Etiket: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz

  • “Bugün Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir”

    “Bugün Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 41’inci kuruluş yıl dönümü ülke genelinde gerçekleştirilen tören ve etkinliklerle kutlanıyor. Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki resmi geçit töreni ise İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Törende Türkiye’yi temsil eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 41’inci yıl dönümü vesilesiyle Lefkoşa’da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek başlayan Yılmaz, “Ada’da ve dünyanın dört bir yanında yaşayan Kıbrıs Türklerinin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı’nı yürekten kutluyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileten Yılmaz, “41 yaşına basan, Doğu Akdeniz’in parlayan yıldızı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 41 kere maşallah diyorum. 15 Kasım 1983 tarihi, Kıbrıs Türkü için bir dönüm noktasıdır. Uğradığı zulümlere, karşı karşıya kaldığı tüm zorluklara rağmen asla yılmayan, sahip olduğu mücadele ruhundan ödün vermeyen Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini dünyaya ilan ettiği gündür bugün. Vatanından asla vazgeçmeyeceğini, bağımsızlığından asla taviz vermeyeceğini ve asla esaret altında yaşamayacağını haykırdığı gündür. Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz, asırlar boyunca karşılaştığı tüm zorluklara rağmen varlığını sürdürmüş, kültürünü ve kimliğini koruyarak adadaki asli unsur olmaya devam etmiştir” ifadelerini kullandı.

    Kıbrıs Türklerinin yaşadığı zulme son veren ve Ada’ya barış ve huzur getiren Kıbrıs Barış Harekatı’nın da 50’nci yıl dönümünü bir kez daha hatırlatan Yılmaz, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
    “Bu vesileyle, Mutlu Barış Harekatı’na siyasi liderlik yapan merhum Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ı rahmetle ve minnetle yad ediyorum. Barış Harekatı’nın sağladığı güvenlik ve özgürlük ortamı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanına imkân sağlamıştır. Rum kesimi dahil tüm adada barış, huzur ve istikrar sağlanmıştır. Enosis hayali uğruna her türlü mezalimi gerçekleştirenlerin önleri mukavemet ruhuyla kesilmiştir. Kıbrıs Türkleri kendi devletini kurarak bağımsızlık yolunda önemli bir adım atmış; milli iradesini kararlılıkla ortaya koymuştur. Bugün Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Göklerde ay yıldızlı bayraklarımızı yan yana görmek hepimiz için iftihar vesilesidir. Bayraklarımız, huzur ve refahın teminatıdır. ‘Duysun, bizim bu gök, deniz’ diyerek Dr. Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş başta olmak üzere, bu kutlu yolda destansı bir mücadele ortaya koyan tüm kahramanlarımızı rahmetle ve şükranla anıyorum. Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi uğruna canlarını ortaya koyan kahraman Mehmetçik ve Mücahitlerimizi bir kere daha bu vesileyle rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Bugün burada gür bir sesle bir kez daha ifade etmek isterim ki, Kıbrıs meselesi hepimizin davasıdır. Milli davamızdır.”

    “Rumların ortaklık devletini gasp etmesinin üstünden 61 yıl geçti”
    “Rumların ortaklık devletini gasp etmesinin üstünden 61 yıl geçti” diyen Yılmaz, “İki taraf arasında 1968 yılından bu yana aralıklarla yapılan tüm müzakere süreçlerinde, Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm için ortaya samimi-yapıcı bir irade koyan, iyi niyetle yaklaşan taraf daima Kıbrıs Türk tarafı olmuştur. Peki ya Rumlar? Yapılan tüm müzakerelerde uzlaşmaz bir tavır sergiledikleri tarihin kanıtlarına geçmiş bir gerçektir. Buna rağmen halen federasyon istediklerini, çözüm istediklerini dillendiriyorlar. 1963 yılında ortaklık devletini silah zoruyla yıkan, 2004 yılında Annan Planı’nı reddeden, 2017 yılında Crans-Montana’da masadan kaçan onlar değil miydi? Rumların samimi olmadığı açıktır. Kıbrıs Türkü, anavatan ve garantör Türkiye’nin gerçekleri çok iyi kavradığını her halükarda bilmelidir. Çok şükür ki hakikati gören gözlere kurulan tuzakları fark eden devlet aklına ve geleceğimize ışık tutan tarih şuuruna sahibiz. Rum Kesimi, Ada’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türkleri ile siyasi gücü ve refahı, siyasi eşitlik temelinde asla paylaşmak istemediler, istemiyorlar. Kıbrıs Türklerini ‘azınlık’ olarak görüp, sözde devletlerine yama yapmaya çalışıyorlar” açıklamasını yaptı.

    “İki tarafın da iradesini yansıtmayan hiçbir önerinin bizi çözüme götürmeyeceği apaçık ortadadır”
    Yılmaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
    “Kıbrıs Türkü’nün denenmiş ve başarısızlığı kanıtlanmış, tükenmiş federasyon modelini hedefleyen eski sürüm BM parametreleri ile kaybedecek vakti yoktur. Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonuna tüm kuvvetimizle biz de inanıyoruz ve gücümüzle destekliyoruz. Federal bir çözüm modeli artık söz konusu değildir. Ada’nın gerçeklerini ve iki tarafın da iradesini yansıtmayan hiçbir önerinin bizi çözüme götürmeyeceği apaçık ortadadır. Gerçeği duymak istemeyenler olsa da, Ada’da iki ayrı halk ve 41 yıllık KKTC devlet gerçeği vardır. 41 yıl önce bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmuş olması, bu gerçeği gözler önüne sermektedir. Uluslararası toplum da bunu artık kabul etmelidir. Rumlar, Annan Planı’nı reddetmelerine rağmen, Topluluğun ilkelerini çiğneme pahasına Avrupa Birliği’ne üye olarak kabul edildiler ve bu durum onların rahat bir konfor alanında yaşamalarını sağladı. Buna karşılık, Kıbrıs Türkleri haksız, hukuksuz ve insanlık dışı izolasyonlara maruz bırakıldılar. Bu şartlar altında Kıbrıs Türklerinin, kendi hakları olan egemen eşitliklerinin ve uluslararası alanda eşit statüye sahip olduklarının tanınmasını istemeleri son derece doğaldır, en tabii haklarıdır.”

    “Kıbrıs Türkü elde ettiği kazanımlardan asla geriye gitmeyecektir”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM 79. Genel Kuruluna hitaplarında uluslararası toplumun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmasına ilişkin ifadelerini bir kez daha hatırlatan Cevdet Başkanı Yılmaz, “Ada’daki gerçekler temelinde, herkesin istikrarına ve refahına hizmet edecek bir çözüm ancak böyle mümkün olabilecektir. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Azerbaycan’da gerçekleşen Şuşa Zirvesi’nin ardından Bişkek’te Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ne onur konuğu olarak davet edilmesi, bu desteğin somut bir yansımasıdır ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına verilen güçlü bir mesajdır. Kıbrıs Türkü’nün her türlü zorluğa rağmen, büyük fedakârlıklarla kurduğu ve çatısı altında güvenle yaşadığı devletinden vazgeçmesini hiç kimse beklemesin. Kıbrıs Türkü elde ettiği kazanımlardan asla geriye gitmeyecektir. Anavatan ve garantör Türkiye, Kıbrıs Türkü’nün ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her zaman yanındadır, yanında olacaktır. Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının korunması için var gücüyle çalışmaya devam edecektir. Ayrıca, Doğu Akdeniz’in tüm bölge halkları için barış denizi olması yönünde çalışıyoruz. İnanıyoruz ki bölgesel barış tüm halkların huzurunu ve refahını artıracaktır. Bölgeye yönelik dış güçlerin emperyalist tasarımları ve müdahale çabaları hiç kimseye fayda getirmeyecektir” dedi.

    “Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan katliamlara karşı duruşumuzu sürdürüyoruz”
    Konuşmasında Filistin meselesine de değinen Cevdet Yılmaz, “Filistin davasına olan desteğimiz de kesintisiz devam ediyor. Adaletin ve uluslararası hukukun gereği olarak, Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine omuz vermeyi, Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan katliamlara karşı duruşumuzu sürdürüyoruz. Doğu Akdeniz’de barış ve istikrar arayışımız, Filistin’de de hak ve adaletin tesis edilmesiyle güçlenecektir. Uluslararası hukukun, kanun ve kuralların içinin boşatılması hiç kimseye huzur getirmeyecektir. Mazlumun yanında durmak, insanlık onurunun bir gereğidir. Birliğimizi ve gücümüzü artırarak, başkalarından yardım beklemeden, iç cephemizi tahkim ederek özgüven içinde geleceğimizi inşa edeceğiz. Kıbrıs’ta gösterdiğimiz dayanışmanın bir benzerini, mazlum Filistin halkıyla olan kardeşlik bağımızda da kararlılıkla sürdüreceğiz. Ateşkesi, insanı yardımlar, iki devletli siyasi çözümü tüm imkânlarımız ile savunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    Yılmaz konuşmasını şu şekilde tamamladı:
    “Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin kendi vatanlarında hak ettiği refah içinde yaşaması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturulması öncelikli hedefimiz olmaya devam ediyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz bir şekilde ifade ettiği üzere, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkları sürece eksik kalmaya mahkûmdurlar. Kıbrıs Türkünü haksız izolasyonlar ile yıldırmaya çalışsalar da, bizler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin inşası ve ihyası için elbirliğiyle çalışıyoruz. 2024 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması, ekonomik kalkınma ve sosyal refah yönünde bu çabalarımızın en somut göstergesidir. Tarımsal sulamadan enerji arzı güvenliğine, ulaşımdan eğitime, sosyal konutlardan e-Devlet çalışmalarına kadar Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yaşam standartlarını yükseltecek birçok projeyi hayata geçirdik. Bunları geliştirmeye ve üstüne yenilerini eklemeyi sürdürüyoruz. Dün, Türkiye tarafından inşa edilen ve donatılan 24 Aralık 1963 Girne Asker Hastanesi’nin resmi açılışını gerçekleştirerek askerlerimizin, vatandaşlarımızın ve KKTC vatandaşlarının kullanımına sunduk. Cumhuriyete ulaşma yolunda çekilen acıların önemli bir sembolü olan 24 Aralık 1963 tarihini bu hastane ile ölümsüzleştirmiş olduk. Kıbrıs Türkü birlik ve beraberliğini sürdürdüğü müddetçe, Anavatanın da desteğiyle, her geçen yıl daha da ileri gidecektir. Tüm çabamız Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yaşam standartlarını yükseltmek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin istikbalini ve refahını ilelebet güvence altına almak içindir. Türkiye Cumhuriyetinin ilk yüzyılında olduğu gibi, Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da Türkiye Cumhuriyeti yanınızdadır, her zaman yanınızda olacaktır. Türkiye Yüzyılı aynı zamanda Kıbrıs Türklerinin yüzyılı olacaktır.”

  • “Savunma Sanayii Fonu ile ilgili eleştirilerin bir kısmına ben de katılıyorum”

    “Savunma Sanayii Fonu ile ilgili eleştirilerin bir kısmına ben de katılıyorum”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunduğu 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi sonrası basın mensupları ile bir araya gelerek, sorularını cevapladı. “2025 bütçesinde deprem için bir bütçe ayrıldı mı?” şeklindeki soruya Yılmaz, “Sanki depremin etkisi bitti gibi bir algı var ama öyle değil. Asıl harcamayı şu anda yapıyoruz. 450 bin civarında konut inşa ediliyor. Bir taraftan da altyapıları inşa ediliyor. TOKİ yeni bir alan inşa ediyor. Doğal gazı, hastanesi, altyapı yatırımları olacak. Sosyal ekonomik olarak bölgeyi canlandırma, vergisel avantajlar ve teşvikler bütün bunlar mali sonucu olan kararlar. Dolayısıyla baktığımız zaman muazzam bir harcama söz konusu. Bunun da büyük kısmı 2023 ve 2024’e denk geliyor. Sadece merkezi yönetim bütçesi, mahalli idareleri saymıyoruz, ayrı tutuyoruz. Sadece merkezi yönetim bütçesinden iki senede 2024 fiyatları üzerinden 2.6 trilyonluk bir harcama oldu” cevabını verdi.
    “Kentsel dönüşüm hangi aşamada?” şeklindeki soru üzerine Yılmaz, “Bir Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kurduk, eskiden bir genel müdürlüktü. Birincisi kentsel dönüşüm, ikincisi sadece Marmara Bölgesi’ne yoğunlaşmış bir genel müdürlük, üçüncüsü de bu iki genel müdürlüğe kaynak oluşturmaya, kentsel dönüşüme finans sağlamaya dönük bir genel müdürlük şeklinde üçlü bir yapı oluşturduk. Önümüzdeki dönemde ne yapıp edip bizim bu kalan yapı stoğunu da dönüştürmemiz lazım. Yapı stoğunu dönüştürmeye dönük imkanları kullanmalıyız. Yapı dönüşümü için 584 milyar bütçe ayrıldı sadece merkezi bütçede. Bir taraftan sosyal konut meselesi de çok önemli. Orada da yeni bir yaklaşıma ihtiyacımız var” dedi.

    “Demografik Nüfus Yüksek Kurulu oluşturacağız”
    Türkiye’de doğurganlık hızının 1.5’e düştüğünü hatırlatan Yılmaz, “Türkiye demografik dönüşüm yaşadı. Değişik nedenleri var. Bir tarafta evrensel nedenler var. İnsanların eğitim düzeyi, gelir düzeyi yükseldikçe çocuk sayısı düşüyor. Kadınların işgücüne girişi de etkiliyor. Çünkü bakım hizmetleri gerekiyor. Geçenlerde kabinede Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız bir sunum yaptı, onun üzerine Cumhurbaşkanımızın bir talimatı oldu. Demografik Nüfus Yüksek Kurulu oluşturacağız. Yani bu işleri hem detaylı bir şekilde inceleyecek hem de yeni bir eylem planı geliştirecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını, Hazine ve Maliye Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, TÜİK’i ilgilendiren hususlar var. Bakanlıkların fikirlerini alacağız, kurul oluştuktan sonra yeni bir eylem planı oluşturacağız. Bütün boyutlarıyla bu işe bakacağız. Ve bütüncül bir eylem planı hazırlayacağız. Şu anda kurulun oluşumuyla ilgili mevzuat hazırlığı devam ediyor. Uzun vadeli geleceğimiz açısından, sosyal güvenlik sisteminden başka kültürel alanlara kadar her şeyi etkileyecek temel bir alan” ifadelerini kullandı.

    “Savunma Sanayii Fonu ile ilgili eleştirilerin bir kısmına ben de katılıyorum”
    Savunma Sanayii Fonu’nu desteklemeye, güçlendirmeye dönük bir çalışma yapıldığını hatırlatan Yılmaz, “Bu süreçte birçok tartışma oldu. Eleştirilerin bir kısmına ben de katılıyorum. Toplumsal duyarlılıklar, eleştiriler haklı eleştirilerdir. Bunlara saygı duyuyoruz. Zaten Meclis bunun için var, teklif gelir tartışmalar olur. Oylama olur, gerekirse teklifi geri çekersiniz ya da dönüştürürsünüz. Bu bir zaaf olarak görülmemeli bence. Toplumsal olarak ciddi eleştiriler konuldu ortaya. Etki değerlendirmeleri biraz hızlı yapılmıştı. Bu paket Mecliste tartışılsın diye getirildi. Cumhur İttifakı olarak şöyle bir karar verildi; bu paket savunma sanayi kaynakları ile ilgili tekrar bütçe sonrasında bir araya geleceğiz, ayrıntılı bir şekilde tartışmalarını yapacağız. Kalem kalem tekrar bakılacak. Haklı eleştiriler dikkate alınarak paket gözden geçirilecek” diye konuştu.

    “Savunma sanayiini sadece bir güvenlik meselesi olarak görmüyorum”
    Savunma sanayii projeleri hakkında konuşan Yılmaz, “Savunma sanayiinde çok sayıda projemiz var. Özellikle bini aştı proje sayımız. 15 milyar doları aşan bir büyüklüğe ulaştı. Savunma sanayiini bir güvenlik meselesi olarak görmüyorum sadece, aslında katma değeri yüksek ekonomik yapısı açısından da çok kıymetli. Yani burada elde ettiğiniz etkinlikler zamanla sivil endüstriyi de etkiliyor. Türkiye’de bugün artık büyük bir ekonomik sektör haline gelmiş savunma sanayii. Geçen yıl 5,5 milyar dolar ihracat yaptık, bu sene tahminimiz 6.6 milyar dolar. Zamanında paramızla vermedikleri ürünleri şimdi ülkelere biz satıyoruz. Ama yeterli mi, yeterli değil” dedi.

  • “Aileye sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır”

    “Aileye sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk Devletleri Teşkilatı 1. Sosyal Politika Bakanlar Toplantısı’nda konuştu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Türk Devletleri Teşkilatı’nı halklarımızın ekonomik ve sosyal standartlarını yükseltecek, bölgemizin huzur ve istikrarına önemli katkılar sağlayacak aile meclisimiz olarak görüyoruz. Aile meclisimiz, müşterek çabalarımız ile kurumsal yapısını sağlamlaştıran ve üçüncü ülkelerin işbirliği yapmak istediği saygın bir teşkilat haline gelmiştir. 2021 İstanbul Zirvesi, 2022 Semerkant Zirvesi, ülkemizdeki deprem felaketinin ardından düzenlenen 2023 Olağanüstü Ankara Zirvesi ve 2023 Astana Zirvesi’nde somut ve önemli kararların altına imza atılmıştır. Bu süreçte Türk Dünyası’nda giderek güçlenen dayanışma gözler önüne serilmiştir. Ben burada bir kez daha geçen yıl yaşadığımız deprem felaketi sonrasında yardımımıza koşan soydaş ve kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyorum. KKTC’nin TDT’nin gözlemci üyesi olarak anayasal adıyla 2022 Semerkant Zirvesi’ne katılımıyla birlikte ailemizi daha da genişletmiş olduk. ‘Türk Dünyası 2040 Vizyonu’nun rehberliğinde potansiyelimizden daha iyi şekilde faydalanabileceğimize; ekonomik, ticari, sosyal ve kültürel bağlarımızı daha da güçlendirebileceğimize inanıyoruz. İşbirliği modelimizin sadece TDT ülkeleri arasında değil, üçüncü taraflarca da takip edilen, örnek alınan, bölgesinden dünyaya açılan bir ivme yakalamasını hedefliyoruz. ‘Küreselleşen Dünyanın Riskleri Karşısında Ailemiz; İstikbalimiz’ temasıyla gerçekleşen bu ilk Sosyal Politika Bakanlar Toplantısı’nın işbirliğimize temel bir boyut daha eklemesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Aile Haftası’nı idrak ettiğimiz bu günlerde aile ve sosyal politikalar alanında imzalanan bu ilk bildiri inanıyorum ki, bölgemizde insani kalkınma ve refaha katkıda bulunacaktır” ifadelerini kullandı.

    “İnancımız aileyi iki cihan saadetinin anahtarı olarak tanımlar”

    Hayat ağacının çekirdeğinin aile olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Medeniyetimizin aile anlayışına baktığımızda aile kurumunun ‘huzur, sevgi ve merhamet’ üzerine bina edildiğini görürüz. İnancımız ise aileyi iki cihan saadetinin anahtarı olarak tanımlar. Bu yaklaşım Kur’an-ı Kerim’de, ‘Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun delillerindendir’ mealindeki ayetle ifade bulmaktadır. Ortak tarihimizde göçebe yaşam tarzından yerleşik hayata geçiş dahil olmak üzere aile yapısı, toplumsal düzenin belirleyicisi olmuştur. Ali Şir Nevai’den Ebu Reyhan Biruni’ye, Yusuf Has Hacip’ten Nizami Gencevi’ye düşünürlerimiz ve bilim insanlarımız, tarih boyunca aileyi toplumun temeli olarak görmüştür. Modern hayatın dönüştürücü etkileri karşısında aile kurumuna sahip çıkmak, bir milletin kendi geleceğine sahip çıkması demektir. Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri olarak attığımız bu ortak adımla aile yapısını, değerlerini ve işlevlerini etkileyen faktörleri tespit etmek, aileleri tehdit eden her türlü zararlı alışkanlık ve eğilimlere yönelik tedbirleri ele almak için eş güdümü başlatmış oluyoruz. Bu çalışmalar aynı zamanda ortak tarihi ve kültürel mirasımızın bize yüklediği bir görevdir. Bu toplantı kapsamında bu görev bugün burada tamamlanmış olmayacak, ümit ediyoruz ki ortak bildiri metni vesilesiyle bu ve benzeri toplantıların ve işbirliklerinin güçlü bir şekilde arkası gelecektir” şeklinde konuştu.

    “Çevrimiçi ortama taşınan aile ilişkileri geleneksel değerlerimizi erozyona uğratabilmektedir”

    Aile ilişkilerinin dijitalden olumsuz etkilendiğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “OECD ve AB verileri, son 40 yılda evlenme yaşının yükseldiğini, boşanma oranlarının arttığını ve ailede çocuk sayısının giderek düştüğünü göstermektedir. Türkiye’de aile yapısı, Cumhuriyet tarihi boyunca iki önemli kırılma yaşayarak önce geniş aileden çekirdek aileye dönüşmüş, ardından modern iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla aile içi iletişim zayıflamaya başlamıştır. Çevrimiçi ortama taşınan aile ilişkileri geleneksel değerlerimizi erozyona uğratabilmektedir. Sosyal medyada aile mahreminin paylaşılması, dijital obezite, akıllı cihaz ekranları karşısında büyütülen çocuklar ve medyada öne çıkarılan çarpık ilişkiler ile aile kavramının içi günden güne boşaltılmaktadır. Tüm olumsuz etkenlere rağmen Anadolu’nun dört bir yanında geleneksel temellerde devam ettirilen aile değerlerimiz, dünyanın geri kalanına kıyasla şanslı olduğumuzu göstermektedir. Toplum için avantaj olan bu yapıyı muhafaza ederek sürdürmek için dijital çağda üzerimize düşen görevler, eskiye nazaran çok daha fazladır. Aile kurmak, aile geleneklerini korumak, geniş aile yapılarını teşvik etmek ve aile içi iletişimi desteklemek politikalarımızın temelini oluşturmaktadır. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleşen ‘Ailemiz, İstikbalimiz’ temalı 8. Aile Şuramız, bu konunun etraflıca ele alınmasına ve değerli fikirlerin gün yüzüne çıkmasına vesile olmuştur. 12. Kalkınma Planımız dirençli toplum ve toplumsal sorunlara aile merkezli çözüm üretmek çerçevesinde hedefler barındırmaktadır. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı, engelli ayrımı yapmaksızın aile ve toplumun her bir bireyini toplumsal kalkınmamızın asli unsuru olarak görerek hiç kimseyi geride bırakmadan politika ve hizmetlerimizi uygulamaya ve bu yoldaki çabalarımızı artırmaya devam ediyoruz. Aileye münhasır bir bakanlığımız var ve sosyal destekler ile 81 ilimizde ailelerin yanındayız. Aile müessesesini desteklemek için Aile ve Gençlik Fonu’nu kurduk; uygulama alanını giderek yaygınlaştıracağız” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile görüştü

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 3. Uluslararası Taşkent Yatırım Forumu’na katılmak üzere Özbekistan’a geldi. Yılmaz, temasları kapsamında başkent Taşkent’te Özbekistan Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Maliye Bakanı Cemşit Kuçkarov ile görüştü. Görüşmede Türkiye-Özbekistan arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin yanı sıra tarım, inşaat, enerji, su yönetimi, ulaştırma, bankacılık-finans gibi alanlarda karşılıklı yatırımlar ele alındı.

    Kuçkarov ile görüşmesine dair sosyal medya hesabından paylaşım yapan Yılmaz, “Özbekistan’la kazan-kazan prensibine dayanan ve dengeli bir şekilde süren ikili ticaretimiz, 2023 yılı sonu itibarıyla 3,1 milyar doları aşmıştır. Sayın cumhurbaşkanlarımızın belirlediği 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize yakın zamanda ulaşacağımıza inancımız tamdır. Ata yurdumuz Özbekistan’ın Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki rolünü çok önemsiyoruz. Ayrıca sürdürülen reformlarla beraber Özbekistan’ın önemli bir dönüşüm yaşadığını memnuniyetle gözlemliyor, ülkelerimiz arasındaki köklü ve derin bağlara dayanan iş birliğinin bizlere daha da güç vereceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile görüştü
    Yılmaz, daha sonra Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile bir araya geldi. Görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından paylaşım yapan Yılmaz, “Sayın Mirziyoyev ile görüşmemizde ülkelerimiz arasındaki mevcut iş birliğimizi ve yeni yatırım olanaklarımızı değerlendirdik. Sayın Mirziyoyev liderliğinde sürdürülen reform ve kalkınma sürecini yakından izliyor ve takdir ediyoruz. Bu kapsamda gerçekleşecek olan Taşkent Yatırım Forumu’nu Özbekistan’ın sahip olduğu potansiyeli göstermesi bakımından önemsiyoruz. 6 Haziran 2024 tarihinde ülkemizde tertipleyeceğimiz Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizması toplantısı kapsamında Sayın Mirziyoyev’i ülkemizde ağırlamaktan memnuniyet duyacağız. Özbekistan ile ortak tarihi ve kültürel bağlarımız çerçevesinde mevcut dostluk ve kardeşliğimizi ‘Dilde, fikirde, işte birlik’ şiarıyla pekiştirmeye devam edeceğiz. Sayın Şevket Mirziyoyev’e bu bereketli görüşme ve nazik ev sahipliği için şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

    Özbekistan Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada ise, Mirziyoyev’in Cevdet Yılmaz başkanlığındaki heyeti kabul ettiği, Yılmaz’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mirziyoyev’e selamlarını ilettiği kaydedildi. Görüşmede Özbekistan ile Türkiye arasındaki kapsamlı stratejik ortaklık ilişkilerinin ve çok taraflı iş birliğinin daha da genişletilmesine ilişkin güncel konuların ele alındığı ifade edildi. Enerji, madencilik, gıda, tekstil ve diğer sürdürülebilir sektörlerde önde gelen Türk şirketlerinin katılımıyla büyük yatırım projelerinin hayata geçirildiği vurgulandı.

  • “Bu sürecin demokratik olgunluk içinde tamamlanması önemli”

    “Bu sürecin demokratik olgunluk içinde tamamlanması önemli”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde oyunu kullanmak üzere Hacılar Ortaokulu’ndaki “1146” numaralı sandığın bulunduğu sınıfın önünde sıraya girdi. Sandık görevlileriyle selamlaşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz gerekli kontrolün yapılması için kimliğini sandık görevlilerine verdi. Daha sonra kabine geçerek oyunu kullanan Yılmaz, zarfını sandığa attıktan sonra mührü teslim ederek imzalarını attı.

    “Bu sürecin demokratik olgunluk içinde tamamlanması önemli”

    Oyunu kullandıktan sonra kısa bir açıklama yapan Yılmaz, “Oyumuzu kullandık, vatandaşlık görevimizi yerine getirmiş olduk. Mahalli idariler seçimlerinin şehirlerimiz ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlar getirmesini diliyorum. Bu vesileyle bütün vatandaşlarımızı sandıklara davet ediyoruz. Diğer demokrasilerle mukayese ettiğimizde bizde katılım oranları yüksek olur. Bundan da iftihar ediyoruz. Milletimizin sandığa olan güvenini inancını da gösteriyor bu. Diğer yandan tabii ki huzur ve güven içinde geçmesi önemli. Bu sürecin demokratik olgunluk içinde tamamlanması önemli. Bunun da gerçekleşeceğine yürekten inanıyoruz. İnşallah katılımın yüksek olduğu huzur ve güven içinde tamamlanan, ülkemize, demokrasimize hayırlı olan bir seçim olur. Bunu temenni ediyoruz. Tekrar bütün vatandaşlarımızı sandık başlarına vatandaşlık görevlerini yapmaya davet ediyoruz. Tekrar hayırlı ve uğurlu olsun” ifadelerini kullandı.

  • “Yılsonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz”

    “Yılsonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Muş ziyaretinin ardından Bingöl’ün Solhan ilçesine gelerek vatandaşlara hitap etti. Yerel seçimlerde hizmetin ön plana çıktığını aktaran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Mayıs ayında bir masa kurmuşlardı hatırlarsanız, 6’lı masa. Ne oldu masaya şimdi? Dağıldı, gitti. Çünkü sağlam temeller üzerinde oluşturulan bir masa değildi bu. Karşıtlık üzerinden oluşturulan, yıkma üzerine oluşturulan bir masaydı. Cumhur İttifakı ise öyle değil, geniş bir mutabakata sahip, temel değerlerde bir araya gelmiş mutabakat. Yerel seçimler, siyasetten ziyade hizmetin ön plana çıktığı seçimlerdir. Genel politikalar artık belirlendi, meclisimiz seçildi, hükümetimiz seçildi. Hemen sonrasında hükümet kuruldu, yeni hükümet sistemimizin de avantajıyla hiç vakit kaybetmeden işlerimizi yapmaya başladık. Güçlü bir kabinemiz var. Bütün meselelerde elimizden gelen tüm gayreti sarf ediyoruz. Kolay bir dönemde değiliz, dünyanın ekonomi olarak, ticari olarak, tarihi ortalamalarının altında seyrettiği bir dönemdeyiz. Bir taraftan da çatışmalar, kavgalar var bölgemizde. Kuzey tarafta Ukrayna, Rusya savaşı çok yıkıcı bir savaş olarak devam ediyor. Güneyimizde hepimizin içini burkan, hepimizin içine büyük acılar salan Gazze’deki hadiseleri izliyoruz. Tam olarak istediğimiz istikrar hiçbir şekilde oluşmuş değil. Bütün bunlara rağmen, Türkiye yoluna devam ediyor” dedi.

    “104 milyar dolar ilk hesaplarımıza göre bir maliyetle karşı karşıya kaldık”

    6 Şubat depremlerinin ardından ilk hesaplamalara göre 104 milyar dolarlık bir maliyet olduğunun altını çizen Yılmaz, “Geçen sene bir de tarihimizin en büyük deprem afetini yaşadık. 11 vilayetimiz, 14 milyon nüfusumuz bu büyük afetten etkilendi. 104 milyar dolar ilk hesaplarımıza göre bir maliyetle karşı karşıya kaldık. Allah’tan böyle güçlü bir devletimiz var, güçlü liderimiz var ve bu yükün altından Türkiye olarak kalkıyoruz. En gelişmiş dediğimiz ülkeler bile böyle bir durumla karşılaştıklarında sıkıntı yaşarlar. Biz çok şükür bu yükü de kaldırıyoruz, depremzede kardeşlerimizin yaralarını sarıyoruz. Şuana kadar 80 bine yakın konut, hak sahiplerine teslim edildi. Daha üzerinden bir yıl geçti bu hadisenin, bu yılın sonuna kadar 200 bin konutu teslim edeceğiz ve inşallah önümüzdeki yıldan itibaren daha da hafifleyerek bu yükü kaldıracağız” diye konuştu.

    Savunma sanayinde ihracat hedefi 7 milyar dolar

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, açıklamasını şu şekilde tamamladı:

    “Bütün bunlara rağmen, dünyadaki ekonomik krizlere rağmen, bölgemizdeki savaşlara rağmen, depreme rağmen Türkiye geçen sene yüzde 4,5 büyüdü. Dünya yüzde 3 büyüdü, Türkiye yüzde 4,5 büyüdü. Geçen istihdam rakamları açıklandı 9.4, işsizlikte bir puan geçen yıla göre düşüş oldu. İhracatımız artıyor, turizm gelirimiz artıyor, savunmaya sanayinde yeni yeni başarılar ortaya çıkıyor. En son KAAN da uçtu. Mavi göklerle buluştu. Geçen sene sadece savunma sanayinde 5,5 milyar dolar Türkiye ihracat yaptı. Geçmişte paramızı vererek alamazdık bu takım ürünleri, şimdi Türkiye artık dünyaya teknolojik ürünler satıyor. Bu sene inşallah, 7 milyar dolar bekliyoruz. Bu yıl savunma sanayi ihracatından sadece. Dolayısıyla Türkiye yoluna devam ediyor.”
    Programa, AK Parti Bingöl milletvekilleri Feyzi Berdibek ve Zeki Korkutata, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, AK Parti İl Başkanı Yılmaz Seven, Solhan Belediye Başkanı Abdulhakim Yıldız, AK Parti İlçe Başkanı Nazmi Çalışan, Arokonak Belediye Başkanı Mustafa Döner ve vatandaşlar katıldı.

  • “Türkiye’yi vesayetlerden kurtardık”

    “Türkiye’yi vesayetlerden kurtardık”

    Muş’ta İstasyon Caddesi üzerinde bulunan AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi önünde vatandaşlara hitaben bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Muşluların kadirşinas bir halk olduğunu ve kendisine hizmet edenleri hiçbir zaman unutmadığını belirtti. Türkiye olarak Gazze başta olmak üzere nerede bir mazlum varsa hepsinin yanında olduklarını söyleyen Yılmaz, “Cumhurbaşkanımız, yola çıkarken bazı şeyler söylemişti. Bugün de onlar bizim temel düsturumuz. ‘Bölgesel milliyetçilik yapmayacağız’ dedi ve gerçekten yapılmadı. Son 20 yılda Doğu’ya, Güneydoğu’ya yapılan hizmet, yatırım hiçbir dönemle mukayese edilemez. Gerçekten önemli hizmetler yapıldı. Duble yollardan, üniversitelere, havalimanlarından altyapıya, kentsel dönüşümden eğitim ve sağlık tesislerine kadar çok önemli projeler hayata geçirildi” dedi.

    Türkiye’yi vesayetlerden kurtararak milli iradeyi hakim hale getirdiklerini söyleyen Yılmaz, “Eskiden sağlık hizmeti almak için Türkiye’den yurt dışına insanlar giderdi. Hastanelerde insanlar rehine kalırdı. Şimdi onlara son verdiğimiz gibi dünyadan Türkiye’ye sağlık hizmeti almaya geliyorlar. Sağlık turizmi diyoruz. Türkiye sağlık sektöründen milyarlarca dolar kazanmaya başladı. Böyle bir noktaya geldik. ABD’den, Avrupa’dan, İngiltere’den Türkiye’ye sağlık hizmeti almaya geliyorlar. Çok şükür bugünleri gördük. Demokraside, hukuk alanında, hak hürriyetlerde birçok adım attık. Vesayet yapılarıyla mücadele ettik. Türkiye’yi vesayetlerden kurtardık. Milli iradeyi hakim hale getiren çok önemli reformlara imza attık. Başörtüsünden ana dile varıncaya kadar birçok alanda tabu olmuş konuları birer birer önümüzden kaldırdık. Biz şuna inanıyoruz. 85 milyon, 81 vilayet, biriz beraberiz, kardeşiz” ifadelerini kullandı.
    Başka partilerin verdikleri vaatleri unuttuklarını söyleyen Yılmaz, Muşlulardan destek isteyerek, “Başka partilere bakın. Bırakın vadettiklerini yapmayı neyi vaat ettiklerini dahi hatırlamıyorlar. Bizim öyle bir anlayışımız yok. Biz ne yapacaksak onu söylüyoruz, yapamayacağımızı söylemiyoruz. Bu vaatlerimizin sonuna kadar arkasındayız. Bizim siyasetimiz birlik siyaseti AK Parti ve Cumhur İttifakı bu ülkenin ana damarını temsil etmektir. Bu siyaset milletin bağrından çıkmış bir siyasettir. Sırtını millete yaslamış bir siyasettir. İnanıyorum ki bu Muş Türkiye Yüzyılı’na da Muş’tan çok güçlü bir destek verecektir. Çok yaklaştık artık. Seçimler geliyor. Ne olur bu günleri değerlendirelim. Seçim günü sandık namustur. Sen seçim günü sandıklara sahip çıkacağız. Sandıklar kapanana kadar sayımlar tamamlanıp tutanaklar hazırlanıp seçim kurullarına götürülünceye kadar irademize milli iradeye sahip çıkacağız. Hazırız. Her zaman sizin hizmetinizdeyiz. Efendilik değil Hizmetkârlık yapmaya devam edeceğiz diyorum” şeklinde konuştu.
    AK Parti Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek, Muş Belediye Başkanı Feyat Asya ve AK Parti İl Başkanı Melik Emre birer konuşma yaptı.
    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Seçim Koordinasyon Merkezi’nde yaptığı konuşmanın ardından öğretmenevinde düzenlenen iftar programında kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş dünyasıyla bir araya geldi.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz; “Oyunuzu kendinize, Bulanık’a verin”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz; “Oyunuzu kendinize, Bulanık’a verin”

    31 Mart Yerel seçimler öncesi Muş’un Bulanık ilçesine gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve beraberindekiler, burada Bulanık Belediye Başkan Adayı Yakup Kaya ve partililer tarafından karşılandı.

    Partisinin seçim irtibat bürosunda vatandaşlarla bir araya gelen Cevdet Yılmaz, “Seçime az bir zaman kaldı. Pazar günü seçimler var. Oyunuzu siyasetin ötesinde, adayın ötesinde, kendinize verin Bulanık’a verin. Oyumuzu Bulanık’ın geleceğine verelim, Bulanık’ın hizmetlerine verelim. Oyumuzu Yakup kardeşimize verelim. Adayımız Yakup bey, Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatif Başkanlığından geldi. Kendisinin de bu yönü bence çok önemli. Ben buna ekonomik belediyecilik diyorum. Bir belediye hizmet yapacak, sosyal alanlar, yeşil alanlar, yol, su bu hizmetleri yapacak, yaşam kalitesini artıracak birinci görevi bu. Ama ikinci bir görevi daha var o da yerel kalkındırmayı gerçekleştirmek, daha fazla insanımıza aş, iş, istihdam sağlamak, üretime katkı sunmaktır. Bu tarafı da ihmal etmemek gerekir. 31 Mart’ta inşallah sizlerin helal oylarıyla Yakup Kaya seçilmesi halinde tüm projelerini birer birer hayata geçireceğinden hiçbir şüphemiz yok. Bizler tüm teşkilatlarımızla Yakup Bey’in ve projelerinin yanındayız ve arkasındayız” dedi.

    “AK Partinin siyaseti eser ve hizmet siyasetidir”
    “AK Partinin siyaseti eser ve hizmet siyasetidir” diyen Yılmaz, “Biz ne söylersek onun arkasında dururuz. Biz başka siyasetçiler ve partiler gibi davranmayız. Cumhurbaşkanımız hep bu prensip üzerinde hareket etti ve şimdi de devam ediyor. Seçimde ne söylersek arkasında duracağız ve projelerimizi hayata geçireceğiz. Laf üzerine laf koymayacağız, taş üstüne taş koyacağız ifadelerine yer verdi.
    “Bu yörelerimiz sloganlardan ideolojilerden artık yoruldu” diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz; “Bu kadar ideoloji, bu kadar slogan yeter. Yerel seçim ideoloji seçimi olmamalıdır. Siyaset seçimi olmamalıdır, hizmet seçimi olmalıdır. Ben inanıyorum. Bulanık halkı bu seçimde eser ve hizmet siyaseti diyecek, buna yürekten inanıyorum. Bunun yanında huzur ve güven ortamı. Huzurun, güvenin olmadığı yerde ne demokrasi olur, ne de kalkınma olur. Biz Ak Parti hükümeti olarak son 22 yıldır hem demokrasi olarak, hem de kalkınma olarak çok güzel hizmetler yaptık. Başörtüsü meselesinden tutun, insanların anadillerini rahat kullanmasına kadar her konuda önemli adımlar attık ve Türkiye’yi belli bir seviyeye getirdik. Son seçimlerle birlik 5 yıl daha bu ülkeyi kimin yöneteceği belli. Türkiye’nin yüzyılında Türkiye’yi çok daha güçlendirecek, çok daha ileriye götüreceğiz inşallah. Birlik beraberlik ve kardeşlik içinde olan Türkiye hem kendi halkına daha çok refah üretecek, hem de inşallah mazlum milletlere de mazlum toplumlara da daha çok sahip çıkacaktır. Sabahtan akşama kadar demokrasiden, haktan hukuktan söz eden bir takım güçler, unsurlar Gazze’de yaşanan zulme nasıl seyirci kaldığını hep birlikte görüyoruz. Bunların insafına, merhametine güvenemeyiz. Bunu iyi anlamamız lazım, iyi düşünmemiz lazım. Bizim ülke olarak birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız var. Birliğimizi ve beraberliğimizi koruyacağız. Bunu bozmaya çalışanlarla, bir takım emperyalist güçlerle birlikte yürümemeliyiz. Bir taraftan da çoluk çocuğumuzu, gençlerimizi iyi yetiştireceğiz. İyi eğitim vereceğiz. Güçlü yetiştireceğiz. Teknolojide, ekonomide ilerleyeceğiz. Kurumlarımızı daha güçlü hale getireceğiz. Hem dünyada hem de ülkemizde çok daha etkili bir konuma ulaşacağız. Türkiye yüzyılında inşallah hep birlikte bunu başaracağız. Bu nedenle Bulanık’tan vereceğiniz destek çok önemli ve çok anlamlıdır. Bu yerel seçimlerde Bulanık’ın birlik siyasetine destek olacağına inanıyorum. Huzura, güvene sahip çıkacağına inanıyorum. Kardeşliğimize, birliğimize, beraberliğimize güç vereceğine inanıyorum ve inşallah Bulanık kendine sahip çıkacak, kendi geleceğine sahip çıkacak. Bu belediyenin kaynaklarını bambaşka hedefler için değil, halkın ihtiyaçları için kullanacak. Sizlerden değerli adayımız Yakup beye güçlü bir destek bekliyoruz. Biz merkezi hükümet olarak belediyemize destek olacağız, diğer taraftan merkezi olarak yapmamız gerekenleri de yapmaya devam edeceğiz“ şeklinde konuştu.

    Muş-Bulanık yolunun programa alındıklarını belirten Yılmaz; “Bugüne kadar Muş’a çok şeyler yaptık. Havalimanından, üniversitesinden, barajlardan, kırsal alan hizmetlerinden, alt yapılardan, üst yapılara kadar birçok şey yaptık. Bunlara devam edeceğiz. Muş-Bulanık yolunu programa aldık, ihale hazırlıkları yapılıyor. Vekilimizle birlikte bu konuyu takip edeceğiz. Tekstil kent konusunda da elimizden gelen tüm desteği Yakup başkana vereceğiz. Halkın tercihi başımızın üstüne, ama biz inanıyoruz Pazar günü Bulanık Halkı Yakup Başkanı seçecek. Cenabı Allah dirliğimizi, birliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin. Bizi parçalamaya çalışanlara rabbim fırsat vermesin diyorum, Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum” dedi.

  • “Bitlis tüm bölgenin üretim merkezi haline geliyor

    “Bitlis tüm bölgenin üretim merkezi haline geliyor

    Bitlis’te gündüz düzenlenen mitingin ardından akşam polis evindeki iftarda sivil toplum kuruluşları (STK) temsilcileri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yaptığı konuşmada “Kaybedecek tek bir günümüzün, tek bir saatimizin olmadığının bilinciyle mücadele bayrağını Ahlat ruhuyla hep daha yukarıya taşımaya uğraşıyoruz. Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyütme hedefimizi adım adım hayata geçiriyoruz. Nasıl vatandaşlarımız arasında ayrım yapmıyorsak, illerimiz, bölgelerimiz arasında da asla ayrım yapmadık, yapmayız. Ankara’dan İstanbul’a, İzmir’e hizmet götürürken Muş’u, Bitlis’i, Şırnak’ı ihmal etmiyoruz. Deprem sebebiyle 104 milyar dolarlık ilave yükle karşılaşmış olsak da yüzde 4,5 gibi çok iyi bir oranla ekonomimiz büyümeye devam etti. Milli gelirimiz ilk kez 1,1 trilyon doların üzerine çıktı ve kişi başına düşen milli gelirimiz ilk kez 13 bin doları aştı. İşsizlik oranı yüzde 9,4 ile son 10 yılın en düşük seviyesini gördü. Tek haneli gerçekleşti. İyi bir programımız var. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde yeniden Türkiye’yi fiyat istikrarına kavuşturacağız. Kalıcı sosyal refah ve sürdürülebilir ekonomik büyüme için fiyat istikrarı çok çok önemlidir” diye konuştu.

    Türkiye’yi doğusuyla, güneydoğusuyla büyük hedeflerin, Türkiye yüzyılının eşiğine getirdiklerini ifade eden Yılmaz, “Cudi’yi, Gabar’ı, Tendürek’i, Besler Deresi’ni teröristlerden temizlemiş durumdayız. Ben de son dönemde illeri ziyaret ediyorum. Gerçekten bir huzur ve güven ortamı hakim. Eskiden çok farklı konuşulan yerler şimdi huzur ortamı içinde insanımızın ziyaret ettiği yerler. Cumhurbaşkanlığımızın liderliğinde sorunların kaynağını doğru tespit etmek çözümün ilk adımıdır. Biz buna inanıyoruz. Cumhurbaşkanımız liderliğinde tüm sorunları kaynağında kurutmada ustalaşmış kadrolarız. Asırlık hizmetleri 20 yıla sığdırdığımız bu başarının arkasında güçlü bir yönetim, güçlü bir siyasi irade vardır. Mevcut sorun ve sıkıntıları da aynı kararlılıkla çözecek, terör sebebiyle aksayan hizmetleri katbekat fazlasıyla Bitlis’e kazandırmaya devam edeceğiz. Bu anlayışla son 21 yılda Bitlis’e toplam 50 milyar lirayı aşan tutarda kamu yatırımı yaptık. Geçtiğimiz yıl Sayın Cumhurbaşkanımız Bitlis’e gelerek İl Özel İdaremizden belediyelerimize, Milli Eğitimden müftülüğe, vakıflardan emniyete, Karayolları’ndan Devlet Su İşleri’ne kadar kurumlarımızın 75 kalem hizmetinin açılışını gerçekleştirmişti. Yine bu kapsamda Bitlis Organize Sanayi Bölgesi’nde 3 bin kardeşimize istihdam oluşturan 34 firmamızın resmi açılışı yapılmıştı. Bitlis kamu yatırımlarının yanı sıra özel sektör yatırımlarıyla da kendinden söz ettirmeye başladı. Son yıllarda özel sektörün şehrimize olan ilgisi giderek artıyor. Özellikle tekstil alanında Bitlis tüm bölgenin üretim merkezi haline geliyor. Bitlis’in de içinde yer aldığı bölgemiz terör tehdidinden kurtuldukça buraya yeni yatırımlar gelerek, kalkınma hamlesi daha da hızlanmıştır. Hep söylüyorum burada da tekrar edeceğim. Terör demokrasinin de, kalkınmanın da düşmanıdır. Terörün olduğu yerde ne demokrasi olur ne kalkınma olur. Terörün olmadığı, huzurun, güvenin olduğu yerde de hem demokrasi olur, temek hak ve hürriyetler en güzel şekilde yaşanır hem de kalkınma olur, halkın refahı olur” dedi.
    Yılmaz, iftar sonrası Ahlat ve Adilcevaz’a bir ziyaret gerçekleştirerek, partililerle seçim çalışmalarını değerlendirecek.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Ahlat’ta halkla buluştu

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Ahlat’ta halkla buluştu

    Programda ilk olarak konuşan Cumhur İttifakı Ahlat Belediye Başkan Adayı Yavuz Gülmez, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı Ahlat’ta ağırlamaktan onur duyduklarını söyledi. Gülmez, “Bugün Ahlat bir başka güzel. Çünkü bugün bu meydanda bu toprakların yetiştirdiği en önemli değerlerden biri olan Ahlat sevdalısı büyüğümüz Cumhurbaşkanı Yardımcımız sayın Cevdet Yılmaz beyefendi aramızdalar. Cumhurbaşkanı yardımcım bu ziyaretiniz bizleri ve Ahlatlıyı ziyadesiyle mutlu etmiştir. Allah sizlerden razı olsun inşallah. Muhterem efendim artık Ahlat kararını vermiştir. Dün olduğu gibi bugün de bu coşkulu topluluk Allah’ın izniyle 31 Mart akşamı efsane AK Parti belediyeciliğini müjdelemektedir. Allah’a hamd ediyorum. Kıymetli Ahlatlılar bu mübarek günde ve bu soğuk günde teşrif ettiniz. Allah sizlerden razı olsun. Bu memleketin sokak sokak, cadde cadde sorunlarını bilerek projeler ürettik ve bu projelerin desteklenmesi lazım. Dün olduğu gibi bugün de Allah’ın izniyle hükümetimizin sonuna kadar arkamızda olduğunun farkındayız” dedi.

    Daha sonra konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek sözlerine başladı. Yılmaz, “Değerli kardeşlerim sizlere öncelikle Cumhurbaşkanımız kendisi de Ahlatlı olan, burada yeri olan, mekanı olan Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını iletiyorum. Aynı şekilde burada kendisi için bir konut inşa ettiren, kendisini Ahlatlı olarak gören Milliyetçi Hareket Partisi’nin değerli Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli’ye de selamlarımızı iletiyorum.

    Değerli kardeşlerim, önümüzde bir seçim var. Adayımız Yavuz bey. Yavuz Bey’e 31 Mart’ta evet diyor muyuz? Yavuz Bey’le birlikte Ahlat yeni dönemde yeni hizmetlerle yeni hamlelerle yoluna devam edecek inşallah. Bugüne kadar Ahlat’a çok hizmetler yaptık. Hükümet olarak Ahlat’a bir başka gözle baktık. Burası Kubbetül İslam. Burası bizim medeniyetimizin temel taşlarından. Bu gözle baktık. Ve elimizden gelen tüm imkanlarla Ahlat’ın yanında olduk. Ahlat’a yatırımlar yaptık. En son Cumhurbaşkanlığımızın da külliyesini buraya yaptık. Millet bahçeleriyle, altyapısıyla, üst yapısıyla restorasyonlarıyla Ahlat’a bütün desteğimizi vermeye çalıştık. Her bir projemizi de birebir Cumhurbaşkanımız takip etti. Allah ondan razı olsun. Allah başımızdan eksik etmesin” dedi.

    “Yeni dönemde de Yavuz başkanımızla birlikte aynı anlayışla hizmetlerimize devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü, “Yavuz Bey güzel projeler hazırladı. O projelere merkezi idare olarak elimizden gelen tüm desteği vermeye devam edeceğiz. Kendisinin yanındayız, arkasındayız. Bizim siyasetimiz makam ve mevki siyaseti değil. Makamlar ve mevkiler gelip geçicidir. Dünya da gelip geçici. Önemli olan o makamlardayken halka hizmet etmektir. Halkın ihtiyaçlarını görmektir ve birlikten yana olmaktır. Kendi nefsinizin aleyhine de olsa, kendi menfaatinizin aleyhine de olsa birlikten ayrılmamaktır. Ben inanıyorum ki kim ne yaparsa yapsın Ahlat birliğimize güç verecek.
    İnşallah önümüzdeki dönem Türkiye Yüzyılı diyoruz. Türkiye Yüzyılı’nda çok daha ileriye hedeflere yürüyeceğiz. Sadece bölgemizde değil, küresel düzeyde çok daha farklı bir konuma ulaşacağız. Bunun için bir şeye ihtiyacımız var sadece. Ahlat’ta da bana göre en güzel mesaj budur. Birlik siyasetine ihtiyacımız var. Beraberlik siyasetine ihtiyacımız var. Biz bir olmazsak beraber olmazsak başkalarına fırsat doğar. Ahlat halkı bunu en güzel şekilde değerlendirecektir. Buna yürekten inanıyorum. Başkalarına fırsat vermeyecektir. Birliğimizi, beraberliğimizi muhafaza edecektir.

    Değerli Ahlatlı hemşerilerim 31 Mart’a hazır mıyız? 31 Mart’ta AK Parti demeye, Cumhur İttifakı demeye Yavuz Bey’i belediye başkanlığına taşımaya kararlı mıyız? Evet. Benim gördüğüm Ahlat işi bitirmiş. İnşallah 31 Mart’ta, 31 Mart akşamında Ahlat’ın sonuçlarını özel olarak takip edeceğiz. Ve buradan gelen sonuçlar farklı bir mesaj verecek. Hem Türkiye’ye hem de Dünyaya ülkemizin, milletimizin gücünü göstereceksiniz.”