Etiket: cumhurbaşkanı

  • “Bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi kapsamında TRT’de propaganda konuşmasının ilkini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İlk gençlik yıllarımdan beri siyasetin farklı kademelerinde hep sizlerin huzurunda olmuş bir kardeşinizim. Üstlendiğimiz her görevde, yaptığımız her işte sizlerin murakabesi altında bir hayat sürdük. Bugüne kadar girdiğimiz 15 seçimin tamamında sizlerin sandıkta verdiği onayla ülkemizin yönetim sorumluluğunu yürüttük. Bu zorlu süreçte karşıladığımız her sıkıntının üstesinden sizlerin desteği ve duasıyla geldik. Elbette eksiklerimiz, hatalarımız olmuştur. Ama samimiyetle ve tüm gücümüzle eser üretmek, hizmet vermek için çalıştığımızı kimse inkar edemez. Sizlerden aldığımız destekle ülkemize, Cumhuriyet tarihinin tamamını katlayan eserler kazandırdık” dedi.

    Türkiye’nin son 21 yılında hayata geçirdikleri reformlarla sadece ülkenin demokrasi ve kalkınma altyapısının eksiklerini tamamlamakla kalmadıklarını söyleyen Erdoğan, “Bizim asıl başarımız tarihi bir zihniyet devrimini gerçekleştirmek oldu. Bu öyle bir devrim ki kökeninden, inancından, mezhebinden, meşrebinden dolayı kendini ülkesinden ve devletinden dışlanmış hisseden her ferdi kucakladı. Her bir insanımızı tüm farklılıklarının ötesinde, Türkiye ortak paydasının ayrılmaz bir parçası halinde getirdi” diye konuştu.

    ‘Türkiye’ye değer katan tüm vatandaşlarımızla iftihar ediyoruz’

    Türkiye’ye değer katan tüm vatandaşlarla iftihar ettiklerini söyleyen Erdoğan, konuşmasının devamında, “Mardinli Aziz Sancar hocamız Nobel Ödülü’nü kazandığında kimse ona kökenini, şehrini, anasının babasının mesleğini, kıyafetini sormadı. Hataylı Uğur Şahin küresel salgına karşı en etkili aşıyı geliştirdiğinde kimse onun nereden geldiğine, nerede yaşadığına bakmadı. Yozgatlı Rıza Kayaalp güreşte üst üste şampiyonluklar kazandığında kimse ona nereli olduğunu, kimlerden olduğunu, nerede büyüdüğünü sormadı. Trabzonlu Selçuk Bayraktar dünya savunma sektöründe çığır açan işlere imza attığında kimse onun dedelerinin peşine düşmedi. Milletçe bu değerlerimizin hepsinin farklı alanlardaki başarılarıyla gurur duyduk, hepsini sahiplendik. Gerek şehirlerimizde gerek Teknofest gibi etkinliklerde gençlerimizin azimlerini gayretlerini, çabalarını gördükçe yüreğimizi sevinç kaplıyor. Küresel başarılarıyla taktir kazanan insanlarımızla ne kadar gurur duyarsak, fabrikada alın teriyle üretim yapan, ofiste masasının başında dosyasını tanzim eden, dükkanında atölyesinde tezgahının başında ekmeğini kazanan, tarlasında toprağını eken, ahırında hayvanını besleyen, okulunun sırasında kafasını kitabına gömen, evinde ailesi ve çocukları için çalışıp didinen, emekliliğinde 2’nci baharını yaşayan velhasıl her nerede olursa olsun bu ülkenin bir bireyi, bu milletin bir ferdi olarak Türkiye’ye değer katan tüm vatandaşlarımızla iftihar ediyoruz” açıklamasını yaptı.

    ‘Demokraside standartları bugünler için yükselttik’

    Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nı milletin ortak hayali olarak inşa etmeye hazırlandıklarını belirterek, “Ülkemizin bugün geldiği seviyede emeği, alın teri, zihin çabası katkısı olan herkesi hiçbir ayrım yapmadan bu hayalin etrafında kenetlenmeye devam ediyoruz. 14 Mayıs seçimlerini işte bu kenetlenmenin yeni bir tezahürü haline dönüştürmek istiyoruz. Dünyanın yaşadığı siyasi ve ekonomik dönüşümün, Türkiye’nin önüne açtığı fırsatları ancak bu şekilde kazanca çevirebiliriz. Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini giderirken hep bugünlerin özlemiyle yaşadık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, ulaşımda, enerjide, sanayide, tarımda, ticarette ülkemize kazandırdığımız altyapıyı hep bugünler için kurduk. Demokraside, hak ve özgürlüklerde ülkemizin standartlarını hep bugünler için yükselttik. Artık bu hayali gerçekleştirmenin eşeğindeyiz. Milletimiz buna layıktır. Milletimiz kendilerini gelişmiş olarak tarif eden ülkelerde ne varsa hepsine de daha fazlasıyla sahip olmaya layıktır. Tarihimizdeki o şanlı günleri kitaplarda iç geçirerek okumak, dizilerde hayıflanarak seyretmek yerine daha iyisiyle canlandırabileceğimiz bir yerdeyiz. 14 Mayıs seçimlerini işte bu kritik dönemecin sembolü yapmak istiyoruz” dedi.

    ‘Öyle bir kazanacağız ki bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek’

    Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Biz hep Yunus’un ‘gönüller yapmaya geldik’ düsturunun peşinden gittik. Bunun için ne mücadeleler verdiğimizi en iyi sizler biliyorsunuz. Ülkemizi vesayetin dişlerinden, terör örgütlerinin kanlı ellerinden, darbecilerin namlularından, ekonomik tetikçilerin tuzaklarından kurtarma mücadelesi verirken hep milletimizin selametini, ülkemizin huzurunu düşündük. 14 Mayıs’ta da sadece Türkiye’nin güvenliğini ve huzurunun devamını, evlatlarımızın geleceğinin aydınlığını, Türkiye Yüzyılı’nın yükselişini hedefliyoruz. Siyasette 40 yılı, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak ülke yönetiminde 20 yılı devirmiş bir kardeşiniz olarak başka herhangi bir dünyevi hırsımın olmayacağını herhalde sizler de taktir edersiniz. İşte bunun için diyorum ki 14 Mayıs’ta tercihinizi Türkiye Yüzyılı’nda yana yapın. Tercihinizi güven ve istikrarın devamından yana yapın. Tercihinizi evlatlarınızın geleceğinden yana yapın ve 14 Mayıs’ta öyle bir kazanacağız ki bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek.”

  • “Cenneti vaat etmesek de, cehennemin kapılarını kapatacağız”

    “Cenneti vaat etmesek de, cehennemin kapılarını kapatacağız”

    Van’a gelen ATA İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, Kazım Karabekir Caddesi üzerindeki esnafı ziyaret etti. Esnaf ziyaretinde sık sık yolunu kesen vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektiren Oğan, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Van’a gelmekten son derece mutlu olduğunu ifade eden Oğan, Van’da yoğun bir ilgiyle karşılandığını kaydetti. Oğan, “Sinan Oğan Doğu bölgesinin, yani Iğdır’ın, Kars’ın, Ağrı’nın ve Van’ın adayıdır. Maalesef ki; siyaset hep batıda oynanan bir oyun haline gelmiş. İlk defa biz Türkiye’nin en doğusundan yola çıktık ve dedik ki; Türkiye’nin 81 vilayetinin tamamı da eşit derecede devletten katkı almalıdır, eşit derecede kalkınmalıdır. Biz diyoruz ki, Van nüfusu Türkiye’nin en genç nüfuslarından birisidir. Beni en iyi Vanlı gençlere anlayacaktır. Vanlı gençler kavga istemiyor, Vanlı gençler iş istiyor” diye konuştu.

    “Batıdan doğuya göç edilecek bir sistem kuracağız”

    Esnaf ziyareti sırasında yanına gelen gençlerin çeşitli taleplerde de bulunduğunu söyleyen Sinan Oğan, “Van’da herkesin gönlünde bir yiğit yatar. Herkes kendi partisine oy verecek. Tek partisiz bağımsız adayım, ATA İttifakının adayıyım. Dolayısıyla her Vanlı gönül rahatlığıyla oy verdiği zaman ‘bu benim Cumhurbaşkanım’ diyebilecektir. Şu partinin, bu partinin cumhurbaşkanı demeyecektir. Onun için biz ülkemizi artık daha genç, daha dinamik, daha enerjik birisi yönetsin istiyoruz.” şeklinde konuştu.


    Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde Van’a fabrikalar kuracağını ifade eden Sinan Oğan, “Sinan Oğan olarak, yarışa dördüncü başlamıştı, ikinci gelmek için bu yarışta büyük bir çaba sarf ediyor. Şu an yarışta üçüncü durumdadır ve ikincinin ensesindeyim. Sinan Oğan, bir hafta içerisinde yarışı ikinci tamamlayarak, ikinci tura kalacaktır. Keşke önümüzde 2 ay daha olsaydı. Her bir Vanlı Sinan Oğan’ı bir defa dinleseydi, bir defa tanısaydı. Diyecekti ki; Türkiye’yi donanımlı birisi yönetsin, Sinan Oğan yönetsin.” diye konuştu.

    Gazetecilerin “İkinci tura kalmamanız durumunda hangi ittifakı destekleyeceksiniz?” sorusuna ise Sinan Oğan, “Biz ikinci tura kalamadığımız takdirde cenneti vaat etmezsek de, cehennemin kapılarını kapatacağız. Buradan artık kim payına ne düşerse alsın” cevabını verdi.
    Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, esnaf ziyaretinin ardından Kadim Aşiretler Federasyonuna geçti. Burada federasyon yetkilileriyle bir araya gelecek Oğan’ın akşam yemeğinin ardından kentten ayrılacağı bildirildi.

  • “Söz veriyorum, Anadolu’da insanlar çalışacak”

    “Söz veriyorum, Anadolu’da insanlar çalışacak”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erzincan’da; “Söz veriyorum Anadolu’nun her köşesinde fabrikalar olacak. Anadolu’da insanlar çalışacak. Söz veriyorum Erzincan’ı Trabzon limanına demir ağlarla ulaştıracağım. Söz veriyorum, söz” dedi. Kılıçdaroğlu, “Şeker fabrikası özelleştirildi. Altı bin Erzincanlı çalışıyordu orada. Şimdi 250 kişi çalışıyor. Bu mudur vatanseverlik? Bu mudur milliyetçilik?” diye konuştu.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Erzincan’da miting düzenledi. Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “SİYASET SERT DİL KULLANMAYACAK: 15 Mayıs’tan sonra bütün Türkiye iyi ve güzel olacak. Emin olun, bütün Türkiye’de huzur olacak, bereket olacak. Siyaset asla sert dil kullanmayacak. Sözüm söz, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım.

    İNSAN, İNSANDIR VE BAŞIMIN ÜSTÜNDE YERİ VARDIR: Ayrımcılık yapmayacağım. Oy verdi, vermedi diye insanları bölmeyeceğim. Kimliklerinden ötürü, inançlarından ötürü, yaşam tarzlarından ötürü; hiç kimseyi ayrıştırmayacağım. İnsan, insandır ve başımın üstünde yeri vardır.

    NİYE BU KADAR KAN KAYBETTİN ERZİNCAN: Erzincan, dağları karlı Erzincan, güzel Erzincan, can Erzincan. Niye bu kadar kan kaybettin Erzincan? Bir dönem yedi milletvekili çıkarırdı, altı milletvekili çıkarırdı, beş milletvekili çıkarırdı, dört milletvekili çıkarırdı. Ne oldu Erzincan? Neden oldu böyle? Söz veriyorum, Anadolu’nun her köşesinde fabrikalar olacak. Anadolu’da insanlar çalışacak. Söz veriyorum, söz: Erzincan’ı Trabzon limanına demir ağlarla ulaştıracağım. Söz veriyorum söz.

    SÜMERBANK’IN İPLİK VE DOKUMA FABRİKASI VARDI. O SÜMERBANK’IN ERZİNCAN İÇİN NE OLDUĞUNU BEN ÇOK İYİ BİLİYORUM: Burada bir ara Sümerbank’ın iplik ve dokuma fabrikası vardı. O Sümerbank’ın Erzincan için ne olduğunu ben çok iyi biliyorum. Binlerce insan çalışırdı orada. Evlerine huzur içinde ekmek götürürlerdi. Niye kapatıldı bu fabrika? Hiç kendinize sordunuz mu Erzincan? O fabrikaların tamamını yeniden yağacağız. Endişe etmeyin. Şeker fabrikası özelleştirildi. Altı bin Erzincanlı çalışıyordu orada. Altı bin Erzincanlı evine ekmek götürüyordu. Alın terinin karşılığını götürüyordu. Helal ekmek yiyorlardı, hepsi. Neden şeker fabrikası özelleştirildi? Şimdi 250 kişi çalışıyor. Neden? Hangi gerekçeyle? Bu mudur vatanseverlik? Bu mudur milliyetçilik? Milliyetçilik kendi ülkesine hizmet etmek demektir.

    ARTIK BU ÜLKE DEĞİŞİM İSTİYOR: Gençler… Size bir sözüm var. Bakın Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. Sandığa gidecek misiniz? Oyunuzu kullanacak mısınız? Demokrasiden yana, alın terinden yana olacak mı, emekten yana olacak mı? Helal oylarınızı kullanacaksınız ve Türkiye’de bir değişime imza atacaksınız. Artık bu ülke değişim istiyor. Yeni bir yönetim, ahlaklı bir yönetim, düzgün bir yönetim, insanları ayırmayan bir yönetim… Bunu yapacağız ve beraber yapacağız. Bu ülkeye huzuru ve bereketi mutlaka ama mutlaka getireceğiz.

    TOPRAK İLE ÇİFTÇİYİ BULUŞTURACAĞIM. ONLARIN ALIN TERİNİN KARŞILIĞINI VERECEĞİM: Köy okullarını mutlaka açacağız. Köyde öğretmen olacak, imam olacak, ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni, veteriner hekim olacak. Köylüye hizmet edecek. Köyü yeniden ayağa kaldıracağız. Köydeki insanlar vazgeçtiler; şehre geliyorlar, evlatlarını okutmak için. Ve çiftçiler, gerçek üretimi yapamıyorlar. Alın terinin karşılığını alamıyorlar. Buğday, arpa, et, canlı hayvan, süt tozu, mercimek dışarıdan geliyor. Yahu neden dışarıdan geliyor? Bu ülkenin toprağı, güneşi, insanları yok mu? Neden çiftçiyi, üreticiyi toprağa küstürdünüz? Yapacağım, yapacağım… Toprak ile çiftçiyi buluşturacağım. Onları barıştıracağım. Onların alın terinin karşılığını vereceğim. Ben söylüyorum, onlar söyleyemiyorlar. Kul hakkı yemeyeceğim, kul hakkı yedirmeyeceğim.

    ONLAR YANDAŞLARI, BU KARDEŞİNİZ VATANDAŞ İÇİN ÇALIŞACAK: Onlar yandaşları için çalışıyorlar. Söz verdim söz. Erzincan duy. Onlar yandaşları, bu kardeşiniz vatandaş için çalışacak. Vatandaşına hizmet etmeyen bir siyaset, siyaset değildir. Siyaset, vatandaşına hizmet edecek. Siyaset, halka hizmet edecek. Siyaset, zenginleşme aracı değildir. Siyaset köşeyi dönme aracı değildir. Siyasete girdiğim gün mal varlığımı kendi siteme koydum. Alın teri ile kazandım, bütün para budur. Eşimin yüzüğüne kadar koydum, hepsi duruyor. Eğer siyaset zenginleşme aracı olsaydı, biz de zenginleşirdik, yok öyle bir şey. Kul hakkı yemiyorsanız, olmaz bu zaten. Kul hakkı yiyip sizin vergilerinizi cebe indirenler, köşeyi döndüler.

    BEN BU SİYASETİ YAPARKEN İKİ GRUPLA KARŞI KARŞIYAYIM. BİRİNCİSİ BEŞLİ ÇETELER İKİNCİ GRUP, UYUŞTURUCU BARONLARI: Ben bu siyaseti yaparken iki grupla karşı karşıyayım. İki grup, Bay Kemal seçilmesin diye çaba harcıyorlar. Birincisi, beşli çeteler. Devletin bir kanadı onlara hizmet ediyorlar. Dünyanın paralarını götürdüler. Sandığa gideceksiniz helal oylarınızı kullanacaksınız, otoriter bir yönetimi demokratik yollarla göndereceğiz. İkinci grup, uyuşturucu baronları. Onların kökünü kazıyacağım kökünü. Bir kişiyi Türkiye’de tutmayacağım. Söylüyorlar mı, ‘Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım’ diye. Söyleyemiyorlar. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim diye söylüyorlar mı? Söyleyemiyorlar.

    418 MİLYAR DOLARIN TAMAMINI GETİRECEĞİM VE 85 MİLYONA VERECEĞİM: Onların nasıl malı götürdüklerini çok iyi biliyorum. 22 yılda bu ülkeden 418 milyar doları götürdüler. Amerika’ya, İngiltere’ye götürdüler. Başka ülkeleri de biliyorum, götürdüler. 418 milyar doların tamamını getireceğim ve 85 milyona vereceğim. Biz onlar gibi değiliz ama söz verdim 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Oy versin ya da vermesin asla ayrım yapmayacağım. Benim kitabımda ayrımcılık yoktur. Herkese saygı gösteririm.

    HİÇBİR FAKİR AİLENİN SUYU, DOĞAL GAZI, ELEKTRİĞİ KESİLMEYECEK: Allah nasip eder sizlerin oylarıyla iktidara geldiğimde hiçbir fakir ailenin suyu, doğal gazı, elektriği kesilmeyecek. Yardımı öyle fakirleri topla, sıraya diz, televizyonları çağır onlara yardım yap. Bir de ‘ben yardım yapıyorum’ diye hava bas. Bunu da kaldıracağım. Fakir ailelerde kadının banka hesabına parayı yatıracağız. Asgari ücretin altında olmayacak. Kadın gidecek parasını alacak çoluğunun çocuğunun rızkını sağlayacak. Fakir olduğunu sadece sosyal devlet bilecek. İnancımız böyle emrediyor da ondan. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek.

    DEPREMZEDELERİN EVLERİ YIKILDI. EVLERİNİ YAPACAĞIM AMA 20 YIL TAKSİTLE DEĞİL. HİÇ BEŞ KURUŞ ALMADAN YAPACAĞIM VE TESLİM EDECEĞİM: Depremzedelerin evleri, ahırları, dükkanları yıkıldı. Şimdi diyorlar ki yeniden yapacağız ama bu bay Kemal var ya bay Kemal, gelince sizin evlerinizi yapmayacak. Akıl dışı. Evlerini yapacağım ama 20 yıl taksitle değil. Hiç, beş kuruş almadan, bir kurul almadan yapacağım ve teslim edeceğim.

    ESNAFI PERİŞAN ETTİLER. SANA VERİLEN KREDİLERİN FAİZİNİ TAMAMEN SIFIRLAYACAĞIM: Esnaf kardeşim… Ya esnafı perişan ettiler. Sattığı malın yerine gidip yenisini almak istediğinde parası yetmiyor. Esnafı perişan ettiler. Sana verilen kredilerin faizini tamamen sıfırlayacağım. Ana parayı da makul taksitler içinde ödeyeceksin kardeşim. Zaten batırmışlar seni, zaten mahvetmişler, bir de üstüne faiz yüklüyorlar. Aynı şeyi çiftçiler için de yapıyorlar. Kim alın teri döküyorsa bay Kemal’in başının üstünde yeri var onun.

    ANADOLU’NUN KAN KAYBETMESİNİN SEBEBİ, İŞSİZLİK: İşsizliğin hangi boyutlarda olduğunu biliyorum. Erzincan’ın kan kaybetmesinin, Anadolu’nun kan kaybetmesinin temel nedeni, işsizliktir. Sizin evlatlarınız burada iş bulamayınca nereye gidiyor? Büyük şehirlerin varoşlarına. Acaba asgari ücretle bir iş bulabilir miyim diye. Oysa ata toprağında işi olsa çalışsa güzel olmaz mı?

    BÜTÜN EMEKLİLERİN BANKA HESABINDA 15 BİN LİRALARI GÖRECEKSİNİZ: Emeklilere söyledim. Ta 2015 tarihinden bu yana söylüyorum. Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye verin. Asgari ücret kadar olsun. Önce, koro halinde bağırdılar; ‘parayı nereden bulacaksın’ diye. Arkasından ben ısrar edince bu sefer 1000’er lira verdiler. Şimdi seçime gidiyoruz, biraz artırdılar. Ayın 15’inde oyunuzu kullanacaksınız. Sonra Kurban Bayramı gelecek. Bay Kemal’in sözü var. Bütün emeklilerin banka hesabında 15 bin liraları göreceksiniz…

    Şimdi bağırıyorlar, ‘Vay efendim parayı nereden bulacaksın?’ diye. Bakınız, 27 buçuk yıl devlette çalıştım. Aşağı yukarı bütün başbakanlarla beraber çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, para nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır. Kaynaklar nerelere doğru dürüş harcanır? 27 buçuk yılım bununla geçti. Bir söz verdiysem, onun mutlaka hesabını, kitabını yapmışımdır. Beşli çetelere gelince para var. Dolar bazında para var, avro bazında para var. Vergisini ödüyorsunuz bir de geçmediğiniz köprüden para istiyorlar sizden. E o da var. Emekliye gelince para yok. Beşli çetelerden alacağım ve size vereceğim.

    ANKARA’NIN GÖBEĞİNDE ÜLKÜCÜ HAREKETİN EN DÜRÜST VE EN DÜZGÜN BİR AKADEMİSYENİNİ KATLETTİLER. GÜNLERCE SESİ ÇIKMADI: Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyor. Siz kim, milliyetçilik kim? Bizim milliyetçiliğimiz, Atatürk milliyetçiliği… Bizim iki kırmızı çizgimiz var: Vatanımız ve bayrağımız. Biz onlar gibi değiliz.

    Kuzey Irak’ta askerin kafasına çuval geçirildiğinde bunlar neredeydi? Tek cümle bile kullanmadılar. Ama Bay Kemal olsaydı, ne olacağını herkes bilirdi. Kuzey Irak’ta 34 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya. Beyefendi koşa koşa Putin’in sarayına gitti. Niye gidiyorsun? Senin orada ne işin var? Putin bekletti, dakikalarca koridorda oturttu. Sonra içeri aldı. Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olduğunda, 85 milyondan kimsenin yüzünü yere eğdirmeyeceğim. Ankara’nın göbeğinde ülkücü hareketin en dürüst ve en düzgün bir akademisyenini katlettiler. Günlerce sesi çıkmadı. Ama Bay Kemal ne demiş? Adaletten, hukuktan yanayım diyor. Şimdi dosyasını seçimden sonraya bıraktılar. Sinan Ateş’in katillerini bulacağım, kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim. Tank Palet Fabrikası’nı Katar ordusuna sattılar. O Tank Palet Fabrikası’nı da Katar ordusundan alacağım, ordumuza teslim edeceğim.

    BUNLARINKİ MEVSİMLİK MİLLİYETÇİLİK: O kadar güzel şeyler yapacağız ki insanımız huzurlu ve mutlu olacak. Hep birlikte bunu yapacağız. Bunlar diyorlar ya biz milliyetçiyiz. Hikâye tabii. Bunlarınki mevsimlik milliyetçilik. Onların çocukları gibi evladıma paralı askerlik yaptırmadım ben. Garibin evladı nasıl askere gittiyse, ben de evladımı öyle gönderdim. Öyle milliyetçilik edebiyatı yapacaksın, oğlunu göndereceksin paralı. Ondan sonra çıkacaksın bana milliyetçilik edebiyatı yapacaksın. Yemezler.

    BİZİM TOPRAKLARIMIZ YOL GEÇEN HANI OLMAMALIDIR. 3 MİLYON 600 BİN SURİYELİ VE SAYISINI BİLMEDİĞİMİZ AFGANLAR NASIL GELDİ?: Askerlik yapan kardeşlerim bilir. Özellikle sınırda yazar. Hudut namustur diye. Bizim topraklarımız yol geçen hanı olmamalıdır. 3 milyon 600 bin Suriyeli ve sayısını bilmediğimiz Afganlı kardeşlerimiz nasıl geldi? Kim getirdi? Göndereceğim. İki yıl içinde göndereceğim. Hiç kimse endişe etmesin. Onlar geliyorlar, asgari ücretin yarısına kadar çalışıyorlar. Bizim pırıl pırıl evlatlarımız işsiz güçsüz bekliyor. Çözeceğim. Irkçılık yapmadan kendi ülkelerine, güven içinde göndereceğim. Bu konuda kesin sözüm var. Bay Kemal sözünden dönmez. Verdikse bir söz yerine getireceğiz. Her şey çok güzel olacak. Vallahi de billahi de her şey çok güzel olacak. Kavga bitecek, kucaklaşacağız.”

  • Bursalı Hacer Nine’nin Tayyip Erdoğan’a duası

    Bursalı Hacer Nine’nin Tayyip Erdoğan’a duası

    Ak Parti Orhaneli Teşkilatı, mahalle mahalle köy köy dolaşıp 14 Mayıs’ta destek istiyor.
    İlçe Başkanı Ramazan Turhan da dün akşam İkizoluk Köyü’ndeydi.


    5 çocuğu 25 torunu olan 90 yaşındaki Hacer Kaya, desteğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olduğunu belirterek, “Çeşmeler yaptı, okullar yaptı, hastaneler yaptı. Bizim gibi fakirlere bakıyor. Açları doyurdu, susuzları suladı. Bu adam neden kazanamayacakmış. Evlerimizi temizlemeye geliyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ı akşam olduğunda televizyonda dinliyorum. Allah kötülerin eline bırakmasın. Başımızdan eksik olmasın diyorum. Benim 5 çocuğum var. Oğlumdan da gelinimden de kızlarımdan da iyi bakıyor. Ben bu yaşıma kadar böyle başkan görmedim. Önceden pabuç bulamazdık. Takunya giydik, yalınayak dolaştık. Şimdi evin önü pabuç dolu. Yağ bulamıyorduk. Şimdi teneke teneke yağ var” dedi.
    Ramazan Turhan da Hacer Kaya’ya teşekkür ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dua istedi.

  • “Engelli yoksulluğuna el atacağız”

    “Engelli yoksulluğuna el atacağız”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabında; ‘Engelliler ve Aileleri’ notuyla bir video yayınladı. Kılıçdaroğlu, “İlk iş engelli yoksulluğuna el atacağız. Engelli aylıkları ve bakım yardımları için enflasyonu dikkate alacak şekilde kanun çıkaracağız… Engellilere yönelik ayrımcılığı sona erdirmek için yeni hukuki düzenlemeler yapacağız. Bu ülkede engelliler artık eşit yurttaşlar olarak, hak ettikleri gibi insanca yaşayacak. Yani özetle, tüm yaşlılar ve tüm engelliler için de baharlar gelecek” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam Twitter hesabında saat 00.30’da engellilerle ilgili açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, ‘Engelliler ve Aileleri’ notuyla yayınladığı videoda; iktidara geldiklerinde engellilerle ilgili yapacaklarını dokuz maddede anlattı.

    Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

    “TÜM ENGELLİLERİN VERİLERİNİ İÇEREN GÜNCEL BİR VERİ TABANI OLUŞTURULMADAN HAK TEMELLİ KAMUSAL HİZMET BAŞLAYAMAZ. SADECE BU BİLE BU İKTİDARIN, MİLYONLARCA İNSANIMIZI BİREY OLARAK DEĞİL DETAY OLARAK GÖRDÜĞÜNÜN İSPATI”

    “Sevgili halkım. Bugün, nüfusumuzun en az yüzde 7’sini oluşturduğunu tahmin ettiğimiz engelli kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Bakın, tahmin ettiğimiz diyorum. Çünkü elimizde resmi veri yok. Devlet, engellilere dair istatistik tutmuyor. Elindeki bu yüzde 7 oranı, 2011 yılının verisi. Yani tam 12 yıl önceki veri. Devlet tarafından yok sayılmanın en net hali budur. Tüm engellilerin verilerini içeren güncel bir veri tabanı oluşturulmadan hak temelli kamusal hizmet başlayamaz. Sadece bu bile bu iktidarın, milyonlarca insanımızı birey olarak değil detay olarak gördüğünün ispatı. Hükümet, seçim yatırımlarını dağıtırken bile engellilere cimri davrandı. Ne engelli aylıklarını insani seviyelere çekti ne de engelli işsizliğine doğru düzgün çözüm üretti. Peki onun yerine ne yaptı?

    “BELEDİYELERİMİZ, SOSYAL YARDIMLARI TAM 4 KATINA ÇIKARDI”

    ‘Bay Kemal şunu yaptı, Bay Kemal bunu yaptı, vay şöyle dedi, yok bununla görüştü’ diye bir sürü iftira attı, durdu. Dahası, engellilere ve ailelerine ‘Bay Kemal gelirse aylıklarını kesecek’ dediler. ‘Bakım desteği kesilecek. Yardımlar kesilecek’ dediler. Be iftiracılar, be yalancılar. Oysa, bunun yalan olduğunu anlamak çok kolay. Belediyelerimizin yaptıklarına baksınlar, görürler. Belediyelerimiz, sosyal yardımları tam 4 katına çıkardı. Evet, tam 4 katına.

    “İLK İŞ ENGELLİ YOKSULLUĞUNA EL ATACAĞIZ. ENGELLİ AYLIKLARI VE BAKIM YARDIMLARI İÇİN ENFLASYONU DİKKATE ALACAK ŞEKİLDE KANUN ÇIKARACAĞIZ”

    Peki bizim iktidarımızda var olan yardımların üstüne ne konulacak? Dokuz maddede hızla aktarıyorum. Bir. İlk iş engelli yoksulluğuna el atacağız. Engelli aylıkları ve bakım yardımları için enflasyonu dikkate alacak şekilde kanun çıkaracağız. Bu aylıkları ve yardımları asla enflasyona ezdirmeyeceğiz. Yardımlar, öyle Bay Kemal’in de iki dudağına bırakmayacak. Net kanun olacak. İki. Gelir desteğini ailedeki kadının banka hesabına yatıracağız. Evde engellisi olan veya yaşlıya bakım hizmeti veren kadınların sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek ve Aile Destekleri Sigortası kapsamında kadınlar emeklilik hakkı kazanacak. Üç. Protez ve ortezlerin, SGK katkı paylarını ve malzeme desteklerini günün şartlarına göre güncelleyeceğiz.

    “KAMUDA 12 BİN ENGELLİNİN ATAMASINI YAPACAĞIZ”

    Dört. Engelli vatandaşlarımızın akülü ve manuel tekerlekli araçlarının tamir, bakım ve onarımını ücretsiz olarak yapan atölyeler kuracağız. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, belediyelerimiz bu hizmeti başarılı bir şekilde uyguluyorlar. Artık, Türkiye’nin her yerine yayacağız bunu. Beş. Dijital dönüşümü ve uzaktan çalışma imkanlarını dikkate alarak, kamu ve özel sektörde engelliler için ayrılan kotaları dolduracağız. Kamuda 12 bin engellinin atamasını yapacağız. Altı. Down sendromlu çocukların hayata katılımı ve ailelerinin destek alması için altyapıyı hızla güçlendireceğiz.

    “BU ÜLKEDE ENGELLİLER ARTIK EŞİT YURTTAŞLAR OLARAK, HAK ETTİKLERİ GİBİ İNSANCA YAŞAYACAK”

    Yedi. Engelli raporlarında keyfi değerlendirmelerin büyük mağduriyetler yarattığını biliyoruz. Biz, adil ve etkin bir Sağlık Kurulu Raporları Yönetmeliği’ni hayata geçireceğiz. Keyfi rapor çilesi kesinlikle son bulacak. Sekiz. Bakın, engelliler en temel haklardan olan eğitimden de mahrum kalıyorlar. Sadece yüzde 6,5’u lise, yüzde 2,6’sı üniversite mezunu. Çünkü engelliler için eğitim de engellerle dolu. Biz okulları engelli öğrencilerin ihtiyaçlarını gözeterek tasarlayacağız. Engelli çocukların örgün eğitim dışındaki rehabilitasyon hizmetini ayda en az 40 saate çıkaracağız. En önemlisi dokuz. Engellilere yönelik ayrımcılığı sona erdirmek için yeni hukuki düzenlemeler yapacağız. Bu ülkede engelliler artık eşit yurttaşlar olarak, hak ettikleri gibi insanca yaşayacak. Yani özetle, tüm yaşlılar ve tüm engelliler için de baharlar gelecek. Sana söz.”

  • Gabar’daki petrolü en uygun şartlarda vereceğiz

    Gabar’daki petrolü en uygun şartlarda vereceğiz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van mitinginde “Kardeşlerim, devletinize güvenin, bize güvenin, huzurunuza ve namusunuza göz diken terör örgütü bir daha kılınıza bile ilişemeyecek.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sonra Gabar terörle anılmayacak, bundan sonra Gabar, o bölgede ayrı bir petrol zenginliğiyle anılacak.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “85 milyon vatandaş, tarihinin en güvenli, huzurlu, rahat, müreffeh dönemini yaşarken, Türkiye’yi eski karanlık günlerine döndürmenin kime faydası var?” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “(Millet İttifakı) Geçmişlerini ve kendilerini inkar pahasına düşmüşler Kılıçdaroğlu’nun peşine, nereye doğru gittiklerini bile bilmiyorlar. Şayet 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı hayalimize sahip çıkmazsak, bu zihniyet ülkenin tepesine kara bulut gibi çökecek.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gabar’daki petrolü de inşallah vatandaşımıza en uygun şartlarda vereceğiz.” dedi.

  • “Sizler, liderinizi kurban etmezsiniz”

    “Sizler, liderinizi kurban etmezsiniz”

    Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Giresun’da yurttaşlara seslenirken “Giresun, dün Pontus çetelerine bu vatan topraklarını dar etmiştir. İnanıyorum ki Giresun, bugün de Kandil’in şakşakçılarına, FETÖ’nün haşhaşilerine vatan topraklarını dar edecek. Ben biliyorum. Evelallah. Sizler ne soğana ne patatese, evelallah liderinizi kurban etmezsiniz” dedi. Erdoğan, “Çarşıda, pazarda yaşanan bütün pahalılıkları yine biz aşarız. Ama görüyorsunuz, enflasyon her ay biraz daha düşüyor. Yüzde 64’ten önce yüzde 50’ye, ardından geçtiğimiz ay itibariyle yüzde 43’e indi. İnşallah her ay bu şekilde azala azala devam edecek” diye konuştu.

    Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Giresun’da miting düzenledi. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

    “SİZLER NE SOĞANA NE PATATESE, EVELALLAH LİDERİNİZİ KURBAN ETMEZSİNİZ”

    “Giresun, dün Pontus çetelerine bu vatan topraklarını dar etmiştir. İnanıyorum ki Giresun, bugün de Kandil’in şakşakçılarına, FETÖ’nün haşhaşilerine vatan topraklarını dar edecek. Ben biliyorum. Evelallah. Sizler ne soğana ne patatese, evelallah liderinizi kurban etmezsiniz.

    14 Mayıs’ta sadece sizin oy kullanmanız yeterli değil. Bununla beraber, en az bir komşunuzu, eşinizi, dostunuzu sandığa götürerek bize ve Cumhur İttifakı’na oy vermesini sağlamanız lazım. Aksi takdirde ne olur biliyor musunuz? Bizim Irak ve Suriye’de tepelerine bindiğimiz, nefes alamaz hâle getirdiğimiz teröristler var ya işte onlar gelir, yeniden bu ülkenin başına musallat olur. Sadece ülkemizi değil, milletimizin inancına, değerlerine saldıran FETÖ’cü hainler var ya işte onlar gelir, yeniden çocuklarınızı ellerinizden alır. Zorlu bir mücadelenin ardından ayaklarını ülkemizden kestiğimiz emperyalistler var ya işte onlar gelir, bizi yeniden kendilerine bağımlı kılar. Bunu nasıl mı yaparlar? Karadeniz’de bulduğumuz gazın vanasını kapatırlar. Gabar’da bulduğumuz petrolün çıktığı kuyuların üzerine, geçmişte olduğu gibi beton dökerler. Sınırlarımızın ötesinden başlattığımız güvenlik bariyerlerimizi yıkıp şehirlerimizi yeniden kana ve ateşe boğarlar. Kardeşlerim, bunu yaptılar mı? Ya Diyarbakır’da, şu anda cezaevinde olan Selo var ya, Selo, oradaki Kürt kardeşlerimi sokağa döktü, arabalarla üzerlerinden geçtiler. Şimdi ne diyor bunlar, bay bay Kemal? Bay bay Kemal, ‘Gelince onu çıkaracağız. ‘Selo ne yaptı’ diyor. Hâle bak ya. Daha ne yapacak? 51 tane Kürt kardeşimi bunlar öldürdüler.

    “KÜRT KARDEŞLERİMİ ÇOK ALDATTILAR. HÂLÂ DA ALDATIYORLAR”

    Benim Giresunlu kardeşlerim bunların önünü açar mı? Ama Kürt kardeşlerim, bu Kandil’dekilere bakıp da sakın ha yanlış yola gitmesinler. Şimdi Van’a gideceğim, Van’daki konuşmamda da bunları orada işleyeceğiz. Çünkü Kürt kardeşlerimi çok aldattılar. Hâlâ da aldatıyorlar. Öyleyse bu oyunu 14 Mayıs’ta bozmaya var mıyız? Ben, size inanıyorum. Savunma sanayiindeki işe yarar ürünlerimize el koyacaklarmış. Bütün çalışmaları akamete uğratacaklarmış. İstanbul’daki Atatürk Havalimanı’ndaki Teknofest’i hazmedebildiler mi? Şimdiden, aynı yeri Amerikalı şirketlere devretme sözü veriyorlarmış. Ya sizin Amerika’dan görüştüğünüz o kişilerle ben 15 sene önce görüştüm.

    Ekonomide büyük mücadeleler ve fedakarlıklar sonunda kurduğumuz yerli ve milli modeli yıkıp ülkemizi tekrar tefecilerin at koşturduğu bir yer hâline getirirler. İngiltere’den, Londra’dan tefeciler bunlara 300 milyar dolar verecekmiş. İnanıyor musunuz? Böyle bir şey olabilir mi?

    Fındığa 4 dolar zam verecekmiş. Ula bugüne kadar neredeydiniz? Niye bugüne kadar vermediniz? Çayı görse anlamaz, fındığı görse tanımaz. Ama bol bol yalanı söyler. Bu konuda üzerine yok. Allah bunlara fırsat vermesin.

    “ENFLASYON HER AY BİRAZ DAHA DÜŞÜYOR. YÜZDE 64’TEN ÖNCE YÜZDE 50’YE, ARDINDAN GEÇTİĞİMİZ AY İTİBARİYLE YÜZDE 43’E İNDİ”

    Çarşıda, pazarda yaşanan bütün pahalılıkları yine biz aşarız. Ama görüyorsunuz, enflasyon her ay biraz daha düşüyor. Yüzde 64’ten önce yüzde 50’ye, ardından geçtiğimiz ay itibariyle yüzde 43’e indi. İnşallah her ay bu şekilde azala azala devam edecek.

    Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin maaşlarında yaptığımız iyileştirmelerle birlikte refah kaybını telafi ediyoruz. İnşallah temmuz ayında hem enflasyon farkını hem refah payını dikkate alan yeni artışlarla çalışanlarımızı ve emeklilerimizi daha da rahatlatacağız.

    Sadece Giresun-Ordu Havalimanı, Giresunlu ve Ordulu kardeşlerime de yeter mi? Nereden nerelere geldik. Bu ülkenin eğitimden sağlığa her alanda hizmet standartlarını en yükseğe biz çıkardık mı? Çıkardık. Bu ülkenin sanayi ve teknoloji eksikliklerini biz telafi ettik mi? Bu ülkenin nice kuşaklarının özlemle beklediği hak ve özgürlük taleplerini biz karşıladık mı? Bu özlemin en somut örneği olan Ayasofya’yı yeniden ibadete açtık mı?

    “BAY BAY KEMAL’İN SİZİ, PARTİNİZİ, GENEL BAŞKANI’NIZI, İNANDIĞINIZ TÜM DEĞERLERİ BÖYLESİNE PERVASIZCA İSTİSKAL ETMESİNE DAHA NE KADAR SABREDECEKSİNİZ”

    Bay bay Kemal geçen buraya da uğramış galiba. Kaç kişi vardı? Ama asıl dersi ne zaman vereceğiz? 14 Mayıs’ta. İşte tüm bunları başarmış bir yönetim olarak, mevcut sıkıntıları da yine biz gidereceğiz. Yeter ki biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Şimdi buradan İYİ Partili, Saadet Partili kardeşlerime sesleniyorum. Bay bay Kemal’in sizi, partinizi, Genel Başkanı’nızı, inandığınız tüm değerleri böylesine pervasızca istiskal etmesine daha ne kadar sabredeceksiniz? CHP içindeki gerçekten cumhuriyetçi, gerçekten Gazi Mustafa Kemal’in istiklal anlayışına sahip insanlarımızın hassasiyetlerinin nasıl istismar edildiğini de biliyoruz. Bunun için de diyoruz ki bizim davamız, ülkemizin kazanımlarını daha da ileriye taşıma, evlatlarımıza aydınlık gelecek miras bırakma davasıdır. Bu davanın muhatabı, 85 milyonun tamamıdır. Dolayısıyla 85 milyonun her birinin, bu dava içinde, bu dava safında yeri vardır.

    Türkiye’nin ve Avrupa’nın ilk denize dolguyla inşa edilen havalimanını malum kazandırdık. Havalimanımızın yolcu trafiği ne biliyor musunuz? Geçtiğimiz yıl 809 bini geçti. Nereden nereye.

    Şimdi bana diyorlar ki ‘Ya sen bu bay bay Kemal ile niye bu kadar uğraşıyorsun?’ Ya adam hep yalan söylüyor, nasıl uğraşmayayım? Hiç olmazsa belki doğru konuşmaya başlar. Geçen buraya uğramış, Giresun’a uğraşmış, yalanı söylemiş gene. Aslında bizim bu zatın da masasındakilerin de şahıslarıyla bir derdimiz yok.

    “BİZ, LGBT’YE KARŞIYIZ”

    Biz, LGBT’ci değiliz. Biz, LGBT’ye karşıyız. CHP LGBT’ci, İYİ Parti LGBT’ci, HDP LGBT’ci. O masanın etrafındaki olanların LGBT’ye karşı olduğunu duydunuz mu? Cumhur İttifakı olarak biz, LGBT’ye karşıyız. Çünkü bizim için aile kutsaldır. Ailemize laf ettirmeyiz.

    İşte karşımızdakilerin durumu bu. Gerçi haklarını yemeyelim; hep birlikte uğraşıp, didinip, 40 günde elleriyle kalp yapmayı öğrendiler. Biz ise bırakınız 21 yılı, sadece son 40 günde ülkemize ve şehirlerimize yaptıklarımızı anlatmakla bitiremiyoruz. Karadeniz gazını mı sayalım? Evlerinize gelen doğal gaz faturalarının altındaki notu gördünüz değil mi? Bu ay doğal gaz tamamen ücretsiz. Londra’daki tefecilerden gelmiyor, Karadeniz’in doğal gazı bu. Bundan sonra bir yıl boyunca da 25 metreküplük kullanımınız faturanızdan düşürülmeye devam edecek. Daha doğal gaz sevincini, heyecanını yaşamadan Gabar’daki petrol müjdemizi sizlerle paylaştık. Yıllık tüketimimizin 10’da birini tek başına karşılayan bu haber, sadece bir sahadaki keşiftir.”

  • “Bay Kemal’in tahtası”

    “Bay Kemal’in tahtası”

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Bay Kemal’in Tahtası’ isimli kampanya videosunun altıncısını Twitter hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, “İki petrokimya özel bölgesi oluşturacağız. Bu bölgelerin birini Adana Yumurtalık’ta, diğerini ise Tekirdağ Marmara Ereğli’sinde kuracağız… 15 bin kişi doğrudan istihdam edilecek. Kamu altyapı yatırımları 1,5 milyar dolar olacak” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam Twitter hesabından ‘Bay Kemal’in Tahtası’ isimli seçim kampanyası videosunun altıncısını, “Neyse projelerimize dönelim. Bugünkü konumuz Petrokimya Özel Ekonomi Bölgeleri” açıklamasıyla paylaştı.

    İki petrokimya özel bölgesi kuracağını belirten Kılıçdaroğlu, videoda şunları söyledi:

    “BİZ BU ÜRÜNLERİ KENDİ ÜLKEMİZDE ÜRETECEĞİZ. BÖYLECE HER YIL 20 MİLYAR DOLAR CARİ AÇIĞI KAPATACAĞIZ”

    Sevgili halkım. Hoş geldiniz. Tüm Türkiye’nin yeniden üretmesini sağlayacak, Türkiye’yi zenginleştirecek ve daha önemlisi bu zenginliği adil bir şekilde tüm halka yayacak projelerimi anlatmaya devam ediyorum. Bugünkü konumuz, Petrokimya Özel Ekonomi Bölgeleri.  Türkiye’nin cari açığının en önemli kalemlerinden biri petrokimya sanayi. Cari açığın yaklaşık yüzde 30’u petrokimya ürünlerinin ithalatından kaynaklı. Biz bu ürünleri kendi ülkemizde üreteceğiz. Böylece her yıl 20 milyar dolar cari açığı kapatacağız.

    “İKİ PETROKİMYA ÖZEL BÖLGESİ OLUŞTURACAĞIZ. BU BÖLGELERİN BİRİNİ ADANA YUMURTALIK’TA, DİĞERİNİ İSE TEKİRDAĞ MARMARA EREĞLİ’SİNDE KURACAĞIZ”

    İki petrokimya özel bölgesi oluşturacağız. Bu bölgelerin birini Adana Yumurtalık’ta, diğerini ise Tekirdağ Marmara Ereğli’sinde kuracağız. Toplamı yaklaşık 40 bin dekar alandan oluşan bu bölgede rekabetçi, kaliteli petrokimya ürünleri işlenecek. Kamu özel sektör iş birliğiyle üretim yapacağız. Bu bölgelerde aynı zamanda yüksek kapasiteli petrol ve petrol ürünleri depolanacak, işlenecek ve sevk edilecek. Projeye dahil olarak, petrol rafinerisi, limanlar, fabrikalar inşa edilecek. 15 bin kişi doğrudan istihdam edilecek.

    “KAMU ALTYAPI YATIRIMLARI 1,5 MİLYAR DOLAR OLACAK. BÖLGENİN İLK ETAPTA 6 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALMASINI VE 10 YILDA 30 MİLYAR DOLAR CİVARINDA DOĞRUDAN YATIRIM ÇEKMESİNİ HEDEFLİYORUZ”

    Kamu altyapı yatırımları 1,5 milyar dolar olacak. Bölgenin ilk etapta 6 milyar dolar yatırım almasını ve 10 yılda 30 milyar dolar civarında doğrudan yatırım çekmesini hedefliyoruz. Üstelik bu üretimi, yenilikçi teknolojilerle gerçekleştireceğiz. Yeşil üretime yatırım yapacağız. Türkiye’nin endüstriyel dönüşümünü biz gerçekleştireceğiz. Bu projeyi iktidarımızın ilk yılında gerçekleştirmeye başlayacağız. Çünkü Türkiye, zenginleşmeyi hak ediyor.  Evet, sevgili halkım. Türkiye’yi kalıcı refaha ulaştıracak projelerimizi anlatmaya devam edeceğim. Türkiye zenginleşecek, halk zenginleşecek. Aş, iş, huzur, refah için. Unutmayın, geliyoruz. Sana söz, kalın sağlıcakla.”

     

  • Kılıçdaroğlu, evinin mutfağından seslendi

    Kılıçdaroğlu, evinin mutfağından seslendi

    Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte evinin mutfağında çektiği videoyu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla sosyal medya hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, videoda, “Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz” dedi. Babacan ise “Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz” diye konuştu.

    CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün evinin mutafında DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile birlikte çektiği videoyu Twitter hesabında yayınladı. Kılıçdaroğlu, “Şampiyonlar ligi hazır” mesajıyla yayınladığı videoda şunları söyledi:

    “MİLLET İTTİFAKI İLE BİRLİKTE, DEVLETİN EKONOMİ KURUMLARINI DÜNYA ÖLÇEĞİNDE GÜVENİLİR HALE GETİRECEĞİZ”

    “Bugün mutfağımızda önemli bir konuğum var. Eşlerimiz salonda, biz de buraya sığındık. 15 Mayıs itibariyle birlikte çok önemli çalışmalara imza atacağımız Ali Bey ile çayımızı içiyoruz. Bari, fırsat bu fırsat, size de seslenelim dedik. Sayın Ali Babacan, yıllarca ekonomi yönetiminin başında yer almış, ekonomide akılcı bir politika benimsemiş, işinin ehli bir siyasetçi. Dünyanın güvendiği bir insan. Millet İttifakı ile birlikte, devletin ekonomi kurumlarını dünya ölçeğinde güvenilir hale getireceğiz. Mesleki liyakat, kurumlara geri dönecek. Finans çevrelerine gerçekçi bir biçimde güven vereceğiz. Bütçe disiplinini sağlarken vergide adaleti de sağlayacağız. Planlı ve temiz yatırımlarla, her alanda üretim hamleleri ile, yenilikçi teknolojilerle ülkemizi dünya ile rekabet eden bir ülke haline getireceğiz. Hatırlayın; önce ferah, sonra da refah dedik.

    “TÜRKİYE’YE HIZLI NEFES ALDIRIP BİZİ BU KRİZDEN ÇIKARACAK VE SONRASINDA DA KALICI REFAHI SAĞLAYACAK EKİPLER HAZIR”

    Türkiye’ye hızlı nefes aldırıp bizi bu krizden çıkaracak ve sonrasında da kalıcı refahı sağlayacak ekipler hazır. Dünyada çok saygı gören, yurt dışında ve yurt içinde çalışan akademisyenlerimiz, deneyimli bürokratlarımız var o ekipte. Millet İttifakı’nın tüm paydaşlarından ekonomi alanında uzman isimler ki birkaç gün içerisinde bu şampiyonlar ligi kadrosunu da göreceksiniz. Ne yapacağımızı biliyoruz. Görevi devralır almaz, önce halkımıza nefes aldıracak, güçlü çözümleri hayata geçireceğiz. Hayat pahalılığını, fiyat istikrarsızlığını ve bu yaşanan yıkıcı enflasyonist süreci sona erdireceğiz. İç ve dış kaynaklarını harekete geçirerek ekonomimize nefes aldıracağız. Ben, bunun için birçok ülkeye gittim. Bu ekibi söyleyince önümüzde tüm kapılar açıldı. Temiz sermaye, gideceği ülkede kadro ve liyakat görmek istiyor. Bu yüzden bilim, teknoloji ve yatırım merkezlerini ziyaret ettim. Dünyanın en büyük yatırım fonları ile çalışma toplantıları yaptım. Yüzlerce milyar liralık temiz yatırım sözleri aldım. Bu söz sadece Bay Kemal’e verilmedi ki her şey bir ekip işi. Ancak sadece bununla yetinmeyeceğiz, kalıcı refahı da Türkiye’ye getireceğiz.

    “TÜRKİYE’DE ÇAĞIN SANAYİ DEVRİMİNİN ALTYAPISINI KURACAĞIZ”

    Biliyorsunuz, projelerimizi size tahtamın önünden açıklıyorum. Türkiye’de çağın sanayi devriminin altyapısını kuracağız. Dijital teknoloji, yapay zeka, makine öğrenimi, finansal teknolojiler ve yeşil enerji konuşacağız. Bunu başaracağız ve bunu yapacağız. Bu ekiple başaracağız. Emin olun başaracağız.

    Ali Bey; sizin bilgi ve tecrübeniz, uzmanlığınız. Sanıyorum bize söyleyeceğiniz çok şeyiniz olacak. Sizi dinleyelim kısaca.”

    “HEP BİRLİKTE BU ÜLKEYİ ÇOK GÜZEL YARINLARA, ÇOK ÇALIŞARAK TAŞIYACAĞIZ”

    Babacan ise Kılıçdaroğlu’na teşekkür ederek şöyle konuştu:

    “Eşlerimiz içeride koyu sohbet yaparken biz de mutfakta sizlerle beraber olalım istedik. Sayın Kılıçdaroğlu, bizim ortak cumhurbaşkanı adayımız. Kendisi, dürüstlüğüyle ve devlet tecrübesi ile bütün milletimizin gönlünde ve kalbinde yer almış bir insan. İnşallah hep birlikte bu ülkeyi çok güzel yarınlara, çok çalışarak taşıyacağız.

    “NEREDEYSE BU YIL İÇİN 765 MİLYAR FAİZ ÖDEMEYİ PLANLIYOR ŞU ANKİ HÜKÜMET. BU PARA, TAM BİR MİLYON TANE KONUTU YAPIP BEDAVA VATANDAŞLARIMIZA VERMEYE YETECEK BÜYÜKLÜKTE BİR PARA”

    Ekonomi deyince en önemli kavram güven. Güven olmayınca asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Güvenin olup olmadığını da en önemli, Hazine’nin faiz ödemeleri ile ölçeriz. ‘Bir ülkenin hazinesi çok büyük faiz ödüyorsa o ülkede artık güven ortamı sarsılmıştır. Bir ülkenin hazinesi daha az faiz ödemeye başladıysa o ülkede güven ortamı oluşmaktadır’ deriz. Geçtiğimiz yıl, baktığımızda, 311 milyar liralık faiz ödemesi oldu Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin. Bu yılki bütçe için planlanan rakam da 560 milyar. Üzerine bir de 200 milyar kur farkı eklediğinizde neredeyse bu yıl için 765 milyar ödemeyi planlıyor şu anki hükümet. Bu para, tam bir milyon tane konutu yapıp bedava vatandaşlarımıza vermeye yetecek büyüklükte bir para. Bir milyon konuta yetecek bir faiz ödemesini geçen sene hükümet yaptı, bu sene de yapacağını bütçe ile beraber ilan etmiş oldu. Sadece rakamlar açısından bu örneği vermeyi önemli görüyorum.

    “PEK YAKINDA DA PEYDERPEY EKİBİMİZDEKİ GÜZEL, DÜZGÜN İNSANLARI TANIYACAKSINIZ”

    Tabii ekonomi deyince ‘önce insan’ diye başlamak lazım. Ekonominin en önemli amacı, insan onuruna yaraşır bir hayat sağlamaktır vatandaşlara. Bunun da temelinde adalet var; ehliyetli, liyakatli kadrolar ile çalışmak var ve istişare kültürü var. Adalet, sadece yargıda işlerin hızlı ve düzgün yürümesi değil. Adalet, aynı zamanda fırsat eşitliği. Eğitimde, işe girerkenki fırsat eşitliği. Ki biz işe girerken mülakatı kaldıracağımızı ilan ettik. O çok önemli bir aşama olacak. Yine, terfide fırsat eşitliği. Adalet olmadan asla ekonomide başarılı olmak mümkün değil. Yine ehliyetli, liyakatli kadrolarla çalışmak. ‘Bir tane kurtarıcı gelsin, bütün sorunları çözsün.’ Böyle bir şey yok. Ekonomi yönetimi, kadro meselesidir. İyi yetişmiş, dürüst ve ehil kadrolarla ancak ülkenin ekonomik sorunları çözülebilir. Dolayısıyla bu kadroları da şimdiden çalışıyoruz, hazırlıyoruz. Pek yakında da peyderpey ekibimizdeki güzel, düzgün insanları tanıyacaksınız. Tanıdıkça da onları çok seveceksiniz.

    “EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY’İ UZUN SÜREDEN SONRA DERHAL TOPLAMA KARARI ALDIK”

    Üçüncü konu da bahsettiğim gibi istişare. İstişare olmadan mümkün değil. Sivil toplumla, meslek örgütleriyle sürekli iletişim halinde, sorunları anlayan, dinleyen ve önerilerle de beraber tekrar dönüp çözüm üreten bir yönetim ilkesine sahip olmamız gerekiyor. Zaten bunun içindir ki Ekonomik ve Sosyal Konsey’i uzun süreden sonra derhal toplama kararı aldık. Kısmet olursa hükümet kurulduktan sonraki ilk işlerden birisi, hemen Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplayıp sosyal taraflarla etkileşim içerisinde politikalarımızı neticelendirip uygulamaya başlamak. En önemli amaçlarımızdan bir tanesi de bu.

    “86 MİLYONLUK NÜFUSUMUZ, AVRUPA’NIN EN BÜYÜK VE EN GENÇ NÜFUSU, AB STANDARTLARINDA BİR HAYATI HAK EDİYOR”

    Tabii bütün bunlar için Türkiye’nin aslında çok önemli uzun vadeli bir hedefe ihtiyacı var. Bu hedef de AB standartları. AB’ye üye olalım ya da olmayalım, bu ayrı bir mesele. Ama bizim 86 milyonluk nüfusumuz, Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusu, AB standartlarında bir hayatı hak ediyor. AB standartlarına ulaşmak için de hukukun üstünlüğünde, demokraside, temel hak ve özgürlüklerde, ama hayatımızın her safhasında, şu giydiğimiz gömleğin kumaşının kalitesinden tutun da içtiğimiz suyun kalitesine kadar, vatandaşlarımızı AB standartlarında bir hayata, hayat şartlarına ulaştırmak. Bu, en önemli hedefimiz.

    “BİZ, 3 AY İÇERİSİNDE, AB İLE OLAN SEYAHATLERDE VİZENİN KALDIRILMASIYLA ALAKALI ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ”

    Aynı zamanda AB ile vizesiz seyahat… Bu konuda yapılacaklar aslında belli. Çok zor şeyler de değil. Biz, 3 ay içerisinde, AB ile olan seyahatlerde vizenin kaldırılmasıyla alakalı üzerimize düşeni yaparız. Türkiye olarak bunları tamamlayabiliriz. 3 ayda bu noktaya işi getiririz ki gençlerimiz Avrupa’yı görsünler. Avrupalılar, Türkiye’ye daha rahat gidip gelebilsinler. İletişim yoğunlaşsın, ekonomi çok daha yoğun bir etkileşim içerisine girsin ve Türkiye, bütün vatandaşlarımızın, Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun kıymetli olduğu bir noktaya ulaşsın. Bütün bu yoğun çalışmada kuşkusuz çevreye çok dikkat edeceğiz. Ekonomik büyüme ve kalkınmada hızlı koşarken çevreye zarar verip nesiller arası adalete zarar getirecek bir tutum asla almayacağız.

    “SOSYAL DEVLET KAYGIMIZI HİÇBİR ZAMAN ELDEN BIRAKMAYACAĞIZ”

    Yine bütün bu süreçte sosyal politikalara çok önem vereceğiz. Sosyal devlet kaygımızı hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Evet, koşacağız, yarışacağız, dünyada çok daha güçlü bir ekonomiye ulaşmanın mücadelesini vereceğiz ama bu yarışta sosyal devletin gereği ne varsa yerine getirip hiçbir vatandaşımızın belli bir gelir seviyesinin, belli bir geçim seviyesinin altına düşmesine de kesinlikle izin vermeyeceğiz.

    “KARA KIŞ ÇOK YAKINDA BİTECEK VE ÜLKEMİZ NİCE BAHARLARA DOĞRU EMİN BİR YOLCULUĞA ÇIKACAK”

    Türkiye, çok güçlü ve büyük bir ülke. Çok büyük potansiyeli var. Ama bu potansiyeli açığa çıkartmak, ancak iyi bir yönetimle, dürüst ve ehil kadrolarla mümkün. Biz, bunu biliyoruz. Zaten bu amaçla yola çıktık. Bu amaçla da vatandaşlarımızın desteğine talip olduk. İnşallah kara kış çok yakında bitecek ve ülkemiz nice baharlara doğru emin bir yolculuğa çıkacak.”

    Kılıçdaroğlu, videonun sonunda şunları söyledi:

    “BEN DE ÜLKEYİ RAYINA OTURTTUKTAN SONRA HUZURLA EMEKLİ OLACAĞIM VE BU EKİBİN BAŞARILARIYLA GURUR DUYACAĞIM”

    “Çok teşekkürler Sayın Genel Başkan’ım. Liyakatsizlerin ülkeyi getirdiği felaketten dolayı soğanı bile fiyatını sorarak alıyor halkımız. Biz; adaletsizliğe, kötü yönetime ve kutuplaştırmaya karşı birleşe birleşe kazanacağız. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında Türkiye’miz, bu şampiyonlar ligi kadrosuyla ışıl ışıl parlayacak. Ben de ülkeyi rayına oturttuktan sonra huzurla emekli olacağım ve bu ekibin başarılarıyla gurur duyacağım. Bu da benim en büyük arzum. İyi akşamlar.”

  • “Kiralarda yaşanan sıkıntıyı çözeceğiz”

    “Kiralarda yaşanan sıkıntıyı çözeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kepez Turgut Özal Spor Salonu önünde düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti.

    “Deniz kenarında kar mı olurmuş? Meydana çıkmayan er mi olurmuş? Deli gönül başka güzel arama, Antalya’dan güzel yar mı olurmuş? Bize, Antalya’dan güzel yar olmayacağını bilerek, bu şehri hep gönülden sevdik.” diyen Erdoğan, Antalya’yı turizmiyle, tarımıyla, ticaretiyle geliştirmek, zenginleştirmek için gece gündüz çalıştıklarını söyledi.

    Antalya’nın da girdikleri her mücadelede, attıkları her adımda yanlarında olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nın inşası için hazırlandıkları dönemde bir kez daha Antalya’ya olan sevgilerini ifade etmek, Antalya’nın desteğine talip olmak için Antalya’da bulunduklarını dile getirdi.

    Antalya’nın, elindeki değerleri kazanca dönüştürmeyi, çalışmanın ve üretmenin değerini çok iyi bildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Bu şehir, ayrımcılığın hiçbir çeşidine itibar etmez. Denizini, toprağını, dağını kendisi ve vatanı için berekete dönüştürür. Ülkemizin ve dünyanın neresinden gelirse gelsin, huzur arayan herkese kucağını açar. Sermayesini ve alın terini akıtarak, burada yeni bir hayata başlamak isteyen herkesi kucaklar. Ama aynı zamanda bu şehir, mesele ülkesinin bütünlüğü, milletinin birliği, evlatlarının geleceği olduğunda kimsenin gözünün yaşına da bakmaz. Biz, bunun için Antalya’yı ayrı bir seviyoruz. Bunun için Türkiye Yüzyılı hayalimizi en iyi sizlerin anlayacağına inanıyoruz.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi bugüne kadar nasıl büyütüp, güçlendirip, zenginleştirdilerse, Türkiye Yüzyılı’nı da beraber inşa edeceklerini anlattı.

    Eser ve hizmet siyasetiyle bugünlere getirdikleri Türkiye’yi daha ileriye taşımak için ter döktüklerini, şu anda karşısında 100 bini aşkın Antalyalı olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Birileri ise ülkenin birikimlerini önce 6’lı olarak başlayan masada paylaşmaya niyetlendi, sonra pazarlığın kızıştığı bir anda ortaklardan biri yerinden kalkıp, sonra geri otururken, masanın altındaki gizli ortak HDP de bu cümbüşteki yerini aldı. Baktılar 7 ortakla da bu iş olmayacak, 2 büyükşehir belediye başkanını da dahil edip, ortak sayısını 9’a çıkardılar. Masada kendileri için de yer olduğunu gören ülkenin ve milletin yeminli düşmanları PKK ve FETÖ durur mu? Onlar da hemen seslerini yükselttiler. Oldu mu size 11 ortak. Daha DHKP-C’sini, Avrupa ve Amerika’da masanın akıl hocalığına soyunan tefecileri, simsarları, STK görünümlü istihbarat aygıtlarını saymıyorum bile. Aslında ağlanacak halimize gülüyoruz. Türkiye, siyasetine ve yönetimine dönük böyle bir oyunu asla hak etmiyor.

    Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak karşımıza diken bir mekanizma var. Bu mekanizma, CHP tabanının da ittifaktaki diğer partilerin tabanlarının da hassasiyetlerini zerre kadar umursamıyor. Ne diyordu bay bay Kemal? ‘Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz’ denilerek, bu nobranlık açıkça da ifade ediliyor. Çünkü bunların derdi, seçimlerde yönetimi değiştirirken, sonra Türkiye’nin kaldığı yerden yoluna devam etmesi değildir. Bunların derdi, Türkiye’yi siyasetiyle, ekonomisiyle, savunmasıyla, diplomasiyle en az yarım asır daha kendine gelemeyeceği bir çukura itmek, bir bataklığa saplamaktır. Ama inşallah başaramayacaklar.”

    “1 milyon 300 bin konut yaptık”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dertleri bizimle değil Türkiye ile Türk milleti ile Türkiye’nin kazanımlarıyladır. Ülkeyi, tasmaları emperyalistlerin elinde olan terör örgütlerinin cirit alanına çevirmek istiyorlar.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tipik bir teslimiyetçi eski Türkiye politikacısıyla karşı karşıyayız. İşte Kılıçdaroğlu tam da böyle bir tiptir.” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkeyi Alevi-Sünni diye ayrıma tabi tutanlara lanet olsun. Ülkenin her karış toprağını yatırımlarla donatırken kimsenin kökenini, meşrebini, mezhebini sormadık.” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben göreve gelmeden önce TOKİ’deki üretim sayısı 40 bin konuttu. Şimdi ise 1 milyon 300 bin konutu biz yaptık. 40 bin nere, 1 milyon 300 bin nere?” açıklamasında bulundu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay bay Kemal CHP’yi öyle bir yere getirdi ki bu parti kurucusu olduğu Cumhuriyete ve kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal’e hakaret edenlerin yuvasına dönüştü.” dedi.