Etiket: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz

  • “Ağrı’ya 84 milyar lira yatırım yaptık”

    “Ağrı’ya 84 milyar lira yatırım yaptık”

    Ağrı’da Hakemoğlu Konferans Salonu’na düzenlenen iftar programına katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz yaptığı konuşmada, “Peygamber Efendimizin kutlu emrine ram olarak iki günümüzü birbirine eşit geçirmemek için hep canla başla, aşkla çalışıyoruz. 10 Ramazan, sizler gibi kardeşlerimizle buluştuğumuz iftar sofralarında daha bir anlam kazanıyor. Bu bölgenin bir evladı olarak bir önceki haftadan bu yana ya bölgede bir şehrimizde ya da hemşehri buluşmalarında iftar sevincini paylaşıyoruz. Tüm illerimize yüzümüz, alnımız ak şekilde gidiyoruz. İktidardaki 21 yıllık eser ve hizmet yolculuğumuzda daha önce hayal dahi edilemeyen nice yatırımı, eseri ve projeyi ülkemize kazandırdık. Ülkemizin eksiklerini gidermekle kalmadık, her alanda Türkiye’yi tarihinin en büyük kalkınma ve yatırım hamlesiyle tanıştırdık” dedi.

    Bölgede terör tehdidinin sınırların dışına taşınmasıyla gözle görülür iyileşmeler sağlandığını ifade eden Yılmaz, kente yapılan hizmetlere değinerek şunları söyledi:

    “Yıllarca bölgenin kalkınmasını engelleyerek, refahının önüne geçenlerin bertaraf olmasıyla bu topraklar tarihiyle, kültürüyle yeniden ayağa kalmaya başladı. Bölgenin kalkınmasına engel olmak isteyen tüm odaklara rağmen son 21 yılda Ağrı’ya 84 milyar lira yatırım yaptık. Çocuklarımıza ve gençlerimize hizmet eden bir bilim merkezi kurduk. İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni şehrimize kazandırdık. Şimdi de üniversitemize tıp fakültesi binası yapıyoruz. 400 yataklı merkez, 150 yataklı Patnos Hastanesi başta olmak üzere bin 125 yataklı 15 hastane dâhil 77 sağlık tesisini şehre kazandırdık. TOKİ vasıtasıyla 4 bin 240 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik, 386 konutun yapımı sürüyor. Ağrı’daki beş millet bahçesinden dördü bitti, Murat Nehri Millet Bahçesi en güzel şekilde hazırlanıyor. Ağrı, şehir geçişi ve bağlantı yollarını Erzurum-Ağrı-Doğubayazıt-Gürbulak Sınır Kapısı yolunu, Doğubayazıt-Çaldıran yolunu, Ağrı-Hamur-Tutak-Patnos yolunu, Erciş-Patnos yolunu ve Doğubayazıt-Iğdır yolunu bölünmüş yol olarak tamamladık. Ağrı’nın hasretle beklediği Yazıcı Barajı başta olmak üzere iki baraj, bir sulama tesisi, 50 taşkın koruma tesisi inşa ettik. Yazıcı Barajı’yla Ağrı şehir merkezi ve 15 yerleşim yerinin 2045 yılına kadar olan içme suyu ihtiyacını karşıladık. Havalimanımızda hizmete açtığımız yeni terminal binası ile yılda 2,5 milyon yolcu taşıma kapasitesine ulaştık. Ağrı ilinde bir ilke imza atıp Diyadin ilçesinde ‘Jeotermal Kaynaklı Sera Organize Tarım Bölgesi’nin temelini attık ve alt yapı çalışmalarına başladık. 1,3 milyar TL yatırım yapılacak olan proje ile bin 500 kişi iş sahibi olacak. Ağrı’ya kurduğumuz tekstil kent sayesinde çok sayıda kardeşimize istihdam kapısı açıyoruz. Hedefimiz 17 fabrikada 15 bin istihdama ulaşmak. Doğubayazıt Kültür Merkezi’ni, Doğubayazıt Şafii Camii’ni, Ahmed-i Hani Türbesi’ni ve İshak Paşa Sarayı’nı restore ederek hizmete açtık. Ayrıca Ağrı’ya 11 bin metrekare alana sahip kültür ve kongre merkezi yaptık. Doğal gaz ağını genişlettik, bu yıl da Hamur’u doğal gaza kavuşturacağız. Merkezi yönetim belediye uyumu işte tüm bu hizmetlerin hızlı şekilde sağlanması için önemlidir. Ağrı’da bu uyumun başarısı saydığım hizmetlerden okunuyor.”

    Türkiye Yüzyılı idealine ulaşmak için hizmet seferberliğini sürdürdüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Değerli kardeşlerim, her daim geleceği inşa etmenin sorumluluğuyla vizyon projelerini hayata geçirmeyi sürdürüyor, ülkemizin ‘Türkiye Yüzyılı’ idealine ulaşması için büyük bir hizmet seferberliği yürütüyoruz. Bu idealimiz doğrultusunda Türkiye Yüzyılı şehirleri için gerçek belediyecilik diyoruz. 31 Mart ile birlikte ‘Türkiye Yüzyılı şehirleri’ imarından ödün vermeden çalışmaya hazırız ve kararlıyız. Türkiye Yüzyılı’nın Ağrı’sı için hazırız ve kararlıyız. Hizmetle, icraatla, özveriyle çalışacak isimler bellidir; Ağrı Belediye Başkan adayımız Mehmet Salih Aydın, Doğubayazıt Belediye Başkan adayımız Cengiz Çelik, Diyadin Belediye Başkan adayımız Rıfat Polat, Eleşkirt Belediye Başkan adayımız Ramazan Yakut, Hamur Belediye Başkan adayımız Cezmi Ergül, Patnos Belediye Başkan adayımız Abdülhalik Taşkın, Taşlıçay Belediye Başkan adayımız İsmet Taşdemir, Tutak Belediye Başkan adayımız Fevzi Sayan, Dedeli Belediye Başkan adayımız Veysi Durak, Tahir Belediye Başkan adayımız Alparslan Yavuz, Yaylaüstü Belediye Başkan adayımız Selami Demirtaş, Yücekapı Belediye Başkan adayımız Nurettin Öztürk. Yerelde gönülden çalışacak tüm adaylarımıza itimadımız tamdır. Tüm adaylarımız Ağrı’nın her bir köşesine eser ve hizmet siyasetinin izlerini bırakmak, şehrimizi Türkiye Yüzyılı’nda daha ileriye taşımak için seferber olmuş durumda. Ağrı’daki eser ve hizmet belediyeciliğimiz yeni dönemde Mehmet Salih Aydın’a emanet. Herkese eşit ve adil hizmet sunmayı şiar edinen Salih Bey, hizmet götürülmemiş tek bir Ağrılı kalmayana kadar çalışmaya hazır. Kentsel dönüşüm ve altyapı sorunlarının çözülmesi, üniversite öğrencilerinin eğitim masraflarına destek, yöresel ürünler ticaret merkezi, kadın kooperatifleri kurulması ve belediye spor kulübünün açılması gibi projeleriyle Türkiye Yüzyılı şehirleri vizyonumuz doğrultusunda Ağrı’ya yeni bir soluk getirecek. Salih Bey’de bu heyecan, hazırlık, plan, program varken ortaya koyacak bir vizyonu ve projesi olmayanlara sandıkta gereken cevabı vereceğinize inanıyorum. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin” diye konuştu.

    Düzenlenen programa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Ağrı Valisi Mustafa Koç, AK Parti Ağrı Milletvekili Ruken Kilerci, İbrahim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, AK Pati İl Başkanı Orhan Güngör ve Belediye Başkan adayı Mehmet Salih Aydın katıldı.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Terör en büyük zararı Doğu’ya, Güneydoğu’ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Terör en büyük zararı Doğu’ya, Güneydoğu’ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Tuzla Belediyesi Nikah Sarayı ve Kültür Merkezinde düzenlenen Doğu ve Güneydoğu STK ve Kanaat Önderleri Buluşması’na katıldı. STK temsilcileri ve vatandaşların da katıldığı törende Yılmaz’ın yanı sıra AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı da konuşma gerçekleştirdi.

    “Terör en büyük zararı Doğu’ya, Güneydoğu’ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi”
    Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Yıllar yılı bir terör belasıyla uğraştık. Şu anda çok şükür huzur içinde bir bölgemiz var. Daha geçen hafta Bingöl, Tunceli, Elazığ, Malatya, Van, Hakkari ve çeşitli illeri dolaştık. Önümüzdeki günlerde de inşallah Muş’a, Bitlis’e, Ağrı’ya, Diyarbakır’a gideceğim. Rahat bir şekilde dolaşıyoruz, vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz. Hep söylüyorum, terör en büyük zararı Doğu’ya, Güneydoğu’ya, orada yaşayan vatandaşlarımıza verdi. Hangi mezhepten olursa olsun, hangi etnik yapıdan olursa olsun en büyük zararı Doğu, Güneydoğu’da yaşayan insanımız çekti. Şimdi tersine huzur ortamı da en büyük faydayı Doğu’ya, Güneydoğu’ya veriyor. Bazen söylüyorum ben, Türkiye ekonomisi dünyadan hızlı büyüyor ama Doğu, Güneydoğu’nun ekonomisi de inşallah Türkiye ortalamasının üstünde büyüyecek çünkü uzun yıllardır kullanılmamış bir potansiyel harekete geçiyor” ifadelerini kullandı.

    “AK Parti 85 milyonun partisi olduğu gibi Kurmançilerin, Zazaların partisi de AK Parti’dir”
    Yılmaz, “Bizim de AK Parti olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında başından itibaren bir şiarımız oldu; ‘Bölgesel milliyetçilik yapmayacağız.’ dedik, başından beri bunu söyledik. Doğu’ya, Güneydoğu’ya tarihinde hiçbir dönemde olmadığı kadar yatırım yaptık, hizmet yaptık. Kale oradaysa arşın burada, geçmişe bakılabilir. Yine eksiklikler var mı? Elbette var. Mükemmellik Cenabı Allah’a mahsus. Mutlaka eksiklerimiz var, yanlışlar var. Onlara bir şey diyemem ama şunu yaptık, bir taraftan çok uzun yıllardır birikmiş ihmalleri karşıladık bir taraftan da bugünün ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık. Doğu’da, Güneydoğu’da yaptığımız iki kat zor bir işti. Hem geçmişin ihmallerini kapatmaya çalıştık hem de bugünün ihtiyaçlarına cevap vermeye çalıştık. Büyük oranda da başardığımıza inanıyoruz, inşallah daha da iyiye gidecek. Sadece yatırımlarla, fiziki hizmetlerle kalmadık, tapuları da yıktık. Son 20 yılda demokrasi anlamında temel hak ve hürriyetler anlamında. Çok büyük adımlar attık gerçekten. Cumhurbaşkanımız, Başbakanken çeşitli görevlerdeyken bu konuda büyük riskler alarak büyük muhalefetlere rağmen ben bu meselelere bakacağım dedi ve gerekli adımları attı. Birileri Zaza seçmeni, Kurmançi seçmeni, Kürt seçmeni sanki tekelinde gibi görüyor. Biz ona hiçbir şekilde katılmıyoruz. AK Parti 85 milyonun partisi olduğu gibi Kurmançilerin, Zazaların partisi de AK Parti’dir. Hiç kimse Kürtlerin tek temsilcisiymiş gibi dolaşmasın. Herkes kimden ne kadar oy alıyorsa onları temsil ediyor. Hangi etnik kökenden olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun, hangi meşrepten olursa olsun bütün vatandaşlarımız bizim gözümüzde birdir, azizdir ve onlara hizmetkar olmak bizim için şereftir. Hiçbir zaman bir ırka dayalı bir anlayış değildir, geniş bir anlayıştır. Değerlerde ortaklığa, tarihi birlikteliğe, tecrübeye, kader birliğine, ortak bir gelecek tasavvuruna dayalı bir anlayıştır. Böyle olmaya da devam edecek inşallah ve biz bu milletin ferdi olmaktan iftihar ediyoruz. Bir taraftan da demokrasi, hukuk devleti içinde, eşit vatandaşlık temelinde yolumuza devam ediyoruz, devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın” ifadesini kullandı.
    Yılmaz, önceki günlerde Pençe Kilit Harekatı Bölgesi’nde şehit olan Tabip Teğmen Hulusi Elçi’nin Bingöl’deki cenaze törenine katıldığını söyleyerek, tüm şehitlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
    Demokratik bir ortamda her konunun tartışılabileceğini belirten Yılmaz, “Bizim Kürt vatandaşlarımızla konuşmak, onların sorunlarını öğrenmek, dinlemek, ilgilenmek için başka aracılara da ihtiyacımız yok kimse kusura bakmasın. Alevi vatandaşlarımız için de aynı şekilde, bizim başka aracılara ihtiyacımız yok. Biz vatandaşımızla zaten konuşuruz, sorunları varsa dinleriz, elimizden gelen tüm gayretle de sorunları aşmaya, çözmeye çalışırız. Bundan sonra da aynı anlayış içinde olacağız ama birilerinin ideolojik birtakım saplantılarıyla, toplumu huzursuz eden yaklaşımlarıyla da hiçbir şekilde anlaşmamız mümkün değil” dedi.

    “Murat Bey, yapar mı? Yapar”
    31 Mart seçimleri ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Esas mesele nedir yerel seçimde? İlçemizin, ilimizin mahalli, müşterek hizmetleri. Bunu kim daha iyi yapar? Kim daha iyi sağlar? Esas sorumuz bu. Adaylar var, partiler var. Vatandaş olarak bizim sormamız gereken: ‘Kim bana daha güzel bir yaşam ortamı sağlar? Kim daha güzel bir iş ortamı, yatırım ortamı sağlar?’ Bunu sorarak, buna vereceğimiz cevap, en isabetli tercihi yapmamızı sağlayacaktır, diye inanıyorum. Biz AK Parti olarak ve Cumhur İttifakı olarak hep şunu savunuyoruz, eser ve hizmet siyaseti diyoruz. Boş laflarla, polemiklerle, çatışmalarla, kavgalarla, şovlarla bu millete vereceğimiz bir şey yok. Bizim bu millete çalışarak, ter dökerek, sorunlarını çözerek hizmet etmemiz lazım. Buna biz gerçek belediyecilik diyoruz. Şimdi bir anlayış var. Ne diyor? Belediyeyi nasıl görüyor? Şan, şöhret yeri olarak. Kendi reklamını yaptığı, polemiklerle gündem olmaya çalıştığı bir makam olarak görenler var. Bunlar gerçek belediyecilik yapamazlar. İdeolojik saplantıları için belediyeyi kullanmaya çalışanlar da var. Bunlar da gerçek belediyecilik yapamaz. Belediyeyi başka yerlere atlamanın bir aracı olarak görürler ancak, başka bir takım hedeflere hizmet edecek bir enstrüman olarak görürler belediyeyi, halka hizmet edecek bir kurum olarak değil. Böyle yapanlar, bu zihniyette olanların kaynakları verimli kullanması da mümkün değil, bunlar kaynakları yatırım için kullanmazlar halka hizmet için kullanmazlar, başka işlere harcarlar. Murat Bey ne diyor, ‘Sadece İstanbul’, ‘Yeniden İstanbul’u farklı bir yere taşıyacağız.’ Birçok projesi var ama bana göre bu iki konu çok çok önemli, İstanbul’u afetlere hazırlamak, afet gerçekleşmeden riskleri ortadan kaldırmak böylece insanımızın can güvenliğini, mal güvenliğini sağlamak. Bu ekonomik anlamda da çok önemli. Deprem öncesi yaptığınız bir liralık harcama deprem sonrası yedi liralık harcamaya denk geliyor. ‘Yüz binlerce konutu dönüştüreceğim.’ diyor Murat Bey, yapar mı? Yapar. Nereden biliyoruz yapacağını? Yaptı çünkü, deprem bölgesinde 180 bin konut ihale etti, daha önce yaptıkları ortada” ifadelerini kullandı.

    Başkan Şadi Yazıcı ise, “Tuzla’da beraber çok programda bulunduk çok iş yaptık. 3 dönemdir 550 projeyle, yeni hayalimiz olan 68 yeni proje ile Tuzla’mızı getirdiğimiz noktadan daha iyi noktaya götürmek için, 2029’a götürme konusunda emaneti istemek üzere halkımızın önüne çıktık. İnşallah bu emaneti en iyi şekilde taşımak ve hukukun ve kanunların önünde, daha sonra Allah’ın önünde, ümmetin ve halkın olan bu makamı en iyi şekilde taşıyarak en üst noktaya elimizden geleni yaptık, yapmaya devam edeceğiz” dedi.
    Tuzla’da ilçe belediyesi ve ilgili kurumlar marifetiyle son 10 yılda 25 bin konutun dönüştürüldüğünden bahseden Kabaktepe, “10 yılda 25 bin. Tuzla’nın bütçesinin yüz katı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi 9 bin konut dönüştürdüğünü söylüyor. Vatandaşlarımızdan istirhamımız şu, çocuklarımıza yıl sonunda karne veriyorlar ya, belediye başkanlarımızın da dersleri var. Burada baktığımızda Tuzla’da yüz katı az bütçeyle 5 yılda 10 bin konut yapan yerel yönetim anlayışı var, diğer tarafta 5 yılda sadece 9 bin konut dönüştürdüğünü söyleyen bir İBB yönetimi var. Bunu vatandaşlarımızın, siz değerli hemşehrilerimizin değerlendireceğini düşünüyorum” diye konuştu.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız da azalmış durumda”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız da azalmış durumda”

    31 Mart’ta gerçekleştirilecek Mahalli İdareler Seçimine sayılı günler kala Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Kocaeli’de bir dizi ziyaretlerde bulundu. Önce Kocaeli Valiliği ve Büyükşehir Belediyesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ardından iş insanları ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz toplantıda yaptığı konuşmada, “Dünya, son 3-4 yıl büyüme ve ticaret açısından tarihsel ortalamaların altında. Önce pandemi, sonrasında toparlanma süreçleri bunun yol açtığı enflasyon, enflasyona karşı ülkelerin ortaya sıkı para politikaları, bütün bunlar büyümeyi, ticareti daraltmış durumda. Bir taraftan da dünyada rekabet var. O rekabetin getirdiği yeni korumacılık eğilimleri var. Bunların getirdiği ticareti daraltıcı etkiler söz konusu. Diğer yandan maalesef savaşlar, çatışmalar yaşıyoruz. Ukrayna-Rusya savaşı, bu anlamda bütün dünyayı küresel ekonomiyi, özellikle Avrupa’yı çok etkileyen bir gelişme oldu. Diğer yandan Körfez’de hepimizin içini yakan manzaralar, özellikle Gazze’de yaşananlar. Bunlarda olumsuz gelişmeler olarak karşımızda duruyor” diye konuştu.

    “Geçen yıl Türkiye ekonomisi yüzde 4.5 büyüme kaydetti”
    6 Şubat depremine değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Geçen yıl tarihimizin en büyük depremini yaşadık. Onun yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Çabuk unutuyoruz maalesef. Üzerinden bir yıl geçti. Acil müdahaleler yapıldı bitti ama henüz depremin yaralarını tam anlamıyla sarmış değiliz. Kalıcı şekilde rehabilitasyonu sağlamak belli zaman alıyor. Bunu da üç başlıkta yapıyoruz. Kalıcı konutlar inşa ediyoruz. Altyapıyı rehabilite ediyoruz. Diğer taraftan da ekonomik, sosyal hayatı canlandırmaya çalışıyoruz. Bu üç başlık altında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçen yıl ve bu yıl yoğun bir mesai harcıyoruz. Gelecek yıldan itibaren inşallah yükümüz hafifleyerek devam edeceğiz. Bütün bu şartlar altında küresel ekonomide yüzde 3 civarında büyüme varken, geçen yıl Türkiye ekonomisi yüzde 4.5 büyüme kaydetti. İlk defa tarihimizde 1 trilyon dolar seviyesini geçmiş oldu. Milli gelirimiz 1 trilyon 119 milyar dolar oldu. Kişi başına gelirimiz ise 13 bin 110 dolar seviyesinde gerçekleşti. Yaşadığımız şartları dikkate aldığımızda bunlar önemli rakamlar” şeklinde konuştu.

    “Geçen yılın son çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarımızdaki artış yüzde 10.7 oldu”
    Büyümenin kompozisyonunu da dönüştürme çabalarının olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Enflasyonu desteklemeyen, dezenflasyona daha çok destek olan bir büyüme kompozisyonu hedefliyoruz. Bu çerçevede tüketim harcamalarının nispi payının azalmasını, yatırımın ve ihracatın büyümemize daha fazla katkı vermesini arzu ediyoruz. Bu yönde bir politika setimiz var. Bu yönde de gelişmeler olduğunu ifade edebilirim. Geçen yılın son çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarımızdaki artış yüzde 10.7 oldu, çeyreklik bazda söylüyorum. Makine teçhizat yatırımlarındaki artış ise yüzde 14 gerçekleşti. Bunlar olumlu rakamlar. Yatırımın büyümemizde, milli gelirimizde daha fazla pay aldığını gösteren rakamlar. Tüketim harcamalarımız da belli bir zaman sürecinden sonra ilk defa tek haneli büyümelere düşmüş oldu. Yine yüksek tüketimimiz var. Ama en azından bir tek haneye düşmüş oldu” ifadelerini kullandı.

    “2026’ya geldiğimizde ise tek haneli enflasyonlara yeniden ulaşacağız”
    Temel meselenin fiyat istikrarı, enflasyon olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyonla ilgili olarak kararlı şekilde mücadelemizi başlatmış durumdayız. Politikalarımızı güncellemiş durumdayız. Bir taraftan para politikasıyla, diğer yandan maliye politikasıyla ve yapısal reformlarla, 3 sütunlu politikayla enflasyonla mücadele ediyoruz. Ancak şunu açık yüreklilikle söylememiz lazım, tüm dünyada enflasyonla mücadele zaman alır. Bu bize özgü bir şey değil. Belli seviyeye gelmiş olan enflasyonu düşürmek süreç meselesidir. Kararlı şekilde mücadele edilmesi gereken bir hadisedir. Biz de hemen hükümeti kurduktan sonra yani Mayıs seçimlerinden sonra bu mücadeleye başladık. Geldiğimiz noktada aylık bazda etkileri görmeye başladık. Ocak, Şubat ayında sadece bu yılın bir miktar beklentilerimizin üstünde oldu. Nitekim Merkez Bankamız hemen bu konuda pozisyon aldı. Sıkılaştırıcı bir takım tedbirler aldı. Yeniden patikamıza dönülmesi noktasında tedbirleri hemen devreye soktu. Beklentimiz şu; Mayıs ayından sonra Haziran ayı enflasyonunun çıkmasıyla birlikte hep birlikte yıllık bazda düşüşü göreceğiz. Aylık ivme kayıpları daha önceden olacak. Ama yıllık düşüş Haziran-Temmuz gibi gerçekleşmiş olacak. Belirgin bir düşüşü, yılın ikinci yarısında göreceğiz. Dezenflasyon süreci başlayacak. 2025 yılında orta vadeli programımızdaki hedefimiz yüzde 15 civarında enflasyon. 2026’ya geldiğimizde ise tek haneli enflasyonlara yeniden ulaşacağız. Bunu da laf olsun diye söylemiyoruz. Bunun planını, programını, politika setini oluşturmuş durumdayız ve kararlı şekilde de bunu hayata geçiriyoruz. Hep birlikte de sonuçlarını göreceğiz” dedi.

    “Dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız azalmış durumda”
    Geçen yıl cari işlemler açığında ciddi düşüş olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Geçen yıl Mayıs ayında cari açık 60 milyar dolara kadar çıkmıştı. Son dönem ciddi yavaşlamaya girdi, yıl sonunu 45 milyar dolar cari açıkla kapattık. Ocak ayında ihracat dengesinin ve olumlu gelişmeler etkisiyle 37.5 milyar dolara kadar düştü. Şubat ayının rakamları henüz çıkmış değil ama beklentimiz 32-33 milyar dolarlara kadar cari açığımızın gerilemesi. Yani geçen yılın ortalarıyla mukayese ederseniz cari açığımızda neredeyse yarı yarıya düşüş olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Türkiye’nin döviz ihtiyacı da azalmış durumda. Bir taraftan da yeni şartlar altında dış finansmana erişimde de çok daha kolay bir döneme girdiğimizi ifade edebiliriz. CDS dediğimiz ülke risk birimlerinin düşmesi hem özel sektörün, hem kamu sektörünün döviz kaynaklarına, finans kaynaklarına erişiminde oldukça kolaylaştırılmış durumda. Bankacılık sistemimiz borçlarını çok rahat şekilde yenileyebiliyor. Dolayısıyla dövize erişimde problemimiz yok, döviz ihtiyacımız da azalmış durumda, temellerimiz bu anlamda sağlam. Buna rağmen son dönemde oluşturulmaya çalışılan spekülatif hava var. Bunu kimsenin prim vermemesi gerekiyor. Rakamlar ortada döviz ihtiyacımız azaldı, dövize erişimimiz arttı ve cari işlemlerde iyi gidiyoruz. Geçen yıl hizmet gelirlerimiz de gayet iyi gerçekleşti. 100 milyar dolar civarında hizmet gelirimiz oldu. Bunun için de geçen yıl turizmden 54 milyar doları aşan gelirimiz oldu. Bu da bizim için çok kıymetli. Bu yıl da 60 milyon turist, altmış milyar dolar turizm geliri diyoruz. İnşallah buna da ulaşırız” diye konuştu.

    “32 milyon 222 bin kişilik istihdama ulaşmış olduk”
    Dış ticarette baktığınızda geçen yıl ihracatımız 256 milyar dolar oldu. Bu yıla da ihracatımız iyi başladı. Ocak-Şubat döneminde Şubat dönemi yıllıklandırılmış 12 aylık ihracatımız 259 milyar dolara yaklaştı. Dolayısıyla ihracatımızda da iyi gidiyoruz. İş gücü piyasalarında, istihdamda da geçen yılı iyi kapattık. TÜİK son ocak rakamlarını açıkladı. 32 milyon 222 bin kişilik istihdama ulaşmış olduk. Bu da tarihimizin en yüksek seviyelerinde, istihdam oranı dediğimiz rakam yani çalışanların çalışma çağındaki nüfusa oranı yüzde 49’a ulaştı. Tarihimizin yine en yüksek istihdam rakamına ulaşmış olduk. Geçen yılın en üst yıllık bazda işsizlik oranı çıkmış değil. Ama aylık bazdaki rakamlardan şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; geçen yılı tek haneli bir işsizlikle kapattık. Bu da sevindirici. Özellikle son dönemlerde kadın istihdamına, genç istihdamında hızlı artışlar görüyoruz” şeklinde konuştu.
    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İş Dünyası Buluşması Kapsamında iş insanları ile Kocaeli Kongre Merkezi’nde bir araya geldiği toplantıya Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, milletvekilleri ve çok sayıda iş insanı katıldı.

  • “Türkiye trilyon dolarlık ekonomiler ligine katılmış oldu”

    “Türkiye trilyon dolarlık ekonomiler ligine katılmış oldu”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, birtakım ziyaretlerde bulunmak üzere Elazığ’a geldi. İlk olarak bir düğün salonunda düzenlenen iftar programına katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Elazığlılarla bir araya geldi. Ardından bir otelde gerçekleştirilen “İş Dünyası Buluşması” programına katılan Yılmaz, Elazığlı iş insanlarına hitap etti.

    “Cari açık meselesi, Türkiye’nin uzun dönemi, en önemli meselelerinden biri”

    Türkiye’nin özellikle cari işlemleri hakkında rakamsal veriler paylaşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyonda belirgin bir düşüşü göreceğiz. Bu mücadele uzun soluklu, orta vadeli bir mücadele. Dolayısıyla yaptığımız yeni politikalarımızın etkisini belli bir süreç içinde, aşama aşama göreceğiz. 2024 ikinci yarısındaki bu düşüşlerden sonra iki 2025’te orta vadeli programımıza göre yüzde 15 civarında bir hedefimiz var. 2026 yılında ise tek haneli rakamlara yeniden ulaşmayı hedefliyoruz. Yine son dönem sevindirici olan bir gelişme, cari işlemler açığımızda ciddi gerileme söz konusu. Geçen yılın ilk yarısında cari işlemler açığımız 60 milyar doların üzerindeydi. Yılı, 45,4 milyar dolarla kapatmış olduk. Yani ciddi anlamda bir gerileme oldu ve milli gelire oranı da cariye açığın 4,1 civarında oldu. Bu iyileşme ocak ve şubat aylarında da devam ediyor. Ocak ayı rakamları çıktı. Burada 37,5 milyar dolara düşmüş durumda. Şubat ayında daha da gerilere, 32, 33 milyarlara düşmesini bekliyoruz. Cari açık meselesi, Türkiye’nin uzun dönemi, en önemli meselelerinden biridir. Buradaki iyileşme gerçekten sevindirici. Özellikle hizmet gelirlerinde geçen yılı 100 milyar dolarla kapattık. Bu da önemli. Türkiye mal ticaretinde açık veren ama hizmet ticaretinde fazla veren bir ülke. Burada turizm gelirlerimiz de 54,3 milyar doları buldu. Ziyaretçi sayımız 57 milyonu geçti. 2024’te de 60 milyon turist, 60 milyon dolar turizm hedefimiz var. Bu da cari açığımıza önemli katkılar da bulunuyor. Sermaye girişleri de geçen yıl olumlu yönde seyretti. 2022 yılında portföy kaleminde 13,7 milyar dolar çıkış varken 2023’te 8,3 milyar dolar finans girişi gerçekleşti. Bu da finansal akımlar anlamında önemli. Bütün bunlarla birlikte orta vadeli programda 2024 için ön gördüğümüz cari açığın milli gelire oranı anlamında 3.1’lik rakamın rahatlıkla yakalanabileceğini hatta bundan da daha iyi bir performans gösterebileceğimizi düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

    “Trilyon dolarlık ekonomiler ligine Türkiye katılmış oldu”

    Geçen yıl itibariyle Türkiye ekonomisinin 1 trilyon 119 milyar dolar bir büyüklüğe ulaştığını belirten Yılmaz, “Türkiye olarak yine son 21 yıla baktığımızda, ortalama yıllık büyüme hızımız yüzde 5.4 olmuş, dünyadan 1.8 puan daha yüksek büyümüşüz. Bir yıl için belki bu çok büyük bir rakam değil diyebilirsiniz ama bu 21 bir yıllık dönem için birikimli olarak baktığımızda Türkiye’yi dünyada farklı bir yere taşıdığını da ifade etmek isterim. Türkiye ekonomisi 2023 yılında büyüme eğilimini devam ettirmiştir. Son çeyrek itibariyle yüzde dört büyümüş. On dört çeyrek kesintisiz büyümesini devam ettirmiştir. Yıl geneli büyüme hızımız ise geçen yıl itibariyle yüzde 4.5 olarak gerçekleşti. Orta vadeli programda biz 4.4 demiştik. Bu rakam programımızın da bir miktar üstünde bir büyümeyle 2023 yılını kapatmış olduk. Türkiye ekonomi, ilk defa bir trilyon eşiğini açmış oldu. Trilyon dolarlık ekonomiler ligine Türkiye katılmış oldu. Kişi başına gelirimiz ise 13 bin 110 seviyesine yükseldi. Bu rakamlarla baktığımızda ekonomimiz dünyanın on yedinci büyük ekonomisi, nominal dolar bazında satın alma gücüyle hesaplandığında ise bu daha da yüksek. On birinci büyük ekonomi konumundayız. Bunlar dünyanın bu zor şartlarında sevindirici rakamlar. Geçen yıl yaşadığımız depremi, bölgemizde yaşanan jeopolitik gelişmeleri, savaşları da dikkate aldığımızda gerçekten Türk ekonomisi gücünü bu dönemde ortaya koydu, diyebiliriz. Yine sevindirici olan 2023 yılının son çeyreğinde sabit sermaye yatırımları yüzde 10,7 bir artış sergiledi ve çift haneli büyüdü. Burada da beş çeyrektir devam eden büyüme trendi var. Yatırımların artması ve büyümemizi, yatırımların olumlu etkilemesi yine sevindirici. Bunun içinde de makine teçhizat yatırımlarının artış oranı çok çarpıcı. Son çeyrekte yüzde 14 makine teçhizat yatırımlarında bir artış var. Burada da 17 çeyrektir devam eden bir büyümemiz söz konusu. Bunlar da sevindirici hadiseler. Büyümenin kompozisyonu açısından, yatırımın büyümeye açısından ve gelecek potansiyel büyümemiz açısından çok önemli rakamlar” diye konuştu.

    “Merkez Bankamızın brüt rezervleri 8 Mart itibariyle 130,5 milyar dolar seviyesinde”

    Kredi derecelendirme kuruluşu olan Fitch’in, ülke notunu bir kademe yükseltmesi sonucu pozitif etkilerin yaşandığını ifade eden Yılmaz, “İş gücü piyasası, istihdam anlamında da ocak ayında işsizlik oranı yüzde 9.1 seviyesinde gerçekleşti. İstihdamımız ise 32 milyon 222 bin seviyesine ulaştı. Özellikle burada kadın istihdamının artışının önemli bir kaybın olduğunu ifade etmek isterim. Geçen yıl, 2023’teki işsizlik oranı henüz tam yıllık baza çıkmış değil ama bütün bu gelişmelerle şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki geçen yılı tek haneli bir işsizlik rakamıyla kapatmış olduk. Hem ekonomik anlamda hem sosyal anlamda önemli. Merkez Bankamızın brüt rezervleri 8 Mart itibariyle 130,5 milyar dolar seviyesinde. Bir yandan da Türkiye’nin ülke CDS risk biriminde ciddi bir düşüş var. Geçen yılın ortalarında 700 baz puan seviyesine kadar yükselmişti. Geldiğimiz noktada 300 baz puan civarında, bazen altında bazen bir miktar üstünde ve çok ciddi anlamda bir düşüş oldu. Bunun önümüzdeki dönemlerde daha da iyi noktalara gitmesini bekliyoruz. KKM dediğimiz kur korumalı mevzuat, burada da yine geçen yıl Ağustos ayında 3.4 trilyon lira seviyesine kadar yükselen bir rakam söz konusuydu. Geçtiğimiz aylarda önemli bir çözülme oldu. Yaklaşık 1.1 trilyon bir azalmayla 2.3 trilyon civarına düşmüş oldu. Bu da önemli bir husus. Fitch adındaki kredi derecelendirme kuruluşu notumuzu bir kademe yükseltti, görünümünü de pozitife çevirdi. Bu eğilimin de devam edeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

    “Yıl sonunda inşallah 200 bin deprem konutunu teslim etmiş olacağız”

    Son olarak geçtiğimiz yıl Türkiye tarihinin en büyük afetini yaşadığını anımsatan Yılmaz bölgede yaraların sarılması adına çalışmaların aralıksız devam ettiğini belirterek, “ Deprem afeti yaşadık. Bu afetten 11 ilimiz, 14 dört milyon insanımız doğrudan etkilendi. Tüm ülkemiz etkilendi. Burada da ülkemiz için ilk hesaplamalarımıza göre 104 milyar dolarlık bir maliyet oluştu. Bunun da ağırlıklı kısmı 2023 ve 2024 dört yıllarında, 2025 yılında başlayarak azalan şekilde bu harcamalar devam edecek. İnşallah depremin yaralarını saracağız. Türkiye güçlü bir ülke. Bir siyasi istikrarımız var. Bütçemizi iyi yönetiyoruz. Dolayısıyla depremin yaralarını da en etkili şekilde sarıyoruz. Bugüne kadar da depremle ilgili yoğun bir çalışma içinde olduk. Geçen yıl yaptığımız harcama merkezi idareden 960 milyar Türk lirasını buldu. Bu yıl 1 trilyon 28 milyar lira bütçemize deprem harcamalarıyla ilgili ödenek koymuş durumdayız. Bunları da hayata geçiriyoruz. Hak sahiplikleri belirlendi, inşaatlarımız devam ediyor. Şuana kadar 46 bin civarında genel itibariyle konut ve birim edildi. Yıl sonunda inşallah 200 bin konutu teslim etmiş olacağız. Önümüzdeki dönemde inşallah yeni projelerle bir taraftan kamunun yapacağı işlerle bir taraftan da kamunun destekleyeceği, teşvik edeceği yatırımlarla yolumuza devam edeceğiz. Özellikle doğu ve Güneydoğu bu dönemde çok güzel bir huzur ve güven ortamına kavuştu. Yıllar maalesef terörden dolayı bu potansiyeller yeterince harekete geçmemiştir. Şimdi bu huzur ve güven ortamında ben inanıyorum ki, Doğu ve Güneydoğu’nun büyüme hızı Türkiye ortalamasının da üstünde olacak. Çünkü uzun yıllardır kullanılmamış bir potansiyel harekete geçiyor. Terör en büyük zararı bu bölgelere verdi. Terörün bitmesinin en büyük faydalarını da bu bölgelerimiz görecek” dedi.

  • “2026’da yeniden tek rakamlı enflasyon rakamlarına ulaşacağız”

    “2026’da yeniden tek rakamlı enflasyon rakamlarına ulaşacağız”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, birtakım ziyaretlerde bulunmak üzere Bingöl’e geldi. Valilik ve iş dünyası ziyaretlerinin ardından düzenlenen iftar programına katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, burada vatandaşlara hitap etti.

    “20-21 yıllık bir döneme asırlık hizmetleri sığdırmamız mümkün oldu”

    AK Parti’nin 21 yıllık dönemde asırlık hizmetler yaptığını belirten Yılmaz, “Sayın Cumhurbaşkanımız sürekli üzerinde durur şöyle söyler; ‘biz bu millete efendilik yapmaya değil hizmetkar olmaya geldik’ der. Biz de onunla birlikte yol arkadaşları olarak, bu millete efendilik değil hizmetkar olma anlayışıyla gece gündüz koşturuyoruz. Masa başında değil, alandayız. İnsanımızla birlikteyiz, her an milletimizle iç içeyiz. Cumhur İttifakı olarak biz, millete hizmetkar olmayı en büyük şeref olarak görüyoruz ve bu anlayışladır ki, 20-21 yıllık bir döneme asırlık hizmetleri sığdırmamız mümkün oldu. Bu anlayışla eser ve hizmet siyaseti anlayışıyla da yolumuza devam edeceğiz” dedi.

    “Geçen yıl dünya ekonomisi yüzde 3 civarında büyürken, Türkiye ekonomisi yüzde 4,5 büyümeyi başardı”

    Türkiye ekonomisinin geçtiğimiz yıl ciddi bir büyüme gösterdiği vurgulayan Yılmaz, “Siyasi istikrarımız var çok şükür. 21 yıldır siyasi güven ve istikrar ortamında Türkiye yoluna devam ediyor. Bu hava gibi su gibi bir şey değerli arkadaşlar, olmayınca insan kıymetini belki daha iyi anlıyor varken yeterince belki göremiyoruz şunun altını ben çizmek isterim; siyasi istikrar yoksa güven ortamı yoksa ne ekonomimiz gelişir kalkınma sağlarsınız ne huzur ve güven ortamınız olur ne de uluslararası alanda hak ettiğiniz saygınlığa kavuşursunuz. Dolayısıyla bütün bu alanlarda ülkemizi hak ettiği yerlere taşımamızın zemini en güçlü zemini güven ve istikrardır. Siyasi güven ve istikrardır. Bu da bugün var. Başımızda Cenabı Allah eksikliğini vermesin güçlü bir liderimiz var. Dünyanın, Türkiye’nin zor bir döneminden geçiyoruz. Kuzeyimizde savaş, güneyde çatışmalar, savaşlar, diğer taraftan pandemi sonrası dünya hala tam olarak toparlanabilmiş değil. Bunların üstüne bir de tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Maalesef 11 ilimiz, 14 milyon insanımız bu afetten etkilendi. Bütün bu ağır koşullara rağmen, çok şükür Türkiye güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor. Geçen yıl dünya ekonomisi yüzde 3 civarında büyürken, Türkiye ekonomisi yüzde 4,5 büyümeyi başardı. Dünyanın 1,5 puan üstünde. Bütün bu olumsuzluklara rağmen. Diğer taraftan ihracatımız 256 milyar doları buldu, turizm gelirimiz 54 milyar doların üzerine çıktı, istihdamımız 32 milyon seviyesini aştı. Tarihimizde ilk defa milli gelirimiz 1 trilyon dolar seviyesini geçerek 1,1 trilyonun da üstüne çıktı. Kişi başına gelirimiz 13 bin 110 dolarlara ulaştı. Bütün bunlar Türkiye’nin geçen yıl sağladığı başarı” diye konuştu.

    “2026’da ise Allah’ın izniyle yeniden tek rakamlı enflasyon rakamlarına ulaşacağız”

    Enflasyonda düşüşler yaşanacağın altını çizen Yılmaz, “Nerede sıkıntımız var, enflasyonda. Reel ekonomi de gerçekten çok iyiyiz. Üretim artıyor, ihracat artıyor, büyüme artıyor, turizm gelirlerimiz artıyor. Sıkıntımız fiyat istikrarında bu noktada da yeni planlarımızı, programlarımızı yapmış durumdayız. Orta vadeli programımızı hayata geçiriyoruz. Adım adım inşallah o konuda da sonuçlar alacağız. Yıllık bazda sonuçların alınması biraz zaman istiyor, bu Mayıs’tan sonra Haziran, Temmuz gibi yaz döneminde yıllık bazda belirgin bir düşüşü hep birlikte göreceğiz inşallah. 2025 yılında orta vadeli programımıza göre yüzde 15’lere düşecek, 2026’da ise Allah’ın izniyle yeniden tek rakamlı enflasyon rakamlarına ulaşacağız. Bu bir süreç. Planımızı, programımızı yapmış durumdayız. Adım adım bunu hayata geçiriyoruz” dedi.

    “Ekonomik politikalarımıza gölge düşürmeye çalışanlara lütfen itibar etmeyin”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, açıklamasını şu şekilde tamamladı:

    “Bazıları tezvirat yapıyorlar, efendim bu seçimlerden sonra şu alacak bu olacak, ülkede şöyle şeyler değişecek. Değerli arkadaşlar, bunlara hiçbir şekilde prim vermeyin. Spekülasyonlara, manipülasyonlara hiçbir şekilde prim vermeyin. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediğine bakın, bizlerin söylediğine bakın, yetkili kurumların ifadelerine bakın, yetkin bilim adamlarının, analistlerin söylediklerine bakın. Sosyal medyada dedikodularla, ekonomik politikalarımıza gölge düşürmeye çalışanlara lütfen itibar etmeyin. Seçim yerel seçim. Sonuçta genel bir seçim yapmıyoruz. Meclisimiz burada ve çoğunluğumuz var. Sayın Cumhurbaşkanımızı seçtik 5 yıl ve başımızda. Dolayısıyla genel politikalar itibariyle yerel seçimden sonra bir değişim beklemek, hiçbir şekilde temele sahip değil. Hiçbir şekilde gerçekçi değil. Bunun altını özellikle çizmek isterim. Biz orta vadeli programımız ilan ettik, arkasında da büyük bir siyasi irade var. Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi var. Bizzat kendisi bunu ilan etti. Ve bu orta vadeli programı adım adım hayata geçirmeye devam edeceğiz. Kimseye bir sürpriz yapma niyetimiz de yok. Programımız açık ve şeffaf, orada yol haritamız var, isteyen alır orada okur, çerçevemizi görür. Genel hatlarıyla yol haritamız ortadadır, bu yol haritamızı da kararlı bir şekilde güçlü bir şekilde hayata geçirmeye devam edeceğiz. Bu anlamda seçim sonrasına ilişkin spekülasyon yapmaya çalışanlara lütfen prim vermeyelim.”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, iş dünyası toplantısının ardından iftar programına katılmadan Bingöl’den ayrıldı. Programa AK Parti Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek ile Zeki Korkutata, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı 2025’i işaret ett

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı 2025’i işaret ett

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in paylaşımını alıntılayarak yaptığı paylaşımda,

    “Ocak ayına göre ivme kaybetse de şubat ayı enflasyonu beklentilerin üstünde gerçekleşmiştir. Merkez Bankamızın ilave sıkılaştırıcı adımlarının yanı sıra, maliye politikası ve yapısal reformlar ile destekleyeceğimiz dezenflasyon sürecinde yılın ikinci yarısında belirgin sonuçlar alınacaktır. 2025 yılında enflasyonla mücadele süreci çok daha hızlanacaktır. Orta vadede (2026 perspektifinde) ise sürdürülebilir kalkınma hedeflerimiz çerçevesinde tek haneli enflasyon oranlarına yeniden ulaşmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Londra’da uluslararası yatırımcılarla bir araya geldi

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Londra’da uluslararası yatırımcılarla bir araya geldi

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İngiltere’nin başkenti Londra’da temaslarına devam ediyor. Yılmaz, Globalturk Capital’in Londra Borsası iş birliğiyle düzenlenen “Türkiye ile Çevresindeki Yatırımlar ve Halka Açılan Özel Sermayenin 2024 ve Sonrası Görünümü” başlıklı programında, uluslararası yatırımcılarla bir araya gelerek, Türkiye’nin 2024 görünümünü, makro politikalarını ve yatırım iklimine ilişkin görüşlerini paylaştı.

    Türkiye’nin küresel ekonomideki yavaşlamaya rağmen, büyümeyi destekleyici politikalarla küresel değer zincirlerinin dirençli bir oyuncusu olarak pozisyonun güçlendirdiğini ifade eden Yılmaz, “Son 20 yılda Türkiye, yıllık ortalama %5,4’lük bir oranla dikkate değer bir ekonomik büyüme gösterdi ve kesintisiz büyüme dönemini 13 yıla çıkardı. 2024-2026 dönemini içeren Orta Vadeli programımızı kararlılıkla uygulamaya devam etmekte olup para ve maliye politikalarımızın olumlu sonuçlarını alıyoruz. Yatırımcı güveni, kararlılıkla uyguladığımız politikalar ve ekonomik istikrar ortamındaki olumlu gelişmelerle artıyor.” şeklinde konuştu.

    “Türkiye, dirençli ve hızlı büyüyen ekonomisi, yatırım dostu politikaları, nitelikli işgücü havuzu, jeostratejik konumu ve güçlü altyapısıyla birçok sektörde yabancı doğrudan yatırım için birçok fırsat sunuyor.” diyerek yabancı yatırımcının hareketleri ile ilgili olarak Türkiye’nin ekonomisinin yatırım dostu politikalar güttüğünü belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Yatırım ikliminin daha da geliştirilmesi ve öngörülebilirliğin artırılması için çeşitli yapısal reformları ve eylem planlarını uygulamaya devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde, ülkemize yapılacak yatırımların kalitesini ve çeşitliliğini artıracağız. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye, uluslararası ticarette merkezi konumunu koruyacak ve önemli yatırımlar çekmeye devam edecektir.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Globalturk Capital’e ve Londra Borsası’na teşekkür ederek hitabını sonlandırdı.

  • “60 milyon turist hedefimiz var”

    “60 milyon turist hedefimiz var”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde düzenlenen toplantıda iş dünyasıyla bir araya geldi. Burada Türkiye ekonomisine yönelik son durum hakkında bilgiler paylaşan Yılmaz, Türkiye’nin ekonomik büyümede Avrupa’nın da önünde olduğunun altını çizdi. Yılmaz, “Dünyada malum zor bir dönem yaşanıyor. Ticaretteki artış hızı tarihî ortalamaların altında. Diğer taraftan tarihimizin en büyük afetlerinden birini yaşadık. En büyük afetini yaşadık aslında geçen yıl. Tekrar Cenabı Allah’tan rahmet diliyoruz bütün kaybettiğimiz canlarımız için. Depremin yaralarını sardığımız bir dönem. Bir yandan da gerek kuzeyimizde gerek güneyimizde çok farklı jeopolitik gerilimlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bütün bunlara rağmen büyümemizi, ekonomik gelişmemizi devam ettiriyoruz. Türkiye ekonomisi 2022’de 5,5 büyümüştü. Son 20 ortalamamıza baktığımızda 5,4. Dünya 3,6 büyürken biz yıllık ortalama 5,4 büyümüşüz. Dünyanın 1,8 puan üstündeyiz. İlk üç çeyrek yani ilk 9 ay yüzde 4,7 büyüme kaydetti Türkiye ekonomisi. Dünya yüzde 3 civarında bir ülke. Yine dünya ortalamasının oldukça üzerinde bir büyüme performansımız var. Son çeyrekte yüzde 3,7 dahi büyüsek orta vadeli programımızdaki hedefimiz olan dört nokta dördü yakalayacağımızı düşünüyoruz” dedi.

    “1,1 trilyon seviyelerde bir ekonomik büyüklüğe ulaştığımızı tahmin ediyoruz”

    Ekonominin 2023 yılında 1 trilyon dolar seviyesini geçtiğini söyleyen Yılmaz, “İlk defa bu geçen 2023’te 1 trilyon dolar seviyesini geçti ekonomimiz. Bunun geçtiğini artık görüyoruz ama tam rakamı yine ay sonunda göreceğiz. 1,1 trilyon seviyelerde bir ekonomik büyüklüğe ulaştığımızı tahmin ediyoruz. Kişi başına gelirimizin de 2022 10 bin 600 dolarlar seviyesinden 13 bin dolara yakın bir seviyeye geleceğini düşünüyoruz. Şu anki tahminlerimiz bu yönde. Ay sonunda bunu daha net bir şekilde görmüş olacağız. Reel ekonomide son derece iyi bir performans sergiliyoruz ama enflasyon dünyada da bizde de temel öncelik, temel mesele. Bir taraftan tabii resesyona düşmeden, büyümeyi tamamen etmeden enflasyonu düşürmek. Ana gündemimiz bu. Fiyat istikrarı enflasyonla mücadele. Vatandaşımızın da önceliği bizim de önceliğimiz. Dolayısıyla son dönemdeki programlarımızı buna odaklamış durumdayız. Geçen yıl yüzde 64,27 gerçekleşti. OVP’de 65 diye tahmin etmiştik. Bir miktar altında gerçekleşti. Bu yıl ocak ayında biraz yükseliş var. Bunu geçici olarak görüyoruz. Ocak ayları genelde yıllık fiyat ayarlamalarının yapıldığı diğer bir takım ücret ve fiyat ayarlamalarından dolayı 6,7 gibi geldi. Bundan sonraki aylarda kademeli bir şekilde düşmesini bekliyoruz. Özellikle yıl ortasından itibaren daha belirgin bir düşüşü göreceğimizi düşünüyoruz. enflasyonda bunun için gerekli planlarımızı, programlarımızı yapmış durumdayız. Bir taraftan para politikalarımız, bir taraftan maliye politikalarımız, yapısal reformlarla enflasyonu kararlı bir şekilde düşürme gayreti içindeyiz. Bunun da özünün şu oluşturuyor. İç tasarruf oranlarımızı arttırmak tüketimi daha sağlıklı bir seviyede sürdürmek. Kaynaklarımızı tasarruf ederek arttırdığımız kaynakları ise üretken alanlara sevk etmek. Sanayileşme gibi yatırımlar gibi alanlara bu kaynakları kanalize etmek, büyüme stratejimizin önünü oluşturuyor. Enflasyonla mücadele ederken büyümeyi de sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Ama büyümenin kompozisyonunu değiştiriyoruz. Tüketim ağırlıklı bir büyüme değil, daha çok yatırım, ihracat, üretim ağırlıklı bir büyüme yapısı inşa ediyoruz. Bir taraftan da cari dengemizi iyileştirme gayreti içindeyiz. Geçen yılın ortalarında 60 milyar dolarlara kadar çıkmıştı cari açık. 2023 yılını 45,2 milyar dolarla kapattık. Yani oldukça önemli bir iyileşme var cari açıkta” ifadelerini kullandı.

    “Bu yıl 60 milyon turist, 60 milyar dolar hedefimiz var”

    Hizmet sektöründe Türkiye olarak başarılı bir performans sergilendiğini söyleyen Yılmaz, “Hizmet ticaretinde daha iyiyiz. Hizmetlerde geldiğimiz noktaya baktığımız zaman 100 milyar dolar seviyelerine gelen bir hizmet gelirimiz söz konusu. Bunun için de tabii en ağırlıklı olan turizm gelirleri. Turizm gelirimiz 2023’te 54,3 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu yıl 60 milyon turist, 60 milyar dolar hedefimiz var. İnşallah bunu da gerçekleştireceğiz. Bu rakamı az önce bahsettiğim bütün o olumsuzluklara, jeopolitik gelişmelere rağmen başardık. Kişi başı gecelemelerdeki getirinin de arttığını görüyoruz. Bu da olumlu. Yani sadece turist sayısı artmıyor. Turist başına katma değer de yükseliyor” diye konuştu.

    “İhracatımıza baktığımızda 256 milyar doları yakaladık geçen yıl”

    Dünyadaki talep şartlarının olumsuzluğuna rağmen ihracatta başarıyı yakaladıklarını söyleyen Yılmaz, “Sermaye hareketlerine baktığımız zaman. Sermaye hareketlerinde de 2022’de 13,7 milyar dolar bir çıkış olmuşken ülkemizden. 2023 yılında nette 8,34 milyar dolar bir sermaye girişinin gerçekleştiğini görüyoruz. Dış ticaretimize, ihracatımıza baktığımızda 256 milyar doları yakaladık geçen yıl. Dünyadaki talep şartları olumsuz olduğu halde birçok sıkıntılar yaşandığı halde özellikle ihraç pazarımız olan Avrupa’da ciddi anlamda bir durgunluk, bir hareket olduğu halde ihracatçılarımız bunu başardılar. Sanayicilerimizi, ihracatçılarımızı tebrik ediyoruz. Gerçekten çok güzel bir performans. Tarihi bir seviyeyi de yakalamış olduk böylece” dedi.

    “Dış ticaret dengemizdeki iyileşmenin devam ettiğini söyleyebilirim”

    Dış ticaret dengesinde iyileşmenin devam ettiğinin altını çizen Yılmaz, “Ocak ayında da ihracatın yüzde 3,6 arttığını görüyoruz bu yılın ocak ayında. İthalatın ise yüzde 26,2 azaldığını görüyoruz. Dış ticaret dengemizdeki iyileşmenin devam ettiğini söyleyebilirim. Biraz geçen yıl ticaretimizde altın ithalatının fazla olduğunu görüyoruz. Bu cari açıkta da önemli bir paya sahip. Bu yıl burada da bir yavaşlamaya bekliyoruz. İş gücü piyasalarına baktığımızda, istihdama baktığımızda en son aralık verisi açıklandı biliyorsunuz. Yüzde 8,8 aylık bazda. Yıllık veriyi yani hesaplamak biraz zaman alıyor. Henüz belli değil. Ama aralıkta gelen bu rakamla birlikte şunu artık rahatlıkla söyleyebiliyoruz. 2023 yılını tek haneli bir işsizlikle kapatmış olduk. 32 milyonu ilk defa aştı istihdamımız. İyi bir performans sergiliyoruz yine istihdamda. OVP’de 10,1 olacak demiştik. Burada pozitif bir şey var. Tek haneye düşmüş oldu. Ocak ayında da yine istihdam üretmeye devam ediyor ekonomimiz. Katılım oranı da yükseldi, 53,5’e çıktı. Kadın ve genç işsizliğinde azalma var. Özellikle genç işsizliğinde yıllık bazda 4 puanlık düşüş bizim için son derece sevindirici” diye konuştu.

    Merkez bankası rezervlerinin güçlendiğini belirten Yılmaz, “Merkez Bankamızın rezervleri güçlendi. Geçen yılın ortalarında 198,5 milyar dolarlardayken bugün 134 milyar doların üzerinde bunun da daha üzerindeydi. Son dön emde bir miktar bir azalma var ama yine artmaya devam edecek inşallah rezervlerimiz. Bu rezervlerle ilgili KKM dediğimiz kur korumalı mevduatın çözülme süreci de etkili oluyor burada. Ocak ayında biraz daha yüksekti bu çözülme. KKM’de de önemli bir azalış olduğunu ifade etmek isterim. En yükseldiği dönem ağustos 2023 3,4 trilyona yükselmişti. 16 şubat itibariyle 2 trilyon 343 milyara düşmüş durumda yani 1 trilyonu aşan bir azalış söz konusu. Yaklaşık 50 milyar dolar burada bir düşüş söz konusu. Bunu da finansal piyasalarda istikrarsızlığa yol açmadan aşamalı bir şekilde, dikkatli bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla bir taraf bu çözümler süreci devam ediyor” dedi.

    Son 20 yılda en önem verdikleri konunun bütçe disiplini olduğunu belirten Yılmaz, “Bütçe disiplini anlamında da kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Son 20 yılın en önemli özelliklerinden biri nedir derseniz bütçe disiplinine verilen önemdir. Gerçekten bu konuda Cumhurbaşkanımız son derece titiz bir yaklaşım sergiledi. Avrupa’dan birçok ülkeden çok daha iyi bir performans sergiledik son 20 yılda. Geldiğimiz noktada bir miktar bütçe açığımızda artış var. Onun da temel sebebi deprem depreme yaptığımız harca Geçen yıl OVP’de bütçe açığının milli gelire oranını 6,4 diye tahmin etmiştik. Gerçekleşme bundan çok daha iyi oldu doğrusu. 5,4 gerçekleşti. Yani düşündüğümüzden daha düşük bir bütçe açığıyla kapattık. Bu 5,4’ün 3,8 puanı sadece deprem harcamalarından kaynaklanıyor. Geriye kalan sadece 1,6’sı normal diyelim bütçe açığı. Bu da master kriteri denen Avrupa Birliği’nin en fazla yüzde 3 olmalı kriterinin oldukça altında. Dolayısıyla bütçede de disiplinli bir şekilde devam ediyoruz. Bu sene yine depreme önemli bir kaynak ayırmış durumdayız. 1 trilyonun üzerinde bütçemizde gerek deprem yaralarının sarılması, gerekse şehirlerimizin afetlere, depreme daha hazırlıklı hale getirilmesi noktasında yatırımlarımız var. Bunlar bütçe açısından yapısal bozulma oluşturmayan açıklardır. Çünkü belli bir süre bu harcamaları yaparsınız. Sonra devam edersiniz yolunuza. Dolayısıyla bunlar yapısal bozulma oluşturmazlar. Bir de şunun altını çizmek lazım. Deprem harcamaları yatırım niteliğinde harcamalar sonuçta ülkemizi geleceğe daha güvenli daha dirençli şehirlerle hazırlayan harcamalar. Bunlar konusunda gerekli adımları atıyoruz. Depremle ilgili hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Konutları teslim etmeye başladık biliyorsunuz ama sadece konutlardan ibaret değil. Bir taraftan kalıcı konutlar inşa ediyoruz. Diğer yandan altyapıyı tamir ediyoruz. İşte yolu, suyu, doğal gazı, eğitim, sağlık tesisleri. Bunları tamir ediyoruz. Diğer taraftan da ekonomik sosyal hayatı canlandırıcı harcamalar yapıyoruz. Sanayinin, tarımın, istihdamın artması için gayret ediyoruz. Bunu da devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, konuşmasının ardından iş dünyasıyla basına kapalı toplantısına devam etti.
    Toplantıya Manisa Valisi Enver Ünlü, AK Parti Manisa Milletvekili Ahmet Mücahit Arınç Arınç, MOSB Yönetim Kurulu Başkanı Sait Türek, MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay, AK Parti MKYK Üyesi Doç. Dr. Ayşe Nevin Sert, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün ve Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi katıldı.

  • “Türkiye’den Çin’e ihracatın artması lazım”

    “Türkiye’den Çin’e ihracatın artması lazım”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türk ve Çinli şirketler arasında imzalanan “Giga Enerji Depolama Tesisi Anlaşması İmza Töreni”ne katıldı. Yılmaz, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde küresel piyasalarda rekabet gücünü artırmakta ve kritik teknolojilerin üretimi noktasında gelişme kaydettiğini ifade etti. Enerji alanında “bağımsız enerji, güçlü Türkiye” diyerek yerli kaynaklarına dayalı bir enerji ekosistemi oluşturduklarını belirten Yılmaz, “2002 yılında 32 bin megavat seviyelerinde olan elektrik kurulu gücümüzü 107 bin megavatın üzerine çıkarmış durumdayız. Hâlihazırda kurulu gücümüzün yerlilik oranı yüzde 66, yenilenebilir enerji oranı ise yüzde 55 seviyesindedir. 2010 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güçteki payı yüzde 3 iken, bu oran 2022 itibariyle yüzde 22’ye yükselmiştir” diye konuştu.

    Yenilenebilir enerji kaynak destek mekanizması ve yenilenebilir kaynak alanlarıyla ülkemizin toplam enerji kurulu gücünü ve üretimini hızla artırırken temiz enerji dönüşümünün öncü ülkelerinden biri hâline gelmiş durumda olduklarını söyleyen Yılmaz, “Bu kapsamda, ülkemiz Avrupa’da jeotermal enerji kurulu gücünde 1’inci, hidroelektrik kurulu gücünde 2’nci, rüzgârda 7’nci ve güneş enerjisi kurulu gücünde ise 8’inci sırada yer almaktadır. Önümüzdeki dönemde her yıl 3.500 megavat güneş, 1.500 megavat da rüzgâr enerjisi santralinin devreye alınmasını planlanıyoruz. Yerli ve yenilenebilir enerjiyi güçlendirerek cari açık sorununu konusunda da çalışıyoruz. Toplam 5 bin megavat deniz üstü rüzgâr enerjisi kurulu gücünü enerji portföyümüze eklemeyi planlıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Yerli ve yenilenebilir enerjiyi güçlendirerek cari açığı küçültme yönünde çalışıyoruz”

    Yerli ve yenilebilir enerjiyi güçlendirerek cari açığı küçültme yönünde çalıştıklarının altını çizen Yılmaz, “Türkiye’nin temel problemlerinden biri cari açık, burada da enerji ithalatının önemli bir rolü var. Bir taraftan kendi doğalgazımızı petrolümüzü artırırken nükleer enerjiye yatırım yaparken diğer taraftan yenilebilir enerji kaynaklarımızı harekete geçirerek ve enerji verimliliğini artırarak enerjide dışa bağımlılığımızı en alt düzeye çekme gayreti içerisindeyiz. Aynı zamanda bölgesel ve küresel enerji güvenliğine katkıda bulunmak ve enerjide bölgesel ticaret merkezi olmak hedeflerimiz arasında” ifadelerini kullandı.

    Yılmaz, Türkiye’nin sadece kendi enerjisini karşılamanın ötesinde bir bölgesel ticaret merkezi olarak geniş bir coğrafyanın enerji arz güvenliği konusunda önemli bir konumda olduğunu kaydetti.

    “Türkiye önemli yatırımların yapılacağı bir ülke konumda”

    2003’ten bu yana toplamda 261,3 milyar dolarlık uluslararası yatırım alan Türkiye’nin enerji dönüşümünde sunduğu fırsatlarla yatırımcıların ilgisini çektiğine dikkat çeken Yılmaz, “Avrupa’da temiz enerji yatırımı çeken ilk 10 ülke arasında bulunan ülkemizde enerji pazarı sürekli büyüme kaydetmektedir. Diğer taraftan 2053 itibariyle karbon nötre ulaşma hedefi, iklim dostu enerji yatırımlarının önünü açmakta. Türkiye bu yandan önemli yatırımların yapılacağı bir ülke konumda” değerlendirmesinde bulundu.

    Dış ticarette 50 milyar doları aşan bir hacim ulaşıldığını aktaran Yılmaz, “Türkiye’den Çin’e değişik sektörlerden ihracatın artması lazım. Bu konuda 2 ülke arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi lazım. Diğer yandan ticaretteki dengesizlikleri telafi edecek şekilde turizm ve doğrudan yatırımların desteklenmesi gerekiyor. Daha fazla Çinli turisti Türkiye’de görmek istiyoruz. Daha fazla Çin’den doğrudan yatırımı görmek istiyoruz. Bunları yaptığımız zaman ticaretteki durumu da dengeleyeceğine inanıyorum. Bu konularda daha fazla iş yapmamız lazım” açıklamasında bulundu.
    Yılmaz, Çin’in diğer ülkelere yapmış olduğu yıllık ortalama 100 milyar doları aşan doğrudan yabancı sermaye yatırımından Türkiye’nin aldığı pay ise binde 2’ler civarında çok düşük bir seviyede olduğunu bunu yükseltmek gerektiğini belirtti.

  • Cevdet Yılmaz’dan Kıbrıs açıklaması

    Cevdet Yılmaz’dan Kıbrıs açıklaması

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla TÜRKSOY’da düzenlenen ‘Doğumunun 100. Yılında Sanatçı Kimliği ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş Anma Toplantısı’ ve fotoğraf sergisi açılışına katıldı. Yılmaz, Rauf Raif Denktaş’ı, doğumunun 100. yılında rahmet ve saygıyla yâd etti. Yılmaz, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatının (TÜRKSOY) ev sahipliğinde merhum Denktaş’ı bugün yalnızca lider kişiliğiyle değil, aynı zamanda sanatçı yanıyla anacaklarını belirtti.

    Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkü, on yıllarca Rum mezalimine korkusuzca direnmiş; can vermiş, kan vermiş ama hürriyetinden vazgeçmediğinin altını çizen Yılmaz, “EOKA zulmüne rağmen 1571’den beri yurdu, memleketi bildiği toprağını bırakmamış; egemenliğinden asla taviz vermemiştir. Kıbrıs Türkleri’nin efsanevi direniş destanı, Ada’nın Yunanistan’a bağlanması anlamına gelen Rumların Enosis hayaline bir hançer gibi saplanmış; Kıbrıs Türkü katledilirken seyreden Dünya’ya azmin zaferini göstermiştir” diye konuştu.

    Rauf Denktaş, Kıbrıs Türkü’nün bu varoluş mücadelesine önderlik etmiş, sadece Kıbrıs’ta değil tüm Türk Dünyası’nda yakın tarihin sembol isimlerinden birisi olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Sayın Denktaş’ın ahirete irtihalinin 12. yılını geçtiğimiz ay geride bırakmış olsak da, KKTC başta olmak üzere eserleri nefes almaya devam etmektedir. Hukuk öğrenciliğinden Türk Mukavemet Teşkilatı kuruculuğuna uzanan hayat yolculuğunda yeni bir devletin kurucu lideri olarak tarihe adını yazdırmıştır. Bunun yanı sıra gerek fotoğrafçılığı gerek yazarlığı ile çok yönlü bir fikir ve devlet adamı olarak hafızalarda yer etmiştir” diye konuştu.

    Denktaş’ın lensinden yansıyan kareler, Denktaş’ın sadece siyasi bir figür değil, memleket sevdasını fotoğrafla ölümsüzleştirecek kadar tutkulu bir vatansever olduğunu anlattığına dikkat çeken Yılmaz, “Kendi ifadeleriyle adada ‘güne yeni başlamışken ışığı yakalamak ve günü bitirirken, doğanın güzelliklerini görmemiz ve tadını çıkarmamız için bize göz veren o kusursuz ressamın renklerini izlemek eşsiz bir deneyimdir’. Fotoğraf dışında; mücadelesini, bayrağına ve özgürlüğüne olan düşkünlüğünü gelecek nesillere aktarabilmek için hatırat tutup yayınlaması, farkındalığı yüksek bir liderin duygusal derinliklerini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

    Yılmaz, KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı merhum Denktaş’ı, onun sanatla dokuduğu içten yazılarıyla anarken sevgiyle hatırlıyor ve mirasını kalbimizde taşıdıklarını belirterek bu mirası kararlılıkla savunuyor, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün tescili için durmadan çalıştıklarını vurguladı.

    “Kıbrıs Adası’nda çözüm, bölgesel istikrar ve refaha da katkıda bulunacaktır”

    KKTC’nin 40 yıldır ayrı bir devlet, ayrı bir demokrasi olduğu gerçeğini her platformda muhataplarımıza anlattıklarının altını çizen Yılmaz, “Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarının, bir diğer ifadeyle egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi çözüme giden yolu açacağına inanıyoruz. Kıbrıs Adası’nda çözüm, bölgesel istikrar ve refaha da katkıda bulunacaktır. Haksız, hukuksuz ambargolara rağmen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişebilmesi, Doğu Akdeniz bölgesinde bir çekim merkezi haline getirilmesi için ortak çalışmalarımız sürüyor” dedi.
    Yılmaz, iktisadi ve mali iş birliği anlaşması çerçevesinde Kuzey Kıbrıs’ı turizminden tarımına, kültüründen altyapısına her alanda desteklediklerini ifade etti.