Etiket: Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel

  • “Taziye ziyaretinden terör çıkarmak kötücül aklın ürünüdür”

    “Taziye ziyaretinden terör çıkarmak kötücül aklın ürünüdür”

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel partisinin İstanbul’da düzenlenen il başkanları toplantısında konuştu.

    Kayyum atamalarına tepki gösteren Özel, “Biz Esenyurt’u kaybettiğimizde nüfusu 90 bindi. AK Parti’den geri aldığımız 2019 seçimlerinde 1 milyon olmuştu. O aradaki dönemde Esenyurt Türkiye’nin kent suçluları açık hava müzesine dönmüştü. Yanı başındaki bir ilçede makul bir imar, bolca yeşillik, yaşam alanları varken Esenyurt’ta o çok katlı, insanların gökyüzünü göremediği, her bir karış yeşil alanın katledildiği o kent CHP’ye verildi. 5 yılın sonunda yapılan seçimlerde ise CHP Esenyurt’un vizyonuna uygun olarak belirlediği adayı Ahmet Özer ile bırakın o kenti kaybetmek, her iki Esenyurtludan birinin oyunu alan Ahmet özer ile yeniden kazandı. Ne olduysa orada oldu. Bir takım hesaplar yapanlar, CHP’nin milletle kurduğu ittifakını cezalandırmak ve çok istedikleri ama ellerine alamadıkları bir ilçe üzerinden bütün Türkiye’ye mesaj vermek istediler.”

    Tunceli ve Ovacık’taki kayyum atamalarına da değinen Özer, “Bu atamanın sebebi ise tamamen bir hazımsızlık. Yaptıkları iş 12 yıl önce yapılan bir taziyeyi suç olarak gösterip, 3 dönemdir seçmenlerin seçtiği belediye başkanına terörist yaftası yapıştırmaya çalıştılar. Taziye ölüye değil diriye verilir. Hiçbir anne baba evladının geçmişteki işlediği bir suçtan, evladının ölümünden sonra sorumlu tutulamaz. Oradaki bir taziye ziyaretinden terör çıkarmak hem de bunu 10 yıl görmeyip 10 yıl sonra soruşturma açmak, dünyanın en kötücül aklının ürünü olabilir. Kaldı ki dönemin savcısı belediye başkanımızı arayıp ‘bir cenaze var. Ben bunu askerle yollarsam yeni bir çatışmada yok yere şehit veririm. Siz aile ile görüşseniz bu cenazeyi siz teslim etseniz olur mu ‘ sorusu üzerine, kaymakamın bilgisi dahilinde yapılmış bir cenaze töreninin o gün devlet adına CHP’li belediyeden rica edilmesi, bugün ise suç olarak gösterilip kayyum atanması son derece iki yüzlü çıkarcı bir durumun ta kendisidir” şeklinde konuştu.

    “Paradan bir sıfır atıp ikiye böldüler”
    Vatandaşın en büyük sıkıntısının ekonomi olduğunu vurgulayan Özgür Özel, “TÜRKİŞ’in rakamlarına göre yıllık mutfak enflasyonu yüzde 49. OECD verilerine göre Türkiye gıda enflasyonunda acık ara birinci. Yapılan en kıymetli çalışma asgari ücretlinin enflasyonu. Bir asgari ücretli ne yapıyor kira veriyor, zorunlu gıda harcamaları yapıyor. Bunun enflasyonu şu anda yüzde 79. Bugün asgari ücret 17 bin TL. Bir yıldır arttırılmıyor. Bugünkü asgari ücret verildiği günün 10 bin 200 TL’nin alım gücüne kadar indi. 1 Ocak’ta 17 bin asgari ücrete itiraz ediyorduk. 1 Ocak itibariyle asgari ücreti 10 bin lira yapmış durumdalar. Bugün asgari ücrete zam konuşuluyor. Geçmişte paradan altı sıfır atmakla övünenler, son 15 yılda paradan bir sıfır atıp ikiye bölmüş durumdalar. Tam 15 kat satın alma gücünün düştüğü bir süreçteyiz” açıklamalarında bulundu.

    “Seçimi kazanıp Mustafa Kemal’in askerlerini, Mustafa Kemal’in ordusuna geri kazandıracağız”
    Özgür Özel, ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilen teğmenlere sahip çıkarak şunları söyledi;
    “Kadın teğmenler arkadaşları ile birlikte geçen seneye kadar yapılan bir ritüeli tekrar etmişler, Mustafa Kemal’in askeri olduklarını söylemişlerdi. 8 gün kimse konuşmadı, milletimiz bunu hiç anormal karşılamadı. Hatta tüm medyada 3 kadının birinci olduğu bu süreç övülerek anlatıldı. Sayın Erdoğan teğmenin elini sıktı, hediyesini verdi, sohbet etti. 8 gün sonra ona birileri ‘Türkiye’de bu tür görüntüler bize yaramıyor bize kavga lazım, kutuplaşma lazım’ dedi diye gencecik teğmenlerin geleceklerini yok sayarak teğmenlere karşı sert bir dil kullandı. Güya teğmenler Mustafa Kemal’in askeriyiz demekle iktidara kafa tutmaya niyetleniyormuş. Saatleri sadece kendi işine gelen 20 – 23 yıl geriye tarihe çekerek oradan bir husumet üretmeye çalışıyorlar. Eğer bu söylemde geriye gideceksen kendi işine gelen bir tarihe gitme. Geriye git Mustafa Kemal’in askeri kimlermiş diye. O teğmenler Mustafa Kemal’in askeriyiz demeyip de kimin askeri olacaklardı. Mustafa Kemal’in ordusu 28 şubatta değil 100 yıl önce işgal güçlerine karşı duruyordu. 28 Şubat karşılaştırması değil işgal kuvvetlerini yenenler, destekleyenler noktasında bir konumlama daha doğru olacaktır. Aksi durumda Mustafa Kemal’in ordusuna rağmen o ordunun içinde farklı yapılar düşünülecekse, Mustafa Kemal’in askeriyiz yerine Fetullah Gülen’in askerleriyiz diyenleri ve onlara ne istediyse verenlerin 15 temmuz akşamı bu millete neler yaşattığını bir kez daha ifade etmek isterim. Bir kez daha uyarıyoruz. Bu işleri bırakın. Velev ki bu teğmenlere dokundunuz ve görevlerinden uzaklaştırdınız. Biz CHP olarak o teğmenlere teker teker sahip çıkacağız. Gelecek seçimi kazanıp Mustafa Kemal’in askerlerini, Mustafa Kemal’in ordusuna geri kazandıracağız”

  • “Türkiye’yi, Türkiye İttifakı kazanacak”

    “Türkiye’yi, Türkiye İttifakı kazanacak”

    Mudanya Mütarekesi’nin 102’nci yılı etkinliklerine katılmak üzere Bursa’ya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Öncelikle sözlerime bir özür ve bir eksikliği gidererek başlamak isterim. Kürsüye çıkarken çalan şarkı, partimizin toplantılarında çaldığında, çok hoşumuza giden bir şarkı. Burası bir kamusal alan, burası bir belediyenin etkinliği. Aksini görüyorsunuz, biliyorum. Devlet parti ayrımı kalmadı. Ülkenin cumhurbaşkanı, bir başka partinin genel başkanı ve maalesef bu iç içe geçmişlik, zaman zaman bize de bu hataları yaptırtıyor. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi, birazdan bahsedeceğimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten başlayarak İsmet Paşa’yla birlikte cumhuriyet kurmuş, devlet kurmuş, demokrasi kurmuş. Başka parti yokken bile devletle partinin işlerini ayırmayı ilke edinmiş ve en sonunda çok partili rejime geçip, ülkeyi demokrasiye teslim etmiş olan, bu anlayıştaki insanların partisi, kötü örnekler bir yana, partiyle devlet işini ve kamusal alanda, tüm siyasi partilerin davetli olduğu alanlarda, bu işlere çok dikkat edeceğiz. Ben bu kusuru, minicik bir nazar boncuğu olarak çok başarılı Mudanya Belediye Başkanımızın yakasına takıyorum. İnerken bir daha çalarsanız bu sefer ayıp olur başkanım mahcup edersiniz, başka bir müzik ayarlayın” dedi.

    Mudanya Mütarekesi’nin cephede kazanılan başarının, masada büyük bir kazanıma dönüştürüldüğü 9 günlük çok önemli bir süreç olduğunu ifade eden Özel, “İsmet Paşa buraya Batı Cephesi Komutanı olarak gelmiştir. Ancak buradan Lozan’a, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedini kabul ettirecek, özgüveni yüksek bir müzakereci olarak buradan ayrılmıştır. İsmet Paşa’nın bu diplomatik zekasıyla Trakya’daki işgal kurşun atılmadan sona ermiş. Doğu Trakya ana vatana dahil edilmiştir. Sahada kazanılmış olan askeri zafer, Mudanya’daki diplomatik zaferden sonra, Lozan’a gidecek İsmet Paşa’ya büyük bir güç vermiştir” diye konuştu.

    Atatürk ve İsmet İnönü’nün iktidarı değil, itibarı seçen demokrasi kahramanları olduğunu belirten Özgür Özel, “14 Mayıs 1950 günü seçimleri kaybedip, bundan 8 gün sonra eliyle kaleme aldığı mektupla, kendi el yazısıyla, oğlu Erdal’a yazdığı mektupta, ‘bu seçim memlekette hayat tarzı kurmak için giriştiğimiz teşebbüste, ne kadar ciddi ve samimi olduğumuzu ispat etmiştir. Memleket için, hepimiz için bu bir şeref olmuştur’ diyor. Dediği şu; bundan önce memleketi yönetenler, sarayda oturuyorlar. Bütün yetkiler elinde. Yetkileri, vefatlarıyla birlikte evlatlarına geçiyor. Eğer ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk sarayı seçseydi, eğer ki ‘hangi yönetimi benimsiyorsunuz Sayın Kemal? Amerikan tipi başkanlık mı?’ O devirlerde Amerika’da başkanlık 70 yıldır var. ‘İngiliz tipi bir monarşi mi, yoksa padişahlığa saraydan devam mı’ diyenlere, ‘biz 23 Nisan’da, 1920’de bir meclis kurduk. O meclisin verdiği görevleri yapıyoruz. Ne görev verirse meclisimiz ve milletimiz o görevi yaparız’ deyip elinin tersiyle otoriter bir lider olmayı, tek adam olmayı, padişah olmayı, kral olmayı ya da çok yetkili bir başkan olmayı itip, cumhurun seçtiği, Millet Meclisi’nin verdiği yetkiyle cumhurbaşkanı olmayı tercih etmiştir. Onun ölümünden sonra yerine geçen en yakın arkadaşı, en büyük mücadele arkadaşı ve silah arkadaşı İsmet Paşa da ülkeyi yönetmiş, yönetirken çok partili rejim ihtiyacının demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu görmüş, 1946’da çok partili yarışa geçilmiş, 1950’de Milli Mücadele kahramanı İsmet Paşa, girdiği genel seçimlerde partisi ikinci olmuş, seçimleri kaybetmiştir. Dünya, bütün dünya o konjonktür, ondan sonra daha neler yaşanacak, ne tek adamlar gelecek, ne faşizmler kurulacak, ne o faşist tek adamlar, ülkelerine, Avrupa’ya, dünyaya ne felaketler yaşatacaklar. Ama İsmet Paşa öyle bir bilinçle geliyor ki 1918’den Mondros’tan, 1920’den Ankara’da meclisin kurulmasından, 1922’den savaşlardan, mücadelelerden, meydan mücadelelerinden, 1923’te cumhuriyet ilanından geldiği için, İsmet Paşa çağında yaşayanlar gibi, ne Gazi Mustafa Kemal’in tek adamlığa yeltenmediğini görmüş, ondan aynı rüyayı görmüş, aynı hayali kurmuş, günü gelince de ‘yönetimi teslim etmem’ dememiş, aksine ‘bu benim en büyük yenilgim ama demokrasimizin en büyük zaferidir’ deyip Demokrat Parti’ye yaveriyle haber yollamış, ‘Paşa devir teslime hazırdır’ deyip, oğlu Erdal’a 1 hafta sonra bu kalemle, bu yazıları yazmıştır. Söylemek istediği, memlekette kurmak istediğimiz yeni hayat tarzı dediği, bunun kendisidir” dedi.

    Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konuma rağmen ayakta kalabilmesini Atatürk ve İsmet Paşa’ya borçlu olduğunu söyleyen Özgür Özel, “Artık millet kendini yöneteceklerini kendi seçiyor. İktidarlar değişebiliyor. Milletin yetki verdikleri, oy verdikleri yönetime gelip, oy vermedikleri gidebiliyor. İktidarlar kalıcı değil, kalıcı olan milletin iradesi. İşte biz cumhuriyeti de demokrasiyi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, İsmet Paşa’ya borçluyuz. Ve bugün Türkiye’de birileri arasında mezhep savaşları çıkmıyorsa, Türkiye’de taraflar arasında etnik savaşlar çıkmıyorsa, birileri birinin kalbini söküp, o vahşi IŞİD’çilerin o coğrafyaya yaşattıkları bu ülkede yaşanmıyorsa, bu ülkede her şeye rağmen bir belediye başkanı çıkıp Barış Festivali düzenliyor, Barış Ödülü dağıtıyor, ‘Yurtta barış, cihanda barış’ diyorsa, bu ülkenin iktidarı da ana muhalefet partisi de bütün çelişkilerine rağmen ‘Filistin’de barış olsun’ diye bütün dünyaya seslenebiliyorlarsa, bu ülkenin kurucu partisi, Ukrayna savaşına da, Filistin’deki savaşa, mezalime, soykırıma da aynı şekilde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten miras, ‘yurtta barış, cihanda barış’ yaklaşımıyla yaklaşabiliyorsa ve 31 Mart seçimlerinde bu ülkenin kurucu partisi, 47 yıl sonra birinci parti olmuşsa ve yine bu ülkenin kurucu partisi önümüzdeki seçimlerde iktidara adaysa, iktidarı alacak ve bu ülkeyi bir kez daha demokrasiyle, bu sefer ayrımsız, katıksız, bütün yıpratılmışlıklarına rağmen, kuvvetler ayrılığının tam olarak sağlandığı, parlamentonun yeniden güçlendiği, milletin birini seçip gerisine karışmadığı değil, milletin seçtiği parlamentonun her türlü denetim imkanına sahip olduğu, kendi içinden başbakan çıkardığı, kendi içinden hükümet çıkardığı, adet olsun diye masasında, kürsüsünde bir yemin edilip, sonra hiçbir sorumluluğu olmayan, bir kalemin ucundan çıkan bakanların değil, parlamentodan çıkan bakanların parlamento eliyle denetlendiği, hesap sorulduğu, gensoru verildiği, güven oylamasında güvensizlik oyu alan bakanın gittiği, bakanların istifalarının birinin uygun görmesiyle değil, bakanların göreve gelişinin de gidişinin de Millet Meclisi’nce karara bağlandığı gerçek demokratik bir Türkiye’yi yeniden kurmak istiyoruz. Bütün ümidimiz, bütün yaklaşımımız buna dairdir” diye konuştu.

    Türkiye İttifakı’nın iktidarına talip olduklarını ve bu nedenle öz güvenli bir siyaset yürüttüklerini söyleyen Özel, “O yüzden öz güvenli bir siyasetle, bu ülkedeki 83 milyonu kucaklayarak, daha önce Mudanya’da söylemiştim, Mudanya’yı Mudanya İttifakı kazandı. Bursa’yı Bursa İttifakı kazandı. Türkiye’yi de Türkiye İttifakı kazanacak. Türkiye İttifakı renklerini ay yıldızlı al bayraktan alır. Türkiye İttifakı Türkiye’nin sosyal demokratlarını, muhafazakar demokratlarını, milliyetçi demokratlarını, Türk demokratlarını, kimsenin mezhebine bakmadan, Türkiye’nin bütün demokratlarını kucaklar, hedefi Türkiye’ye gerçekten güçlü bir parlamento, güçlü bir yürütme, bağımsız bir yargı, tam bir kuvvetler ayrılığı ve en nihayetinde güçlenen ve zenginleşen bir Türkiye’yi yeniden hediye etmektir. Mudanya’daki her görüşten herkesi yürekten kucaklayarak, 102’nci yılda burada olmanın onurunu yaşıyorum. Nice 10 yıllarda, yüzyıllarda Mudanya’da bu törenler yapılacak, İsmet Paşa anılacak, Gazi Mustafa Kemal anılacak. Cumhuriyet ilelebet payidar kalacak. Cumhuriyetin kıymetini bilenleri kıymetle, hürmetle selamlıyorum” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından yapılan gösteriler, katılanlar tarafından büyük alkış aldı. Özel, daha sonra müzeyi gezdi. Programa, Sosyal Demokrat Halk Partisi Eski Genel Başkanı Murat Karayalçın, İsmet İnönü’nün kızı Özden İnönü Toker, torunu Gülsün Bilgehan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Osmangazi Belediye Belediye Başkanı Erkan Aydın ve CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş da katıldı.

  • CHP Lideri Özel’den tutuklanan Dilruba’ya ziyaret

    CHP Lideri Özel’den tutuklanan Dilruba’ya ziyaret

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sokak röportajında söylediği sözler üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ ve ‘Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçlarından tutuklanan Dilruba Kayserilioğlu ile İzmir Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde görüştü.

    Özel’e İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ve ilçe belediye başkanları eşlik etti. Ziyaretin ardından Özel, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

    “Cezaevi önünde haksız tutukluluklara karşı ziyaretler, çıkışında açıklamalar, güneşte beklemeler bunlar Türkiye’nin hak ettiği şeyler değil” diyen Özel, “Türkiye’deki gazeteciler de 33 yaşındaki genç bir Cumhuriyet kadını da gördüğü muameleyi hak etmiyor. Bu işlerle meşgul olmak yerine Türkiye’nin diğer sorunları üzerine yoğunlaşmamız lazım. Dilruba’nın tutukluluğu baştan sona hukuksuzluktur. Düşüncesi ne kadar şok edici olursa olsun herkesin şiddete başvurmamak, şiddeti çağırmamak kaydıyla her türlü düşünceyi açıklama hakkı vardır. Bu da anayasal bir hak. Siz bu anayasal hakkı tartışmaya açıyorsanız siz despotsunuz demektir. Siz muktedir değilsiniz, belki iktidardasınız ama yaptığınız işi büyük bir özgüvensizlikle yaptığınız için bir mikrofona genç bir kadının söyledikleri sanki iktidarınızı yıkacakmış diye ona karşı en olağan dışı refleksleri göstermek, sosyal medya linçleri, tutuklanma kampanyaları başlatmak. Savcılara da yatarı olmayan bir suçtan 18’inci gün, neredeyse bir aya varacak bir süre kişiyi özgürlüğünden mahrum etmeye yeltenmek tamamen yönetimdeki acziyetin, savrulmanın ifadesidir” diye konuştu.

    “Serbest kalacağını ümit ediyoruz”
    Sözlerini sürdüren Özel, Dilruba’nın özgürlüğüne kavuştuğunda, kendi verdiği röportajı ve orada ne kastettiğini ve kastetmediğini, gerçek düşüncelerini kendisinin de paylaşacağını belirtti. Dilruba’nın 3 Eylül günü duruşmada serbest kalacağını ümit ettiklerini aktaran Özel, “Kendisi de serbest kalmayı ümit ediyor. Ben kendisini 9 Eylül günü partimizin 101’inci kuruluş yıl dönümünde Ankara’daki törenlere ve akşamki konsere davet ettim. 9 Eylül günü için randevulaştık. Ümit ediyoruz ki Dilruba’nın hiç değilse bu isteğini boşa çıkaracak, onu üzecek bir durumla karşı karşıya kalmayız” ifadelerine yer verdi.
    Özel ayrıca başörtüsünden dolayı talep ettiği bir görevde yer alamayan Dilara Çiçek’i de kuruluş yıl dönümüne davet ettiğini söyledi.

    “Dilara ile Dilruba’yı hep birlikte görmek istiyoruz”
    CHP’nin ülkenin kurucu partisi olduğunu aktaran Özel, “Ümit ediyorum 101’inci kuruluş yıl dönümümüzde, davetliler için de geçmişte pek çok mağduriyet yaşayan toplumun tüm kesimleri, Soma’daki mağdurlardan tren kazasındaki mağdurlara, Diyarbakır annelerinden, Cumartesi annelerine kadar 101’inci yılda çok sayıda davetlimiz olacak. Bu davetlilerin yanında elbette Dilara’yla, Dilruba’yı hep birlikte görmek istiyoruz. Türkiye’nin bu suni gündemlerden çıkması lazım. Bu saçma tartışmalardan bir an önce kurtulması lazım. Toplumu gererek iktidarda tutunmaya çalışanlara şunu söylemek istiyorum; Türkiye’ye bunu yapmayın. Tarihe bir de giderken bunları da yaptılar, bunlara da tenezzül ettiler diye geçmeyin, geçiyorsunuz. 33 yaşında genç bir kadını bir mikrofona söylediği sözlerden dolayı kınayabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, görüşlerine katılmayabilirsiniz ama haksız hukuksuz yere hapsedemezsiniz. Diğer taraftan Türkiye’de herkesin inancının, örtünmesinin ya da örtünmemesinin, yaşam şeklinin tercihlerinin tam bir özgürlük içinde olması lazım. CHP olarak bunun teminatıyız. Kimin başını örtüp, örtmeyeceğine, ne yiyip ne içeceğine, ne giyip ne giymeyeceğine o kişiden başka kimse karar veremez” cümlelerini aktardı.

    “Yaşanan her hukuksuzluğun karşısındayız”
    Türkiye’nin özgürlükler ülkesi olduğunu vurgulayan Özel, sözlerine şöyle devam etti:
    “Bütün darbelere, haksızlıklara rağmen bugünlere geldik. Son 22 yılda yaşatılanların geldiği nokta da utanç vericidir. Ama iktidara da diyoruz, karışmayın, milletin yakasından düşün. Diğer taraftan 50 yıl önce Türkiye’nin terk ettiği, tükettiği tartışmalara, Türkiye’yi sürüklemeye çalışanlara da diyoruz ki ‘hududunuzu, haddinizi bilin, kimseye karışmayın.’ Türkiye’deki her mağdurun, her mazlumun, her mağduriyetin ve yaşanan her hukuksuzluğun tam olarak karşısındayız. Her mağdurun ve her mazlumun siyasi görüşü ve düşüncesi ne olursa olsun bakmadan yanındayız.”

    “Kılıçdaroğlu’na yapılan MHP’nin kurgusudur”
    Kemal Kılıçdaroğlu hakkında ‘3,5 yıl hapis ve siyasetten men cezası’nı talep eden bir iddianamenin hazırlandığını ve Kılıçdaroğlu’nu yargılamak istediklerini söyleyen Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık koltuğunda 13 yıl oturmuş birisi olduğunu ifade etti. Bülent Ecevit, Altan Öymen, Deniz Baykal’ın da genel başkanlık dönemlerinde yaşadıkları zorlukları anlatan Özel, “Kemal Kılıçdaroğlu, PKK’nın kurşunlarına hedef olmuştur. Bir şehit cenazesinde linç girişimine uğramıştır. Genel başkanlığımın daha ilk aylarında kendi memleketimde organize edilmiş bir güruh tarafından cenazeye sokulmamak olayıyla karşılaştım. ‘Ölümü göze alırım kendi memleketimde cenazeye gitmemeyi göze almam’ deyip şehit cenazesinde saldırıya uğramışızdır. Kemal Bey’e karşı yapılan bu suç, Milliyetçi Hareket Partisi’nin vaktiyle kendi tükenmişliğinin ve gündemden düşmüş olmanın, milletin gözünden, gönlünden düşmüş olmanın, suç örgütleriyle anılıyor olmanın, kendi evlatlarının kanını Ankara’da sokak ortasında bırakmış olmanın kusurunu, ayıbını örtmek için yaptıkları ve gönderdikleri yerde de kendi etkileri altında olan, atanmalarına vesile oldukları birtakım silahşörleri tarafından yazılmış, kabul edilmiş iddianameler üzerinden ortaya koydukları bir kurgudur” şeklinde konuştu.

    “Hazırlanan iddianame Sinan Ateş’in kanını örtmedi”
    Kemal Kılıçdaroğlu hakkında hazırlanan iddianame ile ilgili de konuşan Özel, bu iddianamenin Sinan Ateş’in kanını örtmediğine işaret etti. Sözlerine devam eden Özel, “Kendi atadıkları Ülkü Ocakları Başkanı’nın Ankara’nın ortasında uyuşturucu çetelerinden devşirilmiş tetikçiler tarafından öldürülmüş olmasını da o cinayet duyulduğu andan itibaren Milliyetçi Hareket Partisi’nden bir taziye mesajı, bir taziye telefonu, cenazeye katılım, geride kalan 2 kız evlada bir sahip çıkma, yapamayacak sorumluluğu örtmez, örtmeyecek” dedi.

    “Mevcut genel başkanın cesedini çiğnemeniz lazım”
    Bir önceki genel başkanı hapse atmak için mevcut genel başkanın cesedinin çiğnenmesi gerektiğini ifade eden Özel, “Kılıçdaroğlu’nu yargılayacaklarsa, sanık sandalyesinde götürüp de orada oturur mu? Bence oturmamalı. Hiçbirinin hakkı yok. Onun oturması gereken yere gidip ben oturacağım. Hepsi haddini bilsin. CHP’nin hangi genel başkanını korkuttunuz da hangi genel başkanı sindirdiniz de bir önceki genel başkanı sindireceksiniz. 1 milyon 460 bin Cumhuriyet Halk Partisi’nin kayıtlı üyesi Kemal Bey’i yargılatmaz. Çok istiyorlarsa hep birlikte geliriz bizi yargılayacaksınız” açıklamalarında bulundu.

    Tutukluluğu sürüyor
    Kayserilioğlu için geçtiğimiz günlerde ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçundan tahliye kararı verilirken, ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçlamasından ise tutukluluğunun devamına karar verilmişti.

  • Özel’den Bursa’da kentsel dönüşüm açıklaması

    Özel’den Bursa’da kentsel dönüşüm açıklaması

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart seçimlerinin ardından kazanan belediye başkanlarını tebrik etmek için Bursa’ya geldi. Gemlik’te vatandaşlarla buluşan Özgür Özel, belediye binası önünde kendisini bekleyen topluluğa konuşma yaptı.

    Kentsel dönüşümü belediyelerin tek başına yapamayacağını belirten Özel, genel yönetimin doğru kanuni düzenlemeler yapmasını, belediyelerin yurt dışından bulduğu kredilerin hükümet tarafından onaylanması gerektiğini söyledi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen Özel, “Gemlik fay hatlarının üzerinde bulunmaktadır. Gemlik Belediyesi’nin birinci gündemi kentsel dönüşümdür. Gemlik’te kentsel dönüşümün konusu kadar hayati bir konu yok. 1999 ve 6 Şubat depremlerini hep birlikte yaşadık. Buradan uzakta oldu ama hepimizin yüreği yandı. Deprem aslında sürekli kendini hatırlatıyor ama maalesef belli bir süre sonra unutuyoruz. Ama devlet unutamaz. Seçimden sonra birinci gündem maddesi olarak kentsel dönüşümü ve depremi gündem maddesi alan Şükrü Deviren’i yürekten teşekkür ediyorum. Kentsel dönüşüm bir belediye başkanının kıt imkanlarıyla başarabileceği bir iş değildir. Bunun için genel yönetimin doğru kanuni düzenlemeler yapması ve uzun vadeli faizsiz veya çok düşük faizli uzun sürede ödenecek kredilerle ve kamu destekleriyle kolaylaştırıcı bir yol alması lazım. Yurt dışından bulduğumuz yabancı kredileri dahil onaylamayanlar nasıl bir partizanlıktır. Başarılı olabileceğimizi düşündükleri için bu sebeple kredileri imzalamıyorlar. Onaylanırsa ne olacak. Dışarıdan alınan kaynakla bir mahalle kentsel dönüşüme girecek. Güçlü evlere ve sosyal donatı alanlarına kavuşacak. Güvenli okul ve camilerine kavuşacak. Gören ne güzel olmuş diyecek. Ancak ‘CHP’ye bunu yaptırmayalım’ diyorlar. ‘İmzayı atmayalım yapamasınlar.’ Deprem vuracak yıkılacak başında yine hamasi nutuklar atılacak. O yüzden buradan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum, başta kentsel dönüşüm olmak üzere belediyelerimizin yurt dışından, Dünya Bankası’ndan, çok uluslu yapılardan bulduğu ya da kendi gayretleriyle finans şirketlerinden, bankalardan bulduğu kredileri onaylamamazlık yapmayın. Hizmeti engellemeye, depremin karşısında bu milleti çaresiz bırakmaya bile yeltenecek bir kalpsizlik yapmayın. Bu işleri bırakın partizanlık yapmayın. Milletin karşısında olmayın, yanında yer alın” şeklinde konuştu.

  • CHP Genel Başkanı Özel, Osmangazi Belediyesi’nin projelerini yerinde inceledi

    CHP Genel Başkanı Özel, Osmangazi Belediyesi’nin projelerini yerinde inceledi

    Bursa’daki programı çerçevesinde bir dizi ziyaretlerde bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Osmangazi Belediyesi tarafından kente kazandırılan projeleri yerinde inceledi. İlk olarak Osmangazi Meydanı’nda yer alan Hasan Ali Yücel Dünya Klasikleri Kütüphanesi’ni ziyaret eden Özel, hem mekanı hem de raflarda bulunan kitapları inceledi. Özel’in sonraki durağı ise kaliteli ve uygun fiyatlı kahveleri ile gençlerin vazgeçemediği adres olan Genç Kafe oldu. Kahve makinesinin başına geçen Özel, kendisi için hazırlanan kahvenin tadına baktı. Kahveyi kimin ısmarlayacağı konusunda espri yapan Özel, Başkan Aydın’dan aldığı kredi kartı ile kahvenin ödemesini yaptı. Kahvenin oldukça lezzetli olduğunu ifade eden Özel, ödemesini yaptığı kahvelerin askıda kahve olarak vatandaşlara dağıtılmasını istedi. Osmangazi Belediyesi’nin kente kazandırdığı bir diğer önemli hizmet olan Halk Lokantası’nı da gezen Özel, yemek sırasına girerek aldığı günün menüsünü yedi.

    “Erkan başkanımız daha büyük başarılara imza atacaktır”
    Hasan Ali Yücel Dünya Klasikleri Kütüphanesi, Genç Kafe ve Halk Lokantası’nı çok başarılı ve güzel bulduğunu belirten Özel, “Yeni nesil kütüphaneler, gençlerimizin bizlerden en çok istediği hizmetlerin başında geliyor. Bu tarz hizmetleri bütün belediyelerimizin hayata geçirmesini istedik. Erkan Aydın, çok eski bir dostumdur. Kendisi hızlı karar veren ve çabuk harekete geçen bir yapıya sahip. Seçimin ardından da hizmet noktasında hemen harekete geçmiş. Kütüphanenin ortamını, kafenin ise fiyatlarını beğendim. Halk Lokantası ise yemeklerin lezzeti ve uygun fiyatları ile Bursa için önemli bir hizmet olmuş. Bütün belediyelerimizde bu hizmetleri yaygınlaştırmaya devam edeceğiz. Erkan başkanımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Kendisi vizyon sahibi bir kişi. Görüyorum ki seçimdeki başarısını da hizmetleri ile sürdürüyor. İnanıyorum ki çok daha büyük başarılara imza atacaktır” dedi.

    “Osmangazi özlemini duyduğu hizmetlere kavuşacaktır”
    CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Osmangazi gezisindeki son durağı Osmangazi Belediyesi oldu. Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, makamında ağırladığı Özel’e belediyenin hayata geçirdiği ve yapmayı planladığı projeler hakkında bir sunum yaptı. Tüm projeleri çok başarılı bulduğunu ifade eden Özel, Türkiye’nin en güzel ilçelerinden biri olan Osmangazi’nin hak ettiği ve özlemini duyduğu hizmetlere Erkan Aydın döneminde kavuşacağını söyledi.
    Başkan Aydın, günün anısına CHP Genel Başkanı Özel’e Bursa’yı ve Osmangazi’yi simgeleyen çeşitli hediyeler ile Özgür Özel isminin yazılı olduğu 16 numaralı Bursaspor forması hediye etti.

  • “Öğretmenler asgari ücretle çalışmak zorunda kalıyorlar”

    “Öğretmenler asgari ücretle çalışmak zorunda kalıyorlar”

    Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Anıtpark’ta düzenlenen Eğitim Maratonu’nun açılışında konuştu. 24 saat sürecek olan Eğitim Maratonu’nun açılış konuşmasında mevcut eğitim sistemini eleştiren Özel, Milli Eğitim Bakanlarının bir önceki bakandan nefret ettiğini ve her gelen bakanın kendi düşüncesine göre sistem kurmaya çalıştığını söyledi.

    “Birbiriyle en kavgalı bakanları mevcut, önceki ve sonraki Milli Eğitim Bakanları”
    Milli eğitim Bakanlarının başarılı olmadığını ve her gelen bakanın bir öncekine ateş püskürdüğünü söyleyen Özel, “Her şey denendi bugüne kadar. Komisyonda söylenmedik söz kalmadı. Genel kurulda söylenmedik söz, yapılmadık mücadele kalmadı. Sendikaların doldurmadığı meydan, yapmadığı eylem kalmadı. Dillerde tüy bitti, birileri anlamadı. Hala dönüyorlar diyorlar ki ‘Efendim 22 yıldır iktidarız. Kültür sanatta ve milli eğitimde amaçladığımız noktaya ulaşamadık. En çok bakan değiştirilen bakanlık kültür sanatla birlikte burası. Burası Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yazboz tahtası. Yapıyorlar, bozuyorlar. Burası Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en çok kendi kendine devri sabık oluşturduğu alan. Birbiriyle en kavgalı bakanları mevcut, önceki ve sonraki Milli Eğitim Bakanları. Her gelen milli eğitim konusundaki muhabirlerini, eğitim muhabirlerini topluyor bir kahvaltı yapıyor ve yapacağı reformu anlatıyor. Öncesinde nasıl bir enkaz azaldığını, Türkiye’nin hangi sorunları yaşadığını, eğitimi çözmeden öbür sorunların çözülemeyeceğini, bu işi de kendisinin yapacağını söylüyor. Bir sonraki bakanın basın toplantısına kadar bu hikayeye bütün Türkiye’nin inanmasını bekliyorlar. Sonra o Bakanı yollayıp yenisini getiriyorlar. Eskisini Milli Eğitim Komisyonu başkanı yapıyorlar. Eskisi mevcuda ateş püskürüyor, mevcut eskisinden nefret ediyor. Türkiye bu tuhaf insani, insanide de dememek lazım. Yani olmaması gereken çekişmelerle yıllarını, on yıllarını heba etti gitti. Bir tek sebebi var, bir doğruda birleşmek için orada mutabakat lazım. Mutabakat işi çoğulcu bir iş, mutabakat işi bir fikrin egemen olma işi değil, mutabakat işi çok fikrin uzlaşması tartışılması ve bir doğru etrafında birleştirmesi meselesi” diye konuştu.
    “Öğretmenler asgari ücretle, sömürülerek pek çok özel kurumda çalışmak zorunda kalıyorlar”
    Özel sektörde çalışan öğretmen maaşlarının çok yetersiz olduğuna dikkati çeken Özel, “Özel sektördeki sorun şu; 2014 yılına kadar kanunda şu yazıyordu ‘özel sektörde çalışan öğretmen kamudaki denginden düşük maaş alamaz’. Oldukça akılcı doğru geçmişten kalan bir uygulamaydı. Bir gece yarısı Ak Parti bu uygulamayı değiştirdi. Ne yaptı? Bu maddeyi oradan çıkardı. Şu anda öğretmenler asgari ücretle, hatta çalıştıkları saate göre asgari ücretin altında maaş alarak emekleri sömürülerek pek çok özel kurumda çalışmak zorunda kalıyorlar” ifadelerini kullandı.

  • “Türkiye’yi yönetme vakti gelmiştir”

    “Türkiye’yi yönetme vakti gelmiştir”

    Atatürkçü Düşünce Derneği’nin 17. Olağan Genel Kurulu toplandı. Prof. Dr. Muammer Aksoy Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurula Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel katıldı. Özel, CHP’nin 31 Mart yerel seçimlerinden birinci parti çıktığını söyleyerek, “409’u Türkiye’nin yedi bölgesinde halkçılığı esas alarak nepotizmden, akraba kayırmacılığından eş dost kayırmacılığını uzak durarak, bir lidere bir cemaate değil, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna sadakat duyan, liyakatli belediye başkanlarımızın emekleriyle hiç kimsenin şüphesi olmasın ki bu parti Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk seçimlerini de kazanacak ve Atatürk’ün partisini iktidara taşıyacaktır” diye konuştu.

    “Başkanların cebindeki anahtar CHP iktidarının anahtarıdır”
    “İllerinizde ilçelerinizde başkanlarımıza sahip çıkın, başkanlarımıza destek olun, yardımcı olun, kusurlarını kulağına söyleyin, iyi yaptıkları işlerin görünür kılınmasını sağlayın” diyen Özel, şunları kaydetti:
    “Çünkü onlar bu kez birer yerel yönetici olmaktan öte bir görevle vazifeliler. Her birinin cebinde bir anahtar var. 409 anahtar var onların ceplerinde. Başkanlarımın cebindeki anahtar illerinin altın anahtarı değildir. Belediyenin kapısının altın anahtarı değildir. Başkanlarımın cebindeki anahtar belediyenin kapısının ve kasasının anahtarı değildir. Dört yıl görevlerini yapıp da gönülleri kazandıkları ve işte Cumhuriyet’in partisi, işte onun partisinin Türkiye’yi yönetme vakti dedirtecek ve ellerindeki anahtar önümüzdeki dönem CHP iktidarının anahtarıdır. Yapacakları hizmetlerle, gösterecekleri gayretlerle ve bu toplumda oluşturacakları memnuniyetle gelecekte bu ülkeyi dürüst, namuslu, çalışkan, liyakatli kadroların yönetmesine yol açacaklar. Türkiye’nin geleceğine yön vereceklerdir.”

    “Tayfun Kahraman hepimizin yerine yatıyor”
    Gezi tutuklularından Tayfun Kahraman hakkında konuşan Özel, “İstanbul’da bir kreşe gidiyorum. O kreşte mezuniyet var. O çocuğun babası, o çocuğu o kreşe hiç bırakamadı. Hiç alamadı. O çocuğun babası benim yerime bir şey yapıyor. Ben de bugün onun yerine kızının mecburiyetini izlemeye gidiyorum. O çocuğun babası Tayfun Kahraman hepimiz yerine hepimiz yerine yatıyor. Yani çatışma değil uzlaşının tarafı olmuş, ortaya çıkan son gün görüntülerinde hiçbir sorumluluğu olmayan beş kişiden bir tanesi, birisi Osman Kavala’dır, birisi sevgili Can Atalay’dır, birisi Mine Özer’dendir, bir diğeri Çiğdem Mater’dir bir diğeri de ne kaydına gidebildiği evladının ne de baba mezuniyetime gelebilecek misin deyip camın arkasından hazırladığı dans gösterisini babasına gösteren Vera’nın babası Tayfun Kahraman’dır” ifadelerini kullandı.
    CHP lideri Özgür Özel’in yanı sıra genel kurula İnönü Vakfı Başkanı İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özel’i kabulü sona erdi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özel’i kabulü sona erdi

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i AK Parti Genel Merkezi’nde kabul etti. Görüşme yaklaşık 1 saat 35 dakika sürdü. Görüşmede, AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan da hazır bulundu. Özel, çıkışta teşekkür ederek açıklamalarda bulunmadı.
    CHP Genel Başkanı Özel’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesini değerlendirmek için kurmayları ile bir araya gelmek üzere CHP Genel Merkezine gittiği öğrenildi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel’i kabul etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel’i kabul etti

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde saat 16.07’de CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘i kabul etti. Özel’i AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş karşıladı. Özel’e ziyaretinde CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan da eşlik ediyor.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel’i kabul etti

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel’i kabul etti

  • CHP Genel Başkanı Özel’den seçim açıklaması

    CHP Genel Başkanı Özel’den seçim açıklaması

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel “CHP İl Başkanları İstanbul Buluşması” programına katıldı.

    “1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan dünyanın 46 yıl önce ortaya koyduğu kabule sahip çıkın”
    Programdaki konuşmasında Avrupa’ya Filistin’e destek çağrısında bulunan Özel, “1992-95 yılları arası Bosna’nın sesini duymayanlara, Türkiye’nin sesini duymayanlara bir kez daha sesleniyoruz. Sonradan bunu bir insanlık suçu ilan etmek, soykırım kabul etmek, gidip oralarda nutuklar atmak değil katliama engel olmak için bütün dünyanın harekete geçmesi, BM’nin çok daha net pozisyon alması ve bu mezalime dur denmesi gerekiyor. Ben CHP genel başkanı olarak 120 siyasi akrabamıza bir metin kaleme alarak mektup yolladım. Onlara Bosna’dan seslendiğimiz söylemi tekrarlayarak Filistin’in sesini duymaya davet ettik. Onlara diyoruz ki ülkenizde bu meseleyi anlatın, uluslararası kuruluşlarda bu meseleyi anlatalım. Sosyal demokratlara, solculara savaşa kana susmak değil engel olmak yakışır diyorum. CHP olarak başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarında, 46 yıl öncesinde bütün dünyanın ortaya koyduğu, bizim sahiplendiğimiz bu kabule sahip çıkmaya ve Filistin’de akan kanı durdurmaya, İsrail’in ortaya koyduğu sivillere karşı şiddete dur demeye davet ediyoruz. CHP olarak bir kez daha Filistin halkı ile dayanışma duygularımızı ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyinde olmalı”
    Emekli ikramiyesi konusunda yapılan düzenlemeye değinen Özel, “Enflasyon emekli maaşlarını kuşa çevirdi. Bizim bütün mücadelemize rağmen en düşük emekli maaşı 7 bin 500 TL gibi komik bir noktada. Bunun en az asgari ücret seviyesine çıkarılması gerekiyor. Seçim döneminde en düşüm emekli maaşında iyileştirme yapacağını söyleyenler, seçimden sonra bu işi sanki Cumhuriyet Bayramı ikramiyesine çevirdiler. Ancak Kasım ayında ödemeleri yapılan 1 kereye mahsus 5 bin TL gibi hiçbir yaraya merhem olmayacak bir düzenleme yaptılar. Bunda da çalışan emeklileri dışarıda bıraktılar. Oysa bir emekli niye çalışır diye düşünmediler. İtiraz ettik ses yükselttik. Nihayet bu yanlıştan dönüldü. Dönülen iş 5 bin TL’yi bütün emeklilere vermek. Oysa bunun derhal maaşlara yansıtılması, en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyinde olması, asgari ücretin de insanca yaşanacak sınırlarda olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

    “Enflasyon hedefinde samimiyseniz vergi ve harçları düşürün”
    Vergi ve harçlardaki artışa dikkat çeken Özel, “Burada Cumhurbaşkanının bir yetkisi var. Bunu yüzde 50 oranında arttırmaya veya azaltmaya yetkili kendisi. 2024 enflasyon hedefi yüzde 36. Yani bu koyduğunuz enflasyon hedefine inanıyorsanız ve herkesin enflasyon hedefi doğrultusunda doğru fiyatlamalar yapmasını istiyorsanız önce samimiyeti kendiniz göstereceksiniz. Bu harçların yüzde 58.5 değil, yetkiniz oranında yüzde 30 sınırlarına çekilerek bundan sonraki süreçte vatandaşın ödeyeceği harcın bu sınırın altında olması gerekiyor. Bunu dikkatle takip ediyoruz. Vatandaşa sesleniyoruz. 2024 yılında enflasyon yüzde 36 olacak diyenler samimiyse sizin ödeyeceğiniz harcı ve vergiyi yüzde 50 oranında azaltmak durumundadır” açıklamalarında bulundu.

    “Türkiye’nin sivil bir anayasa sorunu vardır”
    Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Özel, “Türkiye’nin sivil bir anayasa sorunu vardır. Türkiye’nin yoksulu gören, kadını gören, dezavantajlıyı gören, çevreyi gören ve bütün bunlar için tüm toplumun desteğini alacak, halk oyuna sunulduğunda yüzde 95 üstü destekle yürürlüğe girecek bir anayasa sorunu vardır. Ama Türkiye’nin bir anayasa yapma iradesi sorunu da vardır. Anayasalar aşkın zamanlı metinler olabilmesi için her gelene göre değil, her gelene uygun metinler olabilmesi için her doğan için yapılması gerekir. Erdoğan için yapılan anayasanın birkaç yıl içinde nasıl Erdoğan için de yetersiz kaldığı ortadadır. Birinin üzerine dikilen kıyafetin herkese uymadığı gibi bir süre sonra kendisine de uymadığı görülmüştür. Bütün toplumu kapsayan, kucaklayan, temel hak ve özgürlükleri genişleten, Türkiye’yi bir hukuk devleti, kadını, engelliyi koruyan, evrensel ölçülerde özgürlükçü bir anayasa için bir her zaman var olduk. Erdoğan’ın yeni yetki taleplerini, Türkiye’yi anayasasızlaştıran, onun uymadığı anayasaya bir kere daha uyum yapmaya çalışan, cumhur ittifakının mutfağında hazırlanmış milletin burnuna dayatılan bir çabanın içinde olmadık, bundan sonra da olmayacağız” diye konuştu.

    “Üç büyük şehir adayımız dışında kimseye verilmiş herhangi bir sözüm yok”
    Yerel seçimden beklentilerini anlatan Özel, “Bu süreci barış içinde, dostluk içinde, sadece yerel seçim başarısına hedeflenerek doğru adayların belirlenmesi ve sürecin kırgını küskünü olmadan, geride kimseyi bırakmadan, 2019‘daki başarıyı tekrar eden değil aşan bir noktada hep birlikte başarmaya mecbur olduğumuz bir süreci yöneteceğiz. Bunun için ben genel başkan olarak söylüyorum önceki genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nun ilan ettiği, bizim de sahiplendiğimiz üç büyük şehir adayımız dışında kimseye verilmiş herhangi bir sözüm yok. Verilmiş bir tek sözüm var kendime ve partime. Yerel seçimlerde başarılı olmak için ne gerekiyorsa onu yapacağız” dedi.