Etiket: Cumhuriyet

  • Havza’da fener alayı yürüyüşü düzenlendi

    Havza’da fener alayı yürüyüşü düzenlendi

    Havza Kaymakamlığı ve Havza Belediyesi tarafından organize edilen yürüyüş, ilçedeki Atatürk Evi önünden başlayarak Mehmetçik Meydanı’nda son buldu. Türk bayrağı ile 100 gencin meşale taşıdığı kortej yürüyüşü renkli anlara sahne oldu.

    Fener alayına Kaymakam Mustafa Ayvat, Belediye Başkanı Sebahattin Özdemir, Garnizon Komutanı Personel Asteğmen Muhammet Emin Demirci, İlçe Jandarma Komutanı Astsubay Kıdemli Başçavuş Özkan Parlak, İlçe Emniyet Müdür Vekili Komiser Musfata Balcı, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Kurkmazlı, MHP Havza İlçe Başkanı İbrahim Sağlam, Havza Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Erkan Acar, Havza Ziraat Odası Başkanı Coşkun Genç, Havza Muhtarları Derneği Başkanı Adem Şahin, Esnaf ve Kefalet Kredi Kooperatifi Başkanı Ömer Büyük, Şoförler Odası Bakanı Ertuğrul Pekbolat, kamu ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.

  • Azerbaycan’da Cumhuriyet’in 100.yıl coşkusu

    Azerbaycan’da Cumhuriyet’in 100.yıl coşkusu

    Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümü Azerbaycan’da da büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Türkiye Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı, Silahlı Kuvvetler Ataşesi Tuğgeneral Soner Oruçoğlu, KKTC’nin Bakü Temsilcisi Ufuk Turganer, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş adamlarının da katıldığı tören, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Bağcı’nın şehitlik abidesine çelenk koymasıyla başladı.
    Saygı duruşu ve iki ülkenin milli marşlarının okunmasının ardından Bağcı, şehitlik özel defterini imzaladı. Bağcı, yaptığı konuşmada, “Türk milletinin kahraman evlatları, aziz şehitlerimiz. Cumhuriyetimizin ilan edilmesinin 100’üncü yıl dönümünde, birlik, beraberlik, dayanışma içerisinde, bu topraklarda ortak tarihimize altın harflerle yazılan kahramanlığınızı ve aziz hatıralarınızı yad etmek üzere manevi huzurlarınızda bulunmaktan onur duyuyoruz. Kardeş Azerbaycan halkının Milli Mücadele yıllarımızda göstermiş olduğu dayanışma ve vermiş olduğu ‘kardeş yardımı’ desteği ile sizlerin Azerbaycan’ın işgaline karşı vermiş olduğumuz kahramanca mücadele ülkelerimiz ve halklarımız arasında sarsılmaz bir kardeşlik mayası olmuştur” dedi.

    “Türk milleti, 100 yıl içerisinde pek çok badire atlatarak demokrasisini güçlendirmiştir”

    Bağcı, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
    “İstiklal mücadelesinde Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde zafere ulaşan Türk milleti, geçtiğimiz 100 yıl içerisinde pek çok badireler atlatarak demokrasisini güçlendirmiş, siyasi, askeri ve ekonomik olmak üzere pek çok alanda tarihi başarılara imza atmıştır. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1 trilyon doları aşan gayrisafi milli hasılası ile (GSMH) G20 ülkeleri içerisinde yer almakta ve NATO içerisinde en büyük 2’nci askeri güce sahiptir. 267 diplomatik misyonu ile dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip 5’inci ülkedir. Ayrıca GSMH’ye göre küresel düzeyde en fazla insana yardım yapan, merhametin ve insanlığın vicdanının sesi bir ülkedir.”

    “Türkiye mazlumların tek umudu olmuştur”

    Kuruluşunun 100’üncü yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin gücünün ve itibarının yükseldiğini belirten Bağcı, “Türkiye mazlumların tek umudu olmuştur. Bugün Türkiye savunma sanayiinde yerlilik ve millilik oranını yüzde 80’in üzerine çıkararak kendi uydusunu, İHA’sını, SİHA’sını, tankını, topunu, savaş gemisini, savaş uçağını, helikopterini ve elektrikli otomobilini yapabilen bir sanayi ülkesidir. Aktif diplomasi ve politikalarımızla küresel ve bölgesel huzur, istikrar ve barışa katkı için çalışmaktayız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyetimizi el ele ve omuz omuza vererek her alanda daha da ilerilere taşıyacağız” diye konuştu.

    “Biliniz ki, emanetiniz emin ellerdedir”

    Bağcı, “Aziz şehitlerimiz, köklü tarihimizden bizlere intikal eden miras ve Azerbaycan’ın dört bir köşesinde fedakar mücadelenizden aldığımız ilhamla, 15 Haziran 2021 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev tarafından imzalanan Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerimiz müttefiklik seviyesine erişmiştir” diyerek, “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘sevincini sevincimiz, kederini kederimiz’ olarak ifade ettiği ilişkilerimizi ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuz doğrultusunda, ‘Bir Millet İki Devlet’ şiarıyla daha da geliştireceğimize şüphe yoktur. Biliniz ki, emanetiniz emin ellerdedir” şeklinde konuştu.

    “Türkiye Yüzyılı Türk’ün yüzyılı olacaktır”

    2023’ün Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcı olduğunu vurgulayan Bağcı, “Türkiye yeni yüzyıl için ortaya koyduğu vizyon ile ‘devlet millet içindir’ anlayışını esas almıştır. Türkiye Yüzyılı vizyonu ile kimlik yerine birlik, kutuplaştırma yerine bütünleştirme siyaseti esas alınmıştır. Türkiye Yüzyılı üretimin, kalkınmanın, verimliliğin, sürdürülebilirliğin, istikrarın, refahın, gücün, haklının, bilimin, şefkat ve merhametin, barış ve huzurun, istikbalin yüzyılı olacaktır. Türkiye büyük bir tarihi mirasa ve sorumluluğa sahip bir ülkedir. Türkiye Yüzyılı’nın ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine huzur ve barış, kalkınma ve refah götürecek bir devrimin adı olduğunu tüm insanlıkla paylaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı Türk’ün yüzyılı olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin ilanının 100’üncü yılında, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, Milli Mücadelemizin isimsiz kahramanları olmak üzere egemenliğimiz, bağımsızlığımız ve toprak bütünlüğümüz uğrunda canlarını veren tüm şehitlerimizi saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Ruhlarınız şad olsun” ifadelerini kullandı.
    Temsili şehit kabirlerine karanfillerin bırakılmasının ardından sona eren törenin ardından Azerbaycanlı 1. Karabağ ve 2. Karabağ savaşı gazileri ile Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Azerbaycan üyeleri, Ülkücü, Bozkurtlar Derneği üyeleri ve çok sayıda ziyaretçi Türk Şehitliğini ziyaret etti.

  • Adana’da Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl coşkusu

    Adana’da Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl coşkusu

    29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resmi kutlaması Uğur Mumcu Meydanı’nda yapıldı. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Kararlar ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Mehmet Özeren askeri cipin üzerinde halkı selamladı. Selamlamanın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim mesajı okundu. Törene binlerce vatandaş ellerinde Türk bayraklarıyla katıldı. Vali Köşger, törende yaptığı konuşmada, “Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılını kurtuluşa ilham veren bu güzel Adana’da coşku ve gururla kutlamanın büyük onurunu yaşıyoruz. Zira bu kent, Cumhuriyet’imize kavuşma yolunda önemli kararların alındığı, demokrasinin ilk adımlarından biri olan Pozantı Kongresi’nin düzenlendiği, Kurtuluş Savaşı’nın ‘ilk ateş’ emrinin verildiği, her bir ferdi Cumhuriyet’e sevdalı, güzide bir memlekettir. Adana, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük tutkusunun bir simgesidir. İnanıyorum ki, bu topraklardan yetişen mert insanlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyet’e sahip çıkma, onu koruma; azim, kararlılık ve kudretine sahiptir” dedi.

    Köşger, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “100 yıl önce, ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ ifadeleriyle ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde; bağımsızlığa, özgürlüğe ve eşitliğe olan inancıyla kendisine yepyeni bir yol çizdi. İşte bu yol, büyük Türk milletinin bekasının ve muasır medeniyetler seviyesine çıkma yolunda hak ettiği yeri almasının yegâne biçimi olan Cumhuriyettir. Şan, şeref ve kahramanlık dolu bir mücadeleden sonra kanla, irfanla kurduğumuz; temelleri ulusal iradenin egemenliği üzerine inşa edilen Cumhuriyet’imiz, bize büyük bir millet ve devlet olmanın haklı gururunu yaşatan bir idealdir. Büyük bir medeniyetin mirasçısı olan devletimiz, kurulduğu günden bugüne, milletimizin azim ve kararlılığı sayesinde eğitim, sağlık, sanayi, kültür ve bilim alanlarında atılan büyük ve dirayetli adımlarla dünyanın dört bir yanında saygın bir aktör haline gelmiştir. Ancak elde ettiğimiz bu başarı ve kazanımlarla yetinemeyiz. ‘Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizi muasır medeniyetlerin ötesine taşıyarak Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyanın en gelişmiş ilk on, ilk beş ülkesi arasına girmesini sağlamak için yılmadan, yorulmadan çalışacağız. Her şeyin en iyisini hak eden, gerektiğinde ülkesi ve bağımsızlığı için yalın bedenini tüfeğe, tanka, uçağa siper eden, Alparslanların, Fatihlerin, Nene Hatunların, Seyit Onbaşıların; Adanalı kahramanlarımızdan Sinan Tekelioğlu’nun, Saim Bey’in, Cemil Nardalı’nın, İbo Osman’ın, Gülekli Hatice’nin, Kara Fatma’nın ve ismini dahi sayamadığımız nice kahramanımızın ruhunu damarlarında taşıyan asil milletimize olan borcumuzu ödemeliyiz.”

    Vali Köşger’in konuşmasının ardından öğrenciler şiir okudu. Adana Büyükşehir Belediyesi ekibi halk oyunu gösterisi sundu. Meslek lisesi öğrencileri de halk oyunu gösterisi sundu. Okullar arası yapılan resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri verildi.
    Program geçit töreniyle son buldu.

  • Altındağ’da Cumhuriyet coşkusu

    Altındağ’da Cumhuriyet coşkusu

    Altındağ Belediyesi tarafından düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri, Cumhuriyet coşkusunu doyasıya yaşattı. Her yaştan Altındağlı’nın ellerinde Türk bayraklarıyla katıldığı kutlamalara Belediye Başkanı Asım Balcı da katıldı. Altındağ’ın cadde ve sokaklarının kırmızıya boyandığı etkinlikte vatandaşlar kilometrelerce yürüdü.

    “Cumhuriyetimiz bugün 100 yaşında”

    Ankaralıların coşkusuna ortak olan Başkan Balcı, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Ankara’nın kalbi Altındağ’da ilan edilen Cumhuriyetimiz bugün 100 yaşında. Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Milli Mücadele kahramanlarımızı rahmetle yad ediyoruz. Tüm milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum” dedi.

  • Cumhuriyetle yaşıt Rabia nine

    Cumhuriyetle yaşıt Rabia nine

    Cumhuriyetin 100. yılı kutlamaları Şanlıurfa’nın Suriye sınırındaki Suruç ilçesinde devam ediyor. İlçe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili İbrahim Güneş, Cumhuriyet ile aynı yaşta olan Rabia Coşkun’u ziyaret etti.

    Evlendiği gün Atatürk’ün hayatını kaybettiği öğrenilen Rabia nine, ziyarette o günleri anlattı. Atatürk’ü yüz yüze görmemesine rağmen gazete ve kağıtlarda gördüğünü söyleyen Rabia nine, bugüne kadar Suruç dışında bir yere gitmediğini belirtti. Eskiden hayatın çok güzel olduğunu söyleyen Coşkun, gençlere ise adeta taş çıkartıyor.

    Kaymakam Güneş’e ziyaretinde Tankçı Yarbay Uğur Topkara da eşlik etti.

  • Nilüfer’de ilk adres Atatürk anıtı

    Nilüfer’de ilk adres Atatürk anıtı

    Cumhuriyet Bayramı 100. yılında Nilüfer’de görkemli törenlerle kutlanıyor. Günün ilk töreni Nilüfer Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nda gerçekleştirildi. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, eşi Zeynep Terzioğlu Erdem, geçmiş dönem Nilüfer Belediye Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, İYİ Parti Nilüfer İlçe Başkanı Levent Öncü, Bulgaristan Bursa Konsolosu Ticari Ateşesi Lyubomir Lyubenov,siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

    Çelenklerin Atatürk Anıtı’na sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Bütün Türkiye’nin Cumhuriyet’in 100. yılını kutlamanın gururunu yaşadığını ifade eden Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, “Bugün burada kutsal emaneti, ikinci yüzyıla taşımanın mutluluğunu paylaşıyoruz. 100 yıl önce karanlığın ortasında bir güneş gibi doğmuş, en büyük devrimlerle bu ülkede aydınlık bir çağı başlatmış olan Cumhuriyet’in 100 yıllık tarihi eşiği atlamış olmasının gururunu paylaşıyoruz” diye konuştu.

    Cumhuriyet’in bu 100 yılda pek çok badireler atlattığını ifade eden Başkan Erdem, ama her şeye rağmen ayakta kaldığını ve ayakta kalmaya da devam edeceğini söyledi. Başkan Erdem konuşmasına şöyle devam etti:
    “Görüyorsunuz yaşadığımız dönem de çok sancılı. Bir yanımızda vicdanını, aklını kaybetmiş bir savaş var. Masum insanlar, çocuklar ölüyor. Vicdanımızı kanatan bu savaşı lanetliyoruz. Öte yanda memleketin içinde olduğu gerçekler, gelecek endişelerimiz var. Laiklik gibi Cumhuriyet’in en temel dayanakları endişe verici girişimlerle yara alıyor. Bugün, okullarda imamların derse girmesinden, anaokullarına mescit zorunluluğundan bahsediyoruz. Halen kadın-erkek eşitliğini münazara ediyoruz. Oysa biz bu konuları 100 yıl önce çözmüştük. Yani geldiğimiz noktada bugün Cumhuriyet kazanımlarına daha çok sahip çıkmamız gerekiyor.”

    Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’ndaki “Az zamanda büyük işler yaptık. Ama bunlar asla yeterli değil. Yurdumuzu dünyanın en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız” sözlerine dikkat çeken Başkan Erdem bu hedefe ulaşılması için çok çalışmak gerektiğinin de altını çizdi. Başkan Erdem, “Cumhuriyet değerlerine inanan herkes omuz omuza bu hedefe yürümeli. Ezilen tüm dünya halklarına örnek olan Cumhuriyet, inanıyoruz ki yeni neslin omuzları üzerinde sonsuza dek yaşayacaktır. Tarihin en büyük devrimcisi Atatürk’ün, ‘Yurtta sulh, dünyada sulh’ sözünün altını çizerek, ülkemiz için ve tüm dünya halkları için savaştan uzak, barış ve huzur dolu bir gelecek diliyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

  • Gemlik’te binlerce meşale Cumhuriyet için yakıldı

    Gemlik’te binlerce meşale Cumhuriyet için yakıldı

    Gemlik Belediyesi tarafından Cumhuriyetin 100. yılı etkinlikleri çerçevesinde “Cumhuriyet meşalesiyle körfezi aydınlatıyoruz” sloganı ile Gemlik sahilinde meşaleli yürüyüş düzenlendi. İlçe sahilinin yaklaşık 3 kilometrelik bölümünde iki bine yakın vatandaş, bir römorkörden atılan işaret fişeğinin ardından ellerindeki meşalelerle eşsiz bir görüntü oluşturdu.

    Gemlik Kaymakamı Hasan Göç, Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, Gemlik Emniyet Müdürü Ufuk Akan, siyasi parti ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşları, spor kulüpleri, taraftar grupları, odalar ve borsalar da etkinliğe katıldı.

    Gemlik Belediye Başkanı Sertaslan, sosyal medya hesabından görüntüleri paylaşarak, “Cumhuriyet meşalesi ile Körfez’i aydınlatıyoruz. Etkinliğimiz muhteşem bir coşkuyla gerçekleşti. Meşalelerimizle Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutlamanın gururunu yaşadık. Teşekkürler Gemlik, teşekkürler Cumhuriyet sevdalıları” ifadelerini kullandı.

    Paylaşım sosyal medyada kısa sürede binlerce beğeni aldı. Kırmızıya bürünün Gemlik sahili, dron ile havadan da görüntülendi.

  • 100 yıllık Cumhuriyet’in mimarı: Atatürk

    100 yıllık Cumhuriyet’in mimarı: Atatürk

    Atatürk, 1881’de Selanik’te dünyaya geldi. Annesi Zübeyde Hanım’ın arzusu doğrultusunda ilköğrenimine Hafız Mehmet Efendi’nin mahalle mektebinde başlayan Mustafa Kemal, daha sonra babası Ali Rıza Efendi’nin isteği üzerine geçtiği Şemsi Efendi Mektebinde ilkokulu tamamladı.

    Ortaokul eğitimi için gittiği Selanik Mülkiye Rüştiyesinden kendi isteğiyle ayrılan Mustafa Kemal, öğrenimini Selanik Askeri Rüştiyesinde sürdürdü, ardından Manastır Askeri İdadisi’nden ikincilikle mezun oldu. Askeri öğreniminin yanında yabancı dil eğitimi de devam eden Atatürk, yazları izinli döndüğü Selanik’te Fransızca dersleri aldı.

    Daha sonra İstanbul’a gelerek 1899’da girdiği Harp Okulu’nu 1902’de teğmen rütbesiyle tamamlayan Atatürk, Harp Akademisi’nden de 1905’te kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu.

    Mustafa Kemal, kurmaylık stajı için 1905’te Şam’da 5. Ordu emrine atandı, Suriye bölgesindeki üstün hizmetleri dolayısıyla Beşinci Rütbe’den Mecidi Nişanı verildi. Merkezi Makedonya’nın Manastır şehrindeki 3. Ordu Karargahı’na 1907’de atanan Mustafa Kemal, Selanik’teki kurmay şubede görevlendirildi.

    Mustafa Kemal, Manastır ve Selanik’te görevliyken 1909’da İstanbul’daki 31 Mart Vakasını bastıran Hareket Ordusu’nda görev yaptı. Arnavutluk’taki isyanı bastırmak için 1910’da düzenlenen harekatta da görevlendirilen Mustafa Kemal, İtalya’nın 1911’de Trablusgarp’a asker çıkarması üzerine Tobruk’a gönderildi, Tobruk ve Derne’de Türk kuvvetlerini başarıyla yönetti ve İtalyanlara karşı Tobruk Savaşı’nı kazandı.

    Derne Komutanlığına 6 Mart 1912’de atanan Mustafa Kemal, Ekim 1912’de Balkan Savaşı başlayınca Gelibolu ve Bolayır’daki birliklerle savaşa katıldı ve Dimetoka ile Edirne’nin geri alınışında etkili oldu.

    “Anafartalar Kahramanı”

    Mustafa Kemal, 1913’te Balkan Harbi’nden sonra Sofya ataşemiliterliğine atandı. Ataşemiliter olarak görev yaptığı sırada Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine Mustafa Kemal, Başkomutanlık Vekaleti’ne müracaat ederek cephede görev almak istedi.

    Kendisine “Sizin için orduda her zaman bir görev vardır. Ancak Sofya Ataşemiliterliğini daha önemli gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz.” cevabının verilmesi üzerine Büyük Önder, Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya şu mektubu yazdı:

    “Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben, Sofya’da ataşemiliterlik yapamam. Eğer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise lütfen açık söyleyiniz.”

    Bunun üzerine Mustafa Kemal, 1915’te Esat Paşa komutasındaki 3. Kolordu’ya bağlı Tekirdağ’da oluşturulacak 19’uncu Tümen Komutanlığına atandı.

    Gelibolu Yarımadası’na asker çıkaran ve Conkbayırı’na ilerleyen düşman kuvvetleri, Atatürk’ün komutasındaki 19’uncu Tümen kuvvetlerinin taarruzuyla geri çekildi. Mustafa Kemal Paşa, cephanesi biten Türk askerine “Cephaneniz yoksa süngünüz” var diyerek, moral ve güven verdi.

    Mustafa Kemal, Conkbayırı taarruzu sırasında göğsüne isabet eden şarapnel parçasının cebindeki saati parçalayarak dönmesi sonucu mutlak ölümden kurtuldu. Mustafa Kemal Paşa, sadece Gelibolu Yarımadası Kuzey Bölgesi Muharebelerinin değil, aynı zamanda Çanakkale Boğazı’nın, Çanakkale Cephesi’nin, İstanbul’un da kaderini tayin etti ve böylece Çanakkale Savaşları’nda Mustafa Kemal Paşa “Anafartalar Kahramanı” olarak ün kazandı.

    Çanakkale’den sonra Doğu Cephesi’nde 16’ncı Kolordu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal, 1916’da Rus saldırılarını durdurarak Bitlis ve Muş’u düşmandan geri aldı ve bu cephede generalliğe terfi etti.

    Ülkenin işgali ile Samsun’a hareket etti

    Filistin ve Suriye’de görevli 7’nci Ordu Komutanlığına 1917 Temmuz ayında atanan Mustafa Kemal Paşa, bir süre sonra 2. Ordu Komutanlığına tayin olsa da, görevi kabul etmeyerek Genel Karargah emrinde İstanbul’da kaldı. Aynı yıl Veliaht Vahdettin ile Almanya’ya giderek Alman Genel Karargahı ve Alman savaş cephelerinde incelemelerde bulundu.

    Suriye cephesinde 1918’de yeniden görevlendirilen Mustafa Kemal, 7’nci Ordu Komutanı olarak görev yaptı ve bu sırada İngilizlerin asıl amaçlarının İskenderun’u işgal edip, kuzeye çekilmekte olan 7. Ordu’yu abluka altına almak olduğunu İstanbul’a bildirdi.

    İngilizlerin İskenderun’u dirençle karşılaşmadan 9 Kasım 1918’de teslim alması üzerine Mustafa Kemal Paşa, hükumet merkezi ile yaptığı telgraf görüşmelerinde, İngilizlere verilen tavizleri tenkit etti. “Böyle giderse memleketin binbir türlü entrika ve istilaya maruz kalacağını” izah etmeye çalışan Mustafa Kemal Paşa’ya, Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı ve 7. Ordu’nun lağvedildiği bildirildi.

    Paşa, bu acziyetin tamamen ortadan kaldırılmasını istiyordu ve emrindeki birliklerin komutasını 2. Ordu Komutanı Nihat Paşa’ya bırakarak aynı gün akşamı Adana’dan trenle İstanbul’a hareket etti.

    İstanbul’da, 13 Kasım 1918’den 16 Mayıs 1919’a kadar kalarak memleketin genel durumunu yakın arkadaşlarıyla kritik eden Mustafa Kemal Paşa, ülkesinin kaderini değiştirecek Samsun yolculuğuna çıktı ve İstiklal Mücadelesi’ni başlattı. Ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak amacını gizli tutarak, Ordu Müfettişliği görevi ile İstanbul’dan ayrıldı.

    “Sevr Antlaşması bizce mevcut değildir”

    Karadeniz yoluyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi’ni yayımladı. Türk milletine, “Vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu, azim ve kararlılıkla vatanın kurtarılması için Sivas’ta bir kongre toplanacağını” bildirdi.

    Ayrıca Osmanlı Hükümetinin verdiği görevden ve askerlikten istifa ederek, 23 Temmuz 1919’da Erzurum’da, 4 Eylül 1919’da Sivas’ta toplanan kongrelerin başkanlığını yaptı.

    Bu kongrelerde alınan, “Düşman işgaline karşı milletin vatanı savunacağı, bu amaçla geçici bir hükümetin kurulacağı ve bir milli meclisin toplanacağı, manda ve himayenin kabul edilmeyeceği” kararlarıyla Büyük Millet Meclisi’nin de temelleri atıldı.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Atatürk’ün öncülüğünde 23 Nisan 1920’de Ankara’da tarihi görevine başladı, Mustafa Kemal Atatürk, Meclis ve Hükümet Başkanı seçildi.

    Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’nın tanığı Anadolu Ajansını kurdu

    TBMM açılmadan 17 gün önce, 6 Nisan 1920’de, Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla Anadolu Ajansı (AA) kuruldu. “Milli Mücadele’nin sesini dünyaya duyurmak” amacıyla kurulan AA, TBMM’nin çıkardığı ilk yasaları duyurdu, Milli Mücadele’nin ve Kurtuluş Savaşı’nın her aşamasına tanıklık etti.

    TBMM açılarak milli bir hükümet kurulmasına rağmen Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında 10 Ağustos 1920’de Sevr Antlaşması imzalandı.

    Atatürk, United Telegraph gazetesi muhabirine yaptığı açıklamada, Sevr Antlaşması’nı tanımadıklarını vurgulayarak, “Siyasi, adli, iktisadi ve mali bağımsızlığımızı imhaya ve neticede yaşama hakkımızı inkara ve kaldırmaya yöneltilmiş Sevr Antlaşması bizce mevcut değildir.” dedi. TBMM tarafından Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması’nın kabul edilmediği dünyaya duyuruldu.

    “Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz”

    İtilaf Devletleri’nin yardımıyla İzmir’i işgal eden Yunan kuvvetlerinin ilerlemesi, 1921’de Birinci ve İkinci İnönü savaşlarıyla durduruldu.

    Yunan ordusunun 23 Ağustos 1921’de yeniden taarruz etmesiyle Sakarya Meydan Muharebesi başladı. Atatürk, birliklere, “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.” diyerek tarihe geçen emrini verdi.

    “Mareşal” rütbesi ve “Gazi” unvanı

    Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın yönettiği Türk ordusu, Yunan ordusunu bozguna uğrattı, Sakarya Meydan Muharebesi’ni zaferle sonuçlandırdı. 22 gün süren savaşta Yunan ordusu ağır kayıplara uğratıldı. Bu zafer dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk’e TBMM tarafından “Mareşal” rütbesi ve “Gazi” unvanı verildi.

    Sakarya Zaferi’nin ardından 13 Ekim 1921’de Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması, 20 Ekim 1921’de Fransızlarla Hatay haricinde bugünkü Türkiye sınırının çizildiği Ankara Antlaşması imzalandı.

    Atatürk’ün komutanlığında Türk ordusu, vatanı düşman işgalinden kurtarmak için 26 Ağustos 1922’de karşı saldırıya geçerek Büyük Taarruz’u başlattı.

    Mustafa Kemal Paşa’nın yönettiği 30 Ağustos 1922’deki Dumlupınar (Başkomutan) Meydan Muharebesi’nde Türk ordusu, Yunan ordusunun bozguna uğrattı. Kaçan düşman kuvvetlerini izleyen Türk ordusu, 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.

    Anadolu’yu düşman istilasından kurtaran büyük askeri zaferlerin ardından 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı ve İtilaf Devletleri, işgal ettikleri Türk topraklarından çekildi.

    Kurtuluş Savaşı, ülkenin kaderinin değiştiği, Türk milletinin dünyaya meydan okuduğu, kahramanlık destanlarının yazıldığı savaş olarak tarihe geçti.

    Lozan Antlaşması

    İsmet İnönü başkanlığındaki Türkiye heyeti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalandı.

    Büyük Önder, Lozan Antlaşması’na ilişkin, “Bu antlaşma, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması’yla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir vesikadır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı

    Atatürk, Fransa’da ihtilal ile kurulan cumhuriyeti, demokrasiyi ve yönetim şeklini inceledi ancak bunun aynısının Türkiye’de uygulanamayacağını öngördü.

    Ülkenin siyasal, sosyolojik ve ekonomik yapısını çok iyi bildiğinden, demokrasinin sadece Cumhuriyet ile toplumun tüm kesimlerince içselleştireceğini biliyordu.

    Atatürk’ün yakın arkadaşlarından, usta gazeteci ve yazar Falih Rıfkı Atay, “Çankaya” adlı eserinde, Cumhuriyet’e giden süreci ve Mustafa Kemal’in görüşlerini ana hatlarıyla şu cümlelerle kaleme aldı:

    “Rejimdeki olağanüstü olmayan durumların çözümlenmesi zorunluluğu ortaya çıktı. Çünkü Türkiye’nin devlet şekli henüz belirlenmemişti. Kanun-i Esasi’de yeni hükümet şeklini açıkça belirlemek gerekiyordu. Çünkü padişahlık ve hilafet taraftarları hala vardı.”

    Atatürk, Cumhuriyet ilan edilene kadar Cumhuriyet fikrini muhalefet olur düşüncesiyle gizli tuttu ama yeni yönetim şeklinin çabuk kabul edilmesi için çalışmalar yürüttüğünü Nutuk’ta “Devlet yönetimini, Cumhuriyet’ten söz etmeksizin, ulusal egemenlik ilkeleri çerçevesinde, her an Cumhuriyet’e doğru yürüyen şekilde toparlamaya çalışıyorduk.” sözleriyle kaleme aldı.

    TBMM tarafından 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi ve Mustafa Kemal Atatürk de Cumhurbaşkanı seçildi. 1938’de vefatına dek arka arkaya 4 kez Cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten Cumhurbaşkanı oldu.

    Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik 14 Haziran 1926’da suikast girişimi engellendi, elebaşları İzmir’de tutuklandı. Büyük Önder, suikast girişimine ilişkin Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, “Alçak girişimin benim şahsımdan ziyade mukaddes Cumhuriyet’imize ve onun dayandığı yüksek ilkelerimize yönelmiş bulunduğuna şüphe yoktur. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Gazi Mustafa Kemal’e 24 Kasım 1934’te 2587 sayılı Kanunla “Atatürk” soyadı verildi ve bu soyadının başkaları tarafından kullanılması yasaklandı.

    Ekonomi, dış politika ve tarımdaki hamleler

    Mustafa Kemal Atatürk, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nın etkilerini hafifletmek ve ülkenin kalkınmasını hızlandırmak amacıyla 1933’te Beş Yıllık Sanayi Planı’nı başlattı. Aynı dönemde dış politikada da önemli adımlar atıldı. Milletler Cemiyeti’ne girilmesi, Balkan Antantının imzalanması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Sadabat Paktı başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası adımlar, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada etkili bir aktör olarak öne çıkmasına katkıda bulundu.

    Tarıma ve çiftçiye değer veren Atatürk, çiftliklerde 1925’ten başlayarak 13 yıl süre ile planlı ve ciddi bir şekilde çalışmalar yaptırdı, ürüne elverişli uygun olmayan topraklarda çiftlikler kurarak bu toprakları ziraate elverişli hale getirdi.

    “Hatay, benim şahsi meselemdir”

    Atatürk, ulusal meseleden ziyade, “Benim şahsi meselemdir” dediği Hatay’ın anavatana katılması için yoğun çaba sarf etti ve hedefi vefatının ardından 1939’da gerçekleşti.

    Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıl süren yaşamında, milletinin ve vatanının bağımsızlığı için yılmadan çalıştı ve girdiği her mücadeleden zaferle çıktı.

    Askeri ve siyasi dehasıyla saygınlığını koruyan devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938’de 57 yaşındayken Dolmabahçe Sarayı’nda saat 09.05’te hayata gözlerini yumdu.

    Atatürk’ün vefatı yalnız Türkiye’de değil bütün dünyada büyük üzüntüyle karşılandı.

    Ata’nın cenazesinin Anıtkabir yolculuğu

    Atatürk’ün naaşı 16 Kasım’da Dolmabahçe Sarayı tören salonunda katafalka konuldu. 19 Kasım günü cenaze büyük bir kalabalık tarafından Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e oradan da aynı günün akşamı tüm yurt gezilerinde kullandığı tren ile Ankara’ya uğurlandı.

    Ankara’da 20 Kasım’da devlet erkanı ve yabancı devlet adamları tarafından karşılanan cenaze, TBMM önünde katafalka konuldu. Büyük bir cenaze töreni ile 21 Kasım 1938’de Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine konulan Atatürk’ün naaşı, ebedi istirahatgahı Anıtkabir’e taşındığı 10 Kasım 1953’e kadar burada kaldı.

    KAYNAK: AA

  • Gökyüzünde cumhuriyet coşkusu

    Gökyüzünde cumhuriyet coşkusu

    TÜRSAB Kapadokya Bölge Temsil Kurulu tarafından Cumhuriyetin 100. Yılı nedeniyle özel olarak hazırlanan Türk Bayrakları ve Atatürk posterleri sıcak hava balonlarına asıldı.
    29 Ekim Cumhuriyet Bayramının 100. yılı dolayısıyla Kapadokya’da sıcak hava balonları gökyüzüne sepetlerine astıkları Türk bayrakları ve Atatürk posterleri ile havalandı. Havalanan sıcak hava balonları hem balona binenler hem de izleyenler için gökyüzünde görsel şölen oluştu.

    UNESCO Dünya Doğal ve Kültür mirası listesinde yer alan tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleriyle tanınan turizm merkezi Kapadokya’da, yerli ve yabancı turistlere manzarayı gökyüzünden izlemelerine imkânı sunan sıcak hava balonlarının sepetlerine uçuş öncesi Türk bayrakları asıldı. Peş peşe havalanan 152 sıcak hava balonları, Göreme beldesi ve çevresindeki kalkış alanlarından gökyüzüne yükseldi.
    Bu gün uçmaktan çok mutlu olduğunu söyleyen sıcak hava balon pilotu Tolga Eke “Cumhuriyetimizin 100. Yılında şanlı bayrağımızı gökyüzünde dalgalandıracağız. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen misafirlerimiz ile bu günü kutlamaktan çok mutluyuz. Türk bayraklarını ve Atatürk posterlerini balonlarımıza taktık. Birazdan gökyüzüne yükseleceğiz” şeklinde konuştu.

    Turizmci Mehmet Dinler’de yaptığı açıklamada “Genç Cumhuriyetimiz 100 yaşında. Kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e hiç bitmeyecek şükran ve minnet içerisindeyiz. Cumhuriyeti biz kurmadık ama gelecek nesillere aktaracak olan nesil bizleriz. Türkiye Cumhuriyeti, çoğulcu, kapsayıcı ve barışçıldır” dedi.

    Cumhuriyet Bayramı tatili nedeniyle Kahramanmaraş’tan Kapadokya’ya gelen ve sabahın erken saatlerinde sıcak hava balonlarının gök yüzüne yükselişlerini seyreden Seçil Kaya’da yaptığı açıklamada “Bu görüntü çok heyecan

  • İnegöl’de 100. yıl coşkusu caddelere sığmadı

    İnegöl’de 100. yıl coşkusu caddelere sığmadı

    Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan bayram havasıyla vatandaşlar Cumhuriyeti kutlarken, İnegöl’de düzenlenen etkinlikler de büyük bir ilgi ve coşkuyla gerçekleştiriliyor. 7’den 77’ye her yaştan vatandaşın elinde bayrağıyla katıldığı kortej, renkli görüntülere sahne oldu. Öğrencilerden oluşan bando takımı öncülüğünde başlayan Cumhuriyet Yürüyüşüne protokol üyeleri de eşlik etti. Binlerce kişinin katıldığı kortej, Atatürk Bulvarı üzerinden Atatürk Heykeline kadar devam etti. Binlerce İnegöllü bayrağıyla cumhuriyet yürüyüşündeki yerini aldı.

    Büyük coşkunun yaşandığı cumhuriyet yürüyüşü sırasında Atatürk Bulvarı üzerindeki vatandaşlar da katılarak devam etti. Yol boyunca kaldırımlarda, evlerin cam ve balkonlarında vatandaşlar da alkışlarıyla destek verdi. Heykel önünde son bulan yürüyüşün ardından Belediye Başkanı Alper Taban ile Kaymakam Eren Arslan kısa birer selamlama konuşması gerçekleştirdi.

    Birlik beraberlik mesajlarının verildiği ve cumhuriyete vurgu yapılan konuşmalar sonrası saygı duruşunda bulunulup İstiklal Marşı hep bir ağızdan okunarak program sona erdi.