5’la OECD ortalamasının 1 puan üzerindedir. Burada şunu da memnuniyetle vurgulamak durumundayım: Sayısal artış, bilimsel araştırmalara da olumlu yansımıştır” diye konuştu.

    Türkiye’nin, bilimsel yayın bakımından 29’uncu sıradayken, bugün 17’nci sıraya yükseldiği bilgisini paylaşan Erdoğan, “Bu artış oranı elbette önemlidir, ama her zaman söylediğimiz gibi, yeterli değildir. Türk üniversitelerine yakışan, kısa vadede bilimsel yayınlarda ülkemizin ilk 10 arasına girmesini sağlamaktır. İnşallah sizlerin de gayretleriyle bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Cuma günü TEKNOFEST Adana’da gördüğümüz manzara, bu noktada bizlerin umutlarını daha da artırdı. 50 farklı kategoride 790 binden fazla takımın ve 1 milyon 650 binden fazla yarışmacının başvurduğu etkinlikte gençlerimizin ufkuna, heyecanına, azmine ve vizyonuna bir kez daha yakından şahitlik ettik” dedi.

    Üniversitelerden teknoloji, fikir ve teori üretmede, kavram üretmede, insanlığın ortak mirasını geliştiren bilimsel tezler üretmede kalitelerini göstermelerini beklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte, hükümet olarak her daim sizlerin yanında olacağımızı burada tekraren ifade etmek istiyorum. Üniversitelerde yaşanan değişimin bir diğer boyutu yabancı öğrencilerdir. 2002 yılında yaklaşık 16 bin olan uluslararası öğrenci sayımız, bu yıl 340 bini geçti. Bugün 198 farklı ülkeden gelen misafir öğrenciler, Türk üniversitelerinde eğitim görüyor” diye konuştu.

    – “Türkiye ekonomisine yıllık katkısı 3 milyar doları buldu”

    Faşist çevrelerin propagandalarının tam aksine bu öğrencilerin neredeyse tamamının Türkiye’de kendi imkanlarıyla okumakta, ücretlerini kendilerinin ödemekte olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Misafir öğrencilerin Türkiye ekonomisine yıllık katkısı 3 milyar doları buldu. 2010’ların başında bu rakam sadece 200 milyon dolardı. Yani 15 kat civarında bir gelir artışı söz konusu. Ama buna rağmen; Amerika, Avrupa, Avusturalya gibi ülkelerle karşılaştırıldığında önümüzde kat etmemiz gereken ciddi mesafe var. Sistemin istismarına asla mahal vermeden, üniversitelerimizin uluslararası öğrenci hareketliğinden aldığı payı daha da artırmalıyız. Yükseköğretimin altyapısında bunları yaparken, öğrencilerimize yönelik destekleri de göz ardı etmedik. Yıllarca, her akademik yıl başlayınca ülkenin en önemli gündemi üniversite harçlarıydı. Üniversitelerin içinde ya da dışında, gösterilerle, basın açıklamalarıyla, kimi zaman şiddet içeren eylemlerle üniversite harçları protesto edilir, bilhassa marjinal gruplar bu meseleyi sürekli istismar ederdi” ifadelerini kullandı.

    -” İkna odalarından geçilerek girilen üniversite utancına son verdik”

    “Bizden önceki bütün hükümetlerin kulak tıkadığı bu soruna, 2012 yılında üniversite harçlarını kaldırmak suretiyle çözüm üreten biz olduk“ ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat zihniyetinin üniversitelere vurduğu en büyük darbelerden olan katsayı adaletsizliğini ve kılık-kıyafet yasaklarını ortadan kaldırdıklarını söyledi. Erdoğan,” İkna odalarından geçilerek girilen üniversite utancına son verdik. Devrim yaptığımız alanlardan bir diğeri de yüksek öğrenim yurtlarıdır. Yurtlar konusunda dünyada eşi benzeri olmayan bir sistemi ülkemize kazandırmış olmanın gururunu yaşıyoruz.182 bin olan yurt yatak kapasitesi, 22 yılda 810 bin ilaveyle 993 bine ulaştı. Yurtlarımızı; içerisinde banyosu, tuvaleti, buzdolabı, interneti bulunan otel konforunda odalara dönüştürdük” şeklinde konuştu.

    “Bu karanlık günler artık geride kalmıştır”

    Bu sene yurtlara başvuran her 100 öğrenciden 96’sına yurtlarda barınma imkanı sağladıklarını söyleyen Erdoğan, “Başvuran her öğrencimize burs veya kredi imkanı sağlayarak, ekonomik açıdan kendilerini destekliyoruz. Burada şunu da ifade etmekte fayda görüyorum: Türkiye’nin yüksek öğrenimde yakaladığı bu ivmede; terörün, şiddetin, kavganın, çatışmanın ve uzun yıllar üniversitelerimizi esir alan ideolojik baskı ortamının ortadan kaldırılmasının çok önemli payı bulunuyor. Zira huzurun olmadığı bir üniversitede ne akademik eğitim olur; ne bilimsel çalışma, araştırma için mümbit ortam olur. Türkiye, bunun acısını özellikle 70’li yıllarda yaşamış ve bedelini çok ağır ödemiş bir ülkedir. Sizlerin de vakıf olduğu üzere geçmişte üniversitelerimiz vesayet odakları tarafından demokrasi ve hukuk dışı arayışlara alet edilmiştir. Gerek 27 Mayıs’a, gerek 12 Eylül’e, gerekse 28 Şubat dönemine giden yolun taşları, üzülerek söylüyorum, üniversiteler üzerinden döşenmiştir. Bu karanlık günler artık geride kalmıştır. Ülkemizin genelinde huzur atmosferi kökleştikçe, üniversitelerimiz de asli vazifelerini daha iyi yerine getirmeye başladı. Bunun korunmasına ve geliştirilmesine büyük önem atfediyoruz. Bu tarihi kazanımın kıymetini çok iyi bilmeli, üzerine hep birlikte titremeli ve kaybedilmesine kesinlikle müsaade etmemeliyiz” dedi.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaybedilen zamanı telafi etmek ve gençliğimizin hayalleri ile Türkiye’nin hedeflerini buluşturmak adına bu süreci layıkıyla değerlendirmeliyiz. Siz hocalarımızın çabaları, öğrencilerimizin de uyanık hareket etmeleriyle üniversitelerimizi bir daha eski kötü günlerine asla döndürmeyeceğiz. Üniversite olmanın gereği olan özgürlük ortamını geliştirirken; terör örgütlerinin, marjinal yapıların, gençlerimizi ideolojik kavgalarına meze yapmak isteyenlerin bu ortamı istismar etmelerine göz yummayacağız. Bu vesileyle şu çelişkiyi de ifade etmeden geçemeyeceğim: Sizlerin çok iyi bildiği gibi Türkiye, fikir ve düşünce hürriyeti başta olmak üzere batılı ülkelerin çok sık eleştirilerine muhatap oldu, halen de oluyor. Yıllarca bize demokrasi dersi verdiler; rektör seçimlerinden diğer konulara kadar pek çok başlıkta üniversitelerle ilgili ülkemize özgürlük dersi verdiler. Ama bize en üst perdeden ahkam kesenlerin, Gazze soykırımında nasıl tavır takındıklarını hepimiz gördük” açıklamasını yaptı.

    “Gazze soykırımında batılı yönetimler, İsrail’i korumak uğruna, itibarlarını kaybettikleri çok kötü bir sınav vermiştir”

    Gazze soykırımının, siyonist lobinin dünyanın en prestijli üniversitelerini de tahakkümü altına aldığının bir kez daha gösterdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Öyle utanç verici olaylara şahitlik ettik ki; “Gazze’de soykırım var” diyen öğrenciler polis şiddetine maruz bırakıldı, yerlerde sürüklendi. Filistin için gösterilere izin veren rektörler istifa ettirildi, linç edildi, Amerikan Kongresi’nde sorguya çekildi. Barışçıl eylemlere katılan üniversite öğrencileri, “hayatınız boyunca iş bulamayacaksınız” diyerek alenen tehdit edildi. En ufak bir eleştiriye, Filistin’le ilgili destek beyanına müsaade edilmedi. Siyonist sermayenin bağış-fon adı altında dünyanın en iyi üniversitelerine hükmettiği, inkârı mümkün olmayacak bir şekilde ortaya çıkmıştır. Gazze soykırımında batılı yönetimler, İsrail’i korumak uğruna, itibarlarını kaybettikleri çok kötü bir sınav vermiştir” ifadelerini kullandı.

    Hocalara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Burada çok önem atfettiğim bir hususu dikkatinize getirmek istiyorum. Üniversitelerimizin kanunda yer alan görevlerini yaparken, gençlerimizin fikri tekamülleri ve karakter gelişimlerini de ihmal etmemesi mühimdir. Eğitim, ancak milli şuurla desteklendiği oranda başarılı olacaktır. Tarihini bilen, kendini bilen, özgüvenli nesiller yetiştirdiğimiz ölçüde, yarınlarımıza güvenle bakabiliriz.

    Gençlerimizin iyi eğitim almaları kadar; vicdanlı, bilinçli, sorumluluk duygusuyla donatılmış olmalarını da aynı derecede önemsemeliyiz. Bakınız son günlerde milletçe yüreğimizi yakan olaylara şahit oluyoruz. Önceki ay Eskişehir’de camii avlusundaki insanlarımıza yönelik menfur bir saldırı oldu. Ardından İstanbul’da gencecik bir polis memuruz alçakça şehit edildi” dedi.
    “Gençlerimizi modern popüler kültürün insafına terk edemeyiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’in vahşice öldürülmesiyle ilgili,” Geçtiğimiz cuma günü ise hayatlarının baharındaki iki genç kızımız, vahşi bir cinayete kurban gitti. Katledilen her iki evladımıza da Allah’tan rahmet, acılı ailelerine buradan başsağlığı diliyorum. Kimi zaman dijital platformlardan yayılan cerahatin, kimi zaman sapkın akımların, kimi zaman uyuşturucu illetinin, kimi zaman alkol belasının, kimi zaman televizyon dizilerinin özendirdiği mafya kültürünün, kimi zaman da infaz ve ıslah sistemimizdeki boşlukların bu acıların yaşanmasında rol oynadığını görüyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki; bu vakaların ekseriyetinde fail de, mağdur da gençlerimizden oluşuyor. Millet ve devlet olarak bu hadiselerin önüne geçecek adımları atmazsak, batılı ülkelerin karşılaştığı sıkıntılarla bizim de yüzleşmemiz kaçınılmazdır. Gençlerimizi modern popüler kültürün insafına terk edemeyiz. Gençlerimizin sosyal medyanın ve dijital mecraların, her türlü melanetin bulunduğu karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerine seyirci kalamayız” açıklamasını yaptı.

    “Milletimizi asırlardır sarsılmadan ayakta tutan milli ve manevi değerlerimiz, bu mücadelede en büyük destekçimiz olacaktır.” diyen Erdoğan şunları kaydetti;
    “Üniversitelerimizin daha fazla sorumluluk alması, kendilerine emanet edilen gençlerimize daha fazla sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Sosyal, sportif ve kültürel faaliyetlerle gençlerimizin milli kimlik inşasına üniversitelerimizin katkı vermesi gerekiyor. Her zaman söylüyorum: Mazi ile ati arasında kuracağımız köprünün en önemli ayaklarından biri üniversitelerimizdir. Teröre, uyuşturucuya, alkol bağımlığına, sapkın akımlara, suç çetelerine kaybettiğimiz her gencin vebali hepimizin üzerindedir. Önümüzdeki dönemi, tüm bu sorunların üzerine daha kararlı gittiğimiz, gereken adımları atıp netice aldığımız bir döneme tahvil etmek istiyoruz. Bu süreçte üniversitelerimizden, siz hocalarımızdan destek bekliyoruz.”

    Erdoğan, 2024-2025 akademik yılının hayırlı olmasını, hocalara ve öğrencilere başarılar temenni ettiğini ifade etti.
    Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve çok sayıda davetli katıldı.
    YÖK Başkanı Erol Özvar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, 1960’lı yıllarda ODTÜ’de Türkiye’nin ilk hava savunma sistemini geliştirmek üzere bir araya gelen ekibin, 31 Mayıs 1969’da fırlattığı Ordot isimli roketin 80 santimetre ölçekli modelini takdim etti.

    Engelli öğrenci Mertcan Altun da Erdoğan’a yapay zekayla oluşturduğu bir eserini sunarak, “Bu hediyeyi bütün engelliler adına Cumhurbaşkanımıza hediye ettim. Umarım beğenir.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra bireysel, kurumsal, özel alan ve özel ödül olmak üzere 4 ayrı kategoride düzenlenen YÖK Üstün Başarı Ödüllerini sahiplerine takdim etti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştü

    Görüşmede, Türkiye ile Rusya ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Türkiye ile Rusya ilişkilerinin güçlenerek gelişmesinin memnuniyet verici olduğunu, üst düzey siyasi diyaloğun devam edeceğini, önümüzdeki süreçte çeşitli vesilelerle gerek bölgede gerekse dünyadaki meseleleri ayrıntılı bir biçimde ele almayı sürdüreceklerini belirtti.

    Görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’in doğum gününü de tebrik etti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan TEKNOFEST’te konuştu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan TEKNOFEST’te konuştu

    Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ana yürütücülüğünde düzenlenen TEKNOFEST, Adana Havalimanı’nda devam ediyor. Bugün TEKNOFEST alanını ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmada TEKNOFEST’in öneminden bahsederek, “Buradan tüm Adana’yı, Çukurova’yı yürekten selamlıyorum. Adana’nın, Çukurova’nın çalışkan ve vizyoner gençlerini saygıyla selamlıyorum. Her birinize sevginiz, aşkınız ve dayanışmanız için teşekkür ediyorum. Bugün bir kez daha Adana’dayız. 10 Ağustos’ta Adana’ya gelmiş ve muhteşem bir projenin açılışını yapmıştık. Adana ile birlikte Mersin’in de gurur kaynağı olan Çukurova Uluslararası Havalimanı’nı tüm bölgemizin hizmetine sunmuştuk. Şimdi de Şakirpaşa Havalimanı’ndayız ve Adana’nın misafiriyiz. Bugün Adana bir başka güzel. Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece milli teknoloji hamlemizin göz kamaştıran eserleri yok, burada genç yüreklerimiz ve parlak zihinlerimiz var. Bugün burada geleceğin Aziz Sancarları, Hezarfenleri var. Burada aşkın, ilimin ve barışın diliyle konuşan ufku açık yüzbinlerce gencimiz var” ifadelerini kullandı.

    “Şakirpaşa ile ilgili iddialar boşa çıktı”

    Şakirpaşa Havalimanı ile ilgili algıların boşa çıktığına dikkat çeken Erdoğan, “Biz Çukurova Uluslararası Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa Havalimanı ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana ve siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa Havalimanı kapanmadı, açık. Biz de bugün Şakirpaşa Havalimanı’na indik. Bugün burada TEKNOFEST fuarını gümbür gümbür dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip, ‘Şakirpaşa ne olacak’ diye etkilenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum. Siz asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha büyük ve hayati görevler icra edecek. TEKNOFEST sadece bir başlangıç. Burayı tarihine, misyonuna ve görevine uygun bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var”

    Adana’nın çok önemli bir şehir olduğuna vurgu yapan Erdoğan, “Katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençlerimizi yürekten kutluyorum. İsmini yaşattığımız eski Adana valilerinden, Adana nehirlerini ıslahı ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakirpaşayı da minnetle anıyorum. Bizim gönlümüzde buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayi Milliye’ye kadar her zaman ülkesine sahip çıkan Adana’nın farklı bir yeri var” ifadelerini kullandı.

    “Açılan yollarda sarsılmadan yürüdük”

    22 yılda Türkiye’nin birçok alanda çok önemli bir yere geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
    “Geleceği inşa etmek yarınları hayal etmekle başlar. Biruni, Ulubey, Cabir Bin Hayyam ve nice büyüğümüz fikir ve yürek teri döktü. Vecihi Hürkuş ve Erbakan hocamız hayallerini gerçekleştirmek adına nice bedeller ödedi. Pek çok badireyle karşılaştılar ama onlar inandıkları yolda yürümekten asla vazgeçmediler. Bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım bize altın tepside sunulmadı. Engellerle karşılaştık, içeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Çifte standartların her türünü gördük ama neyi başardıysak bileğimizin gücüyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla savunma sanayisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hale geldik. Bizden öncekiler zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleyle bir yol açmışlardı. Biz de onların açtığı yollarda sarsılmadan yürüdük.”

    “Sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır”

    Özdemir Bayraktar’ın Türkiye savunma sanayi sistemlerinin üretiminde çok önemli bir yerde olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi Özdemir Bayraktar’dı. Özdemir Bayraktar insansız hava araçlarında çığır açan bir isimdi. Milli teknoloji hamlesinin mihmandarlarındandı. Baykar’ın hayata geçirdiği pek çok projenin fikir babasıydı. Kararlı ve güçlüydü. Yılmadı ve yıldırmadan yoluna devam etti. Durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız Türk savunma sanayisini gururla 50’den fazla ülkede temsil ediyorsa Özdemir ağabeyin katkısı vardır. İnşallah sizler bu mücadeleyi daha ileri taşıyacaksınız. Bizim eksiklerimizi telafi edecek olanlar sizlersiniz. Gençler, sizler Türkiye’nin umudusunuz. Türkiye’nin istikbali ve aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. Yapamazsınız, başaramazsınız diyen zihni köleleştirilmiş felaket telallarına kulak asmayın. Sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır” dedi.

    “Sizinle hayalleriniz arasına girebilecek birçok engeli kaldırdık”

    Türkiye’nin 22 yılda birçok gelişmeye imza attığını ve güçlü bir altyapı oluşturduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Tüm bunları söylerken şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz ve yaşıyorsunuz. Son 22 yılda sizinle hayalleriniz arasına girebilecek bir çok engeli kaldırdık. Milli gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık. Nereden nereye. Savunma sanayiinde yerli ve milli üretimin payını yüzde 80’lere çıkarttık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk 3 ülkesi arasındayız. AR-GE merkezi sayımızı sıfırdan bin 328’e çıkarttık. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda 13 bin 101’i tamamlandı, 200 binin üzerinde proje devam ediyor. Güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık” diye konuştu.

    “Yeni bir rekora imza atacağız”

    TEKNOFEST’in her sene katılımcı rekoru kırdığını ve bu sene de rekor kıracağına inandığını anlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra şunları söyledi:
    “Merkezinde siz gençlerimizin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilimle, teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisindeyiz. Yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablo TEKNOFEST’tir. Ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST, yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tutuyor. Dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına dışa bağımlı yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere gösteriyor. TEKNOFEST bir gençlik destanıdır. TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. 2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne şahitlik ediyoruz. 20 bin yarışmacıyla başlamıştık ama geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacı ve 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık. Adana’da ise 790 binden fazla takım 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Akdeniz bölgesinde ki tüm gençlerimizi Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”

    “İsrail hükümeti süreci dinamitleyecek provokasyona imza atıyor”

    İsrail’in saldırılarına değinen Erdoğan, bölgede ateşin her geçen gün arttığına vurgu yaparak, “İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti; şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Haniye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Bölgede ateşkese, barışa, huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar. Uluslararası hukuk tamamen rafa kaldırılmış durumda” dedi.

    “Plandaki hedefin neresi olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yok”

    İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik sözlerine tepki gösteren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
    “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e özellikle kalkıyor ‘BM’ye gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hale bak. Şimdi 196 tane dünyadaki ülke herhalde BM Genel Sekreteri’ne sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da BM Genel Sekreteri’ne yönelik BM’ye gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun. Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet haliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın, ama dökülen her damla kana, bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derecede ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım. Bölgemizde, sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’la sınırlı kalmayacak, sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kahin olmaya gerek yoktur.”

    “Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar”

    Türkiye’ye karşı meydan okuma yarışına girildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes, meselenin Kudüs’le, Mescid-i Aksa ile vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla bağlantısını zaten kolayca idrak edecektir. Vadedilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Biz bunları gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor. Biz de sahadaki gelişmeleri bu zaviyeden anbean takip ediyoruz” dedi.

    “İnsanlık cephesini güçlendiriyoruz”

    Türkiye’nin teknoloji hamlesinin her geçen gün güçlendiğine dikkat çeken Erdoğan, “Komşularımızla ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğimizi yine bu anlayışla ileriye taşıyoruz. Zalimler karşısında “insanlık cephesini” güçlendirmenin gayretindeyiz. Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve milli üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz” diye konuştu.

    “Sulhun ve sükunun tarafındayız”

    Teknoloji için ‘Sadece refah değil, egemenlik anlamına geliyor’ diyen Erdoğan, daha sonra şunları söyledi:
    “Teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan, denizaltıya kadar çok geniş bir alanda son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’ler, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi Kızılelma ile farlı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkartmayın. Bizde savunma sanayi alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığı çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli açık ambargoları unutmadık. Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil, bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına geldiğini defalarca tecrübe ettik. Biz her zaman sulhun ve sükunun tarafındayız. Tüm bunları savaş heveslisi olduğumuz için vatanımızı ve vatandaşlarımızı layıkıyla korumak için yapıyoruz.”

    “Bu vatanın toprağı daima güçlü olacaktır”

    İsrail’in planlarına karşı güçlü bir duruş sergileyeceklerini söyleyen Erdoğan, “Bölgemizin içerisinde bulunduğu cinnet hali karşısında yine mazlumların yanında ve adaletin safında yer alacağız. Coğrafyamızın yeni bir ‘Sykes-Picot’ taksimiyle lime lime edilmesine göz yummayacağız. Bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağımız siz gençler olacaksınız. Yerli ve milli olsun diyerek çırpınan yürekler sizler var oldukça bu vatanın toprağı daima güçlü olacaktır. Sizlerin nefesi her daim duyulacak. Sizlerle yol yürümekten, yoldaşlık etmekten gurur duyuyorum” dedi.
    Konuşmanın ardından Erdoğan, TEKNOFEST’te yapılan yarışmalarda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi.

  • “Filistin Devleti’nin tanınması önemli”

    “Filistin Devleti’nin tanınması önemli”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Finlandiya ile ilişkilerin 100. yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Stubb ve heyetini Ankara’da misafir etmekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, Finlandiya’nın NATO’ya üye olmasıyla iki ülke arasındaki işbirliğini yeni bir boyuta taşıdığını kaydetti.
    Erdoğan, görüşmelerinde Türkiye Finlandiya ilişkilerini geliştirme yönündeki ortak iradenin teyit edildiğini belirterek, “İkili ticaret hacmimiz bir önceki yıla kıyasla geçtiğimiz sene yaklaşık yüzde 6’lık bir artış göstererek 2,2 milyar dolar seviyesini aşmıştır. Müşterek gayretlerimizle 5 milyar dolarlık hedefimize kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Önümüzdeki sene Finlandiya’da düzenlemeyi planladığımız ortak ekonomi ve ticaret komisyonu toplantısını bu bakımdan önemsiyoruz. NATO müttefikleri olarak savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de ele aldık. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği sürecinde üçlü muhtırayla tesis ettiğimiz daimi ortak mekanizma terörle mücadele işbirliğimizin güçlendirilmesine yardımcı olmaktadır” dedi.

    Bu alanda atılan adımları da memnuniyetle takip ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii beklentilerimizi de en üst düzeyde aktarıyoruz. Bilim ve teknolojiden eğitim, kültür ve turizme uzanan geniş bir yelpazede ilişkilerimizin çeşitlendirilmesini, geleceğe yönelik yapacağımız yatırımlar olarak addediyoruz. Finlandiya’da yaşayan vatandaşlarımız ve Tatar toplumu ilişkilerimizin önemli bir beşeri boyutunu teşkil ediyor. İkili ilişkilerimizi ve NATO bünyesindeki işbirliğimizin sağlam temeller üzerinde güçlenerek devam edeceğine samimiyetle inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
    Türkiye olarak kalıcı barış, istikrar ve refah ortamının tesisi için arabuluculuk konusunda öncü bir rol üstlenildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Finlandiya’yla ara buluculuk, dostlar gurubunun eş başkanlığını yürütmekteyiz. Bu alandaki işbirliğimizi derinleştirmenin, küresel meydan okumalarla mücadele bakımından önemli olduğuna inanıyoruz. Görüşmelerimizde ikili münasebetlerimizin yanı sıra Gazze’de yaşanan soykırım, Lübnan’a sıçrayan, Orta Doğu yangını ile Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri başta olacak şekilde güncel meseleleri değerlendirdik. Finlandiya’nın Avrupa Birliği’ne üyelik sürecimize yönelik desteğini arttırarak sürdürmesine dair beklentimiz Sayın Stubb ile paylaştım” diye konuştu.

    “İsrail’in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir”

    İstişarelerde Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan desteğin bir kez daha altını çizdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’daki yıkımın bir an evvel son bulmasıyla adil ve nihai bir çözüme ulaşılmasının ancak diplomasi yoluyla mümkün olduğuna dair kanaatimi Sayın Cumhurbaşkanı’na ifade ettim. Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığı da gündemimizin odağında yer aldı. İsrail’in katliamlarıyla a ilgili tavrımızı hem Birleşmiş Milletlerde hem de bugün Meclisimizde açık yüreklilikle dile getirdim. İsrail’in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha Gazze’de acil kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması çağırısını tekrarlayarak, “Lübnan halkının ve hükümetinin de bu süreçte yanında olmamız gerekiyor. Güvenlik Konseyi başta olmak üzere barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması daha büyük anlam ve önem ifade ediyor. 7 Ekim’den bu yana 9 ülke Filistin Devleti’ni tanımıştır. Hala bunu yapmayan ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımızı tekrarlıyoruz” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği konusundaki soruya, “Finlandiya’ya biz zannedildiği gibi bekletmedik. İsveç’ten önce biz Finlandiya’nın NATO’ya üyelik konusunda önünü açtık. Tek isteğimiz terör konusunda Finlandiya’da hareketlenme olmasın bir an önce orada önü alınsın dedik. Değerli dostum bununla ilgili mücadelesini verdi. Biz de Finlandiya terörle mücadelede başarılı oldukları için terör noktasında adımı atınca biz Finlandiya’nın önünü açtık. Maalesef İsveç için aynı uygulamayı yapamadık. İsveç terörle mücadelede Finlandiya gibi davranamadı. İsveç daha gecikmeli olarak NATO’ya girdi. O da terörle mücadelede gereken adımları attıktan sonra onun da önünü açmak için mücadelemizi verdik. Her ikisi için de hayırlı olsun” değerlendirmesinde bulundu.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Finlandiya’nın arabuluculuk rolü üzerine olan soruya ise, “Filistin için bir şey diyemeyeceğim. İsrail’in böyle bir arabuluculuğa yaklaşması söz konusu değil. Atılacak adımlarla bakanlarımızın yapacağı çalışmalarla netice alırsak bu arabuluculuk çalışmalarına aracılık ederiz” dedi.

    “Biz de iki devletli çözümden yanayız”

    Stubb ise NATO üyelik sürecine yönelik soruya, “Her zaman tam NATO üyeliği yolunda ilerliyorduk ama o zamanki eski müttefiklerin bir takım isteklerini sorunlarını dikkatlerine almak gerekiyordu. NATO tarihinde NATO’ya en hızlı olan üye olan ülke olduk” cevabını verdi.

    Finlandiya’da yaşayan Türkler ve Tatarlar’dan çok mutlu ve memnun olduklarını belirten Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb, “Her iki ülkenin çok büyük bir askeri gücü var. Her iki ülke güvenlik tüketici olmaktan ziyade güvenlik sağlayıcılar. Çok faydalı işbirliği yapacağımıza inanıyorum. Ticaret hacmimiz konusunda daha fazla çalışmalıyız. Bugün ele aldığımız çatışmalar konusuna gelecek olursam; Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konusunda mutabık kaldık. Türkiye her iki ülke ile konuşabilen bugünün dünyasında nadir birkaç ülkeden bir tanesi, bu çok önemli. Orta Doğu’da devam eden çatışmalar konusunu ele aldık. İsrail’in kendi güvenliğini sağlama hakkı olduğunu düşünürken uluslararası hukuka da uyması gerektiğini düşünüyoruz. Biz de Finlandiya olarak acil ateşkes çağrısında bulunduk. Biz de iki devletli çözümden yanayız. Bunu sağlayacak siyasi süreci destekliyoruz. Devam eden Lübnan ve Filistin’de yaşananlar belki barışla sonuçlanacak ama şimdilik bu noktadan çok uzak olunduğunu söyleyebilirim. Türkiye Batı ile Doğu arasında bir köprü gerçekten Türkiye Çok kutuplu bir dünyada Türkiye’nin rolü çok önemli diye düşünüyorum” diye konuştu.

  • Erdoğan: 82 Anayasası’nın miadı artık dolmuştur

    Erdoğan: 82 Anayasası’nın miadı artık dolmuştur

    TBMM’de 28. Dönem 3. Yasama Yılı başladı.

    Yeni yasama yılının ilk TBMM Genel Kurulu Toplantısı’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.

    Erdoğan, Meclis’e gelişinde TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından resmi törenle karşılandı.

    TBMM Başkanı Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Onur Kıtası’nı selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Şeref Kapısı önünde karşıladı.

    Genel Kurul’da milletvekillerine hitap eden Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    “TBMM’nin 28. Dönem 3. Yasama Yılı’nın milletvekillerimizle birlikte ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisimizin ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Kurtuluş Savaşımızın tüm gazi ve şehitlerini bugün bir kez daha saygıyla yadediyorum. Yeni yasama yılının uyum, uzlaşma, karşılıklı anlayış içinde hepiniz için özellikle aziz milletimiz için hayırlı ve bereketli yıl olmasını niyaz ediyorum. Bu yüksek şuurla milletimize hizmet edecek siyasi partilere, milletvekili arkadaşlarımıza yeni yasama yılında başarı dileklerimi iletiyorum. Bölge ülkeleriyle kıyaslandığında parlamento tecrübemiz oldukça erken başlamıştır.

    “82 ANAYASASI’NIN MİADI ARTIK DOLMUŞTUR”

    82 Anayasası’nın miadı artık dolmuştur. Yeni anayasa ile ilgili olarak biz kendi hazırlıklarımızı çok titiz bir şekilde yapıyoruz. Bu diğer fikirlere kapalı olduğumuz anlamına gelmiyor. Her yapıcı teklifi değerlendiririz. Yeni anayasa devlet ile milleti buluşturan niteliklere haiz olmalıdır. Yeni anayasa kutuplaştırıcı değil birleştirici olmalı. Hukuk, düzen devletimizin ve milletimizin temel dayanağıdır. Anayasayı milletin temsilcisi bu Meclis ile yapacağız.

    “HİÇ KİMSE MAHKEMELERİMİZİ BASKI ALTINA ALMAYA KALKIŞMAMALIDIR”

    Hiç kimse mahkemelerimizi baskı altına almaya kalkışmamalıdır. Mahkemelerimin tehdit edilmesine müsaade etmemeliyiz.

    EKONOMİ MESAJLARI

    14-28 Mayıs seçimleri sonrasında uygulamaya başladığımız istikrar ve reform programımız meyvelerini veriyor.

    “CARİ AÇIĞI SÜRDÜRÜLEBİLİR DÜZEYE ÇEKTİK”

    Merkez Bankası’nın rezervleri 156 milyar doları aştı. Türkiye’nin artık rezerv meselesi yoktur. Cari açığı sürdürülebilir düzeye çektik. Cari açık temmuzda 20 milyar doların altına indi. 2023’te ihracatımız 256 milyar dolarla rekor kırdı.

    “MİLLİ GELİRİMİZ 1 TRİLYON 119 MİLYAR DOLARA ULAŞTI”

    Milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolara ulaştı. Milli gelirde psikolojik eşiği aşmayı başardık.

    “ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞ TRENDİNE GİRMİŞ BULUNUYORUZ”

    Enflasyonda kalıcı düşüş trendine girmiş bulunuyoruz. Önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüş devam edecek. Milletmiz bu düşüşü mutfağında çarşıda pazarda daha fazla hissedecektir. Bizim bir tane gündemimiz var o da vatandaşımızın refahını kalıcı biçimde artırmaktır.

    “TÜRKİYE’YE KAYBETTİREREK SİYASET YAPILMAZ”

    Türkiye’ye kaybettirerek siyaset yapılmaz millete faydalı olunmaz.

    “İSRAİL BÖLGE ÜLKELERİNİ KENDİ ATEŞİNE ÇEKMEK İÇİN HER TÜRLÜ PROVOKASYONU DENİYOR”

    İsrail’in Filistin’de Gazze’de yürüttüğü terör ve soykırım bugünlerde Lübnan’a uzandı. İşgal güçleri Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail Lübnan’a terör saldırıları yaparken bölge ülkelerini kendi ateşine çekmek için her türlü provokasyonu deniyor. Bütün bölgeyi ateşe atmayı amaçlayan Gazze’de 42 bin insanı katleden şimdi de Lübnan’da katliama başlayan İsrail dünyadan yeterli tepkiyi almamaktadır. Gazze büyük bir imha kampına dönüşmüştür.

    “İSRAİL ER YA DA GEÇ DURDURULACAK”

    Ne yaparsa yapsın İsrail er ya da geç durdurulacak. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak.

    TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ: İSRAİL’İN HEDEFİNDEKİ ÜLKELERDEN BİRİ DE TÜRKİYE

    TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ise “İsrail iyice şirazeden çıktı. İsrail’in hedefindeki ülkelerden biri de Türkiye. Filistin davası artık bütün bölge halklarının ortak davası haline gelmiştir. TBMM olarak bu saldırganlığa karşı her alanda mücadele etmeye kararlıyız. Demokrat, katılımcı, kuşatıcı, özgürlükçü ve güçler ayrımını esas alan yeni bir anayasa ile Türkiye’ye nefes aldırmak mümkün olacaktır.” diye konuştu.

     

     

    NTV

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM’de

    Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM’de

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışına katılmak üzere TBMM’ye geldi. Erdoğan’ı TBMM Başkanvekili Celal Adan karşıladı. Erdoğan, TBMM’ye gelişinde Muhafız Alayı bandosunu selamladı.

  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, A. Efes’e kupasını takdim etti

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, A. Efes’e kupasını takdim etti

    37. Erkekler Cumhurbaşkanlığı Kupası, Fenerbahçe Beko ile A. Efes arasında Basketbol Gelişim Merkezi’nde oynandı. Müsabakadan 83-82’lik skorla galip ayrılan A. Efes, 14. kez kupayı müzesine götürdü. Mücadelenin ardından madalya töreni düzenlendi. Karşılaşmayı 21 sayı, 8 ribaund ve 5 asistle tamamlayan Elijah Bryant, ‘En değerli oyuncu’ seçilirken ödülünü Türkiye Basketbol

    Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nun elinden aldı.
    Cumhurbaşkanlığı Kupası maçını tribünden takip eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, lacivert-beyazlılara kupa ve madalyalarını takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şampiyonluk kupasını takım kaptanı Shane Larkin’e verdi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha sonra Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı’nın bulunduğu bölüme giderek tek tek oyuncularla tokalaştı ve tebrik etti.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit polis Şeyda Yılmaz’ın babası ile telefonda görüştü

    Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit polis Şeyda Yılmaz’ın babası ile telefonda görüştü

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul Ümraniye’de uğradığı silahlı saldırıda şehit olan 27 yaşındaki polis memuru Şeyda Yılmaz’ın Sivas’taki ailesine başsağlığı ziyaretinde bulundu. Bakan Yerlikaya, şehidin babası ve annesine taziyelerini iletti. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şehidin babası ile telefonda görüştü ve başsağlığı diledi.

    Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

    “Şeyda kızımızın babası Mehmet ağabeyimiz, annesi Nurgül ablamız ve kıymetli ailesiyle birlikte şehidimiz için dua ettik. Şehit polisimiz Şeyda Yılmaz’ın kendi gibi polis olan eşi Semih Yılmaz’ı ve ailesini de ziyaret ettik. Şeyda-Semih çiftimiz henüz 1 yıllık evliydi. Hayalleri vardı. Ama Semih’in söylediği gibi ‘Sevdaları vatan uğruna yarım kaldı.’ Şeyda kızımız Emniyet teşkilatımızın kahraman bir mensubuydu. Kahramanca çatışırken şehit edildi. Aziz hatırasını asla unutmayacağız. Şeyda’mız milletimizin kalbinde yaşamaya devam edecek.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Muhalefetin kendi iç çekişmelerini gölgelemek amacıyla gündeme getirdiği erken seçim tartışmalarını havanda su dövmek olarak görüyoruz. Seçimsiz 3,5 yıl vardır”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz iktidar ve ittifak olarak tüm planlarımızı 2028’e göre yapıyoruz. Milletin 14-28 Mayıs seçimlerinde verdiği yetkiyi sonuna kadar en verimli şekilde kullanmanın çabasındayız. Muhalefetin kendi iç çekişmelerini perdeleme amacıyla gündeme getirdiği seçim tartışmalarını havanda su dövmek olarak görüyoruz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Dolmabahçe Ofisi’nde “Yatırım Danışma Konseyi 10. Toplantısı”na katıldı. Toplantıda küresel şirketlerin yöneticilerine hitap eden Erdoğan, “Türkiye Yatırım Danışma Konseyi’ni uluslararası iş dünyasının görüş ve önerilerini almak amacıyla 2004 yılında oluşturduk. Konseyde iletilen birçok teklif ve tavsiyeyi ülkemizin yatırım ortamını iyileştirirken daima göz önünde bulundurduk. Doğrudan yabancı yatırımlar kanunundan sermaye piyasaları düzenlemelerine, bankacılık ve finans sisteminin etkinleştirilmesinden yatırım teşviklerine, fikri mülkiyetten gümrük ve rekabet düzenlemelerine uzanan geniş bir yelpazede devrim niteliğinde adımlar attık. Tüm bunlar sayesinde ülkemiz bugün uluslararası doğrudan yatırımların yöneldiği öncü destinasyonlardan biri haline geldi. Bundan sonra da ortak akılla sorunlarımıza çözüm bulacak, yeni reform paketlerini devreye alacağız. Türkiye Yüzyılı’nı aynı zamanda yatırım yüzyılı yapmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.

    “Yakın dönemde yaşanan birçok gelişme Türkiye‘nin küresel ekonomideki rolünü daha da öne çıkarmıştır”

    Covid 19 sonrasında küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar ve jeopolitik gerilimlerin uluslararası ticareti yeniden şekillendirdiğini vurgulayan Erdoğan, “Türkiye sahip olduğu üretim kabiliyetleri, güçlü altyapısı, nitelikli insan kaynağı, gelişmiş pazarlara yakın konumu ve küresel entegrasyonu ile bu dönüşüm sürecine en hızlı adapte olan ülkelerin başında geliyor. Yakın dönemde yaşanan birçok gelişme Türkiye‘nin küresel ekonomideki rolünü daha da öne çıkarmıştır. Mesela bu yılbaşında Süveyş kanalında yaşanan kriz, dünya ticaretinin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye Süveyş kanalındaki tıkanma döneminde alternatif ulaşım rotaları sunarak küresel ticarette güvenilir bir partner olduğunu ispatlamıştır” şeklinde konuştu.

    “Ülkemiz yeni dönemde uluslararası yatırımların tercih ettiği, lider ekonomilerden olmaya devam edecektir”

    Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerindeki konumunun her geçen yıl güçlendiğine dikkat çeken Erdoğan, “2022 yılında 36 milyar dolar ihracatla dünya ticaretinden binde 5 oranında pay alırken, bugün 256 milyar dolar ihracatımızla payımızı yüzde 1’in üzerine çıkardık. Burada sadece bir hacim artışından bahsetmiyoruz. İhraç ettiğimiz ürünlerin teknolojik kompozisyonumuzu da genişlettik. Artık ürün sepetimizin yarıya yakını yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlerden oluşuyor. Son 21 yılda yıllık ortalama yüzde 5.4’lük büyüme kaydederek satın alma gücü paritesine göre 11’inci sıraya yükseldik. Ulaştırma, enerji, eğitim, sağlık ve dijitalleşme alanlarında yaptığımız dev yatırımlarla ülkemizin altyapı eksiklerini tamamladık. Uluslararası doğrudan yatırımlar da bu süreçte bizlere ciddi katkı sundu. 2003’ten önceki 30 yılda sadece 15 milyar dolar yatırım alan Türkiye, son 20 yılda toplamda 268 milyar dolardık doğrudan yatırım çekti. 2002 yılında ülkemizde yalnızca 5 bin 600 uluslararası sermayeli şirket faaliyet gösteriyordu. Bugün ise 83 binden fazla çok uluslu şirkete ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye artık bu şirketlerinin üretim faaliyetlerinin, araştırma geliştirme merkezleri, tasarım ekipleri, lojistik üsleri ve bölgesel yönetim merkezleri ile desteklendiği bir ekonomik merkeze dönüştü. Burada karşılıklı bir kazan kazan durumu söz konusu. Son 15 yılda Türkiye’de gerçekleştirilen ihracatın yaklaşık yüzde 31’inin uluslararası sermayeli şirketler yaptı. Özel sektör istihdamında uluslararası yatırımcıların payı yüzde 8.8’e çıktı. Türkiye’nin imalat sanayi yatırımlarındaki liderliği de dikkat çekicidir. Ülkemiz yeni dönemde de uluslararası yatırımların tercih ettiği, büyüyüp geliştiği lider ekonomilerden olmaya devam edecektir” diye konuştu.

    “Cari açığımızın düştüğü, rezervlerin arttığı, risk göstergelerinin iyileştiği, enflasyonun kontrol altına alındığı bir döneme girmiş bulunuyoruz”

    Türkiye’nin 12’nci kalkınma planı, orta vadeli program ve uluslararası doğrudan yatırım stratejisi gibi belgelerle ekonomideki yol haritasını belirlediğini vurgulayan Erdoğan, “Orta vadeli programın temel hedeflerinden biri yıllık ortalama yüzde 5’in üzerinde ekonomik büyümedir. Enflasyonunun tek haneli rakamlara düşürülmesi, cari açığın azaltılması, ihracatın yıllık ortalama yüzde 7 oranında arttırılması da programın öne çıkan başlıkları arasındadır. Dijital dönüşüm, yeşil ekonomi ve enerji verimliliği konularına özellikle ağırlık veriyor, bu alandaki yatırımları hızlandırmayı planlıyoruz. 6 Şubat depremlerinin maliyemize getirdiği 104 milyar dolarlık ilave yüke rağmen, program döneminde mali disiplinden taviz vermiyoruz. Son dönemde açıklanan büyüme, istihdam, dış ticaret ve enflasyon verileri, programın çalıştığını ortaya koyuyor. Cari açığımızın düştüğü, rezervlerin arttığı, risk göstergelerinin iyileştiği, enflasyonun kontrol altına alındığı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Mikro ekonomide elde ettiğimiz bu olumlu gidişatı yatırım ortamının iyileştirilmesi çalışmaları ile destekliyoruz. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu, 2024 yılı eylem planında birçok çalışmayı hali hazırda tamamladık. Kişisel verilerin korunması, yenilenebilir enerji, girişim sermayesi, yatırım taahhütlü avans kredisi gibi önemli konularda ilerlemeler kaydedildi. Yatırımcılarımız için önem arz eden birçok konuda çalışmalarımız devam ediyor. İklim yasası, girişimcilik ekosistemi, araştırma geliştirme faaliyetleri, dijitalleşme ve yatırım teşvikleri gibi konulara odaklanan bu çalışmaları da yıl bitmeden tamamlayıp yatırımcıların önünü daha da açmayı hedefliyoruz. Bir diğer önemli belgemiz uluslararası doğrudan yatırım stratejimizdir. 29 Temmuz’da kamuoyu ile paylaştığımız bu strateji, nitelikli yatırımları ülkemize kazandıracak bir yol haritası olarak tasarladık. Strateji ile yüksek katma değerli sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen, yüksek teknolojiye dayalı ve kaliteli istihdam sağlayan yatırımları ülkemize daha fazla çekmek istiyoruz. Böylece ülkemizin küresel sermaye pastasında aldığı payı 2028 yılı itibariyle yüzde 1.5’a çıkaracağız” açıklamalarında bulundu.

    Yeni yasama yılıyla birlikte mecliste yatırımların önünü açmak için atılacak adımları anlatan Erdoğan, “Meclisimizin açılmasıyla iklim kanunu gündeme gelecek. Kanunla sanayimizde yeşil dönüşüm sürecini hızlandıracağız. Emisyon ticaret sistemi kurulmasına yönelik çalışmalar da devam ediyor. Karbon ayak izini azaltıcı her türlü yeniliği teşvik ederek sanayimizin dönüşümünü destekleyecek ve rekabet gücümüzü arttıracağız. Gerek yüksek teknoloji yatırım programımız, gerekse yatırım taahhütlü avans kredisi mekanizmamız sizleri kullanımına açıktır. 30 milyar dolar bütçeyle destekleyen bu programla 8 öncelikli alandaki 30’dan fazla yatırım başlığında önemli imkanlar sunacağız. Yarı iletkenlerden mobiliteye, yeşil enerjiden ileri imalata, haberleşme ve uzaydan değer zinciri yatırımlarına kadar bir çok sektör programdan faydalanacaktır” ifadelerine yer verdi.

    Konuşmasında “siyasi istikrar” vurgusu yapan Erdoğan, “Biz iktidar ve ittifak olarak tüm planlarımızı 2028’e göre yapıyoruz. Milletin 14-28 Mayıs seçimlerinde verdiği yetkiyi sonuna kadar en verimli şekilde kullanmanın çabasındayız. Muhalefetin kendi iç çekişmelerini perdeleme amacıyla gündeme getirdiği seçim tartışmalarını havanda su dövmek olarak görüyoruz. Türkiye’nin önünde her biri altın kıymetinde seçimsiz 3.5 yıl vardır. Ekonomide, savunmada, diplomaside, demokraside ve diğer alanlardaki hedeflerimize ancak bu 3.5 yılın hakkını vererek ulaşabiliriz. Bunun dışındaki her gündem lafügüzaftır, sahtedir, sanaldır. Sadece ve sadece ülkenin enerjisini tüketmeye dönük fuzuli hamlelerdir. Sizin de gelecek planlarınızı buna göre yapmanızda fayda olduğuna inanıyorum. Türkiye siyasi istikrarı, nitelikli insan kaynağı, küresel değer zincirlerindeki yükselen konumu, coğrafi avantajları ve güçlü ekonomik altyapısıyla uluslararası doğrudan yatırımları merkezi olmaya devam edecektir. Şunu lütfen unutmayın. Cumhurbaşkanlığı yatırım ofisimiz 7 gün 24 saat sizlerin hizmetindedir. İlgili bakanlıklarımız da sizlere gereken desteği vermeye daima hazırdır. Türk ekonomisine güvenen herkesin yanında olduğumuzu ve olacağımızı bilmenizi isterim” dedi.